18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 1991 HABERLER tstanbuVu göçten kurtarmak için alternatifyatırım alanları aranıyor 3. köprü ÇaııakkaleVe CUMHURİYET/3 DUNYADA BUGIJN AUSİRMEN Bâyındırlık ve İskân Bakanlığı, üçüncü Boğaz Köprüsü'nü Çanakkale'ye yapmak için bir proje gündeme getirdi. Köprünün yeri için, Kilitbahir-Çanakkale alanlarımn yakınmdaki burıınlar öngörülüyor. Bakanlığa göre köprü yapımından sonra, yatırımlar bu bölgeye kayacak ve Istanbul'un yükü hafifleyecek. GÜNSELt ÖNAL ANKARA — Nüfusu beş yıl- da yüzde 48 oranında artarak 7.5 milyona ulaşan lstanbul'a yoğun ilginin azaltılması düşün- celeri, üçüncü Boğaz Köprüsü'- nün Çanakkale'ye yapılmasını gündeme getirdi. tstanbui'un yatınmcüar için cazibesini azalt- mak ve ilgiyi bu kentin dışına çekmek amacıyla Çanakkale'- nin lstanbul'a alternatif hale ge- tirilmesi planlanıyor. Bâyındır- lık ve İskân Bakanı Cengiz Al- tmkaya, "Ekonomik şartJan Çanakkale'de biraz daha gelis- tirebüirsek, yatınmohmn lstan- bul'a yoğun baskısını o tarafa aktannış olnnız" diyor. Mimar- lar Odası yöneticileri ise İstan- bul'a alternatif olarak Çanak- kale'yi seçmenin tam bir aldat- maca olduğunu belirterek "Eğer lstanbul'a kurtarmak is- tiyoriarsa önce buraya gelen gö- ÇÜD kaynağına yatırım yapnuüılar" diyorlar. Istanbul, altyapısından yöne- tim biçimine kadar sorunlarla dolu bir kent haline gelirken uz- manlar "yıilann ihmalinin" bir- kaç projeyle ortadan kaldınla- mayacağını savunuyorlar. İs- tanbul için düşünülen "parçalı yönetim"in de kesin çözüm ol- mayacağını belirten şehir mü- hendisleri, "Tiirkiye'nin hiçbir bolgesi 8 milvon insanı bir ara- da barındıracak doğal kaynak- lara sahip değil. Bu göz önune almarak başta İstanbul olmak üzere kentlerimizin gelişimi ye- niden ele alınmalı" diyorlar. Bâyındırlık ve İskân Bakan- lığı'nın lstanbul'a akını önle- mek için gündeme getirdiği pro- je ise Üçüncü Boğaz Köprüsü'- nü Çanakkale'ye yapmak ve ya- tırımcıları bu bölgeye kaydır- mak. Bakanlığın görüşüne go- re yatınmlar buraya kayınca İs- tanbul'a göç azalacak, belki Is- tanbul'daki bazı yatınmcılar da burayı tercih etmeye baş- layacak. Çanakkale'ye yapılacak Bo- ğaz Köprüsü'nün yeri için üç se- cenek üzerinde dunıluyor. Köp- rü, Boğaz'ın en dar üç noktası olan ve Kilitbahir-Çanakkale yerleşim alanlarımn yakınmda- ki burunlar arasına yapılacak. Bakanlık, köprü nedeniyle ka- mulaştırma vapılacak bu yerler- de yapılaşmayı mevcut haliyle korumaya çalışacak. Üçüncü Boğaz Köprüsü'nün yapımı konusunda Çumhuriyet muhabirinin sorularını yanıtla- yan Altmkaya, bu köprünün Ege Bolgesi ile Avrupa'yı yakın- laştırmak amacıyla planlandığı- nı söyledi. Üçüncü Boğaz Köp- rüsü'nün İstanbul veya Çanak- kale'ye yapüacağını, ancak han- gisine öncelik verileceğine henüz karar verilmediğini anlatan Al- tmkaya, "Üçüncü köprü yapı- mının, kendilerini bu konuya adapte edecek kadar yakın ol- madığını da" belinti. Köprünün lstanbul'a yapılmasına karar verilmesi durumunda köprü dı- şında "metro" veya "tüpgeçit" seçeneklerinin de göz önüne alı- nacağını kaydeden Altınkaya, "Ancak başka şartlan da göz- önüne alırsak, rağbeti İstanbul'- un uzaklanna çekmek için Ça- nakkale'ye köprü yapabilirlz. Çanakkale, iklim şartlan olarak 6 milyon metrekareyeyayılan 194 mezarlık Istanbullularayetmiyor Yatacak yerimizyokÇarpık ve plansız yapılaşma mezarhkları da tehdit ediyor. Her yandan daraltılan ve tahrip edilen mezarlık alanları artık İstanbul'un ihtiyacına cevap veremez durumda. REMZİ GÖKDAĞ Nüfus artışı ve göçle gelen hızlı yapılaşmanın yeşil dokuyu hızla azalttığı İstanbul'da, ağa- cın korunabildiği mezarhklar da tehlikede. Kamu arazilerinin hızla parsellenip satıldığı, gece- kondulaşmamn doruk noktası- na ulaştığı kentin çeşitli semtle- rindeki mezarhkJar çevresini sa- ran kaçak yapılarla "işgal edi- Uyor". 15 yıl öncesine kadar lstan- bul'un köyü olan bugün kentin kenar semti haline gelen Bak- kalköy, Dolayoba, Mahmut- bey, Güneşli gibi yerleşim bi- rimlerinde yapılaşma artık me- zarlık alanlanna yöneldi. Mezar sınırlannın belirsiz ohnası nede- niyle özellikle kentin dış bölge- lerindeki yerleşim bölgelerinde mezarlara bitişik kurulan ve me- zarlıklara tecavüz eden yeni bi- nalarının sayısı artıyor. İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi zabıta tarafından denetlen- mesi güç olan bölgelerde ilçe be- lediyelerinin de isteği Uzerine mezarlıklann çevTesini duvarla çevirmeye başladı. Belediye yet- kilileri mezarların duvarla çev- rilmesinin bu bölgedeki kaçak yapılaşmaya engel olacağını ve mezarlıkların korunacağını be- lirtiyorlar. İstanbul Mezarhklar Müdürü Zeki İbrahim İngin, imar plan- larında mezarlık alanı olarak aynhnış alanları yapılaşmaya karşı korumak amacıyla mezar bölgelerinin etrafının duvarla çevrilme işleminin ihaleye çıka- nldığını belirtti. tngin, bu amaç- la ilk olarak Beykoz Toygarte- pc, Kilyos, Pendik, Şıhh, Koca- tepe ve Hasdal mezarhklannm etrafında duvar yapımına baş- lanacağını söyledi. _ Kentin gelişim sürecinde en çok tahrip edilen, daraltılan me- zarhklann başında bir zamanlar onnan görünümündeki Karaca- ahmet geliyor. İstanbul'un bu geniş mezarhğı, önce taşlan sö- külerek işgal edildi. İşgal 1974 yılına kadar sürdü. Bu tarihten Boğaz Köprüsü ve çevre yolla- rinın yapımı sırasında daralan mezarhğın çevresi yüksek bina- larla âdeta kuşatıldı. Geçen yüzyılın ortalannda bi- rer selvi ormanını andıran iki büyük mezarhk da günümüze kadar gelemedi. Kasımpaşa'dan başlayıp Tepebaşı, sırüarından Taksim'e kadar uzanan KUçük Mezarlık olarak bilinen yerden günümüze sadece Şişhane kav- şağmdaki Loğusa Kadın Türbe- si ayakta kalabildi. Yok olan ikinci mezarlık ise "Büyük Kaçak yapılaşma, yaşayanlan olduğu kadar ölüleri de rahatsız etmeye başladı. (Fotoğraf: Erdogan Köseoğln) Mezarhk" adıyla biliniyor. Tak- sim Atatürk Kültür Merke- zi'nden başlayıp Gümüşsuyu'n- dan Fındıkh'ya dek inen bu mezarlıkta bugün Taşkışla, Gü- müşsuyu Kışlası ve hastanesi gi- bi tarihi eserlerle yüzlerce bina bulunuyor. İstanbul'da belediyeye ait tüm yeşil alanlar yaklaşık 7.5 milyon metre kare iken pasif ye- şil alan kabul edilen mezarlık- lann toplam alanı 6 milyon met- re kare. Günümüzde 194 mezar- hğı bulunan İstanbul'da bu sa- yı ihtiyaca cevap vermiyor. İs- tanbul Mezarhklar Müdürlü- ğü'nden aldığımız bilgiye göre her yıl yaklaşık 15 dönüm alan mezarlığa dönüşturülüyor. İs- tanbul'un en geniş mezarlık ala- nı 2 milyon 418 bin metre kare ile Beyoğlu bölgesinde bulunu- yor. İstanbul bölgesinde 1 mil- yon 813 bin metre kare, Anado- lu yakasmda ise 1 milyon 770 bin metre kare mezarlık alanı bulunuyor. Mezarhklarda en çok yetişen ağaçlardan selvi ve sedir ilk sırayı alırken çam, aka- ğaç, sakızağacı, dişbudak türü ağaçlar da oldukça sık olduğu belirtiliyor. En çok ağacı olan mezarlıklar arasında Karacaah- met, Zincirlikuyu, Merkezefen- di ve Topkapı mezarhkları bu- lunurken ağacı en az mezarhk- lar arasında Hasdal, Yenitopka- pı, Kocasinan ve Ümraniye ilk sırada yer alıyor. çok güzel bir yerde. Hava, ka- ra ve deniz ulaşımını orada çö- zümlediğimı/ takdirde, ihracat imkânlan var. Ege Bolgesi ora- dan Avrupa bağlantısı kurabi- lir. Çanakkale'nin nüfusunu bi- raz daha büyütecek organize sa- nayi, havaalanı gibi tesisJerk bir cazibe oluşturabilirsek, köprü de buna yardımcı olur" diye ko- nuştu. Altmkaya, "Bu düşünce- nin altında İstanbul'daki hızlı büyümenin Çanakkale'ye yön- lendirilmesi mi yatıyor" biçi- mindeki soruya, "Esasen her şey ekonomive dayalıdır. Istan- bul'un nüfusu çok hızlı büyü- yor. Ekonomik şartlan Çanak- kale'de biraz daha gejiştirebüir- sek, yatırımcıların lstanbul'a yoğun baskısını o tarafa aktar- mış oluruz diye düşünüyorum" karjılığını verdi. Çanakkale'deki köprünün yapımı için dış finansman ge- rektiğini vurgulayan Altmkaya şunları söyledi: "tspanya ve tngiltere'nin tek- Irfleri var. İlana çıktığımuda bu teklifler çogalır. ABD, Japon- ya da girer işin içine. Hepsi gi- rer. Ancak yap-işlet-devret ile teklif veren olmadığı için kendi hesabımızı kendimiz yapmanuz lazım. Aldığımız krediyi geri ödeyecek olan biziz. Tesis geri- ye ödeyebilecek durumda olur- sa, Çanakkale'de köprü zaten beklemeksizin yapüır. Çanak- kale o noktaya 7-8 yıl içinde ula- şabilir. 7-8 yılı beklemeden de İstanbul'un cazibesini azaltmak için öyle bir yolu seçebiliriz." Bayındırhk ve iskân Bakan- lığı'nın bu girişimleri "tam bir aldatmaca" olarak nitelendiril- di. İstanbul'da uluslararası ser- maye biriktirme modeli uygu- landığını belirten TMMOB Mi- marlar Odası İstanbul Şubesi Başkanı Yücel Gürsel, "IsUn- bul'a yakın çevredeki arazUerin hemen hepsinde, yatınmlara yö- nelik bir deger artışı sağlanma- ya çalışıldıgım" savundu. istanbul'daki birinci Boğaz Köprüsü'nün, Avrupa sermaye- sinin Ortadoğu ile ticaretine ya- nıt vermek uzere Avrupa serma- yesi tarafından gündeme getiril- diğini vurgulayan Gürsel, "Şim- di de, tstanbul'a yönelen göç baskısını ortadan kaldırmak, bu anlamda da yatınmlan tstanbul dışına çekmek, ciddi ve yurtse- ver bir niyetse, yapılacak ilk iş göçün kaynağı olan yerlere ya- tırım yapmaktır. Göçü esas en- gelleyecek olan tanm politika- landır. Bunun için küçük ve or- ta üreticinin iflas etmesini engel- lemek lazıradır. tkinci olarak yatınmlar Doğu Anadolu'ya kaydmlmalı. en önemlisi de loprak reformu yapdmalıdır" dedi. HÜKÜMET: Genelkıırmay bakanlığa bağlı olmayacak ANKARA (Çumhuriyet Bü- rosu) — Başbakan Yüdınm Ak- bulut ve Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar da Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasına ge- rek olmadığını savundular. Başbakan Akbulut, Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Do- ğan Güreş'in önceki gün haber ajansı temsilcilerinin sorularını yanıtlarken "Silahlı Ku>"vetler siyasi iradenin emrindedir. Bu tamam, ama Başbakan'a bağlı- dır. Milleti ona bu onuru vermiştir" sözlerini değerlendir- di. Akbulut, "Genelkurmay Başkaıu'nın MSB'ye bağlanm»- sı şeklinde bir çahşmamız yok ve tabiatıyla sözleri doğrudur. Genelkurmay Başkanı Başba- kan'a bağlıdır ve çalışmalannı da Başbakan'a bağlı olarak yürütür" dedi. Akbulut, Genel- kurmay BaşkanhğYnın statüsü- nün değiştirihneyeceğini" vur- guladı. Mehmet Yazar da gazetecile- rin aynı konudaki sorularına, "Şu anda böyle bir çalışma yok. Kendisi (Orgeneral Gureş) o ko- nuda soru sorulduğu için o ko- nudan bahsetmiş, şu anda öyle bir fıkrimiz yok. Buna gerek de yok" karşılığını verdi. Karaborsayı önlemek veyükselen talebi karşılamak için 300 bin abonelikkapasiteye çıkılacak 'Çağrı cihazı'na yeni Japon sîstemiMERİH AK İZMİR — 1986 yıhnda hizmete giren çağn ci- hazı sistemı, başvurulan karşılayamaması nede- niyle değiştiriliyor. PTT Genel Müdüru Emin Ba- şer, bugünkü 39 bin kapasiteli şebekenin istem- İere yanıt veremediğini belirterek yerine Japon- ya'dan yapılan bağlantı ile 13 milyarhk, 300 bin kapasiteli bir sistemin getirileceğini söyledi. Şu anda şebekenin yetersizliğinin yanında cihazla- nn da bulunamadığını belirten Emin Başer, ye- ni sistemle birlikte cihazlann da eylül ayında Türkiye'ye geleceğini ve böylece karaborsanın or- tadan kalkacağını bildirdi. 1986 yümda 600 hat kapasitesi ile hizmete baş- layan çağn sisteminde 1988 yıhnda 3 bin 787 olan abone sayısı 1989 yıhnda 7 bin 46'ya yükseldi. 1990 yıhnda 20 bini geçen hat kapasitesi 1991 yı- hnda sınır olan 39 bine dayandı. PTT Genel Mü- dürü Emin Başer, şu anda 32 bin aboneye hiz- met verildiğini belirterek yeni başvurulara yanıt vermeye çalıştıklannı söyledi. ABD ve Japonya'da çağn cihazı sisteminin lo- kal olduğunu söyleyen Başer, "Bu ülkelerde böl- gesel bir sistem uygulanıyor. O yüzden çok sayı- da aboneye kısa sürede gidilebiliyor. Ancak Türkiye daha iyi bir sistem uyguluyor. Ankara- da bulunan bir abone tzmir'e gitüğinde cihazı ça- lışabiliyor. Yani bizim uyguladığımız sistemde bölgelerde ayn ayrı abone olmaya gerek yok. Bi- zim abonemize Türkiye'nin çağn sistem merke- zi bulunan 24 ilin hangisinde olursa olsun ula- sabilirsiniz. Biz bu mantıkla Türkiye'yi tek şebeke olarak projelendirdik, ama burada da karsımı- za darbogaz olarak şebeke çıktı. 39 binde geldik tıkandık" dedi. Yapılan araştırmalar sonucunda Japonya'dan yeni bir şebekenin geliştirildiğini saptadıklannı belirten PTT Genel Müdürü Emin Başer, bunun- la 300 bin aboneye kadar çıkılabildiğini belirle- diklerini söyledi. Emin Başer, "Şimdi biz bunu alıyoruz. Eylül ayında bu yeni şebekemiz hizmete girecek. Türkiye'de böylece 300 bin abone ola- cak. Elinde halen çağn cihazı bulunanlar da bu yeni şebekeden yararianabilecekler. ama biz ha- lihazırdaki bu sistemi eylül ayında kaldıracağız. Zaten buna da gerek kalmayacak. Ancak biz bu 39 bin şebekeyi başka özel işlere tahsis edeceğiz. Şu anki şebekenin kapasitesini arttırmak müra- kün değil. Bu yüzden bu yola başvurduk" diye konuştu. Türkiye'de 24 ilde hizmet veren çağn cihazla- rına büyük ilgi var. Buna karşın hem şebekenin yetersizliği hem de cihazlann bulunamayışı ka- raborsanın doğmasına neden oldu. Bugün PTT tarafından 1 milyon 439 bin liraya satılan çağn cihazlan karaborsada 2.5-3 milyon Iira arasında müşteri buluyor. PTT'ye başvurarak çağn cihazı almak isteyen- ler uzun süre beklemek zorunda. 1990 yılı ağus- tos eyında bireysel başvuru yapanlara yeni yeni abonelik verilirken şirketlere öncelik tanındığı öğ- renildi. Karaborsada ise istemler birkaç saat için- de karşılanıyor. Komisyoncular, "Çağrı cihazla- nna talep çok fazla. PTT'ye başvuru yapan bir kişi aylar sonra cihazını alıyor. Oysa biz 1-2 saat içinde bu isteklerini karşılayabiliyonız" diye ko- nuştular. Kıbns'ta Onemli Gelişmeler... Turgut Özal'ın ABD gezisinin hemen öncesinde, Kıbrıs'ta çok önemli olarak nitelenebilecek gelişmeler oluyor. 17 yıl aradan sonra, ilk kez, başta Rum Demokratik Paıtisi Başkanı Glafkos Klerides olmak üzere Rum kesiminden ge- niş bir politik yelpazenin temsilcisi olan çeşitli partilerden po- litikacıların Toplumcu Kurtuluş Partisi'nin 15. kuruluş yıkJö- nümü için verilen kokteyle katılmaları hıç kuşkusuz çok önem- li bir gelişmedir. Klerides'in önümüzdeki günlerde KKTC Başbakanı Eroğ- lu ile de bir görüşme yapması bekleniyor. Kıbrıs Rum kesimi politikacıları arasında diyaloğa en açık kişi olarak bilinen ve bu görüşlerini dile getirmekten, hatta olaylann bu noktaya varmış olmasında kendilerinin bazı yan- lışlarının da payının olduğunu yazmaktan çekinmeyen Kle- rides'in 19 mayısta yapılacak başkanlık seçimlerinin yüzde 40'lar dolayında olduğu sanılan oy tabanı ile başkanlığın en kuvvetli adayı olduğu düşünülürse, gelişmenin ne denli önemli olduğu kolayca anlaşılabilir. Kıbrıs'ta iki kesimin uzlaşmasını güçleştiren en büyük en- gel ne toprak sorunudur ne Maraş ne üç özgürlük ne de ana- yasal yapı. Evet gerçi bunların her birinin ve özellikle sonun- cusunun önemli bir sorun olduğu doğrudur. Ama iki toplum arasındaki güven bunalımı ve diyalog kopukluğu asıl temel sorunu oluşturmaktadır. Kıbns Rum kesimi şimdiye dek, uluslararası platformda el- de ettiği propaganda olanağını, kendilerince usta bir biçim- de kullanırken asıl çözümün ada halkını oluşturan iki toplum arasında sağlanacağını, bunun için de diyalog ve karşılıklı güven ortamımn oluşturulmasının önkoşul olduğunu göre- memiştir. Kıbrıs Rum kesimi ve Yunan politikacıları kendi yarat- ttktarı şoven ortamm sonunda kendi manevra olanaklan- nı sınırlarken Denktaş'ın da siyasal eşitlik konusunda en ufak bir ödüne yanaşmasını sağlayacak ortamı engellediklerinin ayırdına varamamışlardır. Gerçi yıllardır, kimi Rum politikacılar kapalı kapılar ardın- da daha yumuşak bir tutumu benimsediklerini söylemişler- dir. Ama politikada, kamunun önünde söylenen sözler önem- lidir, kapalı kapılar ardında ileri sürüıen iyı niyet görüşleri değil. Deneyimli bir politikacı olan Glafkos Klerides'in başkanlık seçimlerinin hemen öncesinde böylesi bir diyaloğu başlat- mış olması, bu bakımdan da önemlidir. Çünkü başkanlığın en güçlü adayı, artık diyaloğun kaçınılmazlığını kamuoyu önünde açıkça gösterebilmektedir. Bu arada Türk kesiminin, Birleşmiş Mılletler Genel Sek- reteri'nin ofisi ile iyi ilişkiler içinde olduğu ve sekiz maddelik bir çerçeve anlaşması üzerinde anlaşmaya vardığı da düşü- nülürse, artık her an çıkması beklenen BM raporunda Denk- taş'ın uzlaşmaz taraf olarak gösterilmesinin güç, hatta ola- naksız olduğu anlaşılır. Ayrıca Klerides'in doğrudan diyaloğa yönelik girişimleri ka- bul etmesini de adadaki Sovyet Büyükelçisi'nin sağladığı, Moskovanın bir süredir uluslararası konferans görüşünü ileri sürmediği de göz önünde tutulursa, KKTC ile Ankara'nın ol- dukça rahat bir durumda oldukları görülür. Bu rahatlığın, sonsuza dek sürmeyeceği, diyaloğun ve ge- lişmelerin KKTC'yi bazı somut adımlara zorlayacağı da açıktır. Bu adımlar arasında Maraş'ın ön sırayı alacağı söylenebilir. Maraş konusunda KKTC'nin artık daha esnek bir tutum içinde olduğu, Rum tarafının somut ve anlamlı bir girişimi *karşısında bu konuda adım atılabileceği biliniyor. Üç özgür- lükler diye adlandırılan kesimler arasında gidip gelme, yer- leşme ve mülk edinme konusunun da büyük pürüzler çıkar- mayacağını söyleyebiliriz. Asıl büyük sorun, iki toplumun siyasal eşitliğidir. Burada her iki tarafın da karşılıklı adımlar atması zorunlu görülüyor. Rum kesimi her şeyden önce iki bölgeli federasyonu bütün sonuçlarıyla kabul edip Türkleri basit bir azınlık olarak gör- mekten vazgeçmesi, Denktaş'ın da yeterli güvenceleri aldık- tan sonra mutlak matematik eşitlikten ödün vermesiyle so- runun çözümü sürecine girilebilir. Dışişleri kulislerinde koklanan hava Ankara'nın Kıbrıs ko- nusunda, tyimser olduğu, geleceği karanlık görmediğidir. Burada dikkatli bir gözlemciyi kaygılandıran iki nokta var: Bunlardan birincisi şoven Yunan poiitikacılarının, adada ve Yunanistan'daki bu duyguları şahlandırarak çözümün önü- ne engel koymaları kuşkusudur. İkinci kaygı ise dış politika konularında inanılmaz fütursuz- luk içinde olan Özal'ın, hiçbir Dışişleri üyesini katmadan Bush ile Camp David'de yapacağı görüşmedir Bu görüşmeye gerçi Nüzhet Kandemir'in katılması söz ko- nusudur. Ama acaba Kandemır, Dışişlerinin dikkatli tutumu- na mı, Özal'ın fütursuz dış politik biçemine mi daha yakındır? KlSA KISA • Balıkesir 9. Ana Jet Üssü'nde T-33 tipi askeri uçakla eğium uçuşu yaptığı sırada düşerek şehit olan pilot Binbaşı Necdet Gümüş ile pilot Yüzbaşı Hilmi Şekerci'nin cenazeleri, Balıkesir şehitliğinde dün toprağa verildi. • Türk Silahlı Kuvvetleri'nin halka açılması programı çerçevesinde, Kara Harb Okulu'nun 27 martta basın mensuplanna gezdirileceği açıklandı. Genelkurmay'dan yapılan açıklamada, Türk subayının eğitim ve öğretim surecinin basın mensuplannca yerinde görülmesinin amaçlandığı belirtildi. • Almanya Posta ve Telekomünikasyon Bakanı Dr. Schwarz-Schillig. dün Ankara'da Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer ile görüştü. Konuk bakan, Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan Akbulut ve Dışişleri Bakanı Alptemoçin ile de görüşecek. • Bu ay içinde THY filosuna katılacak olan ilk Boeing-737-400 yolcu uçağı konusunda, THY, Boeing ve GPA yetkilileri arasında anlaşmaya vanldı. • DYP Denizli merkez ilçe 2. Başkanı Osman Gencer, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından önceki gece başına iki kurşun sıkılarak öldürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. • Türkiye'nin kuduz hastahğında, dünya ülkeleri arasında ilk sırada yer aldığı bildirildi. Zonguldak'ta düzenlenen toplantıda konuşan Tanm Orman ve Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alkan, kuduzla mücadelede pilot il seçilen Zonguldak'ta aşılama kampanyası başlatıldığını söyledi. • TBMM Başkanı Kaya Erdem, Yaşlıları Koruma Derneği Başkanı Mihraban Kural'ı kabul etti. Kabulde, hafta dolayısıyla orta dereceli okullar arasında açılan resim yanşmasında dereceye giren öğrenciler ile dernek yöneticileri de hazır bulundular. • Bülent Ersoy'u programını sunduğu sırada gazinoda silahla yaralayan Hacı Tepe'nin yargılanmasına Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkeme heyeti, sanık avukatlannın tahliye istemini reddetti. • Devlet Konukevi'nden yararlanacakların kapsamı genişletildi. Tüm kamu kurum ve kuruluşlan ile müsteşarlar da devlet konukevi hizmetlerinden yararlanabilecekler. • Kayseri'de mali şube ekipleri Selçuklu dönemine ait 30 bakır sikke ele geçirdiler. Sikkelerle birlikte yakalanan Şuayip Altınkaya adlı kişinin gözaltına alındığı, sikkelerin de Kayseri arkeoloji müzesine teslim edildiği öğrenildi. • Kütüphane Haftası 25 mart pazartesi günü başlıyor. Haftaya Ankara'da Milli KUtüphane konferans salonunda Şef Hikmet Şimşek'in yöneteceği bir konserle başlanacak. Hafta boyunca yurdun çeşitli yerlerinde toplantı, panel ve benzeri etkinlikler gerçekleştirilecek. • Türkiye'de sosyoloji biliminin anlaşılması, gelişmesi ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla "Sosyoloji Derneği" adıyla bir dernek kuruldu. • Türkiye ile NATO arasında imzalanan "gizli" 70 belgeyi çaldığı iddiasıyla geçen yıl aralık ayında tutuklanan İrfan Kaya Ulger'in yargılanmasına Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde bugun başlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle