Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
fl OCAK 1992 KENTYAŞAM CUMHURİYET/7
GERIJBüyükşehir Belediyesifırınları takibe aldı Fırıncılar Odası Sözen'iyasalan çiğnemekle suçluyor
Ekmekte fiyat kavgası sertleşiyorfetanbo! Haber Servisi — İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi ile
Fınncüar Odası arasında bir sü-
redir devam eden 'ekmek
-ı k^rvgası' giderek sertleşiyor. Bü-
. • jrüksehir Belediyesi Zabıta Mü-
"£
diirlüğü ekipleri, hafta sonun-
": dLan bu yana sıklaştırdıklan de-
"î1
netimlerde Fınncılar Odası Baş-
~* kanı Mustafa Özaydın'ın oğlu-
'* n a ait fınnın da aralannda bu-
•*İ!unduğu 800'ü aşkın fırında
":
ruhsatsız, sağlık koşullarından
'' uzak ve eksik gramajh ekmek
^ üretildiğini saptadı. Fırının za-
5
' bıta ekiplerince süresiz kapatıl-
masına karar verilmesi üzerine
' tepki göstercn Mustafa özaydın,
* Nurettin Sözen'i "yasaten çiğne-
' mek ve zor kullanmakla" suçla-
• dı.
Son günleıde ekmek satış fi-
; yatlannın belirlenmesi konusun-
da Büyükşehir Belediyesi'yle Is-
f tanbul Fınncılar Odası arasında
'* süren tartışmalar, dün yeni bir
boyut kazandı. Daha önce ilçe
'• belediyelerince yürütülen dene-
Büyükşehir Belediyesi ile fırıncılar arasında
başlayan fiyat tartışması her gün biraz daha
büyüyor. Fırınları denetleme işini üzerine
alan Büyûkşehir Belediyesi, takibe aldığı
fırınları sürekli kontrol ediyor. Ruhsatsız,
sağlık koşullanndan uzak ve eksik gramajh
ekmek üretildiği belirlenen 800'ü aşkın fırın
kapatılıyor. İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı
Mustafa Özaydın'ın oğluna ait Özaydınlar
Ekmek Fırını da sağlık koşullanna
uyulmadığı ve eksik gramajh ekmek üretildiği
gerekçesiyle süresiz olarak kapatılan fırınlar
arasında bulunuyor.
Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa Özaydın,
oğluna ait fırında yapılan denetim sırasında
zabıta ekipleriyle tartıştı ve yapılan
uygulamanın kasıtlı olduğunu savundu.
Özaydın, Büyûkşehir Belediye Başkanı
Nurettin Sözen'i yasalan çiğnemek ve zor
kullanmakla suçladı. "Bunda kasıt var, ama
mücadelemizi ölene kadar sürdüreceğiz.
Haklı davamızdan bizi kimse alıkoyamaz"
dedi.
ekipleri, üç gün içinde 880 ek-
mek fınnından 149'unun ruh- Sağlık Müdürü Selçuk Günday
""* timlerin geçen cuma gününden satsız çalıştığını saptadı. 139 fı- ve Ruhsat Denetim Müdürü Ke-
"•' başlayarak İstanbul Büyûkşehir nnda ise eksik gramajh ekmek mal Bozboğa'nın başkanüğında
beledîyesi'ne devredilmesinden üretildiğini ve bir çoğunda sağ- yapılan denetimler sırasında çok
sonra fınnlann denetimlerini lık koşullanna uyulmadığıru or- sayıda fırına cezai işlem uygu-
sıkjastıran zabıta müdürlüğü taya çıkardı. lanmasına ve İstanbul Fınnalar
Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa Özaydın, denetimler sırasında zabıta görevlilerivle tartıştı.
Zabıta Müdürü Şinasi Yalçın, Odası Başkanı Mustafa özay- valet ile hamur teknelerinin ay- netünde hazır bulunarak zaman
dın'ın oğluna ait Okmeydam'n-
daki "Özaydınlar Ekmek Fın-
nı"nın süresiz kapatılmasına ka-
rar verildi. Ekiplerin ani baskı-
nı sonucu özaydınlar Ekmek Fı-
nnı'nda yaptığı kontrollerde tu-
m yerde bulunduğu, eksik gra-
majh ekmeklerin üretildiği ve
ekmeğe katkj maddelerinin ka-
tıldığı belirlendi.
Fırıncılar Odası Başkanı
Mustafa özaydın da yapılan de-
zaman zabıta ekipleriyle tartış-
maya girdi ve yapılan uygulama-
nın kasıtlı olduğunu savundu.
Zabıtanın oğluna ait fırını de-
netlemesine tepki gösteren
özaydın, İstanbul Büyûkşehir
Belediye Başkam Nurettin Sö-
zen'i "yasalan çiğnemek ve zor
kullanmakla" suçladı. Fınncüar
Başkaru Özaydın, "Belediye hiç-
bir yetkisi olmadığı halde fiyat
beiirlemesi yapıyor. Belediye, Fı-
nncüar Odası'nı yüdırmak için
denetimlerini sıklaştırdı. Bonda
kasıt var, ama mücadelemizi
ölene kadar sürdüreceğiz. Haklı
davamızdan bizi kimse alıko-
yamaz" şeklinde konuştu.
Süpürgeyle temizlenen
unlar
Denetimler sırasında Beyoğ-
lu'ndaki Günyeli Ekmek
Fırını'nda yere dökülen unların
işçiler tarafından süpürgeyle te-
mizlendiğini gören zabıta ekip-
leri, bunun halkın sağlığını hi-
çe saymak olduğunu belirterek
söz konusu fınnının kapatüaca-
ğını söylediler.
îstanbul Büyilkşehir Belediye-
si Zabıta Müdürü Şinasi Yalçın
ise "Bu işyeri eksiklikleri gide-
rilinceye kadar kapalı kalacak-
ür. Kimsenin halkın sağlığı ile
oynamasına izin vermeyeceğiz.
Denetimlerimiz bundan sonra
da sıklaşarak devam edecektir"
dedi.
SSTANBUEDA BUGUN
j. • Gazeteci Hıncal Uluç, Çavuşoğlu Koleji lise kısmı
^öğrencıleri ile saat 14.30-15.30'da tiyatro salonunda
söyleşı yapacak.
• İstanbul Ticaret Odası ile Turizmi Geliştirme ve
i Eğitim Vakfı'nın duzenlediği "Turizme Bakış 1992"
'. konulu toplantı, saat O9.3O'da Swissotel The
Bosphorus'ta.
• EF Eğrtim Ltdlnin tanıtım kokteyli saat 18.30'da The
- Marmara Oteli Roof Top'ta. '
BlR MEKTUP
Vapur tuvaletleri özen istiyor
• Vapur tuvaletlerinin şikâyet konusu olduğunu surekli^
duyup görüyoruz. Tüm bunlara karşın bir düzelme yok.
Yetkililerden bir de ben rica ediyorum: Lütfen biraz daha
özen. SELİN AKÇAY
\esari Asım Arsoytoprağa verildi
• İSTANBUL (AA) — Istanbul'daki evinde önceki gece
ölen ünlü Türk sanat müziği bestekârı Yesari Asım Arsoy
toprağa verildi. 92 yaşında ölen Arsoy'un cenazesi,
Erenköy Zihni Paşa Camisi'nde bugün kılınan ikindi
namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Arsoy'un cenaze törenine eşi Fanik Arsoy, sınema
sanatçısı olan yeğeni Göksel Arsoy, sinema sanatçısı
Kadir lnanır, ses sanatçılan Perihan Altındağ Sözeri,
Mustafa Sağyaşar, Hamiyet Yüceses, bestekâr Erol
Sayan, Selahattin lçli, MESAM Başkanı Yıldınm Gürses
ite İTC Devlet Konservatuvarı oğretim üyeleri ve
öğrencileri hazır bulundu.
SSK'ya yeni müdür
• tstanbul Haber Servisi — SSK istanbul Bolge
Müdürlüğü'ne Dr. Fevzi Sağıroğlu getirildi. U^un süredir
SSK İstanbul Bölge Müdurluğü görevini yürütmekte olan
Dr. Mucahit Akmanoğlu'nun dün faks emriyle
görevinden alındığı oğrenildi. Yerine Göğus Kalp ve
Damar Cerrahı Dr. Fevzi Sarıoğlu getirildi. Devir teslim
töreninin bugün saat 10.00'da gerçekleştilileceği bildirildi.
Elektrik kesintisi t
__
• İSTANBUL (AA) — Ambarlı-Yenibosna enerji iletim
hattındaki tel çekim çalışmaları nedeniyle Bakırköy
Güneşli'deki bazı yerlere bugün ve yarın 10 saat elektrik
verilemeyeceği bildirildi. TEK İstanbul Elektrik Dağıtım
Müessesesi'nden yapılan açıklamada, Güneşli Evren
Mahallesi'ndeki Adidas Ayakkabı Fabrikası civarındaki
bir kısım konutlara 08.00-18.00 arasında elektrik ,
verilemeyeceği kaydedildi.
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü, kertenkeleyifaaliyetlerinde maskot olarak kullanıyor
Kertenkele çevre kulübünde
FİGEN ATALAY
Boğaziçi Üniversitesi Çevre
Kulübü'nün Uk ideali, "çöpsüz
okul." Bu ideal, henüz gerçek-
leşmiş değil, ama kâğıt geri ka-
zanun sistemi ve okulu daha
"yeşfl" hale getirme projesi ba-
şanyla sürüyor.
1989 yılında kurulan Boğazi-
çi Üniversitesi Çevre Kulübü'-
nün danışman öğretim üyesi,
Prof. Dr. Kriton Curi. Sembo-
lü ise sevimli bir kertenkele fi-
|ürü. Klüp Başkanı Zeynep
Baydar, "Kertenkdenin hikaye-
si"ni şöyle anlattı:
"Bu figür, kararlüık, güç,
azim sembolüdür. Ama yine de
alçak gönüllüdür. Her çevreci,
"kendi kendisinin krah"dır.
Tek bir kişinin yaratabileceği
farkın bilincinde olduğundan,
Jims Morrison'nn 'I'm the li-
zard king, I can do anything'
(Ben kertenkele kralıyım, her
şeyi yapabilirim) sözlerinden
esioJenerek hiçbir zaman biçbir
şeye 'çok ütopik, imkânsız, zor'
dcmez ve kertenkelenin yaptığı
gibi 'duvara merdivensiz çıkabi-
lir.' Çünkü beceriklidir. Aynca
kertenkele de bir hayvandır,
ona 'çirkin' veya 'soğuk' demek
Dersimiz: Çevre KorumaBoğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü'nün
çevre korunmasına yönelik bazı önerileri
şunlar:
"• Ne yiyeceğinize buzdolabını açmadan
karar verin. Buzdolabının kapağını açık
tutmayın.
• tki kazak daha giyin, evinizi iyi yalıtın ve
kaloriferi kısın.
• Tûkenmez yerine doîmakalem, şarj
edilebilen pil kullanın.
• Sohıcanı sevin, yağmuru sevin, toprağı
sevin, bahçıvankkla uğraşın.
• Gazh içecek yerine su için, çikjet
çiğnemek yerine kuru üzüm yiyin. Kırmızı,
parlak, kocaman elmalara biraz şüpheyle
yakJaşm. Meyve ve sebzeleri meysiminde
yiyin. DoğaJmı, yerlisini, gösterişli ama
sağiığa zararlı olana tercih edin.
• Kâğıdın iki tarafını kullanın.
• Tabağınızda yemek bırakmaym.
• En iyisi yürüyüş, sonra bisiklet Kent
yasamında bualar zor. öyfeyse toplu
taşıma. Tren değilse otobüs. Şehirlerarası
yolda otobüs yerine hep tren. Hem daha
kcyifli, hem de çeı-reye daha az zararlı.
?
;
zce de Uikemizde çok fazla karayoiu, çok
az demkyolu hattı yok mu? Her fırsatta
düe getirin.
• Ahşverişe giderken yanınıza bez torba,
file, çanta aJın.
• Hiçbir zaman fıldişi, mercan, kürk,
timsah derisi sattn ahnaytn, alanları uyann.
Hayvanlara kötü davranılmasına izin vermeyin.
• Kapalı yerde sigara içmek kimsenin doğal
hakkı değildir. Rahatsızlık duyarsanız bunu
açıkça ifade etmekten çekinmeyin.
• Deterjan yerine granül sabun kullanın,
onu da ölçülü kuilanın. Çok köpürtmek
çok temiz yapmaz,
• Çöp kutusuna çöp atmadan önce iki kere
düşünün. Tekrar kullanılabilir mi? Geri-
kazanılabilir mi? Başka bir işe yarayabilir
mi? Alüminyum folyo kâğıdını bile yıkayıp
tekrar kullanabilirsiniz.
• Sifon rezervuanna bir-iki dolu şise veya
tugla koyun, daha az su harcansın!'
haksızlık, belki de bu yüzden,
gönlünü almak için biz onu
maskot olarak kullamyoruz."
Boğaziçi Üniversitesi Çevre
Kulübü'nün en önemli faaliye-
ti, geri kazanım. Çok kolayhk-
la geri kazanüması sağlanabilen,
çok da gelir getiren bir madde
olan kâğıt, ofislerden, binalar-
dan ve yurtlardan toplamyor.
Kulüp üyeleri, okuldaki camı ise
Güney Kampusu'na konulan
cam kumbaralanmn "randı-
mansız" bulunması nedeniyle
kaldınlması ytlzünden toplaya-
mıyor. Kulüp, okul kantinlerin-
de plastik yerine karton bardak-
ların kullanımım da başlatmış.
Kulüp Başkanı Baydar, etkin-
likleri ve amaçlan konusunda
şunları söyledi:
"Daha önce kantinlerde cam
şişede su satümazdı. Cam şişe-
de suyu getirttik. Bir çevreci en
doğal içecek olan suyun kıyme-
tini bilir, onu arar ama karşısı-
na plastik şişe çıkar. Arük böyle
degil. Biz ki bu şekilde camın
knllanımını teşvik ediyoruz, ca-
mın propagandasmı yapıyoruz,
hertaaJde bir çift cam kumbara-
mızı tekrar okulumuzda görme-
yi isteme hakkma da sahibiz. Ük
İdealimiz 'çöpsüz okul' olduğu
için metalleri de geri kazanmak
istedik. Ama uikemizde örnegin
meşnıbatiann metal kutulan ge-
ri kazanabüir metalkrden yapd-
mıyor. Sadece üstü alüminyum,
gerisi teneke. Kanşık metali de
hurdacı almıyor. MetaUerin geri
kazanılabUmesi için tek çare bel-
ki aydın, çevreci bir metal sana-
yicisinin, o okuldaki çevreci öf-
rencilerden metalleri toplaya-
caklan konusunda söz aldıktan
sonra okula tekh'f vermesi. Böy-
le biri varsa onunla işbiriiğine
hazmz. Biz çöplerin uzaklaştı-
nlmasında en sağlıklı ve çağdaş
yöntemin kaynatma ayırma ol-
duğunu düşünüyoruz. Yani kâ-
ğıt, cam ve metal ve pil gibi ze-
hirli atıklar ayn ayn yerterde bi-
riktirilsin, temiz ve düzgiin bir
şekilde sonra da geri kazanüma-
sı saglansın. Bu külfet degil,
medeni insan olmanın gereği."
"Gdecek çevrecilerin" diyen
Zeynep Baydar, okulda kendi-
liğinden yürtlyen, rayına otur-
muş bir kâğıt geri kazanım sis-
temi işlediğini, asıl desteğin, öğ-
rencilerin büinçli tüketerek kan-
tinlerin daha "yeşil" hale geti-
rilmesinin kolaylaştırmalan ol-
duğunu söyledi.
Kampusta ağaç
Çevre Kulübü, bütün kam-
puslarda ağaç dikiyor. Daha ön-
ce çam, sedir, ladin ve selvi di-
ken kulüp üyelerinin şimdiki
amaçlan, iklime daha uyumlu
kestane gibi yerel ağaçlara ağır-
hk vermek. Dünya Günü, Çev-
re Günü gibi özel "gün'Merde
müzik, sinema ve güzel sanatlar
kulüpleriyle birlikte kutlama
programlan, acıkhava konserle-
ri düzenleyen çevre korunması-
na yönelik bilgi veren broşürler
dağıtan çevre kulübü, okul için-
de yaptıkları toplantı ve sohbet-
lerin dışında fuarlara da katıla-
rak hem kulübün tamtımını ya-
pıyor hem gelir sağhyor hem de
çevre ile ilgili tartışma, bilgi alış-
verişinde bulunma fırsatı yara-
tıyor. Baydar, "Henüz gerçek-
leşmemiş okul dışı projeleri" ile
ilgili olarak da şu bilgileri ver-
di:
"Naylon torba yerine kâğıt
torba kullanüması. Çeşitli ma-
ğazalan (özeUikle giyim) naylon
torba yerine kâğıt torba kullan-
maya ikna etmek. Zaten kâğıt
torba kullananlara veya bizîm
baskımızla naylon yerine kâğı-
da gecenlere verilmek üzere vit-
rine yapıştırabilecekleri 'doğa
dostu' çıkartması bastınlması.
Kullanışlı ve estetik bez torba-
lar yapdıp, satüması."
"BirKültürMozayiğinde Türk Yahudileriyle 500 Yır'paneli
'^ahudiler, Osmanlıldan soyuüanamaz'Istanbol Haber Servisi —
"Beş yiiz yühk bir siirecin so-
••nda, başka cofrafyalardan
ysna, onca insana ve küçük se-
vince karşın hemen hemen tüm
Kçeoelderuu yitirmiş bir gezgin-
den gden bir ses. Kısık, biraz da
Ütrek bir ses. Yamtsız sorulara
doğru yol almamn, olacak ol-
manın tedirginliğiyle. Dikkatli,
çok dikkatli olmak gerekiyor
bana kalırsa. Aksi halde, Bo-
ğaz'ın sulan, bizleri hiç umma-
bir zamanda, hiç um-
mw bir biçimde yutabi-
Ama bnndan en az zarar gören
Yahudiler olmuştur. Her ne ka-
dar Osmanlı dönemine nazaran
cnmhuriyetin ilanından sonra
başta DP olmak uzere siyasi
partiler azınlık düşmanı bir po-
litika izlemişlerdir. Bu çok par-
tili ve tek partili dönemde aym
düzeyde olmuştur. Fakat 'Tür-
kiye'de Yahudi düşmanlığı
lere gerçekci, objektif ve hoşgö-
rülü bakılmasım istedi.
Panelin bir diğer konuşmacısı
olan araştırmaa-yazar Beki Ba-
har ise Yahudi toplumunun ta-
rih boyunca üç kez ülkeleri dı-
şına sürüldüğünü hatırlatarak
kronoldjik olarak ortaya çıkan
tarikatçılık akımlanndan örnek-
ler verdi. Bahar, Sabetaycılık
Hr."
Yazar Mırio Levi, Şehir Ti-
yatrolan'nca başlatüan "Kühür
Günleri" etkinlikleri çerçevesin-
de dün, Harbiye'deki Muhsin
Ertnğml Tiyatrosn'nda düzen-
lenen "Bir Kültür Mozaiğinde
Türk Yahudüeriyle 500 Yü" pa-
nelınde "ait oiduğu" toplumun
kaygılanm bireysel açısıyla böy-
le dile getirdi. Prof. Selçuk
Erez'in yönettiği panelin diğer
koauşmacılan ise araştırmacı -
yazar Beki Bahar ile tarihçi Me-
te Tunçay idi. Kalabalık bir din-
leyıcinin katüımıyla gerçekleşti-
rilen panelde, 2 saat boyunca
1492 yıhnda vatanlan Ispanya'-
dan 'koparak' Türkiye'ye yer-
leşen Yahudilerin 500 yıl birlik-
te, aym topraklarda yaşadığı
Türk toplumuyla olan kültür et-
kitşimi tartışıldı.
Tarihçi Mete Tunçay Yahudi
toplumunun geçmişinden söz
edcrek başladığı konuşmasmda
"Osmanlı Imparatorlugu'nun
oteşmasmdaki unsurlardan" bi-
ri olarak nitelendirdiği Yahudi-
lig: ait dini ürünJeri anlamadan
Osnanh tarihinin yapılmaya
kakışılmaması gerektiğini vur-
guadı. Tunçay, "Bugüne kadar
bntopluma objektif olarak ba-
yazar olmadı. Türkiye'de
anan etnik karmaşa nedeniy-
uııılıklara kuşkuyla bakıldı.
Şehir Tiyatroları'nın 'Kültür Günleri'
çerçevesinde gerçekleştirilen panelde, 1492
yıhnda vatanlan İspanya'dan koparak
Osmanlı topraklarına gelen Yahudilerin,
özellikle 1980 sonrasında olumsuz etkilendiği
belirtildi. Konuşmacı ve dinleyiciler,
'Yahudiler ticaretten sonra sanat ve kültürde
söz sahibi olmak istiyorlarsa sinme
politikasından arınmalılar' görüşünde birleşti.
Prof. Selçuk Erez'in yonettigı panelde Mete Iıınca>, Mario Le> i
ile Beki Bahar konuştu. (Fotoğraf: MLHARKKM AYDIN)
artıyor' goı u?u gerçek değildir.
Çünkü Türk tophımu gerilimli
bir toplumdur. SosyaJ, ekono-
mik ve siyasi sorunlardan ötü-
lüdür bu gerilim."
Kimliklerini vurgulamak açı-
sından Yahudilerin anadilleri
olan Ispanyolcayı terk etmeleri-
nin doğru olmadığını savunan
Tunçay konuşmasmda özetle;
azınlıklara, dolayısıyla Yahudi-
adlı tarikatm en önemli din akı-
mı olduğunu belirtti ve bunla-
nn Yahudi toplumunun geliş-
mesini önleyip, insanlar üzerin-
de baskı uyguladığını aktardı.
Paneli yöneten Prof. Selçuk
Erez ise Yahudilerin, Siyonizme
alet olduğu yolundaki iddialann
tarihi gerçeklerle uyuşamayaca-
ğını dile getirerek bu konuda de-
meç veren politikacılan eleştir-
di. Yahudileri, Masonlukla suç-
layan görüşleri ise Erez, "deli
saçması" olarak nitelendirdi.
Dinleyiciler arasında bulunan
yazar Pınar Kür'ün, Şehir Ti-
yatrolan Genel Yönetmeni Gen-
cay Güriin ile birlikte yöneltti-
ği "Türk Yahudileri neden hep
tkarete yöneüyor. Kültür ve sa-
nat alanında neden azlar?" so-
rusuna verilen yanıtlarda ko-
nuşmacı ve tartışmaya katılan
dinleyiciler şu sözlerde birleşti-
ler:
"1980 sonrası ohışan erozyon
-Kültürel-politik-sosyal-
ekonomik-ahlaksal- Türk toplu-
muyla birlikte yasayan Yahudi-
kri de olumsuz etkiledi. Tüm
dünyada sanat ve kültür ahuun-
da önemli işlevler üstlenmiş in-
sanlar var. Türkiye'de de gün
geçtikçe çoğalıyor. Ama yeter-
siz olmasının nedeni geniş kap-
samb açıklanabilir. Öncelikle
öne çıkmak gerekir, dolayısıy-
la sinme politikalanndan ann-
malan gerekiyor."
Bir arada yasayan toplumla-
nn meydana getirdiği olguyu
"bireysel ve duygusal" olarak
dışavurmayı tercih eden yazar
Mario Levi ise özetle şunlan ak-
tardı:
"Birey olarak bu 500 yıllık
sürecin neresindeyim? Ayrtmcı-
lık çeşitli biçimlerde, çeşitli iil-
kelerde kendini her zaman gös-
teriyor. Bu her iki taraftan da,
psikolojik baskılardan ötürii
meydana geliyor. Bence Yahu-
di olmak, her yerde, her ülkede
yabancı olmak. Bu bir kırgınh-
gm ifadesi mi yoksa? Bedeti ağn-
olan ve sorgulanması gereken
bir olgu var. Bunları hoşgöriiy-
le karşüamak, ber zaman kolay
olmuyor. Türk edebiyatına gö-
nölden bağlıyım ve emin oldu-
ğum bir gerçek var. O da ger-
çek ülkemin Türkçe' olduğu-
dnr..."
FRANSIZ ŞARKICI RIKA ZARAY İSTANBUL'DAYDI
Kalbe uzanan sesKültür Servisi — Az yemek,
bol sıvı ve kekik. özellikle de
kekik suyu. Bu üç unsur
Fransız şarkıcı Rika Zaray
için çok önemli. Zaray, Türk
Kalp Vakfı yaranna vereceği
tek konser için dün
İstanbul'a geidi.
Havaalanından iner inmez de
basınla buluşacağı toplantıya
katıldı. Yıllar önce gencecik
bir kızken müzik dünyasına
adım atmakta oldukça
zorlanmış Zaray.
Plaklan ve kasetlerinin satışı
30 milyonu aşmış. Türkiye'de
Kazaçok, Exodus, Donna
Donna, Sons Chemise ve
AUeJuia gibi şarkılanyla
tanınan Zaray yalnızca bir
müzik yıldızı değil.
Sanatçının özel ilgi
alanlanndan biri de "doğal
bitkiler." Bu yoğun ilginin
başlangıa 21 yıl önce
yaşanan bir trafık kazasına
uzanıyor ve sonrasını Zaray
şöyle aktanyor: "1970 yılında
Fransa'nın doğnsunda eşimle
birlikte bir trafik kazası
geçirdik. Kocam ağır
yaralandı. Ben 10 ay boyunca
fdç oldum. Yüzüm
paramparça olmuştu ve
kaburgalanmda kınklar
vardı. Tedavi çok uzun
sürüyordu. Çeşitli kitaplarda
doğal bitkilerin yararlan
üzerine yazılar okumuştam.
Bu bitkilerin dünyasını daha
yalundan tanımaya karar
verdim. Sonuçta hayatım
boyunca felçü kalmak
istemiyordum. Ve dört beş ay
sonra ayaktaydım,
yiirüyordum."
"Mes Secrets Naturels..."
Zaray'ın 11 dile çevrilen ve 5
milyona yakın satan bu kitabı
sanatçının doğal bitkilere
Şarkılarında umut ve kardeşligi isle>en sanatçının dun geceki
konserini Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna ve Turizm Bakanı Ab-
dülkadir Ateş de izledi. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
verdiği önemin bir uzantısı
oldu. Ya sonra? 21 yıl
boyunca doğal bitkiler
üzerine bilimsel incelemeleri
izledi. Bugünkü yargısı ise
şöyle: "Doğanın gücünü
insanlar başlangıçta kabul
etmiyor ama zamanla alışıyor."
"İnsanlar arasında aynm
yaratan bir dünyada
yaşıyoruz. Tüm sanat dallan
insanlan kalpten bağlıyor. Bu
bağı gerçekleştirmek
zorundayız" diyor Zaray. Ya
Türkiye sevgisi? öncelikle
500 yıl önce engizisyondan
kaçan Musevilere kapılarını
açan tek ülke olması
nedeniyle tarihsel boyutta bir
sevgi besliyor Türkiye'ye.
Yoğun programına karşın
İstanbul'a geldi Zaray.
Rika Zaray Istanbul'daki tek
konserimi dün gece Atatürk
Kültür Merkezi'nde verdi.
Zaray bu konsere grubunu
oluşturan piyanist Lalao,
Sammy Mickael, Daniela
Simmons ve Atilla Şereftuğ
ile katıldı.
IEKLİ
TELEFONLAR
055
ı:000
056
527 57 00
172 13 73 -74-75 ve 088
m\SMİwtax. 068
Sa|l*aHMIİt:511 89 18
teıafepafa lm 588 48 00
Çapa T*: 534 00 00 (100 hat)
IhMlIy. 340 01 00
Pt» EHafc 131 22 09
rdotaı İkıaıiME 152 43 00
S » UmtfK 588 44 00
a * K M I İ I H 121 77 77
SU fitzt*t: 358 67 60
• TMfkb
TnHk ! * • Mi.: 176 24 14 (Ist),
356 04 85-86 (Kadıkây)
•«*• Tnlfc 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şehınçi),
314 36 (B Çekmece)
• THT:
Iç Maltar. 573 13 31,
D* Itatbr 574 73 00 (25 hat),
S M M : 574 73 00,
I t o n ı ı n ı : 574 82 00 (45hat)
• DDY:
SK«d Itııınaı 527 00 50.
nrın rııniBi
ILPata S M M 348 80 20
• v«rat
SMk Nadan: 526 40 20,
144 42 33,
Dwb Yıtoı (JtCMli): 145 53 66.
144 25 02, 149 18 96
U 149 15 58
MMBA:
522 97 03,
147 51 10,
f. 345 03 04,
• İETT S M . IH.: 145 07 20 (17 İHt)
• aBCTRfe MBA:
Fw>T«takalt 526 62 24
150 83 50,
j 347 77 83
Moririfâ47 12 81
••|i«PHl 567 96 10
tanpr. 177 56 31
Ç4toyw: 132 22 10
• TBL069
• PTT:
n i (Bıknmeyen numaralar ve
nöbetçı eczane sorma),
021 (anza).
B2C (dantşma),
•31 (şehırierarası). N 1 (sıra sorma),
•32 (mületlerarası). M2 (sıra sorma).
•M (masal anlatma),
Çocuklann
gözünde
doğa
İstanbul Haber Servisi —
Çocuklar doğayı nasıl görüyor,
nasılalgılıyor? Ya bunlan nasıl
ifade ederler? İşte, bu sorulann
yanıtı Beşiktaş Belediye Baş-
kanlığı Sergi Salonu'nda. Doğa
konulu yaz ödevleri arasında
yapılan yarışmada dereceye gi-
ren resim ve kompozisyonlann
sergilendiği salonda, yapıt sa-
hipleriyle konuştuk.
İdeal İlkokulu'nun 120 öğ-
rencisinin katıldığı "Çevremizi
ve Doğayı Nasıl Koruyabiliriz"
konulu yaz ödevleri arasında,
YifitGökyiğit2. sınıf birincisi.
"Doğa deyince aklıma kuşlann
ve ağaçlann olduğu bir dunya
geliyor" diyor. 3. sımf birincisi
Okan tnan doğanın korunabil-
mesi için ağaçlann kesilmeme-
si ve büyüklerin de çevrelerini
kirletmemeleri gerektiğine dik-
katçekiyor. 4. sınıf birincisiCan
Güven de, belediyelerden şehir
ortalanndaki kötü duman çıka-
ran fabrikalan ve denize kana-
Uzasyonun dökülmesinin en-
gellenmesini istiyor. 5. sınıf bi-
rincisi Melis Doğu ise, doğayı
temizliğin vedüzenin bir simge-
si olarak görüyor, betonlaşma-
nın bir an önce durdurularak
doğanın korunması gerektiği
üzerinde duruyor.
Verilen yaz ödevinde okul
üçüncüsü olan 3. sınıf öğrenci-
si Yasemin Gökyiğit, "Doğade-
yince temiz hava, ağaçlann ve
çiçekkrin bulunduğu bir dünya
anhyonım. Büyüklerin de yaşa-
dığımız dünyaya daha sevecen
yaklaşarak, çevreyi kirletmeme-
lerini istiyorum" şeklinde dü-
şüncelerini ifade etti. Okul ikin-
cisi S. sınıf öğrencisi Aylin Öz-
can ise "doğadan" korunması
gereken temiz ve yeşil bir çevre
anladığuu söylüyor. Okul birin-
cisi 4. sımf öğrencisi Selen Ataç
da Gülhane Parkı'nda dahi
hayvanlann bakımsız ve pis bir
ortamda yaşadıklanm ileri sü-
rerek, öncelikle içinde yaşanan
çeyrenin yeşillendirilmesi ve te-
miz tutulması gerektiği düşün-
cesinde olduğunu belirtiyor.
Çillo Mehmet
DGM Savosı:
Tesadüfen
karşılaştık
tSTANBUL (AA) — Trafık
ekiplerinin önceki akşam yap-
tığı denetimler sırasında
DGM'de altın kaçakçıuğı su-
çundan yargılanıp beraat eden
Mehmet Yıldınm'ın (Çillo
Mehmet) özel otomobilinde
görülen DGM Savcısı Cema-
lettin ÇeUk, basında hakkında
çıkan iddialan yalanladı.
Savcı Çelik, dün makamın-
da gazetecilere konuyla ilgili
açıklamada bulundu. Olay ak-
şamı Beyazıt'ta bir arkadaşına
uğradıktan sonra evine dön-
mek için tren istasyonuna gi-
derken "tesadüfen" Mehmet
Yıldınm'la karşılaştığuıı söy-
ledi.
Çelik, Mehmet Yıldınm ile
yollarının aynı yönde olduğu-
nu belirterek "Mehmet Bey,
beni arabasına çağırarak 'Ge-
lin sizi eve bırakayım' dedi.
Ben de kabul ettim" diye ko-
nuştu.