Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1BŞUBAT1992SAU CUMHURfYET SAYFA
HABERLER
inSnfi'yiikraınadı
• CUMHURİYET (Kilis) - Kilis'in il
yapılması konusunun sürüncemede
bırakılmasma tepki göstererek belediye
başkanlığından istifa eden Ekrem
Çetin, SHPGenelBaşkanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal Inönü'nün ricası
ûzeri ne görevine döndü. Geçen hafta
"Kilis'in il olmasmı gündemde sıcak
tutmak, hükümeti temsil eden partileri
Kilislilerlc bütünleştirmek,
kaynaştınnak için bir seçim atmosferi
yaratmak gerekiyor. 7 Haziran 1992'de
yapılacak belediye başkanhğı
seçiminden önce Kilis'in il oîmasını
garantiye almak için belediye
başkanlığından istifa ediyorum"
diyerekistifasınısunan Başkan Ekrem
Çetin, önceki gün görevine döndü.
istifa haberinin gazetelerde yer
almasından sonra SHP Genel Başkanı
Erdal Inönii tarafından telefonla
aranan Ekrem Çetin, görüşmede "il
sözü"nün bir kez ve kesin biçimde
verildiğinibelirti.
HâkimterbildiPisi
• ANKA (Ankara) - Çağdaş
Hukukçular Derneği (ÇHD), hukukun
demokratikleştiriJmesi amacıyla
Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen
çalışmalann destekhnmesini isterken
"Yüksek Dereceli Hâkimler" imzasıyla
yayımlanan bildiride savunulan
düşünceleri eleştirdi. ÇHD Genel
Başkanı Şenal Sanhan yaptığı
açıklamada, hukuk adamı olmanın
değişen iktidarlara rağrnen hukuka
bağlı kalmayı gerektirdiğini belirterek
"Işkence. baskı ve görevde aynmcıhğı
överek vanlabilecek hukuki birmenzil
yoktur. Eskişehir Cezaevi'ni boşaltan
zihniyet hukukun zihniyetidir. Bu
zihniyeti suçlu ilan etmek
hukukçulukla bağdaşmaz" dedi.
12EylülzedevaH»er
•I ANKA (Ankara) - Danıştay, 12 Eylül
yönetimi tarafından resen emekli
edilen valilerin, yeniden göreve
başlatıldıklan döneme kadar geçen
süreye ilişkin tüm maddi haklannın
tazmin edilmesi ve özlük haklarının
iadesi yolundaki istemlerini reddetti.
Danıştay 10. Dairesi, bu kararını, 12
Eylül'deyönetimeelkoyan Milli
Güvenlik Konseyi kararlanna karşı
yargı yasağını kaldıran Danıştay
Içtihadi Birleştirme Genel Kurulu
karanndan yararlanabilmek için idari
davaların işlemin yapılmasından
sonraki 60 günlük süre içinde açılması
gerektiğine dayandırdı.
AkyoTun YÖK üyeliği
• CUMHURİYET (Ankara) - Prof.
Dr. Türkan Akyol YÖK üyeliğinin
kesinleşmesi üzerine SHP'den istifa
ctti. Akyol SHP Parti Meclisi ve
Merkez Yürütme Kurulu'ndan
istifasuu verdiği için MYK'nın dttn
akşamki toplantısına katılmadı.
Akyol, Başbakan Süleyman
Demirel'in kendisine YÖK üyeliğine
ilişkin kararnamenin
Cumhurbaşkanı'nın imzasından
çıktığını söylediğini aktardı. Akyol
istifası üzerine SHP Parti Meclisi'ne
birinci sıradan yedek olan Esin
Bozoğlu girdi. Bozoğlu da kurultayda
Inönü listesinden aday olduğu için
PM"deki dengeler değişmedi.
