13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 / Jf \i t " ^ * Leningrad V» 13 ARALIK 1991 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN DÜNYA'DA BUGÜN Bakanltğı Meteorotoji işksrı Genel MMûriüğü'nden alran bügiye gûre yurdun kuay ve doflu kesim- leri çok buhrtlu, Marmara'nın Ooğt- su, Kandeniz, Iç Anadolu'nun ku- zey ve doğusu ie Doflu AMeniz, Do- Ou ve Gûneyboftı Anadohı bMgeteri yafltştı geçecsk. Yajtşiaf Doflu Ak- deniz loyılan, Güneydoflu Anadolu v»Oo0ü Kıradeniz kıyılannda yafl- mut. « 0 * yarierde kar şeldinde ola- 2^yer yer Denöerte:Karadeniz*y*lcvela- esece*. \fen Gûtü'nde hava çok bututlu ve kar yaöışlı geçe- «k. Rûzgârdeöişikyöniefdenoriakuvvetteesecek.Gölmu-^ ( J a l f l a J l j AtUıa Adapazvı «dryaman Alyon Anlara Anökya AnUya Ararin Balıkesr Bılec* Bîngâl B-tls BokJ Buna Can*ta* Çonım Oanizi Y 7° 4°Diyartata K 3° 1°Edime Y 3> 3°Erzinaıı B -2° -8° Eramım K -1° -6° Eskişrtr K -1° -5° Gaaantep Y 13» 6°Giresun 6° 3°Manisa 2° -2° K.M*aş 0°-3°M«sn •3°-6°Mu«a 9° 2° Gûmüşlıane K 3° PHaMdri 9°-1° tsparia 3°-1° btanbul 3»-1° bn* 2°-2°Kare 1°-1° Kasomonu •1° -4° K^sari 3° 0° Kırtta»* 3°-T° Konja 2° -3" Kûtahya °2°M*rt BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Yasada ya da örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddüt- süz olarak bulunma- dığı konularda, yar- gıcın ya da hukukçu- nun düşüncelerin- den doğan sonuç. 2/ Bir zaman birimi... Eldiven ve giysi yapı- rrunda kullanılan bir tür yumuşak deri. 3/ Türkiye'nin plaka işareti... Yunan mi- tolojisine göre uç- mayı başaran ilk insan. 4/ lnsanı is- tenmeyen seçeneklerden birini izle- meye zorlayan durum... Nazi Parti- si'nin askeri polis örgüıü. 5/ Eskiden kullanılmış bir tür şarapnel. 6/ Mah- zenlerde olgunlaştınlan içi küflü pey- nir... Akıl. 7/ Baş çoban... Yabancı. 8/ Yüzü parlak bir cins ipekli ku- maş... Bağışlama. 9/ Yumurta, süt, un ile tavada kızartılarak yapılan, küçük yuvarlak tatlı ya da tuzlu yi- yecek... Kardeş karılarından herbirinin ötekine göre adı. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını eğreti olarak kullanma sanatı. 2/ Tekerlek biçimli makine par- çası... Telli balıkçıl. 3/ Uzaklık işareti... Güzel sesli bir kuş. 4/ Anlaşma... Uzunçalar da denilen 33 devirli plaklan belirtmek- te kullanılan kısaltma. 5/ Kaş ilçesi yakınlarında turistik ve ar- keolojik bir ada. 6/ lçel ilinde bir ilçe... Tavlada bir sayı. 7/ Halk müziğine özgü telli bir çalgı. 8/ Tanıtlanamayan ama doğrulu- ğundan da kuşku duyulmayan önerme. 9/ Duyarlı... Eski ve bi- linmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. 60 YIL ÖNCE CumhurİYet Tasarruf Haftası t-onokok Asısı l>ıv.mv^u 13 ARALIK 1931 Millî tasarruf ve yerK mallar haftası bugün saat 15'te Başvekil Ismet Paşa Hz.'nin Halk evinde irat buyurdukları mühim bir nutukla açılmıştır. Konferans salonu tamamen dolmuş, bir çokları ayakta kaJmıştır. Büyük Millet Meclisı Reısı Kâzım Paşa Hz., C.H. Fırkası Kâtibi Umumisi Recep Bey, vekiller, meb'uslar, matbuat mümessilleri, yüksek memurlar ve bir çok aileler hanr bulunuyordu. Ismet Paşa Hz.nin irat ettikleri nutuk şudur: Milli iktisat ve tasarruf mücadelesinin ikinci senesine başlıyonız. Nadir teşebbüsler vardır ki haiz oldukları müsbet mahiyeti ve zaman geçtikçe bütün bir milleün alâkası ile onun genel devriyeleri bayram günleri gibi umumî meserrete vesile teşkil eder. Bugün onlardan biridir. Iki sene evvel tasarnıf ve iktisat mücedelesi mUşkül şerait içinde başladı. GEÇEN YDL BUGÜN Cumhuriyel KKK'ya Fisunoğluatandı 13 ARALIK 1990 Kara Kuvvetleri Komutanhğı'na 1 Ocak 1991 tarihinden geçerli olmak üzere 1. Ordu Komutanı Orgeneral Muhittin Fisunoğlu "asaleten" atandı. Orgeneral Fisunoğlu'ndan boşalan 1. Ordu Komutanhğı'na ise atama yapılmadı. Bu göreve yılbaşından sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nm getirilmesine kesin gözüyle bakıhyor. Lic^de gösteri: 1 ölü "Güvenlik güçlerinin baskı yaptığım" öne stirerek kaymakamla görüşmek üzere yurüyen yüz kişilik gnıpta bulunan bir kadın, açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Kudret Filiz adh kadmın "Güvenlik güçlerinden mi, yoksa gruptan mı açılan ateş sonucu öldürüldüğü" sorusu netlik kazanmazken, ilçe merkezindeki esnafın kepenk kapadığı bildırildi. 5° 3°Nİ*1« 5° 3°Ordu 0°-2° RiB 3°-2°Samsun -1° -6°Sürt 4° 1°S«>Op P 1°Sıws -1° -8° fctonlaj •1" -3° Tratenn -3°-5° Imral 2irih A •*> 14.12.1991 İ S T A N BU L PANEL 2000'Ü YILIARA DOĞRU -TÜRKİYE'DE İNSAN HAK1ARI Entol İNÖNÜ M*hmet KAHRAMAN Boıkvrt NÜHOĞLU Filiı KOÇALİ EthemEİMA Bülent TANÖR Dide SİVEREK Ebnı KUTAL Ertan KARAKAS Ercon KANER ' SHP Genel Başkanı ve Başbakarr Yrd. Devlet Bakanı İl Başkanı Gazeteci OKM Sanatçısı Hukukçu ilkokul Öğrencisi Üniversite Öğrencisi İstanbul Mılletvekilı İHD İstanbul Şube Başkanı Saat: 10.00-19.00 Yer: Beşiktaş-OTİM Salonv 15.12.1991 DOSTLUK YE DAYANIŞMA YEMEĞİ İl Başkanlığımızın düzenlediği DOSTLUK ve DÂYANIŞMA YEMEĞİ Genel Başkan ve Başbakan Yardımcısı Sayın Erdal İNÖNÜ ile Eşi'nin de katılımıyla, Ataköy - Mavi Marmara'da, 20.00-24.00 saatleri arasında yapılacaktır. Partililerimiz aavetlidir. SHP İstanbul İl Başkanlığı TARTISMA Ormanlarımızın Geleceğ'i Orman yetiştirmek ve bakımlı bir biçimde korumak disiplinli ve planlı bir çabayı gerektirir. Olanlan koruyup yeni orman alanları oluşturmak için yurdumuzun her yöresinin iklimi elverişlidir. Yeter ki koruyup yenilerini üretmenin bilincinde olalım. Yılbası geliyor. Dünyamız 1 yıl daha yaş- lanacak. Eski yıh uğurlamak ve yeni yılı karşılamak için herkes bir telaş içine girme- ye başladı. Yılbaşı gecesi eğlenceleri için ithal çam ağaçlan bile gehneye başlamış. 8-10 milyo- na satıhyormuş... Bir o eksikti. Ama bir yer- de ormanlarımız için sevinmemiz gerekir. Hiç olmazsa gelen çamlar kadar bizimki- ler kesilmeyecek demektir. Büyük kentlerin çevresindeki ormanlan- mızın yol kenarlanndaki yeni yetişen küçük çamlarına dikkatle bir bakın. Tepelerini ke- silmiş görürsünüz. HCT yılbaşında kaşla göz arasında kesilip salonların bas köşelerine yerleştirilir, yılbaşından sonra da çöpe... Or- manda kalan, tepeleri kesik ağaçlar da gü- dük kalır, büyüyemez... Bizim ormanlarımızın kaderi bu. Bir yan- dan yangınlar, bir yandan kaçak kesimler. İnşaat malzemesi temini için rastgele yer- lerden kesilenler, yakmak için acımasızca harcananlar büyük alanları yok eder. Ay- nca kâğıt yapımı. ormanlanmızın büyük bir bölümünü götürür. 'Sunta' diye bir tabiri halkımız suni tahta diye bilir ve öyle kulla- nır. Oysa bu inşaat malzemesi sağlam ağaç- lann kesilip talaş haline getirilmesinden elde edilir, bir markadır, tamamen orman ürii- nüdür. Sunilikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu tür plakalar için acımasızca kesilen ağaçlar da yılda binlerce tonu bulur, dönümlerce or- man alanı ziyan olur. Gecekondu mafyası da güve gibi orman- lanmızın içine girmiştir, savaşan bir makam da yoktur, ya da etkisizdir. Şimdi, yeni Ugililer özel orman yetiştir- me yollannı araştınyorlarmış. Orman yetiş- tirmek ve bakımlı bir biçimde korumak di- siplinli ve planlı bir çabayı gerektirir. Olan- ları koruyup yeni orman alanları oluştur- mak için yurdumuzun her yöresinin iklimi elverişlidir. Yeter ki koruyup yenilerini üret- menin bilincinde olalım. Resmi kuruluşlann dışında, eğer orman- lardaıt ağaç kesmek istiyorsak, ağaçlann olur olmaz yerlerinden, tepelerinden değil, budanacak, ıslah edilecek yerlerinden kese- lim. Asalaklardan, sarmaşıklardan, kuru- larından temizleyelim. "Ormanı sevgi korur" sloganını öğrenip öğreterek, bilerek uygulayalım. Orman ilgililerini gerektiğin- de uyaralım, görevlerini hatırlatalım. Or- man içi yürüyüşlerde, pikniklerde bu sev- giyi bir spor, bir moda haline getirelim. He- pimizin severek yaklasacağı, ilgi gösterece- ği ormanlarımızın yüzü gülecek ve genç ka- lacaktır. V.Mimar BÜLENT ÇETİNOR tstanbul Hayvancılık Bkkanlığı Beklîyoruz 1980'den sonra ülkemizde bir yandan üst yapıda sözde savurganhğı önleyecek tedbirler alınmış; asırlık kurum olan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatı kaldırılmış; ilçeden merkeze kadar üretici, karşısında yetkili makam bulamaz duruma getirilmiştir. Diğer yandan üreticımiz. Avrupa Toplu- luğu'nun büyük devlet desteğine sahip hayvansal ürünleriyle haksız rekabet orta- mına itılmiş. yıllardan beri karşı çıktığımız canlı hayvan ihracatı sonucu hayvan varlı- ğımız yarıya inmiş: yerine yenısi konulama- dığınd'an ne yazık ki bugün ithalata mecbur ülke konumuna gelmiş bulunmaktayız. Ül- kemizde hayvancılık hâlâ yaygın olarak küçük aile tipi işletmecilik tarzında veemek yoğun bir biçimde yapılmaktadır. Güney- doğu. Doğu ve Orta Anadolu'da halkımı- zın büyük çoğunluğu tanmın yanında hayvancılığı da önemli bir uğraş olarak gör- mektedir. Hayvancılık, bu yöre insanı için geçım kaynağı ve bir istihdam yoludur. Son on yılda. bu bölge insanları. tanmın ve özel- likle hayvancilığın uğradığı tahribat sonu- cu büyük kentlere göcmüş, ve buralarda tüketici olmuşlardır. Bu tahribat büyük kentlerde gecekondu nüfusunun artmasına yol açarkeri öte yan- dan hayvansal üretimle uğraşan nüfus azalmış, Türkiye hayvansal ürünler açısın- dan hızla dışanya bağımlı bir ülkedurumu- na gelmiştir. Sorunu genel hatlarıyla ortaya koydulr- tan sonra ana başlıklarda topladığımızda; 1 - Hayvan varlığımız yanya yakınolarak azalmıştır. 2- Birim başına verimi ithal damızhk hayvanlarla çözmeyi amaçlayan sözde ıslah Türkiye son yılların önemli problemle- nnden biriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Ülke kaynaklannın sınırsız savurganhğı. ne yazık ki hayvancılık alanında da devam etmiş ve ülkemiz bugün dışarıdan canlı hayvan ve hayvansal ürünler ithalıne mec- bur hale gelmiştir. Bugün. mezbaha ve kombinalanmızda yerli hayvan kesimi he- men hemen durma noktasına gelmiş. Hayvancılığa bağlı et sanayiinde ithalat de- vam etmediği takdirde kapılannı kapat- mak zorunda kalacaktır. Bu duruma hangi politika ve uygulama- larla gelindiğini ortaya koymadan hayvan- cılık bakanlığı beklentimiz, fantezi bir istek gibi görünecektir. Ülkemiz yıllardan beri tarım ve hayvan- sal ürünler bakımından kendine yeterli bir ülke konumunu korumaktaydı. Bugün ise bu özelliği birçok bakımdan yok edilmiştir. 1980'den sonra ülkemizde bir yandan üst yapıda sözde savurganhğı önleyecek tedbir- ler alınmış: asırlık kurum olan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatı kaldırılmış; ilçeden merkeze kadar üretici karşısında yetkili makam bulamaz duruma getirilmiştir. 1980 sonrası Tarım Bakan- lığı'nda gündeme gelen reorganizasyon sonucu. bulaşıcı hayvan hastahklanyla mücadele birçok bakımdan ihmai edilerek 30 yıldır ülkemizde görülemeyen sığır veba- sının tekrar hortlamasına yol açılmıştır. politikası başanlı olamamıştır. 3- Hiçbir zaman kârlılığı esas almaması gereken tarım işletmeleri haline dönüştü- rülmüş eski haralar. bugün ne kâr edebil- mekte ne de ıslah yönünde yeterli çaba sarf etmektedirler. 4- Tanm Bakanlığı bünyesinde 1980 son- rası yapılan reorganizasyon düzenlemesi tanmda ve hayvancılıkta istenen başanyı verememiş, işleri daha da içinden çikılmaz hale getirmiştir. 5-1980 sonrası hayvancılık alanında baş- ta 3285 sayılı Hayvan Sağlık Zabıtası Yasası olmak üzere birtakım yasa ve yönet- melikler. günün şartlanna tam uygun olmaktan uzak ve birçok boşluklarla dolu- dur. 6- Üreticiye son iki yıla kadar hiçbir süb- vansiyon sağlanmamış. ne yazık ki krediler. küçük üreticiden çok bu alanda devletin verdiği birçok kredi de başka alanlara kay- dırılmıştır. 7-1950'lerden sonra hızla tanmsallaşan ve son yıllarda da hızla şehirleşen mera alanları yok edilmiş ve ne yazık ki bugüne kadar meralan koruyan hiçbir tutarlı ted- bir alınmamıştır. Ana başlıklarla konunun önemli yanları- nı ele aldığımız inancındayız. Veteriner hekimler olarak hukümetten en kısa zaman- da ulusal düzeyde bir hayvancılık kongre- sine önderlik etmesini bekliyor, konunun kamuoyunda aynntılanyla tartışılmasını di- liyoruz, Çözümün hayvancüığı bir sektör olarak kabul edip ayrı bir bakanlık tarzın- da örgütlemekle olanaklı olacağma ina- nıyoruz. Dr.OKTAYDEPREM İstanbul Veteriner Hekiraler Odası Genel Sekreteri Ögretmenlerbı Örgtttlenme Sorunu Hangi siyasal görüşe sahip olursak olalım, tüm öğretmenlerin gerek sendikal örgütlenmesinde, gerekse dernek, birlik örgütlenmesinde bir meslek örgütünde toplanmasım sağlayacak yasal düzenlemelere yer verilmelidir. Uzun süredir basın yaym organlannda iş- lenmekte olan, anayasa ve yasalardaki en- gellerden kaynaklanan öğretmenlerin ve tüm çalışanlann örgütlenme sorunlarının hükümetin güncel sorunları arasında ve programlannda yer alması, demokratikleş- menin gereği olarak sevindirivi bir görüs ve tutumdur. Ancak gerek politikaa ve siyasi kurum- lar olarak, gerekse öğretmenler ve kamu gö- revlileri olarak örgütlenme hak ve hukuku- na kavuşturulmaktan çok, hangi model ve ilkeler, ölçüler, amaçlar etrafında dernek, birlik ya da sendikal örgütlenmenin daha yararlı olabileceği düşünülmelidir. Geçmiş- teki olumsuzluklardan farklı olarak çok iyi düşünülmeli, yasalara ona göre yön veril- mesi gerekmektedir. örneğin; geçmişteki gibi güvenlik kurum- aynı mesleğin mensupları olarak, aynı ör- güt çatısı altında demokratik ilişkileri ku- rabilmemiz, kültürel etkileşim ve iletişim- de bulunabilmemiz, bilgi alışverisine gire- bilmemiz, ancak böyle bir örgütlenme mo- deli ile gelişebilir, geliştirilebilir. • öğretmenlerin toplum içindeki görev, yetki ve sorumluluklannı yerine getirebilme- sini, lannda dahi görev yetki ve sorumlulukları, sosyal hakları aynı olan meslek mensupla- nyla ayrı ayrı örgütler kurulmamalıdır, kur- • Okul içindeki eğitim, öğretim verimli- duruhnamahdır. özellikle öğretmenlerimizi liğini, başarısım geliştirmesini, siyasal eğilimlerimize göre çeşitli örgütlen- melere çekmekten, itmekten sakmmahyız. Geçmişin yanlışhklarını bir tarafa atarak öğretmen örgütlenmesinin tek çatı altında toplanmasım sağlayacak modeli iyi belirlen- melidir. Hangi siyasal görüşe sahip olursak ola- hm, tüm öğretmenlerin gerek sendikal ör- gütlenmesinde gerekse dernek, birlik örgüt- lenmesinde bir meslek örgütünde toplanma- sım sağlayacak yasal düzenlemelere yer ve- • Birbirleriyle kültürel etkileşimde bulu- nabilmelerini sağlamak, • Gerçekten saygınlığına kavuşturulma- larını istiyorsak; örgütlenme hak ve huku- kunun da belirtmeye çalıştığım ölçülere ve modele uygun olarak verilmesi gerekir. Tüm öğretmenlerin örgütlenmesinin be- lirttiğim ölçülere göre gerçekleştirilmesini si- yasi organlanmızın, milletvekillerimizin, basın-yaym organlanmızm desteklemeleri- ni, görüşlerimizi paylaşan birlik ve bütün- rilmelidir. Üniversite öğretim ve eğitim ku- ıu k isteyen yüz binlerce öğretmen adma di- rumlannda da öğretim üye v« görevlilerinin liyorum. aynca birlikteliğini sağlayacak örgütlenme- CEVAT ARSLAN Milli Eğt. Emk. Müfet- tişi ve Eğt. PL Uzmanı lerine yer verilebilir. Değişik siyasi görüşlere sahip olsak bile, A1NKARA ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Düş mii, Gerçek mi? 1970lerde Erzincan dolaylarında bir yolculuğum var. Ya- nımda iki polittkacı; biri senatör, biri milletvekili. İkisi de CHP'li. Biri Niyazi Ünsal, öteki Hasan Çetinkaya. Arabayla baştan ba- şa dolaştık Erzincan'ı. Ünsal'ın köyüne gittik, Çetinkaya'nın köyüne. Sonra başka köyiere, dağ köylerine, bağ köylerine. Gitttğimiz her yerde ortak bir yakarış var, ortak bir kaygı. — Biz Alevilik, Sünnilik aynmını çoktan unutmuştuk. Dost- ça, kardeşçe yaşıyorduk. Birbirimizden kız alıyor, düğün kut- luyorduk. Şimdi selamlaşmıyoruz nerdeyse. Ayrı kaldınmlarda yürüyoruz. Sonu nereye varacak bunun? Sonunu birlikte yaşadık. Kimi yerde baskı gruplan, ayrı- calığı kışkırtan olaylar yaşandı. O olaylar kanlı boyutlara vardı sonra. Ulkücü eylemler tırmandı durmadan. Yakın tarihimi- zin o sayfalan utanmadan anımsanamaz doğrusu. İnanç öz- gürlüğüne çok ters düşen olaylarla cumhuriyetimizin laiklik ilkesi de hayii zedelendi. Okurlanm anımsar, bu köşede, Cum- huriyet DERGİ'de de yazdım kaç kez. İda Dağı'nın etekle- rinde Tahtacı köylerinde, örneğin Tahtakuşlar'da yapılan ca- mide laikliğe ters düşen bir olay diye duyurdum yetkililere. Hiç ses çıkmadı! Alevilerln başka bir inancı, bir yaşam biçi- mi var. Tersine bir zorlama nasıl yorumlanır? Dini, siyasal araç olarak kullanmak eğilirni demokrasiyle bağdaşır mı? İnsan sevgisi gelişen bir toplumda değişik inançların, değişik kö- kenlerin yeri olabilir mi? Tersine sınırlann da ötesinde deği- şik renkli insanları, akları, karaları, sanları, kızıl derilileri de sevgiyle kucaktarsınız. Barış umudunu sokJuran olayiara tep- ki duyarsınız! Diyanet İşleri Başkanlığı'n\n Alevilere açılmasını, DYP-SHP hükümetinın insana bakış açısını belirten bir olay diye dü- şünüyorum ben. Bir yanlışlığın düzelmesi diye. O haberin se- vinciyle tüm Aievi dostlanmı selamlıyorum. Bir şoför arkadaşı da özellikle anımsıyorum. İlkokuldaki kızının din derslerin- den ve öğretmeninden çok etkilenerek ağladığını anlattı ba- na, bunalımlar geçirdiğini. Kızı ile ilişkilerinde belli bir ezik- liği ve burukluğu vardı. O burukluğu birçok ana baba duydu sanırım. Şimdi hepsi rahat bir soluk alacaklar. Çünkü DYP- SHP koalisyonunda eğitim politikası da bu düzeyde gelişe- cek bence. Özgür bir eğitim olmadan demokrasinin işleriiği düşünülemez. Belki çok iyimserim ama karamsarlığı aşmak zorundayız! Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Alevilere açılmasını, DYP-SHP hüküntetinin insana bakış açısını belirten bir olay diye düşünüyorum ben. Bir yanlışlığın düzelmesi diye. 0 haberin sevlnclyle tüm Alevi dostlanmı selamlıyorum. lyimserlik duyu- ran olaylar da az değil doğrusu. De- mirel ve Inönü'nün Güneydoğu gezisini izlerken siz de iyim- serlik duymadınız mı? Umudunuz ye- şermedi mi birden, gözleriniz yaşarma- dı mı? Özleminiz dinmedi mi? Kimi görüntüleri seyre doyamadım ben, sevdiğim bir şiirin dizelerini tekrar tek- _ ^ _ _ rar okur gibi TV'nin düğmelerini çevirdim durmadan. O kalabalığı, o kucaklaş- mayı tekrar tekrar görmek istedim. Gördüklerimi yaşamımız- da da hıssetmeyi özledim, somut biçimda yaşamayı. Güneydoğu'da yasanan onca olaydan sonra çok umutlu bir aşamaya varıldı bu yolculukta. Devleti yönetmek için yo- la çıkan iki partinin ülke sorunlarına ortak bakışım, birlikteli- ğini vurguladı. Aynca o bölgede yaşayanların beklentisinl, öz- lemini vurguladı. İnsanca yaşamak özlemıni, rahat bir uyku- ya, rahat bir lokmaya, can güvenliğine, geleceğe korkuyla değil umutla bakmak özlemini. Demirei de İnönü de önemli sözlerle o özlemi dindireceklerini tekrartadılar durmadan. Sı- cak ve gerçekçi bir yaklaşımla göze çarptılar. Kimi dostlarım gözlerine inanamıyor, düş mü, gerçek mi, diye soruyorlar. Düşlerimizin gerçeği demek daha doğru galiba. Bu koalis- yonun en güzel gerçeği de bu bence. Acı birikimlerin, kan ve gözyaşıyla ödenen faturaların uyarısıyla oluşuyor politi- ka. Devlet yönetiminde belli bir duyartılık, tutarlılığı dasağlı- yor. Güneydoğu gezisinden sonra da bölgenın gerçeklerine dönük bir politika bekleniyor. Örneğin olağanüstü hal konu- sunda gerçekçi bir karar. Sonra bölgenin yaşamsal sorunla- rı için ekonomik ve sosyal önlemler. Ancak ekonomik polrti- kada belli durağanlık var. Somut politikaların üretilmesi ge- cikiyor. Ama siyasal yaşamdaki yumuşaklıktan mutluluk du- yanlar umutlarını yitirmiyor, geleceğe güvenle bakmak isti- yortar. Bu da itici bir güç bence. İnandırıcı bir yönetim halkın desteği ve özverisiyle darboğazları daha kolay aşar. Elbet o destek ve özveriyi, hak edecek politikaların da bir an önce oluşması gerekir. Soyut sözlerin, somut politikalara bir an ön- ce dönüşmesi gerekir. Ufku açık seçik görmek istiyor vatan- daş Neler gerçekleşebılir, neler gecikebilir, bekleme süreci nedir, katlanacağı özveri hangi boyutlarda, çıkartar hangi doğ- rultuda. Ulusal çıkarların önceliği, halka dönük politikaların oluşması, ekonomik yaşamda da bir güven ortamı sağlaya- bilir. Demirei ve bakanları, demokratik yaşamdaki güzel so- luğu ekonomik yaşamda da duyurabilirter. Güneydoğu gezisinin koalisyon ortaklanna bu yokja bir hız, itici bir güç vermesi bekleniyor. İLAN T.C. KÜTAHYA ASLÎYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 989/431 Karar No: 990/497 Hırsızlık suçundan dolayı sanık Kütahya merkez Maruf Mahalle- si Nüf. kayıtlı Şükrü ve Hanife kıa 1973 D.lu Sibel Düzgören hak- kındaTCK.nun 493/1, 522/1,523, 55/3, 59/2, 647/4,40, 94, 647/6, maddeleri gerefince 500.000 TL. ağır para cezası ile tecziyesine ve verilen cezanın teciline karar verilmiş olup yapılan tüm araştırmala- ra rağmen sanığın adresi meçhul kalıp karar tebliğ edilemediğinden işbu ilanın yayınlandığı tarihte sanığa tebliğ edilmiş sayüacağı ve tem- yiz edilmediğı takdirde 15 gün sonra kesirüeseceği ilanen tebliğ olu- nur. 20.11.1991 Basın: 46060 T.C MARMARA ÜNİVERSİTESİ ' SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU UYGULAMALI BİLGİSAYAR KURSLARI Marmara Universitesi Sosyal Bilimler Meslek YUksekokulu Bilgi- sayarlı Eğitim Koordinatörlüğü tarafından aşagıda görülen prograrn- lama dillerinde bilgisayar kursları düzenlennuştir. 1- PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE TEMEL BASIC 2- İLERİ BASIC 3- LOrUS 1-2-3 4- DBASE III PLUS 5- COBOL 6- PASCAL Programlamaya Giriş ve Temel Basıc haricindeki kurslar MUHASEBE-FINANSMAN-TİCARİ uygulamalıdır. Her kurs top- lam 50 saat süreli olup, hafta içi ve hafta sonu ayrı gruplar halinde yapılacaktır. Kurslar 16 Aralık 1991 tarihinde başlayacak ve MÜ. Sosyal Bilim- ler Meslek Yüksek Okulu'nun Soğanağa'daki bınasında yapılacak- ür. Kayıt için iş günleri saat 9.00-19.00, cumartesi ve pazar günleri saat 12.00-16.00 arası aşağıdaki adrese müracaat edilebilir. Kayıllar müracaat sırasına göre yapılacaktır. Eğitim 1BM uyumlu bilgisayarlar ile yapılacaktır. Telefonla daha genis bilgi alınabılir. Kursun sonunda başanlı olanlara sertifika verileceklir. MÜRACAAT MARMARA ÜNİVERSlTESt SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU BİLGİSAYARLI EÖtTtM KOORDİNATÖRLÜĞÜ Soganağa, Nur Sok. 9/11 Beyazıt/lst. (Güneş gazeıesi yanı) Kayıt Tarihi: 13 Aralık 1991 mesai bitimine kadar Bilgi için Tel: 517 20 14 / 517 20 15 tNĞÎIİZCE'yi 8 ayda konuşun sizi Amerikalı dofldarunızla tanıştıralun. Bahariye Cad. 62/3 349 59 38 Haberleşme Özgürlüğü Artık Bilgi iletişiminde daha hızlı, daha güvenilir bir çözümünüz var: OLIVETTI PAX MODEL OFX 230 OFX 330 OFX 530 1 1 PEŞİNAT 9O0.0O0 TL. .OOO.OOO TL. .200.000 TL. 1 1 TAKSİT 900.0O0 TL. x OOO.OOO TL. x .OOO.OOO TL. x 4 4 8 ay ay ay BÜKOMAK Sivritaş Sok. Fidan ApLl2/9 K:3 Mecidiyeköy Tel: 172 27 86 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 72. DÖNEM KAYITLAM BAŞUDI Hafta içi 11 Aralık Hafta Sonu 14 Aralık Akuam 18 Aralık Dersane Üsküdar 343 67 82 PISTLERİMİZ: Kozyatağı 362 47 33 Tarabya 162 08 18 DENİZİ SEVENLERE İLGİNÇ ÖYKÜLERJEKNİK KONULAR. \elkenDünvosi ULTRA-MODERN YELKENLİ "LE PONANT" TEKNEDE BULUNMASI GEREKEN EL ALETLERİ Sörf: DALGALI DENİZ TEKNİKLERİ Çöp Seferi: GÖKOVA DAHA TEMİZ ,GÖNÜLLÜLER DAHA MUTLU! YeUien DumkmARALIK 1991 * ^ SAYI32ARALIK 1991 SAYI32ARALIK 1991 SAYI32 Yazışma adresi Acıbadem Cad.Sakızağacı Kavakiı Sok.Cengiz Apt. D.16 Kadıköy İST Tel558 02 64 Faks:558 67 85 Tekirdağ Altınova'da 0 deniz, kat kaloriferli, komple eşyalı veya eşyasız, süper lux yalı daire. Tel: 554 60 52 SATILJK DAİRE Bakırköy încirli Cad. Ihsan Kalrnaz Sok. 4/A D-l 75 m 2 kaloriferli, hidroforlu bodrum daire 60 milyon son fiyat! Tel: 561 27 70
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle