Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 11 OCAK 1992
OZGURCE
TURKER ALKAN
Türko-Sakson Sistemi...
İktidar değişir de bürokrasi tartışılmaz mı? Günümü-
zün en gözde konularından birisi, yeni yönetimin kendi-
sine yakın bürokratları atama girişimi ve Cumhurbaşka-
nı'nın buna direnişi. Yiğit Gülöksüz sorunu bitti, Türkân
Akyol tartışması gündeme geldi.
Bu arada Sayın DemireHn ilginç bir önerisi var. "Ata-
malar konusunda Anglo-Sakson örneğini benimseyelim"
diyor. "ingiltere ve Amerika'da iktidar değişince üst ka-
deme yöneticileri de otomatikman istifa ederler. Siyasi ik-
tidar isterse ontarı kullanır, isterse kullanmaz. Valıler, se-
firler, müsteşarlar, genel müdürler bu cinstendir.
Sayın Demirel televizyonda yayımlanan sevimli dizi
"Emret Başbakanım"ı izlemiş olsaydı, İngiltere'de duru-
tnun hiç de söylediği gibi olmadığını çok iyi bilirdi. Demi-
rel'in sâyledikleri ABD için geçerlidir, ama İngiltere'de tam
tersi birsistem vardır. "Uyakat sistemi" (merit system) di-
ye adlandırılan bu düzenlemeye göre iktidara kim gelir-
se gelsin, kamu yönetimindeki kişiler değişmez.
İngittere'nin çok köklü siyasal yapısına, süreklilik gös-
teren bürokratik geleneğine dayanan bir düzenlemedir bu.
Bürokrata, yasalara
Yasalara göre, bizde
İngiltere'dekine benzer bir
liyakat sistemi var. Ama,
uygulanmıyor. Asıl
oygulanmakta olan,
Amerika'daki "yağma
sistemi"dir. Yani, kendi
meşrebimize uygun bir
Türko-Sakson sistemi
tutturmuş gidiyonız.
ve siyasal otoriteye
tabi bir kişi olarak gü-
venilmesi gerektiği
fikrinden hareket
eder. Liyakat sistemi-
nin arkasındaki var-
sayımlardan birisi de
iktidara gelip giden
siyasal partilerin
programları arasında
çok büyük bir fark bu-
lunmayacağı beklen-
tisidir. Siyasal partiler
birbirine çok zıt prog-
ramlar uygulamaya
kalkacak olsalardı, hangi bürokrat böylesi ters esintilere
dayanabilirdi?
Nitekim, daha sonra İşçi Partisi'nin liderliğine yükse-
len George Lansbury, 1929-1931 yıllarında iktidarda bu-
lunan İşçi Partisi'nin reform programlarının uygulanma-
sını Hazine bürokratlarının engellediğinden yakınmıştır.
Rusya'da iktidarı ele geçiren Lenin de Devlet ve İhtilâl
adlı yapıtında, bütün bürokrasinin, derhal ve her yerde çö-
kertilmesi gerektiğini belirtmişti. Fakat bunun gerçekleş-
tirilmesi zor bir ütopya olduğunu ve eski bürokratik yapı-
yı kırarak yerine yenisini kurmaya başlamaktan başka çare
olmadığını söylemiştir.
Sovyetler'de gerçek anlamda sosyalist bir yönetim ku-
rulamamasını, bu bürokratik değışimin tam olarak gerçek-
leştirilememesine bağlayanlar da olmuştur.
Bize gelince... Gerçek şu ki bizde hem İngiliz hem de
Amerikan sistemleri aynı anda uygulanmaktadır. Yasala-
ra göre bizde İngiltere'dekine benzen bir liyakat sistemi
var.
Ama uygulanmıyor.
Asıl uygulanmaktaolan, Amerika'daki "yağma sistemi"
dir. Yani, Sayın Demirel'in düşlediği gibi bir Anglo-Sakson
sistemi değilse bile, kendi meşrebimize uygun bir Türko-
Sakson sistemi tutturmuş gidiyoruz.
Ortada bir sorun olduğu ve çözülmesi gerektiği muhak-
kak. Çözümü ararken kendi sıyasal kü|tü.rümüzü, gele-
neklerimizi ve olanaklarımızı göz önüne almalıyız.
Fakat, ne yaparsak yapalım, yasal durumla gerçek du-
rum arasında gözlenen sevimsiz çelişkiye bir son vere-
lim: Devleti asıl yıpratan şey, yasaları ve hukuk düzenini
hafife almaktır.
Demirel; Işler fevkalade sarp
• ANKARA (AA) — Başbakan Süleyman Demirel, "Işler
fevkalade sarptır. Ama gözünüzü korkutmayın. Altından
kalkacağız" dedi. Demirel, dün Başbakanhk'ta Afyon
Karacaören, Aydın Germencik, Tunceli ve Zonguldak
Karabük'ten gelen heyetleri kabul etti. Heyetlere hitap eden
Başbakan, "Biz burada sizin için varız. 30 sene sonra yine
burada varsak, sadece sizin için var olduğumuzdandır"
diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Işler fevkalade sarptır.
Ama gözünüzü korkutmayın. Altından kalkacağız. Şikâyeti
hiç sevmem. Ancak size her şey düzgündür dersek, içinde
bulunduğunuz sıkıntıları anlamakta zorluk çekersiniz. Biz
evvela arapsaçına dönmüş, ucu yumağın içinde kaybolmuş
meseleleri çekip çıkartmak ve düzene koymak için
uğraşıyoruz"
Sezgin, ikinci kez ağladı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, ilahiyat
fakültesi mezunlanna da kaymakamlık
yolunu açan kararnamenin incelendiğini,
"yanhş bir yönu varsa düzeltileceğini"
söyledi. "Devlete anarşiyi 657 sayılı Devlet
Memurları Yasası'nm getirdiğini" söyleyerek
bu yasanın düzeltilmesi için çalışma yapıldığını belirten
Sezgin, Dernekler Yasası'ndaki antidemokratik hükümlerin de
kaldınlacağını açıkladı. Bakan Sezgin, İdareciler Günü
nedeniyle dün Türk İdareciler Derneği'nde düzenlenen
törende ikinci kez ağladı. Sezgin, 28 Nisan 1991 tarihinde,
PKK militanlarınca öldürdülen Solhan Kaymakamı Ersin
Ateş'in eşine plaket verilirken gözyaşlarını tutamadı. Sezgin,
Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal
Inönü'nün birlikte gerçekleştirdikleri Güneydoğu gezisi
sırasında, Siirt Valisi Atilla Koç*tan bölgenin sorunlarını
dinlerken de ağlamıştı. Sezgin, "20. ytizyılın ikinci yarısına
özgürlükçü parlamenter rejim ile giren yurdumuzda bütün
ekonomik, sosyal ve politik gelişmelere rağmen toplumun
yönetiminde bu gelişmelere uygun radikal düzenlemeler
yapılamamıştır" dedi.
Vatandaşa sağlık güvencesi
• BOZÜYÜK (AA) — Devlet Bakanı Şerif Ercan, hastane
kapılarında "paran yoksa öl" muamelesinin önüne
geçeceklerini söyledi. Devlet Bakanı Şerif Ercan ile Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Bilecik'in
Bozüyük ilçesinde dispanser olarak yaptırılan ve daha sonra
hastaneye dönüştürülen 50 yataklı SSK Hastanesi'nin açılış
törenine katıldılar. Devlet Bakanı Ercan, törende yaptığı
kbnuşmada, "250 gün içinde sağlık kartları bütün halkın
eline geçecektir. 500 gün içinde de bütün vatandaşların
genel sağlık sigortalan ihdas edilecektir. Muhtaç durumda
olup sigorta primini ödeyemeyecek vatandaşların primlerini
devlet karşılayacaktır" dedi.
Nokta'ya soruşturma
• İSTANBUL (AA) — Ankara Devlet Güveniik Başsavcısı
Nusret Demiral'ın, Nokta dergisi hakkında dergide yer alan
bir haberle 'PKK'ya hedef gösterildiği' iddiasıyla başlatılan
soruşturma dolayısıyla derginin sorumlu müdürü ve haberi
yazan muhabirin ifadeleri alındı. Nokta dergisinin 22-26
Aralık 1991 tarihli sayısında yer alan 'Vara vara darağacına'
başlıkh yazıyla ilgili olarak Nusret Demiral'ın şikâyeti üzerine
Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, derginin
sorumlu müdürü Can San ve muhabir Müşerref Seçkin'in
ifadelerini aldı. Terörle Mücadele Yasası'nm 6. maddesine
muhalefet etmekle suçlanan Can San, ifadesinde, yazıda suç
unsuru bulunmadığını ve bu yüzden yayımladıklarını söyledi.
Demiral'ı sadece basından tanıdığını kaydeden Müşerref
Seçkin ise "Ona herhangi bir husumetim yok. PKK'ya hedef
göstermek gibi bir niyetim yok, olamaz da" dedi.
Başbakanlıkta "tek imzalı" kadro sayısı arttınldı
Demîrel
9
in ilk
6
by-pass'ı. _.. . ..._.. J JLANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan
Süleyman Demirel'in, Çankaya engeüne takılma-
mak için öngördüğü "by-pass" yönteminin ilk
adımı atıldı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlanan kanun hükmünde kararnameyle
"cumhurbaşkanının imzasına gerek olmadan ata-
ma yapdabilecek" kadrolarda artışa gidildi. Bu
çerçevede, Başbakanlık müşavirlik kadrosu 40*tan
85'e, başdanışmanlık kadrosu 7'den 10"a, danış-
manhk kadrosu da 13'ten 20'ye çıkanldı.
Bu durumda Demirel, Cumhurbaşkanı Özal'ın
imzasına gerek olmadan 55 kişiye Başbakanhk'ta
müşavir, başdanışman ya da danışman olarak gö-
rev verebilecek.
Söz konusu KHK, Başbakanlığa bağlı çeşitli
kuruluşlarda ciddi değişikliklere de yol açıyor.
Buna göre MİT dışındaki çeşitli kuruluşlarda
müsteşar ve yardımcılantun statüieri yeniden be-
lirlendi. Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teş-
kilatı, Devlet Istatistik Enstitüsü, Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı, Tarutma Fonu, Sosyal Da-
yanışma ve Yardımlaşma Fonu gibi kuruluşlar-
da, bu kadrolarda "isüsnai memur" çalıştınla-
mayacak. 15 ocak tarihinden itibaren söz konu-
su kuruluşlann müsteşar ve yardımcılannda, dev-
let memuriyetine sınavla girmiş olma, en az 12
yü devlet hizmetinde bulunma ve yükseköğrenim
görme koşullan aranacak. Durumlan bu koşul-
lara uygun olmayan ve "istisnai memur" statü-
süyle çalışan müsteşar ve yardımcılarımn görevi
aynı tarihte sona ermiş sayılacak.
KHK'nın "istisnai memur" statüsünü kaldır-
masının ilk sonuçlan, Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşarlığıVda yaşandı. Müsteşar yardımcıları Os-
man Ünsal ve Turgut Tiiten, "istisnai memur"
olarak atandıkları görevlerini, koşullan yeni du-
ruma uymadığı için 15 ocaktan itibaren sürdü-
remeyecekler. Müsteşar yardımeılanndan Turgut
Tüten, 16 Şubat 1990 tarihinde bu göreve geti-
rilmişken Osman Ünsal'ın, 5 Aralık 1991 tarihin-
de Demirel hükümetince atandığı belirtildi.
Kanun hükmünde karamame, Başbakanlık ör-
gütünde geniş bir değişikliğe yol açarken kalao
personeli de sevindirecek. Başbakanlık persone-
li, daha önce kaldırılan fazla çalışma ücretini ye-
niden alabilecekler. Buna göre en yüksek devlet
memuru aylığının 15 ile 11. derece arasındakile-
re "yiude 20'si", 10 ile 7. derece arasındakilere
"yüzde 25'i", 6 ile 4. derece arasındakilere "yüz-
de 30'u" ve 3 ile 1. derece arasındakilere de "yüz-
de 35'i" tutannda her ay "peşin" fazla çalışma
ücreti ödenecek. Fazla çalışma ücretinden gelir
vergisi kesilmeyecek.
öte yandan, KHK ile yüksek yargı organlan
mensupları ile hâkim ve savcıların "kurumlann-
dan izinli" sayılıp sözleşmeli olarak Başbakan-
hk'ta görevlendirilmesi olanağı getirildi.
KHK ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nde daha ön-
ce yalnızca kıdemli albaylara ödenen malcam taz-
minatının, tüm albaylara ödenmesi de hükme
bağlandı.
İçişleri Müsteşan Çakmakoğlu merkez valisi; Halil Tunç, SSK'da Hazine temsilcisi
Başkentte atama günüANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, İçişleri ve Milli Eğitim ba-
kanlıklanndaki müsteşar deği-
şikliklerine ilişkin imzaladığı
atama karamamelerini Başba-
kanlığa dün gönderdi. İçişleri
Bakanlığı müsteşarlığına Başba-
kanlık Müsteşar Yardımcısı Fab-
ri Öztürk, Milli Eğitim Bakan-
lığı Müsteşarhğı'na da Necati
Eışen getirüdiler. Içişleri Bakan-
lığı Müsteşarhğı görevinden alı-
nan Sabahattin Çakmakoğlu-
nun da merkez valiliğine atan-
dığı kaydedildi.
Cumhurbaşkanı özal, çeşitli
görevlere ilişkin atama kararna-
melerinden bir bölümünü de
dün imzaladı. Buna göre, Türk-
tş eski genel başkanlanndan
Habi Tuuç, SSK'da Hazine tem-
silcisi oldu. Şeker Fabrikalan
Genel Müdürlüğü'ne Erdoğan
Erteken getirilirken Orman
Ürünleri Genel Müdürlüğü'ne
Yaşar Gülbay'ın yerine Mehmet
Yümaz, Milli Parklar ve Av Ge-
nel Müdürlüğü'ne Hayri Berk,
Ağaçlandırma ve Erozyon Kont-
rol Genel Müdürlüğü'ne de Is-
mail Özkahraman atandı. Gü-
neydoğu Tanzim Satış Koopera-
tifleri Birliği Genel Müdürlüğü
1
ne Hasan Öztürkmen getirilir-
ken İçişleri Bakanlığı müşavir-
lerinden Osman Aslan ile Ibra-
him Saracoglu da bu görevlerin-
den alındılar.
Çorum Tanm 11 Müdürü
tmdat Aydörtlü bu görevinden
alınırken Maliye Bakanlığı'nda-
ki 9 mûfettiş yardımcısı da mü-
fettiş yapıldı.
öte yandan TTK Genel Mü-
dürü Zekai Akçan ve Karabük
Demir-Çelik Fabrikalan Genel
Müdürü Sencer tmer görevlerin-
den alındı. TTK Genel Müdür-
lüğü'ne Özer Ölçer, Karabük
Demir-Çelik Fabrikalan Genel
Müdürlüğü'ne de Atilla Sezgin
atandı. Atamalarla ilgili karar-
name Cumhurbaşkanı Turgut
özaFın onayına sunuldu.
DEMİREL'İN HEP YANINDA — Frman Yerdelen (sağda) veCavit Çağlar(solda) hemen her >erde Dt ınırt !'in yanındaydı. 20 Ekim se-
çimlerinde herikisi de aday oldu. Ama Çağlar Meclis'e girerken Yerdelen seçilemedi. Yerdelen şimdi, Yaşar Topçu'nun (sag arkada) ba-
kanlığına bağlı olan THY Yönetim Kunılu Başkanı.
PORTRE THY YÖNETİM KURULU BAŞKA1VI EBMAN YERDELEN
Demirel'in 4 silahşöründen biri...THY Yönetim Kurulu Başkanı olan Er-
man Yerdelen, parti içinde Demirel'e "so-
nuna kadar" bağlı bir politikacı olarak ta-
nınıyor. Hatta DYP kulislerinde yapılan
esprilerde adı Cavit Çağlar, Ömer Barutçu
ve Yaşar Topçu ile birlikte Demirel'in ya-
nından aynlmayan "dört silahşör"den biri
olarak geçiyor. Demirel'in tum seçim gezi-
lerine katıldığı gibi TRT çekimlerinden
önemli görüşmelere kadar hiçbir yerde De-
mirel'i yalnız bırakmıyor. Yeni görevi de bu
yakınlığın bir ödülü olarak değerlendiriyor.
AP döneminde Istanbul il örgütünün ba-
sın komitesinde görev yaparak politikaya
atıldı. Kunıcu üyesi olduğu DYP'nin kuru-
luşundan bu yana GIK'teki yerini korudu.
Politilcaa arfcadasları arasında "miıla-
yim", "sempatik" ve "fedakfir" bir kişi ola-
rak tanınıyor. Yakın arkadaşlanndan GlK
üyesi Hamdi Üçpınariar, "fedakârlığına"
örnek olarak 1987 seçimlerinde listenin ilk
sırasındaki yerini bugün Devlet Bakanı olan
Ekrem Ceyhun'a bırakmasını gösteriyor.
Kendisinin de Ihsan Sabri Çağlavangil için
liste başındaki yerinden vazgeçtiğini, diğer
GlK üyelerine de aynı şekilde davranması
için yaptığı çağnya sadece onun uyduğunu
söylüyor ve "kader arkadaşlıgı yaptık" di-
yor.
Ancak bu kader arkadaşhğımn sonunda
Üçpınariar, milletvekili seçilirken o, seçim
bölgesini değiştirmenin bedelini, Mecüs dı-
şında kalarak ödedi.
Zonguldak'ta başlayan öğrenim yaşamı,
kısa bir süre özel Ingilizce öğrenimini" bir
yıllık 1Ü Matematik Bölümü öğrenciliği ve
Almanya'da işletme eğitimi ile sürdürdü.
Eğitimini 3 yılhk Almanya döneminin ar-
dından döndüğü Türkiye'de Iktisadi ve Ti-
cari tlimler Yüksek Okulu'ndan mezun ola-
rak noktaladı. tskoçya'da bir Amerikan şir-
ketinde 6 aylık çalışma denemesinin ardın-
dan, aile şirketi olan Iktko'ya girdi ve üst
düzey yöneticüiğe kadar yükseldi. Evli, iki
çocuk babası... Onun "babas" ise hiç kuş-
kusuz Demirel.
Adalet Bakanı Oktay, yeni anayasa taslağının yakında tartışmaya açûacağını bildirdv
Anayasaya konsensüs aramyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Adalet Bakanı Seyfi
Oktay, hukuk sisteminin çağ-
daşlaştırılması çalışmalannın
hızh bir biçimde sürdüğunü, ye-^
ni anayasa taslağının da kısa sü-
rede hazırlanarak, kamuoyu ve
Mecüs gündemine getirileceğini
açıkladı. Türkiye Barolar Birli-
ği (TBB) Başkanı Önder Sav da,
Doğu ve Güneydoğu'daki olay-
lan endişe verici olarak nitele-
yerek, "kişi teröriine de, devlet
terörüae de, örgüt teröriine de
karsıyız" dedi.
TBB Yönetim Kurulu ile ba-
ro başkanlannın dün yapılan
ortak toplantısına katılan Ba-
kan Oktay, hukuku ayak bağı
sayan anlayışı, ilkel ve çağdışı
olarak niteledi. 12 Eylül döne-
mini de eleştiren Oktay, bu dö-
nemde, demokratik hukuk dev-
leti Ukesinin yani sıra, laikliğin,
hukukun üstünlüğü ile yargı ba-
ğunsızlığı ve yargıç güvencesi il-
kelerinin büyük yaralar aldığı-
ÇHO Ankara'da sempozyum düzenledi
'Yeni demokratik anayasa' tartışılıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosa) — Çağdaş
Hukukçular Derneği (ÇHD) tarafmdan
düzenlenen "Yeni Demokratik Anayasa"
sempozyumu bugün Ankara Türk-îş
Konferans Salonu'nda başhyor. tki gün
sürecek sempozyumun bugünkü bölümünde
saat 16.00'daki panelde Türk-îş, DİSK,
Hak-Iş, Halkevleri Genel Merkezi, Türk
Tabipleri Birliği, Eğit-Der temsilciîeri
öngörülen yeni anayasa hakkındaki görüş
ve yaklaşımlannı dile getirecekler.
Yann saat 11.00'de düzenlenecek panelde
ise değişik üniversite ve kuruluşlardan
hukukçu ve öğretim üyeleri konuşacaklar.
Saat 15.00'te ise siyasi parti temsilcilerinin
tartışacağı panel
gerçekleştirilecek. Bu
panele kaulacak kişiler şunlar:
Ohaa SungBriu (ANAP), Coskua Kıroı
(DYP), Murat Bozlak (HEP), Errogrul
Günay (SHP), Sevket Kazan (RP), Doga
Perinçek (SP).
nı belirtti. Oktay, yürütmenin
yargmtn görevlerini üstlenerek,
onu dışladığını, yargı kararlan
yerine yürütmenin kararlanmn
geçirildiğini savundu. "12 Ey-
lül'e yatakuk ve kaynakük eden
anayasayı da demokrasinin
önündeid en önemli engelierden
biri" olarak niteleyen Oktay,
"Yeni anayasa hazuianması ko-
nusunda çok ciddi calışmalan-
mız var. Bizim ve DYP'nin bu
konudaki hazuiıklan birleştiri-
lerek oluşturulacak taslak, de-
mokratik katılım ile geliştirüe-
cek ve Meclis'te sağlanacak bir
konsensüs ile oluşturulacaktır"
dedi. Oktay, yeni anayasanın
kısa sürede gündeme getirilece-
ğini de belirtti.
Hukukun çağdaşlaştınlması
yönünde bakanlığın bünyesinde
kapsamlı çalışmalar yapıldığını
da anımsatan Oktay, "Gerçegin
üzerine insa edilecek, hızlı bir
yargı sistenıi"ni amaçladıklan-
nı kaydetti.
Orman Kanunu ile ilgili karar, Anayasa MahkemesiBaşkanı'nı kızjdırdı
Ozdeırden sert eleştiriÖzden Anayasa Mahkemesi, yasama
organının sakat ve aykırı işlemlerini
iptalde çekinme duyarsa, anayasayı
koruma görevini yerine getiremez.
Siyasal iktidarların oy arttırmak için
gereksiz açma ve daraltma
eylemlerinin hoşgörüyle desteklenmemesi gerekir.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gün-
gör Özden, "Anayasa Mahkemesi, yasama
organının sakat ve aykın işlemlerini iptal-
de çekinme duyarsa, anayasayı koruma gö-
revini yerine getiremez" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin, Orman Kanu-
nu'yla ilgili dünkü Resmi Gazete'de yayım-
lanan karanna karşı oy yaası yazan Ozden,
oyçokluğu ile alınan karan eleştirirken şu
görüşleri savundu: "Zorlama yorumla
yasanın onnanı konıduğunu kabul edip
baglayKi olmaktan yoksun bir sonuca var-
maktansa, açıkça iptaJ etmek anayasaya
daha uygun olurdu. Anayasa Mahkemesi,
yasama organının sakat ve aykırı işlemle-
rini iptalde çekinme duyarsa anayasayı ko-
ruma görevini yerine getiremez. Öncelikli
ve ödünsüz olması gereken görev de budur.
Sonuç değişmemekie biriikte, mahkememi-
zin önceki kanuiaruun anlanum zayıflatan,
duraksamalara neden olan bir anlayıs de-
ğişikligi kuşkusu gündeme gelecektir. Oy-
sa yargı karan kesin, açık, kapsamlı ve ay-
dınlatıcı olmalıdır."
Özden, siyasal iktidarların orman konu-
sundaki tutumunu da eleştirerek, "Siyasal
iktidarların oy arttırmak için ormanlan ge-
reksiz açma-daraltma eylemi, orman köy-
lüsünü korumaktan ötede bir sakıncalı gi-
rişim olarak açıklanırken, tehlikeli oluşum-
lara dayanak olacak kurallan ayakta tut-
mayı yararsız boşgörüyle desteklemek ada-
let tarihinde iyi bir örnek olarak kalmaya-
caktır" dedi.
Anayasa Mahkemesi, bu karannda, Or-
man Kanunu'nun 1. maddesinin, 1987 yı-
hnda çıkanlan 3373 sayılı yasayla değişti-
rilen (f) maddesini anayasaya uygun bul-
du. Kararda, "Tanm arazisi olarak kulla-
nılan ve üzerindeki ağaç ve ağaççıklann da-
gınık veya yer yer küme ve sıra halinde bu-
lunduğu, toplu ve özel mülkiyet konusu
yerlerin orman sayılamayacağı" belirtildi.
TBB Başkanı önder Sav da,
"Paris Şartı'nı imzalayan ülke-
mizde demokratik hukuk devle-
tinin sağlıklı işlemediğini üzüle-
rek söylemek zorundayız. 141,
142 ve 163. maddeleri kaldınh-
yor görüntüsü alünda, Terörle
Mücadele Yasası, demokratik
hukuk devletini teslim almıştır"
dedi. "Ayıplarla dolu bir yasa
yürüriükte kaldıkça, en iyi dü-
şünceli siyasal iktidarlar bile uy-
gar dünyaya kendilerini
anlatamaz" diyen Sav, ANAP
dönemini de eleştirdi ve şunlan
söyledi:
"Son vıllardaki KHK karma-
şası, bu anayasanın maddeteri-
ne dayandiruinıştu-. KHK ile in-
san hak ve özgürtükleri cignen-
miş, temelde hukuka aykın ola-
na sürgün kurnmbtşmış, anaya-
sada yasaklanmış sansür hortla-
tilmış, yargı bağımsızlıgı zede-
lenmiştir. Bnnlar yetmezmiş gibi
yasamanın devredilmezliği ku-
ralı yıkümış, TBMM, yürütme-
nin emrinde güçsüz bir organ
haline gelmiştir."
Doğu ve Güneydoğu olayla-
nna da değinerek, bunlan "fev-
kalade endişe verici ve üzücü"
olarak niteleyen Sav, "Olayla-
ra yanuş teşhis koymamak, iç ve
dış tahrîklere kapdmamak gere-
kir. Türkiye bağimsız bir üniter
devlettir dedi.
Yöredeki kamu görevüleri ile
güvenlik güçlerinin de sevecen
devlet anlayışına uygun seçüme-
sini isteyen Sav, şöyle konuştu:
"Soruna başka çözümler ara-
mak, TC sımrian içinde iilke ve
ulus bütünlügünü sarsacak ve
bozacak 'bağımsız Kürdistan
devleti' kunnak istemek yanlış-
tır. 'Kürtlerin ulusal kurtuluş
savaşı veriliyor' denilerek bölü-
cülük ve aynlıkçılık yapmak,
'bağımsızlık savaşı yapıhyor'
görüntüsü içinde dışandan bes-
lenen örgütlere destek olmak,
silahlı mücadele ve iç savaş kış-
kırtıcılıgı yapmak, kan dökme-
yi, adam öldürmeyi yörede ve
yöre dışındaki kentlerde terörii
gecerii bir mücadele yöntemi
saymak kabul edilemez.''
Divarbakır
DGJVTde
dava
rekoru
OSMAN YILDIZ
DİYARBAKIR — Güney-
doğu'da PKK örgütünün faa-
liyetlerinin yoğunlaşmasıyla
birlikte Diyarbakır Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'nde açılan
dava sayısında rekor düzeyde
artış oldu. DGM Başsavcısı AU
Şanver, geçen yıla oranla dava
sayısındaki artışın yüzde 60
duzeyinde olduğunu belirtir-
ken Diyarbakır Barosu Başka-
nı Fethi Gümüş, Anti-Terör Ya-
sası yüzünden savcıhklann
"yaian yanlış birçok dava dos-
yasıyla Ugilenmek zorunda
kaldıgım" söyledi.
Diyarbakır DGM'ye çeşitli
suç savları ile gönderilen dos-
ya ve açılan dava sayısında cid-
di artışlar oldu. Geçen yıl
mahkemede 2 bin 813 hazırlık
dava dosyası açılırken bunlar-
dan 2 bin 8'inin adli işlemleri
tamamlandı, 804 hazırlık dos-
yası ise halen soruşturma ko-
nusu. Dava dosyalannın ço-
ğunluğunu siyasi olaylar oluş-
tururken 1 ve 2 nolu devlet gü-
venlik mahkemelerinde
1991'de idam cezasına çarptı-
nlan tutuklu olmadı. Idamla
yargılanan bazı sanıklann ise
hafıfletici nedenlerden ötürü
müebbed hapis cezasına çarp-
tmldığı belirtildi.
DGM'ye açılan dava dosya-
sında hızlı bir artış olduğunu
belirten Başsava Ah Şanver,
1990'da 2010 olan dosya sayı-
sımn geçen yıl 2813'e çıktığuu
bildirdi. DGM'den ahnan bil-
giye göre bu mahkemelerde
açılan dava sayıa 1987'de 796,
1988'de 1278, 1989'da 1538'di.
Yetkililer, mahkemelerde gün-
de 2' davaya bakıldığını,
1991'de 2008 dosya hakkında
karar verildiğini, 757'sinin ta-
kipsizlikle sonuçlandığım be-
lirttiler. Edinilen bilgiye göre
DGM'ye intikal eden en fazla
sanıklı dava 328 sanıkh Diyar-
bakır Olaylan davası.
DGM
Savolara
şikâyet
işlemiyorANKARA (Cnmhuriyet
Birosa) — Adalet Bakanı Sey-
fi Oktay, kendisinin bakanhğa
başlamasından önceki dönem-
de DGM Başsavcısı Nusret De-
miral ve öbür savalar hakkın-
daki on şikâyet dosyasından
dokuzunda işlem yapıhnasına
gerek görülmediğini, bir dos-
yanın incelenmesüıin ise sür-
düğünü belirtti.
SHP Ankara MilletvekiU
Uluç Gürkan'ın Demiral ve
Coşkun haklanndaki soruş-
turmalara ilişkin soru önerge-
sini yanıtlayan Oktay, iki sav-
cı hakkındaki şikâyet dosyala-
nndan dokuzunun kendisinin
göreve başlamasnıdan önce so-
nuçlandırıldığım söyledi. Ok-
tay, Sadrettin Kızılkoyun'un iki
savcı hakkındaki şikâyetinin
incelenmesinin sürdüğunü
kaydetti. Oktay, işlem yapdma-
sına gerek görülmeyen şikâyet
konulannı şöyle sıraladı:
"• Demind hakkmda Yalcm
Böyükdagh'ıun, basın toplan-
tısı düzenleyen avukaüann
gözaltına ıhnm«ı yg bir avu-
kabn ev ile bürosunda arama
yaptınlması olayına ilişkin şi-
kiyeü.
• Demiral ile Cumhuriyet
Savaşı Nuh Mete Ynksel hak-
lannda Ali Koc ve arkadasla-
nnca, anti demokratik tutum
içinde olduklan ve avukaüara
baskı yaparak savunmalannı
engelkdikleri Mdiası.
• Nusret Demiral ye c u k -
riyet savcılan Ülkü Coşkun ve
Tevfik Haacüar haklannda
avukatlar Rasim Öz ve Engin
Cinmen'in Başbakanhk genel-
gesine aykın bareket ettikleri
şikâyeti.
• Nusret Demiral hakkında
avukat Hasan Ürei we arkadaş-
lannın şikâyeti.