22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahjbı Cumhunyet Viacbaacılık vc Gazetenlık Turk <\nonım Şırkctı adıns Nadir N«di 0 Gtnd Ya>m Muduru Hasan CtnuL, Muessrse Muduru Enuac l>mkltK il. Yaz, Islcn Muduru O*»> Gonensta. # Haber Merkczı Muduru >«IÇIH Bayrf, Savta Duzem >önetmcnı AH Acar 0 Temstkıler Akncl Tın. 1ZMIR HikaKI Çctlnkaya. A0ANA Çrtin Vittrnoglu !. PoJıtık» CHal k t l n c K . I>i Habtrlrr L r ı » U a . Ejonomı CcHb Tırku. 1) Scndık» Şakna Kımci. kulıur CcM Ifln. İSUnbuI Haberierı tomal K»rnfc. EguiTn Geacs» Ş»*M. Vü/ı Hafcericrı ><edef Bofam, Spor Damsmanı AMaAadJf l u n t a u . Duı Yîtfıla- fcrmı Çahsklıt. A-a> rma şafeia Alpaj. Duzefcmc- tMallak laucı 0 Koordmator 4ft*ef KorafaM £ Mal îjler tro* Lrbtfl % vı.ia^be Balral W»er 0 Buue Planlama 5*>fi OsMUOeKott» # Rffciam V f Torm £ Efc Va* nlar Hül.ı M,,ol 0 Mi-r Hu«Ma Ounr 9 Islome <>.*. Çehk 0 Bılg' l)!c-n Sail I n l 0 ftıunel Vvgj OkUJ Aktal. lafcn B v o . H e Oa«J. Hıkntl ÇclMks*. O A U M ^ ^ m Cttııihurıvcf Ma(baacitiK *v Gazaealik TA Ş. Turkocafı Cad 39 41 Csğal J4314 ln PK 24t Isttnbul Tei 512 05 05 (20 taı), Teta 2224» Fa» (I) 526 60 72 Buroiar Artara. Zıva Göludp B}v hıkıtep S No I9'4 Td PJ II ai-47. Tclet 42344 FaA (4] 0< 6< 0 lr»ir H Zıva Blv l»<2 4 2'3, W 13 12 30. Tcte* 52359. FaE (51) 19 5 0 U u ı Inûnu Cad 119 S S o I Kal I. Tel 19 3" 5Î <4 hıtl, Teta. 62155. Fa« (71) 19 2 TAKVİM: 28 ŞUBAT 1991 Imsak: 5.09 Guneş. 6.34 Öğle: 12.21 Ikindi: 15.27 Akşam: 18.00 Yatsı: 19.19 ÖLÜMÜNÜN 30. YBLI Hasan Ali Yücel anıldıfstanbul Haber Servisi — Eğitimci Hasan Âli Yücel ölü- raünün 30. yılında Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen bir toplanüyla anıl- dı. Konuşmacılar, Hasan Âli Yücel'in, "Devletçiliğe, cum- huriyet fikrine ve Kemalizme inanan bir devlet adamı" oldu- ğu görüşünü dile getirdiler. Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde yapılan toplantı- ya cumhuriyet dönemi mimar- Ianndan Mualla (Eyüboğlu) Anbeger, edebiyatçı Vedat Günyol, gazetemiz yazarların- dan Samj Karaören, yazar Mehmet Başaran ile şair Can Yöcel katıldıJar. Mehmet Başaran konuşma- sında Hasan AIİ Yücel'in egi- timci yanını anlattı. Yücel'in cumhuriyet dönemi eğitimini doruğa ulaştıran ve Ulkede ay- dınlanmayı başlatan kişi oldu- ğunu vurgulayan Başaran, "Onu anmanın en iyi biçimi, onun 40 yıl önce gerçekleştir- dikierini bugiin yapmaya çalış- nuürtır" dedi. Cumhuriyet dönemi mimar- lanndan ve Köy Enstitüsü pro- jesinde mimar olarak görev ya- pan Mualla Eyüboğlu da şöyle konuştu: "1945'te haritada yeri belli olmayan Doğu Anadolu köyle- rinde kurulacak koy okullan icin uluslararası yanşmalar dıi- zeoieniyordu. Köy okulu için iîç ayn proje hazırianmışü. Bu- giin Islanbul'un plansız gelişi- mi göz önüne alınırsa bunnn önemj dafaa iyi anJaşılır. lnsan, Tonguç, Hasan Âli Yücel ve Inönii gibi bakan ve devlet adamlanyla birlikle çalışüktan sonra onlann verine geien in- sanlaria kıyaslajınca nerelere geidiğimizi anlıyor. Hasan Âli gibi bir bakanı gönül ister ki Tann bize yine göndersin." Hasan Âli'nin oglu, jair Can Yücel ise konuşmasına, "Çok sevdiğim, bana bem çok yakın bem de çok uzak birini nesnel olarak anlatmak çok güç bir iş" diyerek başladı. Can Yücel, babasının "devlet adamı" yö- nünü de vurgulayarak, "Dün- ya böyle politik sılusıkJıklara girdiğinde 'keşke babam burda olsaydı da tartışsaydık' diye dnşvniinim. Aslında onun Köy Etastftüteriyle yaptıgı bir 'dev- let adamlığı operasyonuydu.' Hasan Âli, Türkiye Curnhuri- yeti devletinin en önemli soru- nunun 'Milli Egitim" oldugunu ortaya attı. Köy Enstitüleri yo- luyla 'kapalı köy ekonomisini yaşayan köy ekonomisine" dö- aü$tünneyf amaçladı. Eger bu sördürülseydi bugün şebre göç olmazdı ve bu rezillikleri yaşamazdık" biçiminde konuş- tu. _ Sami Karaören ise Hasan Âli'nin edebiyattaki yerinden söz etti. Karaören, Hasan Âli Yücel'in bilimsel ve edebi uriin- leriyle Türk edebiyatına önemli katkı ve hizmetlerde buhındu- ğunu söyledi, Hasan Âli'nin baa kitaplannın bugün de gün- celJiğini koruduğunu vurgula- yan Sami Karaören, Yücel'in eserlerinin yeniden basılması gerektiğini de belirtti. Edebiyatçı Vedat Günyol da Hasan Ali Yücel'in düz yazıla- rından seçilmiş "keodi kaJe- minden kendini anlatan" bir yazj okudu. SÜRÜCÜKURSLARI 'Kumüar agırtsianbul Haber Servisi — özel sürücu kurslan yöneticile- ri, Milli Eğitim Bakanlığı'nca yayımlanan genelgelerle çalış- ma kosullannın güçlestiğini öne sürerek, getirilen kurallann yumuşatılmasını istediler. Bu arada sürucü belgesi almak için yılda 500 bin kişinin kurslara basvurduğu ve adaylann kurs- lara yılda 500 milyar lira öde- dikleri bildirildi. Motorlu Taşıt Süriicüleri Kurslan Birliği Derneği tarafın- dan hazırlanan rapor, dün dü- zenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Raporda 3 Şubat 1987 günü yünirlüğe giren "Motorlu Taşıt Sürücüleri Yö- oetmeliği" sonrası bugüne ka- dar yurt çapında 73 il ve 161 il- çede yaklaşık bin 300 sürücü kursu açıldığı belirtildi. Dernek Başkanı Abdurrah- man Çelik, Ankara'da 23 şubat günü yönetim kurulu üyeleri ve kurs yöneticileriyle yaptıklan toplantıda sorunJan ele aldık- lannı söyledi. Çelik, 51750 sa- yılı geneîge ile sürücü kurslan- nın iflasm eşiğine geidiğini lcay- dederek son çıkan 53184 saydı genelge ile biraz olsun rahatla- dıklannı bildirdi. Milli Eğitim Bakanhğı'nın kursiyer sayısınm yarısı kadar otomobüi sürücü kursu yöne- ticilerinin mülklerinde bulun- durması gerektiği koşulunun çok ağır oldugunu kaydetti. Berlin'de büyük ödülaltın-gümüş ayıları toplayan Italyan yönetmenleriçizmesinemasınayenisoluk verdi Italyan sinemasının baharı NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Ferreri, Bellocchio ve Tognazzi. Berlin Film Festi- vali'nin tüm "ayılannı" toplayan Italyan sinemasırun bu liç ayrı kuşak yönetmeni, ıslıklanan so- nuçtan tedirgin. Ama herbiri tartışmalı zaferi değişik ruh ha- liyle karşıhyor. Huzurevinde aşk ve seksin polemikli temasıyla "altın ayı" yı götüren "Gülücükler Evf'nin (La Casa del Sorriso) yönetme- ni Marco Ferreri, ıslıklanan so- nuç için "Ben" diyor, "böyle po- kmikiere çok auşığım. Evet, Ve- nedik Film Festivali ve Cannes Gülücükler Evi adlı filmıyle bırinciliği alan Italyan yonetmen Marco Ferreri sonucun ıshklanması üzerine şöyle dedi: "Böyle polemiklere abşığım. Venedik ve Cannes cesaretsiz olduğu için filmi kabul etmedi. Ben tartışmalı bir yönetmenim." Son gunlerde Alman basını tarafmdan pek yüceltilmeyen Bellocchio, bu eleştirilerin "ön- ceden bazırianmış, kalıplaşmış eleştiriler" oldugunu söyleyerek kendisini avutmaya çalıştı ve za- fer sarhoşluğunun ilk anlarında bile coşkusunu dışa vuramadı. Üçuncü "Ayı"yı alan "Ultra" nın genç yönetmeni Ricky Tog- bu filmi kabul etmediler. Ama bu, gereken cesareti göstereme- diiderinden oldu. Ben zattn öte- den beri tartışmab bir yönetme- nim." Ikinciliğj "Itbam" adlı yapı- tıyla bir Sovyet filmi (Satana) ile paylasan Italyan yonetmen Mar- co Bellocchio ise düpedüz düş- kırıklığı yaşadı. Jorideki ttalyan Italyan basını ise Berlin Film Festivali'nde bu kadar başarıb sonuç ahnmasını biraz da jüride yer aian Italyan üye Gillo-Pontecorvo'nun etkisine bağhyor. Repubblica gazetesi "Biz en iyisi Pontecorvo'yu dışişleri bakanı yapalım" diye yazdı. den vasat filmlerle geçinen Ital- yan sinemasının Berlin'den böy- le beklenmedik bir gençlik ası- sıyla çıkmasıru sinema kritikle- ri anti-konformizmden çok, jü- ride yer alan Italyan üye GÜIo Pontecorvo'nun etkinhğine bağ- ladılar. "Repubblica"nın yıldız sine- ma yazan ırene Bignardi, "Biz nazzi ise belki de gerçek zafer se- vinci yaşayan tek yönetmendi. Berlin'den böyle bir ilgiyle çıkmayı beklemeyen Tognazzi, Ultra'nın kolay bir film olmadı- ğını belirtti ve "Böyle bir filmin ödül alraası anti-konformist bir jiiriyle karşı karşıya oldugumu- xa kanıdıyor" dedi. Aslında son yıllarda birbirin- I TARTIŞMALI YONETMEN— BerUn'de Altın Ayı'yı alan İtal- )-an yonetmen Marco Ferreri, ıslıklar ve eleştiriler üzerine "Ben zaten tartışmalı bir yönetmenim" dedi. (Fotograf: AFP) EN r i i KADLN OYUNCU— Berlin Film Festivali'nde bu yıl En fyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü İspan- yol sanatçı Victoria Abril kazandı. 'Sevgililer' filmindeki rolüyle bu ödıilü kazanan Abril'in bü- yük sevinci gözlerinden okunuyordu. (Fotograf: Reuter) YAŞLDCURT ALAKARGA— 12 dalda Oscar'a aday olan 'Kurt- larla Dans Eden Adam' filmi Berlin'de beklenen ilgiyi görmedi. Bu filmi çevirmedeki gayreti ile Gümüş Ayı kazanan Kevin Cost- ner'in ödülünü de, onun adına Berlin'e gelen Siyu Kızılderilileri kabiiesinden 'Yaşiıkurt' Alakarga aldı. Film bir ABD subayı ile Kızılderililerin insancıl öyküsünü anlatıyor. (Fotograf: AP) en iyisi Pontecorvo'yu dışişleri bakanı yapalım" diye yazdı ve ekledi; "Beriin jürisinden gele- neksel festival kimyalannı, ku- raJJanıu ve oj unlannı aJtust ede- rek bu yargı>i çıkarttıran Pon- tecorvo olmuştur." "La Stampa" gazetesi ise bi- rinci sayfadan verdiği haberin- de, ödülleri "mudze" olarak ni- telendirdi. Reklam itişiyle bir süre daha Italyan sinemasına soluk verme- si beklenen bu ödüller, Italyan gazetelerinde bile büyük bir coş- ku yaratmadı. Çizmedeki basın dış savaşın, barış gösterilerinin, trajik haberlerin gölgesinde, sı- kı guvenlik önlemlerinin, bom- ba tehditlerinin geriliminde, uçağa binmeye korkan gerçek starlann yokluğunda gecen bu festivali vasat ve hadn buldu. 1988'de "Son Imparator"u ile 9 Oscar alan Bemardo Bertoluc- ci ve '89'da "Cinema Paradiso" ile "en iyi yabancı film Oscarı" na layık görülen Giuseppe Tor- natore'den sonra gelen bu Ber- lin ödül enflasyonu gerçi sine- maseverlere umut verdi, ama eleştirmenler bu umudu hiç mi hiç paylaşmadılar. Örneğin 1973'te yaptığı "La Grande Bouffe" adlı filmiyle ün kazanan Ferreri'nin yapıtını "dunıst ve cömeHçe serpişürileo bir çı(gınlık"tan öteyt başdön- dürucu bulmadılar. Ikinciliği "son yülardaki fes- tivaJlerde yer alan en kötü Sov- yet filmi" olarak nitelendirilen "Satana" ile paylasan Bellocchi- o'nun "ttham"] ise Italya'da fe- ministlerin tepkisini çekmekten öteye özel bir ilgi yaratmadı. Bir ırza geçme davasını işleyen film, bu konuda hassasiyet gös- teren tek grup olan feministler tarafmdan, "tecavüze davetiye çıkaran fasisl-maco" bir yapım diye damgalandı. 37 yaşındaki genç kuşak yonetmen Ricky Tognazzi'ye giden üçüncülük ödülü ise yeni doğan bir yönet- mene verilen bir teşvik olarak nitelendirildi. Gerçekten de son yıllann fes- tivallerinde şanslı bir ddnem ya- şayan ttalyan sineması, aslında Çizme'de on yıldır her açıdan knz içinde olan film endüstrisi- nin gerçek sanat kalitesini yan- sıtmıyor. • 15-26 şubat tarihieri arasında Berlin'de yapılan 41. Uluslarara- sı Film Festivali'nde, Türkiye Ai- le Sağlığı ve. Planlaması Vakfı- nın gerçeldeşîirdiği Berdel filmi, festival kapsamında verilen özel ödüller arasında yer alan Ulus- lararası Sanat SinemaJarı Kon- federasyonu (CICAE) ödülunü aldı. Başrollerini Türkân Şoray ve Tank Akan'ın paylaştığı, yönet- menlığini Aüf Yılmaz'ın, yapım- cılığını Gülseven G. Yaser*in üst- lendiği Berdel, aynca Uluslara- rası Berlin Film Festival Jiırisi- nin banş mansiyonunu da aldı. Davullu bale büyük tepki üzerinedurdurulunca "Türk ritmi" içinAnkara'dayeni bir deneme Cıırah bale,geyîk avına çıkıyorToroslar'da Bir Yerde adlı balede "cura" kullanılacak. Geyik avma tutkunluğu yüzünden düğün günü ava çıkıp ölen bir gencin öyküsü anlatılıyor. Balenin müziğini Ankara TV'si yönetmenlerinden Nevzat Üçyıldız hazırhyor. Eser, Sanat Kurulu'na gidecek. GÜNSELt ÖNAL ANKARA — Devlet Opera ve Balesi Genel Muduru Erol Gömürgen'in "milli bale" düşun- cesi, sanatçıların tepkisi nedeniyle durdurulan "davullu bale" projesinden sonra "curalı bale" ile sürüyor. Anadolu'da geyik vuranın cezalandırılmasına ilişkin söylenceden yola çıkarak "Toroslar'da Bir Yerde" adlı bir bale librettosu yazan Ankara TV'si yönetmenlerinden Nevzat Ücyıldız'a "Evet" diyen Gömürgen, Üçyıldız'dan balenin müziğini de hazırlamasınj istedi. "Toroslar'da Bir Yerde", Sanat Kurulu'ndan geçmesi duru- munda sanatçüar tarafmdan sergilenecek. Ulu- sal balenin oluşturulması için Türk ezgilerinin ve Türk ritmlerinin kullanılması gerektiğine ina- nan Üçyıldız, bale müziğinde Türk enstrümanı olarak "cura" kullanacak. Üçyıldız, davul eşliğinde yapüan ve sanatçı- ların tepkisi üzerine Gömürgen tarafmdan dur- durulan "Türk adımlı bale" provalarına ilişkin görüşlerini şöyle açıklıyordu: "Balenin Türk adımlısı, Fransız adımlısı olmaz. Bale, baledir. Milli adımla neyi kasdettiklerini bilemiyonım za- ten. Milli adıralı bale, bana saçma geliyor. Biz nlusal balemizı, Türk ezgilerinden, Türk ritm- lerinden yola çıkarak oluşturabiliriz. Önemli olan libretto ve yapılan müzik." Türkiye'de bale alanında boşluk oldugunu ve ulusal balenin oluşturulmadığını kaydeden Üç- yıldız, "Bizim çok güzel ritmlerimiz var. Bun- lar değeriendirilmeli. Ulvi Cemal Erkin de kul- lanmıştı bunlan müziğinde. Avnıpa \abancı de- ğil Türk ritmlerine. Ulusal bale oluşturulurken, bu ritmlerden yola çıkılmalı" diye konuşuyor. Üçyıldız, "Toroslar'da Bir Yerde" adh balesi- nin librettosu hakkında şu bilgiyi verdi: . "Anadolu'da, geyiğe tüfek atmanın cezasını işleyen söylenceden yola çıkarak hazıriadım. Ali adında bir genç, av tutkunu. Bir ailenin tek kı- nyla evlenmek istiyor. Ailesi kızı vermek istiyor, ama geyiğe tüfek atanla kimse konuşmuyor, do- layısıyla köyü terk etmek zorunda kalıyor. Kı- zın ailesi, 'Sende av rutkusu var, ya geyiğe tü- fek atarsan, köyü terk edersen, kızıınız yalnız kalmaz mı' diyor. Ali yemin ediyor, ama içinde bep o tutku var. Düğün gününde tufek atılacak. Ali ateş ediyor, bu sırada gevikleri görünce on- lann peşinden gidiyor. Öliiyor sonunda, tutku- lannın kurbanı oluyor." Üçyıldız, Turk ritmlerinden yola çıkarak ha- zırlayacağı bir saat 15 dakika uzunluğundaki ba- le muziğine ilişkin sorulanmızı ise şöyle yanıt verdi: — Yerel bir konu ve Türk ritmleriyle evren- sel boyutlarda bir bale yapıtı ortaya çıkarabile- cek mısınız? ÜÇYILDIZ — Benim müziğimin genel karak- teri, Akdeniz müziği olması. Bir Fransız, bir Ispanyol da dinlediğinde haz alacak. Türk ezgi- lerinden yola çıkarak Türk ritmleri kullanaca- ğım. Ama tamamen Batı müziği enstrümanları kullanacağım. Türk müziği enstrümanı olarak sadece curayı kullanmayı düşünüyonun. Libret- tonun dayandığı söylence, çok yerel tabii. Ama Âli'nin av tutkusu bir motif sadece. Söylence- nin de evrensel yanlan var. Söylencenin özü, tut- kunun silahlanışı ve insana zarar verişi. — Cura kullanmanıza da davulda olduğu gi- bi tepkiler olabilir mi? ÜÇYILDIZ — Tepki olabilir tabii. Ama "Yoz Döngü" balesinde de Türk müziği kullanılmış- tı. Ona tepki yoktu. Sanmıyorum tepki olaca- ğını, olursa da şasırmam. Eleştiri olduğu kadar övgü de olacaktır. — Ya davul. Curadan sonra, davul da kul- lanmayı düşünüyor musunuz? ÜÇYILDIZ — Davul biraz abartıldı. Prova- larda ritm vermek amaayla kullanıldı. Ama her- halde davul-zurna ile çıkılıp bale yapılacak de- ğüdi. Sanatçıların tepkisi, ortada, çalışacakJarı bir eser olmamasındandı sanıyorum. Kocaman bir denizin ortasına attılar sanatçılan, "Hadi yüzün" dediler. Amaçsızdı. — Bu baleyi hazııiamamzın, genel müdüıiü- ğiin "milli bale" projesi ile bir ilgisi var mı? ÜÇYILDIZ — Bu belki motoru oldu, ama ben librettoyu önceden hazırlamıştım. Erol Bey ile göriıştük. Bu fıkri benimsedi. Ulusal bale ko- nusunda alan çok açık. Bu çaüşmalar bizim dö- nemimize de, bizden sonrakilere de güç verecek ön çalışmalar olacak. — Bundan sonra yapacagınız bale çalışmala- nnda da ulusal bale endişeniz olacak mı? ÜÇYILDIZ — Biz bu sanatı halkımıza götü- remedik. Burada en büyük eksiklik, yerel bir mo- tifîn, yerel bir müziğin olmayışı. Bu evrensel sa- nat dalı halkımıza gitmeli. — Ya curanın sesi? ÜÇYILDIZ — Sanınm, değişik bulurlar. Günlük yaşamda dinlemeye alışık olduklan ens- trümanlarla birlikte 'bir renk' diye düşünebilir- ler. Curayı seveceklerine inanıyorum. Zaten bi- zim curanın sevimli bir ses yapısı var. Aynca ses yapısı, diğer enslrümanJarla kullanılmaya uygun. Cura, baleye çok şey katacak gibi büyük bir id- diam yok. Sadece renk olarak kullanacağım. Asbestliborulardeğişecek TÜREY KÖSE Büyük kentlerde asbestten üretilmiş su borularının değiştirilmesi için çahşmalar sürüyor. Yeni borulann bir bölümü çelik, bir bölümü pikten. Asbestli borulann kanserojen tehlike taşıdığı kaydediliyor. lı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Şerafettin Canda ise "Asoest so- lunum yollanna girerse kansere yol açabilir. Sularla alınan as- bestin de sindirim yollannda ve kannzannda aynı etkiyi yapabi- leceği söyleniyor, ama bu çok yüksek bir olasılık degil" dedi. Asbestli su boruları bugün özel şirketlere ait iki fabrika ile İHer Bankası'nın yuzde 30 ortak olduğu Marlit ve Doğusan adlı İZMIR— Belediyeler, kanse- rojen olduğu öne sürülen asbest- li su borulannı değiştiriyor. ll- ler Bankası Genel Müdur Yar- dımcısı fbrahim Meral, beledi- yelere verdikleri su borularının TSE ve SSYB standartlarına uy- gun oldugunu söylüyorlar. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Da- iki fabrikada uretiliyor. Kamuoyunda asbestin kanse- rojen etkisi konusundaki tartış- maların yaygınlajması üzerine, yerel yönetimler asbestli su bo- ruiarını değiştirmeye ve yeni su borusu döşemelerinde de çelik borulara yonelmeye başladı. Ankara Belediyesi'nin Al- manya'dan ithal edilen pik bo- ruları kullandağı belirtilirken, Is- tanbul'da da asbestli su borula- rının değiştirildiği bildirildi. İS- Kİ yetkilileri "Şu anda Istan- bul'un yüzde 30'unda biç içme suyu yok. Buralara su borusu döşenirken duktil borular kulla- nılıyor, aynca yenileme calışma- lannda da asbestli borulann ye- ri ne bu borular döseniyor. 1989 yılı nisan ayından bu yana 980 kilometre eskj boru değiştirildi, 563 kilometre de yeni boru do- şendi" dediler. Izmir'de de ithal çelik borular kullanıldığı belir- tildi. İller Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ibrabim Meral ise su şebekelerinde çeşitli turlerde su boruları kullanıldığını söyledi. Meral "Çelik boru da kullanılı- yor, PVC de, asbestli boru da... TSE ve SSYB vardır. biz onlara tabiyiz. Ortak oldugumuz iki as- bestii boru fabrikası var, yüıöe 30 ortaklığımız var. Fiyat açısın- dan borular daha uygun" dedi. Uygulamalı diış hekimligi • tstanbul Haber Servisi — Istanbul Diş Hekimleri Odası'nca düzenlenen basu toplantısında, anlaşmalı di; hekünliği uygulamasına sor verileceği bildirildi. Istanbu Diş Hekimleri Odası Başkanı Celal Yıldınm "Bu sistemde, kendisini alternatif gören az sayıdaki diş hekimi, kalitesiz diş sağlığı verebilir" dedi. İstanbul Tabip Odası'nda yapılan toplantıda konuşan Yıldınm, hastalann doktor seçme özgürlügüklerini ortadan kaldırarak doktorlar arasında haksız rekabet yaratan anlaşmalı dişhekimliği uygulamasına son verilmesi gerektiğini söyledi. Celal Yıldınm, bu sistemin yerine isteyen bütün doktorlann asgari ücretle hizmet verebileceği yeni bir sistem önerdiklerini belirtti. Piyer Loti restore ediliyor • İSTANBUL (AA) — Eyüp Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı Hüseyin Derin, planlama müdür ve yardımcılarıyla beraber, Haliç'te bulunan ve tarihi özellik taşıyan Piyer Loti Kahvesi'nin restorasyonuyla ilgili olarak bugün Fransız Konsolusluğu ile bir görüşme yaptı. Görüşme sonrasında, daha önce fstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafmdan hazırlanan ve Kultur Bakanlığı'nca da onaylanan projeye işlerlik kazandınlmasına karar verildi. Ağızdan kalbe ııJtrasonoffrafi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Manyetik rezonans gibi bir aygıtı Türkiye'ye getiren ilk resmi kuruluş olan Dokuz eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bu kez de Türkiye'de bir eşi bulunmayan kalp hastalıklannda kullamlan "transözfajial eko kardiyografi" aygıtı aldı. Türkiye'de sadece tıp fakültesinde bulunan bu aygıt ile ağızdan girilerek kalbin ultrasonografİsi çekiliyor. Belediyelere yerli oto • İSTANBUL (AA)— Maliye ve Gümrük Bakanhğı'nın geçen yıl yayınladığı tasarruf genelgesi gereğince, belediyelerde artık yabancı markalı araçlar kullanılmayacak. 1 Mart 1991 tarihinden geçerli olacak genelgeyle ilgili olarak bugün yazılı bir açıklama yapan Fatih Belediye Başkanı Dr. Yusuf Günaydın, 26 Mart 1989 tarihinden itibaren belediyelerin, tasarruf uygulamanın temel kurumlan haline getirildiğini öne sürdü. Veı^inin yüzde 6O'ı • tSTANBUL (AA) — tstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen, rayh sistem ve tercihli yol projelerinin tamamlanması, yeni Galata Köprüsü'nun de hizmete girmesinden sonra Istanbul'un ulaşım sorununun önemli ölçüde çözüleceğini, özelhkle Boğaz Köprüsu trafiğinin rahatlayacağjnı bildirdi. Sözen, iktidarın kendilerine yeterü maddi kaynak sağlayıp sağlamadığının sorulması üzerine de "evet" diyemeyeceğini belirtti.Sözen ülke genelinde toplanan verginin yuzde 60'ını İstanbullulann ödediğini, ancak aynı oranda pay alamadıklannı söyledi. löann gece Berat Kandili • ANKARA (AA) — Islam âleminde Ramazan'ın müjdecisi olarak bilinen Berat Kandili, yann gece idrak edilecek. Kandil gecesi Ankara Seyranbağlan Camii'nde okunacak mevüt, TVl'de banttan yayımlanacak. Berat Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Diyanet Işleri Başkanı Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu, borçtan, suç ve cezadan kurtulmak, günahlardan annmak anlamma gelen Berat Kandili'nin, Müslümanlann kendilerini yeniledikleri, geçmişe ve geleceğe yönelik değerlendirmeler yaptıklan bir gece olarak karşılanması gerektiğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle