23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/JO DIŞ HABERLER KöNUK YAZAR 25 EYLÜL 1991 Irak askerleri dün de BMgömvlilerini gözaltında tuttular Safa Giray New York'ta • İSTANBUL (AA) — Dışişleri Bakanı Safa Giray, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 46. dönem toplantılarına katılmak üzere New York'a gitti. Giray, Atatürk Havaİimanı'nda yaptığı açıklamada, Genel Kurul'un bu yılki toplantısımn, uluslararası ilişkilerde ilginç gelişmelerin yaşandığı bir döneme rastladığını belirtti. Giray, toplantının, Türkiye AT ilişkilerinin çeşitli safhaları hakkında görüş alışverişi ile uluslararası konulara ilişkin fikir alışverişinde bulunulması açısmdan da ayn bir dönem taşıdığını sözlerine ekledi. Sıkıyönetim kalkıyor • CEZAYtR (AA) — Cezayir'de 5 hazirandan beri yüriirlükte olan sıkıyönetimin, Devlet Başkanı Şadli Bin Cedid'in karan üzerine 29 eylülde kaldırılacagi bildirildi. Resmi kaynaklardan alınan bilgiye göre, karar, dün gece yapılan Yuksek Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında alındı. Sıkıyönetim, Cezayir'de yapılan ilk çogulcu seçimler yaklaşırken tslami Selamet Cephesi'nin (İSC) neden olduğu hareketliliğe bir son vermek amacıyla dört aylık bir süre için ilan edilmişti. Sıkıyönetim ilanı ile seçimler ertelenmiş ve dönemin Mulud Mamruş başkanhğındaki hükümeti istifa etmek zorunda kalmıştı. Talabani-ABD görüşmesi • WASHINGTON (AA) — Kürt lideri Celal Talabanı, ABD Dışişleri Bakanı'nın \akındoğu Dairesi Yarduncı vekillerinden David Mack ile göTüştü. Talabani, ABD Dışişleri Bakanlığı binasında yapılan görüşme sonrasında, Irak yönetimine karşı barışçı çözümü silahh mücadeleye tercih ettiklerini söyledi. Kürdistan Yurtsever Birliği lideri, Irak içinde otonominin, demokratik çözümlerden biri olduğunu söyledi. Irarîdan ABD'ye eleçtiri • BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) — tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, Körfez'de giderek artan ABD etkisini eleştirerek bölge ülkelerini kendi guvenliklerini sağlamaya çağırdı. Velayeti, bölgenin gttvenliğinin yalnızca dış güçlerin varlığı ve müdahalesinden bağımsız olarak istikrar, sükûnet ve karşılıklı güven havası içinde bölge ülkelerinin aralarmdaki işbirliğini güçlendirmeleriyle saglanabileceğini söyledi. Gözlemciler, ABD ve Kuveyt'in karşılıklı işbirliklerini arttırdıkları bir sırada yapılan bu konuşmanın, açıkça adını anmamakla birlikte tumüyle ABD'yi hedeflediğini bildirdiler. Batı Trakya: Türkazmlık • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanlığı Sozcu Vekili Ferhat Ataman, Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in mayıs ayında, azınlık mensuplarına eşit davranılacağını söylediğini hatırlatarak "Ancak Türk azınlığına yönelik baskılarda herhangi bir değişiklik görülmemesi, Yunan makamlarımn bu konuda samimi olmadıklarının açık göstergesidir" dedi. Ataman, Dedeağaç kentinde Türk azınlık mensuplarından bazılannın evlerinin yıkılması hakkında bir soruyu yanıtlarken şöyle dedi: "Batı Trakya'da Dedeağaç kentinde soydaşlanmıza ait yeni inşa edilmiş evler, ruhsatsız oldukları gtrekçesiyle 19 eylül günü Evros ili imar müdürlüğü ekiplerince yıkılmıştır. Olaya pek çok sayıda polisin nezaret ettiği görülmüştur." KörfezÖnceki gün BM heyetinin buldukları belgeleri lannı çıkarttıkianm söyledi. ellerinden zorla alarak heyeti bir süre gözaltında tutan Irak askerleri dün de 44 BM görevlisini otomobillerinde gözaltında tuttular. BM görevlilerinin Irak'ın nükleer silah prograrnına ait "master planı" buldukları bildirildi. yîne ısınıyor Dış Haberler Senisi — Irak askerlerinin pazartesi günü, Irak'ın nükleer programını araş- tırmakla görevli BM heyetini en- gelleyerek bulduklarını zorla el- lerinden almalan ve heyeti bir süre binada kalmaya zorlamala- rının yol açtığı gerginük sürer- ken dün meydana gelen yeni olay tırmanmayı büsbütün art- tırdı. Irak askerleri dün de 44 BM nükleer silahlar arastırma- cısını otomobillerinde gözaltma aldılar. Irak askerleri BM heye- tinden, Irak'ın nükleer faaliyet kayıtlannın bulunduğu bir bina- da yaptıklan araştırmalar sıra- sında kaydettikleri bir video bandını iade etmelerini istediği bildirildi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Sözcusü Hans-Friedrich Meyer araştırmacılann dün sa- bah erken saaterde Irak Atom Enerjisi Komisyonu'nun kayıt- lannın bulunduğu bir binada önceden bildirilmeyen bir arama yaptıklanm ve belgelerin kopya- Araştırmamn Irak yetkilileri gelene kadar olaysız geçtiğini kaydeden sözcu, heyetin olabü- diğince evrakın kopyasını çıkart- tıktan sonra binadan çıktıklan- m, ancak otomobilleriyle bölge- den aynlmalarına izin verilme- diğini bildirdi. Sözcü, Iraklı yetkiülerüı BM heyetine bir kopyalar, video bantlar ve fotoğrafları iade et- melerine kadar gözaltında tutu- lacaklarını bildirdiklerini söyledi. Ayru BM heyeti, önceki gün de Irak'ın nükleer silahlar prog- ramına sahip olduğunu kanıtla- yan belgelerin ve kopyalann bu- lunduğunu bildirdikleri başka bir binada 12 saat tutulmuşlardı. AP'nin üst düzeydeki bir BM yetkilisine dayanarak bil ne göre dün Irakülar tarafından gözaltma alınan BM heyeti, Irak'ın nükleer silah programı- na ilişkin "master planı" buldu. öte yandan Irakülar önceki gün BM heyetinden zorla aldık- ları belgeleri, geç saatlerde geri verdiler. Ne var ki Irak'ın bu açıklama- sından kısa süre sonra Uluslara- rası Enerji Ajansı (IAEA) tara- fından yapılan açıklamada, Irak'm en gizli belgeleri yine ver- mediği ve BM heyetini atlatma- ya çakştığı bildirildi. AFP v«e Re- uter'in haberlerine göre Ulusla- rarası Enerji Ajansı'nm sözcü- sü David Kydd, Irak'ın önceki gece BM heyetine birçok belge verdiğini, ancak ülkenin nükle- er silah potansiyeline ilişkin "en gizli bilgilerin" bu belgeler ara- sında bulunmadığmı söyledi. BM heyeti, önceki gün bul- dukları, ancak Iraklı yetkililer tarafından ellerinden ahnan bel- gelerden, ilk kez Irak'ın nükle- er silah geliştirmekte olduğunun anlaşıldıgını belirttiler. Ulusla- rarası Enerji Ajansı'na göre Iraklıların önceki gece BM he- yetine geri verdikleri belgeler arasında "en gizli bUgikrin" bu- lunmadığı saptandı. Silahh helikopterler Irak'm kitle imha silahlan ko- nusunda araştırmalar yapmak- la görevli BM özel Komisyonu Saha Araştırmaları Başkanı Alastair Livingston, BM heyet- lerine ait helikopterlerin gelecek pazar günunden itibaren silahlı hava bırlıklerince korunmaya başlanabileceğini söyledi. KlBRISRAPORU Türkiye yumıışatma çabası içinde Ankara, Perez de Cuellar'ın Güvenlik Konseyi'ne vereceği Kıbrıs raporunu yumuşatmaya çalışıyor. BM'deki diplomatlar Türkiye'nin takındığı tutumu "diplomatik skandal" olarak nitelendiriyorlar. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Türkiye, BM Genel Sekreteri Perez de Cuel- lar'ın Güvenlik Konseyi'ne ve- receği Kıbrıs raporunu yumu- şatma girişimleri içinde. Dışiş- leri Bakanlığı Ikili Siyasi îşler Dairesi Başkanı Korkmaz Hak- tanır, önceki gun iyi niyet gö- revlisi Gustave Feissel ile yeni- den görüştü. Geçen cuma günü Feissel, Haktanır'a KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş'ın anlaşma planı üzerinde önerdiği değişiklikleri sunmuş- Denktaş: tu. Haktanır, bu değişiklikleri KKTC Dışişleri Bakanı Kenan Atakol ile görüseceğini bildir- mişti. Haktanır görüşmeleri hakkında basının sonılannı ya- nıtlamaktan kaçınıyor. Atakol ise Dışişleri Bakanı Safa Giray ile birlikte Cuellar'ı cuma gü- nunden önce bir kez daha ziya- ret etme niyetleri olduğunu söy- ledi. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar özel temsilcisi Oscar Ca- million ve iyi niyet görevlisi Fe- issel'in Anakara'da yaptıkları temaslann ardından Kıbrıs'taki gelişmelerle ilgili Güvenlik Kon- seyine "gerçekçi" bir rapor ve- receğini belirtti. Diplomatik skandal BM Güvenlik Konseyi diplo- matları Türkiye'nin takındığı tutumu "diplomatik skandal" olarak nitelendırmeye devam Nevv York'a gitmeyeceğim LEFKOŞA (AA) — Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Mec- lisi, Kıbrıs sorunuyla ilgili son ediyorlar. Diplomatik skandal gelişmeleri değerlendirmek üze- olarak nitelendirilen olaylann re olağanüstü toplandı. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Meclis'e gelişinde ga- zetecilerin sonılannı cevaplan- dınrken New York'a gitmesinin söz konusu olmadığını belirtti. Denktaş, daha sonra şunlan söyledi: "Eger Kıbns TürkünÜ kurta- racak, selamete çıkaracak, gii- vencesini sağlayacak, eşitliğini, ortaklıgını, egemenliğini konı- yacak, halkımı tatmin eden, medisce kabul edilebilen bir an- laşma önümüze gelmezse, bö>- le bir anlaşma yapamazsak, ta- biatıvla bunu imzalamayız. tm- zalamadık diye görevden aynl- mamız gerekirse, ayrüınz. Bu- nu gecmişte soyledik." Denktaş, sözlerinin KKTC'de muhalefet basıru tarafından "Türkiye'ye kafa tutmak" şek- linde yorumlandığına da işaret ederek şunlan söyledi: "Türkiye'ye kafa tutmak di- ye bir şey yoktur. Türkije ken- di çıkarlannı konıyacak durum- dadır. Ama btz de halkımıan çı- kartannı koruyabildiğimiz ölçiı- de koromak mecburiyetindeyiz. Bunu soyledik." gelişmesini şöyle anlatıyorlar: Camillion ve Feissel ellerinde anlaşma planı metni ile önce Ankara'ya gittiler. Anlaşma planı metnini Ankara'daki yet- kililere -ki görüşmeleri ağırlık- la Korkmaz Haktanır yürüttü- gösterdiler. Ankara, plan üze- rinde "somut" değişiklikler önerdi. Sekretarya görevlileri bu değişiklikleri ellerindeki metne geçirip Atina'ya gittiler. Güven- lik Konseyi diplomatları Anka- ra'nın "bizzat" önerdiği deği- şikliklerin Yunanistan ve Rum tarafınca tam kabul görmeme- sine rağmen ikna edilebilecek özellikte olduğunu, Baü'ya ve BM'ye ümidi bu değişikliklerin verdiğini kaydediyorlar. Bu iyimserlikle Kıbrıs'a giden BM yetkilileri Denktaş'tan tümüyle değişiklik önerileri aldılar. Gü- venlik Konseyi diplomatlan Denktaş'ın önerilerini, "t-mı aniamıyia uzlaşmaz" değişiklik- ler olarak nitelendiriyorlar. Bir Güvenlik Konseyi diplomatı, Artık Denktaş'ın anlaşma iste- mediğine kesinkes inanmış du- rumdayu" sözleriyle Denktaş'- m önerilerini değerlendiriyor. ÇATIŞMA SONRAS1— Hırvatistan'ın Brest köyünde yaşlı birkadın çatışrnalara ara verilmesin- den yararlanarak bahçesini mermi kovanlanndan lemizliyor. (Fotoğraf: REUTER) Yugoslavya'da çatışmalaryer yersürüyor Ateş kesilmiyorDış Haberler Servisi — Yugoslavya'da yer yer çatışmalar çıkmasına karşın ateşkese büyük ölçüde uyulurken, banş umudunun artmasının ardından Batılı ülkelerin banşı kahcı kılmak için çabalannı yoğunlaştırdığı gözleniyor. Hırvatistan radyosu, Sırp milislerin Slovenya bölgesinde Vinkoyci kasabasına havan topu saldırısı düzenlediğini, Split ve Zadar kentlerinde de patlamalar meydana geldigini duyurdu. Belgrad televizyonu ise Dalmaçya kıyıanda bulunan Krajina'da ve Glina köyünde küçük çapta çatışmalar çıkmasına karşın pazartesi gecesinin sakin geçtiğini bildirdi. Yugoslav resmi haber ajansı TANJUG, Hırvatlann federal orduya ait ban kışlalan halen ablukada tuttuğunu öne sürdü. TANJUG, aynca Bosna Hersek'te bulunan ve çoğunluğu Sırp destekçisi Karadağlüardan oluşan federal birliklerin Mustar kenti yakmlannda Stolac köyünde makineli tüfeklerle evlere ateş açtığını bildirdi. Ateşkese buyük ölçüde uyulmasının ardından banş umudu artarken Batılı ülkeler Yugoslavya bunalımım çözmek için çabalannı yoğunlaştınyor. Yugoslavya konulu banş konferansı son gehşmeleri de|erlendirmek üzere yann toplanu-ken, BM Güvenlik Konseyi dün New York'ta Belçika, Ingiltere ve Fransa'nın, Yugoslavya'ya silah ambargosu uygulanmasını öneren ortak karar tasansım ele aldı. ABD Başkanı BM'deki konuşmasında, 1990'ların dünyasına nasıl baktığını anlattı Bush, evrensel banş istiyor UFUK GÜLDEMtR WASH1NGTON — ABD Başkanı George Bush'un önce- ki gün Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşma, Amerika'mn 1990'larda nasıl bir dünya gör- düğü ve bu dünyada kendisine ne rol öngördüğü konusunda il- gjnç ipuçlan veriyor. Soğuk savaşın sona ermesi- nin ardından, Amerikah genç si- yaset bilimci Francis Fukuya- ma'nın, "Tarihio Sonn" adıyla ortaya attığı tez, Amerika'da si- yasi çevrelerde tartışmalara ne- den olmuştu. Bush, BM'de yap- üğı konuşmasına, Fukuyama'ya yanıt niteliğindeki "Tarib devam ediyor" tümcesi ile girdi ve dört nokta üzerinde durdu. 1) Mallar ve düşüncelerin ser- best dolaşımı: Bush konuşma- sında demokrasi ve serbest piya- sa ekonomisinin birbirinden ay- nlmaz bir bütün olduğunu vur- guladıktan sonra birinin olma- dığı yerde diğerinin de olmaya- cağmı söyledi "Bigi devriminin izolasjon ve despoüzmi verle bir eünesi nedeniyle" malîann ve düşüncelerin serbest dolaşımı- nın artık kimsenin yardırnma Başkan Bush, önceki gece BMGenel Kurulu'nda yaptığı konuşmada dört nokta üzerinde durdu. Mallar ve düşüncelerin serbest dolaşımı, bölgesel çatışmaların görüşmeler yoluyla çözümü, evrensel barış ve Irak. ABD Başkanı, Saddam Hüseyin işbaşmda kaldığı sürece Irak'a yaptırım uygulanmaya devam edilmesini istedi. Bush, Irak konusunda önümüzdeki günlerde bazı adımlar atabileceğinin işaretini verdi. gereksinmesi kalmadığını ifade eden Bush, "Her gun demokrasi ve özgttriiikten bahseden, ancak bunu halkına verme>en politika- cılar halkın iğn^sini yemeye mahkûmdur. Eğer devletin gü- cünü sınırlayıp bireyin önünü açarsak, enformasyon çagı, öz- gürlıik çağı haline gelebilir" de- di. "Ekonomik refah bireylerin birbiri ile iyi komşuluk ilişkile- ri geliştirmesini zonınlu kılıyor. Aynı kural uluslararası komşu- luk ilişkileri için de gecerli olabilir" diye devam eden Bush, "serbest piyasa serbest düşunce" modelini özellikle kalkınmakta olan ülkelere önerdi. 2) Bölgesel çatışmalar: ABD Başkanı "Tarih devam ediyor" tezini açarken bloklar arası ça- tışma olasılığının azaldığını, ama Avrupa ve Asya'da milliyet- çi duygulann alevlendiğini, bu- nun sınır çatışmalan doğurdu- ğunu, uluslararası camianın do- kusunu tedirgin ettiğini söyledi. Bugunku sınırların sonsuza ka- dar ayru kalacağını kimsenin ga- ranti edemeyeceğini, bu yüzden de sınır anlaşmazlıklannın "mü- zakere yoluyla çözümü için" el- den gelen çabanın sarf edilme- sini isteyen Bush, bir başka te- dirginlik kaynağı olan "yıllan- mıs sorunlann" ise uluslararası uyvım çerçevesinde çözüme ulaş- tınlmasıru önerdi. Bush, BM'nin bu konuda daha aktif olmasım dilerken, "yıllanmış sorunlar" listesinde Kıbrıs'ı da saydı. 3) Pax universalis: Bush tüm bu sorunların çozumunde Ame- rika'nın rolünü nasıl gördüğüne de değindi. "ABD'nin bir Pax Americana peşinde olmamakla birlikte, dnn> < a meselelerinden tamamen elini çekip izolasyon politikalan iztemeyeceğini" de vurgulayan Bush, "Dostluk ve Hderfik sunacagımız, sonımlulu- ğu ve emeUeri pa>laşacağımız bir pax universalis (evrensel ba- rtş) peşinde olacagız" dedi. 4) Sonsuza kadar ambargo: Bush, Amerika'mn rolü konu- sunda bunlan söylemekle birlik- te, bizzat aynı konuşma içinde üç konuda aktif bir tutum aldı. Birinci olarak, "Saddam Hüse- yin işbaşmda kaldıgı sürece Irak'a yapünm uygulanmaya de- vam edilmesini" istedi ve ulus- lararası camiayı, "Irak'ta adil bir hükümetin işbaşına gel- mesine" öncüluk etmeye ça- ğırdı. Bush, bu kararh tutumuy- la, Irak'ta istediğini elde etmek için önümüzdeki günlerde bazı adımlar atılabileceğinin işareti- ni verdi. tkinci olarak, Küba'yı doğrudan hedef aldı ve rejimin değişmesi çağnsında bulundu. Siyonizmi ırkçılıkla özdeşleşti- ren BM karanmn geri alınması- nı isteyerek de üçüncü hamlesi- ni yaptı. Bir süreden beri ABD- îsrail ilişkilerinde "kredi garan- tisi krizine" dayalı bir gerginlik yaşanıyor. Bush, bu inisiyatifiyle "ber ulusun dogaj hakkı olan milliyetçiliğin Israil'den esir- genmesinin" mantığını sor- guladı. Ancak bunun dahi Bush yönetimine güven duygusu sar- sılmış Israillileri yatıştırması kuşkulu görüldü. Y U G O S L A V Y A K R İ Z İ Parçalanan ve bütünleşen Avrupa HALUK ÖZDALGA JL ugoslavya'nın parçalanması artık bir gercektir. Ateşkese rağmen Sırp-Hırvat çatışması bitmemiştir ve nerede son bu- lacağı da belli değildir. Ancak Sırplar açısından artık hedcf, kuvvet yoluyla Hırvatlann Yugoslavya Federasyonu içinde kalmasını sağlamaktan çok Hırvatistan sınırlan içinde kalan Sırp topraklarını Hırvat egemenliğine bırakmamaktadtr. Hesaplaşmının Sırp-Hırvat çatışması ile stnırlı kalması ne yazık ki zayıf bir olasılıktır. Yugoslavya'nm dağılması, müh- temelen Bosna-Hersek'in mevcut yapısınm da çözülmesine neden olacaktır. Gelişmeler, Bosna-Hersek'in Sırplarla Hır- vatlar arasında, paylaşılması yönündedir ve bu paylaşımın diplomasiyle d'egil kuvvet yoluyla gercekleşmesi güçlü bir olasıhktır. Şimdi Boşnakları bilinmeyen bir gelecek bekle- mektedir. Sırada "Makedonya Sorunu" olarak bilınen ve Ikinci Dün- ya Savaşı'ndan sonra unutuldu sanılan sorunlar yumağı bu- lunuyor. 1912 Balkan Savaşı sonunda Türklerin çekilmek zo- runda kaldığı bu bölgede Sırp, Bulgar, Yunan ve Arnavut milliyetçiliği kesişmekte ve karşı karşıya gelmektedir. Bölge- deki pek çok toprak parçası Üzerinde ikiden fazla milletin hak iddiası vardır. Bulgaristan'ın Makedonya'ya ilgisi, en cid- di sürtüşme kaynaklanndan biri olarak görünmektedir. Son Bulgar seçimlerinde en çok oy alan iki parti Sosyalistler (eski komunistler) ile Demokratik Güçler Ittifakı pek çok iç ve dış politika konusunda farklı düşunmelerine rağmen Makedon- ya konusunda aynı yaklaşıma sahiptir ve Makedonya'yı Bul- garistan'ın tarihi bir parçası olarak kabul etmektedirler. Ma- kedonya'da geçen yıl sonunda yapılan seçimlerde birinci parti olan VMRO'nun önde gelen bazı yöneticileri de açık açık, Makedonya - Bulgaristan Federasyonu istediklerini söyle- mektedir. Kosova Yugoslavya'da en vahim gelişmeler, şu anda dünya kamuo- yunun dikkatini pek çekmeyen Kosova'da beklenmelidir. Ko- sova'da Sırplarla Arnavutlann ilişkileri tam bir kilitlenme noktasındadır. Son zamanlarda Kosova'da, Arnavutluk'la birleşme istekleri giderek daha açık bir şekilde ifade edilmek- tedir. Slovenler ve Hırvatlar ayrıldıktan sonra Arnavutlar, ül- kenin en büyük azınlıgı haline gelecektir. Yugoslavya'da ya- şamak arzusu zaten çok güçlü olmayan Arnavutlann, Slo- venler ve Hırvatlar birliği terk edince ortaya çıkacak Sırbo- Slayya'da kalma istekleri herhalde daha kuvvetli olmayacaktır.. Farklı kültürleri, dilleri ve dinleri Sırplarla Arnavutlann an- laşmasını zorlaştırmaktadır. Kosova toprakları Üzerinde ta- raflann birbirine zıt "tarihi gerçeklere" dayanan hak iddiala- rı bunlara ilave edilince geriye sadece patlamayı beklemek kalmaktadır. Unutmamak gerekir ki Sırp-Arnavut çatışmala- n, Balkan tarihinin en acımasız ve kanlı olayları arasındadır. Benzer insanlık traje- dilerinin Balkanlar'da tekrar yasanmasını ar- tık hiç kımse isteme- melidir. Yugoslavya- daki olaylann sonım- luluğu öncelikle, hiç şüphesiz sorunlarını sağduyu ile çözme be- cerisini maalesef göste- remeyen Yugoslav mil- letlerine aittir. Ancak bu gerçek, kriz boyun- ca Batı Avrupa'nın (ATnin) yürüttüğü ba- şansız diplomasiyi ve hiç de uzak görüşlü ol- mayan tutumunu ört- mek için bir bahane olarak kullanılmamalıdır. Yugoslavya krizinin arzu edilmeyen gelişmelere neden olması, yalnız Yugoslavlann değil, Avrupa- lıların da başansızlığı olarak görülecektir. Ona rağmen özel- likle Batı Avrupa'nın güçlü ülkelerinin, Yugoslavya krizine böy- le bir bakış açısımn gerektirdiği ilgiyi gösterdikleri söylenemez. Haziran ayı sonuna kadar başta AT'nin en üst düzey yetkili- lerinden Jacques Delors olmak üzere hemen tüm Avrupalı li- derlerin —hem de resmi açıklamalarda— Yugoslavya'nm top- rak bütünlüğünu destekledikleri yolundaki beyanlannın, sağ- lam tahlillere dayanan guvenilir taahhütler değil, sıradan bir diplomasinin ürünleri olduğu Hırvatlann ve Slovenlerin ba- ğımsızlık ilan etmesinden sonra görülmüştur.. AT'nin son iki ay içindeki arabuluculuk girişimleri döneminde ise Slovenya- nın bağımsızhğını kabul eden Sırplann hem tarihi hem huku- ki bakımdan haklı taleplerinin bazı Avrupa ülkelerinin, özel- likle Germenlerin dar görüşlü hesaplan sonunda anlayışla kar- şılanmaması, sorunun çözumünü kolaylaştırmamıştır. Bağım- sızlık ilan eden Hırvatistan'ın bu hareketinin doğal sonucu, yeni sınırların müzakeresini de kabul etmek olmalıdır. Çün- kü lkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sımrlar Tito tarafından çi- zilirken o topraklar üzerinde ileride bağımsız devletler kuru- labileceği değil, tamamen tersi düşüncelerle hareket edilmişti. Hukuki bakımdan ise eğer Yugoslavya'nm sınırlan değişebi- lirse, Hırvatistan'ın sınırlan da değişebilir. Hırvatlar kendi ka- derlerini belirleme hakkına sahipse, Hırvatistan'da yaşayan Sırplar da aynı hakka sahiptir. Batı Avrupa ülkeleri eğer daha temelli yaklaşımlar üzerin- de kurulmuş daha kararh bir politika izleyebilseydi, Yugos- lavya krizinin her şeye rağmen Avrupa ilkelerine daha uygun biçimlerde çözülmesi beklenebilirdi. Yalnız Yugoslavya'da değil bütün Avrupa'da, ama özellikle Varşova Partı'nın dağılmasıyla beraber Doğu Avrupa ülkele- rinde yoğun bir parçalanma süreci yaşanmaktadır. Diğer ta- raftan aynı coğrafyada, en güçlü ifadesini Ortak Avrupa de- ğerleri üstüne kurulu ATde bulan bir bütünleşme gerçekleş- mektedir. Pek çok gözlemciye göre bu iki süreç, aynı zaman- da yaşanan parçalanma ve bütünleşme, birbiriyle çelişmek- tedir ve bağdaşmaz iki eğilimdir. Avnıpa'daki parçalanma ve bütünleşme süreçlerinin zıtlığı, daha çok bu kelimelerin sözlük anlamlanyla sınırlıdır. Şimdi yaşanan parçalanmaları Avrupa bUtünleşmesi ile bağdaşmaz değil, onun bir tamamlayıcısı olarak görmek de mümkündür. Böyle bir yaklaşım, Avrupa'daki mevcut gelişmelerin en de- rinlerde yatan yönelişlerinin bir ifadesi olacaktır. Çunkü Av- rupa bütünleşmesinin temel koşullanndan biri, orada yaşa- yan bütün milletlerin özerkliğidir (otonomi). Avrupa bütün- leşmesi, o butünlük içinde yer alacak bütün halklann özgür- lüğünü, bütün ulusların özerkliğini gerektirmektedir. Şimdi parçalanma gibi de değerlendirilebilecek gelişmelerin, böyle bir pencereden görülmesi herhalde daha anlamlıdır. Dikkat etmek gerekir ki özerklik, her zaman bağımsız bir devlet so- nucunu doğurmayabilir. Bu daha çok bir pratik sorundur. Avrupa bütünleşmesinin ana hedeflerinden biri Avrupa'da kahcı banşın kurulmasıdır. (Filozofların 'ebedi banş' dedik- leri ideal). İki büyük savaş ve pek çok acıyı yaşamış Avrupa kıtasında gelecek günler de sorunsuz ve çatışmasız olmaya- caktır. Ama Avrupa'da kahcı banş yönünde şimdiden önemli başanlar elde edildiği de açıktır. Avrupa'da yaşayan bütün milletlerin özerkliği, işte o kalıcı banşın da temel koşullann- dan biridir. x\teşkese rağmen Yugoslavya'nm parçalanması artık bir gercektir. Sırada "Makedonya sorunu" olarak bilinen ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra unutulduğu sanılan sorunlar yumağı bulunuyor. Bu bölgede Sırp, Bulgar, Yunan ve avut milliyetçiliği karşı karşıya gelmektedir. TEŞEKKÜR Annem NAZLI TOPRAK'ın vefatı dolayısı ile bizzat evime ve cenazeye gelenlere veya telefon ve telgrafla taziyetlerini bildirenlere, cenazeye celenk gönderen veya eğitim vakıflarına bağışta bulunan tüm dostlanma teşekkürü bir borç bilirim. HÜSEYİN TOPRAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle