15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 25ŞUBAT1992SAU HABERLER .ara)- plantıannm Orettin Dalan A? MiUftvekili ve .aşİarının düıenlediği ıantıda "yerel «önetimler - Türk siyaseti" tartışılacak. "Sosyal demokrat düşüncenin gelişmesine ve uygjlama politikalanmn üredlmesine katkıda bulunmak üzere" düzenlenen Metropol toplantılarımn mart ayı konuğu olacak Bedrettin Dalan, görüşlerini açıkladıktan sonra sorulan da yanıtlayacak. Dalan'ın katılacağı toplantı 2 mart günü Metropol Otel'de gerçekleştirilecek. Başkan komaya girdi • AA (Nazilli) - Beyin kanaması geçiren Nazilli Belediye Başkanı Ahmet Şensan'ın komada olduğu bildirildi. AA muhabirinin yetkililerden aldığı bilgiye göre, Aydın'ın Nazilli Uçesindeki evinde dün sabah aniden rahatsızlanan Belediye Başkaru Şensan, îzmir'de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı. Şensan'a, beyin kanaması teşhisi konulduğunu bildiren Dr. Tayfur Oker, "Beyne giden damarlardan birinde çatlama var. Şu anda Başkan Şensan komada. Ancak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz" dedi. Köse'nin atamaları • CUMHURİYET (Samsun) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, SHP'nin olağanüstü kurultayında İnönü'nün listesine destek veren bazı delege ve milletvekili adaylannı bakanhğma bağh birimlere atamaya başladı. SHP Ordu U delegesi ve milletvekili adayı Cihan Hamsici, Ordu'daki Soya Sanayi A.Şînin; SHP "Trabzon milletvekili adayı H.Nuri Aydın da Fiskobirlik denetçiliğine getirildiler. Bu arada kısa adı MERAY olan, Merzifon Yağ Sanayii'nin önceki gün yapılan genel kurulunda da, Tahir Köse'nin milletvekili seçilebilmesi için yoğun çaba harcayan ve Uçede "delege ağası" olarak tanınan Talat Keskin ile matbaacı Nurettin Gürgen de yönetim kurulu üyeüklerine seçildiler. Sunucu semineri • AA (Ankara) - ANAP, seçim dönemlerine hazırhk olarak gerçekleştireceği parti içi eğitim seminerinde, Genel Başkan Mesut Yümaz'ın yurt gezilerinde sunuculuk yapmak üzere eleman yetiştirecek. ANAP Genel Başkanı Propaganda r ve Teknik Danışmanı Erkal * Zenger, il ve ilçe \ başkanlanna birer yazı göndererek "değişen miting taktikleri ve tanıtım sistemleri"ne ayak uydurulabilmesi için partinin "parti içi eğitim semineri" düzenleyeceğini bildirdi. Zenger, teşkilatta miting hazırhklan ve f sunuculuk konusunda • bugüne kadar faaliyet ı gösteren elemanlar arasından her il tarafından bir kişinin seçilerek genel merkezdeki üç günlük seminere gönderilmesini istedi. 'Pois' soruşturmas» • AA (Adana)- Adanada teröristlerce öldürülen, çevik kuvvet müdürlüğünde görevli Özer Özkaya' nın cenaze töreninde, slogan atıp gazetecileri döven polisler hakkmda basın savcılığınca başlatılan soruşturmanın sürdüğü bildirildi. AA muhabirinin Adana Cumhuriyet Başsavcısı M.Zeki Aksu'dan aldığı bilgiye göre olayın meydana geldiği 7Şubatl992tarihinden bu yana, basın savcıhğı tarafından olayla ilgili delil toplanıyor. Savcı Aksu, olayla ilgili ' soruşturmanın yakında tamamlanmasından sonra suçlu görülen polismemurları hakkındadava açılacağvnı bildirdi. ANAP'lı bakanlann "temsil harcamalan" konusunda Meclis araştırması istediler SHP, eskidefterleri açıyorCUMHURİYET(Ankara)- SHP, ANAP dönerninde bakanlıkların ve bağlı kuruhışlann temsil giderle- rinin nasıl kulianıldığının ortaya çıkanlması için Meclis araştırması isterken ANAP'h eski bakan- lar, "kişisel harcamalarımızla temsil giderlerini hiçbir zaman karıştırmadık" savunmasını yaptılar. Eski Bakan ANAP Istanbul MiUetvekili Imren Aykut, Baş- bakan Yardnncısı Erdal înönü'- nün suçlamalannın, "1960'h yıllann köpek-bebek davasını anımsattığını" söyledi. SHP, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı, ANAP dönemine ilişkin yolsuz- luk belgelerinin imha edilmesi- ne yardımcı olmakla suçladı. SHP Grup Başkanvekili Mahmut Ahnak, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ANAP'lı bakan- larm temsil ödeneği harcamala- rının nasıl kulianıldığının açık- Uk kazanması için istedikleri Meclis araştırması önergesini açıkladı. Alınak'ın açıkladığı önergede şu görüşlere yer veril- di: Şaibeli yönetim "ANAP hükümetleri, hiçbir dönemde denetlenebilir ve izle- nebilir bir yapı sergileyememiş- lerdir. Bu nedenle de yönetim- leri kamuoyunda şaibe altında kalmıştır. Bütün bu şaibelere rağmen ANAP iktidarı döne- minde hiçbir yolsuzluk araştır- ması yapılmamış ve araştınlma- sma da izin verilmemiştir. An- cak ANAP bugün iktidar degil- dir. Böylece belge ve bilgilere ulaşma ve bunları günışığına çı- karma imkânı doğmuşıur. Grubumuza, ANAP bakan- Lklannuı ve bağh kuruluşlannın temsil giderlerine ilişkin sayısız ihbarlar gelmektedir. Ancak ANAP tarafından atanan ve ço- ğunluğu halen görevinin başın- da bulunan bürokratlardan do- layı bu bilgileri değerlendirmek oldukça zorlaşmıştır. Dahası. resmi belgelerin imha edilmele- ri gibi bir tehlike de söz konu- sudur. Üst düzey bürokratlarm atanmalanna ilişkin kararname- lerin Cumhurbaşkanlığı'nda bekletilmesi de yukarıda belir- tilen kuşkuları artürmaktadır." Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün ANAP'h eski ba- kanlara yönelik "kişisel harca- malannı bakanlıklarma bağlı kuruluşlara ödettikleri" iddia- sı da, suçlanan bakan ve eski bürokratlar tarafından yalan- landı. Aykut'tan yanıt Eski bakanlardan ANAP ls- tanbul MiUetvekili Imren Ay- kut, 1991 yılbaşında 20 kişilik bir "dost gazeteci" grubunun davetlisi olarak Turban Yalova Termal Oteli'ne gittiğini ve iki gün kaldığını belirterek "Eti- bank bana bağh bir kuruluş ol- madığı için benim Etibank ve- ya şahsım veya bir başkası adı- na ödeme yaptırmam mümkün değildir" dedi. Aykut, kendisi- ni davet eden gazetecüerin Eti- bank halkla ilişkiler faaliyeti içerisinde ağırlandıklarını yeni öğrendiğini de belirterek şunla- rı söyledi: "Inönü, eğer gerçekleri çar- pıtmak ve bu kadar basit bir bi- ANAP Genel Başkanı Yılmaz'dan SHP liderine yanıt: 'İnönü'nüntutumusiy asi mizah' CUMHURİYET (Ankara) - ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz, Başbakan Yar- dımcısı Erdal İnönü'nün. kendi iktıdarlan dönemine eleşvirilerinin. ancak siyasi mizaha konu olabileceğini söyledi. Ydmaz. 'Şimdi ken- dilerine dtşen hıç olmazsa iktidar olarak görevlerini tam yapmak ve varsa, ne yan- lışlık ve eksiklik olmuşsa or- taya çıkarıp ilgil: mercikre teslim etmektir" dedi. ANAP Başkanhk Divanı Genel Başkan Mesut Yıl- maz'ın başkanlığjnda toplan- dı. Toplantı sürcrken verdiği arada gazetccilere açıklama- larda bulunan Yılmaz. İnönü'nün dünkii açıklama- sında, eski Devlet Bakanı Güler İleri'nin b<uı harcama- lannın ANAP döneminde bazı bakanlar tarafından benzeri şekilde uygulandığı- na ilişkin sözlerıni cevaplan- dırdı. Söz konusu olavda başın- dan bcri karşı çıktıkları şeyin. "tamamen özei nitelikıeki harcamaların de\lel kurum- larına ödetilmesi" olduğunu belirten Yılmaz ş/jyle konuş» tu: "Bakanhklann devlet faa- liyetleri ile ilgili harcamaları- nı gayet tabii ilaıli kurumlar karşılar. Sayın Inönü. bu hu- susu gözden kaç:rmıştır. İlgili arkadaşlanmız gerekli açık- lamayı yapacaklardır. ancak önemli olan kendileri muha- lefet döneminde muhaiefet görevini eksik >~apmışlardır. Buiddialandoğru\sa bilege- cikmeli olarak gündeme ge- tirmişlerdir. Şımdi kenditerine düşen. hiç olmazsa iklidar olarak görevlerini tam yapmak ve varsa. ne yanlışhk ve eksiklik olmuşsa ortaya çıkarmak. il- gili mercilere teilim etmektir. Sayın İnönü'nün bu konu- da başından ber. ortaya koy- duğu tutum, ancak siyasi mizaha konu olabilecek bir tutumdur. Başlangıçta bu tür hadiselerin herkesin başına gelebilecek olağan şeyler ol- duğunu. istifa\a ihtiyaç gös- Yılmaz, bakanlıkların devlet faaliyetleriyle ilgili hareama- ları kurumlann karşılamasının normal olduğunu söyledi termeycn, davranışlar oldu- ğunu söylemiştir. En son yaplığı açıklama ise başlanan büyük reformlann devam et- tirilebilmesi için bakanın gö- revden aynlmasının yararlı olacağı şeklindedir. Bu açık- lamalardaki mizah konusu olabilecek tutarsızlık herhal- de kamuoşunun dikkatinden kaçmayacaktır." Yûzgûn ANAP Genel Başkanı Yıl- maz, hükümetin ilk 100 gün- lük icraatını değerlendirmek amacıyla cumartesi günü bir basın toplanlısı düzenkyerek bu icraatın önümüzdeki gün- lerde doğurabileceği sonuçla- ra ilişkin görüşlerini açıkla- yacağını da bildirdi. Açıklanan ithalat rejimine ilişkin düzcnlemelerin Tür- kiye'de ANAP döneminde terk edilen •"korumacı" poli- tikalan ihya edici nitelikte olduğunu savunan Mesut Yılmaz. ithalattan 'alınan fonlann yükseltilmesiyle ilgili korumaların arttınldığını söyledi. Söz konusu düzenlemele- rin enflasyonu artııracağını ve önümüzdeki günlerde bir- çok temcl maddcnin fiyatını yükselleceğini kuydeden ANAP Genel Başkanı Yıl- maz. "Biz bunları da upkı \ergi affı gibi koalısyon hü- kümetinin bir borç ödemc operasyonunun parçaları olarak kabul edi> oruz" dedi. Erken seçim konusu Daha sonra gazctccilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, "Bolu gczisinde önümüzdeki günlerin siyasi açıdan önemli şeylere gebe olduğunu" söy- lediğinin haiırlatılması ve ""Bir erken seçim mi gözükü- vor" diye sorulması üzerine şu karşılığı verdi: "Koalisyon hükümetinin kendi iç-uyumunu tcspit ede- ceğimiz birtakım olaylar var. Mesela olağanüstü hal uygu- lamasıvla ilgili olay. Hükü- metin iki kanadının şimdiye kadar u> um göstermediği ba- /ı konular gündeme gelecek. Henüz erken seçim konusunu lelaft'uz ctmek için zaman er- ken." Yılmaz. "Olağanüstü halin uzatılınası gündeme geldiğin- de sizin tavrınız nc olacak" sorusu üzerine, koalisyon hü- kümetinin iki kanadının hü- kümetin kurulmasından bir- kaç gün önce yapılan bir o\lamada farklı oy kullan- dıklarını haurlaıarak şöyle dcvam eltr. "Bı/ hükümeıc milli bir mulabakat için her türlü des- teği vereeeğimizi söylemiştik. Ancak bunu söylerken, önce- likle hükümetin kendi içinde gerekli olan uzlaşmayt sağla- yacağını varsaymışııİc. Kendi içinde uyumsuz bir hükümete verıleceİc desteğin fazla bir şey ıfade etmeyeceğı kanısın- da>ız." Mesul Yılmaz. bir başka soru üzerine. Başkanhk Di- vanfnda parti içi sorunlann görüşüldüğünü ve leşkılatla ilgili sorunlann ele ahndığını bildirdi. Yılmaz. ANAP'lı belediye başkanlanyla yapılacak top- lantılardan ikincisinin gele- cek hafta pazartesi günü ger- çekleştirileceğini de sözlerine ekledi. çimde camur atmak yerine doğ- rulan öğrenmek istiyorsa bu ga- zeteci dostlann bilgisine başvu- rabilir. 1960'U yıllarm acı, hazin ve iftiralarla dolu köpek-bebek da- valannı andıran bu suçlamala- rın Inönü ve partisine yakışma- dığı kanaatindeyim. O zaman- lar partisinin düştüğü bu yanhş- lar, bu partiye hiçbir yarar sağ- lamamıştır. Şimdi de sağlama- yacaktır." Şahsi borç yok İnönü'nün, Turban Çeşme Oteli'nin özel indirime tabi 3 milyon 875 bin lirahk faturası- nı Etibank'a ödettirmekle suç- ladığı eski bakanlardan ANAP İstanbul MiUetvekili Ibrahim özdemir de yaptığı yaalı açık- lama ile bu iddiaları yalanladı. özdemir, 23-27 Ağustos 1990 tarihlerinde İzmir'e yaptığı res- mi bir gezi nedeniyle Turban Çeşme Oteli'nde kaldığını, har- camalannın 3 milyon 875 bin li- ra tuttuğunu, özel indirimin şahsına değil, tüm bakan, mil- letvekili ve devlet görevlilerine yapıldığını anlattı. özdemir,: 'Devlet ve Ulaşurma Bakanı olarak görev yaptığım süre için- de özel giderlerimi temsil gider- leri ile hiç kanştırmadım" dedi. Özdemir açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Tarabya Oteli'ne şahsi hiç- bir borcum da yoktur. Bahsedi- len 720 bin lira, zamanın SSCB Kömür ve Sanayi Bakanı resmi davetlim olarak Türkiye'ye gel- diğinde Tarabya Oteli'nde mi- safirimiz olmuştur. O hesaptan kaynaklanmış olabilir. Tarabya Otel idaresinden istediğim bilgi- de de böyle bir şeye rastla- yamadım." Şıvgın: Varsa öderiz İnönü'nün, Turban Abant Oteli'nde ailesiyle kalarak 800 bin lirahk borcunu ödememe ile suçladığı eski bakanlardan ANAP Ankara Mületveküi Ha- lil Şıvgın, gazetelerde haberi gö- rünce Abant Turban Oteli'ni aradı. Şıvgın, söz konusu otel- den kendisine borcu olduğuna ilişkin hiçbir belge gelmediğini anlatarak "Benim borcumun olmaması lazım. Varsa öderiz. Ancak Abant Otel'den bana böyle bir borç ve ödeme emri gelmemişür" dedk Şıvgın, ken- disine bildirimde bulunmayan ve ihbar eden otel yöneticileri- ni mahkemeye vereceğini de be- lirtti. Bu arada eski bakanlardan Işın Çelebi de, Türkiye Kalkın- ma Bankası'nın düzenlediği bir seminer nedeniyle Turban Çeş- me Oteli'nde 150 kişilik bİT da- vetli grubuyla birükte kaldığını, faturalarm Kalkınma Bankası tarafından odendiğini anlattı. Çiçek'in açıklaması Devlet eski Bakanı Cemil Çi- çek, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün, ANAP döneminde yolsuzluk id- dialarına ilişkin açıklamasında, kendisiyle ilgili bölümün, şahsi harcama değil, Zafer Haftası dolayısıyla bir kurum faaliyeti olduğunu belirterek "Cebime girml} bir tek kuruş devlet pa- rası yoktur" dedi. Çiçek, bugün yaptığı yazıh açıklamada, inönü'nün açıkla- malarının yanlış bilgilendirme- den kaynaklandığmı öne sürdü. SHP, demokratikleşmede başı çekme uğraşında Öncülük yapılacak proje aranıyor FARUK BtLDtRlct (Ankara) - 20 Ekim seçimlerin- deki yenilgiden sonra SHP saflarında dillerden düşmeyen gerekçe; "SHP kaybetti, ama sosyal demokrat sloganlar kazandı" biçimindeydi. Ancak günler geçtikçe, bu ge- rekçenin haklılıjh ortadan kalk- maya başladı. Koalisyondaki SHP'nin başta anayasa ve Çan- kaya sorunu ohnak üzere de- mokratikleşmenin yanı sıra öte- den beri savurageldıği birçok konuda henüz somut adım ata- mayışı, eleştirileri yoğunlaştırdı. örneğin bir "genel af" sloganı unutuldu. Turgut özal'uı Cum- hurbaşkanlığı'na alışıldı. İnsan haklan bakanlığı bile henüz ku- rulamadı.' SHP, sosyal demokrat slo- ganlann altını çizmeyi bırakm- ca DYP'de de çizgi farkhlaşma- ya başladı. "Cıvık popüUzm" yapmakla suçlanan DYP yöne- timi, SHP'den etkilenerek sos- yal demokrasi çizgisine yaklaş- mak yerine, parti içinde daha geri bir çizgiyi savunan muha- lif kanattan etkilenmeye başla- dı. Bu gelişmeler üzerine SHP'de yeni bir söylem geliştirildi: "SHP'nin öncülüğü". Başba- kan Yardımcısı ve SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, bazı Mec- lis grup konuşmalarında "SHP'nin demokratikleşmede öncü olduğunu ve bu öncü gö- revini yerine getirmeyi sürdüreceğini" anlattı. Ardın- dan SHP Merkez Yürütme Ku- rulu'nun hazırladığı yeni çalış- ma programında da şu görüşe yer verildi: "Partimiz, ülkede hâlâ var olan 12 Eylül hukukunu aşma- nın öncülüğünü yapacaktır. Ekonomik büyümeyi sağlayan, yoksulluğu ve eşitsizliği azaltan, insanı geliştiren program ve projelere öncülük edecektir." Şimdi SHP yönetiminde yeni söylemin gereklerini yerine ge- tirme çabası gözleniyor. Çalış- ma programında söylendiği gi- bi yeni projeler geliştirilmeye, 12 Eylül hukukunun aşılması için öncelikle anayasa değişikh- ğ^ni gündeme getirme konusun- da hükümet zorlanmaya çahşı- lıyor. Genel merkez tarafından yaptırılan üye profıli anketi açıklandı: SHP'ninyüzde 8'iüniversiteliCUMHURİYET (Ankara) - SHP'nin üyelerinin çoğunluğunun erkek ve yaşU ol- duğu beürlendi. SHP üyeleri içerisinde lise ve üzeri eğitim görenlerin oranının ise sa- dece yüzde 19.4 olduğu saptandı. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, Ge- nel Merkez Araştırma Birimi tarafından ha- arlanan "SHP üye ve örgüt profüi"ni açık- ladı. Araştırmanm ilk bölümünde 646 bin 943 üyenin cinsiyet, öğrenim durumu, yaş ve yerleşim birimlerine göre dağılımlarına yer verildi. Seivi, SHP örgütlerinin yoğun- laşma düzeyicin il ve ilçe bazında da ince- leneceğini, bu araştırmanın sonuçlannın da yakında belli olacağını kaydetti. Araştırmaya göre SHP'nin üyelerinin yüzde 18.8'i kadın, yüzde 81.2'si erkek. Ağ- rı, Bitlis, Hakkâri ve Bayburt'ta hiç kadın üyesi olmayan SHP'nin kadın üyelerinin en yüksek olduğu iller Adana, İçel, İstanbul ve Ankara. Kadın üye sayısının en düşük olduğu yerler ise özellikle Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölgesindeki iller. Üyeltyrin yerleşim birimlerine göre dağı- hmında, kentsel yerleşim birimlerinde ya- şayanlar, toplam üyelerin yüzde 70.9'unu, kırsal yerleşim birimlerinde (köylerde) ya- şayanlar ise yüzde-29.l'ini oluşturuyor. SHP üyelerinin yüzde 4.4'ü ilkokul, yüz- de 62.5'u ortaokul, yüzde 11.2'si lise, ytiz- de 8.2'si yükseköğrenim mezunu üyelerin yüzde 13.7'sinin öğrenim düzeyi ise belir- lenemedi. SHP üyelerinin yüzde 78.7'si 29 yaşın üzerinde. Araştumaya göre üyelerin yaş da- ğılımları şöyle: "21-29 yaş: yüzde 21.3, 30-39 yaş: yüz- de 32.2, 40-49 yaş: yüzde 20.7, 50-59 yaş: yüzde 15.0,60 ve sonrası: yüzde 9.4, bilin- meyen: yüzde 1.2." Yeni söyleme uygun yeni po- litikalar üretilmesi noktasında yoğunlaşıhrken, Genel Başkan inönü'nün Başbakan Demirel ile ilişkilerde hiçbir pürüz çık- maması için kendini zorladığı dikkati çekiyor. İnönü, Başba- kan'ın açıklama yapmadığı ko- nularda, kendisiyle çelişmeme kaygısıyla konuşmamayı yeğli- yor. Inönü, bazen "Teröre karşı başka ülkelerde ne uygulanıyor- sa, bizim ülkemizde de o yapılacaktır" cümlesinde oldu- ğu gibi, Başbakan'ın cümlelerini bir-iki gün sonra aynen yineli- yor. Aynca înönü'nün Güler tle- ri konusundaki tavrı da parti içinde eleştirilere neden oluyor. Eleştiriler, "Genel başkan ilk günden itibaren Güler Hanım'ı savundu. Ama sonra da kamu- oyundaki gelişmelerin etkisinde kalarak istifa ettirdi. Gelişmeleri önceden göremedi" biçiminde. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi'nin ise parti içi gelişmeler- de daha katı tavırlar almaya ka- rarh olduğu göriilüyor. Parti ör- gütünün yeniden yapılanması- nın zorunlu olduğunu savunan Selvi, genel merkezin yeniden örgütlenmesi çalışmalarını sür- dürürken, olağanüstü kurultay- da beUrlenen yeni MYK'dan da fireler başladı. Sedat Doğan, Çukobirlik'e genel müdür ola- rak, Türkân Akyol da YÖK'e gidiş hazırhklarına başladı. OZGURCE TURKER ALKAN Bir Düşman Aranıyor N e günlere kaldık! Bir zamanlar birbirini boğaz- layan Fransa ve Almanya ortaklaşa ordu kur- maya kalkıyor. Daha birkaç yıl öncesine kadar "Tannm, inşallah savaşa tutuşmazlar" diye dua ettiğimiz ABO ve Rusya, şimdi Karadeniz'de ortaklaşa manevralar yapıyor. Bize de sevinmek düşüyor. "Savaş bulutları dağılı- yor, artık silah harcamalan azalacak, ekonomik olanak- lar barış uğruna seferber edilecek," diye. Acaba gerçekten öyle mi? Tarih, iyiniyetli ve saf ide- alistlerin aldanışlarıntn ve düşkırıklıklarının öyküleriy- le dolup taşar. Biz de gene bir oyuna mı geliyoruz, di- ye merak ediyorum bazen. • Dünyanın en büyük savaş makinelerinden birisi göz göre göre dağıldı gitti. Öyle ki SSCB'den kalmadonan- manın gemileri bile el altından satılmış. Şimdiki Rus Genelkunmayı, "Vallahi bu işte bizim bir günahımız yok, satışı yoldaş Gorbi istemişti," diyerek kendisini savun- maya çalışıyor. Ama asıl büyük savaş makinesi olduğu gibi yerinde duruyor. Yalnız bir sıkıntısı var: "Şimdi biz kiminle sa- vaşacağız," sendromuna düşmüş durumdalar. International Herald Tribune'öe geçenlerde çikan bir yazıda, ordunun genel hazırlığından sorumlu Daire Başkanı Albay Long bu durumdan yakınıyordu, "Birfut- bol takımını hiç maç yapmadan elli yıl süreyle çalıştır- manın" zorluğuna işaret ediyor, "karşı takım hakkmda hiç fikrimiz olmadan ge- ce gündüz eğitim yapmamız gereke- cek," diyordu. Zor iş doğrusu, Allah kolaylık versin. Aynı yazıda, eski Savunma Bakanı Brown da, "Kuzey ve Güney Kore, Güney Afrika ve Latin Ame- güç, sonunda diktatörlüğe dönüşür. Bu ilkeye, siyasal sistemlerini "dengeleme ve denetleme" üzerine kuran Amerikalılar herkesten çok inanmıştır. rika'da savaşmak gerçekten ABD'nin işi midir" sorusu- nu soruyordu. Geçen yıl da gördük ki, Saddam gibi fırsatlar Ame- rikan ordusu açısından bulunmaz nimetler bile olsa, aslında dişinin kovuğuna bile girmemektedir. Kırk yılda bir Saddam gibi bir çılgın çıkacak diye mil- yonlarca kişilik ordu beslenir mi? Ya Kongre artık mil- yarlarca dolarlık silah siparişlerini onaylamaz olursa? Silah tüccarları gittikçe zor duruma düşerse? Orduyu ayakta tutmak isteyen çıkar çevrelerinin ye- ni düşmanlara ihtiyacı olduğu muhakkâk. Son günler- de übya lideri Muammer Kaddafi'nin başının etrafın- da toplanan bela bulutlannı biraz da ABD'nin iç işle- rindeki bu sıkıntılara bağlamak gerekir sanıyorum. Nitekim birkaç gün önce New York Tımes'tia yer alan bir yazıdan, ABD Savunma Bakanlığı'nın yeni savaş se- naryoları ürettiği anlaşılıyor. Buna göre gelecek on yıl içinde, ABD ordusu aynı anda Irak ve Kuzey Kore'de görev yapabilecek kapasitede donatılacak. Ya Rusya Polonya'yı işgal ederse, ya Filipinler'deki ABD asker- lerinden birisinin burnu kanarsa, ya Panama'da bir as- keri darbe olursa, ya genişlemeye meyilli bir süper güç çıkar da ABD gibi davranmaya kalkarsa... İşte bütün bunlar savaş nedeni sayılacak. ABD Savunma Bakan- lığı hazırlıklarını buna göre yapmayı planlıyor. Dengelenmeyen her güç, sonunda diktatörlüğe dö- nüşür. Bu ilkeye, siyasal sistemlerini "dengeleme ve denetleme" üzerine kuran Amerikalılar herkesten çok inanmıştır. Şu andaki ABD denetlenemeyen bir uluslararası güçtür. İç işlerinde demokratik de olsalar, niyetleri iyi de olsa, uzun dönemde uluslararası arenada diktatör- ce zorbalıklara yönelmeleri kaçınılmaz olacaktır. "Bu durumda ne yapmak gerekir", ayrı bir tartışma konusu. Fakat askerlerin her söylediğine kanmamak, yapılması gereken ilk ve en önemli iş gibi gözüküyor. SHP İstanbul il örgütü Dörtilçe görevden alındı Iç Politika Senisi- SHP İstan- bul il yöneıim kurulu. dört ilçe yönetimini göre\den aldı. İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu. bu- gün görevden almalar ve örgü- tün \eniden yapılanması konu- lannda basın toplantısı yapa- cak. Dün olağanüstü toplanan SHP il vönctim kurulu. K.Çek- mece, Eminönü. Zeytınburnu ve Şişli ilçe örgütlerini lüzüğün 34. maddesi uyannca "belli sü- reler içinde yapılması gereken işleri yapmadıklan" gerekçesiy- le görevden aldı. Toplantıya katılan 11 üyenin o> birliğı ile alınan kararlar ilgili ilçe >öne- timlerine tebliğ edildi. Görevden alınan ilçe başkan- lan ıl yönetiminin bu girişimine tepki gösterdi. K.Çekmece İlçe Başkanı Faik Özöne>. karara PM düzeyinde itiraz edeceğini belirtti. Ozönev. görevden al- maya gerekçe gösterilen tüzük maddesine ajkın hiçbir şekilde aykın daranmadıklannı ifade etti. Diğer ilçe başkanlannın da, aynı şekilde. ıtirazda bulu- nacaklan öğrenildi. Görevden alınan Şişli İlçe Başkanı Fikri Yılmaz, Zeytin- burnu İlçe Başkanı Metin Do- ğan ve Eminönü İlçe Başkanı Rafet lşık kongresle seçilmişti. K.Çekmece İlçe Başkanı Faik Özöney ise, ilçe Başkanı Celal Gül'ün miUetvekili adayı olma- sı nedeniyle. yönetim kurulun- ca seçilmişti. Dört ilçenin görevden alın- masına gerekçe gösterilen tüzü- ğün 34. maddesinın A fıkrası şo\le: "Yasaya. Tüzüğe ve yönet- meliklere göre. belli süreter için- de yapılması gereken görev veya işleri yapmayan ve bunun sonucunda parti zaran doğrna- sma yol açan ya da, partinin genel siyasal doğrultusuyla ve ilkeleriyle bağdaşmayan tutum ve davranışlar içine giren ilçe başkanı ve ilçe vönetim kurulu üşeleri, bağlı olduklan il yöne- tim kurulunca(.)görevden alı- nır." SHP Merkez Yürütme Kuru- lu ve TBMM Grup Yönetim Kurulu üyeleri, parti genel mer- kezinde ortak bir toplantı yap- tı. SHP MYK'nın yaklaşık 2 sa- at süren toplantısınm ardından gerçekleştirilen toplantının, ge- nel merkez ile grup yönetimi arasmda koordinasyonu sağla- ma amacvna yönelik olduğu bil- dirildi. Genel sekreter Cevdet Selvi, saat 17.45'te başlayan toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, genel merkezın görevlerinden birisinin de örgüt ile TBMM grubu arasında diyalog ve işbir- liğini sağlamak olduğunu belir- terek şöyle dedi: "Parlamento ile olan üişkile- rimizi düzenlemek ve geliştir- mek için yaptığımız bir değer- lendirme toplantısı. Toplantmın periyodik olarak yapılması dü- şünülüyor. Genel merkezin gö- revlerinden birisi de bu diyalo- gu ve işbirliğini sağlamaktır. Hangi yöntemle olmah, nasıl birbirimize yardımcı oluruz, onu toplantıda birlikte karar- laştıracağız!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle