Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T4 OCAK 1992 KULTÜR-SANAT CUMHURtYET/9
RESİM
Bedri Rahmi'nin kayıp panosu
•i ÎSTANBUL (AA) —
R_essam Bedri Rahmi
Eyuboğlu'nun, 1958
yılında Brüksel'de
düzenlenen yarışmada
altın madalya kazanan,
ancak daha sonra
kaybolan 200
metrekarelik panosu 32
yıldır bulunamıyor.
Panonun, maddi ve
manevi değerinin çok
büyük olduğunu belirten
ünlü ressamın oğlu
Vtehmet H. Eyuboğlu,
A^A muhabirine yaptığı
açıklamada şunları
söyledi: "Panonun
bulunması yolundaki
gîrişimler sonuçsuz
kaldı. 1960 yıhndan ben kayıp. Son olarak panonun
1960 yılında Kıbrıs'a sergilenmek için gıttiğini du>duk.
Pano, Türkiye Cumhuriyeti'nin malıdır. Mutlaka
bulunarak Türkiye'ye getirilmelidir!' Bedri Rahmi
Eyuboğlu'nun her biri paha biçilmez birer sanat eseri
olan Istanbul'daki panolarının da ilgisizlikten yok
olmayla karşı karşıya bulunduğunu kaydeden Mehmet H.
Eyuboğlu şöyle dedi: "Unkapanı Manıfaturacılar
Çarşısı'nda bulunan üç adet pano toz toprak içindedir.
Aynca panoların uzerlerine reklam panolan asılmıştır.
Samatya SSK Hastanesi'nde bulunan diğer bir pano da
bakımsızlıktan tanınmayacak hale gelmiştir. Halka
malolmuş bu sanat eserlerine ilgi gosterilmesi gerekir!'
YAZARIN TEPKİSİ
Morris, hayvanat bahçesine karşı
• Kiiltur Servisi — tnsanın ve hayvanların davranışları
üzerinde yüruttüğu araştırmalarla tanınan, "Çıplak
Maymun" adlı kitabın yazarı Desmond Morris, Londra
Hayvanat Bahçesi'ne karşı savaş açtı. Morıis, 33 yıldır uyesi
bulunduğu kuruluşu, biryandan kendi
laboratuvarlarındaki çeşitli araştırmalar ve deneylere maddi
yönden destek verirken öte yandan Afrika'da buyukbaş
hayvanları kapsayan safari partileri duzenleyen özel bir
kuruluşa destek vermekle de suçladı. Morrıs'in yanında yer
alan 2300 üye de bu protestoya katıldı ve yıllardır ekonomik
bir krizin içindeki hayvanat bahçesi mudurlüğunu eleştirdı.
Morris, genel kanımn tersine safari partilerinin uzak
geçmişte kalmadığını, bugun "seçkin kuruluşların"
Tanzanya ve Güney Afrika'da bu tur partiler
duzenlediklerini aktardı. (Fotoğrafta Desmond Morris
kaplumbağalarından biri ile gorulüyor.)
SERGİ
'Bu Daha Once \apilnusti'
• NEW YORK (AA) — Ressam Bedri Baykam'ın yenı
sergisi New York'ta açıldı. "Bu Daha Once Yapılmıştı" adını
taşıyan ve 1 şubata kadar açık kalacak olan sergide,
Baykam'ın 9 tablosu yer alıyor. Baykam, eserlerinde bir
yandan Gericault ve Sardanapalus gibi eskı-ressamların
tablolarının taklidini akıtmalar üzerinde yeniden
yorumlarken, diğer yandan da soyut manzaralan konu
alıyor. Baykam'ın New York'ta açtığı bu 6. sergideki
tabloların fiyatları 3-16 bin dolar arasında değişiyor. Ressam
Bedri Baykam, şunları söylüyor: "New York'ta ilk sergımı
1965 yılında 8 yaşındayken harika çocuk olarak açmıştım. O
zaman, yaptığım kovboy resimleri 1500-2000 dolardan
satılmıştı. Daha sonraki yıllarda yine New York'ta sergiler
açtım. Şimdi 1992'de yine bir sergi açıyorum. Uluslararası
tüm sanatçıların olduğu gibi bu şehirde sergı açmam benim
de profesyonel hayatımın en mutlu anı." Bedri Baykam,
serginin adını "Neden 'Bu Daha Once Yapılmıştı' olarak
koyduğu" yolundaki soruya ise, "Bu benim 1987 yıhndan
beri kullandığım bir slogandır" yanıtını veriyor.
Rasirfin resimleri
• Kültür Servisi — Rasin'in retrospektif resim sergisi 17
ocak cuma gunu Taksim'deki Vakıfbank Sanat Galerisi'nde
açıhyor. 1923 Istanbuldoğumlusanatçı 1948'de Ankara
Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra doktora
çalışmaları için Paris'e gitti. Sanatçının eserleri ABD ile
çeşitli Avrupa ulkelerinde koleksiyonlarda bulunuyor.
Sanatçının 1980'dePapa Jean Paul IFnin 1980 yılında
yaptığı portresi Sacro Convento de San Francesco
koleksiyonundayeraldı. Sanatçımn, "Barış" adh tablosu
ise 1986'da Italya'nın Assisi kentinde toplanan "Dünya
Banşı Için Dua Günü"nü simgelemek için afiş olarak
kullanıldı.
TIYATRO
Devlet Tıyatrosu'nda karışıklık
• ANKARA (AA) — Devlet Tiyatroları 2. tur
oyunlarının sahnelenmesi yönetıciler arasında sorun
oluşturdu. Başrolünü Ayten Gokçer'in oynayacağı "Jean
Darc" adlı oyun, konuk Ingiliz yönetmen Basil
Coleman'ın protestosu yüzunden sahnelenemedi. Devlet
Tiyatroları yetkililerinden ahnan bilgiye göre ocak aymın
ilk haftasında Genel Mudurler Erol Gömurgen ve
Bozkurt Kuruç"a gonderilen ve oyunların açıklanmasını
erteleyen yazı sonrası Mark Tvvaın'in "Jean Darc" adlı
oyununu sahneleyecek konuk rejisor Basil Coleman
Ankara'ya gelmedi. Oyunların açıklanmasını serbest
bırakan yazının geçen hafta yollanması sonrası, Basil
Coleman çağnlmasımn gecikmesi ve belirsizlık nedeniyle
istemeyince, diğer 4 oyunun provalarına başlanırken
"Jean Darc" adlı oyun Genel Mudurluk tarafından ıptal
edildi. Devlet Tiyatroları Genel Muduru Bozkurt Kuruç,
yaptığı açıklamada, yönetmenin gelmemesinden dolayı
oyunun iptal edildiğıni söyledi. Kuruç, açıklamanın
serbest bırakılması sonrası yönetmenin neden tekrardan
çağrılmadığı yolundaki soruya ise "Belirsizlik vardı,
o\unun sahnelenmesınin kesinleşmemesi nedeniyle oyunu
kaldırdık" yanıtını verdi.
İki yıl geçmiş Cemal Süreya öleli, tuhaf, çok tuhaf
Şimşek yüklü bir bulutORHAN ALKAYA
9 Ocak 19*2 Perşeml»e
SJUU 11.30
Karaköy'den kalkan vapu-
run kıçında, yaklaşık bir bu-
çuk yıl önce terk ettiğim Kadı-
köy'e yol ahyorum. Kafamda
dağınık düşünceler; biraz son-
ra olabileceklere hazırlamaya
çalışıyorum kendimi.
Sahi, bu 9 ocak törenınde.
Cemal Süreya'yı anmak için
buluşulan Kadıköy İskelesi'-
nde konuşmayı niçin kabul et-
tim?! Pekâlâ Buyrukçu (Mu-
zaffer) konuşabilirdi ya da
Doktor Bahar (Halil tbrahim
Bahar). Muzaffer Erdost An-
kara'dan kalkıp gelebilirdi
Cemal Süreya için. Neyse.
Bârika! Bârik ya da... Şim-
şekli bulut! Cemal Süreya bu-
dur bence. tkinci Yeni'yi *mar-
jinal' bir akım olmaktan
çıkartıp ülke şiirinin tarihıne
benımseten de odur. Çünkü
Cemal Süreya'da bilge ile yal-
vaç, entelektüel ile ozan bir
arada var oldu hep. Humour
ile lınzmı böyle "kenditiğin-
den" kaynaştırmış az şaır
vardır edebıyat tanhınde. Bu
yanıyla, Garip'ten hermetik
(kapalı) bir şıire geçişin
sancısını azaltmıştır Cemal
Süreya. Aynı zamanda,
yazdığı her şiirle, şimşek yük-
lü bir bulut olarak inmiştır
aşağıya, alımlama süreçleri-
mize...
Vapur, Haydarpaşa önleri-
ne geldiğinde bunlan düşünü-
yorum. Bir de nedense, Cemal
Süreya'yı çok sevdiğimi...
Smmt 12.0S
Artık ıyıce taşralaşmış Ka-
dıköy'ün İskele Meydanı'nda
yürüyorum. Necati Gûngör el
salhyor, Atatürk'ün bir heykel
olarak, heykel çocuklara alfa-
be öğrettiği öbeğin oralarda.
Tuhaf bir sarsıntı yaşıyorum.
Birkaç hoparlör yerleştınlmiş
heykelin etrafına ve Cüneyt'in
(Türel) sesinden Üvercinka...
SAN
Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlannın
Seni kucağıma ahyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dört nala sevişmek lazım
1957, Üvercinlta'dan
Ben de aktörlükten geliyo-
rum, ama tiyatroculann şiir
okumasını sevmemişimdir ol-
dum olası. Neyse ki Cüneyt,
"tiyatrocu" gibi değil, bir ay-
dın gibi yorumluyor şüri.
Heykelin etrafinda küçük
bir kalabahk. "Beş yûz lira
versene abi"cı birkaç çocuk,
bir simitçi, bir ayakkabı boya-
cısı; gelip geçerken oltaya dü-
şen birkaç işsiz güçsüz; taze
sevgilisiyle buluşmanın proto-
kolünü henüz kıramamış bir
oğlan ve taze sevgihsi... Ama
Necati, bin kişiye davetiye
gönderildiğini söyiemişti.
Neyse, az uzakta iki esaslı
dostumuzu görüyorum. Dok-
tor Bahar'la Ercüment Uçarı,
paltolanna sığınmış iki deli-
kanlı olarak duruyorlar göz
ufkunda. Hatay Lokantası'-
nın ünlü Mehmet Ali'si (Işık)
geliyor ağlamaklı bir yüzle.
"Nerede bu insanlar abi?" di-
yor. Haklı galiba. Nerede bu
msanlar?..
Kadıköy Belediyesi'nin, Ce-
mal Süreya'nın son oturduğu
sokağa Cemal Süreya Sokağı
demeyi bir türlü kabul edeme-
yen o beledıyenin görevlilen,
başkanlan hariç meydanda-
lar. Belli ki başkanlan harıç de
olsa meselenın ciddiyetinin
farkındalar.
Ama içimden konuşma
yapmak gelmiyor işte. Kısa
bir sessızliğe çağırmakla yeti-
niyorum insanlan. Sahi, bir
köşede gerçek bir acı öbeği ha-
linde duran kadınlan unut-
muştum. Birsen Hanım'ı ay-
nmsıyorum aralannda, Ce-
mal Süreya'nın son ve zarif
eşinı. Kızkardeşi de oraday-
mış, tanımıyorum.
Kısa bir an hepsi. Cemal Sü-
reya'nın hepimize vasiyeti ol-
duğuna inandığım iki dizesiy-
le Kadıköy meydanını nokta-
lamak doğru geliyor bana:
"Yoksuluz, gecelerimiz çok kı-
sa / Dört nala sevişmek lazım."
SaatlS.OO
Hatay'dan ıçeri giriyorum.
Dolu ıçerisi, tek masa kalma-
macasına. Doktor Bahar'la
biraz laflayıp Necdet ökmen'-
in, o by-passla kalbini genişle-
ten şövalyenin masasına geçi-
yorum. Cemal Süreya'nın
dostlan arasındaki ortak ko-
nulardan bin açılmış gene; Er-
doğan Alkan'ın Varlık'ta. Ce-
mal Süreya'nın ölümünden
sonra yazdığı o tuhaf yazı...
Tuhaf yazılarla dolu bir ömür
sürdüğümüzü düşünüyorum.
Asun Bezirci söz alıyor son-
ra. Ikinci Yeni'ye karşı oldu-
ğunu söylemeyi de ihmal et-
meden, hiç katılmasam da
sevgi duyduğum içtenliğiyle
Cemal Süreya'nın şiirinden
pek değil, dostluğundan dem
vuruyor. Topluluk bir ortala-
mada buluşmaya kararlı, söy-
lenen her şeyi alkışlıyor. Ben
Bezirci'yi, böyle kritik bir an-
da bile gerçek düşüncelerini
söylediği için alkışlıyorum.
Behzat Ay'm ağlamasına ra-
mak kala bitirdiği konuşması-
nın ardından, Mehmet Ah'nin
kötü sürprizıyle yüzleşiyomm
ve söz bana geçiyor. Ne söyle-
yebilirim dıye düşünemeden
kendimi ayakta buluyorum:
"Sûrin Hiç Babanız öldü müT'
tsmet Kemal Karadayı, Ab-
bas Çılga odünsüz konuşuyor-
lar.lnanılmazbıraltosoprano
sesten bir türkü dinliyorum.
Sahi, kım o mini cooper?..
Vedat Günyol, bir kâğıda
yazmış söyleyeceklerini. Başa-
ran, Tevfik Akdağ konuşmu-
yor. Melisa Gûrpınar da. Ah-
met Miskioğlu ise tüm konuş-
malan kavdedıyor. İoce Bira
Tamer'in (deyım Cemal Süre-
ya'ya aittir) saçları bembeyaz
olmuş... Zuhal Hanım, Birsen
Hanım, tpek Hanım, Mehri-
zat... apayn oturuyorlar..
S M « 17.SO
Fehmi'yle (Yaşar), kendi
kadenmıze yol almak üzere
aynhyoruz Hatay'dan. Acı bir
acı duyuyorum... Cemal Süre-
ya için yazılmış tek bir incele-
me kitabı yok dilımde. Bu haf-
ta. Nftzım Hikmet'ı anarken
de Afşar Timuçin ve Nedim
Gûrsel'in etütleri dışında hiç-
bir ciddi çalışma olmadığını
düşüneceğimı düşünüyornm.
Acı bıraa...
Artık gücüm tükenıyor.
Sevgili dostum Adnan özer'in
yüzde yüz hak edilmiş ödül se-
vıncıni paylaşmak için Gaze-
tecıler Cemıyeti'ne gidemeye-
ceğım. Hem gıdersem, orada,
bir "özendirme" ödülüne niçin
katıldığını soracağım Süreyya
Berfe'yideüzenm.
Berfe'yı ve başka bir şair
dostumu, bu "özendirme"
ödülüne dosya gönderdikleri
ıçın üzme ışinı de sonraya bı-
rakıyorum.
İki yıl geçmiş Cemal Süreya
öleh. Tuhaf. Çok tuhaf...
Avusturya'daki Türk Fotoğrafı Sergisi büyük bir ilgiyle izlendi
Fotoğraflarla dostluk köprüsü
konferans
75. POTOĞRAFÇININ 100 YAPITI — Linz'deki Fotofonım Galerisi'nde duzenlenen sergide 75 Turk
fotoğrafçısının 100 calışması yer aldı. Cengiz Karlıova'nın fotoğraflan da sergideki yapıtlar arasındaydı.
Bir güzelliğin ölümü
Iç mimar, tiyatro sanatçısı, ressam, çok yönlü sanatçı
Bülent Erbaşar'ı geçen hafta yitirdik. Gülriz Sururi-
Engin Cezzar Tıyatrosu'nda "Düşenin Dostu'ndaki
rolüyle ve "Kaldınm Serçesi"ndeki Jean Cocteau
yorumuyla tiyatroseverlerin belleğinde kalacak
Erbaşar, Ahmet Cemal'e göre bir estetik uzmanıydı,
güzetliği yaşamm bütün ayrıntılarına indirebilen bir
estetik uzmanı...
AHMET CEMAL
Bülent Erbaşar artık yok.
"Kaldınm SerçesT'nın Jean Cocteau'su,
bırbinnden güzel -ama hep neredeyse gızli
tuttuğu- resımlerin ressamı, bütün bir yaşamı
hep estetikle özdeşleştirmiş olan Bülent Erba-
şar artık yok.
Erdal Oz'ün evinde son karşılaşmamızda:
"Neden bu kadar az görüşfiyoruz? Daha çok bir
araya gelmeliyiz!" demışti. Şımdı düşünü-
yorum da gerçekten çok az karşılaşabildık.
Bir kez onun ince güzellıklerle dolu evinde,
birkaç tiyatro kulısınde ve geçen yıl bır akşam
yemeğinde. Bütün bu "az" karşılaşmaları dü-
şünüyorum ve güzellikleri, hele güzel insanla-
n derinliğine yaşayabılmenin, onlara bağlan-
manın, onlan sevmenın zaman nehrindeki
yüz yüze karşılaşmalardan çok bağımsız ol-
duğunu bir kez daha anlıyorum.
Anlıyorum kı, her şeylerıyle güzel olan in-
sanlar. bır kavrama, tasanma dönüşüyor.
Güzellığı sevıyorsanız eğer, onlarla birlikte
yaşamaya başlıyorsunuz, karşılaşsanız da
karşılaşmasanız da. Çünkü böyleleri, kafa-
nızdakı estetik dünyasının sürekli konuğu
olup çıkıyor.
Evet, bır estetik uzmanıydı Bülent Erbaşar.
Güzelliğı yalnız tuvallere, yalnız sahnelere ve
ısmarlama ıç mekânlara değil, ama kendısi-
nın ve sevdiklerinin yaşamlannın bütün
aynntılanna indirebilen bir estetik uzmanı.
Öldüğü günün ertesinde, bir başka güzel ın-
sanın, Samiye öz'ün söyledikleri, belki de
hepsinin özeti: "Çok acı bunca erken girmesi!
Ama hep her şeyin güzel olmasını isterdi veo gfi-
zelliklerin hiçbiri bozulmadan, o güzellik or-
tamında, güzel ilişkiler içerisinde öldü..."
Çirkinlikleri bol bır ortamda yaşamı nasıl
algıhyordu Bülent Erbaşar, bunu tam bilemı-
Çîrkinlikleri bol bir ortamda
yaşamı nsıl algıtiyonta Bâlent
Epbaşar, bam tam Utemiyınını.
Bşlki Unsc bilmdi. Am hep
çjrkinliğe savaş açtığı ve kendi
yaşamnıa beyuHannda bu savaşı
kazandığı da bir gerçek. Üstelik
beyntiapını başhalanna, hepimize de
taşırarak...
yorum. Belki kimse bilmedi. Ama hep çirkın-
liğe savaş açtığı ve kendi yaşamının boyutla-
nnda bu savaşı kazandığı da kesin bir gerçek.
Üstelik boyutlannı başkalanna, hepimize de
taşırarak.
Bızlere gelince. bir fırçayı, bir tuvali, bir in-
san sıcakhğını daha yitirdik...
Bugünlerde Avrupa'da yadırgadığımız bir rüzgar
esmekteyabancılanevlerinedönmeyezorlayan.
Linz'deki bu sergiyle, Avusturya ve Türkiye
arasında yakınlaşma ve dostluğa giden yolda bir
adım daha atıldığına inanıyorum.
Sergi kataloğunda kırsal
kesimden tipık görüntüler,
sosyal yapıdan kesıtler, büyü-
lü doğal güzellikler ve gerçe-
küstüne kaçan yorumlar gibi
değişik örnekler yer aldı. Bazı
etkileyici nü çalışmalar, bildi-
ğimiz yaptsma göre Türkiye'-
nın anlayışında dcğışiklikler
olduğunu yansıtmaktaydı.
Zamanın aynası olan fotoğ-
raf sanatçılan sergiye gizemli
bir bütünlük vermişlerdi. An-
cak galeri yöneticisi olarak be-
nim ve Bayhan'ın konuş-
malanmızda vurguladığımız
bir başka gerçek daha vardı:
Bu sergi sadece bir artıstik
başan gösterisi değildir. Birbi-
nmızi anlamamıza ve dostlu-
ğun gelişmesıne katkısı ola-
caktır. Biliyorsunuz, Avustur-
ya'da çalışan ve yaşayan ya-
bancılann büyük bölümünü
Türkler oluşturuyor. Uzun
yıllardır konuğumuz oldular.
Üzülerek söylüyorum, ama
bugünlerde Avrupa'da yadır-
gadığımız bir rüzgâr esmekte
yabancıları evlerine dönmeye
zorlayan... Yeteri kadar tanı-
mamanın getirdiği bazı olum-
suzluklar yaşanmakta.
Kültür ve sanat. ülkeler ara-
slnda yakınlaşmayı ve dostlu-
ğu sağlayan önemli bır etken-
dir. Avusturya gazeteleri, rad-
yo ve TV, bu etkileyici sergi ile
yakından ilgılendiler. İlk haf-
tada 4000'den çok izleyicı gez-
dı.
İnanıyorum ki Linz'deki bu
sergi ile Avusturya ve Türkiye
arasında yakınlaşma ve dost-
luğa giden yolda bır adım
daha atıldı.
Dr. CHRIS
HINTEROBERMAIER
LINZ - 130 yıldır ilk defa,
bır Türk fotoğrafı sergisi
Avusturya'da düzenlendi.
Linz Emniyet Müdürlüğü'-
nün, uluslararası çalışmalar-
da uzmanlaşmış kültür kuru-
luşu Fotofonım, Yıldız Üni-
versıtesi'nden Mehmet Bay-
han'ın işbirlığı ile bu sergiyi
hazırladı. Fotoforum yöne-
ticisi olarak amacım değişik
teknik ve düşünce yapısındaki
ürünleri sunabilmekti. Bu ne-
denle Bayhan, fotoğraflan se-
çerken sadece sanat değeri de-
ğil, konu-teknik-düşünceden-
gesinı aramak çabasında
oldu.
Sergilenen 100 fotoğrafı ha-
zırlayan 75 fotoğrafçınm ara-
sında uluslararası ılışkilerden
tanıdığımız Şakir Eczacıbaşı,
Fethi ızan, İzzet Keribar, Mah-
mut Güneş, Gökhan Yalta, Or-
han Alptflrk, Nuri Biige Ceylan
gibi isimler vardı. Ozan
Sağdıç, Sıtkı Fırat, Ani Çelik
Arevyan, Ercan Dirikan, Sıtkı
Kösemen, Mehmet Mutaf,
Hüsnü Gürsel gıbı profes-
yoneller de sergide yer alıyor-
lardı.
Türkıye. Avusturya'da do-
ğal güzelliklen ve kültür hazı-
neleri ile bir turizm cenneti,
binbir gece ülkesi olarak bili-
nir. Bu güzellikleri tatmış olan
Linz Emniyet Müdürü Dr. Jo-
sef Stark açış konuşmasında,
diğer izleyiciler gibi serginin
yüksek düzeyınden etkilendi-
ğini özellikle belirtti. Törende
Mehmet Bayhan'a PSV-Foto-
forum'un onur üyeliği ve ma-
dalyası verildı. Bu kültür ku-
ruluşunun 60 yıllık tarihi içeri-
sinde bu unvanı alan ilk ya-
bancı Bayhan oldu.
Dr. Chris Hinterobermaier,
Avusturya'mn Linz kentindeki
Fotoforum Galerisı 'nin yö-
neticisidir.
Labirent'in başansı
KültürServisi- Her yılın aralık ayında tngiltere'nin Eastbourne
kentinde yapılan uluslararası Images Festival'e bu yıl ilk kez
Türkiye'den de katılım oldu; tltek yapımı olan "Labırent" adlı
multivizyon gösterisi çeşitli ülkelerin yüz otuz adayı arasından ilk
otuz beşe gırerek fınale kaldı.
Tasanm ve sanat yönetmenliğini Yıldınm Ancı'nın. fotoğraf ve
bılgisayar programlamada Fethı lzan"ın, rostrum kamera ve
fotoğrafta Gülsüm Usta'nın, bilgısayar programlama ve
prodüksiyonda Alı Üstündağ'ın grupçalışmasıyla
gerçekleştınlen Labirent'in çekımleri fstanbul'da yapıldı.
M.S. Escher'ın resımlerindekı mekân zaman ve perspektif
anlayışına estetik bır yaklaşımla hazırlanan yapıt, güçlü
fınalıstlerı ile birlikte 11,12,13 aralık tanhlennde festıval prog-
ramı ıçınde Eastbourne'da göstenldı.
Aynı festıval çerçevesınde duzenlenen fotoğraf yanşmasında da
Gülsüm Usta'nın özel rostrum kamera teknıklen ile ürettığı bır
renklı baskının da yer aldığı "Labırent" ülkemızı çağdaş sanat ve
teknik ışbırlığınde başanyla temsil ederek büyük ılgı topladı.
"Labırent" mart ayı ıçinde Paris'te yapılacak Uluslararası
Chelles Multi, Pot Festıvah'ne resmen davetedıldı.
• Kültür Servisi — tslâm
Tarih, Sanat ve Kültür
Araştınna Merkezi'nin
(IRCICA) geleneksel olarak
her ayın I. ve III. haftalan
dUzenlediği cumartesi
konferanslan, 18 ocak
cumartesi günü saat
10.30'da Yüdız Sarayv-Çit
Kasn'nda Uğur Derman'ın
"Hat Sanatında Kuşak
Yanlar" adh konferansıyla
devam ediyor. 1935 yılında
Bandırma'da doğan Uğur
Derman, tstanbul
Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi'nden 1960 yılında
mezun oldu. 1961 yıhndan
bu yana kitap sanatlan
konusunda kitap, makale ve
ansiklopedi metni olarak
çeşitli metinler neşretti.
Halen Türk Petrol
Vakfı'mn yöneticisi,
Marmara ve Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'nde öğretim
görevlisi olarak calışıyor.
Türk Kukla
Tıyatrosu
• Kultür Servisi — Müzik
sanatçısı Erol Buyükburç,
"Geleneksel Türk Kukla
Tiyatrosu"nun baslıca
tiplerinden olusan sergisini
Emlak Bankası Sanat
Galerisi'nde açıyor. 15-31
Ocak 1992 tarihleri
arasında açık olan sergide;
başta Ibiş olmak üzere,
Nasrettin Hoca, Tuzsuz
Bekir, Arap Bacı, Mestan,
Bebe Ruhi, Maskara, Zenne
gibi tipler yer alıyor. Aynca
günümüzün bazı ünlü
kişilerinin kuklaları da
sergileniyor. Sergide fon
müziği olarak Erol
Büyükburç^un kukla
oyunları için bestelediği
şarkılar kullarulacak.
'Cin Gibi'
• Kültür Servisi — Üç
yıldır süren butun engellere ve
yasaklamalara karşın Astm I
Can Günduz'ün "Cin Gibi"
isimli kaseti piyasaya çıktı.
Yapımcılığını Hasan
Saltık'ın üstlendiği,
yönetmenliğini Mr. Istvan
Leel Ossy, tonmaisterliğini
Martin Spencer, klavyeleri
Fahir Atakoğlu'nun çaldığı
ve stüdyo maliyeti
200.000.000 TL'yi bulan
kaset, Ebedi-Seninle
Dansederken-Keriman
Teyze-Aysel-Anasının Gözü-
Turkish Girls-Boku Yedik-
Yuh TUh ve Kompleksini
Yiyiğim adlı 9 çalışmadan
oluşuyor.
Türk şiveleri
sözlü&ti
• ANKARA (tÜHA) —
Kültür Bakanlığı tarafından
duzenlenen bir çalışmayla
çok sayıda basılacak olan
"Karşılaştırmalı Türk
Şiveleri Sozlüğü"nün
hazırhkları sürdürülüyor.
Sözlük çalışmasında
Türkiye Türkçesi,
Azerbaycan, Kazak, Kırgız,
özbek, Tatar, Türkmen,
Uygur Türkçesi ve Rus
diİlerinden secilen 7 bin 400
kelime bulunuyor. Pratik
kullanıma yönelik sözlüğün
hazırlanışında Türk Dil
Kurumu asil üyesi Prof. Dr.
Ahmet Bican Ercilasun
başkanlığında Sovyet
cumhuriyetlerinden davct
edilen 8 bilim adamı yer
aldı. Nüfusu 1 milyonu
asan Türk boylan
lehçelerinin de alındığı
sözlük, Türk ve Rus
insanının günlük
konuşmalannda karşılıkh
olarak kolaylık sağlamayı
amaçhyor.
BüGÜN ;
• Kitap tanrtnnı Prof.
Dr. Şinasi Takin, Prof.
Fahir tz'in 80. doğum ,
yüdönümU nedeniyle
hazırlanan kitabı saat
15.30'da Atatürk .
Kitaplığı'nda tanıtıyor. (149 '
09 45)
• Monund filmleri Yves
Montand'ın yer aldığı >
Vincent, François, Paulet... ,
ve I Comme Icare adlı
fılmler saat 15.30 ve }
19.00'da gösteriliyor (144
44 95)
• VVIndsor'un Şen
Kadınlan Istanbul Devlet
Opera ve Balesi »
Shakespeare'in VVindsor'un
Şen Kadınlan operasını
saat 20.00'de AKM büyük
salonda sahneJeniyor. (151
56 00)