Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 ' SPOR 25 EYLÜL 1991
Gordon'layönetim arasındakisorunlar büyüyor
Beşiktaş'ta sancılı günlerHer yönüyle tüm takımlara
örnek olan Siyah-Beyazlı
kulüpte bir futbolcu çıkıp
soyunma odasında kendisini
oyundan çıkaran teknik
direktörüne kızıp
ayakkabıJannı atıyor;
yöneticiler, gazete
sütunlannda birbirlerini
suçluyor.
Yöneticilerle Gordon Milne
arasındaki soğukluk da
giderek büyüyor. Gordon
istediği halde yöneticüerin
transferine yanaşmadığı Gary
Thompson'ın, Ferdinand'ı
yedeğe düşürmesi bardağı
taşıran damla oluyor.
ASENA ÖZKAN
Beşiktaş'ta sancılı günler... Beşiktaş,
gerek kültür düzeyi yüksek futbolcu-
larının kazandığı başarılarla, gerek
zengin tesisleri ile gerekse kulübü rek-
lam aracı olarak kullanmayıp, işlerini
yapan yöneticileriyle Türkiye'de tüm
profesyonel ve amatör takımlara örnek
olmuş bir kulüp.
Ancak, Beşiktaş bu günlerde bütün
bu vasıflanru kaybetme tehlikesi yaşı-
yor. Futbolcusu soyunma odasında
kendisini oyundan çıkaran teknik di-
rektörünü aJkışlayıp, ardından da
ayakkabılarını duvara atıyor, yöneti-
ciler ise gazete sütunlannda birbirleri-
ni suçluyor. tsminin açıklanmasını is-
temeyen Beşiktaşlı bir yönetici, "Be-
şiktaş'ın dengesi bozuldu. Beşiktaş'a
suskunluk yaramıyor, ama bu kadar
fazla konuşmak da zarar veriyor" der-
ken siyah-beyazlı kulübün önemli bir
problemini dile getiriyor. Elbette Be-
şiktaş'ın tek sorunu fazla konusan yö-
neticileri değil.
Gordon-Zeyer, Gordon-Yönetim
arasındaki sorunlar her geçen gün bi-
raz daha gün ışığına çıkıyor. Yöneti-
ciler Teknik Direktör Gordon Milne'i
yabana futbolcu transfer tarihinin bi-
timini bilmediği için suçlarken, "Bize
begendim, alalıra dediği adam 32 ya-
#
ZEYER ANTRENMANDA — Takımıyla birlikte dun idmana çıkan Zeyer, oMukça hırslı göriindii.
şındaki Gary Thompson'dı" diyorlar.
Oysa Gordon Milne'in istediği ancak
Beşiktaşlı yöneticüerin almadığı bu fut-
bolcu şu anda Ingiltere'nin Q.P.Ran-
gers takımında gol krallığına gidiyor.
Üstelik Ferdinand'ı yedek kulubesine
yollayarak. Iste Milne'in mutsuzluğu-
nun ardındaki gerçek bu. Bunun üze-
rine bir de kendisine danışılmadan alı-
nan 2 Polonyalı futbolcu ve Zeyer'in
ortaya çıkardığı sorunlar Beşiktaş'ta
Gordon-Yönetim arasındaki tatsızlığın
başlıca nedeni. Beşiktaş'a geldiği gün-
den bu yana hiçbir zaman prensiple-
rinden taviz vermeyen Ingiliz, önceki
gün "antrenmanlara geime" dediği Ze-
yer'i yönetimin isteği üzerine çalışma-
ya alırken sadece Gordon-Zeyer prob-
lemi bitti diyen yöneticileri mutlu etti.
Oysa herkes biliyor ki Gordon-Zeyer
problemi bitmedi, yeni başlıyor. Mil-
ne'in yöneticilerinin isteği ile çalışma-
ya aldığı bu futbolcunun yaptığı say-
gısız hareketler ne Ingiliz teknik direk-
tör ne de takım arkadaşları tarafından
onaylanıyor. Beşiktaş yönetimi de bu
futbolcuyu ülkesine geri yollayamadı-
ğından oynatmakta ısrar ediyor. Baş-
kan Süleyman Seba bu tur davraruş-
larda bulunan oyunculan onaylamasa
da McDonald olayında UEFA ile ara-
lannda çıkan çatışmayı örnek gösterip,
"Bu adamı geri gönderirsek UEFA Ûe
başımız iyice derde girer. İnsanı kay-
betmek kolaydır biz kazanmaya
çalışaJun" diyor.
Seba uyardı
Zeyer
idmana çıktı
Spor Servisi -Beşiktaş Teknik
Direktörü Gordon Milne'in PSV
Eindhoven maçı sonrası "Ben
haber verene kadar çalışmalara
gelme" dediği Polonyalı futbolcu
dünkü çalışmaya katıldı.
Sabah saat 09.00'da kendisini
Akaretlerdeki kulüp binasında
bekleyen Başkan Siikynıan Seba ve
yönetim kurulu üyeleri Erhan Solu,
Veli Öztiirk, Ferbat Özgen'le
görüşen Zeyer burada Başkan
Seba'nın uyarılarını dinledi.
Edinilen bilgiye göre konuşmada
Başkan Süleyman Seba'nın Zeyer'e
"Senden takımı kortarmanı
beklemiyoruz. Sadece
antrenmanlara çık ve bocanın
söylediklerini yap" dediği
öğrenildi.
Bu görüsmeden sonra Fulya'ya
gelen Zeyer antrenmana çıktı.
Çalışmada oldukça isteksiz
gözüken futbolcuya yine çalışma
boyunca pek fazla top gelmedi.
Antrenmanda Zeyer'le yanyana
gelmemeye özen gösteren Milne,
çalışma bitiminde Polonyalı
futbolcuyla birlikte koşu yaptı.
Çalışma sonrası gazetecilerin Zeyer
konusunda sorduklan soruları
yanıtlayan Gordon Milne,
"Yönetim kurulunun alacağı kararı
bekliyorduk. Bu karar da alındı.
Bizim için Zeyer konusu burada
kapanmıştır" dedi. Milne daha
sonra da Zeyer'le Fulyo
Tesisleri'nde bir görüşme yaptı.
Bu arada Beşiktaş'ın önceki akşam
yaptığı haftalık yönetim kurulu
toplantısında Zeyer'e ceza vermek
için Futbol Federasyonu !na
danışma kararı ahndı.Beşiktaslı
yöneticiler FIFA'nm ceza sınırını
bilmediklerini belirtirlerken "Yanlış
bir iş yapmak istemiyoruz. Türkiye
Futbol Federasyonu'na danışıp
dataa sonra cezayı belirleyecegiz"
dediler.
Grekoromen
Milli Takımı
unıuthı gitti
Spor Servisi — Grekoromen
Güreş Milli Takımı, Varna ken-
tinde 27-29 eylül tarihleri ara-
sında yapılacak Dünya Şampi-
yonası için dün otobüsle Bulga-
ristan'a gitti.
Başkanlığını, milli takımlar
başantrenörü Sım Acar'ın yap-
tığı milli takım kafılesinde, Gü-
reş Federasyonu üyeleri Eyüp
Karadayı, Ali Gümüş ile şu gü-
reşçiler bulunuyor:
48 kilo ömer Elmas, 52 kilo
ömer Esmer, 57 kilo Ergüder
Bekişdamat, 62 kilo Mehmet
Arif Pirim, 68 kilo Birol Bay-
raktar, 74 kilo Erol Koyuncu, 82
kiyo Elvan Mert, 90 kilo Hakkı
Basar, 100 kilo Tahir Yılmaz ve
130 kilo ŞabanDonat.
Artroskopi
kongresi
Spor Senisi — 1. Türk Art-
roskopi ve Diz Cerrahisi
Kongresi'nin lstanbul'da ya-
pılması nedeni ile Prof. Aziz
Alturfan, Prof. Ömer Taşer ve
Dr. Bora Gökşen'in katıldığı
bir basın toplantısı düzenlen-
di. 25-28 eylül tarihleri arasın-
da gerçekleştirilecek olan
kongreye yerli ve yabancı
100'den fazla bilim adamının
katılacağı açıklandı. Menüs-
küs yaralanmalarında ameli-
yatı ortadan kaldıran artros-
kopi'nin artık Türkiye'de de
yaygın olarak yapıldığını açık-
layan Prof. AJturfan, "Bu tür
yaralanmalarda özellikk spor-
cularda artık yurtdışına gidil-
mesi gerekmiyor. Türkiye'de
bu ameliyatın dunya standar-
dını yakalamış durumdayız.
Bu kongrede bunu tüm dünya-
ya açıklayacağız." dedi.
Arçelik Voleybol
Tiırnuvası
Spor Servisi — Arçelik Spor
Kulübü'nün geleneksel hale
getirdiği voleybol turnuvalan-
nın üçüncüsü, bugün Fener-
bahçe, Galatasaray, Paşabah-
çe ve Arçelik'in katılımıyla
başlıyor.
Otosan Spor Salonu'ndaki
turnuva 3 gün sürecek ve cu-
ma günü oynanan maçlarla so-
na erecek.
Günün programı: 13.30
Fenerbahçe-Paşabahçe, 15.00
Galatasaray-Arçelik.
Loto'da 8'i
1 ldşi bildi
ANKARA (AA) — Spor-
Loto'nun 4. hafta kesin değer-
lendirme sonuçlan belli oldu.
8 bilen 1 kişi 434 rrrilyon 81 bin
879 lira ikramiye kazandı.
Spor-Toto Teşkilat Müdürlü-
ğü'nden yapılan açıklamaya
göre 20 yaşındaki Kayserili iş-
tirakçi Mehmet Ali Kurt'un
tek başına 8 beraberliği doğru
bildiği geçen haftada 7 bilen 17
kişi ise 25 milyon 534 bin
228'er lira ikramiye alacak.
Doktoru, G.Saraylıfutbolcu için 'Onun sorunupsikolojiktir'dedi
Roti,bir hafta sonra salı adaSpor Servisi — Galatasaray-
ın Rumen futbolcusu Iosif Ro-
tariu'nun beündeki sakatlığın
psikolojik olduğu bildirildi. Ro-
tariu'nun röntgenlerini inceleyen
ve Rumen oyuncuyu muayene
eden ortopedi profesörü Burhan
Uslu, " Rotariu, güçsiiz kalıp
beiinde ağn hissetmeye başlayın-
ca psikolojik olarak eski hasta-
lıgının tekrarlandığını sanıyor.
Oysa Rotariu'nun önceki rönt-
genleri ile şimdiki röntgenleri
arasında bir fark yok. Geçen yü-
ki tedavi olumlu sonuç vermişti'"
dedi. Doktorlar, Rotariu'ya, 1
hafta dinlenmesini tavsiye etti-
ler. Rumen oyuncu, gelecek haf-
ta antrenmanlara çıkacak. Dok-
torlar, Rotariu'nun Fenerbahçe
maçında oynayabileceğini de be-
lirttiler.
Sakatlığı tekrar nükseden Ro-
tariu'nun teknik direktörü Mus-
tafa Denizli ise "Rotariu'nun iyi
olduğunu sanıyordum. Cuma
akşamı maçtan önce yaklaşık
yanm saat konuştuk ve bana
hiçbir sorunu olmadığını söyle-
di. Şimdi ise sağ aya|ının ağrı-
dığını söylüyormuş. Deramlı
kontrol ettireceğiz. İyileşmesini
çok isterim, çünkii o beniıu ki-
lit adamun. Ama yerine mutla-
ka adamlarım var. Y ine de Ro-
tariu'nun sakatlığı dünyanın so-
nu değil, çünku ben ondan 14
aydır tam randıman alamıyor-
dum."
Gol sıkırjtımız yok
denizli ligin geride kalan 4
haftasında istedikleri bol gollü
maçlan yaşamadıklannı belirte-
rek "Ama bu, gol sıkıntım oldu-
ğu aniamına gelmez. Kazanacak
kadar gol attık" dedi. Denizli
şöyle konuştu: "Takımımın gol
sıkıntısı yoktur. Çok fazla gol
poziyonlan buluyoruz, ama
bunlan şanssızlık eseri değerlen-
diremiyonız."
Galatasaray Teknik Direktö-
rü Mustafa Denizli önümüzde-
ki cumartesinden itibaren zor
bir haftaya gireceklerini söyledi.
Cumartesi günü yapılacak olan
Altay, çarşamba günü Stahl ve
diğer cumartesi günü Fenerbah-
çe ile karşı karşıya gelecek olan
San-Kırmızılılara bu maçlardan
kayıpsız çıkılırsa özel prim ve-
rilecek. Denizli bu maçlarda
sürpriz isimlere yer vereceğini
belirtti.
DOKTOR DOKTOR GEZİYOR — Belindeki ağnları tekrar baş-
laması nedeniyle doklor doktor dolaşan Rumen futbolcu Rola
riu'nun dün röntgeni çekildi. (Fotoğraf: MUSTAFA ERSOY)
PROF.
ÇİLİNGİROĞLU:
Kesin
çözüm
ameliyat
Spor Servisi — Prof. Dr. Kaya
Çilingiroğlu, G.Saray'ın
Rumen futbolcusu Rotariu'nun
sakatlığının yineleyeceğini
önceden tahmin ettiğini ve
bunu bir panelde açıkladığını
söyledi.
Masörün tedavisi ile bel
fıtığının iyilesemeyeceğini
savunan Çilingiroğlu, "Kesin
çözüm ameliyaltı. Bunu
Rotariu'ya da sövledim. Bel
adelesi 'zay ıfladığı an sakatlık
tekrarlar' dedim. Işte durum
ortada. Ameli>»t şart. Masörle,
masajla olacak iş değil" diye
konuştu.
Prof. Kaya Çilingiroğlu
Rotariu'nun yeniden yeşil
sahayara dönmesi halinde
sakatlığının daha da
artabileceğini belirtti.
ÇİFT KALE MAÇTA 5 GOL ATTI
Rıdvan geliyorSpor Servisi — Fenerbahçe
1
nin dün yaptığı çift kale maçın-
da Rıdvan da yer aldı ve 5 gol
atarak âdeta "hazınm" dedi.
Ligde arka arkaya aldığı ga-
libiyetlerle dikkatleri üzerine
çeken San-Laciverüiler, Konya-
spor maçının hazırlıklanna dün
yaptığı çift antrenmanla başlar-
ken, hırsh geçen çift kale ma-
çında Rıdvan'ın süper oyunu ve
attığı 5 golün yanı sıra takım
arkadaşlarına da verdiği pasla-
nyla bir o kadar gol attırdı.
Fenerbahçe'nin yıldız futbol-
cusu Rıdvan, dünkü antrenman
maçında gösterdiği performans
ve korkmadan toplara girişiyle
âdeta 3 hafta içinde yeşil saha-
lara yeniden döneceğinin müj-
desini verdi
5 futbolcu grip
Fenerbahçe 'grip'e yenik.
Geçen hafta Teknik Direktör
Venglos'la başlayan bu salgın
hastahk, Ankaragücü maçı
sonrası kendini gösterdi ve Ay-
kut, Semih, Ercan, Turan,
Müjdat ve Oğuz doktoı kont-
rolüne alındılar.
Fenerbahçe sağlık komitesi
grip hastalığının diğer futbol-
culara da bulaşmaması için Ay-
kut, Semih, Ercan, Turan ve
Miijdafı dinlenmeleri için ev-
lerine yolladdar.
CimnastikFederasyonu Başkanı Örseb
Olimpiyatlara hazırız
Spor Servisi — 9. Avrupa
Cimnastik Kongresi'nin lstan-
bul'da yapılması nedeni ile dü-
zenlenen basın toplantısında
Avrupa Cimnastik Federasyo-
nu Başkanı Pierre Chabloz,
Genel Sekreter Josef Huber ve
Türkiye Cimnastik Federasyo-
nu Başkanı Atilla Örsel, açık-
lamalarda bulundular. Atilla
örsel konuşmasında Türkiye'-
de 2000'ii yillarda yapılmak is-
tenen olimpiyatlara hazır tek
federasyon olduklarıru açıklar-
ken böyle bir organizasyonu
yapmanın mutlulugunu yaşa-
dıklaruıı söyledi. UEG Başka-
nı Pierre Chabloz ise bu birli-
ğin 1982 yılında kurulmasına
karşın oldukça fazla yol aldı-
ğını belirterek, "İ9S6 yılmdan
buyana Avrupa'da şarapiyona-
lar diizenliyonız. Bu kısa süre-
de çok büyük yol aldık. TUrki-
ye'de böyle bir organizasyonun
yapılmasından mutluluk duyu-
yonız. Türkiye kunıluşumuz-
dan beri bizimle birliktedir"
şeklinde konuştu. Chabloz ay-
rıca federasyonun 32 üyesi ol-
duğunu belirterek bu kongreye
üç ülke dışında bütün üyelerin
katılacağını açıkladı.
GITTIM, GORDUM, YAZDIM
Hakeme neden bağınyorlar?
NEVZAT ERKMEN
Sonbahar gelince, hafta
sonlan dağlara, ormanlara gi-
der mantar toplarım. Kimile-
yin yalnız, kimileyin arkadaş-
larla. Bu hafta Galatasaray-
Konyaspor maçına gittim.
Saat ikide stada gittim. Maç
15.30'da. Bir bayram yeri, içim
sevinç doluyor. Biletim var ya,
hemen içeriye girebileceğimi
düşünüyorum. Oysa polisler,
kıvnm kıvnm kuyruğun sonu-
na gitmemi söylüyorlar. Bir sa-
at sonra tam girişe yaklaşır-
ken, birileri kuyrukla dışarı-
dan kaynaşürma yapmaya kal-
kıyor. İtiraz sesleri yukseliyor.
Sonradan gelenlerden kimisi
kuyruğumuzu terk ediyor, ki-
misi kalmakta diretiyor. Beni
kuyruğun sonuna gönderen
polise bu haksızlığı anlatıyo-
rum. Polis, "Ben bir kişiyim,
siz bin kişisiniz" gibı bir şey-
ler mırıldanıyor. Direten son-
radan gelmeler kazanıyor. Sta-
dın dışında sportmenlik kıt.
Bakalım içerisi nasıl?
Biletimin numarası: Sıra 16
- Yer 42). Konyaspor maçında
elbet 42 olur. Babam Konyalı-
dır. Bakalım ben hangi takımı
tutacaktım. Oğlum Ali Gala-
tasaraylıdır diye GS'yi mi? Ba-
bam Kony'alıdır diye Konyayı
mı?
Daha maç başlamadan ızle-
yiciler arasında bir kavga baş-
langıcı. Birtakım ha>~van adla-
rı, bir sebze adı ve kımi cinsel
sözcükler... Kavga yatıştınlı-
yor. Maç başlıyor. Binlerce in-
sanın coşkulu, taşkın sesleri.
Heyecanlanıyorum. Orta Asya
steplerinde koşan TürkJerin
haykırışları yankılanıyor san-
ki. (Eyde bunu anlattığımda,
Ali, "İsveçliler de aynı sesleri
çıkanyorl' demişti. Demek ki
insanlığın evrensel sesi bu.)
Sağımda solumda sigaralar
içiliyor. Konyaspor ilk golü at-
kem kısa pantolon giymiş.
Acaba ondan mı?
Maç bitiyor. "Bu stattan na-
sıl çıküır" bulmacasını çözme-
ye çalışıyorum. Kapıdan çıkar
çıkmaz, burnunu stat kapısma
kadar sokmuş siyah camız gi-
bi bir Mercedes'le karşılaşıyo-
rum: 34 CMZ 44. Bir millet-
vekilinin arabasıymış. Spor
meraklısı (sportmen) bir va-
tandaş herhalde
Akşam, evde Ali, Fama
PORTRE NEVZAT ERKMEN
1931 İzmır doğumlu ABD New York kenlınde pe-
dagoji eğitımi gördukten sonra doktora çalışması yaptı.
Daha sonraki yillarda bir firmada genel müdurluk de
yapan Erkmen emekli olduktan sonra uzun yıllar ga-
zeternızin "Pazaroyun" koşesıni yonetti. Son olarak
bu yıl içinde yapılması planlanan, ancak Yugoslavya'-
daki iç karışıklıklar nedeni ile iptal edilen Ounya Bul-
raaca Oyun Kongresi'ne davet edildi.
tı. Sıradan bir kaynaşma. 3-4
dakika sonra GS ilk golünu
atıyor. "Aman Tanrım! Saha
gene mi yıkılacak" diye geçi-
riyorum. O anda KS'yi tuttu-
ğumu anlıyorum. Ikinci devre-
de skoru unutuyorum. Yanım-
daki polise soruyorum. 2-1 di-
yor. O anda skor levhasını gö-
rüyorum ilk kez.
Sonra birden tum statta bir
patlama: İnsan sesleri patla-
ması. Hakeme, eşcinsel sözcü-
ğünun eşanlamlısı bir başka
kaba sözcüğü yöneltmekteler.
Bütün statta bir tek öyle insan
var demek. Bakıyorum, ha-
City'den gelir gelmez yapıştı-
rıyor soruyu: "Baba, kaç
kaç?"
Bilgiççe yanıtlıyorum: "tki
bir."
Bunun GS için çok kötü bir
skor olduğunu söyleyen
Ali, gene soruyor: "Golleri
kimler attı?"
Ifadesiz bir yuzle ona ba-
kıyorum.
Ali, umutsuz, "Uğur mu,
Muhammet mi, Erdal mı, Ko-
secki mi" diye bir süre dayatı-
yor. Sonra benden umudu kes-
miş ki TV'ye yönelıp spor ha-
berlerini bekliyor.
HAFTALIK ABDÜLKADİR YÜCELMAN
Devlet veya suponsorun
parasal motivasyonu
Atletizm çevrelerinin çok
yakından tanıdığı ve ül-
kemizin attetizm konusunda-
ki uzmanları arasında bulu-
nan Cüneyt Koryürek, TV'de
"Bir Başka Gece"ye çıktı.
Tokyo'da yapılan son Dünya
Atletizm Şampiyonası ile il-
gili Hıncal Uluç'un soruları-
nı yanıtlarken konu döndü
dolaştı atletlerimize geldi.
Sonuçta da soran da yanıt-
layan da bir noktada birleş-
tıler, "Eğer Türkiye'de de
elit atletler ister devlet is-
terse bir başka kuruluşun
himayesine alırrsa biz de
pistlerde final koşarız."
Gerçekten de Afrikalı at-
letlerin dünya pistlerinde al-
dıkları derecelerin ve rekor-
ların altında hiç kuşkusuz
"himaye"
vardı. Afrika
adına koş-
t u k l a n n a
bakmayın,
hepsi de ya
İngiltere'de
ya da Ameri-
ka'da burs
almış, çeşitli
kuruluşların
himayeleri
ile perfor-
manslarını
yükseltmiş
ve atletizm-
de rekor sa-
hibi olmuş-
lardır.
Bizde ise durum şöyle:
Gençler, yıldızlar ve hatta
daha da küçük yaştaki spor-
cularımız uluslararası müsa-
bakalarda çoğu zaman çok
çok iyi sonuçlar alıyorlar, ba-
şarıdan başarıya koşuyorlar.
Ama gençler statüsünden
yavaş yavaş büyûkler statü-
süne geçlikleri anda (okul-
meslek) karmaşasına dönük
bir yaşam kavgası içinde
kaybolup gidiyorlar. Oysa
bunlar özel bir himaye ile da-
ha iyi derecelere program-
lansa bizim de uluslararası
başanlarımız sürecektir. Bir
yüzücünün babası biraz şi-
kâyet biraz da feryat edıyor-
du.
"Vallahi benden bu ka-
dar. Mehmet efendi olarak
ben daha fazlasını yapa-
mam. " Evet Mehmet efen-
di haklıydı, çocuğunu belli
bir yere kadar getirebilmiş,
özverinin en yükseğini ver-
miş, ama işte oraya kadar
gelmişti. Gerisine gücü yet-
mezdi. Bundan sonrası dev-
letin ya da suponsor kuru-
luşların işi olmalıydı.
Zeki Öztürk'ü madalya
alacağı bir yarışma yerine 5
milyonluk ödül için ikinci st-
nıf yarışmalara katıldığı için
kınadık. Ama işin içinde eko-
nomi vardı. Zeki Öztürk ma-
dalyanın karın doyurmaya-
cağını, 5 milyonu kaçırma-
ması gerektiğini düşünmüş-
tü. Şimdi Zekl'yi nasıl kına-
rız?
Nasıl olur da ona "sen 5
milyonu boşver, madalya-
ya bak" deriz. Günümüzde
her şey ekonomiye bağlı.
Bugün dünya rekorlannın da
olimpiyatların da ardında
ekonomi yatıyor. Münih Oli-
mpiyatları'-
nın altın ko-
leksiyonu ya-
pan yüzücü-
sü, Mark
Spitz madal-
yaları ile de-
ğil, rekorlann
sahibi olduk-
tan sonra
çıktığı süt
reklamları ile
köşeyi dön-
dü. Bugün
de hâlâ o
gün kazandı-
ğı rekorlann
mirasını ye-
mekle meşgul.
Güreşçilerimiz son yillar-
da altın, gümüş, bronz ma-
dalya peşinde koştular. Pe-
ki ama bir sihirli ef mi onları
bir anda minder ustası yap-
tı? Hayır efendim, güreşte
son yıllardaki parasal moti-
vasyon güreşçilerimizi daha
hırslı ve güreşe bağımlı kıl-
dı.
Her şeyi bir yana bırakıp
mindere saldırdılar, çünkü
onlar için ekmek minderdey-
di. Kazandıkları takdirde
kendilerine maaş bağlana-
cak, dizi dizi cumhuriyet al-
tınları onların olacaktı. Ve
güreşteki bu ekonomik mo-
del bizi minderde başandan
başarıya götürdü. Güreşte
yeni yetisen gençlere bakı-
yoruz, hepsi de artık güreşi
meslek olarak seçmiş gibi-
ler. Ama onlar madalyadan
çok geleceklerini, yani ge-
çimlenni düşünüyorlar. Bu
topkjmda yaşayan her çoğu- ••
muz gibi...
Renault ve Bubka
Dünyanın çatısında ge-
zen bir Rus var; Sergei
Bubka. İşte onu ülkemizde
de izleme fırsatı yakalamış-
ken kaçırdık. Nasıl oldu da
28 dünya rekoru kıran bu
müthiş atleti görme şansını
kaçırdık? Anlatalım.
Renault
girişimde bu-
lundu; Türki-
ye'deki atle-
tizmseverle-
re bir dünya
rekortmenini
kendi evimiz-
de izlettir-
mek için.
Bubka, "40
bin dolar
isterim" de-
di. "İsterim
ve de İstan-
bul'da bir
dünya rekoru denemesi de
yapanm." 40 bin dolar yak-
laşık 200 milyon lira. Rena-
ult için para değil, ama bir
düşünün Bubka İstanbul'a
gelecek, rekor denemesi ya-
pacak, belki de o santim
santim yükselttiği ve
her santim için 25'er bin do-
jar aldığı rekorunu da bir de
İstanbul'da kıracak. Siz
Türkiye'nin, İstanbul'un
dünya basın ve TV'lerinde-
ki reklarnını düşünün. Ney-
se uzatmayalım temasa ge-
çilmiş Bubka'nın mena/eri ile
fakat "Bu
rekor dene-
mesini nasıl
yapacağız "
diye bir soru
atılmış orta-
ya. Bubka
6.10 atlıyor,
oysa bizdeki
atlama seh-
pası ye-
terli değil,
çünkü bizde-
ki 5 metrelik.
Hadi Bubka
sınğını kendi
getirecek, ama ya atlama
sehpası ne olacak? İşte şim-
di ona çözüm bulmuşlar,
yurtdışından ithal edecekler-
miş. İnşallah o zamana ka-
dar Renault'nun hevesi geç-
mez ve de Bubka Ihtiyarla-
mazsa...
Bir şampiyona köstek
Biz sporcuların himaye-
sinden, himaye edilen
elit sporculann bir gün mut-
laka yapılan yatırımın karşı-
lığını vereceklerinden söz
ederken ilginç bir örnek or-
taya çıktı.
Kanada'da yapılan Dünya
Gençler Güreş Şampiyona-
sı'nda genç güreşçimiz Ha-
lit Tolga İpek dünya şampi-
yonu olmuş, "Şampiyon ol-
dum, ama
bu bana
yetmez; ben
dünya şa-
mpiyonu ol-
mak ve de
okumak
istiyorum"
diyerek Mar-
mara Üniver-
site Eğitim
Fakültesi'ne
başvurmuş-
tu. Hani bir
yönetmelik
vardı. "Ba-
şarılı spor-
culann spor akademilerine
girebilmeleri" ile ılgıli. Ama
YÖK bu şampiyon çocuğa
"r>u yıl git, gelecek yıl
get" demişti. Olay daha
sonra "Hani seni seni" di-
ye parmak sallayan Sa-
bah'ın Markopaşası Ahmet
Vardar'a da yansımış,
Vardar, YÖK'ü zorlamış
ama bir sonuç alama-
mıştı.
Sonuçta Başbakan Mesut
Yılmaz'a durumunu anlata-
bilme fırsatı yakalayan genç
güreşçiye Yılmaz, "Sen
spor akademisine girme-
yeceksin de kim girecek?"
demesine karşın hâlâ bu
genç şam-
piyon orta-
dadır. Daha
büyük şam-
piyonluklar
ve yüksek
tahsil yapma
şansı arayan
bir sporcuya
destek yeri-
ne köstek ol-
mak galiba
bizim ülke-
mizden baş-
ka Patagon-
ya'da bile
görülemeye-
cek bir çirkinlik ve mantık-
sızlık tablosudur.
Durumu aynen her kim il-
giliyse ona iletiyoruz. Bu ül-
kenin genç kuşaklanna kös-
tek olan her kimse bizden
değildir.