02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SŞUBAT1992S/M-I CUMHURİYET SAYFA HABERLER Turklerin yüzyılı I • UBA (Ankara) - Eskı Milli Eğitim Bakanı Hasan Cela! Güzel, '-ABD, BA B ve Okyanus devletkrinin yanı sıra Türkiye'nin de 4. süpergüç olmaya aday olduğunu"sö>ledi. Gûzel, "20. yüzyıl Turklerin ç a p olacaktır" dedi. Oenç Demokratlar Kulübü'nün Etap Altınel Oteli'nde düzenlediği sohbet toplantısında, Türkiye'nin sosyal, ekonomik vesiyasal bir tablosunuçizen Hasan Celal Güzel. Türkiye'nin 3 önemli sorunu olduğunu belirtti. Güzel. "Türkiye'de bir lider sorunu yaşanmaktadır. Önemli bir sorun da Güneydoğu'dason birkaçyıldagelişen harekettir. Bu sorun Türkiye'nin önündeki lOyılınıdaolumsuzyönde etkileyecektir" dedi. Güzel, Türkiye'nin önemli bir sorununun da ekonomik sıkıntı olduğunu belirtti. Yolsuzluk dosyaları • UBA (Ankara)- Anavatan Partisi yerel yönetimlerden sorumluGenel Başkan Yardımcısı Bülent Atasayan, "Hükümet ANAP'la ilgili nekadar dosya varsa ortaya çıkartsın, ama bu arada kendi bakanlannı da iyi izlesin" dedi. Kocaeli Milletvekili Atasayan, yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Biz ANAPzamanında ne kadar yolsuzluk yapılmışsa bunlann dosyalannın ortaya çıkartılması ve gerekli merciilerin gereken işlemi yapmasını canı gönulden istiyoruz. Şimdi hükümetteler vedevletin tüm arşivlerini ellerinde, eğer varsa ANAP dönemiyle ilgili tüm yolsuzluklan ortaya çıkartsınlar ve sorumlu kişilere gereken cezayı versinler." 'Milli GüvenlikKuPUİu' • ANKA (Ankara) - Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başkanlığında yann saat 14.00'teÇankaya Köşkü'nde. toplanacak. Cumhurbaşkanı Özal'ın yanı sıra Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Dışişleri Bakanı HikmetÇetin, İçişleri Bakanı İsmel Sezgin, Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Nezihi Çakar ile kuvvet komutanlannın katılacağı toplantıda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde önümüzdeki aylarda uygulama süresi dolacak olan olağanüstü hal uygulaması görüşülecek. Toplantıda aynca büyük kentlerdegiderek tırmanan terör olaylanyla dışta gelişen olaylar ele alınacak. Gazioğlu dönüyor • Haber Merkezi - 12 Eylül'de kapatılan TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu, Türkiye'ye geliyor. 12 Eylül'den sonra Almanya'ya giden ve orada yaşayan Gazioğlu'nun 29 şubat cumartesi günü saat 17.00'de Ankara Esenboğa Havalimanı'nda EĞİT-SEN yöneticileri tarafından karşılanacağı bildirildi. Gazioğlu, TÖB- DER'in son genel başkanıydı. Midyat'ta gözaltı • CUMHURİYET (Midyat) - Midyat'ta geçen cuma günü yapılan yürüyüşte açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Mehmet Njıri Cebe"nin cenazesi Dargeçitte toprağa verildi. Midyat'ta yapılan yürüyüş sırasında gözaltına alınan 51 kişiden 11 kişinin tutuklandığı öğrenildi. Tutuklananların isimleri şöyle: Kerim Arpa, Alattin Keleş, M.Salih Demirtaş, Cemal Aktaş, Necmettin Bilgiç, Salih Dilmen, Bayram Teomay, Ramazan Ertekin, Mehmet Altunkay_nak, Hayrettin Bektaş ve Abdurrahman Gül. İzmîrli işçiler • CUMHURİYET (Ankara) - İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce işlerine son verilen işçilerin işlerine geri iadesi sorununun çözümü perşembe gününe kaldı. Başbakan Süleyman Demirel ve içişleri Bakanı İsmet Sezgin, dün görüştükleri Türk-İş ve Belediye-İş yöneticilerine, konunun Bakanlar Kurulu'nda ele alınacağını, perşembe gününe kadar beklenmesi gerektiğini söylediler. 'Camilere bildiri1 • AA(Erzurum)-Kürdistan İslami Partisi (KİP) adlı yasadışı bölücü örgüt tarafından Erzurum'da, dün akşam cami avlulannda bildiri dağıtıldı. Bildiride, "Devletin Kürtlere işkence yapüğı" öne sürülerek "Silahlanarak devlete karşı savaşa girilmesi" istendi. Olaya el koyan emniyet yetkilileri, halkın bu gibi kişilere ve örgütlereilgi göstermemelerini, bölücülerin yakalanmalan için çahşmalann sürdürüldüğünü kaydettiler. Temsil giderleri • AA (Ankara)-SHP, 13 Aralık 1983 tarihinden 20 Kasım 1991 tarihine kadar geçen süre içinde bakanlıklara ve bunlara bağlı kuruluşlann temsil giderlerinin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını istedi. Grup Başkanvekili Mahmut Alınak, " ANAP iktidarlarını bütün boyutlanyla sorgulayacağız" dedi. Alinak, dün TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyerek Meclis araştırma önergesinin gerekçelerini açıkladı. Alınak, verilen bu önergenin devlet bakanlıgından istifa eden Güler 1leri olayı ile bir ilgisi bulunmadığını belirterek hükümet kurulması, koaıisyon çalışmaları ve ziyaretçi akını gibi nedenlerle bu konulann Meclis güademine getirilmesinin geciktiğini söMedi. Şşıyor. u sıralarda, siyaset gündeminin değilse de siyasetçi gün- deminin bir numaralı maddesi "lojman sorunu..." 20 Ekim seçimlerinin üzerinden 4 ay geçtiği halde, çok sayıda milletvekili ve bakan "lojmansızlıktan" otellerde ya- BAŞKENTTEN AHMET TAN Çünkü eski milletvekilleri seçimleri kaybettikleri halde, Meclis lojmanlarını boşaltmıyorlar. Söyledikleri şu: "Biz erken seçim yüzünden zaten mağdur olduk. Kışta kıyamette ev bulmak ve taşınmak zor. Milletvekilliğini kazananlar zaten 5 yıl oturacaklar, hele biraz idare etsinler." "İdare eden" milletvekillerinin adlarını sıralamak zor. Ama başta Tansu Çiller olmak üzere Ersin Faralyalı, Yıldırım Aktuna, Meh- met Ali Yılmaz gibi bakanlar, hâlâ otelde yaşıyorlar. Neden otelde? Çünkü, devletin kendilerine lojman vermesini doğal hak ola- rak görüyorlar. Öteden beri yürüyen düzen nedeniyle, tıpkı mil- letvekilleri ya da tapu memurları veya polis memurları gibi... Oysa, demokrasi ayarımızı onlara bakarak yaptığımız Batı ül- kelerinde "lojman hakkı" diye bir hak ve özgürlük çeşidi yok. Bu ülkelerdeki insanca yaşama hakkı "lojman hakkının" yerini fazlasıyla tutuyor. Türkiye gibi ülkeler ise, memurlarına "insan- ca yaşama hakkı" sağlayamadığı için hiç değilse bir bölümüne "lojmanda yaşama hakkı" tanıyor. Böyle olunca da "seçmece tanınan"\üm haklar gibi lojman hakkı da haksızlıklara, yanlışlık- lara ve toplumsal zararlara yol açıyor. Dünyada Lojman... Trilyonlarca liraya v^ran israflar ortaya çıkıyor ve bu yarım ya- malak kullandırılan hakkın yerini bir türlü "insanca yaşama hakkı" alamıyor. Dünyanın hiçbir ciddi ülkesi parlamenterine, içine elektronik cihazlar, beyaz eşyalar da koyarak dayalı döşeli ev tahsis etmi- yor. Hele de memurlarının yüzde 10'unun bile oturacak bir evi bulunmuyorken... Devlet Denetleme Kurulu çok ciddi, çok kapsamlı bir araştır- ma yapmış, dünyanın 40 ülkesindeki lojman politikalarını incele- miş. Türkiye'ninkine benzer bir sistemi olan hiçbir ülke yok. Türkiye'deki lojman uygulaması, memuru işine küstürücü, me- muru memura kırdırıcı, kurumlararası adaletsizlikleri anlamsız ye- re artırıcı bir nitelik taşıyor. Devlet en tepeden en aşağıya bunun örnekleri ile dolu. Bazı sayın milletvekilleri şu anda Cumhurbaşkanlığı Köşkü bah- çesinde oturuyorlar. Dışarıdan bakınca skandal gibi. Ama değil. Çünkü, o skandal başka bir skandalın, yani milletvekilliği sıfatını 4 ay önce kaybettiği halde, lojmanından çıkmayan milletvekille- rinin yarattığı skandalın bir sonucu. Bu skandalı yaratanlar ise bir başka skandalın, yani devletin milyarlarını avuç içi kadar bir araziye gömüp, temerküz kampı anlayışıyla mebus mahallesi ya- ratma skandalının kurbanları. Lojman hakkı dengesizliğini Kurul'un raporu gözler önüne ser- giliyor. Türkiye'de toplam 280 bin lojman var. Bunun 60 bini Milli Eği- tim Bakanlığı'nın, 5 bin 300'ü PTT'nin, 10 bin 400'ü ise TEK'in elinde. Bu sayılar, hiçbir biçimde personel sayısı ile karşılaştırılabilir bir orantıyı yansıtmıyor. Temsil niteliği olan yüksek görevler ile güvenlik gerektiren görevler dışındaki memurların lojman soru- nu, konut edinmeleri için kredi kolaylığı sağianarak çözülmüş. Bir lojmanın maliyeti ayda ortalama 1 milyon 400 bin lira ola- rak hesaplanıyor. Ancak 280 bin lojmanın maliyeti devletin tril- yonlarca lirasının atıl olarak toprağa bağlanmasına yol açıyor. Özetle, görevin veya görev yapılan yerin özelliği, güvenlik, tek- nik gereklilik gibi nedenlerde bazı memuriara konut sağlanması bir zorunluluk. Ancak, bu nedenler dışında kamu personeline ekonomik katkı için lojman verilmesi, bir oyalamacadır. Hem de "Lojman hakkı veriyorum" diye, milyonların insanca yaşama hakkını önleyen bir oyalamaca. Başbakan, zirvedeki çekişmeyi satrançtaki tıkanmaya benzetti DemireFden ÖzaFa "ateşkes" çağrısıCUMHURİYET (Ankara) - Başba- kan Süleyman Demirel, koalis- yonun gücünün Çankaya krizi- ni çözmeye yetmediğini, çözü- mün imkânsız olmadığını, ama güç olduğunu söyledi. Çankaya sorununu satranç oyunundaki tıkanmaya benzeten Demirel, "Orta yerde pata durumu var- dır" dedi. Cumhurbaşkanı özal'a zirvede ateşkes önerdi. Başbakan Süleyman Demirel, Uçüncü aylık basın toplantısını dün yaptı. Demi- rel, "100 günün değerlendirmesinde Cum- hurbaşkanı özal'ı icraatınızı engelleyen bir faktör mü, yoksa iyiniyetli bir çerçevede hareket eden bir denge unsuru olarak mı değerlendiriyorsunuz" sonısuna şu yanıtı verdi: "1983'te himayeli bir şekilde iktidarı ele geçiren siyasi teşekkül, bugun elinden ik- tidarı alınmış durumdadır. Fakat bu siya- si iktidarın da birtakım icraatları vardır. Sayın özal da bu icraatın 6 sene başbaka- nıdır, bunu unutmaym. Biz bugun bu dev- leti işletiyoruz. Evet, devletin işlemesinde Çankaya'mn bazı zorluklar çıkardığı doğ- rudur. Yalnız bu zorluklar devleti tıkaya- cak mahiyette değildir. Bu zorluklar ka- rarnamelerden geliyor. Çankaya, önüne konan kâğıtlara gözü kapaJı imza atamaz. Madem ki önüne konuyor imza için ona bakmak içeriği hakkında da düşüncesini söylemek hakkıdır. Bunlarda bazı gecik- meler oluyor. Yalmz bu önemli gecikme- ler devleti tıkama istidadına doğru yönel- diği takdirde, bizim yapacağımız şey by- Demirel dün yaptığı aylık basın toplantısında zirvedeki çekişmenin sorumluluğunu Özal'a yükledi. (Fotoğr^af: RIZA EZER) passtır. Yani, by-pass Damokles'in kıhcı gibi Çankaya'mn başında sallansın demi- yorum. Devleti işleteceğiz. Devleti işletme- de hiçbir engel tanımam." Koalisyonun arkasındaki gücün Çanka- ya sorununu çözmeye yetmediğini vurgu- layan Demû-el, sorunu askıya aldıklarını, ancak vazgecmediklerini belirterek, şöyle devam etti: "Bugünkü vaziyet şudur; ne biz hükü- metin arkasındaki güç olarak Çankaya'yı halledebilirLz ne Çankaya 'Ben bu hükü- met i beğenmiyorum, böyle koalisyon olmaz' deyip bizi halledebilir. Orta yerde 'pata' durumu vardır. Satranç tabiridir. Satranç tahtasının üzerindeki aletlerden hicbirisini ne ileri sürebiliyorsunuz, ne geri sürebiliyorsunuz. Karşımzdaki de öyle. Ne yapacaksımz, iktifa edeceksiniz. Ben siya- seti, ülkeye ve devlete hizmet olarak anla- mışımdır. Varsa hissi sebeplerimi içime gö- merim. Gömmesem zaten halkın önüne çı- kamam. Ben sorumluluk duygusu olan bir adamım. Hergün Çankaya'yla saç saça, baş başa itişip kakışmaktansa devletin ba- şında bir ateşkes yapıp, bu meseleyi bir sü- re için askıya alıp devleti işletmeye gide- lim." Demirel, teslimiyet ya da gücenmenin söz konusu olmadığını, hukukun içinde herkesin görevi olduğunu anlatarak, "Çankaya görev ve yetkilerinin içinde ka- lacaktır. Ama söyledigim gibi geçen 9 se- ne içinde Çankaya'mn bazı alışkanlıkları vardır ve 6 senesini Başbakan olarak ge- çiren Sayın özal'ın bazı alınganhklan da olacaktır" diye konuştu. Yeni Türkiye'de siyasi iktidann kendileri olduklarını vur- gulayan Başbakan, başkalannın yetkilerini kullanma girişimlerini önleyeceklerini, Çankaya dahil bütün devlet organlannın anayasanın tanıdığı yetkileri kullanacağı- nı kaydetti. "Cumhurbaşkanı angajmana giremez" Başbakan Demirel, ay sonunda tran'a yapacağı geziyi neden ertelediği sorusunu yanıtlarken de, Cumhurbaşkanı Özal'ın bu ülkede sorumsuz konumuna karşın "so- rumlu angajmanlara" girmesini eleştiren- lerin haklı olduklanm vurguladı. Demirel, Iran'la gündeme gelecek bütün konuları özal'ın görüştüğünü, kendisinin sadece imza için gitmesinin bu aşamada yersiz ol- duğunu söyledi. Demirel, lran ziyaretinin zamanlaması konusunda da "Açıkça söyleyeyim, geziyi başlangıçta ilan ederken biraz acelecilik yapmışız" diye konuştu. Enflasvona devam "1992 yılı programı ve ekonomik paket, orta vadeli 2-3 yıllık bü- istikrar programının ilk dilimi olarak ele alınmış ve hazırlanmıştır. Böyle bir programla ulaşılacak en önemli hedef, son 5-6 yıla damgasını vu- ran istikrarsızlığın ve enflasyonist tırmanışın öncelikle durdurulması- dır. Bu kronik bir olaydır. Akşamdan sabaha düzeltilecek bir olay değildir. Seçime giderken Türkiye'nin fînans politikalan altüst edilmiştir. Şu- bat ve mart ayında da enflasyonda artış sürecek. Bunu hiç kimse bize kakmasın. Enflasyonu azdıranlann 'Niye düşürmüyorsun?' diye kar- şımıza geçmeleri yanlıştır, haksızdır. GSMH'nin yüzde 14'üne varan borçlanma gereğini yüzde 8'e düşürmeyi hedefliyoruz. Dünya barışına katkı "Dış poh'tika alanında hareketli bir dönemi geride bırakmış bulu- nuyoruz. Davos toplantısı vesilesiyle 16 devlet adamıyla ikili görüş- meler yaptım. Yunanistan Başbakanı Sayın Mitsotakis ile Türkiye ile Yunanistan arasındaki bütün sorunların barışçı yollarla çözümlenme- sine ilişkin kararı, beraberce dünya kamuoyuna açıkladık. Türkiye, dünyanın bu bölgesinde Batı'nın Ek)ğu'ya, Doğu'nun Ba- tı'ya kapısı otaıak gibi bir müstesna önemi haizdir. Bu durumun jeo- stratejik ve eko-stratejik değerini büiyoruz. Bölgedeki istikrara ve dünya banşına katkıda bulunmaya kararlı olan Türkiye, halkı Müslüman bir ülke olarak demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, refahı, laisizmi be- raberce gerçekleştirmeİcle önemli bir başarı sağlamıştır." Teröre karşı demokrasi Terör tesirsiz hale getirilecektir. Hedefî panik yaratmaktır. Bunu ya- pabildiği yerde başarıya ulaşmış sayıhr. 8 senedir devam eden terörün tesirsiz hale getirilmesi, demokrasi içinde ve hukukun üstünlüğüne sa- dık kalınarak sağlanacaktır. Bundan önce geçici bir süre için bu anla- yışın dışına çıkıunıştır, sükûnet de sağlanmıştır, ancak terörün kökü kazınamamıştır. Bu süre sonunda yeniden hortlamıştır. Türkiye'deki terörün hedefinde bölücülük yatar. Türk milleti ve TC Devleti bu bü- tünlüğü korumada kararlıdır. Hükümetimizin stratejisi, halkı şefkat- le kucaklamak, teröristleri devletin bütün imkânlannı kullanarak etkisiz hale getirmektir. Bunun dışında bir tedbir yoktur. Bizim ülkemizde de yoktur, başka ülkelerde de yoktur. Cumhurbaşkanı, bazı kararname ve yasalan köşkte bekletmediğini söyledi Özal çîftçiler için yasa önerdi tç Politika Servisi - İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Cumhur- başkanı Turgut Özal. baa yasa ve ka- rarnameleri veto ederek ya da. beklete- rek hükümetin çalışmalannı engelledi- ği volundaki haberlerin doğru olmadı- ğını söyledi. Cumhurbaşkanı Özal, çiftçi borçlannın ertelenmesi yerine, hükümete. çiftçiyi destekleyen bir öne- ri yaptı. Bir ay bekletildigi öne sürülen valiler karamamesinin bir hafta içinde onay- landığını da belirten Özal bu arada. Azerbaycan ile Ermenisıan arasındaki sorunun çözümünde Türkiye'nin da- ha aktif hareket etmesi gerektiğini vur- guladı. Harbiye Orduevi'ndeki basın toplantı- sında. çiftçi borçlannın arTedilmesi. erken emeklilik ve valiler karamamesi konulannda açıklamalar yapan Cum- hurbaşkanı Turgut Özal, kamuoyun- daki bazı yanlış anlamalan düzeltmek istediğini söyledi. Özal. çiftçi borçlan faizlerinin silinme- sinin, Ziraat Bankası'nı gelecekte çok zor durumlara sokacağmı belirtti. Çiftçi borçlan faizlerinin silinmesi ile ilgili yasanın Anayasa'nın "eşitlik" il- kesine ters düştüğü ve çiftçiye yeni imkan tanımadığı gerekçesiyle TBMM'ye geri gönderildiğini ifade eden Özal, çiftçilere her yıl daha geniş olanakiar sağlayan bir yasadan yana olduğunu belirtti. Ziraat Bankası'nın vereceği işletme kredilerinin desteklenmesine olanak tanıyan yeni bir düzenlemeye gidilme- sinin ve faiz sübvansiyonu yerine büt- çeden kredi, ana para desteği verilme- sinin daha uygun olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Özal. bu konudaki önerisini şöyle ömekledi: "Küçük çiftçi kredisi 5 milyon lira ise, bunun bir milyonu her yıl bütçeden Ziraat Bankası eliyle çitfçiye verilecek- tir. Bu paranın geri ödenmesi ya da, faizi yoktur. Ziraat Bankası aynca, 4 milyon lira kredi verecektir. Çiftçinin Doğu Türkistan eski Genel Sekreteri İsa Yusuf Alptekin, Cumhurbaşkanı Özal tarafından kabul edildi. Alptekin, Özal'a Türkistan milli kıyafeti ile bayrağını hediye etti. (UĞUR GÜNYÜZ) bir yıl sonra ödeyeceği para 6 milyon sında gazetecilerin çeşitli sorulannı da bundan sonra söyleveceklcrinin soh- lira ve fiili faizi yüzde 20 olacaktır:' yanıtladı. Özal, Azerbaycan. Ermenis- bet kapsamında kaîmasını istedi Valiler kararnamesi'nin. bazı gazete- tan arasındaki sorunlann halledilme- gazeteciler. "Bu kadar kişinin bulun- lerde "köşk tarafından bir a> bekletil- sine yönelik bir soruyu yanıtlarken. bu du ğu toplantıda konuşulanlann gizli diği" yolunda haberler yeraldığını konuda Türkiye'nin daha aktif hare- kalamayacdğınf' belirttiler. Özal. soh- anlatan Özal, bunun doğru olmadığını ket etmesi gerektiğini söyledi. Özal bet kapsamında kaîmasını istedi. açıkladı. Özal. sözkonusu kararname şöyle dedi: Gazeteciler, "Bu kadar kişinin bulun- ile ilgili olarak 31 ocak günü İçişleri "Azerbaycan - Ermcnistan meselesine Hsi" olduğunu belirterek şöyle dedi: Bakanı İsmet Sezgin'le görüştüpnii Çözüm bulmak lazım. Türkiye'nin "Bu olaya iyi bakmak lazım. Mücadc- ardından. 7 şubat günü kendısinc ge- menfaati de çözümün bulunmasında- ıey i sadece kuvvet için yapıyorlar. len kararname üzerinde "bir iki rotuş" dır. Çözümün ımkan dahilinde oldu- Çünkü tarihi bir nedcni yok. Ihtiras- yaparak. onayladığını ve 8 şubat günü ğunudüşünüyorum. İyiniyetlcoturup tan başka bir şey değildir. Barzani ılc resmi gazetede yayımlandığını bildir- konuşmak lazım. Türkiye bu konuda görüşmcmde. Barzani dc. söylcdi. di. daha aktif hareket etmelidir. Irak'ta da. böyle bir mücadclc yok." Cumhurbaşkanı Ö/al. basın toplantı Basın toplantısının sonunda. Özal. dedi. ANAP'lı eski Maliye Bakanı Kahveci: Vergi affı devlet düşmanlığı tç Politika Servisi - Eski Maliye ve gümrük Baka- nı Adnan Kahveci vergi affım çıkaranları dev- let düşmanı olarak ilan etti. Kahveci; "Türk ka- nunlarında birinci derece yakın diye bir tanım yoktur. Sadece Türk Medeni Kanunu'nda bi- rinci derece mirasçı vardır. Bu nedenlerle birinci derece yakınların af dışı tutulması şövalyelik- ten başka bir şey değildir" dedi. ANAP Istanbul Milletvekili Adnan Kahveci dün düzenledi- ği basın toplantısında erken emeklilik ve vergi affı konu- sunda hazırlanan yasa tasanla- nnı sert bir dille eleştirdi. Er- ken emekliliğin topluma iki yönden felaket getireceğüıi öne süren Kahveci, şunlan söyledi: "Birincisi, ödenecek prim süresi kısa olduğu için başka kaynaklardan buraya yapıla- cak aktarmalar sonucu, hiz- metler aksayacak ikincisi, er- ken emekli olanlar, ikinci işle- rini hazırlamış durumdalar. Yani çocuklarımn iş alanlarını işgal edecekler. Uzun lafın kı- sası, dünyamn hiçbir ülkesi er- ken emekliliği işsizliğe çözüm olarak düşünmemiştir." Kahveci, çalışanların prim ödediği süreyle orantılı olarak emekli maaşı alması gerektiği görüşünü savunarak "O tak- dirde isteyen 5 yüda, isteyen 50 yılda emekli alır. Ama bilir ki ne kadar uzun süre çalışır ve prim öderse, o kadar yüksek emekli maaşı olur. Ama mev- cut düzende maalesef bu söz konusu değildir" dedi. Uydurma iddia Başbakan Demirel'in 'Ben şeffaf ve demokratım' dediği- ni, bu iddianın tamamen uy- durma olduğunu ileri süren Kahveci sözlerini şöyle sürdür- dü: "Eğer şeffaf olsaydı, be- nim daha önce teklif ettiğim vergi affından yararlanacak isimleri açıklardı. Demokrat olsaydı vergi affına karşı çık- tık diye, beni boy hedefî olarak görmez, bana hakaret etmezdi. Demek ki Demirel'de değişen bir şey yok. Kırk yıllık Yani, olamadı Kani. Aynca vergi af- fıyla Uişkili olarak çıkanlan bi- rinci derece yakınlann da af dı- şı tutulmaları şövalyelikten başka bir şey değildir" Devlet düşmanlan Adnan Kahveci, vergi affına karşı çıktığı için SHP ve DYP'nin kendisini bir numara- lı düşman olarak ilan ettikleri- ni de belirterek, "Bunlar vergi affında muhalefet beklemiyor- lardı. O zaman ben isimlerini açıklaym dedim. Bu kez de ba- na karşılık 'sen açıkia' dediler. Bakanlığım döneminde yüksek erteleme faizini kabul eden her firmanın borcunu erteledik. Ben bu borçlan ertelerken, şimdi bu vergi affım çıkaran- Iarın bu kadar devlet düşmanı olduklarını düşünemedim. Bunlar ertelemiyorlar, vergi kaçıranları affederek milletin parasını bağışhyorlar" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle