Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 HAZİRAN 1991
Sürekli Yerel Ara Seçim
ve Bir ÖoerL..
Örneğin, yerel ara seçimlerin yine 60 günlük bir seçim dönemi ile
'boşalmayı izleyen ilk haziran ayının birinci pazar günü' ya da.boşalmayı
izleyen ilk ekim ayının üçüncü pazar günü yapılmasını öngören yeni bir
düzenleme, hem. yerel ara seçimlerin yılın belli bir gününe toplanmasını
hem yerel yönetim organlarındaki boşalmaların en az 2, en çok 14 ay gibi
'makul, kabul edilebilir' bir süre içinde doldurulmasını sağlayabilir.
Prof. Dr. HİKMET SAMİ TÜRK
18. dönem milletvekili ara seçiminin yapı-
labileceği zaman dilimi gitlikçe darakr ve bu
konuda ufukta henüz hiçbir hazırlık görün-
mezken 2 Haziran 1991 Pazar günü belde, il-
çe ve il olarak toplam 20 yerleşim biriminde
yerel ara seçimler yapılması, ilginç bir çeliş-
kiyi yansıtmaktadır. Çelişkinin nedeni, mil-
letvekili ara seçiminin TBMM kararıyla, ye-
rel ara seçimlerin ise yasa gereğince yapıl-
masıdır.
Aslında Türkiye, iki yıldan beri kısa zaman
aralıklanyla arka arkaya yerel ara seçimler ya-
pılan bir ülke durumuna gelmiştir. Öyle ki ge-
çen yıl bazı aylar hemen her pazar günü bir
ya da birkaç beldede çeşitli nedenlerle boşa-
îan belediye başkanlıklan için ara seçim ya-
pılmıştrr. 2 Haziran 1991 yerel ara seçimleri-
nin özelliği, yaklaşık 54.000 seçmenin katılı-
mıyla seçim yapılacak yerleşim birimlerinin
görece çok olmasındadır.
Yerel ara seçimlerin bu kadar sık yapılma-
sı, önce özellikle TRT radyo ve televizyon ya-
ymlannda uygulanan seçim yasaklan biçimin-
deki hukuksal sonuçlanyla tartışmalara yol
açrruştı (1). Konunun bu yönü, -sistematik ve
yasa tekniği bakımından uygun yer ve biçim-
de olmamakJa birlikte- 2820 sayılı Siyasal Par-
tiler Kanunu'na 31.10.1990 tarih ve 3673 sa-
yüı kanunla eklenen ve yerel ara seçimlerde
298 sayıb seçimlerin temel hükümleri ve seç-
men kütükleri hakkında kanunun 63, 64 ve
65. maddelerindeki yasakların TRT radyo ve
televizyon yayınlan hakkında uygulanmaya-
cağını öngören bir hükümle düzeltilmiş du-
nımdadır (Ek. m. 5).
Ancak konunun aynı derecede önemli baş-
ka bir yönü daha vardır. Işin bu yönünün ay-
dınlığa kavuşması ve yeniden düzenlenmesi ise
önce şu sorunun cevaplandınlmasmı gerektir-
mektedir: Yerel ara seçimler niçin bu kadar
sık yapılıyor?
Yerel ara seçimlerin zamanı
18.1.1984 tarih ve 2972 sayılı Mahalli 1da-
reler ile Mahalle Muhtarlıklan ve İhtiyar He-
yetleri Seçimi Hakkında Kanun'un 7.12.1988
tarih ve 3507 sayılı kanunla değişik 29. mad-
desi, yerel yönetimler organlarında seçimle-
rin yenilenmesini gerektiren boşalma durum-
lannı sıraladıktan sonra böyle bir boşalma-
nın 30 gün içinde mulki amirce bildirilmesi
üzerine ilçe seçim kurulunun ilgili organ için
yeniden seçim yapılmasına karar vererek du-
rumu ilan edeceğini öngörmekte ve bu ilan-
dan sonra gelen 60. günü izleyen ilk pazarın
'oy verme günu' olduğunu belirtmektedir. As-
lında bu düzenleme, yerel ara seçimlerin ya-
pılacağı zaman bakımından Türkiye'de
1963'ten beri uygulanagelen bir sistemi sür-
dürmektedir. Böyle olduğu halde, önceki dö-
nemlere oranla 26 Mart 1989 yerel genel se-
çimlerinden sonra yerel ara seçimlerin daha
sık yapılması, arada geçen zaman içinde ye-
rel yönetim birimleri sayısımn artmasıyla bir-
likte organlanndaki boşalmalar da ona göre
artmış, aynca son zamanlarda çok sayıda yeni
belde, ilçe ve il kurulmuş olması nedenleriyle
bu boşalmaların doldurulması ya da yeni or-
ganlann oluşturulması zorunluluğundan kay-
naklanmaktadır.
Bu gelişmenin sonucu olarak sık sık yerel
ara seçimlere gidilmesinin sakmcalanm gider-
mek ve çeşitli ilçe ve beldelerdeki ara seçim-
lerin yılın belli bir gününde birlikte yapılma-
sını sağlamak üzere 2972 sayılı kanunun 29.
maddesi; önce 20.6.1987 tarih ve 3394 sayılı,
sonra da 31.3.1988 tarih ve 3420 sayılı kanun-
larla iki kez değiştirilmiş; bunlardan sonun-
cusu ile ilgili organ için 'boşalmayı takip eden
ilk yılın ekim ayının üçüncü pazar gunü se-
çim tarihi olarak kabul' edilmiş; aynca yerel
genel seçimlere bir yıl kala yerel ara seçim ya-
pılamayacağı hükme bağlanmıştı. Yerel ara
seçimlerin yılın belli bir gününde toplanma-
sı, 3394 sayılı kanunun geçici 1. maddesi ile
ilgili önerge gerekçesinde 'muhtelif sebepler-
le vaki olacak boşalmalar sebebiyle... peyder-
pey ve sık sık seçime gidilmesinin mahzurla-
nnı bertaraf etmek amacıyla' açıklanmıştı (2).
Fakat bu düzenleme, ana muhalefet parti-
si (SHP) tarafından açılan iptal davası üzeri-
ne, özetle yerel yönetim organlanndaki boşal-
malann 'yaklaşık en az 10, en çok 22 ay', hat-
ta yerel genel seçimlere bir yıl kala ara seçim
yapılması yasağı ile birlikte 34 ay gibi çok
uzun bir süre doldurulamaması sonucunu do-
ğuracağı; dolayısıyla hallun seçme hakkına
'makul, kabul edilebilir' ölçülerin ötesinde bir
sımrlama getirdiği; birkaç il veya ilçede fark-
h zamanlarda yapılacak yerel ara seçimlerin
sık sık ülke genelinde seçim tartışmalanna yol
açmasının bir varsayımdan öteye geçemeye-
ceği; zaten 1963'ten beri yerel ara seçimlerin
boşalmadan başlayan 60 günlük bir hazırlık
döneminden sonra yapılageldiği; bu gelenek-
ten geriye dönülmesinin düşünülemeyeceği ge-
rekçeleriyle Anayasa Mahkemesi'nin
13-14.6.1988 tarih ve E.1988/14, K. 1988/18
sayıb kararıyla iptal edilmiştir (3).
Bu karar, yerel ara seçimlerin yapılma za-
man] konusunda 7.12.1988 tarih ve 3507 sa-
yıb kanunla yeniden eski sisteme dönülmesi-
ne neden olmuştur. Asbnda 3420 sayıb kanun-
la getirilen düzenleme hakkındaki iptal kara-
rı doğru ve yerinde olmakla birlikte; dayan-
dığı gerekçelerin yer yer sadece tek bir çözü-
mü anayasaya uygun gösteren bir kanlıkta ka-
leme alınması, daha sonra yasa koyucunun
1963'ten bu yana bir hayli değişmiş bulunan
ülke koşullanna uygun yeni bir sistem geliş-
tirmesmi engellemiştir (4).
Şimdiki sistemin değerlendirilmesi
ve öneri
Gerçi halen uygulanmakta olan sistem, ye-
rel yönetim organlanndaki boşalmalann sü-
ratle doldurulmasını ya da yeni yerel yönetim
birimleri organlannın süratle oluştunılması-
m sağlayıcı, bu arada kısa zaman aralıklany-
la kamuoyundaki değişme eğüimlerini yansı-
tıcı niteliktedir. Ancak yürürlükteki sistemin
bu yararları yanında ülkeyi sık sık iktidar ve
muhalefet partilerinin bütün ağır toplanyla
seferber olduklan bir seçim ortamına sürük-
lemek; böylece ülke genelinde, hatta siyasal
partilerin kendi içlerinde yerel seçimlere ger-
çek önemlerinin Ustünde bir yer ve etki kazan-
dırmak; aynca kış aylannda yerel ara seçim-
lerin elverişsiz hava koşullannda yapılması-
na yol açmak gibi çeşitli sakıncalan da vardır.
O nedenle bu yarar ve sakıncalan dengele-
yebilecek yeni bir düzenlemeye gidilmesi uy-
gun olacaktır. Bu amaçla örneğin yerel ara se-
çimlerin yine 60 günlük bir seçim dönemi ile
'boşalmayı izleyen Uk haziran ayının birinci
pazar günü' ya da 'boşalmayı izleyen ilk ekim
ayının üçüncü pazar günü' yapıhnasını öngö-
recek yeni bir düzenleme, hem yerel ara se-
çimlerin yıbn belli bir gününe toplanmasını
hem yerel yönetim organJarındaki boşalma-
ların en az 2, en çok 14 ay gibi 'makul, kabul
edilebilir' bir süre içinde doldurulmasını sağ-
layabilir. Böyle bir düzenleme, gerektiğinde
Anayasa Mahkemesi'ne de yeni bir değerlen-
dinne fırsatı verebilir.
2 Haziran 1991 yerel ara seçimlerinden -boş
bulunan yerel yönetim organlannın doldurul-
ması veya oluşturulması yanında- ülke gene-
linde beklenebilecek en önemli yarar ise bu se-
çimlerden alınacak sonuçlar ışığmda artık mil-
letvekili ara seçimine karar verilmesi olacak-
tır.
1) Bu konuda Bk. Hikmet Sual Tark, 'Seçim YisakJın ve
TRT', Cumhuriyet, 18 10.1990, s. 2.
2) Bk. TBMM Tutanak Defgisi 1987. C 43, s. 190, 191.
3) Anılan karar için Bk Resmi Oazete, 14.7.1988, s 19872,
s. 51-60.
4) Söz konusu karann eleştirisi için Bk. HUjnet Sanri Ttrk,
'Yerel Seçımlerle tlgıli Kanun Değışıklıgine îlışkin Anayasa
Mahkemesı Karan', Anayasa Yargısı, s. 6, Ankara 1989, s.
101 vd. 108 vd
EVET/HAYIR
OKEffAKBAL
6 Ok Üstüne...
Fransız Devrimi'nin üç sloganı vardı: özgürlük, Eşittik, Kar-
deşlik. Aradan ikiyüz yıldan çok zaman geçti. Ama bu üç il-
ke Fransız Cumhuriyetinin dayandığı simgeler olarak yaşa-
tılıyor. Oysa bu konularda hiçbir sorun kalmamıştır. Fransız
ulusu özgürdür, eşitlikçidir, kardeşçe birbirine bağlıdır. Ama
kimse ortaya çıkıp da "efendim bu ilkeler eskidi, bunları atıp
yerıne yenilerini getirelim" demiyor.
Ne De Gaulle dedi ne Mitterrand! Hatta ne de aşın sağcı
partının yandaşları... Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik Fransız de-
mokrasisınin simgesel sözcükleri, ılkeleri olarak Fransa'yı
temsil eden her belgede, her tutumda yer almaktadır.
Gazetemizde geniş biçimde okuduğumuz "Yeni Sol" adlı
bildirgeyi yazanlar -ki bu tür bildırgelerı hep İsmail Cem'in
yazdığı bilinir- SHP'nin attı okundan birkaçının atılıp yerine
yeni ilkeJerin getirilmesini öneriyorlar! Bu yeni ilkeler bayrakta
yeni oklar olarak yer almalı, diyorlar. Nedir bunlar? Barışçı-
tık, Dayanışmacılık, Eşitlik... Atılması gerekenler ise Devlet-
çilik, Devrimcilik ve Ulusalcılık...
Devletçilik ilkesi neden eskimiş olsun? Bugünkü Özal yö-
netimi bile zaman zaman çok yanlış bir Devletçilik politikası
izlemıyor mu? Ama Özal'ın Devletçiliği özel gırişımleri dev-
let kesesınden zengin etmek! Gerçek anlamda halktan ya-
na bir Devletçılıkten uzak!. SHP programındakı Devletçilik ise
özel gırişımın kârlı görmediğı ıçın yanaşmadığı alanlarda Dev-
letın öncülüğünü sağlamaktır. Sosyal demokrasinin amacı,
ulus yarannı bir bütün olarak ele almak olduğuna göre olumlu
anlamda Devletçı bir anlayış elbet geçerlı olacaktır. Ama bu
Devletçi anlayış, bırey haklannı ayaklar altına almak, Devlet
baskıcılığını yaşatmak amacını taşımayacak, tüm bireyien da-
ha mutlu kılmaya yönelık bir Devletçilik olacak...
Devrimcilik ilkesıne gelince, SHP'nin itici gücüdür bu. Ata-
türk'ün "sürekli devrimciliği"nin kısaca belirtilmesidir Don-
durulmus, gerilerde kalmış bir devrimcilik söz konusu değil-
dır. Çağcaş dünyanın koşullanna bir atılımcılıktır Ulusalcılı-
ğa gelince, Atatürk'ün "tam bağımsız Türkiye" yaratmak, onu
korumakıradesinin yoğunlaştırılmış ozlemıdir. Ulusalcı olma-
yacağız da ne olacağız? Neden eskısın ulusalcılık?
Ya, "Yeni Sol" adıyla öne sürülen yeni ilkeler! Barışçılık,
Dayanışmacılık ve Eşitlikçilik. . Bu istekler zaten SHP prog-
ramında yer almaktadır. Partınin bayrağında yeni oklar ola-
rak yer alması ıstenen bu üç sözcük bırer özlemden başka
nedir? Barışçı olmak doğal bir ıstektir. Kim olursa olsun "ba-
rışçı"lığıbenimsemekzorundadır. Her insan barışçıdır. Kim
ben savaşçıyım diyebilir? Doğal bir özlemi bir "ok" olarak
bayrağa eklemek yersiz kaç-
maz mı''
Dayantşma ve Eşitlik de de-
mokrasırn başlıca koşullarıdır.
Zaten "halkçılık" ilkesi eşıtliği,
dayanışnayı da içermez mi?
"Yeni Sol" adına bildirge ya-
zanlar -k geçmiş yıllarda aynı
kişiler "keli Sol" adına bu-
günkü görüşlerinın tersini ka-
muoyunasunmamışlar mıydı?
Ne tuhal bir toplumda yaşıyo-
ruz. Ne uhaf politıkacıiarımız
var. Birkaç yıl önce "İlkeli Sol"
diyerek partinin sol kanadının
görüşlemı kaleme alan kişi ya
da kişiler bir süre sonra "Yeni
Sol" diys öncekilere ters dü-
şen görüşler belirtiyorlar. Böy-
le porıka adamlarına
toplumun güveni kalır mı?
İşin ganbı 1789'un "eşitlik,
kardeşlil, özgürlük" ilkeierini
1991 yılnda parti amblemine
yazdırmava kalkışmaktır! "Ar-
tık her s?/ değışti, 1930'lann
anlayışıra uymayalım, yeni du-
rumlaroiayaçıkmıstır, kendi-
mizi, patmizi yeni koşullara
uydurmssnı bilelim" dıyenler,
1789 Fjnsası'nın ilkeierini
kendilerre bayrak yapmaktan
kaçınmı\crlar!
SHP Genel Başkanı Inonü
"Hiçbir ;lu bırakmaya niyeti-
miz yor' Jerken çok haklıdır
Halkçılık .aiklik, Cumhuriyet-
çilik, De/ımcilik, Ulusalcılık.
Devletçııl gerilerde kalmış
eskimiş ç boş birer sımge de-
ğildir. Zınanın ilerlemesiyle
yeni anlinlar, yeni yoğunluk-
lar, yeni jjçler kazanan teme!
göruşledr SHP tabanı da 6
temel ılleden yana olduğunu
son kog-elerdekı tutumuyla
göstermısıni bilmiştir.
Geeekondıdaşnıa ve Delege Ağalam
Hiç bir siyasacı gecekondu bölgelerini tam anlamıyla
iyileştirmeyi düşünmemiştir. Bu tür siyasacıların gecekondu
çevresinde yarattığı kent feodal beyleri (delege ağaları), kent
siyasetlerinin belirlenmesinde etkin kılınmış ve bunlar el
üstünde tutulmuşlardır.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTMMOB-İMODenet.Üyesi
Kalkınma surecindekı Turkiyemızin kar-
şılaştığı iki sorun, hızlı nufusla birlikte, hızh
kentlesmedir. Kentlerimizde yaşayanların
sayısı, yılda ortalama °7o 6-% 7 arasında ar-
tış kaydetmektedir. Genelde gelişme sure-
cindeki, azgelişmiş ulkelerin ortak karak-
teri olan bu olgu, çarpık yapılasmanın kay-
nağı durumundadır. Bu bağlamda, gece-
kondu kuşakları ile boğazı sıkılan kentle-
rimiz, her türlü kültur aşınması içinde, can
çekişme çizgisine dayanmıştır. Çözüm ge-
Ustirilmediği takdirde büyükşehirlik (met-
ropoliten) özelliğe sahip kentlerimizi çevre-
leyen gecekondu çemberi, zamanla kent gi-
rişıni bile engelleyecek boyuta varabilir.
özellikle son yıllarda ekonomik ve top-
lumsal egemenliğe sahip buyük kentlerimiz-
de (metropoller) düşündürücü boyutta ge-
cekondulaşma yaşanır oldu. Siyasetin çıkara
dayalı bu doğurganbğı önlenemediği için
özellikle başkentimiz, geçmiş yıllarda öbür
büyukşehirlere (metropollere) oranla gece-
kondulaşmada buyük artış göstermiştir.
Yaşamın her alanını etkisi altında tuta-
bilen bu tür çarpık kentleşme, konut ve çev-
re sorunu ile birlikte kent kültür sorununu
da yanında getirmektedir. Kent kültür so-
rununu yoğunlaştıran da yanbş siyasaalar
ve siyasalardır.
Sosyal ve ekonomik oluşumun us: yapı-
sını siyasalar belirler, Üst yapı konumun-
daki 'külturün' en fazla etkilendiği olgu si-
yasal olgudur. Kent kultürünü bir bağlam-
da siyasalar etkilediğine göre siyasal kültü-
rün buradaki beürleyiciliği çok önem taşı-
maktadır.
Türkiyemizde, günümüzdeki siyasal kül-
turün yarattığı gecekondulaşma, kentsel
kültür yozlaşmasına yıllardır hizmet etmek-
te, bu yetişen siyasaalar da bu oluşuma hız
kazandırmaktadırlar.
Siyasal yaşamın genel perspektifini oluş-
turan parti siyasalan kent kültürü ile güç
kazanır. Burada kent kültürünün niteliği
önemüdir. Çarpık kent kültürü iie yönlen-
dirilen ve yönlendiren siyasacıların yarattı-
ğı kent kültürü, partilerdeki siyasal sava-
şımlan dayatmacıhğa dönüştürmektedir.
Gecekondu bölgeleri siyasal beyler için
bulunmaz siyasal çıkar potansiyelleridir.
Evet gecekondular oluşturulurken nasıl ki
siyasacıların amaçlarındaki bir araç idiyse-
ler, oluşturulduktan sonra da aynı bırakıl-
mışlardır. Hiçbir siyasacı gecekondu bölge-
lerini tam anlamıyla iyileştirmeyi düşunme-
miştir. Bu tur siyasacılann gecekondu çev-
resinde yarattığı kent feodal beyleri (dele-
ge ağalan), kent siyasetlerinin belirlenme-
sinde etkin kılınmış ve bunlar el üstünde tu-
tulmuşlardır. Kent-feodal beyleri, kendile-
rine bağlı deiege sayısına göre kimlikleri ve
yeterlibkleri ne olursa olsun kültür üstü is-
temlerini sıralamaktan ve de pazarbğa otur-
maktan kacınmazlar. Işte bu, bir tür dayat-
macıbktır. Bunlan yaratanlar, kendi siyasal
gelecekleri için kent kültürünü yozlaştıran
partilerin siyasal beyleridir. Bu beyler hal-
ka kadar değil, gecekondu alanlannda ya-
ratılan kent-feodal beylerine yani delege
ağalanna kadar siyasa üretirler. önemli
olan anlaşma için bu beylere ulaşmaktır,
halka değü!..
PENCEItE
Friedıich Naumann Vakfı Türkıye'dekı faalıyetlennı küçük
ışletmeler konusunda yoğunlaştırmayı ve bu faalıyetlennı Türkiye
Esnaf ve SanatkArlar Konfederasyonu (TESK) ile ışbırlığı içinde
sürdurmeyı amaçlamaktadır Bu amaçla TESK bunyesınde
"Türkiye Esnal - SanatkAr ve Kuçük Sanayi Arastırma
Enstltusü (TES-AR) kurulmuştur
FRİEDRICH NAUMANN VAKR tarafından TES-AR ıçın
Işletmecılık ve ekonomı konularında deneyımlı bir Araştırma
Elemanı aranmaktadır Küçük ve orta olçekli işletmeler
konusunda deneyim, Yüksek Llsans veya Doktora gibi bilimsel
dereceler başltca tercıh nedenlendır
İstıhdam edılecek Araştırma Elemanının ücretı Federal Almanya
kaynaklanndan karşılanacak olup, adayın nıteiıklenne göre
belirlenecektır
Ingılızce ve/veya Almanca dılını çok lyı derecede bılen adaylann
14 Haziran 1991 cuma gününe kadar aşağıdakı Vakıf adresına
başvurmalan rıca olunur
FRİEDRİCH NAUMANN VAKFI
Kuşkondu Sok. No 7/8
06690 Çankaya/ANKARA •
Dıe Friedrich-Naumann-Sttftung arbeıtet mıt Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlan Konfederasyonu (TESK) zusammen und ernchtet
eın wirtachattswissensctıaftNch«s Forschungslnstltut in
Ankara.
Gesucht wırd etn erfahrener Wtrtschaftswiswissenschaftler
(Volksvvırt oder Betrıebsvyırt), der auf dem Gebıet der Kleın- und
Mıttelındustrıe gearbeıtet und veroffentlıcht hat Er soll
Beratungsarberten zu Fragen der Produktionsökonomik von
Klein- und Mittelindustrte und Handwerk in der Türkei
erstellen.
Dıese Stelle wırd aus deutschen Mıtteln fınanzıert. Kandıdaten mıt
Austlandserfahrungen, möglıchst ın Deutscniand, und sehr guten
Fremdsprachen-kenntnıssen ın Worf und Schrıft bewerben sıch
bıtte bıs zum 14 Junı 1991 mıt den üblıchen Untertagen beı:
Friedrich-Naumann-Strftung
Kuşkondu Sok 7/8
06690 Cankaya-Ankara
Manken...
Kerata, tanıdığımda öğrenciydi; iyi aile çocuğu, seçkin
okullarda okumuş; çevresi küçüklükten oluşmuş. Herkesin
inancına göre bizimki bir "dahi" idi; babasına posta koyar;
anaşına ah çektirir; ukala, sosyalist; sapına kadar Marksist-
Leninist, bumundan kıl akjırmıyor; daha beş yaşında Kur'arn
Kerim'i ezberleyen harika hafız gibi Marks'ı, Lenin'i, Mao'-
yu, Engels'i hatmetmiş. İstersen Kautsky'yi sor!.. Rosa Lu-
xemburg'dan mı, Stalin'den mı söz açarsın? Hepsini bilir,
Türkiye'yi o kurtaracak. ötede beride benim için söyledik-
leri de kulağıma geliyor:
— Hıh, ilhan abi küçük burjuva devrimcisidir.
Bak sen kerataya!..
Başlangıçta sosyalist önderterin yanından aynlmıyor, IkJer-
lerin yamacında gÖrünerek hava atıyordu. Sevimli mi sevim-
li... 27 Mayıs devrimiyle birlikte kültür patlaması olmuş, sos-
yalizm modaya dönüşmüş, sap ile saman birbirine kanşmıştı.
Birkaç yıl geçmeden bizimki palazlandı, liderler arasına ka-
rıştı; ama, 12 Mart'ta bu serüven noktalandı.
Kolay mı sosyalizm!..
•
Bizim iyi aile çocuğu, ara rejimlerde ortadan kaybotdu, pa-
çayı kurtardı.
Ne işkence...
Ne cezaevi...
1980'lerde ne göreyim, bizim burnundan kıl aldırmaz sos-
yalist, liboş olmamış mı? Ağzında banka, borsa, piyasa, dö-
viz, faiz, business...
Açıklıyor:
— Ben dönek değilim. Değıştim, ama dünya değişiyor. Za-
man sana uymazsa sen zamana uy!.. Marksist diyalektiğin
temel yasası değişimdir. Lenin çoktan aşıkjı. özal, Türkiye'ye
çag atlatttğı için çok büyük adamdır.
Baktım, çocuk "cüdam" olmuş.
Eskiden soldan gelirdi üstüme, bu kez sağdan gelerek
ufaktan takılıyor:
— Abi, ne varsa liberalizmde var...
Kerata büyük iş çeviriyormuş, ANAP'la da haşır neşir. Lüks
gece kulüplerinde şaklabanlık edip sosyalist gençliğinden
öyküler anlatıyormuş. Büyük işadamlarıyla al takke ver kü-
lah...
Eh, herkesten kişilik, kimlik, karakter, tutarlılık, cibilliyet
bekleyemezsin ki..
Hoşgöreceksin.
*
Geçenlerde bir yerde rastladım; bu kez pes dedim; çün-
kü bizimki Kürt ağzı konuşuyor.
— Sen ne diyorsun ulan?
Güldü:
— Abi, ben Kürdüm..
— Haydi canım..
• Vallahi..
— Nereden geliyor?
— Hem ana tarafından var hem babadan. Bizim şecere-
miz beş yüz yıllık abicim..
Gözlerine baktırn: Yüzde yüz yalan söylüyor. Tanıdığım-
dan bu yana ne sosyalist olmuştu ne liberalizme inanıyor-
du, ne de soyunda Kûrtlük vardı; rüzgâr horozuydu bizim
oğlan, hep önde görünmek isterdi.
Bir görüntüydü ol..
•
Modanın Allah'ı yokl..
Kimi zaman moda dergilerini karıştınyorum; renkler ve bi-
çimler dans ediyor; ama, kadın ya da erkek hiçbir manke-
nin insanlığı öne çıkmıyor; kişilikleri silinmiş.
* Şimdi moda Kürtçülük...
Meğer ne de çok Kürt varmış çevremızde!.. Birdenbire her-
kes Kürt mü kesildi? Gerçekten Kürt dostlar pek yakında zor-
lanacaklar, alçakgönüllü olanlar Kürtlüklerini gizlemek zo-
runda kalacaklar ve diyecekler ki:
— Vallahi Kürdüm; ama, yanlış anlaşrîmasın ya da övün-
mek gibi olmasın diye söylemiyorum.
"Bugün efkârlıyım açmasın guller
Yığıdımden kara habcr verdıler
Demırden döşekler taştan sedirler
Yıgıdıın aslanım burada yatıyor"
BAHTINUR
"Onak"
Senınle paylaşılacak çok şe)~ımız vardı
Paylaşıp yaşamalıydık Bu böyle
olmamalıydı. Senı Trafık canavannda
yıtırışımızın Uztintusünu ya^ıyoruz.
Ama sen bızımlcsın
HAYATt CELİK
B I Z I M L E
VAŞAYACAKSIN
Birtanea. BAHTINLR
DOSTLAREV: FATOŞ, ZEYNEP. HASAN, METtV, NEŞE
ÇEUK AİLESt ADCSA: 'ORT^CCV AL4ATTt> ÇELİK
SATILIK ARSA
Gebze Osman Yılmaz Mevkı Kız Lısesi karşısı imar ifrazlı
337 m2
arsa sahibinden saülıkür.
Müstakıl evle takas olabilır.
Tek 9199-55909
ne kadar dayanıklı?
KDV ve Taşıt Vergilerı tıariç peşin fiyatı
43.500.000.-TL
T ü r k i y e G e n e l D ı s t r ı b ü t o r û
Ç İ F T Ç İ L E R
Ş ı r k e t l e r G u r u h u
İıncırlıkuyu Meydanı Barbaros Bulvarı No 62
Tel 175 07 55 (5 Hat) Fax 166 50 77
Golf'leri görüp inceleyebileceğiniz Çiftçiler Bayileri:
• ANKARA: OTONAM Tel (4) 213X02' ANTALYA: DOĞANER Tel (31/ 127093' BURSA: 0T0 TEZ1Ş Tel (24) U 64 27 • ESKİŞEHİR:
ERKARAOTOMOTIV Tel (22) 172I6C-ISKENDEBUN ANILTCARET Tel (881) JS573»İSTANBUL:ÇIFTÇIL£R Tel r750755(5Ha««SERVlSOTO
Tel 174 58 34 Z Kuyu • ENKAR OTOMOTIV Te 528 21 61 522 S5 24 SIRKECI • ŞAĞULLAR OT0MOT1V 349 80 51ZIVERBEY • İZMİR VENA OTO
Tel (51)138776ÇANKAYA • SERVISOTO Tel 151)2501 58'KONYA: GUNDOZLER Tel (33) 131 9<2^MERSİN: ATERTAŞ AŞ Tel (741) 13290
"Develer güç iklim koşullarına dayanıklı,
az besinle yetinebılen hayvanlardır. Vücut
sularını yavaş yitirir ve susuzluğa günlerce
dayanabilirler."
Golf'ünüzü elbette her zaman çöl
koşullannda kullanmayacaksınız. Ancak bir
deveyle otomobiliniz arasındakı benzerliği
anlayabilmeniz için yılların ve binlerce kilo-
metrenin gerilerde kalması gerek...
Develerin ne kadar dayanıklı olduğunu
anlayabilmeniz, sabırlı olmanıza bağlı.
Volkswaqen Golf, gücünün, çevikliğinin,
hızlılığının yanısıra, "dayanıklı" bir dostunuz-
dur. Size yıllarca sorun çıkarmadan hizmet
eder. Hemen bugün bir Volkswagen Yetkili
Satıcısına uğrayın, sizin de bir Golf'ünüz
olsun.
Dünyada 12 milyon ailenin Volkswaaen
Golfü seçmesi boşuna değil... Çünkü:
• Ünlü Volkswagen teknolojısıyle üretilen güçlü bir motora
sahıptır (1600cc) • Gövdesı, paslanmaya karşı uzun yıllar
dayanmasını sağlayacak gemşlıktedır. (gaz pedalı-arka
koltuk mesafesr 1 83cm) • Bagajı, ailenin toplu alışverış
ve seyahat ıhtıyacını karşılayacak büyûklüktedır. (normal
kapasıte. 410 !t/koltuklar yattığında 1360 It) • Benzını çok
ekonomik harcar. (100 km'de 90 km sabıt hızla 5.3 It)
PAMUKBANK
Golfûnuze uygun odeme koşuılanyla sahıp
olaMnenız ıçın Parrxjktank-Çıft;ılef ıştnriıçyle
7 I U duŞtoru'a'
1
Otomobıl Kredısı nden de yararlanatnlırsınız
" " Kredı hakkında Mgı ıçın Tel 188 24 24