23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
fl OCAK 1992 KENTYAŞAM CUMHURİYET/7 GERIJBüyükşehir Belediyesifırınları takibe aldı Fırıncılar Odası Sözen'iyasalan çiğnemekle suçluyor Ekmekte fiyat kavgası sertleşiyorfetanbo! Haber Servisi — İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi ile Fınncüar Odası arasında bir sü- redir devam eden 'ekmek -ı k^rvgası' giderek sertleşiyor. Bü- . • jrüksehir Belediyesi Zabıta Mü- "£ diirlüğü ekipleri, hafta sonun- ": dLan bu yana sıklaştırdıklan de- "î1 netimlerde Fınncılar Odası Baş- ~* kanı Mustafa Özaydın'ın oğlu- '* n a ait fınnın da aralannda bu- •*İ!unduğu 800'ü aşkın fırında ": ruhsatsız, sağlık koşullarından '' uzak ve eksik gramajh ekmek ^ üretildiğini saptadı. Fırının za- 5 ' bıta ekiplerince süresiz kapatıl- masına karar verilmesi üzerine ' tepki göstercn Mustafa özaydın, * Nurettin Sözen'i "yasaten çiğne- ' mek ve zor kullanmakla" suçla- • dı. Son günleıde ekmek satış fi- ; yatlannın belirlenmesi konusun- da Büyükşehir Belediyesi'yle Is- f tanbul Fınncılar Odası arasında '* süren tartışmalar, dün yeni bir boyut kazandı. Daha önce ilçe '• belediyelerince yürütülen dene- Büyükşehir Belediyesi ile fırıncılar arasında başlayan fiyat tartışması her gün biraz daha büyüyor. Fırınları denetleme işini üzerine alan Büyûkşehir Belediyesi, takibe aldığı fırınları sürekli kontrol ediyor. Ruhsatsız, sağlık koşullanndan uzak ve eksik gramajh ekmek üretildiği belirlenen 800'ü aşkın fırın kapatılıyor. İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa Özaydın'ın oğluna ait Özaydınlar Ekmek Fırını da sağlık koşullanna uyulmadığı ve eksik gramajh ekmek üretildiği gerekçesiyle süresiz olarak kapatılan fırınlar arasında bulunuyor. Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa Özaydın, oğluna ait fırında yapılan denetim sırasında zabıta ekipleriyle tartıştı ve yapılan uygulamanın kasıtlı olduğunu savundu. Özaydın, Büyûkşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'i yasalan çiğnemek ve zor kullanmakla suçladı. "Bunda kasıt var, ama mücadelemizi ölene kadar sürdüreceğiz. Haklı davamızdan bizi kimse alıkoyamaz" dedi. ekipleri, üç gün içinde 880 ek- mek fınnından 149'unun ruh- Sağlık Müdürü Selçuk Günday ""* timlerin geçen cuma gününden satsız çalıştığını saptadı. 139 fı- ve Ruhsat Denetim Müdürü Ke- "•' başlayarak İstanbul Büyûkşehir nnda ise eksik gramajh ekmek mal Bozboğa'nın başkanüğında beledîyesi'ne devredilmesinden üretildiğini ve bir çoğunda sağ- yapılan denetimler sırasında çok sonra fınnlann denetimlerini lık koşullanna uyulmadığıru or- sayıda fırına cezai işlem uygu- sıkjastıran zabıta müdürlüğü taya çıkardı. lanmasına ve İstanbul Fınnalar Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa Özaydın, denetimler sırasında zabıta görevlilerivle tartıştı. Zabıta Müdürü Şinasi Yalçın, Odası Başkanı Mustafa özay- valet ile hamur teknelerinin ay- netünde hazır bulunarak zaman dın'ın oğluna ait Okmeydam'n- daki "Özaydınlar Ekmek Fın- nı"nın süresiz kapatılmasına ka- rar verildi. Ekiplerin ani baskı- nı sonucu özaydınlar Ekmek Fı- nnı'nda yaptığı kontrollerde tu- m yerde bulunduğu, eksik gra- majh ekmeklerin üretildiği ve ekmeğe katkj maddelerinin ka- tıldığı belirlendi. Fırıncılar Odası Başkanı Mustafa özaydın da yapılan de- zaman zabıta ekipleriyle tartış- maya girdi ve yapılan uygulama- nın kasıtlı olduğunu savundu. Zabıtanın oğluna ait fırını de- netlemesine tepki gösteren özaydın, İstanbul Büyûkşehir Belediye Başkam Nurettin Sö- zen'i "yasalan çiğnemek ve zor kullanmakla" suçladı. Fınncüar Başkaru Özaydın, "Belediye hiç- bir yetkisi olmadığı halde fiyat beiirlemesi yapıyor. Belediye, Fı- nncüar Odası'nı yüdırmak için denetimlerini sıklaştırdı. Bonda kasıt var, ama mücadelemizi ölene kadar sürdüreceğiz. Haklı davamızdan bizi kimse alıko- yamaz" şeklinde konuştu. Süpürgeyle temizlenen unlar Denetimler sırasında Beyoğ- lu'ndaki Günyeli Ekmek Fırını'nda yere dökülen unların işçiler tarafından süpürgeyle te- mizlendiğini gören zabıta ekip- leri, bunun halkın sağlığını hi- çe saymak olduğunu belirterek söz konusu fınnının kapatüaca- ğını söylediler. îstanbul Büyilkşehir Belediye- si Zabıta Müdürü Şinasi Yalçın ise "Bu işyeri eksiklikleri gide- rilinceye kadar kapalı kalacak- ür. Kimsenin halkın sağlığı ile oynamasına izin vermeyeceğiz. Denetimlerimiz bundan sonra da sıklaşarak devam edecektir" dedi. SSTANBUEDA BUGUN j. • Gazeteci Hıncal Uluç, Çavuşoğlu Koleji lise kısmı ^öğrencıleri ile saat 14.30-15.30'da tiyatro salonunda söyleşı yapacak. • İstanbul Ticaret Odası ile Turizmi Geliştirme ve i Eğitim Vakfı'nın duzenlediği "Turizme Bakış 1992" '. konulu toplantı, saat O9.3O'da Swissotel The Bosphorus'ta. • EF Eğrtim Ltdlnin tanıtım kokteyli saat 18.30'da The - Marmara Oteli Roof Top'ta. ' BlR MEKTUP Vapur tuvaletleri özen istiyor • Vapur tuvaletlerinin şikâyet konusu olduğunu surekli^ duyup görüyoruz. Tüm bunlara karşın bir düzelme yok. Yetkililerden bir de ben rica ediyorum: Lütfen biraz daha özen. SELİN AKÇAY \esari Asım Arsoytoprağa verildi • İSTANBUL (AA) — Istanbul'daki evinde önceki gece ölen ünlü Türk sanat müziği bestekârı Yesari Asım Arsoy toprağa verildi. 92 yaşında ölen Arsoy'un cenazesi, Erenköy Zihni Paşa Camisi'nde bugün kılınan ikindi namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi. Arsoy'un cenaze törenine eşi Fanik Arsoy, sınema sanatçısı olan yeğeni Göksel Arsoy, sinema sanatçısı Kadir lnanır, ses sanatçılan Perihan Altındağ Sözeri, Mustafa Sağyaşar, Hamiyet Yüceses, bestekâr Erol Sayan, Selahattin lçli, MESAM Başkanı Yıldınm Gürses ite İTC Devlet Konservatuvarı oğretim üyeleri ve öğrencileri hazır bulundu. SSK'ya yeni müdür • tstanbul Haber Servisi — SSK istanbul Bolge Müdürlüğü'ne Dr. Fevzi Sağıroğlu getirildi. U^un süredir SSK İstanbul Bölge Müdurluğü görevini yürütmekte olan Dr. Mucahit Akmanoğlu'nun dün faks emriyle görevinden alındığı oğrenildi. Yerine Göğus Kalp ve Damar Cerrahı Dr. Fevzi Sarıoğlu getirildi. Devir teslim töreninin bugün saat 10.00'da gerçekleştilileceği bildirildi. Elektrik kesintisi t __ • İSTANBUL (AA) — Ambarlı-Yenibosna enerji iletim hattındaki tel çekim çalışmaları nedeniyle Bakırköy Güneşli'deki bazı yerlere bugün ve yarın 10 saat elektrik verilemeyeceği bildirildi. TEK İstanbul Elektrik Dağıtım Müessesesi'nden yapılan açıklamada, Güneşli Evren Mahallesi'ndeki Adidas Ayakkabı Fabrikası civarındaki bir kısım konutlara 08.00-18.00 arasında elektrik , verilemeyeceği kaydedildi. Boğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü, kertenkeleyifaaliyetlerinde maskot olarak kullanıyor Kertenkele çevre kulübünde FİGEN ATALAY Boğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü'nün Uk ideali, "çöpsüz okul." Bu ideal, henüz gerçek- leşmiş değil, ama kâğıt geri ka- zanun sistemi ve okulu daha "yeşfl" hale getirme projesi ba- şanyla sürüyor. 1989 yılında kurulan Boğazi- çi Üniversitesi Çevre Kulübü'- nün danışman öğretim üyesi, Prof. Dr. Kriton Curi. Sembo- lü ise sevimli bir kertenkele fi- |ürü. Klüp Başkanı Zeynep Baydar, "Kertenkdenin hikaye- si"ni şöyle anlattı: "Bu figür, kararlüık, güç, azim sembolüdür. Ama yine de alçak gönüllüdür. Her çevreci, "kendi kendisinin krah"dır. Tek bir kişinin yaratabileceği farkın bilincinde olduğundan, Jims Morrison'nn 'I'm the li- zard king, I can do anything' (Ben kertenkele kralıyım, her şeyi yapabilirim) sözlerinden esioJenerek hiçbir zaman biçbir şeye 'çok ütopik, imkânsız, zor' dcmez ve kertenkelenin yaptığı gibi 'duvara merdivensiz çıkabi- lir.' Çünkü beceriklidir. Aynca kertenkele de bir hayvandır, ona 'çirkin' veya 'soğuk' demek Dersimiz: Çevre KorumaBoğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü'nün çevre korunmasına yönelik bazı önerileri şunlar: "• Ne yiyeceğinize buzdolabını açmadan karar verin. Buzdolabının kapağını açık tutmayın. • tki kazak daha giyin, evinizi iyi yalıtın ve kaloriferi kısın. • Tûkenmez yerine doîmakalem, şarj edilebilen pil kullanın. • Sohıcanı sevin, yağmuru sevin, toprağı sevin, bahçıvankkla uğraşın. • Gazh içecek yerine su için, çikjet çiğnemek yerine kuru üzüm yiyin. Kırmızı, parlak, kocaman elmalara biraz şüpheyle yakJaşm. Meyve ve sebzeleri meysiminde yiyin. DoğaJmı, yerlisini, gösterişli ama sağiığa zararlı olana tercih edin. • Kâğıdın iki tarafını kullanın. • Tabağınızda yemek bırakmaym. • En iyisi yürüyüş, sonra bisiklet Kent yasamında bualar zor. öyfeyse toplu taşıma. Tren değilse otobüs. Şehirlerarası yolda otobüs yerine hep tren. Hem daha kcyifli, hem de çeı-reye daha az zararlı. ? ; zce de Uikemizde çok fazla karayoiu, çok az demkyolu hattı yok mu? Her fırsatta düe getirin. • Ahşverişe giderken yanınıza bez torba, file, çanta aJın. • Hiçbir zaman fıldişi, mercan, kürk, timsah derisi sattn ahnaytn, alanları uyann. Hayvanlara kötü davranılmasına izin vermeyin. • Kapalı yerde sigara içmek kimsenin doğal hakkı değildir. Rahatsızlık duyarsanız bunu açıkça ifade etmekten çekinmeyin. • Deterjan yerine granül sabun kullanın, onu da ölçülü kuilanın. Çok köpürtmek çok temiz yapmaz, • Çöp kutusuna çöp atmadan önce iki kere düşünün. Tekrar kullanılabilir mi? Geri- kazanılabilir mi? Başka bir işe yarayabilir mi? Alüminyum folyo kâğıdını bile yıkayıp tekrar kullanabilirsiniz. • Sifon rezervuanna bir-iki dolu şise veya tugla koyun, daha az su harcansın!' haksızlık, belki de bu yüzden, gönlünü almak için biz onu maskot olarak kullamyoruz." Boğaziçi Üniversitesi Çevre Kulübü'nün en önemli faaliye- ti, geri kazanım. Çok kolayhk- la geri kazanüması sağlanabilen, çok da gelir getiren bir madde olan kâğıt, ofislerden, binalar- dan ve yurtlardan toplamyor. Kulüp üyeleri, okuldaki camı ise Güney Kampusu'na konulan cam kumbaralanmn "randı- mansız" bulunması nedeniyle kaldınlması ytlzünden toplaya- mıyor. Kulüp, okul kantinlerin- de plastik yerine karton bardak- ların kullanımım da başlatmış. Kulüp Başkanı Baydar, etkin- likleri ve amaçlan konusunda şunları söyledi: "Daha önce kantinlerde cam şişede su satümazdı. Cam şişe- de suyu getirttik. Bir çevreci en doğal içecek olan suyun kıyme- tini bilir, onu arar ama karşısı- na plastik şişe çıkar. Arük böyle degil. Biz ki bu şekilde camın knllanımını teşvik ediyoruz, ca- mın propagandasmı yapıyoruz, hertaaJde bir çift cam kumbara- mızı tekrar okulumuzda görme- yi isteme hakkma da sahibiz. Ük İdealimiz 'çöpsüz okul' olduğu için metalleri de geri kazanmak istedik. Ama uikemizde örnegin meşnıbatiann metal kutulan ge- ri kazanabüir metalkrden yapd- mıyor. Sadece üstü alüminyum, gerisi teneke. Kanşık metali de hurdacı almıyor. MetaUerin geri kazanılabUmesi için tek çare bel- ki aydın, çevreci bir metal sana- yicisinin, o okuldaki çevreci öf- rencilerden metalleri toplaya- caklan konusunda söz aldıktan sonra okula tekh'f vermesi. Böy- le biri varsa onunla işbiriiğine hazmz. Biz çöplerin uzaklaştı- nlmasında en sağlıklı ve çağdaş yöntemin kaynatma ayırma ol- duğunu düşünüyoruz. Yani kâ- ğıt, cam ve metal ve pil gibi ze- hirli atıklar ayn ayn yerterde bi- riktirilsin, temiz ve düzgiin bir şekilde sonra da geri kazanüma- sı saglansın. Bu külfet degil, medeni insan olmanın gereği." "Gdecek çevrecilerin" diyen Zeynep Baydar, okulda kendi- liğinden yürtlyen, rayına otur- muş bir kâğıt geri kazanım sis- temi işlediğini, asıl desteğin, öğ- rencilerin büinçli tüketerek kan- tinlerin daha "yeşil" hale geti- rilmesinin kolaylaştırmalan ol- duğunu söyledi. Kampusta ağaç Çevre Kulübü, bütün kam- puslarda ağaç dikiyor. Daha ön- ce çam, sedir, ladin ve selvi di- ken kulüp üyelerinin şimdiki amaçlan, iklime daha uyumlu kestane gibi yerel ağaçlara ağır- hk vermek. Dünya Günü, Çev- re Günü gibi özel "gün'Merde müzik, sinema ve güzel sanatlar kulüpleriyle birlikte kutlama programlan, acıkhava konserle- ri düzenleyen çevre korunması- na yönelik bilgi veren broşürler dağıtan çevre kulübü, okul için- de yaptıkları toplantı ve sohbet- lerin dışında fuarlara da katıla- rak hem kulübün tamtımını ya- pıyor hem gelir sağhyor hem de çevre ile ilgili tartışma, bilgi alış- verişinde bulunma fırsatı yara- tıyor. Baydar, "Henüz gerçek- leşmemiş okul dışı projeleri" ile ilgili olarak da şu bilgileri ver- di: "Naylon torba yerine kâğıt torba kullanüması. Çeşitli ma- ğazalan (özeUikle giyim) naylon torba yerine kâğıt torba kullan- maya ikna etmek. Zaten kâğıt torba kullananlara veya bizîm baskımızla naylon yerine kâğı- da gecenlere verilmek üzere vit- rine yapıştırabilecekleri 'doğa dostu' çıkartması bastınlması. Kullanışlı ve estetik bez torba- lar yapdıp, satüması." "BirKültürMozayiğinde Türk Yahudileriyle 500 Yır'paneli '^ahudiler, Osmanlıldan soyuüanamaz'Istanbol Haber Servisi — "Beş yiiz yühk bir siirecin so- ••nda, başka cofrafyalardan ysna, onca insana ve küçük se- vince karşın hemen hemen tüm Kçeoelderuu yitirmiş bir gezgin- den gden bir ses. Kısık, biraz da Ütrek bir ses. Yamtsız sorulara doğru yol almamn, olacak ol- manın tedirginliğiyle. Dikkatli, çok dikkatli olmak gerekiyor bana kalırsa. Aksi halde, Bo- ğaz'ın sulan, bizleri hiç umma- bir zamanda, hiç um- mw bir biçimde yutabi- Ama bnndan en az zarar gören Yahudiler olmuştur. Her ne ka- dar Osmanlı dönemine nazaran cnmhuriyetin ilanından sonra başta DP olmak uzere siyasi partiler azınlık düşmanı bir po- litika izlemişlerdir. Bu çok par- tili ve tek partili dönemde aym düzeyde olmuştur. Fakat 'Tür- kiye'de Yahudi düşmanlığı lere gerçekci, objektif ve hoşgö- rülü bakılmasım istedi. Panelin bir diğer konuşmacısı olan araştırmaa-yazar Beki Ba- har ise Yahudi toplumunun ta- rih boyunca üç kez ülkeleri dı- şına sürüldüğünü hatırlatarak kronoldjik olarak ortaya çıkan tarikatçılık akımlanndan örnek- ler verdi. Bahar, Sabetaycılık Hr." Yazar Mırio Levi, Şehir Ti- yatrolan'nca başlatüan "Kühür Günleri" etkinlikleri çerçevesin- de dün, Harbiye'deki Muhsin Ertnğml Tiyatrosn'nda düzen- lenen "Bir Kültür Mozaiğinde Türk Yahudüeriyle 500 Yü" pa- nelınde "ait oiduğu" toplumun kaygılanm bireysel açısıyla böy- le dile getirdi. Prof. Selçuk Erez'in yönettiği panelin diğer koauşmacılan ise araştırmacı - yazar Beki Bahar ile tarihçi Me- te Tunçay idi. Kalabalık bir din- leyıcinin katüımıyla gerçekleşti- rilen panelde, 2 saat boyunca 1492 yıhnda vatanlan Ispanya'- dan 'koparak' Türkiye'ye yer- leşen Yahudilerin 500 yıl birlik- te, aym topraklarda yaşadığı Türk toplumuyla olan kültür et- kitşimi tartışıldı. Tarihçi Mete Tunçay Yahudi toplumunun geçmişinden söz edcrek başladığı konuşmasmda "Osmanlı Imparatorlugu'nun oteşmasmdaki unsurlardan" bi- ri olarak nitelendirdiği Yahudi- lig: ait dini ürünJeri anlamadan Osnanh tarihinin yapılmaya kakışılmaması gerektiğini vur- guadı. Tunçay, "Bugüne kadar bntopluma objektif olarak ba- yazar olmadı. Türkiye'de anan etnik karmaşa nedeniy- uııılıklara kuşkuyla bakıldı. Şehir Tiyatroları'nın 'Kültür Günleri' çerçevesinde gerçekleştirilen panelde, 1492 yıhnda vatanlan İspanya'dan koparak Osmanlı topraklarına gelen Yahudilerin, özellikle 1980 sonrasında olumsuz etkilendiği belirtildi. Konuşmacı ve dinleyiciler, 'Yahudiler ticaretten sonra sanat ve kültürde söz sahibi olmak istiyorlarsa sinme politikasından arınmalılar' görüşünde birleşti. Prof. Selçuk Erez'in yonettigı panelde Mete Iıınca>, Mario Le> i ile Beki Bahar konuştu. (Fotoğraf: MLHARKKM AYDIN) artıyor' goı u?u gerçek değildir. Çünkü Türk tophımu gerilimli bir toplumdur. SosyaJ, ekono- mik ve siyasi sorunlardan ötü- lüdür bu gerilim." Kimliklerini vurgulamak açı- sından Yahudilerin anadilleri olan Ispanyolcayı terk etmeleri- nin doğru olmadığını savunan Tunçay konuşmasmda özetle; azınlıklara, dolayısıyla Yahudi- adlı tarikatm en önemli din akı- mı olduğunu belirtti ve bunla- nn Yahudi toplumunun geliş- mesini önleyip, insanlar üzerin- de baskı uyguladığını aktardı. Paneli yöneten Prof. Selçuk Erez ise Yahudilerin, Siyonizme alet olduğu yolundaki iddialann tarihi gerçeklerle uyuşamayaca- ğını dile getirerek bu konuda de- meç veren politikacılan eleştir- di. Yahudileri, Masonlukla suç- layan görüşleri ise Erez, "deli saçması" olarak nitelendirdi. Dinleyiciler arasında bulunan yazar Pınar Kür'ün, Şehir Ti- yatrolan Genel Yönetmeni Gen- cay Güriin ile birlikte yöneltti- ği "Türk Yahudileri neden hep tkarete yöneüyor. Kültür ve sa- nat alanında neden azlar?" so- rusuna verilen yanıtlarda ko- nuşmacı ve tartışmaya katılan dinleyiciler şu sözlerde birleşti- ler: "1980 sonrası ohışan erozyon -Kültürel-politik-sosyal- ekonomik-ahlaksal- Türk toplu- muyla birlikte yasayan Yahudi- kri de olumsuz etkiledi. Tüm dünyada sanat ve kültür ahuun- da önemli işlevler üstlenmiş in- sanlar var. Türkiye'de de gün geçtikçe çoğalıyor. Ama yeter- siz olmasının nedeni geniş kap- samb açıklanabilir. Öncelikle öne çıkmak gerekir, dolayısıy- la sinme politikalanndan ann- malan gerekiyor." Bir arada yasayan toplumla- nn meydana getirdiği olguyu "bireysel ve duygusal" olarak dışavurmayı tercih eden yazar Mario Levi ise özetle şunlan ak- tardı: "Birey olarak bu 500 yıllık sürecin neresindeyim? Ayrtmcı- lık çeşitli biçimlerde, çeşitli iil- kelerde kendini her zaman gös- teriyor. Bu her iki taraftan da, psikolojik baskılardan ötürii meydana geliyor. Bence Yahu- di olmak, her yerde, her ülkede yabancı olmak. Bu bir kırgınh- gm ifadesi mi yoksa? Bedeti ağn- olan ve sorgulanması gereken bir olgu var. Bunları hoşgöriiy- le karşüamak, ber zaman kolay olmuyor. Türk edebiyatına gö- nölden bağlıyım ve emin oldu- ğum bir gerçek var. O da ger- çek ülkemin Türkçe' olduğu- dnr..." FRANSIZ ŞARKICI RIKA ZARAY İSTANBUL'DAYDI Kalbe uzanan sesKültür Servisi — Az yemek, bol sıvı ve kekik. özellikle de kekik suyu. Bu üç unsur Fransız şarkıcı Rika Zaray için çok önemli. Zaray, Türk Kalp Vakfı yaranna vereceği tek konser için dün İstanbul'a geidi. Havaalanından iner inmez de basınla buluşacağı toplantıya katıldı. Yıllar önce gencecik bir kızken müzik dünyasına adım atmakta oldukça zorlanmış Zaray. Plaklan ve kasetlerinin satışı 30 milyonu aşmış. Türkiye'de Kazaçok, Exodus, Donna Donna, Sons Chemise ve AUeJuia gibi şarkılanyla tanınan Zaray yalnızca bir müzik yıldızı değil. Sanatçının özel ilgi alanlanndan biri de "doğal bitkiler." Bu yoğun ilginin başlangıa 21 yıl önce yaşanan bir trafık kazasına uzanıyor ve sonrasını Zaray şöyle aktanyor: "1970 yılında Fransa'nın doğnsunda eşimle birlikte bir trafik kazası geçirdik. Kocam ağır yaralandı. Ben 10 ay boyunca fdç oldum. Yüzüm paramparça olmuştu ve kaburgalanmda kınklar vardı. Tedavi çok uzun sürüyordu. Çeşitli kitaplarda doğal bitkilerin yararlan üzerine yazılar okumuştam. Bu bitkilerin dünyasını daha yalundan tanımaya karar verdim. Sonuçta hayatım boyunca felçü kalmak istemiyordum. Ve dört beş ay sonra ayaktaydım, yiirüyordum." "Mes Secrets Naturels..." Zaray'ın 11 dile çevrilen ve 5 milyona yakın satan bu kitabı sanatçının doğal bitkilere Şarkılarında umut ve kardeşligi isle>en sanatçının dun geceki konserini Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna ve Turizm Bakanı Ab- dülkadir Ateş de izledi. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) verdiği önemin bir uzantısı oldu. Ya sonra? 21 yıl boyunca doğal bitkiler üzerine bilimsel incelemeleri izledi. Bugünkü yargısı ise şöyle: "Doğanın gücünü insanlar başlangıçta kabul etmiyor ama zamanla alışıyor." "İnsanlar arasında aynm yaratan bir dünyada yaşıyoruz. Tüm sanat dallan insanlan kalpten bağlıyor. Bu bağı gerçekleştirmek zorundayız" diyor Zaray. Ya Türkiye sevgisi? öncelikle 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kapılarını açan tek ülke olması nedeniyle tarihsel boyutta bir sevgi besliyor Türkiye'ye. Yoğun programına karşın İstanbul'a geldi Zaray. Rika Zaray Istanbul'daki tek konserimi dün gece Atatürk Kültür Merkezi'nde verdi. Zaray bu konsere grubunu oluşturan piyanist Lalao, Sammy Mickael, Daniela Simmons ve Atilla Şereftuğ ile katıldı. IEKLİ TELEFONLAR 055 ı:000 056 527 57 00 172 13 73 -74-75 ve 088 m\SMİwtax. 068 Sa|l*aHMIİt:511 89 18 teıafepafa lm 588 48 00 Çapa T*: 534 00 00 (100 hat) IhMlIy. 340 01 00 Pt» EHafc 131 22 09 rdotaı İkıaıiME 152 43 00 S » UmtfK 588 44 00 a * K M I İ I H 121 77 77 SU fitzt*t: 358 67 60 • TMfkb TnHk ! * • Mi.: 176 24 14 (Ist), 356 04 85-86 (Kadıkây) •«*• Tnlfc 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehınçi), 314 36 (B Çekmece) • THT: Iç Maltar. 573 13 31, D* Itatbr 574 73 00 (25 hat), S M M : 574 73 00, I t o n ı ı n ı : 574 82 00 (45hat) • DDY: SK«d Itııınaı 527 00 50. nrın rııniBi ILPata S M M 348 80 20 • v«rat SMk Nadan: 526 40 20, 144 42 33, Dwb Yıtoı (JtCMli): 145 53 66. 144 25 02, 149 18 96 U 149 15 58 MMBA: 522 97 03, 147 51 10, f. 345 03 04, • İETT S M . IH.: 145 07 20 (17 İHt) • aBCTRfe MBA: Fw>T«takalt 526 62 24 150 83 50, j 347 77 83 Moririfâ47 12 81 ••|i«PHl 567 96 10 tanpr. 177 56 31 Ç4toyw: 132 22 10 • TBL069 • PTT: n i (Bıknmeyen numaralar ve nöbetçı eczane sorma), 021 (anza). B2C (dantşma), •31 (şehırierarası). N 1 (sıra sorma), •32 (mületlerarası). M2 (sıra sorma). •M (masal anlatma), Çocuklann gözünde doğa İstanbul Haber Servisi — Çocuklar doğayı nasıl görüyor, nasılalgılıyor? Ya bunlan nasıl ifade ederler? İşte, bu sorulann yanıtı Beşiktaş Belediye Baş- kanlığı Sergi Salonu'nda. Doğa konulu yaz ödevleri arasında yapılan yarışmada dereceye gi- ren resim ve kompozisyonlann sergilendiği salonda, yapıt sa- hipleriyle konuştuk. İdeal İlkokulu'nun 120 öğ- rencisinin katıldığı "Çevremizi ve Doğayı Nasıl Koruyabiliriz" konulu yaz ödevleri arasında, YifitGökyiğit2. sınıf birincisi. "Doğa deyince aklıma kuşlann ve ağaçlann olduğu bir dunya geliyor" diyor. 3. sımf birincisi Okan tnan doğanın korunabil- mesi için ağaçlann kesilmeme- si ve büyüklerin de çevrelerini kirletmemeleri gerektiğine dik- katçekiyor. 4. sınıf birincisiCan Güven de, belediyelerden şehir ortalanndaki kötü duman çıka- ran fabrikalan ve denize kana- Uzasyonun dökülmesinin en- gellenmesini istiyor. 5. sınıf bi- rincisi Melis Doğu ise, doğayı temizliğin vedüzenin bir simge- si olarak görüyor, betonlaşma- nın bir an önce durdurularak doğanın korunması gerektiği üzerinde duruyor. Verilen yaz ödevinde okul üçüncüsü olan 3. sınıf öğrenci- si Yasemin Gökyiğit, "Doğade- yince temiz hava, ağaçlann ve çiçekkrin bulunduğu bir dünya anhyonım. Büyüklerin de yaşa- dığımız dünyaya daha sevecen yaklaşarak, çevreyi kirletmeme- lerini istiyorum" şeklinde dü- şüncelerini ifade etti. Okul ikin- cisi S. sınıf öğrencisi Aylin Öz- can ise "doğadan" korunması gereken temiz ve yeşil bir çevre anladığuu söylüyor. Okul birin- cisi 4. sımf öğrencisi Selen Ataç da Gülhane Parkı'nda dahi hayvanlann bakımsız ve pis bir ortamda yaşadıklanm ileri sü- rerek, öncelikle içinde yaşanan çeyrenin yeşillendirilmesi ve te- miz tutulması gerektiği düşün- cesinde olduğunu belirtiyor. Çillo Mehmet DGM Savosı: Tesadüfen karşılaştık tSTANBUL (AA) — Trafık ekiplerinin önceki akşam yap- tığı denetimler sırasında DGM'de altın kaçakçıuğı su- çundan yargılanıp beraat eden Mehmet Yıldınm'ın (Çillo Mehmet) özel otomobilinde görülen DGM Savcısı Cema- lettin ÇeUk, basında hakkında çıkan iddialan yalanladı. Savcı Çelik, dün makamın- da gazetecilere konuyla ilgili açıklamada bulundu. Olay ak- şamı Beyazıt'ta bir arkadaşına uğradıktan sonra evine dön- mek için tren istasyonuna gi- derken "tesadüfen" Mehmet Yıldınm'la karşılaştığuıı söy- ledi. Çelik, Mehmet Yıldınm ile yollarının aynı yönde olduğu- nu belirterek "Mehmet Bey, beni arabasına çağırarak 'Ge- lin sizi eve bırakayım' dedi. Ben de kabul ettim" diye ko- nuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle