Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S^UBAT 1992 SALI CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜRSANAT 13
Jtnkara konser salonu
• CUMHURİYET (Ankara) -
UayındırlıkvelskânBakanıOnur
JCumbaracıbaşı, Ankara'da yapılacak
konser salonunun mimari projesinin
yeniden yanşmaşa açılacağını söyledi.
iVN AP hükümetı döneminde konser
salonunun mimari projesi onaylanmış,
amcak mimarlan temsil eden
demokratik kitle örgütleri,jüri
olnşturulmadan Bakan'ın tek başına
karar verdiğini öne sürerek karara karşı
çıkmışlardı. Kumbaracıbaşı yaptığı
açıklamada, 1992 yılı içinde ihalenin
yeniden açılacağını ve karann bağımsız
bir jüri tarafından behrleneceğini
açıkladı. Yeniprojede, Kültür
Bakanlığı'nın istekleri doğrultusunda
konser salonu binası içinde aynca bir
koro salonu da yaptınlacak. Ankara
Opera Binası arkasında inşası devam
eden koro salonunun yapımı ıse
durdurulacak.
Hasan Hûseyin'i anma
• UBA(tstanbul)- İstanbul Barosu
Aile Varlık Dergisi'nin ortaklaşa
etkinliklen çerçevesinde şair Hasan
Hüseyin için anma toplantısı
dûzenlendi. Şair Hasan Hüseyin
K.orkmazgil'i ölümünün 8. yılında
anmak üzere düzenlenen "8. ölüm
yıldönümünde Hasan Hüseyin"
konulu toplantı 22 şubat cumartesi
günüsaat 16.00'dagerçekleştirilecek.
.Lstanbul Barosu Aile Varlık Dergisi'nin
;ortak etkinlikleri kapsamındaki
toplantı. tstanbul Barosu lokalinde
lyapılacak. Toplantıda Ahmet Çetin,
«Nevzat Çelik ve Enver Ercan, Hasan
İHüseyin'in şair kimlıği üzerine
Isöyleşecekler.
Sabaha kadar sinema
. • AA (Ankara) - Batılı ülkelerde
lörneklen sıkça görülen "'sabaha kadar
Isinema" uygulaması, şubat ayında
Ankara'da gerçekleştirilecek. Ankara
Uluslararası Film Festivali Genel
Koordinatörü MahmutTali öngören,
4. Ankara Uluslararası Film Festivali
kapsamında üç gece, sabaha kadar
sinema filmi gösteriminin planlandığını
söyledi. "Beyaz Geceler" adı altında
düzenlenecek gösterilerin 29 şubat ile 6
ve 7 mart günlerinde Kavaklıdere ve
Kızılırmak sinemalannda
gerçekleştırileceğini belirten öngören,
gece 24.00'te başlayacak fılmlenn
sabaha kadar devam edeceğini ve iki ya
da üç uzun fılmin bir arada
izlenebileceğini kaydetti.
Sokak Kızı İrma
• Kültür Servisi-Gülnz Sururi
Tiyatrosu'nun sahnelediği Sokak Kızı
İrma Beyoğlu Karaca Tiyatro'da
sahneleniyor.Alexandre Breffort'un
yazdığı oyunu Nisa Serezli
Türkçeleştirdi.Haldun Dormen'in
yönettiği oyun cuma günü sat
2I.OO'de,cumartesi ve pazargünleri
saat I5.OO ve I8.OO'de seyirci
karşısma çıkıyor.
Günen'in resimleri
• Kültür Servisi-Etiler'deki Tanak
Sanat Galerisi'nde Nur Günen'in
resimlerinden oluşan sergi sürüyor.
Sanatçının yapıtlan galeride 29 şubat
gününe dek görülebilecek.(Nispetıye
Cad.No:44/2 Etiler)
Özdemir Altan sergisi
• Kültür Servisi-Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
öğretim üyelerinden Özdemir Altan'ın
3O sanatçı ile birlikte gerçekleştirdiği
'Köpek Gezdirme Alanlan
Yaygınlaştırma Projesi'nin
dördüncüsü bugün Yapı Kredı Kazım
Taşkent Sanat Galerisi ve Yapı Kredi
Beyoğlu Sanat Galerisi'nde açılıyor.
Prof.Altan'la birlikte sergide Kezban
Arca Batıbeki,GüngörTaner,Mustafa
Ata,Alaattin Aksoy,Tülin Onat,
Hüsamettin Koçan.Tanju Demirci,
Kadri özayten,Cevat DemirZekai
Ormancı ve Nuyan İnanç'ın
yapıtlanna yer veriliyor.
Jagger veJaponya
!• REUTER (Tokyo) - İngilız rock
şarkıcısı Mick Jagger, 1967 yılında
lngiltere'de uyuşturucu bulundurduğu
için tutuklandığı gerekçesiyle önceki
gün ikı haftalık bir ziyaret için gittiği
Japonya'ya girebilmek için bir gece
havaalanında kalmak zorunda kaldı.
Rolling Stones topluluğunun ünlü
solisti Mick Jagger, 1973 yılında da bir
konser için Japonya'ya girmek istemiş,
ancak Japon yetkililerin yine aynı
nedenle engellemesıyle karşılaşınca
konserini iptal etmek durumunda
kalmıştı.
Balkan Naci îslimyeli'nin 'Deli Gömleği' başlıklı sergisi 25 şubata dek Garanti Bankası Sanat Galerisi'nde
'Çiziyorum suya bilmediğim bir resmf
AHU ANTMEN (tstanbul) - Atatürk
Kültür Merkezi'nde açtığı 'İz'
sergisinden kısa bir süre sonra
Balkan Naci İslimyeli, bu kez
Garanti Bankası Sanat Gale-
risi'nde "deli gömlekleri"ni ser-
giliyor.
İslimyeli 'nin bu sergisindede mekân dü-
zenlemesi önem kazanıyor. "Deli Göm-
leği" başlıklı sergi, sanatçının akıl, delilik
ve yaratı üzerine düşündükleri, bir an-
lamda. "Deli Gömleği" sergisinin olu-
şumu. sanatçının bir düşüne dayanıyor.
adı "Caravaggio'nun Düşü". tşte Islim-
yeli'nin bu düşünü anlattığı şiirinden bir
bölüm:
Ayaklanmın ıslandığını duyuyorum
birden / Görüyorum durduğumu bir de-
nizin yüzeyinde / Yavaşça yükselirken
olduğum yerden / Çiziyorum suya bilme-
diğim bir resmi / Bir sapanla elimde beli-
riveren / Su ilk temasla sarsılıp yarıhyor /
Çizgiyi gizli bir yara gibi kabulleniyor /
Ve büyük dalgalarla ürüyor resim / su-
yun unutkan yüzeyinde / Durulunca su,
yorulunca ben / Görüyorum ince renk
katlannın / Usulca yüze vurduğunu de-
rinden / Ve son kıpırtılar da yatıştığında /
Görüyorum çizdiğım resmi birden: / Su-
ya bir sapanla resim çizen ben.
- Kendinizi ifade etmenin yollan giderek
değiştı galiba. Sanatınızdaki bu süreci,
belli değişimleri, arayışlan anlatır
mısınız? Son röportajlannızdan birinde
ifadede 'kuralsızlık'tan söz etmiştiniz ör-
neğin...
Son üç yıldır yaptıklanmda çok radi-
kal değişikliklerin olduğu söyleniyor.
Ama dikkatli bir gözle benim yaptıklan-
ma başından bu yana bakıldığında her
sergide bir değişimin söz konusu olduğu
görülür.
Bu değişim belki dört sene öncesine ka-
dar tuval içinde cereyan eden bir değişim-
di, ama hepsinde mutlak bir arayış söz
konusuydu.
Ben sanatı bir arayış olarak görüyo-
rum, metaforik bir otoportre arayışı.
Yani insanın hem kendine ilişkin hem
bulunduğu dünyadakı konumuna ilişkin
evrensel bir arayış süreci olarak görüyo-
rum insanın varlıgım.
Tabii bu, insanın benliğiyle, tekniğiyle
sınırlı bir şey değil. Nihayet sanatçı bir
simgedir, onun içinde cereyan eden her
şeyin izleyende de bir karşılığı vardır.
Sanatçının görevi bu kanallan aç-
maktır. Bir sanatçı kendini zorladığı ka-
dar, yaratıyı, aklı, hâkim olan kurulu dü-
Balkan Naci İslimyeli, "Deli Gömleği" sergisinde, deli gömlekleri arasında poz verdi... (Fotoğraf:İbrahim Günel)
zenin kurallannı hem moral açıdan hem
etik açıdan hem de plastik değerler açısı-
ndan sorguladığı oranda karşısında da
birtakım kanallaraçar.
Dolayısıyla kopukluk gibi görünen
şey, sanatçı ile seyirci arasında aslında
bir ıletışim sonucuna vanr, ama tabii ki
bu, izleyiciden de ciddi bir yaklaşım bek-
liyor. O zorlanma riskine, hazır kodlan
reddedebilme riskine seyircinin de biraz
girmesilazım.
Sanat kavramı bir arayış sürecidir. Bu
arayış içinde yer yer kendinizle çelişiyor
gibi görünseniz bile ben baktığım zaman
bugüne kadar uzanan bir çizgiye, omur-
gasını görüyorum yaptıklarımın.
Ben değişıklikleri sanatın çok gerekli
unsurlanndan biri olarak görüyorum.
Ve bu yenilenme de her sergimde sürü-
yor.
Biz biraz makul bir toplumuz; sanatın
görevi de toplumu sarsmak... Bizde kül-
türel ortamın karakterini sinema, edebi-
yat gibi kitle sanatlan belirliyor. Halbuki
resim çok daha bireysel, çok daha sofisti-
ke bir sanat. Resmin Türkiye'de bir üvey
evlat muamelesi gördüğünü söylemek
zorundayım.
- Bu 'üvey evlat' muamelesi kişilerin
çaba göstermekten kaçınmasından mı
ileri geliyor? Bir tür tembellik yani. Izle-
yici, sanatçının yaratı sancısına katıl-
mak. o sancıda kendi payına düşeni pay-
laşmak istemiyor.
Evet, bir konformizm var. Resim sana-
tı hazır dillerle çahşmaz, bir dil teklif eder
size.
İzleyici işte o zaman lisanını bilmediği
biriyle karşı karşıya gelmiş gibi bir ür-
kekliğe kapılıyor. Tabii orta sınıfın be-
ğenilerine de sanatçı cevap vermek zo-
runda değil. Aslında büyük bir ilgi de
var.
Her şeyi sanatçıya soruyorlar... Sanki
resmin kendi ifadesi dışında ikinci birdili
var da sen de onu fonetik olarak ifade
ediyorsun gibi.
Bir tür güvensizlik var. Sanat herkese
ait bir şeydir. Şu yapılanlar içinde ne var-
sa her insanın içinde de o vardır. önemli
olan o kata inip inmediği, kendisiyle te-
ması...
- Deli gömleklerine geçebilir miyiz?
Nasıl başladı deli gömlekleri?
Sana
:
aklın kalıplannı, sınırlannı zor-
lamaktır
. Bu sınırlan zorlamak da bir anlamda
delilik riskiyle yüzleşmek demektir, yani
aklın ötesine. Dediğim gibi, biz çok ma-
kul bir toplumuz, bunun ötesindeki zor-
lamalara, tansiyonlara hiç talip değiliz.
Bu sergi, çözümleme olarak dört yıl ön-
cesine dayanıyor.
Islam Eserleri Müzesi'nde açtığım 'Sır'
adlı sergide günlüklenmı tabletler üzeri-
ne yazıp zemine yaymıştım.
Sanat vasıtasıyla kurulmak istenen ile-
tişimin aslında hazır ve geçerli dillerden
çok farklı olduğunu göstermekti
amacım.
Bu sergide de aynı şey sürüyor. Deli
gömlekleri üzerine benim akıl, delilik ve
yaratı üzerine notlanm var. Sanatçı ola-
rak akıl sınırlannı zorlama eforunu ve
sorumluluğunu kendime yükledim oto-
portrelerle.
Bir başkasının fotoğrafını koya-
mazdım yaptıklarıma. Bu bir boyut kattı
sergiye.
Iletişim, zaman, mesaj, kodlar arası bir
paradoks. İzleyici payını alsın, o dilin
sancısını çeksin, hazır verilenle yetinme-
sin ve sorgulasın o dili.
- Siz şiir de yazıyorsunuz; her serginizin
bir "şiiri' var...
Sanatlar bizde çok kategonk olarak
aynlıyor. Halbuki çağdaş sanat bunlann
hepsini toparlayabilecek bir şey. "Pure
sanat" kavramı... Ben ressamım, boyay-
la uğraşınm değil; ben sanatçıyım, bey-
nimle uğraşınm.
- Serginizde, tek tek resimlerden çok
'bütünün' gectiği alana önem veriyorsu-
nuz. Mekânın işlerinizle beraberlik taşı-
masını istiyorsunuz... Geçen günlerde
gerçekleştirilen bir söyleşide Beral Mad-
ra, mekân düzenlemesi yapan sanatçılan
halkın değil, aydınların anlamadığını
söyleyerek aslında eski Türk evlerinden
gelen bir alışkanhkla buna hiç yabancı
olmamamız gerektiğini söyledi. Siz ne
düşünüyorsunuz bu konuda?
Evet, katılıyorum... Bizim ulus olarak
bütün fantezilerimiz kapalı mekânlarda.
Bireysel mekân tutkusu, bizim toplumda
hakıkaten geçerli. Hele kadınlann bütün
düşlen bu mekânlar içinde cereyan eder
değil mi? Bir de halkın bir bekâreti var bu
konuda.
Halk sizin yaptıgınızı kendine ilişkin
bir eleştiri gibi görmüyor. Aydınlar ve sa-
natçılarda böyle bir şey de var. Yani siz
yeni bir şeyler yapmakla onlann korku-
İannı sorguluyorsunuz. Onlan sorgulu-
yorsunuz. Ama halkın sanatla rekabeti
söz konusu değil.
- Doğu duyarlığı, Batı tekniği... Doğu'-
nun etkisi sürüyor mu?
Ben Doğu'nun lırizminden yaptığım
işlerde hiç vazgeçmem. Ama bu lirizmi
akılla dengeleyen bir tutnm da hep sür-
müştür. Ben kendimi bir Batılı gibi his-
setmiyorum. Ben bir sentezim. Türkiye'-
nin konumu da odur zaten. İlginç bir şey
çıkacaksa ne Doğulu gibi olur ne da Batı-
lı gibi. Kültürlerarası, zamanlararası ka-
nşımlar... Post-modern ifade biçimi de
zaten bunlan kapsıyor.
Geçen yıl yitirdiğimiz ressam Hakkı Anb'nın sergisi Tem Sanat Galerisi'nde
tnsan vücııduna tutkun ressamGÜLSEREN GENÇ (lstanbul) - Türk resim sanatında Modern döne-
min başlangıcı sayılan " D Grubu" üyelerinden Hakkı Anlı, yaşa-
mınm 35 yılını Fransa'da geçirmiş, çağdaş resmin peşinde gerçek
bir sanatçı olarak varolmuş, bir dönem epeyce ünlenmiş, Batılı ga-
lerilerin dikkatlerini çeken bir sanatçı olmuştur.
Tem Sanat Oaierısı nüe Hakkı AnJı'nın
temelde güçlü desene dayanan 20'ye
yakın resmi sergileniyor.
Geçen yıl, Türkiye'ye dönüşünden iki
yıl sonra vefat eden bu büyük sanatçının
resimleri, kendisine her zaman sadık
kalmış olan Tem Galerisi tarafından ye-
niden sergileniyor.
1906 doğumlu Hakkı Anlı, akademi yı-
llannda Namık Ismail'in öğrencisi, Fik-
ret Mualla ve Farelnissa Zeid'in atölye
arkadaşı olmuştur. Her zaman öncü bir
tavır gösteren Hakkı Anlı, daha 40'h yı-
Uara gelinmeden "D Grubu"nun 11. ser-
gisinde daha seçici ve zevkli bir davra-
nışla Picasso ve Metzinger'den etkilene-
rek yaptığı resimlerini sergilemişti. Son-
ralan resim anlayışını daha da geliştire-
rek, inşaacı bir tasayla geniş renk lekele-
rine yönelmiştir.
1940'lardan başlayarak her yıl 3 aylığı-
na Pı ris'e gidip gelen Hakkı Anh, yap-
mak istediklerini ancak Paris'te gerçek-
leştırebıleceğıni anlayarak 1955'te bu
kente göç etmiş, yerleşmiştir. Yurtdışın-
da kaldığı süre içinde Hans Hartung,
Michel Poliakoff, Pissler, Ossip Zadkine
ve Archipenko gibi birçok ünlü sanatçı
ile birlikte sergilere katılmış ve onlarla
aynı düzeyde kabul edilmiştir. Doğadan
aldığı, ancak biçimlerin bozulmasına da-
yanan kendine özgü resim anlayışıyla
ürettiği resimleri o dönemde renkçi bir
yaklaşım içindeydi. Sonraları bir dönem
kübist ve soyut resimler yapan Hakkı
Anlı, insana ve insan vücuduna olan düş-
künlüğünü son yıllarda tekrar figüre
döndüğü yapıtlannda görselleştirmiş, sık
sık yinelediği kadın fıgürlerini, herhangi
bir öykülemeye dönüştürmeden, ışıkh
fon üzerinde tuval boşluğunu dolduran
nesne olarak kullanmıştır.
Boşluk içinde, yığmacı bir tutumla, üs-
tüste oluşturduğu figürler bir açıdan
renk lekeleriyle çalıştığı ilk dönemine dö-
nüş gibidir.
Tem Sanat Galerisi'ndeki bu son sergi-
de sanatçının aynı anlayışla ürettiği çoğu
küçük ebatta 20'ye yakın resim var. He-
men hepsinde temelde güçlü desene da-
yanan, üstüste yığılmış, iç içe girmiş, boş-
luk içinde geniş renk lekeleriyle kütleleş-
tirilmiş kadın fıgürleri var.
Hakkı Anlı, bugüne dek Türkiye'de
pek dikkate alınmamış, adından sık söz
edilmemiş bir sanatçımız. Oysa dünya
çapında ünlü ressamlarla sergiler açmış,
kendi deyişiyle "altın yıllar" yaşamış na-
dir ressamlanmızdan biridir.
Bugün bu büyük sanatçının defalarca
hak ettiği ilgiyi dünya çapında görmeme-
sinin nedenlerinin başında, kühür politi-
kalanmızın yetersiz oluşu gelir şüphesiz.
Devletimiz, böylesine yıldızı parlamış
sanatçılanmıza sahip çıkabilmeli, on-
lann kendi yeteneklenyle başardıklan-
ndan Türkiye olarak kârlı çıkmamızı sağ-
lamayı başarmalıdır.
Bugün bir Hartung, bir Poliakoff, bir
Archipenko yanına vanlmayacak kadar
ünlenmiş, prim yapmışlarsa ve bunlann
yanında Hakkı Anlı anımsanmıyorsa
yazık sanatçılanmıza, yazık Hakkı Anlf-
ya! Bilinçli insanlanmız, hiç değilse sizler
bu önemli sanatçımızı görmeye zaman
ayınn!
Frankfurt Müzesi'nde
her sanatçıya bir mekân
NECMt SÖNMEZ (Frankfurt) - Frankfurt'un merkezinde üç-
gen bir arsa üzerine post-modern bir mimari ile inşa edilen
Frankfurt Modern Sanat Müzesi, gerek koleksiyonunda-
ki seçkin çağdaş sanat yapıtlanyla gerekse yeni müzecilik
anlayışı ile dikkati çekiyor.
The British Couıeil ve Pozitif Sunar
REGGAE ŞIIRDANS
«ootoo»
o*o«o*o
ooıtıoo
ootttoo
o«o*o*o
tooıooı
The
British
Council
Frankfurt kentine bir modern sa-
nat müzesi kazandırmak için 1970'-
ten itibaren çalışmaya başlayan
Frankfurt Belediyesi, 1982'de gere-
ken arsayı tespit edip planlamalan-
nı tamamlayınca, müze mimarisi
için uluslararası bir yanşma açıyor.
Avusturyalı ünlü müze mimari
Hans Hollein'ın post-modernist bir
karakter taşıyan projesi yanşmayı
kazandıktan sonra 1987'de inşaat
aşamasına geçildi. Haziran ayı so-
nunda görkemli bir kutlama ile zi-
yarete açılan Frankfurt Modern
Sanat Müzesi (MMK), uluslararası
sergi organizatörü J.C. Ammann
tarafından yönetiliyof.
Bu genç müzenin koleksiyonunda
yer alan başdöndürücü yapıtlar, '60
ve '70'li yıllann liste başı sanatçılan-
na ait. "Her sanatçı için bir mekân"
fikrinden yola çıkan müze yönetimi,
Beuys, Warhol Stella, De Maria,
Boltanski gibi sanatçılar için özel
odalar, mekânlar düzenlemiş. Sa-
natçılara ait bu bölümlerde, küçük
çaplı bir retrospektif fikrinden yola
çıkılarak, sanatçının en yeni çalış-
malannın yanında eski dönemlerine
ait anahtar yapıtlar da sergileniyor.
Müze koleksiyonu, yüzde yetmişe
yaklaşan bir oranla 'güncel sanat'
eserlerini sergiliyor. Troçkel, Tur-
rell, Ruff, Marris, Walter gibi ünleri
yavaş yavaş parlayan genç sanatçı-
lar, sergi mekânlannın en önemli
bölümlerine yerleştirilmiş. Müze
mimannın, doğal ışığı yapıtlara
yansıtmak için gösterdiği çaba, dı-
şanda ısı 35 dereceyi bulurken içeri-
de 14 derece civannda gezinen kli-
ma aletleriyle birleşince bu müzeyi
gezerken sonsuz derecede heyecan-
lanabiliyor ve çağdaş sanatı daha
yakınınızda duyumsayabiliyorsu-
nuz.
Koleksiyonda temsil edilen 40'a
yakın sanatçının yapıtlan bugün
maddi değeri bir yana, erişilemeye-
cek olmalanyla dikkati çekiyor.
Darmstadtlı milyarder çağdaş sanat
koleksiyoncusu K. Ströher, Avrupa
kıtasındaki en kapsamlı Amerikan
sanatı koleksiyonuna sahipti. Ko-
leksiyoner, 1977'de ölünce, Frank-
furt Belediyesi, bugün miktannı
acıklamadığı bir rakamla, bu kolek-
siyonun yüzde yetmişini satın aldı.
INTON KWES1JOHNSO
& THE DENNIS BOVELL DUB BAND
İSTANBUL
TAXIM Nightpark
(Ayaku)
21 ŞUBAT CUMA
SAAT 21:00
ANKARA
Hacettepe Üniversitesi
M Salonu
22 ŞUBAT C.TESİ
SAAT 19:00
Cumhuriyet
•VESTEL Q
0 Ototıuzuyon: POZlTtF 144 33 94
Bılet Satı; Yerlen İstanbul Vakkorama Takam ISI 28 88, Vzkkonma Suadiye 360 90 90.
Ekspres Musıc (Etiler) 163 86 II. Pozıtıf 144 33 94 Ankara Network Musıc & Au*o (Tunalı Hitnu) 168 43 26.
Taylan Elektronık (Atakule) 139 32 79. Dost "Musıc Cefiter" 125 00 05.
TRT kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
OKAN İPEK
Sürücü belgemi kaybettim.
Hükümsüzdür. 12.2.1992
EMtNE Ç1VGA
Sahibinden
SATILIK DAİRE
Acıbadem'de kaloril'erli, hidroforlu,
100 m' ueuncu kat daire.
Acıbadem Basın Sitcsı C Blok D. 9
(Saal. !(). V>-15..10 arası)
Fci 339 36 24
Ataç'ı anma
Kııltür
yozlaşması
yaşamyor*
Kültür Servisi • Dün aksam, Karaca Ti-
yatro'da gerçekleştirilen Türkiye Yazarlar
Sendikası ve lstanbul Büyük Şehir Bele-
diyesi Kültür Daire Baskanlıgı'mn ortak-
lasa düzenlediği, "Ustalara Saygı" baş-
lıklı gecede, yazar, eleştirmen ve deneme
ustası Nurullah Ataç anıldı.
Gecenin acış konuşmasını yapan TYS
Başkanı Oktay Akbal, bunca zamandan
beri yapılan gecelere, gereken ilgiyi göre-
mediklerini ve bir kültür yozlaşmasının
ve umursamazlığının yaşandığını belirte-
rek "Aslında bu olayı kendi sendikamız
üyelerinde de görüyorum. 50 yıldır yazar-
lık yapıyorum, bu olay bir çeşit değer bil-
memezliktir, bundan büyük üzüntü du-
yuyorum.
Daha sonra anma gecesine katılan lah-
sin Yücel ve Doğan Hızlan, Ataç'ın ede-
bi kişiliği hakkında, Atilla Birkiye dene-
meciliği üzerine konuştular. Emre Kon-
gar, Türkiye'nin sosyal yapısı içerisinde-
ki savasımlanna deginirken Atatürk'ün
kurduğu Türk Dil Kurumu'nun yıkıhşı-
nı ve bu paraklde Ataç
1
! Marksist düşü-
nürlerin ve aydınlann, aynı zamanda din-
cilerin ve Osmanlının devamından yana
olanlann sevmediğini, unutturulmak is-
tendiğini anlattı. Daha sonra Prof. Dr.
Bedia Aksu ve Necati Cumalı, Ataç'la
olan anılarını anlattüar.
G. Saray Lisesi eski öğretmeni
ve Türkiye uzmanı
Etienne Manac'h
şatosunda öldü
Kültür Servisi - Mitterrand'ın Çin ve
Türkiye danışmanı, Galatasaray Lisesi es-
ki öğretmenlerinden Etienne Manac*h,
önceki gün Fransa'daki şatosunda öldü.
1939-1943 yülan arasında tstanbul'da
Galatasaray Lisesi'nde öğretmenlik yapan
Manac"h'ın öğrencüeri arasında llter
Türkmen ve Tbran Güneş de bulunuyor.
ilk kez General de Gaulle tarafından özel
görevle Çin'e yollanan Manac*h, bu ülke-
de büyükelçi olarak da görev yapmıştı.
Valery Giscarde d'Estaing döneminde 68
yaşında emekü olan Etienne Manac'h,
daha sonra Fransa'nın batısında Bretag-
ne*deki şatosuna yerleşmişti. Manac'h
şimdiki Cumhurbaşkanı François Mitter-
rand'a Türkiye ve Çin konusunda danış-
tnanlik yapıyordu. Yurtdışındaki Fransız-
lar Derneği ile Legion d'Honneur Derne-
ği'nin şeref başkanı ve commandeur rüt-
besi sahibi. Mao ve Nehru'nun şahsi dos-
tu olan Etienne Manac'h'ın Çin tarihini
konu edinen bin sayfalık bir kitabı bulu-
nuyor. Türkiye'yi sık sık ziyaret eden Ma-
nac'h yazları Burgazada, kışları da Aya-
spaşa'da otururdu.