23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^ 3 M 25 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 SECIM '91 Dosyalı propaganda • ANKARA (ANKA) — DYP Araştırma Bürosu, ANAP'ın iktidara geldiği 1983 yılmdan bu yana Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve aılesi ile bakanlar hakkında gazetelerde çıkan yolsuzluk iddialarının dosyasını hazırLadı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, eşi Semra Özal, çocukları Ahmet ve Efe Özal'la ilgili derlenen haberler DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk'a sunulacak. Toplam 6 dosyada yer alan haberlerde özallar ve özellikle Devlet Bakanı Mustafa Taşar hakkında yayınlanan yolsuzluk iddialarıyla ilgili haberlerin bulunduğu öğrenildi. Seçim kampanyasına "hesap soracağız" sloganıyla başlayan DYP'nin söz konusu dosyaları ANAP'ın eski DMP Başkanı Bedrettin Dalan'a ilişkin yolsuzluk iddialarını ortaya atması durumunda gündeme getireceği kaydedildi. Lojnıan cinayed • İZMİR (AA) — SHP lzmir Milletvekili Erol Gungör, kamuoyunda 'lojman cinayeti' olarak bilinen, oğlu Mustafa Güngör'ün öldürüldüğü olayla ilgilenen herkesi, 26 eylül perşembe günu saat 10.00'da 'Cinayetin işlendiği evde beklediğini' söyledi. Erol Güngör, yaptığı açıklamada, cinayetin aydınlatılması için girişimlerini sürdüreceğini tekrarladı. Olayla ilgili olarak belirlediği bazı isimleri polise verdiğini hatırlatan Güngör, şunları kaydetti: "Başta Başbakan ve Içişlerı Bakanı olmak üzere olayla ilgilenen herkesi, perşembe günü saat 10.00'da, olay mahalli olan Milletvekilleri Lojmanlan 6. Sokak 23 numaralı evde beklıyorum. Inönti anıldı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Ismet lnönü, doğumunun 107. yıldönümünde îzmirde de törenle anıldı. Inönü'nün Ifeçpşgıelik semtindejci doğduğu evde düzenlenen törene Anakent Belediye Başkanı Yuksel Çamur, Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışuı, Inönü'nün damadı gazeteci Metin Toker ile SHP ll Başkanı Ttoran Karakaş ve çok sayıda yurttaş katıldı. Törende konuşan Çakmur, Inönü'nün Kurtuluş Savaşı ve Lozan Antlaşması'ndaki katkılarının unutulmayacağını söyledi. Tıkriti: Özal belge açıklasın • ANKARA (UBA) — Irak Ankara Büyükelçisi El Tikriti, Irak'ın PKK'yı desteklemediğini iddia ederek Cumhurbaşkanı özal'ın ve Türk hükümetinin Irak'ın PKK'yı desteklediğine ilişkin elinde belge varsa açıklamasını istedi. El Tikriti, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, "PKK'yı Irak destekliyor" sözleriyle ilgili olarak, UBA'nın sorularını yanıtlarken Irak'ın kesinlikle PKK'yı desteklemediğini belirtti. Tikriti, "Irak hiçbir zaman Türkiye'ye karşı herhangi bir gücü desteklememiştir. Bu konuda tavnmız açıktır. Sayın özal'ın ya da Türk hükümetinin elinde Irak'ın PKK'yı desteklediğine ilişkin belge arsa açıklasınlar. Böyle bir olay olmadığı için belgesi de yoktur" dedi. TRTde propaganda esaslan • ANKARA (AA) — YSK, siyasi partilerin radyo ve TV'den yapacakları seçim propagandasma ilişkin esasları belirledi. YSK'nın konuya ilişkin karanna göre radyo ve TV'den ANAP 50, SHP 40, DYP 30, seçime katılan diğer partiler 20'şer dakika süreyle propaganda yapacaklar. Seçime katılan bütün partilere tamnan 10'ar dakikadan toplam 20'şer dakika propaganda hakkına ek olarak TBMM'de gruplannın bulunması dolayısıyla ANAP, SHP ve DYP'ye 10'ar dakika eklenecek. Aynca ana muhalefet partisi olması nedenile SHP 10 dakika, iktidar partisi olması nedeniylede ANAP, bunlara ilave olarak 20 dakika daha fazla propaganda yapacak. CÜNEYT ARCAYÜREK Edebiyatçılar kimi seçecek? Sanatçıyı anlayan seçilmeli— 2 — REFtK DURBAŞ Muzaffer Buyrukçu, geçmiş- ten günümüze uzanan bir çizgi- de şöyle çiziyor bu seçimin yö- rüngesini: "DP'nin 1950 yılında iktida- n almasıyla 'Devlet' kavramı gücünü ve Atatürkçülükle yoğ- nılan kimliğini >itirdi; birtakım çıkar gruplannın elinde çiftlik gibi yönetilmeye başlandı. İlk darbe, laiklikle özdeşleşmiş olan Türkçe ezanın kaldırılmasıyla geldi. Arkadan da Atatürk düş- manlığı, cumhuriyet düşmanlı- ğı yurürlüğe girdi, padişahlık ve irtica hortlatıldı; Atatürk'ün çağdaş bir yaşam biçimini ta- nımlayan ilkeler, dini siyasete alet eden politikacılar tarafın- dan yozlastınldı, yaşamla ilişkisi kesildi. Ilericiliğe, okumaya, yazmaya, düşünmeye düşman bir kitle oluşturuldu. Bütün aydınların yakındığı bu durum, etkilerini ve tahriba- ünı çoğaltarak sürüp gidiyor. Bu durumu ortadan kaldırarak Atatürkçülüğu dev rimci temel- lere oturtmayı amaçlayan bir atılımı benimsemiş görünen SHP seçimi kazanmalı. Kazana- mazsa Atatürk'ün çağdaş yaşa- ma uzayan, çağdaş yaşamdaki yücelikleri temsil eden ilkeleri büsbütün yok edilecek, mağara karanhğım andıran bir karanlık her yanımızı kuşatacaktır." Vedat Gttnyol ise devletin, ik- tidann sanata ve sanatçıya ba- kış açısını şöyle yorumluyor: "Devletin, iktidann sanata bakışı konusu bizde çok acına- sı bir dunımdadır. Bir defa dev- let soyut bir varhktır. Onun so- mutu iktidan elinde tutan bir avuç insanla onlann halkçıları- dır. Bugüne değin başbakan olarak, yani hükümetin başı olarak yalnız Ecevit, sanata ve sanatçıya sıcak bakmıştır. Çün- kü kendisi de bir sanatçıdır. Onun dışında, birkaç bakanı saymazsak, iktidarlar, yani cumhuriyet devri iküdarları bu- güne değin sanatçılara pek yüz vermemişlerdir. 12 Eylül paşa- lan, hani şu Türk Dil kurumu'- nu, Türk Tarih Kurumu'nu ka- DEMIRTAŞ CEYHUN VEDAT GUNYOL KONURERTOP 20 ekimde yapılacak olana seçim de dememek gerek. Bir alavere, dalavere.. "Yalapşap seçim". Geç kalmış erken seçimde, hiçbir parti kodamanının ağzından, sanatseverlerle ilgili bir söz çıkmadı. Bizi çetın görevler beklemektedir. Bu göreve yan çizersek, hepimizi birden "öcüler" yiyecektir. patan paşacmm güdümündekı iktidar, yalruz birkaç müzikçi ve tiyatrocuya devlet sanatçıst un- vanını vermekle, sanatsever gö- riinmeye çalışmışlardır o kadar. Iktidardaki adamlar bir Yaşar Kemal'e, bir Aziz Nesin'e şöy- le saygı ile bakmışlar nudır? Şimdi geç kalmış erken seçim- de hiçbir parti kodamanının ağ- zından sanatseverlerle ilgili bir söz çıkmadı. Ne diyeyim, eski hamam eski tas işte." Türkiye Yazarlar Sendikası tkinci Başkanı Yazar Demirtaş Ceybun, ANAP'a karşı tavır koyan sanatçılarımızdan. "Oyumu ANAP'a atmayaca- ğım" diyor. Aslında 20 ekimde yapılacak olana da pek "seçim" gözüyle bakmıyor. Ceyhun'un görüşleri de şöyle: "Bizim Adana'da bir deyim vardır. Çok sevdiğimiz bir işi, istemeye istemeye, onaylamadı- ğımız, beğenmediğimiz bir bi- çimde yapmak zorunda kahr da, yaparsak, "It yesin... Ci- ğer." deriz. Doğnısu, 20 ekim seçimleri de, bir anlamda tıpkı öyle. Tek umudumuz seçim. Se- çim, demokrasinin belkemiği, tek yöntemi. Ama demokrasi- den hiç nasiplenmemiş ANAP, gene bir alavere dalavere, de- mokrasinin belkemiğinin de içi- ne edivermiş. Antidemokratik bir hale sokuvermiş. Galiba 20 ekimde yapılacak olana seçim de dememek gerek. Bir alavere dalavere.. "Yalapşap seçim." Çünkü, her gün sabah aksam televizyonda, radyoda 1972 do- ğumlular da oy kullanacak di- ye ilan ediyorlar. Lakin, seçim kütükleri yıllar önce düzenlen- miş. Bugün 1972 doğumlu kızı- mın kütükte adı var mı diye ba- kayım dedim. Ne gezer. Muh- tarlığın önü ana baba günü. Muhtardan kâğıt alıp, seçim savcıhğma başvuracakmış. Ora- sı ise muhtarlıktan on kat daha kalabalıkmış. Hiç uğraşma, ba- şaramazsın dediler. Vazgeçtim. Dedim ya... Gene de gidip oyumu ANAP'a atmayacağım. Ama oy kullanacagım. Çün- kü... lt yesin... Ciğer..." Eleştirmen Konur Ertop, bu seçimde "umut" beklentisi için- de olmayan bir tavırda. Kısa va- dede durumun pek değişecegini sanmıyor Ertop ve şunları söy- lüyor: "Çıkarcı, bencil, kötü politi- ka ülkemizi ve halkımızı layık olmadığı bir yere getirmiştir. Kı- sa vadede hiçbir şey bu dunımu değiştirmeyecektir. Bu yüzden 20 ekim seçimini de kesin bir çö- zum sayamayız. Ancak seçim sandığı yurttaşımızın ulaşabildi- ği tek yerdir ve tek şansımızdır. Aydıru, bilimi, kültürü, sanatı dışlayan çirkin politikaya karşı biz halkımıza aklın, bilimin ne- yi gerektirdiğini duyurmalıyız. Her oyun ülkemiz ve halkımızın gerçek çıkannı koruyacak yol- da kullanılmasını sağlamalıyız. 20 ekimi yakın bir seçimin da- ha izleyecği anlaşılmaktadır. Önümüzdeki günlerde bizi çetin görevler beklemektedir. Bu gö- reve yançizersek hepimizi birden gene "öcüler yiyecektir!" Hulki Aktunç'un yanıtı ise oldukça kısa. Aktunç "sanatçı" duyarhğı ile yaklaşıyor "secim"e ve hiçbir partiyi hedef göstermi- yor: "Hiçbir sanatçının elifi mer- tek sananlarla ilgisi bulunamaz. Bütün sanatçılar, 'sanatçı' de- nildiğinde sanatçıyı anlayan partiye oy vermek zorundadir." Şair Can Yiicel seçimlerde "tercih" hakkını bir şiirle kul- lanıyor. Bu, şiirin adına seçim- de sandığa attığı "oy" anlamı- na da gelebilir bir bakıma. Se- çimde Can Yucel'in "Tereih"i mi İşte: TERCtH Penguen olmak isterdim hep Buzlar üstünde ayakta 'Niye milletvekili adayı olmuyorsun?" diye soruyorlar bana Fraklanm var diyorum ben de Siyahlı, beyazh Buzlar üstünde Hep bir penguen olmak isterdim Muammalarla açık konuşan Eski DMPTilerden Dalan aleyhine propaganda İSTANBUL (AA)— Feshedilen Demokrat Merkez Parti'nin Istanbul ll Başkanı Dogu- dan Bayiilgen, vatandaşların DYP'ye ve Bed- rettin Dalan'a oy vermemeleri için çalışmalar yapacaklannı bildirdi. Bayulgen, bugun on cephesinde siyah bay- rak ve siyah bez pankart asılı, eski DMP Fa- tih ilçe merkezinde, il başkan yardımcısı Yal- çın Bayraklar, Kartal ılçe başkanı Turgut Gökso), Gaziosmanpasa ilçe başkanı Alaat- tin Günhar, Sarıyer ilçe başkanı Nail Özgün, Beyoğlu ilçe başkanı Yuksel Şener, Beşiktaş ilçe başkanı Halil Hattatoglu'nun da katıldı- ğı bir basın toplantısı düzenledi. Bayulgen, DMP'nin DYP'ye kaülması ka- rarı alınırken "DMP'nin kunıluşunda baş- koymuş insanlann fikir ve göruşlerinin alın- mak gereği duyulmadıgını" behrterek "İşte biz ilkelerini hiçe sa>ıp davayı yan yolda bı- raktığı için DaJan'ın peşinden gitmedik" dedi. Bayulgen, şoyle konuştu. "Almak için değil vermek için siyasete girdik" diyen Dalan, DMP çaUsı altında ver- meyi vaat ettiklerini bir solukta unutup bir an evvel ve nasıl olursa olsun almayı tercih ede- rek bu seçimlerden milletvekilligini garanti- lemeyidüşiınmüştur" diye konuştu. Bayulgen, "DYP'yi desteklemeyecek DMP'lilerin egilimlerinin ne >onde olacagı" sorusuna, "Olay bir etki tepki meselesidir. Egilim agırlıklı olarak ANAP'a yaklaşım içindegelişmektedir. Bunu izliyorum" ceva- bını verdi. HAYATINIZIN GÜVENCESİNİ GOODYEAR SAĞLAR. Beklentilerin üerisindeki teknoloji Lastikleriniz... Yol güvenliğiniz açısından aracınızdaki en önemli ve hayati unsurlardan biri, birincisi. Hele aracınızda aileniz de varsa... Bu nedenle Goodyear üretiminin her aşamasında insan hayatına karşı büyük sorumluluk duyar. Her yol ve iklim şartında aracınıza en üst düzeyde direksiyon hakimiyeti, fren güvencesi sağlayan üstün performanslı lastikleri ileri teknolojisi ile size Goodyear sunar. Siz de Goodyear kullanın. Hayatınız ve sevdikleriniz için! GOODfYEA YAZlYOfl Iki Testi Çarpışınca... ANKARA — ANAP'ta hatalar birbirini kovalıyor. Önce Me- sut Bey koalisyona razı olduğunu açıkladı. Tek başına ikti- darı aklının ucundan bile geçırmediği ortaya çıktı. Çevresi kuşkusuz liderden daha deneyimli. Koalisyona dünden ra- zı lıderin açıklamasını çeşitli yorumlarla unutturmayı dene- diler, ama olmadı. Ikınci ve taze hata, ANAP genel merkezinın deyimiyle "dı- şandan ithal propaganda" ustası Seguela'dan. Mesut Bey'i solladı, "Hedefimız yüzde 26'ya erişmektir" diyor. Ha koa- lisyona rıza göstermek, ha yüzde 26'yı zafer sayarak ikti- dar savından vazgeçtiğinı ılân eylemek! Aynı kapıya çıkan irdelemelerle ANAP'ın ustasıyla patronu benzeri türküyü söylüyor. Beri yandan, propagandayı biçimlendirecek se- çim hedeflerini saptarken, Mesut Bey'le Seguela'nın ANAP'- ın yeniden tek başına iktidara gelemeyeceği görüşünde bir- leştikleri anlaşılıyor. Mesut Bey, büyük bir amacın peşinde. TÖ'den kurtulmak, en azından TÖ'nün ANAP'la ilgisi kalmadığını halka sindir- mek istiyor. Hanedan çirkinliği ülke çapında o denli yer et- mış ki, "TÖ ailesinin 'keyfi' davramşlarını hangi partinin önleyeceğı" soru olarak ANAP merkezınin kamuoyu araş- tırmalarında yer alıyor. Evet, hem de "keyfilik" suçlama- sıyla! ANAP çelişkıler, çekişmeler, çatışmalar içinde. TÖ'den kurtulmak, ana hedef. TÖ'nün 1987'dekı mılletvekıllerınden kurtulmak, ikinci hedef. Ne var ki, bütün bunlardan önümüz- deki 30 gün içinde kurtularak "selamete çıkılacağını" um- mak, maya çalınan göle umut bağlamak gibi bir şey. Örneğın, Mesut Bey'ın "doğal ve daimı" liderı TÖ ile il- gili sözleri ınandırıcı olmuyor. Başbakanın "bizim kampan- yamızda ve bundan sonraki icraatımızda -TÖ- ancak geç- mişteki misyonuyla vardır, bugünkü kişiliğiyle yoktur" te- ması havada kalıyor. Bizzat TÖ, Mesut Bey'i de ANAP yöneticilerinı de yalan- lıyor, hatta tersliyor. Geçen hafta "sus" diyen Mesut Bey'i "Konuşmamı kımse engelleyemez" diyerek yurtdışından azartayan TÖ, bu hafta ANAP icraatlarında bundan sonra "bugünkü kışiliğıye var olamayacağı" savına yanıt vermek için Yozgat'a gidiyor. Bu zıdlaşmayı iki lıder sergileseydı; basın, bir gün birine ertesı günü diğerine koşar, demeç üstüne demeç alarak ka- muoyunu aydınlatmayı görev sayardı. Nedense aynı basın, TÖ'nün Mesut Bey'i, Mesut Bey'in TÖ'yü dışlayan, hatta kimi noktada küçümseyen sözlerini es geçiyor. Kulaklar sa- ğır ojmuş, gözler kör. TÖ'ye anayasadaki sorumluluğunu anımsatmak, TÖ'yü anayasal çizgıye çekmek, Mesut Bey'in aklından geçmiyor. Türk hukuk düzenını Seguela ne bilsin; o da gerçegi Me- sut Bey'e anımsatamayınca, yardımcı öğe olarak geriye Mustafa Taşar'ın engin kültürü kalıyor. Oysa soguk espirı- lerle dolu kitaplar yazmaktan, sağa sola yumruk atmaktan Taşar'ın zamanı yok.Mesut Bey art arda tüttürduğu sıgara- sıyla başbaşa, 20 ekimı bekliyor. Üstelik TÖ ile Mesut Bey'in kullandığı silah farklı değıl. Bugünü unutturmak için düne vurmak, elierindeki tek slo- gan, TÖ, onceki geceyı Malatyalılarla birlıkte geçirdi. Oradaki konuşmasında "Hesap soracaklarmış, sorsunlar" diye efe- lenmesine bakmayın. Çankaya'dan ındirileceği, hesap so- rulacağı korkusuyla gece gündüz yüreğı pır pır. Uyku tut- muyor, sabahın erken saatlerıne kadar konuklarla söyleşi- yor. DYP'ye kin tutmuş, SHP'yı tımağı kadar sevmiyor. Me- sut Bey'i gözü tutmuyor. Iki testi çarpışırsa birı kırılır. 35 gün kaldı. Siyasi partiler ,v ^ slogan yarıştırıyor FARUK BtLDİRİCİ ANKARA — "Slogan" siya- si partilerin propaganda yan- şında gıderek ön plana çıkıyor. 1983'te "kaşıkla verip kepçey- le geri almak istemeyenlerin" partisi ANAP, "11 ejlül karan- lığına düşmeraeji" savunan MDP'yi ortadan sildi. Bu kez aynı sloganları devralan ANAP, 1987'de, SHP'nin "Bmon" engeliyle karşılaştı. Bu engeli de "çağ atlayan Turkiye" silahıyla aşan ANAP, SHP'nin "supürge"siyle belediyelerden temizlendi. Bu seçimde de Seguela tak- viyeli ANAP, Başbakan Mesut Yılmaz'ın gülen posterleri ve "Çünkü yapacak daha çok işi- miz var" sloganıyla SHP'nin "Sandıkta gûlkr açacak" sloga- nı çarpışıyor. DYP. "Baba"yı ön saflara sürüp "Hesap 29 Kasım 1987'deki secimler- den itibaren ANAP slogan sa- vaşlanndaki üstünlüğünü kay- betti. Seçim döneminin başla- masıyla birlikte SHP, "5 yıl da- ha limon gibi sıkılmaya gficti- nüz var mı" sorusuyla ortaya çıktı. ANAP, başlangıçta "Va- tandaş, oyunu bölme, vur müh- ninii Anavatan üstüne, çag at- layan Türkiye ile daha da ileriye" ve "Kavgasız Türkiyei ye sahip çıkınız" diyerek 12 Ey- lül öncesine dönülmemesi te- masını işledi. Ama SHP'nin il- gi uyandıran "limon" ve ardın- dan başlayan sanatçıların "Oyum SHP'ye" yazılı ilanları karşısında ANAP, kampanya- nın yönünü değiştirmek zorun- da kaldı. DYP ise "Demirel: Pahalılı- gın ateşten gömleğini sırtınız- dan biz çıkartınz" ve "Kırat'ın Doğnı Yol'unda karanlıktan Mesut Yılmaz'ın gülen posterleri ve "Çünkü yapacak daha çok işimiz var" sloganıyla SHP'nin 'sandıkta güller açacak" sloganı karşı karşıya. DYP, 'Baba'yı öne çıkarıp 'Hesap soracağız' sloganını atarken DSP, bu savaşa 'Gözünaydın Türkiye' ile katılıyor. soracağız" sloganını atarken, DSP de bu savaşa "Gdzünay- dın Türkiye" ile katılıyor. 1983'ten bu yana siyasi par- tilerin slogan yanşı şöyle geliş- ti: "12 Eylül döneminin ardın- dan ANAP'ın her yerde bom- ba gibi patlayan kampanyası karşısında MDP şaşkına dön- dü. Secimlerden 1 ay kadar ön- ce her sabah gazeteleri açanlar, "ortadiregin hali ortada" diye- rek gülumseyen Turgut Özal ile karşılastılar. Özal'ın gülen re- simlerinin altında ANAP'ın amblemi ve vaatleri sıralanıyor: "• Oyunu hayat pahalılığına dur demesini bilen Özal'ın par- tisine ver. • Kaşıkla verip kepceyle geri almamak için enhasyonu düşü- recegiz. • Yapacağınız tek şey; bilgi- li, iş bitirici, akılcı bir idareyi iş başına geürmektir. • Konut süanüsuu çözecegiz. Kimse issiz kalmayacak." Ardından Turgut Sunaip'in partisi MDP'nin tam sayfa ilan- ları başladı. "Yeniden 11 eylül karanlıgına düşmemek için MDP'ye eksiksiz bir vekâlet ver", "Sağhklı demokrasi, güçlü Türkiye" mesajlarını içeren bu kampanya ılgi görmedi. 6 ka- sım seçimlerinin üçüncü parti- si Halkçı Parti ise, gazete ilan- ları vermedi ve kampanyayı sa- dece mitingler yoluyla sürdür- dü. aydınlığa" sloganlarıyla çıkış yapmaya çalıştı. Bu seçimden SHP anamuha- lefet partisi olarak çıkarker) ANAP yeniden iktidar oldu.; Ama 26 Mart 1989'daki ye^ rel seçimlerde ANAP, başansu bir kampanya yurütürkert SHP'nin slogan üstunlüğü sür; dü. "Eli kolu bağlı bir beledU ye başkanı ister miydiniz?" slo^ ganlarına SHP, meydanlarda "süpürgelerle" yanıt verdil "Süpüriin" diyen SHP'lüer v^ "Hanedan" eleştirileri karşısuıf da ANAP cephesinde "bozgun" başladı. Istanbul Be^ lediye Başkanı Bedrettin Dalarû gazetelere verdiği ilanlarda, posterlerinde ANAP amblemir ni bile kullanmadı. 1984't< "an" olarak tanıtılan Dalar^ ANAP'ın ve SHP'nin ilanlann.- dan daha fazla ilan vererek 1si- tanbul'a yapnklarını anlatmaf ya çalıştı. Dalan'ın, "Yaptıklaf- rım yapacaklanmiB teminaüdır" sloganma SHP'Ğ Nurettin Sözen, "Oyun içinde oyun. Dalan, ANAP'ın kayber decefini göriince kendini bat ğımsızlaştırdı. ANAP her za<- man ANAP" karşılığını verdi. 1983'ten bu yana ilk kez 1991'de partilerin çoğu birbir- lerine yanıt yetiştirmek yerinei kendilerini anlatmaya dönük; "pozMf kampanya yünituyori- lar. ->
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle