Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17MART1992SAU
18 HABERLER
BULMACA
SOLDANSAGA: 1 2 3
1/ özbekistan'ın
baskenti. 2/ Ver-
me, ödeme... Bir
parçanın agır ve
.görkemli çalınaca-
ğ\ıu anlatan miizik
terimi. 3/ Uzun kış
gecelerinde dost ve
akrabalaıla birlik-
te yenilen ak$am
yemeğine ve o gece
yapılan eğlenceye
verilen ad. 4/ Bir
tür hafif ve kaba
ayakkabı. 5/ Orto-
dokslarda tahta pa-
n o üzerine yapılan her türlü din-
scl resme verilen ad... Kâgu oyun-
larında ortaya para koyma. 6/ As-
ker... Bir tartı birimi... Bir nota. 7/
Mikroskop camı... Kırık kemikleri
bir arada tutmak amacıyla kulla-
rulan tahta gibi düz nesne. 8/ Da-
gan en yüksek yeri. 9/ Dttşman top-
raklanna birdenbire ve topluca ya-
pılan baskın... Tütün dizmek, ku-
rutmak ve işlemek için kulJanıIan
üstü kapaJı sergi.
VUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Gürcistan'm başkenti... Akım şiddeti birimi kiloamperin
simgesi. 2/ Tanntanımaz... Bal, yoğurt gibi şcyler koymaya ya-
rar tahta kova. 3/ Yan makinesinin kâğıt takılan hareketli bö-
lttmü... Katısıksız. 4/ Felsefede duyularla algılanabiJen her şey.
5/ Bir toplulukta çaüşan insanlann her biri. 6/ Baharh bir bit-
ki... Gidüen yol üzerinde olmayan. 7/ îstatistikte uzun süreli
egilime verilen ad... Deriden sızan sıvı. 8/ Alınmış bir şeyi ge-
ri verme. 9/ Küçük körfez... Kadın giysilerinin etek ucu, kol
gibi yerierine verev kesilmis kumaştan yapılan süs.
HAVA DURUMU
Tûrkiye'de
Adana
Adıyaman
Afyon
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Avdın
Ağn
Balıkesir
Bılecik
Bıngöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
5
6
1
4
2
8
2
4
-10
5
4
-4
-3
1
4
6
10
14
7
12
5
15
12
10
1
11
10
6
5
6
10
12
vağmurlu
yağmurlu
yagmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
vağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
vağmurlu
çok bulutlu
çok bulutlu
yağmurlu
vağmurlu
yağmurlu
Çankjn 2 5 yağmurlu
Çorum 3 10 vağmurlu
Penizli 5 10 yağmurlu
Piyarbakır 4 12 yağmurlu
Edırne yağmurlu
Elaağ 3 10 yağmurlu
Erzincan 2 7 yağmurlu
Erzunım -19 -2 karlı
Eskişehir 1 4 yağmurlu
Gaaantep S 13 yağmurlu
Giresun 6 15 >ağmuriu
Gümüşhane -5 6 çok bulutlu
Hakkâri -5 5 çok bulutlu
Hatay 9 16 yağmurlu
Izmır 7 12 yağmurlu
işparta 3 9 yağmurlu
Icel
Çanakkale 5 10 vağmurlu lstanbul
8 15 yağmurlu Şırnak
Kars
Kastamonu
Kaysen
Kırklareli
Kırşehır
Kocaelı
Konya
Kütahya
Malatya
Manısa
K.Maraş
Mardirı
Muğla
Muş
Nevsehir
Nığde
Ordu
Rıze
Sakarya
Samsun
Siın
Sinop
Sıvas
Tekırdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Ş.Urfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksarav
Bayburt
Karaman
Kınkkak
Batman
-10
1
2
3
2
4
1
1
.4
2
6
4
4
4
-6
1
2
5
7
5
6
2
4
2
3
3
7
2
6
2
-7
2
7
2
-9
3
2
0
0
6
8
8
8
7
5
7
10
12
14
10
9
3
5
6
16
15
9
15
10
10
6
7
10
15
9
14
7
6
7
10
7
3
9
5
12
çok bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
vağmurlu
yağmurlu
vağmurlu
yağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
çok buJutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
çok bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
çok bulutlu
-6 5 çok bulutlu
vağmurlu Bartın 3 8 vağmurlu
Sıcaklık
azalacak
Devlet Bakanlığı Meteoroloji
Genei M üdüriüğu'nden alınan
bilgiye göre, bütûn
bölgelerimiz parçalı ve çok
bulutlu, Marmara, Ege,
Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve
Orta Karadeniz ile Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'nun
batısı yağışlı geçecek. Yağışlar
genellikle yağmur ve yer yer
sağanak, Batı Karadeniz'in iç
kesimi, İç Ege, İç Anadolu'nun
kuzeyinde karla kanşık
yağmur ve kar şektinde olacak.
Hava sıcaklığı batı
bölgelerinüzde hissedilir
derecede olmak üzere
azalırken, doğuda önemli bir
değişiklik olmayacak.Rüzgâr
güney ve batı, yurdun
kuzeybatı kesimlerinde kuzey
ve doğu yönlerden orta
kuvvette, batı bölgelerimizde
kuvvetli olarak esecek.
Denizlerimizde rüzgâr Doğu
Karadeniz"de kıble ve
keşişleme, Batı Karadeniz ile
Marmara'da yıldız ve poyraz,
Ege'deyıldızve
karayel,Akdeniz'de kıble ve
lodostan 3-5, yer yer 6, Batı
Karadeniz ile Marmara'da
zaman zaman 7-8 kuvvetinde
saatte 10-21, yer yer 27, Batı
Karadeniz ile Marmara'da
zaman zaman 33-40deniz mili
hızla esecek.
St Petersburg
Moskova
Tetoriz
T . T . T . T 1
( HAVA aCAKLJÖ)|
1
Dünyada
Amsterdam
Atına
Amman
Bruksel
Berlin
Barcdona
Beterad
Bağdat
Bonn
Budapeste
Cenevre
Cezayir
7 p. bulutlu
14 yağmurlu
17 p. bulutlu
6 p. bulutlu
5 p. bulutlu
19 az bulutlu
15 çok bulutlu
18 az bulutlu
7 p. bulutlu
8 p. bulutlu
9 vağmurlu
19 az bulutlu
Frankfurt £. bulutlu Zünh
Helsınki
Kahire
Kopenhag
Köln
Londra
Madnd
Mûnıh
Moskova
Mılano
O&lo
Paris
Prag
Roma
Rjyad
St.PetersburK
Sofya
Şam •
Varşova
Vıyana
3
19
4
7
13
20
6
3
21
4
13
5
16
29
2
10
16
3
3
çok bulutlu
p. bulutlu
çok bulutlu
p. bulutlu
çok bulutlu
az bulutlu
p. bulutlu
karb
çok bulutlu
çok bulutlu
p. bulutlu
p. bulutlu
çok bulutlu
az bulutlu
kartı
yağmurlu
p. bulutlu
p. bulutlu
çok bulutlu
8 yağmurlu
KULİS
• (Baştarafi I. Sayfada)
tahsis edilen vergi gelirlerinde kesinti yapılmaması ve îller
Bankası kanalıyia yerel yönetimlerin aldıklan borçlann
silinmesi için gösterdiği çabalar anlaülmışu. Yiğit Bey'in bu
istekleri koalisyon hükümeti zamanında gerçekleştirilmiş,
Bakanlar Kurulu belediyelerin önce uzun vadeli borçlannı
silmiş, sonra da asıl sorun olan kısa vadeli borçlannı 15 yıla
yaymayı kararlaştırmışü. llJer Bankası'na ödenmesi gereken
ve 376 milyar lira olan kısa vadeli borçlann tutan, faiz yükü
de eklendiğinde 500 miiyara yaklaşıyordu. Belediye
başkanlan bu kararaçok sevinmişlerdi, ancak ortada bir
sorun vardı. Bu para nereden ödenecekti Düşünüldü ve Toplu
Konut İdaresi'ne taşınıldı! BakanJar Kurulu'nda, paranın
Gülöksûz'ün emrinde bulunan Geliştirme ve Destekleme
Fonu'ndan (GDF) ödenmesi kararlaştınldı.
Yazıda daha sonra, bir haftadan fazla süre geçmesine karşm
Gülöksüz'ün bu paranın GDF'den ödenmesi için gerekli emri
imzalamadığı belirtiliyordu... "Bunda kızacak ne var"
diyeceksiniz. Buraya İcadar pek bir sorun yok... Ancak
Gülöksûz'ün bu tutumunun, karann kendisinedanışılmadan,
bir emnvaki üslubuyla alınmasından kaynaklandığı
belirtiliyordu. Yiğit Bey'i gücendiren ilk neden buydu... İkinci
neden de, yazıda "belediyelerin kısa vadeli borçlannın
silinmesinekarşı bir tavıriçindeolduğu" gibi bir hava
sezılmesi ve kendisine sorulmadan kaleme alınmasıydı. Son
noktada haksız sayılmazdı. Bıraz rötariı olsa da kendisine
sorduk:
-Yaada belirtildiği gibi, belediyelerin kısa vadeli borçlannın
affina karşı değilim. Kaldı ki, hükümetin kararlannı
uygulamakla sorumlu birkamu görevlisi olarak karşı olmam
da söz konusu olamaz.
-Hükümetin kararlan doğrultusunda ve Bakanlar
Kurulu'ncabelirlenmişkurallarçerçevesindefonaktanmını
yapmıak zorundavım.
Evet, TK.İ hiç hesapta yokken, belediyelerin kısa vadeli
borçlan için yanm trilyon liralık bir "ek yükle" karşı
karşıyaydı. Bu. aynı zamanda şu anlama geliyordu:
Kaynak sağlamak için Toplu Konut İdaresi'ne başvurmuş
yüzlerce belediye vardı. Bunlann çoğunun projesi incelenmiş
ve uygun görülerek Yüksek Planlama Kurulu"nun onayına
sunulmuştu. TKİ'nin İller Bankası'na kısa vadeli borçlan
ödemesi, bütün prosedürü ve teknik incelemesi tamamlanmış
pu projelerin rafa kaldınlması demekti. Ancak karar, siyasi
ıradenin bir tezahürüydü ve Gülöksüz itiraz edecek bir
"konumda" değildi.
Tabii bu, siyasi ıradenin tezahürüne başka itirazlar
yöneltilmesine de engel değildi. örneğin, halen TBMM Genel
Kumlu'nun gündeminde "Kamu Kuruluşlannın Birbirlerine
Olan Borçlannm Tahkimi Hakkında Yasa Tasansı" vardı ve
neden belediyelerin söz konusu borçlannın da bu tasan
çerçevesinde "tahkim" edilmesi düşünülmüyordu Çünkü,
Bakanlar Kumlu'nun hazırladığı tasanda, belediyelerin İller
Bankası'na olan borçlannın da tasfiye kapsamında tutulması
öngörülmüştü. Ancak görünmez bir el, tasan TBMM Plan ve
Bütce Komisvonu'nda görüşülürken bu maddevi çıkarmıştı.
Gülöksüz, hükümetin önerdiği çözümün TBMM'de de kabul
görmesi halinde sorunun, hem de en akıla yoldan,
çözüleceğini söylüyordu. Yani. sorunun siyasi iradenin
öngördüğü şekildeçözülmesini öneriyordu. Yoksa "kişisel bir
tavır" söz konusu değildi. Ancak, siyasi irade "dün dündür,
bugün bugündür'" deyip Gülöksüz'den bu parayı (hoş haii
hazırda para da yok ya!) ödemesirü isterse yapacak tek şey
kalıyordu: Önce GDF'de bu kadar paranın birikmesini
beklemek. Sonra da, İller Bankası'na aktarma yapılabilmesi
için, GDFkaynaklannın yöneltileceği alanian belirleyen
fasıllara hükümetin yeni bir "fasır' eklemesiyle işi hukuka
uygun halegetirmek..
Evet, önceki "Kuüs"teyayımlanan bilgiler, eksik olsa da.
doğruydu. Ancak, o yazıda yapılan yorum Yiğit Bey'i biraz
ktzdırmıştı. Kızdığı yalruz biz değildik kuşkusuz. BeUci,
kızdıklan arasında sevdiği bizdik...
GENÇLER!
DR. HAYDAR DÜMEN ARTJK
HER15GÜNDEBÎR
SÎZÎNLE OLACAK
Dr. Haydar Dûmen gençlere heı 15
gûnde bdr değişen konıalarla biı dizi
konferanslar verecek.
ÎDa 17 Martta..Saat 17.00de
ka Çelik'in dia gösterisi eşliğinde...
Kenterler Tiyatrosu'ncja...
Konusu. "CINSELLIK ve GÜÇ"
Gtençler!
Bu konferanslara
mutldka kaülın,
cinselliğiniz ve
sagrüğıruzla ilgili
oevapsız sorunuz
kalmasın...
Bûtûn konfeıanslarda giriş üaetsizdir.
1 Tamamen ücretsiz olan bu
_ , #
] konferanslar ALO BlLGtnin
B İ L G l j katkılanyla gerçekleştirılrûektedır.
Tölekpınap ve Görmeç
S ürt'in Tülekpınar ve Şırnak'ın
Görmeç köylerinde 2 Şubat 1992
günü düşen çığlarla bu iki köyümüz ve
bu köyJerde konuşlandmlmışaskeri
birliklere ait binalaryıkılmıştır. Bu iki
köyümüzde toplam 180civannda
yurttaş, subay, astsubay, erbaş ve
erimizin ölümüne neden olan çığlar
ulusumuza onulmaz acılar vermiştir.
5.2.1992 tarilündede
Tunceli-Erzincan karayoluçığ
nedeniyle trafığe kapanmıştır. Aynca
Doğu ve Güneydoğ^ı Anadolu'da son
günlerde tekil çığ olaylan mal ve can
kayıplanna neden olmaktadır. Büyük
can ve mal kayıplanna neden olan
çığlar, sel basİcınlan, su taşkınlan,
orman yangınlan, toprak kaymalan
gibi doğal yıkımdır. Diğer doğal
yıkımlar gibi çığlann oluşumunu
bütünüyle önlemek olanaklı değildir.
Ancak çığın zararlı etkisini azaltmak
mümkündür.
Yüksek dağlık arazi deyişiyle,
değişken veçeşitli topoğrafya, bakı.
yarnaçeğimi, ulaşım güçlüğü. altyapı,
eğitim ve öğrenim noksanlığı, ülke
geneünden düşük gelir düzeyinde
insanlann yaşadığı kırsal yöreler
tanımianmaktadır. Dağlık yüksek
yörelerde toprak erozyonu. toprak
kaymalan, sel ve çığ zararlan diğer
yörelerden çok daha etkindir.
Ormanlann kar yağışında etkisi az
olmasına karşınçığoluşmamasına
etkisi fazladır. Yüksek dağlık bölgeleri
verimli ormanlarda kaplı yörelerde çığ
kesinlikle oluşmaz. Orman sınınmn
uzenndekı alanın yamaç uzunluğu ve
bitki örtüsü çığın oluşumunda ve
zararlanna etkendir.
Çığla savaş, çığın oluşmasını önleme
ve zararlı etkisini azaltmaya yönelik
önlemler bütünüdür. Etken savaşım'
çığın oluşmasını sağlamak için
alınacak önlemleri içerir. Yüksek
dağlık >örelerde orman yetiştirmeye
uygun alanlann tamamında yeni
ormanlaryetişürmek, mevcut
ormanlan korumak, geliştirmek,
genişletmek, iyileştirmek ve bakımını
yapmak gerekir. Orman yetiştirme
olanağı oJmayan yüksek dağlık
yörelerde de meralan korumak,
geliştinmek, iyileştirmek, bilimsel
verilere uygun olarak işletmek,
hayvancıiığı gelişurmek gerekir.
Orman üstü yörelerde de aynca
mekanik önlemler almak gerekir.
örneğin çığ teraslan, çığ tuzaklan, tel
örgüler, örmeçıtler. rüzgâr perdeleri
vb.'lerigibi önlemlerçığ oluşumunu
ve zararlı etkisini azaltıcı etkenlerdir.
Emek-yoğun olarak yapılması
zorunlu olan çığlarla etken savaşım
önlemleri yüksek dağlık yöre
insanlannı işlendirici yatınmlardır.
Çığlarla edilgen savaşım iseçığ
yatağında alınacak önlemleri
içermektedir. Çığın yönünün
saptınlması ve parçalanması amacıyla
yapılacak yapı ve tesislerin inşaatlan
çığla edilgen savaşımı oluşturur. Çığın
hızını azaltıcı önlemler. süzücü
barajlar. çelik kablolu ağ'ar, toprak
setler, taş duvarlar oluşur. Çığ
mahmuzlan, çığ ramparalan, çığ
saptırma duvarlan ve çığ tünelleri
çığdan özel olarak korunması gerekli
yapılarla kara ve demiryolu
bölümlerinı korumak için yapılması
gerekli yatınmlardır.
Dağlık yüksek bölgelerde yerleşim
yerleri. İcara ve demiryolu
güzergâhlannın saptanması ve
kamuya ait yapılann yer seçiminde çığ
tehlikesinı dikkatle incelemek
zorunludur. Çığlarla etken ve edilgen
savaşım için alınacak önlemJere
harcanacak kaynaklann birgün yeni
Görmeç ve TüJekpınar facialannı
önlemeye yönelik olduğunu
unutmamak gerekir.
Ülkemizdeerozyon, sel taşkmı, su
baskını, toprak İcayması ve çığiara
karşı savaşım Orman Bakanlığı'nın
görevidir. Yaygın, etkili, büyük can ve
mal kayıplanna neden olan önemli ve
çok yönlü bu sorunlann çözümünde
Orman Bakanlığı kuruluşlan, kırk
yıldan beri özlenen ve gereken
düzeydedeolmasa bile başanlı,
özverili çalişmalannı yürütmektedir.
Bu çalışmalann yasal ve yönetsel
çerçevesi oluşturulmamıştır. Orman
Bakanlığı kuruluşlan. diğer iigili
kuruluşlardan gereken ilgi, yardım ve
desteği görmemektedir. Orman
Bakanlığı işgörenleri arasında bu
konularda uzmanlaşmış teknokrat
kadro, bu soranlann çözümünde
önemli gizil güçtür. Yeter ki gerekli
kaynak esirgenmesin, işi bilenler işe
yöneltilsin. bu karmaşık sorunlann
çözümüne ilişkin çahşmalan
topyekûn yurt savunması olarak
anlamak ve uygulamak gerekir.
Şener Yomralıoğlu
Orman Yük.Müh.
Size
kaülmıyopum
Gazetemizin Tartışma sayfasmda
iki gündür ramazan davııluyla
iigili olarak çıkan Sayın Ahmet
Sönmez ve Sayın İlker Kutlu"nun
görüşlerine katılmıyorum. Tabii ki
mecburdeğilsiniz her gecegeç saatte
rjencerenin altında kıyasıya çalınan,
dönüp dolaşıp gelip bir daha ça'.ınan
davulun sesiyle uykunuzdan
uyanmaya. Kıyasıya çalmadan
geçmeleri sağlanabilir. Her iki Sayın
Tartışmacıya katılmadığım yer ise
davul çalmayı ilkei. oruç tutmama.
uyku uyuma ve insan haklanna aykın
bir olay oiarak görmeleri. Yüzyıllardır
sürdürülen bu geleneği nostaljik
yanıyla görmelerini ve yılda bir ay
olsun buna katlanmalannı diliyon'm.
Sayın Ahmet Sönmez'e diyeceğim ise,
bir ay süreyle gece yansı davul zoruyla
uyandınlsanız bile. bayram sabahı
sayın davulcu vatandaş, kapınıza
bahşiş için geldiğinde, bu vatandaşa
hiçbir şey yapmayın. Bence, onun da
ekmeğini bu yoldan kazandığını
düşünerek gerekli bahşişini verin.
Saygılanmla.
Rahime Çavlan
İstanbul
BÎR ZAMANLAR
Kadm ana - Ağzı vardiliyok, nedir o bilbakalım?
Damat - İçgüvevsi!
Cemal Nadir Akbaba/4.2.1924
Yapmvekalıcı cözümlep
Geçenlerde bir grup arkadaşımla
AKM'de bale izlemeye gittik ve
çıkışta baleyi eleştirirken
izlenimlerimizi, görmek istediklerimizi
dile getirip bu konuda ilgililerin
dikkatini çekmeye karar verdik.
Alışılagelmiş repertuar seçimlerinden.
dekorundan, kostümüne. sahne
düzenine kadar seyrine alıştığımız
Devlet Opera ve Balesi'ni çevreleyen
sınırlar ne zaman kalkacak? Örneğin,
neden Fındıkkıran?
Basında verilen demecJerin
uygulamada işlerlik kazandığı günleri
görmek daha ne kadar uzaklıkta.. Bir
bale sever ve izleyici olarak, Devlet
Opera ve Balesi sınırlan içinde
araştıran, deneyen, kendini yenileyen
bir topluluk beklıyoruz. Zaman
zaman gündeme gelip gazetelerden
takip ettiğimiz Devlet Balesi sorunlan
basına malzeme olmaktan öteye
gidemiyor kanısındayız.
Dansçılanmızın boy boy resimlerini
boyalı basında görmek yerine, elde
etükleri başanlan. yarışmalarda
aldıklan dereceleri sanat
sayfalanndan takip etmek istiyoruz.
AKM salonlannda özgün veçağdaş
yapıtlar izlemek. bir anlamda dünyayı
takip etmek Türk izieyicisıninde
hakkı. Kültür ve sanatın artık bir
bütün olduğu düşünülürse. bize
sunulan eserlenn kendini aşmaktan.
kaliteden çok uzak olduğunu ısrarla
söyleme gereğini duyuyoruz. Aynı
zamanda genc AKM nın uluslararası
işlevini de vurgulayarak fuayedeki
koltuklardan, tuvaletlere ve çoğu
zaman aksayan tekniğine kadar,
değerli sanatçılanmıza ve biz
seyircilere layık, gerekli özenin
gösterildiğini görmek istiyoruz;
bizlerin her zaman daha iyisini
beklediğimiz unutulmasın lütfen. Ve
elestirilerimizin yapıcı olmasını
diliyoruz. Umitederizki Kültür
Bakanımız Sayın Fikri Sağlar, yapıcı
ve kalıcı çözümlerle AKM salonlan
dışında kalan ve kaDteye hasret olan
biz izleyicileri de sevindirir.
Muzaffer Bayraktar
İstanbul
Cumhuriyet için
Bukavgadan
kupumyaraakh
Cumhuriyet gazetesinin sahipleri,
gazeteçalışanlan veokurlanyla
bir bütün olduğu, kurumlaştığı
bir gerçekken özellikle okuru hiçe
sayılarak vardınlan nokta
sanıyorum o karan alanian da üzmektedir. Okumayarak,
okutmayarak gazetemizi yıprattıklannda, 68 yıldır İcoruduğu
ilkelerine bağlılık yitirildiğinde Türk basınında yeri doldurulmayacak
bir boşluk oluşacağı gerçektir.
Savım abartılı değildir, gerçeğin böyle olduğunu bu süreci başlatanlar
da bilmektedir. Gazetelerden aynlanlar, "Gazeteözdüşüncesinden
uzaklaşıyor" diyerek okurlann büyük bir bölümünü yanlanna
çektiler. Çoğunluğun yanlannda olmalannı da hakülıklanna gerekçe
gösteriyorlar.
Benim gibi düşünen okurlar ise sapma görmüyorlar ve gazetenin
yaşatılmasına katkıda bulunuyorlar.
1968 yıhndan beri gazetemin okumyum. Bu süre içinde 1971 yıbnda
gerçekten bir sapma dönemi yaşadık. Ben de bir süre gazeteyi
almadım. Hareket başanya ulaştı veyineeski çizgisinedöndü.
Bugünkü kavganın biriktidar kavgası olduğu açıkça ortaya çıktı.
Ancak bundan "kurum" yara aimıştır. Dileğim bu yaranm çabucak
iyileştirilmesi, okur sayısırun eski gûnlerine ulaşması ve daha ileri
sayılara varmasıdır.
Metin Kılmçer
ÖğretmenjGönen
Okumamak
demokrasiye ters
Yaklaşık son 3 aydır, her
merhabalaştığım dostuma,
Cumhuriyet'teki değişikliklere
ilişkin olarak yönelttiğim
sorulara karşm aldığım yanıt,
"Artık Cumhuriyet'i okumadıklan" biçiminde olmaktadır.
Birsonraki sorum ise "Şimdi ne okuyorsunuz ya da okunacak bir
gazete bulabildiniz mi?'' olmakta, elbetteki aldığım yanıt da
kocaman bir "hiç" olmaktadır.
Üstelik düşünen insan olma savında bulunan bireylerin bir yazarlar
grubuna böylesine tutkun olup gazeteyi dışlamalan anlaşıbr gibi
değil. Genel olarak gazetenin sütunlan belirli gruplann tekelinde
değildir; yazarlann gitmesi, gazetenin yaşamasına engel değildir ve
olamaz da. Bilindiği gibi değişimin kendisidir. Gazete, ilkelerinden
ödün vermediğı sürece (ki bunlar, "ciddi, sansasyondan kaçınan,
güvenilir, Türk okur-yazarlannın bilgi-haber-yorum gereksinimini
karşılayan çağdaş gazete olma" Cumhuriyet, 1.3.1992)değisikJiklere
ve bunlarayönelik tepkilere karşm kuşkusuz yaşayacaktır. Üstelik
boyalı basının TV benzeri görüntülerine tutsaklar ordusuna
katılmaya yönelen eski Cumhuriyet okurlan, bu gazetelerden ne denti
doyum sağlıyorlar^bu da pek anlaşıhr gibi değil. Amiyane deyimle
balın üstüne sirke nasıl gider? (Bu yönelmeyi 12 Eylül sonrası
ANAP'a yönelen eski CHP'lilerin durumuna benzetiyorum.)
Üniversitedeki doktora çalışmalanmın yam sıra kamu sektöründe
görev yapmaktayım. Dolayısıyla çevremde değişik dünya görüşlerini
paylaşan kişiler bulunmakta ve ben demokrat kişiüğimden
kaynaklanan bir tutumla herkesle merhabalaşıp gereğinde de
tartışmaktayım. Bu ilişkiler çerçevesindegazetemi başkalan ile
paylaşmaktayım. Örneğin, radikal İslamcı bir iş arkadaşım düzenli
olarak Cumhuriyet'i alır ve her zaman, "Eğer bir haberin gerçekliğini
öğrenmek istiyorsaruz Cumhuriyet'e bakmalısınız" der. Onun
gözünde Cumhuriyet'in saygınlığı diğer bütün gazetelerden çok
yukanlardadır. Elbetteki bu kişi bir ölçek değildir, ama bir örnektir.
Bu bağlamda, öncelikle belirtmeliyim ki son günlerdeki değişim
süretini ilgi ile izlediğim Cumhuriyet'e ilişkin düşüncelerimi üetmek
için Sayın Hasan Cemarin aynlışı ve ardından "Yeni Bir Dönemeç"
başlıklı yazı bir neden oluşturdu. Bilindiği gibi günümüzde savaşlar
militer olmaktan önce, ekonomik boyutlar içerrnektedir. Dünya
gerçekten de hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Örneğin, ülkemiz
kamuoyunda 10 yıl önce geçerli olan değer yargılan bütünüyle
değişmiş, yerinilesi kavramlar, bugün bir bakıma övünülesi boyutlara
ulaşmıştır. Bugün kara para kazananlar kınanmıyor, tersine fırsatlan
değerlendirebilmeyeteneği olan kişilerolarak görülüyor. Artık
toprak reformu tartışılmıyor, sosyal adalet ilkeleri gözardı ediliyor,
Yerli Mallar Haftası geçiştiriliyor, dostluk-dayanışma ve
yardımseverlik gibi geleneklerimiz unutuluyor, en önemüsi de okuma
alışkanüklan bırakıhyor.
Bilindiği gibi yeterince okuma alışkanlığı gelişmemiş toplumlarda,
TV'nin varlıği olumsuz bir işlev görmekte, TV dizilerine tutsak olan
toplum dolayısıyla gazeteleri okumak için değil, bakmak için
almaktadır. (Oysa gelişmiş ülkelerde, gazeteler okumak içindir,
üstelik sayfa sayısı çok, fotoğrafı daha azdır.) Yoksa gerçekte bir
yazar grubunun aynlması ile birgazetenin dışlanması arasında nasıl
bir bağlantı kurulabilir? Bugün gazetede yine öncekilere eşdeğerde
yazarlar vardır vegelecekte de oîacaktır. Eğer bu kişiler düşünsel
aynlık yerine, sıradan bir doğa olayı olan ölüm nedeni ile gazeteden
aynlsalardı, o zaman ne olacaktı? (örneğin; Abdi Ipekçi öldürüldü
diye okurlan Milliyet'idışlasalardı...)
Olaya bir başka açıdan bakarsak SHP mi daha bir sosyal demokrat
parti, yoksa DSP mi gibi bir değerlendirmenin nasıl ki sosyal
demokrat harekette tnrtakım olumsuzluklan yaşanmaktaysa
gazetedeki yazarlann düşünsel ya da çıkarsal nedenlerle ayn
düşmeleri bir dönem için gazetenin tirajını düşürebilir, ama yine de
uzun dönemde gazetenin gerçek okurlannca yaşatılacaği
kanısındayım. Başandilcklerimle...
Selma Erdal