15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAJC 1992 ^ 7. KURULTAYA DOĞRUSHP HABERLER CUMHURİYET/5 BaykaPın Anadolu sınavıİM3RİS AKYLZ DtYARBAKIR —Anadolu -'ygarla kaplı. Yollar buzlu, zemin kaygan... Deniz Baykal, bu hafta sonu ,y»pılacak SHP kurultayı için destek turunda. Güzergâh; Yoz- gat, Sıvas, Malatya, Elazığ ve D>iyarbakır. "Yeni Sol"un kur- nxaylanndan Adnan Keskin, Aii EMnçer, tstemihan Talay, Fuat Atalay ve Enis Tücüncü eşlik ' edîyorlar Baykal'a... Yozgat örğütü kalabalık de- ğil. Gecen kurultayda ağırlıklı olarak Erdal tnönü'yü destek- leyen 10 kurultay delegesinden 7'si toplantıya katıüyor. Yoz- gatlı SHP'liler iki noktanın al- îtıru çiziyor: * — Ne yapacagız da bu parti- yi toparlayacagız? j — Yönetim degişirse hüktt- -met bozulacak mı? Baykal, SHP'nin kurtuhışu- - nu "Yeni Sol"un yenileşme po- litikasma bağhyor. 26 ocakta olası bir yönetim değişikliğinin hükümet sorunu yaratmayaca- " ğı garantisini veriyor. Bu kez . başk'a sorular geliyor, serzeniş- 11er sıralanıyor: — DYP'liler kendi istedikle- rini yapıyorlar, bizim istekleri- miz çok az yerioe getiriliyor, . eziliyonız. ' Sıvas'ta SHP'nin D Danışma ' KuruHayı toplantı halinde. Bay- kal salona girişte çok sayılma- yacak bir alkış alıyor. Genel başkanlık yanşında Sıvas dele- " gasyonu tnönü'ye daha duyarlı gözüküyor. Hatta bir de pan- , kart açılmış, "Demokrasi için t Genel Başkan lnönü." Baykal, kürsüyegelip konuş- masına başlıyor. Sözü 20 Ekim - başarısızlığma getirdiğinde laf , atmalar başlıyor: . — Siz yapünu, sayenizde ol- BAYKAL DtYARBAKIR'DA— Antalya Milletvekili Deniz Ba.vkal ile Diyarbakır'a gelen bazı milletvekilleri SHP il başkanlığında delegeler ve parlililerle birlikle sorunları dinlediler. Baykal'a sorunlarını anlatan delegeler özellikle Kurt sorunu üzerinde durdular. du... Derken hava gerginleşiyor. Divan, mudahale ediyor, yatış- tırmaya çalışıyor. Bir grup slo- gan atıyor "Genel Başkan lnönü" diye. Baykal, eskiye oranla oldukça hoşgörülü dav- ranıyor ve: "Haklısınız, duygusallığınızı anlıyorum. Ama meseleyi ko- nusmalıyız. Çok ciddi bir nok- tadayız. Herkes gelsin burada diişiincelerini anlatsın. Sorunu saptayaum ve gereğini yapaum" diyor. Bu kez partililer birbirle- rini "saygılı" olmaya davet edi- yor. Arka sıralarda itişmeler oluyor. Baykal konuşmasına devam ediyor. Hükümet sorununa ve yönetim değişikliğinin krize yol açıp açmayacağına gelince, gü- rültüler kesiliyor. Değişikliğin koalisyonda herhangi bir sıkın- tı yaratmayacağı, bu hükümete kendisinin de güvenoyu verdiği- ni söylüyor. Baykal bir "ufuk turu" ile SHP'nin siyasal mücadelesini özetliyor. "Erime"nin nedeni- ni, parti yönetimine yüklüyor Baykal. Konuşmasından sonra parti yöneticileri ve delegelerle bir toplantı yapıyor. Toplantı- ya 7 kurultay delegesi ile Sıvas Milletvekili Azimet Köylüoğlu da katılıyor. Sonuç; herkes gü- lerek toplantıdan çıkıyor... Gecenin saat 12.00'si olması- na karşın Malatya il merkezi tıklım tıklım. Delegeler, ilçe başkanları, parti üyeleri ve HEP'liler. Baykal salona girı- yor, soru yağmuru başbyor: "Kiirt politikanız nedir? Açıklayın. — Neden Malatya örgiitünü görevden aldınız? — Partiyi bu hale siz getirme- diniz mi? Soru yağmuru sırasında bazı partililer birbirleriyle tartışıyor, itişip kakışmalar oluyor. Bazı- ları K.Maraş'tan gelenlere kızı- yor: "Sizin ne işiniz var bura- da?" Bütün bu soru yağmurunu ve tartışmalan bir süre izliyor Bay- kal. Salondakilerin çoğu Kürt po- litikası üzerinde duruyor. Bay- kal, bu konuda kendi genel sek- reterliği döneminde hazırlanan ve daha sonra SHP'nin görüşü haline gelen belgeyi özetlemeye çalışıyor. Bu kez, daha önce SHP'de bulunan, ardından HEP'e geçip seçimdeki işbirli- ğinden sonra tekrar geri dönen- ler, "ihraçlann" nedenini soru- yor. Bu sırada bir partili herke- si dinlemeye ve saygılı olmaya davet ediyor. Gürültüler kesil- meyince bir başkası bağırıyor: "Herkes eline bir sopa alıp birbirinin kafasını kırmaya ça- lışsa daha mı iyi olacak. Bu na- sıl demokrasi anlayışı, bü nasıl parti? Baykal Sıvas'ta olduğu gibi sakin bir üslup içinde 2 saat sü- reyle partilileri ikna etmeye ça- lışıyor. Toplantının sona erme- si sırasında bir delege "Slzi mi- safir etmek istiyoruz. Geçen ku- rultayda size oy i ,'rmedik diye davetimizi reddetmemelisiniz" diyor. önceki gece saat 02.30. Ela- zığ SHP U merkezinde partililer Baykal'ı bekliyor. Bölgenin tek kadın il başkanı Gülen Başpı- nar. Ancak 10. Kurultay dele- gesinden sadece biri toplantıda. Geç saat olduğu ve bir kısmınm da Ankara'da bulunması nede- niyle gelemedikleri ifade edili- yor. Baykal 2 saatini buraya ayınyor. Her düşüncesini aynn- tılı olarak anlatmaya çalışıyor. Geçen kurultayda Elazığlılar 8-2 Inönü'yü tercih etmişti. Baykal, gezisinin son durağı Diyarbakır girişinde oldukça kalabalık bir araç konvoyu ile karşılanıyor. Belediye Başkanı Turgut Atalay da orada. Geçen kurultayda Baykal'a tam destek veren Diyarbakır delegasyonu bu kez 1-2 fire verecek gibi gö- rünüyor. Olağanüstu Kurultay çağrısına imza koyan delegeler- den 2'si imzasını geri çekmiş, ancak bunlann yine de Baykal'ı tercih edecekleri belirtiliyor. SHP Diyarbakır il merkezi hınca hınç. Baykal parti sorun- ları yerine bölge sorunlarını ve sıkıntılan konuşmak istediğini söylüyor. Daha yararlı olacağı dile getiriliyor dinleyenler tara- fından. HEP kökenli milletvekilleri- nin SHP il merkezine uğrama- dığı, hatta bölgede kurultay ça- lışması yapan Devlet Bakanı Mehmet Kahraman'ın sadece bir kez gelmekle yetindiği anla- tıhyor. Kimi, HEP kökenlilerin kesinlikle SHP disiplinine uy- ması gerektiğini belirtirken ba- zılan da "daha hoşgorülü" yak- laşılması gerektiğini söylüyor. 5 ili kapsayan Deniz Baykal'- ın turu son buluyor. Yollar gi- bi SHP de karh. Buzlar çözül- meye yüz tutmuşsa da zemin kayganüğını henuz kaybetmedi. KURULTAYA NASIL BAKIYORLAR? Tekin: Kurultay iç çekişmeyi bitirecek FARUK BtLDİRİCİ ANKARA — SHP Genel Sekreter Yardımcısı Vanuk Te- kin, "Sayın Baykal'ın listesi kazanırsa arkadaşlanmızın ka- bineden aynlması gerekir. Çünkü kurultay, arkalanndan demokratik destegini çekmiş olur" görüşünU savundu. Tekin, olağanüstu kunrita- yın "SHP'nin demokratik di- siplin sonınuDU çözecegine" inandığını söyledi ve sorulan- nuzı şöyle yanıtladı: "— Bu kurultay sizce parti- ye ne kazandıracak? • TEKİN — , öncelikle partiye demokratik disiplin ge- tireceğine inanıyorum. Partinin iç çekişmelerini bırakıp, dışa yönelik çalışmalanna artık im- kân verecek bir yapüanma bek- liyorum. Partiyi kendi içinde uğraşan, kendi iç sorunlannı halletmemiş bir parti olmaktan çıkanp, dışa yönelik ve hükii- metteki başarılı icraata yönelik parti haline gelmesini bekliyo- rum. — Bn kurultayda sizce genel başkan adaylanmn yanşması dışuıda, partinin gelişmesini, ü- kanıklıgın aşdmasını saglaya- cak bir tarüşma platformu oluştarnlabilir mi? tay olmasını mı diOyorsonuz? TEKİN - Tabii. Artık toplumun 'Bu parti niye hâlâ iç çekişmeleriyle uğraşıyor?' diye bunaldığı bir aşamadayız. Son kurultaydan bu yana parti yet- kili organlannda tartışmalar ol- sun, ama bu konu bitsin diye bekliyoruz. Bu sorun maales#f bitirilmiyor. Bunu olağan ku- • rultaya bu-aktık. Sayın genel başkanım da olağan İcurultaya bıraktı. hâlâ biz birbirleriyle çekişen partililer topluluğu gi- bi görünüyoruz. Inşallah bu kurultay bunu bitirecek. — Mümtaz Soysal'ın, SHP'nin eridigi düşüncesine katılıyor musunuz? TEKİN — SHP çok bü- yük bir takımdır. Yalnız oyun disiplinini bir süredir kaybetme egilimi vardır. Bir büyük takım oyun disiplinini kaybetmekle küçülmez. Belki bir iki maçta iyi sonuç almayabilir. Oyun di- siplinine yeniden kavuşturul- duktan sonra -demokratik disipline- o sonınlan çok çabuk asar — Kurultay ile hükümet iliş- kdsini nasıl görüyorsunuz? înö- nii kaybederse hükümetten çe- kilmck soz konusu olabilir mi? TEKİN TEKİN — Ben bu ko- nuda bazı arkadaşlanm gibi dUşünmüyorum. Sosyal de- mokrasinin zaten evrensel ilke- leri vardır, bazı arkadaşlanmız Amerika'yı yeniden keşfetmek _gibi bir iddiadalar. Biz CHP'nin devamıyız. Bazı ar- kadaşlarımız program derler; programda değişebilecek neler varsa bunlar her yerde tartışı- 4abilir. Gelin tartışalım dediği- miz zaman çok yeni şeyler çık- mıyor. 'Programunız eksiktir, töziğümuz eksiktir' diyorlar. Hakikaten tüzüğümüzde bazı teknik eksiklikler vardır. Ama parimizin sorunu programımı- •zııı. tüzüğümüzün eksik olma- sı değildir. Ben bazı arkadaşla- nn. 'Partimizin sloganian eski- ra^tir', 'Çağdaş sosyal demok- rattk', 'Bizimki Üçüncü Dün- yaiosyal demokratlığıdır' biçi- Tnitdeki eleştirilerine katümı- yonm. Bence partimizin prog- ram iç kavgamız nedeniyle ka- muoyuna yayılamıyor. — Siz de bunun son kıınıl- ~~ Olmaması lazım. Aslında hükümet ile ku- rultayın ilgisi olmaması lazım. Yalnız hükümetin kurulmasına şu andaki genel merkeze ve ge- nel başkana muhalefet eden ar- kadaşlar hükümetin kurulma- sma muhalefet ettiler, 'Koalis- yon yanlıştır. Katiyyen ginne- yelim. Muhalefette kalalım' de- diler. Parti meclisinde bu gö- rüşü ileri sürdüler. Zannediyo- rum, Sayın Genel Başkan da kabineye, bu hükümete girme- mek gerektiğini söyleyen grup- tan insan almadı 'Hükümete giretim' diyen bugünkü parti yönetimi bu kurultaydan mağ- lup çıkarsa, hükümete girme- nin yanlış olduğu anlaşılır. Sa- yın Genel Başkan yeniden se- çilmezse, bu politikarun yanhş- lığı nedeniyle o bakanlann ka- bineden çekümeleri lazım. Sa- yın Baykal'ın listesinin kazan- ması, arkadaşlanmızın kabine- den aynlması gerektiği anlamı- na geür. Çünkü kurultay, arka- larından demokratik destegini çekmiş olur. Orada kalmalan siyasi hata olur." Günay: SHP misyon kaybetti MEHMET TEZKAN FARUK BİLDİRİCİ ANKARA — "Yeniükçi" kanattan Ertugrul Günay, SHP'nin önündeki en önemli sorunun "ideoloji ve misyon kaybı oldugnnu" söyledi. Gü- nay, SHP'nin iktidar iddiası ol- mayan sıradan bir parti olma noktasına doğru gittiğini" savu- narak kurultayda bu sorunlann tartışılması gerektiğini belirtti. "Knrultaylarda genel başkan adaylanndan birisinin kılıcını çeknek kolay bir yöntem" di- yen Günay, bu kurultayı "par- tinin yaşadığı tıkanıklıgı aşma- nın platformu haline getinneyi" amaçlıyor. Günay, kurultayı şöyle değerlendiriyor: — Bu kurultay öncesinde SHP'lilerin ruh haline ilişkin gûzleminizi sorabilir miyim? MHIAY — Alışılmışın dışın- da bir kurultay yaşıyoruz gibi geliyor bana. 1970'lerin başın- dan bu yana CHP kurultaylan- nı da çok yakından izledim. Bu kez parti çok ciddi bir iç hesap- lasması yasıyor, delegeler olağa- nüstu bir vicdan muhasebesi ya- pıyorlar. Görüldüğü kadarıyla bu kurultayda iradelerin özgür- ce kullanıhp kullamlamayaca- ğıyla ilgili ciddi kaygılar var. Şimdiye kadar bizim kurultay- larrmız özgür ortamlarda olur- du. Dilerim, kurultay öncesin- de bu ortam sağlamr. — İradelerin özgürce kullanı- lamaması kaygınız neden kay- naklamyor? GÛNAY — Bir psikolojik bas- kı söz konusu. Şu anda partimi- zin ve kamuoyunun destegini kazanmış bir hükümet sorunu var. Bence kurultay ve kurultay- da yönetimin değişmesi ile hü- kümetin doğrudan bir ilişkisi yoktur» Hükümet iki partinin ortak iradesinin sonucudur; DYP ve SHP içindeki grup- lann, o andaki yönetimlerinin oluşturduğu bir yapı değüdir. tki partinin programından, se- çimlerden ve sonraki gelişmeler- den kaynaklanan ortak bir ira- denin sonucudur. — AmaBaşbakan Yardımcısı olan lnönü de çekilmekten söz ediyor. GUNAY — O da bakanlardan birisi. Mesele bu kadar basittir aslında. Ama olay, hükümetin tehlikeye gireceği, hatta seçim bile olabileceği biçiminde orta- SHP bu seçimde bütün toplumun tartıştığı, konuştuğu, farklı bir siyasi çizgi ortaya koyamadı. Yani hem görüntü hem misyon kaybetti. İdeolojik bir boşluk yarattı. Bu vajıim bir nokta. SHP sıradan siyasi partilerden biri olma noktasına gidiyor. Vahim tehlike budur. Oy kaybı değil. ya kondu. Bu, hoş ve haklı bir argüman değil. Iradenin doğru kullanılabilmesi konusunda bir sıkıntı yaratıyor. — Oyleyse size göre genel başkan, bu kurultay öncesinde ne tür argümanlar kullanmalıy- dı? GÜNAY — Bu kurultay genel başkanın ve Parti Meclisi'nin iradesi içinde olmalıydı. Başka- lanmn imza toplamasına gerek kalmadan kurultay toplanma- lıydı. Kurultay öncesinde karşı tarafı köşeye sıkıştırmak yerine, partinin yaşadığı tıkanıklıgı gör- mek, bunu aşmak için kurulta- yı büyük bir tartısma platformu haline getinneyi amaçlamak ge- rekirdi. Aslında sosyal demokratlar, burjuva demokrasisinin insan hakları, örgütlenme hakkı gibi birtakım kavramlannı kuUandı- lar. Bunlar artık Batı'da burju- va demokrasilerinin hallettiği konular. Bunlar artık sol değil- dir. Başka bir parti de, dünya- nın geldiği aşama nedeniyle bunları söyleyiverdi ve şu anda sosyal demokrat parti bu söyle- ıni, hükümet içinde de ortağına kapünyor gibi gözüküyor. Ar- tık bu kavramlarla bizim solcu- luğumuz, sosyal demokratlığı- mız kendini ifade etmeye yetme- yecek. — SHP, şu anda koalisyonun öbür ortağının gölgesinde mi kalıyor? GUNAY — Çok mu güneş ışı- ğında? Benim düşündüğüm de- ğil, toplumun gördüğü önemli. — Yani SHP'de moda deyi- mıvle "erime' var mı? GUNAY — Bu terimleri kul- lanmak istemiyorum. Benim gördüğüm, toplumun ilgisini yi- tirme var. Bu, erime de olma- yabilir, bir noktada durma ola- bilir. SHP bugün olduğu yere yerleşebilir, hep barajlann üze- rinde, ama iktidar iddiasının al- Adana, Içek Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep il başkanlanndan açıklama: Baykal gelirse SHPlde deprem olur•DANA (Cumhuriyet Güney llleri B*osu) — SHP'nin Çukurova'daki 5 il bsucanı, Ulkenin ve partinin geleceğini dOunerek ve örgütü ön plana alması di- ie^vle Genel Başkan Erdal lnönü'ye t a r destek verdiğini açıkladı. Yurttaş- l a n da Deniz Baykal'a güvenmediğini sannan il başkanları, "Genel başkan a«brlıgıııı açıklama cesareti göstereme- y«ı Baykal tasfiyecidir. Bu partiye ge-. •«ıkaşkan geline SHP'de deprem olur. Parti içi kavga boşanmayla sonnçlan- mak zonındadır" dediler. SHP'nin Adana, lçel, Hatay, Kahra- manmaraş ve Gaziantep il başkanları Behcet Ünsalan, Bora Yorulmaz, Sup- hi Aker, Yusuf Kınar ve Zihni Ku'lar, dün Adana'da yaptıkları ortak, açıkla- mada, hatta sonu yapılacak olağanus- tü kurultayda înönü'yü destekleyecek- lerini bildirdiler. Seçimli olağanüstu ku- rultayın, Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın öncülüğü üzerine 400 delege- nin imzasıyla toplandığına işaret eden il başkanları, Baykal'ın Adana örgütünü zjyareti sırasında yöneltilen bir soruya, "Ben kurultay istemedim, muhatabı ol- dum, bu istemin altında imzam yok" bi- çimindeki yanıtmın tutarsız ve komik ol- duğunu söyled,iler. SHP gibi büyük bir partiye genel başkan olmayı düşünen bir kişinin tutarh, güven verici olması gerek- tiğini vurgulayan başkanlar şu değerlen- dirmeleri yaptılar: "Sayın Baykal'ın 'ben kurultay istemedim' şekiindeki açıklamasım tu- tarsızlık olarak nitelemekten kendimizi alamıyoruz. SHP gibi bü>ük bir parti- nin genel başkanlığını bedefleyen kişinin güven verici olması gerekirdi. Hiç ihti- mal verraiyonız ama aksi bir oluşumda, yani Sayın Baykal'ın genel başkan seçil- mesi dunımunda partinin ve hükümetin geleccgi belirsizliğe sürüklenecektir. tında bir yerde kalabilir. Bu ba- na yetmiyor. Ben Türkiye'nin ekonomik ve demokratik gele- ceğini ortağımıza bırakmış ol- mayı bile çok haksızlık sayıyo- rum. Buna tıkanmamamız, tes- lim olmamanuz gerektiğini dü- jünüyorum. — Kurultay bu beklentinize yanıt verebilecek mi? GÛNAY — Kurultay bu bek- lentiyi konuşmaya başlarsa bü- yük kazanım olacak. Bunun ko- nuşulmasını bekliyorum. Bunun çözümünü istemek, kurultay- dan mucizevi şeyler beklemek gibi olur. — Zaten bkaz önce söyledi- ğiniz iradelerin önündeki engel- ler, bunun yeterince konuşul- masını da engellemiyor mu? GUNAY — Kurultay bunlan çözemeyebilir. Ama tartışmaya başlayabilir. Sosyal demokrasi- nin daha modern, daha yeniük- çi, daha çağdaş ve güleryüzlü, Türkiye'nin tümünü kapsayan bir anlatımla çok daha büyük hedeflere ulaşabileceğini konuş- maya başlayabilir. Yeniükçi sosyal demokrat harekete de bunu önemli bir misyon olarak koymayı önermeye çaüşıyorum. Kurultayda kolay yöntemler vardır. Gidersiniz, iki tane ge- nel başkan adayı vardu-; hangi- si kazanacak gözüküyorsa onun kılıcını çekersiniz. Onunla bir- likte kazanmış olursunuz, ama partinin bütün bu sonınlan de- vam eder. — Bu kurultay artık son ku- rultay olarak görülüyor. Bir ta- rafın aynlacağı, partiden kopa- cağı beklentisi doğru mu? GUNAY — Bu soru çok soru- luyor. Ben böyle görmüyorum ve böyle olmamasını diliyorum. Bu sorunun çok sorulması da SHP'nin geldiği tıkanmamn bir işareti. Böyle bir sorunun akla bile gelmemesi için, bu kurul- tayda SHP'nin bütününü kav- rayan bir yönetim anlayışının sergüenmesi gerekiyor. Siyaset bir paylaşmadır. Ama tek kişi- ler ya da tek kişiler çevresinde- ki küçük grupçuklar, 'Bunu ben yapanm' mantığı içerisinde yö- netimleri tıkıyorlar. SHP'de böyle örnekler görüldü, şimdi yine denenmeye, görülmeye, zorlamaya calışıhyor. Böyle olursa dediğmiz soru gündeme gelebiür. Olur demiyorum. — Peki, kurultayda tavnnız ne olacak? GUNAY — Bunlan anlatma- ya çalışacağım. Ilk defa icimde bir kurultayda konuşma aşkı kabarmıyor. SHP bu seçimler- de bütün toplumun tartıştığı, konuştuğu, farklı bir siyasi çiz- gi ortaya koyamadı. Yani hem görüntü, misyon kaybetti, ide- olojik bir boşluk yarattı, hem oy kaybetti. Bu vahim bir nok- ta. Oy kaybedilir, kazanılır. Ama bu, bir hız almak için ge- riye çekilme midir, yoksa had- dini bilme, sıradanlaşma geriye çekilmesi midir? Şu anda gözü- ken, sıradanlaşma. SHP, sıra- dan siyasi partilerden biri olma noktasına gidiyor. Gördüğüm vahim tehlike budur. Oy kaybı değil, ideoloji kaybı, misyon kaybı önemli. BAŞKENTTEN AHMET TAN AT Yolları Dar... Türkıye'dekı "kuvvetler ayrılığı" ilkesine Amerika'dan sonra Avrupa'nın da uymaya başlayacağı anlaşılıyor Avrupa Topluluğu'nun en tepedeki iki yetkilisinden biri olan Martin Bangemann Türkiye'ye geldi. Ancak daha ön- ceki 'trafiğin' aksine Çankaya'ya değil, doğruca başba- kanlığa yöneldi. Oysa ki Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na girış kararını ve dilekçesini veren Özal'dı. Amerikalılar gibi Avrupalılar da Türkiye'de Özal'dan başka güç tanımıyorlardı. Brük- sel'den gelen genel müdür düzeyindeki konuklar bile Özal'la görüşmek isterler, Özal da onları kabul ederdi. Türkiye'de değişen iktidar, Avrupalıları da, bu uygula- mayı da değiştirtti. Cumhurbaşkanı Özal, AT'den gelen konuğun Türkiye 1 ye ayak bastığı sırada Zaman gazetesinden Fehmi Koru'ya verdiği demeçte AT'den fazla umutla söz etmiyor, şöyle diyor: "Yavaş yavaş ve açıkça siz Müslümansınız, biz Hırısti- yanız demeye başladılar. Bu mülahazalar dokümanlarda da çıkmaya başladı." Özal bu sözleri bir süre önce de söylemisti. Kendisine "Hangi dokümanlarda" diye sormuştuk. Cumhurbaşkanı "Brüksel'de AT merkezindeki komise- rın raporlarında" ya- AT şimdi Türkiye'den Ankara Anlaşması'nın gümrük birliği ile ilgili hükümlerine uymasım istiyor. Bu isteğe uyması acaba h a |j n d e jörkiye'nin büyük Turkıyenın Muslu- J ' manhğım yeni mi far gelır kayıplarına ugraması kettiler? kaçınılmaz. Yoksa bunun far- ~ " ^ " " " " ~ ~ ~ ~ " " ~ ~ ^ ^ nıtını vermiş, o rapor- ların AT parlamento- sunun ve AT siyasal organlarının görüşle- rini de yansıttığını sözlerine eklemisti. bunun kında ıdıler de Türkiye bu durumu yeni mi fark etmeye başladı? Bu, pratik yararı olmayan bir tartısma. Görünen ve anlaşılan o ki AT'nin birçok konudaki iç- tenlikten uzak bazı davranışlan Türkiye'yi yorgun düşür- müştür. Özal'ın açıklamaları bu yorgunluğun izlerini taşı- yor. Örneğin AT'nin kendi önerdiği son işbirliği paketinin bile Yunanistan bahane edilerek işletilmemesi üstesinden ko- lay gelinemeyecek bir yorgunluktur. Martin Bangemann bu sabah Demirel'den sonra Dev- let Bakanı Tansu Çıller ile AT - TC ilişkilerini görüşecek. Bu görüşmede de Türkiye'nin gümrük birliği ile ligili yü- kümlülüklerini yerine getirmesini isteyecek. Türkiye gerçekten topluluğa karşı bazı yükümlülükleri- ni yerine getirmiyor. Oysa ki 1964 Ankara Anlaşması'nda gümrük duvarlan ile ilgili düzenlemeler yapacağını vaat etmiş, buna karşılık topluluk da Türk işcilerine serbest do- laşım hakkından söz etmişti. Avrupa'nın değişen toplumsal ve ekonomik koşullar ne- deniyle Türklere böyle bir hakkı tanımasının söz konusu olmayacağı ortaya çıktı. AT şimdi Türkiye'den Ankara Anlaşması'nın gümrük bir- liği ile ilgili hükümlerine uymasım istiyor. Bu isteğe uyması halinde ise Türkiye'nin büyük gelir kayıplarına ugraması kaçıhılmaz. " • -«* Bu kayıpları gidermek için bazı dengeler elde etmek gerek. AT'nin yaptığı "Matutes paketi" diye de anılan işbirliği önerisi bunlardan biri. Ama topluluk kendi önerdiği bu pakete Yunanistan en- geli yüzünden dokunmak istemiyor. Demirel'in AT Başkan Yardımcısını kısa bir görüşme- den sonra, paket ışlerinden sorumlu Tansu Hanım'a ha- vale etmesi, inşallah "AT paketi"ni hayra tebdil eder. Yoksa Özal'ın dediği üzere'ATnin uzun ince yolu" in- celdiği yerden kopabılecektir. Özal, Iran'a gidiyor • ANKARA (ANKA)— Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1992 yılının ilk yurtdışı gezisini İran'a yapacak. Özal, 16-17 şubatta Tahran'da yapılacak ECO zirvesine katılacak. Türkiye, İran ve Pakistan'dan oluşan Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO) toplantısında Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yani sıra İran Cumhurbaşkanı Haşemi Rafsancani ve Pakistan Cumhurbaşkanı tshak Han da yer alacaklar. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in de Özal'a eşlik etmesi bekleniyor. Bu arada zirvenin gündemini hazırlamak üzere 4-5 şubat tarihlerinde ECO Bakanlar Konseyi, Ankara'da toplanacak. Toplantıya Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ve Pakistan Dışişleri Bakanı Sıddık Kanju katılacak. DYP'de eleştiri toplantısı • ANKARA (ANKA) — DYP Genel İdare Kurulu, seçimlerden sonra ikinci toplantısını 25 ocak cumartesi günü yapacak. Başbakan Süleyman Demirel'in iki haftada bir toplanmasını istemesine karşın hükümet çalışmalannın yoğunluğu nedeniyle yapılamayan GİK toplantıları genel merkez yöneticilerinin ısran üzerine gerçekleştirilecek. Başbakan ve Genel Başkan Süleyman Demirel başkanlığında yapılacak toplantıda bazı GİK Uyelerinin partinin "ikinci plana düşürülmesi" ve "parti-hükümet ilişkilerinin kopuk olduğu" yolunda eleştirilerde bulunmalan bekleniyor. Ejrken emeklilik komisyonda • ANKARA (AA)— DYP ve SHP gruplarının, emeklilikte yaş sınırının kaldırılmasma ilişkin yasa önerisi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün ele alınacak. Emeklilikte yaş sının getiren hükümleri kaldıran öneriye göre herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak çalışan kadınlar 20 yıl, erkekler ise 25 yıhnı tamamlamalan halinde emekü olabilecekler. Yasa önerisi, Emekli Sandığı'na tabi olan iştirakçilerin yani sıra Bağ-Kur ve SSK ile tarım işçileri, Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına giren işçiler, tarımda kendi nam ve hesabına çalışan kişileri de kapsıyor. Eğitim ve öğretim hizmetlerinde görev yapanlar, çıkarılacak yasadan 1 Temmuz 1992 tarihinden itibaren yararlanabilecekler. DYP ve SHP grup yöneticileri, emeklilerle ilgili yasa önerisini en kısa zamanda yasalaştırmayı amaçladıklarını belirterek onerinin komisyonda görüşuldükten sonra bu hafta genel kurulda öncelikle ele alınmasını planladıklarını bildirdiler. # Cindoruk'un kabulleri ANKARA (AA) — TBMM Başkanı Husamettin Cindoruk, "Emekli, dul ve yetim ayhkları ile geçinenlerin hayat şartları karşısında buyük bir vatanperverlikle dayandıklarını goruyorum. Hepsini kutluyorum" dedi. Cindoruk, Tum Sivil Emekliler Derneği Genel Başkanı Mustafa Turna ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Emeklilerin içinde bulundukları sıkıntılan bildiğini ifade eden Cindoruk, >o^lerini şöyle sürdürdü: "Üstelik enflasyon olan bir ulkede sabit gelirlilerin ne kadar alım gucu kaybettikleri ortada. Uğradığınız bu haksızlığı Meclisimizin onarması mumkün ise elimizden geleni yapacağız."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle