Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-I8ŞUBAT1992SAU CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER 11
Monecker hâlâ hasta
• AA (Santiago)
- Eski Doğu
vMmanya'nın
Devlet Başkanı
Eric Honecker'in
sağlık durumunun
bozukluğuna ve
belirsiz geleceğine
rağrnen kendini
yenik hissetmediği
bildiriliyor. Şili'de yayımlanan bir
günlük gazeteye demeç veren
Honecker'in eşi Margot Honecker,
Moskova'daki Şili Büyükelçiliği'ne
sığınan 79 yaşındaki eski devlet
baskanının kanser olduğunu ve
bobrekJerinin de iyi ç^lışmadığını
söyledi. Bayan Honecker, eşinin
yaptıklarının Alman tarihi içinde bir
gün gerçek değerinı bulacağmı ümit
ettiğini belirterek "Eşim korlunuyor.
Psikolojik olarak bir çöküntüye girmiş
değil. Düşünceleri hâlâ sağlıklı ve
kendini yenik hissetmiyor" dedi.
Savaş senaryoları
• AA (New York) - ABD Savunma
Bakanlığı Pentagon'un, gelecek on yıl
içinde dıinya dUzenini sarsabilecek
krizlere karşı askeri mudahaJeyi
Öngören 7 senaryo hazırladığı
bildirildi. New York Times gazetesinde
dün yer alan ve "gizlilik derecesi olan
Pentagon kaynaklarına" dayandınlan
habere göre Savunma Bakanlığı
yetkililerinin kurmay heyetlerine
verdikleri talimatla ABD kuvvetleri,
aynı anda en az iki ayn bölgeye
müdahaleyi mümkün kılabilecek
senaryolara göre hazırlanıyor.
Senaryolarda, ABD ordusunun Irak ve
Kuzey Kore bölgesine aynı anda
müdahale edebilecek planlar dahilınde
hazjrlanması öngörülüyor. Diğer
senaryolarsa şöyle: Rusya'nın, Beyaz
Rusya'nın desteğiyle PoJonya
üzerinden Litvanya'ya saldırması;
Füipinler'de, buradaki 5.000 Amerikan
askerini tehlikeye sokan bir darbe;
Panama'da kanaldan geçişi
engelleyecek bir askeri darbe;
• genişleme yanlısı yeni bir süper gücün
ortaya çıkması.
Camilion geldi
• AA (tstanbul) - BM Genel
Sekreteri'nin Kıbrıs özel temsilcisi
Oscar Camilion, Kıbrıs konusunda
temaslarda bulunmak iizere dün
uçakla lstanbul'a geldi. Camilion,
Atatürk Havalimanı'nda KKTC
Başkonsolosu Münir Muhtaroğlu
tarafından karşılandı. Oscar Camilion,
dün akşam lstanbul'a gelen BM
temsilcileri Gustav Feissel ve Joun
Paul Kavvanagh ile birlikte bugün
Ankara'ya gidecek. BM temsilcileri,
1
bugün Başbakan Süleyman Demirel ve
Türk hükümet yetkilileri ile Kıbns
konusunda görüşmelerde bulunduktan
> sonra Atina'da da temaslarda
! bulunacaklar. Temsilciler, 24 şubatta
! yeniden Lefkoşa'ya giderek Kıbrıs
j Türk ve Rum yetkililerle ayn ayn
fc görüşecekler.
Yugoslavya'ya BM gücü
• AA (New York) - BM Genel
Sekreteri Butros Gali, Yugoslavya'daki
soruna görüşmeler yoluyla kapsamlı
bir çözüm bulunmasını kolaylaşurmak
amacıyla bu ülkeye en az 1 yıl süre
için 14.000 BM Barış Gücü askeri
gönderilmesini istedi. Gali, BM
Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporda,
eski Yugoslavya'yı oluşturan çeşitli
unsurların verdikleri güvenceleri yeterli
bulduğunu ve bu ülkeye, "BM
Koruma Gücü" olarak adlandırılacak
, bir güç gönderilmesini tavsiye ettiğini
belirtti.
Babiçazletfildi
• AA (Belgrad) - Hırvatistan'ın
güneyinde Sırplar'ın çoğunlukta
bulunduğu Krajina özerk bölgesinin
lideri Milan Babiç, az sayıda üyenin
katıldığı yerel parlamento toplantısı
sırasında b
orevinden alındı.
Yugoslavya'nın resmi Tanjug Ajansı,
Krajina Yerel Parlamentosu'nun
öncekigünZagreb'in lOOkm
güneyindeki Glina kentinde yaptığı
olağanüstü toplantısı sırasında,
BM'nin Yugoslavya'ya barış gücü
gönderilmesi yolundaki planına
muhalefet eden Babiç'i görevderi
aldığınıduyurdu.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, TBMM'deki konuşmasında Avrupa ülkeleri, Irak ve Suriye'yi eleştirdi
Çetin: Avrupalılık, AT'nin tekelindedeğilCUMHURİYET (Ankara) - Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin,
'Avrupalıhgın' Avrupa Topluluğu'nun tekelinde bir kimlik olmadı-
ğını söyledi. Çetin, "Avrupa halklarının tümü ortak ülkü ve değer-
ler yönünde bütünleşmeyi arzularken, Avrupa barış vegüvenliği için
büyük değer taşıyan bu arzuların önüne set çekilmeye çahşılması ya-
pıcı bir davranış değildir" dedi.
Çetin, Dışişleri Bakanlığı 1992 mali yıb
bütçe tasansının TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda dün görüşülmesi sırasında
yaptığı konuşmada çeşitli dış politika ko-
nularında önemli mesajlar verdi.
Kapsamlı konuşması çerçevesinde Çetin-
in üzerinde durduğu bazı konular ara bas-
bklarıyla şöyle:
SSCB'nin dağılması
Türkiye bakımından bu gelişmeler sıra-
olarak da yeni Türk dünyasına karşı yardım
ve işbirliği sorumluluklanmızın gereğini bir
an önce yerine getirebilecek koşullan yarat-
mak olmuştur. Bu amaçla BDT üyesi cum-
huriyetleri en erken ve aralannda ayınm
gozetmeksizin ilk olarak biz tanıdık. Tanı-
maya uzanan aşamada ve ertesinde gerek
Rusya ile gerek Orta Asya'daki kardes cum-
huriyetlerle sıkı bir temas ve dayanışma ge-
leneği baslattık. Rusya'nın da İcardeş Orta
Asya cumhuriyetlerinin demokratik ve la-
sında öncelikli hedefimiz, bir yandan Rus- ik tpplum yapüanna kavuşmasma Türkiye
1
ya ile ilişkilerimizi sağlarn işbirliği temelle-
ri üzerinde yeniden in^a edebilecek altya-
pıyı tez elden kurmak, bununla eş zamanlı
nin yardımcı olması ve bu amaçla model ro-
lü oynaması konusunda bizimle tam bir gö-
rüş birliği içerisinde bulunduğunu mem-
nunlukla gördük.
Balkan Yanmadası
Hükümetimiz Romanya, Bulgaristan ve
Arnavutluk'la Avrupa'nın ortak değerleri
üzerinde yeniden inşa ettiğimiz dostluk ve
işbirliği ilişkilerinden büyük memnunluk
duymaktadır. Bulgaristan'daki Türk azın-
lığın cilesinin sona ermesinden ve bu azın-
lığın Bulgaristan'la Türkiye arasında bir
dostluk köprüsü konumu kazanmaya baş-
lamış olmasından mutluyuz.
Türk-Yunan ilişkfleri
Uzun bir tarihi geçmişin, Ege Denizi'nin
karşıhklı azınlıklann ve geleceğin Avrupa
1
sındaki ortak çıkarlann birleştirdiği bu iki
komşu ülkenin doğal olarak, iyi iliskiler
içinde bulunmalan beklenirdi. Ancak bu-
gün böyle bir durumdan oldukça uzakta-
yız. Ciddi sorunlann varlığına rağmen, yıl-
lardır kapsamlı bir diyalog kunılamanuş
bulunması Türk-Yunan ilişkilerinin kronik
bir eksikliği olarak belirmektedir.
Irak ve Suriye
Irak'takı belirsizlik ortanu sürmektedir.
Bu ortamın bir an önce son bulması, anı-
lan ülkeye komşu bir memleket olmamız ne-
deniyle, bizim bakımımızdan daha da ive-
di bir niteliğe haizdir. Bu amaca yönelik ge-
lişmelerin ancak Irak yönetiminin uluslara-
rası toplumun Güvenlik Konseyi kararlann-
da ifadesini bulan beklentilere tez elden uv-
masıyla hızlanabileceği kanısındayız. Bu
bağlamda Irak'ın Güvenlik Konseyi kara-
nyla sağlanan ve Irak halkının sıkıntıları-
nı kısmen de olsa hafıfletebilecek petrol ih-
raç olanağını kullanmamasının yanlış bir
tutum olduğunu düşünüyoruz. Irak'taki ge-
lişmelerin ülkenin toprak bütünlüğünü ze-
deleyebilecek sonuçlara yol açmaması için
gerek Bağdat, gerek uluslararası koalisyo-
na mensup ülkelere büyük sorumluluk düş-
mektedir.
Suriye ile ilişkilerimizin her iki tarafça da
beyan edilen siyasi irade doğrultusunda ge-
lişmesinin sağlanması, iki ülkenin de yara-
nna olacaktır. Bu bakımdan komşumuz Su-
riye'nin, Türkiye'nin duyarülık gösterdiği
konulan özeUikle göz önünde tuttuğunu ka-
nıtlaması ilişkilerimizin geliştirilmesi çaba-
larına ivme kazandırabilmesi için zorunlu-
Avrupa Birliği ve ABD
Avrupaljljk, Avrupa Topluiuğu'nun teke-
linde bir kimlik değildir. Avrupa halkları-
nın tümü ortak ülkü ve değerler yönünde
bütünleşmeyi arzularken, Avrupa banş ve
güvenliği için büyük değer taşıyan bu arzu-
lann önüne set çekilmeye çahşılması yapı-
cı bir davranış değildir.
ABD, bugün için küresel bağlamda Ugi-
leri olan ve küresel ölçekte kuvvet projek-
siyonu yapabilecek olanaklara haiz tek si-
yasi mihraktır. Yeni Avrupa mimarisinin is-
tikrarlı bir şekilde kökleşebilmesi ve
Atlantik-Avnıpa bağlamındaki dengelerin
sürekliliği ABD'nin Avrupa güvenliğine yö-
nelik taahhutlerinin kahalığı ile yakından
bağlantılıdır.
KimiOrta Asyalı, Batırejimlcrinekimi İslami yönetimleresıcak bakıyor.(FRANKH RTER
Baker Moskova'da
Nükleer
fızikçilere
himayeDış Haberler Scrvisi - ABD,
Rusya ve Almanya, işsiz
kalan Sovyet nükleer uz-
manlarının göçünü önle-
mek için işbirliği yapma
kararı aldı.
Azerbaycan, Ermenistan,
Moldavya, Türkmenistan, Ta-
cikistan ve özbekistan'ı kapsa-
yan Bağımsız DevletlerToplu-
luğu (BDT) turunu tamamla-
yan ABD Dışişleri Bakanı
James Baker dün M'oskova'ya
geçerek Rusya Devlet Başkanı
Boris Yeltsin ile görüştü.
Kremlin Sarayı'nda yaptık-
lan görüşmede silahsızlanma
konusuna öncelik veren Baker
ve Yeltsin, dağılan Sovyetler
Birliği'nden miras kalan nük-
leer silahlar ve nükleer silah
uzmanlannın geleceği konu-
sunda fikir ahşverişinde bulun-
dular.
Baker ve Yeltsin. SSCB'nin
dağılmasından sonra işsiz ka-
lan Sovyet nükleer silah uz-
manlarının Üçüncü Dünya ül-
keleri tarafından istihdam
edilerek nükleer silah yapımın-
da çalıştınlmaları tehlikesine
karşı ortak bir proje geliştir-
diklerini açıkladılar.
Baker ile Yeltsin'in açıkla-
malanna göre, Almanya, ABD
ve Rusyanın ortak girişimiyle,
Moskova'da uluslararası bir
bilim ve teknoloji merkezi ku-
rulacak. İki lider tarafından
dün açıklanan projenin amacı.
"Bağımsız Devletler Toplu-
luğu'nun içinde bulunduğu
kritik geçiş döneminde eski
Sovyet bilim adamlanna des-
EMEINE) tek olmak' şeklinde belirtildi.
Hastanelerde erken doğan bebeklerin suda boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı
DoğuAlmanya'da bebek katliamıDENtz İNCEDtKEN (Köln) - Eski Doğu Almanya'da, yıllar
boyu süren bir uygulama sonucu, 1000 gramın altında
doğan bebeklere, bizzat doktorlar ve ebeler tarafından
hiçbir yaşama şansı verilmediği ortaya ç.tktı.
Erken doğum beklenen kadınlar-
da. kilosu düşük olan bebekleri
daha doğardoğmaz bertarafetmek
için doğum sırasında bir kova su
yardımıyla binlerce bebeğin yaşa-
mma son verildiğini ortaya koyan
Der SpiegeJ dergisinin haberi. yan-
kı uyandırdı.
Der Spiegel'in haberine göre eski
Doğu Almanya'da Batı'yla yarışa-
bilmek. sırf sosyalizmin kapitaliz-
me olan üstünlüğünü kanıtlayabil-
mek için yıllar bo\u yürürlükte
kalmış bu uygulama sayesmde.
Doğu Almanlar bebek ölumlerin-
deki istatıstiklerinı. Batı düzeyinde
düşük tutma\ı başarabildiler.
Erfurt kentinde buiunan bir ka-
dın doğum kliniğinde görevli bir
ebenin ifadesine göre 1960'h yılla-
nn başında. bizzat tanık olduğu bu
ıngulama. 1980'lerin ortalarına
kadarsürdü.
"Ebe hanım. haftasonunda er-
ken doğum beklıyoruz. Bir kova
suyu hazırcdın." Doğu Almanya*-
nın en büvük kadın doğum klinik-
lerinden biri olan Erfurt Kliniği'nde
görevli ebe Chrıstıne Hersnıann.
bu bir kova suyun ne ışe yarayaca-
ğını sorduğunda ıse şu açıklamayı
alıyordu: "Bebeğın göbeğini kes-
tikten sonra vakit geçirmeden he-
men kovanın içindeki suya atın!"
Böylelikle, tek suçu dünyaya erken
gelmek olan bebek, daha ilk nefesi-
ni alamadan, suyun içinde boğula-
caktı.
Doğu Berlin'de buiunan Charite
Hastanesi'nin Neonatoloji bölü-
münde görevli Ludwig Grauel, eski
Doğu Almanya'nın bazı yörelerin-
de, 1000 gramın altında bebek do-
ğumlarına hiç rastlanmadığını be-
lirterek. bunda bu uygulamanın
büyük payı olabileceğini belirtiyor.
Kilosu 1 kilonun altında vedoğum-
dan hemen sonra ölen bebekler, is-
tatistiklerde düşük' kapsamına
alındığından, Doğu Almanya'da,
bebek ölüm oranı, uluslararası
alanda kıvanç duyulacak ölçüde
düşük oluyordu.
STAMPA
Türklere yalvaracağız
Avrupa 1989'dan beri meydana gelen tum gelişmelere
hazırlıksız yakalanıyor. Sırplarla Hırvatların birbirini
boğazlamasına, Cezayir'de işlerin bu noktaya gelmesine,
Almanya'nın tüm AT dengelerini altüst ederek bir güç
haiine gelmesine Avrupa hep seyirci kaldı ve hazırlıksız
yakalandı. Şimdi tüm bunlara bir de Türkiye'nin yükselişi
ekleniyor. Türkiye, Yugoslâvya'dan Afganistan'a ve Çin'e
dek uzanan bir alanda güç kazanıyor. Fakat bu alanda
yalnız Türkiye değil Rusya ve Çin'in yanı sıra İslamcı İran
da bölgesel güç olmak için idman yapıyor. Bu İslam alanı
içinde kapitalizme düşman olmayan, ciddi bir ekonomik
büyüme gösteren, laik ve asağı yukan demokratik olan tek
ülke Türkiye"dir. Eski Sovyetler'in İslam cumhuriyetlerini bir
mıknatıs gibi çekmesi de bundandır. Bugün sol terorizmin
hedefı haiine gelmesi de bir rastlantı değildir. Bu terör
Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen çevreler tarafından
teşvik edilmektedir. NATO üyesi olan Türkiye, yıllardır
AT'nin kapısını çalmaktadır. Biz ise Türkiye'yi içerı
almamakta ısrar ediyoruz. Neden? Çünkü Müslüman
halkların en yontulmuşu olarak gördüğumüz Türklere
Üçüncü Dünyalı olarak bakıyoruz ve "enteresan"
bulmuyoruz. Üstelik en hayati konularda bile AT'ye
dayanışma vermeyen bir Yunanistan'ı rencide etmekten
çekiniyoruz. Dolayısıyla Türkler gitsinler, kendi yağlarıyla
kavrulsunlar diyoruz. Onlara eski Sovyet İslam
cumhuriyetlerinde güç kazanmaları için yardım vermekten
çekiniyoruz. Türklerin Avrupa Topluluğu'nu o küçücük tek
pazarı, küçücük ortak para birimi ve kale gibi kapalı
kapısıyla baş başa bırakmasını istiyoruz. Ama az ötede
deniz kabanyor. Şimdi belki bu Orta Asya yarışını İran
kazanacak. Belki Türkiye bu yarışı kazanmayı
becerebilecek. O zaman da Pan-Türk tehdidi Osmanlı
İmparatorluğu'nun yeniden doğuşu hakkında litrelerce
murekkep tüketeceğiz. O zaman belki de "Ne olur AT'ye
girin diye" biz onların ayağına gideceğiz. Belki hâlâ treni
kaçırmış olmayacağız, ama artık uyanmak zamanı gelmedi
mi? (17 Şubat)
THE INDEPENDENT
Cehenneme giden yolBağımsız Devletler Topluluğu, So^tler Birliği'nin yerini
almak üzere geçen aralıkta kurulduğunda, birliği oluşturan
11 üyeden her biri gönüllü işbirliği üzerine bir dizi iyimser
açıklamalarda bulunmuştu. Kaynakiar paylaşılacaktı,
projeler ortak olarak yürütülecekti ve dış borç taahhütleri
yerine getirilecek, uluslararası anlaşmalara bağlı kalınacaktı.
Hem konvansiyonel hem nükleer silahlt kuvvetler ortak
kontrol altında bulunacaktı. Kazakistan Devlet Başkanı
Nursultan Nazarbayev, topluluğun "eşit temellerde bir
birlik" olacağını söylemişti. Bu mutlu günler artık çok
uzakta kaldı. Dağılma dinamiği, ekonomik, politik ve askeri
tüm alanlarda hâkimiyet kazanıyor. BDT artık cehenneme
giden yolda bir durak olarak görünmeye Başlıyor. Minsk
zirvesi, topluluğun silahlı kuvvetleri bir arada tutmayı
beceremediğini ve giderek büyüyen ekonomik ayrılıkçılığa
karşı inandırıcı bir alternatif sunamadığını kanıtladı.
Sürecin mantığa aykırı işlediği çok açık. (16 Şubat)
Hürpa da
Ayrıntılı Bilgi Hürriyet Gazetesinde
Sizeen yakın HÜRPA bayiilerinin
telefonlarını 2 32 32 OO'dan öğrenebilirsiniz.
Peşinatları, taksitleri ve toplam fiyatları kıyaslayın
Hürpa
Buyukdere Cad Hur Han !5/AKat/2
Şışlı 80260 Istanbul Faks 2479894
HÜRPA İSTANBUL MERKEZ
Tel:232 32 00/12Hat
HÜRPA ANKARA
TeL9(4) 167 23 25-26
HÜRPA İ2MJR
Tel:9(51)25 88 10-19 77 02
Atina'nınMakedonyakavgası
STELYO BERBERAKtS (Atina) - Balkan-
lar'daki komşulanyla arası giderek bozulan
Yunanistan yönetiminin başını ağntan konu-
lanıı başında, kuzey komşusu Yugoslavya'ya
baglı olan Makedonya Cumhuriyeti geliyor.
Atina, Üsküp yönetiminin yanı sıra yine Ma-
kedonya sorunuyla bağlantılı olarak İtalya ile
de pek iyi geçinemiyor. Yunanistan'ın bu ül-
kelerle anlaşmazlık noktalan şöyle özetlenebi-
lir:
MAKEDONYA: Yunanistan'ın kuzey
komşusu Yugoslavya ile sınırını oluşturan
Makedonya Cumhuriyeti'yle ilişkisi hiç yok.
Çünkü böyle bir cumhuriyetin varlığını kabul
etmediği gibi bu ülkenin bağımsızlığının baş-
ka devletlerce tanınmasına da bütün gücüyle
engel olmaya çalışıyor. Denilebilir ki Yunan
Dışişleri Bakanlığı son üç aydır tüm enerjisini
Makedonya üzerine harcıyor. Yunanistan,
'Makedonya'nın, Yunan tarihiyle bağiantılı
ve Yunanlılann atası Büyük Iskender'in ana
vatanı olduğu' gerekçesiyle. bu adı taşıyacak
hiçbir bağımsız ülkeyi tanımak istemiyor. AT
nezdindeki girişimlerine karşın bu tezini kabul
ettirmekte güçlük çeken Yunanistan. kendisi-
ni o denli bağlamış buiunuyor ki diplomatik
açıdan gerı adım atması neredeyse olanaksız
hale gelmiş durumda.
Üsküp. Atina'nın bu şekilde tepki göster-
mesi karşısında, Yunanistan'ın Makedonya
Cumhuriyeti'ne saldırabileceği kaygısım du-
yuyor. Atina ise bu kaygılan komik bulduğu-
nu açıklıyor. Buna paralel olarak Ankara'mn
Üsküp ile kurduğu yakın iliskiler, Atina'yı en-
dişelendiriyor. Bu konuda çıkan yorum ve
yazılarda, Türkiye'nin Tiran, Sofya ve Üsküp
ile kurduğu bu yakın ilişkilerle Yunanistan'ı
'tecrit' etmeye çalışacağından söz ediliyor.
İTALYA: Italya'nın gerek Arnavutluk ge-
rekse Makedonya Cumhuriyeti'ne gösterdiği
yakın ilgi, Atina'yı rahatsız ediyor. Italya'nın
para yardımıyla Arnavutluk'u yanına almaya
çalışması, diğer yandan Yunanistan'ın karşı
çıkmasına karşın yine aynı 'çıkarlar' nedeniyle
Makedonya Cumhuriyeti'ni tanıyacağını
açıklaması. Atina ile Roma'yı karşı karşı geti-
riyor. Buna şimdi Ortodokslarla Katoiiklerin
kavgası da cklendi.
TÜRKİYE: Yunanistan'ın. Türkiye ile bili-
nen bozuk ilişkileri. yeni bir döneme dahagiri-
yor. Davos'ta görüşen Başbakan Süleyman
Demirel ile Yunanistan Başbakanı Konstan-
tin Mitsotakis. iki ülke arasında bir iyi komşu-
luk. dostluk ve işbirliği anlaşmasının imzalan-
masına karar \erdiler. İki ülke arasındaki
sorunlara bugüne dek bir çözüm bulunama-
masının en büyük nedeni, kuşkusuz Kıbns
sorununa hâlâ bir çözüm şeklinin bulunama-
masından kaynaklanıyor.