Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MART 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5
Canver, HEP'ten
istifa etti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Adana
Milletvekili Cüneyt Canver,
kurucusu olduğu Halkın
Emek Partisi'nden (HEP)
istifa etti. Canver'm bir
süredir, Kürt politikası
nedeniyle partiyle
anlaşmazlık içinde olduğu
biliniyordu. Canver,
"önümüzdeki günlerde
gerekırse açıklama
yapacağmı" belirtirken
HEP'in milletvekili sayısı
da ll'e düşmüş oldu.
Canver için kulislerde
"SHP'deki kurultay
sonuçlarına göre Baykal ile
birlikte hareket etmek için
bu partiye geçeceği ya da
ANAP'a gecmek istediği,
bu nedenle Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ile ilişkilerini
sıklaştırdığV yolunda
söylentiler dile getiriliyor.
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işıklar ise Cüneyt Canver*in
"dostça''aynldığını
belirterek "Canver'e olan
sevgimizde bir azalma
yoktur. Bu tür aynlmalara
doğal bakmak gerekli.
Kendisinin yeniden aramıza
döneceğıne inanıyorum"
dedi.
Karakaş'tan
protegto
• İç Politika Servisi —
SHP İstanbul îl Başkanı
Ercan Karakaş, ANAP
hükümetinin SHP'li
belediyelerin imar
yetkilerine getirdiği
kısıtlamalan protesto etti.
Karakaş dün yaptığı yazüı
açıklamada, ANAP
hükümetinin her geçen gün
belediye yetkilerini
merkezileştirme yolunda
yeni adımlar attığına dikkat
çekerek özetle şu görüşe yer
verdi: "Bir taraftan tmar
Yasası'nın bazı maddelerini
bu doğnıltuda değiştirmeye
çalışıyor, diğer yandan
büyük kentlerde turizm
alanı adı altmda denetimsiz
imara İ2İn veriyor. En son
olarak da Yalova ve
Çanakkale'de olduğu gibi
belediyelerden ahnarak
valilik ve bayındırhk
müdürlüğüne verildi.
Alınan bu kararlar, plansız
yerleşmeyi teşvik eden
kacak inşaatlar yoluyla
büyük kazançlar sağjayan
kimseleri koruyan
kararlardır"
Yılmazcılar
iftarda
• ANKARA (ANKA) —
Ramazan ayıyla birlikte
ANAP içerisinde iftar
yemekleri de başladı.
Yılmazcılar ilk iftar
yemeklerini Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Fahrettin
Kurt'un konuğu olarak
vediler. TEK tesislerinde
Mesut Yılmaz'ın katıhmıyla
bir araya gelen 15
milletvekili yemekte biten il
kongrelerine ilişkin
değerlendirme yaptılar. Şu
ana kadar alınan sonuçlann
liberaller adına olumlıf
olduğu belirtilirken yemekte
büyük kongrede kimin ne
kadar delegesi olacağı da
tartışıldı.
Taraşçı'da
seçim
• SEYDİŞEHtR
(Cumhuriyet) — Taraşçı
kasabasında 7 nisanda
yapılacak belediye
başkanlığı seçimlerine 5
siyasi parti katıhyor: SHP
adayı Salih Can, MÇP
adayı Mustafa Belci, DSP
adayı Alaattin Balcı, RP
Fahri Koçak, ANAP adayı
da Abdurrahim Dağlı. 7
sandıkta toplam 1600
seçmen oy kullanacak.
DMP'ye ret
• ANKARA (AA) —
Yüksek SeçimKurulu
(YSK), Demokrat Merkez
Parti'nin (DMP) 2 Haziran
1991. tarihinde yapılacak
yerel ara seçime katılmak
için yaptığı başvuruyu
reddetti. YSK'nın, daha
önce aldığı yerel ara seçime
katılacak partileri belirleyen
kararına bu partiler
arasında bulunmayan
DMP'nin yaptığı itiraz
yerinde bulunmadı. YSK, 2
Haziran 1991 tarihinde
yapılacak yerel ara seçime
SHP, ANAP, DYP, DSP,
RP, SP, MÇP ve İDP'nin
katümasım kararlaştırmıştı.
2 haziran yerel ara seçimi,
1990 ydı içinde kurulan 18
belediyede yapılacak.
Akbulut, Talabani ve Barzani'nin temsilcisini dinlediklerini söyledi
</
Iaahhütte bulunmadık'Başbakan Akbulut, ANAP grubunda
yaptığı konuşmada, "Talabani ve
Barzani'nin temsilcisi Kürt devleti
kurmayı amaçlamadıklarını ve PKK'yla
ilişkilerinin olmadığını söylediler" dedi.
Akbulut, Türk devletinin üniter devlet
olduğunu belirtti.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
Başbakan Yıl-
dıran Akbulut,
aradan iki haf-
ta geçtikten - ^ =
sonra Kürt liderler Talabani ve
Barzani'nin temsilcisi ile yapılan
görüşme hakkında ANAP Mec-
lis grubuna bilgi verdi. Akbulut,
"Maksat savaş bittikten sonra
Irak'taki karışıkhğın boyutunu
tespit edefclmekti" dedi \ıe
Irak'ta Kürt devleti kurulması-
na karşı olduklannı yineledi.
Akbulut, "Türk devleti üniter
bir devlettir, bunun aksi düşü-
nülemez. Aksini düşünmek için
de bir gerek yoktur" görüşünü
savundu.
Çoğunluğun bulunmaması
nedeniyle geçen hafta toplana-
mayan ANAP Meclis gnıp top-
lantısına bu hafta da ANAP'ın
276 milletvekilinden yaklaşık
100'ü katıldı. Akbulut, grupta
yaptığı konuşmada, Kürt lider-
lerin Türkiye'ye gelişlerinin
Cümhurbaşkanı Turgnt Özal
tarafından açıklandığını ve bu
konuda değişik yorumlar oldu-
ğunu anımsattı. Irak'ın sınırla-
nmn değişmemesi ve Kuveyt'iri
işgaline karşı düşünceleri krizin
başmdan bu yana savundukla-
rını vurguteyan Akbulut, "Bi-
zün kriz politikalanmız muba-
lefet tarafından tenkit edildiyse
de isabetli olduğu şimdi
görüldü" dedi.
"Talabani ile Barzani'nin
temsilcisini karlşıklık sürerken
ne olduğunu anlamak için
çağırdık" diyen Akbulut,
"Kendileri de Kürt devleti kur-
mayı amaçlamadıklannı, PKK
ile ilişkileri olmadığını, hatta
PKK'nın kendilerini 'emperya-
lizmin uşağı' olarak gördüğünü
söylediler. Biz dinledik. Her-
hangi bir taahbütte
bulunmadık" biçiminde konuş-
tu.
Bu konuda basmda yapılan
yorumların hükümeti yıpratma-
ya yönelik olduğunu öne süren
Akbulut, kendisinin bu görüş-
meden habersiz olduğu eleştiri-
lerini de "Ciddiyetsizlik ve ileri
görüşlülükten yoksunluk" ola-
rak nkeledi. Bu konuda hiçbir
gazetecinin kendisine soru sor-
madığuu söyleyen Akbulut, ba-
sının bir bölümünün muhalefet
partileriyle birlikte hareket etti-
ğini iddia etti. Akbulut, millet-
vekillerinin sessizce dinlediği
konuşmasım şöyle tamamladı:
"Türk devleti üniter bir dev-
lettir, bunun aksi düsünülemez.
Aksini düşünmek için de bir ge-
rek yoktur. Vatandaşlarımızın
hepsi eşit haklara haizdir. Ka-
nun ve nizam içinde hiçbiri bir-
birinden farklı değildir."
Öte yandan grup toplantısı-
nın başlangıcında konuşan
ANAP Grup Başkanvekili Ülkü
Güney de TBMM Genel Kuru-
lu'nun uzun bir süredir çoğun-
luğun sağlanamaması nedeniy-
le toplanamadığını anımsattı.
Güney, milletvekillerini
TBMM'ye devam etmeleri ko-
nusunda uyardı.
Hükümetin dışpolitikada 'kuraldışı
9
davranışlarını sert dille eleştireninönü:
'Türkiye üniter devlet'SHP Genel Başkanı İnönü, partisinin grup toplantısında İnönü konuşmasmın bir bölümünde, "Sınırların
yaptığı konuşmada Kürtçe konuşma serbestliğine de
değinerek "Ara dönemde bir kayaya çarpmışız. Geriye
gitmişiz. Türkiye'de herkesin anadili ne olursa olsun
serbestçe konuşmasım sağlayacağız. Onun için bu yasayı
kaldırın dedik, dinlemediler. Anadillerinde konuşmak,
şarkı söylemek herkesin hakkı" dedi.
değişmesinin zamanı geçmiştir. Irak'a komşu ülke olduğu
ifcin ilgi duyarız. Kimsenin dışandan müdahaleye hakkı
yoktur" dedi. Bunun üzerine Balkaler Atalay söz ahp
Inönü'nün Irak'taki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerine
katılmadığını belirterek "Bu yaklaşım, partinin imajını
olumsuz etkilemiştir" diye konuştu.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
tnönü, "Tür-
kiye Cumhuri-
yeti üniter bir devlettir. Kurulu-
şu böyledir. Etnik kökenleri
farklı da olsa insanlar bu dev-
leti birlikte oluşturmuşlardır"
dedi. tnönü, insanlann demok-
rasi içinde haklannı almalan ge-
rektiğini, bunun için kendileri-
nin de uğraş verdiklerini anla-
tarak "İnsanlar haklannı alamı-
yoriarsa, 'kendi kaderlerini ta-
yin hakkı' (self determination)
vardır" diye konuştu. Baykal'a
yakın milletvekilleri ise genel
merkezin Irak politikasını eleş-
tirdiler ve değiştirilmesini is-
tediler.
SHP grubunun dünkü top-
lantısında konuşan inönü, özet-
le şu noktalar uzerinde durdu:
• "İktidann dış politikadaki ta-
mamen kuraldışı davranışları
Türkiye'de ve dünyada başıbo-
zuk bir yorum fırünasına >ol aç-
mışür. Herkes her konuda yo-
rum yapabilir hale gelmiş, orta-
lık tozduman olmuştur.
• Türkiye Cumhuriyeü üniter
bir devlettir. Kuruluşu böyledir.
Etnik kökenleri farklı da olsa
insanlar bunu birlikte omuzla-
mışlardır. Üniter olması bazı
vatandaşlann haklardan yarar-
lanmaması demek değildir. Bu-
nu getirmez. Bunun örnekleri
vardır dünyada. Bizim amacı-
mız üniter yapıyı koruyarak
berkese demokratik haklannı
vermektir.
• Ara dönemde bir kayaya
çarpmışız, geriye gitmişiz. Tür-
kiye'de herkesin, anadili ne
rJnvr«»
S H P G e n e l B
'
|
Ş-InÖnÜ, «111^11x11 u ı u ^ u r k M 1 E r d a J i n o
.
nü, bugun İbn-i Sina Hastanesi'nde kasık fıtığı ameliyatı olacak.
SHP lideri bir süredir rahatsız olduğu fıtığından bugün ameliyat
masasına yatacak. Dünkü grup toplantısında açtş konuşmasım
3»ptütt«n sonra bu nedenle tahlile giden Inönü'nün ameliyatının
saaj ıı.0O'de başlayacağı kaydediliyor. tnönü, ameliyat olacağı
tbn-i Sina Hastanesi'ne dün akşam yattı. Meclis koridorlannda
gazetecilerin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'a "Ameliyat için önlem
aldınız raı" sorusu üzerine Şıvgın, baberdar olmadığını söyledi.
Demirel, Kürt liderlerlegörüşülmesini eleştirdk
Çankaya gaflet, hıyanet içinde
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — DYP Genel Baş-
kanı Süleyman Demirel,
lıKürtçenin serbest bırakılma-
sı tartışmalanm ve Kürt li-
derleriyle Ankara'da görü-
şülmesini sert bir dille eleş-
tirerek 1979 seçimlerinde devletin birliğini
savunan AP'nin, Güneydoğu Anadolu'da-
ki illerde birinci parti olduğunu anımsattı
ve "Devletin Çankayası, fevkalade yanlış
bir iş, gaflet, dalalet ve hıyanet içindedir"
dedi. "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü-
ne yönelttiğiniz her şey, bu ulkenin sırtına
hançer saplamakbr" diye konuşan Demi-
rel, Kürtçe konuşulmasının serbest bırakıl-
ması tartışmalarının aJtında "Çankaya'nın
koltuk korkusu olduğunu" söyledi.
DYP'nin TBMM grubunda konuşan De-
mirel, tüm vatandaşlarının birinci sınıf va-
tandaş olduklannı, Türkiye'yi inanç ve et-
nik farklılıklarla mütalaa etmenin ülkeyi
parçalayacağını kaydetti. Siyasetin ırk, et-
nik ve inanç farklıhklan üzerine yapılma-
masını isteyen Demirel, şunları söyledi:
"Bunu yaparsanız pek çok kişiyi azınlık,
ikinci sınıf vatandaş durumuna düşüriirsü-
nüz. Bu tartışmayı siyasi istismar için sür-
dürüp 'Birtakım adamların ağızlarına bal
çalayım, oy alayım' diyorsanız, bu sizin
ayağınıza dolanır. Bir siire sonra birbirimizi
seven biz, birbirimizi 'Bunlar' ve 'Onlar'
diye ayırmaya kalkanz. Böyle bir taıtışma-
nın altmda Çankaya'nın koltuk korkusu
vardır. Türkiye'nin biriiği, birtakım insan-
lara batıyor. Milletin birtakım mukaddes-
lerini Çankaya koltuğu için parçalamaya
kalkarsamz zehir zıkkım olsun. Türkiye'-
nin biriiği zorla kurulmuş değildir, rızaya
dayanır."
Sevr Antlaşmasf nın bile tanımadığı bir-
takım şeyleri şimdi ortaya çıkarmarun an-
lamı olmadığını vurgulayan Demirel, yapı-
lan tartışmaların zihinlerde imalara neden
olduğunu belirtti. 2932 sayılı yasarun kalk-
masmı, isteyenlerin kendi aralarında iste-
dikleri dili konuşmasım savunduklannı bil-
diren Demirel, "Ama bundan öteye istis-
mara gitmeyin" dedi.
Kürt lideri Talabani ile Barzani'nin tem-
silcisinin Ankara'ya davet edilmesini ve
kendileriyle konuşulmasım, "Bunlann üs-
tüne tüy dikmek" olarak niteleyen Demi-
rel, şöyle konuştu:
"Bu kişiler yıllardır vardır, ama şimdi-
ye kadar Ankara'ya çağruıp konuşulma-
mıştır. Ama bunlann yönetiminde Türki-
ye Cumhuriyeti, giydirilmiş olmaktan çıp-
DYP lideri partisinin
grup toplantısında,
milletin reddettiği
iktidann dışarıya
demokrasi ihraç etmeye
çalıştığını belirterek
"Demokrasi açısından
bunlann üstü başı
yırtıktır, kirlidir. Millet
iradesiyle iktidar arasında
utanç duvarı olmuştur"
dedi.
laklığa dönüştürülmüştUr. Bunn niye yap-
tığınızın sebebini açıklayın. Bunlarla yapı-
lan konuşmalann zaptı yoktur. Talabani,
'Irak'ta bir otonom Kürt idaresi kurulma-
sı için Türk hükümetini ikna ettik' diyor.
Türkiye'deki ve başka ülkelerdeki 'Ben
Kurdüm' diyenler arasında fark vardır. Bu-
radakiler, tam vatandaşlık haklanna sahip-
lerken oradakiler itilip kakılmışlardu-. Ara-
larında fark varsa bunun mücadelesini ya-
palım. Yeltsin'e akıl vereceğine, 35 vilayet
göç ediyor, gel bunun çaresini bulalım kar-
deşim. 'Kıyamet mi koptu geldilerse, ABD
ve Ingiltere de konuşuyor' diyecekler. ABD
ve tngiltere onlarla çoktan beri konuşuyor.
Babalanmn, senin haynna konuşmuyorlar.
Türkiye'deki bütün isyanlann altmda bir
parmak bulacaksınız. Onlann, Fransa'mn
işidir bu. Ankara'da, bir sefaret binasının
muayyen yerierine muayyen işaretler konul-
muş, bayraklı bir harita var."
Türkiye'yi yönetenlerin bütakam anlam-
lara gelebilecek hareketlere girdiğini kay-
deden Demirel, "Siz bunlarla konuşursa-
nu, Türkiye'yi kanşbrmaya kalkanlaria da
Atina, Sofya, yarın ABD, İngiltere de ko-
nnşur. Yann size de 'Bunlarla konuşun'
derler. Türkiye Cumhuriyeti'ni bu şekilde
mağlup ederseniz bundan sonra fevkalade
büyük sıkıntdan olur" dedi.
Utanç duvan
26 Mart yerel seçimlerinin yıldönümü
yaklaşırken milletin reddettiği iktidann dı-
şarıya demokrasi ihraç etmeye çalıştığını
bildiren Demirel, "Demokrasi açısından,
bunlann üstü başı yırtıktır, kirlidir. Millet
iradesi ile iktidar arasında utanç duvan ol-
muştur. Bu duvar ytkılmadığı için sıkıntı-
lar sürüyor. Türkiye'nin en önemli sorunu,
bu utanç duvannı yıkraakür, yıkacaknr da.
Berlin'deki utanç duvannın parçalan saül-
dı, benim masamın üstünde de bir parça
var. Ama bunlann parçası da kalmayacak-
tır, toz duman olacaklardır. Gorbi'yi, Ge-
orge'u idare ediyoruz. Ama bir Türkiye'yi
idare edemiyorlar" dedi.
ABD'ye gidecek olan Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın, "ne alıp değil, ne bırakıp
geleceğini" merak ettiğini bildiren Demi-
rel, Kıbrıs'ta bir toprak tavizine gidileceği
görüşünün yaygın olduğunu, bundan baş-
ta KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ol-
mak üzere Kıbns'taki yöneticilerin fevka-
lade rahatsız olduklannı belirtti. Demirel,
Türkiye'nin bir silah deposu haline dönüş-
türüleceği yolundaki haberlerle i'gili olarak
da "Bu, Türkiye'nin bir ardiye, yahut ema-
netçi, yahut hurdalık olarak kullanılması-
dır. Bu silahlar ne olursa olsun, komşula-
nmızı rahatsız etmek ve bizim onurumuzu
kırmaktan başka işe yaramaz" diye
konuştu.
olursa olsun hiçbir baskı altın-
da kalmadan konuşmasım sağ-
layacağız. Onun için 'Bu yasa-
yı kaldırın' dedik. Dinlemediler.
Anadillerinde konuşmak. şarkı
söylemek, dinlemek insanlann
en doğal haklandır.
• Ama biriiği konımak da her-
kesin çıkannadır. Ben bunu yal-
nız Türkiye'de değil, dünyada
da önerdim, anlattım. tnsan
haklan şampiyonluğu yapan ül-
kelerde anlattım. Ben bunlan
anlattıklan sonra bir Belçikalı
ya da Danimarkalı sosyal de-
mokrat çıkıp da 'Bu yetmez'
demedi.
• Farklılıklar ancak demokrasi
içinde insanlar haklannı alamı-
yorsa 'kendi kaderini tayin
hakkı' verir. Yoksa vermez. Bir-
leşmiş MiUetler Anayasası bunu
söylüyor.
Irak'a demokrasiyi kim
getirecek?
• Sınırların değişme zamanı ar-
tık geçmiştir. Mesele, mevcut sı-
nırları koruyarak demokrasi
içinde insanlara haklannı ver-
mektir. Zorla sınır değiştirmek
sa\ aş nedenidir. Dünya artık sa-
vaş istemiyor. O zaman yapıl-
ması gereken, insanlann özgür
ve demokrasi içinde yaşamala-
nnı sağlamaktır.
• Türkiye Irak'taki rejimi kabul
etmiyor degil. Kabul ettiğimiz
bir rejimi değiştirmek istiyor gö-
rünlüsü vermek bizim itibanmt-
zı arttırmaz. Bu, bazı kişilere,
bazı çevrelerden prestij saglaya-
bflir, ama Türkiye'ye bir şey ka-
zandırmaz."
SHP lideri, iç politika konu-
sunda da şu noktalar uzerinde
durdu:
• "tktidar 26 Mart'tan sonra
seçimlere gitmedi. Bütün sorun
buradan kaynaklanıyor. Şimdi
bitmez tükenmez bir çırpınış
içindeler.
• Seçim Yasası'nı da bir an ev-
vel getirsinler. Yine seçimlere gi-
derken son dakikada getirecek-
ler. 1yi niyetleri varsa bir an ev-
vel getirsinler.
• Bizim istediğimiz, genel aftır.
Tecil değil. Öyle olunca insan-
lar serbest bırakılıyorlar, ama
takip edilen insanlar oluyorlar.
Biz af diyoruz. Bunlann diğer
insanlardan hiçbir farkı kalma-
mah."
Ali Topnz ve Etem Cankur-
taran'm konuşmamalanna kar-
şın Baykal'a yakın olarak bili-
nen milletvekilleri, gündem dı-
şı söz alarak SHP'nin Ortado-
ğu politikasına sert eleştiriler
yönelttiler. tsmail Cem, Irak'a
karşı izlenecek politikanın sap-
tanması için grubun perşembe
günü toplanmasını isterken Is-
temihan Talay, "Türkiye Irak'-
taki iç çatışmaya seyirci kala-
maz. Bu nedenle parti politika-
sı gozden geçirilmelidir" diye
konuştu. Olayın Türkiye'yi ya-
kından Ugilendirdiğini savunan
Fuat Atalay, bu durumda "se-
yirci kalmanın zarar
getireceğini" öne sürdü. Atalay
da özetle şu noktalar uzerinde
durdu:
"Grup bu politikalann izlen-
mesinde devre dışı bırakılmıştır.
Sayın Genel Başkan'ın Irak'ta-
ki gelişmelerle ilgili değerlendir-
melerine kaulmıyorum. Bu yak-
laşımlar partinin imajını olum-
suz etkilemektedir. Çağdaş sos-
yal demokrat bir ideolojiyle ça-
tışan noktalan vardır. Irak'ta-
ki gelişmelerin başka devletleri
ilgilendirmediği gönişüne katıl-
mak mumkun değildir. Bu, bir
insan haklan sorunudur. Şimdi
biz çıkıp bu yayılmacı despot
Saddam yönetiminin ölüm saç-
masına ilgisiz mi kalacağız? Bu-
nu anlamak mümkün değildir.
Bunlar evrensel sonınlardır. Po-
litikalanmız değişmelidir. Yan-
lış tahlillere dayalı politikaları
artık bir kenara atmak gerekir."
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
Siyasetin Üzerine Çöken
Korkunun Adı: Kamp Davut!
ANKARA — Kamp Davut yolcumuz, önce Iraklılara, daha
sonra Kürt sorununda dünyanın batısıyla doğusuna akıl ve-
riyor. Hertürden seçenekler sergiliyor. Ya olası gelişmeler-
den sonra Türkiye'nin bütünlüğü? İşte o noktada görüş söy-
leyemiyor, tıkanıp kalıyor.
Bir iki kez değindik. Namus sözcüğünü hakkıyla kullanan
bir televizyon kamerası salı günleri muhalefet partilerinin
Meclis gruplarını izleyebilse... Halkımız, belli başlı önemli
konularda İnönü ile Demirel'in hem görüşlerini öğrenecek
hem de kafasından atamadığı soruların yamtlannı bulacak.
İki muhalefet lideri dün Ortadoğu'daki son gelişmeleri ir-
delerken özenle Türkiye'deki Kürt sorununa değındıler. inö-
nü ile Demirel, Türkiye'nin "üniter devlet niteliğini" asla yi-
tirmeyeceğini sözcükterin üzerine basa basa söylediler.
Irak'ta otonom Kürt devletinden, federal bir yapıya değin
çeşitlı seçeneklerle ilgili engin görüşlerini önüne çıkana yi-
neleyen TÖ'nün ağzından düne kadar nedense üniter dev-
let kavramını duyuran tek bir sözcük çıkmadı.
Sürekli eleştiregeldiğimiz Akbulut, güncelleşen tartışma-
nın duyarlı noktasını keşfetmış olacak ki dün gruba girer-
ken "Türkiye'nin üniter devlet" kimliğinden asla vazgeç-
meyeceğinı vurgula- ..
dı. Bu temei iike TÖ'nün içeride oy
uzerinde birieşiidik- ^aygısıylk Kürt sorununa
ten sonra Kurt ko- •'*' .% .. .
kenhçeşıtiisoruniar yanaştığını söyleyen
eie aimabiiirdi. Demirel, Kamp Davut'ta
T / £ü
? sorunian - Kıbrıs'ta toprak basta,
TO nun bugun yap- , . , . . . . . .
tığıgibi-üçbuçukoy bırçok odunler
için masaya getiriie- isteneceğini, Türkiye'nin
mezdi. TÖ'nün ko- a$kerj d e p o o/arak
nuya ıçtenlıke eğı - . . . , , ,. ,
mediğine taze ör- kullanılması halınde
nek, Kürtçenin ÖZ- "ardiye, emanetçi,
güriüğünü sağiaya- nUrdacı"ya dönüşeceğini
Sd-STnma^ğ; öne sürüyor ve politikay,
Anayasa Komisyo- özetliyordu: "Teslim ol,
nu'nda, tam Kamp v e r v e kuiİUİ!"
Davut'a yolcuyken
görüşmeye açılmasıydı.
Kürt kökenlibrle ilgili SHP raporunu bölücülük diye hal-
ka jurnal edenler, Kürt-Türk herkese demokratik haklan sa-
vunan muhalefeti küçümseyenler, Ortadoğu politikasında
yaya kalınca birden bire Kürtlerın hamısı kesiimişlerdi. Kürt
liderler ise Kürt halkının haklannı korumasını ve sözcülü-
ğünü yapmasını Mitterrand'dan bir mektupla istediler. Met-
nin altmda Talabani'nin de imzası vardı.
Artık kuraldışı arayışlar içindeydi iktidar. Anayasada de-
ğişıklik bir yutturmacaydı. TÖ'nün "keyfi idaresini, kışisel
yönetimini anayasaya dayandırmak"tı.
İnönü'den sonra Demirel de ağır üslupla TÖ'ye yükleni-
yordu: Ekrana yapıştk hale gelen Çankaya, Türkiye'yi yo-
netemezken ortaya çıkmış "Gorbi ile Corcu idare ettiğini"
propaganda ediyordu. "Bush, kara savaşı 100 gün sürer
demiş, TÖ yüz saat diyerek iddiayı kazanmış".. İyi ama "Ka-
ra savaşı başladığı gün birbuçuk ayda biteceğıni" bir de-
meçle açıklayan da aynı TÖ'ydü. Demirel, "Hani ya müba-
rek sankı çerçi. Sırtındaki sandıkta her şey var. Seç sec al"
diyordu. Galiba basını ilgitendiren yargıda da haklıydı. "Bir
propaganda seli gerçekleri örtüyor"du!
TÖ'nün içeride oy kaygısıyla Kürt sorununa yanaştığını
söyteyen Demirel. Kamp Davut'ta Kıbrıs'ta toprak başta, bir-
çok ödünler isteneceğini, Türkiye'nin askeri depo olarak kul-
lanılması halinde "ardiye, emanetçi, hurdacı"ya dönüşe-
ceğini öne sürüyor ve politikayı özetliyordu: "Teslim ol, ver
ve kurtul!"
Kürt tartışmalarını gündeme almanın asıl anlamı neydi?
Çankaya'daki koltuk!
"Çankaya'da oturmak için ülke birliğini parçalarsanız, ze-
hir zıkkım olsun" diyordu DYP lideri.
Kamp Davut korkusu ülkenin üzerine cökmüştü.
DSP BÜYÜK KONGRESİ'NE DOĞRU
Muhalefet: Rahşan
Ecevît çekilsin
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DSP 2. Buyük Kong-
resi 24 mart pazar günü Anka-
ra'da toplanacak. Genel Baş-
kan Bülent Ecevit'in konuşma-
sıyla açılacak olan kongrede
genel başkan ve yönetün or-
ganlan için seçünler yapılacak.
Kongre oncesinde eski Genel
Başkan Necdet Karababa ve
"Özgür Demokrasi Grubu"
muhalefet atağına geçtiler.
DSP 2. Olağan Büyük Kong-
resi pazar günü saat 10.00'da
Atatürk Spor Salonu'nda baş-
layacak ve bir gün sürefcek.
Kongrede, parti tüzüğünde ba-
zı küçük değişiklikler de yapı-
lacak. Genel Başkan Bülent
Ecevit'in, konuşmasında,
Türkiye ve dünyadaki gelişme-
lere ilişkın görüşlerini açıkla-
ması bekleniyor.
DSP'nin eski genel başkan-
larından Necdet Karababa,
kongre oncesinde örgüte gön-
derdiği mektupta, kongrenin
"gölgeli" olacağını savundu.
Her kurultay öncesi ve sonra-
sında, ilçe ve il kongrelerinin
"seçimler sık yapılıyor, onun
için kongrelere zamammız
olmadı" veya "ağır kış koşul-
ları nedeniyle kongreler
yapdamadı" gibi sudan baha-
nelerle örgüt ve tabanla alay
edildiğini öne süren Karababa,
mektubunda şu görüşlere yer
verdi:
"Partimizde yaşanan ihraç
mekanizması içler acısı boyut-
larda sürmektedir. Binlerce ar-
kadaşımız eenel merkezin öz-
gür düşünceye olan tahammül-
süzluğü sonucu partimizden ih-
raç edilmişlerdir. Hukuk, sağ
partilerde bile bu kadar tûce sa-
yılamaz. Uğraşım, kişisel çıkar
peşinde koşmak değil, partimi-
zin demokratik çizgide iktida-
ra yüriimesine katkıda bulun-
makUr."
"Ozgür Demokrasi Grubu"
da "Kamuoyunun dikkatini 24
marta çekiyoruz" başlığı altm-
da yazılı bir açıklama yayunla-
dı. Bülent Ecevit'in 'Ben de-
mokrat bir liderim' diye mille-
ti aldattığı savunulan açıklama-
da, "Ecevit'in karşısına geçip
demokrasi istediği için partidea
ihraç edilenlere bakıp da kor-
kup susanlar olabilir. Ancak
biz susmamaya yeminliyiz. 24
martta kurultay salonunda de-
mokrasinin de sesi yankı
bulacaktır" denildi.
Rahşan Ecevit'in yönetim-
den çekilmesi istenilen açıkla-
mada, MKYK listesinin örgüt
temsilcüeri tarafından yapılma-
sı gerektiği vurgulandı.
Kongreye katılacağun bildi-
ren Necdet Karababa, söz hak-
kı verildiği takdirde kongrede
bir konuşma yapacağını ve ka-
muoyuna açıkladığı görüşleri-
ni kürsüden dile getireceğini
bildirdi. Karababa, bu hafta
sonunda Ankara'ya gelecek ör-
güt temsilcileriyle yapacaklan
görüşmelerden sonra kongrede
yönetim için liste çıkanp çıkar-
mayacaklannm kesmleşeceğini
söyledi.
Cumhurbaşkanı'na
hakaret davalarıİSTANBUL (AA) — Cum-
hurbaşkanı Turgut Ozal'a yayın
yolu ile hakaret ettikleri iddia-
sıyla Yüz>il dergisi sorumlu mü-
dürü Adnan Akfıral ile Sosya-
list Parti Genel Başkanı Ferit tl-
sever'in yargılanmalanna iki ayn
davayla devam edildi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mah-
kemesi'ndeki duruşmada sorgu-
su yapılan Adnan Akfırat, der-
ginin 9 Eylül 1990 tarihli 6. sa-
yısında yayımlanan ve SP Genel
Başkanı Ferit tlsever'in bir de-
ğerlendirmesi olan "Özal ga>ri-
meşrudur" başhkh yazıda haka-
ret kastı bulunmadığını öne sür-
dü.
Sava da Prof. Dr. Sulhi Dön-
mezer'in "yazının suç oluştur-
duğu" yolundaki bilirkişi rapo-
runun yeterli olmadığını belirte-
rek mahkemenin 3 kişilik yeni
bir bilirkişi heyeti oluşturması-
nı istedi.
Duruşma, mahkemenin belir-
leyeceği bilirkişi heyetinin yaa-
yı incelemesi için ileri bir tarihe
bırakıldı.