Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16
TERÖRLE MÜCADELE YASATASARISITAMMETNİ
6NÎSAN1991
'Yıkıcı faaliyetler'e 200-500 milyon arası ağır para cezasıANKARA (Cumburiyet Bürosu) —
Cumhurbaşkanı Turgnt Özal'ın istemi
üzerine hazırJanan terörle mücadele yasa
tasansı, dün toplanan Milli Güvenlik Ku-
rulu ve Bakanlar Kunılu'nca benimsendi.
Tasarımn, Bakanlar Kunılu tarafından
hükümet tasansı olarak pazartesi günü
Meclis'e sevk edilmesi kararlaştınldı. Ba-
kanlar Kunılu, Kurtçe yasağına ilişkin
2932 sayıh yasanın yürürlükten kaldınl-
masına ilişkin hükmü ise tasandan çıkar-
dı
3 bölüm ve 22 maddcden olusan tasa-
ndan ile 'yıkıcı faaliyeüer'de bulunmak
amacıyla örgüt kuranlara 200-500 milyon
lira arasında ağır para cezası verilmesi ön-
görülüyor. Bu örgüûere girenlere ise
50-200 milyon lira arasında ağır para ce-
zası verilmesini hedefleyen tasan, bu tür
faaliyette bulunan mevkutelere de bir ön-
ceki ay ortalama satıs miktarlannm yüz-
de 9O'ı oranında para cezası öngörüyor.
Yayın hayatına yeni başlayan mevkuteler
icin verilecek ceza miktannda ise en yük-
sek tirajlı mevkutenin bir önceki ay orta-
lama satış oranının göz önüne alınmasuıı
öngören tasan, bu cezalann 100 milyon
liradan az olamayacağmı da belirtiyor.
Örgüt bildiri ve açıklamalannı yayım-
layan basın organlanmn 10 milyon lira-
ya kadar cezalandınlmasım da hedefleyen
tasan, 2 sayüı hıyanet-i vataniye, 6187 sa-
yıh vicdan ve toplanma hürnyetlennın ko-
nınması hakkında kanun, 2932 sayüı
Türkçeden başka dillerle yapılacak yayın-
lar hakkında kanun, TCK'nın 141, 142 ve
163. maddelen, Dcrnekler Yasası'nın 5.
maddesinin 7 ve 8. bentleri ile 6. madde-
sinin 2. bendinin de yürürrükten kaldırıl-
masını öngörüyor.
TCK'mn devlete karşı işlenen suçlara
ilişkin düzenlemelehn yer aldığı madde-
lerini 'terör sırçtan' olarak niteleyen ta-
san, bu eylemlere TCK'da öngörüienden
yarı oranında daha fazla ceza verilmesini
ve bu cezalarda herhangi bir sekilde indi-
rim yapümamasmı da hedefliyor. Bu suç-
lardan yargılananlann en çok üç avukat
tutabileceklerini de öngören tasan, belir-
tilen suçlanR soruşturması sırasmda suç
işleyen güvenlik görevlilerinin DGM'ler-
de, tutuksuz olarak yargılanabilmelerine
olanak sağlıyor.
ANKA'nın haberine göre terörle müca-
dele yasa tasansının tam metni şöyle:
Terör tanımı
Madde 1. Terör, baskı, cebir ve şiddet,
korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit
yöntemleriyle devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü bozmak, TOrk
devletinin ve cumhuriyetinin varlığını teh-
likcye düşürmek, mevcut ana>i
asa düzenini
değiştirmek, devlet otoritesini zaafa uğrat-
mak veya yıkmak veya ele geçirmek, te-
mel hak ve hürriyetleri yok etmek, devle-
tin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini ve-
ya genel sağlığı bozmak amacıyla bir ör-
güte mensup kişi veya kişiler tarafından
girişilecek her türlü eylemlerdir.
Bu kanunda yazılı olan örgüt, iki veya
daha fazla kimsenin ayru arnaç etrafında
birleşmesiyle meydana gelmiş sayılır.
örgüt terimi, Türk Ceza Kanunu ile ce-
za hükumlerini içeren özel kanunlarda ge-
çen teşekkul, cemiyet, silahlı cemiyet, çe-
te veya silahlı çeteyi de kapsar.
Terör suçlusu
Madde 2. Birinci maddede belirlenen
amaçlara ulaşmak için meydana getirilmis
örgütlenn mensubu olup da bu amaçlar
doğnıltusunda diğerleri ile beraber veya
tek başına suç işleyen veya amaçlanan su-
çu işlemese dahi örgütlenn mensubu olan
kişi terör suçlusudur.
örgüte mensup olmasa dahi terör örgü-
tü adına suç işleyen kişi de terör suçlusu
sayılır ve haklannda bu kanun hükümle-
ri uygulanır.
Terör suçları
Madde 3. Türk Ceza Kanunu'nun 125,
131, 146, 147, 148, 149, 156, 168, 171 ve
172. maddeleriode yazüı suçlar, terör suç-
landır.
Terör amacı ile işlenilen
soçlar
Madde 4. Bu kanunun uygulanmasın-
da:
a) Türk Ceza Kanunu'nun 145, 150, 151,
152, 153, 154, 155, 157 ve 169. maddelen
ile 499. maddesinin ikinci fıkrasında ya-
zılı suçlar.
b) 2845 sayıh devlet güvenlik mahkeme-
lerinın kunıluş ve vargılama usullen hak-
kında kanunun 9. maddesinin (b), (c), (e)
bentlerinde yazüı suçlar.
1. maddede belirtilen terör amaa ile iş-
lendiği takdirde terör suçu sayılır.
Cezalann arttınlması
Madde 5. 3 ve 4. maddelerde yazılı suç-
lan işieyenler hakkında ilgili kanunlara gö-
re tayin edüecek şahsi hürriyeti bağlayıcı
cezalar veya para cezalan yan oranında
arttınlarak hükmolunur. Bu surette tayin
olunacak cezalarda gerek o fiil için gerek
her nevi ceza için muayyen olan cezamn
yukan sının aşılabilir, ancak şahsi hürri-
yeti bağlayıcı cezalarda bu sınır ağır ha-
piste 36, hapiste 25, hafıf hapiste 10 yüı
geçemez.
Açıklama ve yayınlama
Madde 6. tsim ve kimlik belirterek ve-
ya belirtilmese de kime ilişkin bulunduğu-
nun anlaşılmasını sağlayacak surette kişi-
lere karşı örgütler tarafından suç işlene-
ceğini alenen açıklayanlar veya yayımla-
yanlar beş milyon liradan on milyon lira-
ya kadar ağır para cezası ile cezalandın-
hr.
Terör örgütlerinin bildiri veya açıklama-
lannı basanlara veya yayımlayanlara beş
milyon liradan on milyon liraya kadar ağır
para cezası verilir.
Bu kanunun 14. maddesine aykırı ola-
rak muhbirlerin hüviyetlerini açıklayanlar
veya yayımlayanlar beş milyon liradan on
milyon liraya kadar ağır para cezası ile oe-
zalandınlır.
Bu kanun kapsamına giren suçların ha-
zırlık tahkikatının seyrinin olumsuz yön-
de değişmesine sebep olabilecek bilgileri
açıklayanlar veya yayımlayahlar beş mil-
yon liradan on milyon liraya kadar ağır pa-
ra cezası ile cezalandırılır.
Yukandaki fıkralarda belirtilen Hi1lerin
5680 sayıh Basın Kanunu'nun 3. madde-
sindeki mevkuteler vasıtasıyla işlenmesi
halinde aynca sahiplerine de mevkute bir
aydan az süreli ise bir önceki ay ortalama
fiili satış miktarının aylık veya bir aydan
fazla süreli ise bir önceki fiili satış mikta-
nnın mevkute niteliğinde bulunmayan ba-
sılı eserler ile yeni yayına giren mevkute-
ler hakkında ise en yüksek tirajlı günlük
mevkutenin bir önceki ay ortalama satış
tutannın yüzde doksanı kadar ağır para
cezası verilir. Ancak bu ceza elli milyon
liradan az olamaz. Bu mevkutelerin so-
rumlu müdürlerine, sahiplerine verilecek
cezamn yarısı uygulanır.
Yıkicı faaliyetler
Madde 7. Devletin anayasada belirtilen
siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik düzeni-
ni veya cumhuriyetin niteliklerini zor kul-
lanmak suretiyk yıkmayı veya değistirmeyi
amaçlayan örgütleri her ne şekil ve nam
altında olursa olsun kuranlar veya bunla-
nn faaliyetlerini düzenleyenler veya yöne-
tenler veya bu hususta yol gösterenler, iki
yüz milyon liradan beş yüz milyon liraya
kadar ağır para cezası, bu örgütlere giren-
ler elü milyon liradan iki yüz milyon lira-
ya kadar ağır para cezası ile cezalandın-
ürlar.
Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla her
ne suretle olursa olsun propaganda yapan
kimseye yüz milyon liradan üç yüz milyon
liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu fi-
ilin 5680 sayılı Basın Kanunu'nun 3. mad-
desinde belirtilen mevkuteler vasıtasıyla iş-
lenmesi halinde aynca sahiplerine de mev-
kute bir aydan az süreli ise bir ötaceki ay
ortalama fiili satış miktarının mevkute ni-
teliğinde bulunmayan basılı eserler ile ye-
ni yayına giren mevkuteler hakkında ise
en yüksek tirajlı günlük mevkutenin bir
önceki ay ortalama satış tutannın yüzde
doksanı kadar ağır para cezası verilir. An-
cak bu cezalar yüz milyon liradan az ola-
maz. Bu mevkutelerin sonımlu müdürle-
rine, sahiplerine verilecek cezamn yarısı
uygulanır.
tkinci bölüm yargılama
usulleri
Görevli mahkeme
Madde 8. Bu kanun kapsamına giren
suçlarla ilgili davalara devlet güvenlik
mahkemelerinde bakılır ve bu suçlan iş-
leyenler ile bunlann suçlanna iştirak eden-
ler hakkında bu kanun ve 2845 sayıh dev-
let güvenlik mahkemelerinin kurulus ve
yargılama usulleri hakkmda kanun hü-
kümleri uygulanır.
Tutuklama
Madde 9. Bu kanun kapsamına giren
suçları işlediğine dair hakkmda kuvvetli
emare bulunan sanığın 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 104.
maddesindeki tutuklama sebepleri aran-
maksızın turuklanmasına karar verilebOir.
Avukat ile göriişttiriilme
Madde 10. Bu kanun uygulanmasında:
a) Sanık tarafından tutulan avukat ade-
di üçü geçemez.
b) Tutuklu sanık veya hükümlü avuka-
tı ile tutukevi veya cezaevi görevlilerinin
nezaretinde görüştürülebilir. Bu görüşme
sırasında fiziki engel konulmak suretiyle
tutuklu veya hükümlü ile avukatın doğru-
dan temasına mani olunur. Görüşme sü-
resi ile aünacak diğer kontrol önlemlerini
cumhuriyet başsavcısı belirler.
Gözetim stiresi
Madde 11. Bu kanun hükümlerine tabi
suçlar sebebiyle yakalanan kımse, turul-
ma yerine en yakın mahkeırSeye gönderil-
mesi için gerekli süre hariç en geç 48 saat
ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok 15
gün içinde hâkim önüne çıkanlır.
Tutanak düzenleyenlerin
dinlenmeleri
Madde 12. Bu kanun kapsamına giren
suçlann soruşturması sırasında sanıklann
ve tanıklann ifadelerini alıp ifade tutana-
ğı düzenleyen zabıta, amir ve memurları,
duruşmada tanık olarak dinlenemezler.
Olay ve tespit tutanağı düzenleyen za-
bıta amir ve memurlan ise zanıret görül-
mesi halinde duruşmada tanık olarak din-
lenebilirler. Ancak bunlann tanık olarak
dinlenmelerine karar verilmesi halinde ifa-
deleri yapılacak gizli duruşmada alımr.
Erteleme ve paraya çevrilme
Madde 13. Bu kanun kapsamına giren
suçlardan dolayı verilen cezalar, para ce-
zasına veya tedbirlerden birine çevrilemez
ve ertelenemez. Sanıklar hakkında duruş-
madaki iyi hali sebebine dayanılarak Türk
Ceza Kanunu'nun 59. maddesi hükmü uy-
gulanamaz.
Muhbirlerin hüviyetlerinin
açıklanmaması
Madde 14. Bu kanun kapsamına giren
suçlan ve suçlulan ihbar edenlerin hüvi-
yetleri, nzalan olmadıkça veya ihbann ma-
hiyeti haklannda suç teşkil etmedikçe acık-
lanamaz.
Zabıta amir ve memurlann
işledikleri suçlar
Madde 15. Zabıta amir ve memurlan-
mn bu kanun kapsamına giren suçlann so-
ruşturma ve kovuşturması sırasında işle-
dikleri suçlarla ilgili davalara devlet güven-
lik mahkemelerinde bakıhr.
Tutuksuz yargılama
Madde 16. Terörle mücadelede görev
alan zabıta amir ve memurlan ile bu amaç-
la görevlendirilmiş diğer personelin bu gö-
revlerinin ifası sırasında işledikleri suçlar-
dan dolayı haklannda açılan kamu dava-
sı sonuçlamncaya kadar tutuksuz yargıla-
nırlar.
Terörle mücadelede görev alan zabıta
amir ve memurlan ile bu amaçla görev-
lendirilmiş diğer personelin bu görevleri-
nin ifası sırasmda işledikleri suçlardan do-
layı aleyhlerine açılan davalarda yeterli sa-
yıda avukat bulundurulur ve bunlara avu-
katlık ücreti tarifesine bağü olmakszın ya-
pılacak ödemeler, ilgili kuruluşlar bütçe-
lerine konulacak ödenekten karşılanır.-
Ödüllendirme
Madde 17. İçişleri Bakanlığı'nca belir-
lenecek bu kanun kapsamına giren suç fa-
illerinin yakalanabilmesine yardımcı olan-
lara veya yerlerini yahut kimliklerini bil-
direnlere 1481 sayıh Asayişe Müessir Bazı
Fıillerin önlenmesi Hakkında Kanun hü-
kümlerine göre para ödülü verilir.
İçişleri Bakanlıgı'nca ödül verilenler
hakkında koruma tedbirleri alımr.
Koruma tedbirleri
Madde İS. Terör ve anarşi ile mücade-
lede görev veren veya btı görevi ifa eden
adli, idari ve askeri görevnler ile zabıta
amir ve memurlan ve terör örgütlerinin
açık hedefı haline gelen veya getirilenler
ile suçlann aydmlaülmasında yardımcı
olan tanık ve ihbarcılar hakkında gerekli
koruma tedbirleri devlet tarafından alımr.
Bu koruma tedbirleri, talep halinde es-
tetik cerrahi yoluyla fızyolojik görünümün
değiştirilmesi danil nüfus kaydı, ehh'yet,
evlenme cüzdanı, diploma ve benzeri bel-
gelerin değiştirilmesi, askerlik işleminin
düzenlenmesi, menkul ve gayri menkul
mal varlıklarıyla ilgili haklan, sosyal gü-
venlik ve diğer haklann korunması gibi
hususlarda düzenleme yapılır.
Bu tedbirlerin uygulanmasında, İçişle-
ri Bakanlığı ile ilgili diğer kunım ve ku-
ruluşlar gerekli her türlü gizlilik kuralla-
nna uymak zorundadırlar.
Koruma tedbirleriyle ilgili esas ve usul-
ler, Başbakanlıkça çıkanlacak bir yönet-
melik ile belirlenir.
Malul olanlaria
aylığa müstebak
dnl ve yetimlere yardım
Madde 19. Kamu görevlilerinden yur-
tiçinde ve yurtdışmda görevlerini ifade
ederlerken veya sıfatlan kalkmış olsa bile
bu görevlerini yapmalanndan dolayı, te-
rör suçlulan tarafından yaralanan, sakat-
lanan veya öldürülenler hakkında, "2330
sayüı Nakdi Tazminat ve Avhk Bagtonmaa
Hakkında Kanun" hükümleri uygulanır.
Aynca;
a) Malul olanlaria ölenlerin aylığa mus-
tehak dul ve yetimlerine bağlanacak aylı-
ğın toplam tutan, bunlann görevde olan
emsallerinin almakta olduklan aylıklar-
dan, emekü olanlann öldürülmeleri halin-
de ise dul ve yetimlerine bağlanacak aylı-
ğm toplam tutan bu kanuna göre kendi-
sine bağlanabilecek emekli ayhğından az
olamaz. Az olması halinde aradaki fark
tazminat olarak ilgili sosyal güvenlik ku-
nıluşlannca ödenir ve karşüığı Hazine'den
tahsil edilir.
b) Yurtiçinde lojmandan yararlanmak-
ta iken malul olanlann kendileri, ölenle-
rin aylığa müstehak dul ve yetimleri loj--
mandan yararlanmaya devam ederler. Loj-
mandan yararlanamayanlara istekleri ha-
linde lojman tahsis edilir. Lojman lahsi-
sinin mümkün olmadığı durumda kira
sözleşmelerine göre odenecek kira bedeli
devletce karşılanır.
Yurtdışmda lojmandan yararlanmakta
iken malul olanlann kendileri, ölenlerin
o sırada daimi ikâmet için yanlannda bu-
lunan veya aylığa müstehak dul ve yetim-
leri görev süresi tamamlanıncaya kadar loj-
mandan yararlanmaya devam edebilirler.
Ancak bu süre 6 aydan az olamaz.
c) Konut kredisinden istifade bakımın-
dan 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet
Kanunu'nun ek 9. maddesinin üçüncü fık-
rasmdaki hüküm, bunlann dul kalan eşi,
eşi hayatta değilse ve>a evlenmiş ise çocuk-
ları hakkında da uygulanır.
d) Malul olanlar ile ölenlerin, dul ka-
lan eşleri ile reşit olmayan çocuklan, Dev-
let Demiryollan ve Denizyollan'nda ücret-
siz seyahat ederler.
Kendilerine aylık bağlanan dul ve yetim-
ler, ilgili sosyal güvenlik kurumlan mev-
zuatı gereği aylıklarının kesilmesi halinde
bu madde ile verilen diğer haklardan da
yararlanamazlar. •
Yürürlükten kaldınlan
hüktimler
Madde 20. a) 2 sayılı Hıyaneti Vatani-
ye Kanunu,
b) 6187 sayılı Vicdan ve Toplanma Hür-
riyetlerinin Korunması Hakkında Kanun,
c) 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun
141, 142 ve 163. maddelen,
d) 2908 sayıh Dernekler Kanunu'nun 5.
maddesinin 7 ve 8 numaralı bentleri ile 6.
maddesinin 2 numaralı bendi,
yürürlükten kaldınlmıştır.
Geçici madde 1. özel infaz kurumu bi-
nalan inşa edilinceye kadar terör suçun-
dan tutuklu veya hükümlü olanlar diğer
infaz kurumlannda muhafaza edilir.
Yürürlük
Madde 21. Bu kanun hükümleri yayı-
mı tarihinde yürflrlüğe girer.
Yürütme
Madde 22. Bu kanun hükumlerini Ba-
kanlar Kunılu yürütur.
HABERLERIN DEVAMI
IİBYA BÜYÜKELÇİLİĞriNDEN ATE$
7 yıl önce benzeri
olay Londra'da olmuştu
EDtP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Londra'daki
Libya Büyükelçiliği önünde
Kaddafi Varşıtlarının yaptıkla-
n protesto gösterisi sırasında bi-
nadan makineh' tüfekle ateş açıl-
rruş, kalabalığı kontrol amaayla
meydanda görevli bir kadın rx>-
lis vurularak ölmüştü. 17 Nisan
1984'te meydana gelen olay tn-
giltere'de çok büyük öfke yarat-
tı. Elçilikteki görevliler binadan
çıkmayı ve polisin binayı ara-
masını reddettiler. Bunun üze-
rine 10 gün süren bir kuşatma
başladı. Kentin çok merkezi bir
meydanında bir kösede yer alan
elçüik binasına komşu bütün bi-
nalann damlarına keskin nişan-
cılar yerleştirildi, meydana giriş
çıkış yasaklandı. Meydana açı-
lan sokaklar, iki adam boyun-
da mavi branda ile kapatıldı,
meydan tam anlamıyla tecrit
edildi. 10 gün süren görüşmeler
ardından Libya BüyTİkelçiliği'-
ndeki görevliler haklannda ko-
vuşturma açılmamak kaydıyla
üjkeden çıkmalanna izin veril-
di. Ingiltere, Libya ile diploma-
tik ilişkisini kesti.
Londra'daki elçüik baskınla-
nnın ilki degildi bu. Daha önce
de 1980'de silahlı 6 kişi lran Bü-
yükelçiligi'ni ele geçirerek 26 ki-
şiyi rehin almıştı. Silahlı kişiler
Iran'da hapiste bulunan 91 ki-
şinin salıverilmesini talep edi-
yordu. Elçilik binasının karşı-
sında bulunan parkta mevzile-
nen güvenlik kuvvetleri ile uzun
görüşmeler yapan saldırganlar,
istekleri yerine getirilmezse bi-
nayı kendileri ile birlikte hava-
ya uçurmakla tehdit ediyorlar-
dı. Ancak 6 gün sonra seçkin
tngiliz komando birlikleri bina-
ya baskın yaparak rehineleri
kurtardı. Operasyon, BBC tele-
vizyonu tarafından naklen ya-
yımlandı. Akşam saatlerıne
doğru meydana gelen operas-
yon, şimdiye kadar en çok se-
yirci çeken yayınlardan biri ol-
ma özelliğini hâlâ koruyor. SaJ-
dın sırasında kısmen yanan el-
çilik binası, Ingiltere ile lran
arasında diplomatik ilişkinin
kesik olduğu dönemde yarı ha-
rap durumda kaldı.
Libya Büyükelçiliği ise hâlâ
kapalı. Ölen kadın polis memu-
resi Yvonne Fietcber anısına kü-
çük bir taş anıt meydanın köşe-
sinde, öldüğü yerde duruyor.
Konsolosliıktan ateş
(Baştarafı 1. Sayfada)
kaldınlaıak ameliyata ahndılar.
Sıddıkoğlu kurtanlamayarak
öldü.
Olayın ardmdan Irak Istan-
bul Başkonsolosluğu'nun önü
"ana-baba günii"ne döndü. Is-
tanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
bağh görevüler ile Şişli Cumhu-
riyet Savcısı Teonutn Alver ve
Olcay Seçkin konsolosluk binası
önünde uzun süre incelemede
bulundu. Polis, çatışmayla ilgili
bilgi ve ipuçlannı toplamaya ça-
lıştı. Sava Alver'in olayla ilgili
olarak görüşme isteğine konso-
losluk yetkiüleri önce yanıt ver-
mediler. Daha sonra kapı açıl-
dı ve Alver yetkililerle görüştü.
Irak Başkonsolosluğu yetkilisi-
nin Alver'e "Kimseji polise tes-
lim etmeyeceklerini" söylediği
öğrenildi.
Savcı Teoman Alver, görüş-
me sonrasında "Şu anda bir şey
söylemem mümkün degil. So-
rustunna safhasındayız. tnceli-
yornz. Konsolosluktan açılan
ateşle ilgili bilgi toplamaya
calışıyonız" dedi.
Çevreyi inceleyen güvenlik
görevlileri ise çok sayıda boş
mermi kovanı buldular. Konso-
losluktan otomatik silahla ateş
edildiğinin sanıldığını belirten
yetkililer, binanın dışanyla iliş-
kisinin kesildiğini kaydettiler.
Polisin sorgulama amacıyla, bi-
nadan dışarıya çıkacak Iraklı
görevlileri gözaltına alacağı öğ-
renildi.
Irak tstanbul Başkonsoluslu-
ğu binasının ikinci katının sağ
tarafındaki pencereden açıldığı
saptanan ateş sonucu bina
önündeki çeşitli yerlere mermi-
lerin isabet ettiği gözJendi. 34
APD 89 plakah Ford marka
otomobil ve Sekibağ Sokağı yö-
nündeki binalara isabet eden
mermilerin yerleri savahkça tek
tek belirlendi. Polis ve savcılık
yetkilileri, ilk bilgi ve ipuçlan-
na göre Irak Konsolosluğu'-
ndan direkt göstericilere ateş
acıldığuıın anlışıldığını, bunu da
kurşun yerlerinin açıkça göster-
diğini söylediler.
Büyükelçi çagnldı
Olaylar nedeniyle Irak'ın An-
kara Büyükelçiliği EI Tikriti öğ-
leden sonra Dışişleri Bakanlıgı-
na çağrılarak duyulan infial di-
le getirildi. Dışişleri Bakanlığı
Enformasyon Dairesi'nden ko-
nuyla ilgili olarak yapılan açık-
lamada, gösteri sırasında konso-
losluktan açılan ateş sonucu iki
kişinin öldürüldüğü ve bir kişi-
nin de ağır yaralandığı belirtikü.
Bu arada, dün 13.30 sırala-
rında Cerrahpaşa Hastanesi
önünde 30-35 kişilik bir grup,
korsan gösteri yaparak caddeye
molotof kokteylleri attı. Grup
daha sonra ara sokaklara gire-
rek dağıldı.
Prag'da da ateş
Çekoslovakya'nın başkenti
Prag'da da, Kürt öğrencilerin
Irak Büyükelçiliği önünde yap-
tıklan gösteri sırasında, büyü-
kelçilikten çıkan bazı silahlı ki-
şiler tarafından göstericilere ateş
açıldığı, olayda ölen ya da yara-
lanan olmadığı bildirildi.
Londra'daki Irak Büyükelçi-
liği dün sabah saatlerinde 60 ka-
dar Iraklı Kürt tarafından işgai
edildi. Işgalciler 15.00 sıralann-
da tngiliz polistne teslim olarak
eylemlerine son verdiler.
Hukukçular:
Ateşaçan
diplomatsa
tutuklanamaz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rom) — Irak'ın tstanbul Konso-
losluğu'ndan dün açılan ateş ile
konsolosluk önünde toplanan
göstericilerden birisinin öldürül-
mesi olayının iki ülke arasındaye-
ni bir diplomatik sonuı yarataca-
ğı bildiriiyor.
Devletler hukuku uzmanlan,
ateşaçan kişinin diplomatik pa-
saport sahibi olması ve Türkiye^
deçalışıyor olarak kayıtlı bulun-
ması dunımunda tutujclanıp göz-
altına alınamayacağım belirttiler.
Diplomatik ilişkileri düzenleyen
1963 tarihli "Vryana Konvansiyo-
nu"na göre bu kişinin ancak
"persona non grato" yani "isten-
meyen kişi" ilan edilerek kendi-
sinden ülkeyi terk etmesinin iste-
nebileceğini söylediler.
Aynı uzmanlara göre, ateş açan
kişi diplomatik statüye sahip de-
ğilse bu durumda Türk yasaları-
na göre tutuklanabüir. Ancak gü-
venlik güçleri söz konusu kişiyi
tutuklamak amacıyla konsolos-
luk binasına girme yetkisine sa-
hip değiller. Bu durumda suçlu-
nun, "dokunulmazlığı" olan
konsolosluk sınırlanmn dışına
çıkmasım beklemek gerekiyor.
Viyana Konvansiyonu'na göre
"Irak toprağı" sayüan konsolos-
luk sınırları dışına çıkması duru-
munda ise suçlu kişi Türk toprak-
larında, hava sahasında ve deniz
sınırları içinde tutuklanabjlir.
Gözlemciler ateş açan kişinin
diplomatik statüye sahip olma-
ması dunımunda Ankara ile Bağ-
dat arasında uzun süreli bir diplo-
matik sorunun yaşanabileceğini
belirtiyorlar.
BASKENTTEN AHMETTAN
(Baftarafı 1. Sayfada)
ne yol acan toplanülara sahne
otdu.
Silopi'den Ankara'ya, Anka-
ra'dan New York'a uzav^n tele-
fon ve görüşme trafıği şöyle
gelişti:
1- Dışişleri Müsteşan Tugay
Özçeri, sabah erkenden "bölge-
deki son istihbaratı" ogreumek
için Genelkurmay İstihbarat
Başkanı Korgeneral Doğan Be-
yazıt'ı aradı.
Korgeneral Beyazıt, Büyükelçi
Özçeri'ye, "Amerikalılarla
eşgüdümJü" olarak elde ettikleri
bölge bilgilerini aktardı. Buna
göre sınıra doğru akın eden top-
luluklara karşı askeri bir hare-
kât gözlenmiyordu. Göçe zorla-
nan halka hoparlor ve radyodan
af cagnları yapılıyordu. Iraklı
Kürtler ve Türkmenlerin arka-
sında ise mevzilenmiş iki zırhlı
Irak tiimeni bulunuyordu. Öz-
çeri, bu bilgileri Dışişleri Baka-
nı Alptemoçin'e sundu.
2- Alptemoçin, saat 09.00 sı-
ralannda özel danışmanı Meh-
met Ali trtemçelik'ten, Nev*
York'u, Birleşmiş Milletler'deki
Türkiye'nin Daimi Temsilciliği-
ni aramasını istedi. O sırada
Nev» York'ta geceyansı 01.00'di.
trtemçelik, yatma^ hazırlanan
Büyükelçi Mustafa Akşin'den
Güvenlik Konseyi'ndeki son bil-
gileri aidı. Buna göre, Fransa-
run sunduğu karar tasansı "yüz-
de 90" kabul edilecekti. Ancak
Güvenlik Konseyi'nin iki daimi
üyesi Sovyetler ve Çin, soruna
"Irak'ın iç meselesi" olarak bak-
ma egiliminde ısrarlı idiler.
3- Bakanlıkta bu ilk bilgiler
çerçevesinde, Iraklı Kürt göçün-
den Türkiye gibi etkilenen tran-
la işbirliği >-apılması gündeme
geldi. Bunun üzerine Dışişleri
Bakam Aiptemoçin'in İran Dı-
şişleri Bakanı Velayeti'yi telefon-
la araması uygun görüldü.
4-Saat 10.00agelirken Dışiş-
leri Müsteşan Özçeri'nin daveti
üzerine bakanlıga gelen Güven-
lik Konseyi'nin 5 daimi üyesi
ABD, Sovyetler, Çin, Ingiltere
ve Fransa'nın Ankara'daki bü-
yükelçileri ile bir toplantı yapıl-
dı. Bu toplantıda, Kuzey Irak-
tan kacan ve yüzbinleri aşan in-
sanlann sonınlanm Türkiye'nin
tek başına çözmesinin beklene-
meyecegi belirtildi. Sorunun,
Körfez krizinin bir uzantısı ol-
duğu ve uluslararası ölçekte ko-
nu>-a acil çözüm bulunması ge-
rekliği anlatıldı.
5- Daha sonra Özçeri, Anka-
ra"da temsilcisi olan tüm ülkele-
rin misyon şefleri ile bakanlık-
ta bir araya geldi. Özçeri, böl-
geden son rakamlan ve bilgileri
aktanrken, Irak Büyiikelçisi EI
Tikriti, ABD'yi, Kürtleri is>-ana
kışkırtmakla suçladı. ABD Bü-
yükeiçisi Abramovritz ise aniam-
sız polemiğe girmek istemediğini
söylemekle yetindi. Bu arada
Libya Temsilcisi Ahmet EI At-
raş sürpriz bir çıkışla, "Kürt gö-
çünün Irak'ın bir iç meselesi"
olduğunu söyledi. Açıkça ifade
edilmese de, yabancı ülke tem-
silcileri, Türkiye'nin bir askeri
müdahalede bulunacağı endişesi
içindeydiler. Bunda Özal'ın
"Gerekirse askeri müdahale
yapılabilir" sözlerinin etkisi
vardı.
6- Saat 14.00'te Milli Güven-
lik Kunılu toplandı. Cumhur-
başkanı Özal, ABD gezisinin iz-
lenimlerini anlattı. Iraklı Kürt-
lerin sürülmesi konusunda Baş-
kan Bush ile yaptığı telefon gö-
rüşmelerini aktardı. Daha son-
ra Genelkurmay ve Dışişleri bri-
fing verdi.
7- Başbakan, tsviçre Dışişle-
ri Bakanı'nı kabul ettikten son-
ra, "Bu mesele dünyanın ortak-
laşa ele alması gereken bir
meseledir" dedi.
8- Akşam üzeri Çankaya'da
Özal başkanlıgındaki Bakanlar
Knndu güne nokta koynyor.
özal'ın "Her şey benim
deuetimimde" rnesajı verdiği bu
toplantı geç saatlere dek sürdü.
Daha sonra Hükümet Sözcüsü
Akkaya "rutin" bir açıklama
yapmakla yetindi.
Dünün yofun traflği sonun-
da ise yannlara uzayacak şu
noktalar ortaya çıktı:
• Başta ABD ve lngiltere ol-
mak üzere "koalisyon ortakla-
n", Türkiye ve tran'a yönelik
Iraklı Kürt akınını, Körfez kri-
zinin bir sonucu olarak degil de
ayn bir konn olarak degerlen-
dirmekte ısrarblar.
• Irak'ı zoria göç politikasın-
dan vazgeçirmek üzere, Anka-
ra'nın üstü örtülü belirttigi as-
keri müdahale olasılıgı hiç taraf-
tar bulmuyor. Başta ABD, tüm
koalisyon buna karşı.
• Ankara, BM'nin aldıgı ka-
rann bir yapünmdan çok, uya-
n niteliği taşıdığı inancında. Kı-
sa vadede sonuç alınacağına
inanmıyor. Bakan Alptemoçin,
girisimleri ısraria sürdürntek ge-
rektigiııi bettrtiyor ve "Savaşa gi-
rinceye dek, BM'den tam 12 ayn
karar cıkartlması gerekti" diyor.
Uznn günün sonunda beüren
gerçek şn:
Güneydoğu sınınndaki facia-
yı, Türkiye orada değil, New
York'U ve öteki ülke başkentle-
rinde çözmek zorunda.
Bush 'ayaklanın
9
dedî,
(Baştarafı 1. Sayfada)
muayene ediyor ama hiçbirine
söz geçiremiyorlar. Çünkü hep-
si doktorlann üzerine abanmış-
lar, nezleli, öksürüklü çocukla-
nnı muayene ettirmek, ilaç al-
mak istiyorlar. Bir doktor artık
bunahyor, "Dağılm" diye bağı-
nyor, ama buna sığınmacılardan
kulak asan yok.
tdiL Cizre ve Şırnak yörelerin-
den toplanan gıda maddelen
kamyonlarla getiriliyor. Kam-
yonlann bazılan da bozuk yolu
aşamadığından Işıkveren'e vara-
mryorlar.
Binlerce insanın bu gıda mad-
delerine hücumunu göreceksi-
niz. Dört gündür ekmek bula-
mayan var aralarında. Tahin,
peynir, yağ ve una hasret kalan
insanlar...
Güvenlik güçleri uyanyor
kendilerini, ama kim dinler?
Düzeni sağlamak için havaya
ateş açıyor erzak dağmmını ya-
pan erler.
' Savaştan kaçtıklan halde aç
kalmak daha korkunç bir şey.
Yüzlerinden okunuyor sığmrna-
cılann bu tablo. Kimse ateş aç-
mayı dinlemiyor ve erzak bir an-
da tükeniyor.
Türk topraklanna ayak bas-
tıklanndan mutlular bir yandan.
Türkmenlerin daha bir başka se-
vinçli olduklan gözleniyor. Ker-
kük'te eczacıhk yapan M. Ars-
lan, Saddam'dan bezmiş. Bize
"Kaçtım ya Türk askerinin kur-
şunuyla öleyim artık. Toprağı-
mız, mezanmız burada olsun"
diyor.
Kerkük'ün nüfusu yanya in-
miş. Sınıra vanncaya kadar dört
gün yürümüş Arslan. Saddam
af çıkarsa bile Irak'a dönüleme-
yeceğini beürtiyor ve "Güvenil-
mez adamdır. Daha önce de af
çıkarmıştı, ama dönenleri idam
etti" diyor. Arslan'a göre bütün
kabahat ABD Başkanı Busb'ta:
Bakın onun için ne diyor?
"Bush ayaklanın, dedi, ayak-
landık. Böyle olunca da sessiz
kaldı."
Nüfus cttzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
YÜKSEL SİNAN
A YYILDIZ
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Oecersizdir.
NURA YKAYA
EVET/HAYIR
OKT^YAKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
Sayın Soydan diyor ki:
"7.1.1991 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Evet/Hayır köşe-
sinde çıkan "Kooperatif Kurbanları" başlıklı yazınızı büyük
bir düş kırıklığı içinde okudum. Siz, bir kooperatife duydu-
ğunuz öfke nedeniyle böyiesi bir yazıyı kaleme almakla kal-
saydınız fazla bir diyeceğim olmazdı. Ama tekil olan böylesi
bir olumsuzluğu, tüm kooperatif sektörünün işleviymiş biçi-
minde sunmuş olmakla, bu sektörden konut sahibi olma
umudunu taşıyan binlerce insanın içine kuşku düşürme ya-
rışı içinde olanlann çabalarına da ortak oldunuz.
Çünkü son yedi yıldır Türk ekonomisini yönlendiren siya-
sal erk, konut pazannda da özel girişimciliği palazlandıra-
bilmek için hep kent kooperatifçiliğini karalama kampanya-
ları düzenlemiş, devletin verdiği konut kredilerini de hep bu
model üzerine oturtmaya çalışmıştır. Ama tüm bu haksız ça-
balara karşın bilinen ve yaşanan gerçek şu ki üç yıl askeri,
yedi yıl da sivil yönetimin aldığı acımasız ekonomik önlem-
lerin cenderesinde inim inim inleyen orta ve alt gelir grubun-
dan insanlar son on yıl içinde konut edinebilmişlerse, bun-
da kent kooperatiflerinin rolü yüzde seksenlerin üzerine çık-
mıştır. Yine bu dönemde, kooperatiflerin genel konut paza-
rındaki paylan ise yüzde ellilere ulaşmıştır.
Bu gerçekler bilinerek ya da bilinmeyerek ve kim tarafın-
dan yapılırsa yapılsın hâlâ kent kooperatifçiliği saldırı hedefi
yapılmak isteniyorsa, bundan, bu pazarda kazanç sağlama-
yı amaçlayan vurguncular, spekülatörler kârtı çıkacaklardır.
Dolayısıyla sizin de bu yazınıza, toplumsal tüm değerleri ve
kazanımları özelleştirme adı altında bir avuç yerli ve yaban-
cı sermaye gruplarına armağan etmek istevenler alkış tuta-
caklardır. Çünkü salt bizde değil, tüm dünyada kooperatifçi-
lik devinmesi böylesi liberal ekonomiierin toplumda yarattı-
ğı derin uçurumlara bir tepki, bir seçenek olarak doğmuş ve
gelişmiştir. Bu bağlamda geniş toplum kesimlerinin hak ve
çıkarlarını koruyan her kim oiursa olsun, demokratik halk ko-
operatifçiliğinin de yanında olmak, onun işlevlerinin gelişme-
sine, ürünlerinin zenginleşmesine katkıda bulunmak gibi bir
görevi de üstlenmek durumundadırlar."
G O Z L E M U Ğ U R MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Birleşmiş MilleCler örgütü, 'jenosit sözleşmesi'ni 1948 yı-
lında irnzaya açmıştı.
Bu sözleşmeye göre şu eytemler ve yöntemler 'jenosrt suçtf
^sayılır:
a) Bir topluluğun üyeterini öldûrmek... b) Bir toptuluk ûyete-
rinin beden ya da ruh sağlıklarına zarar vermek... c) Bir toplu-
luğun tümünü ya da bir bölümünû ortadan kaldırmak sonucu-
nu doğuracakyaşam koşutlannı uygulamak... d) Blf topiutük-
ta doğumu önleyici yöntemler kullanmak... e) Çocuklan zoria
aileierinden alıp başka ülkelere göndermek.
Saddam'ın Kuzey Irak'taki ayaklanmaya karşı başvurduğu
yöntemler, hem Kürtler hem de Türkmenler için açıkça "soy-
kınm'a dönüşüyor.
'Jenosit suçunun önlenmesi ve cezalandınlması hakkındaki
sözleşme
1
, soykınm pianlanmasını, soykınm kışkırtmalannı ve
soykırım girişimlerini de suç sayıyor.
Sözleşmeye göre önce soykınm önlenecek, sonra da bu
soykırıma başvuran devletler cezalandınlacaklardır.
Sözleşmeye taraf devletler, Birleşmiş Milletler'den duruma
el koymasını ve bu suçu işleyen devletlerin cezalandınlmala-
rını isteyebiliyorlar.
Bu soykınm nasıl önlenecek? Ve Saddam nasıl cezalandı-
rılacaktır?
Sorun bu noktadan kaynaklanmaktadır.
Irak'ın Kürtlere karşı 'jenosit sabıka dosyası', oldukca ka-
banktır.
1974 yılında Kuzey Irak'ta ABD desteği ve İran'ın yardımı
ile ayaklanan Kürtler, Irak Silahlı Kuvvetleri'nce kuşatılmış ve
sayılan yüz bini aşan Kürt, soykınmdan kurtulmak için iran'a
sığınmıştı.
Bu olay, İran ve Irak arasında imzalanan 6 Mart 1975 tarih-
li Cezayir anlaşması ile unutulmuştu. iran-lrak arasında so-
run olan 'Şat-UI Arap' nehir sının, bu anlaşma ile çiziimiş ve
İran'ın Kürtlere verdiği destek de bu anlaşma ile son bulmuştu.
ABD de Molla Mustafa Barzani'ye verdiği desteği geri çek-
miş; 1974 yılındaki soykınm girişimi de böylece unutulmuştu.
1988 yılındaki 'Halepçe katiiamı' da bir jenosit suçuydu, bu-'
gün Kuzey Irak'ta Kürtlere ve Türkmenlere uygulanan yön-
temler de jenosit suçudur. Bunlann birbirınden hiç farkı yok-
tur.
1974 ve 1988 yıllarında Birleşmiş Milletler, soykırımı önleyi-
ci ve Irak'ı cezalandırıcı karar almış mıdır?
Hayır; tersine...
Aralannda, Birleşmiş MHIetler Güvenlik Konseyi'nin beş sü-
rekli üyesi bulunan sanayileşmiş ülkeler, Irak'a kimyasal si-
lahlar başta olmak üzere her türlü silahı satmışlardır.
Bugün, hem 1974 hem 1988 yılından çok değişik koşullar
içindeyiz:
Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra başlayan süreç, Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi'nin olaya el koyması ve ardından
da ABD öncüluğündeki 'koalisyon güçleri'n'm Irak'a askeri mû-
dahâlesi iie sürmüş; sıcak savaşın bittiği günlerde, irak'ın gü-
neyinde Şiiler, kuzeyinde de Kürtler ayaklanmışlardı.
Hiç kuşkunuz olmasın; Körfez savaşına karar verenler, Şii
ve Kürt ayaklanmalannı da önceden planlamışlardır. Kürt ayak-
lanmasının doğuracağı olası sonuçlar da hesaplanmıştır.
Pentagon için Kürt ayakjanmasının başarı şansı olup olma-
dığı da elbette bilinir. Ayaklanan Kürtlerin, hangi aşamaya ka-
dar desteklenip hangi aşamadan sonra bu desteğin çekile-
ceği de -yine hiç kuşkunuz olmasın- Pentagon tarafından uzun
uzun görüşülüp önceden saptanır. Saptanan bu plan adım
adım da uygulanır.
Gelişmeler, böyle bir planın uygulandığı izlenimini veriyor.
Birleşmiş Milletler kararı ile Irak'a karşı Kürtlere uygulanan
soykınm nedeniyle yeni bir 'askeri harekât' düzenlenebilir.
Kürtlere ve Türkmenlere karşı işlenen bu 'jenosit suçu' na-
sıl önlenecektir? Ve Saddam nasıl cezalandırılacaktır?
ABD'den yeşil ışık alan Kürt ayaklanması ve doğurduğu so-
nuçlar, bölgede önceden hesaplanmış ve planlanmış yeni as-
keri harekâtın nedeni de olabilir.
Kürt ayaklanması ve doğurduğu sonuçlar Birleşmiş Millet-
ler için 'jenosit nedeniyle askeri müdahale' ortamı yaratmıştır.
Bu ortamın ABD tarafından, bilinerek ve istenerek yaratıl-
madığını kim söyleyebilir?
SULH CEZA MAHKEMESİ Ş. URFA
Esas No: 1989/552 Karar No: 1991/31
Gıda Maddelen Tüzügü'ne aykınhk suçundan sanık Müslüm ve
Aynızeliha'dan olma 1971 dogumlu Şanlıurfa Şehitlik Mahallesi Alay
Sokak No: 43'te otunır Ali Yönlem hakkında verilen ve hakkında
tatbik olunan 470.000 TL ağır para cezası ve hapis cezası müddeti
3 ay moddetle sanığın cürüme vasıta kıldığı meslek va sanaunın tati-
line, 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasına, karar verilmiş olup ve
hüküm özetinin büyük harflerle yanlmak suretiyle kapatma süresi
kadar kalmak kaydı ile kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine ya-
pıştırılmasına dair işbu ilamn yapılması rica olunur. Basın: 23227