13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JMURÎYET/16 31 ARALIK 1991 İAVIOURUMU TURKIYE'DE BUGUN j€wnl fömll fckanlığı Meteoroloji •İürlüğü'nden alınan / Mgiye |te; Marmara'nın do- jjusu, >: !ge. Göller Bölgesi, DoOu AÇRIIZ, iç Anadolu, Do- t Ju ve (üeydoğu Anadolu ile Karadene3ölgesi yağışlı geçe- nk. ttfear Doğu Akdeniz kı- y * n leOtOu Karadeniz kıyıla- mda y^nır, dlğer yerierde kar *k*nde tacak. HAVA SICAK- LIĞI: Aaacak. RÜZGÂR: Do- Ou ve gûiey yörelerinde orta kuvvette. öteki bölgelerde Maıa Myon Antara Anokya Anlalya Anvifl %dın Y 8° P> Oiyartalor K 1°-2°Edime K 5 TErancaı K -2° -fi° Eraumm K 3°-8 EskişeNr K -1° -5° Gazontep Y 11° POmsm A 9° 1»GumûşhaniK 3°-2 HaMdri 3>-*> tepartj l kuvveffi esecek. Denizlerde rûzgâr, yıldız ve karayel- den 7-8 kuvvetinde, yer yer 33-40 deniz mili hızla ese- cek. Van Gölü kar yağışlı olup, rûzgâr kuvvetli ese- cek, görûş uzaklığı ise 2-4 km dolayinda olacak. Btorik &rBokı Busı ÇmMoie Çorum Denc* K A K Ö°-3»bi*~ K T>-2°Kare K 2"-3° Kstenonu K - K -1° -8° tayari K A 1°-S°Konya 1°-3° Kûatya K 0»-3°Maiaya açrt * yajmurlu - ^ sst J 9 kartı A-aç* B-bukıdu 6-gûne$lı K-kartı 5-sıst Y-yajmıriu Kahlre • DUNYATJA BUGUN üeringrad Londra Madnd Mlano Montreai Moskma Mûnıh Ne* Yortı 0 * Pans BULMACA SOLDA> SAĞA: 1/ tslam nzemciliği. 2/ Borda kaplama- larını yerleştirmek îçin ahsap gemilerin omurgaianna açılan yuva... Aa. 3/ Afri- ka'da bir îlke... Sınır nişanı. 4 Kararsız- lık, teredcut. 5/ Din- gil... iranTürklerin- ce "ağa" ?erine kul- lanılan sjzcük. 6/ Norveçli tâşif Thor HeyerdıU'ın, eski Mısırlılam Ameri- ka'ya gittgini kanıt- lamak içiı papirüsten yaptığı ve ikin- ci seferinie başarıya ulaştığı tekne- nin adı... Bir ay adı. 7/ Kökboyası adlı biıkilen elde edilen kırmızımsı sarı bo\a. 8/ İradesizlikten ileri ge- len süreki cansızbk... Yabancı. 9/ ll- ham... "Lygun durum, fırsat" anla- mında kdlanılan argo sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Doğu Anadolu'ya özgü, toplu olarak o\nanan bir halk oyunu. 2/ Kimi hasalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen eriyik... Lalın biçilmiş uzun tahta. 3/ Sucuğa benzer bir yiye- cek... Ulıslararası Basın Enstitüsü'nün simgesi. 4/ Yiyecek, gı- da... Nanaz çağrısı. 5/ încelik, naziklik. 6/ Bir bagMaç... Göz- ün renklibölümü. 7/ Mihrabın önünde iki sahın boyunca uza- nan büv-iik kubbeli camilere verilen genel ad. 8/ Gevrek bir el- ma türü... Voleybol ve teniste servis atışı sırasında topun fileye değmesi. 9/ Güneydoğu Asya'da yaşayan bir cins maymun... Bir nota. 60 ^TL ÖNCE Cumhuriyet Gazi Hz. 31 ARALIK 1931 Gazi Hz.bugün saat beşte "Ha1kevi"ne teşrif buyurdular. Bînayı \esahneyi_tetkik ettiler. Gazi ensıitüsü ve İsmet Paşa Kız Enstitüsü talebesi tarafından temsil edilecek "Akın" piyesi provalannda bulundular. Reisicumhur Hz. talebenin temsilde gösterdikleri muvaffakiyetten memnun oimuşlardır. Erkekler Birliği Gros Biraderler Beyoğlu lünel 525 SâM *r mucevherat « o ve kol ! ı n W ı Al- tın, £umı>? ve hiienkier. R-kahct kabui <ontrol suüen bulunur jzmir'de (Erkekler Birliği) namile ve siyasetle iştigal etmemek kaydile içtimai bir cemiyet teşkiline karar verildiği yazılmıştı. Cemiyet teşekkül etmiş ve vilayete beyannanıc vermiştir. Alınan malumata göre cemiyet medeni hayatta hususi ve mürrnaz bir mevki alan milletimizin bütün efradının müsbet veya menfı yelişmesinde kadın zümresinin hayati rolünü, binaenaleyh (cemiyet) mefbununda kadının mevkiini. aile teşkilatında kadının hukukunu. vazife ve salahiyetini tanımak, memleketi ve milleti uçuruma sürüklemek tehdidinde bulunan feci, iktisadi\aziyetlerde. izdivaçlardaveenziyade tevellüdattakı tenakusta kadınlann maalesef ne kadar menfi roloynadıklarını veamil olduklannıgöstererek onlara hakikı. vaziyetlerini bildirmek veerkeklerin deaile hukuk ve vaziyetlerini anlatıp tanıtmak için teşkil olunmaktadır. Portakal mahsulü Bu sene Dörtyol ve havalisindeki portakal, limon ve mandalina mahsulü geçen seneye nisbetle daha nefis ve daha iyi olmuştur. Bundan bir kaç seneevvel Yafa portakallan aşısı yapılan ağaçların bu sene mahsulleri alınmış ve şayani memnuniyet görülmüştür. Mandalinaların da cinsleri ıslah edilmiş veçekirdeksiz mandalina yetiştirilmiştir. Dörtyoldan başka Rize'de de ağaçlara yeni aşı latbik edilmiştir. Gelecek seneiçin buradan da kuvvetli mahsul alınacağı ümit olunmaktadır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Maden İşçileri 31 ARALIK 1961 MilliSavunmaBaknalığıncahazırlananveTBMM'ne arzı Bakanlar Kurulunca 8.12.1961 tarihinde kararlaştırılan "1111 sayılı Askerlik Kanununa Ek 6794 sayılı Kanunun kaldırılması hakkındaki kanun tasansı" gerekçesiyle birlikte Millet Meclisi Bakanlığına sevkedilmiştir. Hükümetin sevkettiği bu ilk kanun tasansı "Asker olmazdan öncedevlete ait maden ocaklarında maden istihsali ile ilgili ve bu iştihsale yardımcı işlerdeçalışan işçilerin iki yıl yerine altı ay devam eden askerlik sürelerini iki yıla çıkarmaktadır. Bu gibi erler, evvelce altı ay hizmet yaptıktan sonra maden ocaklarında çalışmak şartı ile askerlik hizmetleri sonuna kadar izinli sayılmakta idiler. Vasati olarak yılda 6 bin erin maden ocaklarında çalışmakta olduğu maden ocaklanna işçi celbinde de müşkülatla karşılanmadığı, bu halin Silahlı Kuvvetler gücü zaranna olduğu gerekçesi de bildirilmektedir. GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet 3 ocak tehdidi 31 ARALIK 1990 İşçilerin 3 ocakta gerçekleştirecekleri genel eylem ile ilgili sözdüellosudündesürdü.Tür-İşGenel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu, "Bir kişinin burnu kanarsa bu durum işi giderek sertleştirir'" dedi. Başbakan Yıldırım Akbulut, Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın "Bir kişinin bile burnu kanarsa dünyayı başlarına yıkarım'" biçimındeki sözlerine karşılık; " Başlarına v ıkma. dünyayı karanlık etme. gibi laflar büyük laflar. Herkes görevini ifa ediyor. Görevlerin ifa edilmesindekabadayılığayeryok'"diyekonuştu. Devlet Bakanı Mehmet KeçecilerveOlağanüstü Hal Bölge Valiliği,TPAO veTÜPRAŞ'taçalışan450işçiden 3 ocakta işe gelmeyenlerin tazminatsız atılmalannı istedi. IARTIŞMA Öpme Özellikle, erkek erkeğe öpüşmeyi birbirimizden beklemesek çok iyi olur. Çoğu zaman, insan istemediği halde, karşılaştığı tanıdığının öpme girişimine uymak zorunda kahyor. Başhktaki "-me" eklerini iki değişik an- lamda vurgulayabilirsiniz. Yanm yüzyıl öncesi, bayramlarda ya da karşı karşıya geldiğimiz zamanlarda büyük- lerimizin elini öper başımıza koyardık. Bu- nun bir saygı davramşı olduğu söylenir; zo- runlu görülürdü. Zamanla el öpmenin in- san kişiliğinde yaratacağı kimi olumsuzluk- lar ileri sürülerek küçüklerin etkilenecekleri düşüncesiyle bu geleneğin bırakılması isten- meye başlandı... Daha önceleri, yüce yerlerde oturanların el-etek öptürmeleri ise cumhuriyetle çoktan tarihe kanşmıştı... Çocukluğum Atatürk döneminde geçti. Aynı cinsten kişilerin, yakm zamanlara de- ğin, bu denli çok, yanaklardan öpüştükle- rini anımsamıyorum. 1980'lere gelinceye de- ğin, politikacılar arasında, Cumhurbaşka- nı'nın, Başbakan'ın, Meclis Başkanı'nın, Bakanlann öpuşlerine rasthyor muyduk, yoksa sürekli televizyon izlemeye başladığı- nuz jcin mi görüp duruyoruz? Bilemiyorum. Yakûı zamanlarda, karşılamalar, gönderme- ler hep sanlıp öpüşmelerle içerik kazanıyof (!)• Bir anne, baba yavrusunu kucaklar, yu- reğinden tasan olanca sevgisi ve içtenliğiy- le öper. Kardeşler, birbirlerini yine sevgiyle kucaklayıp öperler. Senli benli arkadaşhk- lar arasındaki öpuşmeler de yine içtenlikli- dir. Ama görev dolayısıyla aralannda yal- nızca iş bağlantılan bulunanların ya da an- cak birkaç kez bir araya gelmiş olanların öpüşmeleri, bende, içtenliğiıı tersine, göste- rişten, aldatmacadan başka bir şey olma- dığı kanısını uyandınyor. Içtenlik deyip geçmeyelim. Gerçekçi ol- manın, doğruyu görmenin, hakhbğı haksız- hktan ayirmanın yolu hep "içten otnuktan" geçer. îçten olmayan insanın birtakım uy- gunsuz davranışlarla, gelgeç olgulara uyum sağlayacağı, kişUiksizliğe yöneleceği; gittikçe dürüstlükten uzaklaşarak aldatmacayı yeğ- leyeceği olasılık kazanır. Televizyondan izlediklerimiz arasında, Banlılarda erkek erkeğe, kadın kadına öpüş- melere pek rastladığımızı söyleyemeyiz. Biz- deyse, tum "sakıncalıdır" çağrılarına kar- şın öpuşmeler yayguılaşıp duruyor. özellikle erkek erkeğe öpüşmeyi birbiri- mizden beklemesek çok iyi olur. Çoğu za- man, insan istemediği halde, karşılaştığı ta- nıdığmm öpme girişimine uymak zorunda kaiıyor. En doğrusu, Saglık Bakanı Yıldırım Ak- tuna'nın da dediği gibi, birbirimizin gözle- rine bakıp ictenlikle el sıkışmak... Gözler önünde öpüş'mekle içtenliğimizi, yakınlığı- mızı kanıtlamış mı oluyoruz? Bunları baş- ka davranışlanmızla göstermeliyiz... MAHİR ÜNLÜ Göztepe/tSTANBUL STAR 1 <DEN DUYURU MBI Reklamcılık ve Filmcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kuru- lu'nca 12.7.1991 tarihinde tescil edilen 14.6.1991 tarihli ve 35 sayı- lı karar gereğince, emre muharrer senerierin, birinci derecede imza yetkililerinden ikisinin müşterek veya birinci derece imza yetkililerin- den herKangi biri ile A grubu imza yetkililerinden, herhangi birinin müştereken imzalannı ihtiva etmesi sarttır. İmza sirkülerimize göre birinci derecede imza yetkilileri Cem Cengiz Uzan ve Ahmet Ozal, A grubu imza yetkilileri Erol Hürbaş ile Yekta Okur'dur. Buradan da anlaşılacağı üzere Ahmet Ozal ve Mehmet Tevfik Metin'in imzaladığı senetler şirketimizi ilzam etmemektedir. Nitekim bu sahıslarca imza edilmiş bir senede müsteniden yapılan icra takibl ûzerine şirketimiz kanuni yollara basvurmuş ve imza sa- hipleri aleyhine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na da suç duyurusun- da bulunmuştur. Keyfiyeti kamuoyuna ve bu gibi senerieri elinde bulunduran 3. şahıslara duyururuz. NACHVVUCHSKRAEFTE FÜR MERCEDES-BENZ TÜRK A.Ş. Unsere Hauptabteilung "Unternehmens- planungund Controiling'sucht eine talentierte Nachwuchskraft für den Bereich Ergebnisplanung mit folgenden Aufgabenschvverpunkten: • Weiterentwicklung und Pflege des integrierten Unternehmensplanungs- modells • Erstellung von kurz-und mittelfristigen Planungsrechnungen zur Unternehmens- steuerung • Erstellung von Planungsunterlagen zur Berichterstattung an die Konzernzentrale Neben analytischem Denkvermögen und hohem persönlichen Engagement ervvarten wir folgende ûualifikationen: • abgeschlossenes betriebsvvirtschaftliches Hochschulstudium • sehr gute Deutschkenntnisse (Wort und Schrift) • gute PC-Kenntnisse Wenn Sie dieses Anforderungsprofil anspricht und Sie diese Herausforderung annehmen vvollen, rufen Sie bitte in unserer Personalabteilung an oder schicken Sie Ihre aussagekraeftigen Bevverbungsunterlagen mit handgeschriebenem Lebenslauf. lichtbild und Zeugniskopien an: Mercedes-Benz Mercedes-Benz Türk A.Ş. Personalabteilung Burmah Çeşme Sokak Askeri Fırın Yolu No.2 34022 Davutpaşa-İSTANBUL Tel: 567 04 09 (10Hat) Onlar şimdi Arnavulköy'dc eski bir cvde bulu- nuyorlar. Üç katlı, ycoilcomiş, pembeyc boyanmı; bir eyde. Mahçup kereviz. kafcste karides, dinamik ahtapoı, gelincik şerbeti ve sakızlı muballebi... Arnavutköy'dtki eski CTİn glrlç katı bar. Bir üstte canlı muzik vaı. Ve yukarıda -tnrpoto, ısırgaooto, ebcgû- meci, semizotu, Iabada, rczene de içlerinde olmak nıere- Tnrk mgtfagının AT'ye glfiş salonu. Girerken k~art basıyorsunuz. çıkarkcn ihmal eımeyin! (AT'ye girerkeo degil, Arnavutköydekl o e»e.) Sacda pişmiş yufka- lar, sebze köfteleri, pazı sarmaları, mor dolma- larla, lavanta çiçeği kokuları birbiriyle flört ediyor. Dnn akfam "barda tek bir içki" diye girmiftik, sababa karfi zor çıktık. Çûnkü Arnavutköy'dcki o evde jimdi onlar var. Töm eski dostlar! Yenilenmiş bir mönü'yle yûrek- lerindeki sıcaklıgı iç içe servis ediyorlar. Bunca özlemden sonra Ece'de, olaganüstü bir ge- cede, kendinizi evinizde hissediyorsunoz... E C E Ş İ M D İ A R N A V U T K Ö Y ' D E Kamacı Sokak. 10" _T\ 165 96 00 • 165 9b 01 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 73. DÖNEM KAYfTLAUI BAŞUDt Kayıtlar 28 Aralık 1991 tarihinc kadar devam etmektedir. Dersane Uskudar 3 4 3 6 7 8 1 PISTLERIMIZ Kc-y.ıuçı 362 47 33 T dr.iD,a 162 08 18 K A D l K O Y SÜRKUR SÜRÜCÜ KURSU 81.döne<nkayıtlarımız devam ediyor HaftaSonu:28Aralık Hafta Içi: 30 Aıai.K TAKSİTLB Gündûz Ak^arr. ZİYA NEBİOĞLU Faı 3491825 Basın Kan Kaybediyor Rakamların ortayakoyduğu acı bir gerçek var: Türk basını kan kaybediyor. 1991 yılıKasımayındaCumhuriyet.Sabah, Hürriyet, Milliyet, Günaydın, Yeni Asır, Tercüman, Türkiye, Bugün, Meydan, Tan, Zaman, Güneş, Fotospor, Foto Maç, Duvar gazetelerinin günlük ortalama net satışı 3 milyon 98 bin 925. Ulusal dağıtım yapan 16 gazetenin bir önceki aya göre günlük ortalama net satış kaybı ise 209 bin 592. (1) Kasımayındagazetelerin, promosyonlannıduyurrnakiçin TV'de yaptıkları reklamların toplam tutan ise 14 milyar 142 bin TL (2) Bu reklam giderine, bir okadardadağıtılan hedi- ye bedelini ekleyecek olursakTürk basını, yaklaşık 30 mil- yariık bir harcama karşılığındatirajını arttırmak şöyledursun, mevcuttirajından, dahadoğru birdeyişle, günlükortalama net satışından yüzde 6.77'sini (209.592) kaybetmiştir. Basının bu somutgöstergesindeki karmızı ikaz ışığını go- ren Çölaşan, endisesini, "Kasımayınınoiaylannıdüşünelim. Seçimden çıkmışız. Siyasetvediğerolaylaryoğun. Buortam- da bile gazetelerin toplam satışı 200 bin düşüyorsa, basın- dakikhzciddiolarak devam ediyordemektir,'d\yeci\\eget\- riyor. Nfe basın kuruluşlarına seslenen yazısına şöyle devam ediyor: "Tün\basınıbüyükbirkrizyaşıyor. Yüzlercegazeteciarka- daşımızişsiz.Basındaönemli-amaolumsuz-gelişmeierofu- yor. Bu deprem nasıl Asıl üzerinde durulması gereken husus, günlük ortalama satışlarda oldukça önemli oranlara varan düşüşlerle birlikte, toplumumuzda basına karşı duyulan güvensizliktir. duracak? Acaba kim, kimler ve hangi basın , kuruluşları ilgileni- yor?"(3) Belki, 200 binlik (yüzde 6.77) bir düşü- şün büyük bir rakam olmadığını, endişe işareti sayılamayaca- ğını söyleyenler çıka- bilir. Bu konuda sağ- lıklı bir değerlendirme yapabilmek için 1991 Kasım ayı rakamlarını 1990 Kasım ayı rakamları ile karşılaştırmak, gazete satışlarının mevsim iti- barıyla yükselme eğilimi gösterdiği aylara ilişkin tablolara bakmak gerekiyor. 1990yılı Kasım ayındaTürk basınıyalnızTVreklamlaniçin 55 milyar liranın üstündeki bir harcama ile4 milyon 183bin- likgünlüknetsatışortalamasınaulaşmıştı. 1991 yılı Kasım ayında ise Türk basını, yalnız TV reklamlan için 14 milyar- lıkbirharcamayaptı.Oysagünlük netsatış ortalaması 3 mil- yon98 binegerilemiştir. Biryıl öncesinegöre günlük net satış ortalamasındaki kayıp 1 milyon 85 bindir (yüzde 25.9). Rakamlaria ortaya koymaya çalıştığımız basındaki kan kaybının öteki yüzünde ise bundandahaacıbirgerçeksak- lıdır. Ekim ayınınilkyansında, "Türk ToplumununDeğerleri" konulu bilimsel araştırmanın sonuçları açıklandı. Bu araş- tırmadaülkemizdeki kurumvekuruluşlaraduyulan "güven yac/agüven»z///("ortayakonuyordu. Rapordabasın için bu- lunan veriler şöyle: Basına, "pek güvenmem" diyenler yüzde 39.7; "hiç güvenme/77"diyenler ise yüzde 17.7'yioluşturuyor. Basına, kurum olarak güvensizliklerini belirtenlerin sayısı ise yüz- de 57.4'ü buluyordu. (4) Bizce, asıl üzerinde durulması gereken husus, günlük net satış ortalamalarındaki oldukçaönemli oranlara ulaşan dü- şüşler ile birlikte ve belki de öncelikle, toplumumuzda ba- sına duyulan güvensizliktir. Tiraj yadasatış ortalamalarındaki kayıplan bir zaman di- limi içinde gazeteciliğin gereği olan işlevleri yerine getire- rekkarşılamakmümkün.Ancak, basına ilişkin değeryargı- larının aşınmasını önlemek, kayıplan telafi edebilmek o ka- dar kolay değildir. Soyut değerlerin kaybedilmesi çok kısa sürede süratle gerçekleşir. Ama, soyut değerlerin kazanıl- ması, uzun birzamandilimi içerisindeçok yavaşgerçekle- şir. Dördüncü kuvvet adını verdiğimiz basının bugünkü du- rumuna sırt çeviremeyiz. Somut ve soyut her boyutta kan kaybeden Türk basıntnın sorunlarına, gazete sahip ve yö- neticileri, meslekteşekkülleri, parlamento baştaolmak üze- re, tüm demokratik kurum ve kuruluşlar eğilmek zorunda- dırlar. (1) Cumhuriyet, 9.12.1919 (2) Cumhuriyet, 2ai2.1991 (3) Hürriyet, Emin Çölaşan, 10.12.1991 (4) Cumhuriyet, 7.10.1991 ZİYA NEBÎOĞLU, gazeteci, Marmara Ünv. Basın Yayın Yüksek Okulu öğretim görevlisi ÇALIŞANLAREV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Üniversitede Araştınna Görevlisiyim" SORU: Üniversite öğrenimim sırasında staj yaptığım kurum tarafından 1981 yılında SSK'ya tabi olarak sigortam yapıldı ve bu süreyi kapsay an bir aylık sigorta primim ödendi. Daha sonra SSK'ya tabi olarak herhangi bir işte çalışmadım. 1986 yılı eylül ayından bu yana, Emekli Sandığı'ıta tabi olarak bir üniversitede araştırma görevlisiyun ve sözleşmeli kadro ile çalışmaktayım. İlk sigortalı olduğum 1981 ile üniversitede çalışma- ya başladığım eylül 1986 arasıodaki süreyi borçlana- rak. çalışma sürelerimle birleştirebilmem mümkün müdür? Mümkün ise üniversitedeki görevimi sürdür- mera ya da üniversiteden ayrılıp özel sektürde ve si- gortalı olarak çalışmaya başlamam durumlarında hangi kuruma. ne kadar ve ne şekilde borçlanmam ge- rekecektir? H.A. YANIT: Sosyal güvenlik kurumlannm borçlanmaya ilişkin hükümleri değişiktir. Askerliğe ilişkin süreleri borçlanabilmek- tedir. Bir iş sözleşmesine bağlı olmaksızın geçen süreleri borçlana- bilme olanağı yoktur. Ancak Sosyal Sigortalar Yasası'mn 79. maddesi uyannca "Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından veril- meyen veya çalıştıklan kurumca tespit edilemeyen s'igortalılar, çabştıklannı hizmetlerinin geçtiği yılm sonundan başlayarak 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacaklan ilam ile is- patlayabilirlerse, bunlann mahkeme karannda belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılan nazara alınır." 1981 ile 1986 arasındaki sürede bir ya da birkaç işyerinde hiz- met akdi ile çalışmış, fakat bu çalışmalar işveren ya da işveren- lerce sigorta kapsamına alınmamışsa bunu yargı yolu ile kanıtlayarak sigortalı süre olarak saydırabilirsiniz. Bunun dı- şında bu süreyi borçlanarak sigortalılık süresinden saydırabil- meniz olanaksızdır. Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 31 borçlanılabilecek süre- lerle ilgılidır. Bu maddeye göre iştirakçilerin: "a) Emekliliğe tabi olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurtiçinde veya yurtdışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri, b) Avukatlık stajını açıkta iken yapanlann. normal staj süre- leri" borçlanma kapsamındadır. Bu sürelerden başka yasal; izinle, "yabancı memleketlerde veya uluslararası kuruluşlarda görev alan veya bilgi vegörgülerini arttırmak, staj yapmak üze- re yurtdışına gönderilenlerden, aylıksız izin müddetlerine ait emeklilik keseneklerini 5434 sayılı kanunun 31'inci maddesine göre ödememiş olanlann bu suretle geçen süreleri" de borçlanı- lacak sürelerdendir. 1981 ile 1986 yıllan arasında geçen süreniz yukanya aldığı-; mız borçlanma kapsamına giren sürelerden değilse, bu süreyi bcj-çlanabilmeniz olanaksızdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle