Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 2 OCAK 1992
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
BakanlKJı Meteorolotı Genel
ûOûnden ahnan bügrye göre,
Kndeniz, Iç Anadokı'nun kuzey ve
doOusu üe Do0u we Gün«*Joğtj Ana-
doiu Mlgetari yafrşiı geçecek. Vağış-
lar DoOu KaradenLZ kıyılan ıle Güney-
doOu Anaddu'da karla kanşık yağmur.
« t v yerienJe lar seMmde olacak. Bu
bageterin dçında kaün bOgefer ıse
aç* geçecek. H A M StCAKLIĞI Do-
gu bftgelennde biraz azaiacak, BaU-
da dejışmeyecek RÜZGÂR Gûney-
dojusudagûneyvebaUdıöeryefter-
detaoey yADeıden kuvvcti. kısa sû-
rei tvtmt şeMınde esecek Denıaer-
deriogfc Ege'de yikfc ve poyraz. Do-
gaAMenCde 8ün*atsı ve lodos, dı-
Mana
Mapazarı
Adıyaman
Afyon
Afrı
Anlara
A/rtjkya
Anttya
Artvm
Bdedk
ğer denıztefde yıMızve karayekten saatte 16-23, Ege'de 45 denız
mili hula esecek Van Gölü, kar yağtşjj otup, rüzgâr kuzey yön-
lerden yer yer kuvvetlı esecek Mutedl dalgaJı olacak götde gö-
rüş uzaklığı 1-5 Km ooiayınOa bukınacak.
g
Bitfcs
Bofcj
Bursa
Çauttaıe
Çonım
Denef
6° 2° Oıyartuior
2°-i° Mme
3 (PErancan
•1° -8° Eraırum
•5° -13°Es*ı$elifr
•2° -KFGaaantep
7° 3°ûresun
7» yGûnıûşlıaneK
1° -5° Hakkân
3° -3° Ispam
0°-5°istas*ul
•1° -6° bıw
•r -5° Kars
2° -6° Kastamonu K
K
B
K
•2° -7" lty
O°-4° KıfkliIBk
r-4» Konya
2°-6° Kütahya
3°-3°Malalya K -1
2°-1° Mamsa
0°-5° KMtraş
-1° -«"Meran
-4» -12°Mujla
•1° -6° Muş
1°-2° Mğde
2"-1° OnJtj
-4° -7° fte
•5° -12°Samstm
•1° -8°S«rt
2° -3° Snop
5°-2»S«as
•4° -12°li*ntaS
-3° -8° lratHon
-3° -7° luncek
O°-5°Uşak
-2° W>van
-2° -9" Yazgat
-1° -5° Zongutok
B «••!•
B 3">-1°
B 7° 3°
B 2°-4°
K -1° -5°
K -1° -7°
K 2°-1°
K 2° 0°
K f f
K 2° 0
K 0°-2»
K -3°-7°
B 1°-4°
K 2» 0°
K -3°-8°
B -1° -8°
K o°-e°
K -3° -10°
K 0°-2°
. * Ç * ^ yı^murlu £ £ sslı / ? kart A-açık 6-tuluSu G-gûneşk K-tart S-ssh Y-yattnurkj
BULMACA
SOLDAN
1/ Gerçek yaşamda
olamayacak bir olay
örgüsü içinde er-
demli kişilerin kötu-
lerin elinden çektiği
acıları aniatan ve er-
demin zaferiyle sona
eren duygusal dram.
2/ El dokuması yün-
den yapılmış ust gi-
yeceği... Kaplarda su
nedeniyle oluşan
tortu. 3/ Utanmaz,
rezil... Bir nota. 4/
Bir oyun ya da Fılm-
de dinlenme süresi...
Açığa çıkmış, duyulmuş. 5/ Uzayın
nesnel gerçekliğini yadsıyan "Uçan
Ok" ve "Akhilleus ve Kaplumbaga"
adlı kanıtlarıyla ünlu Yunan filozo-
fu. 6/ Bir renk— İnsanın bedensel ve
ruhsal dengesini bozan her türlü et-
kene verilen ad. 7/ Dalgalı parıltılar
verilmiş olan bir tür kumaş... Tath
bir çörek. 8/ Afrika'da bir ülke...
Matematikte kullanılan sabit bir sa-
yı. 9/ Bir cetvel türü... Buyük kabuk-
lu deniz hayvanlannı avlamakta kullanılan, ince dallardan örül-
müş kapan.
YUKARIDAN AŞAGrVA:
1/ Kırılmış taş doşenip silindir geçirilerek yapılan yol. 2/ Orta
Anadolu'da bir göl... "Dest-bûsû arzusuyla ölürsem dûştlar /
— eylen toprağım sunun anınla yâre su" (Fuzuli). 3/ Bir Gü-
ney Amerika ülkesinin başkenti... Bir haber ajansının simgesi.
4/ İnce dantel... Kendinden geçmiş, sarhoş. 5/ Kanlı basur has-
talığı. 6/ Güç, emek, çaba... Rütbesiz asker. 7/ Evrensel alıcı
olan kan grubu... Çok çalışan öğrenci. 8/ Motorlu taşıtlarda
motoru işletme düzeni... Deriyi kullanılabilecek duruma getir-
mek için uygulanan işlemlerin tümii. 9/ Gerçek... Bir tür geçi-
rimsiz toprak.
60 YIL ÖNCE CumhurİYet
Selanik telefonunda
mahim bir kcf<f
1DEMUJCTİDAR
•uflâp oldu
VİRiLıNE
2 OCAK 1932
Atina gazetelerinin verdiği
malumata nazaran Ankara -
Selanik telefonileilk
mükâleme geçen cumartesi
akşamı saat birde yapılmış,
Gazi Hz. Selanik Belediye
Reisi ıle görüşmek arzusunu
izharetmiştir.
M ükâleme şu şekilde cereyan
etmiştir:
Gece saat birde Selanik
santralı çağnlmış, Ankara ile
Selanik santra! müdürleri
karşı karşıya gelmişlerdi.
Ankara telefon müdürü Gazi
Hz.'nin Selanik Belediye Reisi ile görüşmek arzu
ettiklerini söylemiş, telefon da bir saat sonra açılmak
üzere kapatılmıştı.
Tam bir saat sonra, Gazi Hz. Selanik Belediye Reisini,
telefona çağınyorlardı. Halbuki Selanik telefon müdürü
bir saat evvelki mükalemede Gazi Hz. 'nin bizzat
görüşeceklerini anlayamamış, Belediye Reisini de
vaziyetten haberdaretmemişti. Selanik santralı Gazi
Hz.'nin görüşeceğini anlar anlamaz. derhal şehir
telefonile Belediye Reisini haberdar etmiştir.
Belediye Reisi M. Vamvakas ta alelacele gıyinerek hemen
telefon başına koşmuş ve:
"-Allo.allo... Ben Selanik Belediye Reisi..." demiştir.
Fakat, Ankara makinesi ufak biranzaya uğramıştı.
Konuşulamıyordu. Bunun üzerine Belediye Reisi tekrar
yatağına avdet etmiştir.
Sabaha karşı saat dörtte Ankara, tekrar Selaniği
çağınyordu:
Bu sefer telefon başında Tevfık Rüştü Bey bulunuyordu.
Selanik santralı Belediye Reisinin yatmağa gittiğini
söyleyince Tevfik Rüştü Bey şu cevabı vermiştir:
"-O halde, Belediye Reisine ve Selanik ahalisine Ankara
şehrinin selamlannı söyleyiniz. Üç saat evvel Gazi Hz.'leri
bir sürpriz yapmak istemişlerdi."
Ankara - Sofya - Selanik telefon hattı işlemeğe
başlamıştır. Dün bir aralık hattın Sofya kısmmda küçük
bir anza görülmüş ise de hemen bertaraf edilerek Selanik
ile görüşmek kabil olmuştur.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Dostluk taarruzu
2 OCAK 1962
Sovyetler Birliği Ankara
Büyükelçisi Nikita Rijov'un
Başbakan İnönü'yü ziyareti
sırasmda Başbakanın bir davet
vukuunda Rusya'ya gidip
gitmiyeceğini öğrenmek istediği
sızan haberlerden anlaşılmaktadır.
Her ne kadar böyle bir yoklama
İnönü"nün Rusya'ya resmen davet
edildiği şeklinde tefsiredilmişse de
bugün yaptığımız tahkikatta, henüz resmi birdavetin
yapılmadığı öğrenilmıştir. Görünüşe göre Sovyetler, son
zamanlarda yardım teklıfleriyle birîikte Türkiye'ye karşı
dostluk taarruzunuartırmışlardır. Bilind ıği gibi,
Sovyetlerin iktisadi yardım teklifı 500 mi yon dolardır ve
bu yardımın mali şartlan hafiftir. Ancak. Sovyetlerin bu
mali şartlar yanında bir takım siyasi tekli lerde de
bulunacaklarına, Ankara'daki siyasi çevrelerde
muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Bu teklifler şimdiye kadar birkaç defa tekrarlanan NATO
ûsleri ve NATO'nun verdiği silahlarla ilgilidir.
GEÇEN m BUGÜN CumhuriY
et
Kanlı yıldönümü
2OCAK 1991
Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) en büyük gerilla
grubu olan El Fetih'in 26. kuruluş yıldönümünde Gazze
Şeridi'nde düzenlenen gösterilerde İsrail askerlerinin
açtığı ateş sonucu 4 Filistinli öldürüldü. Filistinlıler,
Israil'in, yıldönümü nedeniyle işgal altındaki topraklarda
ilan ettiği sokağa çıkma yasağına karşın gösteri yapülar.
El Fetih, yayımladığı bildiride Filistinlilere "işgalcilerin
, ayaklannın altındaki toprağı yakın" çağnsında bulundu.
İsmet İnönü
Kahıre •
DUNYA'DA BUGUN
Amstertanı
Amman
Atna
Barcetona
Bmt
Brtgra)
Bertn
Bonn
BriUoal
Bud»p«çle
Cenem
OHöe
Oubaı
ftuttun
Hatoıta
B 9°
B 17»
6 10°
B 17»
B 13"
B 9°
B 2°
B 5°
B 7»
8 10°
8 2»
B -1°
B 16°
B 20°
B 20°
B 8°
B 13°
B 0°
B 15°
B 7»
B 7»
B W°
Londra
Madnd
Mılano
Montreal
Mostova
MAnfı
Oslo
Pans
Prag
Riyad
Ronu
Sofy>
Sam
Vhm
Tünus
Venedik
Vıyana
Züntı
K -1°
B 10°
B 12°
e 13°
K -3°
B 2°
K 1»
B 8°
B 2°
B 21»
B 10°
B -2°
B 1°
8 8°
B 8°
8 0°
HABERLERİN DEVAMI
Çılgın
(Baftarafi 1. Sayfada)
yorlar. Kocadi'nde sadecees-
ki Istanbul yolu ile Kandıra il-
çesine bağlı bazı köy yolları
kapalı bulunuyor. Izmit'te
elektriklerin kesilmesinden
dolayı belediyeye ait su pom-
paları devreden çıkınca ba-
zı mahallelere su verilemedi.
Anadolu Ajansı'nın habe-
rine göre Bursa şehir merkezin-
de kar kalınlığı 20, Uludağ'da
150 santimetreye ulaştı. Kar ya-
ğışı nedeniyle bugün yapılması
gereken THTnin Bursa-Ankara,
Bursa-îstanbul ile SHY'nin
Bursa-lstanbul uçak seferleri ip-
tal edildi.
Bursa ll Hıfzıssıhha Kurulu
karanyla merkez, Osmangazi,
Yıldınm, Nilüfer, Gürsu, Kes-
tel, Yenişehir, Büyükorhan ve
tnegöl ilçelerinde ilk ve ortade-
recdi okullar pazartesi gününe
kadar tatil edildi. Bilecik'in Pa-
zaryeri ilçesinde de kar yağışı
nedeniyle ilk ve ortadereceli
okuüarda öğretime pazartesi
gününe kadar ara verildi.
Karayollan 14. Bölge Müdür-
lüğü hava muhalefeti nedeniyle
Bursa-Orhaneli, Kütahya'nın
Gediz-Altıntaş ilce yollarının
ulaşıma kapandığını bildirdi.
Köy Hizmetleri 17. Bölge
Müdürlüğü de Bursa, Babkesir,
Bilecik, Kütahya ve Çanakka-
le'de 2 bin 100 köy yolunun ka-
pah olduğunu, yoğun kar yağı-
şı nedeniyle ulaşıma açılan yol-
lann yeniden kapandığını kay-
detti.
öte yandan Istanbul'da ara-
hklarla devam eden kar yağışı
yeni yılın ilk günü ulaşımda ak-
samalara neden oldu. Çevre
yollannda meydana gelen buz-
lanma nedeniyle trafiğin akışın-
da sorunlarla karşılaşılırken Şe-
hir Hatlan'na bağlı vapur sefer-
leri dün sabah saatlerinde gecik-
meli olarak gerçekleştirilebildi.
Istanbul Büyükşehir Belediye-
si'nde kunılan "kriz merkezi"
çahşmalanru 24 saat aralıksız
sürdürürken İSKI, don olayma
karşı su sayaçlannın korunma-
sı konusunda vatandaşlan uyar-
dı.
Yoğun kar yağışı yüzünden
Kütahya, Trabzon, Kayseri, De-
nizli, Kocaeli, Nevşehir ve bir-
çok ilçede ilk ve orta dereceli
okullar 6 ocak pazartesi günü-
ne kadar tatil edildi. İstanbul-
da dün başlayan kar yağışı üze-
rine valilikte yapılan toplantıda,
daha önce bu sabaha kadar sü-
receği açıklanan tatilin uzatıl-
masına gerek olmadığı kararlaş-
tınldı. tstanbul'da ilk ve orta de-
receli okullarda bugün ders ba-
şı yapılacak.
Yoğun kar yağışı, Doğu Ka-
radeniz Bölgesi'nde de etkili
oluyor. Kar yağışı nedeniyle
Trabzon'da 21, Bayburt'ta 53,
Gümüşhane'de 38, Giresun'da
30, Artvin'de 70, Rize'de 20 köy
yolunun ilçe ve şehir merkezle-
riyle bağlantısı kesildi.
Zonguldak'ta kar yağışı ne-
deniyle 170 köyün yolu kapanır-
ken 35 köye elektrik verileme-
di.
Cumhuriyet Adana Güney ll-
leri Bürosu'nun haberine jjöre
Güneydoğu'da birçok yerleşim
birimi yeni yıla karanlıkta ve
çevre ile bağlantısı kesik girdi.
Aşın kar yağışı nedeniyle ener-
ji nakil hatlan kopuk olduğu
için cuma gününden bu yana
karanlıkta bulunan Adana'nın
Salimbeyli ve Tufanbeyli Uceleri
ve bağlı köylerinde halk TV'de-
ki yılbaşı programlarıru izleye-
medi.
Sosisle Özgürlük...
(Baftarafi 1. Sayfada)
rak indiriliyor, yerine beyaz, kırmızı ve mavi
renklerden oluşan Rusya bayrağı çeki-
liyordu.
Bayrak değişimi, 1917'de dünyayı sarsan
Bolşevik ihtilali'yle tarih sahnesine fırlayan
bir süper devletin 74 yıl sonra yine aynı sah-
neden çekilişini simgeliyordu.
Neden tarihe karıştı Sovyetler?
Bu soruya ilişkin ipuçlan bu devletin en
son başkanı sıfatını da kazanan Mihail Gor-
baçov'un istifa konuşmasında bulunabilir.
Şunları söylemiş:
"Bol bol vardı her şeyimiz. Toprağtmız, pet-
rol ve gazımız, daha başka doğal kaynakla-
nmız... Akıllı ve yetenekli insan gücümüz...
Her şeyden fazlasıyla vardı. Ama sanayileş-
miş ülkelerin insanlarına göre çok daha kötü
koşullarda yaşıyorduk. Ve her geçen yıl on-
ların daha da arkasında kalıyorduk. Neden?
Bu ülke, bürokratik bir komuta sisteminin zin-
cirleri altında boğuluyordu.
Gönülsüz, yarım ağız reformlarla bir yere
gidilemezdi. Her şeyi radikal biçimde değiş-
tirmek zorundaydık.
Bu ülkenin çok daha önce başarılı ve re-
fah içinde bir ülke olmasını engellemiş olan
totaliter sistem tasfiye edildi. Demokratikleş-
me yolunda büyük bir atılım yaptık. Serbest
seçimler artık gerçek oldu. Ûzgür basın, din
özgürlüğü. seçimle gelen yasama organları
ve çok partili sistem, bunlann hepsi gerçek-
leşti. İnsan haklanna en büyük önceliği ver-
dik. Artık çoğulcu bir ekonomiye ve her türlü
mülkiyetin eşıtliğine giden yol açılmıştır."
Gorbaçov'un bu değerlendirmesi, hem
kendisi açısından son derece içtenliklidir
hem de çok yerindedir.
Farklılık ve yarışmaya, çoğulculuk ve re-
kabete tümüyle kapalı... Sadece belirli slo-
ganlara indirgenmiş kendi doğrularına yer
veren... Kısacası tüm buyurgan yapılarıyla
totaliter sistemin, Sovyetler'in tarihe gömü-
lüşünde en belirleyici rolü oynadığı artık ta-
rih bilinci olan kimsenin yadsımadığı bir ger-
çektir.
Gorbaçov'un 1985'ten sonra bir sistem
olarak Marksizm-Leninizm'i sorgulamaya
başladığında, bunun Sovyetler'le birîikte
kendi sonunu da hızlandıracağını öngördü-
ğü herhalde öne sürülemez. Sovyetler'in son
lideri, başlangıçta kendi içinde reforme ede-
rek sistemi kurtaracağını sanmıştı. Aynı Gor-
baçov, sonra da özellikle ekonomide köklü
bir düzen değışikliğinın gereğini göre-
memişti.
Bu hatanın bugün ekonomide ödenmek-
te olan bedeli çok acıdır. Eski Sovyetler Bir-
liği'nde olağanüstü kıtlık çekiliyor. Dükkân
raflan bomboş. Temel gıda maddeleri yok or-
talıkta. Enflasyon olağanüstü tırmanıyor:
1992 için yüzde 600-700'lerden söz ediliyor.
Ekonominin bu perişanlığı konusunda
Rusya'nın lideri Boris Yeltsin, Gorbaçov'u
şöyle suçlamış:
"1987'den itibaren hata yapmaya başladı
Gorbaçov. Bugünkü politikalanmızı o tarihler-
de başlatsaydık, şimdiki ekonomik krizi ya-
samazdık. Gorbaçov bir arada, yan yana ola-
mayacak şeyleri birbiriyle kaynaşt/rmaya kal-
kıştı. Kirpiyle yılanı evlendirmek gibi bir şey-
dibu. Komünizmle pazar ekonomisini... Ka-
mu mülkiyetiyle özel mülkiyeti... iktidar teke-
line sahip Komünist Partisi'yle çok partili sis-
temi... Olanaksızdı bu iş."
(Nevvsvveek 6 Ocak 1992)
Şimdi ne olacak?
Totaliter bir sistem yıkıldı. Yeniden normal
akışına kavuştu tarih...
Ama şimdi de bir geçiş döneminin en baş-
ta ekonomi olmak üzere her alanda kaosu
yaşanıyor.
Komsomolskaya Pravda, Gorbaçov'la ikjili
yıl sonundaki baş yazısmda, "Nasıl sosis ya-
pılacağını bilmiyordu; fakat özgürtüğün nasıl
verileceğini çok iyi biliyordu" dedikten son-
ra şunu eklemiş:
"Ama kimileri sosisin özgûrlükten daha
önemli olduğu sanısına kendilerini kaptırıriar-
sa sonunda her ikisinden de, hem sosisten
hem özgürlükten olurlar."
Ekmekle özgürlüğün birbirinden ayrılama-
yacağını, ömrü ancak 74 yıl sürebilmiş Sov-
yetler Birliği örneği çarpıcı biçimde göster-
miş olmadı mı?
HALUK OZDALGA
Başbakan TVl'de yayımlanan 'Sonı Yağmuru' programında gazelemiz adına Ankara Temsilcimiz
Ahmet Tan, Milliyet'ten Yavnz Donat ve Hürriyet'ten Fatih Çekirge'nin sonılannı yanıtladı. (AA)
lblsuzluk dosyaları yargı yolunda
(Baftarafi 1. Sayfada)
den sonra kurumdan ayrılırken
gazetecilerin sorularıru yanıtla-
dı. Demirel, hükümetin YÖK
için onerdiği diğer üç adayın
üyeliğinin Özal tarafından onay-
landığına dikkat çekerek, "Ora-
da duruyor. Önerilen dört tane
YÖK üyesiydi. Üçıi imzalanmış
gelmiş dün (önceki gUn) akşa-
miistü. Belki bir soru filan
İlk talihli Izmir'de
ŞİRİNYER
HİPODROMIPNDAN
1. KOŞU: F: Kuşadası (1),
P: Varol (4), PP: Süslüihsan
(2), S: Sürbatur (3).
2. KOŞU: F: Şansbalonu (7),
P: Pikar (5), PP: Opulent Mill
(3), S: Talihkuşu (6).
3. KOŞU: F: Alderviş (1), P:
Hasanbey (11), PP: Toprak
(6), S: ödül (2).
4. KOŞU: F: Inşallah (2), P:
Misurata (5), PP: Romance
(8), S: Prestige (7).
5. KOŞU: F: Power Of Lo-
ve (7), P: He-Man (3), PP:
Thunder Strom (9), S: Ligh-
ting Bold (5).
6. KOŞU: F: Partner (3), P:
Albeni (11), PP: Jocker Dan-
cer (2), PP: O.Şah (9), S: Mu-
hafız (8).
7. KOŞU: F: Uğursel (9), P:
Dinçerbey (6), PP: Babatuluy
(5), S: Mercangüzeli (4).
İstanbul'dan
aluıan bilete
milyarçıktı
İZMİR (AA) — Milli Piyan-
go*nun yılbaşı çekilişinde 30 mil-
yar Uralık büyük ikramiyenin
isabet ettiği çeyrek biletlerden
birinin Bornova PTT şubesinde
memur olarak çalışan Murat
Akaydın'da olduğu öne sürüldü.
Edinilen bilgiye göre, Mu-
rat Akaydın ikramiye çıkan
9466653 numaralı bileti lstan-
bul'daki bir arkadaşına aldırdı.
Bu arada, Murat Akaydın'ın ön-
ceki gün içkili vaziyette görevli
olduğu PTT Bomova Müdürlü-
ğü'ne geldiği, ancak mesaiye
kalmadan arkadaşlan ile birîikte
ayrıldığı bildirildi.
AA'nın sorularını yanıtlayan
Bornova PTT Müdürlüğü yetki-
lileri, Murat Akaydın'ın dün al-
kollü bir şekilde ve elinde bileti
ile müdürlüğe geldiğini belirte-
rek şunları kaydettiler:
"Kendisi şakacı bir arkadaşı-
ınızdır. Pir de alkoUü olduğunu
görünce şaka yaptığını zannede-
rek inanmadık. Ama bize verdi-
ği bileti gazeteden kontrol ettik.
Bütiın numaralar uyuyordu. Ay-
nca İstanbul'dan buraya tayin
olduğu için, eski arkadaşlanyla
da bağlantısını hiç koparmamış-
ü. Sürekli Istanbul'daki arka-
daşlan ile göriişürdü. Bu yüzden
arkadaşına bilet aldırmış olabi-
lir. Banka müdürü olduğu söy-
lenen birisi kendisini alıp götür-
dii. Ama arkadaşı da olabilir.
Evini yeni taşıdığı için adresini
de bilen yok. Herhalde eğlence
yerlerinde dolaşıyordur."
vardır" dedi.
Toperi'nin Basın Yayın Genel
Müdürlüğü görevinden alınıp
Dışişleri Bakanüğı Müşavirliği-
ne atanmasına ilişkin kararna-
meyi imzalayıp Köşk'e gönder-
diğinı bildiren Demirel, "Basın
Yayın Genel Müdürlüğü önem-
li bir fonksiyon. Bu görevi Sa-
yın Ömer Tarkan yüriitecek.
Orası tıkalı duruyor. Eger lazım
degilse Basın Yayın Genel Mü-
dürü, o ayn iş. Degil mi? Ben
Kaya Toperi ile konuştum. On-
lann istediği biçimde kararname
gönderilmiştir. Dışişleri Bakan-
lıgı'nın müşaviriigine alınıyor."
Demirel, memurlara yapılan
yüzde 25-30 oranındaki zam ile
ilgili eleştirilerin anımsatılması
üzerine de, "Yapabilecegimizin
en iyisini yaptık. Bakanlar Ku-
rulunun önüne gelen zam ora-
nı yüzde 15-20'dir. Biz bunu
yüzde 25-30'a çıkardık. Agırtıkb
ortalamajı da yüzde 32'dir. Ge-
çen sene yapılan zam ise yüzde
20'dir" dedi.
TRT'nin Starl'deki "Kırmızı
Koltuk" programına alternatif
olarak gerçekleştirdiği "Soru
Yağmuru" programında, gazete-
miz Ankara temsilcisi Ahmet
Tan, Hürriyet'ten Fatih Çekirge
ve Milliyet'ten Yavuz Donat,
Demirel'e çeşitli sorular yönelt-
tiler. Ekonomik ağırlıklı sorula-
ra Demirel, siyasi ağırlıklı yanıt-
lar verdi ve "Her şeyden önce
demokratikleşmeyi sağlamak
zorundayız" dedi. Konuşması
boyunca sık sık 500 günlük bir
vade verdiklerini hatırlatan De-
mirel, "Keşke mucizevi bir ilaç,
büyülü bir reçete olsa da bir
günde bütün bu sorunlan çöze-
büsek. Ama böyle bir şey yok"
diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Turgut özal
ile hükümet arasında yaşanan
"kararnajne krizi"ne ilişkin bir
soruya da Demirel şu yanıtı ver-
dir"Geçmişte de bu çeşit engel-
lerte karşdaşük. Bunlar konuşa-
rak, yazışarak çözülür. Sonım-
luluk, siyasi iktidardadır. Buna
engel olunmamatıdır. Eğer olu-
nursa sistemde ükanıkuk var de-
mektir. Devleti tıkayamazsuıız.
Kimse Türkiye'ye zarar vermeyi
göze alamaz. Ne Çankaya, ne
bükümet. ne de Meclis. Bunlar
yatışır, yoluna girer."
Yolsuzluk iddiaları konusun-
da hükümete düşen görevin "te-
spit etmek" olduğunu söyleyen
Başbakan Demirel, "Bizim eli-
mizde bazı dosyalar vardı. tkti-
dara geldigimizde inceledik. Bir
kısmında ciddi şeyler bulduk.
Önümüzdeki haftadan itibaren
bazı dosvalann hâkime tevdi
edildiğini göreceksiniz" diye ko-
nuştu. Demirel, "Koskotas dos-
yası gibi mi" sorusuna da "Ar-
tık ne dersen de" karşılığını ver-
di. "2050 yılında nasıl bir baş-
bakan olarak anımsanmak
istersiniz" sorusuna, "Düriist
devletin, gerçek demokrasinin
savunucusu" karşılığını veren
Demirel, özel yaşamını anlatır-
ken de 15 yıldır sinemaya gitme-
diğini, Isparta havalanndan Ağ-
n havalanna kadar Türk halk
müziğini çok sevdiğini, klasik
muziğe de düşkün olduğunu an-
lattı.
Kraliçe, Dunhill'i aforoz
(Baştarafı 1. Sayfada)
hem çevrecüere hem sağlıkh ya-
şamcılara şirin davraruşı, özel-
likle genç kesimi ve Avrupa
Topluluğu'nu hedeflemiş görü-
nüyor. AT, yeni yılla birîikte
tüm sigara reklamlarını yasak-
lamayı amaçlıyordu, Ingiltere
hariç. Ingiliz hükümetine göre
böyle bir yasaklama, "Kişisel
girişim ve özgür ticaret kuralla-
rına, kişinin özgür seçme hak-
kına ters düşer, ticaretin özün-
de yatan rekabeti hiçe sayardı. "
Ingiliz tütün sanayii her yıi 2
milyon sterlini (yaklaşık 18 mil-
yar lira) sırf bu "seçim özgürlü-
ğünü" savunmak için sigara
reklamlanna harcıyor. Tütün
Danışma Konseyi adıyla bir
bayrak altında toplanan sigara
üreticilerine bakılacak olursa,
reklamlar, "Kişilerin bir marka-
dan diğerine geçmesine yardım-
cı oluyor, ama içmeyenleri siga-
raya özendirmiyor." Sağlık Ba-
kanlığı'nın kendi verileri ise tam
aksine, 12-15 yaş grubunun rek-
lamlardan en etkilenen kesim
olduğunu gösterdi.
Ağaların Ve Şeyhlerin Gfinahı
Yabancı güçlerin kışkırtması ve bölgenin iktisadi geri kal-
mışlığına ilaveten, Doğu ve Güneydoğu'nun geleneksel
toplumsal yapısı Kürt sorununun bir başka temel nedeni
olarak gösterilmektedir. özellikle sosyal demokrat ve de-
mokratik sol çevrelerde yaygın olan bu kanıya göre bölge-
nin "feodal" veya "yarı-feodal" diye adlandırılan toplum-
sal yapısmdan kaynaklanan çelişkiler, bölücü ve ayrılıkçı
akımlar için çok elverişli bir ortam yaratmaktadır. O yapıyı
ortadan kaldıracak köklü bir düzen değişikliği gerçekleşti-
rilmedikçe, üniterdevletyapısını korumak zordur.
ilk bakışta oldukça etkileyici ve konuyu bütün derinliğiy-
le ele alıyormuş gibi görünen bu yaklaşım, Doğu ve Gü-
neydoğu'nun gerçeklerine uzak, Kürtlerin dünyasına
yabancı bir masa başı imalatıdır.
Bilindiği gibi Kürtlerin geleneksel yaşam biçimi aşiret
düzenidir. Aşiret reisleri, ağalar ve şeyhler o yapının do-
ğurduğuliderlerdir. Aşiret düzenini veya ağalarlaşeyhleri
Türkiye'nin siyasi birliğini tehdit eden unsurlar olarak gör-
mek, onlara hiç taşımadıkları bir günahı yüklemek olur.
Aşiret düzeninin modern toplum hayatı ile bağdaşmayan
pek çok yönü olduğu doğrudur; ama, ayrılıkçı akımlara uy-
gun ortam oluşturmak gibi bir günahı yoktur ve hicbir
zaman olmamıştır.
Gerçek bunun tacn tersidir. Esasen, kısa ömürlü ve
önemsiz bazı denemeler hariç, Kürtlerin tarih boyunca
devlet kuramayışının en önemli tek nedeni, aşiret düzerv
leridir. Çünkü o düzenin temel özelliği olan aşiret dayanış-
macılığı ve dışlamacılığı, aşiret kimliklerini aşan ortak bir
milli benliğin ve Kürt milliyetçiliğinin oluşmasına engel ol-
muştur. Osmanlılar ve Safaviler gibi tarih boyunca Kürtleri
yöneten bütün devletler, onların bu özelliğinden büyük öl-
çüde yararlanmıştır.
Millet kavramı aşiret düzenine uzaktır; milli devlet kav-
ramı ise daha da uzaktır. O nedenle Kürtler, daima birden
fazla devlet altında yaşamışlardır. Aşiret düzeninde aile-
aşiret dayanşma,, BlllyiUlkIŞİPetdfiZSnlHİa
bağlan, e«N dönüffi olnuyan
UrçizâlmesüpediçJMlMllr.
YartninetârysnlMlar
alacak ve bunlar nasıl Ifade
bulacaktip?BMSoranuıı
cevıh, hayatl konilapın
anaiıtapı oiacaktıp.
nın üstündeki tek çer-
çeve ümmet bilinci-
dir, ümmet dayanış-
masıdır. Kürtlerin bu
özelliğinin de tarih
boyunca önemli so-
nuçları olmuştur ve
olmaya devam et-
mektedir. Islamın Ha-
lifesi'ne kuvvetle bağ-
lı Kürtlerin Osman-
lı yönetimine karşı pek az isyan etmesinin nedeni odur.
Kısmen milliyetçi renkler de taşıyan ayaklanmaların
1924'te halifeliğin kaldırılmasından sonra patlamaya baş-
lamasınm nedeni odur. Demokrasiye geçtikten sonra Is-
lamcı görüşleri savunan partilerin bölgede geniş destek
bulmasının nedeni odur.
"Ayrılıkçı hareketi önlemek için köklü düzen değişikliği
yapıp yarı-feodal yapıyı ortadan kaldıralım" safsatası bir
tarafa, son dönemde Kürt kimliğiyle ilgili taleplerin ve Kürt
milliyetçiliğiyle ilgili işaretlerin artmasının, ayrılıkçı hare-
keti n güçlenmesinin en önemli nedenlerinden biri, belki
en önemlisi aşiret yapısının çözülmeye başlamasıdır.
Merkezi hükümete karşı tepkilerin eşkıyalıktan siyasi
amaçlı bir mucadeleye, geleneksel ayaklanmalardan mil-
liyetçilik duygularına dönüşmesini engelleyen ağalık,
şeyhlik ve aşiret düzeni dağılmaktadır.
Bu gelişmelerle beraber Kürt sorunu, safsata ve abesfi-
kirlerden türetilmiş polıtikalarla idare edilemeyecek bir
noktaya varmaktadır. "Kürt sorunu yoktur, feodalite var-
dır" veya "Kürt sorunu yoktur, fukaralık vardır" anlayışı
üzerine kurulu politikalar yeterli değildir. Artık yeni politi-
kalara şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Tabular ve önyargı-
lar terk edilmelidir. Yeni politiklar, baskıya değil serbestli-
ğe, inkara değil farklılıkların kabulünedayanmakzorunda-
dır. Hedei, llkay Sunar'\n veciz bir şekilde ifade ettiği
"farklılıklara dayalı dirlik ve düzen"\ başarmaya çalışmak
olmalıdır. Bütün belirtiler, bunun bizim için hiç kolay olma-
yacağını göstermektedir. Ama başka yol var mıdır?
ÇALHŞANLARIN
SORULAR1/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"26 gün staj yaptun"
SORU: 1949doğumluyum. Elektrik mûhendisi olarak çalı-
yorum. Dununumu kısaca özetliyorum:
a) Haziran 1965 tarihinde bir uçak fabrikasıoda
26 gün staj yaptım (meslek lisesi stajı)
b) Yaptığun staja karşılık fabrikanın tekaüt
sandığına 30 lira prûn kesildi.
c) Ekim 1968 tarihinde bir kamu iktisadi kurulu-
şunda ve Emekli Sandığı'na tabi olarak görev al-
dım. 1980 yılında bu kurumdan ayrılarak 15 gün-
lük bir aradan sonra SSK'ya tabi özel bir şirkette
çaiışmaya başladım. Halen de aynı şirkette çalış-
maktayım.
d) SSK'ya ödenen primlerim 1980'den bu yana
sürekli tavandan ödenmektedir.
e) Hizmetlerimin birieştirihnesini SSK'dan iste-
diğimde, staj yaptığun süre için 30 liranın o tarihte
tarafıma ödendiği, dolayısıyla bu hizmetin sayda-
mayacağı ve bu nedenle sigorta başlangıç tarihi-
min Kasım 1968 tarihi olduğu bildirildi.
f) Uzun uğraşlardan sonra 3279 sayılı yasa gere-
ğince hizmet ihyası istedim. Verilen parayı faizi ile
birîikte geri ödedim.
g) Halen sigorta başlangıç tarihimin Haziran
1965 olacağı, SSK tarafından söylenmektedir.
öğrenmek istediğim. 1965 yılında 16 yaşında ol-
duğuma göre;
1) Sigorta başlangıç tarihim haziran 1965 mi,
yoksa 18 yaşını doldurduğum 1967 yüı mı olacak-
tır?
2) 1992 yılında uygulanacak 6.250 gösterge ra-
kamı 1.1.1992'den itibaren mi, yoksa temmuz
1992'de mi gecerli olacak?
3) Primlerin bep tavandan ödendiğine göre 1992
yılında emekli olmak istersem. emekli maaşun bu-
günün verilerine göre ne olacak? M.P.
YANIT: 8 Mart 1981 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan
2422 sayılı yasa ile Sosyal Sigortalar Yasası'nın "Yaşhlık
Aylığından Yararlanma Şartlan"na ilişkin 60. maddesi de-
ğiştirilmiş ve Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında çaiışma-
ya başlayanlardan, "18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve
Ölüm Sigortalılanna tabi olanlann sigortalılık süresi, 18 ya-
şını doldurduklan tarihte başlarhış kabul edilir. Ancak bu
tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve
ölüm Sigortalan primleri, prirn ödeme gün sayılannın hesa-
bına dahil edilir" kuralı getirilmiştir.
15.12.1981 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 2565 sayı-
lı Yasa, geçici madde 1 ile bu kural yeniden düzenlenmiş ve
"1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşhlık ve ölüm sigor-
talanna tescil edilmiş olanlar", kural dışı bırakılmıştır.
Bir başka anlatımla, 1 Nisan 1981'den önce Sosyal Sigor-
talar Kurumu kapsamında ve 18 yaşından önce çaiışmaya
başlayanlann sigortalılık başlangıcı çaiışmaya başladıklan
tarih olarak kabul edilmiştir. 1 Nisan 1981 'den sonra ilk kez
SSK kapsamında ve 18 yaşından önce çaiışmaya başlayan-
lann ise sigorta başlangıcı 18 yaşın dolduğu tarih kabul edi-
lecektir.
Bu nedenle sizin sigorta başlangıcınızın Haziran 1965 ol-
ması yasa gereğidir.
2) Yaptığımız hesaplamada, 1 Ocak 1992'de toplam prim
ödeme gün sayınız 8.370 gün dolayında olacaktır. 8.370 gü-
ne karşılık %64 orandan, Üst Gösterge Tablosu'ndan,
6.250 göstergeye, günümüz katsayısı 470 ile sosyal yardım
zammı 390 bin liraya göre yaşhlık aylığınız 2 milyon 270 bin
liradır.