22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/10 DIŞ HABERLER 1 HAZİRAN 1991 L Cheney tsrail'de • KUDÜS (AA) — ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, bölgede çıkabilecek- bir savaşa hazırlık amacıyla Israil'de ABD silahları stokianacağmı açıkladı. Cheney, İsrail Başbakanı tzak Şamir ıle dün yaptığı göruşmenin ardından duzenlediği basın toplantısında, "İsrail. ile bu ulkede malzeme ve teçhizat bulundurulmasına ilişkin bir anlaşma düzenlenmesine çalışıyoruz. Bu konudaki çalışma surüyor" dedi. Dick Cheney, ABD'nin sadece Israil'de değil, diğer dost Ortadoğu ulkelerinde de Amerikan ordusu için askeri yığınak yapacağını belirtti. Cheney, "ABD, îsraü'in güvenliğini sağlama görevini üstiendi. Birleşiyoruz" dedi. Türk gemisine Rumlar el kovdıı • LEFKOŞA (AA) — Kıbns Rum yönetimi, şiddetli fırtına yüzünden Limasol Limanı'na sığınan "Arzu" adh Türk gemisine el koydu. Geminin kaptanı Şeref Eytip Yüzkan da tutuklandı. Rum polisi, el koyma ve tutuklama işleminin, geminin "yasadışı" saydıklan Gazi Magosa Limanı'na uğramış olması nedeniyle yapıldığını açıkladı. Geminin, Türkiye'den aldığı yükün bir bölümünü 27 mayıs tarihinde Gazi Magosa Limanı'na boşalmğı, kalan yükü Mısır'ın Iskenderiye Limanı'na götürmekte oldugu, ancak fırtına nedeniyle Limasol'a sığınmak zorunda kaldığı öğrenildi. Geminin, belgelerine Rum makamlannca el konulduğu, kaptan YOzkan'ın da Limasol Rum Mahkemesi'ne çıkartılacağı bildirildi. Gagavuzlann dil atağı • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin Moldavya Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk asıllı Gagavuzlar, Türkçeyi, kendi cumhuriyetlerinin resmi dili ilan ettiler. Gagavuzlar, kalkınma çabalannı finanse etmek amacıyla banka kurmayı da kararlaştırdılar. Gagavuzlann tek Turkçe gazetesı olan "Ana Sözu"nun Yazı İşleri Müduru Todor Zanyet, AA'ya yaptığı açıklamada, Moldavya Parlamentosu'nun, özerklik isteklerini görüşmeyi gündemin en sonuna bırakarak konuyu fıilen askıda bırakması uzerine, Gagavuz Yüksek Sovyeti'nin yaptığı olağanüstü toplantıda bir dizi karar alındığını bildirdi. Buna göre Cagavuz Cumhuriyeti'nin resmı dih olarak Turkçe ve Rusça ilan edilirken, isteyenlerin de Moldavyalılann kullandığı dil olan Rumenceyi öğrenmelerine olanak tanındı. Çnrde yangın: 30 ölü • HONG KONG (AA) — Çin'de bir fabrikada çıkan yangında en az 60 kişinin öldüğu bildirildi. Men Wei Pao gazetesinde dün yer alan bir habere göre Çin'in güney eyaletlerinden Dongguan'daki bir fabrikada dun sabah başlayan ve dört saat süren yangında 70'ten fazla kişi de yaralandı. Arnavutluk ILO'ya kanldı • CENEVRE (AA) — Arnavutluk, 24 yılhk aradan sonra Uluslararası Çaujma örgütü'ne (ILO) tekrar katıldı. ILO, bir açıklama yaparak, Arnautluk'un bu kararını memnunlukla karşüdıklannı ve çalışma hayaında gereklı reformlan gerçekleştirebılmesı için bu ülke>e yardım edeceklerini bildüdi. Arnavutluk, "yaluzlık" politikası çerçoesinde bütun uhısjmrası örgütlerle iliskirini kestiği gibi 1967'de ILO'Jan da ayrılmıştı. ABD Başkanı Bush 'evef derse SSCB lideri, Sanayileşmiş Ülkeler ZirvesVne katılacak Gorbaçov'un kıılağı WashingtoırdaSSCB Başkanı Gorbaçov'un özel temsilcisi Yevgeni Primakov, dün Bush'la görüştü. Bush, SSCB'nin yeni ekonomik reform paketini olumlu bulursa, Gorbaçov'u zirveye davet edecek. Bu arada SSCB'nin ABD'den istediği ekonomik yardım karşısına, 1) Küba'ya yardım, 2) Silahlanma, 3) Baltık'a baskı sorunları çıkanldı Dış Haberier SerYİsi — SSCB Devlet Baş- kanı Mihafl S. Gorbaçov, Sanayileşmiş Ül- keler Zirvesi'ne (G-7 Zirvesi) katüabilmek için ABD Başkanı George Bush'tan "onay" bekliyor. Bush'un evet demesi durumunda, Gorbaçov, 15-17 temmuz tarihlerinde yapıla- cak G-7 zirvesinde SSCB ekonomisini anla- tacak ve sanayileşmiş ülkelerden yardun is- teyecek. Gorbaçov'un özel danışmanı Yfcvgeni Pri- makov'un, ABD'de üç gündür sürdürdüğü te- maslar bu açıdan büyük bir önem taşıyor. ABD Başkanı Bush, geçen hafta Primakov'la yaptığı görüşmede, SSCB ekonomisinin düz- lüğe çıkarılması için hazırlanan yeni ekono- mik reform paketini gördükten sonra Gor- baçov'un zirveye davet edilip edilmeyeceğine karar vereceğini söylemişti. AP'nin haberine göre Primakov, önceki gün ABD Dışişleri Bakanı James Baker ile görüştü. Görüşmeye ilişkin olarak bir açık- lama yapıJmamasına karşın ABD'li bir kay- nak, Baker'ın yeni ekonomik reform pake- tini, SSCB'de serbest piyasanrn yerleştırilmesi konusunda yetersiz bulduğunu söyledi. Ay- nı kaynak, paketin, SSCB'nin politikasında yeni bir adım atılacağı konusunda işaret ver- mediğini bildirdi. Primakov, dün de ABD Başkanı George Bush tarafından kabul edildi. Ajanslar, Pri- makov'un, SSCB'nin yeni ekonomik reform paketi konusunda Bush'u ikna etmeye ve ser- best piyasaya geçilmesi için hızlı adımlar atıl- dığını kanıtlamaya çalıştığmı bildirdiler. SSCB Başkanı Gorbaçov, geçen hafta yap- tığı açıklamada, sanayileşmiş ülkeler zirve- sine katılmak istediğini belirtmiş ve "SSCB ekononusinin ve perestroykanın içinde buhın- dn|n darum, yamız bizi degH, bajkaianıu da flgflendirir" demişti. Gorbaçov'un bu isteğLnin duyulmasından sonra G-7 zirvesine katılacak olan ABD, In- giltere, Fransa, Almanya, Kanada ve Japon- ya'da bu konuda tartışmalar başlamıştı. Bu hafta içinde Paris'te gerçekleşen Fransa Cum- hurbaşkanı François Mittemnd ile Alman- ya Şansölyesi Hdmut Kohl arasındaki görüş- mede de bu konu ele alınmış ve iki lider de Gorbaçov'un Londra'da yapılacak zirveye ka- tümasını istediklerini açıklamışlardı. Italya ve Kanada'nın da Gorbaçov'un zir- veye katılmasına sıcak yaklaştıklan biliniyor. Japonya Başbakanı Toshiki Kaifu, SSCB Başkanı MihaÜ Gorbaçov'un 15-17 temmuz tarihleri arasmda Londra'da yapılacak G-7 toplantısına üye olarak davet edilmesine karşı çıktı. Kaifu, yapüğı açıklamada, "Gorbaçov'un üye olarak davet edilmesine karşıyım" dedi. 4 sanayileşmiş ülkenin yaktıgı yeşil ışığa karşın, Gorbaçov'un zirveye katılıp katılma- yacağı, ABD Başkanı Bush ile Ingiltere Baş- bakanı Johnn Major'ın tutumlanna bağlı olarak belirlenecek. Gözlemciler, Bush'un ve Major'ın çesitli konularda çekinceleri bulunmasına karşın diğer 5 ülkenin "evet" demesi sonucu, Gor- baçov'un G-7 zirvesine katılmasının güçlü bir olasılık olduğunu beliıtiyorlar. Gözlemciler, Gorbaçov'un, Londra'daki ârvede, Sovyet ekonomisinin içinde bulunduğu zorluklann aşılması amacıyla, sanayileşmiş ülkelerden büyük çaplı yardım isteyeceğini kaydediyor- lar. ABD yardımda nazlanıyor Gorbaçov ve Sovyet ekonomisi için Prima- kov'un ABD'de yaptığı temaslar bir başka açıdan da önem taşıyor. Primakov, üç gün- dür VVashington ve New York'ta ABD devlet ve finans çevrelerinden SSCB için kredi an- yor. Ajanslar, Primakov'un özellikle ABD- den 1,5 milyar dolarlık ekonomik yardım al- mak için girişiınlerde bulundugunu duyurdu- lar. SSCB Başkanı Gorbaçov, daha önce ABD'den 1,5 milyar dolarlık yardım talebinde bulunmuş, Bush ise bu konuda henüz karar vermediğini vurgulamıştı. Primakov'un ABD'de yaptığı temaslar ve Bush yönetimi ile finans çevrelerinin basına yapüğı açıkla- malar çerçevesinde, SSCB'nin istediği yardım konusunda şu engeller bulunuyor: 1- Kiiba'ya yardım — ABD'de SSCB'nin Küba'ya yapüğı askeri ve ekonomik vardımm, iki ülke ilişkilerinde özellikle yardıma dönük bir ilerleme sağlanmasımn önOndeki en bü- yük engellerden biri oldugu görüşü yaygm. Nitekim, Primakov'a bu konuda çesitli eleş- tiriler yöneltildiği beürtiliyor. 2- SUaUaBma harcamaten — ABD ayn- ca, SSCB'nin silahlanmaya büyük bir pay ayırdıgmı öne surerek, bu konuda çeşitli kay- gılar taşıyor. Reuter'e göre Primakov'un ABD'de yaptığı temaslar suasmda bu konu gündemde öncelikh olarak yer aldı ve Gor- baçov'un özel temsilcisine, "Silahlanmaya ay- nlan parayı, serbest piyasanın yerlestirilme- si için harcayın" mesajı verildi. 3- Balük s o r u ı — SSCB, ABD'den iste- diği yardımın karşısında bir kez daha Baltık sorununu buldu. ABD yönetimi, Primakov'a Litvanya, Letonya ve Estonya'ya yapılan bas- kılar durdurulmadıkça, yardımjn gerçekleş- mesinin zor olduğunu bildirdi. Baltık Cum- huriyetleri de ABD'den SSCB'ye yardımda bulunmamasmı istediler. Fransa Cumhurbaşkanı, Washington'uNATO'da herşeye kanşmaklasuçladı Mitterrand ABD'ye sert çıktıMitterrand, NATO bünyesinde kurulacak hızh mukabele gücünü de eleştirdi ve ABD'nin NATO'yu daha siyasal bir birlik haline getirmek amacını açıklamasını istedi. Mitterrand, "NATO hakkında çekincelerim var" dedi. MtNE G. SAULNBER PARİS — Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand Körfez krizi ile baş- layıp, Körfez savaşı ile süren ABD - Fransa flörtüne son verdi. Fransa'nın Lille kentinde üç gündür sürmekte olan 57. Fransız-Alman zirvesinin bitiş konuş- ması sırasında Mitterrand, ABD'nin NATO'yu "daha siyasal bir birlik hali- ne getirmek" amacını aynntılı biçimde açıklamasını talep etti. Ve bu siyasallaş- tırma girişiminin ardında "ABD'nin her şeye kansmak" emellerüıden kuşku duy- duğunu belirtti. Fransa Cumhurbaşka- nı, oldukça sert bir üslupla, NATO'nun GALVIN 'Alandışı müdahale belirsiz' NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutam John Galvin, ittifakın yeniden yapılanmasında üzerinde en fazla tartışılan konunun alan dışı müdahale olduğunu söyledi. EDİP EMtL ÖYMEN ~ LO^fDRA — NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomuta- nı General John Galvin, NA- TO'nun yeniden yapılanma sü- recinde, üzerinde halen en tar- tışılan ve en beiırsiz konunun "NATO alanı dışına müdaha- le" sorunu olduğunu söyledi. NATO içinde kurulması karar- laştırüan Hızlı Mukabele Gü- cü'nün NATO alanı dışında kullanılmasının esasen amaçlan- madığını belirten Galvin, "Bir bunalım durumunda NATO alanı dışı mttdahaleye, dunımun ve koşullann beürie>ici etkisi ve diğer unsuriar dikkate aunarak karar verilir" dedi. General Galvin, Türkiye'nin Körfez bu- nalımında taktik ve stratejik ba- kımdan "hayati rol oynadığını" da vurgulayarak "NATO, Türkije'nin yardımına koşaca- ğını bu bunalım sırasında gös- termiştir" dedi. NATO'nun savunma strate- jisinde kökJü değişiklikier öngö- ren ve geçen günlerde NATO savunma bakanlan tarafından da onaylanan "Hıdı Mukabeie Gttcü" konusunda "Silahlı Kuvvetler Enstitüsü"nde bilgi veren Galvin, daha sonra Cum- huriyet'in "Hızlı Mukabele Gö- cü'niin, gerçekte NATO alanı dışmdaki bunalımlar dikkate alınarak planlandığı şeklinde göriışler var. Gücttn amaçlann- dan biri de bu mudur " şeklin- deki sorusunu şoyle yanıtladı: "Bununla, NATO alanı dışında gorev yapacak bir kuvvet ön- görmiiyonız. Ancak NATO alanını tehdit eden bütün gelis- meiere, ne denli dikkat ve önem gereküriyorsa o kadar dikkat ve önem verilir ve değeriendirme ona gore yapılır. Bir bunalım durumunda NATO alanı dışı müdabaleye, dunım ve koşulla- nn belirleyici etkisi ve diğer un- surlar dikkate aunarak karar ve- rilir. Generai Galvin, "Silahlı Kuvvetler Enstitusu"nde yaptığı uzun konuşmada, Körfez buna- lımının NATO'nun gelecek on yılda üstleneceğı roliin şekillen- mesinde yardımcı olduğunu, NATO'nun, Körfez bunalımı oncesinde "yeniden yapılanma kararı aldıgını", tam ardından gelen bunalım ve savaşın bu planlann daha da belirginlik ka- zanmasına "ışık tuttugunu" söyledi. son Brüksel toplantısmda kurulması ka- rarlaştınlan hızlı mukabele gücünü eleş- tirdi ve Fransa'mn bu güce katılmayaca- ğmı belirtti. "Bütnn sorunlann NATO'nin askeri kanadı düzeyinde çözülemeyecegine" işaret eden Mitterrand: "NATO'nun si- yasal stratejisi hakkında çekincelerim var ve düşündükterimi çok yakında açıkla- yacagim " dedi. Le Monde gazetesi Fransa Cumhur- başkanı'run Alman-Fransız zirvesi dola- yısıyla birlikte oldugu Başbakan Hdmut Kohl'e hitaben konuşmasında Almanya başbakamna karşı bir "Avrupa savunma- sı fikrinden çok ABD ile aynı parakle hizmet eden Uder gibi davrandıtımr dik- kati çekiyor. François Mitterrand'uı, Avrupa savun- masını ATnin denetiminde bir Batı Av- rupa Birligi'ne (BAB) baglamak istedi- ği öteden beri biliniyor. Eğer Avnıpa L mn savunması böyle bir yapılanma için- de gerçekleşecek olursa, AT'nin savun- ma liderliği, otomatikman dünyamn üçüncü nükleer gücü ve NATO dışmda kalan ordusuyla önemli bir askeri potan- siyeli olan Fransa'nın eline geçecek. Bu ülkenin uzun erimdeki amacı, Almanya 1 nın ekonomik, Fransa'mn ise askeri lo- komotifleri olacağı bir Avrupa Toplulu- ğu oluşturmak. Fransa'nın böyle bir ter- cihi önermesinin en büyük nedenlerin- den biri, sanayisinin önemli ölçüde as- keri oluşu. NATO'nun Brüksel toplantısmda ku- rulması kararlaştınlan ve beş yıl içinde hareket yeteneği kazanacak hızlı muka- bele gücü haricindeki diğer konularda, Lille kentindeki Alman-Fransız zirvesi tam bir uyum içinde sona erdi. 57. Alman-Fransız zirvesi sırasında ay- nca iki ülke arasında elektronik ve bil- gisayar alamnda anlaşma imzalandı. Fransa'mn Reinne kentinde bu" Fransız- Alman askeri helikopter pilotu okulu kunılmasına karar verildi. Fransa baş- bakanlığına Japon düşmanlığı dışında Alman dostluğuyla tamnan Edith Cres- son'un gelişi, iki ülke arasmdaki ekono- mik isbirliğİne çok uygun bir zemin oluş- turuyor. Mitterrand'ın NATO'nun 'siyasal emefleri' konusunda gecikmeden açıkla- yacağım belirttiği kuşkulan, büyük bir olasılıkla Paris'te yapılacak olan BAB toplantısı günlerine denk getirilecek. Söz konusu toplantılarda 5 haziran çarşamba günü saat HJO'da Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bir ko- nuşma yapacak. BASIN Baltık'ta kısırdöngü Sovyet îçişleri Bakanlığı'nın siyah bereli askerleri geçen hafta yeniden Litvanya'nın sınır karakollanna ateş açtılar. Eğer Gorbaçov hızla harekete geçip Baltık'taki bu huzursuzluğa" son vermezs^ Batı'dan almayı umduğu ekonomik yardım suya düsebilir. Bu ise yalnızca Moskova'mn • reform çabalannı erteleme sonucunu doğurur. Moskova'mn olaylan ısıtma, VVashington'un ise yatıştırma çabalanyla süriip giden bu kısırdöngü hiç kimseye, özellikle bağımsızlık yanlısı Baltık cumhuriyetlerine bir yarar sağlamaz. Sovyet yetkililer, Gorbaçov'un silah kullanmadan vazgeçtiğini ve görüşmelere hazırlandığını belirtiyorlar. Batı için çıkar yol ise ekonomik bağlantılar yoluyla yardım, ticaret, teknolojik destek, Sovyet ekonomik ve siyasal reformlarına destek olmaktır. (31 mayıs) STAMPA NATO, düşmanını kaybedince İSLAMİ CEPHE TEDİRGİN — Cezayir'de 27 baziranda ya- pılacak olan seçimler yaklaşırken tslami Cephe'nin de tedirgin- Ugi arüyor. Pariamentonun yeni onayladıgı seçJm yasalan, Isbun köktendUgııü savnnan tslami Cephe taraftariaruu kızdırdı. La- ikliğe karsı çıkan tslami Cepbe yandaslan, art arda düzenledik- leri gösterflerle seçim şssslanBi azalttigmı iddia ertikleri yasalan protesto ediyorlar. Hemen her gösteri, toplu dnalarla geçiyor. Onceki gun düzenlenen gösteride de namaz kılındj. (AFP) Doğu Avrupa rejimlerinin yıkılması ve Varşova Paktı'nın ortadan kaldınlmasıyla, bir sıire için "Artık NATO'ya gerek var nu" sorusu ortada asıb kaldı. Uzun bir değerlendirmenin ardından şimdi bu soruya verilen cevap olumludur. Çünkü komünizm devinin yok olmasından sonra bile Avrupa'nın pek çok istikrarsızlık unsuruyla karşı karşıva oldugu tespit edilmişür. Ama tabii tarihin bu buyük dönemeci ile birlikte ittifakın yapısı ve felsefesi de değişmiştir. Brüksel'de toplanan NATO savunma bakanlannın ittifakın yeni şekline ilişkin olarak istedikleri raporun ayrıntılarını henüz bilmiyoruz. Ama genelde çizgiler çerçevesinde iki saptama yapılabilir. Bunlardan birincisi Avrupalılann ittifak içinde artan ağırlığıdır ki bu zaten öteden beri yüku eşit olarak bölüşmek için Avrupa'nın daha çok katkı yapmasım isteyen Washington'un isteklerine uygun duşmektedir. Aynca bu formül, son zamanlarda AT içinde kendisini hissettiren özerk bir askeri ittifak arayışlarımn da sonu anlamına gelmektedir. NATO'nun 28 mayıs "reformu" ile seçilen yol, NATO'yu oldugu gibi muhafaza etmekle yalnız AT ülkelerinden oluşan bir askeri ittifak kurmak uçlan arasmda benimsenen bir ara fonnüldür. AT'nin kendi "askeri yapı"sım kurabilmesi için daha çok fıruı ekmek gerekmektedir. öte yandan Avrupalılann daha fazla bir sonımluluk taşıyacağı NATO'nun gerekliliği tezini de zaten herkes kabul etmektedir. Bu formülün en büyük sorunu bu dunımda Fransa'nın konumunun ne olacağıdır. Bilindiği gibi Fransa, NATO üyesi olmakla birlikte örgütün askeri yapısırun dışındadır. Bu karmaşık noktanın nasıl halledileceğini zaman belirleyecektir. Avrupa açısından NATO'nun Paris'i de içine alacak yeni Avrupa yapısı ileride AT'nin askeri kanadına dönüşebilecek bir çekirdeği hazırlaması açısından önem taşıyabüir. (31 Mayıs) Soğuksavaşın birsayfası daha kapandı Banş rüzgârlan Angola'ya da ulaştı Kronoloji: 4 Ocak 1961: MiUiyetçi gerillalann Luanda'daki askeri tesislere saldırılanyla 14 yılhk sömürge savaşı başladı. 25 Nisan 1975: Portekiz'deki "Karanfilli Devrim", Afrika'daki sömürgelerin bağımsızlık döneminin başladığını ilan etti. I Ocak 1975: MPLA, FNLA ve UNITA adü kurtuluş hareketleri ortak hükümet kurdular. Ekim 1975: FNLA ve UNITA hükümetten aynldı. Angola'ya Kübah birlikler gelmeye başladı. II Kasun 1975: MPLA lideri Neto, Angola'nm Portekiz'den bağımsızlığım ilan etti. Mart 1976: Küba birlikleri ve MPLA, FNLA ve UNITA'ya karşı büyük çaplı saldın düzenledi. Ağustos 1981: Yaklaşık 15 bin Güney Afrika askeri Angola'ya girdi. Kuba ve MPLA birükleri, saldınyı puskurttuler. Aralık 1988: Angola, Küba ve Güney Afrika, New York'ta anlaşma imzaladılar. Küba birliklerinin Angola'dan çekilecekleri açıklandı. 22 Haziran 1988: MPLA ve UNITA liderleri Zaire'de ateskes ilan ettiler, ateşkes temmuzda bozuldu. 24-26 Nisan 1990: MPLA ve UNITA liderleri Lizbon'da gizli bir göruşme yaptılar. Başlayan görüşme turları 1991 şubatında fiyaskoyla sonuçlandı. 1 Mayıs 1991: tlk ön anlaşma sağlandı. 15 Mayıs 1991: Ateşkes, tüm ülkede yürürlüğe girdi. 31 Mayıs 1991: MPLA lideri Dos Santos ile UNITA lideri Savimbi, anlaşma imzalamak üzere Lizbon'da buluştular. Dün Lizbon'da imzalanan ve iç savaşa son veren banş anlaşması, ABD ve SSCB'nin gözetiminde ateşkesin sağlanmasını, genel seçimlere gidilmesini öngörüyor. Angola'da banşın sağlanması, Portekiz'de yaşayan binlerce Angolalı tarafından sokak şenlikleriyle kutlanıyor. Angolahlar son pürüzlerin de giderilmesini ve artık ülkelerine huzur gehnesini istiyorlar. Dış Haberter Seryisi — Soğuk savaşm bir ürünu olan ve son 16 yılda Angola'da 350 bin kişinin ölümüne yol açan iç savaşa son verilmesi ve ülkedeki politik istikrann sağ- lanması amaayla dün Portekiz'in başken- ti Lizbon'da bir anlaşma imzalandı. tmza törenine, çatışan taraflann Iiderlerinin ya- ru sıra ABD ve SSCB Dışişleri bakanlan, BM Genel Sekreteri ve Afrika Birliği Ör- gütü Başkanı da katıldı. ABD ile SSCB arasmdaki soğuk savaş döneminin geride kalmasıyla birlikte çözüm yoluna giren bölgesel çatışma odaklanndan birisi olan Angola'da banşı sağlayacak olan anlaşma dün Portekiz'in başkenti Lizbon'- da imzalandı. tmza törenine UNTTA (Angola'nm Top- yekûn Kurtuluşu tçin Ulusal Birlik) lideri Jonas Savimbi, bugüne kadar UNITA'ya destek veren ABD'nin Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker, Angola Devlet Başkanı ve MPLA (Angola'nm Kurtuluşu için Halk Hareketi) lideri Jose Ednardo dos Santos, bugüne kadar MPLA'yı desteklemiş olan SSCB'nin Dışişleri Bakanı Aleksander Bes- mertnih , BM Genel Sekreteri Perez de Cu- eilar, Afrika Birliği Örgütü Başkanı Yoweri Museveni ile Portekizli yetkililer katıldı. Reuter'in bildirdiğine göre anlaşma, 1992 eylül ya da ekimine kadar Angola'da ser- best seçimlerin yapılmasını, sağlanan ateş- kesin gerilla birliklerinin dağıtılmasımn ve yeni bir ordu kunılmasının Sovyet, Porte- kiz ve ABD'li gözlemciler tarafından denet- lenmesini öngörüyor. tmza töreni için Lizbon'a gelen ABD Dı- şişleri Bakanı James Baker, gazetecilere yaptığı açıklamada, Angola banş anlaşma- sının gündeme gelmesinin "SSCB'nin böl- gesei caöşmalar konusundaki yeni politika- sımn en son yansıması" olduğunu söyledi. SSCB Dışişleri Bakanı Aleksander Besmert- nih de Lizbon anlaşmasını "çok önemM bir nraslararası olay" olarak nitelendirdi. Bu arada BM Güvenlik Konseyi'nin, An- gola'ya bir banş gücü göndermeyi, ateşkesi denetlemeyi ve daha sonra düzenlenecek olan genel seçimleri izlemeyi oybirliğiyle ka- bul ettiği bildirildi. Güvenlik Konseyi'nin 696 sayüı karany- la, Angola'da 1988 yılının aralık ayında oluşturulan BM "Denetleme Heyeti"nin görev süresi de uzatıldı. Angola'da banşın sağlanması, Portekiz'- de yaşayan binlerce Angolah tarafından so- kak şenlikleriyle kutlanıyor. Savimbi ve Dos Santos'u Lizbon Havaalanı'nda kar- şüayan Angolahlar, son pürüzlerin de gi- derilmesini ve artık ülkelerine huzur gehne- sini istediklerini belirttiler. ABD ve SSCB, Angola'daki taraftarla- rına bir an önce banş yapmalan için uzun bir zamandan beri baskı yapıyorlardı. tmza töreninden önce, "düşman taraflar" da iyimserliklerini dile getirdiler. Angola Devlet Başkanı Dos Santos, tarih- sel banş anlaşmasının imzalanmasıyla bir- • likte "Angola'nm yeni bir döneme basla- yacagı"nı söyledi. UNITA lideri Jonas Sa- vimbi de "Angolahlann ve PortekizUlerin ortak kaderinin süahla dcgil, manevl güç- le savunalabOecegi"ni beürtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle