22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 1991 * * * HABERLERİN DEVAM CUMHURİYET/19 Gorbaçov Dönemi de Kapanırken... (Baştarafı 1. Sayfada) artık türnüyle yitirerek işlevsiz kaldığı açığa çıkmış oldu. Şimdi ne yapacak? Dün Moskova kaynaklı yorumlarda bir tümce özellikle dikkati çekiyordu: Mihail Gor- baçov ıstifaya bir adım daha yaklaştı. İstifa edip köşesine de çekılebilir; etmeyip eski rakibi Yeltsin'in gölgesinde simgesel bir görevle de yetinebilir. Ama bir nokta kesin- dir: Gorbaçov'un siyaset sahnesindeki lider- lik rolü sona ermiştir artık. • Gorbaçov, 1985yılında Komünist Partisi'- nin başına geçip kendisinin başlattığı bu re- form sürecinin günürt birinde kendisini böy- le bir sona getirebileceğini herhalde hesap- lamamıştı. Perestroyka (yeniden yapılanma) ve glas- nost (açıklık) politikalarıyla ülkesindeki tota- liter sistemi reforme edebileceğini, böytece Sovyetler'i özellikle ekonomik alanda güç- lendirerek "süper güç" nitelığini koruyaca- ğını sanmıştı. Olmadı. Bunun olamayacağını bir süre sonra ken- disi de gördü. Komünist Partisi'nin iktidar te- kelini elinde tuttuğu bir sistemin kendi için- den reforme edilemeyecegini, rekabet koşul- larından tümüyle yoksun, dışa kapalı bir eko- nominin düze çıkmasının hayal olduğunu an- lamaya başladı. Ama yine de politik ve ekonomik alanda- ki tekelci yapıları kırmakta sürekli gecikti Gorbaçov. Komünist Partisi'nin iktidar teke- line veda etmesi uzun zaman aldı. Hem ço- ğulcu siyasal düzen hem de ekonomik ge- lişme için ekonomide piyasa mekanizmala- rının kaçınılmaz olduğunu anlaması da ko- lay olmadı. Kısacası yavaş gitti. Fransız ihtilali'nin radikal önderlerinden Robespierre, 1792'de çok hızlı gittiği için kendisini eleştiren birine şöyle der: "Sen galiba devrimsiz bir devrim istiyor- sun." Gorbaçov'un son altı yıl içinde izlemiş ol- duğu duraksamalı çızgi haklı olarak bu sö- zü çağrıştmyor. Ama bir nokta yadsınamaz: Sovyet lideri Gorbaçov'un başlatmış oldu- ğu reform süreci, tarihin akışını olağanüstü hızlandırmıştır. Doğu Avrupa'daki 1989 Dev- rimi, yani bu ülkelerdeki totaliter rejımlerın birbiri ardından iskambilden şatolar gibi yı- kılmasında belirleyici rol kuşkusuz ona aittir. Çağımızın son imparatoriuğunun dağılışını -tabii istemeksizin- kendi eliyle hazırlayan Gorbaçov, böylece soğuk savaşın noktalan- masına da kapıyı açmıştır. Daha güvenli bir dünyaya doğru atılan adımlarda oynadığı çar- pıcı rolle geçen yıl Nobel Barış Odülü'ne de hak kazanan Mihail Gorbaçov, yüzyılımıza damgasını vuran ve tarihin akışını hızlandı- ran büyük devlet adamlarından biri olarak geçecek. Ama bu demek değildir ki kuzey komşu- muzda -ya da artık daha doğru deyişle- ku- zey komşulanmızda işler bugünden yarına düzelecek. Bunu şimdi kimse söyleyemiyor. 25 bin kitap artık özgür Demirel ilk kez ÖzaPı (Baştara/ı 1. Sayfada) sında Panait îstrati, Maksim Gorki, John Steinbeck gibi ya- zarlaruı çeşitli eserleri de yer alıyor. Dep»oda aynca Cengiz Tun- cer, llhan Seİçuk, Erol Toy, Ne- cati Cumalı, Rauf Mulluay, Rı- fat Dgaz. Bekir Yddız, Şevket Süre)ya Aydemir, Cevdet Kud- ret, Dogan Avcıoğlu, Nâzım Hikmet, Sadun Aren, Çetin Al- tan gibi ünlü isimlerinin değişik kitaplarının da bulunduğu sap- tandı. Yasaklı kitaplar deposunda dün bir basın toplantısı düzen- leyen Kültür Bakanı Fikri Sağ- lar, içeriği ve savunduğu düşün- ce ne olursa olsun hiçbir kitabın böylesine aşağılanamayacağını belirterek "Kitaplan yakarak ya da burada görüldüğü gibi hap- sederek düşünceleri yok etmek mümkiın olsaydı dünya bugün- kü uygarlık diizeyine ulaşamaz- dı" dedi. Sağlar, kitaplan kısa bir dü- zenleme sonrası özgürlüklerine kavuşturacaklannı ve kütüpha- nelere iade edeceklerini bildirdi. Bakan Sağlar, tüm yasaklama- larla ilgili olarak yaptıklan ça- lışmalar sırasında ilk önceliği idari kararlarla getirilen yasak- lamalan tanıdıklannı ve bakan- lıktan kaynaklanan tüm yasak- lan kaldıracaklannı sözlerine ekledi. ADANA fflPODROMU'NDAN TAHMİNLER 1. KOŞU: F: Akmurat (4), P: Adanagüzeli (1), PP: Rakkase (3), S: Fış Fış (5). 2. KOŞU: F: Şehzade (1), P: Burçakhanım (3), S: Zümrüt- bey (4). 3. KOŞU: F: Türkay (2), P: Nirvana (4), S. Adlan (5). 4. KOŞU: F: Sayyad (5), P: Küçükfıliz (12), PP: Yiğithan (7), PP: Tunahan (6), S: Gül- şah 5 (11). 5. KOŞU: F: Burlington (2), P: Golden lsle (4), PP: Lady Se- ra (6), S: Sasa (1). 6. KOŞU: F: Ükşans (6), P:Ka- ragümrüklü (2), PP: Taci (10), PP: Sancan (8), S: Gülseren 1 (15). 7. KOŞU: F: Kartalbatur (5), P: Ercan 77 (1), PP: Timuçin- han (6), S: AJbayım (4). Zam paketi 'Baba'yı bekliyor (Baftarafı 1. Sayfada) renildı. Zamlarla ilgili olarak yapılan teknik çalışmalarda normal ko- şullarda 1992 yılında 39 trilyon lira olacağı hesaplanan KİT sis- teminin finansman açığının ilk aşamada yan yanya azaltılması öngörüldü. ANAP hükümeti döneminde hazırlanan 1992 yılı programında, gelecek yıl KtT- lere bütçeden yapılacak 13 tril- yon iiralık kaynak transfenne rağmen kuruluşlann yine de toplam 26 ırilyon lira açık vere- ceği öngörülmüştü. Yeni Hazi- ne Müsteşarı Tevfik Altınok'un açıkları konusunda programı hazırlayan DPTyı eleştırerek, "24 Ocak'ta benimsenen bir prensip vardı. Artık KİT denge- leri sıfır açıkla yapılacaktı. Şim- di siz, bu kadar açıkla nasıl bir denge yapabiliyorsunuz. Bunu değiştirmek yeniden sıfır açıklı dengeye gitmek gerekir " dediği öğrenildi. Bu arada hazırlanan değışik zam senaryolanna ve KİT yatı- nmlannı kısıa önlemlere karşın KİT açıklannın kâğıt üzerinde dahi 20 trilyon lirarun altına çe- kilemedıği görüldü. Teknik lop- lantılarda temel mal ve hizmet nitelığindeki KİTlere ilk aşa- mada yüzde 20-40 arasında de- ğişen oranlarda zam yapılması. daha sonra da her kuruluşun maliyet dengelerini gözeterek aylık yüzde 3-5 arasında fıyat ayarlamasına gitmesi öngörül- dü. Tansu Çiller'in yanı sıra Ma- liye ve Gümrük Bakanı Sümer Öral ıle Enerjı ve Tabii Kaynak- lar Bakanı Ersin Faralyalı'nın da katıldıklan dünkü toplantı- da son biçimi verilen zam oran- lannın Başbakan Demırel'in onayına sunulduğu belirtildi. Hazırlanan son tablolara gö- re belli başlı ürünlerde beklenen zam oranları şöyle: ELEimiK Tüm sanayi için te- mel girdi niteliğinde olması ve tüm sanayi maliyetleri üzerinde zıncirleme etkisi olacağı için elektrik fıyatlanna yüksek oranlı bir zam öngörülrnüyor Ancak TEK aylık yüzde 3-5 oranında otomatik eylül ayın- dan bu yana fiyat ayarlaması yapamadığı için bir defaya özgü olmak üzere elektrik fiyatlan- nın yüzde 20-25 oranında arttı- nlması öngörülüyor. MMRYMOT: Petrol ürünlerının fıyatlannın ortalama yüzde 25 oranında arttınlması üzerinde duruluyor. Ancak bu oranın tüpgaz (LPG) ve motorinde bir miktar daha düşük tutulabile- ceği belirtildi. fEKER: Eski hükümet döne- minde Başbakan Yılmaz'ın gerı aldırdığı şeker zammının 5-10 puan fazlasıyla yürürlüğe ko- nulması düşünülüyor. Ancak bu konuda zammın gecikmesiy- le yapılan stoklardan bazı cev- relerin vurgun sağlamalarının nasıl önüne geçileceğının sorun oluşturduğu ifade ediliyor. TtKEL tçki ve sigaraya yüzde 35-40 civannda zam yapılması- nın düşünüldüğü, bu arada. ıt- hal ürünlere \apılacak zam oranının bir kac puan daha fazla olabileceği kaydedildi. Öte yandan. elektrik ve petrol ürünlerine vapılacak zamlann ulaştırma ve haberleşme başta olmak üzere tüm KİT'lenn ma- liyetlerini etkıleyeceği için de- miryollan, THY ve PTTnin de ücret tarifelerinı bu zamlara gö- re yeniden ayarlayacağı kayde- dildi. Sağlar, "tçeriği ve savundu- ğu düşünce ne olursa olsun hiç- bir kitap böylesine aşağılana- maz. Burada gordüğünüz kitap- lar, Kültür Bakanlığı tarafından 1978-1979 yılları arasında ya- yımlanan ve daha sonra yine Kültür Bakanlığı'nca satışı ve dağıümı yasaklanan kitaplardır. Hemen hepsi Turkiye ve dünya- ca tanınmış yetkin yazarlann kitaplandır" dedi. Fikri Sağlar kitaplann yasak- lanma gerekçelerini içeren bir raporu da gazetecilere dağıttı. Raporda yer alan yasaklanma gerekçelerinden bazılan şunlar: Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Yaramaz Sözcükler" kitabı için rapor hazırlayan Bakanlık Müşaviri Neşet Aykut, kitabın "sağlayacağı faydalar" bölü- münde şöyle diyor: "Bir fayda sağlayabileceğine kani degilin . Kitabın içinde ya- tan espri de budur sanırım, an- laşümasın, duyulmasın. yaşan- masuı. Devrik cumlelerden olu- şan kitabın 11. sayfasının birinci satınndaki 'Hop/gel buraya' sözünden başka anlaşılır başka bir cümleye rastlanılamadı". Alman edebiyatçı Frank Du- renmatt'ın "Beşinci Frank" adlı eserinin Tahsin Saraç tarafın- dan yapılan çevirisi için olum- suz rapor hazırlayan Prof. Dr. Safinaz Duruman ise kitap için "Durenmatt'ın bu tiyatro oyu- nu tüyler ürpertici, güldürme- yen bir güldürüdür" görüşunü bildiriyor. Durenmatt'm aynı kitabı için rapor hazırlayan Bakanlık Mü- şaviri Keraal Erdem ise raporu- nun sonuç bölümünde, "Kana- atim, kitap, okuyana fayda sağlamaz" diyor. James Joyce'un "Sürgünkr" adlı kitabı için rapor hazırlayan Bakanhk Müşaviri Zeki Yağ- murdereli de daha çok kitabın dilini eleştirerek "Kitap uydur- ma kelimelerle doludur. Kulla- nılan her kelime Ue güzel Türk- çemize hakaret edilmektedir" diyor. Basım Gömeçlioğlu da Meh- met Türkkan'ın "Neyidik ne Olduk" kitabının yasaklanma- sına, "Pek çok anlatışlar"ı ge- rekçe gösteriyor. Gömeçlioğlu'- nun verdiği örnek ise şöyle: "— Senin olduğunu nerede bildin? Ağa sordu. — Bu köle güzel kızdır, onunla yattın mı? Tuz ekmek hakkı için doğru soyle. — Tuz ekmek hakkı için doğ- ru söylemem gerekiyorsa, yattım. — Kın soydun mo? Çınl çıp- lak yaptın mı? — Soydnm, çıniçıplak ettim. — Kalçasındaki damgayı gör- medin mi? — Gördüm..." Terörist ihbanna 50 milyon tstanbul Haber Servisi — Po- lis tarafından Emniyet Müdür Yardımcısı Şakir Koç ve şofö- rü Vedat Dilmaç'ın öldürülme- si olayını gerçekleştirdikleri açıklanan ve Devrimci Sol üye- si oldukları belirtilen 5 kişi ile aynı örgütün lideri cezaevi fıra- risi Dursun Karataş'ın fotograf- ları ve açık kimliklerinin yer al- dığı afişler lstanbul'un çeşitli yerlerine asıldı. "Polis katilleri ve leröristler aranıyor" başlıklı afışte, bu ki- şilerin yerlerini bildirenlere 50 milyon liradan başlayan para ödülleri verileceği ve kimlikleri- nin gizli tutulacağı belirtildi. Tutuklu bulunduğu Bayram- paşa Cezaevi'nden geçen yıllar- da firar eden Devrimci Sol ör- gütünün lideri Dursun Karataş ile örgütün bazı eylemlerinden sorumlu oldukları ve son olarak Emniyet Müdür Yardımcısı Şa- kir Koç ile şoförüne yapılan su- ikasn gerçekleştirdikleri polis ta- rafından açıklanan Adnan Ber- ber, Mustafa Demirer, Bahattin Anık, Ali Aygül ve KemaJ Tam- can'ın fotoğraflanyla açık kim- liklerinin yer aldığı afışler, İs- tanbul'un çeşitli yerlerine asıla- rak bu kişilerin aranmalanna başlandı. "Polis katilleri ve le- röristler aranıyor" başlıklı afiş- te, "Bulundukları yeri bildiren vatandaslanmızın kimlikieri giz- li tutulacak ve ödüllendirilecek- lerdir. lhbarlann 055 numaralı Polis İmdat telefonuna bildirilmesi" ibaresi yer aldı. Afışteki fotoğraflarda, Dursun Karataş'ın firanndan önce Bay- rampaşa Cezaevi'nde en son çe- kilen fotoğrafı ile perukhı, bı- yıklı ve gözlüklü halini yansıtan 3 fotoğraf bulunuyor. Devrim- ci Sol lideri Dursun Karataş, 1953 Elazığ doğumlu. Selim, Kemal, Dayı kod adlan kulla- nan Karataş, Devrimci Sol da- vasında idam istemiyle yargıla- nırken 24 Ekim 1989'da tutuk- lu bulunduğu Bayrampaşa Ce- zaevi'nden Bedri Yağan'la bir- likte fırar etmişti. öte yandan Devrimci Sol adı- na lstanbul Klodfarer Caddesi'nde bir avukatın pa- spasmın altına bırakılan bildiri- de Sedat Simavi'nin anma töre- ninde patlatılan bombanın kontrgerilla eylemi olduğu ve kendileriyle ilgisi bulunmadığı iddia edildi. (Baftarafı 1. Sayfada) Havalimanı'na saat 08.55'tt geldi. Demirel'i havaalanında kendisinden önce gelen Tez kar şıladı. Havaalanına daha sonr; gelen devlet bakanlan Akın Go nen ve Şerif Ercan da Özal' karşılayan bakanlar arasınds yer aldılar. Özal'ı karşılamaya. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Doğan Güreş Ue YÖK Baş- kanı Prof. Dr. Ihsan Doğramacı da geldi. Karşılamada, Ankara dışında bulunan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz adına Hüsnü Doğan hazır bulundu. Karşılama heyeti, ANAP'lı es- ki ve yeni bazı milletvekillerinin de katılımıyla 20 kişiden oluştu. özal'ın gelişini şeref salonun- da bekleyen Demirel, Cindoruk ve bakanlar, uçak havaalanına yaklaşınca yerlerini almak üze- re dışan çıktılar. Demirel ve ba- kanlann, Özal'ı beklerken so- ğuktan titredikleri gözlendi. De- mirel'in yanında protokole gö- re sırasıyla Güreş, Doğan, Cey- hun, Tez, Doğramacı, Gönen, Ergenekon ve Ercan yer aldı. Cindoruk, özal'ı ucaktan iner- ken karşılamak üzere gruptan aynldı. Cindoruk, özal'ı "Hoşgeldiniz" diyerek öptü. Onur kıtasını denetleyen özal ile yanında yürüyen Cindoruk, bu süre içinde hiç konuşmadı- lar. özal ile kendisine soğuk bi- çimde "Hoşgeldiniz" diyen Başbakan Demirel, öpüşmeden tokalaştılar. Karşılamada hazır bulunan bakanlar da aynı bi- çimde davrandılar. Havaalanı- nın şeref salonuna yan yana yü- rüyerek, ancak konuşmadan gi- ren özal, Cindoruk ve Demirel 10 dakika görüitüler. özal, bu görüşmeden sonra Senegal gezi- siyle ilgili bir açıklama yaptı. özal, açıklamasını yaparken sa- ğında Cindoruk, solunda Demi- rel oturdu. Demirel'in, özal'ı asık bir yüz ifadesiyle dinlediği gözlendi. özal, açıklamasını ta- mamladıktan sonra, yine Cin- doruk ve Demirel ile yan yana yürüyerek havaalanından aynl- dı. özal'ın yürürken gülerek Demirel'e bir şeyler söylediği, kendisini gülümseyerek dinleyen Demirerin çok kısa bir yanıt ve- rerek sustuğu görüldü. Demirel, arabasına binerken özal'ın eli- ni sıktı ve yeniden "Hoşgeldi- niz" dedi. Demirel, aracı hare- ket ederken özal'ı, eündeki fötr şapkasını sallayarak selamladı. özal gittikten sonra Demirel ile Cindoruk öpüşerek aynldılar. Özal'ın açıklaması özal, Islam Konferansı'nda- ki temaslanyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Orta- doğu'daki barış sürecine yakın ilgisini, bölgede adil ve kalıcı bir barış sağlanıncaya kadar ilgili taraflann gerekli esneklik ve ak- lıselimi göstermeleri gerektiğini vurguladığını anlattı. Açıklama- ya göre Özal, temaslan sırasın- da katı müliyetçilik, etnik çekiş- meler, yabancı duşmanlığı ve bağnazlık sorunlarına da dikkat çekti. özal, Kıbns sorunu konu- sunda da Kıbns Türklerinin bü- tün yapıcı gayretlerine, Türki- ye'nin müzakere yoluyla bir çö- züm bulunması yolundaki aktif destek ve katkılarına rağmen hâlâ soruna bir çözüm buluna- madığma işaret etti. Özal, kar- şı tarafın Kıbrıslı Türklerin sa- mimi endişelerini anlaması ve si- yasi eşitliğin gerçekten kabulü yoluyla BM Genel Sekreteri'nin arabuluculuk görevinde ilerleme kaydedileceğini belirtti. Özal, tslam Konferansı Örgü- tü ve üye ülkelerin Kıbnslı Türklere desteğiııi sürdürmesi- ni istediğini ve IKÖ'nün, Kıbns- h Türklerin üye olarak katüması ve diğer uluslararası forumlar- da da örgütün bu davayı destek- lemesi gerektiğini vurguladığını bildirdi. Özal, "Azerbaycan'ın örgıite tam üye olarak katılma- sının kabulünden duyduğumuz memnuniyeti beyanla, diğer üye ülkelerin de Turkiye'yi izleyerek Azerbaycan'ı tanımalannı um- duğumuzu belirtttm" dedi. özal, zirve konferansında, Kıbns konusunde ekim ayında tstanbul'da yapılan 20. İslam Dışişleri Bakanlan Toplantısı'n- da alınan kararların teyit edil- diğini ve KKTC'nin tam üyeli- ği telaffuz edilmeden fiiliyatta tam üyeliğin bütün avantajla- rından yararlanmasımn kabul edildiğini belirtti. Özal, "Bu ka- rar 649 sayılı BM Güvenlik Konseyi karariannın lisanını ay- nen yansıtmakta ve Kıbns ko- nusunda bugüne kadar tslam Konferansı Orgütü'nce alınmış, KKTC lehine en ileri karar ni- teligini taşımaktadır" dedi. Grip salgını (Baftarafı 1. Sayfada) mastan kaçınmak önerilebilir. Ancak aşı, A ve B tipleri ile bun- lann alt tiplerine karşı yüzde 50-80 oranında koruma sağla- maktadır. Ancak aşının herke- se uygulanması gereksizdir. Yüksek riskli gruplar, yani kalp hastalan, astım, bronşil, diabet hastalıgı olanlar, 65 yaşın ustün- dekiler, böbrek yetmeziiği olan- lar, orak hücreli anemi vb has- talıgı bulunanlar. bağışıklık sis- temi baskı altında olanlar, gri- be yakalanmamak için aşı ola- bilirler." 1991 Turkiye Markalar Şampiyonu Renault / ^ bOSCH SOtB M1AUVT 17 UNLU MARKA IKINCILIK İÇİN YARIŞTI.. 1991 Turkiye Otomobil Sporları Yarışması'nda Renault bir kez daha şampiyon oldu..."Türkiye Markalar Şampiyonu" oldu. Lanria, Ford, Opel, Mitsubishi, Toyota, Mazda, Fiat gibi tanınmış tam 17 marka bu yıl ikincilik için yanştı... 1991 Turkiye Otomobil Sporlan Yanşması'nda bütün bu markalan geride bırakarak " 1991 Turkiye Markalar Şampiyonu" Renault oldu. Bu yıl ralli, ralli kros, tırmanma ve pist kategorile- rinde 32 ayrı yanş yapıldı. Renault bu yanşlarda rakipleriyle birlikte zamana, çok zor yol ve doğa koşullanna..kara, yağmura, çamura, rampalara, virajlara, taş toprak zeminlere de meydan okudu...Ve Renault, tek bir kategori veya tek bir yanş değil, bütün kategoriler ve bütün yanşlarda elde ettiği başanlarla şampiyon oldu. Markalar Şampiyonu olmanın anlamı büyüktür... Çünkü Markalar Şampiyonu olmak demek, sağlamlıkta, dayanıklılıkta, teknolojide, güçtede rakipleri geride bırakmak demektir Renault her açıdan rakiplerinden önde olduğu için şampiyon oldu... Ve yıllardır elde ettiği başanlarla Renault şampiyonluklara, rakipleri ikincilik için yanşmaya alıştı. \ RENAULT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle