Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14
H Ü K Ü M E T T E N N E B E K L İ Y O R L A R ?
21 OCAK 1992
TJ^ürkiye'nin belli başlı meslek örgütlerini oluşturan odalar, dernekler, birükler ve sendikal kuruluşlar, toplam üye sayısı olarak geniş bir tabana
sahiptirler. Toplumun çok değişik kesimlerini örgütlemiş olan söz konusu meslek kuruluşlarından bir bölümü, yeni hükümetten neler beklediklerini
çeşitli vesilelerle kamuoyuna duyurdular. Ama biz, bu kuruluşlann başkan ya da temsilcilerinin ağzından, hükümetten ne bekledikleriniokurlanmıza
topluca iletmek istiyoruz. Türkiye Ticaret, Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Borsalar Birliği, Türk Mühendis, Mimar Odaları Birliği, Türk
Tabipleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türkiye Ziraatçılar Derneği, Türkiye
Ormancılar Derneği, Diş Hekimleri Derneği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, tdareciler Derneği, Müteahhitler Birliği, Türkiye İşveren
Sendikalar Konfederasyonu, Tİ1SİAD, Turk-lş ve DISK, başvurduğumuz ve açıklamalanna dört gün boyunca yer vereceğimiz kuruluşlar arasında...
Enflasyonist beklentiler kınlmalıHükümet 1992 yılında, parasal konularda enflasyonist beklentileri kıracak tutarlı ve kararlı bir politika izlemelidir. İşçi-işvenen
ilişküerinin de bir sosyal uzlaşma çerçevesi içinde yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Özel sektörün hükümete destek olması lazım.
X Orkiye'nin 1992 yılı gündemindeki en
önemli iİci sorun enflasyon ve durgunluk-
tur. Ekonominin karşı karşıya olduğu di-
ğer sorunlar bu iki sorunun sebep ve
sonuçlan niteliğindedir.
Türkiye 1992 yılına, 1991'den devralınan
önemli bir enflasyonist baskı altında gir-
mektedir. Bunun bir sonucu olarak yılın ilk
üç ayında enflasyonun bir yükselme tren-
di içine girmesi beklenmektedir. 1991 yılı
sonu itibanyla %70'lerde seyreden enflas-
yonun %80'lere doğru tırmanması söz ko-
nusudur. Bu tırmanışın, %2'ler civarında
olan büyüme trendini yılın Uk aylannda
daha da baskı altına alması söz konusu-
dur. Böylece 1992'nin ilk uç ayı kaybedil-
miş olacaktır. Ekonominin bundan sonra
göstereceği seyir, hükümetin açıklanan is-
tikrar tedbirlerinin çizeceği rotaya bağlı
olarak gelişecektir. Herhalde bu tedbirle-
rin gerektirdiği uyum süreci ve ekonomi-
nin ilk üç ayın şokundan çıkması yıl
ortasıru bulacaktır. Böylece geçen yıl oldu-
ğu gibi 1992'nin ilk altı ayında da gerek
enfîasyon, gerekse ekonominin canlanması
açısından iyimser bir bakış oluşturulması
oldukça güçtür.
Ancak, bazı sartlar yerine getirildiğin-
de yılın ikinci yansından itibaren, hatta yer
yer ikinci çeyrekten itibaren baa olumlu
sonuçların alınması mümkıin olabilecek-
tir. Esasen, Türk özel sektorünün 1992'den
esas bekJentisi kantitatif ve kısa vadeli iyi-
leşmelerden çok, kalıcı ve kalitatif iyileş-
melerdir. Bu da ekonomininin sağlıklı bir
gelişme trendi içine girebilmesi için kamu
açıklarının azaltılması ve piyasa mekaniz-
masının etkin bir biçimde işlerlik kazan-
ması amacıyla atıiacak cesaretli adımlarla
mümkün olacaktır.
Bugün Türk ekonomisini sağlıklı bir iş-
Ieyişten uzaklaştıran en önemli faktör
KIT'lerdir. KlTler sadece kamu acıklan-
nın yarısını yaratmakla kalmamakta, ser-
maye piyasaSL, işgücü piyasası, mal ve
hizmet piyasalan üzerinde de çeşitli olurn-
suz etkiler yaratarak ekonominin geri ka-
lan kısmının etkin işleyişini
engellemektedirler. Türkiye ekonomisi esa-
sen kıt olan sermaye, nitelikli işgücü, ham-
madde ve döviz kaynaklannın önemli bir
bölümiinü KİT girdabında kaybetmekte-
dir. KlT'ler aşırı ücret artışlanna ve fiyat
artışlarına öncülük ederek, devlete karşı
vergi ve sigorta yükumlülüklerini yerine ge-
tirmeyerek, yarattıkları döviz getirisinin
çok üzerinde dış kaynak kullanarak, yarat-
tıkları net katma değerin çok ötesinde iç
kaynak talep ederek ekonomik dengelerin
altüst olmasında birinci derecede rol oyna-
maktadır.
Tüm açıklığıyla kamuoyunun gözleri
önünde yıllardır cereyan eden bu sürecin
durdurulması zamanı gelmiştir. Türkiye,
enflasyonu engellemek, ekonomisini tam
Beş yıl boyunca TOBB'nin başkanvekilliğini sürdurmüş olan
Rona Yırcalı, 10 ekimden bu yana TOBB Yönetim Kurulu
Başkanlığı'nı yürütmekte. Türkiye Ticaret ve Sanayi Odaları,
Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, tum illerle
buyük ilçelerde toplam 303 oda ve borsayı çatısı altında
topluyor. 600 bini aşkın üyesiyle bir anayasal kuruluş olan
TOBB, Turkiye'nin en buyük ozel sektor örgutlenmesi
niteliğinde.
olarak dışa açmak, hızü bir sanayileşme sü-
recini başlatmak, kamunun asli görevleri-
ni tam olarak yapmasını sağlamak ve
kamunun aciliyet kazanmış olan yeni gö-
revlere kaynak ayırmasıru sağlamak istiyor-
sa KİT kamburundan mutlaka kurtulmak
zorundadır. Türk özel teşebbüsünün 1992
yılında en önemli beklentilerinden birisi
KlT sorununun öngörülebilir bir zaman
içinde çözümlenmesi sürecinin başlatıl-
masıdır.
KlT sorununun çözümlenmesi şüphesiz
çeşitli sosyal ve ekonomik maliyetleri be-
raberinde getirecektir. KİTlerdeki işgücü
fazlasırun tasfiye edilmesi hassas bir konu-
dur. Aynca KlTlerin özellikle ticari ban-
kalara olan borçlannın ödenmesi gereği de
sorunun çözümünü güçleştirmektedir.
Türkiye'nin bu sorunu çözerken daha
büyük sorunlar yaratılması riski ile karşı-
laşması söz konusudur. Bu nedenle KlT so-
rununun çözümü, mutlak surctte dış destek
alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu amaç-
la Dünya Bankası ile yapılan görüşmeler
ümit vericidir. Kısmi bir işsizlik sigortası-
nın kurulması, tasfiye edilen genç işçilerin
yeniden eğitilerek ekonomiye kazandırıl-
ması, borçlann tasfıyesinde uygun dış
uyum kredilerinden yararlanılması mutla-
ka gündeme gelmelidir.
1992'nin gündeminde önemle ele alınma-
sı gereken diğer bir konu ihracattır. Hızla
değişen dış dünya koşullarında Türkiye
mevcut fırsatlan gecikmeden değerlendir-
mek, sahip olduğu pazarlan korumak ve
yeni aülımlarını sürdürmek zorundadır.
1989 ve 1990'da döviz kurunun enflasyo-
nun altında seyretmesi, çeşitli teşviklerin
kaldınlması ve önemini yitirmesi, 1991 yı-
lında dünyada yaşanılan durgunluk Türki-
ye'nin ihracatta kazandığı ivmeyi önemli
ölçüde törpülemiştir. ihracatta sağlamlan
rakamsal gelişmeler yetersiz olduğu gibi
fevkalade aldaiıcıdır. Bugün ihracat büyük
güçlüklerle kazanıimış dış pazarların kay-
bedilmesi için katlanılan fedakârlıklarla ge-
lişmektedir. Ihracaün geliştirilmesi için
atıiacak en önemli adım EXIMBANK kre-
dilerinin yeterli bir düzeye ulaştırılmasıdır.
1992 yılında diğer önemli bir beklenti-
miz finans kesimi reformunun şekillenmesi
ve hissedilir sonuçlar vermeye başlaması-
dır. Bu konuda en acil sorun kredi faizle-
ridir. Bu alanda atıiacak ilk adım kredi
faizleri ile mevduat faizleri arasındaki bü-
yük marjm kapatılmasıdır. Diğer bir ifa-
de ile kaynak transfer maliyetlerinin
gelişmiş ülkelerdeki tek rakamlı düzeylere
çekilmesi gerekmektedir. Kredi faizlerinin
aşağı çekilebilmesi için devlet borçlarmın
azaltılması da temel önkoşullardan bi-
risidir.
Esasen, borç faizi yükünden kaynakla-
nan acikların azaltılması için de bu yönde
bir gelişme olması kaçınılmazdır.
Finans kesımı reiörmu çerçevesinde bor-
sarun canlandınlması ve altematif tasarruf
araçlannın geliştirilmesi de 1992 yılının
gündeminde olmasını beklediğimiz konu-
lar arasındadır.
1992 yılından bir diğer önemli beklenti-
miz harcama ve vergi sistemimize disiplin
getirecek tedbirlerin alınmasıdır. Fonlann
bütçeye dahil edilmesi, vergi adaletinin sağ-
lanması, kayıt ve belge sistemini yaygınlaş-
tıncı tedbirlerin ahnması öncelikli konular
arasında yer almaktadır.
Bu arada 1992 yılında sıfır bazh bütçe
uygulaması yapılarâk mevcut harcama ka-
lemlerinin rasyonel bir temele oturtulma-
sı zamanının geldiğine de inanıyoruz.
Nihayet 1992 yılında hükümetin parasal
konularda enflasyonist beklentileri kıracak
tutarlı ve kararlı bir politika izlemesi, özel
kesim ve diğer kesimlerle sürekli diyalog
içinde ekonomide durgunluk yaratan
olumsuz bekleyişlerin düzeltilmesini sağ-
laması gerekmektedir. Bu arada özellikle
işçi-işveren ilişküerinin bir sosyal uzlaşma
çerçevesinde düzenlenmesi için kalıcı bir
mekanizma oluşturulması da büyük önem
taşımaktadır.
Burada son olarak şunu da belirtmek is-
tiyorum ki, 1992 yılında özel sektöre de
önemli görevler düşmektedir. Her seyden
önce özel sektörün hükümete bu alanda
destek ve yardımcı olması gerekmektedir.
Bunun dışında özel sektör, olaylan ve
alınan kararlan yakından izleyerek gerek-
li uyum tedbirlerini süratle uygulamaya
koymak zorundadır. Nihayet özel sektör
enflasyonun aşağı çekilmesi sürecinde üze-
rine düşen fedakârlıklan da üstlenmek zo-
rundadır.
Bugüne kadar yaşadığnruz tecrübeler
özel sektörün gerekliliğine ve doğruluğu-
na inandığı kararlara uyum' yapma ve bun-
lann gerektirdiği fedakarhklara katlanma
konusunda yüksek düzeyde bu bilince sa-
hip olduğunu göstermiştir. Bu bakımdan
özel sektörün 1992'nin başanlı bir yıl ol-
masında üzerine düşen görevi tam olarak
yapacağından kimsenin kuşkusu olma-
malıdır.
DOSağlık hizmeti
halka yakın olsunX ürk Tabipleri Birliği olarak, yeni hü-
kümetten beklentilerimiz; genel demokra-
tikleşme ve sağlık hizmetleri alanında
toplanabilir. Genel olarak ülkemizin sorun-
larına kısaca bir göz atarsak, beklentileri-
mizi de buna göre sıralayabiliriz.
Ülkemizde demokratik süreçlerin geliş-
tirilmesi, katılımın sağlanması anlamında
ciddi sorunlar mevcuttur. Toplum kesim-
leri kendileri ile ilgili süreçlerde söz ve ka-
rar sahibi değillerdir. örgütlenme, hak
arama yolları tıkalı hale getirilmiştir.
Üretenlerin sağlık sorunlan son 10 yıl-
da daha da bozulmuştur. Gelir dağılımı bo-
zulmuş, işsizlik oranı yükselmiş, iş kazalan,
meslek hastahkları oranı yükselmiş, top-
lum bilimsel düşünceden uzaklaştırürnıştır.
Beslenme, barınma, alt yapı ile ilgili so-
runlar giderek artmıştır.
Ülkemizde insan haklan ile yaşama hak-
kı ile ilgili ciddi sorunlar yaşannuş ve ha-
len yaşanmakta, Güneydoğu'da bir yangın
devam etmektedir.
Hayat pahaJıhğı dayanılmaz boyutlara
ulaşmıştır.
Sağlık örgutlenmesi ile ilgili sorunlar art-
mış, hizmetler dağınık bir hal almıştır.
İedavi edici sağhk hizmetleri provoke
edilmiş, sağlık hizmetleri çok pahalı bir ha-
le gelmiştir.
Sağhk, alınıp satılabilen bir meta hali-
ne getirilmiş, devletin bu alandaki sorum-
luluğu giderek aza indirflmiş ve pazar
koşullanna terk edilmiştir, sağlık alanına
KDV uygulaması getirikniştir.
Gayri Safi Milli Hasıla'dan sağlığa ay-
rılan pay giderek azalmış, bu payın içinde
de kamunun yeri giderek düşmüş, özel sek-
tör payı artmıştır.
Sağlık personelinin özlük haklan, de-
mokratik talepleri ile ilgili sorunlan dağ gi-
bi büyümüştür. Hekimlere zorunlu hizmet
getirilmiş, haftalık 80-90 saatlik çalışma-
Turk Tabipleri! Birliği (TTB), 1953 yılında kurulan, hekim
sayıları 20O'ün üzerinde olan ve 42 ildeki Tabip OdaJarı'nın
bağlı bulunduğu bir ust kuruluştur. Ülke çapında 30 bin
hekimin yaklaşık 35 bininin üye olduğu TTB'nin
başkanhğını, 1990 Haziranı'ndan bu yana Dr. Selim Ölçer
yurütüyor. 1948 Silvan doğumlu olan Olçer, 1972 yılında
başladığı doktorluk görevini Ankara Numune Hastanesi'nde
surdüruyor.
nın karşüığı çoğu kez verümemiştir.
Sağhk alanında çahşan insanların sağ-
hklan ile ilgili riskler artmış, sağhk hizmet-
lerini düzeltmek için yalnızca hekim
sayısını arttırma yeterliymiş gibi bir yanıl-
gı dolu uygulama başlatıhnıştır.
Böylesi sorunlar karşısında hükümetten
beklentilerimiz şunlardır:
Genel demokratikleşme anlamında
Türkiye'de Kürt sorunu ile odaklaşan in-
san hakları sorunlan; İnsan Haklan Ev-
rensel Beyannamesi, Paris Şartı, Helsinki
Bildirgesi ışığında çözümlenmeli, devlete
karşı insanlann korunması bir yaşam bi-
çimi haline getirilmelidir. Buna bağh ola-
rak Kurt halkının üzerindeki baskılar son
bulmahdır. Ülkemizin insanlarının bera-
berHği ve birliği için gerekli her şey gerçek-
leştirilmeli, Güneydoğu'daki yangının
söndürülmesi için hükümet attığı olumlu
adımlan sürdürmelidir.
Düşünme, örgütlenme özgürlüğu sağlan-
malı, bu konudaki yasal engeller ve uygu-
lamalar kaldırılmalıdır.
Memurlara sendika hakkı tanınmah ve
işlevsel kılınmalıdır.
Enfîasyon için tedbirler ahnmah ve ge-
lir dağılıırundaki bozukluk onanlmalıdır.
Sağhk hizmetleri için sağlam kaynakla-
ra dayalı bir fînansman sistemi bulunma-
h, sağüğa aynlan pay Gayri Safi Milli
Hasıla içinde en az %5'e çıkanlmalıdır.
Halkın sağhk hizmetlerine kolay ulaşa-
bileceği ve hasta - hekim arasında, hasta
- hastane arasında para ilişkisinin kalka-
cağı bir finans sistemi kurulmalıdır. "Pa-
rası olana sağlık hakkı" anlayışı yok
edilmelidir. Parasırun olup olmadığına ba-
kılmaksızın herkesin sağîığı güvence altı-
na ahnmalıdır.
Sağlık hizmetlerinin örgutlenmesi yeni-
den düzenlenmeli ve halkın ve sağhk per-
sonelinin denetimine açık hale
getirilmelidir. Hizmetin planlanmasından
üretimine, üretiminden tüketimine her aşa-
mada bu hizmeti üreten sağlık personeli-
nin ve tüketen halkın katılımı sağlanmah
ve hizmetler desantralize ediüneli, yerleş-
me sağlarurken sağhk hizmeti üreten birim-
lerde de yerelleşme gerçekleştirihnehdir
(üretenlerin yönetime katüması, yönetici-
lerin seçimle atanmalan vb. gibi).
Temel sağlık hizmetlerine öncelik veril-
meli, kamu bu alanda sorumluluğunu
unutmamalıdır. Konıyucu, tedavi edici he-
kimlik uygulamalannın ilk basamağı güç-
lendirilmeli, birinci basamak hekünliği bir
disiplin olarak desteklenmelidir.
Yılda 5000 hekim üretiminden acilen
vazgeçilmelidir, hekimlere mecburi hizmet
kaldırılmalıdır.
Sağlık alanında KDV uygulaması kaldı-
rılmalıdır.
Bu hükümetin başarıh olması şu anda
kamuoyunun ortak dileği gibi gözükmek-
tedir. Ancak başan herhalde demokratik-
leşmede atacağı adımlan ve sivil toplumu
yaratmadaki becerisinde noktalanacaktır.
'SAĞLIK PAYI'NA PROTESTO— Istanbal Tabip Odası ve Diş Hekimleri Odası, 198»'in aralık ayında Çaglayan semtinde
diizenledikleri "sessiz yüriiyiiş"le, bütçede sağlık hizmetierine aynlan payın gülünçlügünü dillendirmişlerdi.
DMHIl^tkive sorumluluk var,hak yokMimarlık ve mühendislik eğitimi ülke gerçeklerine uymuyor.TMMOB'nin yükseköğretim programlanna yönlendirici katılımı gerek.
Kamu çalışanı mimar ve mühendisler ekonomik zorluk içindedir. Yetki ve sorumluluklarına uygun hak ve özgürlükleri yok.
Ul lkemizdeki mühendis ve mimarlar ile
onların mesleki kuruluşu Türk Mühendis
Mimarlar Odaları Birliği son 11 yıldan çok
olumsuz etkiknmiştir. Ülkedeki demokrasi
dışı koşulların ve uygulamaların yarattığı
olumsuzluklar bizlere ve sektörümüze bi-
rebir yansımıştır.
Ücret duzenlemelerinde üyelerimizin du-
rumu göz ardı edilmiş, layık olduklan üc-
retler kendilerine verilmemiştir.
Eğitimleriyle kazandıklan mesleki yetkile-
ri, bir alt eğitim grubuna verilmiştir.
Mühendis ve mimarlar tek mesleki ku-
ruluşu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliği'nin yasasında yapılan değişiklikle et-
kisiz hale getirilmeye çalışılmıştır.
TMMOB vesayet altına sokulmak isten-
miştir.
Bugün ülkemizdeki gelişmeler, yeniden
demokrasiyi vaat edip geliştirecek bir or-
tamı yaratmıştır. Yeni bir toplumsal uzlaş-
ma dönemine girildiği görülmektedir.
Böyle bir uzlaşma katüımcı demokrasi adı-
na umut vermektedir. Görev başındaki yö-
netimin, yakın geçmişte yaşanan
olumsuzluklan dışlayan, demokratikleşme-
yi temel alan bir doğrultudaki programı
yaygın bir kamuoyu desteği sağlamış du-
rumdadır.
Bu çerçevede gerek örgütsd gerekse mes-
leki sorunlanmıza eğilineceğini umuyoruz.
Bu sorunlarımızı özet olarak sıralamaya
çahşarak, aşağıdaki şekilde tanımlaya-
bihriz:
Kamu niteliğindeki meslek kuruluşları-
nın üzerindeki her tür vesayet ve baskının
kaynağı olan 1982 Anayasaa'run 135. mad-
desinin yeniden ele alınması ve demokra-
tik normlara uygun nitelikte
düzenlenmesini birliğimiz demokratikleş-
menin gereği saymaktadır. Birliğimiz bu
çerçevede yapılacak çalışmalara ilgili mes-
lek kuruluşlannın katılımının, çok önem-
li ve yönlendirici katkılar sağlayacağına
inanmaktadır.
TMMOB 1954'te çıkanlan 6235 sayılı
kendi kuruluş yasasının 12 Eylül sonrasın-
da 66 ve 85 sayıh KHK'lerle getirilen anti-
demokratik değişikliklerden ivedi olarak
anndınlmasını, bu amaçla 66 ve 85 sayıh
1954 yılında kurulan Turk Mühendis Mimar Odaları Birliği,
Turkiye'deki 200 bin mühendis ve mimann meslek
kuruluşudur. 19 odası bulunan TMMOB'nin başkanhğını
yuruten Teoman Alpturk, 1971 yılında İDMMA Elektrik
Muhendisliği Bolumu'nden mezun olduğundan bu yana
TEK'te çalışıyor. 1974'ten beri TMMOB'nin birçok değişik
kademesinde görev alan Alpturk, 1984'te seçildiği TMMOB
Başkanhğı'nın yanı sıra 1981'den bu yana Elektrik
Muhendisleri Odası'nın da başkanhğını yapıyor.
KHK'lerin hemen yürürlükten kaldınlma-
sını talep etmektedir.
TMMOB özellikle kendi ilgi ve uzman-
lık alanlarında kalan ülkemiz kalkınması-
nın temel sektörlerine Uişkin karar ahnması
süreç ve mekanizmalanna katılmayı, yet-
kililerle verimU bir diyalog içinde bulun-
mayı zorunlu bir görev saymaktadır.
Bu çerçevede TMMOB uzun yıllardan
gelen deneyim ve bilgi birikimini hükümete
aktarmak suretiyle verimli bir işbirliği için
kendine düşeni yerine getirmek kara-
rındadır.
Birliğimiz, ithal mallarında ve üretimde
kahte kontrolünün ciddi biçimde yapüması
gereğine işaret etmekte ve bu amaçla birli-
ğimizin ilgili tüm ihtisas birimleriyle kont-
rol mekanizmaları içinde yer ahnayı kendi
asli görev ve işlevleri olarak görmektedir.
Bu nedenle birliğimiz, hiç temsil edilme-
diği TSE'de yeniden etkili ve yönlendirici
biçimde temsil edilmesinin yasal yollarının
açılması talebindedir. Birliğimiz MPM ve
KOSGEB'deki temsiliyetinin daha etkin
hale getirilmesini, birliğin uzmanhk alan-
larındaki zenginliğinin zorunlu kıldığı bir
düzenleme olarak kabul etmektedir.
Birliğimiz gUnumüzün mühendislik - mi-
marlık hizmetlerini yönlendirebilmesi bir
yana, tanımlayabiimesi dahi mumkün ol-
mayan, 1938 yıünda çıkanlmış "Mühendis-
lik - Mimarhk Hakkındaki Kanun"un
günün koşullanna uygun duruma getiril-
mesini zorunlu bulmaktadır.
TMMOB, yüksek öğretim mühendislik
ve mimarlık eğitiminin, ülkemiz gerçekle-
ri ile gereksinimlerini karşılayacak bir ni-
teliğe ve yönlendirmeye kavuşturuhnasuıın
gereğine inanmaktadır. Bu amaçla
TMMOB'nin yükseköğretim porgramlan-
na yönJendirici katılımı ile TMMOB-
üniversite işbirliğinin yasal gereklilik ola-
rak sağlanmasmın çok olumlu katkılar ge-
tireceğine inanıyoruz.
Son yıllarda uygulana gelen ekonomi
politikalan sonucu kamu çahşanlannın bü-
yük bir ekonomik sıkıntıya sokulduklan
bilinmektedir. Kamu çalışanı mühendis -
mimarlann ekonomik durumlan da aldık-
lan eğitim, yetki ve sorumluluklan yanı sıra
ürettikleri hizmetlerin nitehlcleriyle de bağ-
daşmayan bir düzeye düşürülmüştür.
Aynca kamu çahşanlan, sözleşmeli per-
sonel istihdam uygulamasıyla yapay ayı-
nmlara, haksız ayncahklara tabi tutulmuş.
devlet personel rejimi tam bir kargaşanın
içine itilmiştir.
Birliğimiz öncelikle, kamu çahşanlan
arasında haksız ayncahklar yaratan statü
farklılıklannın giderilmesini, tüm kamu ça-
hşanlan için grevli, toplu sözleşmeü sen-
dika kurulması hakkının yasal güvencelere
kavuşturuhnasım savunmaktadır.
TMMOB 21 yıldan bu yana uygulana
gelen 657 sayıh Devlet Menıurlan Kanu-
nu çerçevesinde kamu görevlisi mühendis
mimarlann giderek ağırlaşan ekonomik,
demokratik sorunlanrun çöztilemeyeceği
inancındadır.
Bu nedenle, birliğimiz mühendis ve mi-
marlann, ekonomik sorunlanru çözüm yo-
luna sokacak, çağdaş demokratik hak ve
özgürlüklerini güvence altına alacak yeni
ayn bir statü önermektedır.
Birliğimiz açıkladığı bu sonınlann çö-
zümü doğrultusunda hükUmetinizce yürü-
tülecek tüm çalışmalara doğrudan
katılarak, katla koymayı görev bilmektedir.
SLHECEK