Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/JO DIŞ HABERLER
KöNUK YAZAR
25 EYLÜL 1991
Irak askerleri dün de BMgömvlilerini gözaltında tuttular
Safa Giray
New York'ta
• İSTANBUL (AA) —
Dışişleri Bakanı Safa Giray,
Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu'nun 46. dönem
toplantılarına katılmak
üzere New York'a gitti.
Giray, Atatürk
Havaİimanı'nda yaptığı
açıklamada, Genel Kurul'un
bu yılki toplantısımn,
uluslararası ilişkilerde ilginç
gelişmelerin yaşandığı bir
döneme rastladığını belirtti.
Giray, toplantının, Türkiye
AT ilişkilerinin çeşitli
safhaları hakkında görüş
alışverişi ile uluslararası
konulara ilişkin fikir
alışverişinde bulunulması
açısmdan da ayn bir
dönem taşıdığını sözlerine
ekledi.
Sıkıyönetim
kalkıyor
• CEZAYtR (AA) —
Cezayir'de 5 hazirandan
beri yüriirlükte olan
sıkıyönetimin, Devlet
Başkanı Şadli Bin Cedid'in
karan üzerine 29 eylülde
kaldırılacagi bildirildi.
Resmi kaynaklardan alınan
bilgiye göre, karar, dün
gece yapılan Yuksek
Güvenlik Konseyi toplantısı
sırasında alındı.
Sıkıyönetim, Cezayir'de
yapılan ilk çogulcu seçimler
yaklaşırken tslami Selamet
Cephesi'nin (İSC) neden
olduğu hareketliliğe bir son
vermek amacıyla dört aylık
bir süre için ilan edilmişti.
Sıkıyönetim ilanı ile
seçimler ertelenmiş ve
dönemin Mulud Mamruş
başkanhğındaki hükümeti
istifa etmek zorunda
kalmıştı.
Talabani-ABD
görüşmesi
• WASHINGTON (AA)
— Kürt lideri Celal
Talabanı, ABD Dışişleri
Bakanı'nın \akındoğu
Dairesi Yarduncı
vekillerinden David Mack
ile göTüştü. Talabani, ABD
Dışişleri Bakanlığı
binasında yapılan görüşme
sonrasında, Irak yönetimine
karşı barışçı çözümü silahh
mücadeleye tercih ettiklerini
söyledi. Kürdistan Yurtsever
Birliği lideri, Irak içinde
otonominin, demokratik
çözümlerden biri olduğunu
söyledi.
Irarîdan
ABD'ye eleçtiri
• BİRLEŞMİŞ
MİLLETLER (AA) — tran
Dışişleri Bakanı Ali Ekber
Velayeti, Körfez'de giderek
artan ABD etkisini
eleştirerek bölge ülkelerini
kendi guvenliklerini
sağlamaya çağırdı. Velayeti,
bölgenin gttvenliğinin
yalnızca dış güçlerin varlığı
ve müdahalesinden
bağımsız olarak istikrar,
sükûnet ve karşılıklı güven
havası içinde bölge
ülkelerinin aralarmdaki
işbirliğini güçlendirmeleriyle
saglanabileceğini söyledi.
Gözlemciler, ABD ve
Kuveyt'in karşılıklı
işbirliklerini arttırdıkları bir
sırada yapılan bu
konuşmanın, açıkça adını
anmamakla birlikte
tumüyle ABD'yi
hedeflediğini bildirdiler.
Batı Trakya:
Türkazmlık
• ANKARA (AA) —
Dışişleri Bakanlığı Sozcu
Vekili Ferhat Ataman,
Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis'in
mayıs ayında, azınlık
mensuplarına eşit
davranılacağını söylediğini
hatırlatarak "Ancak Türk
azınlığına yönelik
baskılarda herhangi bir
değişiklik görülmemesi,
Yunan makamlarımn bu
konuda samimi
olmadıklarının açık
göstergesidir" dedi.
Ataman, Dedeağaç
kentinde Türk azınlık
mensuplarından bazılannın
evlerinin yıkılması
hakkında bir soruyu
yanıtlarken şöyle dedi:
"Batı Trakya'da Dedeağaç
kentinde soydaşlanmıza ait
yeni inşa edilmiş evler,
ruhsatsız oldukları
gtrekçesiyle 19 eylül günü
Evros ili imar müdürlüğü
ekiplerince yıkılmıştır.
Olaya pek çok sayıda
polisin nezaret ettiği
görülmüştur."
KörfezÖnceki gün BM heyetinin buldukları belgeleri lannı çıkarttıkianm söyledi.
ellerinden zorla alarak heyeti bir süre
gözaltında tutan Irak askerleri dün de 44 BM
görevlisini otomobillerinde gözaltında
tuttular. BM görevlilerinin Irak'ın nükleer
silah prograrnına ait "master planı"
buldukları bildirildi.
yîne ısınıyor
Dış Haberler Senisi — Irak
askerlerinin pazartesi günü,
Irak'ın nükleer programını araş-
tırmakla görevli BM heyetini en-
gelleyerek bulduklarını zorla el-
lerinden almalan ve heyeti bir
süre binada kalmaya zorlamala-
rının yol açtığı gerginük sürer-
ken dün meydana gelen yeni
olay tırmanmayı büsbütün art-
tırdı. Irak askerleri dün de 44
BM nükleer silahlar arastırma-
cısını otomobillerinde gözaltma
aldılar. Irak askerleri BM heye-
tinden, Irak'ın nükleer faaliyet
kayıtlannın bulunduğu bir bina-
da yaptıklan araştırmalar sıra-
sında kaydettikleri bir video
bandını iade etmelerini istediği
bildirildi.
Uluslararası Atom Enerjisi
Ajansı Sözcusü Hans-Friedrich
Meyer araştırmacılann dün sa-
bah erken saaterde Irak Atom
Enerjisi Komisyonu'nun kayıt-
lannın bulunduğu bir binada
önceden bildirilmeyen bir arama
yaptıklanm ve belgelerin kopya-
Araştırmamn Irak yetkilileri
gelene kadar olaysız geçtiğini
kaydeden sözcu, heyetin olabü-
diğince evrakın kopyasını çıkart-
tıktan sonra binadan çıktıklan-
m, ancak otomobilleriyle bölge-
den aynlmalarına izin verilme-
diğini bildirdi.
Sözcü, Iraklı yetkiülerüı BM
heyetine bir kopyalar, video
bantlar ve fotoğrafları iade et-
melerine kadar gözaltında tutu-
lacaklarını bildirdiklerini
söyledi.
Ayru BM heyeti, önceki gün
de Irak'ın nükleer silahlar prog-
ramına sahip olduğunu kanıtla-
yan belgelerin ve kopyalann bu-
lunduğunu bildirdikleri başka
bir binada 12 saat tutulmuşlardı.
AP'nin üst düzeydeki bir BM
yetkilisine dayanarak bil
ne göre dün Irakülar tarafından
gözaltma alınan BM heyeti,
Irak'ın nükleer silah programı-
na ilişkin "master planı" buldu.
öte yandan Irakülar önceki
gün BM heyetinden zorla aldık-
ları belgeleri, geç saatlerde geri
verdiler.
Ne var ki Irak'ın bu açıklama-
sından kısa süre sonra Uluslara-
rası Enerji Ajansı (IAEA) tara-
fından yapılan açıklamada,
Irak'm en gizli belgeleri yine ver-
mediği ve BM heyetini atlatma-
ya çakştığı bildirildi. AFP v«e Re-
uter'in haberlerine göre Ulusla-
rarası Enerji Ajansı'nm sözcü-
sü David Kydd, Irak'ın önceki
gece BM heyetine birçok belge
verdiğini, ancak ülkenin nükle-
er silah potansiyeline ilişkin "en
gizli bilgilerin" bu belgeler ara-
sında bulunmadığmı söyledi.
BM heyeti, önceki gün bul-
dukları, ancak Iraklı yetkililer
tarafından ellerinden ahnan bel-
gelerden, ilk kez Irak'ın nükle-
er silah geliştirmekte olduğunun
anlaşıldıgını belirttiler. Ulusla-
rarası Enerji Ajansı'na göre
Iraklıların önceki gece BM he-
yetine geri verdikleri belgeler
arasında "en gizli bUgikrin" bu-
lunmadığı saptandı.
Silahh helikopterler
Irak'm kitle imha silahlan ko-
nusunda araştırmalar yapmak-
la görevli BM özel Komisyonu
Saha Araştırmaları Başkanı
Alastair Livingston, BM heyet-
lerine ait helikopterlerin gelecek
pazar günunden itibaren silahlı
hava bırlıklerince korunmaya
başlanabileceğini söyledi.
KlBRISRAPORU
Türkiye
yumıışatma
çabası içinde
Ankara, Perez de Cuellar'ın Güvenlik
Konseyi'ne vereceği Kıbrıs raporunu
yumuşatmaya çalışıyor. BM'deki diplomatlar
Türkiye'nin takındığı tutumu "diplomatik
skandal" olarak nitelendiriyorlar.
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Türkiye, BM
Genel Sekreteri Perez de Cuel-
lar'ın Güvenlik Konseyi'ne ve-
receği Kıbrıs raporunu yumu-
şatma girişimleri içinde. Dışiş-
leri Bakanlığı Ikili Siyasi îşler
Dairesi Başkanı Korkmaz Hak-
tanır, önceki gun iyi niyet gö-
revlisi Gustave Feissel ile yeni-
den görüştü. Geçen cuma günü
Feissel, Haktanır'a KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denk-
taş'ın anlaşma planı üzerinde
önerdiği değişiklikleri sunmuş-
Denktaş:
tu. Haktanır, bu değişiklikleri
KKTC Dışişleri Bakanı Kenan
Atakol ile görüseceğini bildir-
mişti. Haktanır görüşmeleri
hakkında basının sonılannı ya-
nıtlamaktan kaçınıyor. Atakol
ise Dışişleri Bakanı Safa Giray
ile birlikte Cuellar'ı cuma gü-
nunden önce bir kez daha ziya-
ret etme niyetleri olduğunu söy-
ledi.
BM Genel Sekreteri Perez de
Cuellar özel temsilcisi Oscar Ca-
million ve iyi niyet görevlisi Fe-
issel'in Anakara'da yaptıkları
temaslann ardından Kıbrıs'taki
gelişmelerle ilgili Güvenlik Kon-
seyine "gerçekçi" bir rapor ve-
receğini belirtti.
Diplomatik skandal
BM Güvenlik Konseyi diplo-
matları Türkiye'nin takındığı
tutumu "diplomatik skandal"
olarak nitelendırmeye devam
Nevv York'a
gitmeyeceğim
LEFKOŞA (AA) — Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti Mec-
lisi, Kıbrıs sorunuyla ilgili son ediyorlar. Diplomatik skandal
gelişmeleri değerlendirmek üze- olarak nitelendirilen olaylann
re olağanüstü toplandı.
KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş, Meclis'e gelişinde ga-
zetecilerin sonılannı cevaplan-
dınrken New York'a gitmesinin
söz konusu olmadığını belirtti.
Denktaş, daha sonra şunlan
söyledi:
"Eger Kıbns TürkünÜ kurta-
racak, selamete çıkaracak, gii-
vencesini sağlayacak, eşitliğini,
ortaklıgını, egemenliğini konı-
yacak, halkımı tatmin eden,
medisce kabul edilebilen bir an-
laşma önümüze gelmezse, bö>-
le bir anlaşma yapamazsak, ta-
biatıvla bunu imzalamayız. tm-
zalamadık diye görevden aynl-
mamız gerekirse, ayrüınz. Bu-
nu gecmişte soyledik."
Denktaş, sözlerinin KKTC'de
muhalefet basıru tarafından
"Türkiye'ye kafa tutmak" şek-
linde yorumlandığına da işaret
ederek şunlan söyledi:
"Türkiye'ye kafa tutmak di-
ye bir şey yoktur. Türkije ken-
di çıkarlannı konıyacak durum-
dadır. Ama btz de halkımıan çı-
kartannı koruyabildiğimiz ölçiı-
de koromak mecburiyetindeyiz.
Bunu soyledik."
gelişmesini şöyle anlatıyorlar:
Camillion ve Feissel ellerinde
anlaşma planı metni ile önce
Ankara'ya gittiler. Anlaşma
planı metnini Ankara'daki yet-
kililere -ki görüşmeleri ağırlık-
la Korkmaz Haktanır yürüttü-
gösterdiler. Ankara, plan üze-
rinde "somut" değişiklikler
önerdi. Sekretarya görevlileri bu
değişiklikleri ellerindeki metne
geçirip Atina'ya gittiler. Güven-
lik Konseyi diplomatları Anka-
ra'nın "bizzat" önerdiği deği-
şikliklerin Yunanistan ve Rum
tarafınca tam kabul görmeme-
sine rağmen ikna edilebilecek
özellikte olduğunu, Baü'ya ve
BM'ye ümidi bu değişikliklerin
verdiğini kaydediyorlar. Bu
iyimserlikle Kıbrıs'a giden BM
yetkilileri Denktaş'tan tümüyle
değişiklik önerileri aldılar. Gü-
venlik Konseyi diplomatlan
Denktaş'ın önerilerini, "t-mı
aniamıyia uzlaşmaz" değişiklik-
ler olarak nitelendiriyorlar. Bir
Güvenlik Konseyi diplomatı,
Artık Denktaş'ın anlaşma iste-
mediğine kesinkes inanmış du-
rumdayu" sözleriyle Denktaş'-
m önerilerini değerlendiriyor.
ÇATIŞMA SONRAS1— Hırvatistan'ın Brest köyünde yaşlı birkadın çatışrnalara ara verilmesin-
den yararlanarak bahçesini mermi kovanlanndan lemizliyor. (Fotoğraf: REUTER)
Yugoslavya'da çatışmalaryer yersürüyor
Ateş kesilmiyorDış Haberler Servisi — Yugoslavya'da yer
yer çatışmalar çıkmasına karşın ateşkese
büyük ölçüde uyulurken, banş umudunun
artmasının ardından Batılı ülkelerin banşı
kahcı kılmak için çabalannı yoğunlaştırdığı
gözleniyor. Hırvatistan radyosu, Sırp
milislerin Slovenya bölgesinde Vinkoyci
kasabasına havan topu saldırısı düzenlediğini,
Split ve Zadar kentlerinde de patlamalar
meydana geldigini duyurdu. Belgrad
televizyonu ise Dalmaçya kıyıanda bulunan
Krajina'da ve Glina köyünde küçük çapta
çatışmalar çıkmasına karşın pazartesi
gecesinin sakin geçtiğini bildirdi. Yugoslav
resmi haber ajansı TANJUG, Hırvatlann
federal orduya ait ban kışlalan halen
ablukada tuttuğunu öne sürdü. TANJUG,
aynca Bosna Hersek'te bulunan ve
çoğunluğu Sırp destekçisi Karadağlüardan
oluşan federal birliklerin Mustar kenti
yakmlannda Stolac köyünde makineli
tüfeklerle evlere ateş açtığını bildirdi.
Ateşkese buyük ölçüde uyulmasının
ardından banş umudu artarken Batılı
ülkeler Yugoslavya bunalımım çözmek için
çabalannı yoğunlaştınyor. Yugoslavya
konulu banş konferansı son gehşmeleri
de|erlendirmek üzere yann toplanu-ken, BM
Güvenlik Konseyi dün New York'ta Belçika,
Ingiltere ve Fransa'nın, Yugoslavya'ya silah
ambargosu uygulanmasını öneren ortak
karar tasansım ele aldı.
ABD Başkanı BM'deki konuşmasında, 1990'ların dünyasına nasıl baktığını anlattı
Bush, evrensel banş istiyor
UFUK GÜLDEMtR
WASH1NGTON — ABD
Başkanı George Bush'un önce-
ki gün Birleşmiş Milletler'de
yaptığı konuşma, Amerika'mn
1990'larda nasıl bir dünya gör-
düğü ve bu dünyada kendisine
ne rol öngördüğü konusunda il-
gjnç ipuçlan veriyor.
Soğuk savaşın sona ermesi-
nin ardından, Amerikah genç si-
yaset bilimci Francis Fukuya-
ma'nın, "Tarihio Sonn" adıyla
ortaya attığı tez, Amerika'da si-
yasi çevrelerde tartışmalara ne-
den olmuştu. Bush, BM'de yap-
üğı konuşmasına, Fukuyama'ya
yanıt niteliğindeki "Tarib devam
ediyor" tümcesi ile girdi ve dört
nokta üzerinde durdu.
1) Mallar ve düşüncelerin ser-
best dolaşımı: Bush konuşma-
sında demokrasi ve serbest piya-
sa ekonomisinin birbirinden ay-
nlmaz bir bütün olduğunu vur-
guladıktan sonra birinin olma-
dığı yerde diğerinin de olmaya-
cağmı söyledi "Bigi devriminin
izolasjon ve despoüzmi verle bir
eünesi nedeniyle" malîann ve
düşüncelerin serbest dolaşımı-
nın artık kimsenin yardırnma
Başkan Bush, önceki gece BMGenel Kurulu'nda
yaptığı konuşmada dört nokta üzerinde durdu.
Mallar ve düşüncelerin serbest dolaşımı,
bölgesel çatışmaların görüşmeler yoluyla
çözümü, evrensel barış ve Irak.
ABD Başkanı, Saddam Hüseyin işbaşmda
kaldığı sürece Irak'a yaptırım uygulanmaya
devam edilmesini istedi. Bush, Irak konusunda
önümüzdeki günlerde bazı adımlar
atabileceğinin işaretini verdi.
gereksinmesi kalmadığını ifade
eden Bush, "Her gun demokrasi
ve özgttriiikten bahseden, ancak
bunu halkına verme>en politika-
cılar halkın iğn^sini yemeye
mahkûmdur. Eğer devletin gü-
cünü sınırlayıp bireyin önünü
açarsak, enformasyon çagı, öz-
gürlıik çağı haline gelebilir" de-
di. "Ekonomik refah bireylerin
birbiri ile iyi komşuluk ilişkile-
ri geliştirmesini zonınlu kılıyor.
Aynı kural uluslararası komşu-
luk ilişkileri için de gecerli
olabilir" diye devam eden Bush,
"serbest piyasa serbest düşunce"
modelini özellikle kalkınmakta
olan ülkelere önerdi.
2) Bölgesel çatışmalar: ABD
Başkanı "Tarih devam ediyor"
tezini açarken bloklar arası ça-
tışma olasılığının azaldığını,
ama Avrupa ve Asya'da milliyet-
çi duygulann alevlendiğini, bu-
nun sınır çatışmalan doğurdu-
ğunu, uluslararası camianın do-
kusunu tedirgin ettiğini söyledi.
Bugunku sınırların sonsuza ka-
dar ayru kalacağını kimsenin ga-
ranti edemeyeceğini, bu yüzden
de sınır anlaşmazlıklannın "mü-
zakere yoluyla çözümü için" el-
den gelen çabanın sarf edilme-
sini isteyen Bush, bir başka te-
dirginlik kaynağı olan "yıllan-
mıs sorunlann" ise uluslararası
uyvım çerçevesinde çözüme ulaş-
tınlmasıru önerdi. Bush, BM'nin
bu konuda daha aktif olmasım
dilerken, "yıllanmış sorunlar"
listesinde Kıbrıs'ı da saydı.
3) Pax universalis: Bush tüm
bu sorunların çozumunde Ame-
rika'nın rolünü nasıl gördüğüne
de değindi. "ABD'nin bir Pax
Americana peşinde olmamakla
birlikte, dnn>
<
a meselelerinden
tamamen elini çekip izolasyon
politikalan iztemeyeceğini" de
vurgulayan Bush, "Dostluk ve
Hderfik sunacagımız, sonımlulu-
ğu ve emeUeri pa>laşacağımız
bir pax universalis (evrensel ba-
rtş) peşinde olacagız" dedi.
4) Sonsuza kadar ambargo:
Bush, Amerika'mn rolü konu-
sunda bunlan söylemekle birlik-
te, bizzat aynı konuşma içinde
üç konuda aktif bir tutum aldı.
Birinci olarak, "Saddam Hüse-
yin işbaşmda kaldıgı sürece
Irak'a yapünm uygulanmaya de-
vam edilmesini" istedi ve ulus-
lararası camiayı, "Irak'ta adil
bir hükümetin işbaşına gel-
mesine" öncüluk etmeye ça-
ğırdı. Bush, bu kararh tutumuy-
la, Irak'ta istediğini elde etmek
için önümüzdeki günlerde bazı
adımlar atılabileceğinin işareti-
ni verdi. tkinci olarak, Küba'yı
doğrudan hedef aldı ve rejimin
değişmesi çağnsında bulundu.
Siyonizmi ırkçılıkla özdeşleşti-
ren BM karanmn geri alınması-
nı isteyerek de üçüncü hamlesi-
ni yaptı. Bir süreden beri ABD-
îsrail ilişkilerinde "kredi garan-
tisi krizine" dayalı bir gerginlik
yaşanıyor. Bush, bu inisiyatifiyle
"ber ulusun dogaj hakkı olan
milliyetçiliğin Israil'den esir-
genmesinin" mantığını sor-
guladı. Ancak bunun dahi Bush
yönetimine güven duygusu sar-
sılmış Israillileri yatıştırması
kuşkulu görüldü.
Y U G O S L A V Y A K R İ Z İ
Parçalanan ve
bütünleşen Avrupa
HALUK ÖZDALGA
JL ugoslavya'nın parçalanması artık bir gercektir. Ateşkese
rağmen Sırp-Hırvat çatışması bitmemiştir ve nerede son bu-
lacağı da belli değildir. Ancak Sırplar açısından artık hedcf,
kuvvet yoluyla Hırvatlann Yugoslavya Federasyonu içinde
kalmasını sağlamaktan çok Hırvatistan sınırlan içinde kalan
Sırp topraklarını Hırvat egemenliğine bırakmamaktadtr.
Hesaplaşmının Sırp-Hırvat çatışması ile stnırlı kalması ne
yazık ki zayıf bir olasılıktır. Yugoslavya'nm dağılması, müh-
temelen Bosna-Hersek'in mevcut yapısınm da çözülmesine
neden olacaktır. Gelişmeler, Bosna-Hersek'in Sırplarla Hır-
vatlar arasında, paylaşılması yönündedir ve bu paylaşımın
diplomasiyle d'egil kuvvet yoluyla gercekleşmesi güçlü bir
olasıhktır. Şimdi Boşnakları bilinmeyen bir gelecek bekle-
mektedir.
Sırada "Makedonya Sorunu" olarak bilınen ve Ikinci Dün-
ya Savaşı'ndan sonra unutuldu sanılan sorunlar yumağı bu-
lunuyor. 1912 Balkan Savaşı sonunda Türklerin çekilmek zo-
runda kaldığı bu bölgede Sırp, Bulgar, Yunan ve Arnavut
milliyetçiliği kesişmekte ve karşı karşıya gelmektedir. Bölge-
deki pek çok toprak parçası Üzerinde ikiden fazla milletin
hak iddiası vardır. Bulgaristan'ın Makedonya'ya ilgisi, en cid-
di sürtüşme kaynaklanndan biri olarak görünmektedir. Son
Bulgar seçimlerinde en çok oy alan iki parti Sosyalistler (eski
komunistler) ile Demokratik Güçler Ittifakı pek çok iç ve dış
politika konusunda farklı düşunmelerine rağmen Makedon-
ya konusunda aynı yaklaşıma sahiptir ve Makedonya'yı Bul-
garistan'ın tarihi bir parçası olarak kabul etmektedirler. Ma-
kedonya'da geçen yıl sonunda yapılan seçimlerde birinci parti
olan VMRO'nun önde gelen bazı yöneticileri de açık açık,
Makedonya - Bulgaristan Federasyonu istediklerini söyle-
mektedir.
Kosova
Yugoslavya'da en vahim gelişmeler, şu anda dünya kamuo-
yunun dikkatini pek çekmeyen Kosova'da beklenmelidir. Ko-
sova'da Sırplarla Arnavutlann ilişkileri tam bir kilitlenme
noktasındadır. Son zamanlarda Kosova'da, Arnavutluk'la
birleşme istekleri giderek daha açık bir şekilde ifade edilmek-
tedir. Slovenler ve Hırvatlar ayrıldıktan sonra Arnavutlar, ül-
kenin en büyük azınlıgı haline gelecektir. Yugoslavya'da ya-
şamak arzusu zaten çok güçlü olmayan Arnavutlann, Slo-
venler ve Hırvatlar birliği terk edince ortaya çıkacak Sırbo-
Slayya'da kalma istekleri herhalde daha kuvvetli olmayacaktır..
Farklı kültürleri, dilleri ve dinleri Sırplarla Arnavutlann an-
laşmasını zorlaştırmaktadır. Kosova toprakları Üzerinde ta-
raflann birbirine zıt "tarihi gerçeklere" dayanan hak iddiala-
rı bunlara ilave edilince geriye sadece patlamayı beklemek
kalmaktadır. Unutmamak gerekir ki Sırp-Arnavut çatışmala-
n, Balkan tarihinin en acımasız ve kanlı olayları arasındadır.
Benzer insanlık traje-
dilerinin Balkanlar'da
tekrar yasanmasını ar-
tık hiç kımse isteme-
melidir. Yugoslavya-
daki olaylann sonım-
luluğu öncelikle, hiç
şüphesiz sorunlarını
sağduyu ile çözme be-
cerisini maalesef göste-
remeyen Yugoslav mil-
letlerine aittir. Ancak
bu gerçek, kriz boyun-
ca Batı Avrupa'nın
(ATnin) yürüttüğü ba-
şansız diplomasiyi ve
hiç de uzak görüşlü ol-
mayan tutumunu ört-
mek için bir bahane
olarak kullanılmamalıdır. Yugoslavya krizinin arzu edilmeyen
gelişmelere neden olması, yalnız Yugoslavlann değil, Avrupa-
lıların da başansızlığı olarak görülecektir. Ona rağmen özel-
likle Batı Avrupa'nın güçlü ülkelerinin, Yugoslavya krizine böy-
le bir bakış açısımn gerektirdiği ilgiyi gösterdikleri söylenemez.
Haziran ayı sonuna kadar başta AT'nin en üst düzey yetkili-
lerinden Jacques Delors olmak üzere hemen tüm Avrupalı li-
derlerin —hem de resmi açıklamalarda— Yugoslavya'nm top-
rak bütünlüğünu destekledikleri yolundaki beyanlannın, sağ-
lam tahlillere dayanan guvenilir taahhütler değil, sıradan bir
diplomasinin ürünleri olduğu Hırvatlann ve Slovenlerin ba-
ğımsızlık ilan etmesinden sonra görülmüştur.. AT'nin son iki
ay içindeki arabuluculuk girişimleri döneminde ise Slovenya-
nın bağımsızhğını kabul eden Sırplann hem tarihi hem huku-
ki bakımdan haklı taleplerinin bazı Avrupa ülkelerinin, özel-
likle Germenlerin dar görüşlü hesaplan sonunda anlayışla kar-
şılanmaması, sorunun çözumünü kolaylaştırmamıştır. Bağım-
sızlık ilan eden Hırvatistan'ın bu hareketinin doğal sonucu,
yeni sınırların müzakeresini de kabul etmek olmalıdır. Çün-
kü lkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sımrlar Tito tarafından çi-
zilirken o topraklar üzerinde ileride bağımsız devletler kuru-
labileceği değil, tamamen tersi düşüncelerle hareket edilmişti.
Hukuki bakımdan ise eğer Yugoslavya'nm sınırlan değişebi-
lirse, Hırvatistan'ın sınırlan da değişebilir. Hırvatlar kendi ka-
derlerini belirleme hakkına sahipse, Hırvatistan'da yaşayan
Sırplar da aynı hakka sahiptir.
Batı Avrupa ülkeleri eğer daha temelli yaklaşımlar üzerin-
de kurulmuş daha kararh bir politika izleyebilseydi, Yugos-
lavya krizinin her şeye rağmen Avrupa ilkelerine daha uygun
biçimlerde çözülmesi beklenebilirdi.
Yalnız Yugoslavya'da değil bütün Avrupa'da, ama özellikle
Varşova Partı'nın dağılmasıyla beraber Doğu Avrupa ülkele-
rinde yoğun bir parçalanma süreci yaşanmaktadır. Diğer ta-
raftan aynı coğrafyada, en güçlü ifadesini Ortak Avrupa de-
ğerleri üstüne kurulu ATde bulan bir bütünleşme gerçekleş-
mektedir. Pek çok gözlemciye göre bu iki süreç, aynı zaman-
da yaşanan parçalanma ve bütünleşme, birbiriyle çelişmek-
tedir ve bağdaşmaz iki eğilimdir.
Avnıpa'daki parçalanma ve bütünleşme süreçlerinin zıtlığı,
daha çok bu kelimelerin sözlük anlamlanyla sınırlıdır. Şimdi
yaşanan parçalanmaları Avrupa bUtünleşmesi ile bağdaşmaz
değil, onun bir tamamlayıcısı olarak görmek de mümkündür.
Böyle bir yaklaşım, Avrupa'daki mevcut gelişmelerin en de-
rinlerde yatan yönelişlerinin bir ifadesi olacaktır. Çunkü Av-
rupa bütünleşmesinin temel koşullanndan biri, orada yaşa-
yan bütün milletlerin özerkliğidir (otonomi). Avrupa bütün-
leşmesi, o butünlük içinde yer alacak bütün halklann özgür-
lüğünü, bütün ulusların özerkliğini gerektirmektedir. Şimdi
parçalanma gibi de değerlendirilebilecek gelişmelerin, böyle
bir pencereden görülmesi herhalde daha anlamlıdır. Dikkat
etmek gerekir ki özerklik, her zaman bağımsız bir devlet so-
nucunu doğurmayabilir. Bu daha çok bir pratik sorundur.
Avrupa bütünleşmesinin ana hedeflerinden biri Avrupa'da
kahcı banşın kurulmasıdır. (Filozofların 'ebedi banş' dedik-
leri ideal). İki büyük savaş ve pek çok acıyı yaşamış Avrupa
kıtasında gelecek günler de sorunsuz ve çatışmasız olmaya-
caktır. Ama Avrupa'da kahcı banş yönünde şimdiden önemli
başanlar elde edildiği de açıktır. Avrupa'da yaşayan bütün
milletlerin özerkliği, işte o kalıcı banşın da temel koşullann-
dan biridir.
x\teşkese rağmen
Yugoslavya'nm
parçalanması artık bir
gercektir. Sırada
"Makedonya sorunu"
olarak bilinen ve İkinci
Dünya Savaşı'ndan sonra
unutulduğu sanılan
sorunlar yumağı
bulunuyor. Bu bölgede
Sırp, Bulgar, Yunan ve
avut milliyetçiliği karşı
karşıya gelmektedir.
TEŞEKKÜR
Annem
NAZLI TOPRAK'ın
vefatı
dolayısı ile bizzat evime ve cenazeye gelenlere
veya telefon ve telgrafla taziyetlerini bildirenlere,
cenazeye celenk gönderen veya eğitim vakıflarına
bağışta bulunan tüm dostlanma teşekkürü
bir borç bilirim.
HÜSEYİN TOPRAK