23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 SERGI Selma Gtirbtiz Tem'de • Kültür Servisi — Genç kuşak sanatçılardan Selma Gürbüz'ün resim ve heykellerinden oluşan sergi 4 ocak cumartesi günu Tem Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1960 doğumlu sanatçı 1977-1980 yıllan arasında tngiltere'de resim, drama ve fotoğrafçıhk dallannda eğitim gördü. Resim ve heykel çalışmaJarında Osmanlı tarihinden alıntılar ve yorumlar yapan sanatçının önceleri resimlerinde rölyef olarak kullandığı formlar zaman içinde bağımsızlaştı ve tuvalden koptu. Malzeme olarak demir -döküm ve bronzu kullanan sanatçı uzun büredir üzerinde çalıştığı kedi ve yılan formları, erotik kadın figürleri, uzanrnış güzellere ve ayaktakilere dönüştü. Gürbüz'ün resimlerindeki melek figürleri ise melek olma niteliklerinin ötesinde görevler üstleniyor. Bunlar "biçimsel görevler". Sanatçı bu resimlere bir aşk oyunu gibi bakıyor. Kadın ve erkek arasında erotik ve kınlgan bir temas oyununu anlatıyorlar. Gürbüz'ün Tem Sanat Galerisi'ndeki sergisi 1 şubat gunüne dek açık kalacak. Asal'ın 4 Palimpestler' sergisi • Kullür Servisi — Selda Asal'ın "Palimpestler" sergisi yanndan itibaren BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde görülebilecek. Palimpest, yazılı bir metnin üzerine başka bir metin yazmak, bir sözün yerine başka bir söz yazmak anlamına geliyor. Günümüz yaşamında palimpest; önce bireyin kendi yaşamı içindeki üst üste gelen ve birbirini örten, ama hiçbir zaman tam anlamı ile yitirilmeyen görsel, sözsel, işitsel etki alanlannı tanımlıyor. Asal, yaşadığı donemin palimpestlerini oluturma işlevini üstleniyor. Genç sanatçı Asal, Izmir 9 Eylül Universitesi GSF'den mezun oldu. MÜZİK Tıyatroda Yunan müziği • Kültür Servisi — Muammer Ketencioğlu'nun Dinu ve Irini Sarıoğlu ile birlikte vereceği konser 4 ocak cumartesi günu Feriköy'deki Rum kilisesi yanındaki tiyatro sahnesinde yer alacak. Ketencioğlu dört yıldır Yunan miıziği ile ilgilenıyor ve bu alanda çalışmalar yapıyor. Konserin başlama saati 19.30 (Lola Şahin Sok. No. 40 Feriköy / Rum Kilisesi yanı). SİNEMA 'Sansür kaldınlmalı' • ANKARA (ANKA) — "LJçurtmayı Vurmasınlar" ve "Umuda Yolculuk" filmlerinin başrol oyuncusu Nur Sürer, Turkiye'de sinema sânatının büyuk sorunlan bulunduğunu, bunların çozümünde sansürün kaldırılmasının birinci derecede önem taşıdığını söyledi. Nur Sürer, Türk sineması üzerine yaptığı değerlendirmede, demokratik bir sinema yasasının çıkartılmasının, bununla birlikte ulusal sinema merkezinin kurulmasının zorunlu olduğuna işaret etti. Turkiye'de cumhuriyet kurulduğundan bu yana genellikle sağ iktidarların egemen olduğunu, bu yapıdaki iktidarların da en çok korktuğu şeyin kültür ve sanatın gelişmesi, yaygmlaşması, insanların ufuklannın genişlemesi olduğunu ifade eden Surer, sinemaya bu işlevi yerine getirmede büyiık görev düştuğünü belirtti. Sinemaya devlet yardımı yapılmadığından sık sık şikâyet edildiğini de hatırlatan Sürer, 2 yıl önce devletin 6-7 milyar lira yardımda bulunduğunu belirterek şöyle dedi: "Bu yardım yapılınca yapımcılar birbirine girdi. Devlet o parayı verirken şu şartı koymuştu: 'Her bir fılme 200 milyon ben veriyorum. 200 milyon da yapımcı koyacak, 400 milyon liraya eli yuzü duzgün filmler yapılacak! Oysa yapımcılar kendileri para koymadığı gibi verilen 200 milyonun da 50 milyonunu ceplerine atarak 150 milyona Fılm çıkarma yarışına girdiler. Sonunda abuk sabuk filmler ortaya çıktı" 'Kırmızı Pazartesi' • Kültür Servisi — Gabriel Garcia Marquez'in ünlü romanı Kırmızı Pazartesi'den uyarlanan fılm yeni yılda Şişli Nova Baran Sineması'nda da gösteriliyor. Italyan- Fransız ortak yapımı olan filmde evlendiği günün ertesinde genç bir delikanlının öldürülmesi konu ediliyor. Film tüm çevrenin ve kendisinin bilmesine karşın trajik sonun önlenemediğinin oyküsü. KÜLTÜR Yılın sanatçıları • ANKARA (AA) — Türkiye Yazarlar Birliği, 1991 yılı içindeki yayınları ve çalışmalan değerlendirerek yılın yazar, fikir adamı ve sanatçılarını belirledi. Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 1991 yılı yazar, fikir adamı ve sanatçıları şöyle: Dil dalında: Rekin Ertem, hikâye dalında: Gökhan özcan, roman dalında: Selim tleri, şiir dalında: Ahmet Oktay, fikir dalında: Rasit Küçük, deneme dalında: Ali Göçer, tenkit dalında: Prof. Dr. Haluk İpekten, araştırma dalında: Lütfullah Karaman, inceleme dalında: Prof. Dr. Süleyman Ateş, hatıra dalında: Mehmet Turgut, çocuk edebiyatı dalında: Ali Akbaş, tercüme dalında: Fikret Gökdemir-Çetin Ertürk, kitap yaymcılığı: Aile Araştırma Kurumu - İşaret Yayınları, basın (fıkra dalında): Engin Ardıç, basın (karikatür dalında): Ibrahim özdabak, radyo programcılığı dahnda: Mustafa Demirbaş, TV drama dalında: Osman Sınav, TV belgesel: İsmail Çoruh, TV programcılığı: Banş Manço, sinema dalında: Halit Refiğ, müzik dalında: Kudsi Erguner. Ayrıca mimari ve şehircilik konusundaki uzun süreli çalışmalarıyla Turgut Cansever ve kültür hayatımıza sürekli katkılanyla Aydm Bolak da yılın kültür adamı seçildiler. ÇAMSAN A.Ş.'NDEN SAYIN ORTAKLARINA DUYURU 1- 23 Haziran 1989 tarih ve 20204 sayılı Resmi Gazete^ de yayınlanan SPK 1.5 no'lu tebliği gereğince 5.600.000.000 TL'lik şirketimizin sermayesini temsilen daha önce çıkar- tılmış bulunan A, B, C, D, E, F, G ve H grubu hisse senet- lerinin tamamı 1. tertip olarak, 1990 yılında 213 sayıh V.U.KÎnun 298. maddesi gereğince oluşan, Yeniden Değer- leme Değer Artış Fonu'ndan sermayeye ilave edilen 2.8OO.OOO.OOO TL'lik 11. tertip bedelsiz hisse senedi bastı- nlmış olup ortaklara hisseleri oranında dağıtılacaktır. Bu nedenle ellerinde eski tertip hisse senedi bulunan or- taklarımızın Genel Müdürlüğümüze müracaatla eski his- se senetlerini yenileri ile değiştirmeleri, 2- 1986-1987-1988-1989 yıllarına ait kâr dağıtımJarı ile ilgili temettü ödemelerini almayan ortaklarımızın Genel Müdürlü|umüze müracaat ederek temettülerini almalan, Hususlarını saygı ile arz ederiz. GENEL MÜDÜRLÜK Çamsan A.Ş. Uzunisa / Kökenli Köyü / ORDU Telefon: 9-371-14370 / 14371 9- (3705) 1215-1216-1217 Sahnelerin 22 yıllık zennesi Huysuz Virjin: 4 Kanto sanat dalı değilHuysuz Virjin 22 yıldır sahnede. Sanatçı, "Kantoyu kimseden öğrenmedim. Kanto bence bir sanat dalı değil. Daha doğrusu çok basit hareketlerle, çatlak bir sesle sanki söylemek gibi bir şey. Yaptığım işte kanto bir basamak. Esası söz .düellosu" diyor. MERT ALİ BAŞARIR Sahnelerin yinni iki yüdır hiç- bir lafın altında kalmayan, sal- dırgan tek zennesi Huysuz Vir- jln... Nüfus kütüğündeki kayda göre de Seyfi Dursunoglu... Amatör olarak çahştığı yıllarda "maUas niyetine" aldığı Huy- suz Virjin adını bugünlere dek taşımış. Altnuş yaşına gelmiş ol- manın tedirginliği yansıyor gibi konuşmalanna... Sosyal sigor- talarda çahştığı uzun yıllar onun için kayıp hanesinde bugun... Tek çahşmaya alıştığından çok istese de yine de tiyatro yapma- ya fazla sıcak bakmıyor Vir- jin... "Ben gece program yapa- bilmek için bütün günümü isti- rahat ederek geciriyorum" di- yor bir gününü özetlerken... Esprilerini kendi hazırladığı gi- bi, eli dikiş tuttuğundan terzi terzi dolaşmıyor. Sahne makya- jı bazen beş, bazen de on beş dakika alıyor, keyifli ise... Le- vent Kırca, Ahmet Ugurlu, Ali ve Ayşegül Atik'i seviyor ko- medyenler arasında... Yeşil Kabare'nin kulisinde sahne içkisini yudumlarken bu- luyoruz Dursunoğlu'nu... Bir yandan makyaj yaparken bir yandan da takma kirpiklerini yapıştırıyor gözkapaklarına... Siyah çoraplannın ardından, korsesini giyiyor daha ince hat- lara sahip olmak için... Son ola- rak kostümunün fermuannı çe- kiyor sahne komisi.... Huysuz Virjin artık sahne- AGREStFLİK VE BAŞARI — Huysuz Virjin normal yaşantısında agresif olsaydı sahnede yapûk- lannın bu kadar geçerli olamayacağı görüşunde. (Fotoğraf: MERT ALİ BAŞARIR) de... Hem kanto söylüyor, hem müşterilerle söz düellosuna gi- riyor. Şov dünyasında "Blue Humor" terminolojisi olarak geçen kaba cinsel esprileri gayet rahat yedirebiliyor mikrofon- dan: — İki kadın, iki erkek bir masada... Bu üçüncü herifin ne isi var yanınızda... Sen bir şey bulamadıgına göre bir aksaklık var sende... — Oooo efendim hoşgeldi- niz... Saplar Cemiyeti Başkanı (Mehmet Ali Ilıcak'a) — Beni bulamadın mı? Poli- se soracaksın baalan ev hangi- si diye?. — Aaaa kadının saçuıa bak... Amaaaan.. özal'ın resimcisi geldi, kör olası herif... Cimri ayol... Resim çekerken bile kı- sa boylu adam arıyor ki film az gitsin diye... Erol Atan mısın? Atari misin kör olma emi? — Bu uzeıimdeki benira kos- tttmüm değil... Akrep Nalan'ın donu... donu... — Bu iki sakallı da burda oturmuş... Rum Patrikhanesi gibi... (Ahmet Kaya, Emrah) — Hanımefendi kürkü yeni aldınız galiba... Görünsün diye üstüne oturmuşsunuz... — Genelde gazino sahnesin- deki sanatçdann kaç masası ol- dugu önemliyken size malzemesi bol müşteri gerekli öyle değil mi? Huysuz Virjin: Tabii işime yarayacak cinsten masalar olur- sa daha keyifli oluyorum. An- cak benim özelliğim ise yarama- sa dahi bu yaramayan insanı faydah hale getirip istifade ede- bilmek. — Nedir işinize yarayan tniis- teri profili? Huysuz Virjin: Benim işime yarayan müşteri medeni seviyesi normalin üstünde olan, en azın- dan bir iki kere Avrupa'ya gi- dip gelmiş, gece yaşantısını bi- len insandır. — Bh- tür "vitrin masa" di- yebilir miyiz? Huysuz Virjin: Ama her ma- sa benim için vitrindir. Ne var ki çok uzakta olan bir masa vit- rin teşkil etmiyor. — Siz oturdugu sandalyeye sinen, halta masanın altında kaybolan seyircinin üzerine da- ha çok gidiyorsunuz. Huysuz Virjin: Kaybolur gö- rihıtüsü vermek isteyen müşte- rinin bazısı hakikaten espriden hoşlanrnaz. Sırf "Bana sataş- masın, başkasıyla uğraşsın, ben eğleneyim" diye düşunilr. Baa- sı da özellikle nazarı dikkati çekmek için o tarz hareket eder. Onu anlayıp öyle kullanmak la- zım. — Kişiyi hem tahrik edip hem de oturdugu masadan sahneye fırlamasını önleyebiime başan- nız... Hnysoz Virjin: Espri dozunu saatler ilerledikçe yükseltirsiniz. o seyirci sizi bırakıp gidemez. Başka ne olacak? Daha ne gibi sürprizlerle karşılasacağım diye merak edip oturur. — Size sırf laf etmek için de gelenkr var. Huysuz Virjin: Bana öyle ge- liyor ki beni seyretmeye gelen insanlar kendi evinde bir top- lantı yapıyormuş da biraz misa- fır fazlaymış zevkini tadıyo-!ar. Acaba ayıp olur rmı diye t-ir te- reddütleri yok, rahatlığı var müşterinin. O bakımdan sırf laf atmak için gelen insanlar var ama sırf laf dinlemek için gelen- ler de söz konusu. Çekimser ka lan pek az oluyor. Bir masada ki dört kişiden ikisi laf atarsa ikisi biz susahm, taciz etmeye- Um diye düşünüyorlar. — Gazinoda on beş dakika sahnede kalırken, bu süreniz YeşU'de iki saate çıkıyor. Hnysuz Virjin: Gazinoda ye- di sekiz kişilik kadrolar vardır O kadronun içerisinde zaten si- ze düşecek olan zaman en fazla yarım saattir. Gazinoda bir in- sana iki saat sahne vermezler Ama YeşU'de öyle değil. Ben iki saat zarfında yapabileceklerim ne ise hepsini sergüeyerek yürüt- meye çahşıyorum. — Sessiz sakin bir göröntii verirken, sahneye çıktıgınız an- dan itibaren yasını basını almış agresif bir zenne rolune soyu- nuyorsunuz. Bu nasd bir kon- santrasyon sizce? Huysuz Vbjin: Birisi benim normal mizaam. Normal ya- şantımda da agresif olsaydım. belki sahnede yaptıkianm bu kadar geçerli ohnazdı. Tiyatro oyuncusu olarak rol yapıyorsü- nuz. Diğer tarafta normal yaşa- mınızı sürdürüyorsunuz. — Kantoyu nasd ögrendjniz? Huysuz Vujüı: Kantoyu kim- seden öğrenmedim. Fazla kabi- liyeti ohnayan, sesi vasat, iyi dans edemeyen, sırf para kazan- mak gayesiyle çıkıp vücudunu sallayarak ritme uyan tipler ola- rak geüyor kantocular. Onlann sahneye kısa kollu, biraz gerda- m, biraz bacağı açık olarak çık- malan o zamanın seyircisine ye- tiyordu. Kanto bence bir sanat dalı değil. Daha doğrusu çok basit hareketlerle, çatlak bir ses- le sanki söylemek gibi bir şey, Yaptığım işte kanto bir basa- mak. Esası söz düellosu. — Sahneye çıkünız. Bakıyor- sunuz ki bir masaya Demirel'te İnönü oturmuşlar sizi izüyorlar. Nederdiniz? Huysnz Virjin: Sayın koalis- yon da buradaymış. Efendim hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Çankaya'dan gelmiş gibi munis bir haliniz var. Allah bir hükü- mette kocatsın inşallah. WoodyAllenyenifılminin hazırlıkları ile uğraşıyor enci- öğretmen aşkıWoody Allen şu sıralar New York'ta. Konusunu herkesten saklı tuttuğu yeni fılminin çekimleri ile uğraşıyor. Basına sızan bilgilere göre Allen'ın yeni filmi Barnard Koleji, öğrencisi Emüy Lloyd ile Allen'ın kendisinin canlandırdığı profesörün aşkını konu ediniyor. ŞEBNEM ATİYAS KADİFE PANTOLONLU YÖNET- MEN — Woody Allen çekügi filmlerde New York'un ünlü okullannı konu etti. NEW YORK — "Yedi Kızkardes" üniversitelerinden Barnard Koleji'nin önündeki kalabalık merakla okulun bahçesinde New York aşkı ile tanınan film yönetmeni Woody Allen'ın yeni ça- üşmasını görmeye çabalıyor. Feminist ça- ğın medarı iftiharı Barnard kızkoleji New York'un önemli abidelerinden. Her yıl sonbaharda çeşitli New York temala- rım hayat ve felsefe sorunlanyla birleş- tirerek kendine özgü filmler yapan Al- len'ın yeni fümi için Barnard'ı mekân olarak seçmiş olması şaşırtıcı değil. Allen fümini ve konusunu, büyük giz- lilikle fılrnde yer alacak sanatçılardan bi- le sakhyor. Yine de basına sızdığı kada- nyla yeni filmin konusu, Barnard Kole- ji'nde Ingiliz edebiyau bölümündeki bir profesörle öğrencisinin aşkını anlatıyor. 20 yaşındaki genç öğrenci Emily Lloyd Barnard öğrencisini, Allen ise klasik zey- tin yeşili cekedi, kadife pantolonu ile profesörü canlandınyor. Lloyd'un hazır- ladığı rönesans baslangıanda yaygın olan sevişme teknikleri üzerine ödevle başlayan aşk hikâyesinin fılm boyunca nasıl devam ettiği bir sır olarak saklanı- yor. Filmin gizli tutulmasmdan en fazla ra- hatsız olanlar yine Barnard Koleji yöne- ticileri. Okulun yetkilileri ve halkla Uiş- kiler görevlileri nezaketle Allen'ın füm metnini çekim başlamadan önce görmek istediklerini dile getirdiler. Ancak hep söz söyleme özgürlüğünü savunmuş olan yönetmen bu isteği aynı nezaketle red- detti. Bu nedenle Barnard halkla üiskiler gö- revlileri, Allen'ın okulun, "adına zarar verecek bir film yapıp yapmadıgını bil- meden kampusta filmi çekmesfaK fadn verilmesi konusunda" şüpheleri olduğu- nu dile getiriyorlar. Bu şüphelere rağmen herkes haddini bildiğini ifade ediyor, Barnard dekanı Ellen Futter adına ba- şına açıklama yapan okul sözusO, "Sa- y u AUen son derece koltiMi Mr New York fttm yönetmenidir.BUR 4e son de- rece kaltürlü New York I n n H i y u . Bu durnm New York gibi heyecan verid bir kentin bir parçası olmanın sonucndur" dedi. Allen, NewYork'un ünlü okullannı ve bu okullann tamnan karakterlerini fıhn- lerine daha önce konu etti. örneğin "The Manhattan" filminde AUen'm genç sevgüisi Mariel Hemingvvay, Dalton Schooll'un öğrencisi rolündeydi. Şu an Yale Üniversitesi'nin dekanhğım yapan eski Columbia Universitesi hukuk pro- fesörlerinden Benno Schmidt "Hannah ve Kızkardeşleri" filminde bizzat rol al- dı. Schmidt, Allen'ın filminde rol alma- sı nedeniyle baa okul mezunlannın eleş- tirisine uğradı. Barnard öğrencileri Allen'ın kampusta Füm çekmesinden çok memnun görünü- Ruhi Görüney'in'AylakDeniz Kızları' Levent Sanat Galerisi'nde Denize tutkun ressam: Görüney Ressam Ruhi Görüney, resimlerini deniz kıyısında, çakıltaşlarma yapılan karalamaların oyun olmaktan çıkıp kâğıt üzerinde, plastik bir tada dönüşmesi olarak niteliyor. Sanatçının altıncı kişisel sergisinde, deniz, balık, kadın yine ana öğeler. AHU ANTMEN Hiç denizbzı gördünüz mü? Gördüğünüzü sanıp, yalmzca bir küçük 'an' için de olsa öyle bir imgeyi canlandırdınız mı ha- yalinizde? Upuzun sarı saçları mı vardı? Bembeyaz teni... Pul- ları gümüş tanecikleri gibi par- laktı mutlaka. Belki. Belki de- Ü1- Ressam Ruhi Görüney, gör- müşohnah... Denizkızlanm ya- rü. Onlarla konuşmuştur belki de. Âşık olmuştur. Deniz kıyı- smda resimlerini çakıltaşlarma yapmıştır. Resimleri söylüyor: Ruhi Görüney, yaklaşık iki yıl- dır, yasıyor denizkızlarıyla, ko- nuşuyor, onlarla dans ediyor... Nerede olacak? Resminde tabii. Levent Sanat Galerisi'ndeki sergi, Ruhi Göruney'in kâğıt ve tuvallerini kapsıyor. Bu resim- lerde, sergiye admı veren "ay- lak denizkızian", balık, yengeç, Kız Kalesi, ay (yoksa bir kadın göbeği mi?), bahkçı tekneleri ve Ruhi var. Evet, her resimde ne- redeyse, Ruhi Görüney'in yuzü bakıyor izleyiciye. BelÜ behrsiz. O "belirsizlik", Görüney'in ka- dın figurlerinde de var. Yuvar- lak bir form, ilk bakışta "bir mehtaph gece", bir daha bakın, bir göğüs ya da kann... Bir ka- dm gizli gizü yatıyor resimde. Aslında beDci Ruhi Görüney'- in denizkızları, birer "balık- kız". Bu "aylak denizkızları", çoğunlukla şişman, aşın göbekli ve denizkızlarmın aksine, Ruhi Görüney'in "aylak denizkızla- rınm" cinsel organları var. Bir resmi, göğüsleri ve kalçasıyla - evet tıpkı bir kadın gibi- deni- zin içinde sahnan pembemsi bir bahğı gösteriyor. Bir diğeri, bir kadının bahk kuyruğunu sanki bir giysiymişçesine çıkardığım. Sonra bir başka resminde bir denizanası var. Buz parçasıy- mışçasına oturmuş bir kayanın üzerinde, mavi, şişman. Ruhi Görüney'in resimlerin- de, kadınlar 'su'yun ta kendisi aslında. "Akıp gidiyor" gibiler; şeffaf ve renksiz. Balıklar, (bel- ki yengeçler de) erkekler. Görü- ney, kadının doğaya daha yakın olduğunu söylüyor. Toprağa. Belki doğurganhğından dolayı. Sanatçıyı etileyen, su: "Suda dogum olayı... Suda dogmuş ol- saydım diye düşünürum hep. Belki yengeç burcunda ounamın da etkisi var. Sonra, ana karnın- dayken canlıtun suyu içinde ol- ması. Suyu seviyorum. Hava- BALIK ERKEĞİ SİMGELİYOR — Ruhi Görüney'in resimlerinde, su kadını, balık erkeği sim geüyor.Görüney, kadının dogayadaha yakın olduğuna inanıyor. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) dan daha somut. Suya girdiğin zaman her tarafuu sanyor, his- sedebiliyorsun." Resimlerini denizkıyısında, çakıltaşlarma yapılan karalama- ların oyun ohnaktan çıkıp kâğıt üzerinde, plastik bir tada dö- nüşmesi olarak niteliyor Ruhi Görüney. Sonra çantasını ahyor kucağma, içinden bir taş çıka- rıyor, üzerine çizmiş olduğu de- nizkızını gösteriyor. Görüney'- in çok sayıdaki resminin her bi- ri, aynı öğeleri içermesine kar- şın birbirinden oldukça farklı. Bu da belki karikatürcülüğün- den geliyor. Resim eğitimini Devlet Güzel Sanatlar Akade- misi Neşet Günal Atölyesi'nde tamamlayan Ruhi Görüney'in sanat yaşamının uzun bir çizgi- sini de karikatürcülüğü oluştu- ruyor. Bu dalda pek çok ödülü de var. Ancak karikatürde "Pa- zar oluşturamadığı" için bırak- mış. Hiçbir zaman bir "Cağal- oğlu çizeri" olmamış, kendi ni- telemesıyle; çizdikleri "yığıl- maya" başlayınca başka alanla- ra kaymış. Pandomim ve tiyat- ro yapmış ömeğin. "Aylak Deniz Kızları", res- sam Ruhi Görüney'in 1980'li yıllarda gemilerle, denizanala- nyla, sonra "Denizdeki]er"le oluşturduğu sergilerin bir uzan- tısı belki de ya da kendi deyisiy- le, "Haliç'te baslayıp adalara kadar uzanan bir öykünün par- çası, bazen bulut, denizluzı, gri bir taç... Bazen de sizinle biriik- te güneşlenen bir yengeç... Ya da balık tutarken aklınıza takı- lan bir fıkra. Derken adada mahsur kaima dnygusa, bir ka- deh rakı..." "Aylak Deniz Kızları" / Ru- hi oöruney resim sergisi / 18 aralık -12 ocak / Levent Sanat Galerisi / 170 03 62 'Yıınııs Emre'ye Selam' • İSTANBUL (tÜHA) — "Yunus Emre'ye Selam" konulu kültür günleri 6 ocak pazartesi günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda yapılacak. Şiirleri Ayla Algan'ın okuduğu, Toron Karacaoğlu'nun sunduğu ve girişlerin ücretsiz olduğu program saat 2O.3O'da başlayacak. Bîr Sıçrar* • Kültür Servisi — 5 Ocak 1992 tarihinden itibaren her pazar günü saat 11.00'de _ Kartal Belediyesi Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi'nde İdil Abla Çocuk Tiyatrosu'nun "Çekirge Bir Sıçrar" adh oyunu sergilenecek. Gösterilere Ercan Yazgan konuk oyuncu olarak katılacak. Kıral'ın 19. • Kültür Servisi — Zeki Kıral, 19'uncu kişisel sergisini 14 ocak salı günü saat 17.30'da Maçka Destek Reasürans'ta açıyor. 80 yağhboya tablonun yer alacağı Kıral'ın sergisi figüratif ağırlıklı. Doğaya yönelik olan yağhboya çalışmalann yanı sıra bahkçı kompozisyonlanna da yer veriliyor. Sergi 7 şubata kadar açık kalacak. 'Umırt cinayeti ? • İSTANBUL (1ÜHA) — Burak Mikail Uçar'ın "Umut Cmayeti" adh oyunu 7-12 ocak tarihleri arasında AKM Oda Tiyatrosu'nda oynanacak. Zckai Müftüoğlu'nun yönettiği oyunda Seray Gözler ve Adnan Biricik rol alacak. RichardMan yeni plak • (İtHA-DışHaberler Servisi) - Clıff Richard 1992'de yeni bir plak çıkanyor. Herald Tribune gazetesinde yer alan habere göre, 1991 yılında yoğun çalışmalar yapan Richard, 1992 yılına "Crocning Should Be Together" adh yeni plağı ile girecek. Bu arada yılbaşı, plak endüstrileniçinenkârh " - dönem olarak . ,-»r değer lendirüiyor. Klasik plak ve Avuaturya • tÜHA Dış Haoerler Servisi — Amerika'da 5 ülkeyi kapsayan araştırma sonuçlanna göre 1991'de klasik plak satışlaruıda yüzde 12 ile Avusturya birinci sırada. 'Scariett' Türkivede • İSTANBUL (tÜHA) — Rüzgar Gibi Geçti" adh ünlü romanın devamı niteliğinde olan ve ABD'de satış rekorlan kıran Scarlett" Türkçeye çevrildi. Kitap yakında Simavi Yayınevi tarafından satışa çıkanlıyor. Simavi Yayınevi yetkiülerinin söylediğine göre kitap Türkçeye Yakut Eren ve Suzan Cenani Aüoğlu tarafından çevrildi. BUGÜN Yeni şairlerte Taksim'dekı Ataturk Kitaphgı'nda saat 17.00'de Hamdi Gedik, Namık Kuyumcu, önder Kızılkaya ve Emir Ali Yağan bir araya geliyor. (149 09 45) • Ozyalçıner'in öyküleri lnsancıl dergisinin etkinhkleri sürüyor. Saat 15.00'te Kadıköy'deki Fırat Sanat Galerisi'nde Adnan ozyalçıner'in öyküleri okunacak. (349 94 67) Demokrasi Gemisl Bakırköy Belediye Tiyatrolan, Azü Nesin Sahnesi'nde Demokrasi Gemisi'ni saat 2O.3O'da sahneliyor. (507 43 82) SÜRÜCÜ KURSU Hafta Sonu - Hafta Içl (Gündûz-Akşam) 82 dönem kayıHarmız devam edıyor TAKStTLE KADIKÖY (Soğütlüçeşme Camıı yanı) Tö 3491824-3360206-33602 79 FQX- 349 18 25 Avukaüık kimlik kartımı, nüfus cüzdanınu ve askeri kimlik kartımı kaybettim. HükümsOzdür. ŞEHNAZ YUZER Sahibinden 90 Model Şahin 34647 90-3492321
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle