Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JMURÎYET/16 31 ARALIK 1991
İAVIOURUMU TURKIYE'DE BUGUN
j€wnl
fömll
fckanlığı Meteoroloji
•İürlüğü'nden alınan
/ Mgiye |te; Marmara'nın do-
jjusu, >: !ge. Göller Bölgesi,
DoOu AÇRIIZ, iç Anadolu, Do-
t Ju ve (üeydoğu Anadolu ile
Karadene3ölgesi yağışlı geçe-
nk. ttfear Doğu Akdeniz kı-
y * n leOtOu Karadeniz kıyıla-
mda y^nır, dlğer yerierde kar
*k*nde tacak. HAVA SICAK-
LIĞI: Aaacak. RÜZGÂR: Do-
Ou ve gûiey yörelerinde orta
kuvvette. öteki bölgelerde
Maıa
Myon
Antara
Anokya
Anlalya
Anvifl
%dın
Y 8° P> Oiyartalor
K 1°-2°Edime
K 5 TErancaı
K -2° -fi° Eraumm
K 3°-8 EskişeNr
K -1° -5° Gazontep
Y 11° POmsm
A 9° 1»GumûşhaniK
3°-2 HaMdri
3>-*> tepartj
l
kuvveffi esecek. Denizlerde rûzgâr, yıldız ve karayel-
den 7-8 kuvvetinde, yer yer 33-40 deniz mili hızla ese-
cek. Van Gölü kar yağışlı olup, rûzgâr kuvvetli ese-
cek, görûş uzaklığı ise 2-4 km dolayinda olacak.
Btorik
&rBokı
Busı
ÇmMoie
Çorum
Denc*
K
A
K Ö°-3»bi*~
K T>-2°Kare
K 2"-3° Kstenonu K -
K -1° -8° tayari K
A 1°-S°Konya
1°-3° Kûatya
K 0»-3°Maiaya
açrt * yajmurlu - ^ sst J 9 kartı A-aç* B-bukıdu 6-gûne$lı K-kartı 5-sıst Y-yajmıriu
Kahlre •
DUNYATJA BUGUN
üeringrad
Londra
Madnd
Mlano
Montreai
Moskma
Mûnıh
Ne* Yortı
0 *
Pans
BULMACA
SOLDA> SAĞA:
1/ tslam nzemciliği.
2/ Borda kaplama-
larını yerleştirmek
îçin ahsap gemilerin
omurgaianna açılan
yuva... Aa. 3/ Afri-
ka'da bir îlke... Sınır
nişanı. 4 Kararsız-
lık, teredcut. 5/ Din-
gil... iranTürklerin-
ce "ağa" ?erine kul-
lanılan sjzcük. 6/
Norveçli tâşif Thor
HeyerdıU'ın, eski
Mısırlılam Ameri-
ka'ya gittgini kanıt-
lamak içiı papirüsten yaptığı ve ikin-
ci seferinie başarıya ulaştığı tekne-
nin adı... Bir ay adı. 7/ Kökboyası
adlı biıkilen elde edilen kırmızımsı
sarı bo\a. 8/ İradesizlikten ileri ge-
len süreki cansızbk... Yabancı. 9/ ll-
ham... "Lygun durum, fırsat" anla-
mında kdlanılan argo sözcük.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Doğu Anadolu'ya özgü, toplu
olarak o\nanan bir halk oyunu. 2/
Kimi hasalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen
eriyik... Lalın biçilmiş uzun tahta. 3/ Sucuğa benzer bir yiye-
cek... Ulıslararası Basın Enstitüsü'nün simgesi. 4/ Yiyecek, gı-
da... Nanaz çağrısı. 5/ încelik, naziklik. 6/ Bir bagMaç... Göz-
ün renklibölümü. 7/ Mihrabın önünde iki sahın boyunca uza-
nan büv-iik kubbeli camilere verilen genel ad. 8/ Gevrek bir el-
ma türü... Voleybol ve teniste servis atışı sırasında topun fileye
değmesi. 9/ Güneydoğu Asya'da yaşayan bir cins maymun... Bir
nota.
60 ^TL ÖNCE Cumhuriyet
Gazi Hz.
31 ARALIK 1931
Gazi Hz.bugün saat beşte "Ha1kevi"ne teşrif buyurdular.
Bînayı \esahneyi_tetkik ettiler.
Gazi ensıitüsü ve İsmet Paşa Kız Enstitüsü talebesi
tarafından temsil edilecek "Akın" piyesi provalannda
bulundular.
Reisicumhur Hz. talebenin temsilde gösterdikleri
muvaffakiyetten memnun oimuşlardır.
Erkekler Birliği
Gros Biraderler
Beyoğlu lünel 525
SâM *r mucevherat
« o ve kol ! ı n W ı Al-
tın, £umı>? ve
hiienkier.
R-kahct kabui
<ontrol suüen bulunur
jzmir'de (Erkekler Birliği)
namile ve siyasetle iştigal
etmemek kaydile içtimai bir
cemiyet teşkiline karar
verildiği yazılmıştı. Cemiyet
teşekkül etmiş ve vilayete
beyannanıc vermiştir.
Alınan malumata göre
cemiyet medeni hayatta
hususi ve mürrnaz bir mevki
alan milletimizin bütün
efradının müsbet veya menfı
yelişmesinde kadın
zümresinin hayati rolünü, binaenaleyh (cemiyet)
mefbununda kadının mevkiini. aile teşkilatında kadının
hukukunu. vazife ve salahiyetini tanımak, memleketi ve
milleti uçuruma sürüklemek tehdidinde bulunan feci,
iktisadi\aziyetlerde. izdivaçlardaveenziyade
tevellüdattakı tenakusta kadınlann maalesef ne kadar
menfi roloynadıklarını veamil olduklannıgöstererek
onlara hakikı. vaziyetlerini bildirmek veerkeklerin deaile
hukuk ve vaziyetlerini anlatıp tanıtmak için teşkil
olunmaktadır.
Portakal mahsulü
Bu sene Dörtyol ve havalisindeki portakal, limon ve
mandalina mahsulü geçen seneye nisbetle daha nefis ve
daha iyi olmuştur. Bundan bir kaç seneevvel Yafa
portakallan aşısı yapılan ağaçların bu sene mahsulleri
alınmış ve şayani memnuniyet görülmüştür.
Mandalinaların da cinsleri ıslah edilmiş veçekirdeksiz
mandalina yetiştirilmiştir.
Dörtyoldan başka Rize'de de ağaçlara yeni aşı latbik
edilmiştir. Gelecek seneiçin buradan da kuvvetli mahsul
alınacağı ümit olunmaktadır.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Maden İşçileri
31 ARALIK 1961
MilliSavunmaBaknalığıncahazırlananveTBMM'ne
arzı Bakanlar Kurulunca 8.12.1961 tarihinde
kararlaştırılan "1111 sayılı Askerlik Kanununa Ek 6794
sayılı Kanunun kaldırılması hakkındaki kanun tasansı"
gerekçesiyle birlikte Millet Meclisi Bakanlığına
sevkedilmiştir.
Hükümetin sevkettiği bu ilk kanun tasansı "Asker
olmazdan öncedevlete ait maden ocaklarında maden
istihsali ile ilgili ve bu iştihsale yardımcı işlerdeçalışan
işçilerin iki yıl yerine altı ay devam eden askerlik sürelerini
iki yıla çıkarmaktadır. Bu gibi erler, evvelce altı ay hizmet
yaptıktan sonra maden ocaklarında çalışmak şartı ile
askerlik hizmetleri sonuna kadar izinli sayılmakta idiler.
Vasati olarak yılda 6 bin erin maden ocaklarında
çalışmakta olduğu maden ocaklanna işçi celbinde de
müşkülatla karşılanmadığı, bu halin Silahlı Kuvvetler
gücü zaranna olduğu gerekçesi de bildirilmektedir.
GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet
3 ocak tehdidi
31 ARALIK 1990
İşçilerin 3 ocakta gerçekleştirecekleri genel eylem ile ilgili
sözdüellosudündesürdü.Tür-İşGenel Eğitim Sekreteri
Mustafa Başoğlu, "Bir kişinin burnu kanarsa bu durum
işi giderek sertleştirir'" dedi.
Başbakan Yıldırım Akbulut, Türk-İş Genel Başkanı
Şevket Yılmaz'ın "Bir kişinin bile burnu kanarsa dünyayı
başlarına yıkarım'" biçimındeki sözlerine karşılık;
" Başlarına v ıkma. dünyayı karanlık etme. gibi laflar
büyük laflar. Herkes görevini ifa ediyor. Görevlerin ifa
edilmesindekabadayılığayeryok'"diyekonuştu. Devlet
Bakanı Mehmet KeçecilerveOlağanüstü Hal Bölge
Valiliği,TPAO veTÜPRAŞ'taçalışan450işçiden 3
ocakta işe gelmeyenlerin tazminatsız atılmalannı istedi.
IARTIŞMA
Öpme
Özellikle, erkek erkeğe öpüşmeyi birbirimizden beklemesek
çok iyi olur. Çoğu zaman, insan istemediği halde, karşılaştığı
tanıdığının öpme girişimine uymak zorunda kahyor.
Başhktaki "-me" eklerini iki değişik an-
lamda vurgulayabilirsiniz.
Yanm yüzyıl öncesi, bayramlarda ya da
karşı karşıya geldiğimiz zamanlarda büyük-
lerimizin elini öper başımıza koyardık. Bu-
nun bir saygı davramşı olduğu söylenir; zo-
runlu görülürdü. Zamanla el öpmenin in-
san kişiliğinde yaratacağı kimi olumsuzluk-
lar ileri sürülerek küçüklerin etkilenecekleri
düşüncesiyle bu geleneğin bırakılması isten-
meye başlandı...
Daha önceleri, yüce yerlerde oturanların
el-etek öptürmeleri ise cumhuriyetle çoktan
tarihe kanşmıştı...
Çocukluğum Atatürk döneminde geçti.
Aynı cinsten kişilerin, yakm zamanlara de-
ğin, bu denli çok, yanaklardan öpüştükle-
rini anımsamıyorum. 1980'lere gelinceye de-
ğin, politikacılar arasında, Cumhurbaşka-
nı'nın, Başbakan'ın, Meclis Başkanı'nın,
Bakanlann öpuşlerine rasthyor muyduk,
yoksa sürekli televizyon izlemeye başladığı-
nuz jcin mi görüp duruyoruz? Bilemiyorum.
Yakûı zamanlarda, karşılamalar, gönderme-
ler hep sanlıp öpüşmelerle içerik kazanıyof
(!)•
Bir anne, baba yavrusunu kucaklar, yu-
reğinden tasan olanca sevgisi ve içtenliğiy-
le öper. Kardeşler, birbirlerini yine sevgiyle
kucaklayıp öperler. Senli benli arkadaşhk-
lar arasındaki öpuşmeler de yine içtenlikli-
dir. Ama görev dolayısıyla aralannda yal-
nızca iş bağlantılan bulunanların ya da an-
cak birkaç kez bir araya gelmiş olanların
öpüşmeleri, bende, içtenliğiıı tersine, göste-
rişten, aldatmacadan başka bir şey olma-
dığı kanısını uyandınyor.
Içtenlik deyip geçmeyelim. Gerçekçi ol-
manın, doğruyu görmenin, hakhbğı haksız-
hktan ayirmanın yolu hep "içten otnuktan"
geçer. îçten olmayan insanın birtakım uy-
gunsuz davranışlarla, gelgeç olgulara uyum
sağlayacağı, kişUiksizliğe yöneleceği; gittikçe
dürüstlükten uzaklaşarak aldatmacayı yeğ-
leyeceği olasılık kazanır.
Televizyondan izlediklerimiz arasında,
Banlılarda erkek erkeğe, kadın kadına öpüş-
melere pek rastladığımızı söyleyemeyiz. Biz-
deyse, tum "sakıncalıdır" çağrılarına kar-
şın öpuşmeler yayguılaşıp duruyor.
özellikle erkek erkeğe öpüşmeyi birbiri-
mizden beklemesek çok iyi olur. Çoğu za-
man, insan istemediği halde, karşılaştığı ta-
nıdığmm öpme girişimine uymak zorunda
kaiıyor.
En doğrusu, Saglık Bakanı Yıldırım Ak-
tuna'nın da dediği gibi, birbirimizin gözle-
rine bakıp ictenlikle el sıkışmak... Gözler
önünde öpüş'mekle içtenliğimizi, yakınlığı-
mızı kanıtlamış mı oluyoruz? Bunları baş-
ka davranışlanmızla göstermeliyiz...
MAHİR ÜNLÜ
Göztepe/tSTANBUL
STAR 1 <DEN DUYURU
MBI Reklamcılık ve Filmcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kuru-
lu'nca 12.7.1991 tarihinde tescil edilen 14.6.1991 tarihli ve 35 sayı-
lı karar gereğince, emre muharrer senerierin, birinci derecede imza
yetkililerinden ikisinin müşterek veya birinci derece imza yetkililerin-
den herKangi biri ile A grubu imza yetkililerinden, herhangi birinin
müştereken imzalannı ihtiva etmesi sarttır.
İmza sirkülerimize göre birinci derecede imza yetkilileri Cem Cengiz
Uzan ve Ahmet Ozal, A grubu imza yetkilileri Erol Hürbaş ile Yekta
Okur'dur. Buradan da anlaşılacağı üzere Ahmet Ozal ve Mehmet
Tevfik Metin'in imzaladığı senetler şirketimizi ilzam etmemektedir.
Nitekim bu sahıslarca imza edilmiş bir senede müsteniden yapılan
icra takibl ûzerine şirketimiz kanuni yollara basvurmuş ve imza sa-
hipleri aleyhine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na da suç duyurusun-
da bulunmuştur.
Keyfiyeti kamuoyuna ve bu gibi senerieri elinde bulunduran
3. şahıslara duyururuz.
NACHVVUCHSKRAEFTE
FÜR
MERCEDES-BENZ TÜRK A.Ş.
Unsere Hauptabteilung "Unternehmens-
planungund Controiling'sucht eine talentierte
Nachwuchskraft für den Bereich
Ergebnisplanung mit folgenden
Aufgabenschvverpunkten:
• Weiterentwicklung und Pflege
des integrierten Unternehmensplanungs-
modells
• Erstellung von kurz-und mittelfristigen
Planungsrechnungen zur Unternehmens-
steuerung
• Erstellung von Planungsunterlagen zur
Berichterstattung an die Konzernzentrale
Neben analytischem Denkvermögen und
hohem persönlichen Engagement ervvarten
wir folgende ûualifikationen:
• abgeschlossenes betriebsvvirtschaftliches
Hochschulstudium
• sehr gute Deutschkenntnisse (Wort und
Schrift)
• gute PC-Kenntnisse
Wenn Sie dieses Anforderungsprofil
anspricht und Sie diese Herausforderung
annehmen vvollen, rufen Sie bitte in unserer
Personalabteilung an oder schicken Sie Ihre
aussagekraeftigen Bevverbungsunterlagen
mit handgeschriebenem Lebenslauf.
lichtbild und Zeugniskopien an:
Mercedes-Benz
Mercedes-Benz Türk A.Ş.
Personalabteilung
Burmah Çeşme Sokak
Askeri Fırın Yolu No.2
34022 Davutpaşa-İSTANBUL
Tel: 567 04 09 (10Hat)
Onlar şimdi Arnavulköy'dc eski bir cvde bulu-
nuyorlar. Üç katlı, ycoilcomiş, pembeyc
boyanmı; bir eyde. Mahçup kereviz. kafcste
karides, dinamik ahtapoı, gelincik şerbeti ve
sakızlı muballebi... Arnavutköy'dtki eski
CTİn glrlç katı bar. Bir üstte canlı muzik vaı.
Ve yukarıda -tnrpoto, ısırgaooto, ebcgû-
meci, semizotu, Iabada, rczene de içlerinde
olmak nıere- Tnrk mgtfagının AT'ye glfiş
salonu. Girerken k~art basıyorsunuz. çıkarkcn
ihmal eımeyin! (AT'ye girerkeo degil,
Arnavutköydekl o e»e.) Sacda pişmiş yufka-
lar, sebze köfteleri, pazı sarmaları, mor dolma-
larla, lavanta çiçeği kokuları birbiriyle flört
ediyor. Dnn akfam "barda tek bir içki" diye
girmiftik, sababa karfi zor çıktık. Çûnkü
Arnavutköy'dcki o evde jimdi onlar var. Töm
eski dostlar! Yenilenmiş bir mönü'yle yûrek-
lerindeki sıcaklıgı iç içe servis ediyorlar. Bunca
özlemden sonra Ece'de, olaganüstü bir ge-
cede, kendinizi evinizde hissediyorsunoz...
E C E Ş İ M D İ
A R N A V U T K Ö Y ' D E
Kamacı Sokak. 10" _T\ 165 96 00 • 165 9b 01
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
73. DÖNEM KAYfTLAUI
BAŞUDt
Kayıtlar 28 Aralık 1991
tarihinc kadar
devam etmektedir.
Dersane Uskudar 3 4 3 6 7 8 1
PISTLERIMIZ
Kc-y.ıuçı 362 47 33
T
dr.iD,a 162 08 18
K A D l K O Y
SÜRKUR
SÜRÜCÜ
KURSU
81.döne<nkayıtlarımız
devam ediyor
HaftaSonu:28Aralık
Hafta Içi: 30 Aıai.K
TAKSİTLB
Gündûz Ak^arr.
ZİYA NEBİOĞLU
Faı 3491825
Basın Kan Kaybediyor
Rakamların ortayakoyduğu acı bir gerçek var: Türk basını
kan kaybediyor. 1991 yılıKasımayındaCumhuriyet.Sabah,
Hürriyet, Milliyet, Günaydın, Yeni Asır, Tercüman, Türkiye,
Bugün, Meydan, Tan, Zaman, Güneş, Fotospor, Foto Maç,
Duvar gazetelerinin günlük ortalama net satışı 3 milyon 98
bin 925. Ulusal dağıtım yapan 16 gazetenin bir önceki aya
göre günlük ortalama net satış kaybı ise 209 bin 592. (1)
Kasımayındagazetelerin, promosyonlannıduyurrnakiçin
TV'de yaptıkları reklamların toplam tutan ise 14 milyar 142
bin TL (2) Bu reklam giderine, bir okadardadağıtılan hedi-
ye bedelini ekleyecek olursakTürk basını, yaklaşık 30 mil-
yariık bir harcama karşılığındatirajını arttırmak şöyledursun,
mevcuttirajından, dahadoğru birdeyişle, günlükortalama
net satışından yüzde 6.77'sini (209.592) kaybetmiştir.
Basının bu somutgöstergesindeki karmızı ikaz ışığını go-
ren Çölaşan, endisesini, "Kasımayınınoiaylannıdüşünelim.
Seçimden çıkmışız. Siyasetvediğerolaylaryoğun. Buortam-
da bile gazetelerin toplam satışı 200 bin düşüyorsa, basın-
dakikhzciddiolarak devam ediyordemektir,'d\yeci\\eget\-
riyor. Nfe basın kuruluşlarına seslenen yazısına şöyle devam
ediyor:
"Tün\basınıbüyükbirkrizyaşıyor. Yüzlercegazeteciarka-
daşımızişsiz.Basındaönemli-amaolumsuz-gelişmeierofu-
yor. Bu deprem nasıl
Asıl üzerinde durulması
gereken husus, günlük
ortalama satışlarda
oldukça önemli oranlara
varan düşüşlerle birlikte,
toplumumuzda basına
karşı duyulan
güvensizliktir.
duracak? Acaba kim,
kimler ve hangi basın ,
kuruluşları ilgileni-
yor?"(3)
Belki, 200 binlik
(yüzde 6.77) bir düşü-
şün büyük bir rakam
olmadığını, endişe
işareti sayılamayaca-
ğını söyleyenler çıka-
bilir. Bu konuda sağ-
lıklı bir değerlendirme
yapabilmek için 1991 Kasım ayı rakamlarını 1990 Kasım ayı
rakamları ile karşılaştırmak, gazete satışlarının mevsim iti-
barıyla yükselme eğilimi gösterdiği aylara ilişkin tablolara
bakmak gerekiyor.
1990yılı Kasım ayındaTürk basınıyalnızTVreklamlaniçin
55 milyar liranın üstündeki bir harcama ile4 milyon 183bin-
likgünlüknetsatışortalamasınaulaşmıştı. 1991 yılı Kasım
ayında ise Türk basını, yalnız TV reklamlan için 14 milyar-
lıkbirharcamayaptı.Oysagünlük netsatış ortalaması 3 mil-
yon98 binegerilemiştir. Biryıl öncesinegöre günlük net satış
ortalamasındaki kayıp 1 milyon 85 bindir (yüzde 25.9).
Rakamlaria ortaya koymaya çalıştığımız basındaki kan
kaybının öteki yüzünde ise bundandahaacıbirgerçeksak-
lıdır. Ekim ayınınilkyansında, "Türk ToplumununDeğerleri"
konulu bilimsel araştırmanın sonuçları açıklandı. Bu araş-
tırmadaülkemizdeki kurumvekuruluşlaraduyulan "güven
yac/agüven»z///("ortayakonuyordu. Rapordabasın için bu-
lunan veriler şöyle:
Basına, "pek güvenmem" diyenler yüzde 39.7; "hiç
güvenme/77"diyenler ise yüzde 17.7'yioluşturuyor. Basına,
kurum olarak güvensizliklerini belirtenlerin sayısı ise yüz-
de 57.4'ü buluyordu. (4)
Bizce, asıl üzerinde durulması gereken husus, günlük net
satış ortalamalarındaki oldukçaönemli oranlara ulaşan dü-
şüşler ile birlikte ve belki de öncelikle, toplumumuzda ba-
sına duyulan güvensizliktir.
Tiraj yadasatış ortalamalarındaki kayıplan bir zaman di-
limi içinde gazeteciliğin gereği olan işlevleri yerine getire-
rekkarşılamakmümkün.Ancak, basına ilişkin değeryargı-
larının aşınmasını önlemek, kayıplan telafi edebilmek o ka-
dar kolay değildir. Soyut değerlerin kaybedilmesi çok kısa
sürede süratle gerçekleşir. Ama, soyut değerlerin kazanıl-
ması, uzun birzamandilimi içerisindeçok yavaşgerçekle-
şir.
Dördüncü kuvvet adını verdiğimiz basının bugünkü du-
rumuna sırt çeviremeyiz. Somut ve soyut her boyutta kan
kaybeden Türk basıntnın sorunlarına, gazete sahip ve yö-
neticileri, meslekteşekkülleri, parlamento baştaolmak üze-
re, tüm demokratik kurum ve kuruluşlar eğilmek zorunda-
dırlar.
(1) Cumhuriyet, 9.12.1919
(2) Cumhuriyet, 2ai2.1991
(3) Hürriyet, Emin Çölaşan, 10.12.1991
(4) Cumhuriyet, 7.10.1991
ZİYA NEBÎOĞLU, gazeteci, Marmara Ünv. Basın
Yayın Yüksek Okulu öğretim görevlisi
ÇALIŞANLAREV
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Üniversitede Araştınna
Görevlisiyim"
SORU: Üniversite öğrenimim sırasında staj yaptığım kurum
tarafından 1981 yılında SSK'ya tabi olarak sigortam
yapıldı ve bu süreyi kapsay an bir aylık sigorta primim
ödendi. Daha sonra SSK'ya tabi olarak herhangi bir
işte çalışmadım.
1986 yılı eylül ayından bu yana, Emekli Sandığı'ıta
tabi olarak bir üniversitede araştırma görevlisiyun ve
sözleşmeli kadro ile çalışmaktayım.
İlk sigortalı olduğum 1981 ile üniversitede çalışma-
ya başladığım eylül 1986 arasıodaki süreyi borçlana-
rak. çalışma sürelerimle birleştirebilmem mümkün
müdür? Mümkün ise üniversitedeki görevimi sürdür-
mera ya da üniversiteden ayrılıp özel sektürde ve si-
gortalı olarak çalışmaya başlamam durumlarında
hangi kuruma. ne kadar ve ne şekilde borçlanmam ge-
rekecektir? H.A.
YANIT: Sosyal güvenlik kurumlannm borçlanmaya ilişkin
hükümleri değişiktir. Askerliğe ilişkin süreleri borçlanabilmek-
tedir.
Bir iş sözleşmesine bağlı olmaksızın geçen süreleri borçlana-
bilme olanağı yoktur.
Ancak Sosyal Sigortalar Yasası'mn 79. maddesi uyannca
"Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından veril-
meyen veya çalıştıklan kurumca tespit edilemeyen s'igortalılar,
çabştıklannı hizmetlerinin geçtiği yılm sonundan başlayarak
10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacaklan ilam ile is-
patlayabilirlerse, bunlann mahkeme karannda belirtilen aylık
kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılan nazara alınır."
1981 ile 1986 arasındaki sürede bir ya da birkaç işyerinde hiz-
met akdi ile çalışmış, fakat bu çalışmalar işveren ya da işveren-
lerce sigorta kapsamına alınmamışsa bunu yargı yolu ile
kanıtlayarak sigortalı süre olarak saydırabilirsiniz. Bunun dı-
şında bu süreyi borçlanarak sigortalılık süresinden saydırabil-
meniz olanaksızdır.
Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 31 borçlanılabilecek süre-
lerle ilgılidır. Bu maddeye göre iştirakçilerin:
"a) Emekliliğe tabi olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta
uzmanlık için yurtiçinde veya yurtdışında geçirdikleri normal
doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,
b) Avukatlık stajını açıkta iken yapanlann. normal staj süre-
leri" borçlanma kapsamındadır. Bu sürelerden başka yasal;
izinle, "yabancı memleketlerde veya uluslararası kuruluşlarda
görev alan veya bilgi vegörgülerini arttırmak, staj yapmak üze-
re yurtdışına gönderilenlerden, aylıksız izin müddetlerine ait
emeklilik keseneklerini 5434 sayılı kanunun 31'inci maddesine
göre ödememiş olanlann bu suretle geçen süreleri" de borçlanı-
lacak sürelerdendir.
1981 ile 1986 yıllan arasında geçen süreniz yukanya aldığı-;
mız borçlanma kapsamına giren sürelerden değilse, bu süreyi
bcj-çlanabilmeniz olanaksızdır.