Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 13 ARALIK 1991
WASHINGTON
UFUK CULDEMIR
Tarih Devam Ediyor
WASHINGTON — Atina, Balkanlar'da giderek sıkışıyor. İki
yıl öncesine kadar Yunanistan lehine gelişen birçok unsur
bugün farklı bir noktada. Yunanistan Başbakanı Mitsotakis^
in, önceki gün başlayan VVashington gezisinde ABD'nin Bal-
kanlar'daki "ortağı" rolüne talip olmasının perde arkasında
bu sıkırrtı yatıyor.
Bundan birkaç yıl önceye kadar, her ikisinde de Türk
"sorunu" olan Bulgaristan ve Yunanistan'ın birleşip Türki-
ye'ye karşı cephe oluşturacağı düşünülüyordu. Bulgaristan,
Türkleri sınır dışı ederken Atına'dan destek görüyor, hatta ayrı
askerı bloklara ait bu iki ülke, saldırmazlık anttaşmaları im-
zalıyorlardı.
"Türkiye'nin etrafındaki çember daralıyor" diye düşünülür-
ken bunun tam aksi oldu: Berlın duvarı yıkıldı, Bulgaristan1
da yapılan seçimlerde Türk azınlık önemli bir güç olarak siv-
rildi ve neredeyse Bulgaristan'da hükümetın kuruluşuna vi-
ze verdi. .
Türkiye zemin Yunanistan, Balkaıilar da
Balkanlar'da "alarm aliyor. Türkiye'nin SÖZ
ra
ri
Sg'rad,
zeminkayb
'"' . konusu bölgedeki
iş bunuma da kai- gelişmelerden
Se
a
nV^a
i d
bu- kaybedeceği fazla bir şey
günkü dramatik geiiş- «n^. Aksine Balkanlar'da
meler yokken dahi, - * _»
Kıbrıs'ta iki toplumu MlftlZU aitiyor.
zorla bir arada yaşat- ^ ~ ^ ~ "
maya çalışanlara, Balkanlan ve özellikle Yugoslavya'yı örnek
gösterir ve şöyle derdi:
"Bakın orada aynı dine mensup iki toplum dahi bir arada
yaşayamazken, biz farklı dinlerden, üstelik karşılıklı kan dök-
müş topiumlar olarak nasıl bir arada yassrız."
Zaman, belki de bunu söylediği günlerde oüşlemeyeceği
ölçüde Denktaş'ı haklı çıkardı. Bugün Yugoslavya'da aynı dine
mensup iki toplumun çatışmasına tanık olunuyor. Herkes
"ayrılırken" Kıbrıs'ta federasyon istemek ne kadar gerçek-
lerle bağdaşıyor?
Yunanistan'ın Balkanlar'daki üçüncü başağrısı, "Makedon-
ya meselesı". Makedonlar Yugoslavya ve Bulgaristan ile bir-
iikte Yunanıstan'da da yaşıyor. Yugoslavya'nın çözülüşü ile
biriikte Makedonya'nın gündeme gelmesi kaçınılmaz.
Geçen yıl yayımlanan ABD Dışişleri Bakaniığı İnsan Hak-
ları Raporu'nda Makedonlar'dan bir azınlık olarak bahsedıl-
mesıne Atina büyük tepkı gösterdi. Hatta bu yaklaşım Ati-
na'yı "Türk azınlık" kavramından daha fazla tedirgın etti. Çun-
kü Makedonlar'dan bir azınlık olarak bahsedilmesi, Türkle-
rin durumunun aksine, toprak taleplerini gündeme getı-
riyordu.
Bu üç örnek gösteriyor ki Yunanistan, Balkanlarda sıkışık
bir sürece doğru yol alıyor. Türkiye'nin söz konusu bölgede-
ki gelişmelerden kaybedeceği fazla bir şey yok. Aksine Bal-
kanlar'da nüfuzu artıyor. Buna karşılık Yunanistan birkaç dos-
yada bırden zemin kaybı ile karşı karşıya
Yunan dışişleri mekanızması bu Uegerlendırmeyi yapmış
oiduğu içindır kı Mıtsotakis, ABD'nin Balkanlar'daki ortağı.
müteahhidi olmak istıyor. Ancsk tarih de kaldığ
1
yerden de-
vam ediyor.
KUZEY/GÜNEY KORE
Yarmıadada
tarihi anlaşmaİki ülke arasında Kore Yarımadası'nın nükleer
silahlardan anndırılmasını ve 1953'te
imzalanan ateşkesin kapsamlı bir barışa
dönüştürülmesini öngören bir anlaşmayavarıldı.
Dış Haberler Servisi - Kuzey
Kore ile Güney Kore arasında
saldırmazlık ve banş öngören
bir anlaşmaya vanldı. İki ülke
başbakanlan başkanlığında
geçen salı gününden beri yürü-
tülen şörûşmeler sonucunda
vanlan anlaşmanın iki ülke
arasında yaklaşık kırk yıldır
sûregelen soğuk savaşa son
verdiği ve "tarihi" bir nitelik
taşıdığı belirtildi.
Kuzey Kore Başbakanı Yon
Hyong Muk ile Güney Kore
Başbakanı Chung YVon-Sikh
başkanlığında Güney Kore'-
nin başkenti Seul'de yürütülen
görüşmeler dün sona erdi. Gö-
rüşmelerin son aşamasında iki
başbakanın yüz yüze gerçek-
leştirdiği görüşmenin ardından
ÎKO
Türkiye'ye
destek
DAKAR (AA) - tslam Konfe-
ransı örgütü'ne (İKÖ) üye
ülkelerin liderlerinin Senegal'-
in başkenti Dakar'daki toplan-
tısı, ortak bildiri ve "Dakar
Deklarasyonu" adlı belgenın
yayımlanması ile dün sona er-
di. Alüncı dönem zırve toplan-
tısı gündemindeki konulan
kapsayan ortak bildiride, Tür-
kiye'nin, Kıbns sorunu ile Batı
Trakya ve Bulgaristan'daki
Müslüman Türk azınlık konu-
lanndakı politikalannı destek-
leyen görüşlere yer verildi.
Ortak bildiriye göre Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin,
İKÖ bünyesindeki bütün or-
ganlann çalışmalanna katılı-
mının artünlmasının sürdürül-
mesi konusunda Istanbul'da
ağustos ayında yapılan dışişleri
bakanlan toplantısında alınan
karar. liderlerce teyit edildi.
Ortak bildiride, Kıbns Türk
tarafımn, karşılıklı olarak "ka-
bal edilebilir" bir çözüme ula-
şılması ıçın gösterdiğı çabala-
rın takdirle karşılandığı kay-
dedilerek siyasi eşitlik ilkesi-
ne saygı gösterilmesinin önemi-
ne dikkat çekildi.
Ortak bildirinin Müslüman
azınlıklarla ilgili bölümündede
Yunanistan'daki Müslüman
Türk azınlığın haklannın ve te-
mel özgürlüklerinin çiğnenme-
sine devam edilmesinin endişe
ile karşılandığı belirtildi. Bildi-
ride, Batı Trakya'daki Müslü-
man Türk azınlığın, bireysel ya
da toplu olarak bütün hak ve
özgürlüklerine tam olarak say-
gı göstenlmesi istendi.
gazetecilere bir demeç veren
Güney Kore hükümeti sözcüsü
Lee Dong-Bok, "Tiira pürüzleri
giderdik" dedi. Bugün imza-
lanması beklenen anlaşmanın
Kore Yanmadasf nın ikiye bö-
lündüğü 1945 yılından bu yana
vanlan geniş kapsamlı ilk banş
anlaşması niteliği taşıdığı belir-
tildi.
Anlaşma metni henüz açık-
lanmamakla biriikte iki ülke-
nin Kore Yanmadası'run
nükleer silahlardan anndınl-
ması ve nükleer tesislerin karşı-
lıklı denetime açılması gibi
konularda görüşbirlığine var-
dığı belirtiliyor. Görüşmelere
katılan yetkililerden edinilen
bilgilere göre anlaşmada ay rıca
iki ülkenin birbirlerinin iç işle-
rine kanşmaması, politik sis-
temlerine saygı göstermesi ve
olası sorunlann çözümünde
güç kullanımına gidılmemesi
öngörülüyor.
Güney Kore Devlet Başkanı
Roh Tae-Woo'nun tüm yan-
madanın nükleer silahlardan
anndınlması önerisinde odak-
laşan anlaşmanın sağlanma-
sında, Güney Kore'nin nükleer
tesislerin karşılıklı veaynı anda
denetime açılması yollu Kuzey
Kore önerisini kabul etmesınin
ve bunun karşılığında da Ku-
zey Kore'nin herhangi bir
anlaşmayı Güney Kore ile de-
ğil doğrudan ABD ile yapmak
isteğinden vazgeçmesinin bü-
yük payı bulunduğu belirtili-
yor.
Anlaşma sağlanmakla bir-
iikte nükleer tesislerde yapıla-
cak denetimlerin nasıl yürütü-
leceğine, 1950-1953 Kore Sa-
vaşı'nı sona erdiren ateşkes
anlaşmasının kapsamlı bir ba-
nş anlaşmasına nasıl dönüş-
türüleceği ve iki ülkenin üçün-
cü ülkelerle aralannda bulu-
nan anlaşmalann nasıl ele alı-
nacagına ilişkin görüş ayrı-
hklannın sürdüğünü bildiren
kaynaklar. gelecekte yapılacak
görüşmelerde de bu aynntıla-
nn ele alınacagını söylüyorlar.
Kuzey Kore ile ABD arasın-
da sorun oluşturan Güney Ko-
re - ABD ortak askeri tat-
bikatlarına son verileceği de
sızan bilgilcr arasında. Seul'de
yayımlanan Cbosun Ilbo gaze-
tesinde hafta içensınde çıkan
bir yazıda, ABD ile Güney
Kore'nin, yanmadanın nükle-
er silahlardan anndmlma
önerisinin Kuzey Kore yöneti-
mince kabul edilmesi duru-
munda, 1992'de yapacaklan
ortak askeri tatbikatlan askıya
alma konusunda anlaştıklan
belirtilmişti.
Cutnhuriyetlerin onaylaması hatinde BDTye karşı durmayacağıru ve istifa edeceğini açıkladı
Gorbaçov pes ediyorDış Haberler Servisi - Rusya,
Beyaz Rusya ve L'krayna tara-
fmdan ilan edilen Bağımsız
Devletler Topluluğu'na (BDT)
karşı ile tepkisini Mınsk'te van-
lan anlaşmayı "yasadtşı ve tetali-
keli" bulduğunu ifade ederek
gösteren Mibail Gorbaçov, so-
nunda pes etti. Konfederasyon
biçiminde de olsa bütünsel bir
devlet yapısından yana olduğu-
nu belirten Gorbaçov, diğer
cumhuriyetlerin de BDT'ye ka-
tılmayı kabul etmesi halinde
buna karşı durmayacağını ve is-
tifa edeceğini açıkladı.
Gorbaçov. Rusya Parlamen-
tosu'nun Minsk anlnaşmasını
ezıcı bir çoğunlukla onaylama-
sından kısa bir süre önce dün
Kremlin'de Sovyet gazetecile-
nyle iki saatlik bir görüşme
yaptı. Gorbaçov gazetecilere,
"Cumhuriyetlerin büyük çoğun-
Inğu BDT sürecini kabul ettiği
takdirde bu seçimi kabul edece-
ğini" söyledı. Yeni süreçte "iste-
meyerek de olsa rol almaya hazır
olduğunu" ıfade eden Gorbaçov
Bağımsız Devletler Topluluğu'na ilk
tepkisini "yasadışı ve tehlikeli"
bulduğunu açıklayarak gösteren
Gorbaçov, sonunda geri adım attı.
Gorbaçov, BDT'nin çözüm getireceğini
düşünmediğini, ancak kesin bir biçimde
karşı çıkmadığını söyiedi. Ukrayna ve
Beyaz Rusya'dan sonra Rusya
Parlamentosu da BDT anlaşmasım ezici
bir çoğunlukla onayladı.
bunu koşula bağladı ve "Eğer
kof bir yapı oluşturulacaksa
bunda benim yerim olamaz. O
takdirde politik ilkelerimin gere-
ği olarak istifa ederim" dedi.
Ancak Gorbaçov bu sürece
ilişkin olarak pek umutlu gö-
rünmüyor. ' BDT çözümünü
kesin olarak reddetmediğini be-
lirten Gorbaçov, "Ancak bunu
işe yarayacağım sanmıyorum.
Bence yol açacağı dağılma bö-
yök bir kargaşaya neden olacak-
tır" diye konuştu. konuştu.
Gorbaço\. "Bir tür konfederas-
yon da olsa ben bütünsel bir dev-
let yapısından yanayım. Ama
ahlaki nedenlerle devîetin dağıl-
masıyla mutabık kaiamam"
dedi.
Minsk'te vanlan BDT anlaş-
ması. Ukrayna ve Beyaz Rus-
ya'nın ardından dün Rusya
Parlamentosu'nca da onaylan-
dı. Anlaşma, 6 ret ve 7 çekimser
oya karşı 188 oyla kabul edildi.
Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin, oyiamaya geçilmeden
önce parlamentoya hitaben 35
dakıkahk bir konuşma yaptı.
SSCB'nın "Denetlenemez ve
anarşik bir dağılma süreci" ya-
şadığını belirten Yeltsin. "Bu
Moskova'da Kızıl Meydan. İki Kızıl Ordu askeri saygı nöbetinde. Bir tarih günden giine ögütülüyor. (Fotograf: AP)
koşullarda yegâne çözüm hiçbir
cumhuriyetin bağımsız olmadığı
bir devlet yerine bir Bağımsız
Devletler Topluluğu kurmaktı"
dedi.
12 eski Sovyet cumhuriye-
tinden 8'inin Gorbaçov'un yeni
birlik formülünü reddettiğini
hatırlatan Yeltsin, üç Slav cum-
huriyetinin "SSCB'nin arök or-
tadan kalktıgını" ilan etmeleri-
nin "keyfi bir karar" olmadığı-
nı vurguladı. Yeltsin Gorbaçov-
la önceki gün yaptığı görüşme-
de, cumhuriyetlerin çoğunluğu
BDT'ye katılana dek merkezi
yönetimin "işleyen yapılannın"
görevlerine devam etmesi konu-
sunda anlaştıklarını kaydetti.
BDT'ye desteğın giderek art-
tığını belirten Yeltsin, Ermenis-
tan. Moldavya ve Kırgızıstan'
katılmaya hazırlandığını söyle-
dı. Üç Slav lidennce kendisine
"kurucu üye" olarak BDT'ye
katılması önerilen Kazakistan
Devlet Başkanı Nursultan Na-
zarbayev'in de bu yönde davra-
nacağına ınandığını söyiedi.
BDT'ye katılabileceklerine
ilişkin söylentilere karşın. daha
önce SSCB'den bağımsızlığını
ilan etmiş Litvanya, Letonya ve
Estonya'nın bu eğilimde olma-
dığı açıklandı. Letonya Dışışieri
Bakanı Janis Jurkans, üç Baltık
devletinin BDT'nin bir parçası
haline gelme niyetinde olmadık-
Iannısöyledi.
Yeltsin'in önceki gün Kızılor-
du generallenyle görüşerek
destek sağlamasına karşın, or-
dunun tutumu konusundaki
kaygılar sürüyor. Moskova ye-
rel hükümeti, ordu desteğinde
gerçekleştirilebilecek bir darbe
olasılığına karşı, bölgedeki tüm
askeri bırliklenn hareketini de-
netımi altına aldı. Yerel yöneti-
min başkanı Andrei Polyakov,
birden fazla ordu ya da içişlen
bakaniığı birliğinin her türlü
hareketinin önceden bildirilme-
sinin zorunlu hale getirildiğini
duyurdu.
Bu arada Ukrayna Devlet
Başkanı Leonıd Kravçuk dün
bir kararname yayımlayarak
cumhurıyet sınırlan içindeki
tum askeri bırliklerin denetimi-
ni kendi elinde top'adı.
ABD'de artık Gorbaçov dö-
neminin sona erdiği kabul-
lenmiş durumda. ABD'nin
Moskova BüyUkelçisi Robert
Strauss, Temsilciler Meclisi Si-
lahlı Hızmetler Komitesi'nde
önceki gün yaptığı konuşmada.
"Hiç şüphe yok ki Moskova'da
muhatap alacağımız kişi. şu
anda politik olarak çok daha
güçlü bir konumda bulunan Yelt-
sin'dir. Başkan Gorbaçov gücü-
nü kavbetti" dedi.
Hdsingin Sanomat gccgtesi Maskova*nın1979üa muhafazakâriann ikîidarortakhğma engel olduğunu yazdı
Fin siyasetinde Sovyet parmağıGazete, eski Sovyetler Birliği Başkanı Leonid Brejnev
döneminde Kremlin'in Fin Komünist Partisi'ni kullanarak
Helsinki'deki siyasi yaşamı yönlendirdiğini, yönetime
izleyeceği çizgiyi "dikte ettiğini" belgelerle ortaya koydu.
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM - Çözülmekte olan
SSCB'nin Leonid Brejnev döneminde
Finlandiya'nın ıç politikasma doğrudan
doğruya kanştığı ve 1979 yılında Muha-
fazakâr Parti'nin koalisyona katılması-
nı engellediği ortaya çıktı.
"Tarafsız" Finlandiya'nın özellikle II.
Dünya Savaşı sonrasında güvenlik ve
dış politikalannı Moskova'nın beklenti-
leri doğrultusunda yürüttüğü ve Gorba-
çov'un yönetime gelmesine kadar
SSCB'yi eleştirmenin tabu oiduğu bili-
nen gerçeklerdı. Finlandiya'nın tanın-
mış gazetesi Helsingin Sanomat,
Kremlin'in Fin Komünist Partisi'ni ara-
a yaparak Helsinki'deki siyasi yaşamı
yönlendirdiğini, yönetime izleyeceği çiz-
giyi "dikte ettirdiğini" de belgeleriyle
ortaya koydu.
Gazetenin Fin ve Sovyet komünist
partileri arasındaki görüşmelerin belge-
lerine dayanarak geçen pazar verdıği
habere göre 1979'daki seçimlerden za-
ferle çıkan Muhafazakâr Parti, Mos-
kova'nın, döneminin Finlandiya Cum-
hurbaşkanı Urho Kekkonen'e yap-
tığı baskı nedeniyle hükümete katılama-
dı.
Urho Kekkonen, başkanhk seçimle-
rinde kendisini iki kez desteklemiş olan
Muhafazakâr Parti'nin koalisyonda gö-
rev almasını istemiş, bu konuda gizli
yollardan Moskova'ya kişisel güvence
de vermişti.
Ancak Moskova farklı görüşteydi.
Brejnev yönetimi koalisyonda Fin Ko-
münist Partisi'nin görevalması arzusun-
daydı. Muhafazakârlarla komünistler
aynı kabinede yer alamayacağına göre
Dönemin Fin Cumhurbaşkanı Urho Kekkonen, 1979
seçiminde zafer kazanan muhafazakârlarm koalisyonda yer
almasını istemesine karşm Moskova'nın baskısı üzerine
bundan vazgeçti.
yır yanıtı aldı. Kalevi Sorsa yönetimin-
deki Sosyal Demokrat Parti ise
ekonomik politikası nedeniyle Muhafa-
zakâr Parti ile işbirliğine gidemeyeceğini
bildirdi. Görüşmeler tıkanınca Sosyal
Demokrat Mauno Koivisto liderliğinde
bir merkez sağ ve sol koalisyon oluştu-
ruldu.
bırincilerin dışlanması gerekiyordu.
SBKP yönetimi, "merkezi" ziyarete
gelen Finli komünist liderler Aarne Saa-
rinen'le Taisto Sinisalo'ya "Fin dış politi-
kasını değjştirmeyi amaçladığı için
muhafazakârların hüknmette arzu edil-
mediği" ifadesini taşıyan bir mesajı ver-
diler.
Mesaj Fin lideri Kekkonen'e iki ko-
münist lider tarafından iletildi. Kekko-
nen, bu görüşmeden birkaç gün sonra
"formalite gereği" hükümet kurma gö-
revini Muhafazakâr Parti lideri Harri
Holkeri'ye verdi. Ancak görüştüğü diğer
partilerin liderlerine de üstü kapalı bı-
çimde "mubafazakârlarla koalisyonu
tasvip etmediğini" bildirdi.
Bu durumdan tümüyle habersiz olan
Holkeri, koalisyon ıçin Merkez Sağ
Parti'ye "Sizin ekonomik programınızla
hûkümeti koralım" demesine karşın ha-
Helsingin Sanomat, dönemin Merkez
Sağ Parti lideri Johannes Virolainen'in
1979*da "Muhafazakârlar malum neden-
den ötürü hükümet dışı kaldı" şeklındekı
bir açıklaması nedeniyle Cumhurbaşka-
nı Urho Kekkonen tarafından çok sert
suçlamalara maruz bırakıldığını anım-
satıyor.
Gazete. iki kardeş partinin görüşme
belgelerinden. Fin KP'sinin Moskova'-
dan milyonlarca ruble yardım aldığının
anlaşıldığını da duyuruyor.
Gagavuzlara
engel
• MOSKOVA (AA) —
Moldavya Parlamentosu,
kendi cumhuriyetlerini
kurmuş olan Rus ve Türk
asıllı Gagavuzların
bağımsızlık ilanlanm
yasadışı olarak niteledi.
TASS'ın verdiği habere göre
parlamento önceki gün
yaptığı oylamada, Dnyester
Boyu Cumhuriyeti ve
Gagavuz Cumhuriyeti'nde 8
aralıkta yapılan bağımsızlık
konusundaki
halkoylamalarını ve devlet
başkanhğı seçimlerini
yasadışı ilan etti.
Moldavya'da geçen pazar
günü yapılan devlet
başkanhğı seçimlerinde
Gagavuzlar ve Ruslar oy
kullanmamışlardı. Bu arada
halkın oylarıyla yeniden
devlet başkanı seçilen
Mircea Snegur, bu iki
azınlığın temsilcilerini
görüşmeye çağırdı.
Karabağlda
referandum
• MOSKOVA (AA) —
Dağlık Karabağ bölgesinde
önceki gün yapılan
referandumda Ermeni
halkın büyük bölümünün
bölgede bağımsız bir devlet
kurulmasına "evet" dediği
bildihldi. TASS, Karabağ
haber ajansının sonuçlara
ilişkin rakam vermediğini
ve kesin sonuçların yabancı
gözlemciler tarafından
yapılacak incelemeden
sonra açıklanacağım
belirttiğini kaydetti.
Ermenilerin çoğu oylamaya
katılırken bölgede nüfusun
yaklaşık dörtte birini
oluşturan Azeriler,
referandumu boykot etti.
Kuzey Irak'ta
açlık grevi
• ŞEMDİNLİ (AA) —
Kuzey Irak'taki
Süleymaniye kentinde bin
500 kişinin, Bağdat
yönetiminin Körfez savaşı
sırasında tutukladığı öne
sürülen 5 bin Kürdün
serbest bırakılması istemiyle
açlık grevine başladığı
bildiriliyor. Celal
Talabani'ye bağlı Kürdisten
Yurtsever Birliği (KYB)
Radyosu, Süleymaniye'de
açlık grevine başlayan bin
500 dolayında kişinin
Körfez savaşı sırasında Irak
Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin'in Kürtlere yönelik
politikalanmn bir parçası
olarak tutuklanan 5 bin
kişinin serbest bırakılmasını
istediğini duyurdu. Kürtler,
bu kampanyanın bir parçası
olarak önceki gün Erbil'de
de açlık grevine başlamış,
iki kentteki BM Mülteciler
YUksek Komiserliği önünde
gösteriler düzenlemişlerdi.
Türkiye'ye
arabuluculuk
• ANKARA (AA) —
Afganistan'ın Ankara
Maslahatgüzan Muhammed
Sarwer, Türkiye'nin,
Afganistan'da hükümet
kuvvetleri ile muhalif
güçler arasında
arabuluculuk yapabileceğini
söyiedi. AA muhabirinin
sorularını yarutlayan
Afganistan Maslahatgüzan
Sanver, Türkiye'nin güçlü
ve bulunduğu stratejik
bölgede güvenilir bir ülke
olduğunu belirterek
Türkiye"den daha aktif rol
beklediklerini söyiedi.
Afganistan'a ilişkin
politikasından dolayı
Türkiye'ye minnettar
olduklanm kaydeden
Sanver, Türkiye'nin,
SSCB'nin Afganistan'ın iç
işlerine müdahalesinden
dolayı gösterdiği tepkinin
"dofru" olduğunu vurguladı.
BM uzmanlan kimyasal bomba malzemesi de geçiıdi
Irak lıâlâ silalılıIrak'ın kitle imha silahlarını incelemekle
görevli BM uzmanlan, şüphe üzerine
Musul'daki bir şeker rafinerisine yaptıkları
baskında daha önce saptanamayan ve
kimyasal bomba yapımında kullanılan
cihazlar eje geçirdiler.
Dış Haberler Servisi - Irak'ın
kitlesel imha silahlannı incele-
mekle görevli Birleşmiş Millet-
ler (BM) uzman heyetı,
Musul'daki bir şeker rafineri-
sinde kimyasal bomba yapımın-
da kullanılan cihazlar ele
geçirdiğini açıkladı. Uluslara-
ras: Atom Enerjisi Ajanı
(IAEA), Irak'ın nükleer silah
programına katkıda bulunan
ABD. tsviçre ve Alman şırketle-
rinin listesini çıkararak BM
uzmanlanna teslim ettı. Bağdat
ise BM heyetini "sorun yarat-
makla" suçladı.
Irak'ta incelemelerde bulu-
nan BM uzmanlar heyetinin
sözcüsü Fred Eckhard, önceki
gün New York'ta yaptığı açık-
lamada, Musul'da bulunan bir
şeker rafinerisinde 20 kasımda
yaptıklan araştırma sonucunda
kimyasal bomba yapımında
kullanılan cihazlar bulduklannı
açıkladı. Eckhard, cihazlann
söz konusu rafineride kimyasal
ve biyolojik silahlann bulundu-
ğu şüphesi üzerine yapılan bir
dizi baskın sonucunda ele geçi-
rildiğini söyledı. Sözcü, 18
kasım-l aralık tarihlerı arasın-
da yapılan incelemelerde Scud
füzesi taşıyıcısı üç aracın da ele
geçirildiğini belirtti.
IAEA. BM uzmanlannın ele
geçirdiği belgelere dayanarak
Irak'ın nükleer silah progra-
mına katkıda bulunan Batılı
şirketlerin listesini çıkardı.
Ajansın BM heyetıne teslim et-
tiği listeye göre nükleer prog-
ramda kullanılan en hassas
teknoloji Avrupa'dan. özellikle
de Alman şirketlerinden sağlan-
dı.
Ancak listede yer alan şirket-
lerin tümü Irak'ın nükleet
programını doğrudan yürüt-
mekle suçlanmıyor. IAEA
Sözcüsü Hans Friedrich Meyeı
Viyana'da yaptığı açıklamada.
listede yer alan şirketlerden bu
bölümünün doğrudan teknoloji
sağlamış olabileceğini söyiedi.
Tüm şirketleri suçlamanın
mümkün olmadığmı belirten
Meyer, Irak'a gönderilen cihaz-
lann büyük bölümünün çok
amaçlı ve nükleer programın
yam sıra sanayi alanında da
kullanılabilecek nitelikte oldu
ğunu vurguladı.
Bağdat ise dün bir açıklama
yayımlayarak BM heyetini "so-
run yaratmakla" suçladı. BA AS
Partisi yayın organı El Tavra'da
yayımlanan açıklamada, BM
uzmanlannın Eğitim Bakan-
lığı'na baskın düzenleyerek tüm
belgeleri kanştırdıkları ve bina-
yı didik didik aradıkları yer
aldı. Söz konusu bina ve belge-
lerin nükleer silah programıyla
ilgili olmadığı belirtilen açıkla-
mada, uzmanların hareketi
Irak'a karşı uygulanan yaptı-
nmlann gevşetılmeden sürdü-
riilmesi için tezgâhlanan bir
oyun olarak değerlendırildi.
YILBAŞINDA "MUHTEŞIM KISMET
MILYON•Bir kişiye 30 milyor»30 kişiye birer milyar«Ataköy de anahtar tesiimi 7 lüks konut
•Anahtar tesiimi 210 motorlu araç» 150 kişiye 2OO'er milyon» 175 kişiye 100er milyon
2.500.000 kişiye toplam 482 milyar!..
MİLLİ PİVAMGO