23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 ' SPOR 25 EYLÜL 1991 Gordon'layönetim arasındakisorunlar büyüyor Beşiktaş'ta sancılı günlerHer yönüyle tüm takımlara örnek olan Siyah-Beyazlı kulüpte bir futbolcu çıkıp soyunma odasında kendisini oyundan çıkaran teknik direktörüne kızıp ayakkabıJannı atıyor; yöneticiler, gazete sütunlannda birbirlerini suçluyor. Yöneticilerle Gordon Milne arasındaki soğukluk da giderek büyüyor. Gordon istediği halde yöneticüerin transferine yanaşmadığı Gary Thompson'ın, Ferdinand'ı yedeğe düşürmesi bardağı taşıran damla oluyor. ASENA ÖZKAN Beşiktaş'ta sancılı günler... Beşiktaş, gerek kültür düzeyi yüksek futbolcu- larının kazandığı başarılarla, gerek zengin tesisleri ile gerekse kulübü rek- lam aracı olarak kullanmayıp, işlerini yapan yöneticileriyle Türkiye'de tüm profesyonel ve amatör takımlara örnek olmuş bir kulüp. Ancak, Beşiktaş bu günlerde bütün bu vasıflanru kaybetme tehlikesi yaşı- yor. Futbolcusu soyunma odasında kendisini oyundan çıkaran teknik di- rektörünü aJkışlayıp, ardından da ayakkabılarını duvara atıyor, yöneti- ciler ise gazete sütunlannda birbirleri- ni suçluyor. tsminin açıklanmasını is- temeyen Beşiktaşlı bir yönetici, "Be- şiktaş'ın dengesi bozuldu. Beşiktaş'a suskunluk yaramıyor, ama bu kadar fazla konuşmak da zarar veriyor" der- ken siyah-beyazlı kulübün önemli bir problemini dile getiriyor. Elbette Be- şiktaş'ın tek sorunu fazla konusan yö- neticileri değil. Gordon-Zeyer, Gordon-Yönetim arasındaki sorunlar her geçen gün bi- raz daha gün ışığına çıkıyor. Yöneti- ciler Teknik Direktör Gordon Milne'i yabana futbolcu transfer tarihinin bi- timini bilmediği için suçlarken, "Bize begendim, alalıra dediği adam 32 ya- # ZEYER ANTRENMANDA — Takımıyla birlikte dun idmana çıkan Zeyer, oMukça hırslı göriindii. şındaki Gary Thompson'dı" diyorlar. Oysa Gordon Milne'in istediği ancak Beşiktaşlı yöneticüerin almadığı bu fut- bolcu şu anda Ingiltere'nin Q.P.Ran- gers takımında gol krallığına gidiyor. Üstelik Ferdinand'ı yedek kulubesine yollayarak. Iste Milne'in mutsuzluğu- nun ardındaki gerçek bu. Bunun üze- rine bir de kendisine danışılmadan alı- nan 2 Polonyalı futbolcu ve Zeyer'in ortaya çıkardığı sorunlar Beşiktaş'ta Gordon-Yönetim arasındaki tatsızlığın başlıca nedeni. Beşiktaş'a geldiği gün- den bu yana hiçbir zaman prensiple- rinden taviz vermeyen Ingiliz, önceki gün "antrenmanlara geime" dediği Ze- yer'i yönetimin isteği üzerine çalışma- ya alırken sadece Gordon-Zeyer prob- lemi bitti diyen yöneticileri mutlu etti. Oysa herkes biliyor ki Gordon-Zeyer problemi bitmedi, yeni başlıyor. Mil- ne'in yöneticilerinin isteği ile çalışma- ya aldığı bu futbolcunun yaptığı say- gısız hareketler ne Ingiliz teknik direk- tör ne de takım arkadaşları tarafından onaylanıyor. Beşiktaş yönetimi de bu futbolcuyu ülkesine geri yollayamadı- ğından oynatmakta ısrar ediyor. Baş- kan Süleyman Seba bu tur davraruş- larda bulunan oyunculan onaylamasa da McDonald olayında UEFA ile ara- lannda çıkan çatışmayı örnek gösterip, "Bu adamı geri gönderirsek UEFA Ûe başımız iyice derde girer. İnsanı kay- betmek kolaydır biz kazanmaya çalışaJun" diyor. Seba uyardı Zeyer idmana çıktı Spor Servisi -Beşiktaş Teknik Direktörü Gordon Milne'in PSV Eindhoven maçı sonrası "Ben haber verene kadar çalışmalara gelme" dediği Polonyalı futbolcu dünkü çalışmaya katıldı. Sabah saat 09.00'da kendisini Akaretlerdeki kulüp binasında bekleyen Başkan Siikynıan Seba ve yönetim kurulu üyeleri Erhan Solu, Veli Öztiirk, Ferbat Özgen'le görüşen Zeyer burada Başkan Seba'nın uyarılarını dinledi. Edinilen bilgiye göre konuşmada Başkan Süleyman Seba'nın Zeyer'e "Senden takımı kortarmanı beklemiyoruz. Sadece antrenmanlara çık ve bocanın söylediklerini yap" dediği öğrenildi. Bu görüsmeden sonra Fulya'ya gelen Zeyer antrenmana çıktı. Çalışmada oldukça isteksiz gözüken futbolcuya yine çalışma boyunca pek fazla top gelmedi. Antrenmanda Zeyer'le yanyana gelmemeye özen gösteren Milne, çalışma bitiminde Polonyalı futbolcuyla birlikte koşu yaptı. Çalışma sonrası gazetecilerin Zeyer konusunda sorduklan soruları yanıtlayan Gordon Milne, "Yönetim kurulunun alacağı kararı bekliyorduk. Bu karar da alındı. Bizim için Zeyer konusu burada kapanmıştır" dedi. Milne daha sonra da Zeyer'le Fulyo Tesisleri'nde bir görüşme yaptı. Bu arada Beşiktaş'ın önceki akşam yaptığı haftalık yönetim kurulu toplantısında Zeyer'e ceza vermek için Futbol Federasyonu !na danışma kararı ahndı.Beşiktaslı yöneticiler FIFA'nm ceza sınırını bilmediklerini belirtirlerken "Yanlış bir iş yapmak istemiyoruz. Türkiye Futbol Federasyonu'na danışıp dataa sonra cezayı belirleyecegiz" dediler. Grekoromen Milli Takımı unıuthı gitti Spor Servisi — Grekoromen Güreş Milli Takımı, Varna ken- tinde 27-29 eylül tarihleri ara- sında yapılacak Dünya Şampi- yonası için dün otobüsle Bulga- ristan'a gitti. Başkanlığını, milli takımlar başantrenörü Sım Acar'ın yap- tığı milli takım kafılesinde, Gü- reş Federasyonu üyeleri Eyüp Karadayı, Ali Gümüş ile şu gü- reşçiler bulunuyor: 48 kilo ömer Elmas, 52 kilo ömer Esmer, 57 kilo Ergüder Bekişdamat, 62 kilo Mehmet Arif Pirim, 68 kilo Birol Bay- raktar, 74 kilo Erol Koyuncu, 82 kiyo Elvan Mert, 90 kilo Hakkı Basar, 100 kilo Tahir Yılmaz ve 130 kilo ŞabanDonat. Artroskopi kongresi Spor Senisi — 1. Türk Art- roskopi ve Diz Cerrahisi Kongresi'nin lstanbul'da ya- pılması nedeni ile Prof. Aziz Alturfan, Prof. Ömer Taşer ve Dr. Bora Gökşen'in katıldığı bir basın toplantısı düzenlen- di. 25-28 eylül tarihleri arasın- da gerçekleştirilecek olan kongreye yerli ve yabancı 100'den fazla bilim adamının katılacağı açıklandı. Menüs- küs yaralanmalarında ameli- yatı ortadan kaldıran artros- kopi'nin artık Türkiye'de de yaygın olarak yapıldığını açık- layan Prof. AJturfan, "Bu tür yaralanmalarda özellikk spor- cularda artık yurtdışına gidil- mesi gerekmiyor. Türkiye'de bu ameliyatın dunya standar- dını yakalamış durumdayız. Bu kongrede bunu tüm dünya- ya açıklayacağız." dedi. Arçelik Voleybol Tiırnuvası Spor Servisi — Arçelik Spor Kulübü'nün geleneksel hale getirdiği voleybol turnuvalan- nın üçüncüsü, bugün Fener- bahçe, Galatasaray, Paşabah- çe ve Arçelik'in katılımıyla başlıyor. Otosan Spor Salonu'ndaki turnuva 3 gün sürecek ve cu- ma günü oynanan maçlarla so- na erecek. Günün programı: 13.30 Fenerbahçe-Paşabahçe, 15.00 Galatasaray-Arçelik. Loto'da 8'i 1 ldşi bildi ANKARA (AA) — Spor- Loto'nun 4. hafta kesin değer- lendirme sonuçlan belli oldu. 8 bilen 1 kişi 434 rrrilyon 81 bin 879 lira ikramiye kazandı. Spor-Toto Teşkilat Müdürlü- ğü'nden yapılan açıklamaya göre 20 yaşındaki Kayserili iş- tirakçi Mehmet Ali Kurt'un tek başına 8 beraberliği doğru bildiği geçen haftada 7 bilen 17 kişi ise 25 milyon 534 bin 228'er lira ikramiye alacak. Doktoru, G.Saraylıfutbolcu için 'Onun sorunupsikolojiktir'dedi Roti,bir hafta sonra salı adaSpor Servisi — Galatasaray- ın Rumen futbolcusu Iosif Ro- tariu'nun beündeki sakatlığın psikolojik olduğu bildirildi. Ro- tariu'nun röntgenlerini inceleyen ve Rumen oyuncuyu muayene eden ortopedi profesörü Burhan Uslu, " Rotariu, güçsiiz kalıp beiinde ağn hissetmeye başlayın- ca psikolojik olarak eski hasta- lıgının tekrarlandığını sanıyor. Oysa Rotariu'nun önceki rönt- genleri ile şimdiki röntgenleri arasında bir fark yok. Geçen yü- ki tedavi olumlu sonuç vermişti'" dedi. Doktorlar, Rotariu'ya, 1 hafta dinlenmesini tavsiye etti- ler. Rumen oyuncu, gelecek haf- ta antrenmanlara çıkacak. Dok- torlar, Rotariu'nun Fenerbahçe maçında oynayabileceğini de be- lirttiler. Sakatlığı tekrar nükseden Ro- tariu'nun teknik direktörü Mus- tafa Denizli ise "Rotariu'nun iyi olduğunu sanıyordum. Cuma akşamı maçtan önce yaklaşık yanm saat konuştuk ve bana hiçbir sorunu olmadığını söyle- di. Şimdi ise sağ aya|ının ağrı- dığını söylüyormuş. Deramlı kontrol ettireceğiz. İyileşmesini çok isterim, çünkii o beniıu ki- lit adamun. Ama yerine mutla- ka adamlarım var. Y ine de Ro- tariu'nun sakatlığı dünyanın so- nu değil, çünku ben ondan 14 aydır tam randıman alamıyor- dum." Gol sıkırjtımız yok denizli ligin geride kalan 4 haftasında istedikleri bol gollü maçlan yaşamadıklannı belirte- rek "Ama bu, gol sıkıntım oldu- ğu aniamına gelmez. Kazanacak kadar gol attık" dedi. Denizli şöyle konuştu: "Takımımın gol sıkıntısı yoktur. Çok fazla gol poziyonlan buluyoruz, ama bunlan şanssızlık eseri değerlen- diremiyonız." Galatasaray Teknik Direktö- rü Mustafa Denizli önümüzde- ki cumartesinden itibaren zor bir haftaya gireceklerini söyledi. Cumartesi günü yapılacak olan Altay, çarşamba günü Stahl ve diğer cumartesi günü Fenerbah- çe ile karşı karşıya gelecek olan San-Kırmızılılara bu maçlardan kayıpsız çıkılırsa özel prim ve- rilecek. Denizli bu maçlarda sürpriz isimlere yer vereceğini belirtti. DOKTOR DOKTOR GEZİYOR — Belindeki ağnları tekrar baş- laması nedeniyle doklor doktor dolaşan Rumen futbolcu Rola riu'nun dün röntgeni çekildi. (Fotoğraf: MUSTAFA ERSOY) PROF. ÇİLİNGİROĞLU: Kesin çözüm ameliyat Spor Servisi — Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu, G.Saray'ın Rumen futbolcusu Rotariu'nun sakatlığının yineleyeceğini önceden tahmin ettiğini ve bunu bir panelde açıkladığını söyledi. Masörün tedavisi ile bel fıtığının iyilesemeyeceğini savunan Çilingiroğlu, "Kesin çözüm ameliyaltı. Bunu Rotariu'ya da sövledim. Bel adelesi 'zay ıfladığı an sakatlık tekrarlar' dedim. Işte durum ortada. Ameli>»t şart. Masörle, masajla olacak iş değil" diye konuştu. Prof. Kaya Çilingiroğlu Rotariu'nun yeniden yeşil sahayara dönmesi halinde sakatlığının daha da artabileceğini belirtti. ÇİFT KALE MAÇTA 5 GOL ATTI Rıdvan geliyorSpor Servisi — Fenerbahçe 1 nin dün yaptığı çift kale maçın- da Rıdvan da yer aldı ve 5 gol atarak âdeta "hazınm" dedi. Ligde arka arkaya aldığı ga- libiyetlerle dikkatleri üzerine çeken San-Laciverüiler, Konya- spor maçının hazırlıklanna dün yaptığı çift antrenmanla başlar- ken, hırsh geçen çift kale ma- çında Rıdvan'ın süper oyunu ve attığı 5 golün yanı sıra takım arkadaşlarına da verdiği pasla- nyla bir o kadar gol attırdı. Fenerbahçe'nin yıldız futbol- cusu Rıdvan, dünkü antrenman maçında gösterdiği performans ve korkmadan toplara girişiyle âdeta 3 hafta içinde yeşil saha- lara yeniden döneceğinin müj- desini verdi 5 futbolcu grip Fenerbahçe 'grip'e yenik. Geçen hafta Teknik Direktör Venglos'la başlayan bu salgın hastahk, Ankaragücü maçı sonrası kendini gösterdi ve Ay- kut, Semih, Ercan, Turan, Müjdat ve Oğuz doktoı kont- rolüne alındılar. Fenerbahçe sağlık komitesi grip hastalığının diğer futbol- culara da bulaşmaması için Ay- kut, Semih, Ercan, Turan ve Miijdafı dinlenmeleri için ev- lerine yolladdar. CimnastikFederasyonu Başkanı Örseb Olimpiyatlara hazırız Spor Servisi — 9. Avrupa Cimnastik Kongresi'nin lstan- bul'da yapılması nedeni ile dü- zenlenen basın toplantısında Avrupa Cimnastik Federasyo- nu Başkanı Pierre Chabloz, Genel Sekreter Josef Huber ve Türkiye Cimnastik Federasyo- nu Başkanı Atilla Örsel, açık- lamalarda bulundular. Atilla örsel konuşmasında Türkiye'- de 2000'ii yillarda yapılmak is- tenen olimpiyatlara hazır tek federasyon olduklarıru açıklar- ken böyle bir organizasyonu yapmanın mutlulugunu yaşa- dıklaruıı söyledi. UEG Başka- nı Pierre Chabloz ise bu birli- ğin 1982 yılında kurulmasına karşın oldukça fazla yol aldı- ğını belirterek, "İ9S6 yılmdan buyana Avrupa'da şarapiyona- lar diizenliyonız. Bu kısa süre- de çok büyük yol aldık. TUrki- ye'de böyle bir organizasyonun yapılmasından mutluluk duyu- yonız. Türkiye kunıluşumuz- dan beri bizimle birliktedir" şeklinde konuştu. Chabloz ay- rıca federasyonun 32 üyesi ol- duğunu belirterek bu kongreye üç ülke dışında bütün üyelerin katılacağını açıkladı. GITTIM, GORDUM, YAZDIM Hakeme neden bağınyorlar? NEVZAT ERKMEN Sonbahar gelince, hafta sonlan dağlara, ormanlara gi- der mantar toplarım. Kimile- yin yalnız, kimileyin arkadaş- larla. Bu hafta Galatasaray- Konyaspor maçına gittim. Saat ikide stada gittim. Maç 15.30'da. Bir bayram yeri, içim sevinç doluyor. Biletim var ya, hemen içeriye girebileceğimi düşünüyorum. Oysa polisler, kıvnm kıvnm kuyruğun sonu- na gitmemi söylüyorlar. Bir sa- at sonra tam girişe yaklaşır- ken, birileri kuyrukla dışarı- dan kaynaşürma yapmaya kal- kıyor. İtiraz sesleri yukseliyor. Sonradan gelenlerden kimisi kuyruğumuzu terk ediyor, ki- misi kalmakta diretiyor. Beni kuyruğun sonuna gönderen polise bu haksızlığı anlatıyo- rum. Polis, "Ben bir kişiyim, siz bin kişisiniz" gibı bir şey- ler mırıldanıyor. Direten son- radan gelmeler kazanıyor. Sta- dın dışında sportmenlik kıt. Bakalım içerisi nasıl? Biletimin numarası: Sıra 16 - Yer 42). Konyaspor maçında elbet 42 olur. Babam Konyalı- dır. Bakalım ben hangi takımı tutacaktım. Oğlum Ali Gala- tasaraylıdır diye GS'yi mi? Ba- bam Kony'alıdır diye Konyayı mı? Daha maç başlamadan ızle- yiciler arasında bir kavga baş- langıcı. Birtakım ha>~van adla- rı, bir sebze adı ve kımi cinsel sözcükler... Kavga yatıştınlı- yor. Maç başlıyor. Binlerce in- sanın coşkulu, taşkın sesleri. Heyecanlanıyorum. Orta Asya steplerinde koşan TürkJerin haykırışları yankılanıyor san- ki. (Eyde bunu anlattığımda, Ali, "İsveçliler de aynı sesleri çıkanyorl' demişti. Demek ki insanlığın evrensel sesi bu.) Sağımda solumda sigaralar içiliyor. Konyaspor ilk golü at- kem kısa pantolon giymiş. Acaba ondan mı? Maç bitiyor. "Bu stattan na- sıl çıküır" bulmacasını çözme- ye çalışıyorum. Kapıdan çıkar çıkmaz, burnunu stat kapısma kadar sokmuş siyah camız gi- bi bir Mercedes'le karşılaşıyo- rum: 34 CMZ 44. Bir millet- vekilinin arabasıymış. Spor meraklısı (sportmen) bir va- tandaş herhalde Akşam, evde Ali, Fama PORTRE NEVZAT ERKMEN 1931 İzmır doğumlu ABD New York kenlınde pe- dagoji eğitımi gördukten sonra doktora çalışması yaptı. Daha sonraki yillarda bir firmada genel müdurluk de yapan Erkmen emekli olduktan sonra uzun yıllar ga- zeternızin "Pazaroyun" koşesıni yonetti. Son olarak bu yıl içinde yapılması planlanan, ancak Yugoslavya'- daki iç karışıklıklar nedeni ile iptal edilen Ounya Bul- raaca Oyun Kongresi'ne davet edildi. tı. Sıradan bir kaynaşma. 3-4 dakika sonra GS ilk golünu atıyor. "Aman Tanrım! Saha gene mi yıkılacak" diye geçi- riyorum. O anda KS'yi tuttu- ğumu anlıyorum. Ikinci devre- de skoru unutuyorum. Yanım- daki polise soruyorum. 2-1 di- yor. O anda skor levhasını gö- rüyorum ilk kez. Sonra birden tum statta bir patlama: İnsan sesleri patla- ması. Hakeme, eşcinsel sözcü- ğünun eşanlamlısı bir başka kaba sözcüğü yöneltmekteler. Bütün statta bir tek öyle insan var demek. Bakıyorum, ha- City'den gelir gelmez yapıştı- rıyor soruyu: "Baba, kaç kaç?" Bilgiççe yanıtlıyorum: "tki bir." Bunun GS için çok kötü bir skor olduğunu söyleyen Ali, gene soruyor: "Golleri kimler attı?" Ifadesiz bir yuzle ona ba- kıyorum. Ali, umutsuz, "Uğur mu, Muhammet mi, Erdal mı, Ko- secki mi" diye bir süre dayatı- yor. Sonra benden umudu kes- miş ki TV'ye yönelıp spor ha- berlerini bekliyor. HAFTALIK ABDÜLKADİR YÜCELMAN Devlet veya suponsorun parasal motivasyonu Atletizm çevrelerinin çok yakından tanıdığı ve ül- kemizin attetizm konusunda- ki uzmanları arasında bulu- nan Cüneyt Koryürek, TV'de "Bir Başka Gece"ye çıktı. Tokyo'da yapılan son Dünya Atletizm Şampiyonası ile il- gili Hıncal Uluç'un soruları- nı yanıtlarken konu döndü dolaştı atletlerimize geldi. Sonuçta da soran da yanıt- layan da bir noktada birleş- tıler, "Eğer Türkiye'de de elit atletler ister devlet is- terse bir başka kuruluşun himayesine alırrsa biz de pistlerde final koşarız." Gerçekten de Afrikalı at- letlerin dünya pistlerinde al- dıkları derecelerin ve rekor- ların altında hiç kuşkusuz "himaye" vardı. Afrika adına koş- t u k l a n n a bakmayın, hepsi de ya İngiltere'de ya da Ameri- ka'da burs almış, çeşitli kuruluşların himayeleri ile perfor- manslarını yükseltmiş ve atletizm- de rekor sa- hibi olmuş- lardır. Bizde ise durum şöyle: Gençler, yıldızlar ve hatta daha da küçük yaştaki spor- cularımız uluslararası müsa- bakalarda çoğu zaman çok çok iyi sonuçlar alıyorlar, ba- şarıdan başarıya koşuyorlar. Ama gençler statüsünden yavaş yavaş büyûkler statü- süne geçlikleri anda (okul- meslek) karmaşasına dönük bir yaşam kavgası içinde kaybolup gidiyorlar. Oysa bunlar özel bir himaye ile da- ha iyi derecelere program- lansa bizim de uluslararası başanlarımız sürecektir. Bir yüzücünün babası biraz şi- kâyet biraz da feryat edıyor- du. "Vallahi benden bu ka- dar. Mehmet efendi olarak ben daha fazlasını yapa- mam. " Evet Mehmet efen- di haklıydı, çocuğunu belli bir yere kadar getirebilmiş, özverinin en yükseğini ver- miş, ama işte oraya kadar gelmişti. Gerisine gücü yet- mezdi. Bundan sonrası dev- letin ya da suponsor kuru- luşların işi olmalıydı. Zeki Öztürk'ü madalya alacağı bir yarışma yerine 5 milyonluk ödül için ikinci st- nıf yarışmalara katıldığı için kınadık. Ama işin içinde eko- nomi vardı. Zeki Öztürk ma- dalyanın karın doyurmaya- cağını, 5 milyonu kaçırma- ması gerektiğini düşünmüş- tü. Şimdi Zekl'yi nasıl kına- rız? Nasıl olur da ona "sen 5 milyonu boşver, madalya- ya bak" deriz. Günümüzde her şey ekonomiye bağlı. Bugün dünya rekorlannın da olimpiyatların da ardında ekonomi yatıyor. Münih Oli- mpiyatları'- nın altın ko- leksiyonu ya- pan yüzücü- sü, Mark Spitz madal- yaları ile de- ğil, rekorlann sahibi olduk- tan sonra çıktığı süt reklamları ile köşeyi dön- dü. Bugün de hâlâ o gün kazandı- ğı rekorlann mirasını ye- mekle meşgul. Güreşçilerimiz son yillar- da altın, gümüş, bronz ma- dalya peşinde koştular. Pe- ki ama bir sihirli ef mi onları bir anda minder ustası yap- tı? Hayır efendim, güreşte son yıllardaki parasal moti- vasyon güreşçilerimizi daha hırslı ve güreşe bağımlı kıl- dı. Her şeyi bir yana bırakıp mindere saldırdılar, çünkü onlar için ekmek minderdey- di. Kazandıkları takdirde kendilerine maaş bağlana- cak, dizi dizi cumhuriyet al- tınları onların olacaktı. Ve güreşteki bu ekonomik mo- del bizi minderde başandan başarıya götürdü. Güreşte yeni yetisen gençlere bakı- yoruz, hepsi de artık güreşi meslek olarak seçmiş gibi- ler. Ama onlar madalyadan çok geleceklerini, yani ge- çimlenni düşünüyorlar. Bu topkjmda yaşayan her çoğu- •• muz gibi... Renault ve Bubka Dünyanın çatısında ge- zen bir Rus var; Sergei Bubka. İşte onu ülkemizde de izleme fırsatı yakalamış- ken kaçırdık. Nasıl oldu da 28 dünya rekoru kıran bu müthiş atleti görme şansını kaçırdık? Anlatalım. Renault girişimde bu- lundu; Türki- ye'deki atle- tizmseverle- re bir dünya rekortmenini kendi evimiz- de izlettir- mek için. Bubka, "40 bin dolar isterim" de- di. "İsterim ve de İstan- bul'da bir dünya rekoru denemesi de yapanm." 40 bin dolar yak- laşık 200 milyon lira. Rena- ult için para değil, ama bir düşünün Bubka İstanbul'a gelecek, rekor denemesi ya- pacak, belki de o santim santim yükselttiği ve her santim için 25'er bin do- jar aldığı rekorunu da bir de İstanbul'da kıracak. Siz Türkiye'nin, İstanbul'un dünya basın ve TV'lerinde- ki reklarnını düşünün. Ney- se uzatmayalım temasa ge- çilmiş Bubka'nın mena/eri ile fakat "Bu rekor dene- mesini nasıl yapacağız " diye bir soru atılmış orta- ya. Bubka 6.10 atlıyor, oysa bizdeki atlama seh- pası ye- terli değil, çünkü bizde- ki 5 metrelik. Hadi Bubka sınğını kendi getirecek, ama ya atlama sehpası ne olacak? İşte şim- di ona çözüm bulmuşlar, yurtdışından ithal edecekler- miş. İnşallah o zamana ka- dar Renault'nun hevesi geç- mez ve de Bubka Ihtiyarla- mazsa... Bir şampiyona köstek Biz sporcuların himaye- sinden, himaye edilen elit sporculann bir gün mut- laka yapılan yatırımın karşı- lığını vereceklerinden söz ederken ilginç bir örnek or- taya çıktı. Kanada'da yapılan Dünya Gençler Güreş Şampiyona- sı'nda genç güreşçimiz Ha- lit Tolga İpek dünya şampi- yonu olmuş, "Şampiyon ol- dum, ama bu bana yetmez; ben dünya şa- mpiyonu ol- mak ve de okumak istiyorum" diyerek Mar- mara Üniver- site Eğitim Fakültesi'ne başvurmuş- tu. Hani bir yönetmelik vardı. "Ba- şarılı spor- culann spor akademilerine girebilmeleri" ile ılgıli. Ama YÖK bu şampiyon çocuğa "r>u yıl git, gelecek yıl get" demişti. Olay daha sonra "Hani seni seni" di- ye parmak sallayan Sa- bah'ın Markopaşası Ahmet Vardar'a da yansımış, Vardar, YÖK'ü zorlamış ama bir sonuç alama- mıştı. Sonuçta Başbakan Mesut Yılmaz'a durumunu anlata- bilme fırsatı yakalayan genç güreşçiye Yılmaz, "Sen spor akademisine girme- yeceksin de kim girecek?" demesine karşın hâlâ bu genç şam- piyon orta- dadır. Daha büyük şam- piyonluklar ve yüksek tahsil yapma şansı arayan bir sporcuya destek yeri- ne köstek ol- mak galiba bizim ülke- mizden baş- ka Patagon- ya'da bile görülemeye- cek bir çirkinlik ve mantık- sızlık tablosudur. Durumu aynen her kim il- giliyse ona iletiyoruz. Bu ül- kenin genç kuşaklanna kös- tek olan her kimse bizden değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle