Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURfYET 25ŞUBAT1992SAU
HABERLER
kadın
okuz Eylül
,aii ve Idari Bilimler
.ı_rniyeleri Doç. Dr.
.K Kaaman ile Doç. Dr.
.urcamby Özmen'in Ege ve
, kadın yöıetici ve öğretim
. oranı konuunda yaptıklan
inna sonucuıda, EÜ'de kadın
/rim üyesi o«"annın yüzde 34-38
jlduhı belirlendi. BÜ'de 7 dekandan
3; 3« böiüm başkaıından 5; 138
anabdim dalı başlsnından 31; 13
yükstkokul müdüunden de sadece
î'inir kadın oldoığı saptandı.
Araşarmada, DEl'de görev yapan 175
proföörüD 28'imİB kadın olduğu ve
bütüı fakültelerdebulunan kadın
Ögretm üyesi oran ise yüzde 31.2
olaraı belirlendi. I EÜ'de, yönetici
öğretim elemanlsrıarasında kadın
dekas bulunmaclıg da belirtilen
araştınnada, 62 böiim başkanının 6'sı,
195 anabilim dalı taşkanımn 26'sı, 12
yüksekokul müdlünnün l'inin kadın
olduğu vurgulan<dı.
Kontenjan iptal
• AA (Ankara) - ftanıştay, yabancı
dille ötretim yap.an özel Türk
okullan iJe yabaracı okulların ara
sınıfında okuyan öğretmen
çocuklarına, Ana.-dou liselerine nakil
imkânı tanıyan uygüamayı iptal etti.
Aii Erhan Ecevit adı Anadolu Lisesi
öğrencisinin söz komsu uygulamayı
getiren, "Milli Eğitin Bakanhğı'na
Bağh Bir Kısım Deslerin öğretimini
Yabancı Dille Yapar Resmi Okullar
Özel Yönetmeliği"nn 11. maddesinin
ayncalık yarattığı gerekçesiyle açtığı
iptal davasını, Dajıiftay 8. Dairesi
reddetti. Öğrencinin temyizi üzerine,
bir üst kurul olarakret kararını
görüşen Danı$tay Idıri Dava Daireleri
Genel Kurulu, karar oy çokluğu ile
bozdu. Böylece, söz konusu uygulama
yürürlükten kalktı. Danıştay Idari
Dava Daireleri Genei Kutulu, aynı
yönetmeliğin, karnu görevlisi olan
velisinin ikametgâh değiştirmesi
nedeniyle bu okullar arası öğrenci
nakillerine olanak sjğlayan
bükmüniin iptali istenini ise reddetti.
Eğitim yatınmları
• AA (Erzurum) - Erzurum'da geçen
yıl 70 milyar liralık eğitim yatırımı
yapıldı. Milli Eğitim Müdürü Fevzi
Budak, yapımı devara eden fen lisesi,
kız meslek lisesi, Pa&nler endüstri
meslek lisesi, Aşkale lisesi, Narman,
Olur ve Oltu ilçeleririn öğretmenevleri
ile kent merkezinde \apılan
öğretmenevinin bu yL hizmete
gireceğini söyledi. Hizmetiçi eğitim
enstitüsü temelinin bu yıl atılacağını
kaydeden Budak, "Bı yıl yapımına #
başlayacağımız hizmetiçi eğitim
enstitüsünün kısa sürtde hizmete
girmesi için yoğun bir şekilde
çalışacağız. Zira öğretmenlerimiz bu
okul sayesinde bütün eksikliklerini
tamamlama imkânı bjlacaklar" dedi.
KTÜ'den yatırım
• AA (Trabzon) - Karadeniz Teknik
Üniversitesi'nin 256 milyar lira olarak
belirlenen 1992 bütçesınin yaklaşık
üçte biri yatırımlara aynldı. KTU
Rektörü Prof. Dr. Aydın
Dumanoğîu'nun yaptığı açıklamaya
göre üniversitenin 1992 yılı bütçesi,
döner sermaye gelirlen haric, 256
milyar 351 niilyon lira olarak
belirlendi. Geçen yıl yaklasık 38
milyar liralık yatırım gerçekleştiren
KTÜ'nün bu yılki bütçesinden 80
milyar 525 milyon lira yatırımlara
aynldı. Rektör Dumanoğlu konuya
ilişkin şu bilgiyi verdi: "Bu yıl, tıp
fakültesine 25 milyar liralık tıbbi cihaz
alınacak. Bunun gerçekleşmesi ile
hastanemizin cihaz problemi çözülmüş
olacak. Aynca proje tutarı yaklaşık 65
milyar lira olarak belirlenen 200
yataklı ek hastane temeli de
önümüzdeki aylarda atılacak. Bunun
yanısıra 13 milyar lira proje bedelli
iktisadi ve ticari ilimler fakültesi
binasının temeli de bu süre içinde
atılacak"
Müdürler eğrtiliyor
• ANKA (Ankara) - 11lerde valiliklere
baglı olarak kurulan il basın ve halkla
ilişkiler müdürlerinin katıldığı "1.
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürleri
Semineri" Ankara'da başladı. Içişleri
Bakanlığı Müsteşarı Fahri Öztürk
seminerin açıldığında yaptığı
konusmada, devlete olan güvenin
halkla ilişkilerdeki başarıyla
sürdürülebileceğine dikkat çekti.
Basının dördüncu kuvvet ve
kamuoyunun sesi olduğunu belirten
müsteşar Öztürk, il basın ve halkla
ilişkiler müdürlerinin basınla
ilişkilerde özenli ve dikkatli
olmalarmı, basınla ve halkla ilişkilerde
aynm yapmamalarını istedi.
Öğretmenlere beraat
• CUMHURfYET (Rize) - TBMM'ye
2 yıl önce 1 Mayıs için dilekçe
yazdıkları savı ile maaş kesme
cezasma çarptırılarak görevlerinden
alınan 19 öğretmen, idare #
mahkemesine açtıkları davayı kaiandı.
Rize'de çeşitli ilk ve orta dereceli
okuüarda görev yapan 19 öğretmen,
30 Nisan 1990 tarihinde, 1 Mayıs için
TBMM'ye verilmek üzere imzaladıkları
dilekçeler üzerine çarptınldıkları para
ve disiplin cezalarının kaldırılması için
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi'ne
dava açmışlardı. Trabzon İdare
Mahkemesi'nin kararı ile beraat eden
Rizeli öğretmenlerin 19'unun tümunuı.
disiplin cezası olan 1/30 oranında
maaşlanndan kesme cezasına
çarptırıldıktan sonra görev yerleri
değiştirilmiş ve yönetici olanlar da
görevlerinden ahnmışlardı.
Demirerin yeni YÖK tasansından söz etmemesi, mevcut durumun kısa vadede değişmeyeceği yorumuna yol açtı
Ünîversite zîrvesi düş kırıklığı yarattıHAKANAYGÜN(Ankara)- Başbakan Süleyman Demirel, YÖKyöne-
ticileri ve rektörlerle yaptığı toplantıda, hükümetin yeni Üniversi-
teler Yasası çalışmalarıyla ilgili bilgi vermedi. Bu konudaki beklen-
tileri boşa çıkan üniversiteyetkiliJeri hayaJ kırıklığına uğrarken De-
mirel'in bu tavrı "Mevcut YÖK Yasası'nın kısa vadede
değiştirilmeyeceği" şeklinde yorumlara yol açtı.
Milli Eğitim Bakanı KöksaJ Toptan'ın
hazırladığı yeni üniversiteler yasa taslağı
hakkında bilgilendirmediği YÖK yetkilileri
verektörler, Demirel'in düzenlediği "üni-
versite zirvesi"nde de beklediklerini bula-
madılar. Geçen cumartesi günü Başbakan-
lık'ta düzenlenen ve Milli Eğitim Bakanı
Köksal Toptan, Maliye Bakanı Sümer
OraJ, Devlet Bakanı Mehmet Kahraman ile
YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Doğrama-
cı, YÖK üyeleri ve 29 üniversitenin rekto-
rünün katıldığı toplantıda, ağırlıklı olarak
üniversitelerin ekonomik sorunlan ele alın-
dı.Demirel, toplantıda üniversite sayısını
artırarak yükseköğretimdeki okullaşma
oranını yüzde 25'e çıkarmayı ve "bazı üni-
versitelerin mükemmel olması"nı istedik-
lerine işaret ettikten sonra sözü Prof. Doğ-
ramacı'ya verdi. Prof. Doğramacı da yap-
tığı konusmada, YÖK döneminde yükse-
köğretimde kaydedilen gelişmeleri anlat-
tı. Doğramacı, daha sonra da yeni üniver-
siteler açılmasını isteyen Demirel'e üniver-
site açılabilecek iller konusunda YÖK'ün
yaptığ' çalışmayı iletti. YÖK'ün daha ön-
ce Milli Eğitim Bakanhğı'na da ilettiği üni-
versite kurulabilecek iller arasında Içel, Ba-
Iıkesir, Şanlıurfa, Adapazan, Aydın, Zon-
guldak, Hatay, Denizli, Bolu, Kocaeli, Af-
yon, Isparta, Kars ve Erzincan yer aldı.
Hükümetin üniversiteler yasası konu-
sundaki hazırlıklarına beklenenin tersine
değinmeyen Başbakan Demirel, tek tek
rektörlere söz vererek isteklerini dinledi.
Rektörlerin dile getirdiği iki ortak sorun
ise kadro sıkıntısı ve bütçede yollukların
kısılması oldu.
Demirel, özeilikle 657 sayılı Devlet Me-
murları Yasası'na bağlı kadroların ölüm,
istifa gibi nedenlerle boşalması durumun-
da, bu kadrolara atama yapılamadığını be-
lirten rektörleri haklı buldu. Demirel, ak-
saklığın düzeltilmesi için de Başbakanlık
yetkililerine talimat verdi. Rektörlerin 1992
bütçesinde yolluk taleplerinin yiizde
25'inin verilmesiyle ilgili eleştirilerini de
haklı bulan Demirel, bu konuda da üni-
versitelerin isteklerinin yeniden gözden ge-
çirilmesi için talimat verdi. Demirel, aynı
şekilde Trakya, Uludağ ve Anadolu üni-
versiteleri bünyesindeki yıllardır tamam-
lanmayan araştırma hastaneleri inşaatla-
nnın bir an önce bitirilmesi için gerekli des-
teği vereceklerini söyledi.
YÖK gelecek toplantıya
Demirel'in artık iki ayda bir yapılaca-
ğını açıkladığı "üniversite zirvesi"nde
YÖK Yasası'na değinmemesi üzerine rek-
törler ve YÖK yetkilileri de bu konuya gir-
mediler. Başbakan'm tutumu, YÖK Yasa-
sı'mn kısa vadede değiştirilmeyeceği şek-
linde yorumlara yol açtı. Yeni yasanın he-
nüz son şeklini almadığı izlenimi de doğar-
ken gelecek zirvede yasamn gündeme ge-
lebileceği ifade edildi.
Türki cumhuriyetter
Toplantıda Türki cumhuriyetlerle üni-
versitelerin hangi alanlarda işbirliği yapa-
bilecekleri konusu da ele alındı. Anadolu
Üniversitesi Rektörii Prof. Dr. Yılmaz Bü-
yiikerşen, Orta Asya'ya açıköğretim hiz-
metinin götürülmesi yönündeki çalışmala-
rım anlattı. Demirel de rektörlerden Türki
cumhuriyetlere neler yapılabileceği konu-
sunda araştırmalarda bulunmalanm ve bu
konuda hükümete destek vermelerini iste-
di.
1962'den beri restoras>on çalışmaları \apılan. 1918'de kurulmuşSülevmani>e Kütüphanesi, Türkiyc'de elva/ması eserlerin
onarıJdığıtekmerkez."(Fotoğraf:SUÂTKOZLUKLU) "
Süleymaniye'de kitap kurtlanyla dans
GÜLÇİN İLCt (istanbul) - Süleymaniye Kütüphanesi, ülkemizde el-
yazması eserlerin onanldığı tek merkez. 1918 yılında kurulan kü-
tüphanede 1962 yılından bu yana restorasyon çalışması yapıhyor.
Türkiye'nin her yerinden gelen, kitap kurtlarınca adeta dantel ha-
line getirilmiş, nem ve çeşitli faktörlerin etkisi ile dağılmış, mürek-
kebi akmış eserler onanhyor.
""Kitabin hastalığına göre. durumuna
göre. Mesela bir kitabin yalnızca forma-
ları dağılmış, iplikJeri kopmuş. Dağılıp
kaybolmasın diye sadece düzeltilir, diki-
şidikilir, şirazesi örülür vecilt bölümün-
de kapağı yapılır. Kitap bir haftanın
içinde yerine ulaşır. Yapılacak işlemle-
rin hepsi bir haftada biter. Ama öyle bir
kıtap gelir ki restoras>onu 3 yıl sürer."
Süleymaniye Kütüphanesi'nde 23 yıl-
dır çalışan kimya mühendisi. Pataloji
Bölümü Sorumlusu Sjadet Gazi, elyaz-
ması kitap restorasyonu çalışmasına iliş-
kın bunları söylüyor.
Yazma eser yönünden öyle zengin ki
kültürümüz, Süleymaniye'de restore
edılebilen. belki devede kulak. Biz "bir
kitabin nasıl kurtarıldığını'" merak ettik
\e pataloji bölümü sorumlusu Saadet
Gazi ile "Süleymaniye'de kitap kurtla-
nyla savaş"" üzerine söyleştik.
Gazi. restore edilen eserlerin gaçirdik-
leri safhalan şöyle anlattı:
"Önce kütüphanelerde istatistik yapı-
hyor. Hasta, bakıma \ e onanma muhtaç
kitaplar tespit ediliyor. Sonra bize mü-
racaat ediyorlar, tabii bakanlık izniyle.
Kabul edilirse sıra veriliyor. Sırası gel-
dikçe eserler burada onanhyor.
Hasta. sağlam. hastalıjğın derecesine
göre ayırım yapıyoruz. Once bir förm
dolduruyoruz. Hangi kütüphaneden,
hanai bölümden seldi. eni. bovu. savfa
sayısı, kapak durumu, içinindurumu, ne
vapılacak. forma yazılıyor. Herhangi bir
hata olasıhğını ortadan kaldırmak için.
Sonra yapılacak işlemlere geliyor sıra.
Dikkatle sökülecek. önce alkolle temiz-
Ienecek ya da iki kâğıt arasında sağlam-
laştınlacak, yahut kurt yenikliyse bütün
o boşluklar doldurulacak. Tüm bunlar
tespit edildikten sonra kitap bir kişiye
teslim ediliyor. Herkese en iyi kitaplar
verilmiyor. Her arkadaş seviyesine göre
bir kitap ahyor. Sırasıyla önce bakımmı,
sonra tedavisini yapıyor."
Sayfa sayfa onanlan eserlerin bittik-
ten sonra forma haline getirildiğini, di-
kişinin dikildiğini ve şirazesinin örüldü-
ğünü belirten Gazi. bundan sonra da
eserin cilt bölümüne gönderildiğini söy-
ledi.
"Orijinal kapağı varsa. olduğu gibi
restore edüiyor. Yoksa. eser hangi yüz-
yıla aitse o yüzyılın kalıbı kullanılarak
yeniden yapıhyor. Ama mümkün oldu-
ğu kadar orijinal kapağı kullanmak zo-
rundayız, en küçük parçası kalsa da"
diyen Gazi. "Pataloji bölümü ile cilt bö-
lümü mektup-zarf gibidirler. Birbirin-
den ayrılmaz iki bütün. Bir şeyi kapaksız
bırakamazsınız, ama içini de onarma-
dan kapağı oturtamazsınız. Mutlaka
ikisinin beraber yapılması lazım" diye
konuştu.
Restorasyondan önce korumanın
önemine değinen Gazi, "Önemli olan
onları yerinde korumak. Bulünması ge-
reken yer için iklim koşullarının araştı-
nlması gerek. Düşünün, bir Akdeniz
iklimi ile bir Karadeniz iklimi ne kadar
farklı. Ama kâğıt kâğıttır, o değişmez.
Selülozdur. Kâğıdın havadan etkılenişi
farklı olacak doğal ofarak. Şimdi birine
rutubet emici ortam, diğerine de rutubet
vererek ortam dengelemek gerekir" de-
di.
Yazma ve basma eserlerin bugüne ka-
dar en ilkel koşullarda bile, mevcut im-
kânlarla korunmaya çalışıldığını anla-
tan Gazi, "Bundan sonra gelen iklim
şartlan çok daha kötü. Asit yağmurlan
başladı. Bu kadar kirlilik, kalabalık
yoktu. Bundan sonra eserlerin standart-
lara uygun şartlarda korunması elzem
oldu" diye konuştu.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan el-
yazması eserlere sahip olduğumuzu vur-
gulayan Saadet Gazi, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Harika şeylerimiz var. Kültürel, ta-
rihsel, astronomiden tutun da tıbba ka-
dar pek çok konuda eser. Ufaok bir yazı
için haftalarca, aylarca uğraşmışlar. O
tczhipler, o süslemeler... Ya kitaplann
değeri, manevi ve maddi, ölçülemeyecek
kadar çok. Amerika'da, Avrupa'da' Ya-
kındoğu' diye bizim eserlerimiz üzerinde
inceleme yapıyorlar. Nasıl bu kadar iyi
korunmuş, şaşıyorlar. Tabii haliyle yüz-
yıllarca korunmuş ve o zamandan bu
zamanagelmiş."
Gazi. kimyasal korumaya başvurma-
dan, eserleri kirli havadan. oksitlerden.
azot gazlanndan koruyarak doğal şek-
liyle muhafaza etmenin önemine değine-
rek, kültürel varlıkların korunmasının
artık uluslararası düzeyde tartışıldığını
vurguladı.
Bakanlık, bu yıl felsefe öğretmeni ahnmayacağını açıkladı
Felsefe derslerine
din dersi öğretmeni
CLMHLRİYET (Ankara) - Milli
Eğitim Bakanlığı, felsefe dersleri-
ne başta din dersi öğretmenleri
olmak üzere diğer branş öğret-
menlerinin girmesine rağmen bu
yıl felsefe öğretmeni ahnmayaca-
ğını açıkladı.
Bakanhktan alınan bılgije göre Tür-
ki>e'de 3 bın cıvannda gencl ve meslekı
lisc olmasına karşılık. felsefe grubu dersler
için 1612 slandart kadro bulunuşor. Bu
kadro aşılmış durumda. 1726 felsefe eru-
bu öğretmenin göre\ \apmasina rağmen.
bu savı da ihtivaca cevap vermıyor.
ANAPıktidarlan döneminde her sınav-
da 10 ve>a 20 felsefe öğreımenı alını>ordu.
Bu >ıl iseyeterlık sınavı vapılmadan alına-
cak branş öğretmenleri arasında felsefe
grubu bulunmuvor. Doğu ve Güneydoğu
illerine öğretmen alınacağını duvuran ba-
kanlık. bu illerdekı Mıllı Eğitim müdür-
lüklennden gelen felsefe öğretmeni isteğinı
göı ardı etti. Bakanlık vetkilileri. söz ko-
nusu bölgelerden gelen isteğin sınırlı oldu-
ğunu ileri sürdü
Bakanlığın bir ilginç uygulaması da bu
yıl öğretmen ahnmayacak bazı branşlarda-
ki mezunları sınıf öğretmenliğine kabul
edeceğini açıklamasına karşın felsefe gru-
bu öğretmenlerini bu branşlar arasında
saymaması oldu. Bakanlık, yanlışını yapı-
lan uyarı üzerine düzelterek Milli Eğitim
müdürlüklerine felsefe grubu öğretmenle-
rinin de sımf öğretmenliğine kabul edile-
ceğini bildirdi. Ancak bu konuda kamuo-
yuna açıklama yapılmadı. Felsefe grubu
öğretmenleri ise pedagojiyi diğer branşlar-
dan daha iyi bildiklerine dikkat çekerek sı-
nıf öğretmenliği konusunda öncelik istedi-
ler.
Feisefe eğitiminin durumu
Mevcut uyguiamaya göre felsefe grubu
dersler lise 1 ve 2. sımflarda okutuluyor.
Lise 2. sınıfta psikoloji dersi, fen bölüm-
lerinde 1987'den bu yana haftada iki yeri-
ne bir saat, edebiyat bölümlerinde ise haf-
tada iki saat okutuluyor.
Lise 3. sınıflann edebiyat kollarında ise
haftada iki saat felsefe, iki saat de sosyo-
loji dersi görülüyor. Lise 3. sınıf matema-
tik ve fen kollarında ise seçmeli olarak iki
saat mantık veya iki saat sosyoloji dersi ve-
riliyor. Halen 13 üniversitede felsefe gru-
bu branşlarda öğrenci yetiştiriliyor.
Her yıl 4 bin çocıık
mahkemeye çıkarılıyor
«•*»
ANKA (Ankara) - Her yıl 11 -15 yaş
arası 4 bin çocuk sanık sandaiyesi-
ne oturtuluyor. Çocuk mahkeme-
lerinde görülen davalarda en çok
görülen suç hırsızlık.
Adalet Bakanlığı verilerinden yapılan
derlemeye göre geçen yıl çocuk mahke-
melerinde 3 bin 620 erkek, 153 de kız
çocuğu sanık olarak yargılandı. Bu
mahkemelerde bir yılda görülen dava
sayısı 3 bin 179 olarak belirlendi. Ço-
cuklann işledikleri suçlar arasında 2 bin
206 davaya konu olan hırsızlık ilk sırayı
aldı. Bunu yüzde 12.73 oranıyla müessir
fiili suçu izledi. Sarkıntıhk ve ırza geçme
suçlanyla yargılanan 11-15 yaş grubu
çocuk suclulann genel çocuk suçlulara
oranı da yüzde 6.38 oldu. Bir yılda ırza
geçme ve sarkıntılıkla suçlanan çocuk
sayısı 229 olarak gerçekleşti.
Aynı verilere göre adam öldürmekten
yargılanan çocuklann genele oranı yüz-
de 1.79 oldu. Bir yılda 60 erkek, 2 de kız
çocuğu bu suçlamayla yargılandı. Ço-
cuk suçlan istatistiğinde çocuklann işle-
dikleri diğer suçlann oranı yüzde 9'a
ulaşırken, her yıl yaklaşık 30 çocuk da
trafik kanunlanna aykın davranmak
suçlamasıyla mahkemelik oldu. Hırsız-
hktan mahkûm edilen çocuk sayısı ge-
çen yıl 2 bin 599 oldu.
Çocuk mahkemelerine gelen dayala-
nn yüzde 60'ının karara bağlanabildiği
görülürken, açılan davalann yüzde 62'si
mahkûmiyetle sonuçlanıyor. Beraatle
sonuçlanan dava oranı yüzde 18 olarak
gerçekleşirken, çocuk suçlulara verilen
cezalann yüzde 55'i ilk suç olması nede-
niyle erteleniyor. Çocuk suçlulardan
yüzde 31 'i cezalannın paraya çevrilmesi
nedeniyle hapse girmekten kurtulurken
yüzde 2.3'ü hakkında hürriyeti bağlayıa
ceza uygulamasına gidiliyor.
V argıtay'dan basına destek
ANKA (Ankara) - Yargıtay, gerekli in-
celeme ve soruşturma yapıldıktan son-
ra ya> ımlanan haberlerin, daha sonra-
dan gerçeğe aykın olduğunun anlaşıl-
ması halinde, haberi yazan gazetecinin
haksız tecavüz, hakaret, itibar kırma
benzeri suçlamalarla mahkûm edile-
meyeceğine karar verdi.
Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi, aldı-
ğı son karannda, basın meslek ilkeleri-
Yabancı dil kursları ne kadar öğretiyor?
FİGEN ATALAY (istanbul)- "Bir lisan bir insan, iki lisan iki insan"
diye düşünenlerden misiniz? Okui yaşamınız boyunca dağarcığı-
nıza yabancı bir dil katamamanın eksikliğini şimdi duyuyor ve
"Ne yapsam da şu İngilizceyi (ya da Fransızcayı, Rusçayı vb) öğ-
rensem" mi diyorsunuz?
Özel Yabancı Dil Kursları Derneğı
Yönetım Kurulu üvesi Na/if Ülgen'e
göre'8 milyon lira harcayarak 16 ay bo-
yunca neredeyse yalnızca lisan yaşaya-
rak orta düze>in üstünde dil öğrenebilir-
sınız. Tabii herkes bu kadar iyimser
dcğil. İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi İngiüz Dilı \e Edebiyatı Ana-
bilim Dalı Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr.
Ze>nep Ergün,>abancı birdilin kurslar-
da tam anJamıyla öğretilmesinin müm-
kün olmadığı görüşünde.
Türkiyede eğcr "'kolej"de öğrenim
görmüş küçük azınlığın içinde dcğılscniz
ortu vc lısedc gördüğünüz \abancı dille
bırturistın bdsıt bırsorusuna bılezor>a-
nıt venrsıniz. Öğrcniminizı tamamlayıp
ı^ arama>d bailadığınızda ise sık sık ya-
bancı dil bılıp bilmedığiniz, hatta kaçdıl
bildiğinize ilişkın sorularla karşılaşınca
eziklik ve eksiklik duymaya başlar,
maddi olanaklannız da yeterliyse. "öğ-
renmenin yaşı yoktur" deyip "iki insan'"
olmaya karar verirsiniz.
Peki o zaman ne yapmalı? Yurtdışın-
dakı okullardan bınne mi gitmeli? Tür-
ki\e"de savıları 300'e ulaşan lisan kurs-
larından birıni mi seçmeli? Yoksa, önce
Türkiye"-de temel eğitim alıp ondan son-
ra birkaç ay yurtdışında mı vaşamalı?
Özei Yabancı Dil Kursları Derneği
(Öz-Dıl.-Der) Yönetim Kurulu üyesi
Nazif Ülgen'e göre yabancı bir dili öğ-
renmevebaşlamanınidealyaşı, 5-11 ara-
sı. Daha sonra öğrenilen dil kahcı olmu-
yor ve 18-20 yaşından sonra öğrenilen
dil, kuljanılmazsa kısa bir sürede unutu-
luyor. Ülgen. Türkıye'de ne kadar süre-
de, hangi düzeyde ve kaç lira harcanarak
yabancı dil öğrenilebileceği ve dil öğren-
meye kararlı kışilerin ne yapması gerek-
tiği konularında şunları söylüyor:
"Kurs ücretleri aylık 250 bin lira ile
500 bin lira arasında değişiyor. En az se-
kiz ayda yabancı bir dili konuşabilecek
düzeye gelinebilir. Ancak bu. kişinin ça-
basına da bağlı. Bu kişi ikinci bir sekiz ay
daha kursa devam ederse lisan sorununu
çözümler. İleri değilse de orta düzeyin
üstüne gelir. Bu düzeye gelebilmek için
de 8 milyon hra harcaması gerekir. Yani
iyi bir kursa haftada en az 6 saat olmak
üzere 16 ay devam edilirse, yabancı bir
dil öğrenilebilir. Ancak. lisan öğrenmek
yaz-boz tahtası değildir. Bugün başlayıp
yarın bırakmakla, 'akşamları iki saat
kursa gideyim. ne öğrenirsem" demekle
bu iş olmaz. Özel yaşamınızdan, iş yaşa-
mınızdan fedakarlıkedeceksiniz. 'Haya-
tımın şu dönemini lisan öğrenmeye ayı-
rı>orum' diyeceksiniz. Girilen iki saat
ders için evde üç saat çalışılması gerekli.
Öğrendikçe de cesur bir şekilde, hata
yaptığını düşünmeden. kaş-gözyararak
konuşmak, okumak,dınlemek gerekli.
Nazıf Ülgen'in verdıği bilgiyegöre İn-
giltere'de bir lisan okulunun aylık ücreti
3 milyon lira. Buna ulaşım, bannma, gı-
da masraflannı da ekleyince aylık 6 mil-
yon liraya ulaşıyor.
Türkiye'de yalnızca lisan öğreten 285
kurum olduğunu, İspanya'da ise lisan
okulu sayısının 3 bin 500"e ulaştığını be-
lirten Ülgen, devletin lisan kurslanna
sahip çıkmadığını, desteklenmeleri ha-
linde ücretleri düşürebileceklerini de
söylüyor.
îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül-
tesi İngjliz Dili ve Edebiyatı Anabilim
Dalı öğretim üyesi Yardımcı Doç. Dr.
Zeynep Ergün, İcurslarda güçlü bir temel
verilmediği kanısında. Ergün, "Haftada
birkaç gün iki-üç saat, yabancı dili tam
anlamıyla öğrenebilmek için yeterli de-
ğil. Bir dili tam anlamıyla öğrenebilmek
için 24 saat o dilın içinde olmak gerekli.
O dili yaratan bir kültür var. Yabancı
bir dil. o dilin konuşulduğu ülkede ya da
küçük yaşlarda öğrenilebilir. Kurslan
bitirinler, yabancı dili turistlerle iki keli-
me edecek biçimde amatörce öğrenebilir
ama, profesyonel anlamda kullanacak
şekilde öğrenemez. mesleki alanda ye-
terli olmaz" divor.
ne uygun çalışan gazetecilerle, bunla-
nn çalıştığı kurumlann basın özgürlü-
ğünü tam kullanabilmelerinin yolunu
açtı. Bir bankayla ilgili haberlerinde
asılsız bilgi vererek bankanın itibannı
zedeledikleri, bankanın servet kaybı-
na uğramasına yol açtıklân gerekçe-
siyle mahkûm edilen gazetecilerin
durumunu tartışan Yargıtay'ın kara-
nnda, basın yoluyla işlendiği iddia
edilen suçlarla ilgili davalarda emsal
alınabilecek özellikte vurgulamalar
yapıldı. Kararda şöyle denildi:
"Anayasanın 28. maddesinde ifade
edilen basın özgürlüğü basının kamu-
yu ilgiJendiren sorunlar hakkında hal-
ka bilgi verilmesinde ve bunlann tartı-
şılmasındaki genel çıkar esasına
dayanır. Basın, kişilerin kamu hayat-
lannı ilgilendiren eylemlerine ilişkin
haberleri gerçeklik, İcamu yararı, top-
lumsal bilgi, güncellik ve konuyla ifa-
de arasında düşünsel bağlılık kuralla-
nna uygun olarak vermek durumun-
dadır.
Doğruluğu veyanhşhğı hakkın-
da, halin özelliklerine uygun bir
araştırma yapmadan gerçeğe aykın
haber yayımlanırsa haksız bir tecavüz
söz konusu olur. Gereken inceleme ve
soruşturma yapıldıktan sonra bir ha-
ber yavımlanmışsa, sonradan haberin
gerçeğe aykın olduğu anlaşılsa bile
haksız tecavüzden söz edilemez."
Yargıtay'ın karannda, gazetecilerin
suçlanabilmeleri için, itibar kırma, ha-
karet. şöhret ya da servete zarar ver-
me, asılsız haber yayımlama kastıyla
hareket ettiğinın inandıncı ve kesin
delillerle kanıtlanmasının şart olduğu
beiirtilırken aksi durumda gazetecile-
rin beraat ettirilmesi istendi,