29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 SANAT SOYLEŞISI Erkmen'le söyleşi H Kültîir Servisi — Atatürk Kitaplığı'nda düzenlenen s a n a t söyleşilerinin bugûnktl konuğu Bulent Erkmen. S«yleşi öncesi Erkmen'im Stuttgart'ta düzenlenen 7. Tipografı Forumu için hazırladığı, "Tipografınin Resmi, Rjesmin Tipografısi Üzerine Serbest Bir Deneme" adlı raöltivizyon gösterisi yapılacak. Gösteri 22 dakika sürecek. Multivizyon uygulamasını Cüneyt Birol gerçekleştirdi, müzikleri Serdar Ateşer hazırladı. ivMultivizyon gösteriminde tek bir Ahmet Haşim metni üzerine Enis Batur tarafmdan yazılan 25 kelimelik tek btr metnin çeşitlemeleri ve ilişkileri vurgulanıyor. G österinin ardmdan dialı bir söyleşi gerçekleştirilecek. Toplantının başlama saati 16.00. RESÎM ~ Eıtunç ABD'de • Kiiltiir Senisi — Halen çalışmalarını Amerika'nın Los Angeles şehrinde sürdurmekte olan Hüseyin Ertunç, "South Bay Contemporary Art Museum" ile "L.A. Artcore" un ortak düzenleyecekleri "Energy of Contrasts - Karşıtlığın Enerjısi" adlı karma sergi için davet aldı. Mayıs ayında açılacak sergi, birer ay süreyle Müze ve L.A. Artcore galerilerinde açık kalacak. Resim yanında miizik çalışmalarını da sürdüren Ertunç, geçen hafta sonu Los Angeles'taki "Jce House Annex" caz kulübünde bir konser verdi. Sanatçının daha önce birlikte iki plak doldurmuş olduğu Chicagolu müzisyenlerden oluşan grubunun seçkin bir dinleyici kitlesine verdiği konser ilgiyle izlendi. Gurubun bundan sonraki konseri, 28 Ocak 1992 gecesi Los Angeles'ın en ünlü caz kuluplerinden biri olan "Vine Street Bar and Grill" de yer alacak. KAMPANYA Nâzım'a umut gemileri • ANKARA (AA) — Ünlü ozan Nâzım Hikmet'in 90. yaşgünü kutlamalan çerçevesinde Türk vatandaşlığına kabulü ve mezarının Türkiye'ye nakledilmesi için ilginç bir kâğıt gemi kampanyası başladı. Kültür Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre Milliyet Sanat dergisinin 15 ocaktaki son sayısında yer alan Sunay Akın'ın bir yazısı ile başlayan kampanyada, her türlü kâğıttan yapılan "Umut Gemileri" Kültür Bakanlığı'na yollanıyor. Sunay Akın, ünlü ozanın tum dostlarına seslendiği yazısında herkesi "Nâzım'ı mavi limana çıkarmakla görevli bir kaptan" olarak tanımlamış ve her türlü kâğıttan yapılmış gemileri adı ve adresini yazarak Nâzım Hikmet'in Türk vatandaşlığına dönüşünü sağlamak üzere çalışmalar yapması için Kültür Bakanlığı'na yollanmasını istemişti. Yazının yayınından sonra, çok sayıda mektubun Kültür Bakanlığı'na gelmeye başladığı öğrenildi. SERGİ Zeki Kıral'ın resimleri • Kiiltiir Servisi — Zeki Kıral'ın resim sergisi 7 şubat gününe dek Destek Reasürans Sanat Galerisi'nde sürüyor. 1927 doğumlu sanatçı 1946'da Güzel Sanatlar Akademisi Çallı Atölyesi'nde öğrenime başladı. Cemal Tollu, Feyhaman Duran ve Ali Çelebi ile çalıştı. 1954-1956 yılları arasihda hat sanatından yararlanarak soyut çalışmalar yaptı. 1961'de Paris Art Modern Müzesi'nde açılan Çağdaş Dünya Sanatçıları sergisinde İstanbul görünümü veren çalışmalar sergiledi. 1978-1992 yılları arasında 18 kişisel sergi açtı. KİTAP 'Azerbaycan kitap bekliyor • İZMİR (AA) — İzmir Azerbaycan Dostluk-Kültür ve Sanat Derneği "Azerbaycan'a kitap bağışı kampanyası" başlattı. Dernek Başkan» Namık Kemal Babaeker, bugün düzenlediği basın toplantısında, kampanyanın 21 mart tarihıne kadar süreceğini belirterek "Azerbaycan halkı, Türk halkından kitap bekliyor" dedi. Azerbaycan'ın Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş kararı aldığını hatırlatan Babaeker, şunları söyledi: "Izmir'de başlattığımız bu kampanyadan sağlanacak kitaplar, Azerbaycan halkının Latin alfabesine geçişine büyük katkı sağlayacak. Toplanan kitaplar, 21 martta Izmir'e gelecek olan Azerbaycan Kültür Bakanı Polat Bülbuloğlu'na teslim edilecek. Namık Kemal Babaeker, bağışlanacak kitapların, derneğin "895 Sok. No: 11-Konak" adresine teslim edilebileceğini duyurdu. Gerger'den iki kitap • ANKARA (ANKA) — Gazeteci-yazar Adnan Gerger'in "Seni Anlatabilmek Eskişehir" ve "Dağlann Ardı Kimin Yurdu" adlı iki kitabı yayımlandı. Gazeteci Gerjsr'in "Seni Anlatabilmek Eskişehir" adlı kitabında Eskisehir Özel Tip Cezaevi'nin yapısı, burada sürdürülen açlıkgrevleri, cezaevine kamuoyunun tepkisi ve kapaılmasının öyküsü anlatılıyor. Gerger'in "Dağların Ardı Kimin Yurdu" adlı kitabı ise "Kürtlerde toplum gerçtğinin yaşamsal temeli" üzerine bir deneme nitelğinde. Kitapta, Kürtlerin aşiret düzeni, dilleri, bölgsel nüfus hareketleri, gelenek ve töreleri, dini yapıarı hakkında ayrıntılı araştırmalar yer alıyor. İki kitah da Başak yayınları tarafmdan basılan Adnan Gergr'in daha önce de "Firar Öyküleri" adlı kitabı yayınlanmıştı. Fozıtıf Vibrations Çağdaş Müzik Etkinlikleri 6. VVORLD SAXOPHONE OUARTET CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU A OCAK 1992 CUMA, 19:00 VE 21:15 Eetler Cemal Reşıt Rev 148 53 92, Vakkorama Taksım İS1 28 88, \.<korama Suadıye 350 87 42 Fıyatlar 40 000 TL, ogrencı 20 000 TL t l e r numaralıdır Organızasyon POZITİF 144 33 94 PHILIPS AUDIO Vahşi Batı'nın evinden uzpk kovboyu, içinde çıkılmaz sorunları anında çözer Hey Red, şu işi hallet!^ ^ ^ ^ . _ _ _ _ ^ ^ M M.«^*_j . . , - __^^*. , ^ . . »...• _ . . . . . • . ^ ^ ^ ^ " ^ ^ L M * .r ı •>?*%. CJ, . j . 4 W I A * - ^ ^ K — _ * •> _ Günlerden bir gün Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaJ, gazetelere bir Red kit sever olduğunu açıklar. Diğer Red Kit severler 'Acaba Cumhurbaşkanı ile aynı keyifleri mi paylaşıyorum' diye sorarlar kendi kendilerine. Red Kit sıradan bir kahraman değil, Amerikan tarihinin perde arkasındaki mimandır. Kısacası Red Kit 'tarih yapan adam'dır. Hiçbir macerasında kaybetme şansı olmayan Red Kit, bu özelliğiyle her devlet adamınm gıpta edeceği bir kahramandır. CAN KÜLAHLIOĞLU ~ Ders kitaplarının arasına ilk sızanlar, Texas ve Tom Miks olmuştur çoğuniukla, ama yaşlan 30 ile 40 arasında olan- lar, ilk gençlik dönemine gi- rerken, yenilmez kahramanla- nn tatsız, mizahtan yoksun ve fıziki gücü kutsayan dünyala- nndan sıynlıp, mutlaka Red Kit'le tanışırlar. Red Kit bambaşkadır. Oysa o da Amerikalıdır, çok güçlüdür, kıtamn en hızlı silah çeken adamıdır, akıllı us- ludur, zekidir, haksıziığa uğ- rayanın dostudur, kötüye aman vermez. Fakat tüm bu özellikleri bünyesinde topluyor olmanın akıldışılığı, onda, yüce amaç- lara adanmışlık, adalet işpor- tacılığı. kaçınılmaz hürriyet savaşçılığı gibi cansıkıcı özür- ler taşımaz. Red Kit prensip olarak ay- laktır. Uçsuz bucaksız bozkırlar- da, işsiz güçsüz dolanmayı, atı DüldüTle balık tutmayı, tem- bel siestalan sever. Bu keyifli meşguliyetler arasında ya ol- madık bir biçimde yerel bir takım olaylann içine itilir ya da bazı yüksek yöneticiler kendisıne yalvar yakar olur- lar içinden çıkılmaz hale j»e- len sorunlan çözmesi için. Red Kit'in çevresinde, diğer tatsız kahramanlar olduğu gi- bi ikincil kahramanlar, daha doğrusu, şamar oğlanlan da yoktur. Bu tip karakterlerin marazlı komikliklerine gerek- RED KİT — O prensip olarak bir ahlaktır. Uçsuz bucaksız bozkırlarda dolanmayı, atı Düldiil'le balık tutmayı, tembel siestalan sever. Bu keyifli meşgulivetler içinde, >a olmadık bir biçimde >erel birtakım ola>ların içine itilir ya da bazı yuksek düzevli vöneticiler, içinden çıkılmaz hale gelen so- runları çözmesi için kendisine yalvar yakar olur. sinim duymaz, onların yok- sunluklannı maceralarının lighrmotive'i yapmaz, Rin Tin Tin istisnası dışında. körü kö- rüne bağhlıklara, birbirine adanmışlıklara inanmaz. Kızılderililer dahil çevresin- de küçük büyük herkese say- gılı bir mesafede durur. Adam öldürmez, kişıliğınde bireysel teröre yer yoktur, çileden çık- madığı takdirde gövde göste- risinde bulunmaz. Red Kit, dönemin Vahşi Batısı'nda, uzaydan gelmiş iz- lenimi verir. Birtakım yete- nekleri gerçekten de olağanüs- tüdür. Havaya atılan kâğıt paraya ateş eder, yere bozuk paraîar dökülür, gölgesinden daha hızlı silah çeker ve belki de en şaşırtıcı olanı, kızılderili şefleri ile oturup konuşur ve onlan anlar. Alışkanlık haline getirenler için Red Kit, yaşamın en lez- zetli temcit pilavı özelliğini kazanır. Fakat günlerden bir gün, Cumhurbaşkanımız Tur- gut Özal, gazetelere bir Red Kit sever olduğunu açıklar. Yaz tatilinde hanl hanl Red Kit okumakta ve kahkahalar- la gülmektedir. Kimileri bunu bir hoşluk olarak karşılar. Bunlar Red Kit'i şöyle bir tanıyanlardır. Bazıları ise son derece sinirle- nirler ve eleştiri malzemesi olarak kullanırlar bu açıkla- mayı. "Elalemin eumhurbas- kanları neler neler okuyor, bir de bizimkine bakın..." Bunlar da Red Kit'i yeterince tanıma- yan kişılerdir. Gerçek ve sessiz kaygılar, gerçek Red Kit se- vcrlerde belirir. "Acaba cum- hurbaşkanı ile aynı keyifleri mi paylaşıyorum?" Kütüphanelerin üst rafla- nnda yığılı eski Red Kit ciltle- ri tekrar gözden geçirilir. Red Kil'in mizahıyla, Turgut Özal imajının mizahı karşılaştınhr. Acaba cumhurbaşkanı- mız Red Kit'in adalet anlayı- şından, mazlumun yanında yer almasmdan, çevresindeki herkese sevecen, hesapsız. ka- yırmasız ve saygılı yaklaşı- mından mı hoşlanmaktadır? Yoksa, soyguncuya, kaçakçı- ya, üçkâğıtçıya aman vermeme- sinden mi? Red Kit, ister istemez bir kahramandır. Fakat ister iste- mez kahramanlık, bizdeki yaygın kahramanlık kavra- mıyla pek örtüşmez. Bizde kahramanlar, misyonla doğar ve misyon için ölürler. Dolayı- sıyla bu tip bir kahramanlığın tasvibi söz konusu olamaz. Acaba Red Kit'in yerel ve merkezi siyasi otoritelere sık sık yardımcı olması mıdır ona sıcak bakılmasını sağlayaa? Ama Red Kit, düzen yanlısı olduğu oranda eleştireldir de. Bürokratlarla alay eder, yaşlı başlı senatörlere akıl verir, be- lediye başkanlanna. şeriflere . işlerini nasıl yapmalan gerek- tiğini gösterir. Yanlışa, evet efendim sepet efendim yakla- şımı göstermez. Azınlık hak- lan konusunda hassastır. Sonra Red Kit fılmlerine de gidilir. Çizgi filmler kitabın lezzetinden çok uzağa düşer, hareketin sürekliliği, kitaplar- da, tek tek karelerle vurgula- nan esprilerin şok etkisini dağıtmaktadır bu gibi filmler- de. Üstelik Red Kit'in, kitapta çok kontrollü çizilebilen, bil- dik yüzü ve dış görünümü çiz- gi filmde kaçınılmaz olarak deforme olur. Dublaj, kafa- nızdaki Red Kit sesine asla uymaz... Terence Hill'in yönetip rol aldığı ve geçenlerde Istanbul'- da gösterilen kanlı canlı Red Kit filmi de birçok açıdan, Red Kit atmosferinden çok, üçiincii sınıf western atmosfe- rine yakındır. Ancak önce Düldül'ü canlandıran at, oyunculuğuyla büyüleyecek- tir sizı. Rolünü bu kadar iyi anlayan ve bu denli başanyla sergileyen oyuncuya gerçek- ten az rastlanır. Daha sonra da Terence Hill'in, Red Kit'i birçok yönden anlayamaması ya da anlatamamasının yanı- sıra çok önemli özelliklerin- den birinin farkında olduğu çarpacaktır gözünüze. Filmde, Red Kit, tüy ve kat- rana bulanmak üzere olan bi- rini kurtarmak amacıyla, kat- ran fıçısına ateş eder, katran yere akar ve bir altyazı geçer, "Yolların asfaltlanması fikri ilk kez bu olayın ardmdan orta- ya çıktı." Yine başka bir sah- nede, dumanla haberleşen çok sayıda Kızılderili kabilesinin bu ilginç iletişim yöntemini iz- lemektedir Red ve altyazı "tlk faks makinesi bu yolla gelişti- rildi" der. Bu gibi örnekler bize Red Kit'in, bir devlet adamı açısın- dan çekiciliğini göstermekte- dir ashnda. Çünkü Red Kit, sıradan bir kahraman değil, "Amerikan Tarihi'nin perde arkasındaki mimandır." Kısacası, Red Kit, "tarih yapan" adamdır. Hiçbir macerasında, kay- betme şansı olmayan, üstelik, her davranışı ile bir tarih say- fasını kapatıp bir diğerini açan Red Kit, bu özellikleriyle her'tutkulu devlet adamının gıpta edeceği bir kahraman- dır."Cumhurbaşkanımızın. Red Kit severliği de bundan ötürü olsa gerek" diye düşü- nürsünüz bir Red Kit hastası olarak. 'Ustalarımıza ODans Ettiği ZaınanTanmmış İngiliz tiyatro sa- natçısı Vanessa Redgrave, 1969'da beyazperdede canlan- dırdığı, modern dansm Ame- rikalı yaratıcısı tsadora Dun- can'ı 22 yıl aradan sonra bu kez sahneye taşıdı. "O Dans Ettiği Zaman" adıyla sahnele- nen eser 1920lerde Paris'te pa- rasızlıktan yatak yerine yerde bir kilim parçasını paylaşan, ikisi de ölümsüzlüklerine inan- mış egoları hiçbir yere sığma- yan tsadora ve kocası, Rus şa- iri Sergey Yesenin'in dramatik çöküşleri. Yıl 1923 ve Isadoraî nın iki oğlu da garip bir kaza- da boğulmuş. Olüm ve ölüm- süzlük temalannı izlemek için Londra'mn tarunrmş "Globe Theatre"ında bilet bulmak so- run. Rus şairi sahnede îngi- lizce değil, Rusça konuşan Oleg Menshikov'un canlandır- ması da oyunun ilginç bir baş- ka boyutu. Ashnda gerçek Ye- senin de Ingilizce bilmezdi. Uçuk bir sanatçı olan îsado- ra'mn, sevgilisinin dil bilmez- liğine aldırmadığı sabit. Oyun- da da üzerinde durulan zaten, "sanatm uçuculuğu, devrimci niteliği, deneye açıküğı." Yese- nin, Rus devrimi öncesinde ül- kesinde tarunmış, Paris'te ise 'HayaV ücretsizizlenebüecek Karagöz nıeraklılarına büınmeyen, vatan hasreti çe- ken bir depresif. fsadora ise çı- ğır açıa, çağının önünde yürii- yen, bu nedenle çok yalnız ve çok alkolik. Isadora, modern dansm yaratıcısı olarak hiç unutulmamak istiyor, Yesenin de ölümünden sonra şiirsel de- hasmın tüm dünya tarafmdan anıa^ıidcağından emin. Ikisi de sınırlannı bilmeyecek kadar kendilerine ve birbirlerine âşık. O kadar ki sahnede Rusçayı Ingilizceye çeviren tercüman çoğu kez gereksiz. Oleg Mens- hikov'un sesindeki tınılar, "ne söylendiğini" anlatmaya yeterli. Kültür Servisi — Geçen yıl Berlin Film Festivali'nin fo- rum bölümünde Türkiye'yi temsil eden tek film "Hayal", bugün saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda ücretsiz olarak izlenebüecek. İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Kültür İşleri Daire Baş- kanlığı, Alman Kültür Mer- kezi ve filmin Türk ortak yapımcısı İstanbul Film Ajansı'nın ortak girişimi ile düzenlenen gösteride filmin yönetmeni Merlyn SolakJıan açıklamalarda bulunacak. "Hayal", Berlin'de yaşayan Türk yönetmen Merlyn So- lakhan ve Manfred Blank'ın yönettiği bir Türk-Alman or- tak yapımı. "Hayal" bir belgesel değil. Ama uzun metrajlı bir çalışma da değil. Bir tiyatro fîimi, bir durum komedisi, bir biyogra- fi, birmüzikal... Bir "tiyatro filmi" çünkü; gölge tiyatrosu günümüzde yok olmakta ve bu filmde hâlâ bu geleneği yaşatmakta ısrar eden son iki istanbul bölge ti- yatrosu sanatçısı, Karagöz oyunlanndan Kayık'ı oynu- yor. Bir "durum komedisi", çün- kü; Karagöz'ün ve Hacivat'ın evındekı yokluğa karşın kan- lan mücevher isteyip durmak- tadır. Eşlerine küsen hanımlar kendilerine mücevherler suna- cak "gerçek erkekler"le bu- luşmak için zavallı kocalar ise daha fazla para kazanabilmek üzere, Hacivat'ın eski kayığıy- la iki yaka arasında müşteri taşımaya, limana yollanırlar... Bir "belgesel", çünkü, bu filmde Metin, özlem, Çelebi karakterlerini, Karagöz ve Hacivat aracılığıyla Haliç ve Boğaz kıyılanndaki kayıkçı- lan, Beşiktaş kahvesinde çalı- şan ocakçılan, çay servisi yapanlan betimleyerek türlü küçük meslekleri yansıtmış. Bir "tarih belgeseli", çünkü, Türk kültürü ve gölge tiyatro- su uzmanı Alman bilim adam- lan Andresa Tietze ve Robert Anmegger'in anlattığı. iki kı- tanm birleştigi yerdeki büyük kent, İstanbul'un tarihi. Bir "müzikal film", çünkü, her Karagöz oyununda oldu- ğu gibi hayali Orhan Kurt ve arkadaşlan tarafmdan gele- neksel Türk sanat müziği şar- kılan seslendiriliyor. Filmde Karagöz oyunculan loncasındaki profesyonel or- ganizasyonu Onat Kutlar ve Cevat Çapan anlatıyor. Almanya'daki Joan Miro mtrospektifı izleyici akınına uğruyor Aynanın öteki yüztindekîTuristlerin gözbebeği Heidelberg'deki sergide, 1983'te yitirdiğimiz ünlü sanatçının desenleri ve baskılan bugüne kadar alışık olmadığımız bir Miro portresi çiziyor. Heidelberg'de karşılaştığımız Miro, yaşam gücünü doğadan alan, sıcakkanlı, Akdenizli bir Miro. Sergiyi terk ederken aklıma Akdeniz güneşi altında ölmeyi isteyen Tezer Özlü geliyor. NECMİ SÖNMEZ HEIDELBERG — Tüm Or- ta Avrupa'yı eıkisi altına alan kar, yağışlı hava ve olumsuz şartlar, turistlerin gözbebeği du- rumunda olan küçük Heidel- berg'e gaıip bir mutluluk getiri- yor. Karlar altındaki ağaçlarm binbir türlü yılbaşı süsleri Ûe be- zenmiş hali, bir kış masalının büyüsüne hazırlıyor insanı. Bu büyüyü güçlendiren, hatta esra- rengizleştiren bir "Miro retrospektifi" Heidelberg Sanat Derneği'nde izleyici akınına uğ- ruyor. Karlarla kaph bir bahçe- den geçip post-modern bir an- layışla yeniden düzenlenen ser- gi salonlanna doğru ilerlerken ancak Akdeniz'e özgü bir ışığın mıknatıslanmış gibi insanı ken- dine çektiğini algılıyoruz. "Miro retrospektifi", 1893-1983 arasında yaşamış olan ünlü sanatçının 145 adet grafik çalışmasına (desenler, litografi- ler, eskiz ve karalamalar) ve önemli dönemlere ait 5 adet yağ- lıboya ile şimdiye dek alışık ol- madığımız bir Miro portresi çi- ziyor. Klasik-modernin en önemli isimlerinden biri olan sanatçı, uzun süren yasamı boyunca, özellikle galericiler tarafmdan 'sağılmalık" olarak kullamlmış ve sayısı kesin olarak bugün bi- le bilinmeyen litografiler, gra- vürlerle sanatsal çizgisini yara- lamıştı. Heidelberg retrospektifinin en önemli özelliği, "seçme" bir anlayışla Miro'nun birer "içsel giince" olan desenlerine eğilme- si. Yaşamöyküsünden öğrendiği- mize göre bir desen tutkunu olan sanatçı, 1917'de Barcelona Akademisi'nde öğrencilik yap- maya başladığından itibaren sü- rekli olarak desen çizmiş ve bu eğilimi, görkemli bir çiftlik olan şimdiki Miro Vakffna sığınıp ölümü bekleyişine dek sürmüş- tür. Bugün Mallarco'daki Miro evi, sanatçının son kez bıraktı- ğı gibi duruyor. Vasiyeti üzeri- ne kunılan vakfın özel koleksi- yonundan ve Avrupa'daki diğer önemli müzelerden derlenen de- senler, sanatçının 1917-24 yılla- rı arasındaki "arayış dönemi", 1924-30 "sürrealist çizgUer", 1930-60 "abstraction-creaiton", 1960-80 "doğaçlama" evrelerine ait. Bir Katalan olan Miro.ilk kez 1919 yıunda Paris'e gitti ve Pi- casso'nun çevresine girdi. Kü- bizmle birh'kte Katalan primitiv sanatım birlikte yorumladığı er- ken dönem çalışmalannda, he- nüz daha virmi yaşında olan bir genç sanatçının, boyalar ve özel- likle de insanı bir öğleden son- ra Akdeniz sıcağına çeken renk- lerle kalbini konuşturduğunu, saf ve el değmedik bir doğallı- ğra varlığını görüyoruz. 1924-25 arasında Paris'te oluşturulan sürrealist akım, gü- zelliğin mutlak anlamıyla yıkı- hşına, el becerisinin bir zenaat olarak değerlendirilişine zemin açarken aynanın öteki yüzünü açıyordu izleyiciye. Miro ve ya- kın arkadaşı Endre Masson, Max Ernst'ın sonradan yayım- lanan güncesinde "absoluter surreaiismus" olarak değerlen- diriliyordu. Bu saptayım, sonra- dan figürlü resme dönse de Mi- ro için doğru çıkmıştır. Miro, çocukaynanın öteki yüzüne bakmayı cesaret etti. 1925'te Almanca ko- nuşan KJee ile Arp'ın resimleri- ni gördüğünde, bu cesaretinin ona pahalıya patlayacağını da hissetti. SojTitlamaya geçiş aşa- masında Miro'nun Klee'de gör- düğümüz temellendirilmiş pren- siplerden yoksun olduğunu gö- rüyoruz. 196O'lı yülardan sonra ulusla- rarası bir üne kavuşan sanatçı, seramikleri ve sıradışı heykel kompozisyonlanyla da dikkat çekti. Bugün Heidelberg retrospek- tifi'nde karşılaştığımız Miro, ya- şam gücünü doğanın kendisin- den alan, ama o doğa karşısın- da yine de savaşımı buakmayan sıcakkanlı, Akdenizli bir Miro. Sergiyi terk ederken aklıma, Akdeniz güneşi altında ölmeyi isteyen Tezer Ozlü geliyor. Bu renİderin Akdeniz'deki ölümlü- lükle çatısan özellikleri aptal bir yaşama sevincinin ötesine geçe- bildiği için özlü'ye hak verme- mek elde değil. • Kültür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası, 27 ocak pazartesi gününden itibaren her hafta pazartesi günleri "Ustalanmıza Saygı" adı altında bir dizi etkinlik başlaöyor. Saat 18.00'de başlayacak etkinlikler Türk edebiyatmı genç kuşaklara tanıtmayı amaçhyor. Etkirüikler kapsammda 27 ocak pazartesi günü Orhan Veli'yi konu alan bir toplantı duzenlenecek. Şubat ayı boyunca Memduh Şevket Esendal, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nurullah Ataç TYS toplantılannda ele alınacak. Şubat ayının son etkinliği ise Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal ve Dadaloğlu gibi halk şiirinin ustalarına aynldı. Mevlana Sergisi • Kültür Servisi — İTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel • Hizmetler Komitesi'nin geçen yıl başlattığı ITÜ/Sanatçı El Ele projesi kapsammda düzenlenen "Mevlana Yılı" sergisi 22 ocak-5 şubat tarihleri arasında İTÜ laşkışla'da açık kalacak. Mevlana konulu karma sergide resim, ebru, minyatür, tezhip, hat ve baskı dailarında örneklere yer verilecek. Mevlevi müziği eşliğinde açılacak olan sergi pazar günü dışında her gün 11.00-17.30 arası görülebilecek. Oğrencilerden I Kültür Senisi — ideaJ llkokulu ögrencilerine, yaz tatili başında verilen "Doğa" konulu yaz ödevleri arasmda yapılan yanşmada derece alan kompozisyonlar ile birlikte sergilenmeye layık bulunan ödevler, bugünden itibaren 24 ocağa dek Beşiktaş Belediyesi Sergi Salonu'nda sergileniyor. Akçıl'dan müzik kampanyası • Kültür Servisi — Keman sanatçısı Saim Akcıl ve Gençlik Oda Orkestrası, orta ve yüksek eğitim kurumlanndaki gençlere, çok sesli müziği tanıtma ve sevdirme amacıyla bir kültür kampanyası başlatıyor. Sanatçı ve orkestrası, bu kapsamdaki ilk konserlerini bugün saat 16.00'da Koç özel Lisesi'nde, 22 ocakta ise saat 13.30'da Saint Benoit Lisesi'nde verecekler. Caz ve New Orleans • Kültür Servisi — Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde yer verilen etkinlikler, 22 ocak çarşamba günü Tekin Aral'ın saat 17.30'da başlayacak mizah konulu söyleşisi ile sürüyor. Merkezde 23 ocak perşembe günü ise "Erol Pekcan'la Cazm Doğum Yeri New Orleans" konulu bir film gösterisi ve söyleşi yer alacak. Gösterinin başlama saati 17.30. Kız Kulesi'ne taın destek • Kültür Servisi — Üsküdar Belediyesi tarafmdan Kız Kulesi'nin turizme açıhnası faaliyetleri sürerken Kültür Bakanı Fikri Saglar da Üsküdar Belediye Baskanı Dr. Niyazi Yurtseven'e çalışmalar nedeniyle "Tam destek" sözü verdi. Üsküdar Belediye Başkanı Dr. Niyazi Yurtseven'i telefonla arayan Kültür Bakanı Fikri Saglar, "Kız Kulesi'nin turizme açılması ve kültür faaliyetlerine yer verilmesi amacıyla Üsküdar'da başka yerlerin de turistik ve kültürel tesisler yapılması için bakanlığın çalıjmalan var. En kısa zamanda Üsküdar'a gelerek bu konuda incelemelerde bulunacağım" dedi. Derimod'da resim sergisi • tSTANBUL (AA) — Derimod Kültür Merkezi'nde 11 sanatçının çalışmalannın yer aldığı resim sergisi açıldı. Sergide Zeki Faik Izer, özdemir Altan, Tomur Atagök, Nur Koçak, Tülin Onat, tsmet Ergün, Tanju Demirci, Haluk Gedik, Işık Tüzüner, Hakan Kamışoğlu ve Zehra özmeral'in, kâğıt üzerine akrilik, yağlıboya ve karakalem türü 52 çalışması yer alıyor. Sergi, 25 şubata kadar acık kalacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle