20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 21NÎSAN1991 İnönü Ankara'da • ANTALYA (AA) — SHP Genel Başkanı Erdal tnönii, Ankara'ya gitmek üzere Antalya'dan aynldı. SHP Genel Başkanı înönü, dün sabah saat 11.30 sulannda karayolu ile Ankara'ya gitmek üzere Antalya'dan hareket etti. İnönü ve ailesi, Şeker Bayramı tatilinj geçirmek amacıyla Antalya'ya gelmişlerdi. Erdal İnönü, bayram tatilinde Antalya'nın tarihi ve turistik yörelerini de gezdi. Şamlıoğlu vefat etti • ANKARA (AA) — Sayıştay Başkanı Servet Şamlıoğlu, tedavi görmekte olduğu Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde vefat etti. 1926 yılında Bolu'da doğan Şamlıoğlu, 1952 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Memuriyet hayatına Maliye Bakanlığı'nda baslayan Şamlıoğlu, çeşitli kademelerde görev yapüktan sonra, 1983 yılında Danıştay Genel Sekreterlği, 1984 yılında YÖK üyeliğine seçildi. Şamlıoğlu, 1984 yılından bu yana da Sayıştay Başkanlığı görevini yürüttü. Evli ve üç çocuk sahibi olan Şamlıoğlu, bir yıl boyunca kemik iliği kanseri teşhisiyle ABD'de tedavi gördü. Muhabirden haber yok • ADANA (Cnmhuriyet Giiney tlleri Bnrosu) — Mücadele Dergisi muhabirlerinden Yazgül Güder'den polisçe gözaltına ahndığı bildirildi. Derginin Adana çalışanları tarafından yapılan yazılı açıklamaya gore, muhabir Yazgül Güder'in bayramın birinci günü Mersin'de kaldığı evden, yakınlanyla birlikte gözaltına alındığı ve kendisinden bugüne kadar haber alınmadığı belirtildi. ISLAMCI SIYASI HABEKETLEB VE TER0B /AÇIKOTURUM löplumsal uzlaşma aranmalı ıııı? — 3 — GENCAY ŞAYLAN — Efendim, öyle sanıyorum baa noK- talarda ortak bir çizgiye gelindi. Örne- ğin büliin koouşmacılar, bu cinayetleri kim işliyor ya da işletiyorsa Türkiye'nin istikrarsızlıgı Ue ilgili hesaplar peşinde oiabflecekierine dikkat çektiler. Şimdi iz- niniz ile laiklik sorunu üzerinde durmak istiyorum. Bu sonın azun zamandır Tiirkiye'nin siyasal tartışma gundemin- de Acaba laiklik konıısıuıda yeni bir toplumsa) uzlaşma ya da en azından böyle bir uzbşmanın koşollannı aramak donımanda mıyız? Diger taraftan tsla- mın iç yapısını, cihad ve benzeri kurum- lannı göz öniine alınca sözıi ediien tür- de uzlaşünnayı olanaksız kılan bir du- nundan söz edilebilir mi? Ben bu konu- daki göriışlerinizi almak istiyorum. Buy- rno Sayın Ergil. ERGİL — Ben, artık cihadın bir fü- tühatçüık çerçevesi içinde inanmayanlan inanır hale getirmek için meşru bir şid- det yöntemi olarak kullanılabileceğini sanmıyorum. Ama diğer taraftan Isla- mın içinde bir savaşkanlık, bir başkal- dın öğesi var. Dünyanın her yerindeki Is- lamcı harekette bu öğeleri görebiliyoruz. Islamcılar, "attın döDeme" gönderme ya- parak adil ve insanlann baskı altında ol- madığı, kolay iletişim kurabildiği bir toplum düzeni kurmak istiyorlar. Diğer taraftan Islam ülkelerinde genellikle yoz ve baskıa rejimler egemen ve tslama ha- reket şiddeti içeren bir başkaldınyı gün- deme getirmiş oluyor. Bugün Türkiye^ de de Islami akım bir başkaldınyı tem- sil ediyor. Tabii her başkaldırı gibi Isla- mi hareket de önemli bir haklıbk payıru dile getiriyor. örneğin toplumsal adalet- sizliklere karşı çıkıhyor, faiz toplumda eşitsizJik doğuran bir simge olarak yo- rumlanıyor. Bütün karşı çıkışlaı Batı'yı hedef alıyor. Çünkü yaşanan değişiklik- ler bir yozlaşma olarak yorumlanıyor ve bundan dolayı Batı suçlanıyor. Türkiye 1 nin Batılılaşmasında, modernleşmesin- de bayraktarlık yapan kadrolann benim- sediği iki ideolojik nokta var: Bunlar ulusçuluk ve laiklik. Eğer Türkiye mo- dernleşme hareketinde daha başanlı ol- saydı, yani toplumda büyük eşitsizlikler ortaya çıkmasaydı eğitim, konut, sağlık gibi temel sorunlar büyük ölçüde çözül- müş olsaydı, yaşanan değişme tüm top- lum tarafından gelişme olarak algılana- caktı. Değjşmeye karşı protesto marjinal- leşecekti. Şimdi ulusçuluk ve teiklik tar- tışılır hale gelmiş gözüküyor. Bence bu tartışmada asıl sonın ulusçuluk ve laik- likten kaynaklanmıyor, modernleşmenin eksiklikleri, sorunlan, anti düzen bir ide- oloji olarak ifade ediliyor. — Bu yaklaşımııuz tslami hareketi bir tür modern siyasal hareket olarak nite- liyor denebilir mi? Yani tslami hareket ekonomik içeriği çok açık olmayan, po- pülist yönii agır basan bir protesto ha- reketi midir? ERGİL — Evet, bu durum çok açık gÖ2üldryor sanıyorum. örneğin tslamcı- lar toplumun varlıklı kesimlerinin lüks tüketimlerine, yaşam biçimlerine çok kı- zıyorlar, karşı çıkıyorlar, ama düzenin yapısına karşı değiller ve galiba sıkıntı biraz da düzenin ayncalıklanndan fay- dalanamamaktan kaynaklanıyor. Eğer yaşanan değişim büyük kitleler için de olumlu sonuçlar verseydi bugûnkü ka- dar sert bir değişim muhalefeti doğmaz- dı. MuhaJefet içinde tslami söylem de başgösteriyor ve kaçınılmaz olarak tsla- mi bir radikalizmi gündeme getiriyor. CEYLAIH — Ben başka bir noktayı dile getirmek istiyorum. Bugün laiklik tartışılıyor, çünkü geçmişte laiklik adı- na bir devlet terörü uygulanmış. Adnan Adıvar bunu görmüş ve Türkiye'deki la- iklik uygulamasının devletin dine tahak- kümü olduğunu söylemiş, bunun tehli- keli bir gidiş olduğunu vurgulamış. La- iklik; Tann'nın hakkını Tann'ya, Kay- zer'in hakkını Kayzer'e vermeyi öngörür. Oysa Türkiye'de Müslümanlar Kayzer- in hakkını Kayzer'e vermişlerdir, ama devlet Müslumanlann haklarını Müslü- manlara vermemiştir. Zorla Türkçe ezan okutulur mu? ortada, orada silahsız insanlara yapılan terör ortada. Ne Birleşmiş Milletler'den ambargo karan çıkıyor ne de bir yaptı- nm uygulanıyor. Yani ortada insanı is- yan ettirecek bir çifte standart uygula- ması var. Bence kendi sorunlanmızı tar- tışırken bu çifte standardın bizi etkile- mesine izin vermemeliyiz, bunun bilin- cinde olmalıyız. — Sayın Çakır, siz de kjtabınızda gör- diiğüm kadan ile tslamcı hareketi Türki- ye'de sorgula>ıcı bir mubalefet olarak niteliyorsunuz. Acaba bu durum, yuka- nda sozünii ettiğimiz uzlaşmayı kolay- laştınyor mu, zorlaştınyor mu? ÇAKIR — Türkiye'de etkin bir sivil-" leşme ve demokratikleşme yasanıyor, in- sanlar bunlan talep ediyorlar. Bu sivil- leşme ve demokratikleşme, dindarlann kültürel yaşama etkin bir biçünde katıl- dığı bir ortamda yürüyor ve kaçınıhnaz olarak dindarlan da etkiliyor. Türkiye1 de yerleşik iktidar grupları var. Bunlar Ergil Eğer Türkiye modernleşme hareketinde daha başarıb olsaydı, yani tpplumda büyük eşitsizlikler ortaya çıkmasaydı eğitim, konut, sağlık gibi temel sorunlar büyük ölçüde çözülmüş olsaydı, yaşanan değişme tüm toplum tarafından gelişme olarak algılanacaktı. Ceylan Bugün laiklik tartışılıyor, çünkü geçmişte laiklik adma bir devlet terörü uygulanmış... Laiklik, Tann'nın hakkını Tann'ya, kayzerin hakkını kayzere vermeyi öngörür. Oysa Türkiye'de Müslümanlar kayzerin hakkım kayzere vermişlerdir, ama devlet Müslümanların haklannı Müslümanlara vermemiştir. Zorla Türkçe ezan okutulur mu? Çakır Türkiye'de etkin bir sivilleşme ve demokratikleşme yaşanıyor, insanlar bunlan talep ediyorlar. Bu sivilleşme ve demokratikleşme, dindarlann kültürel yaşama etkin bir biçimde katıldığı bir ortamda yürüyor ve kaçınılmaz olarak dindarlan da etkiliyor. — Efendim, tabii devlet zoru ile bir şeyi yaptırmak demokratik bir ülkede olacak şey degildir, ama isteyen cemaat da ezanı Türkçe okuyabilmeü, bu konu- da dinini istedigi gibi yorumlayabilaıeli degil mi? CEYLAN — Türkiye'de durum 1946 yılında demokrasiye geçince bir ölçüde normalleşmiştir. Ancak çoğulcu demok- rasi ile Müslümanlar rahat nefes alma- ya başlamışlardır. Terör ve laiklik gibi konuları tartışırken bu noktalan gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Islamın ortaya koyduğu ideal içinde terör yok- tur. İslam ile terörün yan vana Retirümesi Batı'nın saptırmasıdır. Yoksa terörün ts- rail ya da ABD patentli bir politika ol- düğu açıkça bilinmelidir. Bakın Körfez. bunalımı patlayab epey oldu. ABD bir ülkenin başka bir ülkenin topraklarını zorla ilhak etmesine tepki olarak bölge- ye muazzam bir kuvvet yığdı, Birleşmiş Milletler'den ambargo karan çıktı. Ama tsrail'in Batı Şeria'yı ve Gazze"yi işgali kültürel de dahil olmak üzere her türlü. iktidan elde tutuyorlar, örneğin hemen hemen değişmeyen tezlerle yıllardır kül- türel iktidarlannı sürdürüyorlar. Şimdi bunların karşısına rakipler çıkıyor. Ben Islamalan da rakipler içinde sayıyonım. Yerleşik iktidar grupları, hiçbir bedel ödemeden elde ettikleri iktidan yitirmeye başladıklarım göriiyorlar ve bunu önle- meye çahşıyorlar. örneğin şiddet ve te- rör olaylannın lslamalara mal edilme- sini coşkuyla destekliyorlar. Kimdir bu Islamcılar? Ne yapmaya çahşıyorlar gi- bi sorulan ciddi bir biçimde cevaplan- dırmak yerine bir suçlama furyası gün- deme geliyor, ihbarlar yapıhyor. Örne- ğin bir Islami kitap dağıtım şirketi ile Üçok cinayeti arasında bir iii>ki kurul- maya çalışıldı ve birtakım insanlar göz- altına alındı. Sonra serbest bırakıldı. Halbuki bu dağıtım şirketi Türkiye'nin sivilleşmesinde katkılan, çabaları olan bir kuruluştu ve suçlamanın doğru dü- rüst bir temeü yoktu. Eskiden örneğin dnayetler konusunda Ulkücü kesimin üzerine gitmek kolaydı, çünkü onlann şiddet hareketlerine bulaştıkları bilini- yordu. Ama şimdi bir telefon ihban ile TBMM'ye soru önergesi veriliyor ve bu durumun Türkiye'de bir çatışma ortamı yaratmak isteyenlerin işlerini ne kadar kolaylaştıracağını düşünüyorum. Eğer deneyimli politikaalar bile heyecanlanıp kanıt, belirti olmadan bir suçlamaya gi- rerlerse sokaktaki insanın ne kadar ko- lay biçimde doldurulacağı açıkça orta- ya çıkıyor. önce de değindim; yapılması gereken tek şey, soğukkanhlığı kaybet- meden olaylann üzerine eğümek, teknik ayrıntılar üzerinde durmak ve buradan ipucu çıkarmaya çalışmak. Tabii bu ara- da tslami kesimin de çok hatalı bir tu- tumuna işaret etmek gerekiyor. Hiçbir Islami grup öldürmeleri ustlenmedi, ama açıkça kmamadı; hatta bu ölümlerden gizli bir haz aldıklannı beiirten ifadeler kullandılar. Bu cinayetlerden yararlana- cak hiç kimse yok, sonuçta herkes kay- bedecek. Dış parmak üzerinde de çok dikkatli durmak gerekiyor. ömeğin bir- çok kişi tran parmağından söz ediyor. Acaba tran, laiklikten yana olan önde gelen kişileri öldürterek Türkiye'de bir destabilizasyon mu yaratmak istiyor? Bana bu çok kuşkulu geliyor, çünkü Rafsancani için şu sıralarda birinci amaç uluslararası statüko ile eklemlenmek gözüküyor. Türkiye, > bu açıdan çok önemli. Tabii bu işleri Rafsancani'ye mu- halif radikal güçlerin yaptığını düşüne- biliriz, ama galiba bu bir parça zorlama olur. Eğer bu işleri Türkiye içinden bi- rileri yaptırmışsa ya da yapmışsa vatan hainliği kapsamında değerlendirilmeie- ri gerekir. — Sayın Konı, siz uznn zamandan be- ri tslamcı kesimde önemli etki sağlamış bir gazetede yazariık yapıyorsunnz. Siz laiklik konusu üzerinde bir yeni uzlaş- ma geregine nasıl yaklaşıyorsunuz? KORU — Bugün bütün dünyada bir dindarlaşma olayı izleniyor. Bakın Time dergisi Amerika'da dindarlaşmanın na- sıl mesafe katettiğini anlatıyor. Ameri- ka'da, Avrupa'da dindarlaşma açık. ls- rail'e bakıyoruz, orada da aynı gelişme- yi görüyoruz. İsrail yönetimi dindar bir söylem ile siyaset yapmaya başlıyor. Eğer dünyada bir dindarlaşma yaşamyorsa bu sürecin Türkiye'ye yansıması olacaktır. Nitekim Türkiye'de de insanlar artık kendilerini tarif ederken Islami kimlik- lerini daha fazla ortaya koymaya başlı- yorlar, devlet dairelerinde cuma namaz- lanna gidenlerin sayısı artıyor. Daha ön- celeri Türkiye'de moda dinsizlik olduğu için o dönemin gereği devletin yüksek mevkilerinde dindarlar bulunmuyordu, dindarlar odaalık, kapıcılık yapıyorlar- dı. Şimdi ise genel mudür oluyorlar, pro- fesör oluyorlar, Anayasa Mahkemesi üyesi oluyorlar ve dindar kimliklerini muhafaza ediyorlar. Sıkıntı da birileri- nin bu gelişmeden rahatsızlık duymala- rından kaynaklanıyor, ama bu doğaJ bir gelişme ve buna karşı çıkmak doğru de- ğil. Diğer bir yanılgı MUslüman Doğu ile Hıristiyan Batı karşıtlığı. Böyle bir kar- şıtlık gerçekte yok. SCöRECEK POLİTİKA GÜNLÜGÜ HİKMETÇETİNKAYA Gökova Masalından Bugünlere Geldik...Oktay Ekinci mimardır ve yaşamını Muğla'da sürdürur. Mi- marlığının yani sıra yazarlığıyla da tanınır. Cumhuriyet'te yıl- lardır çevre ve kentleşme sorunlanna ilişkin göztemlerini ya- zar Ekinci. Oktay Ekinci'nin dördüncü kitabı E Yayınları arasında çıktı. Adı "Çevremiz v© Demokrasi Bekliyor." Ekinci, bu kitabın- da yağmalanan kıyılan, kent sorunlannı ele alıyor ve şöyle diyor: — Sözün kısası; 12 Eyiürün 'onuncu yılında' ve aynı an- da 21. yüzyıla da şunun şurasında on yıl kala; daha yaşanı- lır ve 'insan onuruna yakışır' bir ülke için 'çevremiz de de- mokrasi bekliyor...' Oktay Ekinci'nin kilabında değindiği konuiarın yabancısı değiliz. Akdeniz ve Ege kıyılarında yıllardır izlediğimiz olay- lar tümü de. Ekinci, kıyılarımızdaki talanı ve yağmayı, o çarpık kentleşmeyi, betonlaşmayı usta bir fotoğrafçı gözüy- le önümüze seriyor. Fotoğraf sanalını yazıya dönüştürüyor... Türkiye bir çelişkiler ülkesı. Güçlü olan tuttuğunu kopan- yor. İşte burada yağma ve talan gerçeği ortaya çtkıyor Mimar- yazar Ekinci, kanıtlarıyia yaşanan olayları, adam kayırma- ları, 12 Eylül'den bu yana geçen 10 yılın çıkardığı yüklü fa- turalan, temel insan haklarının nasıl yok edildiğini anlatıyor. Kitabı okudukça bir düş denizinde geziniyor insan... Birden usuma, "Gökova Masalı" geliyor. Altı yıl önce ya- şanan gerçek öyküyü anımsatmak istiyorum. Bakın neler yazmışım... ...Dünyanın neresinde böyle bir doğa, böylesine masma- vi deniz ve birbirinden güzel eşsiz koylar, bükler var? Ya- bancı gezginler Bodrum'dan Gökova'ya açıldıklannda denize dik inen yamaçlardaki o doyumsuz yeşili, cam göbeği de- nizi gördükleri zaman günlerce ayrılamıyorlar Gökova'dan. Gelişmiş sanayi toplumlarmda yaşayan, gürültüden, fabri- ka bacalarından tiksinen insanlar bu cennet Gökova Körfe- zi'ne termik santral kurulacağını duyunca şaşınp kalıyorlar. Bir yandan turizm soylevleri atıyoruz, üstelik yat turizmi- ni geliştimie projeleri hazırlayıp yatınmlar yapıyoruz, öte yan- dan da o güzelim Gökova'yı kirletmek için termik santral ku- ruyoruz. O dönemde Başbakan olan Turgut Özal, gazete yönetici- lerini, yazariarı Gökova'ya götürdü, gezdirdi. Ozal, şöyle dedi: — Termik santral çevreyi kirletmez... Gökova Termik Santralı bir anda kamuoyunun ikjisini çekti, çevrecilik ön plana çıktı. Değişik eylemler yapıldı. Gökova Termik Santralı günlerce gündemde kaldı. O tarihte Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bu olaya engel olamadı. Oysa şimdi çarpık yapılaşmanın öncüsü Marma- ris'te ağaç dikme eylemine katılıyor. Ne çabuk unutuiuyor her şey... Oktay Ekinci, o ünlü otel öyküsünü de anlatıyor kitabın- da... ...Telefonu kapatırken Özcan Özgür geldi. Cumhuriyet'e haber deriiyor. — Abi neler oluyor? — Bir şey olduğu yok. Can Pulak santralı otele dönüştü- rüyoruz demiş. Çevreciler bayram yapıyor... — Siz? — Bizce bu bir hayali öneri. Mimari olarak otel olur mu olmaz mı? Ayrı konu. Asıl önemlisi; daha proje aşamasın- dayken Aliağa'dan vazgeçmeyen bir anlayış, bitmek üzere olan bir inşaatı nasıl gözden çıkartabilecek? özcan cin gibi. Aklına gelenlere bakın: — Belki otel daha kârlı. Hem uluslararası itibar da arta- cak. AT'ye girme konusu falan... — Yannı bekleyelim. Bakalım asıl yukandakiler ne diyor?.. 16 Araltk 1989 cumartesi... Gazeteler gerçeği açığa çıkarKyor. Cumhuriyet, "Gökova bunalımı" başlığıyla haberi şöyle veriyor: "Otel projesinden' Enerjı Bakanlığı ve Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı'nın bil- gisi yok. TEK inşaata devam edildiğini ve durmasının söz konusu olamayacağını bildirdi. Bakanlık, cumhurbaşkanı da- nışmanını yalanladı..." Çevrecilerin tatlı "düşü" bir gün bile sûrmüyor... YAĞMALANAN ANADOLU-2 »şeyidoiMBterhiniere§ere Mehmet I Eymûr ı MfT'i anlattı KabtohiTV hattmöa MmeK ist«liğifflz herşet Ağn'dan Erzurum'a kadar Güneydoğu ve Doğu Anadolu'dakl 10 ikte kimler ne kadar teşvik kredisi aldı, hangi fabrikalar kapalı, sahipleri kim ve hangi ANAP teşMlatında klmlerln bu işlerde parmağı var. lltere göre İ8İm isim açıMıyoruz. Mehmet Eymür ve MİT Mehmet Eymür MİT'i anlatıyor. "MİT raoonında yaalanlann tümünün gerçeği yansıttığını söylemek zor". "MİT'in iç olaylarda faal rol alması gayet doğaldır." "Baa sorgularda tatsızlıldar olmuştur." Çıplak model aranıyor...Sanayi-I Nefise'nin ve Akademl'nln Osmanlı'dan bu yana değişmeyen probtomi çıptak modellik. Yağiı gOref pehlivanlanyla, peştemallı hamallann yerini profesyonel modeller aMı artık. Ancak ne çıptak model ihtryact ve ne de çıplak modetterin sorunlan hallolınuş değil. Osmanh'öan günümüze fotoğreflarla çıplak modellik. Kablolu TV'yl ne kadar blllyorsunuz Tam 14 soru ve 14 yamtta kablolu TV hakkında merak ettiginiz HEP ve Kürtler Soruldu: "HEP ne kadar Kürtlertn partls*?..." Fehml Isıklar yanrt verdi... AyncaAnkara Müzik Festivall'nin tüm etkinllklerl, Kayshan-Nilufer ItdHsini nasıl bilirslniz ve slnema-TV seçmeterl. İLAN MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HALKALI GtRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Sayı: 003/124907-31299 Gültepe Mah. Türe Sokak Gür Sitesi A.Blok N.48 Sefaköy / İST. adresiode faaliyet gösteren Bosaş Yapı EndüstrLsı San. Tio. A.Ş. fir- ması adına Ba$müdürlüğumüzden alûıan 58(12/15.10.1991 sayı ve ta- rihli talimat uyarınca güraruğümüzce tescilli 1307-22.01.1990 sayı ve tarihli Giriş Manifestosu muhteviyatı eşyanın süresi hakkında çıka- rılan 100939/25.10.1990 sayı ve tarihli tebligat, fırmanın belirtilen adreste bulunamaması nedeniyle iade edilraiştir. lstanbul Ticaret Oda- sı, lstanbul Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde yapılan idari takibat- lar neticesinde, anılao şirket ve şeriklerinin tebligata esas başkaca adresleri de tespit edüememiştir. 7201 sayılı tebligat kanununun 2. maddesi uyarmca zabıta marifetiyle tebliği mümkün olmadığından aynı Kanunun 28. ve 31. maddeleri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilaneo tebliğine karar verilmistiı. Yukanda belirtilen nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şir- ketin ilanımıan yayım tarihinden itibaren on üç gün içinde Halkalı Giriş Gümrük Müdürlügüne müracaatı aksi halde Gümrük Kanunu- nun 140. maddesi gereğince islem yapılacağının bilinmesi ilanen teb- Uğ oiunur Basın: 24294 "Şartlı tahliye" kandırdı Aynı suçtan mahkum olanların kimi ıçerde. kımı dışarda. Sebep: Farklı maddelerden hûküm giymışler! içerden yenı çıkan ilker Demir. "Biz sus payryız" îbrahim Yirik: "içerdekı arkadaşlar, yasa öncesi aldıkları ıdam cezalarını kazanılmış hak kabul etmeyı bile düşûndû' Halit Çelenk Anti-Terör Yasası'nı Nokta için yoramladı. ANAP İstanbul Kongresi'ne doğru MÇP'li Selim Kaptanoğlu: "ANAP içindeki eski ülkücüler Ülkücü Semracılar Teşkilatı'nı kurdu.Jüm bürokrasi kademesi bugün ûlkücülerin elindedir. Tek eksıklik aralarındaki koordinasyon...Ama Semra hanım kazansa da kaybetse de sonunda MÇP'ye gerı dönecekler* Uçakşirlcetlerine imtiyaz Turızmi teşvik adına charter uçak şirketlerine yakıtta yüzde 50 indirim sağlandı. Ancak bu imtiyaz THY için geçerli değil. TÜRSAB eski başkanı Ferit Epikmen: 'Bu Türk turizminin değil, bir iki kişinin çıkarlarını kollayan bir karardır" İyi bayramlar focuklar! Gelişmiş ûlkelerde bile çocuklar, ucuz işgücü olarak sömürülüyor. ingiltere'de saati beş peniye çalışan çocuklar...Tayland'da ailelerinin pazarladığı küçük bedenler ..Bükreş'te emanet dolaplarında yaşayan çocuklar...Ve Irak sınırında hergûn toprağa gömülen onlarca minik ceset... •Gazeteci ve işadamı Mehmet Barlas iddialan yanıtladı: "Gorbaçov kadar döndüm" •Yanlış seçilen bilgisayar sistemleri yiizünden bankaların ve büyük şirketlerin çöpe giden milyonlan •Feministleri ayağa kaldıran film: "Bağla Beni" •Jngiliz müzayede firması Sotheby's'de Osmanlı haraç mezat Son 300 yılın 472. savaşı Bugün 100 kişi daha ölecek!• Körfez Savaşı askerler için "bitti". Ama çocuklar, kadınlar için sürüyor. Medeniyet ilerledikçe, savaşın faturası artık daha çok sivillere çıkıyor. Son 300 yılın "insanlık tarihi": Hangi savaşta kaç askerkaçsivil öldü? • jsmail Cem: 'Türkiye'nin politikası akılcı. Muhalif olmak, ille de Özal'ın yaptığı her şeye karşı çıkmayı gerektirmez" • Fransız Büyükelçisi: "Amerika Türkiye'ye bir railyar dolan vermez. Türkiye'nin savaş zararı beş-on milyar. Ama herkes sözünü tutarsa dört-beş milyar alabilir" DERGI BİRDEN HAFTALIK HABER DERGİSİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle