Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 1992 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/9
Seçimlerde tslamcılar önündeyenilgiye uğrayanlar istikrann sağlanması için askeri müdahaleye bel bağladılar
Cezayir'de laikler 'darbe' istiyorIslami Selamet Cephesi'nin (FIS) seçim zaferi, Cezayir'de laik
çevreleri ürkütüyor. Mısır'da yayımlanan El Hayat gazetesi,
fcu çevrelerin askeri müdahale dışında seçimlerin iptali için de
kampanya yürüttüğünü öne sürdü. Herald Tribune gazetesi de
Cezayir'in ikinci bir İran olmayacağını savundu.
Dı$ Haberler Scrvisi — Cezayir'de Islami
Selamet Cephesi'nin (FİS) kazandığı seçim
zaferinin yankılan sürüyor. Cezayir'in yeni
bir İran mı olacağına ilişkin kaygılar büyür-
lcen FlS karşısında ağır bir yenilgiye uğra-
yan laik çevreler, ulkede istikıann korunması
için askeri bir müdahaleye bel bağladılar.
Bu arada, Internaüonal Herald Tribune
gazetesinde çıkan bir değerlendirmede Ceza-
yir'in hiçbir zaman yeni bir İran olmayaca-
gı, bu Ulkedeki dengelerin buna izin verme-
yeceği Öne sürüldü. Gazete, Cezayirli Islam-
cüann, kendilerini Iran'da 1978 yılında baş-
layan ayaklanmanın uzağına koyduklannı
bildirdi.
AA'nın Mısır'da yayımlanan El Hayat ga-
zetesine dayanarak verdiği habere göre Ce-
zayir'deki laik düzeni savunan cevreler, Is-
larni Selamet Cephesi'nin seçimleri kazanma-
sırun laik düzenin sonu demek olduğunu, bu-
nu önlemenin tek yolunun da bir ordu mü-
dahalesi olduğu görüşünü savunuyorlar.
Bu çevrelere göre ikinci bir seçeneği ise,
Islami Selamet Cephesi liderlerinin, Cezayir'-
de meydana gelen baa şiddet oJaylan ile doğ-
rudan ilisküerinin bulunduğunun açıklanma-
sı, bunun sonrasında da seçim sonuçlarımn
iptal ediimesi oluşturuyor. Aynı çevreler, ay-
rıca ilk turda Selamet Cephesi adaylarının
kazandığı baa seçim çevreİerindeki sonuçla-
rtn iptal edilerek parlamentoda bir denge sağ-
lanması yoluna gidilebüecegini, cephenin bu
çözümü kabul etmemesi durumunda ise ola-
ğanüstü durum ilan edilebileceğini belirtiyor-
lar. Bu arada, FlS üderleri, halka çağnda bu-
lunarak pravokasyonlara kapılmamalannı is-
tediler.
Cezayir'de 430 üyeli parlamento için ge-
çen hafta yapılan seçimlerin ilk turunda 188
sandalye kazanan İslami Selamet Cephesi'-
nin, 16 ocakta yapılacak ikinci tur sonunda
çoğunluğu ele geçirmesine kesin gözüyle ba-
kılıyor.
Bu arada, şimdiye kadar bilinmeyen aşırı
dinci bir grup, Cezayir'de seçime bağlı olma-
yan bir Islam Devleti kurulması için bütün
Müslümanlara savaş çağrısında bulundu.
Islam Cemiyeti grubunun bugün yayımla-
dığı bildiride, "seçimler, kâfir ve ateistlerin
rejimkrinin bir parçasıdır, giiciio Allab'ın
yerine insanlara verilmesidir" sözleri yer al-
dı.Grup,1980'li yıllarda Cezayir Güvenlik
Kuvvetkri tarafmdan öldürülen Mustafa Bo-
yali'nin cihad çağnsım tekrarlayarak, "Al-
lah yolunda savaşm" dedi.
öte yandan, Cezayir'de seçimlerin ilk tu-
rundan FlS'in gaiip çıkması, Mısır'da faali-
yet gösteren Islamcı akımları da cesaretlen-
dirdi.
Mısır'da muhalefetteki tşçi Partisi Ue Müs-
lüman Kardeşler örgütü'nün yayın organı
olan haftalık Savt El Shaab gazetesinde yer
alan bir yazıda, Mısır hükümetinin demok-
rasi sözilnü bugüne kadar yerine getirmedi-
ği, temel hak ve özgürlükleri de kısıtladığı
belirtildi.
Yazıda, Mısır'da da, Cezayir'de olduğu gi-
bi demokrasi kapısının aralanması gerekti-
ği, aksi taktirde Iran benzeri bir tslam dev-
riminin meydana gelebileceği uyansında bu-
lunularak bunlann dışında üçüncü bir seçe-
nek bulunmadığı vurgulandj.
lşçi Partisi-Müslüman Kardeşler örgütü
koalisyonunun lideri Ibrahim Şükrü de, Mı-
sır'da gerekli anayasa değişikliklerinin bir an
önce yapılarak olağanustü hal yasasının kal-
dınlmasını ve banşçı değişime fırsat tanın-
masmı istedi. Şükrü, Mısır'da mevcut duru-
mun devam etmesinin Ulkedeki aşırı dinci
akımlann çoğalmasına yol açacağı uyansında
da bulundu.
Ayrıca Mısır'ın kuzeyindeki Dimyat ken-
tinde geçen hafta aşırı dinci örgüt üyesi Uç
kişinin polisle'girdikJeri çatışmada öldürül-
mesinden sonra düzenlenen operasyonlarda
44 kişinin tutuklandığı bildirildi.
RUSYA/UKRAYNA
Fiyatlar
bugün serbestFiyatların bugünden başlayarak yüzde
200-500 arasında artması bekleniyor. Halkın
yiyecek bulamamaktan kaynaklanan sıkıntısı,
fiyatların serbest bırakılması ile daha da artacak.
Dış Haberler Servisi — Dağı-
lan SSCB'nin ve yeni kurulan
Bagımsız Devletler Topluluğu1
nun (BDT) iki devi Rusya ve Uk-
rayna'da fiyatlar bugünden baş-
layarak serbest bırakılıyor. Fi-
yatların serbest bırakılmasınm,
haJkın yiyecek bulamamaktan
kaynaklanan var olan rahatsız-
lığını, arttırması bekleniyor.
Rusya Federasyonu, bugün
ayrıca perakende ticaret ve tüke-
tici hizmetlerini devletin kontro-
lünden çıkarmak amacıyla yay-
gın bir özelleştirme programım
da başlatacak. 1991'in son günıi-
ne kadar Rusya'nın fiyatları ser-
best bırakma yönünde aldığı ka-
rarı eleştiren Ukrayna, önceki
gün aynı yönde uygulama baş-
latacağını ilan ederek sürpriz
yaptı.
Ajansların haberlerine göre
bugünden başlayarak Rusya'da
fiyatlar yüzde 200-500 arasında
artacak. Rusya yönetimi, ekono-
miyi dazeltmek amacıyla, hal-
lun elinde bulunduğunu varsay-
dığı fazla parayı eritmek istiyor,
ancak asgari ücretin 342 ruble (3
dolar) olduğu Rusya'da, fiyat ar-
tışlarınjn, gündelik yaşamı iyi-
den iyiye zorlaştıracağı belirtili-
yor. örneğin, şu an 45 ruble
olan bir kilo etin fiyatının bu-
günden başlayarak 120 ruble ol-
ması bekleniyor.
Her biri bağımsızhk ve ege-
menliklerini ilan etmiş olduklan
halde, eski Sovyet cumhuriyet-
lerinin sınırları eski SSCB'nin
vatandaşlanna "sınırsız olarak"
açık bulunduğundan, Rusya'nın
fiyatlan serbest bırakma karan-
na katılmayan Orta Asya ve
Kafkasya cumhuriyetleri, kendi-
lerinin sübvansiyone etmeyi sür-
dünnek zorunda olduklan iç pi-
yasalanmn, Rusya, Ukrayna,
Beyaz Rusya ve Moldavya'dan
gelecek tüketicilerin işgaiine uğ-
ramasından korkuyorlar.
Bugün başlatılacak ekonomik
refonn programının en önemli
ikinci unsurunu da rublenin is-
tikrara kavusturulması oluşturu-
yor.
Rusya Devlet Başkanı Boris
Veitsin ve danışmanlan, gelecek
altı ay içinde rublenin uluslara-
rası dövizJer karşısındaki gerçek
değerinin serbest piyasalarda be-
lirlenmesinden sonra ortaya çı-
kacak yeni "gerçekçi" kurun is-
tikranm sağlamayı amaçlıyorlar.
Batılı finans çevrelerinin öv-
güyle söz ettiği "yapısal
değişim" amaçlı ekonomik re-
form planlannın, biri toplumsal
patlama, öteki de hiperenflas-
yon olmak üzere iki temel tehli-
keyi içerdiğine dikkat cekiliyor.
70 yıllık Sovyet yönetiminin
tarihi boyunca fiyatlann yalnız-
ca Uç ya da dört kez ayarlandı-
ğı bir ulkede, fiyatların bir ge-
cede serbest bırakılmasınm
halkta şok etkisi yaratabileceği
kaydediliyor.
Eski SSCB'nin son başkanı
Mihail Gorbaçov'un başlattığı
refonn çabalannm baltalanması
yüzünden hızlı bir çöküş içine
girmiş bulunan ekonomide, üre-
tim sürecinin işlememesi nede-
niyle her türlü malın yokluğu-
nun çekildiği bir sırada, fiyatla-
nn da en az üç kat artmasının
haJkın tepkisüıi sokaklara dökü-
lerek dile getirmesi sonucunu
yaratabileceği kaydediliyor.
öte yandan, eski SSCB'nin
merkezi hükümetinin bütçe
açıklanna cözüm getirmek ama-
cıyla sürekii olarak "açık
finansman" adıyla bilinen para
basma yöntemine başvurmuş ol-
ması, ulusal gelirle dolaşımda-
ki para hacmi arasmdaki denge-
yi bozmuş bulunuyor.
Baskent Tiflis'in merkezinde yer alan parlamento binasına karşı dtto yeniden başlatılan saldında tanklar da yogun biçimde kullanılıyor. (Fotograf: AP)
Gürcü lidere 'son darbd" harekâtıDıs Haberler Servisi — Gürcistan DevJet Başkanı
Zviad Gamsahurdia'yı devirmek amacıyla 22
aralıkta nukümet merkezini kuşatarak saldırıya
geçen muhalif güçler, "son darbe" olarak
niteledikleri büyük çaplı saldırıyı dün başlattılar.
Oün öğle saatlerinde başlatılan saldında iki
gündUr hükümet merkezi çevresine
konuşlandınlan tank ve topların da yoğun
biçimde kullanıldığı bildirildi.
Devlet Başkanı Zviad Gamsahurdia karşıtı ulusal
muhafızlann lideri Tengiz Kitovana, daha fazla
kan akmasını önlemek için Gamsahurdia ve
yaklaşık 2000 yandaşının bulunduğu hükümet
merkezini ele geçirmenin kaçımlmazlaştığını
söyledi. Önceleri yansu tutum izleyen kimi
muhalefet liderleri de aksi takdirde topyekün bir
iç savaş çıkacagı uyansında bulunarak aynı
zamanda parlamento binası olan hükümet
merkezinin ele geçirilmesi gerektiğini vurguladılar.
Reuter'in bildirdiğine göre tank ve topların
parlamento binasını bombardımana başlamasıyla
birlikte çevre binalardan da makineli tüfeklerle
yoğun biçimde çarpraz ateş açıldı. Çatışmaların
özelh'kle Rustaveli Bulvarı'nda yoğunlaştığı,
Gamsahurdia'ya bağlı hükümet birliklerinin de
makineli tüfek ve Sovyet yapımı T-54 tipi bir
tankla karşılık verdikleri bildirilirken çevre
binalardan birinde de yangın başladığı kaydedildi.
Bu arada muhalefet kaynaklanndan edinilen
bilgilere göre, parlamento binasından kaçmak
isteyen yaklaşık 15 Gamsahurdia yanlısı.
arkalanndan açılan» ateş sonucunda vurularak öldü.
Muhalif milis güçlerin lideri Jaba loselyani de
Gamsahurdia yanlılannın teslim olmaktan başka
çarelerinin kalmadığını ve çok yakında kentin
tümünde denetimi ele geçireceklerini öne sürdü.
Economist Sovyet sistemi ile satranç arusındaki ideolojik üişkiyi değerlendirdi:
'Satranç imparatorluğu' çöktüKomünizm, satrancı yıllardır propaganda malzemesi olarak kullandı.
Sovyet satranççıları, dünya şampiyonluğunu kimseye kaptırmadılar ve
Sovyet sisteminin 'neler başardığını' kapitalistlere gösterdiler.
Dış Haberler Servisi - 1991'in ilk günlerin-
de dünya satranç klasmanı açıklandığında, ilk
on sırayı yalmzca bir ülkenin satranççıları
payiaşıyordu. Bu ülke SSCB'ydi. Batı için alı-
şılmış olan, hatta hatta önemsiz olarak nite-
lendirilen bu sıralama, SSCB açısından "ko-
münizmin başarısını" belgeliyordu.
SSCB, artık yok. Şimdi, dünya satranç tari-
hine damgasını vuran Sovyet satrancçılann ne
olaçağı tartışılıyor. SSCB'nin dagılmasıyla
birlikte, satrançtaki süper güç de yitirilecek
mi? Economist dergisi, son sayısında bu konu-
yu ve komünizm ile satranç arasındaki bağ-
lantıyı irdeiedı
Bolşevikler, iktidara gelmelerinin hemen ar-
dından, tüm spor dallannda olduğu gibi sat-
rançta da'polıtikleşmeyi başlattılar. Satrancın
adıyordu." Şöyle diyordu Botvinnik, "Sizin de
istediğiniz gibi, yakaladım ve ezdim."
İkinci Dünya Savaşı'nın karanlığı sırasında
Sovyet yetkililer ve özellikle Stalin, satranç
kullanmaya başladılar. 1924 yılında satranç, makinesinin işlemesi için ellerinden gelen ça-
Marksizmin tam kontrolü altına girmişti bile. b a y ı gösterdiler. Savaşm bitişinden sonra
Ardından "kralların oyununun", kitleleştiril- J94g'de Botvinnik bu kez dünya şampiyonlu-
mesi için üç slogan Sovyet insanını ajıte etme-
ye başladı: "Satranç, entelektüel külrürün en
öoemli silahıdır", "Işçikr satranç oynayın",
"Satranç, çiftçiler için de gelecek olacaktır."
Önceleri uluslararası turnuvalara, yanşma-
lara "'burjuva işi" olarak bakan Sovyet anlayı-
şı terk edildi. Aslında. Ilyin-Zhenevsky ve
Nikolai Krylenko bunu düşünüyorlardı ve dı-
şa açılmamayı savunuyorlardı. Sovyet üst
ğu unvanım yakalamayı başardı. Artık, dünya
satrancında, Sovyetler'in tartışılmaz üstünlü-
ğü başlamış oluyordu. Bu başan bir kez
ABD'li satranççı Bobby Fischer tarafından
gölgelendi.
Sovyet satranççılan, devletten yardım alan
ve maaşlan ortalama maaşlann üç katına ka-
dar ulaşan ayncalıklı bir konuma sahiptiler.
Batı'da böyle bir duruma rastlamak hemen
hemen imkansızdır. Şimdi ne olacak?
Eski Sovyet cumhuriyetleri belki de usta
düzey yönetimi ise yarattıkian muazzam sat-
ranç potansiyelini dünyaya açarak "komuniz- _.. . ,
min neler yapabilecegini" göstermeyi düşün- oyunculannı, eğitimcilerini Batı ya pazarla-
düler. mayı düşünüyorlar. Büyük bir ekonomik kriz
Sovyet satranççılan bunun üzerine dünya yaşayan bu cumhuriyetler için, satranç iyi bir
kitlelere yayılması, politik bir nitelik*kazan- sahnesine çıktılar. İlk uluslararası başanya da gelir kaynağı olabiür. Ancak gerçek olan şu ki
ması, SSCB'nin ilk yıllannda iki kişi tarafın-
dan uygulandı: Alexander tlyin-Zbenevsky ve
Nikolai Krylenko.
Bolşevikler, satrancı, alkolizme karşı bir sı-
lah olarak görüp işçi sınıfının kültürel seviye-
sinin yükseltilmesi yönünde de bir araç olarak
1935 yılında Mikhail Botvinnik'ın Notting- komünizmin ölmesi, Sovyet satranç makinesi-
ham turnuvasındaki başansıyla ulajtılar. Bot- nin de bozulmasını ortaya çıkardı. Şimdi, eski
vinnik, turnuvada ilk sırayı eski dünya şampi- Sovyet satranççılan, Stalin'in ünlü şianm na-
yonu Kübalı Jose Raoul CapaManca ile payla- sıl yerine getirecekler; Amerikalılan, Ingilizle-
şıyordu. Botvinnik, başansını, SSCB lideri ri "yakalayıp ezebilecekler mi?" Satrancın
Stalin'e bir mesaj göndererek "komünizme gündemindeki soru bu.
Emekli Büyükelçi Nazmi Akıman, Ege krmnin perde arkasını Cumhuriyet'e anlattı
Türkîye 1987'de savaşm eşîğînden döndü
PORTRE NAZMİ AKIMAN
Ankara, 1929
doğumlu. İstanbul'da
tngiliz Erkek Lisesi
ve İÜ Hukuk
Fakültesi'ni
bitirdikten sonra
1957'de Dışişleri
Bakanhğı'na girdi.
önce Protokol
Dairesi, Bakanlık
Özel Kalemi'nde
görev aldı. Daha sonra Türkiye'nin BM
nezdindeki Daimi Temsilciliği, NATO
Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği,
Ankara'da CENTO, Dışişleri
Bakanhğı'nda Doğu Dairesi'nde çeşitli
görevlerde bulunduktan sonra New
York'ta BM Nezdindeki Türkiye Daimi
Temsilciliği'nde Elçi unvanıyla Daimi
Temsilci Yardımcısı oldu. Havana
Büyükelçih'ği'nin ardından Dışişleri
Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı ve
sözcülüğü yaptı. Beş yıl Atina
Büyükelçiliği görevini yürüttükten sonra
iki yıl da Madrid Büyükelçiliği yaptı.
Akbank Genel Müdürlüğü'nde Kültür-
Sanat Baş Danışmanhğı görevini
jiirütüyor. Evli, iki çocuk babası.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Nazmi Akıman, 1987'de Ankara'yla
Atina'yı savaşm eşiğine getiren Ege krizi
sırasında Türkiye'nin Atina Buyükelçisi'y-
di. Kendisiyle Ege krizinin ve onun ardın-
dan dönemin Türkiye Başbakanı Turgut
özal \e Yunanistan Ba?bakanı Andreas
Papandreu'yu masaya oturtan Davos mü-
zakerelerinin perde arkasını konuştuk.
Emekli Büyükelçi Akıman, "198Tdeiki
taraf arasında yapay bir kriz mi yaratüdı?"
sorumuza şu yanıtı verdi:
"Kuzey Ege Petrolleri Konsorsiyumu, o
dönem Fge'nin uluslararası sulannda petrol
aravacağını açıklamıştı. O sıralarda Yunan
hükümeti konsorsiyumun hisselerini satın
almaya çalışıyordu. Bu bizi iyice kuşkulan-
dırdı. Öyle oldu ki, eğer bütün hisseleri alıp
istediği gibi hareket edecek hale gelirse yine
gidip kıta sahanlığında arasdrma yapa-
caklar, diye düşündük. Nitekim krizin baş-
lamasından kısa zaman önce onların gemi-
ieri Ege'ye çıkınca ben derhal gittim ve
dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı
Yannis Kapsis'e gemiieri ne yapacaklarını
sordunı. Bana kesin bir dille, ıstedığimizi
yaparız' yanıtını verdi. Kendisûe Bern Ant-
laşmasrnı hatırlattun. 'Bunu ihlal ederse-
niz, karşılığında Türkiye'den çok sert
tepki ahrsınız' dedun. 'siz kanşamazsınız,
biz her şeyi yapanz, çıkacağız' karşılığını
verdi.
Bunun üzerine kendisine, '6 mili geçip ka-
rasularınızın dışında da araştırma yapa-
cak mısınız?' diye sordum. Bir an kararsız-
lık gecirdi, sonra arkaya doğnı yaslandı, iki
elini başının arkasına koydu, 'evct' dedi.
Bunun üzerine derhal eiçiliğe dönerek, du-
rumu Ankara'ya rapor ettim. Onun üzerine
bizim gemiler de Ege'ye çıktılar. Burada bir
şeyi iyi anlamak lazım: O yıllarda Yunanis-
tan Başbakanı olan Andreas Papandreu'-
nun beş yıl boyunca o güne kadar süren
kontrollü kriz yaratma politikasını hatırla-
mak gerek. Papandreu ber gün bir olay ya-
ratıyor, sonuna kadar gidiyor, ancak en son
noktada bırakıyor...
Kriz sürüyor... Yunan hükümetinden hâlâ
hiçbir ses çıkmıvor. Ama Ege'de iki tarafın
gemiieri giderek btrbirlerine yaklaşıyor.
Nihayet 27 ya da 28 mart akşamı müsteşar
Kapsis beni Dışişierine çağırdı.
Savaş çıktı, çıkacak... Gittiğimde Kapsis
biraz heyecanlıydı. 'Ne olacak?' sorusuna,
'Bundan geri dönüş olmadığını size söyle-
mışlim' yanıtını verdim. Konuşmamız uzun
sünnedi. Baktım ki ısrarlı, eiçiliğe döndüm.
Tam o gün bir zat beni ziyarete gelmişti.
Adını vennek istemiyorum; Yunan bir poli-
tikacıydı. Kendisine durumun çok kötü ol-
duğunu anlatnuştım. Akşam üzeri Kapsis'le
görüşmemden döndüğümde, bu zat beni ara-
dı ve dedi ki: 'Ben şimdi Papandreu'nun
rezidansından telefon ediyorum. Sizi der-
hal görrnek istiyor' Telefonu kapattı. On
beş dakika sonra elçilikteydi. Bana 'Yunan
hükümeti bir kriz yaratmak istemiyor, da-
ha şimdi Papandreu'nun yanından geliyo-
rum, biliyorsunuz' dedi. Ben de kendisine
Dışişleri Müsteşarı Kapsis'in sözleri ve tıı-
tumunu anlattım. Bu zat, 'Ben bir bakayım,
deyip gitti. Öyle sanıyorum ki, Papandreu'-
nun yanına döndü.
Aradan birkaç saat gecti. Yine Kapsis
aradı. Gittim. Dedi ki: 'Şunu belki işaret et-
mek lazım. Bizim yapma hakkımız baki-
dir, yahi biz kıta sahanlığı üzerinde petrol
araştırması yapabileceğimiz kanısındayız.
Ama şu anda o gemilerin bu evsafla dona-
tılmış olduklannı söyleyemem' İşte, kriz
orada bitti...
Eiçiliğe dönüp bu gelismeyi Ankara'ya
bildirdiğimde aldığım talimat, Papandreu'-
yu görmemdi. Papandreu'yla büyükelçi ol-
duğum yıl bir kez kısa bir görüşme yapmış-
tık. Kendisini bir daha hiç görmemiştim.
Böylece ertesi sabah kend/sinden randevu
abp gittim. Kendisinin bana söylediği en
önemli şuy şuydu: Ben Türkiye'ye karşı bir
düşmanlık beslemediğim gibi, Türkiye'yle
savaşmayı aklımın ucundan dahi geçirmiş
değilim. Sorunlarımızın hallolmasını ben
de isterim. Savaş hiç olmayacak bir şey.
Savaş çıkarsa bu ekonomiyi bir daha nasıl
düzeltebiliriz'
Ben de kendisine, bizim de savaş istemedi-
ğimizi, çatışmanın şu anda önlendiğini söy-
ledim ve 'ümanm artık oturup meseleleri-
mizi müzakere ederiz' dedim. Buna taraf-
tar olduğuau belirterek, 'Bu konuda ne
düzenlemeyi düşünüyorsanız bana getirin,
bunlan görüşelım' dedi. Ondan sonra iki ay
boyunca Papandreu'yla on iki kez görüş-
tük, ba> ağı da yakın ahbap olduk. O ziya-
retler sırasında iki ülke başbakanının buluş-
ması hazırlandı. Bu görüşme için de mekân
olarak Davos secildi. O ilk görüşmemizin
ertesi günü Ankara'ya giderek, durumu Dı-
şişierine şifahi olarak bildirdim. Ondan son-
ra Davos hazırlandı, yapıldı, komiteler
kuruldu. Görüşmeler oldu. Ama sonu gel-
medi. Çünkü Papandreu seçim ortamına
girmişti. Bir daha yakınlaşmanın sözünü
edemedi. Sonra da zaten seçimleri kaybetti.
Papandreu ne kadar divalog aleyhtarıysa
her zaman diyalog isteyen Konstantin Mit-
sotakis Başbakan oldu. Fakat Türkiye
müzakere sürecini tam olarak başlatamadı.'
StRECEK
Mitterrand'ın
1992 mesajı
• PARİS (AA) — Fransa
Cumhurbaşkam François
Mitterrand, Fransa'nın
ekonomik durgunluk
yaşadığıru, ancak bundan
kurtulmaya hazır olduğunu
söyledi. Mitterrand, önceki
gün yayınladığı yeni yıl
mesajında, halkı sosyal
adaJeti sağlamak için daha
çok çahşmaya ve kişisel
kazançlara daha az önem
vermeye çağırdı. Fransa
Cumhurbaşkam, 1992'nin
sonunda, hükümet
yapısmda reform yapılması
amaayla öneriler
sunacağını ifade etti.
Arafat
9
tan
ABD^ye ça^n
• TUNUS (AA) — Filistin
Devlet Başkanı Yaser
Arafat, 1990'da askıya
alınan ABD-FKÖ
diyaloğunun yeniden
başlatılması çağnsında
bulundu. Filistin haber
ajansı WAFA, bugün
Arafat'ın, FKÖ'nün El
Fetih hareketi tarafmdan
Ustlenilen ilk lsrail karşıü
operasyonun 27'inci
yıldönumü mesajmı
yayımladı. Arafat
mesajında, ABD'ye
"Filistinlüerin kendi
kaderlerini tayin etme
haklarını tanıması"
çağnsında bulundu ve
"ABD yönetimi için,
İsrail'in Ortadoğu banşı
konusundaki Israü-Arap
ikili görüşmelerini sabote
etme çahşmalanna karşı
çıkarak, Filistinliler
konusundaki olumsuz
eğilimlerini terk etme
zamanının geldigini"
belirtti.
İran'dan
nükleer atak
• BRÜKSEL (AA) —
Nükleer silaha sahip ülkeler
kulübüne girmeye
hazırlanan devletlerin
basında Iran'ın geldiği,
Tahran'ın, atom silahı
projesini kısa sürede
gerçekleştirecek aşamaya
ulaştıgı, ancak bunu gizli
tuttuğu bildirildi. tngiliz
stratejik araştırmalar
grubunca yapılan
değerlendirmelere göre,
Iran'da, Elbruz dağlannda
kurulu Uranyum
zenginleştirme tesislerinde
çalışmalar, Çinli uzmanlar
yönetüninde hızla devam
ediyor. Bu
değerlendirmelere göre,
İran, 2000 yılından önce
kendi nükleer silahını imal
edecek kapaskeye erişecek.
Navaz Şerif
tereddütlü
• İSLAMABAD (AA) —
Pakistan Başbakanı Navaz
Şerif, Moskova'mn Afgan
hükumetine yaptığı
yardımın kesinlikle
durduğundan emin
olmadan, Afgan
mücahitlere yapılan
yardımın kesümeyeceğini
söyledi. ABD ve eski SSCB,
eylül 1991'de Afgan
mücahitlere ve Afgan
hükumetine yapılan
yardımın 1 Ocak 1992'den
itibaren karşüıklı olarak
durdurulmasma karar
vermişlerdi.
Mitsotakis'in
• ATtNA (AA) —
Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis,
Kıbns sorununun çözümü
için Türkiye'nin "kararh
aidım" atmaya hazır ounası
gerektiğini öne sürdü.
Mitsotakis, yeni yıl
mesajında, "Yunanistan,
Türkiye ile diyalog
politikasında ısrar
etmektedir, çünkü başka
seçenek olmadığına
inanmaktadır" dedi.
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
74. Dönem
6 Ocak hafta içiveaMan
11 Ocak hatta sonu
kayıUarınu baslanıştır.
Dersane Usküdar 343 67 81
PISTLERIMIZ
Kozyatağı 362 47 33
Tarabya 162 06 18