Yasadışı örgüt
• AA (Ankara) - Yasadışı Dev-Sol
örgütü üyesi olduklan ve bu
doğrultuda eylemlerde buJunduklan
iddiasıyla haklarında dava açılan 28
sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara DGM'de görülen davanın
dünkü duruşmasına, tutuksuz
yargılanan 6 sanık ile tutuklu bulunan
3 sanık katıldı. Mahkeme, Necmi
Suna'nın tahliye istemini reddederken,
tutuksuz saruklar Hatice Suna, Ommet
Suna, Hülya Dede, Sefer Nedim
Ergüven ve Yakup Şahin'in
duruşmadan vareste tutulmalannı
kararlaştırdı. Mahkeme aynca Ankara
dışında bulunan bazı sanîk ve
tanıkların ifadelerini içeren talimatlara
gelecek cevaplann beklenmesine de
karar verdi. Astsubaylar Necmi Suna
ve Hüseyin Koç ile Orhan özpolat'ın
tutuklu olarak yargüandıklan davada,
gazeteci Deniz Teztel ve bazı avukatlar
da tutuksuz yargılanıyorlar.
Demirel'in kabulleri
• UBA (Ankara)- Başbakan
Süleyman Demirel, Avrupa Topluluğu
(AT) Karma Komisyon Eşbaşkam
Belçikalı March Galle ve Karma
Komisyon üyelerini kabul etti. Kabulde
AT Karma Komisyon Başkanvekili
Jean Defraigne, Avrupa Parlamentosu
Komisyonlar ve Delegasyonlar Genel
Müdürü Manfred Michell, Avrupa
Parlamentosu Türk Masası'nda üst
düzey yetkili Philippe Ventujol de
bulundu. Bukomisyonda.TBMM'de
grubu bulunan siyasi partiler, güçleri
oranında üye bulunduracaklar.
Batınlan duba
• ANKA (Ankara) - Spordan
Sonımlu Devlet Bakanı Mehmet Ali
Yümaz'ın sahibi olduğu Tek-Art
Müteahhitlik fîrmasının Türkiye
Elektrik Kurumu (TEK) için yapımım
üstlendiği, Akkuyu Nükleer Enerji
Santralı'nın liman inşaatı sırasında
"duba"yı baardığı belirlendi.
Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurumu'nun, Türkiye Elektrik
Kurumu'nun hesaplarına ilişkin raporu
TBMM KİT Komisyonu'na sunuldu.
Raporda yer alan bilgilere göre
Akkuyu Nükleer Enerji Santralı'nın
altyapı tesisleri, liman inşaatı, bağlantı
yolu ve santral sosyal site tasfiye
kaaları 18 Mayıs 1983 yıhnda Tek-Art
Şirketi'ne ihale edildi. 1982 birim
fiyatlanyla 604 milyon liraya verilen
ihaleden daha sonra diğer işler
çıkanldı ve sadece limana ait
dalgakıran işi bırakıldı.
T
AHRAN - Türkiye, İran'la iyi geçinerek Özal'ın deyimi ile,
"arkasını güvenceye almak" isterken İran da Orta Asya
cumhuriyetlerini yanına çekerek kendi arkasını güven-
ceye almak istiyor.
ECO'nun şimdilik dışında kalan Kazakistan dışındaki beş cum-
huriyetin amacı ise bu örgüte üye olarak, kendilerine istikbal ha-
zırlamak...
İran, ECO'ya bir "İslam Örgütü" kimliği vermek istiyor. Bu ni-
yetini de gizlemeye zaten fazla gerek duymuyor.
Buna şaşmamak gerek. İran Anayasası'nın 1. maddesi, "ha-
yatın bütün yönlerine İslamiyetin egemen oîmasını ve bu düze-
nin dünyaya yayılmasını" öngörmekte...
İranlı yöneticilerin İran Anayasası'nın buyruğunda olması ve bu
yönde çaba harcaması çok doğal. Doğal olmayan ise zorlamalar.
Özal'ın üç günlük Tahran temasları ve ECO zirvesi İran'la iliş-
kileri limonileştirecek bir zorlama olduğu izlenimini pek vermiyor.
Ancak son anda Cumhurbaşkanı Rafsancani'nin, "Hazar De-
nizf Ekonomik İşbirliği Bölgesi" kurulacağını açıklaması, ECO
:
nun işlerliğine gölge düşebileceği kuşkusu yarattı.
Özal bu konuda soruları yanıtlarken, yorum yapmak istemedi,
"Kursunlar bakalım" demekle yetindi.
Rafsancani'nin ortaya attığı Hazar İşbirliği Bölgesi eski Sovyet
cumhuriyetlerine, İran'la Türkiye'nin kendi sistemlerini benimset-
me konusundaki rekabetin bir yeni yansıması. iran'ın tıpkı Türki-
ye'nin Karadeniz'de yaptığı gibi ayrı bir bölgesel işbirliği projesi
geliştirmesini yadırgamamak gerek. Ama böyle bir projenin, bir
başka işbirliği modeli üzehnde toplantılar sürerken açıklanması
biraz garip.
İranlı yetkililerde eski Sovyet cumhuriyetlerini etkileme ve bu
cumhuriyetlere İslami modeli benimsetme konusunda bir telaş ha-
vası hemen göze çarpıyor.
Aşağıdaki değerlendirme, Tahran Radyosu bültenlerinden:
"Eski Sovyet cumhuriyetlerini tanımada ve ilişkileri geliştirme-
de Türkiye her gününü değerlendirdi. Öyle ki Azerbaycan'da gö-
revli Türk Büyükelçisi, Cumhurbaşkanı'na güven mektubunu su-
TAHRAN'DAN
AHMET TAN
ECO'nun Onü, Arkası. . .
nacağı günlerde bir kaza sonucu ayağını kırdı. Ankara, Büyükel-
çi'nin yerine bir başka diplomat göndererek gün geçirmeden gü-
ven mektubunu Azeri Cumhurbaşkanı'na sundu."
İran, Türkiye'nin çok yönlü ilişkileri karşısında da telaşlı. Örne-
ğin, nasıl ve nereden öğrenmişlerse Türkiye'nin beş yıl içinde Av-
rupa Topluluğu üyesi olacağını belirtiyorlar.
Yine Tahran Radyosu'nun yaptığı şu değerlendirme ilginç:
"Türkiye beş yıl içinde AT üyesi olacak. Bu durumda Türkiye
1
nin Avrupa devletleriyle ikili ilişkilerinde yeni bir strateji ortaya çı-
kacaktır.
Avrupa Topluluğu Türkiye eliyle ve özellikle Karadeniz bölge-
sindeki yeni cumhuriyetlerle ortak sınıra sahip olacaktır."
İran Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleriyle Türkiye'nin üyesi ol-
duğu Avrupa Topluluğu arasında sıkışıp kalmak korkusuna şim-
diden düşmüş görünüyor. (!)
Hazar Denizi çevresinde yeni bir ittifak oluşturmak, bu endişe-
nin sonucu.
Türkiye'yi "Batı'nın sopası" olmakla suçlayan İran gazeteleri,
Orta Asya cumhuriyetlerine Latin alfabesi ve laikliğin telkin edil-
mesini kınıyorlar.
Özal dün akşam İran ve Türkiye arasında bir rekabet olmadığı-
nı belirtirken, "böyle bir rekabetin olmaması gerektiğine" işaret
etmek istiyordu.
Cumhurbaşkanı Özal, ECO'nun yeni üyesi cumhuriyetlerin yet-
kilileriyle yaptığı ikili görüşmelerde, bu cumhuriyetlerin tercihleri-
ni Türkiye lehine yapmakta olduklarını belirlemiş olmalı ki, bunu
açıkça ifade etti.
İran, ECO'nun İslam ülkelerinin üyelikleriyle sınırlı kalmasını is-
terken, Türkiye, örgüte Gürcistan ve Ermenistan'ın da üye olma-
sından yana.
Özal dün akşam ayrıca Moğolistan'ın bile üye olabileceğini be-
lirrti.
Türkiye ile İran, Ermenistan-Azerbaycan sorunu konusunda da
bir benzer girişim peşinde. Tahran ve Ankara bu iki ülke arasında
arabuluculuk yaparak bölgede barış ve istikrarın gerçekleşmesi-
ni istiyor. Bu konuda Türkiye'nin ilerde Ermenistan'la Azerbaycan
arasında bir tercih yapma açmazına düşme riski var. Böyle bir aç-
mazda, Türkiye'nin kaçınılmaz biçimde Azerbaycan'ı destekleye-
ceği açık.
İran kendisini arabuluculuk konusunda daha "ehliyetli" görüyor.
İran'da iki yüz binin üzerinde Ermeni var. İran Milli Meclisi'nde
ise Ermenilerin iki milletvekilleri bulunuyor.
İranlılar, Azeriler konusunda da yakın konumda olduklarını be-
lirtiyorlar. Bilindiği gibi Azeriler İranlılar gibi Şii mezhebinden. Ay-
rıca İran topraklarının önemli bir bölümünde Azerbaycan köken-
liler yaşıyor.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümünün
Türkiye bakımından çok önem taşıdığını Cumhurbaşkanı Özal da
belirtiyor. Bir ara kendisine bu konudaki görüşlerini sorduk.
Özal, "Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki sorunların gideril-
mesi gerekir. Türkiye, yoksa zor durumlarla karşı karşıya kalır"
dedi.
Bu "zor durumlar" daha çok ABD ve Avrupa ilişkileri bakımın-
dan söz konusu. Ermenistan'ı destekleyecek olan Hıristiyan Batı
dünyası, Türkiye'yi içinde İran'ın da bulunduğu İslam cephesine
itebilecektir.
Orta Asya'ya açılmak, Türk cumhuriyetleriyle ilişkiler geliştirmek
bir diplomasi satrancı olarak heyecan verici ama arkasındaki aç-
mazları çok iyi hesaplamak gerek.
Vali Karacan, manevi tazminat talebiyle dava açüğı eski valiler tarafından suçlandı
Gericilik kavgası mahkemede sürüyorTURAN YILMAZ (Ankara) - Valiler arasında "gericilik" suçlama-
lanyla başlayan kavga giderek sertleşiyor. Kendisini gerıcilikle
suçladıkları gerekçesıyle eski Zonguldak Valisi AlpasTan Kara-
can'ın 20 milyon lira manevi tazminat iştemiyle mankemeye ver-
diği emekli Vali Sabri Sözer ile Türk Idareciler Derneği Genel
Başkanı Cemal Bor, Karacan'ı, Iaiklik karşıtı kimliğiyle tanınan
bir kişi olarak nitelendirdiler.
Sözer ve Bor'un avukatı Veli Devecioğ-
lu, Karacan'ın açtığı davayla ilgili olarak
Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemesi'ne
yanıt dilekçesi gönderdi. Yanıt dilekçesin-
de, Karacan'ın, Şanlıurfa Valiliği sırasın-
da dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Imren Aykut'u kadın olmasından
ötürü konuşturmadığı savlarını yalanlayan
açıklamaları için şöyle denildi:
"Şayet Bakan Aykut'la kendisi arasın-
da böyle bir olay meydana gelmemişse,
devletin bakanı, niçin bunu bir haysiyet
konusu haline getirerek, davacının Deniz-
li'ye atanması ve oradaki dinsel karşılama
töreni üzerine 'sözde laik ve Atatürkçüle-
rin gerçek yüzleri ortaya çıktı. Sonuna ka-
dar mücadele edeceğim' demek gereğini
duymuştur? Ve niçin 'Ya bakan ya vali'
haberleri gazete manşetlerine çıkmıştır?
Neden davacı, Urfa'dan Denizli'ye ve De-
nizli'den Zonguldak'a atanmıştır? Ve şim-
di de neden merkeze alınmıştır?"
Karacan'ın, Denizli'ye gelişinde tekbir
sesleri ile karşılanmadığı şeklindeki açık-
lamalarırun ise o günkü gazete haberleri ile
tekzip edildiği belirtilen dilekçede, olayla
ilgili gazete haberleri anımsatılarak Kara-
can'ın Denizli il sınırında karşılanması sı-
rasında tekbir getirilmesinin yanı sıra,
Mehter Marşı da çalındığı kaydedildi. Di-
lekçede, Karacan'ın göreve başladığı gün
bir grup gericinin cihad yürüyüşüne izin
verdiği şeklindeki savları, "tamamen uy-
durnıa ve gerçeği saptırmaya matuf" di-
ye yanıtlayan sözlerinin de gerçeği yansıt-
madığı belirtildi. Karacan'ı tekzip eden ga-
zete haberlerine göre, kendilerini "tslam
Devrimcileri" diye tanıtan bir grubun,
"Kudüs Günü" düzenlemek için yaptık-
ları başvuruya herhangi bir yanıt alama-
malarına karşın toplantıyı gerçekleştirmek
istedikleri de anımsatıldı. Baslanna kırmızı
Minik liderlerin £avorisi YılmazENİS ONAT (Istanbul) - Balmumcu
Atanur Oğuz Lisesi'ndeki dizi setinin ka-
pısında Adnan Kahveci karşıüyor bizi. ön-
ce hangi gazeteden olduğumuzu öğrenmek
istiyor. Fotoğraf makinemizi çıkartırken
bu kez yanımıza koşarak Cavit Çağlar ge-
üyor. O da aynı şeyi merak ediyor. Sette
kimler yok ki. Biraz ilerideki kameranın
önünde Süleyman Demirel'le Erdal Inönü
satranç oynuyorlar. Bülent Ecevit ve
Alparslan Türkeş bir köşede hararetle bu
konuyu tartışıyorlar. Lisenin giriş korido-
runda Tansu Çiller, Mesut Yılmaz'la bir-
likte babasma fotoğraf çektiriyor.
Star l'in Salı Pazan'nda yayımlanan
'Mini Mini Büyükler' adlı dizinin çekim se-
tindeyiz. Dilek Gülçin'in yönettiği dizide,
yaşlan 7 ile 14 arasında değişen kuçükler
politikanın önemli isimlerini canlandınyor-
lar. Türkiye'de örneği ilk kez denenen di-
zide, Süleyman Demirel, Erdal Inönü, Me-
sut Yılmaz, Adnan Kahveci, Alparslan
Türkeş, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller,
Adnan Kahveci, Cavit Çağlar ve Nazmi-
ye DemireFin tiplemeleri yapüıyor. Dizi,
Necef Akra imzasını taşıyor.
Kahveci ve oğlu
Haftasonu gerçekleştirüen çekimlere
Anavatan Partisi Milletvekillerinden Ad-
nan Kahveci oğluyla birlikte konuk olu-
yorlar. Onlara biraz sonra Bedrettin Da-
lan da katıhyor. Çocuklar ikilinin çevre-
sini kuşatıyorlar. Adnan Kahveci dizide
kendini oynayan Tayyar Büyüktalaş'ı ta-
nımakta zorluk çekmiyor. Çocuklar ara-
sında Cavit Çağlar'ı canlandıran Boğaç
Aslanyürek şirinliğiyle ilgi odağı oluveri-
yor. Ekibin en küçük elemanı. Dalan ve
Kahveci'ye, Devlet Bakanı Cavit Çağlar'a
küçük bir mesajı olduğunu, iletip ileteme-
yeceklerini soruyor. Olumlu yanıt alınca
bu kez bize dönüyor ve bizim de yazma3
mızı istiyor. Çağlar'a benzemesi için ken-
disine takılan bıyıklardan oldukça rahat-
sız olan Boğaç anlatıyor: "Sayın Cavit
Çağlar, size benzemem için bana bıyık tak-
tüar. Fakat bu bıyıklar yüzünden yemek
yiyemiyorum. Lütfen bıyıklannızı hemen
Balmumcu Atanur Oğuz Lisesi. Starl'in Salı Pazarı programında yayımlanan 'Mini-Mini Büyûkler' dizisinin çekimi
var. Dizinin konukları DYP tstanbul Vlillet>ekili Bedrettin Dalan ile ANAP tstanbul Millervekili Adnan Kahveci.
keser misiniz."
Yönetmenden, çekimler sırasında Inö-
nü'yü canlandıran Fatih Yalçınkaya'yla
Türkcş'i canlandıran Nejat Şengül'le ara-
lanmn pek iyi olmadığını öğreniyoruz. Ön-
ce Nejat'la konuşuyoruz. "Erdal bana
'Kalleş Türkeş, ökkeş Türkeş' diyordu.
Onunla tartışük" diyor ve Erdal'm parma-
ğmı kanattiğım da eküyor. 'Sonra pişman
oldun mu' şeklindeki sorumuzu ise
'Yooo" diyerek yanıtlıyor, kısaca. Çocuk-
lann sette birbirlerine canlandırdıklan
isimlerle hitap etme alışkanhklan bize de
geçiyor ve bu kez Erdal'la konuşuyoruz.
Erdal, Türkeş'le dalga geçtiğini kabul edi-
yor ve özellikle kaşlarıyla alay ettiğini be-
lirtiyor. Şengül 12, Erdal ise 14 yaşında.
Alihan Zeytinci on yaşında ve Mesut
Yümaz'ı canlandınyor. Dizide oynamaya
başladıktan sonra okulda ününün arttığı-
nı söylüyor. Mesut Yılmaz'ı çok sevdiğini
ekliyor. Anavatan Partisi'nin ise diğer par-
tilerden büyük olduğunu anlatıyor. Zaten
setteki çocuklann çoğu seçim olduğu tak-
dirde Mesut Yılmaz'a oy vereceklerini söy-
lüyorlar.
Dokuz yaşındaki Banu özdemir ise Tan-
su Çilier'i oynuyor. Banu, Çiller'e benze-
mek için sık sık onu seyrettiğini ve giyimine
özen gösterdiğini kaydediyor. Sette en iyi
Mesut'la anlaştığını vurguluyor.
Adnan Kahveci'yi 11 yaşındaki Tayyar
Büyüktalaş canlandınyor. Dizi başladık-
tan sonra okulda, kızlann peşinden koş-
tuklannı gururla anlatıyor.
Sette çocuklann hangi politikacıyı can-
landırdıkları konusunda belirleme yapar-
ken hiç zorlanmıyoruz. Tipler çok iyi se-
cilmiş ve makyajlar özenle yapılmış. Ba-
şında namaz takkesi ve badem bıyığıyla
Necmettin Erbakan yanımıza geliyor. Adı,
Bensan Sarper Sonal. Erbakan için ne dü-
şündüğünü soruyoruz. "Aslında iyi biri"
diyor, "fakat dini politika için kulîamyor.
Hata ediyor bence." Sonal oniki yaşında.
Oniki yaşındaki Gürcan Uğurlu, canlan-
dırdığı Bülent Ecevit'i "Içine kapanık bir
insan" olarak niteliyor.
SHP İstanbul îl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu örgüte neşter vurdu
'Parti vapılanmamız çürûk zeminde
9
AYŞENUR ARSLAN (İstanbul) -
SHP İstanbul îl Başkanı Bozkurt Nuhoğ-
lu, ocak ayındaki olağanüstü kurultayda
her kesimin eleştirisine hedef olan, son
günlerde de guncelleşen "örgüt yapısının
bozukluğu" konusunda sorulanmızı yanıt-
ladı.
—Siz her/ırsatta SHP'nin örgüt ya-
pısını eleştiriyorsunuz. Nasıl biryaptsı
var partinin, anlatır mısınız?
NUHOGLU — Genel merkezin bun-
dan birkaç ay önce yaptırdığı bir araştır-
maya göre 750 bine yakın parti üyesinin
yüzde 65'i ilkokul mezunu, yüzde 17'si or-
ta dereceli okullardan mezun, yüzde 3'ü
universite mezunu, yüzde 15'inin tahsil de-
recesi de belli değil. Bu yüzde 15 zannedi-
yorum, okuma yazma bilmiyor. Partinin
entelektüel plandaki fotoğrafı bu. Ben de
kendi gözlemimi söyleyeyim: İstanbul,
Türkiye'nin kültürel birikimin en yüksek
olduğu şehri. Kadıköy de kentlilerin en
yüksek olduğu bölge. Burada bizim par-
tideki aylık toplantılarda, sıradan bir ma-
kaleyi, katılan 100 kişiye ikişer kez oku-
talım. Sonra anket yapalım. Zannediyo-
rum ki yüzde 9O'ı okuduğunu anlatamaz.
Bazen arkadaşlarla aramızda konuşuruz.
Deriz ki partililere üç soru sorsak: 'De-
mokrasi, sosyal demokrasi, anayasa nedir'
diye sorsak kaç kişi geçebilir? Hepimizin
cevabı: Hepsi kalır. Okumuşlar da dahil.
Yani parti yapılanmamız fevkalade çürük
bir zeminde.
—Peki bu bir rastlantı mı sizce? Bu
yapı nasıl olustu?
NUHOGLU — Bu partiye, partinin
ideolojisini, programını benimsediği için
sosyal demokrat dünya görüşünü paylaş-
tığı için kendiliğinden üye olanlann sayısı
yüzde 3'ü geçmez. Biz kendimizi örgütlü-
yoruz partide. Köylümüzü, memleketlimi-,
zi, özel ilişki kurduğumuz insanlan parti-
ye kaydediyoruz. Bu örgüt yapısının hiç-
bir misyonu yok. Partinin söylemlerini bil-
miyor. Ust kademeye çıkacak adamların
sıçrama tahtası bunlar.
—Ama oylarıyla partinin yönetim
organlannı, kadrolarını belirleyen bu
üyeler...
NUHOĞLU — O oyların nasıl kulla-
nıldığını anlatayım size. A mahallesinde
delege seçimleri yapılıyor, ilçe kongresi
için. A mahallesinde 300 üye var diyelim.
Kimler var burada? Karadenizliler var.
Kim temsil ediyor bunları? Ahmet A... 70
tane adamı var. Başka kim var burada?
Diyarbakırlılar. Kim temsil ediyor onlan?
x şahıs. Ahmet A ile x şahıs bir meyhane-
de buluşuyor. Bir küçük pazaruk. 15 de-
legenin 7'sini ben alıyorum, 8'ini sen...
Böyle bir yapılanma var. Tabii üst kade-
medeki bölünmenin etkisi var. Üst kade-
medeki yapay bölünme bir aşamadan son-
ra alt kademeye yansımaya başlıyor. De-
nizciler bir grup oluyor, Erdalcılar bir
'grup... Böyle bir kompozisyon çıkıyor ve
geliyoruz il kongres
;
ne. İşte orada dana-
nın kuyruğu kopuyor. Büyükler de devreye
giriyor. tstanbul il kongresini, çok açık
söylüyorum, Ercan Bey'e karşı tam bir
kozmopolit yapılanma oldu. Beni yönetim
kuruluna yazdılar, yönetim kurulundan
kimseyi tanımıyorum. Sonra il başkanı ol-
dum burada. Yapaylığm bu kadarı da pes
yani! Karşı taraf da öyle... Bu şemayla, bu
sistematikle, bu üye yapısıyla sosyal de-
mokrat parti iktidar olamaz. Hiçbir şansı
yoktur.
—Peki örgüt yapısını nasıl düzelte-
ceksiniz? Üye yenilemeye, ilçegörev-
den almaya gidilse, devam eden
kamplaşma havasında bir tasfiye ola-
rak yorumlanmayacak mı? Ya da öyle
olmayacak mı?
NUHOĞLU — TabU. Bakın bir örnek
vereyim. Geçenlerde Kadıköy'de 10 kadar
arkadaşla beraber konuştuk. Grup içinde,
kurultayda çok aktif rol oynayan Deniz
Bey'in taraftarlan, çok aktif rol oynayan
Erdal Bey'in taraftarlan vardı. 'Çalışma-
yan ilçeyi al' dediler. Ben bu dediğiniz şe-
yi vurguiadım, Ciddi operasyoniardan ya-
na değilim dedim. Biz ne kadar adaletli
davranırsak davranalım, karşıtlarımız bi-
zi ağır biçimde eleştirecektir. Diyecekler ki
yandaşlannı koruyup karşıtlannı görevden
alıyor. Bu sorun ancak, demokratik bir sü-
reç içinde, tuzük değişiküğiyle en az bir yü-
da çözülür.
şeritten bant bağlayan grubun tekbir geti-
rerek gösteri yaptıklan kaydedilen dilek-
çede, polisin müdahale etmesi üzerine de
PTT'ye gidip dönemin lçişleri Bakanı ile
Vali Karacan'a telgraf çektikleri belirtildi.
Bunun üzerine Karacan'ın devreye girerek
toplantıya izin verdiği kaydedilen dilekçede
şöyle denildi:
"Toplantıya önceden izin alınması ya-
sa gereği olduğundan, böyle bir izin alın-
mamış olmasına rağmen yine de toplantı-
da ısrar edildiği, böylece güvenlik güçle-
rinin duruma müdahale ederek kalabalığı
dağıtmaya çaJıştığı anlaşılmaktadır. Bunun
üzerine, baslanna bağladıklan kırmızı şe-
rit bantlarla gösteri yapan ve tekbir geti-
ren kalabalığın açıkça yasadışı olan bu tu-
tumuna karşı, davacı valinin onlara izin
verdiği ortaya çıkmaktadır. Bize göre si-
lahsız ve saldınsız her toplanü gibi, bu top-
lantıya da zamanında izin verilmeli ve in-
sanların toplantı haklarını kullanmalanna
olanak sağlanmalıydı. Ama hangi neden-
le olursa olsun, madem ki izin verilmemiş-
tir, o halde toplantı da gösteri de yasadı-
şıdır. Yasadışı bir toplantıya valinin 'işlem-
ler zaten önceden tamamlanmıştı' gerek-
çesiyle izin vermesi, en azından o ana ka-
dar yapılmış bulunan eylemlerin yasadışı-
lıklarını ortadan kaldırmaz."
Laiklik karşıtı vali
Karacan'ı, "Laiklik karşıtı kimliği ile
bütün Türk kamuoyu çok yakından tarn-
yıp, maalesef hüzünle anımsamaktadır.
Öyle de anılacaktır" denilen dilekçede şöy-
le devam edildi:
"Hele, halkı eğitimsiz kalmış bir yöre-
mizde, çocuklann olağanüstü gereksinimi
olan, Başöğretmen Atatürk'ün büyük öz-
lemi okul yerine, namaz vakitlerinde zah-
metsizce gidip gelmesi için vali konağının
hemen yanıbaşına yaptırdığı camisiyle sa-
yın davacı hiçbir zaman da unutulmaya-
caktır. Şimdiki hükümet, onun hizmetle-
rini gözardı ederek merkeze almışsa da,
İran ve Suudi Arabistan kaynaklı gerici
akımlar bu tempoda tırmandınhrsa, bir
gün nasıl olsa daha önemli mevkilere gel-
meyi umut edebilir."
Dilekçede, "Devletin polisinin bile tek-
bir getirerek yürüyüş yapabildiği sözde laik
Türkiye'de laikliğe ve ulusal bütünlüğe
karşı tehlikenin bu denli yakın ve ürkütü-
cü boyutlar kazanması, ülkemizin gelece-
ği hakkında kaygı duyan her yurtseveri en
derinden düşündürmelidir" görüşüne de
yer verildi. Atatürk'ün "asıl düşman" de-
diği kara tehlikenin artık burnumuzun di-
bine kadar gelcüği savunulan dilekçede, da-
vanın reddedilmesi istendi.
Meclis komisyonunun
iki yıllık raporu
144polise
işkence davası
ANKA (Ankara) - İşkence ve kö-
tü muamele nedeniyle 1990 yı-
hnda 119, 1991'de ise 25 polis
hakkında dava açıldı. 1990'da
58,1991'de ise 25 polis hakkın-
da idari soruşturma başlatıldı.
TBMM İnsan Haklan tnceleme Komis-
yonu'nun şubat ayı raporuna göre komis-
yona 28.2.1991 ile 20.10.1991 tarihleri ara-
sında yurtiçinden bin 585 başvuru oldu,
bunlardan bin 10'u üzerinde komisyonun
görev alamna girmediği için işlem yapılma-
dı. Yapılan bin 585 başvurunun konulara
göre dökümü şöyle:
İşkence (43), Güneydoğu olaylan (30),
kamu görevlilermi şikâyet (80), 3713 sayüı
yasadan şikâyet (121), taşınmaz ve kamu-
laştırma (82), yurtdışındaki Türklerin so-
runlan (39), yurtiçi işçi sorunlan (55), yar-
gıda gecikme (19), ceza disiplin, sicil, fiş
affı (30), TCK 403. madde (25), hüküm-
lülerin ehliyet ve iş sorunlan (33), özürlü-
ler (29), pasaport (10), vize (12), vatandaş-
hk (12), gözaltı (21), cezaevi koşullan (74),
göçmen sorunlan (24), süper emeklilik
(25), emekliler (190), kamu görevlileri
(166), şehit dul ve yetimleri (29) usulsüz-
lük (20), işçi sorunları (28), maddi huku-
ki yardım ve iş isteği (46), yeniden yargı-
lanma istemi (73), askeri mevzuat (47), ba-
şörtüsü sorunu (15), muhtelif (226).