Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• -13 ŞUBAT1992 P€R$EMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Zorunhıtasarruf
- •AA(Ankara)-Damştay Savcısı
Günay Erdem, zorunlu tasarruf
î uygulamasının, "insan haklan ve
! anayasaya aykın olduğu" yönünde
' görüş bildirerek iptal edilmesini istedi.
SHP Denizli Milletvekili Adnan
Keskin'in, öğretmen eşi Meral
Keskinin, "Çahşanlann tasarrufa
teşvik edilmesi ve bu tasarruflann
değerlendırilmesine dair kanun"a
dayaıularak Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'nca 15Ocak 1989tarihinden
geçerli olmak üzere çıkanlan,
"Çahşanlann tasarrufa teşvik edilmesi
hakkında tebliğ"in, iptali istemiyle
açtığı davanın duruşması, Danıştay 5.
Dairesi'nde yapıldı.
İlk boya paneli
• Ekonomi Servisi - Türkiye'de
düzenlenen ilk boya panelinde boyanın
ekonomideki yeri ve satışları geliştirici
yöntemler tartışıldı. Nalburiye dergisi
tarafından Hilton'da düzenlenen "Boya
Sektöründe Bayilik Sistemleri ve
Sorunlarına Çözüm Önerileri Paneli"ne
katılan Marshall, ÇBS, Polisan,
Gürsoy, Izosan ve Boya Toptancılar
Derneği yetkilileri, Türkiye'deki boya
üretiminin kalite açısından ithalleri
aratmayacak düzeyde olduğunu
belirttiler.
Temel Taş ve
Madencilik
• Ekonomi Servisi - STFA Grubu'na
bağlı kuruluşlardan Temel Taş ve
Madencilik, sert taş (granit) ve mermer
türü ürünlerin hem ocak işletmeciliğini
hem de fabrikasyon üretimini
gerçekleştıriyor. Türk Lokumu, Bahar
Çiçeği Pembe, Siyah Büyü gibi 7 çeşit
doğal granitle 2 çeşit mermeri levha ve
fayans şeklinde üreten Temel Taş,
aynca bunlara projeye göre özel ebat
kesimleri de uyguluyor. Avusturya,
Belçika ve Fransa gibi ülkelerleçalışan
Temel Taş'ın Kalamış'ta bir
show-room'u da bulunuyor.
KISA KISA
• TARtŞBANK Genel Müdürü
Mustafa Gönenç, Ege Ekonomisini
Geliştirme Vakfı (EGEV) Denetim
Kurulu üyeliğine seçildi.
• BMB,KuveytOıl
Companyadınabu
ülkede yaptığı 8 bin
metrekarelik ınşaatı
tamamladı. 2ay
içinde tamamlanan
inşaat, Kuveyt'te
Körfez savaşından sonra bitirilen ilk
proje oldu.
• AS Hizmet, Sigortacı gazetesinin
açtığı "1000 torbakan lOOOcan"
kampanyasına 46 torba kan bağışladı.
Töbank'takoltukboşkaldıESlN SUNGUR (tstanbıü) - Ça-
lışanlarla yönetim arasında
adeta bir savaşın başladığı
Töbank'ta genel müdürün
kim olduğu da belli değil.
Bankanın 34 müfetüşinin başba-
kana şikâyetettiği Genel MüdürOs-
man Erk'in Demirel'in yazılı ta-
limatıyla görevden alınması, bir
hafta sonra da bir telefonla yeniden
görevine iadesi bankada yönetim
boşluğu yarattı.
Başbakan Süleyman Demırel,
Töbank Genel Müdürü Osman
Erk'i 30 ocak tarihinde görevden
aldı. Kamu Ortakhğı İdaresi tara-
fından Töbank yönetim kunıluna
faksla bildirilen görevden alma ta-
limatı, 5 şubat tarihinde Kamu Or-
takhğı'ndan gelen bir telefonla dur-
duruldu.
Başbakan Süleyman Demırel im-
zah faksta, Osman Erk'in Töbank
Genel Müdürlüğü görevinden
alındığı, yerine de vekâleten ban-
kanın Bilgi İşlem Bölümü Müdürü
Oğuz Aktan'ın atandığı bildirili-
yordu. Başbakanın bu talimatının
uygulamaya konulacağı 5 şubat ta-
rihli Töbank yönetim kurulu top-
lantısında Kamu Ortakhğı İdare-
Osaaa Erk'in görevden alınması
telefon emriyle durduruldu
"li,
si'nden gelen bir telefon atamayı
durdurdu. Telefonun atamayı erte-
lediği mi, yoksa iptal mı ettiği belli
değil. Ancak bu telefondan sonra
Osman Erk her gün bankaya gel-
meye, başbakamn vekâleten atama
yaptığı Oğuz Aktan ise rapor alıp
evinde oturmaya başladı.
Töbank'ta genel müdür krizıni
başlatan olaylar şöyle gelişti:
-30 ocak tarihinde üzerinde gizli
damgasını taşıyan Başbakan Sü-
leyman Demirel imzah ve B. O2.0.
PPG.0.10/01220 sayılı atama tali-
matı Kamu Ortakhğı İdaresi'ne
gönderildi.
-Kamu Ortakhğı İdaresi Başkan
Yardımcısı F. Mehmet Coşan, baş-
kan adına imzaladığı bir faksla yine
30 cak tarihinde başbakanın tali-
matını Töbank yönetim kurulu
başkanlığına gönderdi.
-Töbank yönetim kurulu başka-
nı, atama talimatını Osman Erk'e
göstererek, gereğinin yapılmasını
istedi. Erk, kendisinin yerine
vekâleten atanan Oğuz Aktan'a
durumu bildirip, 5 şubat tarihinde
yapılacak yönetim kurulu top-
lantısında istifasını açıklayacağını
söyledi.
-Töbank çahşanlannca da duyu-
lan bu atama bankanın hemen he-
men tüm şubelerinden başbakanh-
ğa çekilen kutlama telgraflanyla
karşılandı. Çalışanlar tarafından
çekilen telgraflarda yaklaşık 20
yıldır Töbank'ta çalışan Oğuz Ak-
tan'ın göreve getirilmesinden mem-
nunluk duyulduğu ıfade ediliyor-
du.
-Devir teslim töreninin yapılma-
sının beklendiği 5 şubat tarihinde
Töbank yönetim kurulu toplandı.
Gündemdeki konular konuşulup
sıra Osman Erk'in istifasına geldiği
sırada Kamu Ortakhğı İdaresi Baş-
kan Yardımcısı Mehmet Coşan te-
lefon etti. Yönetim kurulu toplan-
tısı devam ederken gelen telefonda,
atama karannın ele alınmaması is-
tendi.
-Bir hafta içinde önce görevden
alınıp, sonra görevine iade edilen
Osman Erk, çahşanlann tüm tepki-
sine rağmen genel müdürlük koltu-
ğunda kalırken, Oğuz Aktan rapor
alarak evinde istirahate çekildi.
Töbank çalışanlannı önce umut-
landınp sonra kızdıran Başbakan
Süleyman Demirel'in bir hafta için-
de gösterdiği karar değışikliği ko-
nusunda çeşitli yorumlar yapılıyor.
Karaçam rekabetteeşitlik istedi
Ekonomi Servisi - Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam, "tüketici kredi
faizlerinin yüksek olmasında suç bankaların değil" dedi. Karaçam, tüketicilere daha
ucuz maliyetli kredi sağlamak üzere oluşturulması planlanan "özel finans kurumlan"-
nın statüsüyle ilgili hazırlık çahşmalan Ankara'da sürerken, yeni kurulacak özel finans
kurumlan ile bankaların eşit rekabet koşullan içinde çahşmalan gerektiğini söyledi.
Yapı Kredi Bankası Genei Müdö
Burhan Karaçam
Munzam karşıhk ve disponobilite
gibi nedenlerle devletin bankalann
topladığı fonlann önemli bir bölü-
müne ortak olduğunu vurgulayan
Karaçam, "Tüketici finansmanın-
da bugünkü mevcut seçeneklere
oranla daha ekonomik sistemlerin
geliştirilmesinin yaranna biz de
ınanıyoruz. Ancak yeni seçenekler
geliştirilirken, hiç degılse tüketici
kredisi bazında bankalar üzerinde-
ki "devlet yükünün" kaldınldığı
bir çalışma düzeni sağlanmahdır.
Aksı halde çifte standartlı uygula-
madan dolayı bankalann tüketici
kredisi vermeleri önlenmiş olacak,
bundan en büyük zaran da rekabe-
tin kalkması nedeniyle yine tüketici
görecektir" dedi.
Karaçam, bankalann özel finans
kuruluşlanyla tüketici kredisi çer-
çevesinde rekabet edebilmeleri için
şu önerilerde bulundu:
- Bankalann mevduat dışında
kaynak yaratmalanna izin verilme-
li.
- Bankalann tahvil ihracına ola-
nak sağlanmah.
- Ferdi kredi-tüketici kredisi,
kredi kartlan alacaklar portföyün-
delerini satabılmelerini sağlayabi-
lecek menkul kıymetleştirmeye izin
verilebilir.
- Tüketici finansmanı için kay-
nak yaratmaya yönelik yeni yatı-
nm fonlan oluştumlabilir. Tüke-
tim Fonları kurulabilir.
- Bankalann ferdi kredi için kul-
landırdıklan mevduat kaynağı,
munzam karşıhk ve disponobilite-
den muaf tutulabilir.
- Bankalann tüketici kredisi faizi
üzerinden yüzde 6 KKDF ve yüzde
5 BSMV alınması uygulaması kal-
dırılmalıdır.
Karaçam, son olarak da banka-
lann topladığı mevduata devletin
nasıl ortak olduğunu göstermek
üzere yıllık yüzde 70 faizle topla-
nan 3 aylık mevduat örneğini veri-
yor: Bankalann yasal yükümlülük-
leri nedeniyle bu mevduatın yüzde
3'ü kasa, yüzde 2'si TCMB serbest,
yüzde 7.5'i mevduat munzam kar-
şılığı ve yüzde 30'u disponobiliteye
yatıyor. Bu yükümlülüklerin topla-
mı, mevduatın yüzde 42.5'ine eşde-
ğer. Dolayısıyla kredi olarak kul-
landınlabilir miktar yüzde 57.5
olarak kalıyor.
Disponobilitenin yıllık getirisi
yüzde 65 olarak kabul edilirse, kre-
di faizinin başabaş noktaşı, persso-
nel ve iletme giderleri ile kâr payı da-
hil edilmediği halde yüzde 87.83
olarak çıkıyor.
G A R A N T İ ' D E O L M A K Ç A Ğ D A Ş B İ R S E Ç İ M D İ R
• •
MUFETTIŞ
YARDIMCILARI
Nadir'inkaderi
jürininelindeEDtP EMÎL ÖYMEN (Londra) - Hazırlık soruştur-
ması 14 ay süren Asil Nadir davası, ağır ceza
mahkemesine sevk ediliyor. Asil Nadir davasının
ağır ceza mahkemesinde en erken 1993 yılında
GARANTİ'Lİ BAŞLANGIÇ
Başarılı bir gelecek için:
Çevreyle uyum sağlamaya özen gösteriyor,
insan ilişkilerine önem veriyorsanız ve aşağıdaki
czelliklere sahipseniz; sizin için, Garanti'de olmak
çağdaş bir seçimdir.
BAŞARILI BİR GELECEK İÇİN
Tefti
* Kurulu'nda görevlendirilmek üzere;
• Eğitim süresi en az dört yıl olan hukuk ve
siyasal bilgiler fakülteleri ile iktisat ya da
iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin; iktisat,
işletme ve iş idaresi, maliye, çalışma ekonomisi
ve endüstri ilişkileri, kamu yönetimi,
uluslararası ilişkiler bölümleriyle, bunlara
eşdeğer olduğu yetkili resmi makamlarca
onaylanmış, Türkiye ile yabancı ülkelerdeki
okullardan birini bitirmiş,
• 27 yaşını aşmamış,
• Askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş
(erkek adaylar için),
Müfettiş Yardımcılan alınacaktır.
14-15/3/1992 tarihlerinde Ankara, İstanbul, İzmir'de
yapılacak yabancı dil ve mesleki konularda giriş sınavına
katılabilmek için; aday formuyla birlikte
6/3/1992 Cuma günü akşamına kadar başvurraak
gerekmektedir Aday formlarını, başvuru adresini,
sınava katılma koşullan ile diğer bilgileri kapsayan
broşiirümüzü aşağıdaki birimlerden temin edebilirsiniz.
Garanti'de başvurular gizli kalır.
başlaması bekleniyor.
llkkezl7Arahk 1990 günü
"Bow Street" Sulh Ceza Mah-
kemesi'ne, geçen salı günü 10.
kez giden Asil Nadir, bir da-
haki sefere adını, üzerinde bu-
lunduğu "Old Bailey" sokağı-
ndan alan, resmi adı "Londra
Merkez Ceza Mahkemesi"
olan ağır ceza mahkemesine
çıkacak.
Davacı Ağır Dolandıncılık
Bürosu, Asil Nadir'e getirdiği
76 suçlamanın 7'sinden vaz-
geçtı. Bunun nedeni resmen
açıklanmadı. Ancak büro-
nun, diğer suçlamalan da 25
başlık altında toplamayı plan-
ladığını bizzat büronun avu-
katı Lorna Harris mahkeme-
de açıkladı. Sayısı 69'a inen
suçlamalarda Asil Nadir,
geç bir tanhi hedefleyeceği be-
lirtiliyor.
Asil Nadir, jüri tarafından
yargılanacak. "Sağduyusu ve
vicdanı güçlü, sabıkası olma-
yan, toplumsal şuuru yansıtan
18-65 yaş arası sıradan vatan-
daşlar"dan, seçmen listeleri
esas ahnarak seçilecek 12 kişi-
lik jüri, Asil Nadir'in aleyhin-
deki iddialarla lehindeki sa-
vunmalan dinleyecek ve ka-
rannı verecek. İngiliz ceza ya-
sası uyannca, ceza mahke-
melerinde görev alan yargıç-
lar, jürinin karmîşık hukuki
konulan ve delilleri anlamala-
nna yardımcı oluyor, onlara
yol gösteriyor, yorum yapıyor
ve yönlendiriyor. Ama dava
hakkında karar vermek, jüri-
ye ait. Yargıç, jürinin karannı
paylaşmasa bile ceza yasasını
uygulamakla yükümlü. An-
cak yargıçların. jürinin kurul-
ması sırasında ya da kurul-
duktan sonra da makûl neden-
lerle jürinin hepsini ya da bazı
üyelerini görevden azletme
hakkı var. Jüri üyeleri, dava
boyunca mahkemenin emrin-
de oluyor, çahştığı ış yerinden
izinli sayılıyor. Jüri üyeleri bu
nedenle sembolik bir miktar
para alıyorlar. Karmaşık da-
valann sonunda jüri eğer ka-
rar vermekte zorlanırsa, karar
verene kadar polis gözetimin-
de bir otelde misafır ediliyor.
Kararlan etkilenmesin diye
televizyonsuz, radyosuz, ga-
GARANTİ BANKASI
Tefliş Karulg Başkanlığı Beyoğlu ISLanbul Tel 251 69 45 251 34 34 (20 hall Bölgc Mûdnrlnklcriniz Ankara. Izmır Adana Çorlu Bursa. Aydın Ordu ^nıalya Kaysrrı
Şube Mûdurlukferımız Denızh Dıvarbafcır. Erzurum. Eskışehıı Samsun. Trabzon Edıme Manısa Konva Balıkesır Mersın. Eiazığ Gazıanıcp. Izmıl. Var.. Zonguldak
Pollv Peck'e ait vakİ3<tık 1 S(İ
l c l c v
"
;
>
u
»
:
>
u
A ' " " J "
5
^ S
11
-
roıiy r-eck e aıt yaklaşık 150 z e t e s i z telefonsuz bırakıhyor-
mılyon sterhnı gün ve mıktar j a r
J
belirtilerek zimmetine geçir-
Asil Nadir davası için seçil-
mesi olası jüri üyelerini etkile-
memek amacıyla, Polly Peck
kayyımlanmn Asil Nadir
aleyhine açtıklan ve şu sıralar-
da sürmekte olan tazminat
davası basına ve halka kapalı
olarak yürütülecek.
Hiçbir mahkemeye televiz-
yon. fotoğraf makinesi ve ses
alma aygıtı sokulamadığı için
Asil Nadir davasının ağır ce-
zadaki gelişmesini görüntüle-
mek mümkün oîmayacak.
Basın ve televizyon, kamuo-
yunu çok ilgilendiren duruş-
malara ressam göndererek re-
sim çizdirtmekle yetiniyor.
geçır-
mekle suçlanıyor. Asil Nadir,
halen 3.5 milyon sterhn kefa-
letle serbest ve tutuksuz yargı-
lanacak.
Geçen aralık ayında tüm
avukathk hizmetlerini yükle-
nen "Pannona March Pear-
son" firması tarafından yapı-
lan açıklamada, "davanın en
kısa sürede görülmeye başlan-
ması için çalışacağız" denildi.
Davacı Ağır Dolandıncılık
Bürosu ise yeterince delil top-
layabilmek amacıyla davanın
hazırlık çahşmalannı elinden
geldiği kadar uzatmıştı. Bu
nedenle davanın başlaması
çin de mümün olduğu kadar
BİRGÖRLŞ
Niçin veNasıl Bîr Af
ÎZZETTtN ÖNDER
/. Ü. İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi
1980 politikalan çerçevesinde gerçekleştirilmiş olan vergi
düzenlemesi, bir yönü ile fevkalade olumlu görülebilir. Şöy-
le ki potansiyel yükümlülükleri vergi kapsamına çekebilmek
için iki yönlü bir operasyon yapıldı: Gelir Vergisi'nde oran-
lar indirildi, vergi cezalan ise ağırlaştınldı. Böylece, vergi
içine girmek, görece daha az maliyetli hale getirilirken vergi
dışına çıkmak ağır şekilde cezalandınhyordu. Buradaki
amaç, vergi vermeninin, yükümlüyü avantajlı bir konuma
sokmasının önlenmesi şeklinde yorumlanabilir.
Diğer yandan aynı anda, bu olumlu görüntüyü gölgele-
yen, hatta tümü ile ortadan kaldıran üç ciddi hata yapıldı.
Bunlardan birincisi, gelir ve kurumlar vergisinin birleştiril-
mesinde, AT ve diğer çağdaş ekonomilerdeki uygulamanın
aksine, Kurumlar Vergisi hâkim kılındı. Böylece, temettü
dağıtımında engel ortadan kalkınca, dağıtılmamış kârlar ka-
nalından yeterince beslenemeyen kurumlar, finans piyasası-
ndan kendi dağıttıkları kâr paylannı bu kez kredi olarak al-
maya başladılar. Bu süreç, Kurumlar Vergisi matrahını eri-
tırken hem faizler üzerinde baskı oluşturuyor hem de kâr payı
sahıplerine nsksiz ve ^ _ _ ^ _ ^ _ ^ . ^ _ _ _ —
Vergi ve / veya ceza affı,
geriye yönelik bir durumu
düzeltmeyi amaçlar. Böyle
bir düzenlemenin sosyal
vicdanı bir kere daha
rahatsız etmeden, adalete
uygun biçimde
yapılabilmesi, ancak
bozuklukların tümü ile ele
alınması koşuiunda
olmasıdır.
çok düşük oranda
vergiye tabi tatlı ka-
zanç sağlıyordu.
Kapıdan kovulmuş
olan "örtülü ser-
maye", âdeta pence-
reden iceri alınıyor-
du.
Bu süreci hızlandı-
ran ikinci hata ise
Kurumlar Vergisi'-
nde tanınmış ve an-
lamlı gerekçelerle
oturtulmamış olan
vergi ayncalı-
klandır. Gelir Vergi-
si'ndeki ayncahklar-
la da desteklenen bu süreç, belırgin bir biçimde belirli grup-
lara mutlak vergi üstünlüğü sağlıyordu. Böylece, bu gruplar
göreli değil, fakat mutlak bir vergi cenneti içine gırmış olu-
yordu.
Üçüncü ciddi hata ise Gelir Vergisi'nde alt gelir gruplan-
na uygulanan oranın anlamsız derecede yükseltilmesi ol-
muştur. Gerçekten 1970'lerin sonuna gelindiğinde, Gelir
Vergisi'nin efektif yükü alt gelir gruplan için % 40, hatta 50
dolaylannda idi. Ancak bu sonuca, enflasyonun 1963 tarife-
sini çarpıtması neticesine ulaşılmıştı. Bu oluşumdan yarar-
lanarak Gelir Vergisi başlangıç oranını, kademeli olarak %
25 olarak saptamak, hiçbir gerekçe ile açıklanamaz. 1963
tarifesınde ilk dilim 2500 TL, oran ise % 10 idi. Bu tarife, %
25 oranına ancak dördüncü gelir diliminde ulaşılıyordu. Hıç
kuşkusuz, o dönemde bu tanfeyi yapanlar da vergi dilimle-
rini saptarken ciddi idiler.
Bu tür düzenlemelerle yapılan bu hatalara vergi sistemin-
de gereklı düzenlemelerin yapılmamış olması ile gerçekleşti-
nlen "pasif hata"lan da ilave ise vergi sistemının, gelir dağı-
lımında adalet, kaynak dağıhmmda ise etkinlik ilkesinden
uzaklaşması şeklinde belirlenmiştir. İkinci etki, kısa dönem-
de ve yaygın gruplar tarafından net biçimde algılanamaz
ama birincisi, vergi içine girenleri de cehennem azabı ile baş
başa bırakıyordu.
"Adalet" sadece mülkün temeli değil, vergi psikolojisi ve
idaresinin de temelidir. Bir grup, vergi ayncalığı cennetinde
etkinsizlik, lüks harcama ve israfa boğulurken diğer gruplar
üzerinde vergi yasaları hükümlerini uygulamak sosyal vic-
danı rahatsız eder. Yasa yolu ile vergiden kurtulanlar karşı-
sında, böyle bir ilişki ve güce sahip olmayanlar da başka yol-
larla göreli durumlannı kurtarmaya çalışır. Bundan kur-
tulamayan ücretliler ise çağdaş devletin vergi kölcsi niteliği-
ne bürünür. Nitekim böyle de olmuştur.
Adil bir ortamda alkışla karşılanacak olan vergi idaresi-
nin güçlendirilmesi, yeminli mali müşavirlik vb gibi önlem-
ler, böyle bir ortamda ancak ortaçağ baskıcı zihniyetini
yansıtır. K uralın adil olduğu yerde, etkilî adaleti gerçekleşti-
rir, kuralın adaletsiz olduğu yerde uygulamayı güçlendir-
mek ise ancak adaletsizliğe hizmet anlamına gelir.
Vergi ve / veya ceza affı, geriye yönelik bir durumu düzelt-
meyi amaçlar. Böyle bir düzenlemenin sosyal vicdanı bir
kere daha rahatsız etmeden, adalete uygun biçimde yapıla-
bilmesi, ancak bozukluklann tümü ile ele alınması koşuiun-
da olasıdır. Böyle bır^üzenleme, asgari şu aşamalan kapsa-
malıdır:
- Vergi cezalannı yeniden düzenlenmeli ve bu düzenleme
geriye yürütülerek eski*le yeni düzenlemeler arasındakı fark
silinmelidir.
- Ücretliler, özelhkle asgari ücretliler üzerindeki vergi yü-
kü, süre tanımadan, derhal çağdaş düzeye indirilmelidir.
Vergi sistemindeki bağışıklıklar, çok istisnai durumlar dı-
şında kaldınlmahdır. Gelir ve kurumlar vergilerinin'birleşti-
rilmesinde AT sistemi kabul edilmelidir.
- Vergi sistemi ekonominin tüm alanlannı kapsayacak bi-
çimde zenginleştirilmelidir.
- Geçen dönemde uygulanan politikalar sonucunda eko-
nominin bir bölümü belirgin bir şekilde ayncahk elde etmiş-
tir. Bozulan gelir dağılımı, kaynak dağılımını da etkili bir
şekilde bozmaktadır. Bu durumun sosyal hesaplaşması,
yüksek gelirlilerin ciddi olarak vergilendirilmesi ile olasıdır.
Böyle kapsamlı bir düzenleme yapılmayacaksa ceza affı,
vaktinde vergisini verenleri "biraz ahmak" konuma sokmaz
mı? Yük, çok ağırlaşmış ise niçin bu ağır yükü dondurup ile-
riye yayılı taksitli ödeme planma bağlamak değil de af, yani
silmek! Maziyi böyle kapatmak, geleceğe güveni sarsmaz
mı?
tndirim Günleri Migros'un tstanbul'daki bütün mağazalarında
Migros'ta
indirim günleri
Ekonomi Servisi- Migros,
Istanbul'daki müşterilerine
"İndirim günleri" ile teşekkür
ediyor.
Teşekkür Kampanyası İs-
tanbul'daki tüm Migrosma-
ğazalannı kapsayacak. Önü-
müzdeki salı günü başlayacak
kampanyayla birlikte Mig-
ros'ta haftanın belli günlerin-
de sebze, et ve meyvede ek in-
dirimler uygulanacak.
Yaklaşık 2 ay sürecek kam-
panya sırasında her salı seoz.e,
her perşembe günü meyvede
barı çeşitler üretici fıyatıyla
satılırken, çarşamba günleri
de dana ve kuzu eti maliyet fı-
yatıyla satışa sunulacak.
Migros Genel Müdürü Bü-
lent Ozaydınlı, kampanya sı-
rasında ette yüzde 10-15 arası-
nda indirim yapılacağını, seb-
ze ve meyvede ise bu oranın
yüzde 30'lara kadar çıka-
cağını belirtti.