22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6NİSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/11 Denktaş geliyor • Dış Haberier Servisi — KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ABD Dışişleri Bakanı James Baker ile yapacağı görüşmeden önce Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın davetlisi olarak bugün Ankara'ya geliyor. Rum yönetkni Başkanı Yorgo VasiHu'nun da çarşamba gilnü Londra'ya giderek îngiltere Başbakanı John Major ve muhalefet lideri Neil Kinnock ik görüşeceği açıkiandı. Türkiye'den sonra Kanada'ya, oradan da ABiyye geçecek olan Denktaş'ın Kanada Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle gayri resmi temaslarda bulunacagff burada konferanslar verdikten sonra ABD'ye, oradan da Ingiltere'ye geçeceğı açıkiandı. Fın hükümeti istifa etti • HELStNKİ (AA) — Finlandıya Başbakanı Harri Hölkeri, üç partili koalisyon hükümetinin, mart genel seçimlerinde başansızhğa uğraması nedeniyle istifa ettiğini açıkladı. 4 yıldır iktidarda bulunan koalisyon hükümeti, ülke çapında kendini gösteren ekonomik durgunluk nedeniyle genel seçimlerde parlamentodaki çoğunluğunu kaybetmişti. Gözlemciler, yeni hükümetin, pazartesi günü yapılacak görüşmeler sonucunda oluşturulacağını, başbakanlık görevinin de büyük ihtimalle Merkez Parti lideri Esko Aho tarafından üstlenileceğini belirttiler. Andreotti'den yeni hükümet • ROMA (AA) — Italya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, hükümeti kurma - görevini tekrar Giulio Antreotti'ye verdi. Andreotti'nin 5 partiden oluşan koalisyon hükümeti, koalisyonun birinci ortağı olan sosyalistlerin yoğun eleştirileri üzerine 8 gün önce dağılmıştı. Andreotti, koalisyonun birinci ortağı olan sosyalistlerin, ülkeyi, seçimlerin yapılacagı 1992 »yıiina götürecek yeni bir hükümetin kurulması yolundaki baskıları üzerine istifa etmişti. Mahkemelere özgürlük • DAKKA (AA) — Bangladeş'te geçen ocak ayından bu yana yaklaşık 5.000 isyancı mahkûmun, cezaevlerindeki isyanlara son vermek için serbest bırakıldığı bildiriliyor. Içişleri BakanlığYndan yapılan açıklamada, mahkemelerinin çabuk sona erdirilmemesi ve cezaların uzunluğundan yakınarak isyan çıkaran mahkûmlann genel bir af uygulaması içinde serbest bırakıldığı açıkiandı. Açıklamada, 15 ocak-15 mart tarihleri arasında mahkemeleri devam ederken serbest bırakılan mahkûmlann sayısı 4893 olarak verildi. G.Afrika'da çatışma: 9 ölü • JOHANNESBURG (AA) — Güney Afrika'da siyahlar arasında önceki gece çıkan çatışmalarda toplam 9 kişi öldü. Siyahlar arasında çıkan olaylarda 16 yaşında bir çocuk boynuna yanan bir otomobil lastiği asılarak, bir başka kişi de taşlanarak öldurüldü. Guney Afrika'da, ANC ve INKATHA partilerini destekleyen gruplar arasında çıkan çatışmalarda şimdiye dek 5.000'den fazla kişi hayatını kaybetti. ANC liderleri, siyahlann genellikle taşıdıklan sopa ve mızrak gibi silahları bırakmaları çağrısında bulundu. 3 8oyguncu ve 2 rehine öldü • SACRAMENTO (AA) — ABD'nin California eyaletinin Sacramento kentinde, elektronik aletler satan bir dükkânı basarak 8.5 saat boyunca 30 kişiyi rehin alan soygunculardan 3'ü, polisin dükkâna düzenlediği baskın sonucu öldü. Baskın sırasında iki rehinenin de öldüğü, diğer soyguncunun da ağır yaralı olarak ele geçirildiği bildirildi. Polis, soyguncuların Tayland'a gitmek isteyen Asyalı gençlerden oluşan bir çetenin üyesi olduklannı ve rehinelere karşılık 4 milyon dolar, dört kurşun geçirmez yelek ve helikopter istediklerini açıklamıştı. Washington, Türkiye'ye acil nakit desteği için çabalannı yoğunlaştınyor ABD'den4 yardıırf girişimiABD Başkanı George Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Brent Scowcroft, Körfez ülkeleri nezdinde Türkiye'nin acil nakit talebinin karşılanması için girişimlerde bulundu. Bush da Japonya Başbakanı Kaifu'dan yardım konusuna ilgi göstermesini istedi. UFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON — Amerikan yöne- timi Cumhurbaşkanı Turgut Özül'ın son ziyaretinden bu yana Turkiye*ye acil na- kit desteği için iki üst düzey girişimde bulundu. Girişimlerden ilki ABD Başkanı Ge- orge Bush'un Ulusal Güvenlik Danışma- nı Brent Scowcroft'un geçen hafta Or- tadoğu'ya yaptığı gizli ziyaret sırasında gerçekleşti. Scowcroft, görüştüğü baa li- derlere Özal'ın son Washington ziyareti hakkında bilgi verdi ve Türkiye'nin için- de bulunduğu ekonomik güçlükleri anlattı. önceki gün ise ilkinden daha üst dü- zeyde bir girişim yapıldı. ABD Başkanı George Bush, Kaliforniya eyaletinde bir araya geldiği Japonya Başbakanı Kaifu- ya Türkiye'nin acil nakit gereksinmesi- ne ilgi gösterilmesinin Japonya'nın da çı- karlanna olacağını telkin etti. Bush, Ja- pon kaynaklarına göre Kaifu ile görüş- mesinde sık sık Özal ile Camp David'de göruş birliğine vardıklan noktalara atıfta bulundu. Bu kapsamda Türkiye'nin için- de bulunduğu mali sıkıntılara da dikkat çekti. Her ne kadar Türkiye'de kamuoyunun beklentilerinin altuida kalsa da ABD son aylarda bu cerçevede bir dizi adım atmış bulunuyor. Özal, ABD'ye gehneden önce Kongre'den 200 milyonluk ek yardım çık- ü. Ondan bir süre önce 85 milyonluk acil yardım sağlandı. Bunu tekstil kotasının, Türkiye henüz orijinal kotayı dahi dol- duraımyorsa da yüzde yüz artışı izledi. Aynca ABD'nin önümüzdeki günlerde Türkiye'ye Körfez fonundan vaat edilen yardımlann "bir an önce " Ankara'ya gönderilmesi için Japonya nezdinde ya- pılanı andıran bir dizi adım daha atma- sı bekleniyor. Ancak, ABD daha önce açıkladığı gibi kendisi doğrudan bir şey yapmaya yanaş- mıyor. Nitekim, ABD Başkanı George Bush, önceki gün Florida'da bu konuda- ki sorular üzerine tek kelimeyle "hayır" yanıtıverdi. Ancak ABD, kendisinin yap- maya yanaşmadığı bu yardımı üçüncü ül- kelerden alabilmek için yoğun kulisler ya- pıyor. Ekonomik yardımlara ek olarak orta- lığı fazla Urkütmemek için iki genelkur- may arasında sessizce- gerçekleşmiş önemli bazı silah hibeleri de buhınuyor. Serbest ticaret kapsamında ise ABD her ne kadar "yüriiıneden önce emekleme- yi öğrenmek gerekir" gibi bir tavır için- deyse de bu konunun bir inceliği bulu- nuyor: Türkiye zaten hemen yarın ser- bet ticaret anlaşması imzalanmasını bek- lemiyor, ama böyle yüksek bir talepie Amerika'nın karşısına çıkıldığında daha alçakgönüllü bazı kazanımlara kapının aralanabileceğini düşunüyor. Türkiye'nin Amerika'yı Türkiye ile ticarette getirmek istediği nokta zaten "emekleme" aşama- sı. Bunun ilerisi şimdilik gerçekleşmiş görülmüyor, ama bir yandan da "tale- bin yüksek tutulmasında" yarar hissedi- liyor. Ancak son birkaç ayda atılan tüm bu adımlar dahi Türk kamuoyunun yük- selmiş beklentilerini tatmin etmeye yet- miyor. tşin bir başka inceliği de ABD yöne- timinin bu adımları atarken göz önün- de bulundurduğu temel noktanm "Tarki- ye'nin Körfez'deki perfornıansına" de- ğil, "Turgut Özal'ı yaya bırakmamak" kaygısına dayanıyor olması. Türkiye'nin krizdeki performansı çok önemli bir un- sur olarak kabul ediliyor, ancak Özal'ın performansı, ABD'nin nazarında Türki ye'nin performansını aşan bir noktada bulunuyor. Bu bakımdan da ABD yöne- timinin önümüzdeki günlerde desteğe dönük çabalarını sürdüreceği yönünde işaretler bulunuyor. Çünkü özal'ın içe- ride ekonomik güçlüklere yenik düşme- si arzulanmıyor. Eğer bu güçlükleri aşa- mazsa, Özal'ın siyasi geleceğinin "her türiü tehdide karşı korunmasız kala- bileceği" duşünulüyor. Korkulan noktalardan birisi dış borç servisinde kritik bir döneme girilmiş ol- ması. Arzulanan önlemler arasında ke- mer sıkma politikalan ve ücretlerdeki ar- tışın kontrol altına alınması da bulunu- yor. Türkiye'nin bu ay sonunda IMF ile yıllık olağan görüşmeleri de var. Kala- balık bir ekonomi kurmaylan heyeti VVashington'a geliyor. Her ne kadar Türkiye'nin IMF ile bir ilişkisi bulunmu- yorsa da yukarıda sıralanan noktaların altının ay sonunda IMF tarafından da çi- zilmesi bekleniyor. Güvenlik Konseyi kanarı kabul etti Irak'a uyarır Kürtlere yardım ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — BM Güven- lik Konseyi, dün gece yansından sonra resmen toplanarak Irak- tan göçe zorlanan sivil nüfusun durumu ile ilgili olarak Bağdat yönetiminin uyanlması ve sığın- maalara insani yardım yapılma- sı konusundaki karan kabul et- ti. Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamada Küba, Yemen ve Zim- babwe "ret" oyu verdi. Çin, ve Hindistan "cekimser" kaldı. Di- ğer on üye ise "evet" oyu kullandı. Türkiye'nin BM Daimi Dele- gesi Büyükelçi Mustafa Akşin, Güvenlik Konseyi'nde karar üzerine yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bugünkü koşullar- da sınırlarını açmasının imkân- sız olduğunu, hiçbir ülkenin 1 milyon göçmenle başa çıkama- yacağını belirtti. Akşin, konse- yin Irak'a bu konuda açık bir mesaj göndermesi gerektiğini vurgulayarak Türkiye'nin top- lantı çağnsuun nedeninin de bu olduğunu kaydçtti. Büyükelçi Akşin, Türkiye'nm amacının ke- sinlikle Irak'ın içişlerine karış- mak olmadığını, Türkiye'nin Irak'ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü sonuna kadar sa- vunduğunu vurguladı. Konsey üyeleri arasında, top- lantıya sunulan metin üzerine çoğunluk mutabakatı uzun gö- rüşmelerden sonra gece geç sa- atlerde sağlanabildi. Önce Türkiye ve Fransa'nın önerdiği metinleri birleştiren tas~ lak, daha sonra itiraz eden üye- lerin isteğine göre yeniden yazıl- dı. Sovyetler Birliği ve Çin met- ne Irak'ın iç işlerine müdahale anlamı taşıdığı gerekçesi ile karşı çıkmışlardı. Dün gece geç saat- lerde metnin Irak'ı kınayan ve bölge güvenliğinin tehdit altın- da olduğuna dikkat çeken birin- ci paragrafı ile Irak hükümetini vatandaşlarının siyasi ve insani haklanna saygı göstermeye ça- ğıran, baskı altındaki gruplarla diyalog kurulmasını isteyen ikin- ci paragrafmda Sovyetler Birli- ği'nin istediği yönde değişiklik- ler yapıldı. Bu değişikh'klerle ka- ran destekleyeceğini söyleyen Sovyetler Birliği sayesinde, ka- rann Güvenlik Konseyi'nden ge- çebilmesi için gerekli çoğunlu- ğun sağlanması mümkün oldu. Kararın oylanmasımn geç saat- lere kalmasının nedenlerinden biri ise Romanya'nın itirazı ol- du. Romanya karar metninde "Kürt" sözcüğünün çıkarılma- sı yönünde değişiklik istedi. Öte yandan dün sabah Irak daimi delegesi Al Anbari BM IRAKTAN TÜRKtYFYE — Kürt mülteciler, Türkiye ile Irak'ı nmdukhui Türk tarafıoa ei sallıyorlar. (Fotograf: Reuter) birbirindefl ayıran Zap suyunun kenanndan kaçıp kurtulmayı Genel Sekreteri Perez de Cuel- lar'ı ziyaret ederek Türtciye'nin suçlamalannın yerinde incelen- mesi ve durumun tespit edilme- si için Genel Sekreter tarafından bölgeye gönderilecek bir heyeti kabul edeceklerini ifade etti. Al Anbari'nin genel sekreterle gö- rüşmesinde ateşkes kararı uya- nnca Irak-Kuveyt sınırına yer- leştirilecek banşgücü konusu da ele alındı. Dün aynca Irak tara- fından yayınlanan bir mektup- ta üstü kapalı olarak Türkiye- nin bölgedeki ayaklanmalara yardımda bulunduğu ima edile- rek kınandı. Türkiye'nin önerisinin büyük bir bölümünün kullanıldığı bir- leştirilmiş karar metni, Irak'ı, vatandaşlannı göçe zorlayan tu- tumunu derhal değiştirmeye ça- ğırıyor. Irak'ın tutumunun böl- ge güvenliğini tehdit ettiği teyit ediliyor. Kararın son biçiminde Türkiye'nin istediği, Genel Sek- reter Cuellar'ın bölgeye acilen bir ekip göndermesi ve durum tespiti yapması bölümü yumu- şatılmış bir ifadeyle yer aldı. Türkiye'nin BM Daimi Delege- si Büyükelçi Mustafa Akşin, birleştirilen karann Türkiye açı- sından tatmin edici olduğunu söyledi. önceki gün bütün gün devam eden görüşmelerde, Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi, ön- ce Fransa'nın hazırladığı metne Türkiye'nin sınırını açması yo- lunda üstü kapalı bir ifade koy- mayı görüştüler. Sovyetler Bir- liği diplomatları, metinde, Irak- m Kürt nüfusuna karşı zora baş- vunnasırun bölge güvenliğini tehdit ettiği şeklindeki paragra- fa ve Irak otoriteleri ile baskı al- tındaki grupların temasa geçme- sini isteyen ikinci paragrafa iti- raz ettiklerini söylediler. Küba ve Yemen, sorunun mülteci ko- misyonunu ilgilendirdiğini, şim- diye dek Güvenlik Konseyi'nde mültecilerin sorunlanna ilişkin bir karar çıkmadığını kaydetti- ler. Üzerinde anlaşmaya varılan ve Türkiye ile Fransa'nın metin- lerinin birleştirilmesiyle oluşan, Belçika'nın da desteklediği ka- rar taslağı metni şöyle: Güvenlik Konseyi: "— Irak'ın son zamanlarda özeHikle Kürtlerin yoğun oldu- gu bölgede ve diğer bölgelerde sivil halka karşı uyguladığı ve bölgede ulusJararası banş ve gü- venliği tehdit eden tutumunu kı- nar. — Irak'ın derhal bu tutuma son vermesini ve Irak vatandaş- lanyla insan haklanna ve siyasi hürriyetlerine saygı teraelinde bir diyaloga girmesi ümidinde olduğunu beürtir. — Irak'ın bir an önce ihtiya- cı olanlara iletilebilmek üzere uluslararası kuruluşlann gönde- recekleri yardımtn ulaşmasına izin vermesinde ısrar eder, bn operasyontın gercekleştirilmesi için Irak'tan gerekeni yapması- nı talep eder. — Genel Sekreter'den \rs\C- k. insani çabalannı sürdürmesi- ni ve Irak nüfusunun, özellikle de Kürt nüfusunun, Irak giiçle- rince ezilmesj ve göçe zorlanma- sı konusunda. özellikle de Ku- ze> Irak'taki durum hakkında bir rapor hazırlamasını, aynca gerektiginde bölgeye bir heyet göndermesini talep eder. — Genel Sekreter'den BM'nin ilgili örgütleri de dahil olmak üzere elindeki bütün imkânlan mültecilerin ve yerlerinden edi- len nüfusun acil gereksinimini karşılamak amacı>1a seferber et- mesini ister. — Bütün üye devletleri ve in- sani kuruluşlan, bu insani yar- dım çabalarına yardımcı olroa- ya çağınr." ABD'DEKÜKT TARTIŞMASI Bush: Karışmayacağız Dış Haberier Servisi — Kıızey Irak'tan Türkiye ve Iran'a kacan yüzbinlerce Kürt, ABD'de yo- ğun tartışmalara neden oldu. Demokrat Parti ve bazı çevreler ABD Başkanı George Bnsh'u Kürtlere yardım etmemekle suç- larken Bush, "Irak'ta elimizden geleni yapük. BirUklerimizin iç savaşın içine cekilmesini iste- miyorum" dedi. Reuter'in haberine göre Irak biruklerinin Kürt ve Şii ayaklan- masını bastırmasından sonra ABD'de, "Amerikan ordusu Saddam Höseyin'i devirmek için Bagdat'a kadar gJtmeliydi" şek- lindeki görüşler ağırlık kazandı. Bu görüş, Demokrat Parti tem- silcileri tarafından basın yayın organları aracıhğıyla aynı za- manda da Senato ve Temsilciler Meclisi'nde gündeme getirildi. ABD'de yaşayan Kürtler de Bush'un politikasını eleştirmeye başladılar. Saddam Hüseyin'e bağh bir- üklerin Kuzey Irak'ta denetimi tamamen ele geçirmesinden ve Kürtlerin Iran ve Türkiye'ye doğru kacmaya çabalamasıyla birlikte bu tartışmalar hız ka- zandı. ABD üst yönetimi, Irak 1 ın iç işlerine kanşılmayacağı yo- lunda birbiri ardına açıklamalar yaparken bir yandan da kamu- oyunun tepkisini göz önüne ala- rak Iraklı muhalefet yetkilileri ile görüşmeler yaptı. Ancak bu görüşmelerde ABD, Irak muha- lefetine hiçbir yardım vaadinde bulunmadj. ABD Başkam Bush da son iki gün içinde yaptığı açıklamalar- da altını çize çize Kürtlere yar- ^iımın söz konusu olmadığını vurguladı ve Irak'ta ABD'nin elinden geleni yaptığmı, fazlası- nın beklenmemesi gerektiğini söyledi. AP'nin haberine göre Bush, bu konudaki son açıklamasını, dün Japonya Başbakanı Toshi- ki Kaifu ile görüştükten sonra yaptı. Bush, açıklamasında "Irak'ta Saddam Hüseyin'dtn hoşnut olmayanlann bu adamı devirmek için ABD'nin yardıma gekceği izlenimini edindiklerini sanmıyorum. Bu catışmanın içi- ne girmeyecegiz" dedi. Bush, Irak'ın iç işlerine kanş- mak istemediklerini belirterek şunları söyledi: "Irak'ın iç işlerine kanşmak koalisyonunun bedefleri arasuı- da yoktu. Saddam'ın kendi hal- kına uyguladığı şiddeti kınıyo- rum. BirUklerimizin Irak'taki iç sjrvasjB içine cekilmesini istemi- yonım. Irak halkının Saddam- dan kurtulmasını istiyorum. Bu konuda kimseyi yanıltmadık hiçbir koalisyon ortağını da al- datmadık." ABD Başkanı'mn bu sözleri yoğun eleştirilere verilen bir ya- nıt olarak değerlendirilirken Washington Post'un yaptığı bir kamuoyu yoklamasında Ameri- kan halkının yüzde 70'inin Irak'taki iç karmaşa ile ilgili ola- rak Bush'u destekledikleri orta- ya cıktı. PANEL İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ HAKSIZ YARGILAMALAR CEZAEVI SORUNU CEZALARIN ERTELENMESİ ANTI-TEROR YASASj KONUŞMAC1LAR: HALİT ÇELENK ERCAN KANAR KEMAL KELEŞOĞLU YÜCEL SAYMAN MUSTAFA ÖZER FEHMİ ÇAM OKTAY KÖK NEBİ BARLAS AYHAN SOYŞAL OSMAN ERGİN İBRAHİM AÇAN HÜSNÜ ÖNDÜL ALİ RIZA DİZDAR DENİZ TEZTEL HAŞİM KUTLU TARİH: 7.4.1991 SAAT: 11.00 - 18.00 YER: Kristal Düğün Salonu Cerrahpaşa Caddesi 24, (Kristal Sineması Altı) AKSARAY POLTTIKADA SORU1NLAR ERGUNBALa Hesaplar Ne İdi, Ne Oldu? Hesap şöyle idi: Irak'a karşı kısa sürecsk yoğun hava bom- bardımanları karşısında Kuveyt'teki Irak ordusu çözülecek, bu arada Bağdat'ta Saddam'a karşı düzenlenecek bir aske- ri darbe sonucu Irak lideri devrilecekti. Böylece petrol bölgesi kurtarılırken Saddam yıkılacak, Irak ise kalacaktı. Bu hesap tutmadı ve beklenenlerin tam tersi oldu. Irak yı- kıldı, Saddam kaldı. Ya Saddam yıkıldıktan sonra Irak'ta demokrasinin kurula- cağına ilişkin ABD kaynaklı şarkılar? Bunlar aldatmaca idi. ABD, Saddam gibi çevresindeki tüm alternatifleri yok etmiş bir diktatörün ülkesinde kolay kolay demokrasi kurulamayacağını, demokrasiye geçiş sürecinde ülkenin parçaianabileceğini bilmeyecek kadar saf değildir. Kaldı ki Suudi Arabistan ve Suriye, kendi halkları için kötü örnek olur korkusu ile Irak'ta demokrasi istemiyorlardı. Ri- yad aynca demokratik bir rejimde ıktidarın Şii ağırlıklı olaca- ğından korkuyordu. kieal çözüm, Sünnilerden gelen Iraklı ko- mutanlar tarafından Saddam'a karşı bir darbe düzenlenme- si idi. Irak'ta Batı yanlısı ılımlı bir askerı diktatörlük ABD'nin de çıkarlarına uygundu. Sözün kısası savaş sırasında Irak- ta demokrasi kurulması şarkılanna karşın belli başlı mütte- fiklerin kafalarındaki model, Batı yanlısı ılımlı bir askeri re- jimdi. . Yukartda belirtttğimiz gibi bu hesaplar tutmadı ve Saddam iktidarda kaldı. İç savaş patlayınca Saddam'ın can düşmanı İsrail'i de bir tasadır aldı. Güneyde Şiiler, kuzeyde Kürtler bas- tınyordu. Irak parçalanır da Kürtler bağımsız devlet aşama- sında ilk adım olan özerkliğe kavuşurlarsa bu, bağımsız Fi- listin devletine tehlikeli bir çağrışım yapardı. Sonunda Orta- doğu sahnesinin belli başlı oyuncuları. Saddam'ın iktidarda kalarak parçalanmayı engellemesinin çıkarlarına daha uygun olduğuna karar verdıler. Hele ayaklanmalar bir bastırılsın son- ra Saddam'dan kurtulmanın yolu bulunurdu. Ve Saddam ışyanı bastırdı. Sayın Turgut Ozal ise Körfez krizinin başlangıcından beri sürdürdüğü olaylara balıklama atlama geleneğini savaşın bt- timinden sonra da devam ettirdi. "Saddam nasıl olsa gidici" düşüncesi ile Irak liderine karşı savaşan Celal Talabani'yi Ankara'ya davet ederek bunu tüm dünyaya duyurmakta bir sakınca görmedi. Bu davranışın Irak'ın iç işlerine müdahale olduğunu, yarın aynı şeyin Türki- ye'nin de başına gelebileceğinı söyleyenlere karşı Sayın Özal'ın çizgisini savunanlar "Saddam'ın sonunun geldiğini, artık gerçek anlamda iktidarda sayılamayacağını, Irak'ta yö- netim değişikliğinin çok yakın olduğunu" öne sürdüler. Ama Saddam'ın değil Talabani'nin isyanının sonu geldi. Halen Bağdat'ta iktidarda Saddam yönetimi var. Ve Türki- ye, kısa süre önce bu yönetimi devirmek için savaşan bir is- yancı liderle görüşmüş, pazarlık yapmış durumda. Daha da ötede Sayın Ozal, Irak'ta bir federasyon modelini savundu- ğunu söyleyerek Kürtlere Saddam'a karşı ayaklanmalan için dolaylı biçimde yeşil ışık da yakmış oldu. Şimdi Saddam'ın Türkiye'den intikam almak için yüz bin- lerce 'Kuzey Iraklı Kürt'ü bombalayarak sınırlarımıza sürdü- ğü öne sürülüyor. Bilemiyoruz. Ancak Saddam''n Türkiye'ye hiç de sıcak bakmadığını tah- min etmek zor değil. Irak lideri Özal'ın davranışlarına, PKK'ya Kuzey Irak'ta büyük kolayiıklar sağlayarak karşılık verebilir. Sonra da yıllardır Suriye'nin yaptığı gibi "Ne yapayım ben sınır bölgelerini kontrol edemiyorum. Sızıyorlar" diyebilir. Siz adamı yeminli düşmanınız haline getirdikten sonra o da elindeki her türlü olanağı size karşı kullanmaz mı? Ve güney sınırtarımızın hemen ötesindeki büyük trajedi. "Yüruyün aslanlarım, arkanızdayız" sözlerine kanarak ayak- lanan, şimdi de Saddam'ın korkunç gazabından kaçarak SK nırlarımıza yığılan yüz binlerce insan. Bu noktada da "insan haklarının büyük savunucusu" Tür- krye'yi her fırsatta eleştiren, uygarlık konusunda vaaz vermeye bayılan Avrupa gündeme geliyor. Petrol bölgesini, ucuz petrolü güvence altına aldılar. Eko- nomik gelışmeleri aksamadan devam edecek. Gelsinler de yardım etsinler. Madam Mitterrand, sığtnmacı 'Kuzey Iraklı Kürtler'i ziyaret için Türkiye'ye geldiğinde yanında kendi ter- cümanını getirmişti. Sonra da ülkesine döndüğünde Türki- ye'yi eleştirmiş, kamplardakı koşulları beğenmediğini söyie- mişti. Yine buyursun madam. Yüz binlerce perişan insanın derdine çare bulunması için yardım etsin. Birkaç yüz 'Kürt'ü Fransa'ya kabul edip sonra "Türkiyei deki kamplardakı koşulları beğenmedim" demek kolay. Batı'da 'insan haklan edebiyatı' boldur. Ama sıra eilerini ceplerine atmaya gelince iş değişir. Kalpleri insan haklan için çarpan' Batılı dostlarımızın yüz binlerce insanın trajedisi karşısında ne yapacakJarını merakla bekliyoruz. SOVYETLER BÎRLIĞJ Gorbi: istifa etmeyeceğiın Dış Haberier Servisi — SSCB Başkam Mihail Sergeyeviç Gor- baçov, son günlerde artan istek- lere karşın istifa etmeyeceğini söyledi. Gorbaçov, grevdeki ma- dencilerin liderleri Ueyaptığı gö- rüşmede, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin'i ad vermeden eleştirdi ve "Madenci karoıu oynayanlara teslim olma- yacagım" dedi. Bu arada Rusya Parlamentosu, Yeltsin'e önceki günilke olarak vermeyi kabul et- tiği "olaganüsrüyetkileri" onay- ladı. ' SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov, önceki akşam televizyonda grevdeki madencilerin liderleri ile görüştü. Gorbaçov, yaptığı konuşmada, ülkedeki ekono- mik sorunlara değindi ve bu so- runların üstesinden "birlik" yo- luyla gelinebileceğini belirtti. Gorbaçov, son aylarda istifasını isteyen seslerin yükseldiğini anımsatarak "İstifa etmeyece- ğim" dedı> Gorbaçov, madencilerle yap- tığı konuşmada, Yeltsin'i adım vermeden suçladı ve "Madenci karbnı oynayanlara teslim olma- yacağım" dedi. Yeltsin, daha ön- ce madencilerin grevini destekle- diğini ve haklarını ahncaya ka- dar eylemlerini sürdürmeleri ge- rektiğini söylemişti. Yeltsin'e yetki . Finlandiya Körfezi'nden Ja- pon Denizi'ne dek uzanan SSCB'nin en büyük cumhuri- yeti olan Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin, parlamentodan (Halk Temsil- cileri Kongresi) olağanüstu yet- kiler ve ülkeyi "yasa gücünde kararname" yardımıyla yönet- me yetkisini aldı. Parlamento- nun dünkü oturumunda 607 milletvekili "evet", 228 millet- vekili "hayır" oyu kullandı, 100 milletvekili de "cekimser" kaldı. Parlarriehto, Boris Yeft-' sin'in önerdiği biçimde, Rusya Federasyonu'nda devlet başka- nının doğrudan halk oyuyla se- çilmesini de kararlaştırdj. Alı- nan karara göre Rusya Fede- rasyonu'nda devlet baskanhğı için halk oylaması 12 haziran- da yapılacak. Oylamadan sonra kürsüye gelen Boris Yeltsin, milletvekil- lerine kendisine verdikleri "gü- ven oyu" nedeniyle teşekkür etti. Yeltsin, kendisine verilen yetkileri, "Rusya halkı adına ve onun esenliği için kullanacağı"na yemin etti. Halk Temsilcileri Kongresi 21 mayısta yeniden toplanarak Rusya Federasyonu Anayasa- sı'nda, devlet başkanının doğ- rudan halk tarafından seçilebil- mesini sağlayacak değişiklikleri yapacak. Öte yandan mart başından beri grev yapmakta olan yak- laşık 300 bin kömür işçisinin li- derleri, bir basın toplantısı ya- parak, hükümetin önerdiği üc- ret artışlarının kendilerini tat- min etmediğini, poliıik taleple- rinin ise dikkate alınmadığını belirterek grevin süreceğini açıkladüar. Reuter'in bildirdiğine göre Norilsk nikel üretimi komplek- si işçileri greve çıktılar. Bryansk ve Sverdlovsk'ta da iş- çilerin grev hazırhklarına baş- ladıkları öne sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle