23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•25 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 [ Şimdüik sadece büyük kentler izleyecek !Demokrasi Kaııalı denemedeBir partinin organı degil Demokrasi Kanalı'yla ilgili ayrıntılar SHP ve Yorum Ajans'ın birlikte düzenleyeceği bir basın toplantısıyla açıklanacak. Demokrasi Kanalı'nın bir partinin yayın organı olmadığını savunan Mega-10'un sahibi Osman Uslu "Demokrasi Kanalı Mega 10 yayınlan içinde sadece bir bölüm olacak" dedi. AYŞE SAYIN ANKARA — Siyası partilerin "ekrandan propaganda" yanşı hızlanırken SHP'nin "Demok- rasi Kanalı" bugün düzenli de- neme yayınlanna başlıyor. Demokrasi Kanalı'yla ilgili ayrıntılar, SHP ve Yorum Ajans'ın birlikte düzenleyeceği bir basın toplantısnda açıklana- cak. Yorum Ajans, yayınların geniş kitlelerce izlenebilmesi amacıyla büyük kentlere yansı- tıcı antenler kuruyor. Yorum Ajans ve SHP'nin De- mokrasi Kanalı yayınlannı ya- pacağı Mega-10'un sahibi Os- man Uslu, bugün başlayacak deneme yayınlarının kamuoyu- na yönelik olmadığını söyledi. Uslu, geçen pazar gunu de de- neme yayını yaptıklarını anım- satarak, halkın bu yayınlan na- sıl izleyeceği ve program içerik- lerine ilişkin ayrıntılı bilgiyi önumüzdeki günlerde düzenle- yecekleri basın toplantısıyla du- yuracaklarını açıkladı. Uslu, Demokrasi Kanalı'nın kuruluşu ve yayın karannı 15 gün önce al- dıklarını belirterek, "Bu siire içinde tüm Türkiye'yi kapsaya- cak yayın yapmamız beklene- mez" dedi. Demokrasi Kanalı- nın Magic Box'ın izlendifi her yerde izlenebilmesi için çaba harcadıklannı anlatan Uslu, "Biz özellikle büyuk kentlerde yayınların izlenmesi için çaba harcayacagız. Bu amaçla büyük kenüere kendimiz yansıtıcı an- tenler kurduruyoruz" diye ko- nuştu. Uslu, "Demokrasi Kana- h'nı izJemek için SHP'li beledi- yeler, Starl antenlerini kapata- cak mı?" sorusunu da şöyle ya- nıtladı: "Bizim Starl kesilsin, diye bir öneri ve talebimiz yok. Bu, ta- mamen SHP'nin vereceği bir karar. Şimdi, Nurettin Sözen'le ilgili yayından sonra SHP ve Starl'in arası iyice açıldı. Beledi- yeler de partinin karannı bekli- yor olmalılar. Biz, mevcut veri- ci antenlerden ve kendi kuraca- ğımız antenlerden yararlanaca- gız." Demokrasi Kanalı'nın bir partinin yayın organı olmadığı- nı savunan Uslu, "Bu özel bir kuruluş. Adı da Mega 10. De- mokrasi Kanalı. Mega 10 yayın- ları içinde sadece bir bölüm olacak" diye konuştu. Uslu, şimdilik program isimleri vere- meyeceklerini, programlara yö- nelik çalışmalann sürduğünu ifade ederek, yayınlar arasında açıkoturumlar, müzik-eğlence programları, halk röportajla- rının yer alacağını bildirdi. Her akşam saat 20.00-22.00 arası ya- yın yapacak olan Mega 10, se- çımden sonra yayın suresini art- tırmayı hedefliyor Uslu'nun verdiği bilgiye göre Demokrasi Kanalı'nda kullanı- lacak görütü ve haberler yetiş- tirilebilirse, kurulacak "Mobil Uydu Yer tstasyonu" aracüığıyla Almanya'ya anında geçilebile- cek. Sistemin kunılması tamam- lanamazsa paket programlar ha- zırlanacak ve bunlar uçakla ya- yın merkezine gönderilecek. Starl ve TRT Starl siyasi parti lıderleriyle düzenleyeceği söyleşiler için DYP'nin yanıtını bekliyor. Siya- si partilerin, olumlu ya da olum- suz yannlarını en geç bugün 17.00"ye kadar Magic Box'a ilet- mesi gerekiyor. ANAP ve DSP, Magic Box'ın söyleşilerine katı- lacaklar. DYP, aday belirleme çalışmalan ve genel idare kuru- lu toplantılan nedeniyle Starl'in çağrısına dün de yanıt vermedi. DYP yöneticileri, Starl'in öne- risini düşünecek zamanları oi- madığını öne sürerek kesin ka- rarlarının belirlenmediğini vur- guladılar. SHP lideri Erdal İnö- nii, Starl'in çağrısım kabul et- memişti. YSK YSK, radyo ve televizyon pro- paganda esaslan ile TRT'nin uyacağı ilkeleri belirledi. Buna göre TRT ekranından ANAP, SHP, DYP, DSP, RP, MÇP v SP propaganda konuşması yapabi- lecek. Radyo ve TV'den ANAP 50, SHP 40, DYP 30, seçime ka- tılacak diğer partiler de 20'şer dakika yararlanabilecek. Seçime katılan butün siyasi partiler, 10'ar dakikahk iki propaganda hakkınm birini 13 ekim pazar, diğerini de 19 ekim cumartesi gunü saat 18.0O'e kadar kullana- bilecek. TBMM'de grubu bulunması nedeniyle ANAP, SHP ve DYP 10'ar dakika, iktidar partisi ol- duğu için ANAP 20, ana muha- lefet partisi olması nedeniyle de SHP 10 dakikahk ek propagan- da hakiarım 13-19 ekim tarihle- ri arasındaki tarihlerde kullana- caklar. Radyo ve TV'den propagan- da yapma hakluna sahip olan si- yasi partilerin hakiarım nasıl kullanacaklannı en geç 29 eylül pazar gunu saat 17.00'ye kadar YSK'ya bildirmeleri gerekiyor. Partilerin, yayın zaman ve sı- raları 30 eylül pazartesi günü YSK'da yapılacak ad çekmeyle belirlenecek. Basın Konseyi'nden Sağlar'ın ( sansürcü yaklaşımı'na protesto Sözen,Stari KohTe şikâyet etti; Büyukşehir Belediye Başkanı Sözen, Alman ; Başbakanı'na gönderdiği I mektupta, yayın sorumlularının cezalandırılmasını, kanalın , kapatılmasını, S kapatılmaması halinde en ', kısa sürede cevap hakkının î kullanılmasını istedi. 1 Basın Konseyi Başkanı : Oktay Ekşi, SHP'li 5 Sağlar'ın Magic Box TV \ antenlerini kapatma ' uyansını protesto için Erdal î Inönü'ye telgraf çekti. tstanbul Haber Servisi — ls- tanbul Büyukşehir Belediye Baş- kanı Prof. Nurettin Sözen, Ma- gic Box'ın peşini bırakmıyor. ! Sözen, Magic Box hakkında yaptığı suç duyunısundan ve maddi ve manevi dava açacağı- m bildirmesinden sonra Starl kanalının kapatılması için Al- manya Başbakanı Helmut Kohl'e başvurdu. Sözen mektubunda, "Ülke- nizden yayın stüdyosu, link uy- du çıkış kanalı ve (uplink) kira- faryarak Eutelsat ll-F-2 10 dere- ce doğu üzerinden ülkemize ya- ym yapan Magk Box (Starl) TV kanalının, trafik yasalan, bele- j diye hizmetleri ve tarihi-turistik gyerlerle ilgili kurallara aykın 5 olarak yerleştirilmiş uydu yer is- \ tasyonunun neden olduğu basit Jbir trafik kazası bahanesiyle, £ hiçbir mantıgın kabul edemeye- J cegi gülünç bir yorumla, bu ka- jzaji bilerek yapürdığım iddia 3 edilerek onuruma ve temel kişi- 2 lik haklanma tecavüz edilmis- Stir." Ç Aym yayın kuruluşunun "de- ^ mokraük gruplar ve siyasi par- 2> tüer arasında eşinık" ilkelerini diyesi, Çember- litaş'ta Vezirhan'ın avlusuna Magic Box'ın beton dokerek yer- leştirdiği uydu anten ile ilgili olarak savcılığa suç duyunısunda bulundu. Belediye, "işgal" olarak nileiendirdiği bu durumun eski eserler yönunden incelenmesi için de 1 Numaralı Kultür ve Ta- biat Varlıklan'nı Koruma Kunılu Mudürtügu'ne başvurdu. Magk Box Genel Koordinatörü Yekta Güngör'ün gazetemizde yayım- her gun çiğnediği, nitekim âde- ta sorgulandığı için yanm bırak- tığı ve yayımlanmasım istemedi- ği bir programın da montajlana- rak ve mesajının değiştirilerek seçimler arifesinde, kendisine yöneltilen haksız suç isnadından sonra yayına sokulduğunu anla- tan Prof. Sözen, mektubunda daha sonra şöyle dedi: "1. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 5.5.1989 tarihli toplantısında kabul edilen ve ül- kenizce de imzalanan Avrupa Sırurötesi Televizyon Sözleşme- si'nin (Avrupa Sözleşmesi No: 32) önsöz 3. paragrafı "tnsan onurunun ve eşitiiğiııin bu pren- siplerin temeli olduğu" beşinci paragrafı "Butün demokratik gruplar ve siyasi partiler arasın- da eşitlik ve çogulculuğun konı- lanan söderinie|eptirwı Eıninönu BeledijeBaskanı Abtnet Naci Akgün, "Hiç kimse bir belediye başkanına kendi amaçlan ve çı- karları doğrullusunda emir veremez. Starl yetkililerini, tarafsız basın yayın ilkesine saygılı yayın yapmaya çağırıyorum" dedi. UBA'ya açıklama yapan İstanbul Basın Savcısı Ayfaç Toloy da Starl'in, "İstanbul'un zorba belediye baskanının son icraatı" anonslu haberi nedeniyle, Sözen'in başvurusundan sonra soruş- lurma açıldığını soyledi. (Fotoğraf: CUMHURtYET) 2- 11 federe eyalet tarafından 1-3 Nisan 1987 tarihinde imza- lanan "yayının yeniden yapılma- sı üzerine eyaletlerarası anlaş- narak, düşüncenin serbestçe oluşumunda ve kültünin geliş- mesinde yayıncılıgın önemini vurguladıgı", madde 7. yayıncı- lığın sorumluluklan bölümünün 1. maddesi "Program hizmetle- rinin, sunusu ve keriği ilgilen- diren butün öğeleri, insan onu- runa ve kişilerin temel haklan- na saygı gösterir" maddeleri ve ilgili maddelerine, ma"ya, 3. Yayın yapılan eyaletin ya- ymcüık ilkelerine göre bir yayın- cılık suçu işle>-en Magic Box (Starl) kuruluşunun ve yayın so- rumlularının cezalandırılması, kanalın kapatılması, kapatılma- \Maliye Bakanı ile her yerde tartışmaya hazır olduğunu söyleyen Mumcu: IKahvecfnin yakasını bırakmam* Kahveci ile her yerde tartışacağım söyleyen Uğur Mumcu "Bursa'daki tekstil kaçakçıhğını soruyorum, susuyor; patenti neden hayır kurumlanna bağışlamadın diyorum, susuyor. tsterse Pendik'te seçmenlerinin önünde tartışahm. Kahveci'nin yakasını bırakmayacağım" dedi. ANKARA / tSTANBUL (UBA) — Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kabveci ile gazeteci-yazar Uğur Mumcu arasındaki tartışma giderek bü- yürken Kahveci, "Mumcu, Ba- sın Konseyi'nin bakemliğini reddetti " dedi. Uğur Mumcu ise Bakaıı Kahveci'nin bu iddiası- nın "tümüyle büyük bir yalan" olduğunu belirterek "Kendisine Basın Konseyi statüsünü iyice okumasım ve mayonez yemesi- ni öneririm" dedi. seyi'nin statüsünü, yetkilerini bilmiyor. Ben Basın Konseyi üyesi degilim. bu nedenle Basın Konseyi'nin benim taraf odu- ğum bir konuda hakemlik yap- ması statüsüyle bağdaşmaz. Sayın Oktay Ekşi'nin beni aradığı ve benim bu hakemliği ret ettigi iddiası Bakan Kahve- ci'nin büyük bir yalanıdır. Ben daha önce kendisine yalan ma- kinesi icat etmesini önerrniştim. Bakan Kahveci benimle önce her yerde tartışacağım söyledi. Sonra Bakanlığa geleyim, orada tartışalım dedim, reddetti. Mül- kiyeliler Birliği çağırdı, onu da reddetti. Kahveci'nin yakasını bırakmayacağım. Bursa'daki tekstil kaçakçılıgını soruyorum, susuyor. Patent olayını TBMM'de neden gizledin diyo- rum, susuyor. Patenti neden ha- yır kurumlanna bağışlamadın diyorum, susuyor. Kendi adına patent alıyor, bir de devletten devletçilikten bahsediyor. Kabveci ile her yerde tartış- maya hazınm, isterse Pendik'- te seçmenlerinin önünde de tar- tışalun. Ama daha önce okumasım öneriyonım. baş\ıırduğu Basın Konseyi'nin statüsünü de oku- masını ve mayonez yemesini öneriyorum." Öte yandan Kahveci'nin iddi- ası üzerine ne diyeceği sorulan Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'de şöyle dedi: "Sayın Bakana telefonla da daha önce birkaç defa izab et- tiğim gibi Basın Konseyi'ne is- teyen gazeted uye olur, isteme- yen olmaz. Sayın Mumcu da üye olmayan meslektaşlanmız- dandır. O nedenle Basın Konse- yi, Sayın Kahveci'ye başvurusu üzerine konseyin berhangi bir işlem yapmadığını bildirdi. Bi- zim için olay bundan ibarettir. Basın Konseyi hiç kimsenin kendi amacı için kullanabilece- ği bir polemik aracı değildir." ması halinde en kısa sürede ce- vap hakkımın kullanılması hu- susunda gereğini emirlerinize sunanz. Ayrıca ilgililer hakkın- da ceza ve tazminat davaları açacağımı da bilgilerinize suna- nm." Marmara ve Boğazlan Bele- diyeler Birliği encümeninin, Starl'in Sözen'e yönelik yayını- nı göruşmek üzere, üye beledi- ye başkanlannı yarın olağanüs- tü toplantıya çağırdığı bildirildi. Çankaya Belediye Başkaru Doğan Taşdelen, "tek yanlı, haksız ve gercekleri sapbran" Magic Box yayınlarını protesto ederek Çankayalıları bu yayın- ları izlememeye çağırdı. Taşde- len, "Nurettin Sözen'in görevde kalması ya da gitmesine karar verecek tek guç İstanbul balkı- djr" dedi. Bursa Büyukşehir Belediye Başkanı Teoman Ozalp, Starl'in Sözen'e yaptığı davranışın hoş olmadığını belirtti ve "en kısa sürede taraflı yayınına son vermesini" istedi. Mudanya ilçe- si bağımsız Belediye Başkanı AM Narin Demirtaş da Sözen'e ya- pılan davranışı tüm belediye başkahlanna yapümış bir hafta- ret olarak nitelendirdi ve Starl'in yayınını kesti. Basın Konseyi Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, SHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Fikri Sağlar'ın, Magic Box TV antenlerini kapatma uyansını protesto amacıyla Ge- nel Başkan Erdal tnönü'ye telg- raf çekti. Oktay Ekşi, Magic Box'ın ya- yın poliükasmın, bu kuruluşun başındakilerin belirleyeceği bir husus olduğunu belirttiği telgra- fında şöyle dedi: "Bu politikayı begenip begen- memek de tum izleyicilerin bak- kıdır. Ama beğenilmeyen vayın- lann, alıcı-izJeyici kişilere ulaş- masına engel olmaya kalkmak, kimsenin hakkı değildir. Kaldı ki tam anlamıyla sansür sayüa- bilecek bu tıir bir yaklaşım, Sos- yaldemokrat Halkçı Parti'nin bugüne kadar kamuoyuna yan- sıyan potitikalanna da taban U- bana zıttır. SHP Genel Sekreteriigi gibi üst duzeyde ve sorumlu konum- da bir parti ileri gdeninin savun- duğu sansür anlayışını benimse- mediginizi bilmekten, kamuo- yunun memnunluk duyacağuu dikkatinize sunuyorum." Hak-lş Sendikası Genel Baş- kanı Necati Çelik, Sözen ile Starl arasında başlayan tartış- manın "Sözen'in gerçek y üzünü ortaya çıkardığıu" savundu. DUNYADA BUGIJN ALİStRMEN Reklamcılar Savaşı Gecıkmiş 20 Ekim erken seçimlerinin en ilginç yanların- dan bıri de, medya savaşlanna dönüşmüş olması. Gerçi, da- ha önce de partiler reklam firmalarına başvurmuşlardı. An- cak şimdiye dek hiçbir seçim böylesine yoğun reklamcılar çekişmesine dönüşmemişti. Olay, belki geniş kesimlere biraz garip gelebilir. Ama yine de kabul etmek gerekir ki, reklam firmalarının ışi ele alma- ları, kampanyanın belki de daha düzeyii, daha olumlu ve daha ılımlı geçmesıni sağlayacaktır. Hatta ANAP'ın, demokrasi ge- leneğı güçlü bir ülkenın, konuda uzmanlaşmış reklamcısıpa başvurması sayesinde çağdaş sloganlarla da karşılaşabile- ceğımiz düşünülebilir. Gerçekte, kültür düzeyi çok yüksek olmayan, kitap oku- ma oranı oldukça düşük bir toplumda TV'nin yaygınlaşma- sından bu yana geçen yirmi yıl içinde, insanların reklam spot- larındaki sloganlarla düşündügü, çocukların sokaklarda cin- gıllan şarkı diye söyledigı, salt TV ve reklam kültürü üzerine oturmuş bir gülmece türünün çıktığı, dizilerin kötü adamla- rının adlarının sıfata donüştüğü, birçok yerde "Dallas" bira- hanelerinın açıldığı gözönünde bulundurulunca, siyasi par- tilerin, seçmene ulaşmak ıçın bu garip kültüre başvurmala- rınj yadırgamamak gerekir. Üstelik ıletişım devrimınin getirdiğı olanaklardan yararla- nılması, yenı etkıleme tekniklerinin kullanılması çağdaş bir davranış olarak da görülebılir. Ancak teknolojiye, her türlü yeniliğe, eskıye sanlarak kar- şı çıkmak ne denlı yanlış ise en iyi teknolojınin her zaman en iyi sonuçları vermediği (ABD'nin Vietnam Savaşı ve nük- leer silahlar ömeğini unutmamak gerek) gerçeğini görmez- den gelerek, her yeninin illa salt iyi olduğunu düşünmek de yanlıştır. Frenklerin dediğı gibi, "Ne yapttğınız veya neyi kullandı- ğınız değıl, onu nasıl yaptığınız ve nasıl kullandığınız önem- lidir" Olayın bu yanını düşününce, insan biraz ürpermekten ken- dini aiamıyor. Gerçekten ıletişım devrımi, her zaman ve her yerde kişiyi daha bılgıli ve daha bilinçli kılmıyor. Hatta zaman zaman, ile- tişım araçlannın kullanılma tekniği, toplumun test usulüne göre yanıtları önceden belırlenmiş seçeneklerden birini seç- me sistemiyle yetiştirilmesı sonucunda, bıreyin özgür seçı- mi daha az gelişmiş teknoloji dönemlerine oranla bile gerı- leyebiliyor. Prof. Dr. Ünsal Oskay, Ankara Reklamcılar Der- neği'nin düzenlediği sempozyumda, Felix Green'in, Demir ve Bambu Perde (Bambu Perde Asya diktatörlükleri için kul- lanılan bir deyim) yanı sıra, "Cehalet Perdesi" (Curtain of İg- norance) kavramını geliştirdiğinı anlatıyordu. Ne yazık ki "Cehalet Perdesi", kitle iletişim araçlarını amaç- larına uygun olarak ustaca kullananların başansı yüzünden "iletişim devn"nde pekişmiş bir kavramdır. Kişinin on sekiz saat süreyle, neyi alıp neyi tüketeceği ko- nusunda şartlandınldığı bir toplumun yaratacağı bıreylerin özgür seçımlen konusunda ciddi kaygılar olmasında yadır- ganacak bir yön yok. Çocuklann sokaklarda cıngılları söyiedikleri, insanlann rek- lam spotlarının sınırlı dünyasının içinde düşündükleri bir top- lumda, arkadaşımız Uğur Mumcu'nun da belirttiği gibi, mer- kez yoklamasıyla atanmışların seçmene sunulduğu ya da sı- nırlı bir çıkar grubuna dönüşmüş etnik, mezhepsel kökenli delegelerin seçtiği adaylann seçmen önüne çıkanldtğı bir sıs- temde, daha baştan sınırlanan seçim hakkı, yasal yasaklar ve yasal barajlarla daha da sınırlanmaktadır. Üstelik butün bu çarpıtma ve sınırlamalar, zaten demokratik olmayan bir ortamda, şeffaf olmayan bir devlet düzeni içinde gerçekleş- mektedir. Bu durumda seçmenin, kişinin özgür seçim olanağı ko- nusunda ciddi kaygılara duşülmesı, ulusal ıstencin ne denli sağlıklı bıçımde gerçekleştıği konusunda kuşkular doğması dogaldıt . . Şimdi bütün buntarın üstüne bir de, reklamcıların usta mak- yajlannı ekledinız mi, kişinin özgür seçim olanağının daha da çarpıtılması kaygısına kapılmanız kaçınılmazdır. Gerçi tüm reklamcılarımız, reklamın kötü bir malı sattıra- cak sihirlı bir araç olmadığını süreklı vurguluyoriar, hatta "iyi bir reklamın kötü bir malın en büyük düşmanı oldugu"nu soy- leyip, kötü malın iyi reklamın yaratacağı umutları sıleceğini ve böylelikle birbirlerıyle çelişeceğını soylüyorlar. Ama gerçekten usta, becerıklı, yaratıcı güçleri yüksek rek- lamcılarımızın, tüm topluma yıllar boyu dünya standartların- dan çok daha aşağıda kalitede, ama dünya fıyatlarının üs- tünde ederlerde malları satmada gösterdıklerı başanyı dü- şününce, seçim kampanyasında gösterecekleri hünerienn bı- zi korkuya düşürmesım de anlayışla karşılamak gerekir sa- nıyorum. KlSA KISA • Yurdun çeşitii yerlerinde meydana gelen trafik kazalannda 6 kişi öldü. Kütahya-Bursa karayolundaki kazada Ömer Yenilmez (33) ile Ahmet Çetin (28), Ereğli- Karaman karayolundaki kazada Ufuk Gören (6), Akşehir'de Gülfidan Kılıç (55), Hacıbektaş'ta Dilara Atmaca (48), Şehitkamil'de meydana gelen kazada da Leyla Zurnacı (55) adlı yurttaş yaşamını yitirdi. • Samsun Vali Yardımcısı Ergun Doğanay, Bartın Valiliği'ne atandı. Doğanay'ın Bartın Valiliği'ne atanmasına ilişkin Bakanlar Kunılu karari Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu arada, Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan, Basın Ilan Kurumu Genel Kurulu'nda boş bulunan lçişleri Bakanlığı Temsilciliğine getirildi. SSK'da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilci yönetim kurulu üyelerine de Mehmet Zekâi Ozcan atandı. • Aydtn'ın Karacasu ilçesıne bağla Ataeymir kasabasında özel sektore aıt bir maden ocağının yemekhane bölümünde önceki gün meydana gelen patlamada, ölenlerin sayısı ikiye çıktı. Patlama sırasında yemekhanede bulunan işçilerden Ali Bozoğlu (50), olay yerinde ölmüştü. Ağır yaralı olarak Izmir Tepecik SSK Hastanesi'ne getirilen Ali Kabak (31) ise, dün sabah yaşamını yitirdi. Mülkiyeliler Birüği'nin yaptı- ğı "gelin tartışın" çağrısım red- dettikten sonra Uğur Mumcu hakkında Basın Konseyi'ne baş- vurduğunu açıklayan Bakan Kahveci, Mumcu'nun Basın Konseyi'nin hakemliğini redde- tiğini öne sürerek şunları söyle- di: "Uğur Mumcu ile aramızda- ki tartışmada hakemlik vapması için Basın Konseyi'ne müraca- at etmiştim. Konseyin Başkanı Sayın Oktay Ekşi'den Uğur Mumcu'nun konseyin hakemli- ğini reddettiğini öğrendim. Ugur Mumcu'ya şunu sonnak istiyonım: Basın Konseyi objek- tif bir kurul degil mi? Bu konu- da Türkiye'de Basın Konseyi'n- den daha yetkili bir kuruluş var mı? Madem ki Mumcu ken- dine güveniyor, Basın Konseyi'- nin hakemliğini niçin reddedi- yor? Yoksa meslektaşlanndan mı korkuyor? Hodri meydan!" Kahveci'nin bu iddiası üzeri- ne Uğur Mumcu şunlan söyle- di: "Bakan Kahveci; Basın Kon- Geleceğin Kenti" Sizi Bekliyor. IBM PS/2 Kenti adını verdigimiz ve tüm uygu- lamaları\la IBM PS/2"leri tanıttığımız fuarları- mızın ikincisi 25 Eylül'de açüıyor. Geçtiğimiz yıl IBM PS/2 Kenti'nde her türlü işkolu için "özel yazı- kmlar"a yer vermiş, sizi. çalışmalarLnızı daha verimli hale getirecek uygıılamalarla tanıştırmıştık. Bu yıl kentimizi daha da geh^tirdik. U}'gula- malanmızın sayısı daha da arttı. donanımlarımız mükemmeUeşti. IBM PS/2 Kenti. "Geleceğin Kenti'" olma\a aday şimdi. Mesleğinizde yeni ufuklar açacak uygulama- larla ve en son donanımlarla tanışmanız için. sizi. IBM PS/2 "Geleceğin Kenti'ne davet ediyoruz. IBM PS/2 Yetkili Satıcıları ve IBM görevlileri dilediğiniz konularda bilgi vermek, çalışmalarınız- da yardımcı olmak için sizi bekliyor. Her zaman olduğu gibi... Giriş ücretsizdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle