Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
/ HAZİRAN 1991 HABERLER CUMHURİYET/^
Çölaşan'a
beraat
• ISTANBUL (UBA) —
Gazeteci-yazar Emin
Çölaşan, "özal adına biz
üzulüyoruz" başlıklı
yansında 'Cumhurbaşkanı
özal'a hakaret ettiği'
gerekçesiyle yargılandığı
davada beraat etti. 11
Mayıs 1990 tarihli Hürriyet
gazetesinde yayımlanan
Emin Çölaşan imzalı köşe
yazısı nedeniyle tstanbul
Cumhuriyet SavcıhgYnca
tstanbul 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'ne dava acılmış,
yazıyı kaleme alan Emin
Çölaşan ile Hürriyet
Gazetesi Sorumlu Müdürü
Hasan Kılıç'm, TCK'nın
158/1. maddesine göre
cezalandırılmalan
istenmişti. Dün _
sonuçlanan davada, söz
konusu yazıda
Cumhurbaşkanı'na hakaret
edilmediği, suçun yasal
unsurlarmın oluşmadığı ve
yazının eleştiri nkeliğinde
olduğu karan verildi.
TCK'nm 158/1. maddesine
göre 3 yıldan az olmamak
koşuluyla hapisle
cezalandırılması istenen
gazeteci-yazar Emin
Çölaşan ile sorumlu müdür
Hasan Küıç*ın beraatlerine
karar verildi.
ANAP
kurtulamaz
• GAZİANTEP
(Cumhuriyei Güney tlleri
Bürosn) — Doğru Yol
Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Hüsamettin
Cindoruk, Başbakan ve
.bakanlan "boş" olarak
niteledi ve "Valiyi,
kaymakamı, emniyet
müdürünü bunlar yerine
Kösem Sultan tayin ediyor"
dedi. Cindoruk sözlerine
şöyle devam etti: "Sayın
Turgut özal partiyi öyle
batırmış ki Akbulut da
Yılmaz da Yetim Hüsnü de
kurtaramaz. 1983'te yüzde
12 olan işsizlik oranı şimdi
yüzde 25'e yükselmiş. Şimdi
gelmiş oy istiyorlar.
Bunlann suratlan kösele
gibi. Ne yüzle oy
istiyorlar?"
Jandarma
aracında öltim
• İSTANBUL (AA) —
Gaziosmanpaşa'da yapılan
kontrolde Jandarma
•aracına bindirilen bir kişi,
jandarma astsubayırun
tabancasından çıkan
kurşunla vurularak öldü.
Yetkililerden alınan bilgiye
göre dün sababa karşı 03.00
sıralarında Cebeci
Mahallesi'nde devriye
gorevi yapan Astsubay
Çavuş Erdal Polat ve
beraberindeki jandarma
erleri, kontrol sırasında,
kimliği olmayan Nilgün
Oda (16) ile arkadaşı Kâmil
Başak'ı (23) yakaladılar.
Yaşıaın küçük olması
nedeniyle ailesine teslim
edilmek amacıyla araca
bindirilen Nilgıin Oda,
henüz belirlenemeyen bir
nedenle Jandarma Astsubay
Çavuş Erdal Polat'ın
tabancasından çıkan
kurşunla vurularak öldü.
Yetkililer Astsubay Erdal
Poiat'ın gdzaitma ahndığını
belirterek olayla ilgili
soruşturmanın
sürdurüldüğünü kaydettiler.
Türkbalıkçıfar
jserbest
!• KIRKLARELİ (AA) —
jBulgaristan, uluslararası
jkarasulannda kalkan bahgı
avındayken Bulgar sahil
güvenliğince gözaltına
alınan 93 Türk balıkçısı ile
7 balıkçı teknesini serbest
bıraktı. Karadeniz'de izinsiz
avlandıklan gerekçesiyle
gozaitına alınan ve
Varna'da 3 yıl hapis
istemiyle yargılanan
balıkçılann cezası, yapılan
yargılama sonucu paraya
çevrildi.
4 terörist
öldürüldü
• MUŞ (AA) — Muş'ta
güvenlik kuvvetleri ile
teröristler arasında çıkan
çatışmada 4 terörist ölü ele
geçirildi. Yörecik köyu
civannda saat 18.00
sıralarında devriye görevi
yapan güvenlik kuvvetleri
bir grup teröristle karşılaştı.
Güvenlik kuvvetlerinin 'dur'
ihtarına ateşle karşılık
verilmesi uzerine çatışma
çıktı. Çatışma sonucu 4
terörist öldürüldü.
ŞHP lideriInönü, "Çam seçimde, çare SHP'de" dedi
Evtidarı Ecevit de kıırtaramazHÜSEYtN ERCtYAS
TORBALI — SHP Genel
Başkaru Erdal İnönü, 2 haziran
seçimlerinde iktidara yeni bir
ders daha verilmesinj isteyerek
"Bu iktidan kimse kurtaramaz.
Sayın Ecevit de kurtaramaz.
Kim kurtaracağım derse güm-
bürtüye gider" diye konuştu.
SHP lideri, geceyi geçirdiği
Kuşadası'nda dün sabah pazar
yerini dolaştı. Esnafla görüşen
İnönü, kendisine yöneltilen so-
rulan yanıtladı. Bağ-Kur'dan
yakınan bir yurttaşa, "Aman
dikkat edin, emekli olacagım
derken, hapise düşebilirsiniz"
dedi. Otel sahibi bir bayanın tu-
rist gelmediğini, tesislerinin boş
olduğunu söylemesi üzerine
SHP lideri, "lurizmin patlaya-
cağını söylediler, oysa turizm
baygın yatıyor" karşdığım ver-
di.
Kuşadası'nda parti binasında
yaptığı konuşmada kadınlara
örgütte büyük gereksinım oldu-
ğunu vurgulayan İnönü, daha
sonra Selçuk'a geçti. Burada Be-
lediye Başkanı Kâmil Subaşı'nın
Efes Antik Kent'de kurulan çar-
şıyla ilgili yakınmalannı dinle-
yen İnönü, "Burada açık birçı-
kar meselesi var. Bakanuğın
böyle bir çıkar meselesi içine gir-
mesi doğru değil. Karşı çıkıyo-
nız, hesap soracağız. Giderayak
Selçuklulan megdur ediyorlar.
Medeniyeti tahrip ediyorlar.
Böyle bir suça iktidar oldugu-
YAN YANA — Söke>de halka
muz giin engel olunız" diye ko-
nuştu.
Daha sonra seçim yapılacak
beldelerden Subaşı, Çaybaşı ve
Ayrancı'da konuşan Erdal İnö-
nu, SHP'nin iktidara en yakın
ve hazırlığmı yapmış bir parti ol-
duğunu belirterek "SHP en ge-
niş iktidar haarlığı içindeki par-
tidir. SHP bir kişinin değil, her-
kesin, bıilun orgıitlerin katkısıy-
la yönetilen bir partidir. Bu baş-
ka hiçbir partide yok" dedi. 2
haziran seçimlerinde iktidar
partisine ders verilmesi gerekti-
bJtap eden tnönü'nün konuştuğu
ğini vurgulayan SHP lideri Inö-
nü, şunları söyledi:
"Onlara bir ders daha verme-
lisiniz. 26 marttan ders almadı-
lar. Bu seçimden alsınlar artık.
Aslında bu iktidan kimse kur-
taramaz. Sa>ın Ecevit de kurta-
ramaz. Kim kurtaracagım der-
se o da gümbürtüye gider. Bu
iktidara payanda olmak. destek
olmak yanlış. Bu, iktidara pa-
yanda olanı da götühir."
İnönü, her üç beldede de
SHP adaylanrun seçimleri kaza-
nacağından emin olduğunu be-
alanda SHP ve DSP broşürleri y u yana yer aldı. (AA)
lirtti, üretici sorunlarına değin-
di.
İnönü, üretici kesiminin bü-
yük sıkıntılar ve sorunlar için-
de olduğunu, tanm işcüerinin si-
gortalanması, çiftçilerin destek-
lenmesi, üreticinin korunması
için tanm sigortasımn getirilme-
si gerektiğini anlattı. İnönü, hü-
kümetin üreticilere hiçbir şey
vermediğini, ürününü elinden
geçen seneki fıyatla aldığını, be-
delini de geç ödediğini kaydet-
ti- .
Inönü, "Bütün bunlardan
kurtulacagız. Bu iktidardan
kurtulacağız. Çare seçimde, ça-
re SHP iktidannda" diye konuş-
tu.
İnönü, Torbalı'mn Ayrancı-
lar beldesinde düzenlenen açık
hava toplantısında yaptığı ko-
nuşmada "Bu sefer süpnrüp gö-
tiireceğiz, iktidan süpürüp
görüreceğiz" dedi. Kadınlann,
"Artık ycter. Bn pahalılığa
yeter" dediklerini anlatan lnö-
nfl, "Artık burnumuza geldi.
Bu kadar da olur mu?" diye
sordu.
Demirei, iktidann vatandaşın imdesine karşı çıktığını söyledi
Seçimleriabşverişe döndürdtiler
DYP Genel Başkanı: "Bunlara düşen en dürüst hareket burunlan
kınlmadan çekip gitmeleridir. Bunlann ardmda kimse kalmayacaktır'
dedi.
TÜREY KÖSE
TORBALI — DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirei,
ANAP büyük kongresinden
sonra partinin yeni genel başka-
nıyla bir atılım yapıp yapmaya-
cağı sorusuna "Telefon direği-
ne elma aşüa, bu aşı tutarsa o
kongreden çıkan kişi de orayı
düzeltir" karşıhğını verdi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirei, 2 haziranda seçim
yapılacak olan Torbalı'ya bağ-
lı Ayrancılar, Subaşı ve Çayba-
şı beldelerini ziyaret için dün İz-
mir'e geldi. Adnan Menderes
Havaalanı'nda davul zurna ça-
lınarak, 'Başbakan Demirei'
sloganlanyla karşüanan DYP li-
deri, Kırat otobüsüyle Ayrancı-
lar'a giderken yolda gazetecile-
rin sorulannı yanıtladı. 2 hazi-
randa yapılacak seçimler konu-
sunda DYP lideri Demirei,
"Nüfusu binin iistünde oldu mu
iktidar partisinin başanlı oldu-
gu göriilmüyor. Bü>üsü binde
bozuluyor. Binin altında oldu
mu, devletin nüfuzunu kullanı-
yorlar. Öbür partiler gelirse si-
ze ne yapıverecek, diyorlar. Si-
ANAP/ÎSEANBUL
Scmra özal'la göriişmek için ANAP il merkedne gelenler saatlerce bekliyor. (Fotoğraf: Suat KoztukJn)
SemraÖzal, İş BulmaKurumu
İDRİS AKYÜZ
Bekleme salonu tıkhm tıklım dolu. Her
yaş grubundan insan var. Başörtülü kadın-
lar, modern giyimliler, sakallı genç ve yaş-
ülar, kendini acındıranlar, kararlı görünen-
ler... Kiminin elinde dilekçeler, kimininkin-
de koca koca dosyalar, evrak çantalan...
Hepsi, "görüşmeye" gelmisler ANAP il
merkezme; Başkan Semra Özal'a...
Istiklal Caddesi'nden ANAP il binasına
çıkan sokak Semra özal'ın başkan seçildi-
ği günlerde yeniden düzenlenmiş. Zemine
geniş karo taşlan döşenmiş, tertemiz. Bina-
daki odalar paylaşümış. Semra özal'ın ken-
di odası dışmda, dört başkan yardıması, di-
siplin kurulu, yönetim kurulu, denetleme
kurulu, basın danışmanı, basin salonu, kon-
ferans salonu, sekretarya, "yrtkililer" ve gü-
venlik görevlilerinin odaları... Toplam 12
oda, Semra özal'ın "daha iyi" hizmet ve-
rebilmesi için restore edilmiş. Yeniden ha-
hlar döşenmiş, maroken koltuklar yerleşti-
rilmiş.
Bekleme salonu, bunlann dışında tutul-
muş. Dikine tek pencereli odanın dört bir
köşesine sandalyeler yerleştirilmis, ama otu-
randan daha fazlası ayakta duruyor.
Partiü olanlar birbirini tanıyor, onlar için
sorun yok. Ancak Semra özal'a gelen sıra-
dan vatandaşlar, iltin güvenlik görevlileri,
ardından "yetldlfler" duvanna carpıyor. Ta-
nıdığı olanlar, kartla gelenler içeri alımyor,
diğerleri kapının önünde beklemek zorun-
da kalıyor. "Semra Hanımia görüşeceginr
diyenler sıkı bir sorgulamadan geçiriliyor:
"Ne istiyorsun? Ne gönişeceksin? Ne akm-
tm *ar?" PartUi üye ya da delegeler arastn-
dan seçilen "yetkiffler" bu sorgulamayı yap-
makla görevli. Bunlar arasmda da bir hi-
yerarşi var; "1. yetkili, 2. yetkiü" diye.
Bekleyenler, istemlerine ve dertlerine göre
aynştıniıyor. Bunlar, Başkan Semra OzaJ
yerine ilgili konulara bakan başkan yardım-
cüanyla görüştürülüyor. Yardımcüardan
Ramazan Kadk Coşkun "istemleri", Osman
Ceylan da "dertleri" dinüyor. İş isteyenler,
tayin isteyenler, hastalanna yardım isteyen-
ler, çocuğunun okul işini halletmeye gelen-
ler dikkati çekiyor. En ilginçlerini de "evi-
nin caüsını yapürmak için 5 milyon", "iş
kurmak için 10 miryofl Ura" yardım talebin-
de bulunanlar oluşturuyor.
Bunlardan biri Kütahya'mn Gediz ilçesi
Vakit köyünden kalkıp gelen 31 yaşındaki
yürüme özürlü Hasan Başol. 5 gündür
ANAP il merkezine gidip geliyor Semra
özal'la görüşmek için. Ancak her defasın-
da bir başkasıyla görüştürülüyor. 7 çocu-
ğu var, 8 yaşındayken bir inşaat duvannın
üzerine çökmesi sonucu özürlü kaldığuu an-
latıyor. "Yetkfliler"e yalvanyor: "Semra
«namıria görüşmek istiyorum, bana ancak
o yardım eder." Ailesine bakmakta güçlük
çektiğini, iş kurmak için 10 milyon liraya
gereksinimi olduğunu belirtiyor. önce baş-
kan yardımcılanndan Ramazan Kadir Coş-
kun dinliyor, sonra Osman Ceylan. Ama
Semra Özal'la görüşemiyor. Talebine de
olumlu yanıt alamadığını söylüyor. Derken
Hasan BaşoTun dışan çıkartılması emri ve-
rüiyor...
ze oy vermediği zaman o ilçe TC
sınırlan dışma mı çıkacak. Bu,
anayasa\a a\kındır. Bu çeşit se-
çimleri alışverişe döndürdüler"
Binlerce yerde yapılan seçim-
lerden çıkarmıyorsunuz, 26
Mart'tan sonra 120'yerdeki se-
çimlerden netice çıkarıyorsu-
nuz. Bu şaşkınhktır. Biz vatan-
daşa 26 Mart'ta irade ortaya
kondu, iraden tamnmadı di>o-
ruz, iradenin sahibine sesleniyo-
ruz. Neredesin? Senin iradeni
tammıyorlar. Hakkınıza sahip
çıkın, iılkenin kaderine el ko-
yun. Meydanlarda aradıgımız
sadece seçim değil, vatandaşın
diriligidir" dedi.
Konuşmalannda iktidar par-
tisini sert bir dille eleştiren De-
mirei, "Bunlara düşen en dü-
rüst hareket, burunlan ağızlan
kınlmadan cekilip gitmeleridir.
İktidar gider gitmez bunlann ar-
kasında kimse kalmayacaktır"
diye konuştu.
Demirei ayrıca gazetecilere
yol kıyısındaki bir telefon dire-
ğini göstererek, "Bn tekfon di-
regine elma aşıla, tutar mı?
ANAP ölmüştür. Telefon dire-
{ine efana aşısı tutarsa, o kong-
reden çıkan kişi de orayı düzel-
tir. Çıkan kişi 10 senedir ceki-
len ıstırabı nasıl ortadan kakfa-
racak?" dedi. DemireJ son gün-
lerde iş çevrelerinin ve basının
kendilerine Ugisinin arttığına
ilişkin yorumlar aktarıldığında
şunları söyledi:
"İş âlemi, hiçbir zaman biz-
den uzak olmadı. Davetlerimi-
ze geldiler. Basının ileri gelen-
leri de geldi. DYP iktidarının
ayak sesfcri duyulmuştur. Bunu
iş âleminin ya da basımn bize
yaklaşmasıyla değil, halkıtı
meydanlarda bize destek olarak
koyduğu tavırla ölçmek lazım.
İş âlemi, basın DYP'de iktidar
ısıgı gordii, o tarafa koşuyorlar,
yargısına kaülmıyonım."
Demirei, Çaybaşı, Subaşı
ve Ayrancılar beldelerinde yap-
tığı konuşmalarda da yurttaşla-
ra, "Halinizden memnun
musunuz" diye sordu. 'Hayu*'
yanıtını alınca da yurttaşları 2
haziran gunü yapılacak seçim-
lerde iktidar partisine ders ver-
meye çağırdı. Demirei, "Ülke-
yi bu duruma diişürenlere be-
nim halkım destek olursa, daha
fazlasına maruz kalır. Bu pazar
günü kazara toplam 26 bin seç-
meni olan yerlerde kazanırlarsa
ddner derler ki halk bizden
memnun. Kaçın bunlardan" de-
di.
ANAP adaylarmın kurınaylarıTUNCAY ÖZKAN
ANKARA — ANAP'ta li-
derlik yanşında yoğun bir "kur-
maylar savaşı" yaşanıyor. Lider
adaylanrun çevresindeki "yakın
çalışma arkadaşlan", büyük
kongre kulisini etkiliyor. Tavrı-
nı belirlemeyen genel merkez
yöneticileri ve diğer etkili isim-
ler, lider adaylanrun yoğun bir
baskısı altında.
ANAP'ta liderlik yanşında
Başbakan Yıldınm Akbulut
kurmaylarını partinin etkili ve
eski isimlerinden seçerken kar-
şısındaki adaylardan Mesut Yıl-
maz, "eski bakanlann" ağırlık-
ta olduğu bir çalışma grubu
oluşturdu. Adaylardan Hiisnü
Doğan'ın en yakın iki kurmayı-
nın ise Yusuf Bozkurt Özal ile
Korkut Özal olduğu belirtilıyor.
Hüsnü Doğan'ın onceki gece
yaptığı toplantıya 40 kadar mu-
hafazakâr ANAP milletvekili
katıldı. Doğan'ın ANAP tstan-
bul İl Kongresi sırasında Sem-
ra Özal'a karşı ortak mücadele
verdiği devlet bakanlan Cemil
Çiçek, Mehmet Keçeciler ve
fçişleri Bakanı Abdiilkadir Ak-
su ile liderlik yanşında yolları
aynlmış bulunuyor. Bu üçlü ha-
len Başbakan Akbulut'un yakın
çevresinde yer alıyor. Ücjünün
Cumhurbaşkanı Turgut Ozal ile
yaptıkları baş başa gorüşmele-
rin sonrasında Akbulut ile çahş-
maya başladıkları vurgulanıyor.
Başbakan Akbulut'un yakın
çevresindeki isimler şöyle sıra-
lanıyor:
Devlet Bakanı Mehmet Keçe-
ciler (Teşkilatla ilgileniyor, Ak-
bulut'a taktik veriyor), Adalet
Bakanı Oltan Sungurlu (Eski
Teşkilat Başkanlığı'nın da ver-
diği deneyimle il başkanlarıyla
teması sağlıyor), Devlet Bakanı
Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Ke-
mal Akkaya, İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu, Adalet Ko-
misyonu Başkanı Alpaslan Peh-
livanlı (Mesut Yılmaz'ın yanın-
da yer alan milliyetçi kökenli il
başkanlannı ve milletvekillerini
etkilemeye çalışıyor), Teşkilat
Başkanı Orhan Demirtaş, Genel
Başkan Yardımcısı Cumhur Er-
sümer (Başbakanlık Konutu'-
ndaki organizasyonlarda yer alı-
yor), Genel Başkan Yardıması
Ülkü Gökalp Güney (Akbulut'-
un en yakın arkadaşlan arasın-
da yer alıyor), Giresun Millet-
vekilı, MKYK üyesi Burhan Ka-
ra, ANAP Teknik Danışmanı
Erkal Zenger.
Mesut Yılmaz'ın çevresinde
ise daha çok eski bakanlardan
oluşan bir kurmay heyet bulu-
nuyor. Yılmaz'ın propaganda
çalışmalanna aktif olarak katı-
lan eski bakanlar şunlar:
Bülent Akarcalı (Teşkilat,
milletvekilleri ve basınla ilgile-
niyor), Miikerrem Taşçıoğlu,
Mustafa Kaiemli (Cumhurbaş-
kanlığı Köşku ile Yılmaz arasın-
daki bağlantıyı sağlıyor), Sudi
Tiirel, Zeki Yavuztürk, Fahret-
tin Kurt, Safa Giray.
Yılmaz ile birlikte hareket
eden hükümet üyeleri ise şöyle:
Devlet bakanlan tbrahim Öz-
dfmir, Ercüment Konukman,
Mustafa Taşar (Cumhurbaş-
kanhğı ile ilişkileri sağlıyor), Ba-
yındırlık ve Iskân Bakanı Cen-
giz Altınkaya.
Yılmaz'ın propaganda çalış-
malannın organizasyonunu ise
eski MHP Genel Sekreteri Ya-
şar Okuyan yapıyor.
Adaylardan Cengiz Tuncer'-
in kurmayı ve yakın çalışma
grubu bulunmuyor. Hasan Ce-
lal Giizel ise tüm çalışmalarını
eski grubu kendisini terk ettiği
için tek başına surdürüyor.
Aday olma olasılığı bulunan
Ekrem Pakdemirli, Ege Bölge-
si il başkanlan ile şimdi milliyet-
çilerle hareket eden bazı millet-
vekillerinden destek görürken
aday olma olasılığı yüksek bu-
lunan Kültur Bakanı Namık Ke-
mai Zeybek'in etrafında milli-
yetçi kanada mensup milletve-
killeri ile il başkanlanndan bir
grup bulunuyor.
ANAP içindeki liderlik yan-
şı milliyetçi kanadın kurmay
isimleri arasında çatlaklara da
neden oldu. Geçen kongrede
Başbakan Akbulut'un karşısm-
da Hasan Celal Güzel'i destek-
leyen Alpaslan Pehlivanlı, Bur-
han Kara, Gökhan Maraş ve
Eyüp Aşık ile Gökhan Maraş'-
uı Mesut Ydmaz'a destek verme
eğiliminde olmaları, buna kar-
şın Alpaslan Pehlivanlı ile Bur-
han Kara'nın Başbakan Akbu-
lut'tan yana tavır almalan bu
grubun içinde yer alan yaklaşık
30 milletvekilinin de dağılması-
na neden oldu.
CUNEYT ARCAYUREK
VUIY0R
BoşalanBaşkentte "Abuk
Sabuk
ANKARA — Çoğu zaman aynı konular tartışılır, bilinen
irdelemeler yapılır başkentte. Aynı konular, aynı tartışma-
lar, aynı kişiler kimi zaman sinirteri geriyor, bıkkınlık, sıkınü
yaratıyor.
Oysa dün başkent, iktidar ve muhalefet önderlerinden
yoksun, kendi başınaydı. Sinirlendirecek, gerginlik yarata-
cak kişilerle konular başkent dışındaydı.
Bu kanıyı pekiştirecek örnekler sıralamakla bitmez. ör-
neğin Çankayalı, İstanbul'da. Başbakanımız Tokat'ta. Me-
sut Beyimiz Bursa yollarında. Hasan Celal Güzel ayağında
çarık, Anadolu'da. Demirei, Kayseri'den İzmir'e. İnönü ile
"eski arkadaşım" dediği Ecevit, Ege Bölgesi'nde. Kimi ba-
kanlar sabah erken, pır.
Ankara'da kalan üç beş kişiden biri, Namık Kemal Zey-
bek. O da dün bir otel lobisinde son ay birden değer ka-
zanmış tahvillere benzeyen il başkanlarıyla adaylığını tartt-
şıyormuş. "Mecburen" burada.
Başkentin kimi tatil günleri ya büyük kongreleri ya da ta-
rihsel değerde görüşmeleri kapsıyor. Örneğin bu pazar bü-
yük kongre yok, ama Ortadoğu sorunuyla bölge polrtikamı-
za ışık tutacağı öne sürülen büyük bir buluşma gerçekle-
şecek.
İnönü, "eski arkadaşı" Ecevit'e, Çankayalı Bay'ın "yeni
arkadaşı" diye sesleniyor. DSP liderinin, Bağdat dönüşü
Çankayalı'nın çağrısına hemen olumlu yanıt vermesinden
sonra zaten araları bozuk olan iki parti, daha sert tartışma-
lara yöneliyor.
Çankayalı Bay'la Ecevit'in pazar buluşmalarını Mümtaz
Soysal hoca dünkü - ^ — — - ^ — — — —
yazısında "abuk sa-
buk yakınlaşma" di-
ye tanımlıyordu.
"Abuk sabuk bu-
luşma"da sadece
Saddam'ın ele alı-
nacağını özellikle
Ecevit vurguluyor,
daha doğrusu vur-
gulamak zorunda
kalıyor. Ecevit gibi
deneyimli bir lider,
hemen her çevrenin
aklına takılan Çan-
kaya tezgâhını gör-
memiş, anlamamış
olabilir mi?
İnönü bir kez gitti
Bağdat'a, TÖ he-
men suçladı; "Kör-
fez krizinde hepsi
Saddamcı oldu, hat-
ta elini öpenler var"
dedi. TÖ'nün bu ta-
nımına göre Ecevit
şimdi Saddam'ın iki
kez elini öpenler
arasında mı? TÖ'-
nün Ecevit'e "Sad-
dam için" çağrı çı-
karmasını dün sü-
tunlarında yadırga-
yan usta yazarlann, yanında çalıştıklarından Ecevrt'i; önemli
gezilerde ya da özel söyleşilerde birlikte olduklanndan TÖ'-
yü yakından tanımış olmaları gerekir.
Ecevit, "uslu uslu oturursa" TÖ'yü Çankaya'dan indir-
meye çalışanlarla birlik olmayacağını söyledi. Pazar gün-
kü "abuk sabuk yakınlaşma"da Çankayalı, Ecevit'in gözû-
ne girmek, hiç değilse yeni Meclis'te bir "müttefik
edinebilmek" için görüşme boyunca koltuğunda herhalde
uslu uslu oturacak.
Ne var ki Ecevit'in "uslu uslu oturma" koşulunu öne sür-
düğünden bir iki gün Önce Çankayalı, yeni bir anayasa ya-
ramazlığı daha yapmış, il başkanlan ile lider aramaya gi-
rişmişti. Yeni koşullarda anımsamaya bile değmezl
"İndirme operasyonu" gerçekteşme aşamasına gekjiğin-
de elbette TÖ, uslu uslu oturacağını ant içerek söyleyecek.
Hatta anayasayı ihlal sayılan eylemlerin hiçbirinin hukuk-
sal olmadığını da saviayacak. Ta ki, "yukarda kalması" ke-
sinleşinceye kadar.
Söylediklerinin tersini yapuğı "tecrübeyle sabit" iken yann
vereceği sözleri garanti sayabilir misiniz? Diyelim ki geçer-
li sözlü güvenceler verdi. Ecevit'in siyasal gücü yetecek mi,
orası da belli değil ya, varsayalım ki DSP engeliyle TÖ yu-
karda kaldı.
Bir süre geçti, bir de baktık TÖ eski TÖ! O zaman ne ya-
pacakstnız? Uslu oturmuyor diye öteki partilere indirme ope-
rasyonu mu önereceksiniz?
Yoksa, evet yoksa?.. Kottuğunda uslu uslu oturmadı di-
ye tatlı sert bir tokat mı atacaksınız?
Çankayalı Bay'la
Ecevit'in pazar
buluşmalarını Mümtaz
Soysal hoca dünkü
yazısında "abuk
sabuk yakınlaşma"
diye tanımlıyordu.
"Abuk sabuk
buluşma"da sadece
Saddam'ın ele
alınacağını özellikle
Ecevit vurguluyor,
daha doğrusu
vurgulamak zorunda
kalıyor. Ecevit gibi
deneyimli bir lider,
hemen her çevrenin
aklına takılan Çankaya
tezgâhını görmemiş,
anlamamış olabilir mi?
Ozal: 100 yıh
10 yıla sığdırdık
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal, dün akşam yaptığı
radyo televizyon konuşmasın-
da, Iraklı sığınmacılar konu-
sunda izlenen politikanın başa-
nL olduğunu söyledi. Özal,
ABD'ye gidecek valileri kabu-
lünde de "Avrupa'nın 100 se-
nede yaptığını, biz 10 seneye
sığdırdık" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal, dün
akşam TV ve radyoda yayım-
lanan konuşmasında, 1.5 ay gi-
bi kısa sürede yanm milyon in-
sanın ülkelerine geri gönderil-
diğini kaydederek şunlan söy-
ledi:
"Dünya tarihinde hiçbir ül-
ke sınırına birkaç gun içinde bu
kadar çok insan yığılmadığı gi-
bi, bu kadar çok insanın da
böyle kısa bir süre içinde ülke-
lerine dönmesi sağlanamamış-
tır. Pakistan'daki Afgan mül-
tecilerini. İran'da hâlâ bekle-
yen Irakldan duşiinüniiz ve bi-
zim sağladığımız sonuçla mu-
kayese ediniz."
Konuşmasında, Kürt sığın-
macılarla ilgili Batı basınının
tutumunu da eleştiren Özal, şu
görüşlere yer verdi:
"Sığınmacı Iraklılara karşı
tutumlarını 1988'deki göç ola-
yından bildiğimiz bazı ülkeler
ve bunlara mensup basın, bu
acil sorunlara yardımcı olacak-
lanna bizi eleştirmeye devam
ediyorlardı. kendilerinin ne ya-
pacaklannı sö>lemek yerine,
bizim ne yapmamız gerektiği-
ni söylüyorlardı. Bu haksız
eleştirilere ve hiçbir çare içer-
meyen bilgiçlere karşı koyar-
ken halkımız ve milletimiz,
kendine özgü alicenaplığı ve
yardunseveriigi ile yardımı baş-
latmışb."
Özal, Kün sığınmacılann sı-
nıra yığılmalarının ilk 15 gü-
nunde Turkiye'nin 9 bin ton
yardım sağlarken dış Ulkeler-
den yalnızca 500 ton yardım
geldiğini vurguladı. Turkiye'-
nin şimdiye değin 20 bin ton,
gıda, giyecek ve yiyecek yardı-
mı yaptığını söyleyen özal,
ABD yardımı hariç diğer ülke-
lerden 4 bin 300 ton yardım
geldiğini bildirdi. Özal, bölge-
de toplam 430 sağlık persone-
linin hizmet verdiğini, buna
karşın şimdiye değin 1705 sı-
ğınmacı ölürken 977 bebeğin
dünyaya geldiğini söyledi.
"Hayat pahalı değil"
Cumhurbaşkanı Özal, dün,
ABD'ye inceleme gezisine gide-
cek valileri kabulünde yaptığı
konuşmada da Türkiye'de ha-
yat pahalıhğı ohnadığıru ileri
sürdu. Özal şöyle konuştu:
"Ortada çok mal var, hep-
sini almaya kalkınca alınamı-
yor. Böyle olunca da hayat pa-
halı zannediliyor. Bütun piya-
sadaki mallan alamayınca da
geçinemiyoruz gibi şikâyetler
başlıyor. Devlet direkt olarak
vermez. bu tür dün\a nimetle-
rinin alınması için, teknolojinin
getirdiği yeniliklerin alınması
için insanların çok çahşması,
ülkeyi iyiye götüriir, serbest pa-
zar da budur."
Cumhurbaşkanı Özal,
Turkiye'nin son 10 yılda çok
hızlı değişme gösterdiğini de
belirterek "Avrupa'nın 100 se-
nede yaptığını, bizim 10 sene-
ye sığdırmamızdan dolayı bir-
takım rahatsızlıklar ortaya
çıklı" dedi.
V