15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 11 OCAK 1992 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN V BakanlK)ı Meteorotoji işten Snt MCtütyBMen afcnan bifae gAıa, Orta w OoOu karadenc Ne Oo- 0u Anadoki'nun kuzeytioğusu yağışlı pçaeak. VSflışör kjyHarda yağmur. iç losamlerde kar şeMinde olacak Marmara üe yurdun iç ve dofiu ke- smterinde yer yer yoflun sıs göru- bcak. HAft StCAKLIGI Batı bölge- larinde biraz artacak, dofiuda deöıs- meyecstc RÜZGAR: Gûney ve batı yftfcrden ara ara orta kuvvette ese- cafc. Demztonte rüzgâr Batı Kara- .«tonirte gûnbatısı ve lodos, Doğu Kanbantrtte tatte * keştşjeme, Oo- 0u Akfaniz'de gündoğusu ve poy- A 14? 3° DıyartaJor A 10°-1° £ranc» S -2° -9° Erzunım S -14°-24°Esl<ışet«r S t°-P GaaanlBp A 15°-6°Gııw«fl A 18° 4°GüınûşhaneK K -2° -6° HtfMfi A A 15° <°lswra S S 16° 2°lstanbol S S 7° 0°tomr A S -6° -T6°Kare 6°-7» Marasa 6° -13°Me(5m 0°-5°Mus 9° 3°0nJu -3°-9° « 3 -7° -18°Saıraun r>-e>sm 13° 7°Sınop ie°10°Snas raz, tfığer denızlerde kıble ve lodostan yer yer 7 kuvvetmde saatte 10-21 denız mılı hızla esecek \fen Gölü stsiı geçecek. Hüzgir gûney ve batı yûniefdert ara ara orta kuvvette ese- cek. Görûş uâldıği 5-10 km, 9s annda 1 km dvannda olacak. Bcüu Bursa ÇaruMofc Çonım Dnazf S -3° KPKastamonu S S 4°-7° K^sen S 10° 3°KHMarrti S 13° 7°Konya K 0°-3°Kü«ttya A 12° 2°Matatya 2» 3° •hbzon -2° -12°1üncelı 12° 4°Uşak 9° 1° -3° Zonguldak A 12° 3° A Vf-2° A 16° 6° A M° 1° S -W-21° S 0°-12° Y 9° 3° Y 9° 3° A 9° 4° A 4°-5° A 13° 6° S -5° -1«° S 13° 5° Y 9° 3° S -f •V S 10° 0° A -2°-W° S -3° -10° A 14° 8° * * bulutlu Ckarlı A-açık Btnjluüu G-gûoey K-kartı S-sısh V*ajmur»i / Madrıd Lenıngrao " Moskova •Berlın • Pans~ " ^ • Zûrıh *' • Belgrad •Vıyana% Ankara • Tebriz" $am Kahıre • DÜNYA'DA BUGÜN Amsfcnttm A 10° A/TKTiân A 19° AHu A 17° Bj4dat A 21° teutou A t3° e Londra B Mgrad Berfn Bom Cmvrc Odde ftmfart Gkne UMra Koptftag KMn A H° A 10° A 12° A 12° A 2° Y 5° A 23° A 19° A 10° A 14° A 2" A 22° A 5» A 12° A 14° Mûnh NemYbrk Osto Pans Pnm R*ad Roma SaH» $am WAvtv Inus Mnedk Viysna ZûnA K 1° A 10° A 12° Y 3° K 0° A 12° A 1° 10° 8° 18° 6° 18° A 5° A 2° Y 7° BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Çokeşlilik, 2/ Bir başarı karşılığında verilen armağan... Trafık zorunluklan dışında durma biçi- mi. 3/ Genelge... Le- ke, pasak. 4/ Aynı ahır adına koşan ya- ıış atlanna verilen ad. 5/ Sıcak ve kuru bir rüzgâr... Bir Av- rupa ülkesinin para birimi. 6/ Öğütül- müş tahıl... Fazladan kilınan namaz ya da tutulan oruç. 7/ Simge... "Eyvâh, ne — ne yâr kal- (lı/Gönlüm dolu ah ü zâr kaldı" (Abdülhak Hâmit). 8/ Bir görevde geçirilen sîire. 9/ Bir tür tuzsuz ve yu- muşak peynir... Yabanıl hayvan ba- nnağı. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Kuru hamurdan hazırlanan ya da arasına krema doldurulan, üzeri şe- kerlemeyle kaplanan küçük pasta. 2/ Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmi birlik... Avcının av beklemek için taş yığınlann- dan yaptıgı pusu. 3/ Işık akısı birimi. 4/ Kemiklerin iç boşluk- larını dolduran yağJı madde... Yunan mitolojisinde zafer tann- *$ası. 5/ Bir işe girmek için bir süre parasız olarak o işe devam ;£den. 6/ Eski bir siyasal partinin simgesi... Fas'ın kuzey kesi- •tnindeki sıradağlar... Türkçede adın durum eklerinden biri. 7/ •psmanlı devletinde bazı iskelelerden aiınan bir tür vergi. 8/ Oy- 'kımJu... Bazj bitkilerden elde edilen yumuşak bir reçine. 9/ Ya- nardağ ağzj. ^ 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Hipodrom hafriyatı :İ1 OCAK 1932 ;fewelki sene İngilizler tarafından Hipodromu bulmak maksadile Sultanahmet meydanında yapılan hafriyat •müsbet netice vermemişti. Ahiren müzeler idaresi de ayni maksatla bir sondaj ameliyesi icra etlirmeğe başlamıştır. Bu sondaj daha esaslı malumata istinaden yapıldığı cihetle müsbet neticeler vereceği ümit edilmektedir. Sondaj ameliyesine şehrimizde bulunan Isviçreli bir mütehassıs nezaret ctmektedir. Bu zat Hipodrom mes'elesi etrafında beş seneden fazla tetkikatta bulunmus, malumat toplamıştır. Müzeler Müdürü Aziz Bey sondaj ameliyesi hakkında bir muharririmize demiştir ki: — Burada bazı nukat meçhul kalmıştı. Onun için sondaj yaptırıyoruz. Bir netice elde edeceğimizi zannediyoruz. Eğer Hipodrom'un ayakları bulunursa mesele halledilmiş olacaktır. KAKAO SCKCRU CVİ K0KIMLU UEZtZ N C r l S «• KUVKTUOm Diğer taraftan Müzeler İdaresi tarafından Yalova'da yaptırılacak olan sondaj ameliyesine de başlanmıştır. Şimdiden bazı asara tesadüf edilmiştir. Ameliyat devam etmektedir. Beylerbeyi'ne elektrik Elektrik Şirketi ile hükümet arasında yapılan itilafname mucibince şirket Anadolu kısmının elektrik tesisatını beş senede ikmal etmek mecburiyetinde bulunuyordu. Şirket bu beş senelik tesisat ve faaliyet progranunı hazırlıyarak Nafıa Vekâletine göndermiştir. Şirket, Beylerbeyi elektrik tesisatını da yapmış, yalnız beş senelik programı hükümete göndermediği için halka cereyan vermemişti. Ahiren programın hututu esasiyesi tespit edildiği için Beylerbeyi elektriği hali faaliyete getirilmiştir. Yakında, Çengelköy'ü ve civarına da elektrik verilecektir. 30 YDL ÖNCE Cumhuriyet Irak'ta durum 11 OCAK 1962 Irak'ın asker Başbakanı Abdülkerim Kasım bugün dört muhtelif düşmana karşı mücadele etmektedir. Kasım, bu mücadelede muvaffak olamadığı takdirde bu asker başbakanın siyasi hayatının sonunu teşkil edecektir. Londra'daki diplomatik çevreler, târafsız olarak geçinen General Kasım'ın bu mücadeleden muzaffer çıkabileceğini zannetmemektedirler. * i a s ı m Londra'daki siyasi uzmanlar Kasım'm mücadelesini kazanamıyacağını, bundan evvel de iddia etmişlerse de asker başbakan birçok krizi atlatmasını bilmiş ve hatta 1959 senesinde kendisine yapılan suikast teşebbüsünden dç kurtulmuştur. Kasım 1958 senesi ortalarında iktidara geçmiş, hanedanı ortadan kaldırmıştır. Hanedanı tutanları yeraltı teşkilatlarına sığınmaya sevketmiştir. Bu mücadelenin sonunda Kasım çalışanlann sevgilisi, üstün tabakalann da amansız düşmanı haline gelmiştir. Kasım mücadelesinde daima Ingiliz ve Sovyet silahlan ile mücehhez olan ordusuna güvenmiştir. Şimdi Kasım yeni bir ihtilal tehlikesi ile karşı karşıya bülunmaktadır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Savaş telaşı İİ OCAK 1991 ABD ve Irak heyetleri arasındaki Cenevre zirvesinin sonuçsuz kalması dünyada "savaş telaşı"na yol açıyor. BM'nin Irak'a Kuveyt'ten çekilmesi için son süre olarak tanıdığı 15 ocak tarihine 4 gün kala başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülke son barış girisimlerini deniyorlar. TARTISMA Marjînal AJan velstanbtıf Bu politikalar ve daha bunlara eklenebilecek diğerleri birbirini tamamlayan bir bütün olarak uygulanabildikleri ölçüde etkinlikleri artacaktır. Türkiye'nin yıllardır devamlı yoğun göç alan büyük metropol kentlerinde kontrol dı- şı oluşan marjinal yerleşme alanlannda ya- şayan yeni kentli nüfusun toplam kent nü- fusu içindeki oranı sürekli artış göstermekte ve bir süredir artık kent nüfusunun çoğun- luğunu oluşturmaktadır. Seçime dayalı bir politik sistemde bu oran doğal olarak yerel yönetimlerin karar organlarına da yansı- makta, gerçek anlamda henüz "kenililes- memis" bir "kentte oluranlar" çoğunluğu giderek kentin bütünuyle ilgili kararlarda belirleyici olmaktadır. Son yerel seçimler öncesi yapılan bir araş- tırma İstanbul'un marjinal alanlannda otu- ran yeni kentli nüfusun Buyuksehir Belediye Meclisi'nde çoğunluğu oluşturduğunu ve bu çoğunluğun plan dışı oluşmuş alanlann ya- sallaşması ve altyapı olanaklanna kavuşma- sı konularına politik öncelik verdiklerini göstermiştir. Böylelikle yürürlükteki yasa- lara aykırı çarpık bir kentleşmenin merke- zi hükümetçe zaman zaman çıkanlan imar aflan olmadan da yerel yönetim kararlanyla sürekli yasallaştırılması gibi düşündürücü bir tablo ortaya çıkmış olmaktadır. Aslında göçe bağlı olarak oluşan marji- nal kentli nüfus hem üretim ve hem de tü- ketim açısından geç gelişen bir ekonominin yapısına uygun işlevler yüklenmekte ve böy- le bir ekonomi içinde oluşan kır-kent ku- tuplaşmasında toplumsal gerilimleri düşü- ren bir tampon işlevi görmektedir. Ayrıca marjinal kentU nüfusun çıkarlarmı savunur- ken yürürlükteki siyasal sistemin meşru ku- rumlarını ve kanallannı kullanmasını eleş- tirirken de sistemin ayrıimaz parçası olan siyasal haklar açısından dikkatli olmak ge- rekir. Diğer yandan böyle bir sürecin çarpık kentleşmeyi özendireceği ve özellikle Istan- bul gibi kendine özgü doğası ve değerleri olan kentlerde ağır yozlaştıncı sonuçlar do- ğuracağı açıktır. Böyle bir sorun özünde geç gelişme ko- şullannda ekonomik ve sosyal yapı ile me- kânsal yapı arasında ortaya çıkan toplumun genel çıkarları açısından çelişkili durumla ilgilidir. Mekân planlayıcıları bu yapıda bir soruna bugüne kadar olduğundan daha çok boyutlu bir bakışla ve temelindeki dinamik- leri iyi tamyarak yaklaşmak zorundadırlar. Sorunun mekânsal olduğu kadar ekonomik ve sosyaJ yönlerini de dikkate alan böyle ge- niş kapsamlı bir yaklaşım içinde konuyla il- gili şu öneriler geliştirilebilir: • Ülke ölçeğinde göç sürecini olabildiğin- ce kontrol ve yönlendirme olanakları sağ- layabilecek bir ülke kentleşme politikası ge- liştirmek; • Özellikle büyük kentlerde biriken mar- jinal nüfusun yerleşme sürecini ekonomik ve sosyal gerçeklerle tutarlı katılımcı yak- laşımlar içinde ve çarpık kentleşme koşul- larını azaltacak biçünde yönlendirmeye ça- Iışmak; • Kent toprağının göçü kamçılayan spekü- latif çekiciliğini önleyici önlemler geliştir- mek. Bu politikalar ve daha bunlara eklenebi- lecek diğerleri birbirini tamamlayan bir bü- tün olarak uygulanabildikleri ölçüde etkin- likleri artacaktır. Kuşkusuz toplumsal ge- lişmenin genel belirleyicileri bu tür politi- kaların geliştirilip uygulanabilmesinde sınır koşullannı oluşturacaktır. MSÜ tstubul Kentsei Gözlem Grabu Üniversiteler Demokratikleşiyor mu? Yasada yapılacak herhangi bir değişiklik, karakterini kazanmış, yani kuruluşu yıllarca öncesine dayanan üniversitelerde reform niteliği taşıyabilecektir. Fakat taşra üniversitelerinde durum çok farklıdır. Yüksek öğretim kurumlan, 1981 önce- si kamuoyunda tartışma konusu idi ve YÖK Yasası ile de çeşitli tedbirler alın- mak istenilmişti. Yüksek öğretim ku- rumlannın yurt çapında dağılışı. öğrenci sayısında artışlar, egitim düzeyi, öğretim üyesi dağılımı, lisans üstü eğitımi, araş- tırmalar ve yayınlann bilimsel dûzeyi, yönetim ve özerklik konulan bugün de tartışılmaktadır. Ülkemizin genç nüfusa sahip olduğunu, toplumun beklentilerine uygun ve gençlerimize daha çağdaş eği- tim imkânı sağlanması gerektiğini biliyo- ruz. O halde hedef bellidir; mevcudu iyi- leştirmek olacaktır. Ama nasıl iyileşecek? Herhalde bilim dışı odakların karanlık çabalanyla veya çağdaş olmayan fikirle- rin sihirleriyle sorun çözümlenemeyecek- tir. Yüksek öğretimde reform yapılmasj düşüncesi ashnda toplumumuzun her ke- siminde vardır, baz ve potansiyel de ye- terlidir. Yasada yapılacak herhangi bir değişiklik, karakterini kazanmış, yani kuruluşu yıllarca öncesine dayanan üni- versitelerde reform niteliği taşıyabilecek- tir. Fakat taşra üniversitelerinde durum çok farklıdır. Sayın Prof. Dr. Halil De- miktaş (Milüyet, 12 Arahk 1991; Cum- huriyet, 4 Arahk 1991) üniversitelerde bir onanm rejimi uygulanmasının gerek- tiğini belirterek konuya açıklık getirmiş- lerdir. Hatta Sayın Prof. Dr. Aslan Oğuz (Cumhuriyet, 20 Arahk 1991) bazı taşra üniversitelerinde gruplaşmanın çok be- lirgın olduğunu önemle vurgulamakta- dır. Açıklamalannı yaparken kendi çalış- tığı üniversitesini, yıllarca gorev yaptığı kurumunu ömek gösteriyor gibi geldi bana. Bunu ancak kendisi bilebilir. Acaba bir odağın tepeden tırnağa aynı (fıkirle?) kuşandınldığını ve bu grupla bu yüksek öğretim kurumunun yönetildiği- ni mi açıklamak istiyordu diye bir soruyu sormaktan kendimi alamıyorum. Böyle bile olsa bunu kendisi "zor yazar". Bu tip gruplaşmaların bulunabileceği üniversi- telerde, fıkirdaş öğretim üyesi atamalan- nın hızlandığı bu dönemin arkasından özerklik verildi diye seçimle rektör gele- cek olsa, gelecek rektör nasıl bir tutum içinde olacaktır? Muhtemelen gruplaşmanın dışmda ka- lanlar bannamaycaklar ve yer değiştir- meye zorlanacaklardır. Bu tip üniversrte- lerin mevcutlannı bile koruyamayacak dunıma düşmeleri olasıhğı da vardır. Düşüncelerin tam tersine bazı üniversite- lerimizde "İmdat özerklik geliyor!" diye feryat eden öğretim üyeleri çıkarsa buna da şaşmamak gerekecektir. Prof. Dr. YUSLF ÖZBAL Erciycs Üniversitesi Tip Fakûltesi GÖZÜNÜZ BU AY DA PERDEDEN ÖNCE ANTRAKTTA OLACAK BİR YILIN ARDINDAN. 1991'de Dünyada ve Türkiye'de Sinema Gündemi. Sinema yazarlan yıhn en iyi filmlerini seçti... Sıkı durun sıkı; ZAZ geliyor "HOT SHOTS". JIM ABRAHAMS, PAT PROFT ve VALERIA GOLINO. GÖKHAN AKÇURA'nın kaleminden... "KARŞINIZDA CİLALIİBO". Kısa fîlm festivali RETINA '91'den HİLMİ ETİKAN yazdı... SUNGU ÇAPAN'm kaleminden megastar KEVIN COSTNER... Eski bir hesabı. "REVENGE". GENE WILDER, RICHARD PRYOR ikilisinden: "SEN BAŞKASISIN". Çocuk filmlerinin unutulabilir yönetmeni JOHN HUGHES ve onun miniklere sömestr armağanı: "KÜÇÜK DALAVERECİ". DANNY DE VITO, GREGORY PECK, PENELOPE ANN MILLER aynı filmde buluştu: "BAŞKALARININ PARASI"... Bir yönetmen hikayesi: NORMAN JEWISON. Sıkı bir taşlama ustası MEL BROOKS ve değişik bir filrai: "KOKUŞMUŞ HAYAT". Fütürist şiddet: "HARLEY DAVIDSON ve MARLBORO MAN".!. Bizim serseri MICKEY yine kızgm... Bu kez farklı bir çizgi-roman uyarlaması: "ADDAMS AÎLESt". Geç kalmış bir yıldız: ANJELICA HUSTON. Birçizer: CHARLES ADDAMS... Kadm taarruzu siirüyor... "V.I.WARSHAWSKr'... Ve KATHLEEN TURNER... Ölümsüz geri dönüyor: "fflGHLANDER H". As'lann as'ı CHRISTOPHER LAMBERT... Sinema yazarlığmın 25. yılında ATtLLA DORSAY... " ATEŞ ÜSTÜNDE YÜRÜMEK" ve YAVUZ ÖZKAN... Parapsikoloji severlere: ALTINCI HİS... Söylemesi zor. izlemesi kolay: EVDE BEŞ BAŞINA... EKRANDA CİNSEL EĞİTÎM... SADECE 4 OTOBÜS BİLETİ FİYATINA SİNEMA DÜNYAS1NA YOLCULUK... 4. SAYISI BAYİLERDE, SİNEMALARDA i POLTITKA IL VE ÖTESİ MEHMED KEMAL BirGizIİSotaı 1925ta yakayı stlcı Uapak İMllnyaiMiMtrtMildi Herkes bilir ki Türkiye'de bir g/zli sol var, bu gizli solun bir tarihi var, bir de bu tarihi yapanlar var. Eski tüfek de denilen bu gizli solun en yaşlılarından birini yakında yitir-, dik: Cazım Aktemur. j Izmir'e her yolum düştüğünde Nurullah Tugsavul ve Ah-; metBilge 'ye uğrar, Cazım Aktemur'u bulur, söyleşiriz. Vur; kır olaylarının yoğun olduğu günlerdeydi. Ramazandı ve' Cazım oruç tutuyor, namaz kılıyordu. ) "Hayrola?" "Ben bir otel odasında kalıyorum, her şey de kimvurdu- ya gidiyor. Oruç tutayım, namaz kılayım ki bir kör kurşunla gitmeyeyim." Rahmetli Ulvi Uraz anlatırdı. Cazım babayla bir koğuşta, aynı ranzada altlı üstlü yatarlarmış. Sabahleyin gazeteler gelince Ulvi hemen sarılır, okumaya başlarmış.. Cazım üst ranzadan seslenirmiş: "Ulvi kardeş, gazeteler ne yazıyor, dünyada neler olu- yor?" "Bildiğimiz şeyler.." "Bizlerden bir söz yok mu, mahkemeye ne zaman çıka- cağız?" Ulvi gülermiş; "Ne gezer, tek bir kelime bile yok." Giritli şivesiyle konuşurmuş, "Desene ki bir kuyunun di- bine bir taş atmışlar, sonra da unutmuşlar, ne arayanımız, ne soranımız..." Aktemur, battani- yeyi yeniden başına çeker, uykuya varır- mış... Cazım Akte- mur, 1907 yılında Gi- rh"m Kandiya sında doğmuş. 1924'te mü- badil olarak gelenler- den. Anlatöğına göre sünnetliler bu yana, sünnetsizler öte yana diye ayırmışlar... Bu mübadelede (değiştokuşta) mallannı ; da vermişler. O mallar şimdi milyar ediyor, Cazım ondan milyarder.. Kemeraltı'ndaki Keten Han, Gazikadınlar'öa kocaman bir daire, Söke'de birkaç bin dönüm arazi, ban- kada yüklüce nakit. Mirasçısı şimdilikbirteyzekızı.. Ama ileride, şuradan buradan yeni mirasçılar çıkar. 1915 tutuklamasında içeri girenlere, ! "Nerelisin?" diye sorarmış. Görenler, "Neden soruyorsun?" diyesi olmuşlar. Verdi- ği yanıt ilginçtir: "Eskiden her gelen solcu göçmendi. Şimdi gelen solcu- ların çoğunluğu Anadolulu... Oldukça gelişme var." Ankara Istiklâl Mahkemesi'rim karşısına çıkıyor, sorula- n yanıtlarken, "Ben varltklı bir adamım, hiç komünist olur muyum?" diyor. Savcı, aydın bir kişi olan Reşit Galiptir, "Rusya'da devrimi yapan Çiçerin de bir konttu," demez mi... Açılan davalardan biri de "Keçi Davası" diye ünlüdür. Solculardan biri yolda başıboş bir keçi görüyor, sahiplent- yor. Keçiyi alıp yola koyulurken yakalanıyor. Hadi bakalım karakola... Keçinin hesabını veremiyor. Üstünü arıyorlar. Birdenegörsünler, her yani bildiriyledolu... Parti bildirile- ri pat pat dökülüyor. Tutuklamalar başlıyor, Istanbul'a değin uzanıyor. Bu tutuklamanm adı "Keçi Davası" olarak , kalıyor. : 1924 yılında Girit'ten gel, 1925te yakayı solcu olarak ele ver, o günden bugüne uğraş dur bakalım. Cazım'ın bu dünyadan giderken gizli solculuğu da kalmadı, her şey,; açıkta artık... j Sovyetler Birliği'nde solculuğun yıkıldığını gördü; acı ' değil mi? '! CUMHURİYET FOTO LABORATUVARI (Sfyah Beyaz) FİYAT LİSTESİ 9x ı «•••••••••••«••••••••••« 1 «OvO TL 13x 1 S.....................3.5OO TL. 1 Sx24................... 15.OOO TL. 20x25................... 18.000 TL. 20x30...........~......20.OO0 TL. 30x40...................3 5 .OOO TL. 43x60...................60.000 TL. Fllm banyo...............7.OOO TL. Kontak baskı......... I S.OOO TL. ' Hektronik Leitz agrandizörlerimiz ve otomatik kart banyo makinalarımızla siyah-beyaz veya renkli negatif filrplerinizi değer kaybettirmeden siyah-beyaz basanz. Adres: Cumhuriyet Gazetesi Türkocağı Caddesi No: 39/41 Cağaloğlu Tel: 512 05 05-442 TC MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI H.PAŞA GİRİŞ (ödeme emri) AbdülJatif Paşa Cad. Şekerci Han No: 4/32 Aksaray tstanbul adre- sinde faaliyet gösteren Altınsel Nakliyecilik ve Dış Tıcaret Ltd. Şti. fır- ması adına düzenli 88/3-1361 sayılı 30.06.1988 günlü ıhracatı teşvik belgesine istinaden müdürlüğümüzden ithal edilen aşağıda tanh ve sa- yılan belirtilen giriş beyannameleri için tahakkuk eden vergi ve ream- lerle fonlann bu kerre mezkur ihracatı teşvik belgesinin iptali ve möeyyıde tatbıki dolayısıyla yapılan tebligatlardaki adreslerinde bu- lunmaması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu gereğince ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Bey.No: Tarihi Tal 26636/06.12.1988 20771/14.07.1988 19055,23.08.1988 15718/05.07.1988 19056/23.08.1988 Basın: 17324 lep edilen meblağ 54.442.600.-TL 143.322.780.-TL 46.876.800.-TL 85.230.000.-TL 85.254.000.-TL GÜMÜŞHANE ASL^YE HUKUK MAHKEMESt EsasNo: 1991/132 Oavacı SKK Genel Müdürlüğü vekıli Av. Sınan Yaacı tarafından davalı Mustafa Çoraplı aleyhıne açılan alacak davasının yapılan yar- gılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Davalı Mustafa Çoraplı adına Fatıh Mahallesi, Gelincik Sokak No: 5/4 Trabzon adresine tebligat yapıldığı halde iade edildiği ve yaptınlan zabıta tahkikatında adresinin meçhul bulunması nedeni ile dava dılek- çesının adı geçene Basın llan Kurumu araahğı ile ilanen tebligine ka- rar venlmiştir. Yukanda adı geçen davalıya duruşmamn bırakıldıgı 31.1.1992 tari- hi saat 9.00'da bulunan duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirerek, duruşraaya iştırakı, vekıl göndermediği takdir- de HUMK'nun 213 ve 377 maddeleri gereğince yargılamamn yoklu- ğunda devam edeceğı gibi karar da venleceğı dava dılekçesı yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 11 10.1991 Basın. 45024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle