22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 Canver, HEP'ten istifa etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Adana Milletvekili Cüneyt Canver, kurucusu olduğu Halkın Emek Partisi'nden (HEP) istifa etti. Canver'm bir süredir, Kürt politikası nedeniyle partiyle anlaşmazlık içinde olduğu biliniyordu. Canver, "önümüzdeki günlerde gerekırse açıklama yapacağmı" belirtirken HEP'in milletvekili sayısı da ll'e düşmüş oldu. Canver için kulislerde "SHP'deki kurultay sonuçlarına göre Baykal ile birlikte hareket etmek için bu partiye geçeceği ya da ANAP'a gecmek istediği, bu nedenle Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ilişkilerini sıklaştırdığV yolunda söylentiler dile getiriliyor. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar ise Cüneyt Canver*in "dostça''aynldığını belirterek "Canver'e olan sevgimizde bir azalma yoktur. Bu tür aynlmalara doğal bakmak gerekli. Kendisinin yeniden aramıza döneceğıne inanıyorum" dedi. Karakaş'tan protegto • İç Politika Servisi — SHP İstanbul îl Başkanı Ercan Karakaş, ANAP hükümetinin SHP'li belediyelerin imar yetkilerine getirdiği kısıtlamalan protesto etti. Karakaş dün yaptığı yazüı açıklamada, ANAP hükümetinin her geçen gün belediye yetkilerini merkezileştirme yolunda yeni adımlar attığına dikkat çekerek özetle şu görüşe yer verdi: "Bir taraftan tmar Yasası'nın bazı maddelerini bu doğnıltuda değiştirmeye çalışıyor, diğer yandan büyük kentlerde turizm alanı adı altmda denetimsiz imara İ2İn veriyor. En son olarak da Yalova ve Çanakkale'de olduğu gibi belediyelerden ahnarak valilik ve bayındırhk müdürlüğüne verildi. Alınan bu kararlar, plansız yerleşmeyi teşvik eden kacak inşaatlar yoluyla büyük kazançlar sağjayan kimseleri koruyan kararlardır" Yılmazcılar iftarda • ANKARA (ANKA) — Ramazan ayıyla birlikte ANAP içerisinde iftar yemekleri de başladı. Yılmazcılar ilk iftar yemeklerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'un konuğu olarak vediler. TEK tesislerinde Mesut Yılmaz'ın katıhmıyla bir araya gelen 15 milletvekili yemekte biten il kongrelerine ilişkin değerlendirme yaptılar. Şu ana kadar alınan sonuçlann liberaller adına olumlıf olduğu belirtilirken yemekte büyük kongrede kimin ne kadar delegesi olacağı da tartışıldı. Taraşçı'da seçim • SEYDİŞEHtR (Cumhuriyet) — Taraşçı kasabasında 7 nisanda yapılacak belediye başkanlığı seçimlerine 5 siyasi parti katıhyor: SHP adayı Salih Can, MÇP adayı Mustafa Belci, DSP adayı Alaattin Balcı, RP Fahri Koçak, ANAP adayı da Abdurrahim Dağlı. 7 sandıkta toplam 1600 seçmen oy kullanacak. DMP'ye ret • ANKARA (AA) — Yüksek SeçimKurulu (YSK), Demokrat Merkez Parti'nin (DMP) 2 Haziran 1991. tarihinde yapılacak yerel ara seçime katılmak için yaptığı başvuruyu reddetti. YSK'nın, daha önce aldığı yerel ara seçime katılacak partileri belirleyen kararına bu partiler arasında bulunmayan DMP'nin yaptığı itiraz yerinde bulunmadı. YSK, 2 Haziran 1991 tarihinde yapılacak yerel ara seçime SHP, ANAP, DYP, DSP, RP, SP, MÇP ve İDP'nin katümasım kararlaştırmıştı. 2 haziran yerel ara seçimi, 1990 ydı içinde kurulan 18 belediyede yapılacak. Akbulut, Talabani ve Barzani'nin temsilcisini dinlediklerini söyledi </ Iaahhütte bulunmadık'Başbakan Akbulut, ANAP grubunda yaptığı konuşmada, "Talabani ve Barzani'nin temsilcisi Kürt devleti kurmayı amaçlamadıklarını ve PKK'yla ilişkilerinin olmadığını söylediler" dedi. Akbulut, Türk devletinin üniter devlet olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Yıl- dıran Akbulut, aradan iki haf- ta geçtikten - ^ = sonra Kürt liderler Talabani ve Barzani'nin temsilcisi ile yapılan görüşme hakkında ANAP Mec- lis grubuna bilgi verdi. Akbulut, "Maksat savaş bittikten sonra Irak'taki karışıkhğın boyutunu tespit edefclmekti" dedi \ıe Irak'ta Kürt devleti kurulması- na karşı olduklannı yineledi. Akbulut, "Türk devleti üniter bir devlettir, bunun aksi düşü- nülemez. Aksini düşünmek için de bir gerek yoktur" görüşünü savundu. Çoğunluğun bulunmaması nedeniyle geçen hafta toplana- mayan ANAP Meclis gnıp top- lantısına bu hafta da ANAP'ın 276 milletvekilinden yaklaşık 100'ü katıldı. Akbulut, grupta yaptığı konuşmada, Kürt lider- lerin Türkiye'ye gelişlerinin Cümhurbaşkanı Turgnt Özal tarafından açıklandığını ve bu konuda değişik yorumlar oldu- ğunu anımsattı. Irak'ın sınırla- nmn değişmemesi ve Kuveyt'iri işgaline karşı düşünceleri krizin başmdan bu yana savundukla- rını vurguteyan Akbulut, "Bi- zün kriz politikalanmız muba- lefet tarafından tenkit edildiyse de isabetli olduğu şimdi görüldü" dedi. "Talabani ile Barzani'nin temsilcisini karlşıklık sürerken ne olduğunu anlamak için çağırdık" diyen Akbulut, "Kendileri de Kürt devleti kur- mayı amaçlamadıklannı, PKK ile ilişkileri olmadığını, hatta PKK'nın kendilerini 'emperya- lizmin uşağı' olarak gördüğünü söylediler. Biz dinledik. Her- hangi bir taahbütte bulunmadık" biçiminde konuş- tu. Bu konuda basmda yapılan yorumların hükümeti yıpratma- ya yönelik olduğunu öne süren Akbulut, kendisinin bu görüş- meden habersiz olduğu eleştiri- lerini de "Ciddiyetsizlik ve ileri görüşlülükten yoksunluk" ola- rak nkeledi. Bu konuda hiçbir gazetecinin kendisine soru sor- madığuu söyleyen Akbulut, ba- sının bir bölümünün muhalefet partileriyle birlikte hareket etti- ğini iddia etti. Akbulut, millet- vekillerinin sessizce dinlediği konuşmasım şöyle tamamladı: "Türk devleti üniter bir dev- lettir, bunun aksi düsünülemez. Aksini düşünmek için de bir ge- rek yoktur. Vatandaşlarımızın hepsi eşit haklara haizdir. Ka- nun ve nizam içinde hiçbiri bir- birinden farklı değildir." Öte yandan grup toplantısı- nın başlangıcında konuşan ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Güney de TBMM Genel Kuru- lu'nun uzun bir süredir çoğun- luğun sağlanamaması nedeniy- le toplanamadığını anımsattı. Güney, milletvekillerini TBMM'ye devam etmeleri ko- nusunda uyardı. Hükümetin dışpolitikada 'kuraldışı 9 davranışlarını sert dille eleştireninönü: 'Türkiye üniter devlet'SHP Genel Başkanı İnönü, partisinin grup toplantısında İnönü konuşmasmın bir bölümünde, "Sınırların yaptığı konuşmada Kürtçe konuşma serbestliğine de değinerek "Ara dönemde bir kayaya çarpmışız. Geriye gitmişiz. Türkiye'de herkesin anadili ne olursa olsun serbestçe konuşmasım sağlayacağız. Onun için bu yasayı kaldırın dedik, dinlemediler. Anadillerinde konuşmak, şarkı söylemek herkesin hakkı" dedi. değişmesinin zamanı geçmiştir. Irak'a komşu ülke olduğu ifcin ilgi duyarız. Kimsenin dışandan müdahaleye hakkı yoktur" dedi. Bunun üzerine Balkaler Atalay söz ahp Inönü'nün Irak'taki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerine katılmadığını belirterek "Bu yaklaşım, partinin imajını olumsuz etkilemiştir" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, "Tür- kiye Cumhuri- yeti üniter bir devlettir. Kurulu- şu böyledir. Etnik kökenleri farklı da olsa insanlar bu dev- leti birlikte oluşturmuşlardır" dedi. tnönü, insanlann demok- rasi içinde haklannı almalan ge- rektiğini, bunun için kendileri- nin de uğraş verdiklerini anla- tarak "İnsanlar haklannı alamı- yoriarsa, 'kendi kaderlerini ta- yin hakkı' (self determination) vardır" diye konuştu. Baykal'a yakın milletvekilleri ise genel merkezin Irak politikasını eleş- tirdiler ve değiştirilmesini is- tediler. SHP grubunun dünkü top- lantısında konuşan inönü, özet- le şu noktalar uzerinde durdu: • "İktidann dış politikadaki ta- mamen kuraldışı davranışları Türkiye'de ve dünyada başıbo- zuk bir yorum fırünasına >ol aç- mışür. Herkes her konuda yo- rum yapabilir hale gelmiş, orta- lık tozduman olmuştur. • Türkiye Cumhuriyeü üniter bir devlettir. Kuruluşu böyledir. Etnik kökenleri farklı da olsa insanlar bunu birlikte omuzla- mışlardır. Üniter olması bazı vatandaşlann haklardan yarar- lanmaması demek değildir. Bu- nu getirmez. Bunun örnekleri vardır dünyada. Bizim amacı- mız üniter yapıyı koruyarak berkese demokratik haklannı vermektir. • Ara dönemde bir kayaya çarpmışız, geriye gitmişiz. Tür- kiye'de herkesin, anadili ne rJnvr«» S H P G e n e l B ' | Ş-InÖnÜ, «111^11x11 u ı u ^ u r k M 1 E r d a J i n o . nü, bugun İbn-i Sina Hastanesi'nde kasık fıtığı ameliyatı olacak. SHP lideri bir süredir rahatsız olduğu fıtığından bugün ameliyat masasına yatacak. Dünkü grup toplantısında açtş konuşmasım 3»ptütt«n sonra bu nedenle tahlile giden Inönü'nün ameliyatının saaj ıı.0O'de başlayacağı kaydediliyor. tnönü, ameliyat olacağı tbn-i Sina Hastanesi'ne dün akşam yattı. Meclis koridorlannda gazetecilerin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'a "Ameliyat için önlem aldınız raı" sorusu üzerine Şıvgın, baberdar olmadığını söyledi. Demirel, Kürt liderlerlegörüşülmesini eleştirdk Çankaya gaflet, hıyanet içinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Genel Baş- kanı Süleyman Demirel, lıKürtçenin serbest bırakılma- sı tartışmalanm ve Kürt li- derleriyle Ankara'da görü- şülmesini sert bir dille eleş- tirerek 1979 seçimlerinde devletin birliğini savunan AP'nin, Güneydoğu Anadolu'da- ki illerde birinci parti olduğunu anımsattı ve "Devletin Çankayası, fevkalade yanlış bir iş, gaflet, dalalet ve hıyanet içindedir" dedi. "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü- ne yönelttiğiniz her şey, bu ulkenin sırtına hançer saplamakbr" diye konuşan Demi- rel, Kürtçe konuşulmasının serbest bırakıl- ması tartışmalarının aJtında "Çankaya'nın koltuk korkusu olduğunu" söyledi. DYP'nin TBMM grubunda konuşan De- mirel, tüm vatandaşlarının birinci sınıf va- tandaş olduklannı, Türkiye'yi inanç ve et- nik farklılıklarla mütalaa etmenin ülkeyi parçalayacağını kaydetti. Siyasetin ırk, et- nik ve inanç farklıhklan üzerine yapılma- masını isteyen Demirel, şunları söyledi: "Bunu yaparsanız pek çok kişiyi azınlık, ikinci sınıf vatandaş durumuna düşüriirsü- nüz. Bu tartışmayı siyasi istismar için sür- dürüp 'Birtakım adamların ağızlarına bal çalayım, oy alayım' diyorsanız, bu sizin ayağınıza dolanır. Bir siire sonra birbirimizi seven biz, birbirimizi 'Bunlar' ve 'Onlar' diye ayırmaya kalkanz. Böyle bir taıtışma- nın altmda Çankaya'nın koltuk korkusu vardır. Türkiye'nin biriiği, birtakım insan- lara batıyor. Milletin birtakım mukaddes- lerini Çankaya koltuğu için parçalamaya kalkarsamz zehir zıkkım olsun. Türkiye'- nin biriiği zorla kurulmuş değildir, rızaya dayanır." Sevr Antlaşmasf nın bile tanımadığı bir- takım şeyleri şimdi ortaya çıkarmarun an- lamı olmadığını vurgulayan Demirel, yapı- lan tartışmaların zihinlerde imalara neden olduğunu belirtti. 2932 sayılı yasarun kalk- masmı, isteyenlerin kendi aralarında iste- dikleri dili konuşmasım savunduklannı bil- diren Demirel, "Ama bundan öteye istis- mara gitmeyin" dedi. Kürt lideri Talabani ile Barzani'nin tem- silcisinin Ankara'ya davet edilmesini ve kendileriyle konuşulmasım, "Bunlann üs- tüne tüy dikmek" olarak niteleyen Demi- rel, şöyle konuştu: "Bu kişiler yıllardır vardır, ama şimdi- ye kadar Ankara'ya çağruıp konuşulma- mıştır. Ama bunlann yönetiminde Türki- ye Cumhuriyeti, giydirilmiş olmaktan çıp- DYP lideri partisinin grup toplantısında, milletin reddettiği iktidann dışarıya demokrasi ihraç etmeye çalıştığını belirterek "Demokrasi açısından bunlann üstü başı yırtıktır, kirlidir. Millet iradesiyle iktidar arasında utanç duvarı olmuştur" dedi. laklığa dönüştürülmüştUr. Bunn niye yap- tığınızın sebebini açıklayın. Bunlarla yapı- lan konuşmalann zaptı yoktur. Talabani, 'Irak'ta bir otonom Kürt idaresi kurulma- sı için Türk hükümetini ikna ettik' diyor. Türkiye'deki ve başka ülkelerdeki 'Ben Kurdüm' diyenler arasında fark vardır. Bu- radakiler, tam vatandaşlık haklanna sahip- lerken oradakiler itilip kakılmışlardu-. Ara- larında fark varsa bunun mücadelesini ya- palım. Yeltsin'e akıl vereceğine, 35 vilayet göç ediyor, gel bunun çaresini bulalım kar- deşim. 'Kıyamet mi koptu geldilerse, ABD ve Ingiltere de konuşuyor' diyecekler. ABD ve tngiltere onlarla çoktan beri konuşuyor. Babalanmn, senin haynna konuşmuyorlar. Türkiye'deki bütün isyanlann altmda bir parmak bulacaksınız. Onlann, Fransa'mn işidir bu. Ankara'da, bir sefaret binasının muayyen yerierine muayyen işaretler konul- muş, bayraklı bir harita var." Türkiye'yi yönetenlerin bütakam anlam- lara gelebilecek hareketlere girdiğini kay- deden Demirel, "Siz bunlarla konuşursa- nu, Türkiye'yi kanşbrmaya kalkanlaria da Atina, Sofya, yarın ABD, İngiltere de ko- nnşur. Yann size de 'Bunlarla konuşun' derler. Türkiye Cumhuriyeti'ni bu şekilde mağlup ederseniz bundan sonra fevkalade büyük sıkıntdan olur" dedi. Utanç duvan 26 Mart yerel seçimlerinin yıldönümü yaklaşırken milletin reddettiği iktidann dı- şarıya demokrasi ihraç etmeye çalıştığını bildiren Demirel, "Demokrasi açısından, bunlann üstü başı yırtıktır, kirlidir. Millet iradesi ile iktidar arasında utanç duvan ol- muştur. Bu duvar ytkılmadığı için sıkıntı- lar sürüyor. Türkiye'nin en önemli sorunu, bu utanç duvannı yıkraakür, yıkacaknr da. Berlin'deki utanç duvannın parçalan saül- dı, benim masamın üstünde de bir parça var. Ama bunlann parçası da kalmayacak- tır, toz duman olacaklardır. Gorbi'yi, Ge- orge'u idare ediyoruz. Ama bir Türkiye'yi idare edemiyorlar" dedi. ABD'ye gidecek olan Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, "ne alıp değil, ne bırakıp geleceğini" merak ettiğini bildiren Demi- rel, Kıbrıs'ta bir toprak tavizine gidileceği görüşünün yaygın olduğunu, bundan baş- ta KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ol- mak üzere Kıbns'taki yöneticilerin fevka- lade rahatsız olduklannı belirtti. Demirel, Türkiye'nin bir silah deposu haline dönüş- türüleceği yolundaki haberlerle i'gili olarak da "Bu, Türkiye'nin bir ardiye, yahut ema- netçi, yahut hurdalık olarak kullanılması- dır. Bu silahlar ne olursa olsun, komşula- nmızı rahatsız etmek ve bizim onurumuzu kırmaktan başka işe yaramaz" diye konuştu. olursa olsun hiçbir baskı altın- da kalmadan konuşmasım sağ- layacağız. Onun için 'Bu yasa- yı kaldırın' dedik. Dinlemediler. Anadillerinde konuşmak. şarkı söylemek, dinlemek insanlann en doğal haklandır. • Ama biriiği konımak da her- kesin çıkannadır. Ben bunu yal- nız Türkiye'de değil, dünyada da önerdim, anlattım. tnsan haklan şampiyonluğu yapan ül- kelerde anlattım. Ben bunlan anlattıklan sonra bir Belçikalı ya da Danimarkalı sosyal de- mokrat çıkıp da 'Bu yetmez' demedi. • Farklılıklar ancak demokrasi içinde insanlar haklannı alamı- yorsa 'kendi kaderini tayin hakkı' verir. Yoksa vermez. Bir- leşmiş MiUetler Anayasası bunu söylüyor. Irak'a demokrasiyi kim getirecek? • Sınırların değişme zamanı ar- tık geçmiştir. Mesele, mevcut sı- nırları koruyarak demokrasi içinde insanlara haklannı ver- mektir. Zorla sınır değiştirmek sa\ aş nedenidir. Dünya artık sa- vaş istemiyor. O zaman yapıl- ması gereken, insanlann özgür ve demokrasi içinde yaşamala- nnı sağlamaktır. • Türkiye Irak'taki rejimi kabul etmiyor degil. Kabul ettiğimiz bir rejimi değiştirmek istiyor gö- rünlüsü vermek bizim itibanmt- zı arttırmaz. Bu, bazı kişilere, bazı çevrelerden prestij saglaya- bflir, ama Türkiye'ye bir şey ka- zandırmaz." SHP lideri, iç politika konu- sunda da şu noktalar uzerinde durdu: • "tktidar 26 Mart'tan sonra seçimlere gitmedi. Bütün sorun buradan kaynaklanıyor. Şimdi bitmez tükenmez bir çırpınış içindeler. • Seçim Yasası'nı da bir an ev- vel getirsinler. Yine seçimlere gi- derken son dakikada getirecek- ler. 1yi niyetleri varsa bir an ev- vel getirsinler. • Bizim istediğimiz, genel aftır. Tecil değil. Öyle olunca insan- lar serbest bırakılıyorlar, ama takip edilen insanlar oluyorlar. Biz af diyoruz. Bunlann diğer insanlardan hiçbir farkı kalma- mah." Ali Topnz ve Etem Cankur- taran'm konuşmamalanna kar- şın Baykal'a yakın olarak bili- nen milletvekilleri, gündem dı- şı söz alarak SHP'nin Ortado- ğu politikasına sert eleştiriler yönelttiler. tsmail Cem, Irak'a karşı izlenecek politikanın sap- tanması için grubun perşembe günü toplanmasını isterken Is- temihan Talay, "Türkiye Irak'- taki iç çatışmaya seyirci kala- maz. Bu nedenle parti politika- sı gozden geçirilmelidir" diye konuştu. Olayın Türkiye'yi ya- kından Ugilendirdiğini savunan Fuat Atalay, bu durumda "se- yirci kalmanın zarar getireceğini" öne sürdü. Atalay da özetle şu noktalar uzerinde durdu: "Grup bu politikalann izlen- mesinde devre dışı bırakılmıştır. Sayın Genel Başkan'ın Irak'ta- ki gelişmelerle ilgili değerlendir- melerine kaulmıyorum. Bu yak- laşımlar partinin imajını olum- suz etkilemektedir. Çağdaş sos- yal demokrat bir ideolojiyle ça- tışan noktalan vardır. Irak'ta- ki gelişmelerin başka devletleri ilgilendirmediği gönişüne katıl- mak mumkun değildir. Bu, bir insan haklan sorunudur. Şimdi biz çıkıp bu yayılmacı despot Saddam yönetiminin ölüm saç- masına ilgisiz mi kalacağız? Bu- nu anlamak mümkün değildir. Bunlar evrensel sonınlardır. Po- litikalanmız değişmelidir. Yan- lış tahlillere dayalı politikaları artık bir kenara atmak gerekir." CÜNEYT ARCAYÜREK YAZIYOR Siyasetin Üzerine Çöken Korkunun Adı: Kamp Davut! ANKARA — Kamp Davut yolcumuz, önce Iraklılara, daha sonra Kürt sorununda dünyanın batısıyla doğusuna akıl ve- riyor. Hertürden seçenekler sergiliyor. Ya olası gelişmeler- den sonra Türkiye'nin bütünlüğü? İşte o noktada görüş söy- leyemiyor, tıkanıp kalıyor. Bir iki kez değindik. Namus sözcüğünü hakkıyla kullanan bir televizyon kamerası salı günleri muhalefet partilerinin Meclis gruplarını izleyebilse... Halkımız, belli başlı önemli konularda İnönü ile Demirel'in hem görüşlerini öğrenecek hem de kafasından atamadığı soruların yamtlannı bulacak. İki muhalefet lideri dün Ortadoğu'daki son gelişmeleri ir- delerken özenle Türkiye'deki Kürt sorununa değındıler. inö- nü ile Demirel, Türkiye'nin "üniter devlet niteliğini" asla yi- tirmeyeceğini sözcükterin üzerine basa basa söylediler. Irak'ta otonom Kürt devletinden, federal bir yapıya değin çeşitlı seçeneklerle ilgili engin görüşlerini önüne çıkana yi- neleyen TÖ'nün ağzından düne kadar nedense üniter dev- let kavramını duyuran tek bir sözcük çıkmadı. Sürekli eleştiregeldiğimiz Akbulut, güncelleşen tartışma- nın duyarlı noktasını keşfetmış olacak ki dün gruba girer- ken "Türkiye'nin üniter devlet" kimliğinden asla vazgeç- meyeceğinı vurgula- .. dı. Bu temei iike TÖ'nün içeride oy uzerinde birieşiidik- ^aygısıylk Kürt sorununa ten sonra Kurt ko- •'*' .% .. . kenhçeşıtiisoruniar yanaştığını söyleyen eie aimabiiirdi. Demirel, Kamp Davut'ta T / £ü ? sorunian - Kıbrıs'ta toprak basta, TO nun bugun yap- , . , . . . . . . tığıgibi-üçbuçukoy bırçok odunler için masaya getiriie- isteneceğini, Türkiye'nin mezdi. TÖ'nün ko- a$kerj d e p o o/arak nuya ıçtenlıke eğı - . . . , , ,. , mediğine taze ör- kullanılması halınde nek, Kürtçenin ÖZ- "ardiye, emanetçi, güriüğünü sağiaya- nUrdacı"ya dönüşeceğini Sd-STnma^ğ; öne sürüyor ve politikay, Anayasa Komisyo- özetliyordu: "Teslim ol, nu'nda, tam Kamp v e r v e kuiİUİ!" Davut'a yolcuyken görüşmeye açılmasıydı. Kürt kökenlibrle ilgili SHP raporunu bölücülük diye hal- ka jurnal edenler, Kürt-Türk herkese demokratik haklan sa- vunan muhalefeti küçümseyenler, Ortadoğu politikasında yaya kalınca birden bire Kürtlerın hamısı kesiimişlerdi. Kürt liderler ise Kürt halkının haklannı korumasını ve sözcülü- ğünü yapmasını Mitterrand'dan bir mektupla istediler. Met- nin altmda Talabani'nin de imzası vardı. Artık kuraldışı arayışlar içindeydi iktidar. Anayasada de- ğişıklik bir yutturmacaydı. TÖ'nün "keyfi idaresini, kışisel yönetimini anayasaya dayandırmak"tı. İnönü'den sonra Demirel de ağır üslupla TÖ'ye yükleni- yordu: Ekrana yapıştk hale gelen Çankaya, Türkiye'yi yo- netemezken ortaya çıkmış "Gorbi ile Corcu idare ettiğini" propaganda ediyordu. "Bush, kara savaşı 100 gün sürer demiş, TÖ yüz saat diyerek iddiayı kazanmış".. İyi ama "Ka- ra savaşı başladığı gün birbuçuk ayda biteceğıni" bir de- meçle açıklayan da aynı TÖ'ydü. Demirel, "Hani ya müba- rek sankı çerçi. Sırtındaki sandıkta her şey var. Seç sec al" diyordu. Galiba basını ilgitendiren yargıda da haklıydı. "Bir propaganda seli gerçekleri örtüyor"du! TÖ'nün içeride oy kaygısıyla Kürt sorununa yanaştığını söyteyen Demirel. Kamp Davut'ta Kıbrıs'ta toprak başta, bir- çok ödünler isteneceğini, Türkiye'nin askeri depo olarak kul- lanılması halinde "ardiye, emanetçi, hurdacı"ya dönüşe- ceğini öne sürüyor ve politikayı özetliyordu: "Teslim ol, ver ve kurtul!" Kürt tartışmalarını gündeme almanın asıl anlamı neydi? Çankaya'daki koltuk! "Çankaya'da oturmak için ülke birliğini parçalarsanız, ze- hir zıkkım olsun" diyordu DYP lideri. Kamp Davut korkusu ülkenin üzerine cökmüştü. DSP BÜYÜK KONGRESİ'NE DOĞRU Muhalefet: Rahşan Ecevît çekilsin ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DSP 2. Buyük Kong- resi 24 mart pazar günü Anka- ra'da toplanacak. Genel Baş- kan Bülent Ecevit'in konuşma- sıyla açılacak olan kongrede genel başkan ve yönetün or- ganlan için seçünler yapılacak. Kongre oncesinde eski Genel Başkan Necdet Karababa ve "Özgür Demokrasi Grubu" muhalefet atağına geçtiler. DSP 2. Olağan Büyük Kong- resi pazar günü saat 10.00'da Atatürk Spor Salonu'nda baş- layacak ve bir gün sürefcek. Kongrede, parti tüzüğünde ba- zı küçük değişiklikler de yapı- lacak. Genel Başkan Bülent Ecevit'in, konuşmasında, Türkiye ve dünyadaki gelişme- lere ilişkın görüşlerini açıkla- ması bekleniyor. DSP'nin eski genel başkan- larından Necdet Karababa, kongre oncesinde örgüte gön- derdiği mektupta, kongrenin "gölgeli" olacağını savundu. Her kurultay öncesi ve sonra- sında, ilçe ve il kongrelerinin "seçimler sık yapılıyor, onun için kongrelere zamammız olmadı" veya "ağır kış koşul- ları nedeniyle kongreler yapdamadı" gibi sudan baha- nelerle örgüt ve tabanla alay edildiğini öne süren Karababa, mektubunda şu görüşlere yer verdi: "Partimizde yaşanan ihraç mekanizması içler acısı boyut- larda sürmektedir. Binlerce ar- kadaşımız eenel merkezin öz- gür düşünceye olan tahammül- süzluğü sonucu partimizden ih- raç edilmişlerdir. Hukuk, sağ partilerde bile bu kadar tûce sa- yılamaz. Uğraşım, kişisel çıkar peşinde koşmak değil, partimi- zin demokratik çizgide iktida- ra yüriimesine katkıda bulun- makUr." "Ozgür Demokrasi Grubu" da "Kamuoyunun dikkatini 24 marta çekiyoruz" başlığı altm- da yazılı bir açıklama yayunla- dı. Bülent Ecevit'in 'Ben de- mokrat bir liderim' diye mille- ti aldattığı savunulan açıklama- da, "Ecevit'in karşısına geçip demokrasi istediği için partidea ihraç edilenlere bakıp da kor- kup susanlar olabilir. Ancak biz susmamaya yeminliyiz. 24 martta kurultay salonunda de- mokrasinin de sesi yankı bulacaktır" denildi. Rahşan Ecevit'in yönetim- den çekilmesi istenilen açıkla- mada, MKYK listesinin örgüt temsilcüeri tarafından yapılma- sı gerektiği vurgulandı. Kongreye katılacağun bildi- ren Necdet Karababa, söz hak- kı verildiği takdirde kongrede bir konuşma yapacağını ve ka- muoyuna açıkladığı görüşleri- ni kürsüden dile getireceğini bildirdi. Karababa, bu hafta sonunda Ankara'ya gelecek ör- güt temsilcileriyle yapacaklan görüşmelerden sonra kongrede yönetim için liste çıkanp çıkar- mayacaklannm kesmleşeceğini söyledi. Cumhurbaşkanı'na hakaret davalarıİSTANBUL (AA) — Cum- hurbaşkanı Turgut Ozal'a yayın yolu ile hakaret ettikleri iddia- sıyla Yüz>il dergisi sorumlu mü- dürü Adnan Akfıral ile Sosya- list Parti Genel Başkanı Ferit tl- sever'in yargılanmalanna iki ayn davayla devam edildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mah- kemesi'ndeki duruşmada sorgu- su yapılan Adnan Akfırat, der- ginin 9 Eylül 1990 tarihli 6. sa- yısında yayımlanan ve SP Genel Başkanı Ferit tlsever'in bir de- ğerlendirmesi olan "Özal ga>ri- meşrudur" başhkh yazıda haka- ret kastı bulunmadığını öne sür- dü. Sava da Prof. Dr. Sulhi Dön- mezer'in "yazının suç oluştur- duğu" yolundaki bilirkişi rapo- runun yeterli olmadığını belirte- rek mahkemenin 3 kişilik yeni bir bilirkişi heyeti oluşturması- nı istedi. Duruşma, mahkemenin belir- leyeceği bilirkişi heyetinin yaa- yı incelemesi için ileri bir tarihe bırakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle