Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ŞUBAT 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
YARtŞHA
*Sevgi' konulu yanşmalar
• ANKARA (AA) — Yunus Emre'nin yasamı,
düşünceleri ve insan sevgisini konu alan resim, fotoğraf
ve seramik sergileri düzenlenecek. KUltür Bakanhğı
tarafından 1991 Yunus Emre Sevgi Yılı etkinlikleri
arasında düzenlenecek yarışmalara tüm amatör ve
profesyonel sanatçılar katılabilecek. Her türlü teknik ve
malzeme ile hazırlanabilecek olan eserlerin, 25 mart
tarihine kadar seçici kurullarm elinde olacak biçimde
gönderilmesi gerekiyor. Değerlendirme sonucu, renkli
baskı ve siyah beyaz dallannda düzenlenen fotoğraf
yanşmasında ilk üç dereceye, 3, 2 ve 1.5 milyon, heykel
ve resim dallanndaki yanşmada da 6, 5 ve 4 milyon lira
para ödülu verilecek. Aynca her dalda para ödüllü üç
mansiyon seçilecek. ödüle değer görulen eserler mayıs
ayı içinde Ankara'da sergilenecek.
FOTOĞRAF
Piri Reis haritası afîş oldu
I Kiiltür Servisi —
Eserleri yurtiçi ve
yurtdışındaki
yayınalann çeşitli
tanıtım organlannda
yayımlanan fotoğraf
ustası Şemsi Güner'in
Piri Reis haritasına
ait fotoğrafı Turizm
ve Tanıtma
Bakanlığı'nın afişi
oldu. Halen
bakanlığın yirmiye
yakın afişinde imzası
bulunan sanatçının
Pamukkale afışi
dunya afiş
yanşmasında özel
ödule değer
görulmüştu. Piri Reis
haritasının afişinde
' ÜnlÜ Türk jimiralinin
1465-1555 tarihleri arasında yaşadığına dair bir de not
var. O tarihlerde Afrika kıtasının henüz keşfedilmemış
olması, Piri Reis'in, Batı Afrika kıyılannı gösteren bu
haritayı nasıl çizdiğini veya hangi bulgulardan
faydalanmış olabileceğini gösteren bir kanıtın
bulunamamış olması bilim çevrelerini şaşırtıyor. Bilim-
kurgu yazarı Erich Von Daniken'in iddia ettiğine göre
ancak uzaydan bakıldığı zaman, Kahire merkez
alındığında böyle bir harita çizilebilirdi. Piri Reis'in
haritası Topkapı Sarayı'nın Minyatür Müzesi'nde
saklanıyor.
SER6İ
Yeni sanat galerisi
• Kühiir Servisi — Toprak Holding bir süre önce
İstanbul'da açtığı Studio Toprak Aksaray Mağazası'nın
iki katını sanat galerisi olarak değerlendirecek. Ayfer
Tbprak Kuray'ın başkanlığı ve çalışmalarıyla
gerçekleştirilen sanat galerisini Inci Kızıldağ yönetecek.
Galeri 1 mart günü bir karma sergiyle açılacak. Karma
sergiye katılan sanatçılar, Mine Arasan, Perihan Baykal,
Birim Bozok, Nazan Büyükcelen, Nevin Çokay, Pesent
Doğan, Dilek Işıksal, Berika lpekbayrak, Ayfer
Karamani, Tülin Kiper, özden Narin, Kainat Barkan
Pajonk ve Türkân Rador.
Doğa etkili çahşmalar
• KüHür Servisi — Murat Mete Agyar'm resim sergisi 4
man günü Yonca Modern Sanat Galerisi'ndc açılıyor.
Ağyar'm sergisinde doğadan alınan çalışmalar
sergilenecek. 1959 doğumlu Agyar, 1984'te MSÜ'de
Resim Bölümü'nde yüksek lisans eğitimine başladı.
1989Ma Almanya'da Bielefeld kentinde Prof.
Schumaker'in atölyesinde çalışan sanatçı, 1990'da
çabşmalannı Ingiltere'de Bournemouth Sanat
Akademisi'nde sürdurdü. Ağyar'm sergisi 25 marta dek
sürecek.
MUZİK
Almanya'da konser ve CD
• Kiiltür Servisi — Geçen yıl Nürnberg ve München'de
yapılan Şarkıcı-Besteci Festivali'nden sonra Bülent
Ortaçgil ve Erkan Ogur 12 mart-4 nisan tarihleri
arasında W.D.R!nin yıllık geleneksel radyo konserlerine
davet edildi. Sanatçılar bunun devamı olarak Düsseldorf,
Essen, Bochum, Frankfurt, Nürnberg gibi şehirlerde yedi
ayn konser gerçekleştirecekler. W.D.R geçen yıl da Yeni
Türkü gnıbunu davet etmişti. öte yandan Bülent
Ortaçgil, Mozaik ve Bulutsuzluk özlemi'nin ortaklaşa
yaptıklan CD'leri şubat ayı sonunda Almanya'da satışa
çıkacak.
TİYATRO
'Bir \alan Çemberi'
• tSTANBUL (AA) — Kadıköy Haldun Taner
Sahnesi'nde, üç sezon kapalı gişe sahnelenen "Bir Yalan
Çemberi" adlı oyun, mart ayından itibaren Harbiye
Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde sergilenecek. Hug
Whitemore'un yazdığı, Yıldınm Türker'in çevirdiği ve
Hakan Altıner'in sahneye koyduğu "Bir Yalan
Çemberi"nde başhca rolleri Erhan Abir, Tonm
Karacaoğlu, Tomris Incer, Ersan UysaL Bercis Fesci,
özlem Savaş ve Çimen Tunınçoğlu paylaşıyorlar. Oyunun
başrol sanatçısı Arsen Gürzap'm hu sezon ortalarında
Devlet Tiyatrosu'ndan Lzin alamaması üzerine bu rolü
Ani îpekkaya üstlendi. Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi'nde 19-20 ve 21 mart tarihleri arasında
sergilenecek "Bir Yalan Çemberi", öteki oyunlarla
dönuşümlü olarak oynanacak.
BALE
Tıırkuaz clan modern dans
• Kültür Servisi — Genel koordinatörlüğünu Izzet
öz'ün, sanat yönetmenliğini Aysun Aslan'ın üstlendiği ve
çoğunluğunu lstanbul Devlet Opera ve Balesi
sanatçılannın oluşturduğu TUrkuaz Modern Dans
Topluluğu, yeni repertuarları ile 1991-1992 sezonunu
açıyor. 4-11-18-25 mart günlerinde saat 21.00'de îstanbul
Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde sanatseverlerin
karşısına çıkacak olan topluluk "Ayın Raksı", "Bir Rüya
Gördüm" ve "Noktasız" adlı dansları sunacak. Turkuaz
Modern Dans Topluluğu'nun biletleri Vakkorama'nın
Taksim ve Suadiye şubelerinden satışa çıktı.
Georg Büchner'in 'Danton'un Ölümü', modern tiyatronun başyapıtlarından biri
Süahı terör, arücü erdemD a a t o a ' u HHmmik /
Yazan: Georg Büchner /
Çeviri-Reji-Müzik: Semih
Fınncıoğlu / Kostüm:
Hale Eren / Işık: Önder
Ank / Dramaturg: Esen
Çamurdan / Oynayanlar:
Nihat Ileri, Taner Birsel,
Kürşat Alnıaçık, Selçuk
Kıpçak, Halil Doğan,
Cihan Canova, Işıl Taylor,
Rüçhan Çalışkur, Gülen
Çehrelu Algöz / lstanbul
Devlet Tiyatrosu.
DİKMEN GÜRÜN
UÇARER
"Danton'un Ötiunü" için "ak-
lın tiyatrosu" da deniyor. Aksi-
yonu duşüncede vurgulayan, dü-
şünceyi kendi içinde bir aksiyon
olarak geliştiren ve bunun
sahne-üstü hareketle eşdeğerli
olduğunu belirleyen bir bakış
açısı. Semih Fınnaoglu da sanı-
rım bu noktadan yola çıkarak
oyunun özünü, tarihsel zorun-
luluğun irdelenişini, kısa ve net
çizgilerle aktarmayı amaçlamış.
Dramaturg Esen Çamurdan'la
birlikte oyunun fabl'ını ve epi-
sodik yapısını bozmadan dört
perde olan "Danton'nn Ötümü"
nü tek perdeye ındirmiş.
Fınnaoğlu, biçime agırlık ve-
ren yorumunda çıplak bir me-
kânda aksiyonu en aza indirge-
miş. Bu minimalist yaklaşım
belki "Danton'un Öhimü"ne bir
durağanlık getirmiş olabilir,
ama yönetmenin elde etmek is-
tediği görsel bütünlüğü bozma-
mış. Bu bütünlüğe oyuncular-
dan, dialardan, ışıktan, müzik-
DANTON'U NİHAT İLERİ OYNUYOR — Çevirisini, yönetmenliğini ve müzigini Semih Fınncı-
oğlu'nun gercekleştirdigi Georg Büchner'in "Danton'un Ölümıi" adlı oyununda Danton'u Nihat
tleri oynuyor. (Fotoğraf: Yaşar Saraçoglu)
ten oluşan bir resim de diyebili-
riz. Bu resme müziğin katkısı,
her oyuncunun ritmine uygun
olarak genişleyip daralarak et-
kin bir biçimde iç aksiyonu dı-
sa yansılaması. Titizlikle seçil-
miş olan dialar ve belirli sahne-
lerde kullanılan mikrofonlar
belki de sadece butunselligin bir
parçası, ama temanın biçimsel
yorumda günumüze uzantılan
olarak da algılanabilir.
"Danton'un Ölümü" modern
tiyatronun baş yapıtlanndan bi-
ri. Büchner'in anti kahramanlan
pek çok değerli yönetmenin
elinde tekrar tekrar yaşamışlar,
devrimci özellikleriyle. Bu özel-
liklerden biri, özgürlük adına
ölümun bilincinde oluşlarıdır.
"Devrim, Satürn gibi kendi ço-
cukiannı yiyor!" St. Just'e Jü-
piter'i çağrıştıran bir Danton,
"Hayatın bir niikte olarak kal-
ması daha anlamlı" diyen bir
Danton, "Despotlugun uşakla-
ruu süngü dallanna atıp bogan
kasırga benim sesimdi" diyen
bir Danton, ölume rağmen ya-
şama büyuk bir coşkuyla sarıl-
ması gereken bir insandır. Oysa
Nihat Öeri'nin yorumu karşımı-
za umutlarını yitirmiş, adeta
inançsız bir kişilik çıkartıyor.
Kanımca Danton benimse^iği
yaşam ve ölüm felsefesini daha
elektrik yüklü bir tavırla vurgu-
lamalı, tarihsel zorunluk süre-
cinde yer yer öne çıkan ironiyi
belirginleştirmeliydi.
Etkileyici kışiliğiyle Robespi-
erre'i oyunun başında görür iz-
leyici. Orijinal metinde de ağır-
lığı birinci perdededir. "Cumhu-
riyetin silahı terör, gücü ise
erdemdir" konuşmasını yapar-
ken devrimin sonuçlannın öz-
gurlük adına yaşanması gerek-
tiği tezini inandıncılıkla savu-
nur. Taner Birsel'in yorumunda
onun çelik gibi iradesini, ölçü-
lü ve soğuk kişiliğini, ilkelerine
bağlılığım, ödün vermezliğini
yakalamak mümkün. Toplum-
sal devrimin sona ermediğini
vurgulayan Robespierre'in Dan-
ton'un ardından, "Ne kadar bez
sararsam sarayım kanı
durduramıyonım" deyişi, St.
Just'un mahkeme salonunda
devrimin çizgisinı şu sözlerle be-
lirleyişinden farklı değüdir: "In-
sanügjn tüm yapısını degiştiren
bir olaydan ardında kan izi bı-
rakmaması istenebilir mi?" St.
Just tarihte "Robespierre'in
Robespierre'i'' olarak tammlanı-
yor. Burada izlediğimiz yorum-
da varhğını yeterince belli ede-
bildiği söylenemez.
Oyunda Julie ve Marion ten-
selliği duyumsatu". Julie sahne-
sinde Danton'un ölümü yorum-
layışının ironisi de yatar. Cinsel
birleşmeden alınan tadın ibadet
etmekle aynı şey olduğunu an-
latan Marion sahnesi ise epikür-
yen felsefe ile Danton arasında-
ki sıcaklığın yansımasıdır. Bu
sahnede sadece eüerin kullanı-
mının (Rüçhan Çalışkur) sözle-
re estetik kattığı düşüncesinde-
yim. Luciele'in intihan seçmesi
de bir çeşit özgürlüktür oyunun
sonunda, ama bilerek gidilen bu
ölüm yanlış yonun nedeniyle ta-
şıması gereken anlamı yitiriyor
ve böyle bir oyunun finali ola-
rak da yetersiz kalıyor.
"Danton'un Ölümü" özü, bi-
çimi ve yorumu açısından üze-
rinde durulması gereken bir ça-
hşma. Devlet Tiyatrosu'nun geç
de olsa, böyle bir oyunu reper-
tuvanna alması ve böyle bir bi-
çim denemesine girmesi olumlu
bir adım.
Nevin Çokayhn resim sergisi 12 marta kadarLevent Sanat Galerisi'nde
Nef i'nin atlarıyine dörtnalaNevin Çokay'ın tabloları, günümüz
sanatının geçmişten yararlanmasının
övgüye değer bir başarısı. Sergideki
Nef i'nin atlannın yanı sıra Helenistik
dönem Anadolu sanatmdan izler de
görülüyor.
NURER UĞURLU
Nevin Çokay'ın Levent Sanat
Galerisi'nde (15 Şubat -12 Mart
1991) sergilenen resimlerini ge-
zerken, XVII. yüzyıl Divan şıı-
rimizin gür sesli, dik başlı, atak,
mert şairi buyuk NeH'yi anım-
sadım.
Onun, o güzel, o hoş endam-
lı, gül renkli Ağa Alacası'nı (bu
guzelin perçemi, yelesi, kuyru-
ğu için kınaya gerek yoktur); yu-
rüyüşu kıvrak, olçulu vücudu,
gorenin yüce Tanrı'nın yarattığı-
na hayran kaldığı Evren'i; naz-
la dolaşıp salınmaya çıktığı za-
man, al burunmuş guzel yuzlü
bir gönul alıcıya benzeyen Bâdı
Sabâ'yı; gövdesindeki kılları o
kadar kırmıa ve parlak olan,
vücudu al bir ipeğe benzeyen
Saçlı Doru'yu; hızından govde-
sinde terler kabarmaya başlayın-
ca rengi dalgalı bir ipekliye dö-
nüsen Şam Alacas'nı; gönül alı-
cı, sürükleyici, yakıcı bir yüru-
yuşü olan Aşkâr'ı; salınışının
dunyayı buyülemesi yetmezmiş
gibi gokteki melekleri de kendi-
sine hayran bıraktıran Humâ-
yı; duruş ve davranışlanyla in-
sanlan şaşırtan, melekleri bile
hayran bıraktıran, salındıkca ye-
ri ve goğu şaşkınlık içinde ko-
yan Gelâlî'yi; dolaşmak için an-
lam alanına ayak bastığı zaman,
duşünce kızlarının sıra sıra sey-
re çıktıklan Mercan'ı; hızla koş-
tuğu zaman kuş gibi uçan, or-
tusü ve eteklerı Anka'run kanat-
larına benzeyen Dağlar Delisi-
ni; çok hızhVoşan, gül yaprağı-
na dokunduğu zaman, nalının
izini yaprakta bırakmayan Gü-
zi'yi; nalı granıt taşına doku-
nunca, çıkardığı kıvılcımın taşı
erittıği Cebeli'yi; Hz. Muham-
med'in Mirac gecesi bindiği Bu-
rak'ın bir benzeri olan Dilarâ-
yı dururken, otlarken, şaha kal-
karken, kosarken, uçarken gor-
dum.
Onun bu güzel atlarını sarı,
yeşil, kırmızı, mavi bir renk
cumbüşu içinde, güller, karanfil-
ler, laleler arasında se>'rettim.
Nerî'nin atları Nevin'in fırça-
sında yeniden canlanmış, kun-
yeleri beyitler olarak bir köşeye
kazılmış soyut varlıklar olmak-
tan çıkmış, somutlanmış, bir
sevgili olmuş, sanatçı bu sevgi-
linin saçından, kaşından, gozun-
den, kiı piğinden, yuzunden, ağ-
zından, burnundan, dudağın-
dan, boynundan, boyundan, be-
linden, eteğinden, ayaklarından
bize, ışık, renk, hareket olarak
ustaca söz etmış, bizi buyuk şa-
irin öfkeli, hırçın, kızgın ve uy-
sal dünyasına ustaca göturmüş-
•ür.
1947 yıhnda Devlet Güzel Sa-
natlar Akademisi'ne giren,
BEDRİ RAHMİ ATÖLV ESİNDEN — 1947de Devlet Guzel Sanatlar Akademisi'ne giren Nevin
Çokay, 1953'te Bedri Rahmi Eyuboglu Atolyesi'nden mezun oldu. (Fotoğraf: İbrahfm Günel)
1953'te Bedri Rahmi Eyuboglu
Atölyesi'nden mezun olan, bu-.
gune kadar otuz altı sergı açan
Nevin Çoka>. bir sanatçının geç-
mişinden, geleneğinden nasıl ya-
rarlanacağını, bu buyuk biriki-
me nasıl yaslanacağını, buradan
gunümuze nasıl geleceğini ve
nasıl bir senteze varacağını, ser-
gilediği bu yeni çalışmalariyla
belırgin bir biçimde ortaya koy-
muş, ilgi çekici bir yorumla ko-
nu edinmiştir.
Yahya Kemal Bevatlı'nın
"NeH Turkün ayranının kabar-
masıdır" dedıği gibi Nevin Ço-
kay'ın bu tablolan da gunumuz
resim sanatının geçmişten yarar-
lanmasının ovguye değer bir ba-
şarısıdır. Denebilir ki NeFî'nin
atları Nevin'in fırçasında görul-
meye değer bir öz ve biçim ka-
zanmıştır.
Yalnız Nefî'nin atları mı var
Nevin Çokay 'ın bu ilgi çekici re-
sim sergisinde? Hayır. Helenis-
tik donem Anadolu sanatmdan
da bazı etkiler ve izler görecek-
sıniz. Ozellikle portre çaüşma-
larında.
Tiraje ve Robert Ruckman çifti, piyanoyla birlikte bir üçlü oluşturuyor
Müzîkle beslenen birliktelikPiyano bu iki insanın ortaklığı. Ama bu
ortaklıktan da önemlisi, ikisinin de
müziksiz yaşayamayacak olması. Geçende
İstanbul'da bir konser veren evli çift,
zaman zaman birlikte çalıyor.
AHU ANTMEN
SALZBURG ÜZERİNDEN NEW \ORK - Yine piyanist olan
Meral Gune>man'ın kardeşi Tiraje Ruckman, eşi Robert Ruck-
man'la birlikte yıllardır ABD'de yaşı>or. Tiraje Ruckman, oğre-
Bimini tstanbul'dan sonra Saizburg ve New Vork'ta sürdürmüs.
Robert ve Tiraje Ruckman
çıfti Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda bir piyano konseri
verdi. Ruckmanlar sayıları git-
tikçe çoğalan piyano ıkililerin-
den değil. Evli çift, zaman za-
man birlikte çalıyorlar.
Yine piyanist olan Meral Gu-
neyman'ın kardeşi Tiraje Ruck-
man, beş yaşında başlamış piya-
noya. lstanbul Devlet Konser-
vatuvan'nı bitirdikten sonra
Salzburg'da Mozarteum'a de-
vam etmiş; öğrenimini New
York'taki Juilliard Okulu'nda
surdurmuş. Oğrenimi süresince
Rana Erksan, Ferdi Statzer, Jo-
sef Raieff ve NV'illiam Lincer ile
çalışan Tiraje Ruckman, Ame-
rikalı eşi ile birlikte yıllardır
Amerika'da yaşıyor.
Robert Ruckman da eşi ile ta-
nıştığı Juilliard'da tamamlamış
eğitimini. Öğrenim yıllarında
birçok odul alan piyanist, Sasc-
ha Gorodnitzki, Anio Dorf-
mann, David Bar-Illan ve \Vil-
liam Lincer ile çalışmış. Ruck-
man'ın parmaklan, altı yaşın-
dan beri pıyanonun tuşlarında.
Piyano bu iki insanın "ortak-
lığı". Tanışüklarında piyano
varmış işin içinde, piyano ile
dostlukları pekişmiş ve bugun
yine piyano ile "var"lar. Ama
bu ortaklıktan daha onemlı bır-
şeye işaret ediyor Tiraje Ruck-
man: "Bizim piyanist olmaktan
çok ortak >anımız, muziği çok
sevmemiz" Aslında ortak van-
ları "müziksiz ikisinin de >aşa-
\amayacak olması."
İkili piyanistler genellıkle kar-
deş >a da ikız oluyor. Gozleriy-
le anlaştıklarını anlatan, telepa-
tik olarak muthış bir uyum ıçın-
de olduklarını soylüyor kardeş-
ler. "Bizde o kanbağı yok" dı-
yor Tiraje Ruckman, "Ve açık
söylemek gerekirse sürtüşmeler
oluyor.."
Bu "sürtüşmeleri" entelektu-
el bir şekılde hallettiklerini an-
latan Tiraje .Ruckman, eşi ile
aynı tip muzisyenler olmadıkla-
rını anlatıyor: "Yıllardır birlikte
çalışan muzisyenleriz, ama bu
benziyoruz anlamına gelmez ta-
bii. Stil değişikliği, bir yapm yo-
rumlamakta farklılıklar çıkıyor
ortaya. Robert'in dahaentelek-
tiıel. daha mantıksal bir yakla-
şımı var muzige. Bense daha iç*
ten gelerek daha duygusal bir
yaklaşım içinde oluyonım her
zaman. Ama bunu kanştınp bir
orta buluyoruz."
"Birbirimizi tamyonız" diyor
Robert Ruckman da, "Ve ne
kadar farklı oldugumuzu biliyo-
nız. Tiraje beni etkiliyor, ben de
onu. Ben ona yanddığını söylu-
yorum, o da bana..."
Pekı ya sonra? "Ben kazanı-
>orum tabii ki" diyor Tiraje
Ruckman, Robert Ruckman da
gulerek ekliyor: "Aslında doğ-
ru!"
Dayton'da Sinclair Kolej'de
oğretmen olarak görev yapan
çift, konserlere daha az zaman
ayınyor, surekli bir piyano ıki-
lisi oluşturup da konserlere ağır-
lık vermeyi ise "gerçekçi" bul-
muyorlar: "Çocuklarımız var.
Tamamen yollarda geçecek bir
yaşamın zaten bizi dovuracağı-
na da inanmı\oruz. Çok sağlam
bir şe> değil bu. Zaten o şekil-
de yaşayabilecek insanlar deği-
liz. Muziği çok sevdiğimiz için
başkalanna öğretmekten de çok
zevk duyu>oruz. Böylesi daha
guvenli, hiç olmazsa ayakları-
mız >erc basıyor."
CazcıSlim
Gaili öldü
• LONDRA (Reuter) —
Caz şarkıcısı ve gitarist
SUm Gaili önceki gün
Londra'da bir hastanede
öldü. 193O"lu ve 40*h
yıllarda Amerika'nın ünlü
şarkıcılan arasında yer alan
Gaiü 75 yaşındaydı. Basçı
Slam Stevart ile kurduğu
Slim ve Slam grubuyla da
tanınan Gaili, "Falt Foot
Floogie", "Cement Mixer
Pulti Pulti" ve "Avooado
Seed Soup Symphony" gibi
sarkılar bestelemişti.
'Sanatçıların
• Kültür Servisi — Plastik
Sanatlar Derneği, konferans
dizisine yarın saat 16.00'da
başhyor. Vasıf Kortun'un
"Sanatçıların
Eleştirmenleri,
Eleştirmenlerin Sanatçılan"
başhkJı konferansı diğer
konferanslar gibi Ataturk
Kitaphğı'nda yer alacak.
Konferansların ikincisi ise
Jale Erzen'e ait. 8 mart
günü yine saat 16.00'da
başlayacak olan
konferansın konusu ise
"Modernizm Sonrası
Sanat!' 15 martta Yalçın
Sadak'ın "Modernist ve
Post-Modernist Sanatta
Alıntılar Sorunu", 29
martta Deniz Şengil'in
"Post-Modernizm ve Teori"
başhklı konferanslan
dinlenebilecek.
Başanr'ın
fotograflan
• Kültür Servisi — Başar
Başarır'ın "Cümleyi Dişi
Düş Kurar" başlıkb
fotoğraf sergisi bugün
Ataköy Galeria'da açılıyor.
Sergi 10 mart tarihine
kadar görulebilir. Bir süre
BÜFOK'ta (Boğaziçi
Üniversitesi Fotoğraf
Kulübü) çahşmalannı
sürdüren Başarır, karma
sergilere de katıldı. Siyah-
beyaz çekmekte ve
amatörlüğünü sürdürmekte
ısrar eden Başanr, devam
ettiği Boğaziçi
Üniversitesi'nin Boğaziçi
adlı dergisinde fotoğraf
yönetmenliği yapıyor.
Keribar'ın
başarısı
• KiUtıir Servisi —
Fotoğraf sanatçısı tzzet
Keribar, İngiltere'nin
Smethwick kentinde yapılan
16. Uluslararası Fotoğraf
Yanşması'nda seyahat
fotoğrafı dalında altın
madalya kazandı. Sanatçı
bu ödülu, Fas'ın bir
köyünde hurma toplayan
kadınları görüntülediği
fotoğrafıyla aldı. Izzet
Keribar'ın 'Hindistan'
konulu dia gösterisi ise 6
mart günü saat 18.00'de ve
19.00'da lstanbul Fransız
Kültür Merkezi'nde yer
alacak. Gösteride
Rajastan'ın mimari eserleri,
Jaisalmer, Bikaner ve
Udaipur kentlerinden
görüntüler ve kırsal
kesimden fotoğraflar
sunulacak.
UGÜN
• Şlir-Söyleşl—
Kadıköy Aziz Berker Halk
Kütüphanesi'nde saat
14.30'da 'Yunus Emre1
konulu bir şiir-söyleşi
programı yer alıyor.
Konuşmaların ardından bir
de karma sergi açılacak.
• Orhan Pamuk'la
söyleşl — Türk Edebiyatı
Vakfı'nda saat 17.30'da
Orhan Pamuk'la bir söyleşi
yer alacak.
• Resim söyleşisi —
özdemir Altan'ın resim
söyleşisi Soyak Sanat
Galerisi'nde saat I4.00'te
dinlenebilir.
• Fotoğraf — Cengiz
Karlıova'nın fotoğraf
konulu söyleşisi lFSAK'ta
saat 19.00'da sunulacak.
bugün
bilsak
28 ŞUBAT PERŞEMBE :
19.00 Başlangıcından Bugüne
Türk Pop Mü7İği 2: "Modern
Folk Üçlüsü" Düa;nlcycn :
Ccm KARACA
Görsel Sanat Atölyeleri
Mchmct GÜLERYUZ
yönaimindc(Pcr. - Cum.)
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
1100-00.30
Rock Care-Bar(5.Kat)
15.00-18.00 HcavyMetal
18.00 -24.00 Rock
Kramp-RockandBlues
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99