22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurı>« Malbucilık vt Gaznecıiık Turk \nomm Şırknı adına Nldir V»* • Oencl Vayın Muduru Hasu CcaUİ. Müessesc Mllduru ElUM Işakhgll, Yazı Islerı Mudürtl Ok«> Goaveatia, # Haber Mcrkezı Milduru Y«Jçı. H»jer. Sayfa Duzcnı Yönetmou AU A*»r 9 TemsılcUer «,\K«lRA AkmrtTın. İZMİR HikaKt Çrti«kly«. ADANA Çtttl ¥it«a|lii I* Poblıka Ccial n«|aıatn Dq Habeıler Kjfaa Malrı. Eaonomı Ccagta Taffcaa. Ij 5£ndıka Ş«ajaa fcdrarı Kul ur Crfal L « r Isıanbul HafcCTlcr. b a a l ajK»k. E|ıum Gcaı» Svlaa. Yım Hatarlen Mt«*l Dataa. Spof Danısmam 4W.lk.dif ! « * . » Duı YazıUr Kmaı rahıkaa Vajlınna Şakaa Alpa», Ouzdıme A M d U Vıao 0 koordınaıor U w t KombaB 0 Malı ll*r Eıol Eıka 0 Mvhajcbe Meal «Mtr 0 BuıcePİMİUM. St»«l O»Ma«|ta*>i 0 Kcklanı V K Tonta 0 Eı tannlar Halyı Akyol # Idan Hısola C m # l»Hsm« ÖMcr Ç«tk 0 Bd«. Islcm St» laal 0 Pcnonel S o * }tf> n kuraut Ba»kan Nadir Na* OUaj AUaJ. talçaı I m H a i Ctmal. HlkBM ÇcfiaJup. Ota; Goaeaatav. L|w M n r » . Ufeam Sttçak. A l SarVKa Aaaart Taa &LKM ır yu>«fL CumnujTyel Malbaacılık v« Cauıeojık T A Ş. Turkocajı Cad 39/41 Ca|tioiln 34334 Isı PK 246 Isunbul Td 512 05 03 (20 hait Tcira 22246 F u (1) 526 60 72 0 Burolar Aakara. Zıya Gökajp Blv Inkıtap S. No 19 4 Tel 133 II 41-47 Teln. 42344, Fax (4) 133 OS 65 0 baıar H Zıy» Blv 1352 S 2/3. T<H 13 12 30. Teta 52359. Fai- (51) 19 53 40 nll Cad- 119 S. No I Kal I. TM 19 37 52 (4 hal). Tdn 62155. FaJL (71) 19 25 7İ TAKVİM: 20 MART 1991 tmsak: 4.36 Güneş: 6.01 öğle: 12.16 Ikindı: 15.40 Akşam: 18.22 Yatsı: 19.42 d^lO. IstanbulFestivali'nde bugün vepazartesi "Henry ve June", cumartesi "Bağla Beni" gösterilecek Festival, kadını tahrik ediyorFestivalde bugün izleyeceğimiz Henry ve June, büyük ölçüde Anais Nin'in 8 ciltlik güncesine dayanıyor. Film, Nin'in Henry Miller ve karısı June'la cinsel ilişkilerini konu alıyor. Kadın görüntüleriyle tanınan fotoğrafçı Grace Lau şunları söylüyor: "Güçsüz bir durumda bulunma duygusundan müthiş tahrik olan kadınlar var. Ama bu gerçekte güçlü olmalanndan, bir seçim yapmalarından kaynaklanıyor!' Kiiltür Servisi — Fransız asıllı roman ve öykü yazan Anais Nin, 1930'larda kaleme aldığı unlü gunlüklerinde, Amerikalı yazar Henry Miller'la sevişme- sinin erotik özunu, paylaşma ve boyun eğdirme keyfınin bir bi- leşimi olarak tanımlıyordu: "O saatlerin yoğunluğu ve yabanıl- lığuun büyüsüyle... kendimden geçiyomm... Hazzın dorukJan. Esitiik! Şiddetk arzuladığım de- rinlikJer, karaniık, kesinlik, ann- ma." Istanbul Film Festivali'nde bugün izleyeceğimiz "Henry ve Jnoe" büyük ölçude Anais Nin- in 8 ciltlik güncesine dayanıyor. Nin'in Henry Miller'la ve karısı June'la cinsel ilişkilerini konu alan fılmde Anais Nin rolunu üstlenen 25 yaşındaki Portekiz- li oyuncu Maria de Medeiros, Nin'in erotizmini nasıl kavradı- ğını şöyle dile getiriyor: "Bu üçltt ilişki aslında bir ik- tidar miıcadeiesiydi. Anais Nin, bem Henry Miller'ı hem de Ju- ne'u başUn çıkarmakla bir ikti- dan gerçekkştiriyor, 'Ben varun' diyebiliyordu. Böylece, cinsel gücünii koyveriyor ve erotik bir keşfe çıkıyordu." Erotizmi kucaklamak istedi- ğinin bilincine varan ve bunu gerçekleştirme yürekliliğini gös- ASLINDA İKTtDAR MUCADELESİ— "Henry ve June'da Anais Nin'i oynayan Maria de Medeiros delesi oldugu kanısında. Filmde, Henry Miller'ın kansı June'u ise Uma Thurman oynuyor. (solda), filmdeki iiçlu ilişkinin aslında bir iktidar miica- 'eren Anais Nin, kadınlann cin- ;elliği üstundeki tabulann güç- lü olduğu bir dönemde belki de kuraldışı bir örnekti. Peki, ka- dınlann etkin cinselliğinin çok- tandır benimsendiği günunıüz- de, kadınlar şehvet uyandıran ki- taplar, filmler, fanteziler konu- sunda ne duşundıiklerini açıkça dile getirebiliyorlar mı? Erotik istek ve tepkilerini yaşayıp dil- lendirebiliyorlar rru? Son gunlerde "Henry ve June" ve yine Istanbul Film Fes- tivali'nde izleyeceğimiz Pedro Almodovar'ın "Bağla Beni" adh fılmi, kadınlann kadınlar için yazdıklan erotik yazılardan olu- san antolojiler yeni tartışmala- ra yol açıyor. "Henry ve June" ve "Bağla Beni" gibi filmlerin açıkça kadınları tahrik ettiği sa- vunuluyor. Angda Carter ve Jenny Diski gibi feministlerin cinsellıği hoyratlık ve korku ile birlikte ele alan kışkırtıcı yaa- lan kadın eleştirmenlerden öv- gü toplarken; erotik yapıtların pornodan nerede ayrıldığı ya da ayrılıp aynlmadığı tartışdıyor. Geçenlerde Ingiltere'de yayım- lanan "Erotika" adlı kadın ya- zıları antolojisinin editörü Mar- garet Reynokb, kadınlann artık erotızmm kendilerine neler su- nabüeceğinj araştırmada inisiya- tifi ele aldıklarını vurgularken zetesinden Angela NeusUtter, "cinsel davnuuş, yaşantı ve is- tekler erkek iktidarınca biçimlendirilir" görüşüne daya- nılarak karşı cinsle ilişki konu- şunlan belirtmeden edemiyor: sunda belli bir sofuluğun geliş- "Kaduılar erotik şolende bep di- tirildiğini öne surüyor. Ancak, Neustatter, son zamanlarda ka- tatarik olan kadınlar var. Ama bu gerçekte güçlu olmalanndan, bir seçim yapmalanndan kay- naklanıyor. Bence bugun femi- nist tabİili özümlemiş olan, ken- lenci oldular. Erkeğin arzulan meşru, 'doğal' sayddı. Kadınla- nn istekleri yasalarca yasaklan- dı ya da duzenlendi, bekaret ke- meıieriyte bastınldı." Ama bazıları, kadınlann ero- tik yaşantılannın kısıtlanmasın- da kadın hareketinin de payı ol- dugu kanısında. "Observer" ga- dınlann erotik fantezilerin özgür kılınmasına gittikçe artan bir öl- çüde katüdıkian düşuncesinde. Kadın görüntüleriyle tanınan fotoğrafçı Grace Lau, deneyim- lerine dayanarak şunlan söylü- yor: "Güçsüz bir durumda bu- lunma duygusundan muthiş lannı hisseden kadınlar, erotiz- mi nasıl yaşayacakları konusun- da bilinçli ve bağunsız bir seçim yapıyoriar." Kadınlardan cinsel duygu ve isteklerine ilişkin yüzlerce mek- tup alan "Foram" dergisinin yö- neticisi Isabel Koprowski, erkek- lere sevişme önerebilen ya da on- lann önerilermi geri çevirebilen ^ ^ ^ ^ ^ ^ | gençkadınlann çekici iç çama- şu-lan ve ipek çoraplar giyerek erkekleri baştan çıkarmaktan ve onlar Ustünde egemenük kur- maktan etkin bir zevk aldıklan göruşünde. "Ama" diyor Kop- rovvski, "birçok kadın da sado- mazoşizmden hoşlanıyor. Ger- çekten acı duymak istediklerine inanmıyonun. Ama bsuılarının sıradanın ötesinde bir cinsel ürperti yaratarak daha büyük coşkular, korkudan kaynakla- nan bir adrenalin akışı aradık- lan da bir gerçek." Kadın cinselliğı ustüne kurs- lar da düzenleyen yazar Anne Dickson, kadınlann kendi ero- tik yapıtlannı yaratmalanndan yana: "Kadınlar cinsel açıdan ne istediklerini soylemekte guçlük çekiyorlar. Erotik şeyler yaz- mak, istekleri tanımanın ilk adı- mıdır. Kadınlar ne istediklerini aramayı öğrenebflir." Ne var kı "Erotik«"nın edito- m Margaret Reynolds'a bakılır- sa, neyin "erotik" olduğunu ta- nımlamak sanıldığı kadar kolay değil. Bir kadını çok etkileyen bir şey, başka bir kadını esnete- bilir. önemli olan, kesin bir ta- mma varmamak zaten. Ama erotik yapıtlar ile pornografi arasına kalın bir çizgi çekmek de kaçınılmaz. Reynolds'a göre, erotik yapıtlarda karşıbkh bir zevk alma söz konusu, cinsellik- te kadınlann da seslerine ve haz- larına yer veriliyor. Pornografı- de ise kadınlar hep güçsüz, ka- dınların zevk alması hiçbir an- lam taşunıyor. Istanbul Film Festivali'nde yer alan "Henry ve Jule" ile "Bağ- la Beni" adlı filmler de bütun bu açılardan tartışılacağa benzer. "Henry ve June|' Henry Miller'- la Anais Nin'in ilişkilerini olan- ca gerçekliğiyle beyazperdeye ge- tiriyor ve festival kapsamında gösterihyor. Belki festivalden sonra sinemalarda gösterime de (girecek. Henry Miller'm "Oglak Dönencesi" adlı kitabıysa Tür- kiye'de hâlâ poşette. Heary ve Jaae Bugün Beyoğlu Atlas'ta 15.00 v»21.30'da. 31 mart pazartesi 18.30'da Osmanbey Gazi'de Bagla B«ai 23 mart cumarte- si Osmanbey Gazi'de 15.00 ve 21.30'da. Üçlü ilişkilerHenry ve June, Amerikan Sinema Birliği'nce "NC-17" yani "17 yaşından küçükler göremez", sınıfına sokuldu. Filmde iki kadının aşkları Anais Nin'in kaleminden şöyle anlatıhyor: "June bir varlık, hiçbir şeyin kontrol edemeyeceği biri. Başkalarının rüyalannda yaptıklarını, June yaşayan biriî' KAÇIRILAN PORNO YILDIZI— Psikiyatri kliniğinden yeni çıkan Ricki'nin kaçınp yatağa bagladığı Marina'yı Victoria Abril oynuyor. Korku ve porno filmlerinde oynayan Marina. alışılmadık bir serüven yaşıyor. •• 'Bağla Beni'nin yönetmeni, îspanya'nın nabız hızında atıyor Almodovar'dan tspanya'nın haşarı çocuğu Pedro Almodovar, müthiş ince eleyip sık dokuyor. Her şeyin daha doğrusu hayal ettiğinin en kusursuzunu çıkarmaya çalışıyor. Basın dahil kimse ustüne gidemiyor. Büyümüş de küçülmüş çocuksu fiziğinin ardında sert replikli, fikirlerinden hiç taviz vermeyen biri. MİNE G. SAULNIER filmlerinde, her şey ölçüsüz. Kostümler alışılmadık ve çarpı- PARİS — Pedro Almodovar, cı; ınsanlar dik koşeli, bol bol lspanya'yı çaük kaşh tutkulann, gurültu ve hareket var, butün hüzünlü ya da öfkeli duygulann dekorlar "sahteyiz" diye haykı- ülkesinden ibaret sananlan ya- nyor. Ama lspanyollar, bugün lancı çıkartan bir yönetmen. gerçekten boyle yaşıyorlar. "Kitsch" sinema yapıyor. Ve bu Örneğin, Almodovar'ın "Ba|- seçim, günumüz Ispanyol aydın- la Beni", (Atame) filmindeki lannın varoluş biçimine eldiven marjinal yasa kaçağına sado- gibi uymakta. Almodovar'ın mazo duygularla bağlanmak ol- ölçüsıız gusu, günumüz Ispanyası'nda "Her genç kızın başına gelebi- lecek" turden bir öykü. Bütün bunlarla söylemek istediğim, Pedro Almodovar'm aslında gü- nun tarihine ışık tutan ve Îspan- ya'nın nabız hızmda atan bir yö- netmen olduğu. "Sinir Krizinin Eşiğinde Kadınlar" adh fılmiyle ABD si- nemalannda yabancı film gişe rekorlannı kiran Almodovar, Ispanyol halkından daha çılgın değil. "Bağla Beni" filmi, Pa- ris'te bir yılı aşkın süredir afiş- lerde. Bu yönetmenin dehası, içinde yaşadığı ve birtakım ko- şullann kesişmesi sonucu gene- linde sosyal değer ölçülerinin değişimini, özelinde ise bir filmler UGÜN YARIN Beytsgta FtMrh- Kuzin Angehca* (12.00, 18.30), Pusu* (15.00, 21.30) Beyagbı AUJK: Tutsak Balon* (12.00, 18.30), Henry ve June (15.00, 21.30) Beyoghı Beyoghc Seyyar Satıcı (12.00), tki Başlı Dev (15.00), Sinbad (18.30), Camdan Kalp (21.30) ftiMinrtıj Gazi: Gizli Dosya (12.00, 18.30), Ariel* (15.00, 21.30) KAdıkev Reks: Yılın Kahramanı (12.00), tntıkam Vakti* (15.00), Besle Kargayı* (18.30), llle de Iskenderiye (21.30) Bevoglu Emek: Kızkardeşler* (12.00, 18.30), Amazon (15.00, 21.30) Bevoglu Atimsi Anne ve Babama Gunce* (12.00, 18.30), Değersizler (15.00, 18.30) Beyogtn B e y o ^ n : Piano Piano Bacaksız (12.00), Berdel (15.00), Darbe (18.30). Osmanbey Gazi: Askıda (12.00, 18.30), Kıbrıtçi Kız* (15.00, 21.30) •ÜHtak«> RekjaCennetteki Gölgeler* (12.00), Bakımsız Amca (15.00), Cinsel Görev (18.30), Kulak (21.30) * isareti olan filmier eiektronik Turkçe altyazıyla gosleriliyor. "erotika" patlaması yaşayan lspanya'yı çok özgün biçimiyle yorurnlayabilmesi. Almodovar bunu özel olarak yapmıyor. Kendisi de öyle yaşıyor. Mad- rid'in marjinal gece kulüplerin- de olmadık kıhklarla (ve olma- dık kalabalıklarla) çevrili bir Al- modovar, sıkça rastlanan olay- lardan. Sevgili oyuncusu Cannen Ma- ura ile tükurük kardeşı plduktan ve yülarca yapışık dolaştıktan sonra 24 saatte ölduresiye nef- retlere ulaşmak da Almodovar. Ve butün yaptıklanna, bütün yureğim koymak da Almodovar. Îspanya'nın haşarı çocuğu Pedro, bütün bû çılgınlığın giz- lediği diğer "lspanyol" karakte- rine de sahip: Profesyonellik. Müthiş ince eleyip sık dokuyor, her şeyin daha doğrusu hayal et- tiğinin en kusursuzunu çıkarma- ya çalışıyor. Basın dahil kimse ustüne gidemiyor. Büyümüş de küçülmüş çocuksu fiziğinin ar- dında sert replikli, fikirlerinden hiç taviz vermeyen biri. Almodovar'ın bir dönemeç- ten sonra tahhsizliği, zamana dayanıksızlığı olacak. Sinema- sında klasik öğelere hemen hiç yer vermediği için, "kitsch"in modası geçtikten sonra geriye ne kalır, bilinmez. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — Philip Kauf- man'ın "Henry ve June" adlı fil- mi kış başında ABD sinemala- nnda gösterilmeye başlandığın- da, Amerikan seyircileri yeni bir sınıflandırmayla tanıştüar: "NC-17." Amerikan Sinema Birliği Avrupa fılmlerinin ço- ğunluğunda "açık saçıkhk" ol- duğu gerekçesiyle yıllardır bu fılmleri "X", yani "zehir" sem- boltt ile sınıflandırmaktaydı. "X" ile sınıflandınlan filmler ya küçük entel sinemalannda ya da porno filmlerin oynadığı süıe- malarda gösteriliyor, böylece Avrupa fılmleri büyük Ameri- kan pazanndan pay alamıyordu. Amerikan Sinema Birliği, so- nunda bu rekabet karşıtı tutu- muna yapılan eleştirilere "cağ- daş bir cevap" getirdiğini duşü- nüp "X", "topluma zebir sacan" filmler sınıflandırması yerine "NC-17", yani "17 yaşından kü- çükkr göremez" kavramını ge- liştirdi. "Henry ve June", büyük sinemalarda gösterilmeyi amaç- ladığından bn sınıflandırmayı kabul etti. Film, bu sefer de "NC-1T', porno olarak yorum- landığmdan yine ufak entelek- tüel ya da pomografi fılmlerinin oynatıldığı sinemalara kaldı. Amerikan Sinema Birliği'ni "Henry ve June" için "NC-17" sınıflandınnasına sevk edilen göruntüler filmin açık saçıkhğı ima eden görüntüleriydi. Kauf- man'ın filmi yazar Anais Nin- in Paris'te Henry Miller ile ta- nışmalarını, aralanndaki yoğun Uişkiyi, Henry MiDer'm biseksü- el eşi June ile ilişkilerini, Miller1 ın özyaşamsal romanlanndan ve Nin'in guncelerinin uzun süre gizli kalan bölümlerinden akta- nyor. Dönemin Parisi, Ameri- kan yazarlarmm Paris imajı ve bu imaja uygun kurduklan iliş- kilere bir örnek Miller ve Nin iüşkisi. Edebiyat eleştirmenleri açısından "Miller ve Nin bir yandan gerçek insanlar olmak- la birlikte bir yandan da kendi hayaOerinin urünüydüler. Biıiik- telikleri kendi hayallerindeki edebi ntiti bayata geçinnekten ibaretti." Anais Nin ve Henry Miller, Paris'te 1931'de tanıştüar. Nin, 11 yaşından beri hayatındaki her şeyi içeren aynntıh günceler tut- maktaydı. Nin'in hayaündan ge- çen her şey gibi Miller da hatı- ralann bir parçası oldu. Nin ha- tıralannda bütün olaylan ve olaylar karşısındaki duygulannı ifade etti. Binlerce sayfayı bulan hatıralannın "makrem" bölüm- leri ancak Anais Nin'in 1977'de ölümünden sonra yayınlandı. Bir bankerle evli olan Nin'in bu hatıralarla dolu dünyasına Miller son derece yabana biriy- di. Güzel eşinin birlikte olduğu insanlann verdikleri üç-beş ku- nışla geçinen yazan, Nin'in ilk tanımlayışı şöyle: "Hayatın do- gal olarak sarhoş ettiği, şaraba ihtiyacı olmayan, kendi yarattı- ğı heyecanlaıia akıp giden bir adam. Yazısı şasaalı, süslu, şid- detii, akıcı, karmaşık, hain ve tehlikeli... Her seyde, yiyecekte, konuşmada, içkide neşe bulan biri." Nin için kuk yaşmdaki henüz kendisini meşhur edecek hiçbir şeyi yayımlamamış olan Brook- İynli yazar Miller, kendisinde ol- mayan her şeye sahipti. 1930'lann Parisi, pek çok kişi- nin dönemin en ileri sanat ha- vasını koklamak, kendilerini bu hava içinde yepyeni bir biçime dönüştürerek yaratmak için gel- dikleri bir çeşit "hayalkrde yaşayan" cennetti. Miller ve Nin, bu hayali cennetin yan bilincin- de bir ilişki oluşturdular. Birbir- lerine sürekli buyuk yazar ol- duklanna dair övgüler yağdıra- rak yeni biçimlerini yansıttıkla- n aynalar yarattılar. Kaufman, filmde bu küçük üçgen arasında kendilerinden başka kimseyi ilgılendirmeyen ilişkiyi tarafsız bir gözle aktar- maya çalışıyor. "Varolmaıun Davamlmaz HafıfUği" adlı fil- min de yönetmeni olan Kauf- man, "Henry ve June"da da benzer şekilde "kendilerini keş- fedenlerin hikâyesini" aktanyor. Filmde Henry'yi Fred Warn, Anais'i Maria de Medeiros can- landınyor. Filmin üçüncü kah- ramanı, Uma Thunnan'ın can- landırdığı Henry Miller'ın eşi June. June, Brooklyn'den biı dansöz. Evlendikten sonra Henry'yi sadece erkeklerle değil, kadınlarla da sürekli aldatan Ju- ne, Henry'nin kalemınde kendi- sini Dostoyevski'nin dramatik karakterlerinden biri olarak gö- ren, yazarlara bu dramatik ha- yatıyla ilham verdiğine inanan bir kadın. Henry'nin yazarhğa devam edebilmesi için gerekli parayı "dosrJanndan" sağlayan June ve Anais arasındaki aşk hikâyesi de filmde yer alıyor. Filmin "NC-17" sınıflandırmasına gir- mesine neden olan göruntüler- de iki kadının aşklan yine Anais Nin'in kaleminden aktanüyor: "June bir variık, hiçbir şeyin kontrol edemeyeceği biri Başka- lannın rtivalannda vaptıklannj June yaşayan biri—" Hauralann- da Nin, June'un "kendini yok eden yanını" da vurguluyor. Ju- ne'dan sık sık ölümle bağlantılı söz eden Nin, Miller ile seviştik- leri zamanlarda ikisinin de Ju- ne'u hayal ettiğini, June'un iki- sinin de hayatına "edebi gücü" getirdiğini öne surüyor. Eurbnages toplantısı • Kiiltür Servisi — Avrupa Konseyi'ne bağh ülkelerin ortak yapımlan desteklemek amacıyla oluşturduğu ve Türkiye'nin de 1990'da katıldığı Eurimages Fonu'na üye ülkelerin temsilcilerinin katılacağı bir toplantı bugün tstanbul Film Festivali çerçevesinde duzenleniyor. Kultür Bakanhğı'nın koordinasyonuyla gerçekleştirilecek toplantı Pera Palas Salonu'nda yapılacak. 17 ülkenin temsilcilerinin katılacağı toplantıda üye ülke sanatçılannın, sinema ve audiovisuel alanda gerçekleştırecekleri ortak yapımlara gerek yapım gerekse dağıtım aşamalannda yapılacak yardımlar tartışılacak. Şubat 1990'da Eurimages'a katılan Türkiye'den bugune dek iki proje sunuldu ve ikisi de finans imkânı sağladı. Bunlardan Canan Gerede'nin yönettiği "Robert'in Filmi"nin çekimleri tamamlandı. \az saati pazar günti • ANKARA (AA) — Yaz saati uygulaması uyannca saatler, 31 Mart 1991 Pazar gunü saat 01.00'de bir saat ileri ahnacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlığVndan yapılan açıklamada, bu uygulama, çalışma saatlerinin gündüz saatlerine denk getirilmesi ve gün ışığmdan daha fazla yararlanarak elektrik enerjisı tasarrufu sağlanması amacıyla yapılacak. Kızılaya yardım • ANKARA (AA) — Kanada hükümeti, Kanada Kızılhaç Teşkilatı aracılığı ile Turkiye Kızılay Derneği'ne 1.32 milyar liralık yardımda bulundu. Kızılay Derneği'nin Körfez savaşından kaçan mükecilere yardımcı olmak için yürüttüğü acil dunım çalışmalannı desteklemek amacıyla yapılan yardım, aşı depolamaya yarayan 250 buzdolabı ve 300 milyar liralık nakit yardımı kapsıyor. Ortnancılık günü • ANKARA (AA) — Dunya Ormancılık Günü, yann düzenlenecek törenlerle kutlanacak. Başkentte Orman Genel Mudürlüğü'nce yapılan kutlama programında, Milli Kütüphane Salonu'nda düzenlenecek toplantı ve Anıtkabir Bahçesi'ne sembolik fıdan dikimi bulunuyor. Turkiye Tabiatını Koruma Derneği, Dünya Ormancıhk Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Ormanlann en büyük tabiat kaynağı olduğu belirtilen mesajda "Ormanlann devamlıkğının sağlanması esasına dayanan verimli işletmecilik, su rejimi ve diğer maksatlarla bazı yörelerin korunması, orman topraklarımn bu amaçla muhafazası hukümetlerin ana politikası olmalıdır" denildi. Ruhsatsız kaphcalar • İSTANBUL (AA) — Türkiye'de her yıl yaklaşık 6 milyon kişinin yararlandığı 300'ün üzerindeki kaplıcada, çağdaş kaplıca tedavisi için gerekli uygulamalann yapılmadığı bildirüdi. Cerrahpaşa Tıp Fakultesi Farmakoloji Bilim Dalı öğretim uyesi Doç. Dr. Zeki Karagülle'nin yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de doğal olarak veya sondajlamayla elde edilmiş 3 binin üzerinde kayTiaktan yaklaşık 300'u tedavi amaçlı hizmet veriyor. "Aydmlann çelışkılı ozlemlen ve kaygılan her önemli gırişımı engelleyeöılecek mtehkte". (TÜStAD)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle