Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK 1992 HABERLER CUMHURİYET/3
Dışişleri Bakanlığı Türki cumhuriyetlere yönelik kültür paketi hazırladı
Türkiye Doğu'ya açıhyor
HAKAN AYGÜN
ANKARA — Dışişleri Ba-
kanhğı, eski Sovyetler Birliği'n-
deki Türki cumhuriyetlere yöne-
lik kültür paketi hazırladı. Eği-
tim ağırhklı paket, bınlerce öğ-
renciye Türkiye'de yukseköğre-
nim olanağı sağlanmasını öngö-
rüyor. Bu çerçevede, ÖSYM, ha-
ziran ayında Bakü'de ögrenci
Seçme ve Yerleştinne Sınavı ya-
pacak. Uygulama, büyükelçilik
açılacak diğer Türki cumhuri-
yetlerde de yaygırılaştınlacak.
Dışişleri Bakanlığı Kültür Da-
ircsi tarafından hazırlanan ve
Milli Güvenlik Kurulu'na sunu-
lan "Türki cumhuriyetlere yöne-
lik kültür paketi" eğitim, sanat
ve bilimsel alanlarda bu cumhu-
riyetlere yönelik olarak izlenecek
stratejinin ana hedefleri ile yü-
rütülecek faaliyetleri içeriyor.
Pakette en önemli hedef olarak,
Türkiye'de bu cumhuriyetlerden
gelecek gençlere eğitim olanağı
Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Milli Güvenlik Kurulu'na sunulan paket, Türki
cumhuriyetlerde Türkiye sevgisinin yaygınlaştırılmasını ve lobi oluşturulmasını hedefliyor. Kültür
paketinin içinde Bakü'de üniversite sınavmm yapılması ve Türk dilîeri sözlüğü hazırlanması gibi
eğitim, sanat ve bilim alanlannda çeşitli faaliyetler yer alıyor.
sağlanarak, ileride Türki cum-
huriyetlerde "güçlü bir Türkiye
lobisi oluşturulması" yer alıyor.
Pakette neler var?
Türki cumhuriyetlere özelük
ve gereksinimlerine göre farklı
yöntemlerle yaklaşıhnasını ön-
gören paketin ana hatlan şöyle:
Kültür merkezleri: Türki
cumhuriyetlerde açılacak büyü-
kelçüiklerin her birinde "kültür
merkezi" de bulunacak. Türki-
ye'deki Amerikan Kültür veya
Ingiliz Kültür merkezleri gibi
hizmet verecek kültür merkezle-
rinde çeşitli etkinlikler gerçek-
leştirilecek. Bu merkezlerde bi-
rer de kütüphane kurulacak. Bu
amaçla Dışişleri Bakanlığı, kla-
sik ve çağdaş Türk edebiyatının
ünlü isimlerinin eserlerini satın
aldı. Kitaplar, büyükelçiliklerin
açılmasıyla birlikte cumhuriyet-
lere gönderilecek.
Türk okuUan: Agırlıklı ola-
rak Türkiye'ye burslu ögrenci
getirilerekTürki cumhuriyetler-
deki öğrencilere çeşitli branşlar-
da eğitim verilecek. Böylece ge-
leceğin yöneticilerine Türkiye
sevgisi aşılanacak. Uzun vadede
ise cumhuriyetlerde, Türkiye'de-
ki "Roben Kolej veya Avustur-
ya K12 Lisesi" örneklerine ben-
zer "Türk okullan" açılacak. Bu
okullarda Türkiye Türkçesi ile
eğitim yapılacak.
Türk yardan teşkilatı: Dışiş-
leri Bakanlığı bünyesinde "Türk
yardım teşkilatı" kurulacak.
Böylece Türki cumhuriyetlere
yönelik faaliyetlerin koordinas-
yon içinde yürütülmesi sağlana-
cak. Teşkilat bünyesinde Dışiş-
leri müsteşarı başkanlığında
oluştunılacak kunılda, Kültür
Bakanlığı ve Milli Eğitim Ba-
kanlığı gibi bakanhklar ile TÜ-
BİTAK ve YÖK gibi konuyla il-
gili kuruluşlann temsilcileri yer
alacak. Teşkilat, Türk Tanıtma
Vakfı gibi Tttrkiye'yi dışanda ta-
nıtmaya yönelik faaliyet göste-
ren vakıflarla işbirliği yoluna gi-
decek. Cumhuriyetlere yönelik
arzulanmayan faaliyetler içinde
bulunan bazı vakıflar da dene-
tirn altında tutulacak. Vakıf,
Türki cumhuriyetlere bilimsel,
teknik, kültürel ve eğitime iliş-
kin yardımlarda bulunacak.
Cumhuriyetlerde üniversite sı-
navı: Başta Azerbaycan olmak
üzere Türki cumhuriyetlerden
binlerce öğrenciye Türkiye'deki
üniversitelerin kapılan açılacak.
öğrencilerin bir kısmına Milli
Eğitim Bakanlığı ve çeşitli kuru-
luşlar aracüığryla burs verilecek.
Büyük bir böhımüne de "düşük
öğrenim bedeli" karşıhğmda
eğitim olanağı sağlanacak.
ÖSYM, bu çerçevede Türki
cumhuriyetlerde üniversite sı-
navlan yapacak. Üniversite sına-
vı yapılacak ilk merkez Bakü
olacalc. Önümüzdeki haziran
ayında gerçekleşecek sınav, bü-
yükelçilik açılacak diğer Türki
cumhuriyetlerin başkentlerine
de yaygınlaştırılacak. Cumhuri-
yetlerden gelecek öğrenciler,
1992-1993 öğrenim yılında Tür-
kiye'de eğitim görmeye başlaya-
caklar. Bu arada Türkiye'deki
üniversitelerin bu cumhuriyet-
lerdeki üniversiteler ile işbirliği
de genişletilecek.
Türk dilleri lugan: Dil birliği-
ni sağlamaya yönelik olarak,
cumhuriyetlerin Kiril alfabesin-
den Latin alfabesine geçişlerine
yardımcı olunacak. Bu amaçla
ilk aşamada "Türk dilleri
lügatı" hazırlanacak. Kültür Ba-
kanlığı'nın hazırlık çalışmalan-
nı başlattığı sözlükte, Türkiye
Türkçesinde yer alan sözcükle-
rin Türki cumhuriyetlerdeki kar-
şılıkları yer alacak. Ruscadan,
Arapçadan veya Farsçadan bu
cumhuriyetlerde kullanılan
Türkçeye girmiş sözcükler de
sözlüğe alınacak.
Dini faaliyetler: Türki cum-
huriyetlerde dini gelişmelerin
Türkiye modeline yakın olması-
nı sağlamak amacıyla dini alan-
daki yardım sürecek. Bu cumhu-
riyetlerden getirtilecek öğrenci-
lere imam hatip okullannda eği-
tim verilerek din adamı olarak
yetismeleri sağlanacak.
Azerbaycan Halk Cephesi lideri Elçibey:
Bağuıısızlık
lafta kaldı,
patron Rusya
Azerbaycan Halk Cephesi lideri Ebulfeyz
Elçibey'e göre Bağımsız Devletler
Topluluğu'na eski Sovyetler Birliği Komünist
Partisi'nin ruhu hâkim. Gorbaçov'u
Azerbaycan halkını kana buladığı için cani,
insanlık için ise büyük biri olarak tanımlayan
Elçibey, Yeltsin'in kendini büyük bir hızla
yıktığını savunuyor.
dür. Yeltsin eski SSCB'de ikin-
ci adamdı. Bu onun için iyi bir
yerdi. O ise kendini güçlendir-
mek için eline geçen ilk fırsat-
tan hemen yararlandı. Bütün
bunlar da gösteriyor ki o birin-
ci adam olamaz. Kendini büyük
bir hızla yıkıyor. Bu korkunç-
tur.
Bir devletler birliği yantılıyor-
sa "SSCB büyükdcüikleri, kon-
solosluklan, dışişleri bakanlığı
ne olacak" diye diğerlerine de
sormalıydı. O kendini her şeyin
varisi Uan etti. Her şey Rusya
için. Amacı geçmiş imparajor-
luğu korumak.
Bağımsız olmak isteyen her
devlet için tohumlar atıldı. Ana-
yasalar, siyasi kurallar kabul
edildi. Bunun arkası gelmeli.
Duramaz. Nedir bu bağunsızük
şartı? Ordu olmalıdır. Ordusu
olmayan ülke bağımsız olamaz.
Ordu özgür devletin bel kemi-
ğidir. Ordu yoksa bu nasıl öz-
gürlüktür? Ordu merkezi, sınır-
lar merkezi. Devletlerin kendi
ekonomilerini koruyabilmeleri
için kendi paralan olmalıdır.
Kendi paralan olmazsa nasıl ko-
ruyacaklar? Ne yapmaya çalışı-
yorlar? Yine bir demir perde mi
çekmek istiyorlar?
Bu devletlerin hiçbiri bağım-
sız değil. Sadece kâğıtta bağım-
sız görünüyor. Bu bir iki yüa
kalmadan değisir. Yeltsin değiş-
mesin istiyor ve engellemeye ça-
lışıyor. Oradaki demokratik
güçler buna izin vermeyecek.
Rusya'dakiler korkuyor. Bir tek
Ukrayna lideri Leonid Kravçuk
korkmuyor ve Yeltsin'i sıkıştı-
nyor.
Nasıl olur da bağımsız devlet-
ler birliği yaratırlar? Binamn te-
meli yanlış. Bırakın beni özgür
olayım. Dünya standartlanna
göre. Seçimlerimi özgürce yapa-
bileyim, kendimi savunabile-
yim. Neyimiz özgür? Azerbay-
can bağımsız. Ancak bunun hu-
kuku yok. Her şey Moskova'-
nın emrinde. Ayaz Muttalibov
Yeltsin'in korkusundan anlaş-
mayı imzaladı. Biliyor ki Azer-
baycan özgür olursa ilk seçim-
lerde iktidan kaybedecek. Mut-
talibov, Rus süngüsü üstünde
si kişilik olarak ve entelektüel otunıyordu. Şimdi de Yeltsin'-
düzey olarak Yeltsin'den üstün- m
desteğine dayanmak istiyor.
HİCRAN ÖGE GOLTZ
BAKÜ — Azerbaycan Halk
Cephesi lideri Ebulfeyz Elçibey,
Bağımsız Devletler Topluluğu'-
nu (BDT) "Halklann köle, tüm
cumhuriyetlerin Rusya'ya ba-
gımlı oiduğu, her şey için Mos-
kova'dan izin alınan" bir yapı
olarak tanımlıyor. Azeri lidere
göre BDT'de "Sovyetler Birli-
ği Komünist Partisi'nin ruhu
hftUm." Rusya lideri Boris
YeltsnTe karşı bir tek Ukrayna
lideri Leonid Kravçuk direni-
yor. Çünkü Kravçuk "korkmu-
yor."
Ebulfeyz Elçibey soru sorma-
mıza fırsat bırakmadan anlat-
maya başladı:
Bir askeri ve poüs imparator-
luğu olan Sovyetler Birliği da-
ğüıyordu. Dağîldığmda yeri boş
kalacaktı. tnsanlar psikolojik
sarsmtı içine düşecekti. Bu du-
rum Rusya için daha da kor-
kunç olacaktı. Çünkü Rusya
büyük bir ülke ve topraklann-
da çeşitli uluslar var. Buradaki
insanlar haklarmı ne zaman ala-
caklar ve gelecekleri ne olacak-
tı?
Rusya, Buyaz Rusya ve Uk-
rayna bir birülc yaratarak bu en-
dişeyi giderdiler. 1yi de oldu.
Dağjlmayacak, parçalanmaya-
cak, silâhlar, bombalar kimse-
nin eline düşmeyecekti. Dünya
da endişelenmeyecekti.
Ancak bu böyle olmadı. Ace-
le kararlar ahndığı bugün açık-
tır. Yeltsin beklemedi ve ileri
gitti. Birliği yaratırken "Sovyet-
ler Birliği yoktur" deyip Miha-
fl Gorbaçov ve çevresini zama-
nından önce ve tümüyle görev-
den uzaklaştırdı. Hata yaptı.
Bu acele atılmış bir adımdır.
Gorbaçov'un kalması için bazi
nedenler vardı. Çünkü o çok
büyük bir reformisttir. Büyük
bir yenilikçidir. Büyük hizmet-
leri olmuştur. Bir zaman gelecek
heykelleri dikilecek. Azerbay-
can halkını kana bulamıştır. Be-
nim için, ulusum için canidir.
Ancak insanhk için büyük biri-
dir. Ben tarihçiyim ve tarihsel
açıdan yaklaşıyorum.
Gorbaçov insan olarak siya-
Milli Eğitim Bakanlığı
Toptan, 6 memuru
görevinden aldı
ANKARA (ANKA) — Milli
Eğitim Bakanı Köksal TopUn,
bakanhğm baa ihaleleriyle ilgili
olarak açtığı inceleme ve sonış-
turtnalann sağlıkh şekilde yürü-
tülnKSİ için üç üst düzey bürok-
rau görevden aldı.
MEB Basm ve Halkla Ihşki-
ler vlüşavirliği'nden yapılan
açıkkmaya göre Bakanhk Eği-
tim Araçları ve Donatun Daire-
si Başkanı İrfan Çiftçi, Bilgi lş-
lem Dairesi Başkanı Ali Çorlu
ve Pıojeler Koordinasyon Kuru-
lu Bışkanı Prof. Dr. Haydar
Tkysaz, açılan ve sonuçlanan
bilguayar ihalesi sonışturması
nedoiyle görevlerinden alındı-
lar. ?rof. Dr. Haydar Taymaz,
ünivirsitedeki görevine geri dö-
nerbn, diğer iki bürokrat baş-
ka g^revlere atanacaklar.
Bu arada Milli Eğitim Baka-
nı Köksal Toptan ve bazı yetki-
liler, önceki gece Şereflikoçhi-
sar'daki yatılı tlköğretim Bölge
Okulu'na ani bir baskın düzen-
leyerek incelemelerde bulundu.
Okulu denetleyen Bakan Top-
tan, okulun bakımsız oiduğu,
mevcut olanaklann kullamlma-
dığı, öğrencilere iyi davranılma-
dığı, görevin ihmal edildiği so-
nucuna vararak sorummlan gö-
revden aldı. Geçen günlerde bir
öğrencinin yaralanmasıyla so-
nuçlanan dayak olayının da ya-
şandığı okul hakkında soruştur-
ma açıldı. Şereflikoçhisar Milli
Eğitim Müdürü Mehmet Çetin-
kaya, Yatılı Ilköğretim Bölge
Okulu Müdürü Halirn Çelik ve
öğretmen Adem Aslantaş da gö-
revlerinden alındılar.
Monaco Prensesi Camline, ABD'ye yerleşmeye karar verdi
Prenses sarayı terk ediyorMonte Carlo yasta
Prenses Caroline'in,
1.5 yıl önce öleneşi
Stefano Casiraghi'nin
anılarına
dayanamadığı
için Monaco'yu
terketmesi Monte
Carloluları üzdü.
Prenses Caroline şu an Fransa'nın güneyindeki Saint-Remy de Provence'ta yaşıyor.
NİLGÜN CERRAHOCLU
ROMA — ttalyan kocası Stefano Casi-
raghi'nin ölümünün ardından yaklaşık 1.5
yıl yas tutan Monaco Prensesi Caronne,
Monte Carlo'dan göçmeye karar verdi.
Yakın dostlarına Monte Carlo'nun bir
türlü unutamadığı Stefano Casiraghi'nin
amlanyla dolu olduğunu söyleyen Caroli-
ne, ABD'de, annesi Grace Kdly'nin doğup
büyüdüğü kent olan Philadelphia'ya yer-
leşmeyi düşünüyor. Italya ile Fransa sını-
nndaİci küçük Monte Carlo Prensliği sa-
kinleri, bu kararı büyük üzüntüyle karşı-
ladı. Monte Carlolular, yaz başından beri
Fransa'mn güneyindeki Provence bölgesi-
ne çekilen Caroline'in bir an önce prensli-
ğe geri dönmesini istiyor. Çünkü Grimal-
di ailesinin gölgesinde yaşayan Monte Car-
lolular büyük bir ekonomik kriz içinde.
Monte Carlo otellerine ve gazinolanna
jet-set'i ceken Caroline'in büyüsü, Akde-
niz'in en güzel körfezlerinden biri etrafın-
da kurulan küçük prenslikte yok artık.
Oteller yan boş çahşıyor. Kumarhanelerin
kârlannda büyük bir düşüş izleniyor.
Monte Carlo'yu iyi tanıyanlar, ortaçağ-
dan kalma bu küçük prensliğin yas içinde
yaşayamayacağım söylüyorlar ve mevcut
krizi Caroline'in yokluğuna bağlıyorlar.
Güzel prenses bir yılı aşkın süredir prens-
liğin sosyal etkinliklerine nadiren katdıyor.
Prenses Caroline, son zamanlarda sadece
kâhyasının düğünU, ttalya tarafında bir sa-
hil kenti olan La Spezia'da Carisaghi'ye he-
diye etmiş oiduğu "Paşa 111" adındaki
milyarhk yatın denize indirihnesi törenin-
de, 19 kasımdaki bir dini bayramda ve en
son da Fransa'mn başkenti Paris'te Pren-
ses Grace Vakfı'nın kuruluşunun 10. yıl-
dönümüne kaoldı.
Her halinden yorgun oiduğu anlaşılan
prenses, Saint-Remy de Provence'da Kont
Jacques de Sesnard'dan satın aldıgı büyük
bir köy evinde çocuklanyla birlikte yaşıyor.
Günlerini sabahları herhangi bir ev kadı-
m gibi alışveriş yaparak geçiren ve yemek-
lerini kendi pişiren Caroline, Provence'ın
bu küçük kentinde yalnız yeni arkadaşı
Vincent lindon'la görüşüyor. Prenses,
"Maison des Sources" adıyla tanınan zey-
tin ağaçlarıyla çevrili evinden çocuklany-
la yürüyüşe çıkmak ve bisiklete binmek için
çıkıyor. Her gün kendisine taze peynir ge-
tiren papaz Claudine ile arada bir uzun
sohbetlere dalan Caroline, doğa içindeki bu
sakin yasamı ve Saint-Remy'yi terk etmek
istemiyor. Italyan gazetelerinde yer alan ha-
berlere göre prensesin Saint-Remy'ye yap-
tığı reklamdan çok memnun görünen ye-
rel basında sık sık "Caroline bundan böy-
le hep aramızda vaşayacak ve Monte-
Cario'ya hiç dönmeyecek" şeklinde yazılaı
çıkıyor.
Monte Carlo'nun içinde bulunduğu kriz-
den tedirgin olan Prens Rainer'in ise kızı
Caroline'ye uzun bir mektup yazarak
prensliğe geri dönüp "first lady" olarak gö-
revlerinin başma geçmesini istediği bildi-
rihyor.
Eski TKT çalışanlan, genel müdürün cezalandınlmasını istedi
Eîrdem hakkında suç duyurusu
GUNUN
NOTLARI
Kadroları PTT'ye devredildikten sonra
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla
ortada kalan 14 eski TRT çalışam, TRT
Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'in
görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle
cezalandınlmasını istedi. Erdem hakkında
önümüzdeki günlerde yaklaşık 150 eski TRT
çalışam daha suç duyurusunda bulunacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Eski TRT çalışanlan,
yargı kararlannı yerine getir-
meyerek görevini kötüye kul-
landığı gerekçesiyle TRT Genel
Müdürü Kerim Aydın Erdem
hakkında suç duyurusunda bu-
lundular.
TRT vericileriyle birükte
kadrolan PTT'ye devredilen,
ancak bu konudaki düzenleme-
nin Anayasa Mahkemesi'nce
iptal edilmesiyle ortada kalan
eski TRT çalışanlan, dün An-
kara Cumhuriyet Savcıhğı'na
yaptıklan suç duyurusunda,
TRT Genel Müdürü Erdem'in
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK)
240'ıncı maddesinden yargılan-
masını istediler.
TCK'mn 240'ıncı maddesi
görevini kötüye kullanan dev-
let memurlannın, derecesine
göre 1 yıldan 3 yıla kadar ha-
pis cezasına carptınlmasını ön-
görilyor.
1354 eski TRT çahşamndan
14'ü tarafından savcüığa yapı-
lan suç duyurusnnda, TRT ve-
ricilerinin PTT'ye devrine iliş-
kin işlemin, Anayasa Mahke-
mesi'nce iptal edildiği, hükü-
metin, kendisine tanınan allı
ayhk süre içinde yeni bir düzen-
lemeye gitmemesi üzerine veri-
len iptal karannın kesinleştiği
belirtildi. Eski TRT çalışanla-
rının avukatlanndan Mehmet
Ali Alan tarafından hazırlanan
dilekçelerde, "bu durumda, ve-
ricilerle birlikte çahşanlannın
da PTT'ye devrine ilişkin 28
Şubat 1989 tarihli protokolün
yasal gerekçesinin ortadan
kalktığı" anımsatılarak, şöyle
denildi:
"Bu protokofle vericiler ve
orada çahşan personel PTT ku-
rumuna nakledildigine göre,
nakil gerekçesi ortadan kalktı-
gından vericilerin ve çalışanla-
nnın TRT kunımuna döndü-
rülmeleri gerekirdi. Sanık genel
müdür, vericiere ve personeli-
ne sahip çıkıp, bunlann TRT
knnımuna dönmelerini sağla-
makla görevli iken, bu lazime-
yi yerine getirmemistir."
Açıkta kalan personelin, bu-
nun üzerine idare mahkemele-
rinde dava açarak, TRT'deki
görevlerine döndürülmeleri ge-
rektiği yolunda yargı k'ararlan
aldıklannın da belirtildiği di-
lekçelerde, TRT Genel Müdü-
rü Erdem'in, anayasal zorun-
luluğa karşın bu yargı kararla-
nnı da uygulamadığı savunul-
du. Erdem'in, bu eylemi ile gö-
revi kötüye kullanma sucunun
işlediği öne sürülen dilekçeler-
de, TRT Genel Müdürü'nün
vericilerin PTT'den TRT'ye
tekrar döndürülmesi yönünde
Başbakanlık'a yaptığı başvuru-
sunun da kendisini bu konuda-
ki sorumluluktan kurtarama-
yacağı öne sürüldü. Erdem,
hakkında gerekli yasal işlemle-
rin yapılması da istenen dilek-
çelerde, şöyle denildi:
"TRT kunımuna ait verici-
lerin PTT'ye devri, anayasamı-
za aykın olarak korsan televiz-
yon yayınlanna imkân sağla-
mak amacıyla, sanık genel mü-
dür tarafından bilerek yapıl-
mıştır. Anayasamıza göre tele-
vizyon yayuu sadece TRT
kunımuna basredflmiştü-. Starl
gibi korsan yayın yapan özel
kuruluşlann yayınlanmn halka
ulaşımım sağlamak amacıyla
bu vericiler PTT'ye devredil-
miştir. Hukuk kurallan başlan-
gıçta sanık tarafmdan çignen-
miştir. Nitekim Anayasa Mah-
kemesi bu kanunsuzluga 'dur'
demiştir. Vericilerin ve perso-
nelin devir protokolünü imza-
layan sanıktır. Protokol hü-
kümsüz olduguna göre verici-
leri de almak hakkına haizdir.
Sırf çıkar çevrelerini korumak
amacıyla bu işlemi yapmamak-
tadır."
Erdem hakkında, önümüz-
deki günlerde yaklaşık 150 es-
ki TRT çalışam daha suç duyu-
rusunda bulunacak.
OSMAN ULAGAY
Çiller'in 'Devrimci'
Prograım
Tansu Çiller'i son günlerde en fazla üzen şey, 'paketten
hiçbir şey çıkmadı' ya da 'Paket balon çıktı' biçimindeki-
yorum ve başlıklar olmuş. Dün Yeniköy'deki yalısında
küçük bir gazeteci grubuna, açiklanan programın aslında
'devrimci' nitelikler taşıdığını anlatmaya çalışırken bu
üzüntüsünü ısrarla dile getirdi. Ben bu iddiasını kısmen
haklı bulduğumu, ancak bu nedenle programın aşın iddialı
göründüğünü söylediğimde ise çok itiraz etmedi Tansu
Hanım, "Böyle bir eleştiri gelse bunu tartışırım, 'Siz bu
programı umduğunuz hızda ve umduğunuz ölçüde uygu-
layabilecek misiniz' sorusu sorulsa bunu ciddiye alır ce-
vaplamaya çalışınm, ama bunun içinde hiçbir şey yok
demek, balon çıktı demek büyük haksızlık" diye yakındı.
Konunun can alıcı noktası da tam burada düğümleniyor
zaten. Ortaya konan hedefler ve program gerçekten iddia-
lı, hatta 'devrimci' sayılabilecek nitelikler taşıyor. Bütün
sorun bu hükümetin bunları yaşama geçirip geçiremeye-
ceği; programı uygulamaya dönüştürecek hazırlıkların
durumu; iktidarın bu konudaki kararlılığı.
Tansu Hanım hazırlıkların kısmen tamamlandığım, kıs-
men de son aşamalara getirildiğini, uygulamalar için ge-
rekli kararların, tebliğlerin ve yasal düzenlemelerin birbiri
ardından devreye gireceğini söylüyor. Söylemekle de kal-
mıyor, hazırlanmış olanların örneklerini de gösteriyor.
Ekonomiyle ilgili önemli kararların, tebliğlerin ve yasal
düzenlemelerin peş peşe gündeme gireceği bir dönemin
başında bulunuyoruz anladığım kadarıyla.
Tansu Hanım hükümetin politik kararlılığı konusunda da
oldukça iyimser, özellikle SHP kanadının bu programın
hazırlanmasında gösterdiği işbirliği anlayışının ve yaptığı
katkıların bu iyimserliğini arttırdığını vurguluyor. Bu nokta
bana da çok önemli görünüyor. Ortaya konan programın
yaşama geçirilmesinde bu işbirliği anlayışının rolü belirle-
yici olabilir diye düşünüyorum. Bana öyle geliyor ki ortaya
konan programın yaşama geçirilmesinde en büyük engel-
lemeler, bu program nedeniyle menfaati zedelenecek
olan gruplardan, bunların partilerdeki, özellikle DYP için-
deki uzantılarından ve bunlann dümen suyuna girmek is-
teyecek olan bürokrasinin bir kesiminden gelebilir.
Program neden 'devpimcf?'
Ortaya konan programın 'devrimci' sayılabilecek tarafı,
bazıları ANAP döneminde de hedeflenmiş, ancak gerçek-
leştirilememiş olan dönüşümlere öncelikli bir yer vermiş
olması.
Bir kere kaynakların öncelikle imalatsanayii yatınmlan-
na ve özellikle de ticarete konu malların üretimine dönük
yatırımlara yönlendirilmesi öngörülüyor.
Ikincisi, kaynakların çok daha büyük ölçüde küçük ve or-
ta işletmelere yönlendirilmesi amaçlanıyor, 20 trilyon lira
mertebesinde bir kaynağın Halk Bankası ve Türkiye Kal-
kınma Bankası aracılığıyla küçük ve orta boy sanayiciye,
iş sahibine kullandırılması öngörülüyor.
Ûçüncüsü, banka sisteminin finans sistemimizdeki teke-
lini kırmaya dönük bir dizi önlem var programda. Devreye
sokulması tasarlanan yeni kurumların ve yatırım araçlan-
nın, halkın tasarruflarını yönlendirmede önemli roller oy-
namaları öngörülüyor.
Dördüncüsü, vergi alanında tasarlanan düzenlemelerle
örgütlü sermaye kesimine tanınan vergi muafiyetlerine bir
alt sınır getiriliyor. Ayrıca emlak rantlarının vergilendiriteoı
bilmesi için önemli adımlar gündeme geliyor.
Beşincisi, Hazine arazilerinin bir bölümünün konutyapı-
mına tahsisi yönterniyle konutu olmayan kesime konut
edinme olanağı sağlanırken, bu arazilerin rantını yiyen
kesimin çanına ot tıkanması amaçlanıyor.
Altmcısı, KİT reformuyla kamu hizmeti gören beş kuru-
luş dışındaki KlT'lerin dışında kalan KlT'lerin politik müda-
hale çarkının dışına çıkartılması ve arpalık olarak kullanıl-
masının önlenmesi amaçlanıyor.
Yedincisi, devletin kendi yatınmlarında eğitim ve sağlık
yatırımlanna büyük ağırlık vermesi ve insana yatrımı bi-
rinci plana alması öngörülüyor. . .-* * v -,
Eğer bütün bunlar yapılabilirse, Türkiye ekonomisi, *
önemli bir yeni dönemeci dönmüş olur, kapitalizmimiz ye- '
ni bir aşamaya geçebilir. Türkiye, kaynaklarını çok daha
iyi kullanan ve kronik enflasyona mahkûm olmayan bir ül-
ke haline gelebilir. Ancak bu yönde bir yönelişin bazı ke-
simlerin hiç hoşuna gitmeyecegi ve engellenmek istene-
cegi de ortada. Bütün sorun, bu iktidarın bu öngörülerini
yerine getirip getiremeyeceği.
Uygulamanın başan şansı
Bu iddialı programın uygulanabilirliğinin sınanması açt-
sından hemen önümüzdeki dönem çok önemli. Bu dönem-
de uygulamaya yön verecek kararların, tebliğlerin, kanun
hükmünde kararnamelerin ve kanunların hızla devreye
sokulabildiği ve uygulamanın beklenen sonuçlan verme-
ye başladığı görülebilirse programın başarıya ulaşma
şansı da o ölçüde artmış olacak.
Bu arada Sayın Çiller'in tam bir koordinasyon içinde uy-
gulanacağını söylediği para ve maliye programlarının
hedeflere uygun olarak götürülebilmesi, vergi cephesinde
hedeflerin tutması, çeşitli kesimlerden gelebilecek talep-
lerin uygulamayı bozmaması da büyük önem taşıyor.
Merkez Bankası para programının 23-24 ocak günlerin-
de ayrıntılı olarak açıklanması bekleniyor. Buna paralel
olarak Hazine'nin bir yıllık borçlanma programı da belir-
lenmiş durumda. Buna göre Hazine 32 trilyon liralık bütçe
açığının finansmanı için bu yıl 8 trilyon lira dolayında tah-
vil, 15 trilyon dolayında Hazine bonosu satacak, 11 trilyon
da Merkez Bankası'ndan kısa vadeli avans kullanacak, bu
arada 2 trilyon liralık da dış borç ödeyecek. Bu borçlanma
programı da para programı gibi aylara bölünmüş biçimde
açıklanacak ve piyasalar kendilerini buna göre ayarlaya-
caklar. KİT sisteminin ise daha büyük ölçüde kendi içinde
sorununu çözmesi öngörülüyor galiba.
İddialı bir program, iddialı uygulama hedefleri var önü-
müzde. Bu iddiaların gerçeğe dönüşme oranını uygulama
içinde göreceğiz.
KISA KISA
• Gazeteci Hüseyin Güneş dün İstanbul'da öldü. 1939
yılında doğan Hüseyin Güneş, gazeteciliğe 1957 yılında
başladı. Dünya, Yeni Gazete, Son Saat, Hür Vatan,
Hareket ve Hürriyet gazetelerinde muhabirlik, sayfa
sekreterliği ve yazı işleri müdurlüğü görevlerinde bulunan
Güneş, bir süre Kim dergisinde de çalıştı. Hüseyin
Güheş'in cenazesi bugün Üsküdar Seyid Ahmet Camii'nde
kılınacak ikindi namazından sonra toprağa verilecek.
• Gazeteci Bekir Yıldırım İstanbul'da öldü. 1933 yılında
Gurun'de doğan Bekir Yıldırım, 1956 yılında Türk
Haberler Ajansı'nda gazeteciliğe başladı. Emekli olduktan
sonra da serbest gazeteci olarak görevini sürdüren Bekir
Yıldırım, evli ve beş çocuk babasıydı. Bekir Yıldırım'ın
cenazesi, yarın Sümbülefendi Camisi'nde kılınacak ikindi
namazından sonra toprağa verilecek.
• Konya'nın Akşehir ilçesine bağlı Altıntaş kasabasında
bir kişi, av tüfeğiyle arkadaşının ölümüne neden oldu.
Ziya Kurt, av sırasında tüfeğin aniden ateş alması üzerine,
ava birlikte gittiği arkadaşı Adem Tekin'i j,i4) vurdu.
Adem Tekin olay yerinde hayatını kaybetti.