13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9 4EL ;ni hüktimetten beklentiler' Lültür Servisi — Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal ştırmaîar Vakfı (TÜSES) tarafından düzenlenen ve hükiimetin kültür politikasına iüşkin beklentiler ünden toplu bir bakış içeren panel bugün saat K)'te The Marmara Oteli'nde gerçekleştirilecek. Killtür canı Fikri Sağlar'ın da katüacağı panele giriş serbest. ji Sağlar'ra açılış konuşmasmı yapacağı panel, !SES Kültür Koraisyonu Başkanı Onat Kutlar afından yönetüecek. Panele konuşmacı olarak Hulki ;tunç, Murat Belge ve Zulfü Livaneli kaülacak. ERGI W>tasun'un sergisi I Kültür Servisi— Hulya Botasun ikinci kişisel resim îrgisini Teşvikiye Zebra Galerisi'nde açtı. Botasun, yeniden-yapım", "transavaganza"nın her şeyı yerinden arstığı ve her şeyin yeniden duşunulmesini istediği bir lönemde yeniden-yapımlara görselliklerin "sözel" yanını ia kendine" ozgü duyarlıhkta gerçekleştirmeye çalışıyor. Sanatçı, daha önce yapılmış resimleri, büiünlemek istediği serüvenin bir basamağı ya da malzemesi olarak kullanıyor. Botasun pop kulturünun yeniden-yapım mantığını bugüne, tuvallerine aktanrken kendi ironik, ıdeolojik söylemlerini resimsel oğelerini kullanarak somutlaştıryyor. 1962 İstanbul doğumlu sanatçı halen Marmara Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nde yüksek lisans öğrencisi. Sergi 7 Ocak 1992'.ye kadar izlenebilir. İstanbul da yeni galeri • tSTANBUL (AA) — tstanbul'da yeni bir galeri, karma bir sergiyle etkinliklere başhycr. Eminönü'ndeki tarihi Zindan Han'da açılan Galeri Axtist, bugünden itibaren sanatçı ve sanatseverlere hizmet edecek. 4 ocağa değin açık kalacak ilk sergide yapıtları yer alacak sanatçılar şunlar: Şeker Ahmet Paşa, Ali Rıza Beyazıt, Celal Esat Arseven, Celal Uzel, Civanyan, Diyarbakırh Tahsin, Hikmet Edip, Hakkı Köseoglu, Eşref Üren, Fahrettin Baykal, Feridun Saraçoğlu, Fahri Kaptan, Fuat Soyhan, Ferit Halil Paşa, Hayri ^izel, Hikmet Onat, Cahit Derman, Halil Dikmen, tbrahim Safi, îbrahim Çallı, Kadri Aytolon, Mehmet Uzel, Nazmi Dayan, Naci Terzi, Naci Kalmukoğlu, Namık İsmail, Nazmi Ziya, Nuri tyem, Pertev Boyar, Selçuk Toğul, Süleyman Seyyit, Sami Yetik, Saim Özeren, Sım Eldem, Selahattin Teoman, Şehit Hasan Rıza Bey, Şerif Renkgöriır, Şevket Dağ ve Şeref Akdik. TARİHİ ESER Tarihi eser hırsızlığı • TİRAN (AA) — Arnavutluk'ta bugüne kadar gerçekleşürilen en büyuk tarihi eser hırsızhğında, ülkerün güneyindeki Fier kenti müzesinden MÖ 3. yüzyıldan kalma, paha biçilmez değerde 15 adet heykel, büst ve rölyef çalındığı ortaya çılttı. Kültür Bakanuğı yetkilileri, hırsızlığm iki hafta önce yapüdığmı ancak iki gün önce anlaşılabildiğini belirttiler. Çahnan tarihi eserlerin son derece kıymetli olduğunu ifade*eden yetkililer, yurtdışına kaçırümadan bulur.abilmeleri için geniş çaplı bir soruşturma başlatıldığım açıkladılar. DİRĞI Anons'un yeni sayısı • Kültür Servisi— Ayhk olarak yayımlanmakta olan Anons plastik sanatlar dergisinin arahk sayısı yayımlandı. Anons'un dokuzuncu sayısında kapak konusu olarak Fransız ressam Balthus yer alıyor. Ergin Koparan, cumhuriyet döneminin ilk heykelc«erinden ve unlu Alman heykelci Belling'in asistanı Yavuz Görey ile konuşuyor. Bu sayıda yer alan diğer sanatçüar ressam ve oğretim üyesi Tülin Onat ve özgun baskımn ünlü ismi Prof. Süleyman Saim Tekcan. Hollandalı seramikçi Evelyn van Baarda ve Bulgarisıanh heykelci Ziyatin Nuriev Anons'un diğer konukları. Genç ressam Server Demirtaş da bu sayının konukları arasında. Bu sayıda tanıtüan sanat galerileri ise Urart ve Tanak. türsak TURKİYE SINEMA VE AUDIOV1SUEL KÜLTÜR VAKFI S E M P O Z Y U M TÜRKİYE1 NİN YENİ RADYO-TELEVİZYON DÜZENİ 10.00-13 00 AÇIUŞ ve BİLDİRİLER Fıkrı SAĞLAR (Kultur Bakanı / TÜRSAK Yonetım Kurulu Üyesi) Gokberk ERGENEKON (Oevlet Bakanı) "Açış Konuşmalan' Yönelen: Prof Dr Cevat ÇAPAN (TURSAK Yönetim ve Yayın Kurulu Üyesi) , Doç. Dr Melıh PAZARCI (1TU ' Elektrık-Elettronık Bolumu) Elektromanyetik Spektrum ve Radyo TV Yayıncılığı" Ibrahım GOKSEL (Telsız Genel Mudürlüğu / Genel Mudür) "Radyo-TV Frekans Ptanlaması' Alev ERIEVENT (TGM ı Genel Mudur Yardımcısı) "Bugünün ve Yarının Radyo-TV Teknolojisi" Prot Or ErsanlLALO-U Basın Yayın Yuksek Okulu) "Uluslararası Oüzeyde Radyo TV Yayıncılığı, Hukuksal Modellerin Karşılaştırılması" Mahmut Talı ONGOREN (lletışım Uzmanı-Yazar) "Yerel Yönetimler ve TV Yayıncılığı" Hıfzı TOPUZ (UNESCO lletışım Komıtesı Başkanı) "Kamusal Radyo-TV Yayıncılığı" 14.00-18 00 PANEL-TART1ŞMA Yöneten Suha ARIN (TURSAK Yonetım ve Yayın Kurulu Uyesi) Katılanlar- Gokberk ERGENEKON (Devlet Bakanı). Bulent AKARCALl (ANAP İstanbul Mılletvekılı). Akm BEŞİROĞLU (TRT Baştıukuk Muşavin) ve ozel televızyon kanallarından temsılcıler. Sıyast partı temsılcılen, tum demokratık kıtle örgutleri ve basın tartışmaya katılmak uzere davetlıdır 18 00-19 00 Kokteyl Sempozyum kamuoyuna açık ve ucretsızdır 14 Aralık 1991 Cumartesi / Saat. 10.00-19.00 Mimar Sınan Üniversitesi. Audıtorium/Fındıktı4stanbul Marquez'in kısa rvmanından uyarlanan JCırrnm Püzartesi' Beyoğlu Sineması'nda Herkesîn 2özleıi önünde Dilimize de çevrilen "Kırmızı Pazartesi"nin beyazperde uyarlamasmda, "Isa Eboü'de EhırdıTnun yönetmeni Francesco Rosi'nin imzası var. "KırmızıPazartesi" biraşk,tutku,öçve cinayet filmi. Kiltür Servisi - Bir Kolombı- ya köyünde işlenen ortak bir cinayet... Ünlü yazar Gabriel GarciaMarquez'in romanından uyarlanan ve Beyoğlu Sine- ması'nda gösterime giren "Kır- muı Pazartesi", namus ve ölüm konulanna dayalı, gülmece ile düşgücünün içiçe işlendiği bir fılm. Marquez'in romanından et- ltilenen halyan yönetmen Fran- cesco Rosi, "Kırmızı Pazartesi bir mozatk; gerçek anlam tnm parçalar biraraya geldikten son- n ortaya çıkıyor" dvyor. 1987 yapımı fılm, gerçekten de bır düğümün çozülmesi gibi yavaş yavaş ulaşıyor sonuca... Bayardo San Roman adlı ya- bancınm Kolombiya'daki küçük köye gelişi, önemli bir olaydır... Bu yakıştklı adam kö- yün en gûzel kızı Angela'yı bir kez görüp evlenmeye karar ver- dığinde ıse, düşûnün köydeki heyecan dalgasmı. Ancak gör- kemli düğün, ilk gecenin ardın- dan bir "trajedi" ile sonuçlanır. Taze gelin bakire değildir ve da- mat gecenin bir vaktı km ailesi- ne geri gönderir. Tûm köy çalkalanır; suçlu kimdir? An- gela'tun söylediğine göre, kö- yün delikanlüanndan Santiago Nasar'dan başkası değildir "soçhı"... Sonunda, bir sabah şalak vakti, evinin önünde bıçaklanır Santiago Nasar. Çıkan dediko- dulara rağmen bu cinayet nasıl önlenemez? Köyde yaşayan in- sanlann saflığı, şıddeü ve çap- raşık duygulan da katkıda bulunmuştur bu trajediye... Napoli'de dogan ve hukuk eğitımi gören yönetmen Fran- cesco Rosi. 2. Dünya Savaşı'nın ardmdan tiyatro ve sinemada çahşmaya başladı. Rosi. 1948 OKTAKBtR CtNAYET — "Kırmız' Pazartesi", Kolombiya'nmbir köyünde bir anlamda otaklasa işlenmiş bir cinayeün öyküsü yapımı Rlm, daha önce Uluslararası İstanbul Festivali'nde de gösterilmişti. gerceklık arasmdaki soyuu >one ile bırlikte rol aldığıyılında Visconti'ye "Yer Sarsılı- yor" adlı fılmde asistanhk yaptı. İlk konulu fılmini ise 1957 yıhn- da gerçekleştirdi. Toplumsal içerikli ve günü- müz ttalyası'nın sorunlanna değinen filmler yapan Frances- co Rosi'nin "Kırmızı Paıartesi" filmi, diğer fılmleri gıbı ölûm duygusu, trajedinin derinliği, öte yandan yaşama coşkusu ve Latın ruhunu yansıtıyor. "Carmen" fılminde olduğu gibı, salt gerçekçiliği amaçla- maz Rosi. "Kınnoı Paıartesi"- de Latin kültürü ve geleneği ile yaklaşan bağlantınm ortaya konduğu bir fılmidir yöneüne- nin. Olay, bir cinayetin önceden ılan edilerek vahşice işlenmesi- dir, herkesin gözlen önünde, bir "ortak cinayefür... Bu aşk, tutku, öç ve cinayet Fılminin kadrosunda ttalyan oyuncu Ornella Muti, Ropert EYCrett, Anthony Delon. Gian Maria Volonte ve lrene Papas var. Kısa bir süre önce bir Ameri- kan yapınunda, Sylvester Stal- ğ "Oscar"da izledığimiz Ornella Mutı, çocuksu güzelliğinin yanı sıra duyarlı bir oyun sergiliyor fılmde. Genç oyuncular Rupert Everett ile babası eibt oyuncu- luğu seçen Anthotıy Delon'un yanı sıra yıllann oyunculan Gı- an Mana Volonte ile lrene Papas da ızlenmeye değer. "Kınnızı Pazarteâ M nın yaza- n, 1982 Nobel Edebiyat Ödülü' nün sahibi Garcia Marquez ise romanmın nasıl yaaldığını şöyle anlatıyor: KIRMIZI PAZARTESİ Yapıt: Gabriel Garcia Marquez O>-WBC«d»r: Rupert Everett, Ornella Yönetıaen: Francesco Rosi M u t i > G i a n Maria Volonte, lrene Papas, Senarvo: Francesco Rosi, Tbnino Guerra l-ucia Bose, Anthony Deion. <>öran(Ü y»netm«nit Pasqualino de Beyoglu Sineması: 12.00,14.15,16.30, S a n t i s 19.00,21.15, Tel: 151 32 40 "Bu roraamn otnz >ıllık bir geçmişi var. Başlangıcı gerçek bir olaya, Kolombiv a'da bir ilçe- de işlenen bir cinasete dayanır. Ben bu faciayi çok yakından gö- ren tanıklardan biri>im. O gün- lerde birkaç övküm yayunlan- mıştı, ilk romanımı daha yazmamıştim. Bu ola>m benira için çok önemli bir malzeme ol- duğunu hemen anladım. Ama annem önüme durdu. Olay m bazı kahramanları ha>atta olduklan sürece bu romanı hiçbir zaman yazmamaroı söyledi. Bana ayrı- ca sözkonusu kişilerin adlarını da verdi. Annemin bu onerisini kabul etmedim. Çünkü cinayet olayıoın kapandığını sanıyor- dum. Yalnız facia daha da geliş- ti, sonunda bazı olavlar oldu. Bu roroanı o günlerde >azmış olsay- dım ola>ı daha iyi kavramama yardımcı olacak birçok öğe eksikkalacaktı" BehçetNecatigü Şür ÖdiUü'nün bu yûki sahibi Turgay Kantürfc ŞiirYenibir kitap üstünde çalışıyorum. Belki ''Oktay Rif at çok değer verdiğim bır şaır. birkaç yıl sürecek. Belki de tüm yazma Behçet Necatigil, Türk şiirinm serüvenim içinde devam edecek. Adı Binbir kuyumculanndan biri. Onda beni en çok Geceyarısı. Bir anlamda benim Binbir Gece etkileyen sözcüklerle yakm ilişkisi ve seslere Masallanm..." verdiği önem..." AHU ANTMEN Tekirdağ Altınova'da 0 deniz, kat kaloriferli, komple eşyah yeya eşyasız, süper lux yalı daire. Tel: 554 60 52 Şair Bebçet Necatigü'in anı- sına düzenlenen Bebçet Necati- gfl Şnr Ödülü'nü bu yıl genç sair Torgay Kantürk 'tlk Gibi Son' adh kitabıyla aldı. Cemal Reşit Rey Salonu'nda dün düzenle- nen ödültöreninde ödülünü Ne- catigil'in eşi Huriye Necattgfl'- den alan Turgay Kantürk, bu- güne dek Türk Dfti, Yeditepe, Gösteri, Varhk gibi birçok der- gide şürlerini yayımlamış. Kan- türk ile çahştıgı Dormen Tiyat- rosu'nda kulisteki odalardan bi- rinde konuşuyoruz. — Şiir serüveni nasıl başladı? — 1981 yılmda ilk şiirimi ya- yımladım. Daha sonra bu 10 yıl içinde çeşitü dergüerde arahk- ûrla yazdım, çünkü piyasariın içinde yer almak istemedim. Ca- ğaloglu Yokuşu psikolojisine girmek istemedim. Orada bir 'yer kapma' savaşı var ve o sa- vaş beni çok tedirgin ediyor, çünkü ben şürin kendi sorunla- nyla ilgilenen bir insamm. Bu yüzden Cağaloğhı'na pek gir- medim ve hep dısandan şiir ver- dim. — 3a 'geri çekUiş'in Cağa- loglu Yokuşu psikolojisi dışın- da nedenleri neydi? — Bu bir anlamda kasıtlı bir geri çekilişti. 80'li yıllarda top- lumsal hayaüinızdaki sallantüar edebiyata, edebiyat değetlerine, ölçütlerine de yansıdı tabii ki doğal olarak. Benim yazmaya çahstığım şiir de bu anlayışlar- la çok fazla örtüşmüyordu. Onun için daha durulmuş, otur- mus bir zaman gerekliydi ve 80'Ü yülann içindebir iki kez ki- tap önerisi almama rağmen şi- irlerimi kitaplaştırmak isteme- dim. Nedeni de o gtinlerde ya- zılacak şürle değerlendirilecek olması, okur tarafından da o anlayışla tüketilecek olmasıydı. Samyorumbu bekleyis verim- li oldu. Bu ödül söz konasu ol- masaydı bile kitabımın en azın- dan sunuluşu açısından benim için önemli bir yayınevi tarafın- dan (yalmzca şiir yayunlayan) temiz bir baskıyla çıktı kitap. O 2amanlarda yayımlamış olsay- dım sarunm 'gümbürtüye gide- cekti' kitap... — Ve beklemeyi sectiniz... Bundan sonraki tavnnız ne ola- cak? — Evet, beklemeyi seçtim ve sanınm iyi oldu bu bekleyis. Uzun süre şiir yayımlamayı dü- şünmüyorum bu kitaptan son- \ ta. En azmdan bir dört beş ay. Biraz düşünmek, kitabın karşı- hğını almak istiyorum. Kitapta- ki şürlerle yeni çıkacak şürlerin kıyastenmasmı istemiyorum bir süre. Onun için yine bir bekle- yis içine gireceğim. Ama bu ara- da yeni bir kitap üstüne calışı- yorum. Bu, belki birkaç yû sü- recek, belki de tüm yazma serü- venim içinde devam edecek bir kitap. Adı 'Binbir Geceyarısı.' Bir anlamda benim Binbir Ge- ce Masallanm. — Sizinte aynı yaşlud» şiir Onun için 80'li yıllarda bu böy- leydi, 90'u yıllarda da bu böyle surecek samyorum. — Peki bu yülann bir deger- lendirmesini yapabilir misiniz? — Bizim şiirimizde öyle bir şey var ki işçüik her zaman çok az. Şiir bizde hep bir seyler adı- na kullanılagelmiştir. Toplum- sal anlamda demiyorum yalnız- ca. Bireysel anlamda da şiir biz- de cok kullanıhyor. Karşı çıkış- lar, öfkeler, ruhsal sorunlar... Hep şiir bunlara araç ediliyor. Bu sadece onlann süçu değil, bunu yureklendiren insanlar da var piyasaıruzda. Şiiri kullanan şiire Türkiye'de çok prim veri- liyor. 90'b yıllarda şür dünya edebiyatında da çok geriye gidi- yor. Fakat geri dönüşler de baş- ladı. Benim şiirime ügi gösterihnesi ve bu geri dönüşü bir anlamda dogruluyor. Şürin şiir ohna gö- revini bir kez daha hatırlatıyor şairlere. Ben Turgay Kantürk'e verihnesinden çok bu ödülün şi- AYN1 ZAMANDA TTYATKOCr — Behçet Necatiga Şür Ödülü'nun sahibi Turgay Kantürk, ay- nı zamanda Dormen Tiyatrosu'nun oyunculan arasında. Kantürk'un daha once "Pencereler" adlı bir oyunu da sahnelendi. (Fotograf: ENİS ONAT) yazmaya başlayan ve bugün kendi 'şür seravenlerini' yaşa- yan birçok insan var. Kendini- zi çağdaşlannula kıyasladıgınız oluyor rau? Sizce 90'h yıllarda Türk şüri nereye gidecekî — Şimdi benim şöyle bir so- runum var: Kitabın gelişmesin- de de ortaya çıkan bir sorun. Ben 80'li ve 90'lı yıllarda ede- biyat anlayışı açısından kendi- mi çok yalruz hissediyorum. Birkaç dost ses dışında hemen hemen benim anlayışıma yakın şair yok gibi. Bu beğendiğim şa- ir yok anlamına gelmiyor; este- tik seçimlerim açısından yakm- laşabileceiim insanlar çok az. Oysa benim sorunum şürin ken- di başına bir varhk olabilmesi, tabii sözünü ettiklerimizi de içe- recek, çünku biz toplumsal ha- yatm içinde yaşıyoruz. Bir dü- zende yaşıyoruz. Belli öfkeler- le, belU karşı çıkışlarla yaşıyo- ruz, aima şür yazma diye bir ey- lem söz konusu. Yazma eylemi de şair ohna eylemi de şüri ger- çekten sözcüklerle var edebilen ve adma şiir denen, yazana şair denen şey. Bizde âlt alta bir şeyler yazan şairler var. Birtakım lafları alt alta getirip birtakım güzel laf- ları bir araya getiren insanlar yazdıklannı şiir zannediyorlar. ire biçimsel anlamda değer ve- ren insanlaraverümiş kabul edi- yorum bu ödtilü bir anlamda. Onun için benim bu yalnızhğım sürecek sanırım 90'h yıllarda da. Çünkü dünya edebbiyatm- da da bütün türler birbirine gi- riyor. Sinema ile müzik, tiyat- ro ile şiir birbirine giriyor, tür- lerarası bir iîişki yaşanıyor. — Kendintze yakın bulduğu- nuz şairler olmalı... — Kendime yakın bulduğum şairler var tabii ki. Türk edebi- yatında şiir ağvrhkh bir yer dol- duruyor. Ben de Türk diliyle üreten bir ınsan olduğum için Türk şiirini çok yakmdan takip Anadolu'da resim sergisi • Kültür Servisi — Anatolia Sanat Merkezi'nde bugün Ahmet Öcal - Mehmet Can Goksu Karma Resim Sergisi açüacak. Saat n.Offde verilecek bir kokteylle açüacak sergi 30 arahk tarihine kadar sanatseveTİerin ilgisine açık kalacak. Sanat merkezinde ayrıca kokteyl öncesi saat 15.30'da Hüseyin Çağm'ın "Bizans'ın Kapıları" başhkh söyleşisi ve sonrası Erkan Dursun'un "Türk Popunun Dünü ve Bugününden öraekler" adlı muzik dinletisi yapılacak. Azeri öğretim görevlileri • EDİRNE (AA) — Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadetûz, Azerbaycan'dan 12 öğretim görevlisinin Türkiye'ye gelerek üniversitede ders vereceğini söyledi. Üniversite bünyesinde bu yü oğretime açılan konservatuvar bölümü Uc fen fakültesi ve hahcıhk bölümlerinde ders verecek olan Azeri öğretim görevlilerinin dil sorunu bulunmadığını beürten Karadeniz, alınanlann, branşlannda tanınmış kişileT olduklarım bildirdi. Malta Kö^kü^ne ödül • Kültür Servisi— Yıldız Parkı'ndaki Malta Köşkü, tspanya'nm en büyük turizm kuruluşlanndan Actualidad'ın verdiği Buyük Gastronomi Ödulu'nu aldı. Malta Koşkü, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun İstanbul'da açtıgı ilk tesisti. Malta Koşku'nün "üstün kalitedeki atmosferi ve servisi"nden dolayı verilen ödul, Madrid'de, Palas Oteli'nde 1 Şubat 1992 tarihinde yapılacak bir torenle verilecek. bugün bilsak eden bir insanım. Belki de takip ederdim demek daha doğru olur, bugün yazüan şüri çok sık takip ettiğimi söyleyemeyece- ğim. Çünkü okuduğum şeyler beni hep karanhk yerlere götü- rüyor. Hep umutsuzluğa düşü- yorum, şür konusunda özellik- le. Yaratıcılığın günden güne yok olduğuna inamyorum şiiri- mizde. Sadece kısu duygu çö- küşlerinden oluşan birtakım şi- irler var ortahkta. Tabii ki etkilendiğim, sevdi- ğim, kendime yakın bulduğum ya da yararlandıgım birtakım şairler oldu. Omeğin Oktay Ri- fat benim çok değer verdiğim bir şair. Onun dışında eski şa- üierimizden Yahya Kemal, Ah- met Hamdi Tanpınar, Dranas gibi şairleri zaman zaman tek- rar okuyorum. Sanınm genç kuşağın en önemü eksikliği bu şairleri atlamaları. Ben de ilk şür yazmaya baş- ladıgım zaman her şeyin ken- dimle başladığına inanırdım, ye- ni bir söz söylediğimi sanırdım, yazdığımın şiir olduğunu sanır- dım. Ama geriye dönüp benden önce yazüanakesinhkle bakmak lazımdı. Bu da sıkı bir tarama- yı, bir anlamda çahşmayı gerek- tiriyordu. Şiir okuyarak, yaza- rak, çahşmakla olan bir şey. 'Ben söyledim oldu' değil. Sa- dece yaratüan değil. Biraz da yapüan bir şey şiir. Onun için sevdiğim şairleri hep baş ucum- da tuttum. Dünya edebiyatmdan da çok sevdiğim şairler oldu. özellikle çağdaş Fransız şairlerini çok se- verim. Bauddaire, Rimbaud gi- bi şairleri sık sık dönerek oku- rum. Beat Generation çok aşın bir uç olmasına karşm ordan da değerlendirerek okurum. Oktay Rifat dışında Melih Cevdet An- day gibi Selahattin Kudret Ak- sal gibi hatta gıderek Enis Ba- tur gjbi genç sayılabilecek şair- leri ısrarla takip ediyorum. Ken- di dilimin başka dillerle çakış- tığı noktalan bulmak zonında- yım. — Ya Behçet Neeatigil? — Türk şürinin en önemü us- talanndan, kuyumculanndan biri. Onda beni en çok etkile- yen, sözcüklerle yakm ilişkisi ve seslere verdiği önem. Sözcükle- rin anlamlarının dışında sesleri- nin de kişiliklerinin de olduğu- nu duşünen bir şair. Şürin öz so- runlanyla devamh uğraşmış bir şair. İnsan ve yaşadığı yer ara- smdaki ilişküeri sadece çözüm- lemiş, kavramaya çahşmış değil, bunu şiirsel anlamda da bir ya- pıya dönüştürmüş bir şair. O anlamda geleneksel değerlerle de hesaplaşmış bir şair. Behçet Necatigil Şür Ödülü'nü almak benim için güzel ve bunun öte- sinde anlamlı. 14 ARALIK CL'MARTESt Genç Tiyatrocular Seminerleri 1: "Tıyatroca Konuşmak" Yön: Haluk Şevket ATASEVEN, Cevat ÇAPAN, SibelPEKÇE Konuk: Zchra ÎPŞİROGLU Fotograf Çahşmaları M. Ziya ÜLKENCİLER yoneuminde Laünce Çatışmalar Salı-Perşembe 19.30-2130 Seramik Çalışmaları KadriyeEzcl AĞAOĞIU 10.00-14.00 BtLSAK FINDIKLl Cafe-Rar-Restaurant Rezervasyon: 1523868-1520130 Cafe-Foyer-Bar(^Gıriş) 12.00 -00.30' AfricanCaîe-Bar(5.Kai) Pan\ bilsak, sıraselviler cad., soğancı sok. 7 cıhangir 143 28 79-99 OncelMeri IRuslararası Sempozyumu lşığında "TtRKM'NİN ÖNÜNDE Dr.T.ZiyaEKtNCl EsKi Mılletvekılı Haluk ŞAHtN Gazeted-Yazar 14 Arahk 1991 Cumartesi Saat: 15.00 Mıilkıyelıter UAalı Kanıçcşmc Tel İ5T J* M - 15 l ElVınliljTİmij, Restaunnt \t Lokalimu Her1te5« \çıktır Rc/ \wf -m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle