Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Hayatıfelç eden soğuk hava batıda etkisini kaybetti doğuda hava sıcaklığı düşüyor
Kar doğuya goçtüEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin
Faralyalı, kötü hava koşullarının neden olduğu
elektrik kesintisi yüzünden ANAP
hükümetlerini suçladı. Ankara'da okullar tatil-
Haber Merkezi — Kötü hava
koşullan batıda etkisini yitirir-
ken doğuda etkili olmaya devam
ediyor. Ankara'da dün gece baş-
layan kar yağışı yaşamı olumsuz
etkilerken, okullann tatil edildi-
ği haberinin geç verilmesi yü-
zûnden yine öğrenciler perişan
oldu. Kayseri'de önceki gün baş-
layan ve dün de devam eden kar
vağışı yüzünden 210 köy yolu
ulaşıma kapandı. Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı Ersiıı Fa-
ratyaiı son günlerde kötü hava
koşullan yüzünden yaşanan
elektrik kesintilerinden ANAP
iktidannı suçladı.
NE\
Ankara'da dün gece başlayan
kar yağışı özellikle yüksek ke-
simlerde etkili oldu. Okullann
iki gün tatil edildiği haberinin
geç verilmesi yüzünden okulla-
nna sabah giden öğrenciler yol-
larda perişan oldu. Okul kapı-
larından dönen öğrenciler oto-
büs duraklannda uzun kuyruk-
lar oluştururken bazılan da kar
sevincini aralannda oyun oyna-
yarak değerlendirdiler. Meteoro-
loji Genel Müdürlüğü'nden alı-
nan bilgiye göre Ankara'da kar
yağışı bugün de serpintili olarak
sürecek.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Ersin Faraiyalı dün yaptığı
yazılı açıklamada şehir şebeke-
lerinin belediyelerden TEK so-
rumluluğuna geçişinin 1982 yı-
lında olduğunu belirterek, "Bu
taribten sonra şehir dagıtım şe-
bekeleri TEK'in üretime önceUk
veren yaürun politikası ve özel-
HkJe lsUnbul, Ankara, Izmir gi-
bi büyük kentlerimizdeki hızü
gelişme sonucu bugün yetersiz
hale gelmiştir. Bu arada dagıtun
sistemleri ihmal edilmiştir." de-
di.
Istanbul
Kadıköy'de hızı saatte 120 ki-
lometreyi geçen fırtınanın yük-
sek ve orta gerilim hatlannda
oluşturduğu tüm anzalann gide-
rildiği bildirildi.
Aktaş A £ tarafmdan vapuan
açıklamada, cumartesi günü
başlayan fırtmadan bu yana
100'ün üzerindeki bakım, ona-
nm araa ve personelin çahşması
ile tüm anzalann giderildiği
kaydedildi.
Açıklamada yoğun kar yağı-
şının devam etmesi ile oluşacak
yeni anzalar için abonelerin 069
nolu acil anza servisine ihbar-
da bulunmalan istendi.
öte yandan tstanbul Su ve
Kanalizasyon Idaresi (İSKt),
abonelerin yapılan su dağıtım
programıyla ilgili iştek ve şikâ-
yetleri Kadıköy ve Üsküdar böl-
gesi için 310 54 15 (8 hat), Kar-
tal bölgesi için de 377 66 00 (3
hat) numaralı telefonlara bildir-
melerini istedi.
ISKl'den yapılan açıklamada,
daha önce verilen telefon numa-
ralannda bir yanhşhk yamldığı
belirtilerek bundan sonra yeni
verilen telefonlara şikâyetlerin
bildirilmesi istendi.
Kar yağışının devam ettiği üç
gün içinde tSKİ'ye toplam 27
bölgeden bin 158 şikâyet yapıl-
dığı ve bunlann 903'ünün gide-
rildiği bildirildi.
İSKİ yetkilileri, diğer şikâyet-
lerin giderilmesi için de çalışma-
lar yapıldığını kaydettiler.
Kayseri'de yoğun kar yağışı
yaşamı etküiyor. Kent merkezin-
de 35 santimetreyi bulan kar ka-
lınlığı, Erciyes Kavak Merkezi'n-
de 1.5 metreyi gecti.
Kar yağışının etkili olduğu Pı-
narbaşı, Sanz, Yahyalı, Tomar-
za ve Develi ilçelerinde toplam
210 köy yolu ulaşıma kapandı.
Kar yağışı yüzünden Trab-
zon'un Hayrat, Çaykara, Tonya
ve Macka ilçelerine bağlı 14,
Bayburt'un Aydıntepe ve Demi-
rözü ilçelerine bağlı 13, Gümüs-
hane'nın Kelkit, Şiran, Torul,
Köse ve Kürtün ilçelerine bağlı
18, Rize'de 10, Giresnn'da ise 12
köy yolunun çevreyle ulaşun
bağlantısı kesildi.
Zonguldak'ta önceki günden
beri etkili olan elverişsiz hava
koşullan nedeniyle birçok köye
elektrik verilemezken, kapalı
köy yollanrun ulaşıma açılma-
sına aralıksız çahşıhyor. A
Elverişsiz hava, KnidarelPnde
de hayatı olumsuz yönde etkili-
yor. Bölgede gündüzleri eksi 4,
geceleri de eksi 10 derece dola-
yına kadar düşen hava sıcaklığı
ve kar yağışının yanı sıra saatte
80 kilometreye ulaşan fırtına ne-
deniyle okullarda öğretime veri-
len ara, 16 aralık pazartesi gü-
nüne kadar uzatıldı.
EW YORK
Salman Rjişdü
ortaya çıkü
NEW YORK (Cumhuriyet)
— Salman Rüşdü, önceki gece
aniden ve hiçbir ilan verilmeden
New York'ta Columbia Üniver-
sitesi'nde ortaya çıktı. tran'ın
hakkında ölüm fermanı verdiği
yazar Salman Rüşdü, "Söz söy-
İeme özgürlügü hayatın
ketMİisidir" dedi. Yirmi dakika-
hk bir konuşma yapan yazar
Rüşdü, aniden beürdiği gibi es-
rarengiz bir şekilde podyumun
arkasındaki karanhga kanştı.
Bilindiği gibi İran eski lider-
lerinden AyetuUah Humeyni,
yazann "Şeytan Ayetkri" kita-
bında İslama hakaret ettiği ge-
rekcesiyle 14 Şubat 1989'da
ölüm fermanı vermişti. Ayrıca
çeşitli ülkelerde kitaba karşı ya-
pılan gösterilerde onlarca kişi öl-
müştü. Rüşdü, o gün bugündür
fennam yerine getirmeye çalışan
bir Islarn gönüllüsünün eline
düşmemek için yer altında yaşı-
yor.
az stereotipik düşünmeleri için
yol göster. Sonra kendime de-
dim ki kabul et Salman, kabul
et, Islam'ın hikâyesi diğer bütün
hikâyelerden daha çekici senin
için, tabii ki senin öyle üstün bir
özelliğin yok, doğaüstü bir ya-
nın yok... Ama Islam, kara bir
talih demek değildir, her zaman
senin ailende olduğu gibi bir
kültür, bir medeniyet, büyükba-
banda olduğu gibi açıkgörüşlü-
lük, babanda olduğu gibi lezzet-
li bir tartışma demektir, tehlike-
lilere Müslümanlığı korkunç bir
sözcük haline getirmeye izin
verrrre' söz söyeme özgürlügü
hiçbir şeye başlamak demek de-
ğildir diyor benim bazı aşırı İs-
lamcı dostlanm, hayır efendim,
söz söyleme özgürlügü her şey-
dir, bütün oynndur, söz söyleme
özgüriiiğün hayann ta kendisi-
dir.«"
Rüşdü, edebi tonda sürdürdü-
ğü konuşmasını şöyle bitirdi:
tran'ın hakkında
ölüm fermanı verdiği
Hint asıllı tngiliz
yazar Salman Rüşdü,
önceki gece Columbia
Üniversitesi'nde
ansızın ortaya çıktı ve
20 dakika süren edebi
bir konuşma yaptı.
Yalmz ve acılı bir
adam izlenimi
uyandıran Rüşdü,
konuşmasını, "Baylar
bayanlar, balonumuz
cehennemde batıyor"
sözleriyle noktaladı.
Columbia Üniversitesi'nde
ogrencilerin bulunduğu salonda
aniden ortaya çıkan Salman
Rüşdü, salonun bir anda kanş-
masına yol açtı. Uzun süren al-
kışlardan sonra konuşmasına
başlayan Rüşdü, "yalnız ve
aedı" bir adam izlenimi uyan-
dırdı. Kravatsız bir gömlek ve
sakaüyla Islami bir giysi içindeki
Rüşdü, konuşmasına şöyle baş-
ladı: Birkaç yolcnsayla giden
balonda bir smntı başlar- Yaralı
balon sadece bir tek yolcuyu ta-
sıyabüecek durumdadır.. Hey-
hat peki kim yaşamalı, kim öl-
meii ve kim bu seçimi yapmah?"
Açıklı konuşma şöyle devam
etti: "Bir an düşündüm, kendi
kendime dedim Id 'Salman, se-
sini yükselt ve Müslümanlara
onlann düşmam olmadığm me-
sajını yolla. Batı'yı Müslüman
dünyasım anlaması için biraz
daha ikna etmeye çalış. Biraz da
"Bk dostun bir dosta anlanu ne-
dir, bir ogul bir ana için ne de-
mektir? Ya da bir baba için, in-
san nıhunun, kalbinin ve bilin-
cinin ne oldugnna karar vennek
gerek. Bir yazann degeri nedir,
bir hikayenİD degeri nedir? Bun-
lara karar vennek gerek. Baylar
bayanlar bmlonumnz cehennem-
de baüyor."
Salman Rüşdü, uzun süredir
New York'a gelmek niyetinde ol-
duğunu Amerikan yetkililerine
bildiriyordu. Ancak Lübnan'da
rehinelerin Iran'ın araahğı ile
salıverildiği sırada ABD, Iran'ı
huzursuz edecek bir girişimde
bulunmamak için Rüşdü'ye izin
vermedi. Rehinelerin salıveril-
mesinden sonra RUşdü'ye daha
esnek davranan Amerikan yet-
kilileri, ziyaretten pek memnun
olmadıklannı kaydediyorlar.
Rüşdü'nün bundan sonra
ABD'de "emİD" bir yerde kala-
cağı bildiriliyor.
BERAAT SEVİNCİ — Bir kadına tecavüz ettiği iddiasıyla Palm Beacb mahkemesinde yargüanan Senatör Edward Kennedy'nin
yegeni VVilliam Smith, jürinin "suçsuzdur" karannı duyunca rahat bir nefes aldı. (Fotograf: AP)
Tecavüz iddiasıylayargüanan yeğen Kennedy beraat etti
Pornografik dava sona erdiŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — "Size Mic-
had diye hitap ettiği sırada pe-
nisiniz bu hanımın vaginasında
mıydı?"
VViUiam Kennedy Smith'in
bir kadmın ırzına geçtiği iddi-
ası ile yargılandığı ve önceki
gün beraat ettiği dava, bu tür
ifadeleriyle bütün ABD için on
gündür naklen izlenen pornog-
rafik dava haline geldi. Dava
sonunda sevinç gözyaşlan için-
de Tann'ya ve adil jüriye dua-
lar ederek mahkemeden aynlan
kuzen Kennedy Smith, geçen
yıl paskalya tatilinde, ay ışığın-
da, Kennedy malikhanesinin
kumsalında, aynı gece barda
tanıştığı bir kadınla "iki kez"
nasıl seviştiklerini, kesinlikle
zor kullanmadığını, bir gün bo-
yu devam eden mahkeme sor-
gusunda jüriye ve davayı nak-
len izleyen bütün Amerika'ya
anlattı. Smith, ifadesini takip
eden gün jürinin vereceği kara-
ruı "adil olması" için kiliseye
gitti ve dua etti. Bütün bu ay-
nntılar on gündür Amerikan
basınında büyük başhklarla ve
fotoğraflarla yer aldı.
Dava sonunda William Ken-
nedy basına yaptığı açıklama-
da, "Hayatım jttrinin elindey-
di. Bu nedenle verdikleri kara-
ra olan saygım sonsuz, son de-
rece ciddiyetle ve samimiyetle
çahştıklan için herkese teşek-
kör ederim" dedi.
Davacı taraf ise yazıb bir
açıklama yaparak "Bütün bu
geüsmelerin sonucunda aldığım
Idşisel yaraya ragmen, olayı ka-
muoyuna yansıtmaktan piş-
man degilira, hiç olmazsa bu
davtunn kamuoyu nezdinde ba-
zı ÖDemii konulan tartışma fır-
saü açmış olmasından ötürii bir
katkıda bulunduğum
kaBisındayım" dedi.
Amcası senatör Edward
Kennedy ve oğlu ile birlikte ge-
çen paskalya tatilini Palm Be-
ach malikhanesinde geçirmeye
giden 30 yaşındaki tıp öğrencisi
William Kennedy Smith, o ge-
ce eğlenmek için gittikleri "An
Bar" adlı ünlü gece kulübün-
de tanıştıklan kadınla birlikte
malikhaneye döndü. tsmi
"tecavüz" konusu olduğu için
açıklanmayan aynı yaşlardaki
kadfn, Palm Beach sakinlerin-
den, tek çocuklu bekâr bir tıp
öğrencisiydi. Bu kadın geceya-
rısında polise giderek Smith'in
ne düştü. Bu kadmın ismi bir-
kaç haberde kullanıldığı için,
kadın derhal basına da dava
açtı. Birkaç ajansa onbinlerce
dolar karşılığmda söyleşi yap-
mayı önermesi ve basına açtığı
milyonlarca dolar tutanndaki
davalar nedeniyle kamuoyun-
da, davacının ırzına geçildiği
yolundaki iddialar konusunda-
ki inanç zayıfladı.
Nitekim mahkeme karşısına
geldiklerinde iddia ve savunma
makamlan benzer bir hikâye
anlattılar. Ancak davacı taraf
hikâyeyi bir ırza tecavüz olarak
nitelendirdi. Jürinin kararını
Smith yönünde vermesinde
özellikle davacı kadının elbisesi
10 gün boyunca bütün Amerikalılar tarafmdan
izlenen davada jüri, tıp öğrencisi William
Kennedy Smith'in adı açıklanmayan bir kadına
tecavüz etmediğine karar verdi. Jürinin
kararından sonra basın-yayın organları yeğen
Kennedy üzerine yönelttikleri projektörleri
kapattılar ve Amerikalılar sıradan gündelik
yaşamlanyla baş başa kaldı.
zorla ırzına geçtiğinden şikâyet
etti. Poüsin yaptığı Uk tespitler-
de kadının vaginasında Smith'-
in spermi bulundu. Olay büyü-
dü.
Amerikan kültürünün dedi-
kodu sütunlannın vazgeçilmez
parçası durumundaki Kennedy
ailesi olayın içinde olduğu için
basın her gelişmeyi yakmdan
izlemeye başladı. BUtün kadın
örgütleri erkek Kennedyler'in
çapkınlığını, kadınlara düşkün-
lüğünü vurgulayarak William
Smith'i protesto ettiler. Irza
geçme tartışmalan günler, ge-
celer aldı.
Bu arada basın, ırzına geçil-
diğini iddia eden kadının peşi-
üzerinde yapılan incelemeler
rol oynadı. Elbisede zor kulla-
mldığına dair hiçbir iz bulun-
maması ve savunmanın bu ko-
nuda ısrar etmesi jürinin kara-
nnı etkiledi. On gün sekiz saat
aralıksız devam eden mahke-
mede iki taraf, 45 tanık çağır-
dı. Sahildeki kumlar, havuz ba-
şındaki çimenler, Smith'in
sperminin aynntılanm içeren
laboratuvar sonuçlan delil ola-
rak mahkemeye sunuldu. Gar-
sonlar, park görevlileri, bar-
menlerin yanı sıra senatör Ken-
nedy gibi ünlüler de tanık ola-
rak dinlendi.
Mahkemeyi televizyonun
naklen vermesi yargıya hakaret
olarak nitelendirildi. ABD'de
genellikle mahkeme salonlan-
na basın giremiyor. Basına sa-
dece mahkeme salonunu gö-
rüntüleyen ressamların çizimle-
ri veriliyor.
Dava boyunca jürinin hiçbir
şekilde dış dünya ile temas et-
mesine izin venlmiyor. On gün
boyunca Smith davsı jürisi
mahkemeden otele, otelden
mahkemeye gjdip geldiler. Hiç-
bir şekilde basında yazılanlar-
dan, dava hakkında söylenen-
lerden haberleri olmadı. Bu sı-
rada jüri Uyelerinden birisinin
eşinin, aynlık acısıyla hastane-
lik olduğu şeklindeki haberler
de basında yer aldı.
Dava, 1992 seçimlerine
Cumhurbaşkanı adayı olarak
katılması beklenen senatör Ed-
ward Kennedy'i de siyasal açı-
dan etkiledi. Daha önce gecir-
diği trafik kazasında yanında
oturan kız arkadaşı ölen sena-
tör Kennedy, kadınlarla olan
ilişkileri nedeniyle ABD'de
eleştiriliyor. Dava başladığı sı-
rada Kennedy bu konuda bir
konuşma yaparak özeleştiride
bulundu ve sosyal ilişkilerinde
daha dikkatli davranacağma
dair seçmenlerine söz verdi.
Smith'in beraat etmesinden
sonra kısa bir basın toplantısı
yapan Kennedy, "Jürinin ka-
rarmdan ötürii son derece mut-
luyum. gerçek ortaya çıktıgın-
da Willy'nin beraat edecegin-
den zaten şüphem yoktu. Ay-
nca bu davada ailemiz arasın-
dald yakınlaşma yenilenmiştir,
dostianmızı yeniden kazandık"
dedi.
William Kennedy Smith ye-
ni sezonda okuluna döneceği-
ni ve çahşmalannı tamamlaya-
cağını acıkladı.
USAŞ.
bakan
merceğinde
ANKARA (Cnmhuriyet
Bürosu) — Ulaştırma Baka-
nı Yaşar Topçu, USAŞ'ın sa-
bşının iptali Oe ilgili Danış-
tay kararuun henüz kendisi-
•e ulaşmadıgını belirtti.
Topçu, "Mahkeme kararia-
n a u uygulanmaması düşü-
•iUemez. Karann tebügin-
den sonra gereken
yapdacak" dedi.
Topçu, mahkeme karan-
m görmeden aynntıh bir şey
söylenemeyeceğini kayde-
derken iktidann yasalara
saygılı tutumunun bu konu-
da da süreceğinden emin
olunmasını istedi.
USAŞ'm satışının iptali ile
ilgili davayı açan Denizli
SHP Milletvekili Adnan
Keskin de idare mahkemesi
ve danıştay karannın uygu-
lanması ve satışla ilgili iş-
lemlerin geri alınması iste-
miyle SHP Genel Sekreter-
liği'ne başvuracağını söyle-
di.
87yıllık gaz&te "Humaniteyaşasın" sloganıyla okurlanndan yardım istedi
Humanitefden karanhktabir çığlıkKomünizmin mitos isimlerinden Jean Jaures tarafmdan
1904 yılında kurulan Fransız Komünist Partisi'nin yayın
organı abone ve bağış kampanyası açtı.
MİNE G.SAULNIER
PARİS — Fransız Komünist Partisi'-
nin (FKP) yayın organı, 87 yıllık
"l'Humanite" gazetesi can cekişiyor.
1904 yılında Fransız komünizminin mi-
tos isimlerinden Jean Jaures tarafmdan
kunılan gazete, 1920 yılında partinin
resmi yayın organı olmak işlevini yük-
lenmişti. Tarihsel bir simge niteliğini ta-
şıyan gazete, dün okurlanna yaptığı
duygu dolu bir çağrı ile yaşatılması için
yardım istedi.
L'Humanite'nin dünkü baş sayfasmı
tek bir cümle kaphyordu: "L'Humani-
te Yaşasın." Gazetenin toplam 28 say-
fasından ilk on ikisi, bu cümleyi üst baş-
lık olarak taşıyan gazetenin durumuna
ilişkin özel açıklamalara aynlmıştı. Ga-
zete aynı kapsamda halkın para yardı-
mı yapabilmesi için tam sayfa bir bağış
kupon listesi yayımladı. L'Humanite yo-
netimi, okurlarını ve sempatizanlannı
özel bir banka numarasına bağış yapma-
ya çaguıyor, yeni abone kaydı için se-
ferberlik başlatıyor. L'Humanite'yi ya-
şatma kampanyasmm önümüzdeki gün-
lerde süreceği belirtiliyor.
Fransu yazıh ve görsel basınında bü-
yük yankı uyandıran l'Humanite'nin
duygusal çağnsı yalnız gözlemciler tara-
fmdan umutsuz bir çaba olarak nitelen-
dirildi. Kimileri tarafmdan komünizmin
bitişinin doğal bir sonucu olarak görü-
len l'Humanite'nin olası ölümü, aslın-
da düşünsel düzeyde oluşan bir ekono-
mik iflas değil. Şöyle ki: Fransız Komü-
nist Partısi son gelişmelere karşı konı-
duğu eski çizgisine karşın son kamuo-
yu yoklamalanna göre önümüzdeki se-
çimlerde oy aranını yukseltecek. Bu yıl"
söz konusu partiye 17 bin yeni üye kay-
dedildi. Ülkede artan işsizlik (2 milyon
700 bin), iktidardaki Sosyal Rarti'nin yol
açtığı düş kınklığı ve aşırı sağın yükse-
lişi, Komünist Parti'nin yıllardan beri
uğradığı kan kaybını bir ölçüde durdu-
rabileceği yolunda işaretler veriyor. An-
cak Komünist Partisi'nin Uye, sempati-
zan ve seçmenleri artık otomatik olarak
l'Humanite gazetesini almıyor ya da ala-
mıyorlar. Çünkü partinin yeni kayıtlan
inançlı üyelerden çok, diğer siyasal ku-
rumlara kırgın olanlann oluşturduğu bir
topluluk. Bu tabloya genellikle işsiz ve
az gelirlilerin l'Humanite'nin okuyucu
potansiyeli olduğu eklenince yayın orga-
nı yeni okur kazanamıyor.
L'Humanite'nin dünkü başyazısı, ga-
zetenin düştüğü krizin nedenini reklam
eksikliğine, satış fıyatının uzun süreden
beri maliyetin altında tutulmasına ve
bankalardan kredi alınamamasına bağ-
hyor. Gazete yönetiminin amaa acil ola-
rak 10 bin yeni abone kaydetmek ve top-
lanacak bagışlarla borç ödemek. Açık-
lanan hesaplara göre l'Humanite'nin
1990 yılından kalan 21 milyon frank
(yaklaşık 21 milyar) bir açığı var. Bu
açık 1985 ile 90 yıllan arasında gazete-
nin fiyatının sabit tutularak her yıl için
5 milyon franklık bir zarar edilmesinden
kaynaklanıyor. Gazetenin hesaplannı
açıklayan genel yayın müdürü Richard
Beninger, l'Humanie tarihinde ilk kez
yazısındaki küçük bir cümle ile devletin
yardım etmesi gerekliliğinden söz etti.
Komünist Parti ve l'Humanite'nin es-
ki yöneticilerinden Fenx Damette ise dün
görüşlerine başvuran diğer basın organ-
larına olayla ilgili şunlan söyledi:
"L'Humanite ilk kez zor dunımda kal-
mıyor. Esldden hep parti, gazeteyi kur-
tanrdı. Bu kez kurtulması olanaksız,
çünkü artık parti, yardınuna gelecek
ekonooik kaynaklara sahip defil."
L'Humanite genelinde dünya, özelin-
de Fransız basımnın (yazıh ve görsel)
içinde bulunduğu krizin ilk kurbanı de-
ğil. Paris Basın Sendikası Başkanı ola-
yı "günlük basın hiç böylesine öldürii-
ctt bir kriz yaşamanuştı" göruşüyle özet-
liyor. Le Monde gazetesi 300 milyar
TL'lik bir zarar ilanıyla 91 baştndan bu
yana fıyatım yüzde 20 oranında arttırdı
ve bütün servislerinden yüzde 11 oranın-
da tensikat yaptı. Liberation, kısmi bir
tensikat ile sayfa ve masrafını azalttı,
yüzde 40 oramnda sermaye arttınmma
gitti. Evenement du Jeudi, fıyatını üçte
bir oranında arttırdı. 60 yayını elinde tu-
tan Bayard grubu 6 milyar 300 milyon
TL'lik zararda olduğunu acıkladı. Le
Quotidien de Paris yazı işleri kadrosu-
nu yan yanya boşalttı ve sayfa sayısını
azalttı. Le Figaro ise yazı işleri giderle-
rini yüzde 11 oramnda kısn ve sözleşme-
siz çalışan personelini yan yanya azalt-
tı.
GUMJN
NÖTLARI
OSMAN ULAGAY
Hangi LigdeOynayacağız?
Lig deyince akla futbol geliyor doğal olarak. Dünya futbol
sıralamasmda yerimizin pek parlak olmadığı da ortada. Ge-
çen pazar 1994 Dünya Kupası'nın kuraları çekilirken Türki-
ye Avrupa grubundaki 37 ülke arasında ancak beşinci kade-
mede yer alabildi. Türkiye, Malta, Arnavutluk ve Güney Kıb-
rıs gibi ülkelerle aynı kademeye layık görülürken altıncı ka-
demede yer alanlar Estonya, Litvanya, Latviya, Faroe Ada-
ları ve San Marino gibi ülkelerdi. Dünya çapında bir sırala-
ma yapılsa Türkiye herhalde ancak dördüncü ya da beşinci
kümede yer alabilecek.
Her neyse bugün konumuz futbol değil. 777e Economist der-
gisinin bugün piyasaya çıkan sayısında yer alan Türkiye in-
celemesindeki bir benzetme üzerinde durmak istiyorum.
Avrupa Topluluğu'nun Türkiye'ye mesafeli davranmasının
Türkiye'yi yeni arayışlara itebileceğini belirten The Economist,
Türkiye'nin dağılan Sovyetlergüneyindeki, çoğu Müslüman
olan cumhuriyetleıie ticari ilişkılerini geliştirerek ikinci sınıf
ülkeler arası bir ticaret kulübü oluşturabileceğini ileri sürü-
yor ve şöyle devam ediyor:
"Ancak böyle bir gelişme Türkiye'yi geçmişte kendi impa-
ratortuğu ile serbest ticarete önem veren İngiltere'nin duru-
muna düşürebilir, Türkiye'nin asıl rekabet etmesi gereken ül-
kelerle rekabet etme yeteneğini geliştirmesini gecıktirebilir.
Sovyet İmparatorluğu'nun dağılması Türklerin, 1980'den iti-
baren benimsedikleri (dış rekabete açılma) hedefine bir al-
tematit oluşturamaz. Türkler ya ekonomilerine gerçek bir re-
kabet gücü kazandmrlar ya da geri dönülmez biçimde dün-
ya liginde üçüncü kümeye düşerler. Türkiye'nin üçüncü kü-
meye düşmeyi önlemek için yapması gerekenlerin basında
enflasyonu kontrol altına almak geliyor."
Bence üzerinde durulması gereken bir değerlendirme.
3. kümeye düşmemek için
Türkiye, eski Sovyet cumhuriyetleriyle ekonomik ilişkileri-
ni geliştirmenin yollarını kuşkusuz aramalı, bu alandaki ola-
naklan en iyi biçimde değerlendirmeli. Ancak bu ülkelere,
mevcut Türk sanayiinin ürünlerıni satma olanağını bulsa bi-
le bununla yetinmemeli; her türlü sanayi ürününe aç pazar-
lardan pay kapma başarısıyla yetınmemeli. Asıl hedef Avru-
pa pazarına, Amerika pazarına, diğer gelişmiş pazarlara gt-
rebilecek, o pazarlarda rekabet edebilecek mal üretmek ol-
malı. Yüksek verimlilikle, ilen teknolojilerı de kullanarak dünya
çapında rekabet gücünü yakalamalı Türk sanayii. Bu saye-
de Türk işçisi yüksek ücret alabilmeli, Türkiye'nin dünya ça-
pındaki pazarlık gücü artmalı.
Dünya ülkeler liginde üçüncü kümeye düşmek istemiyor-
sak bu yola girmemiz, bu yola girmek içinse önce yüksek
enflasyon engelini aşmamız gerekiyor. Enflasyonu aşağı çek-
menin orta ve uzun vadede temel hedef olamayacağı her-
halde doğru, ama kısa vadede enflasyonu kabul edilebilir dü-
zeylere indırmeden sanayileşmemizın yeni bir ivme kazana-
madığını, ekonomimizin sağlıklı büyüme rayına oturamadı-
ğını da son on yılın deneyimi açık seçık gösterdi.
Bugün Türkiye'deki genel hava ve toplumdaki beklentiler,
DYP-SHP hükümetınin enflasyonu kontrole almak için birfır-
sat yakaladığını gösteriyor. Dileğimiz bu fırsatın iyi kullanıl-
ması, Türkiye'nin gözünü dünya liginde daha üst sıralara dik-
mesıni sağlayacak bir atılımın koşullannın yaratılması. Bu ha-
va yaratılabilirse dünya çapında başarıya susamış insanları-
mızdan, Galatasaray ve Trabzonspor'a sağlanan desteğe
benzer, güçlü bir destek de alınabilir diye düşünüyorum.
Işın Çelebi ve kitabı
ANAP'ın bakanlanndan Işın Çelebi'nin 'Dışa Açık Büyüme
ve Türkiye
1
başlıklı kitabı Türkiye'nin dünya ligindeki yeriyle
yakından ilgilenen bir kitap. Çelebi, Türkiye ekonomisinfn
1975-90 dönemindeki serüvenini inceleyen kitabının önsö-
zünde şunlan yazmış:
"Türkiye ihracata yönelik sanayileşme modelinde önemli
bir birikim elde etmiştir. Ancak bu birikım yeterlı değildir, dış
ticaretin makro iktisat politikaları ile birlikte ele alınması ge-
rekir. Dış ticaret politikası ile sanayileşme stratejisi bir bütün
içerisinde ele alınıp uzun dönemli hedefler çerçevesınde
uluslararası koşullar yakından izlenerek bu koşullara uyum
gösteren, seri kararlar almaya izin veren esnek bir sistemin
yeriestirilmesi önemlidir. Yatırım, üretim ve ihracat bir bütün
olarak ele alınmalı ve uluslararası alanda rekabet edecek bir
ekonomik yapı için bütün alanlarda teknoloji düzeyi yüksel-
tilmelidir."
Kamu kesiminde ciddi bir disiplin sağlanmasını, gerçekçi
bir kamu borçlanmast programı hazırlanarak para programıy-
la birlikte topluma sunulmasını da öneren Çelebi söyle de-
vam ediyor: "Ancak bu konulan çözmek için kararlar aldığı-
mızda, doğruları söyledığimizde ve düşüncelerimızi uygula-
maya koyduğumuzda birçok insan büyük tepki göstermek-
tedir, bunu 1991 yılı içinde yaşadım."
Çelebi, zaman zaman çeşitli nedenlerte yıldırımları üzeri-
ne çeken bir bakandı. Geçen hafta Ankara'da KİT'lerie ilgili
görüşünü sorduğumda bana özetle şunlan söyledi:
"Biz KİT'ler konusunda bütün çareleri tükettikten sonra
özelleştirmeden başka çare olmadığı sonucuna vardık. As-
lında sorunun çözürnü için KİT sisteminin ardındaki ilişkiler
bütününün tümüyle değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Politik etkiyi de içeren bu ilişkiler bütününü değiştirmek için
tek çare özelleştirme."
Gökova Santralı
YPK'yı beldiyor
Gökova'daki Kemerköy Termik Santralı
hakkındaki karan Yüksek Planlama Kurulu
(YPK) verecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanı Ersin Faralyah,
"tnşaan dondumn" talimatına
karşın Gökova Termik Santralı
inşaatının sürmesine açıklık ge-
tirdi. Faralyalı, "'Dondurun'
dedim, 'Durdurun' demedim"
diyerek "Dondurun" demekte-
ki kastının, "Mömkün oldu-
gunca yavaşlatın" olduğunu
söyledi. Gökova'nın geleceğine
ilişkin karan, yapacağı ilk top-
lanüda Yüksek Planlama Ku-
rulu'nun (YPK) vereceğini bil-
diren Faralyalı, "Olay, yanlış
«lınmış bir karann stmgesi ha-
Une getiritecek" diye konuştu.
Cumhuriyet muhabirinin so-
rulannı yanıtlayan Faralyah,
TEK'in talimatına karşın inşa-
atm sürdürülmesinin nedenine
ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Konu henüz inceleme saf-
hasındayken kimse kimseye
'Durun' demez. Ben sadece,
'Bilgi hazırlayın ve olayı
dondurun' dedim. 'Dondurun'
demekteki kasüm, mümkün ol-
dsgonca yavaslatmalanydı. Bu
termik santrahn yapımına iliş-
Un karar, 1982'de YPK'da
ahnmıştır. Biz hukuka saygüı
bir hükümetiz. Sorunu huku-
kun içinde çözmek istiyoruz.
Santral heuüz faal degil. FUtre
tesisi de henüz ihale edfflmemis.
Baaa, santrahn çevreye zarar
vermeyecefini yüzde 99 taah-
hüt eden teklifler var. Ama biz
bununla da yetinmiyoruz.
Santrahn getecegiyle ilgjH kara-
n, yapacağı ük topfauıtida YPK
verecek. Santral betki de ora-
dan 20 küometre ötedeki bir
köye taşmacak. Olay, yanbş
alınmıs bir karann simgesi ha-
line gedrilecek."
Gökova'nuı geleceğiyle ilgi-
li karan verecek olan YPK'da
Başbakan Süleyman Demirel,
Başbakan Yardımcısı Erdal
tnönü, Devlet Bakanlan Tan-
su ÇiHer ve Şerif Ercan, Mali-
ye ve Gümrük Bakanı Sümer
Oral, Sanayi ve Ticaret Baka-
nı Tahir Köse, Bayındırlık ve
lskan Bakanı Onur Kombara-
abası, Tanm ve Köyişleri Ba-
kanı Necmettin Cevberi, Ulaş-
tırma Bakanı Yaşar Topçu ve
Faralyah yer alıyor. YPK'mn
konuyla ilgili toplantısına, çev-
reden sonımlu Devlet Bakanı
Dogancan Akyürek'in de katıl-
ması bekleniyor.
öte yandan bir süre önce de-
neme üretimi yapılan ve daha
sonra ara verilen Bursa'nın Or-
haneli ilçesindeki termik sant-
ralde, ateşleme sistemi çalıştı-
nlamadığı için yeniden deneme
üretimine başlanamadı.