Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21NİSAN1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
SERGI-GOSTERI
'Gezici kültür bahçesi'
• Kültür Servisi — Yeni Çizgi Sanat Evi ve Çocuk •
Kulübü Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilecek bir "gezici
sergi" ve "gezici kültür bahçesi" düzenledi. Merkezi
Aabadem'de bulunan Türk Spastik Çocuklar Derneği
bahçesinde 10 mayısta başlayacak etkinlikler kapsamında
çeşitli sergiler, gösteriler, filtn gösterimleri, konserler ve
masatenisi turnuvaları gerçekleştirilecek. Etkinlikler
mayıs 1992'ye dek Istanbul'un ilçelerinde sürecek.
"Gezici Kültür Bahçesi"ne, Türk Spastik Çocuklar
Derneği, TSE, UNICEF, Kadıköy Sağlık Eğitimi Vakfı,
Doğal Hayatı Koruma Derneği, Karikatürcüler Derneği
ve kukla-karagözcüler katkıda bulunacak.
YARIŞMA
Fotoğraf yanşması
• IZMtR (AA) — tl Türizm Müdürlüp, Çevre Vakfı ve
Izmir Gazeteciler Cemiyeti'nce, "Izmir Kuş Cenneti
Tanıtım Fotoğraf Yanşması" düzenlendi. Izmir Turizm
Müdürü Nilgün Gültay, profesyonel fotoğrafçılar ile
gazetecilerin katılabileceği dalda, birer milyon liralık 3
büyük ödül ile 500'er bin liralık 2 mansiyon verileceğini
söyledi. Gültay, amatör fotoğrafçılann katılacağı
kategoride ise 500'er bin liralık 3 ödül ve 250'şer bin
liralık 2 mansiyon dağıtılacağmı da kaydetti. Yanşmaya
katılacakların, dia olarak çektikleri yapıtlarını, en geç 22
mayıs akşamına kadar, Izmir Turizm Müdürlüğü'ne
teslim etmeleri gerekiyor.
SERGİ
Ariş'in heykelleri
• Kültür Servisi —
Koray Ariş'in
heykellerinden oluşan
sergi 26 nisan günü
Galeri Nev'de açılacak.
1944 yılında doğan
sanatçı İDGSA Şadi
Çalık atölyesinden
mezun olduktan sonra,
1969-71 yıllan arasında
Roma'da heykeltıraş
Emillio Greco'nun
atölyesinde çalıştı.
1975'te Türkiye'ye dönen
Ariş, mezun olduğu
okulda öğretim üyeliği
görevini sürdürdü.
1977'de bu görevinden
ayrılan sanatçı
çalışmalarını atölyesinde
yürüttü. Çok sayıda kişisel sergi açan ve karma sergilere
katılan Ariş'in heykelleri, Galeri Nev'de 22 mayıs gününe
dek görülebilir.
ŞENLİK
Çocuksuz çocuk şenliği
• Kültür Servisi — îstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin
düzenlediği 2. Çouk Şenliği dün Atatürk Kültür
Merkezi'nde müdür Mesut tktu'nun açış konuşmasıyla
başladı. Iktu, sezon boyunca çeşitli nedenlerle
izlenemeyen çocuk müzikalleri, balesi ve korosunu
"Çocuk Şenlikleri" kapsamında sunmayı ilke
edindiklerini ve temel amaçlannın izleyiciyle bütünleşme
olduğunu belirtti. Dün AKM Küçük Salon'da çocuk
müzikali "Sihirbaz Oz"u izlemeye gelen çocuklar oldukça
sınırlı sayıdaydı. Çeşitli yetkililerden edinilen bilgiye göre
Istanbul'daki çeşitli çocuk yetiştirme yurtlan yöneticileri
ile ilişkiye geçilmiş ve her türlü ulaşım sorununun
çözülebileceği beliıtilmiş olmasına karşın dün şenliğe
davet edilmiş olan Üsküdar, Bakırköy, Eyüp ve
Kasımpaşa çocuk yetiştirme yurdu öğrencilerinin hiçbiri
şenliğe katümamıştı. "Sihirbaz Oz"u, anne-babalan ile
AKM'ye gelmiş az sayıda çocuk izledi.
'Hensel ve Gretel'
• Kültür Servisi — 22 nisanda başlayıp 28 nisanda sona
erecek olan Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın
düzenlediği Çocuk Oyunlan Şenliği'ne, Şehir Tiyatrolan
Çocuk Eğitim Birimi Kadıköy Haldun Taner Sahnesi
Hensel ve Gretel ile katılıyor. Bu oyunun en önemli
özelliği 7-14 yaş grubu çocuklardan oluşması. Bu
öğrenciler Şehir Tiyatrolan'nda tiyatro eğitimine üç yıl
önce başlamışlar. Grimm Kardeşler'in masalından
oyunlaştırüan "Hensel ve Gretel"i Neş'e Altıner
yönetiyor. Dekorlar Kezban Arca, Ayşen Aktengiz ve
Sabahat Çolakoğlu'na, kostümler Sevim Çavdar'a ait.
Oyunun müzlklerini Selim Atakan gerçekleştirdi. Oyun
23 nisan salı ve 26 nisan cuma günü saat 11.00'de
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde ücretsiz olarak
perdesini açacak.
TİYATRO
'Akademik Tıyatro'
• BURSA (AA) — Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür
Bakanhğı Akademik Tiyatrosu yönetmeni Vagıf
lbrahimoğlu, haziran ayında tstanbul Bakırköy Belediyesi
Tiyatrosu'nun düzenleyeceği "Uluslararası Genç
Tiyatrolar Festivali"ne katılacağıru açıkladı. Azerbaycan
Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Devlet Akademi Tiyatrosu
"Yuğ" tiyatro stüdyosunda oynanan Şehriyar'ın "Haydar
Baba'ya Selam" mesnevisinin yönetmenliğini Vagıf
fbrahimoğlu yapıyor. Sahne yerine salonun ortasına
mezarhk gibi yapılmış bir mekânda sunulan oyun, baştan
sona Türklerin tarihini, gelişmesini ve imparatorluklann
yıkılışlannı yansıtıyor.
KÜLTÜR
İki profesöre Avusturya nişanı
• Kültür Servisi — Avusturya Cumhurbaşkanı
tarafından MSÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bülent
özer ile İÜ Ormancılık Fakültesi öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Muzaffer Selik'e, Avusturya 1. Sınıf Bilim ve
Sanat Onur Nişanı verildi. Nişanlar, 25 Nisan 1991 günü
saat 11.00'de tstanbul'daki Avusturya Kültür Ofisi'nde
düzenlenecek törende, Avusturya'nın Türkiye*deki
Büyükelçisi Dr. Friedrich Zanetti tarafından sahiplerine
verilecek. Yayınlanyla restorasyonda Avusturya (Viyana)
ekolünün anlayışını Türkiye"ye getirip yayılmasını
sağlayan Prof. Özer, Avusturya sanatı ile mimarisini bir
bütün olarak incelemiş. 1965 yılından başlayarak
Viyana'nın son iki yüzyılhk sanat ve mimarhk gelişimi
konulan üzerine gerek Avusturya'da gerekse Türkiye'de
dersler ve konferanslar vermiştir. Avusturyalı bilim
adamlarına, Türkiye'de onur doktoralannın verilmesini
sağlayan Prof. Selik'in çabalarıyla, 1982'den bu yana
Avusturya ile Türkiye arasında ormancılık konusunda
karşıhklı doğa gezintileri başlatılmıştır.
Getzson albümünün kayıtlarını Kopenhag'da Montmartre Kulübü'nde yaptı
Yumiışak, hüztinlü bir karşılaşma
Stan Getz, balladlarma geniş
yer verdiği yeni albümünde
son yıllarda birlikte çalıştığı
dörtlüden davul ve bası
çıkartmış, piyanist Kenny
Barron'la bir ikili
oluşturmuş.
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG — Caz dünyasının bel-
ki de en büyük tenor saksofoncusu Stan
Getz'in önümüzdeki aylarda piyasaya çı-
kacak yeni albümü, Getz'in saksofonu-
nu sevenler için duygusal düzeyde yoğun,
yumuşak, hüzünlü bir karşılaşma ola-
cak. Getz, son albümünün kayıtlarını
Kopenhag'ın ünlü caz kulübü Mont-
martre*da dört akşam üst üste verdiği
konserlerde yaptı. Stan Getz, 1987 yılın-
da doldurduğu, birçok uluslararası ödüle
layık görülen ve Grammy'ye aday gös-
terilen 'Anniversay' adh albümünü de yi-
ne Montmartre'da doldurmuştu.
Stan Getz, balladlara geniş yer verdi-
ği yeni albümünde son yıllarda birlikte
çalıştığı dörtlüden davul bası çıkanp sa-
dece piyanist Kenny Barron'la ikili oluş-
turuyor. Konsere dayanan albümde bas
ve davulun cerçevesini oluşturduğu fizik-
sel yakınlık, duygusal tonlann ve roman-
tizmin yoğunluğunda eriyip gidiyor. Da-
vulun ekşjkliğine rağmen Getz'in ritm
duygusu ve melodik tarzı, Barron'la kar-
şılıklı atışmasına canlılık kazandınyor.
Yeni albümde zaman zaman dinleyene
nefesini tutturan fısıltılı pasajlar da var.
Stan Getz, 80'lerin ortasından bu ya-
na birlikte çalıştığı dörtlüsüyle verdiği
konserlerin sonundaki Barron'la birlik-
te yaptığı ikili bislerin izleyiciler tarafın-
dan çok tutulması üzerine yeni albümü-
nü Barron'la birlikte ve davulsuz, bas-
sız yapmaya karar verdiğini anlatıyor.
Stan Getz'in yeni albümünün kayıtla-
rını yaptığı Montmartre konserinde Ko-
penhaglüar, Getz'le belki de son defa bu-
luştular. Ve yine belki yeni albüm Getz'in
son albümü olacak. Çünkü 64 yaşında-
ki Getz, 3.5 yü önce yakalandığı kanser-
BU BELKİ SON ALBÜM — Stan Getz'in yeni albümünün kayıtlannı yaptığı Mont-
martre konserinde Kopenhaglılar, Getz'le belki de son defa buluştular. Ve yine
belki yeni albüm Getz'in son albümü olacak, çünkü 64 yaşındaki Getz 3.5 yü önce
yakalandığı kanserden oldukça etldlenmiş göriinüyor.
den oldukça etkilenmiş görünüyor. Getz
bu nedenle birer saatlik iki set halinde-
ki konserine doktorunun tavsiyesiyle bir
saatlik ara veriyor.
Hastalığın tüm konser boyunca otur-
mak zorunda kalan Getz üzerindeki et-
kileri açıkça görülüyor, buna karşılık
müziğinde - belki aeının daha derinden
hissedildiği hüzün dışında - kendini his-
settirmiyor. Ama Getz, günlük yaşamın-
daki acıyı müziğine yansıtan ve hangi
parçayı çalarsa çalsın müziğe kişisel bir
boyıit kazandıran (Chet Baker, Bill
Evans, Art Pepper gibi) beyaz cazcılar-
dan biri olarak tanınıyor. Tıpkı onlar ve
daha birçoklan gibi Getz de zamanında
uyuşturucu ve alkole sonuna kadar bât-
mış ve müzik kariyerini bu nedenle teh-
likeye sokmuş müzisyenlerden. Aeının
muziğe derin bir boyut kazandırdığı, bel-
ki de müziğin dihamiğinı oluşturduğu sık
sık öne sürülür. (Bu tezin örneklerinden
biri de Türkiye'den göçe zorlanan Rum-
lann Yunanistan'da yaşadıkları acıların
dile getirildiği Rebetiko müziğini / kül-
türiinü anlatan Rebetiko filmidir. Yönet-
meni Costas Ferris, "Ben sadece müzi-
ğin değil. yaşanan acıların filmini yap-
tım. Acılar güçlü bir küitürün dinami-
ğini oluştururiar, bu vüzden de iktidar-
lar tarafından hoş görülmezler" demiş-
ti.)
Stan Getz'in yeni albümünü Kopen-
hag'da doldurması bir tesadüf değil;
Getz yine Kopenhag'da doldurduğu An-
niversao''de "Ben burada üç jü yaşadım,
kalbimi Kopenhag'da bıraktım" diyor.
Getz, 6O'lı yıllarda Kopenhag'ı mesken
tutan Ben VVebsler, Dexter Gordon gibi
ünlü cazcılardan biri. Getz'in Kopen-
hag'daki dönemi, uyuşturucuyu bırak-
tıktan hemen sonraya, 1960'ların başına
rastlıyor.
Stan Getz profesyonel müzik yaşamı-
na 1942 yılında başladı ve bugüne kadar
cazın ünlü isimlerinin hemen hemen tü-
müyle birlikte çalıştı. Getz'in, Latin
Amerika ve özellikle de Brezilya müzi-
ğine sardırdığı ve birçoklan tarafından
'poplaşmak ve ticarileşmekle' suçlandı-
ğı uzun bir dönemi var. Öte yandan bu
eleştiriye karşı çıkanlar, Getz'in Brezil-
ya melodilerini ve ritmlerini caza kazan-
dıran ilk müzisyenlerden olduğunu ve
Brezilya muziğinin Milton Nascimento
ve Antonio Caıios Jobim gibi caza bü-
yük isimler kazandırdığının göz ardı edil-
memesi gerektiğini savunuyorlar. Bir
süre sonra Latin tarzından sıkılan Getz,
6O'lı yıllardaki bu dönemin ardından
70*161x16 klasik caza yeniden dönmüştü.
Cazın büyük isimlerinden biri daha
caz dünyasından kaymak üzere. Getz'in
saksofonunu ve anlatımını sevenler, önü-
müzdeki aylarda çıkacak duo albümü-
nü de çok sevecekler.
ErolKınalı resimlerini Teşvikiye Sanat Galerisi'nde sergiliyor
Tuvalde insan ve toprak biraradaErol Kınalı'nın resimlerinde insanlar var
başından beri. Çünkü sanatçıya göre "insanda
her şey var..." Tuvalinde, toprağa yakın
renklerinin arasında bazı yazılar da saklı:
Üzüntü, mutluluk, sevgi, nefret, korkmak,
inanmak, inanmamak; tek kelime ile
yaşamak..." yazmış birinin üstüne.
AHU ANTMEN
Dokuz yıl olmuş... 70'li yıl-
lann sonunda, 80'ü yıllann ba-
şında açtığı sergilerden ressam
Erol Kınab'yı tanıyanlar, figür
sorununun çözümüne yönelik
çahşmalar yapan bu sanatçımn
yıllardır "ortahkta" görenmedi-
ğini fark etmişlerdir. 1982'de
Almanya'ya yerleşen Erol Kına-
h, bu uzun süreden sonra Türk-
iye'deki ilk sergisini Teşvikiye
Sanat Galerisi'nde açtı. Sergi,
nisan ayı boyunca görüle-
bilecek.
Çocukluk döneminde başla-
yan bir resim sevgisi... Çizerek
geçen yıllar... Gazi Eğitim Ens-
titüsü'nde resim ve heykel eği-
timinden sonra, devlet bursu ile
Almanya'ya gidiş... Hayalinde
yaşattığı, ancak kitaplarda gö-
rebildiği resimlerin "gerçek"le-
rini görmek; insanın canı sıkı-
hnca müzeye gidip Picasso res-
mine bakması hoş bir şey
olmalı...
Sonra Türkiye'ye dönüş...
Akademi'de birkaç yıl öğretim
üyeliği ve yeniden Almanya.
Erol Kmah'mn yaşamından bir-
kaç kesit. Aslında onun yaşamı -
nrrı gerçek kesitleri resimlerinin
içinde. Sanatım anlatırken orta-
ya çıkıyor bu. Insana olan tut-
kusu, sevgisi, mutluluğu, mut-
suzluğu, insanlar arasında yal-
nızlığı...
Kınah, yaklaşık 20 tablosunu
taşıyabilmiş Almanya'dan
Türkiye'ye. Hepsi son dönem
çalışmalan. Resimlerinde yine
figür ağırlıkta, ama galerinin
"arka oda"sında duran birkaç
eski dönem resmine oranla da-
ha belirgin figürler bunlar, da-
ha insancıl.
önceki resimlerinde geomet-
ri ve organik biçimler arasındaki
ikilemi tuvalme yansıtan sanat-
çı, uzunca bir süre bu ikisinin
birbirine olan etkisini araştır-
dıktan sonra "Geometrik bi-
çünlerin kesinliği ve sınırlayıcı-
lığı karşısında organik biçimle-
rin daha akıcı, daha yumuşak,
daha hareketli" olduğunu gör-
müş. Bu ikisi arasındaki karşıt-
hğı vurgulamak ise artık vazgeç-
meye çahştığı bir konu; geomet-
rik biçimler, son dönem çalış-
malannda hâlâ rastlanmasına
karşın terk edilmiş gibi, daha
çok "yaşayan bir şeyler" ön
planda.
Aslında "Ta başından beri"
insanlar var Kınah'nın resimle-
rinde. Çünkü sanatçıya göre
"İnsanda her şey var..." Form
olarak, dış görünüş olarak, içe-
rik olarak. Bu "içerik" duygu-
yu, acıyı, sevgiyi, sevgisizliği,
mutluluğu, mutsuzluğu çağrış-
tınyor. Çizdiği her insan, belki
de kendisi, tuval bir ayna gibi.
Resminin her çizgisinde, doku-
sunda, yüzeyin içindeki ışıkta,
ALMANYA'DA BÎR TÜRK SANATÇI — "Kilimlerimizi ve yemeklerimizi tamyoriar" diyor
Erol Kınah. "Ancak çağdaş Türk sanatı hakkında en ufak bir fikirleri yok." Kınah yaklaşık 20
tablosunu taşıyabilmiş Almanya'dan Türkiye'ye. (Fotoğraf: İbrahim Günel)
gölgede, kısacası her molekü-
lünde kendi duygulan olduğu-
nu söylüyor sanatçı. Tuvalinde,
toprağa yakın renklerinin ara-
sında bazı yazılar da saklı.
"Üzüntü, mutluluk, sevgi, nef-
ret, korkmak, inanmak, inan-
mamak; tek kelime ile yaşa-
mak" yazmış birinin üstüne.
Resmi, tuvalin karşısına geç-
tiği an yapmıyor. Tuvalin kar-
şısına geçmek, bir "anlar" top-
lamı gibi. Anlaüyor: "Yolda gj-
derken, arabada, arkadaşlarla
konuşurken kafamda hep resim
kompozisyonlan var. Resim..
sonra, yavaş yavaş boyayarak
başhyor, tıpkı bir çocugun do-
ğnp büyüdüğü gibi. Ama her
zaman değil. Bazen duygularla.
anlık bir heyecanla bir saat için-
de bir resim bitiveriyor, bazen
de aylar, yıllar süriiyor."
Almanya'da bir Türk sanat-
çı olmak? Sanatçıya yaklaşımm
pek farklı olmadığını anlatıyor
Kınalı. Ama zaman zaman
Türk olmanın getirdiği
"negatif" yanlar^a var: "Bir
yerde sergi açacaksınız, resim-
leriniz beğeniliyor, Türk oldu-
ğunuzu söylediğinizde 'daha
faridı' şeyler bekkdiklerini söy-
leyenler oluyor. Ama bu her
yerde gecerli deffl."
Kınah'nın işaret ettiği bir di-
ğer nokta da çağdaş Türk sana-
tmın yurtdışında gösterüme ola-
nağının kısıtlılığı. "Kilimlerimi-
zi, yemeklerimizi tamyoriar" di-
yor. "Ama artık yeter."
Kınalı, çözümü kurumların
sanatçılara destek olmasında
görüyor: "Türkiye'deki galeri-
ci, sanatçı, sanat eleştirmeni,
müzeler -tabii devletin de
yardımıyla- ortaklaşa bir şeyler
yapsalar çok iyi olurdn."
ABROVO10. ULUSLARARASIMIZAHBIENALI
Dunya, güldugü ıçın halaGabrovo Mizah ve Hiciv Evi tarafından bu yıl
onuncusu düzenlenen bienalde Türkiye'yi
gazetemiz çizerlerinden Tan Oral temsil etti.
Merafon adlı bir kasabada doğ-
dum, ama İstanbul'da yaşıyo-
rum. Evim Istanbul'un Asya ya-
kasında, ama her gün Avrupa
yakasına işe gidiyorum. Terzi ol-
mak istiyordum, ama akademi-
de mimarhk okudum. Mimar
oldum, ama karikatürcülük ya-
pıyorum. Çünkü karikatür çiz-
mek bana iyi geiiyor. Ama ka-
rikatürü çizilenlere de iyi geiiyor
mu, onu bilemem.
— Bulgaristan'da şimdi zor
günler var. Bu zor günlerden,
ekonomik ve politik sorunlann
içinden çıkmamızda, mizah ve
gülümseme bize yardımcı olur
mu dersiniz?
TAN ORAL — Güıebilmek
her zaman iyidir. Sizin bir sözü-
nüz var, "Dünya güldüğü için
hâlâ yaşıyor" diye.
Demokrasilerde doğru yohı
bulmak, umudu yitirmemek,
eleştiri yapabilmekten geçer.
— Siz burada pek çok kari-
katür gördünüz, De diyorsunuz?
Bunlar insanları güldürecek mi,
onlan daha dunyaya dönük ve
daha mutiu edecek mi?
Kültür Servisi — Gabrova
Uluslararası 10. Mizah Bienali
kısa bir süre önce sonuçlandı. 51
ülkeden 942 kişinin 2522 yapıt-
la katıldığı bienal bu yıl da ka-
rikatür, desen, gravür, resim ve
heykel dallarında gerçekleş-
tirildi.
Türkiye'den g'azetemiz çizer-
lerinden Tan Oral'ın yer aldığı
bienalin uluslararası jürisi bü-
yük ödül olan Altın Ezop'u
Anthony Davis'e (lngiltere) ver-
di. Uluslararası Fon Odülü olan
Halklann Mizahı Ödülü ise Al-
manya'dan Hartmund Beıiini-
ke'ye verildi.
Bulgaristan Gabrovo'da dü-
zenlenen Uluslararası 10. Mizah
Bienali'nde karikatür dalında
SSCB'den Konstantin Bronzit
birinci, lsviçre'den Claudio
Gnani ikinci, Kitai'den Hu Peng
Fei üçüncü oldular.
Tan Oral'la, Sofya Radyosu bir
söyleşi yaptı. Bu söyleşiyi su-
nuyoruz:
— Kendiniz ve sanatınızJa il-
gili birkaç şey söyler misiniz?
TAN ORAL — Anadolu'da
TAN ORAL — Benim gördü-
ğüm karikatürlerde, daha çok
eski yönetimler ve anlayışlar
eleştiriliyordu. Bu olabilir elbet-
te, olmalı da. Ama bence bu çok
da önemli değil. Demokraside
bugünkü yöneticilerin eleştirisi
asıldır. Çünku yine şu günlerde
sizin çok yinelediğiniz gibi "Ka-
ranlıkta tavşanın nereden çıka-
cağı belli değildir."
— Komşuluğu nasıl düşü-
nürsünüz?
TAN ORAL — Bir söz de
bizden, "Ev alma, komşu al"
denir. Bir de, "Komşu, akra-
badan daha ileridir"
— Bize bir fıkra anlatır
mısınız?
TAN ORAL — Varhklı bir ai-
lenin bir çocuğu dünyaya gelir.
Çocuk sağhklıdır. Büyür. Ama
bir sorun vardır; çocuk hiç ko-
nuşmaz. Doğduğu günden beri
tek sözcük söylememiştir. Bir
sabah aile hep beraber kahvaltı
ederken çocuk birdenbire 'bu
çayın şekeri yok' der. Herkes şa-
şırır, donar İcahr. Sonra ona so-
rarlar, 'şimdiye kadar neden hiç
konuşmadın' diye. Çocuk, 'her-
şey şimdiye kadar iyi gidiyordu'
diye yanıtlar, 'ilk kez çaya şeker
koymadınız.'
BUar'da
seminer
• Kültür Servisi —
Bilar'da 25 nisandan
itibaren hafta boyunca iki
seminer izlenebilecek. 25
nisan perşembe günü Leyla
Özalp'in "Fihn Seti
Pratiği" başhldı semineri
saat 18.00'de başlayacak.
Zeynep Kuban'm "Yunan
Mitolojisi" konulu semineri
ise 27 nisan günü saat
12.00'den itibaren
izlenebilir.
Hataylda sergi
ve imza günti
• Kültür Servisi —
Bostancı'daki Hatay
Lokantası'nda Nevhiz
Tanyeli'nin resim
çalışmaları 27 nisandan
itibaren sergilenecek. Aynı
gün saat 15.30'da Leyla
Şahin, Nursel Duruel ve
Tevfik Akdağ kitaplarını
imzalayacaklar.
Halil Gür'e
ödül
• Kültür Servisi —
Hollanda'nın Limburg
eyaletinin edebiyat
ödüllerinden, "1991
Roermond Kent Edebiyat
ödülü"nü HaUl Gür
kazandı. 1974 yılından beri
Amsterdam'da yaşayan Gür,
Hollanda Yazarlar Birlıği,
Hollanda Pen Kulübü ve
Pen Amnesty üyesi. Gür'ün
ilk öykü kitabı "Deli
Mustafa" ise daha önce
Brabant Katolik
Üniversitesi'nin edebiyat
ödülünü kazanmıştı.
Mülkiyeliler'de
panel
• Kültür Servisi — "Tarihi
Yarımada (Suriçi) Sit Alanı
llan Edilmeli midir"
başhklı panel 25 nisan
günü saat 19.00'da
Kuruçeşme'deki Mülkiyeliler
Birliği'nde düzenlenecek.
Panele konuşmacı olarak
l.Ü Bizans Tarihi
Kürsüsü'nden Doç. Dr.
Ihsan Tunay, Eminönü
Belediye Başkanı Naci
Akgün, Anakent Çevre
Komisyonu Başkanı Nusret
Avcı ve İbrahim Eren
katılıyor.
Ozdemir'in
resimleri
• tSTANBUL (AA) —
Sezai Ozdemir'in resim
sergisi, 25 nisan perşembe
günü Ramko Sanat
Merkezi'nde açılacak. tlk
kişisel sergisini 1987 yılında
açan özdemir, 1985 yılında
Tiglat genç ressamlar
kategorisinde mansiyon, 24.
DYO ve 4. Tekel
yanşmalannda birinciük ve
Ramko Çağdaş Türk Resmi
Yanşması'nda da mansiyon
aldı. Sezai Ozdemir'in
sergisi, 15 mayısa kadar
açık kalacak.
Serajnik'te 33
yıl sergisi
• Kültür Servisi —
Çanakkale Seramik Sanat
Galerisi'nde 33. sanat
yıllarını kutlayan Ayfer-
Sabit Karamani çiftinin
seramik sergisi 27 nisana
kadar uzatıldı. Sanatçı çift
"Seramik'te 33 yıl" adlı
sergilerinde aşk ve
tekerlekler konusunu
işliyorlar.
'Denizin
SesT
• Kültür Servisi —
Türkiye Denizcilik
İşletmeleri'nin yaymı
"Denizin Sesi" adlı
derginin nisan ayı sayısında
Ersin Kalkan'm,
"Kılavuzlar", Işık
Soytürk'ün "Iassos", Engin
Deniz'in "Kasımpaşa'da
Bulunan Tarihi Denizci
Çeşmeleri" adlı yazıları yer
ahyor. Dergide aynca
Karadeniz'e yapılan
seferlerle ilgili bir yazı da
okunabilir.
Çocuk
kitaplan sergisi
BİR BAŞKA NASREDDİN HOCA—Gabrovo Mizah ve Hicrv
Evi'nin önünde, yol üstiindeki yapıtlanndan biri de Nasreddin
Hoca gibi bir fıkra kahramanı olan Hiter Peter'in eşeğe ters bin-
miş he\kelivdi. Heykel, bu yıl seçici kurula başkanlık eden Bul-
garların ünlü sanatçısı Çapkınov tarafından gerçekleştirilmiş.
• ANKARA (AA) —
Kültür Bakanlığı tarafından
her yıl geleneksel olarak 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı kutlamaları
çerçevesinde düzenlenen
"Uluslararası Çocuk
Kitaplan Sergisi" bu yıl 22
nisanda açılacak. Kültür
Bakanhğı'ndan yapılan
açıklamaya göre çocuklara
kitap okuma zevk ve
alışkanhğını kazandırmak,
ulkeler arası dostluk,
anlayış ve işbirliği
duygularının gelişmesine
katkıda bulunmak amacını
taşıyari sergiye, 20 ülke
katılmak için başvurdu.
Sergi, Ankara Atatürk
Kültür Merkezi'nde
pazartesi günü Kültür
Bakanı Namık Kemal
Zeybek tarafından açılacak.