26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-22 OCAK 1992 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Özel sektör ^iniversiteleri • ANKARA (ANKA) — Kadir Has Vakfı ile Vehbi Koç Vakfı'na üniversite lcurma izni verilmesini öngören yasa tasansı TBMM'ye sunuldu. TBMM Milli Eğitim ve plan-bütçe komisyonlannda görüşülecek olan yasa tasansına göre Kadir Has Vakfı tarafından kunılacak "Kadir Has Üniversitesi", Fen ve Edebiyat Fakültesi ile Mühendislik Fakültesi'nden ve Temel Bilimler Enstitüsü ile Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden oluşacak. 1991'de 18 hin yeni şirket • ANKARA (AA) — Gcçen yıl, toplam sermayesi 5 trilyon 752 milyar 325 milyon lira olan 17 bin 942 adet yeni şirketin kunılduğu bildirildi. E>evlet tstatistik Enstitüsü'nden yapılan açıklamaya göre 1991 yüında 80 milyar 146 milyon lira sermayeü 128 şirket statü değiştirirken, 6 bin 524 şirket toplam 34 trilyon 737 milyar 803 milyon lira tutannda sermaye arttırdı. Geçen yıl, 3 milyar 230 milyon lira sennayesi olan 264 şirket de kapandı. Ubya'ya çözüm • ANKARA (ANKA) — Libya'da iş yapan Türk müteahhitlerinin alacaklan sorununun uzun vadede çözümü için Ankara'da formül bulundu. Libya'nın da "sıcak baküfc" belirtilen fonnüle göre TUPRAŞ, Libya'dan aldığı petrolün parasını Eximbank'taki bir hesaba yatıracak, Eximbank da Türk müteahhitlerine ödeme yapacak. Libya'daki Türk Müteabhitleri Birliği Başkanı Barlas Turan "TUPRAŞ, halen 40 bin varil olan ortalama petrol ahmını 20 bin varil arttınrsa paramız yüzde 50 artar" dedi. zam • tZMİR (ANKA) — luğla fiyatlanna yüzde 20 oranında zam yapıldı. Turgutlu yöresinde faaliyet gösteren tuğla üreticilerinden derlenen bilgilere göre inşaat mevsimi henüz başlamış olmasına karşın tuğla fıyatlarında yapılan düzenleme sahil kentlerinde yazlık inşaatlann yoğun şekilde sürmesinden kaynaklanıyor. GAFta işhagı • ŞANLIURFA (AA) — GAP'ta, yaklaşık 4 aydan bu yana ödenek yetersizliği yüzünden duran çalışmalara, Urfa tünellerinde bugünden itibaren başlanacak. DSİ 16. Bölge Müdürü Erdoğan Basmacı, Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri'ye verdiği birifingde, Urfa tünellerinde Ödenek yetersizliği dolayısıyla 1 kasımda ara verilen çalışmalara bugün başlanacağını söyledi. Erdoğan Basmacı, azami kapasitesi 513 kot olan baraj gölündeki su seviyesinin 493 kota ulaştığını, bunun da 19 milyar metreküp suya eşit ojduğunu beürtti. İSO'danAT kitabı • İSTANBUL(AA)- Marmara Üniversitesi Avnıpa Topluluğu Enstitüsü ile İstanbul SanayiOdası(lSO) tarafından ortaklaşa dûzenlenen " 1992 AT Tek Pazan'nın Üye Olmayan Ülkeler Üzerinde Etkileri, Türk Sanayii ve 1991 Avrupa Tek Pazan" konulu eğitim semineri, kitap haline getirildi. KISAKISA • Emek Sigorta Hilton'da bugün başlayacak olan Makine-Mekanik'92 Fuarı'm 10 milyar liraya sigortaladı. • Ulkar PazartamaABD'de üretilen ve en büyük pazar payına sahip olan L'eggs kadın çoraplannı Türkiye'ye ithal ediyor. • Unk Bilgisayar 10 bininci müşterisini bildiren yetkili satıcısını ödüllendireceğini açıkladı^ merkezinde acentelere yönelik olarak bu ydın ilk egitim semineri yapılıyor. Seminer 31 ocağa kadar sOrecek. Eğitime ayrüanpay geriledi sağlığınki arttı 92 bütçesi 'eğitimsiz' HAKAN AYGUN ANKARA — Hükümet, eği- timde verdiği sözü tutmadı. 1992 büçtesinde eğitime aynlan pay geçen ydın gerisinde kaldı. En büyük darbeyi ise üniversi- teler yedi. YÖK ve üniversitele- rin konsolide bütçe içindeki pa- yı, yüzde 3.35'ten yüzde 2.68'e düştü. Hükümetin 1992 bütçesinde eğitim harcamalanna aynlan payı arttırdığına ilişkin açıkla- ması gerçeği yansıtmıyor. Ma- liye Bakanı Sümer Oral, 207.8 trilyonluk bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı'na 30 trilyon 385 mil- yar lira aynldığını, bunun da GSMH'nin yüzde 5.5'ini oluş- turduğunu açıklamıştı. 1992 yüı için YÖK ve üniversitelere ayn- lan bütçenin de 8 trilyon 996 milyar lira olduğu öğrenildi. Henüz bütçesi kesinleşmeyen Yurt-Kur'la birlikte eğitime ay- nlan toplam ödeneğin 40 trilyo- nu aşması bekleniyor. Böylece, eğitim 1992 bütçesinden yüzde 20 dolayında pay alarak geçen Maliye Bakanı Sümer Oral 1992 bütçesinde eğitimin payırun arttığını söylerken, eğitimin geçen yıl bütçeden aldığı yüzde 21.16 oranındaki pay yüzde 20'lere düştü. Bütçede Diyanet eğitimi solladı. yılki yüzde 21.16'lık oranın al- tına düştü. Eğitimdeki en önemli gerile- me ise "yaünm hareamalan"n- da gerçekleşti. Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın konsolide bütçeden aldığı pay geçen yıl olduğu gibi yüzde 14'lerde kalmayı basanr- ken, MEB yatınmlannın konso- lide bütçe içindeki payı yüzde 8.56'dan yüzde 8'e düştü. MEB'in eğitim teknolojisini ge- liştirmeye yönelik diğer cari har- camalanmn konsolide bütçede- ki payı da geçen yıla göre yüz- de 3.34'ten 2.68'e geriledi. Eğitimdeki gerilemeden en büyük darbeyi ise YÖK ve üni- versiteler yedi. YÖK bütçesinin konsolide bütçe içindeki payı yüzde 4.4'ten yüzde 4.3'e iner- ken, yatınm harcamalannın pa- yı da yüzde 3.35'ten yüzde 2.68'e indi. Eski Milli Eğitim Bakanı Av- ni Akyol, kendilerinin 1992'de eğitime yüzde 25 oranında pay ayırmayı düşündüklerine işaret ederek, "Bunu hazırladığımız programa da koymuştuk. Eği- tim ödeneğini arturacagını acık- layan hükümet ise sözünde dur- madı" diye konuştu. Akyol, kendisi döneminde eğitim har- camalannda kaydedilen artışm, SHP-DYP hükümeti dönemin- de düşüriilmesini üzüntüyle kar- şıladığını bildirdi. Eğitim geçen yıl bütçeden 22 trilyon 425jıiilyar 315 milyon li- ra pay alırken, bu yılki artış ge- çen yıllann çok altına düşerek yüzde 35'te kaldı. 1992'de Di- yanet Işleri Başkanlığı bütçesi- nin bile yüzde 72 oranında art- tınldığı göz önüne alındığında, "hükümetin dini eğitime daha fada önem verdiği" sonucu or- taya çıktı. Eğitim ödeneğindeki artış, geçen yıla göre ikiye kat- lanan genel bütçe içinde de zayfı kaldı. Eğitim ödeneğinde geçen yülarda bir önceki yılâ göre kay- dedilen artış yüzdeleri de söyley- d\:"1984 yüzde 21.42,1985 yüz- de 34.45, 1986 yüzde 36.06, 1987yüzde 49.06, 1988 yüzde 125.31,1989 yüzde 69.60,1990 yüzde 156.103, 1991 yüzde 75.95." 1992 bütçesinin sevindirici yönü ise sağbğa aynlan payın arttınlması oldu. Sağlık Bakan- lığı'na 9 trilyon 780 milyar lira ödenek ayrıldı. KTFler kueaktan inecekEkonomi Servisi - Ekonomi- den sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller, önceki akşam ls- tanbul'da işadamlan ve ban- kaalara ekonornik paket çer- çevesinde KIT'leri nasıl diz- ginleyeceklerini anlattı ve "Siyasi iktidarlar KİTIeri bankaların kucağına itti." de- di. Çiller, kamu açıklannı da- raltmak için "KİT'leri banka- lann elinden kurtarma formü- lü" geliştirdiklerini söyledi. Bu formüle göre KIT'ler daha düşük faizli ve Hazine garan- tili tahvillerle taze para topla- yıp, bankalara olan yüksek faizli borçlannı kapatacaklar. KITlerin iç ve dış borçlan- nın 80 trilyona ulaştığını ve 32 trilyon liralık açığın 6 trilyonu bütçeden karşılandıktan son- ra 26 trilyon lira finansman ihtiyacı bulunduğunu anlatan Tansu Çiller, "KrTlerin kredi maliyetleri özel kesimden faz- la. Çünkü bankalann kucağma düşmüsler. Bunun da nedeni acü zorunlu harcamaları için zamanında para bulamamala- n. Bir baczi kaldırmak ya da çalışanlarına maaş ödeyebil- "Şiyasi iktidarlar KİT'leri bankaların kucağına düşürdü" şeklinde konuşan Devlet Bakanı Tansu Çiller, Hazine garantili bono çıkararak daha ucuz kaynak bulunacağını ve KİT'lerin yüzde 170'e varan faizli banka borçlarının kapatılacağını söyledi. mek için, kısa sürede yüzde 150-170'lere varan faizlerle banka kredisi kullanmışlar"- dedi. Tansu Çiller, KİT'lerin bankalann eline düşürülmesi konusunda siyasi iktidarlan suçlayarak, "Siyasi kadrolar acil paraya ihtiyacı olan KİT'- lere ben seçime gideceğün, fl>- yatını dondur. Para için bana gelme, git nereden bulursan al deyip, bankalann kucağına it- mişler"şeklinde konuştu. Kamu kesiminin iç borçlan- masını programa bağlayaca- ğıru kaydeden Tansu Çiller, faizleri aşağıya çekebilmek için bankalara yüksek faizli borcu olan KİT'lere "Borçla- rını satma" olanağı tanıyacak- lannı söyledj. Çiller. "KİT'- lerin bankalara olan borçlannı kapatma şartıyla Hazine ga- rantili bono çıkararak daha düşük faizli başka kaynaklar buunasını sağlayacağız. Bu rür borç ve alacak satma işlemini diğer kururmara da yayguüaş- tırmak istiyoruz. Böylece ban- kalara rekabet sağlayacak diğer finans kunnnlannı devre- _ve sokarak kredi maliyetlerini düşüreceğiz" dedi. Çiller İnter-K-IT olarak adlandır dıklan borç satma uygulama- sının 2-3 ay içinde uygulama- ya sokulacağını beürtti. "Kamunun taköğı 17 tril- yonluk borcu da temizliyonız" şeklinde konuşan Tansu Çil- ler, aralıkta 1 trilyon, bu ay da 3 trilyon ödendiğini söyledi ve başta çiftçi ile müteahhitler ol- mak üzere kamunun çeşitli kesimlere borcunu ödemesiyle üretimin de önünün açılacağı- nı ifade etti. Kamu kuruluşlannın bir- birlerine olan borçlan yüzün- den de zor duruma düştüğünü anlatan Tansu Çiller.Bağ- Kur, SSK, belediyeler gibi ku- ruluşlann birbirlerine haciz koydurduklannı anlattı. Çil- ler, kamu kuruluşlannın bir- birlerine olan 49.5 trilyonluk borcunun bir kerelik karşılıkiı silinmesinin Bakanlar Ku- rulu'nun perşembe günkü toplantısında kararlaştınlaca- ğını bildirdi. AT ile damping kavgasıPakistan'ın pamuk ipliğine uyguladığı "anti damping" kararı ile "davacı" olan Türkiye, Avrupa Topluluğu'nun anti damping yasaları karşısında ise "davalı" durumunda. AT'nin, Türk pamuk ipliği hakkında açtığı "damping soruşturması" sonuçlanma aşamasmda. tDRİSADtL Avrupa Topluluğu'nun yaklaşık 2 yıl önce Türk pamuk ipliği için açtığı "dam- ping soruşturması" sonuçlanma aşama- sında. Savunmalannı hazırlayan iplikçi- ler, bugün AT yetkilileri ile masaya oturacaklar. Türkiye Tekstil ve Ham- maddeleri İhracatçilan Birliği Başkanı Ertekin Ashapoğlu, "Topluiuğun koruma- cı bir politika izlediğini" belirterek "Şim- di de maliyet hesabı yaparak ekonomileri- ni konunaya çalışıyorlar" dedi. Dünya tekstil pazanmn önde gelen ül- kelerinden biri olan Türkiye'nin dış tica- rette karşılaştığı en önemli sorunlardan biri "damping" konusu. Pakistan'dan it- hal edilen pamuk ipliğine "anti damping" uygulayan Türkiye, bu ülke karşısında "davacı" durumda. Türk hükümeti, iç pazan bozduklan gerekçesiyle ilgili Pa- kistanlı fırmalar hakkında soruşturma açtı. Bazı Uzakdoğu ve Doğu Avrupa ül- keleri ile Mısır'dan ithal edilen pamuk ıpliğinin de "dampingli" olduğu belirtili- yor. Türkiye'nin bu ülkelerin ihracatçı firmalan hakkında da soruşturma açma- sı bekleniyor. Avrupa Topluluğu'nun aynı gerekçe- lerle Türk ipliği için açtığı "damping so- ruşturması" ise tekstil ticaretinde karşıla- şılan "damping" sorununun öteki yönü- nü oluştunıyor. AT, 1990'ın şubat ayında başlattıgı incelemeyi 1991'ineylül ayında tamamlayarak Türkiye'den ithal edilen pamuk ipliğine ortalama yüzde 16.5 geçici vergi koydu. Geçici vergi uy- gulamasından sonra başlayan "dam- ping" soruşturması da sonuçlanma aşa- masına geldi. AT makamlan ile süren damping kav- gasında Türk fırmalannı Clifford Change adlı Belçika'da kurulu bir avukatlık fir- ması savunuyor. 22 ocakta Brüksel'de yapılacak görüşmeler öncesinde Cumhu- riyet'in sorulanm yamtlayan Türkiye Tekstil ve Hammaddeleri Ihracatçılan Birliği Başkanı Ertekin Ashapoğlu, AT'- yi "kommacı politikalar uygulanukJa" suçladı. AT'nin "damping" sorulanna yanıt ve- ren Türk firmalanna yüzde 4.9 ile 12.1 arasında değişen oranlarda, soruşturma isteğine olumsuz yanıt veren firmalara ise yüzde 16.5 oranında geçici vergi uygula- dığını haürlatan Ertekin Ashapoğlu, "AT'nin amacı kendi sanayisini korumak- tır. Türk finnalannın ihraç ettiği flrünler- de damping yaptıgı görûşüııe katümıyo- nım. Eğer dampingli ürün ihraç etseydik ipiik kotasını doldunırdıık. 1991 kotasımn ydzde 50'sini ucak kollanabUdik" dedi. Pamuk ipliğinde AT pazan için 97 bin tonluk ihracat kotası bulunan Türkiye, 1991 yılında bu kotanın yaklaşık 50 bin tonunu kullanabıldı. Turizme Bakış '92 toplantısına katılmayan Çiller eleştirildi Tıırizme master DİanıEkonomi servis- - Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, ba- kanlık yetkilileri ve turizm sektörünün önde gelen temsil- cilerinin katıldığı "Tarizme Bakış 1992" toplantısına "mazeretsiz" olarak katılma- dığı gerekçesiyle ekonomiden sorumlu £>evlet Bakanı Tansu Çiller, İTO Başkam Atalay Şahinoğlu tarafından "sivri" bir dille eleştirildi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile Turizmi Geliştirme ve Eğitim Vakfı'nın (TU- GEV) ortaklaşa düzenledikle- ri "Turizme Bakış 1992" toplantısı dün tstanbul'da Swissotel'de yapıldı. Turizm Bakanı Ateş, toplantının açılı- şmda yaptığı konuşmada, sektörün bugüne kadar kendi- h'ğinden bir gelişme gösterdi- gini belirterek. 1992 yılından başlayarak bir master planı hazırladıklannı bildirdi. Tu- rizm potansiyelini iyi kullanıl- ması halinde, Türkiye'nin, uluslararası planda güçlene- ceğine işaret eden Ateş, Tansu Çiller tarafından açıklanan ekonomik istikrar paketinde yeralan turizme ilişkin karar- îan anlattı. Ateş, ekonomik istikrar paketinden "teşvikler paketi" diye söz etti. Ates. Yerli üreticüer, Ikarus'a ateşpüskürüyor Otobüs kavgası büyüyorEkonomi Servisi- İstan- bul, Ankara,İzmir ve Bursa Büyükşehir belediyeleri tara- fından ucuz olduklan için Macaristandan da ithal edi- len ve Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca hakkında anti-damping soruşturması açılan Ikarus marka otobüs alımlannın sürdürülmesi yerli üreticiler tarafından tepkiyle karşılanıyor. Yerli üreticiler adına yazılı bir açıklama yapan MAN Kamyon ve Otobüs Sanayi Ge- nel Müdürü Tunç Koman 8 büyükşehir belediyesinin 1995'e kadar 5000 otobüs alı- mı yapacaklannı deklare etti- ğini bildirerek "Bn otobûsler Doğn Avnıpa ülkeleri tarafın- Ikanıs dan dampingli fiyatlarla satıl- maktadır. Bu rür alımlarda devlet otobüs başına yaklaşık 200 milyon lira vergi kaybına uğramaktadır. Yine ithalat yü- zünden üretim kaybına uğra- MAN yan yerli sanayi işçi çıkarmak zorunda kalmaktadır. Bu ne- denle Hazine tarafından başla- tılan damping soruşturması sonuçiandırılmalı ve müeyyi- deler uygulanmalıdır" dedi aeş, Türkiye'nin hatın sa- yıbr bir yatak kapasitesine ulaştığını, ancak bunun tüm turizm potansiyelinin yüzde 3'ünü oluşturduğunu belirte- rek, şöyle dedi: "Bunun için pakette yer aldı- ğı gibi, turizm sektörü destek- lenecek, teşvik edilecek. Sektörün önemini ve sorunla- nnı çiftçiye, köylüye, esnafa, hatta TBMM'de nülletvekille- rine anlatmak lazun. Ben anla- tayım, siz anlatın. Ancak dözenli bir koro gibi hareket edelim." Oturumu yönetin İTO Baş- kanı Şahinoğlu, Ateş'in konuşmasından sonra "bir açıklama yapma gereğini duy- dugunu" belirterek, şunlan söyledi: "Saym Turizm Bakanı ko- nuya kısa sürede Binmış. Tu- rizm denizinde yüzmeye başlamış bile. Kendisine tam puan, yani 10 veriyonız. Eko- nomiden sorumlu Devlet Bakanı Saym Tansu Çiller de toplantıya gelecekti. Ancak, dün akşam mazeret bile bildir- meden gelemeyeceğini söyledi. Biz bunu acımasız ve sert bir dille eleştiririz. Bakanlık yet- kilileri, söylediklerimi, kendi- sine benimki kadar kaba olmayan bir dille iletsinler. Pa- keti tartışıldığı için gelmedi berhalde." TUKETÎCİ GOZUYLE MERAL TAMER Böcekli mercimek, küflü peynir Kurtlanan mercimeği, böceklenen pirinci, küflenen peyniri ne yapıyorsunuz? istanbuüdan yazan okurumuz Jale Mildan- oğlu, "Ben kurtlanan ya da böceklenen bakliyatın yenmemesi, bir tarafı küflenen portakal ve domatesin atılması gerektiği- ni düşünüyorum. Ancak bazı arkadaşlarla konuştuğumda farklı davrandıklannı öğ- rendim," diyor ve arkadaşlarının böcek ve kurtlardan zarar gelmeyeceği kanısında ol- duklarını ve bakliyattaki kurtlan ayıkladıktan ve böceklenen pirinçteki topakları çöpe attık- tan sonra geri kalanı kullandıklarını anlatıyor. Mildanoğlu mektubunu şöyle sürdürüyor: "Bazen bütün bakliyat çeşitlerinde kar- şılaşılan hareketli siyah böceklerin kaynar suyla temizlenebileceğini söylüyorlar. Ba- na mantıklı gelmiyor. İçinde yumurtaları olabilir diye düşünüyorum. Geçenlerde bakkaldan aldığım ki- losu 5750 liralık pirin- cin içinde 3-4 tane hareketli siyah bö- ceklerden buldum. Hemen bakkala gö- türdüm, geri aldı ama suratı da asıldı. 'Ne varmış sanki... Yıka gitsin' dedi. Şimdi yaygın kanı bu... Yıka, ayıkla kul- lan. Üretici-köylü bile böyle davranıyormuş. Öyle söylüyorlar. Siz- den bu konuya açık- lık getirmenizi istiyc- rum. Ben mi müsriflik yapıyor ve kucak do- lusu para verdiğim bakliyatı içinden bö- cek çıkınca atıyo- rum?" Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Oiyetetik Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Ayşe Bay- sal bu konunun uzmanı. Prof. Baysal'ın gö- rüşû de sizinkine değil, arkadaşlarınızınkine yakın... "Eğer bakliyattan ya da pirinçten böcek çıkarsa, bunu ayırıp gerisini pişir- mek mümkün. Sağlık açısından bir zararı yok. Çünkü bunlarzaten uzun süre kayna- dıktan sonra pişiyorlar" diyor. Ancak Prof. Baysal hemen ardından tüke- ticinin mümkün mertebe böcekli mal almama- sını istiyor ve kendisinin kapalı naylon amba- lajlı bakliyat yerine güvendiği yerlerden açık; ta çuvalda satılan bakliyat ve pirinç satın al- dığını ve bunları eve geldikten hemen sonra çöplerinden taşlarından ayırıp bez torbalarda sakladığını belirtiyor. Bakliyat ve pirinçteki bö- ceklenmenin evdeki bekleme süresince arta- bileceğine de işaret eden Prof. Baysal, 'A "Bu ürünler naylon torbalarda alınsa bile eve geldikten hemen sonra temizlenip, bez torbalarda ve nemli olmayan yerlerde sak- lanmalı," diyor. Prof. Baysal bakliyattan çıkan böcekler ko- nusunda ise aynen şöyle konuşuyor: "Satın aldığımız mercimekten 2-3 tane böcek çık- tı. Şimdi biz bunları dökelim mi? Biz zaten bakliyatı ıslatıyoruz. Böcekli olanlar da içl boşaldığı için ıslatma suyunun üzerine çı- kıyor. Bence orrian atmak yeterli. Böcek da- ha fazlaysa bir taşım kaynatır, suyun üze- rine çıkanları atıp yine yiyebiliriz. Ama bu kez ilk kaynatma suyuyla birlikte besin de- ğerinin bir bölümünü kaybeder. Çünkü biz kaynatma sulannın atılmamasını salık ve- riypruz." Özetle Prof. Baysal'a göre kurtlar ve böcek- lerin mide bulandırmaktan öte çok büyük za- rarları yok. Çünkü ye- mekler kaynatılarak pi- şiriliyor. Ama yine Prof. Baysal'a göre gerek üreticinin gerek satıcı- nın gerekse tüketici- nin, bakliyatın böcek- lenmemesi için onlem almaları gerek. Bu tür ürünlerin mutlaka nemli olmayan ortam- larda saklanmaları gerek. Küflenmiş domates ve portakala gelince... Burada iş değişiyor. Taze sebze ve meyve- ler, içerdikleri vitamin- ler nedeniyle beslen- memiz açısından önemli. Bu nedenle de taze olmaları gerek. Oysa patlamış bir do- mates, delinmiş ya da çürümüş bir portakal delindiği andan itibaren vitamin degerini yiti- riyor. Daha ucuz olsun diye çürük-çarık mey- veyi alıp, bozulmuş bölümlerini attıktan son- ra geri kalanını yemekle hiç meyve yememek arasında fark yok. Çünkü zaten o meyvenin vitamin değeri falan artık yok. Küflenmiş peynirlere gelince... Prof. Bay- sal küflenmiş besinlerin kesinlikte yenmemesi gerektiğini ısrarla vurguluyor. "Küf bir mik- roptur, mikroplann bir kısmı zehir üretir, bir kısmı üretmez. Peynir teknolojisinde zehlr üretmeyen küfü alıp peynir yapabilirsiniz. Ama sizin evinizdeki peynir küflenmişse sakın bunu doğal antibiyotiktir falan deyip yemeye kalkmayın" diyor. Prof. Baysal, küf- lü yiyeceklerin insanlarda karaciğer kanseri- ne yol açabildiği konusunda da uyarıda bu- lunuyor. T Ü K E T İ C İ N İ N S E S İ Tüpler ıtiye Eskiden beri Aygaz'ın 12 ki- loluk tüpünü kullanınm. 40-50 gün dayanan tüpler şu sıralar 16-18 günde bitiyor. Oysa biz gene eskisi gibi evde 2 kişiyiz. Şimdilerde özellikle dikkat ederek daha az kullanmama rağmen bir ayda tam 3 tüp al- mak zorunda kaldım. Gerek satanlara, gerekse Mecidiye- köy'deki bayisine durumu an- lattım. "Tüpleri biz doldur- muyoruz ki" türünden ters cevaplar verdiler. Komşu ve ta- nıdıklara durumu açınca, on- lar da son dönemde evlerin- deki tüplerin çok kısa zaman- manın uyarılmasını istiyonjm. da bittiğinden yakındılar. Fir- Haflze Soykan-İstanbul /\rkadaşımız Nuray Köroğlu, Aygaz firmasmdan Cem Çakıroğlu ile görüştü. Tüplerin "eksik doktnf nedeniyle az dayanması gibi bir durumun söz konu- su olamayacağını betirten Çakıroğlu, "Bu do/um- lar e/ değmeden yapıhyot. Sistem çok tossM. * - razi tûp tam olarak dolmadan atmıyor" dedi. An- cak çeşitli ülketerden ithal edilen gazlarda kaüte far- kı bulımduğuna dikkati çeken Çakıroğlu, "KuvyT- tefigetengazUbya'Öang*tend*ntarklıolatomyor. Isrtmagûçlerifarkk olduğu kplndelönUçabuk mt- ma sağlıyor, kimiyse çok yeç ıvtp geç plşMyor. Tabii bu konu devfeüe Ikjlll.fatalatınhangl ûHm- den yapılacağına biz karar nrmiyoruz," dedi. De- mek ki tüplerin içindeki gazın kalitesine göre gerçek- ten bir vehmlilik sorunu var. Bunun çözümü için «#t adım neden kamunun uyanlması olmastn? Müşteriye hırsız mualemesi 7 aralık cumartesi günü Ka- ramürsel Kızılay mağazasın- dan annem, babam ve ablam toplam 15 milyon liralık aiışve- riş yapıyorlar. Alışverişi bitirip de kapıya yöneldiklerinde, ka- pıdaki alarm cihazı sinyal ver- meye başlıyor. Cumartesi gü- nünün tahmin edebileceğiniz kalabalığında, olayı iziemek için bekleyen gözler önünde, güvenlik görevlisi paketleri tek tek açıyor ve kutu içindeki ka- zağın alarm cihazını bulup çı- kartryor. Hırsız muamelesi gö- ren ailemden güvenlik görev- lisi dışında özür dileyen olmu- yor. Cihazı çıkartmakla gorevli kasiyer ise annemin tüm uya- nlanna boş bakıstaha yanıt ve- riyor. Olayia ilgili olarak görüş- tüğümüz mağaza müdürü Mustata Kut, sorumlulann ce- zalandırılacağını söylüyor, ama "Bu tür olaytarda Kara- müraai yönetiminin mOşteri- d*n «nırtda •nonşta özür aHtmtıi" yönündeki önerimi- zi dikkate almıyor. "Sad«c« çok öo«mll tonularda anons yapabMeceklerini" söyleyen yetkili için 25 yıllık müşterile- rine hırsız gözüyie bakılması- nın sanınm hiçbir önemi yok, "Olmussa olmuş ne yapahm" mantığı Batılı ülke- lerde "MşMik z»detem«kton" dolayı mahkemeye kadar gi- der. Bu durumda Karamürsel mağazalarından alışveriş ya- pan biz tüketicilere paketleme sırasında gözümüzü dört açıp personeli mutlaka kontrol et- mek düşüyor. P.G. Ankare • eni Karamürsel MağazalannınsahiplerindenFet- hi Ağralı ile arkadaşlanmız görüştü. Ağralı, dünya- nın her yerinde böyle aksaklıkların olabileceğini, an- cak mağaza müdürünün özür dilemesi gerektiğini söyledi. Ağralı, Ankara'daki mağazalarının 11 katlı ol- duğuna işaret ederek "müşterimizin istediği şekil- de bir anons mümkün'olabilir mi bilemiyorum" dedi. Okurumuzun adresini aldı. Hem bizzat kendi- sinin hem de mağaza müdürünün özür dileyeceğini bildirdi. URETICIYE TEŞEKKUR Etrmnjesti Ağn'da bulamadığım bir cins Eti büsküvisinden koli Ödemeli olarak gönderil- mesi ve daha dikkatli bir dağıtım planı izlenmesi ko- nusundaki ricam üzerine, söz konusu şirket 2 koli ürününü adresime ücretsiz gönderdi ve dağıtım konu- suyla da ilgiieneceklerini belirtip mektup yazdılar. Duyarlı davranışından dola- yı Eti'ye teşekkür. R«c«p özdemir - Ağn Samet üzmedi Samet Mutfak Eşyala- rı'ndan üç yıl önce aldığım Fanset'in arızalanması üzerine şirketi arayıp kulla- namadığımı belirttim. Şir- ket yetkilileri hemen gelip eskisini alarak bana yenisi- ni verdiler. Gülçin Uyan - İstanbul WTERT0Y ScVIMIHUI INTEFTrOY tarafından dı- şalımı yapılıp iç piyasaya dağrtılan Nirua Kapiumba- ğaton serisinden 4 oyun- cak aidım. 200 bin lira Öde- dim. Üretim hatası nede- niyte oyuncaklardan bırinin ayağı tam yerine oturmu- yor, ayakta durdurmaya ça- lıştığımızda ise yuvasından fırlıyordu. Balıkesir'de oyuncağı aldığımız Aslı Oyuncak mağazasına gi- derek değiştirilmesini iste- dim. incetediler, hatalı oidu- ğunu kabul ettiler, ama "Geri alırsak Mz zarar ederiz" diyerek değiştir- mediler Çocuğumu sevin- direyim derken büsbütün hüzünlendirmiştik. Bunun üzerine çareyi üretici firma- ya yazmakta buldum. Ko- nuyla yakından ilgilenen INTERTOY, oyuncağı gört- dermeme bile gerek kalma- dan bize, bozuk olan Raks- tedi'nin sağlamını gön- derdi. Bu vesileyie INTER- TOY'a teşekkür ederken, Aslı Oyuncak Galerisi'ne de bu tavrın örnek olması- nı diliyorum. Şaklr Genç - Balıkesir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle