27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sa Cumhuriyet § Sahibı: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketi adına Berin \»di 0 Murahhas Cye: Emiot Uşaklıgil # Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Yaa tşlerı MüdürU. Ok«y Gonensi» « Yazı İşlerı Müdür Yardımcılan: Salim Alpadan, Kerem Çabşkan, ıNccdec Dogan, Lolfu Tınç Sayfa Dozenı Yönetmenı. Ali Acv £ Ankara Temsılcısv Abjnet Tıo Iç Poütika: Mehnet Tezkan Ekoaomi: Meral Tamer, KÜltür: CeM Üster, tstanbul Haberleri: Muhfttiıı Sirer, Spor: Abdidkıdir Yueelman, Makaleler: Şahin Alpay, Düzeitme: Abdullah Yazıcı • Koordina- tör- Ahmet Korulsan 0 Malı lşler: Erol Erkut # Muhasebe: Bulent Yener % Bütçe-Planlama: Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam: Ayje Torun # ldare: Höseyin Gurer f Işletme: Önder ÇeUk # Bılgı-lşlem: Nail 1D«J # Personel: Scrgi BosUncıojln Sasm ıv Kymı CumbunyH MatbaacUıt ve Grâtedkk TJLŞ. TBrtoaiı Cad. 39/41 C*tak>Clı 34334 İH PK 246 Istanbul Td 512 05 05 (20 hu), THra 22246, F« (1) 526 60 72 # ttrafo Amkm Zıya GOk»lp Blv Inkılap S. No 19/4. TU. 133 11 41-47. TUot. 42344, Fıx (4) 133 05 6 0 lonir. H Zıya Bly 1352 S. 2/3, TU. 13 12 30. TUtt. 52359. FM (51) 19 53 60 0 Mtaı Infloû C«d. 119 S. No: 1 Kal 1, Tü 19 37 52 (4 hM). Töar 62155. fta. (71) 19 25 7( AlMANYÂ TAKVtM: 14 OCAK 1992 Imsak: 5.49 Guneş: 7.19 Öğle: 12.18 İkindi: 14.44 Akşam: 17.05 Yatsı: 18.30 Bebekler de emniyet kemeritakacak \hıanya'da bütün çocuklara emniyet kemeri Dağlama zorunluluğu getiren bir yasa tasarısı lafiriandı. Bu ülkede otomobilde geçirdikleri laralardasakatlanan çocuklar için yapılan ka'canıalar 1 trilyon lirayı buluyor. EaberMerkezi — Otomobi- lni saatîe 50 kilometrelik bir hzk önden çsrpısırsa arabanın tinle ba|ü olmadan seyahat cdeı 5 vaşıcdaki bir çocuk 150» kg.lık bir ağırlıkla ön ca- aa loğnı uçuyor. Almanya'da btn •tomobil karasımn incelen- aes sonucunda çocukJann so- nnKuzcataşındığı, ölüm ora- nım 12 ayın alundaki bebek- la-d« dalıa fazla olduğu saptan- d. Yipılan başka bir araştırma- nn sonucunda 12 yaşm altın- dıki çocuklann Almanya'da güvenlik içınde taşınmadıklan- nın ortaya çıkmasıyla mecliste- ki sosyal demokrat SPD grubu bütün çocuklara bağlamna zo- runluluğu getiren bir yasa tasa- nsı hazırladı. önümüzdeki haf- talarda parlamentoya getirile- cek tasannın iktidardaki koa- lisyonda karşı göruşler, eleşti- riler bulacağı bildiriliyor. Ya- sayı efcştirenler normal bir oto- mobilde en fazla dört çocuğun taşınabileceğini, yeni uygula- mayla çok çocukhı ailelerin bir minibüs edinmeleri gereğini vurgulayıp okula servislerin l l l i Ueri sûrüyorlar. Yi- b belirtiyorlar. Aynca taksilerle çocuk taşınamayacağı da baş- ka bir çekince olarak ileri sü- rülüyor. Tüm bu karşı tezlere rağmen yeni düzenleme gerçekleşirse binlerce çocuğun ölümlerden ve sakatlıklardan uzak dura- caklan gerçeği apaçik ortada duruyor. Almanya'da otomo- bilde geçirdikleri kazalarda sa- katlanan çocuklar için yapılan harcamalar 280 milyon markı (yaklaşık 1 trilyon lira) bulu- yor. Diğer ülke- lerdeki güven- lik önlemlerine bakıldığında ABD'de genel bağlanma zo- mnluluğu öte- den beri uygu- lanıyor. Avus- turya'da da bu türden bir dü- zenlemeye gidi- lecek. Isveç'te ise çocuklar 6 yaşına kadar Ozel oturma yerlerinde ta- şınmak zorun- dalar. güvenlik sistemlerinin Bu y ne aynı çevreler bir çocuğun büyürken kapladığı yerin oto- mobilde dört kez değiştiğini, bunun güvenlik önlemlerine ilişkin harcamalan arttıracağını ebeveynlere artı harcamalar ge- tireceği düşünülerek bebeklerin koltuklan Isveç'te devlet tara- fından ödünç veriliyor. VW, Volvo, Mercedes gibi otomobil üreticileri çocuklan için güven- lik sistemleri geliştirdiler. Ame- rikan Chrysler ise arka koltuk- tan çıkan bir oturma yeri yap- tı. ABD'de güvenlik sistemleri- ne ilişkin tartışmalar sürüyor, ama başka bir boyutta. Sözge- limi aksesuar üreticileri kedi, köpeklerin güvenlik içinde yol- culuk etmeleri için emniyet ke- merleri reklamlan yapıyorlar. General Motors'tan bir uzman yeni hayvan kemerlerini övüp şöyle diyor: "Köpegini seven ona emniyet kemeri takar." ANKARA •» Oğrencilerin zamtnı protesto yiiruytişu ANKARA (Cumhuriyet Bfirosa) — Hacettepe Üni- versitesi Beytepe Kampusu- nda belediye otobüslerine zam yapılması protesto edil- di. Çok sayıdaöğrenci uygu- lamayı eleştirmek ve bilet fi- yatlanmn duşürülmesini sağ- lamak amaayla dün yürüyüş yaptı. oğrencilerin eylemine jandarma tarafından engel olunmak istendi. Jandarma müdahalesüıin sonunda öğ- renciler arasında yaralanan- lar oldu. 79 öğrenci gozaltına alınarak Ankara îl Jandarma Alay KomutanlığYna götü- riildü. Oğrencilerin ifadeleri alınarak serbest bıraklıdığı öğrenildi. EGOGenel Müdü- rti Cihan Altınöz, bilet fiyat- larında indirimin olanaksız olduğunu söyledi. Hacettepe Beytepe Kam- pusu öğrencileri, otobüs bi- letlerine yapılan zammı pro- testo etmek amacıyla başlat- tıklan eyleme dün de devam ettiler. Öğrenciler kampusta gösteri yürüyüşü düzenledi- ler. Yüriiyüşe, oğrencilerin ulaşıma engel oldukları ve izinsiz gösteri düzenledikleri gerekcesiyle jandarma tara- fından müdahaleedildi. Jan- darmalar ve öğrenciler ara- sında çıkan tartışma sonucu aralannda kız oğrencilerin de bulunduğu 15 kadar öğrenci yaralandı. Öğrenciler jandar- malann kendüerine dipçikle saldudıklannı öne sürdüler. Gösterinin surmesi sonucu öğrencüerden 79'u gozaltına alınarak ll Jandarma Alay KomutanlığVna götürüldü. oğrencilerin yaklaşık iki sa- at gözaltında tutulduktan sonra ifadeleri alınarak ser- bestbırakıldıklan öğrenildi. Jandarma Alay Komutanlığı yetkilileri, oğrencilerinizinsiz gösteri yürüyüşü yaptıklan- m ve konunun cumhuriyet savcıhğına iletileceğini söy- ledüer. EGO Gend Müdürü Ci- han Altınöz, ögrencilerin ey- lemlerinden ötürü üzüntü duyduğunu belirterek bilet fi- yatlannda indirim yapmala- nnın söz konusu olmadığını söyledi. Rock mimğindeyeni bir grup doğdu KesmebeşekerimAdlarının niye 'Kesmeşeker' olduğunu grubun basçısı Tayfun şöyle anlatıyor: Kasetin ilk yüzünde yer alan "Hamdık, piştik olduk" adlı parçanın bir yerinde " e s " vardı. Sonra o duraklamayı kaldırdık. Ben şaşırıp kesiyordum. Sonunda davulcu arkadaşım "kesme be şekerim" dedi. Bu laf çok hoşumuza gitti. ENİS ONAT Türkiye'de son yıllarda rock, heavy metal ve alaturka muzik türünde, genç gruplar önemli çı- kışlar yaptı. Bunlardan biri de Kesmeşeker. Türkce rock müzi- ğinde emin adımlarla yürümeyi hedefleyen grubun üyeleri, ilk kaset çahşmalarının adına "Dipten ve Derioden" adını vermişler. Kesmeşeker, vokal, elektro ve akustik gitarda Cenk Taner, vo- kal bas gitarda Tayfun Çağlar, elektro gitarda Beien Ünal ve davul, vurmalı çalgüarda Melih Rona'dan oluşuyor. Kasette bu- lunan parçalardan biri dışında söz ve müzik Cenk Taner'e ait. Kasete adını veren parçanın söz- leri Mevlana'dan alınmış. Kayıt ve miksajını Yusuf BuCünley, prodüksiyonunu Hasan Saltık Ustlenmiş. Bir grup kurmayı düşünen Cenk Taner ve Tayfun Çağlar'- m davulcu arayışlan sonucu ta- nıştıklan Melih Rona'nın arka- daşı Belen Ünal'ı da getirmesiy- le oluşan "Kesmeşeker" üyele- ri 1990 başından beri birlikte müzik yapıyorlar. "Dipten ve Derinden" adlı çaüşmalannda müzik ve sözJeri öncelik açısın- dan dengelemeye uğraştıklannı vurgulayan Cenk Taner, teknik- le duygusal yoğunluğu birleştir- meye calıştıklanm söylüyor. Rock müziği Türkçe sözlü yapma nedenlerini Melih, "Cenk sevgüiayte Türkçe kono- şayor, yoldm yüriirken Türkçe konuşuyor" diye anlatıyor. Cenk ise "Yoida 'merhaba' de- yip, sahnede 'hello' demek abes bir şey" görüşünde. Müzik felsefeleri tam olarak benzeşmeyen grup elemanlan zaman zaman bu konuda catış- tıklanm belirtiyorlar. Fakat bu tŞTE KESMEŞEKER — Kesmeşeker, vokal, elektro ve akustik gitarda Cenk Taner, «okal, bas gitarda Tayfun Çaglar, elektro gitarda Belen Ünal, davul, vurmalı çaJgıiarda Melih Rona'dan oluşuyor. (Fotoğraf: ENİS ONAT) çatışmanın diyalektiğin doğası gereği gelişmeyi getirdiğini de hemen vurguluyorlar. Melih, Belen'le kendisinin gruba gel- dikleri zaman, Cenk'in beste ve hayallerinin olduğunu ve ilk etapta bu hayallere hizmet ettik- lerini vurguluyor. Niye "Kesmeşeker?" Grubun bascısı Tayfun anlatıyor: "Kasetin Ok yuzünde yer alan 'Hamdık, piştik olduk' adlı par- çanın bir yerinde 'es' vardı. son- ra o duraklamayı kaldırdık. Ama ben saşmp, gene kesiyor- dum. Sonunda davulcu arkada- şım 'kesme be şekerim' dedi. Bu laf çok hoşumuza gitti. Sonra grubun adı Kesmeşeker olarak kakh. Yoksa başlarda, uznn sü- re isimsiz çalıştık." Melih gule- rek ekliyor: "Şimdi kopyalan- mızdan korkuyoruz. Beyaz pey- •ir, toz seker gibi... " "Tarzuuzda biraz 'Police' kokusu aldık" denince Melih atıbyor. "Ayn noktalardan geldik ama hepimiz bir sekilde Poli- ce'i dinledik ve sevdik. Kesişti- gimiz tek nokta belki de 'Police' idi". Sözü Belen alıyor: "Biz sokak muzisyenleriyiz. Bi-' zim armoni hocaianmız olmadı. Bu yüzden dinlediğimiz muzis- yenlerden, parçalannı çıkartırken etkilendik. Bir dehem konuştuğu- mu2 dili hem de evrensel muzik di- lini kullanarak bir şeyler yapma- nın zamanı gelmisti." Kasetleri için aldıklan eleşti- rileri Cenk, "Türkçe sözlü rock müzige garip ve sıcak bakanlar var. Ya çok kotu ya çok iyi de- dikr. Ortası yok. Ama betirV bir Uvır koydugumuza inanıyo- rum" diye belirtiyor. Söyleşimize noktayı Melih koyuyor: "Biz uzayda bir nokta koy- duk. Oradan çıkan ışının nere- ye gidecegini zaten ikinci nokta beUrleyecek. Bn yüzden ikind kaset daba zor olacak." Oıtaköy'ün sokakları hep Istanbulldur Beş bin liradan bir buçuk milyona kadar, mutlaka alınacak bir şey bulmak mumkıin Ortakoy'de. El işi takılar bayanların biı- yük ilgisini çekiyor. (Fotoğraf: KADİR CAN) REFİK DURBAŞ "Ve şetarin sokaklan bep ts- tanbul'dor. " Ne zaman Ortaköy'den geç- sem akhmın ucuna Ülkü Ta- mer'in bu dizesi düşüyor. Istan- bul'da "hep" Istanbul kalan kaç "kent" kaldı böyle? Once sokaklarından başlaya- hm Ortaköy'ün. Canfener, Yelkovan, Cami, Hazine, Mecidiye Köprüsü adı- nı taşıyan sokaklar... Ve bütün bunlar avuç içi kadar bir yerde. Yine avuç içi kadar bir yerde bir cami, bir küise ve bir sinagog... Onların da kaydını düşelim buraya: Asu" adı Büyük Mecidi- ye olan, halkın tabiriyJe Orta- köy Camisi, Hagios Phokas manastırı, ETZ Anayim Muse- vi Sinagogu... Bir kayıt daha düşelim gün- lerden pazar, Ortakoy'de "pa- zar ola" adına, ki kalemi nurlu Evh'ya Çelebi'nin ışığı aydnılat- sın yazımızı. Asıl adı "Eski Vapur Iskele- si Sokak". Bir ucunda vapur is- kelesi, ötekinde Ortaköy Cami- si. Sokağın yalnızca adı kalmış kimliği okunmaz bir tabelada. Daha dün "park" olan yanı şimdi yeniden duzenleniyor. So- kağın öbür yanı ise denizin etek- lerine kadar silme çay bahçesi. Çay ocaklan uzatmışlar sandal- yelerini, masalannı, ayaklan değdi değecek Boğaz'ın gümuş sulanna... Gözüme "T"si ayaklan dibi- ne düşmüş "Muhabbet" caye- vini kestiriyorum. "Yaz"ı andı- ran bir laş günü. Karşı kıyüar sis içinde. Güneş, bütün ışığını bu sisin eleğinden geçirip Boğaz'ın sulanna dökmuş. Bütün sokak çay kokuyor. Çay ocağının önünde dört tekerlekli bir ara- bada "Nefiz Gödeme" yapıh- yor. Gözleme sacda pişedursun, çayımı yudumJuyorum. İki tekne kıyıya bağlanrnış. İçinde beş balıkçı ağlannı ona- nyor. Kediler balıklann, çocuk- lar güneşin kokusunda... Birden ardı ardına gemiler yanaşacak iskeleye ve bir insan mahşerine dönecek Ortaköy. Sis içinde gemi suretleri. Ya Ortaköy sokaklarunn su- retleri?.. Sokaklann sureti "ugurlu" Bir resim: Amerika'da kon- serler verecek bir müzik toplu- luğunu gösteriyor. Topluluğun ortasında ay-yıldızıyla Türk bayrağı. Bayrağın sağında so- lunda davullar. Davullann üze- rinde eski harflerle yazılar... Satıcı konuşuyor: Alıcı, sanki o topluluğun bi- reylerinden biri: — Bak, diyor, bu mehteran takımı degil, çünkü kıyafetleri çok modern. lkincisi, davulla- nn üzerinde "Jordan" diye ya- zıyor. Yani Ürdün. Ne Ugisi var bunlann Türk olmakla... Ortaköy 'kendin yap kendin sat'çılann Ortaköy'ü değil artık. Çoğu amatör, yerini profesyonel satıcıya bırakmış. Dünya değişiyor elbette... Ortaköy de değişecek. Gün akşama dönerken Vartan'a uğruyorum. "Foto Sizin" dükkânının 70 yıllık maliki Vartan'a. 70 yıllık makinesiyle ancak Vartan çıkarabilir Ortaköy'ün suretini. Afgan, Hindistan taşlannda, cami önündekj mısırcının koku- sunda, renk cümbüşü kuklalar- da, kilim desenli sürahilerde, iç- ki kadehlerinde, tedavülden kalkmış "eski" paralarda, kib- rit çöpünden yapılma "Istanbul" manzaralarında, çok çok eski fotografilerde, ev işi tatlılarda, çöreklerde, keçe- den dokunmuş yeleklerde... Sokaklann sureti, el emeği göz nurunun sureti... Eski harflerle bir kitap: "Is- tanbul'un Arsen Lüpen'i." Bir şair: Yakuzca kendi yazıp kendi bastığı kitaplan satıyor. Ama Türk bayrağı, onu na- sıl açıklamah... Bugün havanın güzelh'ğinden olsa, ahcıdan çok satıcılar dol- durmuş sokakları. Ve inanıhnaz bir şey: Istan- bul'u "hep" Istanbul yapan on- ca el işi arasında kentin dört bir yamnı saran "Rus" malları... El oyası bir tütün kesesi yanm- da pilli bir Rus yapmıı tank. Tığ işlemeli bir perde yamnda yine pilli bir Rus kamyonu... Teda- vülden kalkmış Türk paralan yamnda geçerliliğini yitirmemiş Rus ve Polonya paralan ile Matruşkalar... Bir pazar ki "Rus" malı olur da aynı soydan alıcıları olmaz mı? Ve Ruslar da keşfetmişler Or- taköy'ü... Anlaşıhyor ki Ortaköy "ken- din yap kendin satçı'Mann Or- taköy'ü değil artık. Çoğu ama- tör, yerini profesyonel satıcıya bırakmış. Dünya değişiyor elbette... Ortaköy de değişecek... Ama ne olursa olsun beş bin liradan bir buçuk milyona ka- dar, mutlaka alınacak bir şey bulmak mümkün hâlâ. tster ço- cuğuna beş bin liralık bir pol- yester su kaplumbağası al, ister evinin duvanna asmak için bir- buçuk milyona bir tablo... Gün akşama dönerken Var- tan'a uğruyorum. "Foto Sizin" dükkânınuı 70 yıllık maliki Var- tan'a. 70 yıllık makinesiyle an- cak Vartan çıkarabilir Orta- köy'ün suretini... Vartan, dükkânın önünde es- ki Istanbul'un resimlerini asıyor duvara. Eski Istanbul'la birlik- te, yine bir fotoğrafçı olan ba- basının resimlerini; kendi genç- liğinin, anılannın resimlerini... Dükkâmn tozlu karanhğın- dan ayaklı makinesini çıkanp güneşin yüzüne tutuyor. Var- tan'a "Ortaköy kaç yaşında" diye soruyorum. Işaret parmağı, babasının gençük resmi üzerinde duruyor: — Bunun yaşında olmalı herhalde... Sonra ahp "Ortaköy"ün res- mini babasının resmi yanına ası- yor. Belki bu yüzden "Ve şeh- rin sokaklan hep Istanbul" kaüyor. Çünkü Ortaköy'ün sureti, Vartan'ın dükkânı... Yaşı, kaç yaşuıdaysa anılar... Ingütere'deyapılan toplantıda ileriyaşta doğum yapan annelerin, ailelerinden daha az destek gördüğü anlatüdı Ilgi görmek îstiyorsan genç doğurDış Haberfer Servisi — Çahşan ve ileri yaşta doğum yapan kadınların daha çok ilgiye ihtiya- cı oluyor. tngiltere Coğrafi Araştu-malar Ensti- tüsü'nün Svvansea'de yaptığı toplantıda, ileri yaş- ta doğum yapan çahşan kadınlann, genç anne- lere şöre ailelerinden daha az destek gördüğü dile getirildi. Kuruluş üyesi araşnrmacılar Güney Galler böl- gesinde yaşayan 150 çahşan kadını, hamilelikle- ri boyunca ve doğum sonrasında izleyerek şikâ- yetlerini gözlemlediler. The Independent gazete- sinde yer alan habere göre çahşan ve çocuk sa- hibi olmayan kadınlar, hamile kaldıklannın fır- kına vardıklannda önce çok mutlu oluyorlar. Ancak büyükanne ve büyükbabaların "saçmalama" gibisinden yorumlanyla bu sevinç- leri kursaklannda kalıyor. Çahşan kadın, hamileliğiyle ilgili olumlu test sonuçlannı belgelese de büyükanne ile büyükba- bayı inandırmakta buyük zorluk çekiyor. Araştırmacılar, araştırmaya katılan kadınlar- la hamileliklerinin 28. haftasında tekrar bir ara- ya geldiklerinde, bu kez "saglıksız çocuk doğur- ma endişesinin" ön plana çıktığını fark ediyor- lar. Doktorlann "bir şey söylemiyorsak, sorun yoktur" anlayışlan, ileri yaşta hamile kalan ça- hşan kadınlann içini rahatlatmıyor. Doğacak be- beklerin sağhk durumlarında bir gariplik olma- dığının kendüerine sürekli olarak bildirilmesini istiyorlar. 39. haftada, klinikte ya da hastanede geçiri- len bekleme saatleri, rahatsız koltuklar, sağhk gö- revlilerinin sürekli değişmesi dile getirilen sorun- lar oluyor. Araştırmacılann dikkatini çeken bir başka nokta, anne adaylarının sigara içmekle çocuğun sağhğmın bozulacağ) şeklindeki bilimsel teze inanmamakta inat etmeleri. Sağhkh genç bir an- ne adayının, tum dikkatine rağmen sakat çocuk doğurmasına ve baca gibi tüten bir diğerinin sağ- hkh çocuk doğurmasına şahit olmalan, bu ina- dın nedeni olarak açıklanıyor. Hilton'da basın kultibti • Istanbul Haber Servisi — Türkiye Hilton Otelleri Basın Kulubu, dün Istanbul Hilton'da bir kokteyl ile açıldı. Açılış kokteylinde, Türk basınmın 1991 yılında turizm sektörune katkılanndan dolayı, Gazeteciler Cemiyeti Başkknı Nezih Demirkent'e bir de plaket verildi. Gazetelerin ust düzey yöneticileri ve köşe yazarlannın basın kulübüne üye olacaklan bildirildi. Kulübun uyeleri, uygulanan tarifenin yarısına Hilton otellerinde kalabilecekleri gibi, havuzundan da ücretsiz faydalanabilecekler. Altını Lslatan çocuklar • ISTANBUL (AA> — Altını ıslatan çocuklar konusunda, ailelerin bazı yanlış saplantılan nedeniyle, sorunun çözümünün güçleştiği bildirildi. Bazı ailelerin, verilen ilaçlan "kısırhk yapıyor" diye kullanmadıkları belirlenirken, zengin ailelerin de "utanç" yuzünden çocuklannı doktora götürmekten kaçındıkları belirtildi. Uzman doktorlar, anne- babalann altını ıslatan çocuklanyla ilgili saplantı halinde yanlış duşuncelerinin bulunduğunu, komşu, kayınvalide, yakın çevrenin etkısiyle oluşan bu saplantılann bir kenara bırakılarak doktorlann onerdiği tedavi yöntemlerine uyulmasmı istediler. Ingiliz yazara Türk sigarası • LONDRA (AA) — Avrupa Topluluğu'nun filtresiz Turk sigaralanna getireceği yasağa öfkelenerek The Times gazetesine sert bir mektup yazan Ingiliz oyun yazan John Osborne, aldığa yüzlerce destek mektubu ve kolilerce Türk sigarası ile yatıştı. The Times gazetesinde çıkan yeni mektubunda Osborne, "Kapımın önune muhtemelen omrumun sonuna kadar yetecek Turk sigaraları yığıidı. Artık iyi bir Britanya vatandaşı olamasam da en azından lezzetli sigaramı çekerek, aşağılayıcı dumanlı halkalar halinde zehirli bulutlan üfleyerek şunu ilan edebilirim: Tann Bruksel'in (Avrupa Topluluğu) ve VVestminster'ın (Ingiliz Parlamentosu) gücünü parçalasın ve Burgundy (Fransız) şaraplarının da cam cehenneme" ifadesini kullandı. Çevre i^birliffl • ANKARA (AA) — Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Yoichi Yamanguchi, çevre sorunlan konusunda Türkiye ile işbirliği yapabileceklerini beürterek, Aliağa Termik Santralı'nın çevre açısından "yüzde 100 zararsız olduğu" görüşünü savundu. Buyükelçi Yamanguchi, Ah'ağa'da, yüzde 70'i Japon firmalan tarafından kurulması öngörulen termik santrahn yapımının "çevre sorunu yaratacağı" gerekcesiyle durdurulmasınm kendisinde sıkıntı yarattığını bildirdi. Beste l^nşması • tstanbul Haber Servisi — "Tamburi Ishak" Beste Yanşması ödül töreninde, izleyenlere kuJaklarda kalacak bir müzik şöleni sunuldu. 500. Yıl Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Tamburi Ishak" Beste Yanşması'nda Metin Milli, Zekâi Tunca, Haluk Gençalp, Baki Duyarlar, Bahattin Duyarlar ve Mustafa Kandıralı odule değer göruldüler. 1492 yılında tspanya'daki engizisyon baskısından kaçan Ispayol Musevisi Sefaradlann Osmanlı topraklanna sığınmasının 500. yıldönümünü kutlamak amacıyla kurulan 500. Yıl Vakfı'nın Musevi Türklerinin en önemli müzisyenlerinden olan Tamburi Ishak Bey'in anısana düzenlediği yanşmanın ödül töreninde, Haluk Gerçel, Zekâi Tunca, Metin Milli konser vererek Mustafa Kandıralı, (Klarnet), Abba Vite (Kanun), Baki Duyarlar (Ut)da sazlanyla izleyenlere unutulmayacak anlar yaşattılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle