22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 20 MAKT 1991 Kahveci'ye köşk sorıısu • ANKARA (ANKA) — SHP Hatay Milletvekili Mehmet Dönen, Cumhurbaşkanlığı tarafından Istanbul'da satın alınan dört köşkü Semra özal'ın il başkanı seçildikten sonra kullanacağını öne sürdü. SHP'li Dönen, Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanhğı'na verdiği soru önergesinde Cumhurbaşkanlığı'nm satın aldığı dört köşke ilişkin bazı iddialara açıklık getirilmesini istedi. Diyanet Vakfı tarafından koşkte yapılan aslına uygun restorasyon çalışmalarının satıldıktan sonra durdurulduğunu belirten Dönen, köşklere "jaluzi, yer karosu, kJozet, Alman ve Hollanda malı duvar kâğıtları" uygulanacağmı kaydetti. Köşk'te toplantı • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın ABD gezisi öncesinde, deierlendirme niteliğrnde bir toplantı yapıldı. Çankaya Köşkü'nde saat 14.15'te başlayan toplantıya, Başbakan Yıîdınm Akbulut, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Nezihi Çakar ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Tugay Özçeri katıldılar. Yaklaşık 2.5 saat süren toplantının, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın 22-29 mart tarihleri arasında ABD'ye yapacağı ziyaret öncesinde bir de&erlendirme niteliği taşıdığı bildirildi. Anti-terör yasası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Yıldınm Akbulut, bugün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında "anti-terör yasa taslağının ele alınacağını" söyledi. Akbulut dün akşam TBMM'den ayrılırken gazetecilere, anti-terör yasa taslağı ile birlikte infaz yasasında yapılacak değişikliklerin de görüşüleceğini belirtti. Ancak Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, bu konudaki hazıruklan bakanlar kuruluna vermediğini kaydetti. Bakanlar Kurulu bugün saat 12.00'de Başbakan Akbulut başkanlığında toplanıyor. 2 gazeteci serbest • VAN (AA) — İran'da tutuklanan Hürriyet Haber Ajansı'nın iki muhabiri serbest bırakıldı. Irak'taki kanşıklıkları izlemek üzere Iran üzerinden Irak'ın kuzey bölgesine geçmek isteyen Hürriyet Haber Ajansı Diyarbakır Büro Şefi Ihsan Dörtkardeş ile aynı büroda görevli Naci Sapan, Urmiye şehrinde polis tarafından gözaltına alındı. Beş gün tutuklu kalan gazeteciler dün sınır dışı edildi. Adnan Şen'in tutukluhığu • BURSA (Cumhuriyet Bürosu) — Uludağ'da geçen cumartesi bir otelde çıkan kavgada, arkadaşı Bülent Sorgün'ü tabancayla yaraladığı iddiasıyla tutuklanan işadamı Ali Şen'in oğlu Adnan Şen ile Hasan Kuray'ın tutukluluğuna itiraz edildi. Şen'in avukatları mahkemeye başvurarak tutukluluk durumunun kaldırılmasını istediler. Yaraianan Bülent Sorgün'ün, "Beni Adnan Şen vurmadı, kendi kendimi vurdum" şeklindeki yeni ifadesi de olaya boyut kazandırdı. Bursa'da bulunan işadamı Ali Şen ise "Olayın ash bir kaza. Neyin ne olduğu belli değil. Ama olay kadın meselesi değil" diye konuştu. İHDDiyarbakır Şubesi, Silvan'daki olaylar hakkında rapor hazırladv Dkokul öğrencüeri eoplandıADAN A/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Silvan'da beş öğrencinin yaralanmasıyla so- nuçlanan olaylann gerginliği sü- rüyor. Okul yönetiminin baskı- larını protesto amacıyla başlatı- lan "okula gitmeme eylemi" Li- se Müdürü Ramazan Gürbüzel ve öğretmen Celal Gül'ün görev- den ahnmasına karşın dün de sürdü. Öğrenci velileri ile öğren- cüerin dün akşam yaptıklan yü- rüyüş sırasında güvenlik güçle- rinin müdahalesi üzerine çıkan çaüşmada 5 kişi yaralandı. 21.30 sıralarında Adliye Binası 6nün- de toplanan ve gözaltındaki öğ- rencilerin sauverümeleri için slo- gan atan kalabalığa polis gözya- şartıcı bomba attı. Bunun üze- rine başlayan taşlı sopalı kavga- da yaraianan 5 kişi tedavi altı- na alındı. Olaylar sırasında göz- altına alınanlar olduğu kayde- dildi. Bir grup öğrenci velisi, dün Kaymakam Tamer Çağdaş1 la görüşerek "Görevden alınan okul müdürü ve öğretmen ilçe- den aynlmadığı sürece çocukla- nmızı okula gondermeveceğiz" Silvan'da bir grup veli, kaymakamdan, okul müdürü Ramazan Gürbüzel ve öğretmen Celal Gül'ün ilçe dışına çıkartılmasını isteyip, aksi takdirde çocuklarını okula göndermeyeceklerini söylediler. SHP eski ilçe başkanı Nuri Yaşar'ın, gözaltına ahndığı Emniyet Müdürlüğü'nden koma halinde Devlet Hastanesi'ne kaldırüması üzerine SHP Milletvekili Atalay bölgeye gideceğini açıkladı. dediler. Kaymakam, konunun inceleneceğini ve gerekenin ya- pılacağım söyledi. İHD Diyar- bakır Şubesi de Silvan'daki olay- larla ilgili hgzırladığı raporda "Artık ilkokul öğrenrilerinin de coplandıgını" belirtti. Bu arada SHP eski ilçe başkanı Nuri Ya- şar'ın dün sabah gözaltına alın- dığı, Emniyet Müdürlüğü'nden hastaneye kaldınldığı ve koma- da olduğu bildirildi. Bunun üze- rine Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, yann Diyarbakır'a gide- ceğini açıkladı. İHD Diyarbakır Şubesi yöne- ticilerince Silvan'da beş öğrenci- nin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylann incelenmesi için Sil- van'a gönderilen heyet, "Artık il- kokul ögrenciteri de coplanıyor" başbklı rapor haarladı. Dün dü- zenlenen basın toplantısıyla açıklanan raporda, "Öğretmen- lerin öğrencilere sürekli olarak 'Siz Kürtler adam olamazsımz, gidin haydut olun' dedikleri" öne sürüldü. Öğretmen ve okul yöneticilerinin MİT ve emniyet elemanı gibi davrandıklan da öne sürülen raporda şöyle denil- "Örencüerin protestosu öğret- menlerin sürekli dayak atması- na ve aşağılamasına karşıhktı. Ders boykotu yapılması üzerine okula gelen polisler, öğrenciye karşı cop kullanmış, bu arada beş öğrenci yaralanmıştır. Öğ- rencilerin en doğal, en masum isteklerine büe copla karşdık ve- riliyor. Hatta ilkokul oğrencile- rini dağıtmak için güvenlik güç- lerince gozyaşartıcı bomba kul- lanılıyor. Okul yönetimi ise öğ- rencileri bilimsellikten uzak bir eğitim sistemiyle eğitmek istiyor. Öğretmen ve okul yöneticüeri, bölgedekj asimilasyon politika- sına hizmet ederek MİT ve em- niyet teşkilatının birer elemanı gibi hizmet etmektedirler." Bu arada Bismil Lisesi'nin 300 oğrencisi, okuJ idaresince düzenlenen resmi Nevruz kutla- masını protesto etti. Lisenin konferans salonunda düzenle- nen törende tarih öğretmeni Durmuş Akyüz tvafından Nev- ruz bayramıyla ilgili konuşma yapıidı. Konuşma sırasında öğ- retmeni yuhalayan öğrenciler, "Bu Nevruz santedir" sioganı atarak, topluca salonu terk et- tiler. Mardin'in Dargeçit ilçesinde iki kişinin ölümü, çok sayıda ki- şinin de yaralanmasıyla sonuç- lanan olaylann ardından başla- yan gerginlik süruyor. İlçedeki esnaf kepenklerini dün de açma- dı. Fırınların dün de açılmadı- ğı, ekmek ve gıda sıkmtısınui gi- derek arttığı bildirildi. Olaylar sırasında gözaltına ahnanların Dargeçit Jandarma Komutaniı- ğı'ndan Mardin Jandarma Alay Komutanlığı'na gönderildikleri, sayılannın da 60 dolayında ol- duğu öğrenildi. Halkm Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfa İl Başkanı Feridun Yazar, Viran- şehir Kaymakamı Saffet Karahi- sarlı'nın yurttaşlar arasında ay- nm yaptığmı öne sürdü. Dün yaptığı basın toplantısında "Ciz- re ve Dargeçit'te meydana gelen olaylann Viranşehir'de de oluşabilecegini" bildiren Yazar, "Devletin kaymakamı vurttaşla- ra karşı bölüculuk yapmaktadır. bçe sorunlannın lartışıldıgı top- lantılarda partimizi dışlamakta, yurttaşlan makamına alma- maktadır" diye konuştu. DESTEK GREVt— HEP Adana il örgutunde 60 kışı, Malatya'daki açlık grevine destek amacıyla başlattıklan eylemi surdurusurdürüyor. (Yusuf Toprak) Siirt HEP binasındaki eylemepolis müdahale etti: lOyaralı Açlık grevine engelleme15 kişi tarafından sürdürülen açlık grevine önceki gece güvenlik güçlerince müdahale edildi. Binada bulunan 60 kadar kişinin karşı koyması sonucu 6 polis ile 4 eylemci yaralandı. ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bü- rosu)— Siirt 'HEP il örgütünde "haksız gözaltılan" protesto amacıyla açlık grevi yapanlara güvenlik güçlerince müdahale edildi. Olayda, 6 polis memuru ile 4 eylem- ci yaralandı. Belediye binasına ve kahve- hanelere baskın düzenleyen güvenlik güç- Ierinin, aralannda zabıta ve temizlik mü- dürlerinin de bulunduğu bazı kişileri döv- dükleri bildirildi. Siirt Vali Vekili Cemal Yaldızer, "Devletle pazariığa girilmez" dedi. Malatya E Tipi Cezaevi'nde yönetimin baskılannı protesto etmek amacıyla 180 tu- tuklu ve hükümlü tarafından başlatılan sü- resiz açlık grevi 10. gününe girdi. Grevci- ler tarafından cezaevi yönetimine sunulan 21 maddelik istek mektubundan olumlu sonuç almamadığı belirtildi. Malatya Ce- zaevi'ndeki eyleme destek amacıyla HEP Adana il örgütünde tutuklu ve hükümlü yakmlannca başlatılan açlık grevi 6. günü- ne girerken sayı da 60'a yükseldi. Siirt'teki haksız gözaltılan protesto ama- cıyla HEP il binasında 15 kişi tarafından sürdürülen ve 6. gününe giren açlık grevi- ne, önceki gece güv-'-nlik güçlerince müda- hale edildi. HEP binasında bulunan 60 do- layındaki kişinin çevik kuvvete mensup gö- revlilere karşı koyması üzerine taşlı, sopa- lı çatışma çıktı. Yaklaşık bir saat kadar sü- ren olayda komiser Üzeyir Yümazoğlu, po- lis memurlan Erdoğan Tuna, Hikmet Er- doğan, Cengiz Ceylan, Coşkun Kara ve Mustafa Kavakçı taş ve sopalarla grevciler- den de Abdullah Sevim, Musa Yasak, Hif- zullah Efe, Vezir Çetinkaya cop darbeieriy- le yaralandılar. Binada bulunanlardan 30 kadannı göz- altına alan güvenlik guçleri daha sonra be- lediye binası ve yanındaki kahvehaneye baskın düzenledi. Güvenlik güçlerinin be- lediyede bulunan zabıta müdürü Salih Kı- lıçarslan ve Temizlik Müdürü Mahmut Ti- murtaş ile bazı yuttaşları dövdükleri bildi- rildi. AKSUHAKKINDAKI GENSORU REDDEDÎLDİ ANAI^ fîre vermediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP'nin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında verdiği gensoru önergesi redde- dildi. Aksu ile ANAP îstanbul II Kongresi nedeniyle çatışan ve aralannda bakanlar Mustafa Taşar, İbrahim Özdemir, Ercü- ment Konukman'ın da bulunduğu liberal- ler de önergenin reddi yönünde oy kullan- dılar. İlk sözü alan SHP Tunceli Milletvekili Veli Yıldırun, Aksu hakkında "Kararsız ve basiretsiz tutumu ile terör olaylarının kay- gı verici boyutlara yükselmesinde, sorgu- lamalarda insanların ölmesinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki olaylann mey- dana gelmesinde pay sahibi olduğu ve bu olaylar karşısında acze düştüğü" iddiasıy- la verdiği gensoru önergesi konusundaki görüşlerini anlattı. Yıldınm, sağlık nedeniyle ABD'de bulu- nan İçişleri Bakanı Abdülkadir Âksu'nun sağlıklı olarak dönmesini ve bakanlık kol- tuğunda değil, milletvekili sıralarında otu- racağını umduğunu söyledi. Son iki ayda gözaltında iken ölenlerin sayısırun dokuz olduğunu bildiren Yıldırım, 1990'da tele- vizyonda cani olarak sergilenen 746 kişiden yalnızca 72'sinin tutuklandığını, diğerleri- nin serbest bırakıldığını anlattı. Bu tablo- nun tam bir yüzkarası olduğunu söyleyen Yıldırun, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde halkın korunmasının, "Köy Korucuları A.Ş."ye ihale edildiğini kaydetti. Âksu'nun bir Nakşibendi tarikatının temsilcisi oldu- ğu belirten Yıldınm, "Sayın bakan, şeriatle yönetilen bir ülkenin içişleri bakanı mısı- nız? Yoksa tarikattan aldığınız emirleri mi yerine getiriyorsunuz" diye sordu. DYP grubunun görüşlerini açıklayan Er- zurum Milletvekili tsmail Köse ise, önerge- deki iddiaların bir hükümetin yüce divan- da hesap vermesini gerektirecek kadar önemb" olduğunu söyledi. İddialann tümü- ne katılmadıklannı bildiren Köse, önerge- nin yanlış adrese verildiğini, İçişleri Baka- nı'na değil, hükümet adına başbakana ve- 'nin İçişleri Bakanı Aksu hakkında verdiği gensoru önergesi ANAP'lı milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Tartışmalı geçen görüşmede SHP adına konuşan Veli Yıldınm, Âksu'nun Nakşibendi tarikatı temsilcisi olduğunu söyledi. rilmesi gerektigini ifade etti. Son günlerde, ülkenin bölünmesi yönünde planlı tatbikat- ların uygulamaya konulduğunu savunan Köse, anayasaca yetkili olmadığı halde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın karışması durumunda sorunlara çözüm bulunamaya- cağını savundu. Köse, "Lisan olayını or- taya atarak sanki bölgedeki insanların ka- fasını kurcalamış, memleketimize en büyük hıyanet yapnuştır. Birlik ve beraberliği sağ- lamaktan sorumlu zatın, bu insanlan böl- meye hakkı yoktur. içişleri bakanı, başba- kan ne yapsın? Yelkileri bir şahsa terk et- tiginiz sürece bu olaylann alündan kalkma- nız zor" dedi. Köse, Âksu'nun bir dini Ii- derin elini öpmesinin takdirle karşıladığı- nı belirtti. Aksu'yu İçişleri Bakanlığı'na vekâlet eden Oltan Sungurlu savundu. Sungurlu, tsmail Köse'nin Özal hakkındaki sözlerini protesto ettiğini söyledi. "Ümit ederim, 141-142 ve 163 konusundaki değişiklikler pek yakında Meclis gündemine gelecektir" diyen Sungurlu, Aksu hakkındaki iddiala- rın doğru olmadığmı, önergenin haksız ol- duğunu savundu. "Sayın Aksu, bakanlığı anayasa ve yasalara dayanarak yürütmek- tedir. Ne şeyhlere ne de dedelere dayanmaktadır" diyen Sungurlu, önerge- nin reddedilmesini istedi. El kaldınlarak yapılan oylama sırasında SHP ve DYP'liler önergenin kabulü yönün- de oy kullandılar. DYP'den Ertekin Dunı- türk ve Fuat Kılcı çekimser kahnca ANAP'- lılar, "bravo" diye bağırdılar. Başbakan Yıldınm Akbulut ise görüşmelerin sonuna katılarak önergenin reddi yönünde oy ver- di. Görüşmeye katılan ANAP'lı bakanlar ve milletvekillerinin oylanyla önerge red- dedildi. Oylamada, ANAP İstanbul İl Kongresi'nde Aksu ile birlikte hareket eden bakanlar Mehmet Keçeciler, Cemil Çiçek ile azledilen Bakan Hüsnü Doğan da bu- lundular. ANAP Mardin Milletvekrli Nurettin Yü- maz ile Siirt Milletvekili Kemal Birlik ise oylamaya katılmadılar. ABD'de tedavi gören Âksu'nun yann Turkiye'ye döneceği öğrenildi. PKK, Özal'ın Kürt poUtikasına karşı DÜSSELDORF (ANKA) — PKK, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kuzey Irak'ta mücadele veren Kürt örgütlerinin liderle- rinden Talabani ve Barzani'nin temsilcisi ile yaptığı görüşmele- rin ardından ortaya attığı yeni Kürt politikasmı değerlendirir- ken bu davranışıyla Özal'ın, Kürtleri "imha" politikasmı ka- mufle etmeye çalıştığını ileri sür- dü. PKK'nın bünyesinde bulunan Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cep- hesi (ERNK) tarafından Düssel- dorftan yapılan açıklamada, Türk devletinin "Kürdistan'ın bağımsulığa doğru yürüdüğünü görünce kendisini ayakta tuta- bilmek için başka yollar arama- ya başladığını" ileri sürdü. Türkiye*deki iktidarlann bu- güne dek Kürt halkını ve "Kürdistan'ı inkâr" politikası izlediği belirtilen açıklamada, Cumhurbaşkanı Özal'ın yakla- şımı şöyle değerlendirildi: "Bu yaklaşım Kürdistan'ı ve Kürdistan'daki mücadeleyi in- kârda ısrar etmek, devekuşu gi- bi kafayı kuma gömmekti. An- cak aşüan inkâr politikasında anlamsızca ısrar etmek yerine Kürtlerin varlığını kabul etme temelinde ulusal kurtuluş müca- delesinin öniine baraj oluştur- mak daha akıllıcaydı. Bu, baş- ta ABD olmak üzere emperya- listlerin de istemi, hatta dayat- masıdır. Kürt dili üzerindeki ya- sağın kaldınlması bu politika üzerine gündeme geldi. Güney Kürdistanlı Kürt liderlerle Türk devlet yetkilileri arasındaki gö- rüşme yine bu politikaya bağlı olarak gelişti. Ama Türk devle- ti amaçlan ne olursa olsun, 68 yıldan bu yana ilk kez Kürt nal- kının varlığını itiraf ederek ve resmi düzeyde ilişkiye geçtiğini Cumhurbaşkanı ağzından duyu- rarak eski inkâr politikasının if- lasını da en iist düzeyde resmen itiraf etmiş oldu." Açıklamada Özal'ın, bu poli- tikayla kendisine yeni bir ma- nevra alanı açmaya çalıştığı, iç ve dış koşullar nedeniyle geliş- tirme olanağı azalan "imha" po- litikasını çeşitli yöntemlerle ka- mufle etmek istediği iddia edil- di. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Vitrin Değil, Kafalar Değişmeli...SHP'de bir parti meclisi üyesi, üç beş arkadaşıyla bir araya gelip konuştuktan sonra bir açıklama yapıyor: — Biz artık eskidik. yenilenmemiz gerekiyor... Niye, niçin? İşte, bu soruyu sormuyor kendisine. Kalkıyor grup toplan- tısında eleştiriyor. Yetmiyor, köy kahvelehne taşıyor tar- tışmayı... Bir parti meclisi üyesi bu eleştiriyi yaparken haksız da ola- biiir, haklı da. Ancak bir siyasal partinin yönetimine seçilen bir kişi, delege seçimleri yapılırken, ANAP'ta çözülme baş- larken, ortaya çıkıp "Nereye gidiyoruz" diye soramaz. Eğer sorarsa, ona şöyle derler — Siz parti meclisine seçildiğinizden beri ne yaptınız? Belki o klasik politikacı tipiyle şu yanıtı verir: — 17 tane yasa tasarısı hazırladım... Bu, sayın milletvekilinin, o parti meclisi üyesinin çok ça- lışkan, üretken olduğunu göstermez. Onun görevidir bun- ları yapmak. Uye yazımından, delege seçimlerinden fırsat bulup. sosyal demokrasinin Türkıye'de gelişıp büyümesi, ge- niş kitlelere yayılması için yapılacak daha bir sürü iş var... Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Edirne Milletvekili Erdal Kalkan, kılıcım çekmiş yürüyor: — Yeni kimliğe ve kişiliğe muhtacız. Bir anlamda bu par- ti yeniden kurulmak zorundadır. Emek ağıtiıklı kitle partisi çizgisinden koptuk... Doğru söylüyor Kalkan... Ama bu kopuşta onun da payı yok mu? Sosyal demokrat kimi politikacılar gazete okumayı sev- mez, kitaptan korkar, klasik müzik dinlemez, sinemaya, ti- yatroya gitmezler. Politikayı içki sofralarında ateşli nutuklar atarak yaparlar. De- .. mokrasi, insan hakia- Önce SHP'de vitrin değil, nyia iigiieneniere jyi kafalar değişmelidir. Çağdaşlık birinci koşuldur. Örgüt yemeklerinde nutuk atmakla, zeybek Güneydoğuda bir ö"r- OynamaklaSOİCUİUk güt yemeğindeyken yapilmaz. SOİCU Oİmak Lrayıpeşi sev!nç Ha" ur etken olmaktır; okumak, mm'a so'rmuş: öğrenmektir; her türlü — Bu gece tjyatro- sömürüye karsı cıkmaktır. ya gidiyor musun? Ya- ' ' bir gözle pek bakmaz- lar. Erdal Inönü'yü güi zel konuşamadığı için eleştirirler. Geçen yıl rın gece de mutlaka şu filfni seyretmeyi unutma... SHP'de bir üst düzey yetkilisı, bu konuşmayı bize aktarıp şöyle demişti: "Partililer duyacak diye ödüm koptu. Biz örgütü düşünü- yoruz, Genel Başkan sinemayı, tiyatroyu..." SHP'yi daha iyi tanımak için anlattım bu olayı. Kimi sos- yal demokratların kültürle sanatla ne denli ilgilendiklerini ser- gilemek için... Evet, SHP gerçekten kan yitiriyor. Çağa bir türlü ayak uy- duramıyor. Suçlu kim? Baykalcı ekibe ve şimdilerde ortaya çıkan üç beş millet- vekiline sorarsanız suçlu ortada: — Erdal İnönü ve çevresindekiler... Altı ay önce Erdal İnönü, Deniz Baykal ve arkadaşlanyla birlikte çalışıyordu. Gezilerde İnönü ile Baykal'ın renkli pos- terleri araçları, il ve ilçe binalarını süslüyordu. Ortada biiinen ve görünün bir gerçek var. O da SHP'de sevgi ve ideoloji eksikliği. Bu iki öğenin eksikliği, SHP'yi bugün en çok eleştinlen bir siyasal parti yaptı. Dar kadroculuk ve hizipçilik anlayışı sosyal demokratları darmadağın etti. -; ' . ' ] . ~A Erdal Kalkan diyor ki: " " " J ' , — Partinin vitrini baştan aşağıya değişmelidir. Önce SHP'de vitrin değil, kafalar değişmelidir. Çağdaş- lık birinci koşuldur. Örgüt yemeklerinde nutuk atmakla, zey- bek oynamakla solculuk yapılmaz. Solcu olmak üretken ol- maktır; okumak, öğrenmektir; her türlü sömürüye karşı çık- maktır. Bunun adı Üçüncü Dünya solculuğu filan da değildir. ANAP'a ve Özal'a karşı savaşım vermek de sosyal demok- ratların birinci görevidir. İşte o zaman vitrin değiştirmeye de gerek kalmayacaktır... GÜZEL'DEN TARTİ İÇİ DEMOKRASt\ Partîlerde oKgarşi var İç Politika Servisi — ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, İstanbul kongre- sinde Semra Özal'ın seçilebil- mesi için her türlü oyunun ser- gilendiğini ileri sürdü. Güzel, "Semra Özal, antidemokratik yollardan tabandaki mukave- meti yenerse büyük kongrede genel başkan adayı olabilir. Ben de onun karşısında aday olu- rum" dedi. Gazeteciler Cemiyeti tarafuı- dan düzenlenen "Basınla Soh- bet" toplantısımn dördüncüsü önceki akşam The Marmara Oteli'ndegerçekleştirildi. "Parti içi demokrasi" konusunun tar- tışıldığı toplantıya ANAP Ga- ziantep Milletvekili Hasan Ce- cek bir kudrete sahip olmaya başlamıştır." Konuşmasında, kişilerin par- tideki tüm görevlere seçimle gelmesi ve bu kişilerin görevle- rinden alınmalannın demokra- tik şekilde olması gerektigini anlatan Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yetkili kurul ve ki- şilerin kanun ve tüzükJere bağlı kalarak bütün yetkilerini sonu- na kadar kullanmaları gerekir. Ancak bunun neticesinde o ül- kede, o partide demokrasi okJu- ğu, tek kişi veya bir azınlık ta- rafından değil, demokratik şe- kilde idare edildiği söylenebi- lir." Parti içi demokraside son 3 yıldır sadece kendisinin acık ve net bir tavır izlediğini belirten "Demokrasi bir dengeler rejimidir" diyen Güzel, "Akbulut'un bu hali Sayın Özal'a olan saygısından olacak. Kendisine olan saygısından değil" dedi. lal Güzel'in yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. lîstün Ergüder ile gazeteci Altan Öymen katıl- dı. Parti içi demokrasiyi "seçi- lecek her yere, parti içinde ge- linecek her yere kişilerin seçim- le gelebilmesi" olarak tanımla- yan Güzel, ANAP'ta şimdiye kadar seçilecek bütün yerlere gelecek kişilerin genel başkan ve onun görevlendirdiği birkaç kişilik grup tarafından belirlen- diğini belirtti. Güzel şunlan söyledi: "Turkiye'ye 1950 ydın- dan sonra, önce siyasi liderler çıkıp partilerinin teşkilatlarını kurdular, ancak daha sonra de- mokratik şekilde seçilen lider- ler ve etrafındaki kadrolar ya- vaş yavaş oligarşik bir dunım arzetmeye başladüar. Başlan- gıcta demokratik şekilde seçilen liderler, istediğini istediği yer- den milletvekili seçtirebilecek, il başkanı veya adayı yapabile- Güzel, bir soru üzerine de "Ak- bulut'un bu hali herhalde Sayın Özal'a saygısından olacak. An- cak mutlaka kendisine oton saygısından değil" diye konuş- tu. Güzel, Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal'ın anayasaya aykın olarak taraf davrandığını, taraf tanırru gündeme geldiğinde isö "Benim taraf anlayışım deği- şik" diye konuştuğunu hatırla- tan Güzel, Turgut özal'ın bu- güne kadar siyasi kudrete sahip birini ikinci adam yapma nok^ tasına gelmediğini ileri sürerek "Önemli olan, mümkün oldu- ğu kadar bir tek kişinin, oligar- şik bir ekibin hâkimiyetine, o si- yasi partiyi, dolayısıyla siyasi iktidan, o Ulkeyi terk etmemek- tir. Demokrasi bir dengeler re- jimidir. Demokraside milli ira- denin de belirii ölçıide hiçbir zamantaalkaters düşmeden, o tepeden inme bir yaklaşıma ka- pılmadan dizginlenmesi ve den- gelenmesi şarttır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle