Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLFR 22 OCAK 1992
ORTAM
ŞAHIN ALPAlf
Oyum Deniz Baykal'a
25-26 Ocak'ta yapı lacak olan SHP olağanüstü kurulta-
yında delege değilim. SHP üyesi de değilim. Ama çeyrek
yüzytldır Türkiye'de ve dünyada solu ve özellikle sosyal
demokrasiyi izlemeye çalışan, sosyal demokrat eğilimli
bir gazeteciyim. KencJime şu soruyu soruyorum: SHP'nin
bu çok önemli kurultayında delege olsaydın, neyapardın?
Bu soruyu yanıtlamak, bana geçen kurultaylara göre
çok daha kolay görür»üyor. Aday olursa, ben oyumu Deniz
Baykal'a verirdim.
Neden Deniz Baykal?
Baykal'ın siyasal yasakların kalkması ve politikaya dön-
mesinden bu yana birçok hataları oldu. Bunların en önem-
lisi "hizipçi" damgasını yemesine neden olan tutumuydu.
Politikadafikirlerin gücüne güvenip, sosyal demokrasinin
siyasi ve entelektüel birikimini temsil eden kadroları çev-
resinde toplamaya cpalışacağına, uzun süre adeta 1980
sonrasında Bülent Ecevit gibi davrandı. Kişisel bağlılıkla-
ra değil, yapmak istediklerinin doğruluğuna güvenen bir
lider olamadı. Birçoklarımıza kendisi için "Ecevit kuma-
şından bir politikacı" dedirtti. Insanların peşinden gide-
cekleri gerçek gücür» "zamanı gelmiş" fikirler olduğunu
göremedi. Bunda görüşlerinin henüz olgunlaşmamış ol-
masının herhalde bir rolü vardı.
Yanına Ismail Cem'i almasıyla başlayan dönem, Bay-
kal'ın siyasi kariyerirtde belki bir dönüm noktası oldu. O
dönemeçten sonra Baykal birleştiricilik (yani gerçek lider-
lik) rolünü üstlenemese de, siyasi mücadeleyi gittikçe
daha çok fikirler minderine çekti. Nitekim, asıl tepkiyi o za-
mangördü. Muarızları Baykal'a devletçi-milliyetçi-seçkin-
ci CHP mirasından ve Marksist esinli Uçüncü Dünya Sol-
culuğu'ndan uzaklaşıp, çağdaş anlamda sosyal demokrat
bir platforma doğru yönelen fikirlerinden dolayı kızmaya
başladılar.
Deniz Baykal'ın görüşleri bence şimdi en büyük gücü.
"Yeni Sol" (Cem Yayinevi, 1992) adlı kitapçıkta toplanan
1990 ve sonraki tarihli yazılarını okuyanlar, bunu daha iyi
görebilir.
Baykal görüşlerini giderek netleşen bir biçimde çağdaş
sosyal demokrat bir
Banaftylegeliyop M en ioğra
htsan,tfoğnıolanı yapnıak,
bitön kanatiarı blrlaştiren
ortakMr parti Mtilslyle
Mrllkta Baykal'a Hrşans
tanımafc.
platforma dayandırdı-
ğı gibi, şimdi birleşti-
ricilik rolünün önemi-
ni de çok daha iyi
kavramış görünüyor.
Şöyle diyor: "SHP ve
Türk sosyal demok-
ratları en kötü döne-
mi yaşıyor. Bu dö- " ~ " ^ ^ • " • " ~ "
nemde birliğe ihtiyaç var. Kemal Anadol'a da Ertuğrul Gü-
nay'a da Inönü'ye de ihtiyacımız var... Bir araya gelelim,
44 kiştden oluşan parti yönetimini SHP'nin en başarılı poli-
tikacılarındanseçelim" (Hürriyet, 19.1.1992). MümtazSoy-
sal'dan Asaf Savaş Akat'a kadar uzanan geniş bir siyasal
ve entelektüel birikime birleşme çağrısı yapıyor.
"Zamanı gelmiş" fikirlerin gücüne inanan ve partide bir-
lik sağlayan bir lider, SHP'ye ve sosyal demokrasiye bu-
gün hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği "tıkanmışlık"tan
çıkış yolunu açabilir. Deniz Baykal en azından bu umudu
veriyor.
Ya Baykal'ın alternatifi?
Sayın Erdal inönü yaklaşık altı ytldır sürdürdüğü genel
başkanlık görevinde ne yazık ki başarılı olamadı. Ne sos-
yal demokrat hareketin birliğini sağlayabildi ne de SHP'-
nin Türk siyasal sahnesindeki yerini tanımfamasına bir
katkı yapabildi. SHP eriyor. Partinin en zıt kanatlarından
üyeleri bu gözlemde birleşiyor. Giderek azalan oylar bunu
doğruluyor.
Ne yazık ki bugün gerçek "hizipçi" durumunda olan da
Sayın İnönü. İnönü, DYP-SHP koalisyon hükümetinde par-
tinin tüm kanatlarının temsil edilmesinı sağlayarak, birlik
yönünde önemli bir adım atabilirdi. Ama o hükümette sa-
dece yakın arkadaş çevresinden kişilere yer verdi.
Partinin siyasi ve entelektüel birikimini temsil ettikleri
çok şüpheli olan bu çevre, iktidarı korumak için hiç sevimli
olmayan yollara başvurmakta. Bir yandan hükümet olma
avantajını kullanarak delegeleri "kazanmaya" çalışıyor,
seçilmezsek hükümet dağılır korkutmacasına başvuru-
yorlar; öte yandan muhaliflerini partiden ihraç ile tehdit
ediyorlar.
Bugün kendisine oy verecek olan kimselerin önemli bir
bölümü de Inönü'ye lider olarak güvenmiyor. Bu aşamada
Baykal'ı üçüncü kezyenilgiye uğratıpsaf dışı bırakmak; bir
buçuk yıl sonraki olağan kurultayda da Inönü'yü genel
başkanlıktan indirmek hesabını yapıyorlar.
İnönü ve arkadaşlarının SHP yönetiminde kalıp kalma-
yacakları, esas olarak, onları kendi hesapları için "ker-
hen" destekleyenlere bağlı. Bu hesapları yapanlar parti-
nin geleceğiyle ilgili ağır bir sorumlulukla karşı karşıya.
Bana öyle geliyor ki en doğru hesap, doğru olanı yapmak,
bütün kanattarı birleştiren ortak bir parti meclisiyle birlikte
Baykal'a bir şans tanımak.
Meclis araştrrması reddedildi
• ANKARA (ANKA) — TBMM'nin yeni çalışma
döneminde muhalefet tarafından verilen bir Meclis
araştırma önergesi ilk kez reddedildi. MÇP Erzurum
Milletvekili Rıza Müftüoğlu ve arkadaşları tarafından
verilen Meclis araştırmasının öngörüşmesinin yapılması
sifasında görüşlerini açıklayan Devlet Bakanı Şerif Ercan,
Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde 150 günde bin
221 tayin yapılmasına karşın kendi hükümetlerinin 2 aylık
döneminde sadece 75 atama yaptıklarını söyledi.
Cezayir'e üzüldti
• ANKARA (AA) — ANAP TBMM Grubu'nun,
Cezayir'deki demokratik sürecin bir askeri mudahale ile
kesintiye uğramasını üzüntüyle karşılandığı açıklandı.
ANAP TBMM Grup Başkanvekilleri Mustafa Kalemli ve
Ülkü Güney tarafından yapılan yazılı açıklamada
"Anavatan Partisi, Cezayir'deki demokratik sürecin bir
askeri mudahale ile kesilmesini ve genel seçimlerin beiirsiz
bir tarihe ertelenmiş olmasını derin uzuntü ile karşılamıştır.
İçten dileğimiz, demokratik rejimin en kısa surede yeniden
işlerlik kazanması ve kardeş Cezayir milletinin hür
idaresine set çekilmemesidir" denildi.
Ceset esrarau koruyor
• DfYARBAKIR (Cumhuriyet) — Diyarbakır-Ergani
arasında Örnek köyü yakınlarındaki Tuşuk köprüsünün
altında bulunan ve kimliği belirlenemeyen erkek cesedi
esrannı koruyor. Bölgede faili meçhul cinayetlerin hızla
arttığını belirten HEP Diyarbakır İI Başkanı Av. Hiiseyin
Turhallı, "Faili meçhul cinayetlerde hükümetin sorumluluğu
vardır" dedi. Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri ise cesette
işkence izine rastlanmadığını, cinayettin silahla işlendiğini
kaydettiler. Diyarbakır'ın merkeze bağlı Örnek köyü
yakınlarındaki Tuşuk köprüsü altında gözleri kaşkolla bağlı
bulunan erkek cesedinin kimliği henüz saptanamadı. Ceset
üzerinde Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nca yapılan
otopside, maktülün başma sıkılan kurşunla öldürüldüğü,
vücutta ise darp izlerine rastlamlmadığı belirtildi. Savcılık
yetkilileri, cesedin üstünde kimliğiyle ilgili herhangi bir
belgenin çıkmadığmı, ancak 14.1.1992 tarihinde Muş
Turizm Seyahat Şirketi'ne ait bir yolcu bileti bulunduğunu,
kimlik saptama çahşmalannın bu yönde surdürüldüğünü
kaydettiler. Bu arada cesedin Siirt HEP İl Başkanvekili
Mehmet Demir'e ait olmadığı belirlendi.
Anti-lenör Yasası'na SHP'nin iptal başvurusuna, AnayasaMahkemesi Raportörü'nün görüşü 'olunûu'
DISK, mai varlıgmakavuşuyorAnayasa Mahkemesi raportörü, DİSK'in mal yarhğımn İş ve Anayasa Mahkemesi üyelerine sunulan raporda, "bölücülük"
İşçi Bulma Kurumu'na devrine ilişkin maddesinin iptalinı suçundan yargılananlarm da şartlı tahliyeden yararlanması
istedi. konusunda görüş bildirildi.
TURAN YILMAZ
ANKARA — DlSK, bugünkü değeri 2.5 tril-
yonu bulan malvarlığuıa, 11 yıl aradan sonra ye-
niden kavuşuyor. Anayasa Mahkemesi Rapor-
törü Alparslan Nazuogiu, Terörle Mücadele Ya-
sası'nın, DİSK'in malvarlığmı İş ve İşçi Bulma
Kurmu'na devreden geçici 9. maddesinin iptali-
ni istedi. Anayasa ve Sendikalar Yasası'na ay-
kın bulunarak iptali istenen bu madde, TÖB-
DER'in malvarhğım da Hazine'ye devrediyor-
du. Raportörün, şartb tahJiye konusunda
"bölücülük" ve "casusluk" suçlanndan yargı-
lananlan kapsam dışında tutan geçici 4. maddesi
için de iptal isteminde bulunduğu öğrenildü. Ana-
yasa Mahkemesi, yasaya ilişkin iptal istemini 3
mart salı günü görüşerek karara bağlayacak.
Anayasa Mahkemesi Raportörü Alparslan
Nazlıoğlu, SHP'nin Terörle Mücadele Yasası'y-
la ilgili iptal istemine ilişkin incelemesini tamam-
ladı. 13 Nisan 1991'de yürürlüğe giren yasaya
ilişkin. SHP tarafından J0 Mayıs 1991'de yapı-
lan iptal başvurusunu yaklaşık 9 aydır inceleyen
Raportör Nazlıoğlu, hazırladığı 180 sayfalık ra-
poru önceki gün Anayasa Mahkemesi Başkan-
bğı'na iletti.
Cumhuriyet'in edindiği bilgilere göre rapor-
da, DİSK'in malvarbğının İş ve İşçi Bulma Ku-
rumu'na devreden geçici 9. madde için iptal is-
teminde bulunuldu. TÖB-DER'in malvarhğının
da Hazine'ye devrini öngören bu maddeye iliş-
kin iptal isteminin gerekçesinde, bu şekilde bir
malvarlığı devrinin Anayasa ve Sendikalar Ya-
sası'na aykın olacağı belirtildi. Raporda, söz ko-
nusu maddenin Sendikalar Yasası'nın 46. mad-
desine atıfta bulunduğu anımsatıldı. Bu maddede
ise malvarlıklan tasfiye edilebilecek sendika ve
konfederasyonlara ilişkin "mahkeme karan ile
kapatılmıs olma, feshedilmiş olma ya da dağıl-
ma" koşullannın öngörüldüğü belirtilerek, DfSK
için her üç durumun da söz konusu olmadığı
kaydedildi. DlSK'in, 12 Eylül 1980'den sonra
kapatılmadığı, yalnız faaliyetlerinin durduruldu-
ğu anımsatılan raporda, faaliyetin durdurulma-
sının ise geçici bir önlem olduğunun ifade edil-
diği öğrenüdi. Anayasa Mahkemesi çevreleri, As-
keri Yargıtay'ın temmuz ayında verdiği kararla
da DlSK'in yeniden faaliyete geçtiğini anımsat-
tılar. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda rapor
doğrultusunda karar vermesi halinde, DİSK'in
malvarhğının iadesi konusunda herhangi bir ya-
sal engel kalmayacağı belirtiliyor.
Raporda, şartlı tahliye konusunda
"bölücülük" suçunu içeren ve PKK sanıklarına
uygulanan TCK'nın 125. maddesi ile "casusluk"
suçlarını kapsam dışında tutan geçici 4. madde-
si için de "anayasanın eşitlik ilkesine aykın
oMnğa" gerekçesiyle iptal isteminde bulunuldu-
ğu öğrenüdi. Bu madde ile yine kapsam dışında
tutulan, TCK'nın 146. maddesi ile uyuşturucu
madde kaçakçılığı ve ırza tecavüz suclan, mah-
kemelerce yapılan başvurular üzerine Anayasa
Mahkemesi'nce daha önce iptal edibnişti. Mah-
kemenin, rapor doğrultusunda karar vermesi ha-
linde, şartlı tahliye konusunda kapsam dışında
tutulan herhangi bir suç kalmayacak.
SHP, Terörle Mücadele Yasası'nın şu madde-
leri için anayasaya aykın olduklan gerekçesiyle
iptal isteminde bulunmuştu: ;
"Terör ve terör suçlıısuau tanımlayaa 1 ve 2.
maddeier, terör snçlanada baflam soramtatafa-
•• düzealeyen 6 ve 8. maddeler, örgütsel sacla-
n düzenieyen 7. madde, terör mçJamda avukat
suuriaması getiren 10. madde, terör sBçtarmda
verilea cezalann paraya çevrilemeyecegim ve er-
tefeaemeyecegini öngören 13. madde, terör suç-
buını samştnnuı göveaük görevtHcrİMİB görev sı-
rasuda Medikieri s^ianfau ötttıü tatnksuz yar-
grfanmaûnıu öngören 15. madde, »arth salrver-
meyi dözenleyeB 17. madde, DtSK'ia ııuüvarh-
gınuı tş ve İşçi Balma Konunn'Ba devriai öm-
gören geçici 9. madde ile 'bölücülük' ve
'casusluk' suçlanndan hökum giyenJerin şartlı
tahliyeden 5'te 1 yerine 3'te 1 oraaında yararia-
nabilmeierini öngören geçici 4. madde."
ANAP muhalefet istiyoı
^Genel
Başkan
çokkibar!'
ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu) — ANAP milletvekilleri,
Mesut Yümaz'dan daha etkili ve
sert muhalefet yapılmasını ister-
lerken, Mesut Yılmaz, "Dozu-
nu ve üslübunu tartışalım, ama
biz geçmişte muhalefetin yaptı-
ğı gibi, bugün onlann da ayak-
lanna dolaşan yıkıcı muhalefe-
ti yapmayız" dedi. Yılmaz, hü-
kümetin vaatlerini unutturmak
için hayali yolsuzluk iddiaları
ortaya attığını ifade ederek,
"Bir gün gelecek, Başbakanlık
salonunda çalan davullar susa-
cak, horonlar duracak, halk
ekonomik gerçekleri yaşamava
başlayacaktır" diye konuştu.
ANAP'ın dün toplanan Mec-
lis grubunda milletvekilleri
ANAP'ın muhalefet stratejisini
eleştirdiler. Istanbul milletvekili
Orhan Ergüder, partinin yerel
seçimlere şimdiden hazırlanması
gerektiğini ifade ederek, "Be-
nim arkadaslarım ve genel bas-
kanun çok kibar. Ama biz mu-
haiefetiz. Muhalefet kavgasız
güriiltüsüz olmaz. Bagıracak-
an, üzerine yüriiyeceksin, gere-
kirse ağlayacaksın" diye konuş-
tu. Ergüder 15 gündür ANAP'-
ın TV ekranlannda yer aJmadı-
ğını belinerek, "Nihayet Sayın
Cumhurbaşkanı gaieyana geldi,
TRT Müdürünü uyardı" dedi.
Ergüder, Basbakan Demirel'-
in her gün heyetleri kabul etme-
sini "Afrika kabüelerinde bile
görülmeyen bir fiesta" olarak
niteleyerek, "Siileyman Bey
Dogulu politikayı bizden iyi bi-
liyor. Bir yandan Orhan Kiler-
cioglu'na, 'sen şu yolsuzluk
dosyalarına devam et' diyor,
kendisi de heyetleri Ankara'ya
cagınp ekranda boy gösteriyor"
biçiminde konuştu.
Afyon Milletvekili Gaffar
Yakın da, genel merkez ile teş-
kilat ilişkilerinin kopukluğun-
dan yakınarak, milletvekilleri-
nin her hafta seçim bölgelerine
gitmesini, genel başkanm il baş-
kanlarmı arayarak teşkilata mo-
ral vermesini istedi. Gaffar Ya-
kın, ANAP'ın zayıf muhalefet
yaptığı kanısının yaygm olduğu-
na dikkati çekti.
K
Cümbüş, darbuka ve klarnetANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Bakanlar Kurulu
salonunda davul-zurna ve bandodan sonra dün de Afyon-
Sandıklı heyetiyle beraber gelen folklor ekibi cümbüş,
darbuka ve klarnet eşliğinde bir gösteri yaptı. Sandıklı
heyeti ayrıca Basbakan Demirel'e elde yapılmış bakırdan
bir döner fiskiye armağan etti.
Silvan ve Sandıklı heyetleri ilçelerinin il yapılması için
saionda "ll-ll" diye tempo tutarken Kemaliye muhtarları
temsilcisinin, Keban Barajı'nın yapımı sırasında yıkılan
Başpınar köprüsünün tekrar yapılması dileğini dile getiren
konuşmasını beğenerek alkışlayan Demirel, salondakileri
de alkışlamaya çağırdı.
SHP mületvekülerinden Adalet Bakanı Oktay'a baskv
'DemiraPı görevden al'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Kendi partisinden 22 milletvekili hakkın-
da Ankara DGM Savası tarafından hazır-
lanan fezlekeyi TBMM BaskanlığYna gön-
deren SHP'li Adalet Bakanı Seyfi Oktay
sert eleştirilere hedef oldu.
SHP grubunun dünkü toplantısında, ce-
zaevlerindeki yaşam koşullan konusunda
genel görüşme önergesi veren Ankara Mil-
letvekili Uluç Gürkan, önerisini sunarken
Ankara DGM Savcılan Nusret Demiral ve
Ülkü Coşkun'un ne zaman görevden alı-
nacaklarını sorarak, Adalet Bakanı Seyfi
Oktay'a şöyle seslendi:
"Demiral ve Coşkun'un bir gün daha bu
görevde kalmalan bize de, size de yakış-
maz. Bu ikiü Türkiye'nin onurunu zede-
liyor."
Gürkan, Bakan Oktay'ın, 22 SHP'li
milletvekilinin yargılanmak üzere doku-
nulmazlıklannın kaldınlması ile ilgili fez-
lekeyi TBMM Başkanhğı'na göndermesi
konusundaki eleştirilerini de şöyle dile ge-
tirdi:
"Siz DGM savcılannın trafik memuru
değilsiniz. Buradan TBMM Başkanı'na
destek vermemiz ve teşekkür etmemiz bi-
zim ayıbınuzdır. Ben dilerdim ki, Cindo-
ruk'un gösterdigi demokratik tepkiyi Ada-
let Bakanı göstersin ve bu destegi biz ken-
di bakanımıza verelim."
Daha sonra Ankara Milletvekili Müm-
taz Soysal da söz alarak Oktay'ı eleştirdi.
Soysal şöyle dedi: "Gönderilen fezlekeyi
Adalet Bakanı, TBMM Başkanlıgı'na in-
tikal ettirroek zorunda ise buna parald ola-
rak da soruşturma başiafması gerekirdi."
Eleştirileri cevaplandırmak üzere kürsü-
ye gelen Adalet Bakanı Seyfi Oktay ise
Anayasa Mahkemesi karan gereğince fez-
lekeyi TBMM Başkanhğı'na göndennek
zorunda olduğunu söyledi.
Grupta gtindem dışı söz alan Muş Mil-
letvekili Sım Sakık, Şımak Milletvekili Or-
han Doğan ve Diyarbalur Milletvekili Feh-
mi Isıklar da Adalet Bakanı Oktay'a yö-
neuk benzer eleştiriler dile getirdiler.
Bu arada SHP MYK üyesi ve tstanbul
Milletvekili Ercan Karakaş ile SHP lstan-
bul 11 Başkanı Bozkurt Nuhogiu yaptıklan
ortak açkılamada Cindoruk'u "demokra-
üklesme ve sivflleşme konusundaki karartı
tutumu" nedeniyle kutladılar. SBP Genel
Başkanı Sadun Aren de yapüğı yazılı açık-
lamayla Cindoruk'u desteklediklerini be-
lirtti. Öte yandan tzmir Barosu Başkanı
22 milletvekili hakkındaki fezle-
keyi Cindoruk'un "Medis'e hakaret
sayarak" geri göndermesini yanlış bulduk-
lanm açıkladı.
Erken emeklılık
Veto
yedi, yasa
oluyor
ANKARA (Cumhnriyet Bü-
rosa) — Cumhurbaşkam Tur-
gut Ozal'ın vetosu üzarine ha-
zırlanan "erken emeklilik" ya-
sa önerisi TBMM Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nda kabul edildi.
Yasa önerisi, Meclis Genel Ku-
rulu'nda öncelikle ele alınarak
erken emeklilik yasalaştınlacak.
SHP ve DYP gruplannca ortak
hazırlanan yasa önerisinde, ka-
dınlarda 20, erkeklerde de 25
hizmet yüını dolduranlann "yaş
sının" gözetmeksizin emekli
olabilmeleri öngörülüyor.
Yasa önerisi komisyonda gö-
rüsülürken DYP ve SHP'li ba-
kanlar erken emekliliği savun-
du. ANAP Istanbul Milletvekili
Adnan Kahveci ise "erken
emekliKgin Türkiye'de 30-40 yü-
da çözümlenemeyecek yaralar
açacagını, dünyanın biçbir ülke-
sinde erken emeUiiik oimadıgı-
nı" söyleyerek yasayı eleştirdi.
Devlet Bakanı Şeref Ercan,
yasa önerisiyle ilgih olarak bil-
gj verirken Emekli Sandığı'ndan
toplam 149 bin kişinin erken
emekliliğe hak kazanacağını,
bunların tümünün emekliye ay-
nlması halinde tazminat ve ma-
aş yükünün 17 trilyon lira ola-
cağını bildirdi. Şerif Ercan, bu
yükü karşüayacak kaynağm ne-
reden bulunacağım soran
ANAP'hlara "Eger karşılaya-
mazsak hatır için şirket kurtar-
mayarak hayaU ikracatctya öde-
meyerek lüks ithalat yapmaya-
rak bo parayı buiuraz" diye
karşılık verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Mogultay da
yasa önerisini eleştiren ANAP'-
hlara, seçim öncesinde Ekrem
Pakdemirii'nin erken emeklilik
ği savunan demeçlerinin yer al»
dığı gazete kupürlerini gösterdi*
Cumhurbaşkanı özal'ın
"tembeüigi «eşvik edecegi ve
Hazine'ye büyük yük getirece^
gi" gerekçesiyle veto ettiği erken
emeklilik, genel kurulda görü-
şülerek yasalaştınlacak ve Çan-
kaya'ya bu kez "yasa" olarak
sunulacak.
URULTAYA NASIL BAKIYORLAR?
Cem: SHP ideallerinden uzaklastıİDRİS AKYÜZ
SHP İstanbul Milletvekili Is-
mail Cem, yenileşme ve değişi-
min şart olduğunu söylüyor.
SHP'nin ideallerinden uzaklaş-
tığını söyleyen Cem, kurultay-
dan beklentilerini anlattı.
— SHP'nin günümüzdeki
durumu dikkate aiınırsa, Kurul-
tay'dan çıkacak hangi sonuç
parti için daha tehlikeli olur?
CEM: Bir "varolmak" ya da
olmamak" karannm; böylesi-
ne hayati bir tercihin eşiğinde
kendimizi görmekteyim. Ya ide-
olojimizden, kimliğimizden, id-
dialarımızdan uzaklaşma süre-
cinde devam edeceğiz, Vo2O'ye
duşmüs halk desteğimiz daha da
aşağılara inecek, dinamizmini
kaybetmiş, söyleyecek kendine
özgü sözü azalmış, sağ partilerle
benzeşmeye başlamış bir şekil-
de ve dışımızdan estirilen rüz-
gârlann önünde sürükleneceğiz,
yani statükoda, eskide, değiş-
mezlikte direneceğiz ya da elbir-
liğiyle, gönül beraberliğiyle ve
cesâretle kendi kaderimizi değiş-
tinnenin olgunluğunu ve yiğit-
liğini sergileyeceğiz.
"Hangi sonuç daha tehlikeli
olur", demektesiniz. Bir siyasal
hareket için kendini kadere terk
etmekten, iddialannı kaybet-
mekten, kimliğinden uzaklas-
maktan ve sonuçta tükenmek-
ten daha tehlikeli ne olabilir?
Kaldı ki, ben değişimde "da-
ha az tehlikeli" bir durumu de-
ğil, SHP'nin tek çözümünü ve
umudu görmekteyim. Kurulta-
yın üzerine umacüar salmak,
tehdit ve korku duvarlan ytlk-
seltmek, kurultay iradesine ipo-
tek koymaya çahşmak, partinin
düşüşündeki sorumluluğunu
gizlemek, kendi konumunu sür-
dürmek isteyenlerin son ve
umutsuz girişimidir.
— SHP, yeniden secmenin
umudu olabilir mi?
CEM: Secmenin umudu ol-
maktan SHP'nin neden uzak-
lastığına, SHP'nin neden üçün-
cü parti olduğuna, SHP'nin ne-
den Türkiye'yi sağm sağa alter-
miz silinmeye başladı. Özgürlü-
ğün, eşitliğin, kardeşliğin iddi-
aları artık ytikselmiyor. Bunla-
rın yerine, profesyonelleşmeye
başlayan bir siyasetüı bireysel
hesapları gelişiyor. Hangi ma-
kama gelip, hangi üstünlüğün
ya da yarann sağlanacağı öne
çıkıyor.
Artık ahlak ve fazilet söyle-
mimiz, artık "düzen degiştir-
mek" iddialanmız duyulmuyor.
Sosyal demokratlar olarak biz
düzeni değiştirecektik; yoksa
düzen mi bizi değiştiriyor?
leşmeyişi, ciddi sol partilerdeki
düşünce uretimi mekanizmaJa-
rının oluşmayışı, genel başkanm
ve genel merkezin üç büyük ana
kent belediye başkanına hâkim
olup üzerlerinde otorite sahibi
olmalan yerine, parti içi oy ve
destek hesaplanyla, üç büyük
anakent belediye başkamnın (İs-
tanbul, Ankara, Izmir) merkez
yönetimi üzerinde otorite sahi-
bi gözüküyor. Bu belediyelerin
âdeta "partiden bağımsız" gö-
züktüğu garip bir düzenin şekil-
lenmesi ve bunun yol açtığı,
modelinin meydana çıkması.
— Bu yenileşmeyi gerçekleş-
tirmek için öngördügünüz bir
program, bir sırabtma var mı?
CEM: Evet, var. İlk günden
uygulamaya koyacağımız beş
maddelik özet bir programımız,
daha doğrusu bir hareket planı-
mız var; zaman içinde bu geliş-
tirilecek; örgütlerimizin tartış-
ması ve katılımıyla şekillenecelc:
Önce "bütünlük" diyonız.
Mevcut yönetim anlayışı, parti-
mizi çok fena böldü, kendisine
yakın olanlar ve olmayanlar di-
Uğruna yıllarca emek verilen, adma siyaset yapılan;
yokluklara, baskılara onun için katlanılan
inançlanmız, duygulanmız, erdemierimiz silinmeye
başladı. Özgürîüğün, eşitliğin, kardeşliğin iddiaları
artık yükselmiyor. Bunlarm yerine,
profesyonelleşmeye başlayan bir siyasetin bireysel
hesapları gelişiyor. Biz düzeni değiştirecektik; yoksa
düzen mi bizi değiştiriyor?
natifliğine terk etmek utancına
düştüğüne bakarak bu sualin
cevabı aranabilir.
Önce ideolojik özelliği bulu-
nan nedenler var:
SHP olarak "ideallerimiz-
den" uzaklastık. Uğrunayülar-
ca emek verilen, adına siyaset
yapılan; yokluklara, baskılara
onun için katlanılan inançlan-
mız, duygulanmız, erdemleri-
SHP "kimliğimiz" belirsiz-
leşmeye, başkalarının kimliğiy-
le benzeşmeye, sihk bir hal al-
maya başladı.
SHP'deki düşüşün ikinci ne-
denler kümesi, siyasetin uygula-
masıyla, üslûbuyla, parti prati-
ğiyle bağlantılı. Bunların aynn-
tısına girmeyeceğim. Üye hak-
kının gözetılmeyişi, siyasal ka-
rarlara Uye katılımının gerçek-
partiyi halkın önunde büyük za-
afa uğratan gelişmeler, vb. Bun-
lara, genel merkezin partiyi bo-
lücü yaklaşımlan, parti üyeleri-
ne "beni destekiiyor" - "bana
muhalif" ölçüleriyle yaklaşıla-
rak aynmcılık yapüması, "nispi
seçim" sisteminin bir türlü tü-
züğe konamayışı gibi. Bunların
sonucunda, fevkalade durağan,
heyecansız, beceriksiz bir parti
ye iki kategori yarattı. Bu tür
yakmlık-uzakiık ölçüleriyle par-
tililer odüUendirildiler ya da dış-
landılar.
Sonra, "isökrar" demekte-
yiz. Bu mesajımızın, topluma ve
partiye dönük iki boyutu var.
SHP çok sarsınn geçirdi; kendi
içinde çok dalgalandırıldı; par-
tideki karşıthklar körüklendi.
"Istikrar", yani, örgüt birimle-
rinde olsun, belediyelerde olsunj-
Meclis grubunda ve koaüsyott
hükümetinde olsun, tüm arka-
daşlanmız tam bir istikrar için-!
de, devamhlık içinde, yeni genel
başkanm ve yeni parti yönetimi-1
nin bütün desteğini alarak gcw
revini sürdürecek. )
özet çalışma programımızın/
üçüncü maddesi "ideoloji",!
dördüncüsü "parti" olacak. ?
Nihayet, beşinci madde,
Türkiye'nin ve SHP'nin sorun-r
larına da, geleceğine de, temef
özelliğimiz olan "yenileşme ve
değişim" açısından yaklaş^
mak... Bu yaklaşımm yansımasD
olarak siyasetimizi görmek..^
— SHP'deki "iki baslılıgu";
seçim yemigisİBde başbca nedetf
oMugnau SHP Genel Merkez)
öne sürüyor. Yaptırttagı bir ka-
muoyu araştınnası bu sonncş
vermekteymiş. Ne diyorsunuzî-
CEM: Ben, parti genel merî
kezlerinin kendileri için yaptırt^
tığı kamuoyu araştırmalanmn;
doğruluğuna inanmam. Siyaset'
bilimi de inanmaz. Bu nitelikÜ-
araştmnalar, hemen her zaman,
araştırmayı yaptırtan siyasetçi-
lerin kendilerine mazaret yarat^
1
nıa ihtiyacmın ürünüdür. Ayn^
ca, bu araştırmalarda soracağt^
nız sualin özelliğiyle, cevaplani
nasıl yönlendirildiğini biürim. "
"İki başlıbga" gelince. Dün-
yanın hangi partisinde olursa ol-"
sun, "iki başülık " diye bağım->
sız bir olgu yoktur; iki başülık^
ancak "başsızugıa" bir ifadesi^
böyle bir hastalığın beUrtisidirp
sonucudur. S