Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6NİSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/11
Denktaş
geliyor
• Dış Haberier Servisi —
KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş, ABD
Dışişleri Bakanı James
Baker ile yapacağı
görüşmeden önce
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın davetlisi olarak
bugün Ankara'ya geliyor.
Rum yönetkni Başkanı
Yorgo VasiHu'nun da
çarşamba gilnü Londra'ya
giderek îngiltere Başbakanı
John Major ve muhalefet
lideri Neil Kinnock ik
görüşeceği açıkiandı.
Türkiye'den sonra
Kanada'ya, oradan da
ABiyye geçecek olan
Denktaş'ın Kanada Dışişleri
Bakanlığı yetkilileriyle gayri
resmi temaslarda
bulunacagff burada
konferanslar verdikten
sonra ABD'ye, oradan da
Ingiltere'ye geçeceğı
açıkiandı.
Fın hükümeti
istifa etti
• HELStNKİ (AA) —
Finlandıya Başbakanı Harri
Hölkeri, üç partili
koalisyon hükümetinin,
mart genel seçimlerinde
başansızhğa uğraması
nedeniyle istifa ettiğini
açıkladı. 4 yıldır iktidarda
bulunan koalisyon
hükümeti, ülke çapında
kendini gösteren ekonomik
durgunluk nedeniyle genel
seçimlerde parlamentodaki
çoğunluğunu kaybetmişti.
Gözlemciler, yeni
hükümetin, pazartesi günü
yapılacak görüşmeler
sonucunda oluşturulacağını,
başbakanlık görevinin de
büyük ihtimalle Merkez
Parti lideri Esko Aho
tarafından üstlenileceğini
belirttiler.
Andreotti'den
yeni hükümet
• ROMA (AA) — Italya
Cumhurbaşkanı Francesco
Cossiga, hükümeti kurma -
görevini tekrar Giulio
Antreotti'ye verdi.
Andreotti'nin 5 partiden
oluşan koalisyon hükümeti,
koalisyonun birinci ortağı
olan sosyalistlerin yoğun
eleştirileri üzerine 8 gün
önce dağılmıştı. Andreotti,
koalisyonun birinci ortağı
olan sosyalistlerin, ülkeyi,
seçimlerin yapılacagı 1992
»yıiina götürecek yeni bir
hükümetin kurulması
yolundaki baskıları üzerine
istifa etmişti.
Mahkemelere
özgürlük
• DAKKA (AA) —
Bangladeş'te geçen ocak
ayından bu yana yaklaşık
5.000 isyancı mahkûmun,
cezaevlerindeki isyanlara
son vermek için serbest
bırakıldığı bildiriliyor.
Içişleri BakanlığYndan
yapılan açıklamada,
mahkemelerinin çabuk sona
erdirilmemesi ve cezaların
uzunluğundan yakınarak
isyan çıkaran mahkûmlann
genel bir af uygulaması
içinde serbest bırakıldığı
açıkiandı. Açıklamada, 15
ocak-15 mart tarihleri
arasında mahkemeleri
devam ederken serbest
bırakılan mahkûmlann
sayısı 4893 olarak verildi.
G.Afrika'da
çatışma: 9 ölü
• JOHANNESBURG
(AA) — Güney Afrika'da
siyahlar arasında önceki
gece çıkan çatışmalarda
toplam 9 kişi öldü. Siyahlar
arasında çıkan olaylarda 16
yaşında bir çocuk boynuna
yanan bir otomobil lastiği
asılarak, bir başka kişi de
taşlanarak öldurüldü.
Guney Afrika'da, ANC ve
INKATHA partilerini
destekleyen gruplar
arasında çıkan çatışmalarda
şimdiye dek 5.000'den fazla
kişi hayatını kaybetti. ANC
liderleri, siyahlann
genellikle taşıdıklan sopa
ve mızrak gibi silahları
bırakmaları çağrısında
bulundu.
3 8oyguncu ve
2 rehine öldü
• SACRAMENTO (AA)
— ABD'nin California
eyaletinin Sacramento
kentinde, elektronik aletler
satan bir dükkânı basarak
8.5 saat boyunca 30 kişiyi
rehin alan soygunculardan
3'ü, polisin dükkâna
düzenlediği baskın sonucu
öldü. Baskın sırasında iki
rehinenin de öldüğü, diğer
soyguncunun da ağır yaralı
olarak ele geçirildiği
bildirildi. Polis,
soyguncuların Tayland'a
gitmek isteyen Asyalı
gençlerden oluşan bir
çetenin üyesi olduklannı ve
rehinelere karşılık 4 milyon
dolar, dört kurşun geçirmez
yelek ve helikopter
istediklerini açıklamıştı.
Washington, Türkiye'ye acil nakit desteği için çabalannı yoğunlaştınyor
ABD'den4
yardıırf girişimiABD Başkanı George Bush'un Ulusal Güvenlik
Danışmanı Brent Scowcroft, Körfez ülkeleri nezdinde
Türkiye'nin acil nakit talebinin karşılanması için
girişimlerde bulundu. Bush da Japonya Başbakanı
Kaifu'dan yardım konusuna ilgi göstermesini istedi.
UFUK GÜLDEMİR
VVASHINGTON — Amerikan yöne-
timi Cumhurbaşkanı Turgut Özül'ın son
ziyaretinden bu yana Turkiye*ye acil na-
kit desteği için iki üst düzey girişimde
bulundu.
Girişimlerden ilki ABD Başkanı Ge-
orge Bush'un Ulusal Güvenlik Danışma-
nı Brent Scowcroft'un geçen hafta Or-
tadoğu'ya yaptığı gizli ziyaret sırasında
gerçekleşti. Scowcroft, görüştüğü baa li-
derlere Özal'ın son Washington ziyareti
hakkında bilgi verdi ve Türkiye'nin için-
de bulunduğu ekonomik güçlükleri
anlattı.
önceki gün ise ilkinden daha üst dü-
zeyde bir girişim yapıldı. ABD Başkanı
George Bush, Kaliforniya eyaletinde bir
araya geldiği Japonya Başbakanı Kaifu-
ya Türkiye'nin acil nakit gereksinmesi-
ne ilgi gösterilmesinin Japonya'nın da çı-
karlanna olacağını telkin etti. Bush, Ja-
pon kaynaklarına göre Kaifu ile görüş-
mesinde sık sık Özal ile Camp David'de
göruş birliğine vardıklan noktalara atıfta
bulundu. Bu kapsamda Türkiye'nin için-
de bulunduğu mali sıkıntılara da dikkat
çekti.
Her ne kadar Türkiye'de kamuoyunun
beklentilerinin altuida kalsa da ABD son
aylarda bu cerçevede bir dizi adım atmış
bulunuyor. Özal, ABD'ye gehneden önce
Kongre'den 200 milyonluk ek yardım çık-
ü. Ondan bir süre önce 85 milyonluk acil
yardım sağlandı. Bunu tekstil kotasının,
Türkiye henüz orijinal kotayı dahi dol-
duraımyorsa da yüzde yüz artışı izledi.
Aynca ABD'nin önümüzdeki günlerde
Türkiye'ye Körfez fonundan vaat edilen
yardımlann "bir an önce " Ankara'ya
gönderilmesi için Japonya nezdinde ya-
pılanı andıran bir dizi adım daha atma-
sı bekleniyor.
Ancak, ABD daha önce açıkladığı gibi
kendisi doğrudan bir şey yapmaya yanaş-
mıyor. Nitekim, ABD Başkanı George
Bush, önceki gün Florida'da bu konuda-
ki sorular üzerine tek kelimeyle "hayır"
yanıtıverdi. Ancak ABD, kendisinin yap-
maya yanaşmadığı bu yardımı üçüncü ül-
kelerden alabilmek için yoğun kulisler ya-
pıyor.
Ekonomik yardımlara ek olarak orta-
lığı fazla Urkütmemek için iki genelkur-
may arasında sessizce- gerçekleşmiş
önemli bazı silah hibeleri de buhınuyor.
Serbest ticaret kapsamında ise ABD her
ne kadar "yüriiıneden önce emekleme-
yi öğrenmek gerekir" gibi bir tavır için-
deyse de bu konunun bir inceliği bulu-
nuyor: Türkiye zaten hemen yarın ser-
bet ticaret anlaşması imzalanmasını bek-
lemiyor, ama böyle yüksek bir talepie
Amerika'nın karşısına çıkıldığında daha
alçakgönüllü bazı kazanımlara kapının
aralanabileceğini düşunüyor. Türkiye'nin
Amerika'yı Türkiye ile ticarette getirmek
istediği nokta zaten "emekleme" aşama-
sı. Bunun ilerisi şimdilik gerçekleşmiş
görülmüyor, ama bir yandan da "tale-
bin yüksek tutulmasında" yarar hissedi-
liyor. Ancak son birkaç ayda atılan tüm
bu adımlar dahi Türk kamuoyunun yük-
selmiş beklentilerini tatmin etmeye yet-
miyor.
tşin bir başka inceliği de ABD yöne-
timinin bu adımları atarken göz önün-
de bulundurduğu temel noktanm "Tarki-
ye'nin Körfez'deki perfornıansına" de-
ğil, "Turgut Özal'ı yaya bırakmamak"
kaygısına dayanıyor olması. Türkiye'nin
krizdeki performansı çok önemli bir un-
sur olarak kabul ediliyor, ancak Özal'ın
performansı, ABD'nin nazarında Türki
ye'nin performansını aşan bir noktada
bulunuyor. Bu bakımdan da ABD yöne-
timinin önümüzdeki günlerde desteğe
dönük çabalarını sürdüreceği yönünde
işaretler bulunuyor. Çünkü özal'ın içe-
ride ekonomik güçlüklere yenik düşme-
si arzulanmıyor. Eğer bu güçlükleri aşa-
mazsa, Özal'ın siyasi geleceğinin "her
türiü tehdide karşı korunmasız kala-
bileceği" duşünulüyor.
Korkulan noktalardan birisi dış borç
servisinde kritik bir döneme girilmiş ol-
ması. Arzulanan önlemler arasında ke-
mer sıkma politikalan ve ücretlerdeki ar-
tışın kontrol altına alınması da bulunu-
yor. Türkiye'nin bu ay sonunda IMF ile
yıllık olağan görüşmeleri de var. Kala-
balık bir ekonomi kurmaylan heyeti
VVashington'a geliyor. Her ne kadar
Türkiye'nin IMF ile bir ilişkisi bulunmu-
yorsa da yukarıda sıralanan noktaların
altının ay sonunda IMF tarafından da çi-
zilmesi bekleniyor.
Güvenlik Konseyi kanarı kabul etti
Irak'a uyarır
Kürtlere yardım
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — BM Güven-
lik Konseyi, dün gece yansından
sonra resmen toplanarak Irak-
tan göçe zorlanan sivil nüfusun
durumu ile ilgili olarak Bağdat
yönetiminin uyanlması ve sığın-
maalara insani yardım yapılma-
sı konusundaki karan kabul et-
ti. Güvenlik Konseyi'nde yapılan
oylamada Küba, Yemen ve Zim-
babwe "ret" oyu verdi. Çin, ve
Hindistan "cekimser" kaldı. Di-
ğer on üye ise "evet" oyu
kullandı.
Türkiye'nin BM Daimi Dele-
gesi Büyükelçi Mustafa Akşin,
Güvenlik Konseyi'nde karar
üzerine yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin bugünkü koşullar-
da sınırlarını açmasının imkân-
sız olduğunu, hiçbir ülkenin 1
milyon göçmenle başa çıkama-
yacağını belirtti. Akşin, konse-
yin Irak'a bu konuda açık bir
mesaj göndermesi gerektiğini
vurgulayarak Türkiye'nin top-
lantı çağnsuun nedeninin de bu
olduğunu kaydçtti. Büyükelçi
Akşin, Türkiye'nm amacının ke-
sinlikle Irak'ın içişlerine karış-
mak olmadığını, Türkiye'nin
Irak'ın bağımsızlık ve toprak
bütünlüğünü sonuna kadar sa-
vunduğunu vurguladı.
Konsey üyeleri arasında, top-
lantıya sunulan metin üzerine
çoğunluk mutabakatı uzun gö-
rüşmelerden sonra gece geç sa-
atlerde sağlanabildi.
Önce Türkiye ve Fransa'nın
önerdiği metinleri birleştiren tas~
lak, daha sonra itiraz eden üye-
lerin isteğine göre yeniden yazıl-
dı. Sovyetler Birliği ve Çin met-
ne Irak'ın iç işlerine müdahale
anlamı taşıdığı gerekçesi ile karşı
çıkmışlardı. Dün gece geç saat-
lerde metnin Irak'ı kınayan ve
bölge güvenliğinin tehdit altın-
da olduğuna dikkat çeken birin-
ci paragrafı ile Irak hükümetini
vatandaşlarının siyasi ve insani
haklanna saygı göstermeye ça-
ğıran, baskı altındaki gruplarla
diyalog kurulmasını isteyen ikin-
ci paragrafmda Sovyetler Birli-
ği'nin istediği yönde değişiklik-
ler yapıldı. Bu değişikh'klerle ka-
ran destekleyeceğini söyleyen
Sovyetler Birliği sayesinde, ka-
rann Güvenlik Konseyi'nden ge-
çebilmesi için gerekli çoğunlu-
ğun sağlanması mümkün oldu.
Kararın oylanmasımn geç saat-
lere kalmasının nedenlerinden
biri ise Romanya'nın itirazı ol-
du. Romanya karar metninde
"Kürt" sözcüğünün çıkarılma-
sı yönünde değişiklik istedi.
Öte yandan dün sabah Irak
daimi delegesi Al Anbari BM
IRAKTAN TÜRKtYFYE — Kürt mülteciler, Türkiye ile Irak'ı
nmdukhui Türk tarafıoa ei sallıyorlar. (Fotograf: Reuter)
birbirindefl ayıran Zap suyunun kenanndan kaçıp kurtulmayı
Genel Sekreteri Perez de Cuel-
lar'ı ziyaret ederek Türtciye'nin
suçlamalannın yerinde incelen-
mesi ve durumun tespit edilme-
si için Genel Sekreter tarafından
bölgeye gönderilecek bir heyeti
kabul edeceklerini ifade etti. Al
Anbari'nin genel sekreterle gö-
rüşmesinde ateşkes kararı uya-
nnca Irak-Kuveyt sınırına yer-
leştirilecek banşgücü konusu da
ele alındı. Dün aynca Irak tara-
fından yayınlanan bir mektup-
ta üstü kapalı olarak Türkiye-
nin bölgedeki ayaklanmalara
yardımda bulunduğu ima edile-
rek kınandı.
Türkiye'nin önerisinin büyük
bir bölümünün kullanıldığı bir-
leştirilmiş karar metni, Irak'ı,
vatandaşlannı göçe zorlayan tu-
tumunu derhal değiştirmeye ça-
ğırıyor. Irak'ın tutumunun böl-
ge güvenliğini tehdit ettiği teyit
ediliyor. Kararın son biçiminde
Türkiye'nin istediği, Genel Sek-
reter Cuellar'ın bölgeye acilen
bir ekip göndermesi ve durum
tespiti yapması bölümü yumu-
şatılmış bir ifadeyle yer aldı.
Türkiye'nin BM Daimi Delege-
si Büyükelçi Mustafa Akşin,
birleştirilen karann Türkiye açı-
sından tatmin edici olduğunu
söyledi.
önceki gün bütün gün devam
eden görüşmelerde, Güvenlik
Konseyi'nin beş daimi üyesi, ön-
ce Fransa'nın hazırladığı metne
Türkiye'nin sınırını açması yo-
lunda üstü kapalı bir ifade koy-
mayı görüştüler. Sovyetler Bir-
liği diplomatları, metinde, Irak-
m Kürt nüfusuna karşı zora baş-
vunnasırun bölge güvenliğini
tehdit ettiği şeklindeki paragra-
fa ve Irak otoriteleri ile baskı al-
tındaki grupların temasa geçme-
sini isteyen ikinci paragrafa iti-
raz ettiklerini söylediler. Küba
ve Yemen, sorunun mülteci ko-
misyonunu ilgilendirdiğini, şim-
diye dek Güvenlik Konseyi'nde
mültecilerin sorunlanna ilişkin
bir karar çıkmadığını kaydetti-
ler.
Üzerinde anlaşmaya varılan
ve Türkiye ile Fransa'nın metin-
lerinin birleştirilmesiyle oluşan,
Belçika'nın da desteklediği ka-
rar taslağı metni şöyle:
Güvenlik Konseyi:
"— Irak'ın son zamanlarda
özeHikle Kürtlerin yoğun oldu-
gu bölgede ve diğer bölgelerde
sivil halka karşı uyguladığı ve
bölgede ulusJararası banş ve gü-
venliği tehdit eden tutumunu kı-
nar.
— Irak'ın derhal bu tutuma
son vermesini ve Irak vatandaş-
lanyla insan haklanna ve siyasi
hürriyetlerine saygı teraelinde
bir diyaloga girmesi ümidinde
olduğunu beürtir.
— Irak'ın bir an önce ihtiya-
cı olanlara iletilebilmek üzere
uluslararası kuruluşlann gönde-
recekleri yardımtn ulaşmasına
izin vermesinde ısrar eder, bn
operasyontın gercekleştirilmesi
için Irak'tan gerekeni yapması-
nı talep eder.
— Genel Sekreter'den \rs\C-
k. insani çabalannı sürdürmesi-
ni ve Irak nüfusunun, özellikle
de Kürt nüfusunun, Irak giiçle-
rince ezilmesj ve göçe zorlanma-
sı konusunda. özellikle de Ku-
ze> Irak'taki durum hakkında
bir rapor hazırlamasını, aynca
gerektiginde bölgeye bir heyet
göndermesini talep eder.
— Genel Sekreter'den BM'nin
ilgili örgütleri de dahil olmak
üzere elindeki bütün imkânlan
mültecilerin ve yerlerinden edi-
len nüfusun acil gereksinimini
karşılamak amacı>1a seferber et-
mesini ister.
— Bütün üye devletleri ve in-
sani kuruluşlan, bu insani yar-
dım çabalarına yardımcı olroa-
ya çağınr."
ABD'DEKÜKT TARTIŞMASI
Bush: Karışmayacağız
Dış Haberier Servisi — Kıızey
Irak'tan Türkiye ve Iran'a kacan
yüzbinlerce Kürt, ABD'de yo-
ğun tartışmalara neden oldu.
Demokrat Parti ve bazı çevreler
ABD Başkanı George Bnsh'u
Kürtlere yardım etmemekle suç-
larken Bush, "Irak'ta elimizden
geleni yapük. BirUklerimizin iç
savaşın içine cekilmesini iste-
miyorum" dedi.
Reuter'in haberine göre Irak
biruklerinin Kürt ve Şii ayaklan-
masını bastırmasından sonra
ABD'de, "Amerikan ordusu
Saddam Höseyin'i devirmek için
Bagdat'a kadar gJtmeliydi" şek-
lindeki görüşler ağırlık kazandı.
Bu görüş, Demokrat Parti tem-
silcileri tarafından basın yayın
organları aracıhğıyla aynı za-
manda da Senato ve Temsilciler
Meclisi'nde gündeme getirildi.
ABD'de yaşayan Kürtler de
Bush'un politikasını eleştirmeye
başladılar.
Saddam Hüseyin'e bağh bir-
üklerin Kuzey Irak'ta denetimi
tamamen ele geçirmesinden ve
Kürtlerin Iran ve Türkiye'ye
doğru kacmaya çabalamasıyla
birlikte bu tartışmalar hız ka-
zandı. ABD üst yönetimi, Irak
1
ın iç işlerine kanşılmayacağı yo-
lunda birbiri ardına açıklamalar
yaparken bir yandan da kamu-
oyunun tepkisini göz önüne ala-
rak Iraklı muhalefet yetkilileri
ile görüşmeler yaptı. Ancak bu
görüşmelerde ABD, Irak muha-
lefetine hiçbir yardım vaadinde
bulunmadj.
ABD Başkam Bush da son iki
gün içinde yaptığı açıklamalar-
da altını çize çize Kürtlere yar-
^iımın söz konusu olmadığını
vurguladı ve Irak'ta ABD'nin
elinden geleni yaptığmı, fazlası-
nın beklenmemesi gerektiğini
söyledi.
AP'nin haberine göre Bush,
bu konudaki son açıklamasını,
dün Japonya Başbakanı Toshi-
ki Kaifu ile görüştükten sonra
yaptı. Bush, açıklamasında
"Irak'ta Saddam Hüseyin'dtn
hoşnut olmayanlann bu adamı
devirmek için ABD'nin yardıma
gekceği izlenimini edindiklerini
sanmıyorum. Bu catışmanın içi-
ne girmeyecegiz" dedi.
Bush, Irak'ın iç işlerine kanş-
mak istemediklerini belirterek
şunları söyledi:
"Irak'ın iç işlerine kanşmak
koalisyonunun bedefleri arasuı-
da yoktu. Saddam'ın kendi hal-
kına uyguladığı şiddeti kınıyo-
rum. BirUklerimizin Irak'taki iç
sjrvasjB içine cekilmesini istemi-
yonım. Irak halkının Saddam-
dan kurtulmasını istiyorum. Bu
konuda kimseyi yanıltmadık
hiçbir koalisyon ortağını da al-
datmadık."
ABD Başkanı'mn bu sözleri
yoğun eleştirilere verilen bir ya-
nıt olarak değerlendirilirken
Washington Post'un yaptığı bir
kamuoyu yoklamasında Ameri-
kan halkının yüzde 70'inin
Irak'taki iç karmaşa ile ilgili ola-
rak Bush'u destekledikleri orta-
ya cıktı.
PANEL
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İSTANBUL ŞUBESİ
HAKSIZ YARGILAMALAR
CEZAEVI SORUNU
CEZALARIN ERTELENMESİ
ANTI-TEROR YASASj
KONUŞMAC1LAR:
HALİT ÇELENK
ERCAN KANAR
KEMAL KELEŞOĞLU
YÜCEL SAYMAN
MUSTAFA ÖZER
FEHMİ ÇAM
OKTAY KÖK
NEBİ BARLAS
AYHAN SOYŞAL
OSMAN ERGİN
İBRAHİM AÇAN
HÜSNÜ ÖNDÜL
ALİ RIZA DİZDAR
DENİZ TEZTEL
HAŞİM KUTLU
TARİH: 7.4.1991 SAAT: 11.00 - 18.00
YER: Kristal Düğün Salonu
Cerrahpaşa Caddesi 24, (Kristal Sineması Altı)
AKSARAY
POLTTIKADA
SORU1NLAR
ERGUNBALa
Hesaplar Ne İdi, Ne Oldu?
Hesap şöyle idi: Irak'a karşı kısa sürecsk yoğun hava bom-
bardımanları karşısında Kuveyt'teki Irak ordusu çözülecek,
bu arada Bağdat'ta Saddam'a karşı düzenlenecek bir aske-
ri darbe sonucu Irak lideri devrilecekti.
Böylece petrol bölgesi kurtarılırken Saddam yıkılacak, Irak
ise kalacaktı.
Bu hesap tutmadı ve beklenenlerin tam tersi oldu. Irak yı-
kıldı, Saddam kaldı.
Ya Saddam yıkıldıktan sonra Irak'ta demokrasinin kurula-
cağına ilişkin ABD kaynaklı şarkılar?
Bunlar aldatmaca idi. ABD, Saddam gibi çevresindeki tüm
alternatifleri yok etmiş bir diktatörün ülkesinde kolay kolay
demokrasi kurulamayacağını, demokrasiye geçiş sürecinde
ülkenin parçaianabileceğini bilmeyecek kadar saf değildir.
Kaldı ki Suudi Arabistan ve Suriye, kendi halkları için kötü
örnek olur korkusu ile Irak'ta demokrasi istemiyorlardı. Ri-
yad aynca demokratik bir rejimde ıktidarın Şii ağırlıklı olaca-
ğından korkuyordu. kieal çözüm, Sünnilerden gelen Iraklı ko-
mutanlar tarafından Saddam'a karşı bir darbe düzenlenme-
si idi. Irak'ta Batı yanlısı ılımlı bir askerı diktatörlük ABD'nin
de çıkarlarına uygundu. Sözün kısası savaş sırasında Irak-
ta demokrasi kurulması şarkılanna karşın belli başlı mütte-
fiklerin kafalarındaki model, Batı yanlısı ılımlı bir askeri re-
jimdi. .
Yukartda belirtttğimiz gibi bu hesaplar tutmadı ve Saddam
iktidarda kaldı. İç savaş patlayınca Saddam'ın can düşmanı
İsrail'i de bir tasadır aldı. Güneyde Şiiler, kuzeyde Kürtler bas-
tınyordu. Irak parçalanır da Kürtler bağımsız devlet aşama-
sında ilk adım olan özerkliğe kavuşurlarsa bu, bağımsız Fi-
listin devletine tehlikeli bir çağrışım yapardı. Sonunda Orta-
doğu sahnesinin belli başlı oyuncuları. Saddam'ın iktidarda
kalarak parçalanmayı engellemesinin çıkarlarına daha uygun
olduğuna karar verdıler. Hele ayaklanmalar bir bastırılsın son-
ra Saddam'dan kurtulmanın yolu bulunurdu.
Ve Saddam ışyanı bastırdı.
Sayın Turgut Ozal ise Körfez krizinin başlangıcından beri
sürdürdüğü olaylara balıklama atlama geleneğini savaşın bt-
timinden sonra da devam ettirdi.
"Saddam nasıl olsa gidici" düşüncesi ile Irak liderine karşı
savaşan Celal Talabani'yi Ankara'ya davet ederek bunu tüm
dünyaya duyurmakta bir sakınca görmedi. Bu davranışın
Irak'ın iç işlerine müdahale olduğunu, yarın aynı şeyin Türki-
ye'nin de başına gelebileceğinı söyleyenlere karşı Sayın
Özal'ın çizgisini savunanlar "Saddam'ın sonunun geldiğini,
artık gerçek anlamda iktidarda sayılamayacağını, Irak'ta yö-
netim değişikliğinin çok yakın olduğunu" öne sürdüler.
Ama Saddam'ın değil Talabani'nin isyanının sonu geldi.
Halen Bağdat'ta iktidarda Saddam yönetimi var. Ve Türki-
ye, kısa süre önce bu yönetimi devirmek için savaşan bir is-
yancı liderle görüşmüş, pazarlık yapmış durumda. Daha da
ötede Sayın Ozal, Irak'ta bir federasyon modelini savundu-
ğunu söyleyerek Kürtlere Saddam'a karşı ayaklanmalan için
dolaylı biçimde yeşil ışık da yakmış oldu.
Şimdi Saddam'ın Türkiye'den intikam almak için yüz bin-
lerce 'Kuzey Iraklı Kürt'ü bombalayarak sınırlarımıza sürdü-
ğü öne sürülüyor.
Bilemiyoruz.
Ancak Saddam''n Türkiye'ye hiç de sıcak bakmadığını tah-
min etmek zor değil. Irak lideri Özal'ın davranışlarına, PKK'ya
Kuzey Irak'ta büyük kolayiıklar sağlayarak karşılık verebilir.
Sonra da yıllardır Suriye'nin yaptığı gibi "Ne yapayım ben
sınır bölgelerini kontrol edemiyorum. Sızıyorlar" diyebilir.
Siz adamı yeminli düşmanınız haline getirdikten sonra o
da elindeki her türlü olanağı size karşı kullanmaz mı?
Ve güney sınırtarımızın hemen ötesindeki büyük trajedi.
"Yüruyün aslanlarım, arkanızdayız" sözlerine kanarak ayak-
lanan, şimdi de Saddam'ın korkunç gazabından kaçarak SK
nırlarımıza yığılan yüz binlerce insan.
Bu noktada da "insan haklarının büyük savunucusu" Tür-
krye'yi her fırsatta eleştiren, uygarlık konusunda vaaz vermeye
bayılan Avrupa gündeme geliyor.
Petrol bölgesini, ucuz petrolü güvence altına aldılar. Eko-
nomik gelışmeleri aksamadan devam edecek. Gelsinler de
yardım etsinler. Madam Mitterrand, sığtnmacı 'Kuzey Iraklı
Kürtler'i ziyaret için Türkiye'ye geldiğinde yanında kendi ter-
cümanını getirmişti. Sonra da ülkesine döndüğünde Türki-
ye'yi eleştirmiş, kamplardakı koşulları beğenmediğini söyie-
mişti. Yine buyursun madam. Yüz binlerce perişan insanın
derdine çare bulunması için yardım etsin.
Birkaç yüz 'Kürt'ü Fransa'ya kabul edip sonra "Türkiyei
deki kamplardakı koşulları beğenmedim" demek kolay.
Batı'da 'insan haklan edebiyatı' boldur. Ama sıra eilerini
ceplerine atmaya gelince iş değişir.
Kalpleri insan haklan için çarpan' Batılı dostlarımızın yüz
binlerce insanın trajedisi karşısında ne yapacakJarını merakla
bekliyoruz.
SOVYETLER BÎRLIĞJ
Gorbi: istifa
etmeyeceğiın
Dış Haberier Servisi — SSCB
Başkam Mihail Sergeyeviç Gor-
baçov, son günlerde artan istek-
lere karşın istifa etmeyeceğini
söyledi. Gorbaçov, grevdeki ma-
dencilerin liderleri Ueyaptığı gö-
rüşmede, Rusya Federasyonu
Devlet Başkanı Boris Yeltsin'i ad
vermeden eleştirdi ve "Madenci
karoıu oynayanlara teslim olma-
yacagım" dedi. Bu arada Rusya
Parlamentosu, Yeltsin'e önceki
günilke olarak vermeyi kabul et-
tiği "olaganüsrüyetkileri" onay-
ladı.
' SSCB Başkanı Mihail Gorba-
çov, önceki akşam televizyonda
grevdeki madencilerin liderleri
ile görüştü. Gorbaçov, yaptığı
konuşmada, ülkedeki ekono-
mik sorunlara değindi ve bu so-
runların üstesinden "birlik" yo-
luyla gelinebileceğini belirtti.
Gorbaçov, son aylarda istifasını
isteyen seslerin yükseldiğini
anımsatarak "İstifa etmeyece-
ğim" dedı>
Gorbaçov, madencilerle yap-
tığı konuşmada, Yeltsin'i adım
vermeden suçladı ve "Madenci
karbnı oynayanlara teslim olma-
yacağım" dedi. Yeltsin, daha ön-
ce madencilerin grevini destekle-
diğini ve haklarını ahncaya ka-
dar eylemlerini sürdürmeleri ge-
rektiğini söylemişti.
Yeltsin'e yetki
. Finlandiya Körfezi'nden Ja-
pon Denizi'ne dek uzanan
SSCB'nin en büyük cumhuri-
yeti olan Rusya Federasyonu
Devlet Başkanı Boris Yeltsin,
parlamentodan (Halk Temsil-
cileri Kongresi) olağanüstu yet-
kiler ve ülkeyi "yasa gücünde
kararname" yardımıyla yönet-
me yetkisini aldı. Parlamento-
nun dünkü oturumunda 607
milletvekili "evet", 228 millet-
vekili "hayır" oyu kullandı,
100 milletvekili de "cekimser"
kaldı. Parlarriehto, Boris Yeft-'
sin'in önerdiği biçimde, Rusya
Federasyonu'nda devlet başka-
nının doğrudan halk oyuyla se-
çilmesini de kararlaştırdj. Alı-
nan karara göre Rusya Fede-
rasyonu'nda devlet baskanhğı
için halk oylaması 12 haziran-
da yapılacak.
Oylamadan sonra kürsüye
gelen Boris Yeltsin, milletvekil-
lerine kendisine verdikleri "gü-
ven oyu" nedeniyle teşekkür
etti. Yeltsin, kendisine verilen
yetkileri, "Rusya halkı adına
ve onun esenliği için
kullanacağı"na yemin etti.
Halk Temsilcileri Kongresi
21 mayısta yeniden toplanarak
Rusya Federasyonu Anayasa-
sı'nda, devlet başkanının doğ-
rudan halk tarafından seçilebil-
mesini sağlayacak değişiklikleri
yapacak.
Öte yandan mart başından
beri grev yapmakta olan yak-
laşık 300 bin kömür işçisinin li-
derleri, bir basın toplantısı ya-
parak, hükümetin önerdiği üc-
ret artışlarının kendilerini tat-
min etmediğini, poliıik taleple-
rinin ise dikkate alınmadığını
belirterek grevin süreceğini
açıkladüar.
Reuter'in bildirdiğine göre
Norilsk nikel üretimi komplek-
si işçileri greve çıktılar.
Bryansk ve Sverdlovsk'ta da iş-
çilerin grev hazırhklarına baş-
ladıkları öne sürüldü.