Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMH^MYET/16
BtR BOCA HİKÂYESt — Nimes'teki kapalı arenada yapılan banş rerıa sı sırasında, bir
"Forcado" Portekiz boğa güreşinin son hamlesi "Pega" için boğayı yakalıyor. "Forcado"-
nnn görevi, atlı matador ile dövüşünden sonra saldıran boğayı "torril"e girmeden önce hare-
ketsizleştirmek. (Fotoğraf: AFP)
Avrupa'nm
en tehlikeli
gangsteri
SITTARD/HOLLANDA
(AA) — Belçika'nın Maasmeche-
len kentinde ikamet eden ve Av-
rupa'nın en tehlikeli gangsterle-
rinden sayılan Yılmaz Yıldırım
(25)adlı Turk, Hollanda'nıngü-
venlik önlemlerinin en sıkı oldu-
ğu Sittard Cezaevi'nden kaçtı.
Yıldırun, üçüncü kez cezaevinden
kaçmayı başardı.
Hollanda ve Belçika adliye ma-
kamlarınca çök tehlikeli bir kişi
olduğu bildirilen Yıldınm, 16
Arahk 1989'da ilk kez Hollanda
1
nın Den Bosch Hapishanesi'nden
kaçmıştı. Ikinci kez yine Hollan-
da'nın Breda Cezaevi'nden kaçan
Yıldırım, 11 Ocak 1990'da Belçi-
ka gümrüğünde bir gümrükcüye
ateş açarak yaralamıştı.
20 MART 1991
CAMEL RALLY TEAM İDDİALI — 1991 Ralh sezonu pazar günü fzmir'de yapılacak pist
yarışı ile başlayacak. Camel Rally ekibi de bu yıl şampiyonluğun en iddialı ekiplerinden biri.
Camel 1991'de 2 otomobil ile yarışacağını açıkladı. Buna göre de 5 kez Türkiye şampiyonu
olan Ali Bacıoğlu - Melin Çeker ikilisi >eni Lancia Integrale ololan ile Shell ve Pirelli'nin ek
sponsorlüğünde 6 adet ralli. 9 adet pisl ve 2 tırmanma yarışına katılacak. 1991 Paris - Dakar
rallisinin başarılı sürucusu Ali Deveci ise SGS - Profilo ve Renault'nun yardımlarıyla Türkiye
1
de yapılmış bir Renatılt 21 Turbo ile pist yanşlarında şampiyonluk kovalayacak. (AsenaÖzkan)
Horlamaya
kesin çözüm
PARİS (UBA) — Fransız bi-
lim adamlan horlamaya neden
olan burun etlerüıi lazerle yaka-
rak başanlı sonuçlar elde etti.
Henüz deneme aşamasında olan
lazerle horlamanın önlenmesi
tedavisinde şündiye kadar 50
hasta horlamaktan kurtuldu.
Deneyleri gerçekleştiren Foch
Hastanesi uzmanJarından Prof.
Dr. Charles Frechhe, uygulama-
nın kesinlikle yan etkisinin ol-
madığıru belirtirken halihazırda
yüzde 85 olan başan oranını
yüzde 100'e çıkarmak için çalış-
tıklarını söyledi.
Prof.Dr. Frechhe, horlama
probleminden yakınan çiftlere
tekniğin yakında kullanılacağı
müjdesini verdi.
HABERLERIN DEVAMI
Ozal ABD'^e
pazarlığa gidiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — Cumhurbaşkanı Özal,
Körfez savaşı sonrasında Türk -
Amerikan ilişkilerinin oturaca-
ğı yeni çerçeveyi ve Ankara'nın
Ortadoğu'da üstleneceği rolleri
büyük ölçüde belirleyecek gö-
riişmeler için 22 martta ABD-
ye gidiyor.
Ozal'ın cuma akşamından iti-
baren eşi Semra Özal, doktoru
Cengiz Aslau ve Devlet Bakanı
Güneş Taner'le birlikte konuk
olacağı Camp David'de yapaca-
ğı görüşmeler, siyasi, askeri ve
ekonomik olmak üzere üç ayn
paket halinde gerçekleştirilecek.
Bu paketlerdeki temel konular
arasında Türkiye'deki üslerin
kullaıum esaslannın yeniden dü-
zenlenmesi, Kurtlerle diyalog
konusunda yeni adımJarın plan-
lanması, Türkiye'ye sağlanacak
askeri yardımın kapsam ve mik-
tarının netleştirilmesi bulunu-
yor.
Cumhurbaşkanı özal 22
martta TSİ 9.30'da özel uçağıy-
la Ankara'dan ayrılacak ve ay-
nı gün yerel saatle 15.00'te Was-
hington yakınlanndaki Andrevs
Hava Üssü'ne varacak. Buradan
ABD başkanlarının hafta son-
Iarında dinlenme konutu ve
önemli zirveler için toplantı me-
kânı olarak kullandıkları Camp
David'e geçecek olan özal,
ABD Başkanı George Bush'la
birlikte kalacaklan 24 saat için-
de, birkaç tur halinde yapılacak
görüşmelere katılacak. Bu gö-
nrşmeterde özaTlâ birlikte ka-
tılması beklenen tek yetkili ise
Devlet Bakanı Güneş Taner.
ABD tarafında ise Başkan
Bush'un yanı sıra Ulusal Giıven-
lik Danışmanı Brent Scoivcroft,
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker ve ABD'nin Ankara Bü-
yükelçisi Morton Abremowitz
L
in de toplantılarda bulunacağı
tahmin ediliyor.
Özal için önemli
Camp David görüşmelerinin
Cumhurbaşkanı Özal açısından
üç önemli yönü bulunuyor. Bi-
rincisi, Körfez krizi öncesinde
özal'ın siyasi gücünü yitirdiği
karusının Washington'da gide-
rek yaygırdaşması sonrasında
kriz ve savaşın özal'ı yeniden
ABD yönetimi gözünde "güçlii
ve alteraatifsiz lider" konumu-
na yükseltmiş olması.
Savaşın başlamasına bir iki
gün kala "Eğer bu savaş Tiirki-
ye'nin de yardjmıyla mürtefikJe-
rin lehine sonuçlanır ve karşdı-
ğında Türkiye'ye yeni olanaklar
saglamrsa Ozal'ın koltuğu güç-
lenir" görıişünün Amerikan
diplomatlan tarafından ifade
edildiği biliniyor. Bu çerçevede
Camp David, Özal için bir an-
lamda siyasi destek yenilenme-
si olacak.
Görüşmelerin ikind önemli
yönü, Cumhurbaşkanı'nın bu
göreve gelişinden bu yana ABD
Başkanı ile birkaç yüz yüze gö-
rüşme yapmış olmasına karşın
ilk kez Camp David'de konuk
edilmesi ve daha önceki buluş-
malarm aksine gerçekten kap-
samlı, yeni gündem maddeleri-
ne ve belirleyici önerilere sahip
bir toplantınm öngörülmesi.
Camp David görüşmelerini
özal açısından önemli kılan
üçüncü yön ise "savaş sonrasın-
da masaya oturacagız" sözleri-
nin ilk kez bir ölçüde somutla-
şacak olması.
Yeni giivenlik
ilişkileri
Türkiye'deki üslerin Ortado-
ğu'ya yönelik görevlerde kulla-
nımını kolaylaştırma amaçlı ye-
ni yasal düzenlemeler Camp Da-
vid'in gündeminde önemli yer
tutacak. Bu düzenlemelerin, ge-
çerliliği Arahk 1991'de sona ere-
cek olan Savunma ve Ekonomik
Işbirliği Antlaşması'nın (SEÎA)
kapsamım genişleten bir ek pro-
tokol biçiminde olması üzerin-
de duruluyor. Ek protokolün bi-
çim ve içeriği Özal - Bush görüş-
mesinde kesinleştirüecek.
ABD ile Türkiye arasındaki
güvenlik ilişkilerinin diğer bir
yeni boyutunu da güney bölge-
lerindeki askeri üslerde bulun-
durulan Amerikan askeri gücü-
nün arttırılması oluşturacak.
Kiirt diyaloğu
Özal - Bush görüşmesinin
Önemli yönlerinden biri, Irak-
taki Kürt muhalefeti ile Anka-
ra arasında kurulan diyaloğun
değerlendirilmesi olacak. Bu di-
yaloğun devamı, Türkiye'deki
Kürt sorununun çözümüne yö-
nelik yeni adımlar ve Iraklı Kürt
liderleriyle Washington arasın-
da doğrudan görüşmelerin baş-
latılması konulan elealınacak.
Bu çerçevede, ABD yetkilile-
rinin Irak'taki iç kanşıklıklarm
son durumu konusunda Cum-
hurbaşkanı Özal'a bilgj aktar-
malan bekleniyor. Ortadoğu'da
kurulması öngörülen yeni gü-
venlik ve ekonomik işbirliği sü-
reci içinde Türkiye'ye, ABD ile
yakınlaştırılacak askeri işbirliği
dışında güvenlik rolü biçilmiyor.
Ancak ekonomik işbirliği kap-
samında Türkiye'nin etkin bir
konumda yer almasına yönelik
adımlar Camp David'de karara
bağlanacak.
Ekonomik beklentiler
Devlet Bakanı Güneş Taner
1
le birlikte ABD'ye giderek IMF,
Dünya Bankası ve Amerikan
bankalanndan fınansman deste-
ği sağlamaya yönelik temasları-
na başlayan üst düzey ekonomi
bürokratları, Körfez yardımı
çerçevesinde Türkiye've ek 1 mil-
yar dolar sağlanması istemini
gündeme getirdiler. Cumhur-
başkanı'nın da Camp David'de
bu isteği yinelemesi bekleniyor.
Bütçenin fınansmanında kulla-
nılacak bu kredinin, yanj sıra
ABD'nin Türkiye'ye yeni ticari
kolaylıklar sağlaması da istene-
cek.
Askeri projeler
Cumhurbaşkanı özal'ın
Camp David'de Türk Süahlı
Kuvvetleri'nin çeşitli silah, mü-
himmat ve cephane gereksinimi
ile savunma sanayıı projelerı
üzerinde de temaslarda bulun-
ması bekleniyor. Askeri kaynak-
lardan edinilen bilgiye göre
Özal'ın üzerinde duracağı çeşitli
savunma konulan şöyle:
F-16 projesi: Projenin devamı
niteliğinde planlanan ikinci pa-
ket F-16'lann finansmanı üze-
rinde halen kesin anlaşma sağ-
lanamadı. Türk tarafırun ilk pa-
kette olduğu gibi finansmanın
yüzde 75'lik bölümünün ABD,
yüzde 25'lik bölümünün ise
Türkiye tarafından karşılanması
konusunda ABD'liler halen
"çekimser" tavırlarını sürdürü-
yorlar.
Savunma Sanayii Müsteşan
Vahil Erdem'in geçen ay içeri-
sindeki ABD ziyareti sırasında
da finansman konusu çözüme
bağlanamadı. Özal'm, ABD'de-
ki temaslarında bu konuda gi-
rişimde bulunarak çözüme ka-
vuşturması büyük olasılık ola-
rak değerlendiriliyor.
Patriot füzeleri: Körfez sava-
şı çerçevesinde ABD'den gelen
Patriot füze sistemlerinin geri
götürülüp götürülmeyeceği bi-
linmiyor.
ABD askeri yardımı: özal'ın
temasları sırasında Türkiye'ye
verilecek olan askeri malzeme-
lerden kongre onayı da alınan
C-130 uçaklan, F-4 simülatörleri
ve AN/GRC telsizlerinin bir an
önce gönderilmesini istemesi de
bekleniyor. Aynca ABD'nin
Türkiye'ye vermeyi önerdiği 5
adet Cobra helikopterinin ade-
dinin arttuTİması yolunda istem-
ler de söz konusu.
Houston'da check-up
Cumhurbaşkanı Özal, gezisi-
nin resmi bölümünü 29 martta
tamamladıktan sonra Texas eya-
letindeki Houston kentine geçe-
cek. Daha önce burada göz ve
by-pass ameliyatlan olan Özal
1
ın genel bir check-up yaptıracağı
öğrenildi.
Öte yandan, dün Çankaya
Köşkü'nde Cumhurbaşkanı'nın
ABD gezisine yönelik bir değer-
lendirme toplantısı yapıldı. Sa-
at 14.15'te başlayan ve 2.5 saat
süren toplantıya Başbakan Ak-
bulut, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Güreş, Sa\Tinma Ba-
kanı Yazar, Dışişleri Bakanı
Alptemoçin, Milli Güvenlik Ku-
rulu Genel Sekreteri Orgeneral
Çakar ve Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Büyükelçi Özçeri ka-
tıldı.
Tüm yaşam matematik değil(Baştarafı I. Sayfada)
tematik, Körfez savaşı, SSCB'deki gelişmeler,
Atatürkçülük, üniversite gibi konular üzerin-
de konuştuk.
Yarışmada 43 takım arasında birinci olan Os-
man, Özan ve Hakan kolayca tahmin edilece-
ği gîbi matematiği çok sevi^ür-
lar. Ancak matematik onların
yaşamı değil, yalnızca bir par-
çası. Üçu de Türkiye ve dün-
yada meydana gelen olaylarla
çok ilgili, sinemaya, konserle-
re gidiyorlar, spor yapıyorlar,
arkadaşlanyla beraber oluyor-
lar ve üniversiteye hazırlanı-
yorlar. Başarılannda okulları-
nın, öğretmenlerinin ve kendi-
lerini her zaman destekleyen
ailelerinin büyük katkısı oldu-
ğunu söyleyen Osman, Özan
ve Hakan, üniversite öğrenimi
gdrmek ya da master yapmak
için ABD'ye gitmeyi istiyorlar.
Matematikle okul dışında
çok fazla ilgilenmediğini belir-
ten Osman, boş zamanlarını
nasıl değerlendirdiği, Körfez
savaşı sonrası Irak'ın durumu
ve Türkiye'nin AT'ye tam üye-
liği konusunda şunları söyledi:
'Benim tüm yaşantım mate-
matik değil. Hemen her hafta
sonu sinema>a giderim, klasik
müzik konserlerini i/lerim ve
cumartesi gunleri arkadaşla-
nmla birlikte olurum. kitap
okumasını çok severim. Irak
1
da demokrasiye doğru bir gi-
diş olmalı ve Saddam yöneti-
mi kaldınlmalı. SSCB'deki de-
ğişikliklerin zaman içinde ola-
cağını, ancak Gorbaçov'un
hızlandırdığını düşünüyorum.
Bence bu değisiklikler güzel ve
desteklenmeli. Bugün dunyada
dört süper devlet var. Bunlar
Japonva. Almanya, ABD ve
SSCB. Ancak SSCB ilk üçun
epeyce gerisinde Türkiye'nin
AT'ye girmesi çok zor. Çünkü
Türkiye bir kaos yaşıyor. özan Ture
Türkiye bugune kadar Doğu ile Batı arasında
köprü görevi gördü, ancak dengeler değisiyor."
"Körfez savaşı olmasaydı daha iyi olurdu"
diyen Hakan'ın bu konudaki görüşü de şöyle:
"Ancak dünya barışının tehdil edilmesine se-
yirci kalınamazdı. Saddam Hirler'den ders al-
malıydı. Halkın bilinçlenme-
si>le Saddam da gidecek."
Poh'tikacılardan eleştirdikle-
ri her konuda somut çözüm
onerileri beklediklerini, eleşti-
rinin fazla olmasına karşın hiç
alternatif getirilmediğini, Mec-
lis'teki kavgaiarı onaylamadık-
larını belirten üç lise son sınıf
öğrencisi, "Atatürkçülükten ne
anladıklan" sorusuna da şu
yanıtı verdiler:
"Atatürkçülükten taviz veril-
memeli, saptırılmamalı, bizce
Atatürkçülük insan sevgisi, la-
ik, eşit, dengeli, eğitimli, kül-
lurlu. her yönden bağımsız ve
bilinçli bir toplum demektir."
Bu öğrencilerin üçü de üni-
versitelerin özerk olmasından
yana. Özan, "Üniversiteler ba-
ğımsız olmalı, kendi bütçeleri
olmalı ve yeni üniversiteler
kurulmair derken Osman, bu
konudaki görüşlerini şöyle dile
getirdi:
"Araşlırma olanaklarının
geliştirilmesi gerek. Bu sağlan-
dığı zaman >urtdışındaki ho-
calar da Türkiye'ye döner.
Üniversitelerde özgüriük ol-
malı. bağımsızlık olmalı, an-
cak politik göruşler üniversite-
ye sokulmamalı."
Osman Nalbantoğlu, Özan
Türe ve Hakan Bakırcıoğlu'-
nun "istedikleri Türkiye" ise
şöyle:
"Eşit. adil, herkesin düşün-
cesini özgürce söyleyebileceği,
laik, demokralik. insanlar ara-
sı ilişkilerin sevgiye dayalı ol-
duğu. yargının işleyebildiği,
adaletin sağlandığı bir Türki-
ye."
Uluslararası Okullar Matematik Yarışması nasıl yapıyor?
bölumde uçer kişilik takımlar halinde yarışılı-
yor. Toplam 20 soru çözüluyor. Bu sorulann her
birine en çok beş dakika ayrılabiliyor. Bu bö-
lümde soru ne kadar çabuk çözümlenirse alı-
nan puan da o oranda artıyor. Robert Lisesi öğ-
rencileri iki kez 15 puan kazanmışlar.
Roma'da 16-17 Mart tarihlerinde yapılan ya-
nşmanın birinci bölümünde bireysel yanşılıyor.
Test usulü yapılan bu bölümde 70 soru bulu-
nuyor ve her sorunun yanıtı için yarışmacılara
iki dakika sure verüiyor. Bu bölüm sonunda her
^rışmacırun bireysel skoru bulunuyor. İkinci
Lefkoşa
SOVYETLER'DE REFERANDUM
Gorbaçov'un zor zaferi
Dış Habeıier Servisi — Sov-
yetler Birliği'nde pazar günü ya-
pılan halkoylamasında, oy kul-
İanan seçmenlerin yüzde
77'sinin Başkan Mihail Gorba-
çov'un, "Birliğe yenileştirilmiş
bir federasyon olarak devam
edilmesi" önerisini desteklediği
bildirildi.
Yüksek Sovyet Seçim Komi-
tesi Başkanı Vladimir Orlov,
dün parlamentoda yaptığı ko-
nuşmada, seçmenlerin 'ezici
çoğunluğunun' birlikten yana
oy kullandığını söyledi. Orlov,
ülkenin 1059 seçim bölgesinin
436'sından alınan sonuçlara da-
yanarak yaptığı açıklamada,
halkoylamasını boykot etmeyen
dokuz cumhuriyette katılma
oramnın yüzde 82 olduğunu ve
bu seçmenlerin yüzde 77'sinin
'evet' oyu kullandığını söyledi.
Seçim Komitesi Başkanı Or-
lov, Litvanya, Letonya, Eston-
ya, Moldavya, Gürcistan ve Er-
menistan yöneticilerinin halkoy-
lamasım boykot etmiş olmala-
rına karşın bu cumhuriyetlerde
de katılım oranının yüksek ol-
duğunu öne sürdü.
Halkoylamasında daha çok
ekonomileri tarıma dayah Orta
Asya cumhuriyetlerinden ve kır-
sal kesimJerden destek sağlayan
Başkan Gorbaçov, Sovyetler
Birliği'nin sanayi kesimlerinde
ve büyuk kentlerde ise aym ba-
şanyı elde edemedi.
Başkent Moskova'da halkoy-
lamasına katılım oldukça düşük
düzeyde gerçekleşti. 1989'daki
genel seçimlere yüzde 83'lük bir
katılım gösteren Moskovalılar,
birlik için yapılan oylamaya
yüzde 67 düzeyinde katıldılar.
Katılanlann yüzde 50'si 'evet'
oyu kullanırken, yüzde 46'sı
'hayır' oyu verdi.
Sovyetler Birliği'nin ikinci
büyük kenti Leningrad'da da
halkoylamasına katılım düzeyi
yüzde 65 olarak gerçekleşirken
kullanılan 'evet' oyu oranı yüz-
de 50.5, 'hayır' oyu oranı ise
yüzde 43 oldu.
Bu arada yalnızca Rusya Fe-
derasyonu'nda düzenlenen bir
başka halkoylamasında, Başkan
Boris Yeltsin'in önerisi Mosko-
va ve Leningrad kentlerinde ge-
niş destek gördü. Yeltsin'in
Rusya Federasyonu Başkanı 'nın
halkoyuyla seçilmesine ilişkin
önerisine, Moskovalılar yüzde
bilecek derecede çok olmadığı-
nı" savunarak "Bin kişi 20'şer
kez oy kullanmış olsa bile bu,
sonucu ne kadar etkiler ki" şek-
linde konuştu.
MadenCl grevi
•, .. . . T
*s -
Gorbaçov'un istediği gibi bir
'ezici zafer' kazanamadığı, an-
cak Sovyetler Birliği halkından
'sınıriı bir destek' sağladığı yo-
rumunu yapıyorlar.
Yolsuzluk tartışması
SSCB Başkanı Mihail Gorba-
ile Rusya lideri
Boris Yeltsin arasında siyasi bir
çekişmeye dönüşürken, ülkede-
ki altın madencilerinin de greve
gittiği bildirildi.
Resmi haber ajansı TASS, 1
marttan beri devam eden kömür
grevine, dün Urallar bölgesinin
güneyindeki Çelyabinsk maden-
çov'un damşmanlarından Gre- lerinde çahşan işçilerin de katıl-
gory Revenko, halkın halkoyla- dığını duyurdu.
masına gösterdiği yoğun ilgiden
ve yüksek katılım oranından
şaşkınlığa düştüklerini bildirdi.
Revenko, halkoylaması sonuçla-
rının, Sovyet lideri Mihail Gor-
SSCB'nin Kafkasya cumhuri-
yetlerinden Güney Ossetiya'da,
Gürcülerle Ossetler arasında çı-
kan çatışmalarda, dört kişinin
daha hayatını kaybettiği bildiril-
baçov'un iktidara geldikten son- dj_
ra başlattığı demokratikleşme ve interfaks Ajansı'nm haberine
reform polıtıkalanna verılmış göre, önceki sabah Güney Osse-
bır güvenoyu olarak değerlendi- t i y a
. n ı n v o n e t i m m e r k e z
j o i a
n
rıldığını belirtti.
Revenko, gazetecilerin sorula-
rını yanıtlarken, halkoylamasın-
da yolsuzluklar yapılrnış oldu-
ğunu kabul etmekle birlikte
"bunlann genel sonucu etkileye- lar.
Birlik tamam, sıra
y y
Tsinkhvali kentine beş kilomet-
re mesafede, Gürcüleri taşıyan
bir kamyona ateş açan kimlik-
leri belirlenemeyen kişiler dört
Gürcünün ölümüne neden oldu-
(Baftarafi 1. Sayfada)
et 2 nisandan itibaren 7 rubleye
satılacak, ekmeğin fıyatı ise 20
kapikten 60 kapike yükselecek.
Bir kilo tereyağının fiyatı da 3
ruble 60 kapikten 8 ruble 80 ka-
pike çıkacak. Temel mutfak gir-
dilerindeki bu yüksek oranlı
zamlara karşılık kahve ve votka-
nın fıyatı arttınlmadı. Çocukla-
rın giyim eşyalarına yapılan
zammın oranı ise yüzde 300'ü
aşıyor.
SSCB Başbakanı Valentin
Pavlov, zam kararnamesiyle il-
gili olarak Sovyet televizyonuna
yaptığı açıklamada, bu zamlann
piyasa ekonomisine geçiş süre-
cinin vazgeçilmez bir ilk adımı
olduğunu bildirdi.
Başkan Mihail Gorbaçov, ge-
çen temmuz ayında iktidarda
olan hükümetin başbakanı Ni-
kolay Rijkov'un yapmaya çalış-
tığı zamlan sert biçimde eleştir-
miş ve aynı ay içinde toplanan
SBKP kongresinde yaptığı ko-
nuşmada, "piyasa ekonomisine
geçiş sürecine zamla başlamamn
saçma olacağını" söylemişti.
Kararname, zamla birlikte dar
gelirli ailelerin ücretlerine de ar-
tışlar getiriyor. Bu artışlar, aile-
deki çocukların sayısına ve ya-
şına göre değisiyor.
Çözüme çağn
İZZET RIZA YALIN
LEFKOŞA — Kıbns'ta Rum
ve Türk siyasi partileri arasın-
daki temas trafiği hızlanıyor.
Önceki akşam Kıbns Rum siyasi
partilerinin başkan ve ust düzey
yetkililerinin Toplumcu Kurtu-
luş Panisi (TKP) on beşinci ku-
ruluş yıldönümü resepsiyonu
için Lefkoşa'nın Türk kesimine
geçmelerinin ardından Glafkos
KJerides başkanlığında Demok-
ratik Birlik Partisi'nden (DİSİ)
bir heyet de dün sabah Cumhu-
riyetçi Türk Partisi'nin (CTP)
davetlisi olarak KKTC'ye geldi.
Genel Başkan Mustafa Akıncı
başkanlığındaki TKP heyeti de
Kıbns Rum kesimine gitti. He-
yetlerarası görüşmelerden son-
ra CTP-DİSİ ortak bildirisi ya-
yımlandı.
Ledra Palas sınır barikatına
Türk ve Rum kesimlerinden ge-
len 25'i aşkın gazeteci ve televiz-
yon ekibi daha önce yetkililer-
den izin almadıkları için ancak
kendi bölgelerinde ziyaretleri iz-
Ieyebildiler.
Klerides, bir soru uzerine, ku-
rulacak iki ıoplumJu ve iki ke-
simli bir federasyonda, her top-
lumun kendi yönetimi altında
olacağını, güneyi Rumlann, Ku-
zey'i de Türklerin yöneteceğini
belirterek dolaşım özgürlüğü-
nün buna aykın bir durum ol-
madığını belirtti.
Göçmenlerin yerleştirihnesi-
nin toprak ayarlamaları ya da
başka teknikönlemlerle müm-
kün olabileceğini anlatan Glaf-
kos Klerides, "Örneğin Türkle-
re yüzde 25 toprak verilirse
Rum göçmenlerin çoğu Rum
yönetimi altında kalır. Ya da
toprak oranı yüzde 25 değil de
27 veya 29 olur, o zaman bazı
göçmenler, yerel yönetimler gi-
bi teknik formüllerie yeriestiri-
lebilir. Çözümün 'yaşayabilir'
olması, toprak yüzdesinden
önemlidir. JDünyada hiçbir dev-
let yoktur ki vatandaşlannın bir
bölgeden bir bölgeye gitmesini
yasaklasın."
Kıbns'ta çözüme ulaşıldığı
takdirde, büyük bir ihtimalle,
Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin
de Türkiye'nin de Avrupa Top-
luluğu üyesi olacaklarını belir-
ten Klerides, "Yani o zaman
ben istersem gidip Türkiye'de
yaşayabileceğim, ancak Girne'-
de yaşayanıa.vacağım. Bugünün
dünyasında böyle bir şey
savunulamaz" dedi.
Basm toplantısında kendisine
yönelik soruları yanıtlayan Kle-
rides konuşmasını şöyle tamam-
ladı:
"Kıbns'm bağımsızlığı ve
ulaşacağımız çözümün sadece
Türkiye ve Yunanistan tarafın-
dan değil, Avrupa tarafından da
garanti edilmesini istiyorum.
Belki bana inanmazsınız, kan-
dınyonım sanırsınız, ama Kıb-
ns Rumları ENOStS'ten vaz-
geçmiştir. Onun için ENOStS'e
karşı garantiler olsun."
Ortak bildiri
Heyetlerarası göruşmelerden
sonra CTP-DİSÎ ortak bildirisi
de yayımlandı. Yedi maddelik
oıtak bildiri özetle şöyle:
— Karşıhklı kabul edilebilir
çözüm mümkün olduğunca er-
ken bulunmalı.
— Toplumlararası diyaloğa
anlamlı olarak devam edilmeli
ve görüşmçlere esas, doruk an-
laşmalar ile ilgili tüm BM karar-
ları olmalıdır.
— Yeniden bütünleştirilmiş
bir Kıbns her iki toplumun çı-
karına olacağı gibi Türkiye ile
Yunanistan arasındaki ilişkileri
de iyileştirici olacaktır.
— Yeni bir Kıbns'a hazırlık
olmak üzere iki topluma bir ara-
ya gelmek, temas kurmak ve iş-
birliği yapmak fırsatının tanın-
ması gerekir.
— iki parti, toplumlann po-
litik liderlerini, toplumlar ara-
sındaki güven ve daha iyi anla-
yışı geliştirebilecek toplumlara-
rası temasları kolaylaştmcı ön-
lemleri almaya çağırır.
— Kıbns, Avrupa'nın yeni-
den yapılanmakta olduğu günü-
müzde bu tarihsel gelişmelerin
dışında bırakılamaz.
— Bu tür temaslann adil, ya-
şanabilir ve karşılıkJı kabul edi-
lebilir bir çözüm için kaçınılmaz
olan toplumlararası güven köp-
rülerini inşa edeceğine iki parti
de inanmaktadır.
TKP heyeti
Öte yandan TKP Başkan
Mustafa Akıncı başkanlığında
ki heyet de Rum Yenilikçi Sos
yalist Hareket Partisi'nin (ADI
SOK) davetlisi olarak dün sabar
Güney Kıbns'a geçti. TKP yet
kililerinin Lefkoşa, Limasol vı
Larnaka'da temaslar yapacak
lan bildirildi.
Yunan hükümeti, Kıbns so-
rununun çözümü için "samim
ve dürüst" bir diyalog istediği
ni açıkladı.
Türk yetkililerin Yunanis-
tan'la ilgili son açıklamalann
memnunlukla karşıladıklann
belirten hükümet sözcüsü
Türkiye'nin iyi niyetini "beliıt
bazı hareketlerle" gösterebilece-
ğini, bunlann da Kıbns sorunu-
nun çözümü ve Türk-Yunan di-
yaloğunun başlangıa için gerek-
li şartlann kabulü olduğunu
söyledi
Ankara Klerides'e destekYASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Kıbns sorunu-
nun önümuzdeki günlerde yapı-
lacak Tjirk - Amerikan zirvesi-
nin gündeminde önemli bir yer
tutması ve iki tarafın da bu so-
run kapsamında karşıhklı istem-
lerde bulunması bekleniyor.
Cumhurbakanı Turgut Özal'ın
ABD Başkanı George Bush'a
vereceği mesaj, Güney Kıbns'-
taki 19 Mayıs genel seçimlerin-
de Glafkos Klerides'in liderli-
ğindeki Demokratik Birlik Par-
tisi'nin (DıSİ) başa geçmesinin
"sorunun çözümünü kolaylaş-
ürabileceği" doğrultusunda ola-
cak.
Bush'un Kıbns konusunda
-Türk tarafından bazı "jestler"
göstermesi isteminde bulunabi-
leceği de belirtiliyor. Dışişleri
Bakanlığı kaynakları bu jestle-
rin "güven arttıncı önlemler"
kapsamında şekillenebileceğini
ve ancak "karşdıklı" olmak ko-
şuluyla kabul edilebileceğini be-
lirtiyorlar.
Camp David'deki görüşmeye
Dışişleri Bakanlığı'ndan hiçbir
yetkilinin katılmayacak olması
ise diplomatik çevrelerde,
"taviz" verileceği kaygısmı art-
tırıyor. Ancak yetkililer,
KKTC, Türkiye ve BM Genel
Sekreterliği arasında sekiz mad-
deli bir çerçeve anlaşması üze-
rinde görüşbirliği sağlanmış ol-
masını "taviz olasılığına karşı
en büyük güvence" olarak gö-
rüyorlar.
Kıbns'ta siyasi yaşamın
önemli adlanndan, 1968 sonrası
toplumlararası görüşmelerde
Rum tarafını uzun süre temsil
eden Glafkos Klerides'in de ara-
lannda bulunduğu 4 Rum mu-
halefet partisi liderinin 17 yıl
aradan sonra, KKTC'deki Top-
lumcu Kurtuluş Partisi'nin
(TKP) konuğu olarak adanın
kuzeyini ziyaret etmeleri, Türk
Dışişleri'nde 'olumlu bir
gelişme" olarak karşılandı. Kıb-
ns sorununun doğal ömrünü ta-
mamladığını savunan Türk dip-
lomatlan, iki toplum arasında
"sağlıklı bir diyalog" oluştur-
masına yönelik adımların
Türkiye tarafından her zaman
desteklendiğini vurguladılar.
Klerides'in partisi DİSİ'nin
seçimlerde Rum Yönetimi Lide-
ri Yorgo Vasiliu'nun partisi
AKEL'i geride bırakması olası-
lığının 'çok yüksek" olduğunu
da kaydeden diplomatlar, "Va-
siliu'nun yaldızları döküldü.
Sorunun çözümünü guçleştiren
bir lider olduğu uluslararası ka-
muoyunda çok geçmeden anla-
şddı" sozleriyle Klerides'in ka-
zanmasının sorunun çözümü
açısından "daha olumlu" ola-
cağını da ima ediyorlar.
Bu yaklaşımın çeşitli kanal-
lardan ABD'li yetkililere de ile-
tildiği belirtiliyor. Cumhurbaş-
kanı Özal'ın benzeri bir mesajı
Camp David'de yinelemesi bek-
Ienirken Washington'un da
KKTC'de önceki gün gerçekle-
şen buluşmadan "memnun" ol-
duğu ifade ediliyor. Batılı dip-
lomatik kaynaklar, Kıbns'ta
Rum ve Türk siyasetçilerinin bir
araya gelmesinin "ABD'nin ıs-
rarla üzerinde durduğu güven
arttıncı önlemlerin iyi bir örne-
ği olduğu"nu da belirtiyorlar.
Taviz tartışmalan
Camp David görüşmesinde
Başkan Bush'un Cumhurbaşka-
m Özal'dan Kıbns sorununu il-
gilendiren bazı istemlerde bulu-
nacağma kesin gözüyle bakılı-
yor. Ancak bu istemlerin Tür-
kiye'nin bir taviz vermesine yol
açacağı yolundaki haberler,
Türk diplomatlarınca "mes-
netsiz" bulunuyor. Bu çevreler,
Cumhurbaşkam'nın görüşmeye
Dışişleri Bakanlığı'ndan yetki-
lileri götürmeyecek olmasının
"taviz kaygısı" doğurduğunu
doğrulamakla birlikte, "BM
Genel Sekreterliği ile sağlanan
görüş birliğinin her turlü tavize
karşı güvence" olduğu görüşü-
nü dile getiriyorlar.
Buna göre Türkiye, KKTC ve
Genel Sekreterlik yetkilileri ara-
sında altı ay süren üç aşamalı
gayri resmi görüşmelerde Kıb-
ns'ta iki toplumlu, iki kesimh' ve
federal birlik esasına dayalı bir
çözüme gidilmesi yönünde
"önemli adımlar" atılmış olma-
sı Türkiye'den "taviz" istenme-
si olasılığmı azaltıyor.
Diplomatlar, "Biz iyi niyeti-
mizi gösterdik. Genel Sekreter-
likle uzun bir mesaiden sonra
ortak noktalarda buluşruk. Çer-
çeve anlaşması onerileri Rum
tarafından da iyi niyetli bir yak-
laşım olduğu takdirde çözüme
giden yegâne yoldur. Bu yol
kullamlmazsa, sorun gene çözü-
lür. Ancak bu çözüm, statuko-
nun korunması, anlaşmazlığın
devamı anlamına gelir" göruşü-
nü savunuyorlar. Aynı kaynak-
lar, "ortaîıkta Genel Sekreter-
likle yapılmış bir gajri resmi stn-
laşma varken taviz isteği hava-
da kalır" görüşünü de dile ge-
tiriyorlar.
Başkan Bush'un Türkiye'den
Kıbrıs'ta sorunun çözümünü
kolaylaştıncı bazı jestler de bu-
lunmasını isteyebileceği de dip-
lomatlarca ifade ediliyor. Aİ-
cak Genel Sekreterlikle vanlan
anla>ış birliği gereği, "Jestlerin
karşılıklılığı" ilkesinin benim-
sendiğini anımsatan yetkililer,
Rum tarafırun da eşit düzeyde
ve eş zamanlı jestlerde bulun-
ması koşuluna bagh olarak
Türklerin yeni iyi niyet adımla-
n atabileceğini belirtiyorlar.
ABD'nin Türkiye'den isteye-
ceği "jestkr"in "güven «rttın-
cı önlemler" kapsamında şekil-
lenebileceği de kaydediliyor.
Buna göre, Maraş'ın yerleşime
açılması, adanın iki kesimi ara-
sında serbest dolaşım, iki kesim-
den gazetecilerin karşıhklı degi-
şimi ve ortak altyapı projeleri ile
külturel etkinükler düzenlenme-
si gibi adımlar gündeme gelebi-
lecek.
Akbulut'un sözleri
Başbakan Yıldınm Akbulut,
grup toplantısından sonra da
gazetecilerin Kıbns konusunda-
ki sorulannı şöyle yanıtladı:
—Demirel, Özal-Bush görüş-
mesinde Kıbns'm Türk kesimin-
deki bazı köylerin Rum tarafı-
na verileceği yolunda anlaşma
sağlandığını iddia ediyor. doğ-
ru mu?
AKBULUT — Hayır, böyle
bir şey söz konusu değil. Biz
Kıbrıs'taki problemin şu şekil-
de çözümüne yardımcı oluruz:
İki toplumlu, iki kesimli, eşit,
siyasi haklan haiz olmak üzere
bir düzenden yanayız ve bu dü-
zenin kurulması için yardımcı
olabileceğimizi söyledik. Elbette
bunlara ilave olarak Türkiye'-
nin garantisini de isteriz. Ana
çerçeve içerisinde BM Güvenlik
Konseyi'nin 649 sayıh kararı
aşağı yukan bu çizdiğimiz çer-
çeve>i içerir. Konunun bu ka-
rarlar doğrultusunda çözüme
kavuşturulması için müzakere-
lere devamı biz arzulamaktayız.
—Klerides'in KKTC gezisini
nasıl değerlendiriyorsunuz? tle-
ride sizinle de görıişebilir mi?
AKBULUT — İki toplum,
meseleleri kendi arasında yapa-
cağı müzakerelerle çözüme ka-
vuşturacaklardır. Bizim savun-
duğumuz tez budur. Biz olsa ol-
sa kendilerine yardımcı oluruz.