Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurı>« Malbucilık vt Gaznecıiık Turk \nomm Şırknı adına
Nldir V»* • Oencl Vayın Muduru Hasu CcaUİ. Müessesc Mllduru
ElUM Işakhgll, Yazı Islerı Mudürtl Ok«> Goaveatia, # Haber Mcrkezı
Milduru Y«Jçı. H»jer. Sayfa Duzcnı Yönetmou AU A*»r 9 TemsılcUer
«,\K«lRA AkmrtTın. İZMİR HikaKt Çrti«kly«. ADANA Çtttl ¥it«a|lii
I* Poblıka Ccial n«|aıatn Dq Habeıler Kjfaa Malrı. Eaonomı Ccagta Taffcaa. Ij 5£ndıka Ş«ajaa fcdrarı Kul ur Crfal L « r
Isıanbul HafcCTlcr. b a a l ajK»k. E|ıum Gcaı» Svlaa. Yım Hatarlen Mt«*l Dataa. Spof Danısmam 4W.lk.dif ! « * . »
Duı YazıUr Kmaı rahıkaa Vajlınna Şakaa Alpa», Ouzdıme A M d U Vıao 0 koordınaıor U w t KombaB 0 Malı
ll*r Eıol Eıka 0 Mvhajcbe Meal «Mtr 0 BuıcePİMİUM. St»«l O»Ma«|ta*>i 0 Kcklanı V K Tonta 0 Eı tannlar
Halyı Akyol # Idan Hısola C m # l»Hsm« ÖMcr Ç«tk 0 Bd«. Islcm St» laal 0 Pcnonel S o *
}tf> n kuraut Ba»kan Nadir Na*
OUaj AUaJ. talçaı I m H a i
Ctmal. HlkBM ÇcfiaJup. Ota;
Goaeaatav. L|w M n r » . Ufeam
Sttçak. A l SarVKa Aaaart Taa
&LKM ır yu>«fL CumnujTyel Malbaacılık v« Cauıeojık T A Ş. Turkocajı Cad 39/41 Ca|tioiln
34334 Isı PK 246 Isunbul Td 512 05 03 (20 hait Tcira 22246 F u (1) 526 60 72 0
Burolar Aakara. Zıya Gökajp Blv Inkıtap S. No 19 4 Tel 133 II 41-47 Teln. 42344, Fax (4) 133
OS 65 0 baıar H Zıy» Blv 1352 S 2/3. T<H 13 12 30. Teta 52359. Fai- (51) 19 53 40
nll Cad- 119 S. No I Kal I. TM 19 37 52 (4 hal). Tdn 62155. FaJL (71) 19 25 7İ
TAKVİM: 20 MART 1991 tmsak: 4.36 Güneş: 6.01 öğle: 12.16 Ikindı: 15.40 Akşam: 18.22 Yatsı: 19.42
d^lO. IstanbulFestivali'nde bugün vepazartesi "Henry ve June", cumartesi "Bağla Beni" gösterilecek
Festival, kadını tahrik ediyorFestivalde bugün
izleyeceğimiz Henry ve
June, büyük ölçüde
Anais Nin'in 8 ciltlik
güncesine dayanıyor.
Film, Nin'in Henry
Miller ve karısı
June'la cinsel
ilişkilerini konu alıyor.
Kadın görüntüleriyle
tanınan fotoğrafçı
Grace Lau şunları
söylüyor: "Güçsüz bir
durumda bulunma
duygusundan müthiş
tahrik olan kadınlar
var. Ama bu gerçekte
güçlü olmalanndan,
bir seçim
yapmalarından
kaynaklanıyor!'
Kiiltür Servisi — Fransız asıllı
roman ve öykü yazan Anais
Nin, 1930'larda kaleme aldığı
unlü gunlüklerinde, Amerikalı
yazar Henry Miller'la sevişme-
sinin erotik özunu, paylaşma ve
boyun eğdirme keyfınin bir bi-
leşimi olarak tanımlıyordu: "O
saatlerin yoğunluğu ve yabanıl-
lığuun büyüsüyle... kendimden
geçiyomm... Hazzın dorukJan.
Esitiik! Şiddetk arzuladığım de-
rinlikJer, karaniık, kesinlik, ann-
ma."
Istanbul Film Festivali'nde
bugün izleyeceğimiz "Henry ve
Jnoe" büyük ölçude Anais Nin-
in 8 ciltlik güncesine dayanıyor.
Nin'in Henry Miller'la ve karısı
June'la cinsel ilişkilerini konu
alan fılmde Anais Nin rolunu
üstlenen 25 yaşındaki Portekiz-
li oyuncu Maria de Medeiros,
Nin'in erotizmini nasıl kavradı-
ğını şöyle dile getiriyor:
"Bu üçltt ilişki aslında bir ik-
tidar miıcadeiesiydi. Anais Nin,
bem Henry Miller'ı hem de Ju-
ne'u başUn çıkarmakla bir ikti-
dan gerçekkştiriyor, 'Ben varun'
diyebiliyordu. Böylece, cinsel
gücünii koyveriyor ve erotik bir
keşfe çıkıyordu."
Erotizmi kucaklamak istedi-
ğinin bilincine varan ve bunu
gerçekleştirme yürekliliğini gös-
ASLINDA İKTtDAR MUCADELESİ— "Henry ve June'da Anais Nin'i oynayan Maria de Medeiros
delesi oldugu kanısında. Filmde, Henry Miller'ın kansı June'u ise Uma Thurman oynuyor.
(solda), filmdeki iiçlu ilişkinin aslında bir iktidar miica-
'eren Anais Nin, kadınlann cin-
;elliği üstundeki tabulann güç-
lü olduğu bir dönemde belki de
kuraldışı bir örnekti. Peki, ka-
dınlann etkin cinselliğinin çok-
tandır benimsendiği günunıüz-
de, kadınlar şehvet uyandıran ki-
taplar, filmler, fanteziler konu-
sunda ne duşundıiklerini açıkça
dile getirebiliyorlar mı? Erotik
istek ve tepkilerini yaşayıp dil-
lendirebiliyorlar rru?
Son gunlerde "Henry ve
June" ve yine Istanbul Film Fes-
tivali'nde izleyeceğimiz Pedro
Almodovar'ın "Bağla Beni" adh
fılmi, kadınlann kadınlar için
yazdıklan erotik yazılardan olu-
san antolojiler yeni tartışmala-
ra yol açıyor. "Henry ve June"
ve "Bağla Beni" gibi filmlerin
açıkça kadınları tahrik ettiği sa-
vunuluyor. Angda Carter ve
Jenny Diski gibi feministlerin
cinsellıği hoyratlık ve korku ile
birlikte ele alan kışkırtıcı yaa-
lan kadın eleştirmenlerden öv-
gü toplarken; erotik yapıtların
pornodan nerede ayrıldığı ya da
ayrılıp aynlmadığı tartışdıyor.
Geçenlerde Ingiltere'de yayım-
lanan "Erotika" adlı kadın ya-
zıları antolojisinin editörü Mar-
garet Reynokb, kadınlann artık
erotızmm kendilerine neler su-
nabüeceğinj araştırmada inisiya-
tifi ele aldıklarını vurgularken
zetesinden Angela NeusUtter,
"cinsel davnuuş, yaşantı ve is-
tekler erkek iktidarınca
biçimlendirilir" görüşüne daya-
nılarak karşı cinsle ilişki konu-
şunlan belirtmeden edemiyor: sunda belli bir sofuluğun geliş-
"Kaduılar erotik şolende bep di- tirildiğini öne surüyor. Ancak,
Neustatter, son zamanlarda ka-
tatarik olan kadınlar var. Ama
bu gerçekte güçlu olmalanndan,
bir seçim yapmalanndan kay-
naklanıyor. Bence bugun femi-
nist tabİili özümlemiş olan, ken-
lenci oldular. Erkeğin arzulan
meşru, 'doğal' sayddı. Kadınla-
nn istekleri yasalarca yasaklan-
dı ya da duzenlendi, bekaret ke-
meıieriyte bastınldı."
Ama bazıları, kadınlann ero-
tik yaşantılannın kısıtlanmasın-
da kadın hareketinin de payı ol-
dugu kanısında. "Observer" ga-
dınlann erotik fantezilerin özgür
kılınmasına gittikçe artan bir öl-
çüde katüdıkian düşuncesinde.
Kadın görüntüleriyle tanınan
fotoğrafçı Grace Lau, deneyim-
lerine dayanarak şunlan söylü-
yor: "Güçsüz bir durumda bu-
lunma duygusundan muthiş
lannı hisseden kadınlar, erotiz-
mi nasıl yaşayacakları konusun-
da bilinçli ve bağunsız bir seçim
yapıyoriar."
Kadınlardan cinsel duygu ve
isteklerine ilişkin yüzlerce mek-
tup alan "Foram" dergisinin yö-
neticisi Isabel Koprowski, erkek-
lere sevişme önerebilen ya da on-
lann önerilermi geri çevirebilen
^
^ ^ ^ ^ ^ | gençkadınlann çekici iç çama-
şu-lan ve ipek çoraplar giyerek
erkekleri baştan çıkarmaktan ve
onlar Ustünde egemenük kur-
maktan etkin bir zevk aldıklan
göruşünde. "Ama" diyor Kop-
rovvski, "birçok kadın da sado-
mazoşizmden hoşlanıyor. Ger-
çekten acı duymak istediklerine
inanmıyonun. Ama bsuılarının
sıradanın ötesinde bir cinsel
ürperti yaratarak daha büyük
coşkular, korkudan kaynakla-
nan bir adrenalin akışı aradık-
lan da bir gerçek."
Kadın cinselliğı ustüne kurs-
lar da düzenleyen yazar Anne
Dickson, kadınlann kendi ero-
tik yapıtlannı yaratmalanndan
yana: "Kadınlar cinsel açıdan ne
istediklerini soylemekte guçlük
çekiyorlar. Erotik şeyler yaz-
mak, istekleri tanımanın ilk adı-
mıdır. Kadınlar ne istediklerini
aramayı öğrenebflir."
Ne var kı "Erotik«"nın edito-
m Margaret Reynolds'a bakılır-
sa, neyin "erotik" olduğunu ta-
nımlamak sanıldığı kadar kolay
değil. Bir kadını çok etkileyen
bir şey, başka bir kadını esnete-
bilir. önemli olan, kesin bir ta-
mma varmamak zaten. Ama
erotik yapıtlar ile pornografi
arasına kalın bir çizgi çekmek de
kaçınılmaz. Reynolds'a göre,
erotik yapıtlarda karşıbkh bir
zevk alma söz konusu, cinsellik-
te kadınlann da seslerine ve haz-
larına yer veriliyor. Pornografı-
de ise kadınlar hep güçsüz, ka-
dınların zevk alması hiçbir an-
lam taşunıyor.
Istanbul Film Festivali'nde yer
alan "Henry ve Jule" ile "Bağ-
la Beni" adlı filmler de bütun bu
açılardan tartışılacağa benzer.
"Henry ve June|' Henry Miller'-
la Anais Nin'in ilişkilerini olan-
ca gerçekliğiyle beyazperdeye ge-
tiriyor ve festival kapsamında
gösterihyor. Belki festivalden
sonra sinemalarda gösterime de
(girecek. Henry Miller'm "Oglak
Dönencesi" adlı kitabıysa Tür-
kiye'de hâlâ poşette.
Heary ve Jaae
Bugün Beyoğlu Atlas'ta 15.00
v»21.30'da. 31 mart pazartesi
18.30'da Osmanbey Gazi'de
Bagla B«ai 23 mart cumarte-
si Osmanbey Gazi'de 15.00 ve
21.30'da.
Üçlü ilişkilerHenry ve June, Amerikan Sinema Birliği'nce
"NC-17" yani "17 yaşından küçükler
göremez", sınıfına sokuldu. Filmde iki
kadının aşkları Anais Nin'in kaleminden şöyle
anlatıhyor: "June bir varlık, hiçbir şeyin
kontrol edemeyeceği biri. Başkalarının
rüyalannda yaptıklarını, June yaşayan biriî'
KAÇIRILAN PORNO YILDIZI— Psikiyatri kliniğinden yeni çıkan Ricki'nin kaçınp yatağa bagladığı Marina'yı Victoria Abril
oynuyor. Korku ve porno filmlerinde oynayan Marina. alışılmadık bir serüven yaşıyor.
••
'Bağla Beni'nin yönetmeni, îspanya'nın nabız hızında atıyor
Almodovar'dan
tspanya'nın haşarı çocuğu Pedro Almodovar,
müthiş ince eleyip sık dokuyor. Her şeyin
daha doğrusu hayal ettiğinin en kusursuzunu
çıkarmaya çalışıyor. Basın dahil kimse ustüne
gidemiyor. Büyümüş de küçülmüş çocuksu
fiziğinin ardında sert replikli, fikirlerinden hiç
taviz vermeyen biri.
MİNE G. SAULNIER
filmlerinde, her şey ölçüsüz.
Kostümler alışılmadık ve çarpı-
PARİS — Pedro Almodovar, cı; ınsanlar dik koşeli, bol bol
lspanya'yı çaük kaşh tutkulann, gurültu ve hareket var, butün
hüzünlü ya da öfkeli duygulann dekorlar "sahteyiz" diye haykı-
ülkesinden ibaret sananlan ya- nyor. Ama lspanyollar, bugün
lancı çıkartan bir yönetmen. gerçekten boyle yaşıyorlar.
"Kitsch" sinema yapıyor. Ve bu Örneğin, Almodovar'ın "Ba|-
seçim, günumüz Ispanyol aydın- la Beni", (Atame) filmindeki
lannın varoluş biçimine eldiven marjinal yasa kaçağına sado-
gibi uymakta. Almodovar'ın mazo duygularla bağlanmak ol-
ölçüsıız
gusu, günumüz Ispanyası'nda
"Her genç kızın başına gelebi-
lecek" turden bir öykü. Bütün
bunlarla söylemek istediğim,
Pedro Almodovar'm aslında gü-
nun tarihine ışık tutan ve Îspan-
ya'nın nabız hızmda atan bir yö-
netmen olduğu.
"Sinir Krizinin Eşiğinde
Kadınlar" adh fılmiyle ABD si-
nemalannda yabancı film gişe
rekorlannı kiran Almodovar,
Ispanyol halkından daha çılgın
değil. "Bağla Beni" filmi, Pa-
ris'te bir yılı aşkın süredir afiş-
lerde. Bu yönetmenin dehası,
içinde yaşadığı ve birtakım ko-
şullann kesişmesi sonucu gene-
linde sosyal değer ölçülerinin
değişimini, özelinde ise bir
filmler
UGÜN YARIN
Beytsgta FtMrh- Kuzin Angehca* (12.00,
18.30), Pusu* (15.00, 21.30)
Beyagbı AUJK: Tutsak Balon* (12.00,
18.30), Henry ve June (15.00, 21.30)
Beyoghı Beyoghc Seyyar Satıcı (12.00), tki
Başlı Dev (15.00), Sinbad (18.30), Camdan
Kalp (21.30)
ftiMinrtıj Gazi: Gizli Dosya (12.00, 18.30),
Ariel* (15.00, 21.30)
KAdıkev Reks: Yılın Kahramanı (12.00),
tntıkam Vakti* (15.00), Besle Kargayı*
(18.30), llle de Iskenderiye (21.30)
Bevoglu Emek: Kızkardeşler* (12.00,
18.30), Amazon (15.00, 21.30)
Bevoglu Atimsi Anne ve Babama Gunce*
(12.00, 18.30), Değersizler (15.00, 18.30)
Beyogtn B e y o ^ n : Piano Piano Bacaksız
(12.00), Berdel (15.00), Darbe (18.30).
Osmanbey Gazi: Askıda (12.00, 18.30),
Kıbrıtçi Kız* (15.00, 21.30)
•ÜHtak«> RekjaCennetteki Gölgeler* (12.00),
Bakımsız Amca (15.00), Cinsel Görev (18.30),
Kulak (21.30)
* isareti olan filmier eiektronik Turkçe altyazıyla gosleriliyor.
"erotika" patlaması yaşayan
lspanya'yı çok özgün biçimiyle
yorurnlayabilmesi. Almodovar
bunu özel olarak yapmıyor.
Kendisi de öyle yaşıyor. Mad-
rid'in marjinal gece kulüplerin-
de olmadık kıhklarla (ve olma-
dık kalabalıklarla) çevrili bir Al-
modovar, sıkça rastlanan olay-
lardan.
Sevgili oyuncusu Cannen Ma-
ura ile tükurük kardeşı plduktan
ve yülarca yapışık dolaştıktan
sonra 24 saatte ölduresiye nef-
retlere ulaşmak da Almodovar.
Ve butün yaptıklanna, bütün
yureğim koymak da Almodovar.
Îspanya'nın haşarı çocuğu
Pedro, bütün bû çılgınlığın giz-
lediği diğer "lspanyol" karakte-
rine de sahip: Profesyonellik.
Müthiş ince eleyip sık dokuyor,
her şeyin daha doğrusu hayal et-
tiğinin en kusursuzunu çıkarma-
ya çalışıyor. Basın dahil kimse
ustüne gidemiyor. Büyümüş de
küçülmüş çocuksu fiziğinin ar-
dında sert replikli, fikirlerinden
hiç taviz vermeyen biri.
Almodovar'ın bir dönemeç-
ten sonra tahhsizliği, zamana
dayanıksızlığı olacak. Sinema-
sında klasik öğelere hemen hiç
yer vermediği için, "kitsch"in
modası geçtikten sonra geriye ne
kalır, bilinmez.
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — Philip Kauf-
man'ın "Henry ve June" adlı fil-
mi kış başında ABD sinemala-
nnda gösterilmeye başlandığın-
da, Amerikan seyircileri yeni
bir sınıflandırmayla tanıştüar:
"NC-17." Amerikan Sinema
Birliği Avrupa fılmlerinin ço-
ğunluğunda "açık saçıkhk" ol-
duğu gerekçesiyle yıllardır bu
fılmleri "X", yani "zehir" sem-
boltt ile sınıflandırmaktaydı.
"X" ile sınıflandınlan filmler ya
küçük entel sinemalannda ya da
porno filmlerin oynadığı süıe-
malarda gösteriliyor, böylece
Avrupa fılmleri büyük Ameri-
kan pazanndan pay alamıyordu.
Amerikan Sinema Birliği, so-
nunda bu rekabet karşıtı tutu-
muna yapılan eleştirilere "cağ-
daş bir cevap" getirdiğini duşü-
nüp "X", "topluma zebir sacan"
filmler sınıflandırması yerine
"NC-17", yani "17 yaşından kü-
çükkr göremez" kavramını ge-
liştirdi. "Henry ve June", büyük
sinemalarda gösterilmeyi amaç-
ladığından bn sınıflandırmayı
kabul etti. Film, bu sefer de
"NC-1T', porno olarak yorum-
landığmdan yine ufak entelek-
tüel ya da pomografi fılmlerinin
oynatıldığı sinemalara kaldı.
Amerikan Sinema Birliği'ni
"Henry ve June" için "NC-17"
sınıflandınnasına sevk edilen
göruntüler filmin açık saçıkhğı
ima eden görüntüleriydi. Kauf-
man'ın filmi yazar Anais Nin-
in Paris'te Henry Miller ile ta-
nışmalarını, aralanndaki yoğun
Uişkiyi, Henry MiDer'm biseksü-
el eşi June ile ilişkilerini, Miller1
ın özyaşamsal romanlanndan ve
Nin'in guncelerinin uzun süre
gizli kalan bölümlerinden akta-
nyor. Dönemin Parisi, Ameri-
kan yazarlarmm Paris imajı ve
bu imaja uygun kurduklan iliş-
kilere bir örnek Miller ve Nin
iüşkisi. Edebiyat eleştirmenleri
açısından "Miller ve Nin bir
yandan gerçek insanlar olmak-
la birlikte bir yandan da kendi
hayaOerinin urünüydüler. Biıiik-
telikleri kendi hayallerindeki
edebi ntiti bayata geçinnekten
ibaretti."
Anais Nin ve Henry Miller,
Paris'te 1931'de tanıştüar. Nin,
11 yaşından beri hayatındaki her
şeyi içeren aynntıh günceler tut-
maktaydı. Nin'in hayaündan ge-
çen her şey gibi Miller da hatı-
ralann bir parçası oldu. Nin ha-
tıralannda bütün olaylan ve
olaylar karşısındaki duygulannı
ifade etti. Binlerce sayfayı bulan
hatıralannın "makrem" bölüm-
leri ancak Anais Nin'in 1977'de
ölümünden sonra yayınlandı.
Bir bankerle evli olan Nin'in
bu hatıralarla dolu dünyasına
Miller son derece yabana biriy-
di. Güzel eşinin birlikte olduğu
insanlann verdikleri üç-beş ku-
nışla geçinen yazan, Nin'in ilk
tanımlayışı şöyle: "Hayatın do-
gal olarak sarhoş ettiği, şaraba
ihtiyacı olmayan, kendi yarattı-
ğı heyecanlaıia akıp giden bir
adam. Yazısı şasaalı, süslu, şid-
detii, akıcı, karmaşık, hain ve
tehlikeli... Her seyde, yiyecekte,
konuşmada, içkide neşe bulan
biri."
Nin için kuk yaşmdaki henüz
kendisini meşhur edecek hiçbir
şeyi yayımlamamış olan Brook-
İynli yazar Miller, kendisinde ol-
mayan her şeye sahipti.
1930'lann Parisi, pek çok kişi-
nin dönemin en ileri sanat ha-
vasını koklamak, kendilerini bu
hava içinde yepyeni bir biçime
dönüştürerek yaratmak için gel-
dikleri bir çeşit "hayalkrde
yaşayan" cennetti. Miller ve Nin,
bu hayali cennetin yan bilincin-
de bir ilişki oluşturdular. Birbir-
lerine sürekli buyuk yazar ol-
duklanna dair övgüler yağdıra-
rak yeni biçimlerini yansıttıkla-
n aynalar yarattılar.
Kaufman, filmde bu küçük
üçgen arasında kendilerinden
başka kimseyi ilgılendirmeyen
ilişkiyi tarafsız bir gözle aktar-
maya çalışıyor. "Varolmaıun
Davamlmaz HafıfUği" adlı fil-
min de yönetmeni olan Kauf-
man, "Henry ve June"da da
benzer şekilde "kendilerini keş-
fedenlerin hikâyesini" aktanyor.
Filmde Henry'yi Fred Warn,
Anais'i Maria de Medeiros can-
landınyor. Filmin üçüncü kah-
ramanı, Uma Thunnan'ın can-
landırdığı Henry Miller'ın eşi
June. June, Brooklyn'den biı
dansöz. Evlendikten sonra
Henry'yi sadece erkeklerle değil,
kadınlarla da sürekli aldatan Ju-
ne, Henry'nin kalemınde kendi-
sini Dostoyevski'nin dramatik
karakterlerinden biri olarak gö-
ren, yazarlara bu dramatik ha-
yatıyla ilham verdiğine inanan
bir kadın.
Henry'nin yazarhğa devam
edebilmesi için gerekli parayı
"dosrJanndan" sağlayan June ve
Anais arasındaki aşk hikâyesi de
filmde yer alıyor. Filmin
"NC-17" sınıflandırmasına gir-
mesine neden olan göruntüler-
de iki kadının aşklan yine Anais
Nin'in kaleminden aktanüyor:
"June bir variık, hiçbir şeyin
kontrol edemeyeceği biri Başka-
lannın rtivalannda vaptıklannj
June yaşayan biri—" Hauralann-
da Nin, June'un "kendini yok
eden yanını" da vurguluyor. Ju-
ne'dan sık sık ölümle bağlantılı
söz eden Nin, Miller ile seviştik-
leri zamanlarda ikisinin de Ju-
ne'u hayal ettiğini, June'un iki-
sinin de hayatına "edebi gücü"
getirdiğini öne surüyor.
Eurbnages
toplantısı
• Kiiltür Servisi — Avrupa
Konseyi'ne bağh ülkelerin
ortak yapımlan
desteklemek amacıyla
oluşturduğu ve Türkiye'nin
de 1990'da katıldığı
Eurimages Fonu'na üye
ülkelerin temsilcilerinin
katılacağı bir toplantı
bugün tstanbul Film
Festivali çerçevesinde
duzenleniyor. Kultür
Bakanhğı'nın
koordinasyonuyla
gerçekleştirilecek toplantı
Pera Palas Salonu'nda
yapılacak. 17 ülkenin
temsilcilerinin katılacağı
toplantıda üye ülke
sanatçılannın, sinema ve
audiovisuel alanda
gerçekleştırecekleri ortak
yapımlara gerek yapım
gerekse dağıtım
aşamalannda yapılacak
yardımlar tartışılacak.
Şubat 1990'da Eurimages'a
katılan Türkiye'den bugune
dek iki proje sunuldu ve
ikisi de finans imkânı
sağladı. Bunlardan Canan
Gerede'nin yönettiği
"Robert'in Filmi"nin
çekimleri tamamlandı.
\az saati
pazar günti
• ANKARA (AA) — Yaz
saati uygulaması uyannca
saatler, 31 Mart 1991 Pazar
gunü saat 01.00'de bir saat
ileri ahnacak. Enerji ve
Tabii Kaynaklar
BakanlığVndan yapılan
açıklamada, bu uygulama,
çalışma saatlerinin gündüz
saatlerine denk getirilmesi
ve gün ışığmdan daha fazla
yararlanarak elektrik
enerjisı tasarrufu
sağlanması amacıyla
yapılacak.
Kızılaya
yardım
• ANKARA (AA) —
Kanada hükümeti, Kanada
Kızılhaç Teşkilatı aracılığı
ile Turkiye Kızılay
Derneği'ne 1.32 milyar
liralık yardımda bulundu.
Kızılay Derneği'nin Körfez
savaşından kaçan
mükecilere yardımcı olmak
için yürüttüğü acil dunım
çalışmalannı desteklemek
amacıyla yapılan yardım,
aşı depolamaya yarayan 250
buzdolabı ve 300 milyar
liralık nakit yardımı
kapsıyor.
Ortnancılık
günü
• ANKARA (AA) —
Dunya Ormancılık Günü,
yann düzenlenecek
törenlerle kutlanacak.
Başkentte Orman Genel
Mudürlüğü'nce yapılan
kutlama programında, Milli
Kütüphane Salonu'nda
düzenlenecek toplantı ve
Anıtkabir Bahçesi'ne
sembolik fıdan dikimi
bulunuyor. Turkiye
Tabiatını Koruma Derneği,
Dünya Ormancıhk Günü
nedeniyle bir mesaj
yayımladı. Ormanlann en
büyük tabiat kaynağı
olduğu belirtilen mesajda
"Ormanlann devamlıkğının
sağlanması esasına dayanan
verimli işletmecilik, su
rejimi ve diğer maksatlarla
bazı yörelerin korunması,
orman topraklarımn bu
amaçla muhafazası
hukümetlerin ana politikası
olmalıdır" denildi.
Ruhsatsız
kaphcalar
• İSTANBUL (AA) —
Türkiye'de her yıl yaklaşık
6 milyon kişinin
yararlandığı 300'ün
üzerindeki kaplıcada,
çağdaş kaplıca tedavisi için
gerekli uygulamalann
yapılmadığı bildirüdi.
Cerrahpaşa Tıp Fakultesi
Farmakoloji Bilim Dalı
öğretim uyesi Doç. Dr. Zeki
Karagülle'nin yaptığı
araştırmaya göre Türkiye'de
doğal olarak veya
sondajlamayla elde edilmiş
3 binin üzerinde kayTiaktan
yaklaşık 300'u tedavi amaçlı
hizmet veriyor.
"Aydmlann çelışkılı ozlemlen ve kaygılan her önemli gırişımı engelleyeöılecek mtehkte". (TÜStAD)