Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 31 ARALIK 1991
BURAŞI
TÜRKİYE
LLUK ŞAHIN
YiSonu Düşünceleri
ıs1991 yılı da bitiyor.
lana 1991 diye tarıh atmaya alışamadan bitti" diyor
bratanım.
'I bir türlü bitmeyecek sandım" diyor, önümüzdeki
yriinersiteden mezun olacak (askerden tezkere alacak,
hatfen tahliye olacak, gurbetten yavuklusu gelecek) bir
bşssı.
•toböyle değil midir? Kiminin gözleri sevinçli ışıltılar-
la»xanır şu günlerde, kiminin ise içine mosmor karam-
sa1ı buiutları dolar...
3a ülkelerde insanların tanımadıkları insanları öptük-
leröıemdir bu. Ama melankoli ve depresyonların azdı-
ğı rasim de. Varoluşsal bunalımların mum alevine tu-
tulnış termometreler gibi fırladığı, ıntiharların rekor kır-
dığjûıler...
Bıgûnlerde bezginlik ve umut birbirine kenetlenmiştir.
• • •
Bei. iyimser yanım hep ağır bastığından olacak, yeni
yıl dıygulannın yaşandığı bugünleri severim. Yepyeni bir
ajanonın sayfalanna yazı yazmak beklentisi, okulun açıl-
dığ tûn mis gibi selüloz kokan ders defterinin kaymak
say'aarına ilk satırları yazmak kadar heyecanlı gelir.
toao ilk satırlan yazmadan önce, oturup biten yılı dü-
şürneye, sonuncusunu yaşadığım 365 günlük dilimin bir
bilancosunu çıkartmaya çalışırım. Başarı ve kazanımları
bir «na, başarısızlık ve kayıpları öte yana yazarım. Her
iki fıaneye de yazacak şeyler çıkar: Hiçbir hayat bir ha-
nes 3oş kalacak kadar dengesiz değildir.
Btnış ytl üzerine böyle düşünmek ve gelecek yıl için
tahmnlerde bulunmak, epik tiyatrodaki yabancılaştırma
efekteri gibi, uyandırır beni. Zaman selinin önünde bir
fınd Y kabuğu gibi akıp giderken bir durum değertendir-
mesı/apmaya zorlar. Hayatımın gidişinin, birkaç günlü-
ğünede olsa, bir bilinç kazandığı sanrısına kapılırım.
• • •
Sizede öneririm: Bugün beş on dakıkalığına da olsa,
bir kenara çekilip kendi hayatınız üzerine yoğunlaşın ve
biten yılın bir değerlendirmesini yapın. Neler kazandığı-
nızı ve neler kaybettiğinizi bir kâğıt üzerinde sıralayın. Okul
mu bıtırdiniz, sınıf mı geçtiniz, voli mi vurdunuz, iflas mı
ettiniz, sevgiliniz sizi bırakıp gitti mi, hemen bir başkası-
nı mouldunuz, işsiz mi kaldınız, işveren mi oldunuz, ço-
cuk mu düşürdünüz, hamile mi kaldınız, ödül mü kazan-
dınız, hapse mi girdiniz?..
Vaktmiz varsa, okuduğunuz kitapları anımsamaya ça-
lışın; yaptığınız yolculukları, gördüğünüz kentleri, keşfet-
tiğinızsokakları... Yılın en sevdığiniz şarkısı, en beğendi-
ğinizfılmi, en unutamadığınız golü hangisiydi? En ciddi
hastalığı ve en sarhoş gecesi, en fazla utandığınız ya da
kıvanç duyduğunuz anı...
Biryolunu bulup bu egzersizi yapın, hayatınızın bir yıl-
lık günlerini ve insanlarını şöyle bir kurcalayın. Belki de
1991'in ilk anda sandığınız kadar kısa, anlamsız ve boş
olmadığını fark edeceksiniz.
VB başlayacak olan yılın, şu andaki görünüm ne olur-
sa olsun, müthiş olasılıklarla kıpırdaştığını sezinleyecek-
siniz.
Hepinize, hakkını vereceğiniz bir yıl diliyorum.
Özel Televizyona
Genel Yaklasım
Yarış, özel televizyon girişimcilerinin yarışmdan çok, onları bu
girişimi yapmaya teşvik eden ve bu sayede kendilerine alan açmak
isteyen ikinci adamlann yanşıdır.
Dr. EMRE DAĞDEVİREN ht. Ünv. Basın Yayın Yüksek Okulu
Starl denemesi, salt uydu anteni ile ulaşı-
lan izleyici kitlesinin (birkaç milyon izleyici),
reklam medyası oluşturmaktan uzak olduğu-
nu, çözümün vericiler kullanımında yattığmı
kanıtlamıştır.
Bugüne kadar, frekans spektrumunun dü-
zensiz ve plansız bir şekilde kullanılagelmesi,
yeni verici ağları oluşturmak için, temiz fre-
kans aralıklan bulmayı oldukça güçleştirmiş-
tir. Diğer taraftan 1961 'de Stockholm'de ya-
pılan koordinasyon toplantısı Türkiye'nin en
son katıldığı televizyon frekans koordinasyo-
nu girişimidir. Stockholm 61 'e göre yurt ça-
pında ancak iki kanal TV yayını için planla-
ma yapılmıştır.
Kısacası bugün elimizde yurdumuzun bir
frekans haritası ve koordinasyon çahşması
yoktur, ancak bundan sonraki çalışmalarla
oluşturulabilecektir.
TRT kanaHan da gündemde
Son günlerde üzerinde durulan bir diğer ço-
züm de TRT'nin pek verimli kullanamadığı
3. ve 4. TV program kanallarırun kiralanma-
sı yöntemidir. Bu yöntem yürürlükteki TRT
Kanunu'na göre ancak "sponsor
progromUr" ile yürütülebilir. Yoksak TRT
kendisine yasa ile verilmiş tekelini bir başka
kuruma göçeremez.
TRT Yasası'nda, "kurumun ortaklıklar
kurabilecefi" yer almaktadır. Demek ki özel
girişimciler ile TRT ortaklık kurabilir ve bir-
likte yayın yapabilir.
Ancak her ne şekilde olursa olsun, TRT ile
yapılacak herhangi bir yayın çahşmasının en
büyük sakıncası, yayımlanacak programların
denetlenmesinden, TRT denetiminin sorum-
lu olmasıdır. Hedef reklam almak olunca,
TRT denetiminin varlığı bir negatif etki oluş-
turabilir; bu da özel yayıncılar açısmdan göze
alınamayacak bir "peşin risk"tir.
Kimler var?
Özel yayıncılık denilince hemen akbrruza
gelen girişimler, Show-TV, Inter-TV, Tele-10
(Magic Box'un ikinci kanalı), Mega-10,
Hürriyet-Sabah Ortaklığı ve basından öğren-
diğimiz Koç Grubu TV girişimi. Her hafta ye-
ni bir yüzle karşımıza çıkan bu listede, uygu-
lamaya gelindiğinde çok değişiklikler bekle-
nebilir.
özel TV girişimcileri genellikle şu sorunla-
rı çözmek zorundadır:
1. Uydu kanalı: Uydu kanalı, yeterli güce
sahip, ekonomik, uzun ömürlü ve Türkiye'-
yi kaplama alanı içine alan bir uydudan alın-
malıdır. Yanlış seçim boşa giden milyon do-
larlar demektir.
2. Verici ağı: Kullarulacak vericilerin gücü,
yayın frekansı ve konumları doğru araştınl-
malı, çevre koşullan dikkate ahnmalıdır. Aksi
takdirde, gelecek bir düzenleme ile elde işe ya-
ramaz bir yatırım kalabilir.
3. Program: Yayımlanacak yerli ve yaban-
cı programların temini, çekimi, dublajı ve
montajı bütçede önemli gider kalemlerini
oluşturmaktadır. Program giderlerini belirle-
mede çok gerçekçi davranılmalıdır.
4. Personel: Yurdumuzda televizyon ve uy-
du televizyonu alanlannda yetişmiş insan gücü
son derece sınırlıdır. Uygulamada, yanlış per-
sonel ile başlatılan projelerde yanlış teknolo-
ji seçildiği ve kısa sürede atıl kalabilecek ya-
tınmlara gidildiği görülmektedir.
5. Ekonomi: Girişimin son derece önemli
bir boyutu da ekonomik boyutudur. Ekono-
mik modelin televizyonculuk gerçeklerine ve
gerçekçi gelir-gider dengesine ters düşmeye-
cek bir model olması gereklidir. Aksi halde
proje doğmadan ölmüş demektir.
Gunümüzde gozlenen yarış, özel televizyon
girişimcilerinin yanşından çok, onları bu gi-
rişimi yapmaya teşvik eden ve bu sayede ken-
dilerine alan açmak isteyen ikinci adamların
yarışıdır. Bu yarışta ipi, ancak doğru ve aya-
ğı yere basar bir ekonomik model ve yeterli
televizyon birikimi goğüsleyebilir.
Son uydu kanab kimin?
Yurdumuzda özel televizyon girişimcileri,
genellikle kendilerinin edindikleri uydu kana-
hnın uzaydaki son uydu kanab olduğunu açık-
larlar. Magic Box'la başlamış bu caydırıcılık
yöntemi halen pek rağbet görmekte, spekü-
latif ve simsarca yaklaşımlara alan aç-
maktadır.
Oysa uzayda herkese yetecek kadar uydu
kanalı vardır, hem de oldukça ekonomik ko-
şullarla. Yakınımızdan bir örnek vermek ge-
rekirse; halen PTT'ye ait bir uydu kanalı
Starl ve Mega-10'un yayın yaptığı Eatelsat II
F2 uydusunda aylardır boş durmaktadır.
Sırada radyo da var
Özel yayınlardan söz edildiğiride akla ge-
len ilk seçenek "televizyon" olmaktadır. Bu-
nun nedenlerini, televizyonun parasal getiri-
sinin boyutlarında ve televizyonun en popü-
ler medya olmasında bulabiliyoruz.
Radyo, gerçekleştirilmesi oldukça ekono-
mik, personel ve işletme giderleri düşük, kı-
sacası ucuz bir medyadır. Diğer taraftan, rad-
yonun ulaşabildiği dinleyici kitlesi, televizyo-
PARİS'TEN SELÇUK DEMİREL
na kıyasla daha genıştır. Radyo, yeni bir uy-
du kanalı da gerektirmez, televizyon yayınlan
ile birlikte taşınabilinir.
Radyo yayınlan, özeUikle kurumsal aranır-
hğı arttırmada ve televizyon yayınlanna izle-
yici çekmede çok etkili ve ekonomik bir araç
olarak kullamlabilir.
Yeni yasa neler getirmeli?
Anayasanın 133'üncü maddesinin değişti-
rilmesinden sonra yurürlüğe girebilecek ve
özel ve devlet yayıncılığını düzenJeyecek ya-
sa en azından aşağıdaki konulara açıklık ve
düzenleme getirmelidir:
Teknik Standartların TGM, TSE, TRT,
PTT ve RTYK arasında nasıl koordine edile-
ceği ve nasıl uygulattırdacağı; TRT'nin yeni
konumu, görevleri ve gelirleri; TRT kanalla-
rının hangi koşullar altında özel yayıncılara
kullandırılacağı, ayrıca frekans kullanımının
koordinasyonu, denetimi ve bu alandaki yet-
kili kurum (bırakınız verici kurmayı, telsiz
mikrofon kullanımı dahi, uygar ülkelerde,
frekans dairesinin iznine bağlıdır."
Ileriye dönük araştırmaların nasıl yapüaca-
ğı (HDTV, EUROMAC, D2 MAC, PAL
Plus, Kodlu yayınlar, v.b.); özel yayıncılann
oluşturulacak yasa ve kurulacak kurumlarda
nasıl ve ne kadar söz sahibi olacaklan, nasıl
temsil edilecekleri konulan da açık bir düzen-
lemeye ihtiyaç göstermektedir.
Özel yayıncılann TRT ile ilişkileri; özel ya-
yıncılığı hangi kurumun organize ve koordi-
ne edeceği; özel yayıncılann kuracaklan şir-
ketlerdeki pay oranlanmn sınırlan; özel ya-
yınalann ortak hareket etmek zorunda olduk-
ları yatırımlar ve alanJarı da belirlenmelidir.
Ortak altyapılann koordinasyonu (verici
kuleleri, radyo linkler, uydu kanallan, kod-
lama sistemleri); ozel yayınalann yatınmla-
nna getirilecek teşvik tedbirleri; personel stan-
dartlan ve eğitim tedbirleri; program üretim
sektörunün teşvik edilmesi ve bunun için ge-
tirilecek tedbirler de bu çerçevede ele ahn-
malıdır.
Her kanalın uyması gereken yerli/yabancı
yapım oranı; reklamların sımrlan (toplumu
yanhş yönlendirme, reklamlarda çocuklan
kullanma, çocuklara dönük reklamlar ve ya-
yın süresine göre reklam alma oram); reklam
gelirlerinin ve reklamcılığın koordinasyonu
düzenlenmelidir.
örneğin, birçok ulkede devlet radyo ve te-
levizyonu eliyle reklam yapılması durdurul-
muştur.
Oto denetim mekanizmaları, yayıncılığın
etik kurallan ve yayıncılann aym kanalı pay-
laşması dunımundaki düzenlemeler de açık-
lığa kavuşturulmalıdır.
Yeni bir bakanlık
Halen, şimendifer de uydu da aym bakan-
lığın çalışma ve uygulama alanına girmekte-
dir; bu bir zorlamadır. Oysa gunümüzde, da-
ta, telefon, çağn, teleks, teletekst, televizyon,
radyo ve daha pek çok elektronik taşıma yön-
temi her türlü fiziksel metodu rafa kaldırmış-
tır. Çağdaş diye adlandırdığımız ülkelerde, bu
soruna getirilen çözüm bir 'Posta ve tletişim
Bakanlığı' oluşturulması veya bir Devlet Ba-
kanlığf nın özeUikle bu alanı kapsamasıdır.
TURK DEVRİM TARİHİ 1. KİTAP
"İMPARATORLUĞUN ÇÖKÜŞÜNDEN ULUSAL DİRENİŞE'
İERAFETTIK TURAN
TURK
DEVRİM
TARİHİ
İMPARATORLUĞUN
Ç Ö K Ü Ş Ü N D E N
JLÜSAL DİRENİŞE
BİLGİ
YAYINEVİ
PROF. ŞERAFETTİN TURAN'dan
BİR BAŞYAPIT
Turfciye Cumhunyetı'nın kuruluşjndan bu yana yaklaşıK yetmış
yıl geçtı, ama "yeni Türkıye"nın oluşumunu "oncesı" ve "sonra-
sı'yla ırdeleyen bırtanh henuz ortaya çıkmadı
Prof. Şerafettin Turan, çağdaşlaşmayı amaç edınen "yeni
Türkıye"nın tanhını, bir başka deyişle TÛRK DEVRİM TARlHl'nı
duygusallıktan uzak nesnel bir bakış açısıyla yazdı
Prof. Şerafettin Turan, TÛRK DEVRİM TARlHl'nı dort kıtapta
bütun yönlenyle ele aldı
TÛRK DEVRİM TARİHlnın ilk kıtabı "İMPARATORLUĞUN
ÇÖKÜŞÜNDEN ULUSAL DİRENİŞE"
Prot. Şeraiettin Turan'ın yapıtları
• TÛRK KÜLTÛR TARİHİ
"Turfc Külturünden Türkıye Kûltürüne ve Evrensellığe
-
38 000 - TL
- TÛRK DEVRİM TARİHİ M.Kitap
"Imparatorluğun Çökûşûnden Ulusal Dırentşe" 45 000 - TL
• Ut»kl*finix tulan kadar posta y» da damga polu 9öndminu.
• Kllapçılara % 2S Indlrimll ödwn*H gönd.rillr.
BİLCI TATINEVI, ÜUşruUy.l CaddMl No: 4WA Vanişahir 06420 - Ankara
T«<:431 81 22-434 4» M • Fak*: 431 77 S«
BİLGİ DA&TIM, Babtali Caddni Ho: IW2 Cağalo«lu 34360 - İstanbul
T»l: $22 S2 01 - 526 70 97 • Faka: 527 41 1 *
TÜM
ÜYF1ERÎMİZİN
YENİ YlLINI
KUTLARIZ
YUNAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
İLAN
Sayı: 1990/330 Esas
Mahkememızde görulmekte olan davacı Yunak ilçesi Çeltik kasa-
bası, Bahçelievler mahallesinden Halit oğlu 1331 DJu Abdullah Kızıl
vekili AvTikat Mehmet Dilber ile davalılar Yunak ilçesi Ishakuşağı kö-
yünden Ayşe özdemir ile yine davalılar Polatlı ilçesi Uzunbey köyün-
den Hamide, Huriye ve Halis Özdemir arasında tapu iptali \e rnen'i
müdahak davasına esas olmak üzere;
Hâkimliğimizın yukandaki esas numarası yazıh dava dosyasında
dahili davalüann adresleri bilinmediğinden ilanen tebligat yapılma-
sına karar verilmiş olmakla;
Dahili davalılar Polatlı ilçesi Uzunbey köyünden Ziya özdemir kı-
zı Zekiye Seyhan, Polath ilçesi Uzunbey köyü No: 138'de ikamet eden
dahili davalı Ziya oğlu Mevlüt Özdemir, aynı yerden Ziya özdemir
kızı dahili davalı Fitnat Akdoğan, Polatlı ilçesi Uzunbey Köyü no:
138'de ikamet eden Ziya özdemir kızı Ayşe Kılıç, Polatlı Uçesi Uzun-
bey köyü No: 138'de ikamet eden, Ziya oğlu Kazım özdemir, Polatlı
ilçesi Uzunbey köyu no: 138'de ikamet eden dahili davalı Ziya özde-
mir kızı Nigar Ince, Polatlı ilçesi Uzunbey köyu No 138'de ikamet
eden Ziya oğlu tsmail Özdemır'in duruşmanın atılı bulunduğu
26.2.1992 günü saat 9'da duruşmaya gelmediği veya kendisinı bir ve-
kil ile temsil ettirmedikleri takdirde H.U.M.KÎnın 509/510. maddele-
ri gereğince yargılamanın gıyaplarında yapılacağı ve 7201 sayılı Teb-
ligat Kanunu'nun 29, 30, 31 ve muteakip maddeleri gereğince ilan olu-
nur. 30.9.1991 Basın: 47438
İTÜ'luden Ingilizce,
matematik, üniversiteye
hazırhk dersleri
Tel: 161 22 82
Yılın yayıncılık olayını sunar.
Dünyanın belli başlı bütün yayınevleriyle
aynı anda Türkiye'de...
"Rüzgâr Gibi Geçti"nin unutulmaz
kahramanları
//
SCARLETT"te
yaşamlarını sürdürüyor.
Alexandra Ripley'in romanı bütün
dünyada satış rekorlarını kırmaya aday.
''SİMAVİ YAYINLARI" yeni yılda -
"SCARLETTi sunabilmekle
övünç duyar...
İstanbul \e Taşradakı bayıler ıçın odemelı ısteme adresı:
HURBASIN DACITIM A^. Hurrıyet Cuneşlı Tesislen Tel: 550 25 00 İSTANBUL
>onetım Cemal Nadır Sok. 7/2 Cağaloğlu Tel: 527 15 02 İSTANBUL
BOLU ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1990/419
Davacı Hayriye Özdemir vekili tarafından Fatırettin Yıldız ve Yu-
suf Yıunaz aleyhlerine açılan temlik akdinin ıptalı davasında;
Dava dilekçesinde davahlardan Yusuf Yılmaz'm borca mukabil da-
vacıya verdiğı 3.755.000 TL. bedelli bononun 1.500.000 TLÜık kıs-
mının haricen ödendiğini, ancak bakiye borcu ödemekten kaçındı-
ğından aleyhine ihtiyati haciz kararı alımp, icra takibine geçildiğinı,
ihtiyati haciz kararının bu davahnın Mudurnu Belediyesi'nde ve Bo-
lu Özel tdare Müdurlüğu'nde olan istihkaklannın haczi suretiyle ın-
faz edildiğini, ancak davah Yusuf Yılmaz diğer davalı Fahrettin Yıl-
dız'a bu istihkaklanndan doğacak alacaklarım temlik ettığinden Mu-
durnu Belediyesi'nden olan istihkakı davahlann birlikte çektiklerini,
Bolu Özel Idaresi'nde olan istihkaklannı da çekmek üzere olduklan
tespit edildiğinden davalılar arasında yapılan temliknamenin borçtan
kurtulma amacına yonelik olduğundan iptaline karar verilmesi talep
olunmuştur.
Bolu Paşaköyu Cad. Konak Pasajı 32/43'te mukim Yusuf Yılmaz
ile Bolu Büyükberk köyünde mukim Fahrettin Yıldız adreslerinden
aynlmış olup yeni adresleri de tespitlenemediğinden, dava dilekçesi
mahıyetı, duruşmanın 5.3.1992 gunu saat 11.00'de olduğu ilan tarı-
hinden itibaren 10 gun cevap suresinin başlayacağı, duruşmada ken-
dılerini bızzat ya da bir vekille temsil ettirmedikleri takdırde davanın
yokluklannda devam edip netıcelendırileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 51145
ADANA 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
İLAN
Dosya No: 1990/1666
Davacı Ismail Hazar vekili Avukat K.Doğan Büke tarafından da-
valılar Ali Guzeldağ ve arkadaşlan aleyhine açılan Kurttepe köyü 23
K., 11 pafta, 5789 ada; 2 parsel sayılı taşınmazın hakkındaki izalei
şuyu davasının yapılan yargılaması sırasında: Davalılardan Alı Gu-
zeldağ, Bedir Guzeldağ, Nuran Sallabaş ve Suriye Turkmen'in adres-
leri meçhul kaldığından ilanen davetiye çıkanlmasına, duruşmanın
28.1.1992 günü saat 8.25'e bırakılmasına karar verilmıştir. Işbu ilanın
davetiyenin HUMK'nın 509 ve 510'ncu maddeleri gereğince çıkanl-
mış olup ayrıca gıyap davetiyesi çıkanlmayacağı, davayı bizzat veya
kanuni bir vekille temsil etmeniz ilanen tebhğ olunur. 28.11.1991
Basın: 47412
SERIK ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davacı TEK Genel Müdürlüğu \ekih tarafından davalılar Sabnye
Kaplan ve 253 arkadaşı aleyhine açmış olduğu tescil davasının yapılan
duruşması sırasında \enlen ara kararı gereğince:
Senk tapusunun Akçaalan Yenimahalle 4-5 cılt. 33 sahıfe. 39 ada 1
parselde kaytlı taşınmazı 2942 sayılı yasanın 16'ncı maddesı gereğince
kurum adına acele el koymak suretiyle tescıli ıstemınde bulunulmuş
olup davalılardan bir kısmı ölmüş olduğundan davayaı dahil edilenle-
rın adresleri tesbıt edilemedığınden ilanen tebligat yapılmasına karar
verdılmış olmakla. Ramazan Koçaklar, Mesut Ince. Ayşe Ersoy. Alı
Uzun. Azız Çelık. Cevrıye Çelık, Ümmü Dönüş. Mustafa Donüş,
Mehmet Dönuş. Mahmut Donüş, Gülsüm Donüş, Hasan Dönuş. Ha-
>an Bankoğlu. Hanıfe Bankoğlu. tbrahım Bankoğlu, Ali Bankoğlu.
SÜleyman Bankoğlu. Hayrıye Bankoğlu. Osman Bankoğlu. Alı Iltar.
Fatma Iltar, Mustafa Iltar. Emıne Iltar. Gulsüm Iltar. Ismail Iltar.
Emıne Iltar. tbrahım Iltar. Döndü Mızrak. Sabnye Mızrak. Fatma
Mızrak. Zeynep Mızrak, Mustafa Mızrak, Arzu Mızrak, Fevzıve Can.
Evyup Can. Faruk Can, Remzıye Vural, Hayriye Vural, Zevnep Vu-
ral. Kadır Refık Vural. Şevkı Vural. Hilmı>e Vural, Fırdevs Vural.
Erdoğan Vural. Cennet Etlı. Ayşe Etli. Fatma Etli, Hamza Etlı, Hüse-
yin Etli. Mehmet Etlı, Ümmühan Etlı, Hasan Etli, Hacı Baki Etli, Fat-
ma Doğan. Ayşe Doğan, Süleyman Doğan. Hatice Doğan, Alı Doğan.
Rasım Doğan. Ayşe Doğan. Hamide Baş. Medıha Baş. Emıne Baş,
Tevfık Baş. Seher Baş. Emıne Baş. Hacer Doğan. Nazmıye Doğan,
Mehmet Doğan, Münevver Doğan, A>sel Doğan, A\şe Doğan. Ham-
dı Doğan. Cahıt Doğan, Hanıfe Doğan. Rukıye Doğan. Süleyman
Doğan, HAmıt Doğan. Yusuf Doğan. Hatice Ulusoy. Emıne Uluso>.
Fatma Ulusov. A\şe Ulusoy, Saıme Uluso>. Mehmet Ulusoy. HÜse-
yın L'lusov. Sevım Ulusov Hanife Özkan, Fanş Özkan. Erdoğan
Özkan. AzizÖzkan^Aysel Özkan, Fatma Selma Özkan. Atılla özkan.
Ali Özkan. Leman Özkan. Lale Özkan, Saıde Atık. Hatice Atık. Yaşar
Atık. Durmuş Atık. Sadi Atık. Nazıf Atık, Ayşe Tat. Durdu Tat. Dön-
duTat. HılmıveKaraka>a, Muzaffer Karakaya. Müşerref Karakaya.
Asuman Karakaya. Salıh Karakaya. Ahmet Karakaya. Esma Kurt.
Ibrahım Kurt. Sevım Kurt, Sefer Kurt. Hatice Kurt, Kemal Kurt.
Songül Kurt, Fatma Kurt, Esma Kurt. Ibrahım Kurt, Sevım Kurt. Se-
fer Kurt. Hatice Kurt, Kemal Kurt. Songul Kurt. Fatma Kurt. \h
Kurt. Ayşe Oğuz, Mahmut Oğuz. Hüseyın Cahıt Oğuz. Mustafa
Oğuz. Vahıt Oğuz. Dılek Oğuz. Ümmü Oğuz. Faruk Oğuz, Alı Oğuz.
Alı Oğuz. Sülevman Oğuz. Faık OğuzMara dahili dava dilekçesi \enne
kaım olmaku zere tebligat vapılmasına karar venldığınden duruşma
gunu olan 28 2.1992 Cuma günu saat 11 10'da mahjcememızde hazır
bulunmalan ve>a kendılennı vekille temsil ettırmelen aksi halde yok-
luklannda vargılamava devam edtlıp karar verıleceğı dahili dava di-
lekçesi yenne kaım olmak uzere ilanen duvurulur. 28 5 1991
Basın-51085
ŞEYDA OZİL
Eğitim Nedir?
Öteden beri eğitim sorunlan gittikçe artan ve köklü çözüm-
ler bekleyen alanlardan biri. Bir yanda bir öğrenci kitlesi ve
verilmesi gereken büyük bir bilgi yığını, öte yanda yetersiz
eğitim koşullan ve kısıtlı parasal olanaklar. Ne öğrenci ne de
eğitici giriştiği çabadan, yaptığı ışten hoşnut. Her iki taraf da
isteksiz, umutsuz, karamsar.
Böylesi bir görünüm karşısında ivedilikle köklü çözümle-
rin bulunması, uygulamaya konulması gerekiyor. Ancak bu
çözümler hepimizin onayladığı "kitap yasaö/'nın kaldırılma-
sı gibi bugünden yarına gerçekleştırilebilecek işlemler de-
Kanımca önce eğitim anlayışının değişmesi, eğitime ba-
kış açısının yenilenmesi gerekiyor.
Şimdiye kadar edindiğimiz izlenimlere göre yeni hükümetin
amacı çağdaş bir eğitim sistemı içinde yapıcı, yaratıcı, dü-
şünen öğrenciler yetiştirmek.
Sürekli yinelenen "çağdaş eğitim" nedir? Neyi amaçlar, ne
tür uygulamalar gerektirır? Yalnızca bir kavram olarak kal-
maması için çağdaş eğıtımin topluma tanıtılması, bu eğitim
biçimiyle, neyin amaçlandığının ve nasıl uygulanacağının or-
taya çıkarılması gerekir. Bunun için de hükümet ya da ilgili
bakanlık sürekli ve kalıcı uygulamalara girişmelidir. Örneğin
amaçlanan eğitim doğrultusunda yapılacak yayınlarla eğiti-
cilere seslenilebilir, radyo ve özeUikle de televizyon program
larıyla daha genış kit-
leler aydınlatılabilir. A* (•»( HU
Pekiyı, eğitim siste- ÜJfBBMIMİ ÇCŞIut
minde çağdaş bir eği- aşamalannda verilen bilgHer
tim için yapılacak so-
mut işlemler ne olabi-
lir? Kısa bir süre için-
de ne öğrenci ne de ğ
bol parasal olanaklar
bulunamayaca- • " " ^ ~ ~ ^ ^
ğına göre itk aşamada daha az ders saati daha küçük sınıf
uygulamasına geçilebilir. Ancak az ders saati, öğrencinin okul
dışında boş zamanının artması demek değildir. Zaten gerek
çeşitli kurslar gerekse özel dersler ve verilen ödevlerle okul
dışında da bütün zamanı doldurulan öğrenci, boşlukta kala-
bilir, ne yapacağını bılemez bir duruma dûşebilir. Az ders saati
ve küçük sınıf uygulaması eğiticiyle öğrenci arasındaki iliş-
kileri değiştirebildiği, yeni eğitim yöntemleri geliştirebildiği
ölçüde bir anlam kazanır.
Çağdaş, yeni eğitim yöntemleri ve ders biçimleri, bakanlı-
ğın olduğu kadar eğitimci ve öğrencilerin de katılımıyla oluş-
turulmalıdır. fjğrenci ve eğiticinin birlikte gerçekleştirecek-
leri çağdaş eğitime yönelik öğretim/öğrenim biçimleri ve bun-
lardan elde edilebilecek olumlu sonuçlar, yeni istekler, yeni
umutlar doğuracak, her iki taraftaki hoşnutsuzlukları azalta-
caktır.
Üstünde önemle durulması gereken diğer bir konu da öğ-
rencilere bugünkü ders kitapları ve ders biçimleriyle sunu-
lan bilgi yığını. (Bkz. Türkiye'nin Ders Kitapları, Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği Yayınlan 5, Cem Kitapevi, İstan-
bul 1991.) Öğrenimin çeşitli aşamalannda verilen bikjiler mut-
laka değiştirilmeli. Bilgi ile gerçek yaşam arasındaki bağlar
coğaltılmalı, uygulamalı derslerin sayısı arttınlmalıdır.
Son yıllarda eğitimin aldığı yaralar öyle kolay iyileşebile-
cek türden değildir. Temel anlayışlardan yoksun, tepeden in-
me kararlar, elde bulunan verileri değeriendirmeden yapılan
uygulamalar, çabuk çözümler, yeni hükümet döneminde de
eğitim sistemini yaz-boz tahtasına dönüştürebilir.
Önemli olan; temel eğitim anlayışının değişmesi, eğitime
öğrenci ve eğiticinin katılımının saglanması, yeniden istek ve
heveslerin uyanmasına, umutların oluşmasına çalışılmasıdır.
Ancak kısa süreler içinde mucizelerin yaratılamayacağı, bü-
yük değişikliklerin bir anda gerçekleştirilemeyeceği de bir
gerçek. Yitırilecek zaman da yoktur. Bir an önce işe başla-
mak gerek.
Doç. Dr. ŞEYDA OZİL tst. Ü. Edebiyat Fak. öğr. üyesidir.