Katalog

31 ARALIK 1991 CUMHURÎYET, SAJNLAR G Ö R Û Ş Elma Âdem elmayı ısırdı; bızim dişlenmız hâlâ daha kamaşır Macar atasözü KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK SAĞLAR, ONCE BAKAN SONRA BABA OLDU Hoşgeldin Yankı Erdal Fikri ve Serap Sağlar yeni yüa bebeklcri Yankı Erdal'la girecekler. KüHür Bakanı Fikri Sağlar, Türkmenistan gezisınden döner dönmez hastaneye koştu. Tıyatro sanatçısı eşı Serap Sağlar, özel Güven Hastanesi'nde 3 kılo 200 gram ağırlığında bir erkek çocuk dünyaya getirmişti. Sağlar çifti ittifakla evın yeni konuğuna Yankı Erdal adını verdiler. Anne Serap Sağlar ve Yankı Erdal Sağlar'ın sağlık durumlarının çok iyi olduğu belirtildi. Kuçük Yânkı'nın ilerıde sanatçı mı, siyasetçi mi olacağının ötesınde, hangi takımı tutacağı tartışma konusu. Koyu Galatasaraylı olan Bakan Sağlar, "Yankı da doğuştan Galatasaraylı' derken, Küçuk Yankı'yı görenler, bu çocuk olsa olsa Beşiktaşlı olur dıyorlar. DİPLOMASİ Bir ûstyapı sorunu Rahmetlı Korutürfc, cumhurbaşkanlığı döneminde protokote büyük özen gösterırdi Büyükelçı Haluk Bayülken'in genel sekreteriiği zamanında bu konuda bir çalışma da var. Ama protoko) ıle ilgili sorunlann çözümlendiği söylenemez. Kimi kişiler protokolün bir üstyapı sorunu olduğunu öne sürüyor. Bu sorun nedenıyte özellikle dış görevdeki büyükelçilerin haylı sıkıldığı söyleniyor. Dıyelım bir büyukelçilikte resmı konuklar ıçin verilen yemeklerde Hazine ve Dış Tıcaret Müsteşarı ya da Merkez Bankası Başkanı nereye oturacak? Devlet Bakanı hangi sırada yer alacak, büyükelçinin yeri kimden sonra karar verilemiyor, bir karmaşa oluyor. Çünkü hiç kimse yerinden memnun kalmıyor. Bir Uzakdoğu ülkesinde yaşanan olaylar şaşkınlığa ve kahkahalara yol açmıştı vaktıyle Ülkedeki büyükelçı masadakı yerıni beğenmıyor, tabağını ters çevırıp yemeğı terk ediyor. "Ben devletimı temsil ediyorum" dıyor. Oysa sofrada Hazine ve Dış Ticaret müsteşarı da var, o da devleti temsil ediyor. Öncelik hangisınde acaba? Protokol bıçımsel bir olay da olsa üstyapıda tepkilere yol açıyor Bırçok büyükelçi bu konuda kesın kurallar taşıyan bir belgenin hazırlanmasını istıyoriar. Japonya'dan dönen büyükelçi Ank'ın da bu konuda ilginç deneyleri olduğu söyleniyor. Bu üstyapı sorununa da ışık tutar belki. PROF. KONGAR KAMAR'DAN AYRILDI ıt-rı^v jî-^yt.' PARA KAZANMAKTAN KORKTU— Köşe dönmekten korktuğu için köşesne çekilen Prof. Dr. Emre Kongar, "50 >ıldır aamusumuzla çalıştık. Şimdi arkadaş- lanınız bakan oldu, adayı oiduğum parti de iktidarda. Alacagım ber iş 'nufuz ticareti' olarak goriilecekti. 'Ya para kazanırsam' ya 'köşeyi donersem' diye korktum" diyor. Emre Hoca'mn'köşeyi dönme3 korkusu Prof. Dr. Emre Kongar, 1987 yılında kurduğu ve bugüne dek yönettığı Kamar Araştırma Şirketı'nden ayrıldı. Prof Dr. Kongar, bu ayrılık kararını yazılt bir açıkiamayla duyurdu. Ancak açıklamada aynlığın "nedenleri" yoktu. Bunun üzerıne Prof. Kongar'ı aradık ve nedenleri sorduk. Son derece şaşırtıcı bir yanıt verdı: "Köşe dönmekten korktuğum ıçin ayrılıyorum." "Nevi şahsına münhasır" deyısinin somut bir ömeği olan, bilim, araştırma ve basın dunyasının "hoca"sı Prof. Dr. Kongar şunları anlattı: "50 yıldır namusumuzla çalıştık. Şımdi arkadaşlarımız bakan oldu, adayı oiduğum partı de iktidarda Alacagım her iş, bir 'nüfuz ticareti' olarak görülecekti. Bundan korktum. Daha da ötesi 'ya para kazanırsam', köşeyi donersem' diye korktum. Onun ıçin Kamar'dan aynlıyorum. Bir sûre evımde dinlenmek nıyetindeyim." Prof. Kongar, "Kültür Bakanlığı müsteşarı olacak" yolundakı haberleri de "Tamamen dedıkodu düzeyinde" diye yorumladı. Köşe dönücüluğün "erdem" sayılmaya başlandığı 199O'lı yıllarda, "köşe dönmekten korktuğu ıçin köşesıne çekilen" Prof. Kongar, giderayak, açıklamasıyla bir de "demokrasi dersi" verdı. Prof. Kongar, basın açıklamasında şunları söyledi: "Türk basını, demokrasinin en önemli öğelerınden birı olan 'kamuoyu araştırmaları'nın kurumlaşması için toplumumuzda öncü bir görev yapmıştır. Başta Hürriyet, Sabah, Millıyet ve Cumhurıyet gazeteleri olmak kaydıyta, tüm basın ya bızzat kendilerı kamuoyu araştırması yaparak ya da cıddı araştırma kuruluşlarıyla ışbırliği halınde, Türkiye'de kamuoyunun sıyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik konulardakı eğılımlerinı belırlemiş ve bunları genış okuyucu kıtlelerine aktarmıştır. Böylece Türk basını, çağdaş demokratik toplumun en önemli gostergelerinden birı olan 'kamuoyu' kavramını Türkıye'deki demokrasinin de vazgeçılmez öğelerınden biri haline getırmiştir. Bu arada kamuoyu araştırmalannın 'kötüye kullanılışlarının' engellenmesınde her türlü devlet denetiminin olumsuz bir sansür nitelığı taşıyacağı da unutulmamalıdır. Atatürk'ün basın özgürluğü konusundakı sözü, kamuoyu araştırmaları konusunda da geçerlidır: Kamuoyu araştırmalannın kötüye kullanılmasının yaratacağı sorunları çözmenın tek yolu, kamuoyu araştırmalannın özgürce yapılmasıdır." 11 YIL SONRA Melike ve Şanar'in 'Arkadaşlah Şanar Yurdatapan ve Melike Demirağ, Türkiye'deki dostlanyla hasret gıderdiler. Geçen hafta içınde bir gece, Bostancı'daki Derya Restaurant'da 11 yıldır görmedıklerı ve çoğu müzik çevrelerınden dostlarını ağırfadılar sanatçılar.. Son derece mutlu ve heyecanlı oldukları gözleniyordu. 12 yaşındaki dunya güzeli kızları Zeynep ile Şanar'ın kardeşı Lale Mansur ve Onur Yurdatapan bu aile tablosunu tamamlıyordu. " Öecp^e'fcatilan çbk sayıda sanatçı, sırayla mıkrofona gelerek 1970'lerin müzik dünyasından anılar getirdiler. Geceye katılanların arasında Atillâ özdemiroğlu, Timur Selçuk, Nil Burak, Yesim, Yelû, Ercan Turgut, Esln Afşar, Zümra Aycan, Esmeray, Kartal Kaan, Güzin-Baha, Edip Akbayram, Sadık Gürbüz, Arzu Ece, Göksel Kortay, Kerem Yılmazer, Atillâ Dorsay gıbı isımler vardı. Herhangı bir gazinocunun ağzının suyunu akıtacak kadronun bir bölümü, eskılerden şarkılarla Türk popunun ve Şanar-Onur kardeşlerle Atillâ Özdemiroğlu'nun kurucusu olduğu Şad-Yapım'ın parlak günlerınden yansımalar getirdiler. Ama gecenın en heyecan verıcı anı, kuşkusuz Melike Demirağ ın mıkrofona geçıp "Arkadaş"ı söylediği an oldu. Evet, aradan onca yıl, olay geçmiş, deneyimler yaşanmıştı. Ama o gece bir arada olanların "arkadaşlıkları" bunca şeye direnmişti ve hâlâ ayaktaydı. DİNLENME Başkanın neşesi iyi Merkez Bankası Başkanı Rüsdü Saracoğlu yoğun çalışmalardan ve uluslararası trafikten vakit bulunca Türkkuşu'ndan bir uçağa atlayıp havalarda dolaşıyor, dinlenıyor. Kimi zaman eşi Nurdan Saracoğlu da katılıyor bu uçuşlara. Karadeniz'de bir uçuşun güzelliğınden ikisi de çok etkilenmişler. Dınleyenler düşündüler. Genç başkanın siyasal ve ekonomik koşullara karşın neşesini yıtırmemesi mavi yolculuklardan kaynaklanıyor belkı de o © o o o o o o o PİKNİK Ph ALE M4DRA HIZU GAZETECİ \ECDET ŞEX ÇİZGİLİK KÂMİL M4SARAC1 r7 \ GARFIELD JM DAVIS BLACKIE WHITE C.ARLOS TRILLOERSESTO R.GARCM SEUAS BULUT BEBEK MRAY ÇIFTÇI buvnunuz.vn y n'oolmaz... TARİHTE BUGÜN MİMTAZ ARIKA.\ 31 ARALIK Caleri • Atölye 232 64 26 • 23O 21 87 TÜRK KULTÜRÜNE HİZMET VAKFININ CA^ERAĞA MSDRESESINDE EL SANATLARI • HALK OYUNLARI ILJRS KAYTTLARI BAŞLAMIŞTIR HM-Teıhıp-Mınyatur-Ebru-Resım Kwraş Desenleme-Porselen Susleme Cm Susleme-Den Elışlen-Vıtray Seramık-Halı-Kıhm-Osmanlıca nicsuJ-Tasanm 513 18 43*527 31 44 GALERÎ CDA Resim Güzel bir Hcdiycdir. Hosn» Ge ede Cıc tO2<B 80200 îeşv>ktye^stantxıl le 1S9 22 0S galeri • atölye 232 64 26 • 230 21 87 VIII. HENRY AFAROZ EDİLDfL 153A-'TE 8U<$UN,tNGıLTeH£ *XAU VIII UENHV, K£AJDı- NI.İNGtt-TERE KKJSBSl'NIN 8A$I ILAN £777. ISPAN- YA KfiAU'NIN KIZI CATHBRIME ÎLE E{/Ll OLAN VIII. HENRy,ONOAN SOŞANIP ANNESOLEVH'LE EV- LENMEK iSTlYORtHJ. ANCAK, KATVUKLBR IÇ /A/ YASAfCTI I/E PAPANIN ONAYINA Ş PAPA VII. CLEMENT, O StflA- ^ KHALI'NIN STKfSl ALTINDAYD1 VE 1STEĞI GERl ÇSI/IBJM. Vtll.HEhllZY KAf&iRLtYP^ p/esAr BILIP, ROMA KJL/'SES/YLE IL- /CBSTîROl, SONBA ANNE 8OL£YN'LE EV- LENPİ. PAPA au NEPENLS OHU A&VİOZ ETMŞ 71 AMA, /NGlLTE-££ KlLISESl OE 8AĞ/MS/2 glR K/şiLifC MZANMtŞTl- Not fhpo VII Ctemertt; &ulı- ano de Med'Cı 'nm erlıhk dı$ı ÇOOjğuydu 1.