10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ŞUBAT 1991 EKONOMÎ CUMHURİYET/13 SERKST PİYASADA DftVİZ ABODolan Aiman Markj Isviçre Frangı Hollanda Fionnı Ingiiiz Stertin Franse Frangı 100 İ.Lİreti S.A.Rİyali ALTIN G0MÛŞ 3585 2355 2730 2080 6900 685 315 915 Satış 3595 2365 2740 2090 7000 695 320 920 Ctımhuriyet Reşat 24 ayar aftn 22ayarbtte* 900 ayar gümüş Vakrtbaı* Attrnı Ziraat Altmı HalkAltın Alış 268.000 300.000 41.000 36.740 463 224.000 233.000 226.000 Satış 273.000 315.000 41.200 40.500 490 229.000 238.000 231.000 M.BAHKASI PİYA&ALARI TL Piyasası Oöviz Piyasası Altn Piyasası Ort Faız (%) Işl.Hac (Milyar TL). Ootar kapaniş (TL.) isl.Hac (M*yon %) Kapamş (ons/t) Islem Hacm (kg) 68.75 2403.2 5164 36010 167 Çimentoya zanı • tZMİR (UBA) — Çimento fıyatlan inşaat sektöründeki durgunluğa karşın bir haftada 7 bin lira artış göstererek tonu 200 bin liraya çıktı. Gerek kamu gerekse özel sektörde 150 bin liranın altmda çimento kalmadı. ,Piyasada katkıh dökme »çimento 180, katkısız dökme çimento ise 200 bin liradan satıhyor. Gelir payı ödemeleri • ANKARA (AA) — Dövize endeksli Hasan Uğurlu B tertibi gelir ortaklığı senetlerinin 7. dönem gelir payı ödemelerine Ziraat Bankası şubelerinde bugün başlanıyor. Kamu Ortaklığı Idaresi'nden yapılan açıklamaya göre dolara endeksli olanlarda 100 dolarhk kupürlere 19 bin 177' lira, 500 dolarhk kupürlere 95 bin 885 lira, bin dolarhk kupürlere de .191 bin 770 lira gelir payı odenecek. Faiz arttırımı sürüyor • Ekonomi Servisi — TL faizlerindeki artış sürüyor. •Dün de dört banka faiz yükseltti. Osmanlı Bankası jbir ay vadeli faizini yüzde 43'ten yüzde 44'e, üç ay Jvadeli faizini yüzde S5*teto yüzde 58'e, altı ay vadeli faizini yüzde 58'den yüzde 59'a çıkardı. Bir yılhk faizde ise degişiklik yapmadı. Tütünbank da bir ayhk faizini yüzde 47'den yüzde 49'a, üç ayhk faizini yüzde 56'dan yüzde 59'a, altı ayhk faizini yüzde 59'dan yüzde 61'e ve yılhk faizini yüzde 68'den yüzde 70'e çıkardı. TEB, 1 ayhk faizini 47'ye, 3 aylığı 58'e, 6 ayhğı 60'a, 1 yıllığı 66'ya, Koç Amerikan Bank ise 1 ayhğı 41'e, 3 aylığı 52'ye, 6 ayhğı 54'e, 1 yılhğı 60'a yüksehti. Müteahhitlerin Kuveyt atağı • ANKARA (AA) — Türk Müteahhitler Birliği Üyeleri Kuveyt Buyükelçisi Faysal El Rıfai'yi ziyaret ederek Kuveyt'in yeniden inşasında rol almak istediklerini belirttüer. İnşaat firmalan • ANKARA (ANKA) — Alarko, Atilla Doğan, Baytur, Garanti Inşaat, Mesa, Metiş, Mir, Nurol, Soyak, STFA, Tekser ve Yüksel tnşaat şirketleri Macaristan'daki ihalelere katıhnak üzere yeterlilik belgesi aldılar. Migros hisseleri • ANKARA (AA)— Hafta başında özelleştirme programı dahilinde halka arz edilen Migros hisselerinin yüzde 85'lik bölümü satıldı. Hürriyet sermaye arttırdı • ANKARA (AA)— Hürriyet Ofset Matbaacüık ve Gazetecihk A.Ş., sermayesini 3 milyar 550 milyon liraya yükseltti. Şirketin 1 şubatta yapılan olağanüstü genel kurulunda ahnan kararla sermaye arttınmma gidildi. Hürriyet gazetesinin arttırımdan önceki sermayesi 2 milyar 750 milyon lira idi. l(apı Kredi'nin 1990 kârı • SAMSUN (Cumhuriyet Biirosu)— Yapı Kredi Yönetim Kurulu'nun açıklamasına göre Yapı Kredi'nin 1990 faaliyetlerinden elde ettiği kâr ise 317 milyar lira olarak gerçekleşti. 'Kıyı bankaları' için startGalleria'da faaliyet gösterecek olan kıyı bankacılığının kuruluş ve çalışma esaslannı düzenleyen yönetmelik yayımlandı. Kıyı bankacıhğına talip olan bankalar, DPT'den faaliyet ruhsatı ve Hazine'den banka kurma izni aldıktan sonra Serbest Bölgeler Başkanlığı'na başvuracak. Kıyı bankaları, açtıkları kredilerden elde ettikleri kazancın yüzde 5'ini Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonu'na yatıracaklar. Galleria'da metre kare başına 150 dolar yılhk kira Ödeyecek olan kıyı bankaları, on yılhk bir süre için greve karşı da 'koruma' altına ahmyorlar. Ekonomi Servisi — Körfez savaşı ne- deniyle Bahreyn'den kaçan kıyı banka- cıhğınj (of f-shore) lstanbul'da bir araya getirebilmek için hazırlanan kıyı banka- ahğı yönetmeliği son şeklini aldı. tstan- bul Ataköy Turizm Kompleksi'ndeki Galleria ünitesinde kurulmasına karar verilen serbest bölgede faaliyet göstere- cek olan bankalann kuruluş ve çalışma esaslarını düzenleyen yönetmelik Resmi Gazete*nin dünkü sayısında yayımlandı. 'Atatiirk Havalimanı Serbest Bölgesi Kıyı Bankacıhgı Merkezi Yönetmeliği- ne göre belirlenen merkezde sadece kıyı bankacıhgı yapmak üzere kurulmasına karar verilen bankalar ile Türkiye'de fi- ilen bankacıhk faaliyetinde bulunmayan yabancı bankalar çalışabilecekler. Geçen arahk ayında belirlenen esasla- ra göre kıyı bankacıhgı yapmak üzere kunılacak olan bankalann anonim şir- ket statüsünü taşımalan gerekiyor. Ay- nca, banka ortaklanndan birinin Türki- ye'de veya yurtdışmda kumlmuş bir ban- ka veya finans kurumu olması ve kuru- lacak bankamn sermayesinin en az yüz- de 40'hk bölümüne sahip olması gereki- yor. Bu bankalann tamamı ödenmiş ol- mak üzere en az 1 milyon dolarhk ser- mayeye sahip olmalan şart koşuluyor. Yönetmeliğe göre sermaye vç ortakhk yapısı itibarıyla aranılan şartlan yerine getirerek kıyı bankacıhgı yapmak üzere kunılan bankalann Devlet Planlama Teşkilatı'ndan faaliyet ruhsatı almalan gerekiyor. Kıyı bankacıhğına aday olan bankalann bu aşamadan sonra faaliyet ruhsatı ile buiikte Hazine ve Dış Tica- ret Müsteşarlığı'nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı'ndan aldıklan banka kurma ya da şube açma izinlerini ve var- sa yabancı ortaklannm izin belgesini DPT Serbest Bölgeler Başkanhğı'na ver- meleri gerekiyor. Dün yayımlanan yönetmehğe göre DPT Serbest Bölgeler Başkanhğı, yapı- lan başvurulan iki gün içinde cevaplan- dıracak. Dün yayımlanan "Atatiirk Havalimanı Serbest Bölgesi Kıyı Bankacılıgı Merkezi Yönetmeligi"ne göre kıyı bankacıhgı merkezinde faaliyet gösterecek olan ban- kalann elde ettiği kazançlar her türlü vergi, rcsim ve harçtan muaf tutulacak. Bu bankalara kambiyo mükelleFıyetine ilişkin esaslar da uygulanmayacak. Kıyı bankalan, bölgede elde ettikleri kârlan Türkiye*nin diğer yerlerine götürmüş ol- salar bile gelir ve Kurumlar Vergişi öde- meyecekler. Kıyı bankacılığı faaliyetin- den elde edilen kâr, Serbest Bölge Ida- resi'ne haber verilerek istenilen ülkeye transfer edilebilecek. Bankalar, Türkiye'de yerleşik gerçek ve tüzel kişilere verdileri nakdi krediler nedeniyle nakden ve hesaben kendi leyh- lerine aldıklan paralardan yüzde 5 ora- nında kesinti yapacaklar ve bu parayi 90 gün içinde Serbest Bölgeleri Tesis ve Ge- liştirme Fonu hesabına yatıracaklar. Yönetmelik uyannca yurtdışından bölgeye getirilen mallar için gümrük res- mi, harcı, belediye resmi ve benzeri öde- meler de yapılmayacak. Bölgede 10 yıl- hk süre için grev ve lokavt hükümleri uy- gulanmayacak. Ataköy Galleria'da kıyı bankacıhgı için aynlan bölümde açüacak olan ban- kalar metrekare başına yılda 150 dolar kira ödeyecekler. 'Savaş sonrası turizm patlar' LEYLA TAVŞANOĞLU Ingiiiz Turizm örgtitü (British Tourist Authority) Ortadoğu Afrika ve Türkiye Dairesi Müdürü Ian Harwood Türkiye^ nin Körfez savaşından sonra turizm şan- sının artacağıru ve turistlerin gitmeye can attıkları bir Ulke haline gelebileceğini söyledi. Hanvood, özellikle Batıh turis- tin, Körfez savaşımn patlak vermesi üze- rine terorizmden korktuğu için yolculuk etmek istemediğini de sözlerine ekledi. Geçen günlerde tstanbul'da olan Ian Harwood'la Körfez savaşı patlak verdik- ten sonra bütün dünya turizmini, özel- hkle de Türkiye'nin turizm sektörünü et- kileyen durgunluk üzerine konuştuk. Harwood, turistlerin, İspanya, Fransa, ttalya, Yunanistan gibi çok bildik ülke- lere gitmekten sıkıldıklanru, Kuzey Af- rika Ulkelerinin de gittikçe artan aşırı dinci akımların etkisiyle turizm şansla- rını yitirmekte olduklannı kabul ederek şu görüşlere yer verdi: "Beace Tiirkiye'ııin savaştan sonra tu- rizm şansı artacak, Türkiye kârlı çıka- cak. L'stelik taem turizm hem göriinüm açısından. Türkiye savaşın patlak verme- siyle birlikte daha çok gündeme gelince zihinkrde yer etmeye başladı, adı sık sık gecen bir ülke baline geldi. Artık ttal- ya, Fransa'yla aynı konumda, adı bilinen bir Ulke olarak anılmava başladığı için biz bu ulkelere gidiyoruz da neden Tiir- kiye'ye gitmeyelim düşüncesi doğdu. Pek çok insan daha Türkiye'yi görmediği için de ülkenirin şansı ttalya, Fransa ya da tspanya gibi ülkelerden daha fazla." Turistin Turkiye'vi sadece bir güneş ve plajlar ülkesi olarak düşünmemesi gerek- tiğine işaret eden Ian Harwood, "lnsan- lar artık diger Akdeniz ülkeleri >a da Ku- zey Afrika'ya gitmek istemiyorlarsa on- lara bir motivasyon vermek gereklidir. Örneğin turist Türkiye'ye kültürü, tari- ai, alışveriş olanagı, mimarisi, kendisi- tngiliz Turizm Örgütü Türkiye Dairesi Müdürü Ian Harwood Bence Türkiye'nin savaştan sonra turizm şansı artacak. Pek çok insan daha Türkiye'yi görmediği için ülkenizin şansı ttalya, Fransa ya da lspanya gibi ülkelerden daha fazla. Türkiye gibi turizmi yeni gelişmekte olan bir ülkenin yapacağı en büyük hata bu turizm hizmetlerine fazlasıyla yük yüklemek olacaktır. ne sağlanacak tatil seçeneklerinin çeşit- liliği nedeniyle gitmelidir. Bir turist bü- tün bunları Türkiye'de bulabilir, üstelik ülkeniz Batıh turisle yakın. Uzun yolcu- luk gerektirmiyor" ifadesini kullandı. Türkiye'nin turizm altyapı hizmetleri- ne değinen Harwood sözlerini şöyle sür- dürdü: "Öncelikle bu altyapı hizmetlerinin amacını beliriememiz gerek. Eger bu alt- yapı hizmetleri güneşli bir tatile yönelik- se o zaman işiniz kolay. Otele gelirsiniz, elinizin altında guzel yemekler, çevreniz- de arkadaş canlısı bir sürü insan ve her tarafta günes vardır. Ama size batıriatı- rım. tngiltere, güneşsiz turizm secenek- leri veriyor. Türkiye'nin de güneşten baş- ka neyimiz ya da neierimiz var diye dü- şünmesi gerek. Örneğin şimdi savaş gü- neşe golge düşürdu.O zaman başka se- çenekler bulmak zorundayız. lyi altya- pı hizmetteri bu durumda şöyle olmalı: tyi bir otel standardı. yollar, ulaşımın düzgünlüğü şarttır. Türkiye gibi turizmi yeni geUşmekte olan bir ülkenin yapacagı en büyük hata bu turizm hizmetlerine îaziasıyla yük yüklemek oiacaktır. Bir ülke kendi potansiyelini çok iyi bildiği, neler yapabileceğinin çok iyi bilincine vardığı sürece elindeki ürünü iyi satabi- lir. Örnegin 200 kişilik ve bu 200 kişiyi en iyi biçimde ağırlayabüeceginu bir ote- liniz varsa bu otelde kalan insanlar ye- niden size gelmek isteyeceklerdir." Türk turizm operatörlerinin tngiltere^ de yayımlanan bu yıl için dünya turizmi broşürleri ve kiuplarmda TUrkiye'mn yer ahnadığından yakındıklanna işaret et- memiz üzerine Harwood şunları anlat- ü: "Çok şaşırdım. Buna imkân yok. Sö- ıttnü ettiğiniz 'World Travel Guide Bo- ok 1991' olmah. Bütün ülkekr, hatta Ar- navutluk bile bu kitapta yer alır. Ama çok özel bir tanıtıra bölümüne sahip ol- mak istediğiniz zaman buna tıpkı ilan w- rir gibi ya da telefon rehberinde telefo- nunuzu duyunır gibi para yabrmanız ge- reklidir. Bu arada şunu da belirtmek isterim. Hiçbir tngiliz turizmci turistlere Türki- ye'ye gidilmemesini söylemedi. Biz tngi- liz Turizm Örgütü olarak Körfez'de ba- zı ulkelere gidilmesinin savaş nedeniyle doğnı olmayacağını duyurduk. Bu doğ- nı. Ama hiç kimse bize gelip Türkiye se- yahat edilmeyecek ülkeler arasındadır demedi. Üstelik bu kitabı da altı ay ön- cesindeo hazırlaıiar. Bu nedenle de söy- lediginiz mümkun degil." Savaş patlak verince herkesin dünya çapında terorizmden korktuğunu, bu ne- denle pek çok ftlke turizminin sekteye uğradığmı anlatan Hanvood, "Savaş ne- deniyle insanlar uçaga binmek istemiyor- lar. Zorunlu iş seyahatleri dışında ülke- lerinden aynlmaya yanaşmjyoriar. Türki- ye'ye olsun ya da bir başka ülkeye olsun, kesinlikle uçaga binmek istemiyorlar, te- rorizmden ödleri kopuyor" dedi. "Turizmde bu nedenle de büyük bir durgunluk var. Dünyayı döndüren para- dır, biliyorsunuz. Şimdi para dönmeyin- ce belli bir durgunluk yaşauyor, bedeli- ni de bireysel, kunımsal ya da ulusal alanda hepimiz ödüyoruz" görüşlerine yer veren Harwood'un, "Şimdi kara sa- vaşı turizmi nasü daha da etkileyecek" sorumuza yarutı şu oldu: "Kara savaşı penceremizin dibinde geçmedigi için bilemiyorum. Bunu, dog- rudan duyamıyoraz, göremiyoruz, his- sedemiyoruz. Bütün haberleri basın ya- yın organları aracıhğıyla alıyoruz. Bel- ki de bu, tipik 20. yüzyıl yaşamının ba- na yapürdıgı bir yorum. Galiba insan- lar kendi kiiçük balonlan içindeki hayat- lannı yaşıyorlar. Onları çevreleyen 20 metrekupluk balondan dışan çıkamıyor- lar." THE BOSPHORUS AÇIUYOR Otel inşaatı sırasında yıkılan S. Hakkı Eldem'in Turk mimarhğı- nın simgesi olmuş Şark Kahvesi, yeniden yaptınldı. Ama degi- şen oranlar nedeniyle eski Şark Kahvesi artık yok. Bu görüntüye alışacak mıyız? Ekonomi Servisi — Maçka- da Dolmabahçe Sarayı'nın he- men arkasında yükselen ve ya- pımı tartışmalara yol açan The Bosphorus Oteli'nin Genel Mü- dürü Edouard Speck, kamuoyu- nun zamanla otelin görüntüsü- ne alışacağıru söyledi. "The Bosphorus" oteli, 1 martta "kısmen" açıhyor. "Swissotel" tarafından işletilecek olan "The Bosphorus" ilk aşamada 200 oda, Cafe Suisse, Miyako-Japon Restoran ve barlanyla hizmete girecek. Resmi açılış öncesi otelin ta- mtımını yapmak içuı basın men- suplarmı ağırlayan otel genel müdürü Edouard Speck, işleıi- cisi olduğu otelin "konumu" ile ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı: "Bu oteli ben yapmadım. yal- nızca yöneticisiyim. Ama şabsi fikrimi sorarsanız, ileride bu gö- rüntüye alışılacağını duşunüyo- rum. Louvre Sarayı'nın bahçe- sine yapılan cam piramit de ön- celeri Parisülerin tepkisini çek- mişti. Ama sonradan alıştılar." 1991 yıhnda Körfez krizi yü- zünden turizm açısından olduk- ça "tenha" günler geçirmeye aday olan lstanbul'da otelinin doluluk oranını "iyimser" bir tahminle yuzde 68 olarak veren Speck, "Savaş bin herhalde zor- layacak. Ama o da artık bitiyor" dedi. Japon-Türk ortakhğıyla kunı- lan Anadolu-Japon Turizm A.ŞÎnin yapımım üstlendiği The Bosphorus'un yüzde 97'si Ja- ponlara ait. Turk ortak Zihni Holding'in payı ise yüzde 3. "Yap-işlet-devret" modeliyle ya- pılan oteli, 40 yıl boyunca Swis- sair'in bir yan kuruluşu olan Swissotel şirketi işletecek. Daha sonra otel, Istanbul belediyesi- ne devredilecek. Oteün 503 oda- sı, 17 toplantı salonu ile 1500 ki- silik balo salonu, 6 restoranı, açık ve kapah yüzme havuzlan, saunalan, barlan, sağlık ve spor merkezi bulunuyor. 1988 yıhnın ağustos ayında baslanan ve 3 yıl süren inşaat so- nucu büyük ölçüde bitirilen "Swissotel The Bosphorus" 3 bloktan oluşuyor. Turk-Japon ekonomik işbirli- ğinin doğrudan ilk ürünü olarak nitelenen otelin yapımı için Ja- ponlar Türkiye'ye 135 milyon dolar tutannda yatırım yaptılar. 1 marttaki açıhşının ardından 24 marta dek "özel açılış fıyatı" uygula>-acak olan "Swissotel The Bosphorus" tek ya da çift kişilik odalar için 70 dolar isti- yor. Otelin normal fiyatları ise odanın niteliklerine göre geceligi 152 dolardan 1392 dolara dek değişiyor. Egebank Cenç,DirramikMüfettiş Yordımcılart ftnyor. Sınava kaülmanın koşullan: 28 yaşını aşmamış olmak, îktisat,Hukuk,lşletme£iyasalBilgiler alanlarından birinde vüksek öğrenim yapmış bulunmak, Seyahat etmeye mani hali olmamak, Tercihan yabancı dil bilmek, _ Askerlikiş ilişkisi olmamak (Erkekadayiar için). Yazılı sınavlar, 27 ve 28 Nisantarihlerinde Istanbul ve îzmir'de yapılacaktır. Adayiar, aynntılı bilgi için, tüm Egebank şubeleri veTeftiş KuruluBaşkanhğı'ndan konuyla ilgili broşür alabilirler. Yazılı başvurulann,en geç 12 Nisan 1991 tarihine kadar: Egebank AŞ Genel Müdürlük Teftiş Kurulu Başkanhğı Cumhuriyet Caddesi No: 139 80230 Elmadağ-İstanbul adresine gönderilmesini veya elden teslim edilmesiniricaederiz. EGEBANK IŞÇ1N1N EVRENINDEN gUKRAN KETENCt Banşı Kim Bozuyor? Çalışma Bakanı imren Aykut, önceki gece yapılan Babıa- li toplantısında iş barışının bozulduğundan yakımyordu. 1990 yilında grevlerde kaybedilen işgünü sayısıntn 3.5 milyon güne çıkmış olmasını kanıt olarak gösteriyordu. Gerçekten de grev hakkının gerçek anlamı ve işievinde kullanılabikjiği ülkelerde, grevterde bu kadar çok işgünü kay- bedilmıyor. Işçiler ve sendikalar hiç de kamuoyuna göste- rilmek istendiği gibi grev yapma özlemi ve özentisi içinde değiller. Emeğini satarak geçinen insan, ücreti ile yaşayan insan, doğal olarak daha iyi yaşamak, daha çok ücret almak için iş bırakma değil çalışmadan yanadır. Sınırsız grev hak- kı olmalıdır ki greve gitmekten çok, grev tehdidi, grev silahı ile insanca yaşama ücreti alabilmenin pazarlığını yapabilsin. Türkiye'de özellikle 12 Eytül sonrasının hukuk ve fiili dü- zeninde, grev hakkı üzerindeki yasaklar, sendikal hakların her anlamda budanmış olması ve de en önemlisi insanların kafalarının içine yerleştirilen korku ve yasaklarla sendikala- rın, sendikacılann kimliklerini yitirmeleri ile gelinen çarpık ve çarpıcı konumlar vardır. 1979 ve 1980 yıllarında geçen yılın yansı kadar grevde kay- bedilmiş işgünü otmadığı halde DİSK ve bağlı sendikaiar yö- neticileri, bu yasal grevieri nedeni ile ekonomiyi yıkmak, Marksist-Leninist olmakla suçlanmışlar, bu yüzden 4 yıl ha- pis yatıp ağır işkenceler görmüşlerdir. O zamanlar "Ekono- mi batıyor" diye çığlıklar atanlar, geçen yılın iki katı grevde işgünü kaybında öyle pek de yakınmamışlardır. Demek ki grevle ekonominin batması arasında öyle doğrudan bir iliş- ki yokmuş. Çok grev yapılması, öyle Sayın İmren Aykut'un öne sür- dügü gibi grev hakkının varlığı, rahatça kullanılabtldiğinin fa- lan da kanıtı değil. Hükümet cam istediği anda, "Milli gü- venlik tehlikesi var" dedi. Yüz binin üstünde işçinin, milli gü- venlikle en ufak bir bağlantısı olmayan ve aylar süren grev- lerini yürürlükten kaldırdı, grev haklanm gaspetti. Aylar süren onbinlerin grevlerinden işverenler öyle pek "ağlayıp sızlamadılar." Çünkü işçi lehine caydırıcı, gerçek grev hakkı olmayan ülkemizde, işçi için sadece kaybedile- cek bir şeyin kalmadığı noktalarda ve işçi ile sendika için çok olumsuz koşullarda grev hakkının kullanımı söz konu- su idi. Yıllarca toplusözleşme gördüğü halde ortalama üc- reti asgari ücret ile nerede ise başa baş olan, zaten açlık ve borç içindeki işçi, bir de ücretsiz, aylar süren greve çık- mak zorunda kalıyordu. Greve gidebilen işyerleri ise ya sto- ku bol işyeri, ya sermayesini başka alana kolayca kaydıra- bileni, küçük işletme ya da zararı devlete yükleyip işçiyi kır- mak için greve hükümetin zorladığı büyük kamu işyerleri olu- yordu. Çelik grevlerinde de, madende de Özal'da yetkile- rin toplandığı, işletmenin büyük zarara sokulup, ithalata ka- pıları açıp, işçinin teslim alınması, kırıiması hedeflenen po- litikalar uygulandı. Siyasi iktidar-işveren cephesi 12 Eylül düzeninin aynen sürüp gitmesi, işçiye ders verilmesi adına iş barışını çok tehlikeli biçimde bozan zorlamalar yaptılar. Ancak her iki önemli olayda, özellikle de maden grevinde,- beklemedikleri bir direniş ile karşı karşıya kaldılar. 'Evdeki hesap çarşıya uymadı' yani. 12 Eylül'den bu yana, 1984 sonrası ANAP iktidarlarında ve Özal'ın denetimindeki uygulamada, toplupazarlık masa- larında kaybeden hep işçi oldu. Yeni toplusözleşmeler ça- lışma ve yaşam koşullarmda iyileşme değil de eşyanın tabi- atına aykırı olarak hap genleme getirdi. Sonunda taban iş- çi, kaybede kaybede, tokat yiye yıye, "korkunun ecele fay- dası olmadığını" görmeye başladı. Korkmuş, beyaz bayrak çekmiş, yalpalayan sendikacı kadrolarına rağmen, bedel ödemeyi göze alarak hak arama arayışı içine girdi. İlk kez bahar eylemleri sonunda yeni sözteşmede hiç değilse ka- yıp hanesine ekleme yaptırmadı. Madencılerin öncülüğün- de 1990 sözleşmelerinde rakamlar tırmandı. İşte aynı para- lelde de vakınma başladı: 'İş banşı bozuluyor.' Sayın İmren Aykut işçiler partinizin iktidarda olduğu dö- nem içindegerçek ücretlerinden % 50'lere varan kayıplara uğrarken iş banşı bozulmuyordu değil mi? Aşırı isteklerden söz ediyorsunuz. 1984 yıhnın başındaki ücretlerin satın al- ma gücüne ulaşabilmiş bir tek işkolu, işyeri örneği verebilir misiniz? Demek ki 'aşırı' zamlara rağmen işçiler partinizin iktidannda hep kayıpta. Ama tabii ki çok korkulacak bir değişim var. İşçiler ana- yasa ve yasalardaki yasaklardan korkmaktan vazgeçiyoriar. 12 Eylül düzeninin yarattığı 'köleleştirme' düzenine karşı gel- meye başladılar. Düzenle ortak olan sendika liderlerine karşı kıpırdanıyorlar. 1990 sözleşmelerinin rakamları hiç değilse yılın enflasyonuna karşı yenik düşmeyecek düzeylerde. Siyasi iktidar-işveren cephesinin 12 Eylül'le kurduklan dü- zeni temelden sarsabilecek bu gelişme ve değişimin, hemen başının kesilmesi gerek. Savaş ne güzel fırsat değil mi? He- men grevler yasaklandı. özel sektörde toplusözleşmelerin ardından acımasız, insafsız bir işçi kıyımı. Yüzbinler işten atılıyor. Siyasi iktidar-işveren cephesi 12 Eylül düzenini sarsabi- lecek değişime karşı bütün silah ve güçleri ile harekete geç- tiler. Yanlanna satın aldıklan sendika liderlerini de katarak programlannı acımasızca uyguluyortar. Bir kez daha ateşle oynuyor, iş barışını bozuyorlar. KISAKISA • PARADISE HOTELS INTERNATIONAL'ın Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürlüğü'ne Leyla Üstel getirildi. Üstel daha önce The Marmara Oteli'nin Pazarlama Müdürlüğü'nü yapıyprdu. • TÜRKİYE EMLAK BANKASI, otomatik vezne sistemi olan "7/24"ü genişletiyor. 80 tane yeni makine satın alan banka, 1 marta kadar bu vezneleri tstanbuPdaki çeşitli şubelerine yerleştirecek. • ETİBANK'ın şube sayısı 136'ya yukseliyor. Banka, mart ayı içinde Etibank Karaman, Karadeniz Ereğlisi, Bodrum ve Van'da birer şube açıyor. • BAGFAŞ'ın Genel Müdürlüğü'ne Yahya Kemal Gençer getirildi. Gençer daha önce Bagfaş Fabrikalan Müdürlüğü görevindeydi. • ALTIN REHBER'lerin sayısı ülke çapında 14 milyonu buldu. 3 yıldır Türkiye'de etkinlik gösteren ITT Bilka'nm, PTT aracıhğıyla 1990 yıhnda ülke genelindeki tüm telefon abonelerine 14 milyon rehber dağıttığı açıklandı. • NOROSTERN SİGORTA ŞİRKETLERİ'nin 125. yıl ilk dönem toplantısı Bursa'da yapıldı. Genel Müdür Levent Nart yaptığı konuşmada, Nordstern Sigorta A.Ş.'nin 1990 yıhndaki kârınm yüzde 466.90 oranında artarak 3 mîlyar TL'ye ulaştığım açıİcladı. • PINAR ET, "Pınar Fresh Füme Piliç" adlı yeni bir ürününü piyasaya sundu. Pınar Et Genel Müdürü Ayhan Bengütaş, yeni ürünün şimdilik yalnızca îzmir'de satışa sunulduğunu açıkladı. • ŞİŞECAM "Mimari Camlar Semineri" düzenledi. Seminerde, "Nitelikli camların özellikleri ve üretim teknolojiler", "Giydirme cephe sistemleri ve parapet önü camlar" gibi konular üzerinde duruldu. • SULTAN-AIR Berlin'e uçmaya başladı. tlk kez 2 martta gerçekleşecek olan Berlin uçuşunun şimdilik haftada 2, yaz aylarında ise haftada 8 sefere çıkartılacağı açıklandı. • BENETTON, yeni reklam kampanyasında gençliği dunya barışma çağınyor. • MARMARİS MARTI OTEL'in borsada işlem gören hisse senetlerinin değeri yılbaşmdan bu yana yüzde 60 arttı. H e d e f H i z m e t t e 1 n u m a r a İLAN İZMİR 6. İCRA TETKİK MERCİt HÂKİMLİĞÎ'NDEN Dosya No: 991/148 DİLEKÇİ: Yağalar Sanayi ve Ticaret A.Ş. -Cumhuriyet Bulvan No: 26/109 Konak İ2MİR Yukanda ismi ve adresi yazılı bulunan dilekçı Yağcılar Sanayi ve Ticaıet A.Ş. sekılı alacakhları ile konkordato akdetmek üzere hâ- kimliğimize 22.2.1991 tarihinde muracaat etmiş olduğu ilan olunur. 25.2.1991
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle