Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16
/ Jf \i t
" ^ * Leningrad V»
13 ARALIK 1991
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN DÜNYA'DA BUGÜN
Bakanltğı Meteorotoji işksrı
Genel MMûriüğü'nden alran bügiye
gûre yurdun kuay ve doflu kesim-
leri çok buhrtlu, Marmara'nın Ooğt-
su, Kandeniz, Iç Anadolu'nun ku-
zey ve doğusu ie Doflu AMeniz, Do-
Ou ve Gûneyboftı Anadohı bMgeteri
yafltştı geçecsk. Yajtşiaf Doflu Ak-
deniz loyılan, Güneydoflu Anadolu
v»Oo0ü Kıradeniz kıyılannda yafl-
mut. « 0 * yarierde kar şeldinde ola-
2^yer yer
Denöerte:Karadeniz*y*lcvela-
esece*. \fen Gûtü'nde hava çok bututlu ve kar yaöışlı geçe-
«k. Rûzgârdeöişikyöniefdenoriakuvvetteesecek.Gölmu-^ ( J a l f l a J l j
AtUıa
Adapazvı
«dryaman
Alyon
Anlara
Anökya
AnUya
Ararin
Balıkesr
Bılec*
Bîngâl
B-tls
BokJ
Buna
Can*ta*
Çonım
Oanizi
Y 7° 4°Diyartata
K 3° 1°Edime
Y 3> 3°Erzinaıı
B -2° -8° Eramım
K -1° -6° Eskişrtr
K -1° -5° Gaaantep
Y 13» 6°Giresun
6° 3°Manisa
2° -2° K.M*aş
0°-3°M«sn
•3°-6°Mu«a
9° 2° Gûmüşlıane K
3° PHaMdri
9°-1° tsparia
3°-1° btanbul
3»-1° bn*
2°-2°Kare
1°-1° Kasomonu
•1° -4° K^sari
3° 0° Kırtta»*
3°-T° Konja
2° -3" Kûtahya
°2°M*rt
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Yasada ya da örf
ve âdet hukukunda
uygulanacak kuralın
açıkça ve tereddüt-
süz olarak bulunma-
dığı konularda, yar-
gıcın ya da hukukçu-
nun düşüncelerin-
den doğan sonuç. 2/
Bir zaman birimi...
Eldiven ve giysi yapı-
rrunda kullanılan bir
tür yumuşak deri. 3/
Türkiye'nin plaka
işareti... Yunan mi-
tolojisine göre uç-
mayı başaran ilk insan. 4/ lnsanı is-
tenmeyen seçeneklerden birini izle-
meye zorlayan durum... Nazi Parti-
si'nin askeri polis örgüıü. 5/ Eskiden
kullanılmış bir tür şarapnel. 6/ Mah-
zenlerde olgunlaştınlan içi küflü pey-
nir... Akıl. 7/ Baş çoban... Yabancı.
8/ Yüzü parlak bir cins ipekli ku-
maş... Bağışlama. 9/ Yumurta, süt,
un ile tavada kızartılarak yapılan,
küçük yuvarlak tatlı ya da tuzlu yi-
yecek... Kardeş karılarından herbirinin ötekine göre adı.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını
eğreti olarak kullanma sanatı. 2/ Tekerlek biçimli makine par-
çası... Telli balıkçıl. 3/ Uzaklık işareti... Güzel sesli bir kuş. 4/
Anlaşma... Uzunçalar da denilen 33 devirli plaklan belirtmek-
te kullanılan kısaltma. 5/ Kaş ilçesi yakınlarında turistik ve ar-
keolojik bir ada. 6/ lçel ilinde bir ilçe... Tavlada bir sayı. 7/ Halk
müziğine özgü telli bir çalgı. 8/ Tanıtlanamayan ama doğrulu-
ğundan da kuşku duyulmayan önerme. 9/ Duyarlı... Eski ve bi-
linmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü.
60 YIL ÖNCE CumhurİYet
Tasarruf Haftası
t-onokok Asısı
l>ıv.mv^u
13 ARALIK 1931
Millî tasarruf ve yerK
mallar haftası bugün saat
15'te Başvekil Ismet Paşa
Hz.'nin Halk evinde irat
buyurdukları mühim bir
nutukla açılmıştır.
Konferans salonu tamamen
dolmuş, bir çokları ayakta
kaJmıştır. Büyük Millet
Meclisı Reısı Kâzım Paşa Hz., C.H. Fırkası Kâtibi
Umumisi Recep Bey, vekiller, meb'uslar, matbuat
mümessilleri, yüksek memurlar ve bir çok aileler hanr
bulunuyordu.
Ismet Paşa Hz.nin irat ettikleri nutuk şudur:
Milli iktisat ve tasarruf mücadelesinin ikinci senesine
başlıyonız. Nadir teşebbüsler vardır ki haiz oldukları
müsbet mahiyeti ve zaman geçtikçe bütün bir milleün
alâkası ile onun genel devriyeleri bayram günleri gibi
umumî meserrete vesile teşkil eder. Bugün onlardan
biridir. Iki sene evvel tasarnıf ve iktisat mücedelesi
mUşkül şerait içinde başladı.
GEÇEN YDL BUGÜN Cumhuriyel
KKK'ya Fisunoğluatandı
13 ARALIK 1990
Kara Kuvvetleri Komutanhğı'na 1 Ocak 1991 tarihinden
geçerli olmak üzere 1. Ordu Komutanı Orgeneral
Muhittin Fisunoğlu "asaleten" atandı.
Orgeneral Fisunoğlu'ndan boşalan 1. Ordu
Komutanhğı'na ise atama yapılmadı. Bu göreve
yılbaşından sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay
Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nm
getirilmesine kesin gözüyle bakıhyor.
Lic^de gösteri: 1 ölü
"Güvenlik güçlerinin baskı yaptığım" öne stirerek
kaymakamla görüşmek üzere yurüyen yüz kişilik gnıpta
bulunan bir kadın, açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.
Kudret Filiz adh kadmın "Güvenlik güçlerinden mi,
yoksa gruptan mı açılan ateş sonucu öldürüldüğü"
sorusu netlik kazanmazken, ilçe merkezindeki esnafın
kepenk kapadığı bildırildi.
5° 3°Nİ*1«
5° 3°Ordu
0°-2° RiB
3°-2°Samsun
-1° -6°Sürt
4° 1°S«>Op
P 1°Sıws
-1° -8° fctonlaj
•1" -3° Tratenn
-3°-5° Imral
2irih A •*>
14.12.1991
İ S T A N BU L
PANEL
2000'Ü YILIARA DOĞRU -TÜRKİYE'DE İNSAN HAK1ARI
Entol İNÖNÜ
M*hmet KAHRAMAN
Boıkvrt NÜHOĞLU
Filiı KOÇALİ
EthemEİMA
Bülent TANÖR
Dide SİVEREK
Ebnı KUTAL
Ertan KARAKAS
Ercon KANER '
SHP Genel Başkanı ve Başbakarr Yrd.
Devlet Bakanı
İl Başkanı
Gazeteci
OKM Sanatçısı
Hukukçu
ilkokul Öğrencisi
Üniversite Öğrencisi
İstanbul Mılletvekilı
İHD İstanbul Şube Başkanı
Saat: 10.00-19.00
Yer: Beşiktaş-OTİM Salonv
15.12.1991
DOSTLUK YE DAYANIŞMA YEMEĞİ
İl Başkanlığımızın düzenlediği DOSTLUK
ve DÂYANIŞMA YEMEĞİ Genel Başkan
ve Başbakan Yardımcısı Sayın Erdal
İNÖNÜ ile Eşi'nin de katılımıyla, Ataköy
- Mavi Marmara'da, 20.00-24.00
saatleri arasında yapılacaktır.
Partililerimiz aavetlidir.
SHP İstanbul İl Başkanlığı
TARTISMA
Ormanlarımızın Geleceğ'i
Orman yetiştirmek ve bakımlı bir biçimde korumak disiplinli
ve planlı bir çabayı gerektirir. Olanlan koruyup yeni orman
alanları oluşturmak için yurdumuzun her yöresinin iklimi
elverişlidir. Yeter ki koruyup yenilerini üretmenin bilincinde
olalım.
Yılbası geliyor. Dünyamız 1 yıl daha yaş-
lanacak. Eski yıh uğurlamak ve yeni yılı
karşılamak için herkes bir telaş içine girme-
ye başladı.
Yılbaşı gecesi eğlenceleri için ithal çam
ağaçlan bile gehneye başlamış. 8-10 milyo-
na satıhyormuş... Bir o eksikti. Ama bir yer-
de ormanlarımız için sevinmemiz gerekir.
Hiç olmazsa gelen çamlar kadar bizimki-
ler kesilmeyecek demektir.
Büyük kentlerin çevresindeki ormanlan-
mızın yol kenarlanndaki yeni yetişen küçük
çamlarına dikkatle bir bakın. Tepelerini ke-
silmiş görürsünüz. HCT yılbaşında kaşla göz
arasında kesilip salonların bas köşelerine
yerleştirilir, yılbaşından sonra da çöpe... Or-
manda kalan, tepeleri kesik ağaçlar da gü-
dük kalır, büyüyemez...
Bizim ormanlarımızın kaderi bu. Bir yan-
dan yangınlar, bir yandan kaçak kesimler.
İnşaat malzemesi temini için rastgele yer-
lerden kesilenler, yakmak için acımasızca
harcananlar büyük alanları yok eder. Ay-
nca kâğıt yapımı. ormanlanmızın büyük bir
bölümünü götürür. 'Sunta' diye bir tabiri
halkımız suni tahta diye bilir ve öyle kulla-
nır. Oysa bu inşaat malzemesi sağlam ağaç-
lann kesilip talaş haline getirilmesinden elde
edilir, bir markadır, tamamen orman ürii-
nüdür. Sunilikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu tür
plakalar için acımasızca kesilen ağaçlar da
yılda binlerce tonu bulur, dönümlerce or-
man alanı ziyan olur.
Gecekondu mafyası da güve gibi orman-
lanmızın içine girmiştir, savaşan bir makam
da yoktur, ya da etkisizdir.
Şimdi, yeni Ugililer özel orman yetiştir-
me yollannı araştınyorlarmış. Orman yetiş-
tirmek ve bakımlı bir biçimde korumak di-
siplinli ve planlı bir çabayı gerektirir. Olan-
ları koruyup yeni orman alanları oluştur-
mak için yurdumuzun her yöresinin iklimi
elverişlidir. Yeter ki koruyup yenilerini üret-
menin bilincinde olalım.
Resmi kuruluşlann dışında, eğer orman-
lardaıt ağaç kesmek istiyorsak, ağaçlann
olur olmaz yerlerinden, tepelerinden değil,
budanacak, ıslah edilecek yerlerinden kese-
lim. Asalaklardan, sarmaşıklardan, kuru-
larından temizleyelim. "Ormanı sevgi
korur" sloganını öğrenip öğreterek, bilerek
uygulayalım. Orman ilgililerini gerektiğin-
de uyaralım, görevlerini hatırlatalım. Or-
man içi yürüyüşlerde, pikniklerde bu sev-
giyi bir spor, bir moda haline getirelim. He-
pimizin severek yaklasacağı, ilgi gösterece-
ği ormanlarımızın yüzü gülecek ve genç ka-
lacaktır.
V.Mimar BÜLENT ÇETİNOR
tstanbul
Hayvancılık Bkkanlığı Beklîyoruz
1980'den sonra ülkemizde bir yandan üst yapıda sözde
savurganhğı önleyecek tedbirler alınmış; asırlık kurum olan
Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatı kaldırılmış;
ilçeden merkeze kadar üretici, karşısında yetkili makam bulamaz
duruma getirilmiştir.
Diğer yandan üreticımiz. Avrupa Toplu-
luğu'nun büyük devlet desteğine sahip
hayvansal ürünleriyle haksız rekabet orta-
mına itılmiş. yıllardan beri karşı çıktığımız
canlı hayvan ihracatı sonucu hayvan varlı-
ğımız yarıya inmiş: yerine yenısi konulama-
dığınd'an ne yazık ki bugün ithalata mecbur
ülke konumuna gelmiş bulunmaktayız. Ül-
kemizde hayvancılık hâlâ yaygın olarak
küçük aile tipi işletmecilik tarzında veemek
yoğun bir biçimde yapılmaktadır. Güney-
doğu. Doğu ve Orta Anadolu'da halkımı-
zın büyük çoğunluğu tanmın yanında
hayvancılığı da önemli bir uğraş olarak gör-
mektedir. Hayvancılık, bu yöre insanı için
geçım kaynağı ve bir istihdam yoludur. Son
on yılda. bu bölge insanları. tanmın ve özel-
likle hayvancilığın uğradığı tahribat sonu-
cu büyük kentlere göcmüş, ve buralarda
tüketici olmuşlardır.
Bu tahribat büyük kentlerde gecekondu
nüfusunun artmasına yol açarkeri öte yan-
dan hayvansal üretimle uğraşan nüfus
azalmış, Türkiye hayvansal ürünler açısın-
dan hızla dışanya bağımlı bir ülkedurumu-
na gelmiştir.
Sorunu genel hatlarıyla ortaya koydulr-
tan sonra ana başlıklarda topladığımızda;
1 - Hayvan varlığımız yanya yakınolarak
azalmıştır.
2- Birim başına verimi ithal damızhk
hayvanlarla çözmeyi amaçlayan sözde ıslah
Türkiye son yılların önemli problemle-
nnden biriyle karşı karşıya bulunmaktadır.
Ülke kaynaklannın sınırsız savurganhğı.
ne yazık ki hayvancılık alanında da devam
etmiş ve ülkemiz bugün dışarıdan canlı
hayvan ve hayvansal ürünler ithalıne mec-
bur hale gelmiştir. Bugün. mezbaha ve
kombinalanmızda yerli hayvan kesimi he-
men hemen durma noktasına gelmiş.
Hayvancılığa bağlı et sanayiinde ithalat de-
vam etmediği takdirde kapılannı kapat-
mak zorunda kalacaktır.
Bu duruma hangi politika ve uygulama-
larla gelindiğini ortaya koymadan hayvan-
cılık bakanlığı beklentimiz, fantezi bir istek
gibi görünecektir.
Ülkemiz yıllardan beri tarım ve hayvan-
sal ürünler bakımından kendine yeterli bir
ülke konumunu korumaktaydı. Bugün ise
bu özelliği birçok bakımdan yok edilmiştir.
1980'den sonra ülkemizde bir yandan üst
yapıda sözde savurganhğı önleyecek tedbir-
ler alınmış: asırlık kurum olan Veteriner
İşleri Genel Müdürlüğü ve taşra teşkilatı
kaldırılmış; ilçeden merkeze kadar üretici
karşısında yetkili makam bulamaz duruma
getirilmiştir. 1980 sonrası Tarım Bakan-
lığı'nda gündeme gelen reorganizasyon
sonucu. bulaşıcı hayvan hastahklanyla
mücadele birçok bakımdan ihmai edilerek
30 yıldır ülkemizde görülemeyen sığır veba-
sının tekrar hortlamasına yol açılmıştır.
politikası başanlı olamamıştır.
3- Hiçbir zaman kârlılığı esas almaması
gereken tarım işletmeleri haline dönüştü-
rülmüş eski haralar. bugün ne kâr edebil-
mekte ne de ıslah yönünde yeterli çaba sarf
etmektedirler.
4- Tanm Bakanlığı bünyesinde 1980 son-
rası yapılan reorganizasyon düzenlemesi
tanmda ve hayvancılıkta istenen başanyı
verememiş, işleri daha da içinden çikılmaz
hale getirmiştir.
5-1980 sonrası hayvancılık alanında baş-
ta 3285 sayılı Hayvan Sağlık Zabıtası
Yasası olmak üzere birtakım yasa ve yönet-
melikler. günün şartlanna tam uygun
olmaktan uzak ve birçok boşluklarla dolu-
dur.
6- Üreticiye son iki yıla kadar hiçbir süb-
vansiyon sağlanmamış. ne yazık ki krediler.
küçük üreticiden çok bu alanda devletin
verdiği birçok kredi de başka alanlara kay-
dırılmıştır.
7-1950'lerden sonra hızla tanmsallaşan
ve son yıllarda da hızla şehirleşen mera
alanları yok edilmiş ve ne yazık ki bugüne
kadar meralan koruyan hiçbir tutarlı ted-
bir alınmamıştır.
Ana başlıklarla konunun önemli yanları-
nı ele aldığımız inancındayız. Veteriner
hekimler olarak hukümetten en kısa zaman-
da ulusal düzeyde bir hayvancılık kongre-
sine önderlik etmesini bekliyor, konunun
kamuoyunda aynntılanyla tartışılmasını di-
liyoruz, Çözümün hayvancüığı bir sektör
olarak kabul edip ayrı bir bakanlık tarzın-
da örgütlemekle olanaklı olacağma ina-
nıyoruz.
Dr.OKTAYDEPREM
İstanbul Veteriner Hekiraler Odası Genel
Sekreteri
Ögretmenlerbı Örgtttlenme Sorunu
Hangi siyasal görüşe sahip olursak olalım, tüm öğretmenlerin
gerek sendikal örgütlenmesinde, gerekse dernek, birlik
örgütlenmesinde bir meslek örgütünde toplanmasım
sağlayacak yasal düzenlemelere yer verilmelidir.
Uzun süredir basın yaym organlannda iş-
lenmekte olan, anayasa ve yasalardaki en-
gellerden kaynaklanan öğretmenlerin ve
tüm çalışanlann örgütlenme sorunlarının
hükümetin güncel sorunları arasında ve
programlannda yer alması, demokratikleş-
menin gereği olarak sevindirivi bir görüs ve
tutumdur.
Ancak gerek politikaa ve siyasi kurum-
lar olarak, gerekse öğretmenler ve kamu gö-
revlileri olarak örgütlenme hak ve hukuku-
na kavuşturulmaktan çok, hangi model ve
ilkeler, ölçüler, amaçlar etrafında dernek,
birlik ya da sendikal örgütlenmenin daha
yararlı olabileceği düşünülmelidir. Geçmiş-
teki olumsuzluklardan farklı olarak çok iyi
düşünülmeli, yasalara ona göre yön veril-
mesi gerekmektedir.
örneğin; geçmişteki gibi güvenlik kurum-
aynı mesleğin mensupları olarak, aynı ör-
güt çatısı altında demokratik ilişkileri ku-
rabilmemiz, kültürel etkileşim ve iletişim-
de bulunabilmemiz, bilgi alışverisine gire-
bilmemiz, ancak böyle bir örgütlenme mo-
deli ile gelişebilir, geliştirilebilir.
• öğretmenlerin toplum içindeki görev,
yetki ve sorumluluklannı yerine getirebilme-
sini,
lannda dahi görev yetki ve sorumlulukları,
sosyal hakları aynı olan meslek mensupla-
nyla ayrı ayrı örgütler kurulmamalıdır, kur- • Okul içindeki eğitim, öğretim verimli-
duruhnamahdır. özellikle öğretmenlerimizi liğini, başarısım geliştirmesini,
siyasal eğilimlerimize göre çeşitli örgütlen-
melere çekmekten, itmekten sakmmahyız.
Geçmişin yanlışhklarını bir tarafa atarak
öğretmen örgütlenmesinin tek çatı altında
toplanmasım sağlayacak modeli iyi belirlen-
melidir.
Hangi siyasal görüşe sahip olursak ola-
hm, tüm öğretmenlerin gerek sendikal ör-
gütlenmesinde gerekse dernek, birlik örgüt-
lenmesinde bir meslek örgütünde toplanma-
sım sağlayacak yasal düzenlemelere yer ve-
• Birbirleriyle kültürel etkileşimde bulu-
nabilmelerini sağlamak,
• Gerçekten saygınlığına kavuşturulma-
larını istiyorsak; örgütlenme hak ve huku-
kunun da belirtmeye çalıştığım ölçülere ve
modele uygun olarak verilmesi gerekir.
Tüm öğretmenlerin örgütlenmesinin be-
lirttiğim ölçülere göre gerçekleştirilmesini si-
yasi organlanmızın, milletvekillerimizin,
basın-yaym organlanmızm desteklemeleri-
ni, görüşlerimizi paylaşan birlik ve bütün-
rilmelidir. Üniversite öğretim ve eğitim ku- ıu k isteyen yüz binlerce öğretmen adma di-
rumlannda da öğretim üye v« görevlilerinin liyorum.
aynca birlikteliğini sağlayacak örgütlenme-
CEVAT ARSLAN Milli Eğt. Emk. Müfet-
tişi ve Eğt. PL Uzmanı
lerine yer verilebilir.
Değişik siyasi görüşlere sahip olsak bile,
A1NKARA
ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Düş mii, Gerçek mi?
1970lerde Erzincan dolaylarında bir yolculuğum var. Ya-
nımda iki polittkacı; biri senatör, biri milletvekili. İkisi de CHP'li.
Biri Niyazi Ünsal, öteki Hasan Çetinkaya. Arabayla baştan ba-
şa dolaştık Erzincan'ı. Ünsal'ın köyüne gittik, Çetinkaya'nın
köyüne. Sonra başka köyiere, dağ köylerine, bağ köylerine.
Gitttğimiz her yerde ortak bir yakarış var, ortak bir kaygı.
— Biz Alevilik, Sünnilik aynmını çoktan unutmuştuk. Dost-
ça, kardeşçe yaşıyorduk. Birbirimizden kız alıyor, düğün kut-
luyorduk. Şimdi selamlaşmıyoruz nerdeyse. Ayrı kaldınmlarda
yürüyoruz. Sonu nereye varacak bunun?
Sonunu birlikte yaşadık. Kimi yerde baskı gruplan, ayrı-
calığı kışkırtan olaylar yaşandı. O olaylar kanlı boyutlara vardı
sonra. Ulkücü eylemler tırmandı durmadan. Yakın tarihimi-
zin o sayfalan utanmadan anımsanamaz doğrusu. İnanç öz-
gürlüğüne çok ters düşen olaylarla cumhuriyetimizin laiklik
ilkesi de hayii zedelendi. Okurlanm anımsar, bu köşede, Cum-
huriyet DERGİ'de de yazdım kaç kez. İda Dağı'nın etekle-
rinde Tahtacı köylerinde, örneğin Tahtakuşlar'da yapılan ca-
mide laikliğe ters düşen bir olay diye duyurdum yetkililere.
Hiç ses çıkmadı! Alevilerln başka bir inancı, bir yaşam biçi-
mi var. Tersine bir zorlama nasıl yorumlanır? Dini, siyasal araç
olarak kullanmak eğilirni demokrasiyle bağdaşır mı? İnsan
sevgisi gelişen bir toplumda değişik inançların, değişik kö-
kenlerin yeri olabilir mi? Tersine sınırlann da ötesinde deği-
şik renkli insanları, akları, karaları, sanları, kızıl derilileri de
sevgiyle kucaktarsınız. Barış umudunu sokJuran olayiara tep-
ki duyarsınız!
Diyanet İşleri Başkanlığı'n\n Alevilere açılmasını, DYP-SHP
hükümetinın insana bakış açısını belirten bir olay diye dü-
şünüyorum ben. Bir yanlışlığın düzelmesi diye. O haberin se-
vinciyle tüm Aievi dostlanmı selamlıyorum. Bir şoför arkadaşı
da özellikle anımsıyorum. İlkokuldaki kızının din derslerin-
den ve öğretmeninden çok etkilenerek ağladığını anlattı ba-
na, bunalımlar geçirdiğini. Kızı ile ilişkilerinde belli bir ezik-
liği ve burukluğu vardı. O burukluğu birçok ana baba duydu
sanırım. Şimdi hepsi rahat bir soluk alacaklar. Çünkü DYP-
SHP koalisyonunda eğitim politikası da bu düzeyde gelişe-
cek bence. Özgür bir eğitim olmadan demokrasinin işleriiği
düşünülemez. Belki çok iyimserim ama karamsarlığı aşmak
zorundayız!
Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın Alevilere
açılmasını, DYP-SHP
hüküntetinin insana
bakış açısını belirten bir
olay diye düşünüyorum
ben. Bir yanlışlığın
düzelmesi diye. 0
haberin sevlnclyle tüm
Alevi dostlanmı
selamlıyorum.
lyimserlik duyu-
ran olaylar da az
değil doğrusu. De-
mirel ve Inönü'nün
Güneydoğu gezisini
izlerken siz de iyim-
serlik duymadınız
mı? Umudunuz ye-
şermedi mi birden,
gözleriniz yaşarma-
dı mı? Özleminiz
dinmedi mi? Kimi
görüntüleri seyre
doyamadım ben,
sevdiğim bir şiirin
dizelerini tekrar tek- _ ^ _ _
rar okur gibi TV'nin
düğmelerini çevirdim durmadan. O kalabalığı, o kucaklaş-
mayı tekrar tekrar görmek istedim. Gördüklerimi yaşamımız-
da da hıssetmeyi özledim, somut biçimda yaşamayı.
Güneydoğu'da yasanan onca olaydan sonra çok umutlu
bir aşamaya varıldı bu yolculukta. Devleti yönetmek için yo-
la çıkan iki partinin ülke sorunlarına ortak bakışım, birlikteli-
ğini vurguladı. Aynca o bölgede yaşayanların beklentisinl, öz-
lemini vurguladı. İnsanca yaşamak özlemıni, rahat bir uyku-
ya, rahat bir lokmaya, can güvenliğine, geleceğe korkuyla
değil umutla bakmak özlemini. Demirei de İnönü de önemli
sözlerle o özlemi dindireceklerini tekrartadılar durmadan. Sı-
cak ve gerçekçi bir yaklaşımla göze çarptılar. Kimi dostlarım
gözlerine inanamıyor, düş mü, gerçek mi, diye soruyorlar.
Düşlerimizin gerçeği demek daha doğru galiba. Bu koalis-
yonun en güzel gerçeği de bu bence. Acı birikimlerin, kan
ve gözyaşıyla ödenen faturaların uyarısıyla oluşuyor politi-
ka. Devlet yönetiminde belli bir duyartılık, tutarlılığı dasağlı-
yor. Güneydoğu gezisinden sonra da bölgenın gerçeklerine
dönük bir politika bekleniyor. Örneğin olağanüstü hal konu-
sunda gerçekçi bir karar. Sonra bölgenin yaşamsal sorunla-
rı için ekonomik ve sosyal önlemler. Ancak ekonomik polrti-
kada belli durağanlık var. Somut politikaların üretilmesi ge-
cikiyor. Ama siyasal yaşamdaki yumuşaklıktan mutluluk du-
yanlar umutlarını yitirmiyor, geleceğe güvenle bakmak isti-
yortar. Bu da itici bir güç bence. İnandırıcı bir yönetim halkın
desteği ve özverisiyle darboğazları daha kolay aşar. Elbet o
destek ve özveriyi, hak edecek politikaların da bir an önce
oluşması gerekir. Soyut sözlerin, somut politikalara bir an ön-
ce dönüşmesi gerekir. Ufku açık seçik görmek istiyor vatan-
daş Neler gerçekleşebılir, neler gecikebilir, bekleme süreci
nedir, katlanacağı özveri hangi boyutlarda, çıkartar hangi doğ-
rultuda. Ulusal çıkarların önceliği, halka dönük politikaların
oluşması, ekonomik yaşamda da bir güven ortamı sağlaya-
bilir. Demirei ve bakanları, demokratik yaşamdaki güzel so-
luğu ekonomik yaşamda da duyurabilirter.
Güneydoğu gezisinin koalisyon ortaklanna bu yokja bir hız,
itici bir güç vermesi bekleniyor.
İLAN
T.C. KÜTAHYA ASLÎYE CEZA
MAHKEMESİ
Esas No: 989/431
Karar No: 990/497
Hırsızlık suçundan dolayı sanık Kütahya merkez Maruf Mahalle-
si Nüf. kayıtlı Şükrü ve Hanife kıa 1973 D.lu Sibel Düzgören hak-
kındaTCK.nun 493/1, 522/1,523, 55/3, 59/2, 647/4,40, 94, 647/6,
maddeleri gerefince 500.000 TL. ağır para cezası ile tecziyesine ve
verilen cezanın teciline karar verilmiş olup yapılan tüm araştırmala-
ra rağmen sanığın adresi meçhul kalıp karar tebliğ edilemediğinden
işbu ilanın yayınlandığı tarihte sanığa tebliğ edilmiş sayüacağı ve tem-
yiz edilmediğı takdirde 15 gün sonra kesirüeseceği ilanen tebliğ olu-
nur. 20.11.1991
Basın: 46060
T.C
MARMARA ÜNİVERSİTESİ '
SOSYAL BİLİMLER MESLEK
YÜKSEKOKULU UYGULAMALI
BİLGİSAYAR KURSLARI
Marmara Universitesi Sosyal Bilimler Meslek YUksekokulu Bilgi-
sayarlı Eğitim Koordinatörlüğü tarafından aşagıda görülen prograrn-
lama dillerinde bilgisayar kursları düzenlennuştir.
1- PROGRAMLAMAYA GİRİŞ VE TEMEL BASIC
2- İLERİ BASIC
3- LOrUS 1-2-3
4- DBASE III PLUS
5- COBOL
6- PASCAL
Programlamaya Giriş ve Temel Basıc haricindeki kurslar
MUHASEBE-FINANSMAN-TİCARİ uygulamalıdır. Her kurs top-
lam 50 saat süreli olup, hafta içi ve hafta sonu ayrı gruplar halinde
yapılacaktır.
Kurslar 16 Aralık 1991 tarihinde başlayacak ve MÜ. Sosyal Bilim-
ler Meslek Yüksek Okulu'nun Soğanağa'daki bınasında yapılacak-
ür. Kayıt için iş günleri saat 9.00-19.00, cumartesi ve pazar günleri
saat 12.00-16.00 arası aşağıdaki adrese müracaat edilebilir.
Kayıllar müracaat sırasına göre yapılacaktır. Eğitim 1BM uyumlu
bilgisayarlar ile yapılacaktır. Telefonla daha genis bilgi alınabılir.
Kursun sonunda başanlı olanlara sertifika verileceklir.
MÜRACAAT
MARMARA ÜNİVERSlTESt SOSYAL
BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
BİLGİSAYARLI EÖtTtM KOORDİNATÖRLÜĞÜ
Soganağa, Nur Sok. 9/11 Beyazıt/lst. (Güneş gazeıesi yanı)
Kayıt Tarihi: 13 Aralık 1991 mesai bitimine kadar
Bilgi için Tel: 517 20 14 / 517 20 15
tNĞÎIİZCE'yi 8
ayda konuşun sizi
Amerikalı
dofldarunızla
tanıştıralun.
Bahariye Cad. 62/3 349 59 38
Haberleşme Özgürlüğü
Artık Bilgi iletişiminde daha hızlı, daha güvenilir bir çözümünüz var:
OLIVETTI PAX
MODEL
OFX 230
OFX 330
OFX 530
1
1
PEŞİNAT
9O0.0O0 TL.
.OOO.OOO TL.
.200.000 TL.
1
1
TAKSİT
900.0O0 TL. x
OOO.OOO TL. x
.OOO.OOO TL. x
4
4
8
ay
ay
ay
BÜKOMAK Sivritaş Sok. Fidan ApLl2/9 K:3 Mecidiyeköy Tel: 172 27 86
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
72. DÖNEM KAYITLAM
BAŞUDI
Hafta içi 11 Aralık
Hafta Sonu 14 Aralık
Akuam 18 Aralık
Dersane Üsküdar 343 67 82
PISTLERİMİZ:
Kozyatağı 362 47 33
Tarabya 162 08 18
DENİZİ SEVENLERE İLGİNÇ ÖYKÜLERJEKNİK KONULAR.
\elkenDünvosi ULTRA-MODERN
YELKENLİ
"LE PONANT"
TEKNEDE
BULUNMASI
GEREKEN
EL ALETLERİ
Sörf:
DALGALI
DENİZ
TEKNİKLERİ
Çöp Seferi:
GÖKOVA DAHA TEMİZ ,GÖNÜLLÜLER DAHA MUTLU!
YeUien DumkmARALIK 1991 * ^ SAYI32ARALIK 1991 SAYI32ARALIK 1991 SAYI32
Yazışma adresi Acıbadem Cad.Sakızağacı Kavakiı Sok.Cengiz Apt.
D.16 Kadıköy İST Tel558 02 64 Faks:558 67 85
Tekirdağ Altınova'da 0 deniz, kat
kaloriferli, komple eşyalı veya eşyasız,
süper lux yalı daire.
Tel: 554 60 52
SATILJK DAİRE
Bakırköy încirli Cad. Ihsan Kalrnaz Sok. 4/A D-l 75 m
2
kaloriferli, hidroforlu bodrum daire 60 milyon son fiyat!
Tel: 561 27 70