23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunvet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şirketı adına Berin Nadi # Murahhas Uye: Emine Uşaklıgil # Genel Yayın Mudurü: Hasan Cemal, Yazı Işleri Muduru: Okay Göaensin • Haber Merkezı Muduru: Yalpn Bayer, Sayfa Düzenı Yönetmenı: Ali Acar # Temsıicıler: ANKARA: Ahmet Tın, İZMİR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigenoglu lç PolMıka: Celal Bajlangrç, Istanbul Haberlen Ş«ıa> KakVaa, Ekonomı: Menü Tam«. Dış Haberler Ergnn Balcı, Iş-Sendıka: Şnkran Kctcnci, Kültür Cd«l Uster, Egıtım G«ıca> Şajlao, Vurt Haberlen Vecdet Do£an. Spor Danıjmanı Abdulkadir YucHraın. Dızı Vazılar. Kcnm Çaltşkan. Araştırma. Şahin 4lpa>, Duzeltme* Abdullah Yaz>a 0 Koordınatör Ahmel Korulsan 0 Mah t^ler: Erol Erfcut 9 Muhasebe Buknl Vener Ş Butçe-Planlama- Srvp Osmanbc^ogta 9 Reklam Ajtfe Tonın 0 Idare. Huse>in Garer 0 Işletme- Önder Çdik • Bılgı-Islem Nail İnal 0 Personel- Sevgi Boslıncıojlu IÛWI Kuru/u Başkan- llhan Selçuk, Okta> Akbıl, Yalçm Bayer, Hasan Cemal, Hikmel (etinkayı, Oka> Gönensin. IJgnr MunKu, Ali Sırmen. Ahmel Tan Basan ve Yuyan Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılik TA.Ş. Tflrkocagl Cad. 39.41 Cağaîoğlu 34334 İst PK: 246 - Istanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Tetoc 22246. Fav (1) 526 60 72 0 Burolar: Ankan: Zjya Gökalp Blv. Inkılap S. No: 194, Tel: 133 11 4M7, Tetot: 42344. Fax (4) 133 05 65 0 tımlr H. Ziya Blv. 1352 S 2/3, Tel: 13 12 30, Telra 52359. Fax (51) 19 53 60 0 Adana: lnönü Cad. 119 S. No: 1 Kat 1. Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVIM: 25 EYLÜL 1991 Imsak: 5.22 Güneş: 6.47 öğle: 13.01 Ikindı: 16.24 Akşam: 19.04 Yatsı: 20.25 Marmara en kirli Karadeniz gittikçe karanyor, Akdeniz biraz ak Denizlerimiz SOSveriyorMarmara ve Karadeniz'deki kirliliğin en büyük nedeni, antma yapmaksızın saniyede binlerce ton atığın sulara bırakılması. Bu iki denizde, deniz canhlarının ve canlı türlerinin sayısında ciddi azalma var. Akdeniz, bu iki denize göre 'eh' dedirtiyor, ama hızla artan tanker ve yat trafiği, tehdidini artarak sürdürüyor. Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, Doç. Ayşen Yılmaz ve Süleyman Tuğrul, denizlerimizin son durumunu anlattı. UFUK TEKİN ADANA — Fonda, bulutlar- dan kararmış bir gökyüzü, önünde kirlendiği hemen anla- şılan deniz. Daha onde de arka- da olup-bıteni vurgulayan bir yazı: 'Deniz bitti!' Doğal Hayatı Koruma Der- neği (DHKD) kirliliğin ulaştığı noktayı böyle vurguluyor. 'Bi- ten deniz'in artık balık neslini tüketmeye başladığı, atık çamu- runda yüzemeyen yunusların karaya vurduğu anlatılıyor. De- nizin bitmekte olduğunu ODTÜ Deniz Büimleri Enstitusü sapta- mış durumda. lçel'in Erdemli il- çesinde kurulu enstitüden Prof. Dr. Ükay Salihoğlu ile Doç. Ay- şen Yılmaz ve Doç. Süleyman Tuğrul'un yıllar süren araştır- ması, 'kirli mi' sorusundan ote, 'hangisi daha kirii'sorusunu one alarak 'çözüm' getirmeye çalı- şıyor. Prof. SalihoğJu ve arkadaşla- rına göre Marmara 'en kirli', Karadeniz 'oldukça kirli', Ak- deniz de 'heniiz biraz ak.' An- cak hepsi yüksek duzeydeki kir- lilikleriyle SOS veriyor. Marmara ve Karadeniz'deki kirliliğin en büyük nedeni, ant- ma yapmaksızın saniyede bin- lerce ton atığın bu iki denize ve- rilmesi. ODTÜ'lu araştırmacı- lar, Karadeniz'deki kirliliğin bu denize kıyısı olan bütün ülkele- rin kıyı şeritlerinde, hızlı bir en- dustriyel ve kentsel gelişme ne- deniyle atıklannı denize verme- sinden kaynaklandığına dikkat çekiyorlar. Türkıye nüfusunun yuzde 20'sinin, Sovyetler Birli- ği'ndeki nüfusun da yüzde 25'inin Karadeniz kıyısında ya- şadığıru belirten ODTÜ'lu bilim adamlarının gozlemleri şöyle: "Yüksek debili Tuna, Dinye- per ve Dinyester nehirleri kıyı- İannda y oğun bir endüstri faa- liyeti bulunmakta ve antma te- sislerinin olmaması nedeniyle Karadeniz'e önemli düzeyde kirleticinin taşındığı lahmin edilmektedir. Aynca bu denizin alt sulannın oksijen içermeme- si ve tabandaki su kutlesinin ye- nilenme sürecinin yaklaşık 2000-2500 yıl mertebesinde ol- ması, bazı ülkelerin bu denizi hâlfi atık boşaitmaya elverişli alan olantk gönnesine neden ol- makta ve bu uygulama zaman zaman izinsiz -kaçak- olarak ya- pümaktadır." ODTÜ Deniz Bilimleri Ensti- tüsü'nde gorevli araştırmacılar, sanıldığının tersine Karadeniz'- de guçlü akıntılar bulunduğuna işaret ederken 'varil örneği'nden yola çıkıyorlar: "Son varil olaylan göstermiş- tir ki, her ne kadar alt sulann yenilenme süreci uzunsa da va- rillerin kıyıya vurması, bu deni- zimizin beklenenden ote dina- mik bir yapıya sahip olduğunu ve çok kuvvetli >atay akıntı sis- temlerinin mevcudiyeti, yakın zamanda elde edilen Karadeniz uydu fotoğraflarından anlaşıl- maktadır." Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, Doçent Ayşen Yılmaz ve Do- çent Süleyman Tuğrul, Karade- niz'de ortaya çıkan aşın kirlen- menin yol açtığı somut sonuç- lann başında, deniz canlılannın sayısmın ve bazı canlı türlerinin yok olmasının geldiğini vurgu- luyorlar. Prof. Dr. İlkay Salihoğlu ve arkadaşlannın araştırnıasında 'en kirli deniz hangisi' sorusu- na 'atık deposu' olarak görul- duğu için 'Marmara'dır' yanıtı Sağhk Şûrası toplandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yüksek Sağhk Şû- rası, sağlık personelinin hata- lı meslek uygulamalarından doğan adli konulan görüşmek uzere toplandı. Sağlık Bakanı Yaşar Eryılraaz, sağlık perso- nelinin meslek hatalarını en aza indirmek için hizmet içi eğitime işlerlik kazandırılaca- ğını söyledi. Eryılmaz, dün 173. Sağlık Şûrası'nın açılışında yaptığı konuşmada, 1983 yıhndan bu yana Yüksek Sağlık Şûrası'na her yıl 150 dolayında adli dos- ya geldiğini belirterek "Adale- tin geciktirilmesini önlemek için şûra, adli konulan ele alacakür" dedi. Eryılmaz, toplantıda göril- şülecek 182 adii dosya bulun- duğunu kaydederek dosyalar arasında en yüksek dağıhmın kadın doğum ve genel cerrahi alanlannda göründüğünü söy- ledi. 1983 yılına oranla hekim sayısının artmasına karşın ge- len adli dosyalann aynı kaldı- ğına dikkat çeken Eryılmaz, "Bunu, sağlık alanında olum- lu bir gelişmenin göstergesi olarak kabul ediyorum" diye konuştu. Eryılmaz, göruşüle- cek adli konulann arasında "Deontolojiye (hekimlik mes- legi ilkeleri) Muhalefef'in de yer aldığını anımsatarak şun- ları söyledi: "Hekim ve diğer sağlık per- sonelimizin mesiekJerini uygu- larken herhangi bir hataya meydan vermemek için titiz davranmalannı ve özeüikk de- ontolojiye uymalannı istiyo- rnm. Böylece, vatandaşlanmı- zın, sağlık personeline olan gü- veni artacaktır." Eryılmaz, şûrada alınacak kararların, meslek ahlakına uyan, görevini titizlikle yapan doktorlann hakkını koruyaca- ğını vurgulayarak olumsuz davranışlar içinde olan sağlık personeli için de uyan niteliği taşıyacağuu söyledi. Sıınday Tîmes'ta Atatürk LONDRA (Cumhuriyet) — London Times gazetesinin pa- zar günleri çıkardığı özel sayısı Sunday Times'ın "Çağa Dam- gasını Basan 1000 Devlet Ada- mı" Ansiklopedisi'nde Ata- türk'e de yer verildi. Sunday Times'ın her pazar günü gazeteyle birlikte ek ha- linde verdiği ansiklopedi fasi- küllerinin geçen haftaki sayı- sında Atatürk'e ayrılan bö- lümde, Türkiye Cumhuriyeti'- nin kuracusununastragan kai- paklı fotoğrafı da yer aldı. Mustafa Kemal Atatürk bölü- münde şu bilgiler veriliyor: "Devlet adamı. 1881-1938. Modern Türkiye'nin kurucu- su. Başlangjçta Gelibolu Sava- şı'nı kazanan komutan olarak ün yaptı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Tiirk milli- yetçilerini, ülkeyi bölmeyi amaçlayan ittifak ülkeleri ve Türkiye'nin bir kısmını işgal etmek isteyen Yunanistan'a karşı birleştirdi. Yunanlüan yendi, padişahı tahtından in- dirdi ve ittifak ülkeleriyle, Türkiye'nin bağınısızlığını ta- nıyan bir anlasma imzaladı. Atatürk, ölümüne kadar Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. Devleti la- ikkştirdi, şeriat yerine Baü an- faıyışında bir anayasa kabul et- tirdi. Kadınlara haklannı verdi ve Arap alfabesi yerine Latin alfabesini uygulamaya koydu. Atatürk, hiçbir zaman dinsel gericilige izin vermedi ve bu tür eğilimleri engelledi. Ata- türk'ten sonra gelen cumhur- başkanlannın hepsi İslami ge- ricflik sorunuyla mücadele et- mek zonında kaldı." İtfaiye güneşe su sıktıİstanbul İtfaiyesi, 'uygulamalı eğitim'e Gaziosmanpaşa Ortaokulu'ndan başladı. Boğaz kıyısmdaki okulda önce yapay yangın çıkarıldı. Sonra öğrenciler de itfaiyecilerle birlikte alevlere su sıktı. TAYFLN GÖNÜLLÜ Fehime Sultan'ın küçük sara- yı Boğaz'ı seyrediyor. 3 kath ah- şap binanın beyaz yağlıboyala- rı, Boğaz rüzgânna ve guneşine pek direnememis. Abdülhamit'- in 1881 yılında kızı Fehime Sul- tan için yaptırdığı bu kuçük sa- ray, şimdi yüzlerce öğrencinin banndığı Gaziosmanpaşa Orta- okulu. Fehime Sultan'ın küçük sara- yının bahçesinde dün İstanbul itfaiyesi vardı. Boğaz'a su sık- tılar, köpük yağdırdılar. Sulan- nı güneşe ulaştırmaya çalıştılar. istanbul ttfaiyesi 'İtfaiye Haftası' nedeniyle öğrencilere eğitim vermek için sabahın er- ken saatlerinde Gaziosmanpaşa Ortaokulu'na geldi. Bahçeye çı- karılan öğrenciler elinde mega- fon olan ve 'Ben kimim, bilin bakahm?' diyen takım elbiseli kişiyi izliyorlardı. Çocuklar, öğ- retmenleri gibi konuşan bu kişi için 'Olsa olsa bir okulun müdüriidür' diye düşünüyorlar- dı ki megafondan yeni bir ses duydular: "istanbul ttfaiyesi"- nin sorumlusu kimdir?" Hep bir ağızdan 'ttfaiye Müdiiru" di- ye bağırdılar. Okul müdurü san- dıklan kişi "tşte ben İstanbul tt- faiye Müdiiru Abdurrahman Kıhç'un" dedi. Bahçenin ortasmda iki büyük mazotlu teneke içinde 'yangın' çıkartıldı. öğrenciler, alevleri ağızlan açık seyrediyorlardı. Bu arada bir itfaiye eri, yangın tü- pünden tenekeye beyaz kimya- sal toz sıkarak alevi söndürdü. öğrenciler hem sevinçten hem de biraz korkudan panik halde alkış tutarlarken, 'Hey...' diye bağırdılar. Sonra yapay yangınların bir ikincisi, bir üçüncüsü çıkartıldı. Bu kez yangınları teker teker öğrenciler söndürdü. Aleve yak- laşmaya korkan kız öğrenci, hem başındaki kaskı düzeltiyor hem yanındaki itfaiye erine ne- redeyse sarüacak derecede yak- laşarak tüpün hortumunu tene- keye tutmaya çalışıyordu. 'Yangın' eğitimi renklenmeye başlamıştı. Müdür Kılıç, atlama çadınna kimın atlayacağını sor- duğunda, yüzlerce parmak kalktı. 3. kattan şişirilmiş dev çadıra önce itfaiyeciler atladılar. Havada, gri elbiseleri, kırmızı çizmeleriyle bir kuş gibiydiler. Öğrencilerin bazılan korkarken ttfaiyecilerin gösterisi sırasında köpükler Boğaz'ın köpüklerine karıştı. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) kız öğrencilerden biri, arkada- şına, "Ben oradan aşağı düşer- ken dudaklanm uçuklar" diyor- du. Müdür Kılıç ile bir alt kattan da öğrenciler atlamaya hazırlan- dı. Gözlükler çıkartıldı, kravat- lar gevşetildi. Alkışlar arasında Metin, çadınn içinde kayboldu. Sonra da diğerleri. Onlarca öğ- renci "Ben de atlayacağım" di- ye cama abanıyor, Müdür Kılıç onları zor engelliyordu. Oğren- ciler eğitimin en iyisini gördü. İtfaiyeciler memnundu. Bazılan ise bayan itfaiye memurlannın etrafını sarmışiar, bilgi almaya çalışıyorlardı. Sıra köpük gösterisine gelmiş- ti. Bir anda okulun bahçesi ya- nm metre yüksekliğinde köpük- le kaplandı. Öğrenciler sevinç- le havaya uçuşan köpükleri ya- kalamaya çalışıyorlardı. İstan- bul İtfaiye Müdurü, gazetemi- ze, "Azıııuk okulbn eğitim için başvunıyor, Milli Eğitim okul- lan ise bizim taleplerimizi geri çeviriyor" demişti. Müdür Kı- lıç, mutlu bir şekilde, "Gazete- de çıkan haber üzerine onlarca okul şimdi bizi çagınyor" dedi. İtfaiye Haftası, diğer etkin- liklerle de devam ediyor. Bugün saat 10.30'da Sultanahmet Mey- danı'nda Belediye Kent Orkest- rası önce havayı yıımuşatacak guzel parçalar çalacak. Sonra meydanda tutuştunılan yangın evine eski lstanbul'un tulumba- cılan müdahale edecek. Tabii onlar bu yangını söndüremeye- cekler. lmdada, modenı İstan- bul İtfaiyesi yetişecek ve mutlu son olacak. Saat 16.00'da dayı- lın itfaiyecisi seçilen Rüştii Uzun, Genel Sekreter Tuğrul Erkin'den ödülünü alacak. veriliyor. Marmara'yla ilgili ve- riler şöyle: "Türkiye'nin kıyı sulannda- ki kirliUk düzeyi tspanya, Fran- sa ve ttalya kıyılannda gözknen endustriyel ve kimyasal atıkla- nn oiuşturduğu kirliliğe oranla daha azdır. Ancak bazı bölge- lerde ve özellikle istanbul Boğa- zı'nın güney kesimlerinde, Ba- tı'da Küçükcekmece'ye, doguda İzmit Körfezi'ne kadar uzanan sahil kuşağında tzmit, Bandır- ma ve Izmir körfezlerinde kir- lilik düzeyi aJarm verici boyut- lardadır. Özellikle Marmara Denizi nde doğal ekolojik den- ge bozulmuş, çok sayıda canlı türü yok olurken, kirli ortama dayanabilen türler aşın çoğal- mıştır. Bunun da ana nedeni, evsel ve sanayi atıklannın canlı bayatın yoğun olduğu üst sula- ra genellikle antım uygulama- dan boşaltılmasıdır. Oşinogra- fik ve kirlilik izleme çalısmala- nnda elde edilen sonuçlara gö- re en kirli denizimizin Marma- ra Denizi olduğu saptannuşbr." Akdeniz biraz ak ODTÜ Deniz Bilimleri Ensti- tüsü'nün yaptığı araştırma, ham petrol trafiği, yat limancılığı ve 'civa' girdisine karşın 'Akde- niz'in hâlâ biraz ak' kalabildi ğini gösteriyor. Prof. Salihoğlu, Marmara'ya göre oldukça iyi, Karadeniz'e göre ise 'eh' dedir- ten Akdeniz'deki kirliliğin ne- denlerini şöyle özetliyor: "Akdeniz, hampetrol taşıyan tanker trafiğinin en yoğun oldu- ğu denizlerin başında gelmekte- dir. Bunun sonucu petrol kirli- liği, bu denizde 70'li yıllara ka- dar sürekli artmış ve Akdenû Ulkelerini tebdit eder boyutlam ulaşmıştır. 1970'ten sonra uygu- lamaya konulan uluslararası ko- ruma onlemleri sayesinde kirli- lik duze>i 1970'ten 1987ye ka- dar yüzde 95 oranında azaltıla- bilmiştir. Ancak hızla artan tan- ker trafiğine, yetersiz idari ve teknik önlemlere bağlı olarak kıyı sulanmız petrol kirliliğinin tehdidi alündadır. Özellikle BO- . TAŞ'ın kapasitesini 280 bin va- rilden 1,5 milyon varile çıkar- ması Akdeniz'de Türk sulanna gelen tanker sayısı artnuştır. Yine son birkaç yılda önemli ge- lişmeler kaydeden yat limancı- lığı kıyısal kiriiliği artıran diğeı etkendir. Heniiz vakit varken ODTÜ Deniz Bilimleri Ensti- tüsü'nden verilen 'denizlerimiz- deki kara tablo'ya karşın hâlâ yapılabilecek şeyler var. Kiriili- ği, BM'nin yaklaşımıyla "tn- sanlar kanalıyla deniz çevresine giren maddelerin canlılara zarar vermek, insan sağlığı için tehli- ke yaratmak, balıkçılık dahil ol- mak Uzere deniz faaliyetlerini aksatmak, deniz suyunun kali- tesini düşürmek ve genel estetik goninümü ve huzuru bozmak gibi zararlı bir sonuç vermesi " olarak tammlayan Prof. Sali- hoğlu ile Doç. Yılmaz ve Tuğ- rul'un kısa vadeli önerileri şöy- le: "—Evsel ve endustriyel atık- sulann günümüz teknolojik ola- naklannın ekonomik ve pratik olarak uygulanabilir kabul ettiği sınırlar içerisinde atık sulann antılarak derin deniz ortamına verilmesi. —Canlı türlerinin üreme, bü- yüme ve yaşamlannın yoğun ol- duğu bölgelerde özel koruma. denetim ve bilimsel araştırma- larla birlikte yünitülmelidir. —Mevcut koruma yönetme- liklerinin uygulanması için ida- ri ve teknik altyapının ülke ge- nelinde oluşturulması. —Derin deniz deşarjının bi- limsel baza dayandınlarak gele- cekte kaynak israfının önlenme- si. —Çevre koruma ve denetimi- ni hızlı ve güvenilir şekilde sağ- layacak modern, tam donanımlı ölçüm, analiz ve araştırma labo- ratuvan, yeterii uzman personel Ue birlikte kunılmalıdır." Hastalığın reçetesi: Kalsiyum, spor vefazia güneş Kadınlar 4 osteoporoz'a dikkatHiç doğum yapmamış kadınlarla, çok doğum yapmış kadınlarda osteoporoz riski bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dilşen, Türk insanının kemik yoğunluğunun dünya standartlarının altında bulunduğunu belirtti. İstanbul Haber Servisi — Dünyadaki kadın nüfusunun üçte birinden fazlasını etkileyen osteoporozun (kemik erimesi) yetersiz kalsiyum alırru, alkol ve sigara kullanımı, hareketsizlik gibi nedenler sonucunda ortaya çıktığı belirtildi. Osteoporoz, uzmanlar tarafından hatalı çağ- daşlaşmanın acı bir faturası ola- rak değerlendiriliyor. "istanbul Tıp Fakültesi 11. Kurultayı" çerçevesinde düzen- lenen "Osteoporoz Günü"nde konuşan fakültenin Fizik ve Te- davi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. GUzin Dil- şan, Türkiye'de osteoporoz has- talığına yakalanan kadınların yüzde 45 civarında olduğunu bildirdi. Türk toplumunda risk faktörleri konusunda bir çahş- ma yaptıklannı anlatan Prof. Dilşen, "İnsanlanmız her şey- den önce kalsiyumlu yiyecekler- le beslenmiyor, spor yapmıyor ve fazla güneşe çıkmıyor" dedi. Bir kadının 63 kilonun altında olmasının osteoporoz riskini arttırdığına dikkati çeken Prof. Dilşen, "80 kilonun üzerindeki kadınlarda osteoporoza rastla- nılmıyor. Bedensel aktivite önemli. Ne çok haraket edecek- siniz ne de az. Sigara, alkol ve erken menapoza girmek risk, eğer, ailede osteoporoza bağlı kınklar varsa bu da bir risktir" diye konuştu. Hiç doğum yapmamış kadın- larla, çok doğum yapmış kadın- larda osteoporoz riski bulundu- ğuna dikkat çeken Prof. Güzin Dilşen, Türk insanının kemik yoğunluğunun dünya standart- lannın altında bulunduğunu be- lirtti. Kemikler için kalsiyum ahmının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dilşen, kalsi- yum için, süt ve sütlü gıdalar ile yeşiJ sebzeler yenmesi gerektiği- ni bildirdi. Kopenhag Üniversitesi'nden Prof. Dr. C.Christiansen de os- teoporozun tedavisinde ostroje- ne alternatif olarak kullanılan Kalsitonin (bedenin kendi yap- tığı hormon) tedavisi hakkında bilgi verdi. Kalsiyumun beslen- me yolu ile alınması halinde, vü- cutta bulunması gereken mikta- ra çok zor ulaşacağmı belirten Christiansen, kalsiyumu ilaç olarak almanın yararlı olacağı- nı belirtti. Kadınların menapoz- dan sonra o yaştaki erkeklere oranla 10 kat daha fazla kemik kaybı ile karşı karşıya kaldığını ve üç kadından birisinin bu has- talığa yakalandığını belirten Çernobilzede çocuklar • İstanbul Haber Servisi — Türkiye Sakatlar Derneği Konfederasyonu ve İstanbul Lioness Clup'ün davetlisi olarak Türkiye"ye gezmeye gelen 1986'daki Çernobil faciasından etkilenmiş 31 çocuğun bulunduğu vagonun Sofya'da Türk trenine bağlanmasının anlaşılamayan bir şekilde aksadığı bildirildi. Radyasyondan etkilenmeleri nedeniyle bir süre sonra yaşamlannın son bulacağı bildirilen 31 Çernobilzede çocuğun, dün sabah saatlerinde Bulgaristan'dan gelen trenden inmesi bekleniyordu. Karşılama törenine halk oyunlan ekibi, Lioness'ler ile Sakatlar Derneği yetkilileri katıldı. Ancak tren geldiğinde beklenen konukların trende olmadıkları anlaşıldı. Bunun üzerine Sofya'yla kurulan telefon bağlantısında Çernobilzede çocuklan taşıyan vagonun, Türk trenine bağlanmasının öğrenilemeyen bir şekilde aksadığı anlaşıldı. Çernobilzede çocuklann bugün İstanbul'da olmalan bekleniyor. Gedikpaşalda yangın • İstanbul Haber Servisi — Kumkapı Gedikpaşa Caddesi'nde dün çıkan yangın sonucu üç katlı bir ev tamamen yandı. Can kaybının olmadığı yangını söndürme çalışmalarını İstanbul İtfaiye Müdurü Abdurrahman Kılıç yönetti. Dün akşam saat 21.00 sıralannda Gedikpaşa Caddesi, Kasırga Sokak'ta bulunan 129 numaralı 3 katlı binada çıkan yangın sırasında görgü tanıklannın ifadesine göre evde bulunanlar pencerelerden atlayarak kurtulmayı başardılar. Can kaybımn olmadığı yangın İstanbul İtfaiye Müdürü Abdurrahman Kılıç denetimindeki ekipler tarafından söndürüldü. İşletmecilik kursıı • İstanbul Haber Servisi — Boğaziçi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu İş İdaresi Programı'mn düzenlediği 'Genel tşletmecüik Sertifıkası Kursu'na kayıtlar sürüyor. özel ve kamu sektörünün işletmecilik eğitimi görmüş ara eleman ihtiyacını karşılamayı amaçlayan kursa katılan öğrencilere bir yıl süreyle pazarlama, muhasebe, yönetim, işletme, üretim, ekonomi, sayısal yöntemler ve bilgisayar uygulamalan konularında eğitim verilecek. İşletmecilik dışında bir dalda yükseköğrenim görenler ya da iş deneyimine sahip lise mezunlannın başvurabildikleri kursa görüşme yoluyla 40 öğrenci kabul edilecek. Gemiye 75 milyon ceza • İSTANBUL (ANKA) — İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ekipleri denizi kirleten gemiye 75 milyon lira ceza kesti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yazıb açıklamasına göre çevre koruma ekipleri, Zeytinburnu açıklannda hidrolik yağ ve mazot akıtarak deniz kirliliğine sebep olan 936 gros/tonluk Tuncap Cepnioğlu isimli Türk bandralı kum kosterine 75 milyon lira ceza verdi. Christiansen, erken teşhisle bu hastalann tedavi altına alınma- sı gerektiğini \urguladı. "Osteoporoz Günü"nde söz alan Jinekolog Prof. Dr. Erdo- ğan Ertüngealp ise, 15 yaşında âdet dönemine giren bir kadın- da, 50'li yıllannda menapoz başladığını belirterek, kadınla- nn östrojenle yaşadığı kadar, östrojensiz de yaşamak zorun- da kaldıklannı anlattı. Östrojen hormonunun düşmesiyle kadın- da bazı şikâyetlerin arttığına dikkat çeken Prof. Ertüngealp, 6O'lı yaşlarda kadınlarda "kırik eşiği" başladığını, menapozla birlikte de kemik kaybının art- tığını söyledi. aynca, osteopo- roz tedavisinde östrojen ve kal- sitonun kullanımı üzerinde du- nıldu. Türk lirası ve döviz kredi taleplerini k hlZİa karşılayan bir banka ile calısmanın avantajlannı yaşıyor musunuz DEMIRBANK iyi günler diler"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle